çalıntı tanım girmek
yazdığı tanımın hiçbir yerinde belirtmediyse nereden anlayacağız
"alıntı yaptığını belirttiğini"
diye sormak istiyorum bazı yazarlara, birde pişkin pişkin, "bazı yazarlar anlamamış" diye destan yazmış bir arkadaş, direk başladığınız ve sonuna nick inizi koyduğunuz yazının neresinden anlamalıyız alıntı yaptığınızı, içimizemi doğacak..
burada yazdığımın 10 katı filan okuyan ve okumayı daha çok seven bir yazar olarak söylüyorum, sözlükte birçok kişinin amacı vakit öldürmek, dikkat çekmek, egosunu tatmin etmek, üşenmeyip profillere girip neredeyse bütün tanımlarını okuyorum bazı yazarların, tanımının başı ayrı sonu ayrı, bir yazdığı bir yazdığıyla tutmuyor, alıntıları ballandıra ballandıra anlatanlar daha vahim, anlamadığım düşünmeyemi üşeniyorsunuz.. biraz düşünse kendisininde bir fikri vardır elbet..
yazarın düşüncesi yada deneyimi diye okuduğumuz birçok şey, (ç)alıntı...
artık tamamen sizin zekanıza kalmış birşey, profilden, tanımların tutarlılığından anlayacağız dürüst olup olmadığını...
"alıntı yaptığını belirttiğini"
diye sormak istiyorum bazı yazarlara, birde pişkin pişkin, "bazı yazarlar anlamamış" diye destan yazmış bir arkadaş, direk başladığınız ve sonuna nick inizi koyduğunuz yazının neresinden anlamalıyız alıntı yaptığınızı, içimizemi doğacak..
burada yazdığımın 10 katı filan okuyan ve okumayı daha çok seven bir yazar olarak söylüyorum, sözlükte birçok kişinin amacı vakit öldürmek, dikkat çekmek, egosunu tatmin etmek, üşenmeyip profillere girip neredeyse bütün tanımlarını okuyorum bazı yazarların, tanımının başı ayrı sonu ayrı, bir yazdığı bir yazdığıyla tutmuyor, alıntıları ballandıra ballandıra anlatanlar daha vahim, anlamadığım düşünmeyemi üşeniyorsunuz.. biraz düşünse kendisininde bir fikri vardır elbet..
yazarın düşüncesi yada deneyimi diye okuduğumuz birçok şey, (ç)alıntı...
artık tamamen sizin zekanıza kalmış birşey, profilden, tanımların tutarlılığından anlayacağız dürüst olup olmadığını...
devamını gör...
fıstıklıbörek
bugün de yeni ve güzel bir bilgi edinmemi sağlamış, yazar arkadaşımız. kendisine bir de buradan teşekkür etmek istedim, bilgi güçtür.
nice yıllar yazdıklarını okumak dileğiyle.
nice yıllar yazdıklarını okumak dileğiyle.
devamını gör...
üniversitelerde terörist istemiyoruz
akp'li faşistlerin isteğidir. biz de sizi istemiyoruz bu ülkede. iktidarınızı da alın gidin.
devamını gör...
küçükken yanlış söylenen şarkılar
bir kar tanesi ol bombilimin ucuna.
*teoman-kupa kızı ve sinek valesi
*teoman-kupa kızı ve sinek valesi
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en sevdiği yazar
ihsan oktay anar.
türk edebiyatının gelmiş geçmiş en özgün yazarı olduğunu düşünüyorum. kitaplarını okurken wes anderson filmi izler gibi buluyorum kendimi.
türk edebiyatının gelmiş geçmiş en özgün yazarı olduğunu düşünüyorum. kitaplarını okurken wes anderson filmi izler gibi buluyorum kendimi.
devamını gör...
pame radyo yayını
uğruna randevular iptal ettiğimiz, artık bir pazar klasiği haline gelen yayın. daha ne kadar içerdeyiz diyeceğim bilmiyorum, daha önce hiç bu kadar içerde olmamıştım. evet, içerdeyiz.
devamını gör...
kırmızı saçlı kadın
orhan pamuk'un okuduğum ilk kitabı. evet daha önce nasıl okumazsın nidalarını duyar gibiyim (kimden duyacaksam :d)
neyse işin şakası bir yana okuduğum yazılara bakılırsa orhan pamuk severlerinin pek sevmediği bir kitap olmuş kırmızı saçlı kadın. ama sanırım benim gibi ilk kez okuyanlar yine benim gibi sevecektir.
kitabın konusuna şöyle genel hatlarıyla bakarsak , kitap cem adında henüz lise çağındaki gencin babasının kendilerini bırakıp gitmesi sonrası annesi ile istanbul'dan gebze'ye giderek bir kuyucunun yanında çırak olarak çalışmaya başlaması ile başlıyor. cem bu süre zarfında hem baba eksikliğiyle hem babasının yerine koyduğu ustasıyla hem de bu iki karakterin üzerinde oluşturduğu otorite ile savaşırken bir de şehre tiyatro oynamaya gelen kendinden yaşça büyük kırmızı saçlı bir kadına aşık olarak daha da karmaşıklaştırıyor içini. sonrası da zaten bunun etrafında şekilleniyor ama öyle bir şekilleniyor ki hem bir oğlun babasını öldürüp annesiyle birlikte olduğu sophokles'in ''kral oidipus'unu'' okuyor hem de karşısındakinin oğlu olduğunu bilmeden oğlunu öldüren firdevsi'nin ''rüstem ve sürhab''ını.
babayı öldüren oğullar, oğlunu öldüren babalar.. bunun etrafında şekillenen efsaneler, efsanelerin bir gün gerçekleşeceğine olan inanç ve sonunda gerçekleşmesi..
bu efsanelerle cem'in babasına karşı duyduğu duygular, çok sonradan oğluna karşı duydukları..
beni esas şaşırtan nokta ise cem'in babasını aşkı olan kırmızı saçlı kadınla beraber olup ondan bir oğlu olması ve sonra oğlunun kendi katili olmasıydı. kitapta sürekli bahsettiği gibi ''efsaneler inanılırsa gerçekleşir'' çok fazla inanılan şeylerin bir şekilde gerçekleşmesi gibi.
orhan pamuk severler sevmemişler ama bence kendisini tanımaya başlamakta belki doğru olmasa da güzel bir kitap.
okuyun, okutturun..
neyse işin şakası bir yana okuduğum yazılara bakılırsa orhan pamuk severlerinin pek sevmediği bir kitap olmuş kırmızı saçlı kadın. ama sanırım benim gibi ilk kez okuyanlar yine benim gibi sevecektir.
kitabın konusuna şöyle genel hatlarıyla bakarsak , kitap cem adında henüz lise çağındaki gencin babasının kendilerini bırakıp gitmesi sonrası annesi ile istanbul'dan gebze'ye giderek bir kuyucunun yanında çırak olarak çalışmaya başlaması ile başlıyor. cem bu süre zarfında hem baba eksikliğiyle hem babasının yerine koyduğu ustasıyla hem de bu iki karakterin üzerinde oluşturduğu otorite ile savaşırken bir de şehre tiyatro oynamaya gelen kendinden yaşça büyük kırmızı saçlı bir kadına aşık olarak daha da karmaşıklaştırıyor içini. sonrası da zaten bunun etrafında şekilleniyor ama öyle bir şekilleniyor ki hem bir oğlun babasını öldürüp annesiyle birlikte olduğu sophokles'in ''kral oidipus'unu'' okuyor hem de karşısındakinin oğlu olduğunu bilmeden oğlunu öldüren firdevsi'nin ''rüstem ve sürhab''ını.
babayı öldüren oğullar, oğlunu öldüren babalar.. bunun etrafında şekillenen efsaneler, efsanelerin bir gün gerçekleşeceğine olan inanç ve sonunda gerçekleşmesi..
bu efsanelerle cem'in babasına karşı duyduğu duygular, çok sonradan oğluna karşı duydukları..
beni esas şaşırtan nokta ise cem'in babasını aşkı olan kırmızı saçlı kadınla beraber olup ondan bir oğlu olması ve sonra oğlunun kendi katili olmasıydı. kitapta sürekli bahsettiği gibi ''efsaneler inanılırsa gerçekleşir'' çok fazla inanılan şeylerin bir şekilde gerçekleşmesi gibi.
orhan pamuk severler sevmemişler ama bence kendisini tanımaya başlamakta belki doğru olmasa da güzel bir kitap.
okuyun, okutturun..
devamını gör...
yazarların mutsuzken yaptıkları
acıklı şarkılarla kendimi doldurarak saatlerce yürümek...
sonra gözyaşlarımı silip hayata devam...*
sonra gözyaşlarımı silip hayata devam...*
devamını gör...
telaffuz edilmesi güzel kelimeler
taaşşuk-ı talat û fitnat...
bir şemseddin sami eseri.
söyleyince terapi oluyorum.
bir şemseddin sami eseri.
söyleyince terapi oluyorum.
devamını gör...
muhabbet kuşunun ilişkimi baltalaması
annem aradı. köye gideceğiz, şefik’i gelip al sende kalsın dedi. şefik dediği bizim yedi yaşındaki muhabbet kuşu. gel dersin gelmez, git dersin gitmez. eşe dosta, bak nasıl konuşuyor dersin konuşmaz, sessiz sakin kafa dinleyeyim dersin susmaz.
o gün kız arkadaşım nilay bende . gittim aldım mavi şefik’i. koydum kafesiyle bir köşeye. nilay’la açtık bir film izliyoruz. şefik başladı filmi sabote etmeye. babacık cicikuş cicikuş cicikuş babacık. şefşefşefşef şefik. bakmayın nokta koyduğuma. kuş noktalama falan dinlemiyor. bu kadar net konuşan bir kuş show tv haberlerinde görülmemiştir.
nilay filmden koptu. ne tatlı kuş diye diye beni de kopardı. şefik konuşuyor, nilay mest oluyor. nilay mest oldukça ben seviniyorum. tam bir mutlu aile tablosu. sonra şefik acıktı herhalde, gitti yemliğe.
saatler ilerledi. biz bira içip muhabbet ediyoruz, eve mutluluk getiren şefik aynasına bakıyor. güzel akşamı daha da şenlendirmek istemiş olacak ki yeniden başladı şakımaya.
“babacık cicikuş”. neden tüm kuşlar bunları söyler? “şefşefşef şefik”. adını da söyleyebiliyor. “seçil seçil seçil güzel kızım benim”. bir kuş neden kelimeleri aşıp cümle kurar ki. keyifli bir akşamı berbat etmek için tek cümle yeterli olabilir. cümleyi kimin söylediği önemli değil. bir kuş bile söyleyebilir.
seçil eski kız arkadaşım. cümle ise annemin seçil’e yaptığı bir jest. öğretmiş kuşa. kuş öğrenmiş. nilay sinirlendi, çıktı gitti. şefik’in kafesinin kapısını açtım. geldi omzuma kondu. her zaman yaptığını yaptı. omzuma sıçtı, kulağıma yanaştı, “babacık cicikuş”.
o gün kız arkadaşım nilay bende . gittim aldım mavi şefik’i. koydum kafesiyle bir köşeye. nilay’la açtık bir film izliyoruz. şefik başladı filmi sabote etmeye. babacık cicikuş cicikuş cicikuş babacık. şefşefşefşef şefik. bakmayın nokta koyduğuma. kuş noktalama falan dinlemiyor. bu kadar net konuşan bir kuş show tv haberlerinde görülmemiştir.
nilay filmden koptu. ne tatlı kuş diye diye beni de kopardı. şefik konuşuyor, nilay mest oluyor. nilay mest oldukça ben seviniyorum. tam bir mutlu aile tablosu. sonra şefik acıktı herhalde, gitti yemliğe.
saatler ilerledi. biz bira içip muhabbet ediyoruz, eve mutluluk getiren şefik aynasına bakıyor. güzel akşamı daha da şenlendirmek istemiş olacak ki yeniden başladı şakımaya.
“babacık cicikuş”. neden tüm kuşlar bunları söyler? “şefşefşef şefik”. adını da söyleyebiliyor. “seçil seçil seçil güzel kızım benim”. bir kuş neden kelimeleri aşıp cümle kurar ki. keyifli bir akşamı berbat etmek için tek cümle yeterli olabilir. cümleyi kimin söylediği önemli değil. bir kuş bile söyleyebilir.
seçil eski kız arkadaşım. cümle ise annemin seçil’e yaptığı bir jest. öğretmiş kuşa. kuş öğrenmiş. nilay sinirlendi, çıktı gitti. şefik’in kafesinin kapısını açtım. geldi omzuma kondu. her zaman yaptığını yaptı. omzuma sıçtı, kulağıma yanaştı, “babacık cicikuş”.
devamını gör...
üç nokta kullanımının suyunun çıktığı an
“ve üç nokta
...
anlatacak hiçbir şey olmayışının değil hiçbir şeyi anlatamamanın ağıtıdır.”
severiz kendisini ve bolca kullanırız. en sevdiğim noktalama işaretlerindendir. söylemek istemediğim sözleri ifade ederken tam bir kurtarıcı. gönül isterki ulu orta bizde ağzımız dolu dolu ... ama nerde:)) neyse şaka bir tarafada küfür kötü- kaka bir şey. daha destan yazacağım anlarda hemen bir üç nokta yapıştırıyorum hem ben yazmaktan kurtuluyorum hem okuyanın ruh sağlığına katkıda bulunuyorum. çok faydalı bir şeydir üç nokta(...)
...
anlatacak hiçbir şey olmayışının değil hiçbir şeyi anlatamamanın ağıtıdır.”
severiz kendisini ve bolca kullanırız. en sevdiğim noktalama işaretlerindendir. söylemek istemediğim sözleri ifade ederken tam bir kurtarıcı. gönül isterki ulu orta bizde ağzımız dolu dolu ... ama nerde:)) neyse şaka bir tarafada küfür kötü- kaka bir şey. daha destan yazacağım anlarda hemen bir üç nokta yapıştırıyorum hem ben yazmaktan kurtuluyorum hem okuyanın ruh sağlığına katkıda bulunuyorum. çok faydalı bir şeydir üç nokta(...)
devamını gör...
23 nisan 2021 çocuklara oyuncak atan belediye başkanı
çok şey yazıp sildim, yorum yapmak istemediğime karar verdim.
ama yine de başlığı görünce aklıma gelen ilk cümleyeyi söyleyeyim; "maymuna fıstık atar gibi, o ne öyle.?"
ama yine de başlığı görünce aklıma gelen ilk cümleyeyi söyleyeyim; "maymuna fıstık atar gibi, o ne öyle.?"
devamını gör...
uykusu ağır olan insan
basında davul çalsanız, dünya yansa umrunda olmayacak insandır.
devamını gör...
doğru söylüyor dedirten şarkı sözleri
bu dünyada sevgi büyük ihtiyaç
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının sözlüğü sahiplenmesi
ileride “aaah! ah! ellerimde büyüdü kerata” hissiyle karışacak duygu yoğunluğu.
devamını gör...
insan neden okumalı sorunsalı
ünlü filozof aristo bu konuda ''bütün insanlar doğaları gereği bilmek isterler'' demiştir.
kısaca açıklamak gerekirse bebeklikten itibaren bütün canlılar çevreyi tanımayı oyunlar ve annesinin eğitimi ile öğrenirler ki yaşamları boyunca kendini tehlikelerden korumak ve olabildiğince fazla üreyerek soyunu devam ettirme şansını artırırlar. insanlar da böyledir ama bu evrimsel süreçte beynimiz ve bilişsel psikolojimiz diğer canlılardan daha fazla geliştiği için bu merak ve bilme isteği insanın yaşamı boyunca sürer. sanatçılar ve bilim insanları bunun en somut örneğidir. bu insanların merakı sayesinde bilim ve sanat bugünkü haline varabilmiştir. epistemoloji(bilgi felsefesi) bu konuyu araştıran felsefe dalı kısaca bilgi aktarmak için şimdilik en etkili yolun kitap ve yazı olduğunu söylüyor. sesli ve görüntülü ortamlar ile hala bir yazılı basın kadar bilgi aktarılamıyor. o yüzden öğrenmek için ana materyal kitap yada yazılı basın iken destekleyici ortamlar sesli ve görüntülü ortamlardır. gelecekte belki çip ile direk beynimize bilgileri indirebiliriz.
kısaca açıklamak gerekirse bebeklikten itibaren bütün canlılar çevreyi tanımayı oyunlar ve annesinin eğitimi ile öğrenirler ki yaşamları boyunca kendini tehlikelerden korumak ve olabildiğince fazla üreyerek soyunu devam ettirme şansını artırırlar. insanlar da böyledir ama bu evrimsel süreçte beynimiz ve bilişsel psikolojimiz diğer canlılardan daha fazla geliştiği için bu merak ve bilme isteği insanın yaşamı boyunca sürer. sanatçılar ve bilim insanları bunun en somut örneğidir. bu insanların merakı sayesinde bilim ve sanat bugünkü haline varabilmiştir. epistemoloji(bilgi felsefesi) bu konuyu araştıran felsefe dalı kısaca bilgi aktarmak için şimdilik en etkili yolun kitap ve yazı olduğunu söylüyor. sesli ve görüntülü ortamlar ile hala bir yazılı basın kadar bilgi aktarılamıyor. o yüzden öğrenmek için ana materyal kitap yada yazılı basın iken destekleyici ortamlar sesli ve görüntülü ortamlardır. gelecekte belki çip ile direk beynimize bilgileri indirebiliriz.
devamını gör...
çok güçlü hafızaya sahip olmak
beynin bence gerekli ve gereksiz bilgileri seçip gereksizleri silmesi gerekiyor. yani benim daha beş yaşındayken yaptığım kavgayı hatırlamamam gerek. tamam önemli bir kavga olsa, önemli bir kişi olsa acımayacağım hatırladığıma. daha minicikken kapının önünde üzgün bir şekilde oturduğumu niye hatırlıyorum ki ben?
sevgili beynim yorulacak daha mühim şeyler var aslında. kim ne derse desin can sıkıcıdır. beyni yorar, insanı yıpratır.
sevgili beynim yorulacak daha mühim şeyler var aslında. kim ne derse desin can sıkıcıdır. beyni yorar, insanı yıpratır.
devamını gör...
nickaltına yazılınca mutlu olan yazar
dün uykumun arasında nickaltım aşırı tatlış bi yazariçe tarafından açılınca beni sevgi pıtırcığına çevirmiş durumdur.
devamını gör...

