geçen yaz
ozan açıktan'ın yönettiği, başrollerinde ece çeşmioğlu, fatih şahin, halit özgür sarı, aslıhan malbora, süreyya güzel ve kubilay tunçer'in paylaştığı türk yapımı netflix filmidir.
bence eh işte bir film olmuş. az önce izleyip bitirdim. yani bilmiyorum izlerken iyi hissettim ama bir sürü şey eksik geldi. ama kafa dağıtmak için izlenebilir. çok şey vadetmeyen bir film.
öncelikle anlatılmak isteneni anlamadığım bir film oldu. yani ne anlatmaya çalışıyorsun senaryo bize ne vermek istiyor anlamadım. o yüzden eh işte diyorum.
replikler bilerek boktandı sanırım. veya 90 larda replikler genel olarak boktandı. 90 larda yaşayanlar cevap versin cidden bu kadar rezalet bir konuşma tarzı mı vardı.
-naber
+ standart
vay kaan çaydamlı.
müzikleri çok beğendim. kostümleri. içkileri. dönemin yansıtılışını beğendim. filmin rengini başlarda sevmemiştim ama sonradan alıştım. izlerken bol bol lan ne güzel bir ortam dediğim bir film oldu.
filmi anlatmak gerekirse 90 larda bodrumda tatil yapan gençlerin dünyasını anlatıyor. bir tane genç (ama ergen olanından) dostumuzun geliş gidişlerini izliyoruz. 90 larda gençler nasıl takılıyor onları görüyoruz.
tavsiye ederim ama çok iddialı değilim. kafa dağıtmak için izlenir. eh işte film.
filmin amacını vallahi anlamadım. aşık olan bir ergenin dramı mı ? veya 90 larda aşk mı ? neydi anlamadım. eleman aşık oluyor sanırım. sonra aşık olduğu kız birileriyle seviştiği için kuduruyor. kıskançlık krizlerine girip içiyor. benim gençliğim lan bu baya benim ergenliğim.
çok garip filmdi. izlerken hoşuma gitti. bazı sahnelerde cringe denen olayı yaşadım. film bittiğinde güzeldi diyemedim. kötüydü demiyorum. eh işte diyorum tamam uzatmayıp eh işte diyorum.
başroldeki genç dostumuzun oyunculuğunu ve kıvırcık hanımefendiyi çok beğendim. bence oyunculukları güzeldi. filmin sonuna doğru babanın vermek istediği mesaj boktandı. filmde en çok beğendiğim kısım ise ailesini kaybetmiş çocuğun karizmasıydı. çocuk çok karizma lan. seviyor bu hayatı. dayak yiyor sonra gülüyor. dayak yiyor çocuğa el sallıyor. kıyak insan.
ha olayın şu kısmına gelirsek bu filmi sinemada izleseydim küfür ederdim. cidden küfür ederdim. netflixte izlediğim için eh işte diyorum.
bence eh işte bir film olmuş. az önce izleyip bitirdim. yani bilmiyorum izlerken iyi hissettim ama bir sürü şey eksik geldi. ama kafa dağıtmak için izlenebilir. çok şey vadetmeyen bir film.
öncelikle anlatılmak isteneni anlamadığım bir film oldu. yani ne anlatmaya çalışıyorsun senaryo bize ne vermek istiyor anlamadım. o yüzden eh işte diyorum.
replikler bilerek boktandı sanırım. veya 90 larda replikler genel olarak boktandı. 90 larda yaşayanlar cevap versin cidden bu kadar rezalet bir konuşma tarzı mı vardı.
-naber
+ standart
vay kaan çaydamlı.
müzikleri çok beğendim. kostümleri. içkileri. dönemin yansıtılışını beğendim. filmin rengini başlarda sevmemiştim ama sonradan alıştım. izlerken bol bol lan ne güzel bir ortam dediğim bir film oldu.
filmi anlatmak gerekirse 90 larda bodrumda tatil yapan gençlerin dünyasını anlatıyor. bir tane genç (ama ergen olanından) dostumuzun geliş gidişlerini izliyoruz. 90 larda gençler nasıl takılıyor onları görüyoruz.
tavsiye ederim ama çok iddialı değilim. kafa dağıtmak için izlenir. eh işte film.
filmin amacını vallahi anlamadım. aşık olan bir ergenin dramı mı ? veya 90 larda aşk mı ? neydi anlamadım. eleman aşık oluyor sanırım. sonra aşık olduğu kız birileriyle seviştiği için kuduruyor. kıskançlık krizlerine girip içiyor. benim gençliğim lan bu baya benim ergenliğim.
çok garip filmdi. izlerken hoşuma gitti. bazı sahnelerde cringe denen olayı yaşadım. film bittiğinde güzeldi diyemedim. kötüydü demiyorum. eh işte diyorum tamam uzatmayıp eh işte diyorum.
başroldeki genç dostumuzun oyunculuğunu ve kıvırcık hanımefendiyi çok beğendim. bence oyunculukları güzeldi. filmin sonuna doğru babanın vermek istediği mesaj boktandı. filmde en çok beğendiğim kısım ise ailesini kaybetmiş çocuğun karizmasıydı. çocuk çok karizma lan. seviyor bu hayatı. dayak yiyor sonra gülüyor. dayak yiyor çocuğa el sallıyor. kıyak insan.
ha olayın şu kısmına gelirsek bu filmi sinemada izleseydim küfür ederdim. cidden küfür ederdim. netflixte izlediğim için eh işte diyorum.
devamını gör...
normal sözlük kapansa olacaklar
çok da bir şey olmaz diyeceğim başlıktır.
güzel bir rüyaydı fakat rüyadan uyandık der evlerimize dağılırız.
güzel bir rüyaydı fakat rüyadan uyandık der evlerimize dağılırız.
devamını gör...
14 mart tıp bayramı
fedakar, cefakar tum tipcilarin bayrami kutlu olsun. zor gunler gecirdik geciriyoruz. bir ara cama çıkıp her akşam alkışladık. sonra gittiler dövdüler falan garip ülkeyiz vesselam.
neyse sözlük ahalisinin sağlık çalışanlarının gunu kutlu olsun.
bu arada arkadaşım (bkz: hipokratın steteskopu) gününü de ayrıca kutlarım.
neyse sözlük ahalisinin sağlık çalışanlarının gunu kutlu olsun.
bu arada arkadaşım (bkz: hipokratın steteskopu) gününü de ayrıca kutlarım.
devamını gör...
kurban psikolojisi
mağduriyet hissinin kronikleşmesi
sürekli aynı döngü içinde kendinizi çaresizlik duygularıyla baş başa buluyor, olan bitenden sürekli etrafınızdaki kişi ve olayları suçlu tutuyorsanız kurban oyununa dahil olmuşsunuz demektir.
ben çaresizim. ben çaresizim.. sürekli tekrarlar öğrenilmiş ve alışılmış çaresizlik doğurur. kurban zihniyeti acılarınıza sahip çıkmanızı ister. deneyimlerin yıpratıcı olması ve yaşanılan zorbalıkların bilinçaltına atılmasıyla gerçekleşir çoğu kez. ve bazıları ona yapışmak ister. ama böyle bir yaşamın iyi bir tarafı yoktur. bu zihniyet sürekli seni zehirler. her durumda haksızlığa uğramış hissiyatı gittikcede güçsüzleşmene neden oluyor.
patron bana taktı.
ben ne yapsam olmuyor.
bunlar hep benim başıma geliyor.
benim kısmetim bağlanmış.
beni kimse sevmiyor.
elimden daha fazlası gelmiyor.
bu örnek önermeler kurban üçgen'in içine sokuyor bizi. temelinde korku duygusu hakim. önemsenme ve sevilme ihtiyacı söz konusu. yine aile'de temelleri atılıyor. çocuğa sen güçsüzsün sinyali veriliyor. bu konuda toplumun da etkisi çok büyük.
ay yazık hiç kimsesi yok
o öyle şeyleri yapamaz.
bu ve benzeri ifaderi belki sıklıkla duyuyoruz.
aslında kendini sevmek dışında çok tesirli bir ilacı yok. kendine olan inancı kaybetmemek mesele.
sürekli aynı döngü içinde kendinizi çaresizlik duygularıyla baş başa buluyor, olan bitenden sürekli etrafınızdaki kişi ve olayları suçlu tutuyorsanız kurban oyununa dahil olmuşsunuz demektir.
ben çaresizim. ben çaresizim.. sürekli tekrarlar öğrenilmiş ve alışılmış çaresizlik doğurur. kurban zihniyeti acılarınıza sahip çıkmanızı ister. deneyimlerin yıpratıcı olması ve yaşanılan zorbalıkların bilinçaltına atılmasıyla gerçekleşir çoğu kez. ve bazıları ona yapışmak ister. ama böyle bir yaşamın iyi bir tarafı yoktur. bu zihniyet sürekli seni zehirler. her durumda haksızlığa uğramış hissiyatı gittikcede güçsüzleşmene neden oluyor.
patron bana taktı.
ben ne yapsam olmuyor.
bunlar hep benim başıma geliyor.
benim kısmetim bağlanmış.
beni kimse sevmiyor.
elimden daha fazlası gelmiyor.
bu örnek önermeler kurban üçgen'in içine sokuyor bizi. temelinde korku duygusu hakim. önemsenme ve sevilme ihtiyacı söz konusu. yine aile'de temelleri atılıyor. çocuğa sen güçsüzsün sinyali veriliyor. bu konuda toplumun da etkisi çok büyük.
ay yazık hiç kimsesi yok
o öyle şeyleri yapamaz.
bu ve benzeri ifaderi belki sıklıkla duyuyoruz.
aslında kendini sevmek dışında çok tesirli bir ilacı yok. kendine olan inancı kaybetmemek mesele.
devamını gör...
neden neden ailesi
her bölümde yeni bir yeri ziyaret ederdik. bazen tesisat borusunun içinde, bazen damarlarda yüzerdik. antikorun ne olduğu, yağmurun nasıl yağdığı anlatılırdı.
the why why family.
the why why family.
devamını gör...
hayâ
utanma duygusu anlamına gelen kelime.
devamını gör...
8 kelimelik hikâyeler
satürn'ün halkasında ayaklarını sallarken kabul etti hayatın kusurlarını.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarından aforizmalar
ölmekten son derece korkuyor çünkü henüz yaşayabilmiş değil.
franz kafka
franz kafka
devamını gör...
renkli gözlü kadınlardaki çirkinlik oranının inanılmaz az olması
inanılmaz az orana dahil olduğum için kendimi nadir sayıp avutucam teşekkürler.
devamını gör...
bir abinizin normal sözlük gözlemleri
yaklaşık 10 gündür buradayım yani daha yeni sayılırım ancak üslübunda problemler olsa bile yazar arkadaşımız dikkat çekmeye çalıştığı şeyler nedeniyle kıymetli bir metin yazmıştır, ki beğeni sayısı da bunun bir kanıtı olarak kabul edilebilir. yani pek çok kişi bu problemler ile ilgili ortak bir paydada buluşmuş.
bununla birlikte, bana göre işin sıkıcı olan kısmı şudur. aynı konular ile ilgili buna benzer düşünceler yine dile getirilecek ve bu da sözlüğün ilerlemesi için oldukça büyük bir engel teşkil etmektedir. bu sorunun çözümü de yazarların* tanım yaparken elinden geldiğince emek göstermesinden geçiyor. tabii ki de siyasal gündem ile ilgili başlık açılması zorunlu değil ancak buradaki tanımlarda diğer sosyal medya mecralarımda gördüğüm tanımlara oranla daha farklı veya yaratıcı şeyler görmek isterim.*
kısacası sözlüğün gelişimi için şu soru cevaplanmalıdır. kafa sözlük tanımları, diğer sözlüklerde yapılan tanımlara oranla neden daha farklıdır ya da daha öne çıkmalıdır?
bununla birlikte, bana göre işin sıkıcı olan kısmı şudur. aynı konular ile ilgili buna benzer düşünceler yine dile getirilecek ve bu da sözlüğün ilerlemesi için oldukça büyük bir engel teşkil etmektedir. bu sorunun çözümü de yazarların* tanım yaparken elinden geldiğince emek göstermesinden geçiyor. tabii ki de siyasal gündem ile ilgili başlık açılması zorunlu değil ancak buradaki tanımlarda diğer sosyal medya mecralarımda gördüğüm tanımlara oranla daha farklı veya yaratıcı şeyler görmek isterim.*
kısacası sözlüğün gelişimi için şu soru cevaplanmalıdır. kafa sözlük tanımları, diğer sözlüklerde yapılan tanımlara oranla neden daha farklıdır ya da daha öne çıkmalıdır?
devamını gör...
her şeyin anlamsız olması
jean-paul sartre bulantı kitabında şöyle der: "düşünüyorum da, hepimiz şurada oturmuşuz, o değerli varoluşumuzu sürdürmek için yiyip içiyoruz. oysa, var olmaya devam etmemiz için hiçbir, ama hiçbir sebep yok."
her şeyin anlamsız olduğu fikri hayattan bir anlam çıkarmak istememizden doğuyor. oysa belki hayatın anlamı, anlamsız olmasıdır.
her şeyin anlamsız olduğu fikri hayattan bir anlam çıkarmak istememizden doğuyor. oysa belki hayatın anlamı, anlamsız olmasıdır.
devamını gör...
seni seviyorum cümlesine verilen en acı cevaplar
it'll pass.
(bkz: fleabag)
(bkz: fleabag)
devamını gör...
insanın anlam arayışı
önce kitabın yazarından biraz bahsedelim.
viktor emil frankl
avusturyalı yazar. nöroloji ve psikiyatri alanında eğitim görmüş. viyana’da psikanaliz alanında bugün eğitim vermeye devam eden “logoterapi” okulunu kurmuştur. viyana üniversitesinde, daha yakından tanıdığımız bir isimden eğitim almıştır. (bkz: sigmund freud)
ancak frankl’i, diğer yazarlardan ayıran özellik ise, 1942-1945 yıllarında dachau ve ausschwitz toplama kampında esir olarak bulunmasıdır. tüm ailesini toplama kamplarında kaybeden frankl, ikinci dünya savaşının sona ermesiyle bu ölüm kamplarından sağ olarak kurtulanlar arasındadır.
yaşadığı tecrübeyi bilim ile birleştirip kitaplarına aktarmıştır. yıllar önce almancası “trotzdem ja zum leben sagen” kitabını okumuştum. ingilizceye “man's search for meaning” olarak çevrilen kitap yine ingilizceden türkçeye “insanın anlam arayışı” olarak çevrilmiştir.
ancak buraya bir dipnot düşeyim; kitap türkçeye ingilizceden çevrilmiştir. bu biraz bana sol elle sağ kulağı tutmak gibi geliyor ama henüz türkçe çevirisini okumadığım için bu konuda yorum yapmayayım. çeviri meselesine takık biri olarak, kafka’nın kitaplarına yapılan zulmü okumuş ve “bu ne lan” gibi gayet samimi bir tepki göstermiştim. konudan uzaklaşmayalım. başka bir yazımızda çeviri hatalarından bahsederiz.
kitabı okumanızı öneriyorum ancak sakın ola kitabı, şu saçma “kişisel gelişim” türünden sanmayın. yaşanmış bir tecrübenin, bilimsel bakış açısıyla ortaya konulduğu bir kitaptır. frankl, insanın anlam arayışının adresini “sevgi” olarak gösterir. yazımızı kısa bir alıntıyla bitirelim.
