dünya'nın en iyi albümü olan the dark side of the moon gibi bir şaheseri yaratmış olan efsanevi gruptur.

the wall, wish you were here ve dark side of the moon yüzünden animals albümü çok underrated kalmıştır albüm george orwell'ın hayvan çiftliği romanından uyarlamadır. ağır sistem eleştirisi vardır.

nitekim hey you, money ve time gibi efsanelerin arasında en tatlı ve hafif mistik julia dream çok sönük kalmıştır. roger waters bu şarkıyı bir ninniden uyarlamıştır.

türkiye'de ben en çok redd grubunu benzetirim pink floyd'a ayrıca redd'in 21 albümü de the dark side of the moon'a benzemektedir.
devamını gör...

türkiye.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bazıları için bu konudaki en büyük neden "yüce ve merhametli bir tanrı, neden iyi bir insanı sırf kendisine inanmadığı için sonsuza kadar ateşlerde yakar?" sorusunu sorup mantıklı bir cevap alamamaktır.
onun dışında islam için konuşmak gerekirse, cinsiyetler arasındaki korkunç eşitsizlik de çok büyük bir nedendir. erkekler yüceltilirken kadınlar yerin dibine sokulur. sırf cinsiyetinizden dolayı saçlarınızı bile kapatmanız beklenir. ve bir tanrının sizden bunu istemesi pek de mantıklı değildir.
devamını gör...

geçenlerde öğrencimin basınç konusunda karşısına çıktığı ve anlamlandıramadığı geometrik şekildir kendileri. üç boyutlu düşünüldüğünde ancak anlaşılabilen ve çoktan sorulara konu olmuş olan geometrik şekil.
devamını gör...

belirsizlik.
devamını gör...

bu kasetlerin hepsini saklamış ve her gün düzenli olarak temizlemeye devam etmiş nesil. bu nesil ki kasetleri her eline aldığında usb denen sonradan görmenin hafızalarının sınırlı kaldığını ve yine bir gün kaset sistemine dönüleceğini söylemekten vazgeçmez. bilim teknik'e göre 35 terrebayt depoluyor bu veletler diyerek de tezini güçlendirir. ayrıca hepsi heroes of might and magic ve quake ile üniversite yıllarında fenafillaha ermiştir.
devamını gör...

elini kalbine götürdü:
"burası var ya" dedi
"taşa, toprağa gerek kalmadan insanın gömüldüğü tek yer..."
~neşet ertaş
devamını gör...

şu an deliler gibi oynadığım tek bir kişi tarafından geliştirilmiş çiftlik oyunu. müziği, pixel artı, kodlaması, hikaye örgüsü, planlaması vs. tek kişinin elinden çıkınca da kendine yeni bir evren yaratmış oluyor eric barone. yaklaşık 4 yılda biten bu oyunla da 34 milyon dolar kazanmış. hala oyuna ücretsiz eklentiler eklemeye devam ediyor. yolun açık olsun temiz kalpli adam bu millet seninle dik dur eğilme.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

deccal yeryüzüne inse "ee? şimdi?" dedirtecek ilaç.
devamını gör...

güneştendeğilutançtankızarandomat

(bkz: sözlüğe bir daha gelinse alınacak nick)
çok güzel bir şey olmadı mı sizce de? *

not: domates değil domat, kızma, tamam. *
devamını gör...

ejder meyvesi. tadı olsaydı da hayal kırıklığına uğrasaydım.
devamını gör...

yılanı öldürseler. genç werterin acıları.
devamını gör...

karartma geceleri ,rıfat ılgaz'ın karatılmış yıllarının güncesi niteliğinde otobiyografik bir roman.
devamını gör...

sabır ve iyi niyet. sınandıkça ve suistimal edildikçe ikisi de tükeniyor. tükendiği zaman da, bu duruma neden olan herkesi bir kalemde silerken bir an bile tereddüt etmiyorsunuz.
devamını gör...

(bkz: hacılara yürüyor korkmuyorum)
devamını gör...

bazıları mültecilerin istenmemesindeki tek sebebin ırkçılık olduğunu düşünüyor. neymiş efendim arap olduğu için istemiyormuşuz da avrupalı olsa bağrımıza basacakmışız. elbette aksi şekilde düşünen aptallar da vardır ama eğer mantıklı bir kişi iseniz direkt geçin bunları...

buradaki asıl mesele savaştan ortamındaki bir ülkeden kaçmış parasız, fakir, eğitimsiz, vizyonsuz ve faydasız büyük bir mülteci kitlesinin, diğer mülteciler ile birlikte ülkeye kolayca alınabilmiş olmasıdır. kim inkar edebilir ki parasızlık, sefalet ve fakirlik suç oranını tetiklemez? elbette ki tetikler.

yanlış anlaşılmasın, bu ve bunun gibi cinayet eylemleri çok daha fazla kez olmak suretiyle türkler tarafından da zaten yapıldı ve hala daha yapılmakta. ama zaten bozuk insanlarla dolu bir ülkeye daha da bozuk sokmak istemiyor kimse. türkiye bir hayır kurumu değildir efendim, kimse de mültecileri bağrına basmak ve onlardan hoşlanmak zorunda değil. tekrar söylüyorum, bunun ırk ile millet ile alakası yok. ukraynalı mülteciler de gelse tepkim aynı.

bu genç kız da gittikçe bozulan ve yozlaşan ve ahlak bakımından çürüyen bir türkiye'ye kurban gitti. asıl konuşulması gereken konu da budur işte. faili kimmiş kim değilmiş değil...
devamını gör...

sadece tapınak olarak kullanılmayan yapılardır.

okul, rasathane ve soğuk hava deposu olarak da kullanılmışlardır.
devamını gör...

orijinal ismi her kind olan anne sexton şiiri. şiir başlı başına dönemin kabul gören kadın çizgisinden çıkmayı başarmış anne sexton'ın kendi bölünmüş kişiliğine bir atıf. uyumsuzluğun şiiri demek yanlış olmayacaktır, sexton üç ayrı kişiliğine dem vurarak şiiri bu düşünce ile besliyor. ilk bölümde büyücü olarak çevrilmiş kısım şiirin orijinalinde witch olarak geçiyor ve uyumsuz-dışlanmış, bu dünyaya uymayan ve ruhunda şeytandan bir parçaya sahip bir cadı olarak gördüğü yanına bir gönderme. ikinci kısım ise psikolojik sorunları ile uğraşmadığı dönemlerde çocuklarına karşı oldukça şevkatli ve sevgi dolu olan sexton'ın kendi anaç yanını aktardığı bölüm ve bu toplumun beklentisi olan 'iyi anne ve evine sağdık olma' durumuna boyun eğdiği ve bir noktada bundan duyduğu huzursuzluğu aktarıyor kanımca. sexton için koca bir çıkmaz var bakıldığı zaman ve bunu çarpıcı bir şekilde aktarıyor. ilk bölümde aktarılan cadı teması son kısımda ateş ve işkence üzerinden yeniden ortaya çıkıyor ki bu bariz bir şekilde toplumun istediği şeyleri kabullenen ve kabullenmeyen iki yanından hangisinin galip geldiğini de gösteriyor. sexton baskıcı ve ondan sürekli bir şey olmasını bekleyen toplumun kurallarına uymaktansa bu uyumsuz kişiliğini yeğlediğini ve bunun sonucunda böyle uyumsuz olan kadınların orta çağ'da olduğu gibi işkence ile öldürüleceğini ima ediyor ki burada orta çağ'da yakılan cadılara gönderme olsa bile bu öldürmek tanımını dışlanmak ve ayıplanmak olarak alabiliriz çünkü burada ölüm bir nevi toplum tarafından yok sayılmak olarak aktarılıyor. uyumsuzluğun, arzunun ve yine sexton'ın vazgeçmemekte ısrar ettiği ölüm temasının güzel bir yansıması.


ı have gone out, a possessed witch,
haunting the black air, braver at night;
dreaming evil, ı have done my hitch
over the plain houses, light by light:
lonely thing, twelve-fingered, out of mind.
a woman like that is not a woman, quite.
ı have been her kind.

ı have found the warm caves in the woods,
filled them with skillets, carvings, shelves,
closets, silks, innumerable goods;
fixed the suppers for the worms and the elves:
whining, rearranging the disaligned.
a woman like that is misunderstood.
ı have been her kind.

ı have ridden in your cart, driver,
waved my nude arms at villages going by,
learning the last bright routes, survivor
where your flames still bite my thigh
and my ribs crack where your wheels wind.
a woman like that is not ashamed to die.
ı have been her kind.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim