normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar
otostopçunun galaksi rehberi - douglas adams
baya güzel gidiyor tavsiyemdir kafa sözlük ahalisine.
baya güzel gidiyor tavsiyemdir kafa sözlük ahalisine.
devamını gör...
küçükken inanılan en kötü yalanlar
tabağımda kalan yemeklerin arkamdan ağladığını düşünürdüm.
akıllı durmazsam yada uyumazsam eskiciye verileceğimi düşünürdüm.
...
akıllı durmazsam yada uyumazsam eskiciye verileceğimi düşünürdüm.
...
devamını gör...
kapo
naziler almanya'da iktidara gelince yahudiler’i belli mahallelerde toplamaya başladılar ve başlarına da sorumlu bir yahudi koydular. onlara “kapo” deniliyordu.
naziler daha sonra toplama kamplarında yahudileri toplayıp, soykırım yaptıklarında da yahudi tutuklular arasından seçilmiş, onları yönetmekle görevli olan yahudilere de kapo diyorlardı.
ayrıca bilhassa abd mafyasında patron ve consigliere'den sonra gelen ve kendi ufak ailecikleri olanlara da caporegime veya kapo denir.
meşhur the godfather filminden örnek verecek olursak clemenza ve tessio ailenin capolarıydı.
naziler daha sonra toplama kamplarında yahudileri toplayıp, soykırım yaptıklarında da yahudi tutuklular arasından seçilmiş, onları yönetmekle görevli olan yahudilere de kapo diyorlardı.
ayrıca bilhassa abd mafyasında patron ve consigliere'den sonra gelen ve kendi ufak ailecikleri olanlara da caporegime veya kapo denir.
meşhur the godfather filminden örnek verecek olursak clemenza ve tessio ailenin capolarıydı.
devamını gör...
seksenler
ilk sezonları aşırı eğlenceli ve duygulu olan ancak yeni bölümleri sıkıcı ve klişe olan dizi. aradaki farkın nedeni ilk sezonları müfit can saçıntı yeni bölümleri bora tekay yönetiyor.
devamını gör...
yabancı uyruklu öğrenci sınavı
kısaca yös. türk öğrencilere çok büyük haksızlık olan sınavdır. türk öğrencilerin girmek için çok büyük emek verdiği üniversitelere yabancı uyrukluların elini kolunu sallayarak girdiği sınavdır. zaten bu sınavla giren öğrenciler ve türk öğrenciler arasında çok büyük farklar vardır. istisnaları vardır tabii ama çok azdır gerçekten.
birde doğma büyüme türkiye'de yaşayan ama çifte vatandaş olanlar da giriyor bu sınava. normalde üniversite sınavında barajı zor geçecek bu kişiler bu sınavla cerrahpaşa tıp'a girebiliyorlar.
birde doğma büyüme türkiye'de yaşayan ama çifte vatandaş olanlar da giriyor bu sınava. normalde üniversite sınavında barajı zor geçecek bu kişiler bu sınavla cerrahpaşa tıp'a girebiliyorlar.
devamını gör...
40 yaş
kadınların ikinci kez doğduğu yaş.
bir kadın iki kere doğar ilki anasından, ikincisi kırkından sonra hatalarından.
bir kadın iki kere doğar ilki anasından, ikincisi kırkından sonra hatalarından.
devamını gör...
kendi başlığına gelen tüm tanımlara favori atan yazar
elimde değil. başlığı açınca bakıyorum kim ne yazmış diye sonra beğeniyorum yani. bence bunda bir sakınca yok.*
devamını gör...
ihtiyofobi
balıklardan korkmadır.
devamını gör...
kültürlü kadın bulamamak
arayan mevlasını da bulur, belasını da. kocaman sözlükteki kişilerin %80i kültürlü. demek ki amaç kültür değil. laf salatası.
devamını gör...
unutulmayan anlar
benim için çok önemli ve değerli bi anımı yazmak yerine komik bir anımı anlatmak istiyorum sizlere.
birkaç yıl önce kıyma makinesi almıştı babam eve ve getirdiği zaman çalıştığından emin olmak için denemek istedik biz de. biraz fazla küçük parçalara ve bıçaklara sahipti. kafamız karıştı, beceremedik bi türlü. kullanma kılavuzunu hem türkçe hem ingilizce olarak okudum, her şeyi denedik ama yapamamıştık asla olmuyordu parçalar doğru yerlerine yerleştiremiyorduk. e o kadar çabalayıp uğraştıktan sonra olmayınca da ister istemez gerilmiştik hepimiz. en son aldığımız mağazaya götürmeye karar verdik. bi alışveriş merkezindeki mutfak eşyaları satan bi mağazadan almıştık o yüzden gittik oraya ama hepimiz çok sinirliydik ve sürekli birbirimize kızıyorduk. tam alışveriş merkezinin kapısından girdikten sonra babam “kıyma makinesini” çantaları kontrol etmek için girişte bant şeklinde bulunan x-ray cihazına soktu birden ve sığmadığı için makine orada takıldı tabii. ordaki görevli de biz de neye uğradığımızı şaşırdık birden çünkü boyu daha uzun olan yani insanların geçtiği cihazdan geçse sorun olmayacaktı ama babam sinirli olduğu için fark etmeden o küçük bantın üzerine koydu cihazı ve sıkıştı makine. görevlinin de yardımıyla çıkardık zorla da olsa ama hala çantaların bile zor sığdığı o küçücük bantın üzerine kocaman makineyi sokmasını hatırladıkça gülüyoruz ve gerçekten unutamıyoruz.
birkaç yıl önce kıyma makinesi almıştı babam eve ve getirdiği zaman çalıştığından emin olmak için denemek istedik biz de. biraz fazla küçük parçalara ve bıçaklara sahipti. kafamız karıştı, beceremedik bi türlü. kullanma kılavuzunu hem türkçe hem ingilizce olarak okudum, her şeyi denedik ama yapamamıştık asla olmuyordu parçalar doğru yerlerine yerleştiremiyorduk. e o kadar çabalayıp uğraştıktan sonra olmayınca da ister istemez gerilmiştik hepimiz. en son aldığımız mağazaya götürmeye karar verdik. bi alışveriş merkezindeki mutfak eşyaları satan bi mağazadan almıştık o yüzden gittik oraya ama hepimiz çok sinirliydik ve sürekli birbirimize kızıyorduk. tam alışveriş merkezinin kapısından girdikten sonra babam “kıyma makinesini” çantaları kontrol etmek için girişte bant şeklinde bulunan x-ray cihazına soktu birden ve sığmadığı için makine orada takıldı tabii. ordaki görevli de biz de neye uğradığımızı şaşırdık birden çünkü boyu daha uzun olan yani insanların geçtiği cihazdan geçse sorun olmayacaktı ama babam sinirli olduğu için fark etmeden o küçük bantın üzerine koydu cihazı ve sıkıştı makine. görevlinin de yardımıyla çıkardık zorla da olsa ama hala çantaların bile zor sığdığı o küçücük bantın üzerine kocaman makineyi sokmasını hatırladıkça gülüyoruz ve gerçekten unutamıyoruz.
devamını gör...
spermiogram testi
testi yapan personel için diğer tanı testlerinden daha ayrı bir yeri olandır.
zamanında spermiyogram yapmış bir stajyer olarak ben de tecrübelerimi paylaşayım ki tam olsun.
öncelikle gelen materyali 37 santigradlik etüv dediğimiz bir aletin içine koyuyoruz. etüv, böyle yarım buzdolabı büyüklüğünde birşey. aman niye uğraşıyorum, aha şöyle bişey.
1-2 saat bekletiyoruz ki içinde bulunduğu semen iyice akışkan hale gelsin, sıvılaşsın falan. süre dolduktan sonra şırıngayla çekiyoruz, kontrol ediyoruz iyice sıvılaşmış mı diye. şırınganın iğnesinde garip bir aparat var, onu bulamadım şimdi.
şöyle tarif edeyim orasını. hani iğneyi şırıngaya oturttuğunuz yeşil başlık kısmı var ya, o kısmının bir yüzü düz. sanırım analizi yapacak cihazdaki yuva o şekilde ki, ona göre yapılmış. üzerinden 10 sene geçti, tam hatırlamıyorum *. cihaz dediğim de tüplü bilgisayar monitöründen daha küçük, üzerinde ufakça bir ekran olan birşey. mililitredeki sperm sayısı, vizkozitesi (akışkanlığı), canlı/ölü oranını falan veriyor. ekranda da güzel güzel görüyorsunuz oynayan spermleri.
tabi bazen hoş sonuçlanmıyor bu test. kamyoncu gibi iri yarı, beyaz atletli pos bıyıklı bir abi geldi bir gün. utana sıkıla verdi numuneyi. ulan 3 kere baktık, spermler gram hareket etmiyor. adam kısır yani. bana "sen söyle kindred" diyecekler diye çok korktum, neyse ki bana vermediler o görevi *. bu da böyle bir anımdır.
zamanında spermiyogram yapmış bir stajyer olarak ben de tecrübelerimi paylaşayım ki tam olsun.
öncelikle gelen materyali 37 santigradlik etüv dediğimiz bir aletin içine koyuyoruz. etüv, böyle yarım buzdolabı büyüklüğünde birşey. aman niye uğraşıyorum, aha şöyle bişey.

1-2 saat bekletiyoruz ki içinde bulunduğu semen iyice akışkan hale gelsin, sıvılaşsın falan. süre dolduktan sonra şırıngayla çekiyoruz, kontrol ediyoruz iyice sıvılaşmış mı diye. şırınganın iğnesinde garip bir aparat var, onu bulamadım şimdi.
şöyle tarif edeyim orasını. hani iğneyi şırıngaya oturttuğunuz yeşil başlık kısmı var ya, o kısmının bir yüzü düz. sanırım analizi yapacak cihazdaki yuva o şekilde ki, ona göre yapılmış. üzerinden 10 sene geçti, tam hatırlamıyorum *. cihaz dediğim de tüplü bilgisayar monitöründen daha küçük, üzerinde ufakça bir ekran olan birşey. mililitredeki sperm sayısı, vizkozitesi (akışkanlığı), canlı/ölü oranını falan veriyor. ekranda da güzel güzel görüyorsunuz oynayan spermleri.
tabi bazen hoş sonuçlanmıyor bu test. kamyoncu gibi iri yarı, beyaz atletli pos bıyıklı bir abi geldi bir gün. utana sıkıla verdi numuneyi. ulan 3 kere baktık, spermler gram hareket etmiyor. adam kısır yani. bana "sen söyle kindred" diyecekler diye çok korktum, neyse ki bana vermediler o görevi *. bu da böyle bir anımdır.
devamını gör...
wabi-sabi
toplanın sevgili okuyucular, bugün sizinle wabi-sabi sayesinde aydınlanacağız.
wabi-sabi, japon geleneğinde sadelik, şıklık ve kusurlardan zevk alma demektir. hepimizin de artık fark ettiği üzere bir mükemmelliyetçilik akımına kapıldı insanlık. özellikle sosyal medyada filtre dediğimiz, aslında çok basite indirgenen bu şey, insanların hayat görüşünü bile inanılmaz derecede etkiler oldu. bu da bizi strese, sıkıntıya ve hatta depresyona sokacak kadar önemli bir hal almış durumda. çünkü mükemmel asla ulaşılamayacak bir şeydir bana göre..
wabi-sabi anlayışındaki temel ilkeler şu şekildeymiş: basitlik, düzensizlik, sadelik, doğallık, zarafet, özgürlük ve huzur. ah! bu terimleri yazarken bile içimi huzur kaplıyor.. ne kadar uzak kalmışım diyorum kendi kendime..
aslında wabi-sabi sadece ikili ilişkiler anlamında bir fiziksel görüşten ziyade, insanın dünya görüşünü de temsil ediyor. bunu şu şekilde irdeleyelim kısaca: kutuplaşmalar.. herkes kendi görüşünü mükemmel ve kusursuz sayıyor. aslında bir düşünsek! her siyahın içinde bir beyaz, her beyazın içinde bir siyah olduğunu. hiçbir düşüncenin, ideolojinin aslında kusursuz olmadığını ve dünyanın en kıymetli şeyi olan insan kalbinin bu sebeplerle kırılmaması gerektiğini..
sanırım çok uzattım.. ben daha yazardım.. ama tanımımı yaptığıma ve ana fikri naçizane verdiğime göre kaçabilirim..
wabi-sabi, japon geleneğinde sadelik, şıklık ve kusurlardan zevk alma demektir. hepimizin de artık fark ettiği üzere bir mükemmelliyetçilik akımına kapıldı insanlık. özellikle sosyal medyada filtre dediğimiz, aslında çok basite indirgenen bu şey, insanların hayat görüşünü bile inanılmaz derecede etkiler oldu. bu da bizi strese, sıkıntıya ve hatta depresyona sokacak kadar önemli bir hal almış durumda. çünkü mükemmel asla ulaşılamayacak bir şeydir bana göre..
wabi-sabi anlayışındaki temel ilkeler şu şekildeymiş: basitlik, düzensizlik, sadelik, doğallık, zarafet, özgürlük ve huzur. ah! bu terimleri yazarken bile içimi huzur kaplıyor.. ne kadar uzak kalmışım diyorum kendi kendime..
aslında wabi-sabi sadece ikili ilişkiler anlamında bir fiziksel görüşten ziyade, insanın dünya görüşünü de temsil ediyor. bunu şu şekilde irdeleyelim kısaca: kutuplaşmalar.. herkes kendi görüşünü mükemmel ve kusursuz sayıyor. aslında bir düşünsek! her siyahın içinde bir beyaz, her beyazın içinde bir siyah olduğunu. hiçbir düşüncenin, ideolojinin aslında kusursuz olmadığını ve dünyanın en kıymetli şeyi olan insan kalbinin bu sebeplerle kırılmaması gerektiğini..
sanırım çok uzattım.. ben daha yazardım.. ama tanımımı yaptığıma ve ana fikri naçizane verdiğime göre kaçabilirim..
devamını gör...
yıldız
parlak gök cismi. dikkat edin, "parlaklık" önemli. çünkü şu an evrende bir tane bile ışıksız yıldız bulunmuyor. çünkü evrende bir tane bile yıldız eceliyle ölmedi. yıldızların, milyarlarca yıl ömürleri vardır. kendilerine can veren şey hidrojendir. yıldızın kütlesi ne kadar çoksa, o kadar çok parlar ve bu da yıldızın hidrojeninin daha hızlı tükenmesine sebep olur. hidrojen tükenince, hidrojenle bütünleşmiş helyum devreye girer. bu sefer yıldız helyum sayesinde hayata tutunur. helyum yıldızı daha da parlaklaştırır ve yıldız genişlemeye başlar. yıldızın ömrü bitmeye başlar ve yıldız kırmızı dev'e dönüşür.

artık güneş bile yıldızın yanında halt ediyordur. kırmızı dev'e dönüşen yıldız daha ölmemiştir. fakat enerji üretimi durmuştur. büyüklüğü sebebiyle içe çöker. fakat kırmızı dev yine ölmemiştir, tekrar enerji üretir. tekrar enerji biter, tekrar üretir, bir daha, bir daha, bir daha.... fakat bu aşamada yıldız zonklar.

yani yıldız parlar, şişmeye başlar ve büzüşme sürecine girer. artık yıldız kâh genişler, kâh küçülür. fakat yıldızdaki fazla aşırı olan enerji, yıldızı daha da genişletir. hatta 100milyon km hatta daha çok genişleyebilir. fakat bir aksilik vardır; yıldızın zonklaması sürecinde yıldızın bazı bölgeleri kopmaya başlar. fakat enerji artmaktadır, artar, artar, artar..artık inanılmaz derecede, düşünemeyeceğiniz kadar çok, inanılmaz bir enerji vardır yıldızda. tehlike o kadar büyüktür ki, yıldız ölebilir. artık yıldız aşırı derecede fazla genişlemektedir. ve enerji had safhadadır, yıldız muazzam derecede parlar. yıldız artık aşırı büyüktür, tek parça halinde duramayacak kadar inanılmaz büyüklüğe sahiptir. yıldızın bazı bölgeleri yavaşça kopmaya başlar. ve kopma işlemi daha da hızlanır. helyum karbona dönüşerek tükenir. karbon da oksijene falan dönüşür. ve enerji üretimi daha da hızlanır. kırmızı dev yıldız, güneşten çok daha büyüktür. ve yıldızın birkaç tane güneşten bile daha ağır olacak ağırlıktaki kısımları yıldızdan ayrılır. kırmızı dev hâlâ güneşten çok daha büyüktür, ama eski haline nispeten çok daha az büyüktür. kırmızı devi ayakta tutan yakıtlar bitmiştir artık. hayır ölmedi, artık yıldızımız, kırmızı dev değil, gezegenimsi bulutsu'ya dönüşmüştür.

kırmızı dev, bu hale, dışının tamamen kopup uzay boşluğuna dağılmasıyla gelmiştir. fakat yukarıdaki resimden de göreceğiniz üzere, bulutsunun ortasında bir yıldız vardır. o yıldızın bulutsunun ortasında olması bir tesadüf değildir. bu kırmızı devden geriye kalan yıldızdır. fakat bu yıldızın çekirdeğindeki enerji de nerdeyse bitiriyordur. ve bitti.. artık enerji falan da üretilmiyor. ama yıldız hâlâ ölmemiştir. yıldızın çekirdeği ezilerek sıkışma sürecine girer. peki çekirdek ölür mü? hayır. ezilme biter. çünkü bir garip hale gelmiş olan çekirdekte yer alan elektronlar, elektron basıncı kuvveti oluşturur. bu güç sayesinde de çökme durur. fakat yıldızın çekirdeği artık çok sıkışmıştır. genişliği dünya kadar falandır. artık yıldız beyaz bir şekilde parlıyordur, öyle bir parlıyordur ki, muazzam parlıyordur. yıldız çok sıcak olmuştur. fakat bu uzun sürmeyecektir.. yıldız, soğuma sürecine girecektir ve milyarlarca yıl sonra soğuyacaktır. muazzam derecede beyaz ışık saçan bu yıldız, artık bir beyaz cüce'dir..

evet yıldız hâlâ ölmemiştir, milyarlarca yıl soğumayı bekleyecektir. fakat artık önemsizdir, ölmeyi bekliyordur. enerji üretmiyordur ama hâlâ parlıyordur. yukarıda gördüğünüz resimde siyah daireye aldığım şey bir beyaz cüce. fakat milyonlarca yıl sonra, çevresini sarmış bulutsuyu dağıtır ve beyaz cüce uzay boşluğunda yalnız kalır.

peki beyaz cüce nasıl ölecektir? evrenimizde hiçbir beyaz cüce ölmemiştir. hiçbir yıldız, hatta en eski yıldız bile ölmemiştir. yani ecelleriyle hiçbirisi ölmemiştir. beyaz cüce soğuyunca kara cüce'ye dönüşür. yani ölmüş olur. bu evrede yıldızımız artık bir yıldız kalıntısıdır ve ışık bile saçamaz. fakat bu durumun gerçekleşmesi için, tam 13.8 milyar yıl lazımdır! ve belki de evren bile o kadar yaşlı değildir. bu yüzden hiçbir yıldız ölmemiştir. fakat dediğim gibi ölmeleri için milyarlarca yıl lazım, bu kadar süre sonra beyaz cüce soğur, ışık bile saçamaz. bir yıldız kalıntısı haline gelir. kara cüce olur.

artık güneş bile yıldızın yanında halt ediyordur. kırmızı dev'e dönüşen yıldız daha ölmemiştir. fakat enerji üretimi durmuştur. büyüklüğü sebebiyle içe çöker. fakat kırmızı dev yine ölmemiştir, tekrar enerji üretir. tekrar enerji biter, tekrar üretir, bir daha, bir daha, bir daha.... fakat bu aşamada yıldız zonklar.
yani yıldız parlar, şişmeye başlar ve büzüşme sürecine girer. artık yıldız kâh genişler, kâh küçülür. fakat yıldızdaki fazla aşırı olan enerji, yıldızı daha da genişletir. hatta 100milyon km hatta daha çok genişleyebilir. fakat bir aksilik vardır; yıldızın zonklaması sürecinde yıldızın bazı bölgeleri kopmaya başlar. fakat enerji artmaktadır, artar, artar, artar..artık inanılmaz derecede, düşünemeyeceğiniz kadar çok, inanılmaz bir enerji vardır yıldızda. tehlike o kadar büyüktür ki, yıldız ölebilir. artık yıldız aşırı derecede fazla genişlemektedir. ve enerji had safhadadır, yıldız muazzam derecede parlar. yıldız artık aşırı büyüktür, tek parça halinde duramayacak kadar inanılmaz büyüklüğe sahiptir. yıldızın bazı bölgeleri yavaşça kopmaya başlar. ve kopma işlemi daha da hızlanır. helyum karbona dönüşerek tükenir. karbon da oksijene falan dönüşür. ve enerji üretimi daha da hızlanır. kırmızı dev yıldız, güneşten çok daha büyüktür. ve yıldızın birkaç tane güneşten bile daha ağır olacak ağırlıktaki kısımları yıldızdan ayrılır. kırmızı dev hâlâ güneşten çok daha büyüktür, ama eski haline nispeten çok daha az büyüktür. kırmızı devi ayakta tutan yakıtlar bitmiştir artık. hayır ölmedi, artık yıldızımız, kırmızı dev değil, gezegenimsi bulutsu'ya dönüşmüştür.

kırmızı dev, bu hale, dışının tamamen kopup uzay boşluğuna dağılmasıyla gelmiştir. fakat yukarıdaki resimden de göreceğiniz üzere, bulutsunun ortasında bir yıldız vardır. o yıldızın bulutsunun ortasında olması bir tesadüf değildir. bu kırmızı devden geriye kalan yıldızdır. fakat bu yıldızın çekirdeğindeki enerji de nerdeyse bitiriyordur. ve bitti.. artık enerji falan da üretilmiyor. ama yıldız hâlâ ölmemiştir. yıldızın çekirdeği ezilerek sıkışma sürecine girer. peki çekirdek ölür mü? hayır. ezilme biter. çünkü bir garip hale gelmiş olan çekirdekte yer alan elektronlar, elektron basıncı kuvveti oluşturur. bu güç sayesinde de çökme durur. fakat yıldızın çekirdeği artık çok sıkışmıştır. genişliği dünya kadar falandır. artık yıldız beyaz bir şekilde parlıyordur, öyle bir parlıyordur ki, muazzam parlıyordur. yıldız çok sıcak olmuştur. fakat bu uzun sürmeyecektir.. yıldız, soğuma sürecine girecektir ve milyarlarca yıl sonra soğuyacaktır. muazzam derecede beyaz ışık saçan bu yıldız, artık bir beyaz cüce'dir..

evet yıldız hâlâ ölmemiştir, milyarlarca yıl soğumayı bekleyecektir. fakat artık önemsizdir, ölmeyi bekliyordur. enerji üretmiyordur ama hâlâ parlıyordur. yukarıda gördüğünüz resimde siyah daireye aldığım şey bir beyaz cüce. fakat milyonlarca yıl sonra, çevresini sarmış bulutsuyu dağıtır ve beyaz cüce uzay boşluğunda yalnız kalır.

peki beyaz cüce nasıl ölecektir? evrenimizde hiçbir beyaz cüce ölmemiştir. hiçbir yıldız, hatta en eski yıldız bile ölmemiştir. yani ecelleriyle hiçbirisi ölmemiştir. beyaz cüce soğuyunca kara cüce'ye dönüşür. yani ölmüş olur. bu evrede yıldızımız artık bir yıldız kalıntısıdır ve ışık bile saçamaz. fakat bu durumun gerçekleşmesi için, tam 13.8 milyar yıl lazımdır! ve belki de evren bile o kadar yaşlı değildir. bu yüzden hiçbir yıldız ölmemiştir. fakat dediğim gibi ölmeleri için milyarlarca yıl lazım, bu kadar süre sonra beyaz cüce soğur, ışık bile saçamaz. bir yıldız kalıntısı haline gelir. kara cüce olur.
devamını gör...
kafa sözlük
keşke daha önce kurulsaydı dediğim başarılı platform.ekşi denen rezillikte geçen zamana acıyorum.umarım çizgilerini bozmadan uzun yılları devirirler.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
yeni türkü-yağmurun elleri.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
acilen bir psikolog tarafından düşünce ve duygularımın çözümlenmesine ihtiyacım var galiba.
bir süredir duygularımı düşüncelerimi anlayamıyor, çözemiyorum. düşünüyorum adlandıramıyorum. düşünürken bedenim garip tepkiler veriyor ama anlamıyorum. çok garip bir durum. çok acayip. bugün bu yüzden uyuyamadım.
bir süredir duygularımı düşüncelerimi anlayamıyor, çözemiyorum. düşünüyorum adlandıramıyorum. düşünürken bedenim garip tepkiler veriyor ama anlamıyorum. çok garip bir durum. çok acayip. bugün bu yüzden uyuyamadım.
devamını gör...