“sevmediği sürece hiç kimse, bir başka insanın özünün tam olarak farkına varamaz.”
victor emil frankl - “insanın anlam arayışı”
okunacak kitaplar listenize ekleyin.
viktor emil frankl
avusturyalı yazar. nöroloji ve psikiyatri alanında eğitim görmüş. viyana’da psikanaliz alanında bugün eğitim vermeye devam eden “logoterapi” okulunu kurmuştur. viyana üniversitesinde, daha yakından tanıdığımız bir isimden eğitim almıştır. (bkz: sigmund freud)
ancak frankl’i, diğer yazarlardan ayıran özellik ise, 1942-1945 yıllarında dachau ve ausschwitz toplama kampında esir olarak bulunmasıdır. tüm ailesini toplama kamplarında kaybeden frankl, ikinci dünya savaşının sona ermesiyle bu ölüm kamplarından sağ olarak kurtulanlar arasındadır.
yaşadığı tecrübeyi bilim ile birleştirip kitaplarına aktarmıştır. yıllar önce almancası “trotzdem ja zum leben sagen” kitabını okumuştum. ingilizceye “man's search for meaning” olarak çevrilen kitap yine ingilizceden türkçeye “insanın anlam arayışı” olarak çevrilmiştir.
ancak buraya bir dipnot düşeyim; kitap türkçeye ingilizceden çevrilmiştir. bu biraz bana sol elle sağ kulağı tutmak gibi geliyor ama henüz türkçe çevirisini okumadığım için bu konuda yorum yapmayayım. çeviri meselesine takık biri olarak, kafka’nın kitaplarına yapılan zulmü okumuş ve “bu ne lan” gibi gayet samimi bir tepki göstermiştim. konudan uzaklaşmayalım. başka bir yazımızda çeviri hatalarından bahsederiz.
kitabı okumanızı öneriyorum ancak sakın ola kitabı, şu saçma “kişisel gelişim” türünden sanmayın. yaşanmış bir tecrübenin, bilimsel bakış açısıyla ortaya konulduğu bir kitaptır. frankl, insanın anlam arayışının adresini “sevgi” olarak gösterir. yazımızı kısa bir alıntıyla bitirelim.
“sevmediği sürece hiç kimse, bir başka insanın özünün tam olarak farkına varamaz.”
victor emil frankl - “insanın anlam arayışı”
okunacak kitaplar listenize ekleyin.
devamını gör...
infected mushroom
bir tür kulaktan alınan uyuşturucu çeşidi.
devamını gör...
bitcoin vs ethereum
kripto dünyasının mihenk taşları, 1 ve 2 numaralı para birimleridir.
eğer 10 yıllık bir yatırım planınız varsa bu iki yatırım aracı tam size göre.
uzun dönem yatırım daima kazandırır.
eğer 10 yıllık bir yatırım planınız varsa bu iki yatırım aracı tam size göre.
uzun dönem yatırım daima kazandırır.
devamını gör...
seni bir kere öpsem
seni bir kere öpsem,ikinin hatrı kalıyordu.
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük...
-cemal süreya
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük...
-cemal süreya
devamını gör...
2 milyon aileye 1100 tl tam kapanma yardımı yapılması
türkiye’de ise ulusal engelli veri taban’ına göre engelli birey sayısı 1.559.222. (ancak resmi olmayan rakamlara göre %13 düzeyinde, 9 milyon olduğu söyleniyor) bunların %27’si 0-21 yaş, %36’sı 22-49 yaş, %37’siyse 50-64 yaş arasında…
iki milyon badem bıyıklı g*tü pantolonundan taşan müptezel yerine bu insanlara öncelik verilir mi?
zannetmiyorum!
iki milyon badem bıyıklı g*tü pantolonundan taşan müptezel yerine bu insanlara öncelik verilir mi?
zannetmiyorum!
devamını gör...


