perde arkasında dönen çıkar ilişkilerini, ikiyüzlü kişileri gördükçe sinirleriniz zıplayarak izliyorsunuz. filmdeki ercen kesal imzasını çok başarılı buldum.
devamını gör...

benim de bir zamanlar zihnimi kurcalayan, evlat edinmeyi konu alan film. aklımdaki tüm soruların oradaki çift tarafından yaşandığını, en azından baba karakterinin mantıklı soruların daha çok üzerine düşündüğünü gördüm. gayet yerli yerinde bir filmdi, çerezlik olsa dahi. 7/10 diyebilirim.


isimlerini unuttuğum çiftimiz internetteki yetim çocukları araştırdıktan sonra bir adet evlat edinme kararı alırlar ve gerekli yere başvururlar. bunun üzerine bir kaç haftalık sürecek olan “ebeveynlik kursu” başlar. koruyucu aile adaylarımız kurstaki diğer insanlarla çocukların her yıl toplandıkları panayıra giderler. istedikleri gibi küçük bir çocuk bulamadıklarından, kıyıda köşede, diğer koruyucu aile adaylarının kazara bile bakmaya cesaret edemedikleri ergenlerin yanına giderler. latino bir kız çocuğunu çok beğenirler. henüz bilmedikleri şey ise o kızın 2 tane de tatlı mı tatlı, bir o kadar da hiperaktif ve sabır sınayan minnak kardeşleri olduğudur. çiftimiz üç çocuğunda bakımını üstlenmek isterler ve hikayeleri başlar…

çiftin birbirlerine son derece mantıklı ve yerinde yönelttikleri sorulardan bazıları:

- kendimizden emin miyiz?
- çocuklarla dışarıda gezerken ten rengimizden ötürü mobbinge uğrarlar mı?
- onlara ilk geceden iyi geceler öpücüğü vermemiz uygun olur mu?
- anneleri hapisten çıkıp, çocukları yeniden almak isterse nasıl baş edeceğiz?



işin asıl ilginç yanı ise ebeveyn olmayan bir arkadaşımın filme bakış açısı;

“baba karakteri her şeyi sorguluyor filmde. bu karakter kasıntı, aşırı tedbiri elden bırakmayan biri. elbet vardır böyle insanlar çevremizde fakat bana doğal gelmedi bu tutum” dedi.

bense bir ebeveyn olarak babanın davranışlarını doğal buldum. çocuğun varsa a’dan z’ye düşünüyorsun her şeyi. çocuğun için elinden gelenin en iyisini yapabilmek için çabalıyorsun sürekli. bundan gocunmuyorsun. her şeyi sorguluyorsun gerçekten. ebeveynler olarak filmdeki baba karakteri ile farkımız içimizden her şeyi didikleyip, sorgulayıp, dışarı yansıtmayışımız.
ne de olsa filmde yaşamıyoruz anlıyör müsün dostum?
devamını gör...

ismet inönü'dür. 2.dünya savaşında yanlış hatırlamıyorsam ıran'da churchill ile yaptığı ufacık diyalog'da bile görünebilir. iö - wc

iö- burayı nasıl koruyorsunuz(bulunduğu yeri kastederek)
wc- korkmanıza gerek yok, 20 uçakla koruyoruz.
iö - yani bize sadece burayı koruyacak kadar bile uçak vermeden almanya ile savaşa girmemizi istiyorsunuz.

yaman adammışsın ismet inönü, büyük adammışsın. saygıyla
devamını gör...

sizler de bilirsiniz ki hikaye demek eski zamanlar da yaşamış insanlar için her şeydi. kültürlerini bu hikayeler aracılığıyla yaydılar. o hikayelerin on binlerce yıl öncesinden günümüze kadar gelmesini sağlayan sevgili atalarımızın ruhları önünde saygıyla eğilerek şükranlarımı sunuyorum onlara.

bu hikayede tanrılara yer olmayacak. tamamen tanrıçalardan kurulu bir hikayedir bu. çünkü, tanrılar şanslarını kaybettiler. maalesef bunca yıl dünyamızı çok kötü yönettiler. şimdi sıra tanrıçalarımızda.

ben daha çok küçük bir çocuktum. etrafımda bir düzensizlik hakimdi. her şey gibi ben de düzensizdim. belirli bir şeklim şemalim yoktu. bunu sizlere nasıl anlatsam, bir kargaşa hali vardı. her şey birbirine karışmıştı. toz bulutları çoktu. oradan oraya sürüklenip duruyorduk. insanın başı olmadan başının döndüğünü düşünün işte öyle bir şeyler. ah tabiî ki bütün bunları hayal meyal hatırlıyorum.
bir gün bir şeylerin değişiyor olduğunu fark ettim. sanki başımın dönmesi geçiyor, toz bulutları dağılmaya başlıyor, beni deli eden bu kargaşa azalıyor gibi gelmeye başlamıştı. bir süre sonra bir ses duydum. o ses nerden geliyordu. ses neydi? ve bu sesi nasıl oluyor da duyuyordum? hatta nasıl oluyor da anlıyordum. bir mucize gerçekleşiyordu.
ah bu sesi hala ruhumun iliklerinde hissediyorum. konuşan toprak anamızdı. (bkz: gaia)bütün tanrıçaların soylarının dayandığı ilk tanrıçamız. ilk duyduğum sesti bu. o konuşurken şekiller belirip, toz bulutları ortadan kalkmaya başlıyordu. ellerimi görüyordum. görmek neydi. el neydi? bir şeyler görüyordum ama o zamanlar tanımlayamıyordum gördüklerimi. o güzelim ses konuşuyordu. ilginç bir şekilde söylediklerini anlıyordum. yaşamaktan, düzenden bahsediyordu. birlikte yaşamaktan. ama bunun için bazı kurallarımız olacak diyordu. ve bazı tanrıçalar göndereceğim size, yaşamayı öğretmesi için diye söylüyordu. aradan çok uzun zaman geçti ancak bunları hatırlayabiliyorum. gaia, onu anlamak çok zordu. hatta tam olarak anlayabilmek imkansızdı. ah bu aciz aklımla nasıl anlayabilirdim ki. o nasıl oluşmuştu? onun varlığı nereden gelmekteydi? bunları çok düşündüm uzun yıllar. onu anlayabilmek ancak o gibi olmak ile mümkündü. onun varlığı, tüm her şeyi başlatmaktı. her şey onun varlığından doğmuştu. evet bunu gözlerimle görmüştüm. her şeyi bilendi o. o demek her şeydi.

bizlere gönderdiği ilk tanrıçamız (bkz: demeter) di. bereket ve tarım tanrıçamız. yaşamak için bize gerekli olan besini o sağlayacaktı. ah ne kadar bilgili ve yardımseverdi. elini değdiği her şey çoğalıyordu. onun sayesinde karnımız doyuyordu. bizi sarıp sarmalıyor ve büyütüyordu.

toprak anamızın bizlere gönderdiği ikinci tanrıçamız (bkz: themis) olacaktı. kanunların örf ve adaletin tanrıçası. bizlere hep birlikte nasıl yaşayacağımızı anlattı. ne kadar güzel anlatıyordu tek tek. her şeyin kuralını öğretti bize. adaleti ve bazı durumlarda nasıl davranacağımızı anlattı.

sonra gaia bizlere, (bkz: hygieia) yı gönderdi. sağlık tanrıçamız olacaktı kendisi. hastalandığımızda bizi tedavi eden oydu. ah nasıl da herkes ile bir bir ilgilenirdi, hayran kalmamak mümkün değildi. zarafeti dilere destandı.

gaia bizler için her şeyi düşünüyordu mutlu bir yaşam sürmemizi istiyordu. ve birbirimizle daha uyumlu ve kardeşçe yaşamamız için bizlere (bkz: harmonia)yı gönderdi. bu nasıl bir saflık ve temizlikti. nasıl bir iyilikti. bizlere yardımlaşmayı iyiliği anlattı, tek tek gösterdi neler yapmamız gerektiği. onun sayesinde aramızda hiç kavga dövüş yaşanmadı.

her şeyi başlatan; sonrasında, bize (bkz: athena) yı gönderdi. zeka , sanat tanrıçası idi kendisi. ah çok sevdim sanatı. hayrandım ona. nasıl güzel şarkılar, müzikler öğretiyordu bize. resim nasıl yapılır onu da gösterdi bize. hep beraber tiyatro oyunları düzenledik. çok keyiflendirdi bizi.

sonra, toprak anamız bize zor zamanlarımızı kolayca atlatmamız için (bkz: elpis) i gönderdi. kendisi umut tanrıçamızdı. umudun nasıl önemli bir kavram olduğunu öğretti bize. güler yüzünü, zarafetini, kibarlığını bir an olsun kaybetmiyordu. ona hayran olmamak elde değildi.

her şeyi bilen son olarak bize (bkz: afrodit) i gönderdi. kendisi güzellik ve aşk tanrıçamız olacaktı. gaia bizim hayatımıza renk ve hareket getirmek istiyordu. heyecan nedir bilmezken bize heyecanı öğretti. ah çok güzel hissiyatları deneyimlememizi sağladı.

uzun yıllar gaia ve diğer tanrıçalarımız sayesinde çok mutlu hayat sürdük. ta ki, tanrılar denilen şeylerin ortaya çıkmaya başlamasına kadar. ah dostlar ondan sonrasını anlatmayayım. tanrılar ile birlikte başka değişik tanrıçalar da türedi. siz bundan sonrasını çok iyi biliyorsunuz. sevgiyle.
devamını gör...

mehmet reyizin filtre kahveleri fiyat/performans ürünüdür. önyargılı yaklaşmayın m, şans tanıyın. illa üstünde jacob, tchibo mu yazsın, te allam ya.
devamını gör...

söz konusu kişi eski sevgili midir, sevgili olunmak istenen kişi midir bilinmez ama her halükarda 'sevgili' denilemeyecek ve asla gelmeyeceği düşünülen birini beklemektir.

cezmi ersöz'ün;
"olmayan bir sevgiliyi inatla beklemek; utandırmaktır aşkı." dediğidir.
devamını gör...

"zihnim bu devirden, bu şehirden çok uzakta..."

yahya kemal beyatlı milli edebiyat döneminin bağımsız sanatçılarındandır. 'agah kemal' şiirlerinde kullandığı mahlasıdır. parnasizm ve sembolizmden etkilenmiştir. 'ok' şiiri dışında hep aruz ölçüsü kullanılmıştır. istanbul aşığı bir şairdir. ayrıca esersiz şairdir. biçimsel mükemmellikten dolayı hayattayken şiirlerini kitaplarda toplamamıştır.
devamını gör...

''tabiatın insanlara en adilce dağıttığı nimet akıldır derler, çünkü hiç kimse akıl payından şikayetçi değildir. nasıl olsun? aklını beğenmemesi için aklından ötesini görebilmesi lazım.''
devamını gör...

nam-ı diğer mr.spock
bir nesle star trek dizisini sevdiren amerikalı aktör.2015 yılında vefat etmiştir. "the big bang theory" dizisinde sheldon cooper'ın en sevdiği ve hayran olduğu karakterdir. ayrıca "turist ömer uzay yolunda" filminde erol amaç tarafından canlandırılmıştır.
devamını gör...

"aşk başladığında, sevdiğimiz kişinin gözünde, sevebileceği yabancı olarak kalmak isteriz, ama ona ihtiyaç duyarız; bedeninden çok dikkatine, kalbine dokunma ihtiyacı hissederiz."
marcel proust - çiçek açmış genç kızların gölgesinde
devamını gör...

cehennem gibi sıcak, ıslak, sık ve nemli ormanda bocalayan abd askerinin, orda doğup büyümüş milislere karşı kesin bir galibiyet sağlayamadığı bir savaş olarak kayıtlara geçmiştir.

o kadar ağır ve ıslak bir arazide full gear giden abd askerinin karşısında, elinde sadece ak-47, yedek 2-3 sarjör ve su matarası olan, ağaç tepesinde ya da bataklık içinde saatlerce, günlerce bekleyen, kumaş kıyafetli bir düşmanın olmasının farkını anlatmama gerek yok zaten.

abd her savaşın 2. dünya savaşı gibi "cephe savaşı" olmadığını vietnam'da acı bir şekilde anlamıştır.

adamlar ormanla bütünleşmişler. her taraf tuzak dolu. bir adım atıyorsun, kazıklarla dolu çukura düşüyorsun, bir anda 20 kişi korkunç bir şekilde ölüyor. bir noktaya basıyorsun, kafana 200 kiloluk kaya düşüyor. yürürken bir ipe takılıyorsun, el bombası patlıyor. ve bunlar her yerde.

sen ormanda 1 saatte 50 metre ilerleyemezken adamlar zaten ormanı sarmışlar, ağaç tepelerinde ilerliyorlar. sen onları ararken onlar zaten 10 dakikadır seni izliyorlar.

bir anda nereden geldiğini bilmediğin bir sniper mermisi kafanı parçalıyor.

sana sağdan ateş ediyorlar, sola doğru ateş ederek geri çekileyim diyorsun, istedikleri pusunun tam ortasına düşüyorsun.

psikoloji bitmiş. ordunun yarısı uyuşturucu bağımlısı olmuş. hatta ordu içinde eroin satılmaya başlanmış.

teknolojin hiçbir işe yaramıyor. orman, bataklık gibi yerlerde vur-kaç savaşı yapan düşmana yukarıdan napalm atıyorsun, 20 kişi öldürüyorsun. adamlar senin birliğine gece baskını yapıyor, 100 kişi öldürüyor, kafalarını kesip tüfeklerinin üzerindeki süngülere takıyor ve destek gelmeden kaçıp ormana karışıyor.

yakaladıkları esirlere canavar gibi davranıyorlar.

bu nedenle abd vietnam savaşını kazanamamıştır.

"kazandık yeaaa, koyduk işte" diyerek ülkeden çıkmış, ancak savaş, vietkong lehine bir beraberlik ile sonuçlanmıştır.
devamını gör...

kara oklar çetesi kitabı ile gönlümde taht kurmuş yazar. küçük yaşta okumuştum, hâlen elime aldığımda bir çırpıda okumak isterim.
devamını gör...

çok düşündüm başlığı açmak için ama en sonunda açmaya karar verdim. çünkü bu ülkede namusluların da en az namussuzlar kadar sesi çıkmalı diye düşünüyorum.

--- alıntı ---

antalya'da bir genç kadın, mesai sonrası patronunun tanıdığı olan şahsın aracına binerek taksi durağına gitmek üzere yola çıktı. şahıs, kadını arabada dövdü, iş yerine götürüp saatlerce tecavüz etti. o sırada arayan kadının annesine ise 'kızına şu an tecavüz ediyorum' dedi. intihar teşebbüsünde bulunan mağdur, yüzde 99.9 engelli hale geldi.

--- alıntı ---

kadın kaçırılıyor, tecavüze uğruyor, darp ediliyor, uyuşturucu veriliyor, üstüne üstük bu yaşananlara annesi telefondan birebir şahit oluyor. avukatı dahi tehdit ediliyor. fakat sonunda ne mi oluyor? sanıklar 1 yıldır dışarda. çünkü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış. edit: (bkz: tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı)

olaylar uzun uzadıya burada anlatılmış. klasik olacak ama umarım adalet yerini bulur.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gemiyi karadan yürütenler var demek istediğim başlıktır.
adamlar gemiyi karadan yürütmüş şaşırdığınız şeye bak yahu ahahah.
devamını gör...

tam kendi adımı verecektim, sağ olsun ilbi vermiş. beni tanımadığı için kızmıyorum. tanısa zaten yazmazdı, eminim.

böyle belki de yaşım nedeniyle sürekli akıl verir modda olduğumdan genelde kasıntı sanılırım dışarıdan bakıldığında. genelde de troll başlıklarda bile ciddi ciddi yazar çizerim falan, onun da etkisi oluyor bazen. değilim. onu bilin, yeterli benim için.
devamını gör...

101. olacağıma emindim oysa, nasıl oldu da bu şanssızlığı yaşamadım*.
devamını gör...

kadınların entelektüel olarak bir araya geldikleri ve fikir alışverişi yerler salonla ilgili bir yazıyı şurada paylaşmıştık. #1368694 (bkz: salon)
zaman 17. yy ve hamilik yapabilecek derecede güçlü kadınlar, salonlarda diğer hemcinsleri ile bir araya gelebiliyor.

elizabeth mantagu, elizabeth vesey gibi zengin kadınlar, en iyisi biz bir dernek kuralım diyorlar ve mavi çorapları kuruyorlar efem.
derneğin orijınıl ismi, blue stockings society.
erkekler o zamanlar , gündüz giyimi olarak siyah tayt zerine, mavi çorap giyerlermiş. ''gündüz'' derken ''resmi olmayan toplantı''ları vurgulamak amacıyla yapılmış bu.
internette bu giyimi bulmak için çok arama yaptım ama bulamadım. bulabilen beri gelsin.

şimdi efenim o zamanları kadınların, bir kitap konuşmaları, bir yazı eleştirmesi edepsizlik, hayasızlık sayıldığından, entel olarak kendilerini gerçekleşmiş kadınlar çevresinde dönen bir organizasyon bu.
asıl amacı sanat ve edebiyat tartışmak yani.
mavi çoraplılar'ın toplantılarına kadınlar ve ''davetli'' erkekler girebiliyordu. ancak sohbette tartışmalar kadınlar ve erkekler, konuları ''eşit olarak'' tartışacaklardır.

yazı yazan , bu yazıları yayımlamak kadınları, üyeler destekleyecekti.

kumar ve alkol yasaktı.
mavi çorapları, erkek egemenliğine tehdit olarak görenlerde vardı, kadınların erdem ve zekasının kalesi olarak görende...
richard samuel isimli bir ressam, aşağıdaki resimde, mavi çorapların ''dokuz yaşayan ilham perisi '' ni boyamıştır.
şair seçimi anna laetitia barbaulddu veelizabeth carter bilgindi. angelica kauffman, kraliyet akademisi'nin tek kurucu kadın üyesiydi ; elizabeth griffithbir oyun yazarıydı; charlotte lennoxbir yazardı, catharine macaulayise bir tarihçiydi. son üçü , sosyete liderielizabeth montagu, dini yazar ve oyun yazarıhannah moreve şarkıcı elizabeth ann sheri

''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
en.wikipedia.org/wiki/Richa...
en.wikipedia.org/wiki/Blue_...
devamını gör...

mükemmel bir şarkı. dinlediğinde tekrar dinleyesin geliyor ondan sonra tekrar ondan sonra tekrar...
devamını gör...

bir daha yaşanmaması dileğiyle tüm izmir'de yaşayanlara geçmiş olsun.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim