anne diye ağlıyor orda küçücük ve çaresiz.
neden ya neden hiçbir şey olmaz bu insanlara neden.
bunca kötülük neden karşılıksız kalır neden.
o kadar üzüldüm ki anlatacak kelime yok.
devamını gör...


yusuf atılgan'ın yazmış olduğu ikinci romanıdır.

romanda otelin katibi olan zebercet'in iç dünyası anlatılmaktadır.

ayrıca roman ömer kavur tarafından aynı isimle sinemaya uyarlanmıştır.
devamını gör...

kaygan zeminde kaymadan yürüyüp geçmek.
sevgilinin farkında olmadan ettiği iltifat.

gelecekten güncelleme:
çimenlere yaslanıp elin uyuştu ve acıdı diye sevgilinin "elimin üzerine elini koy acımaz böylece" demesi.
çok basit ve sıradan bi olay ama ince detaylar çok samimi. *

ikinci gelecekten güncelleme: şunu yazan biri üzülmez. üzmeniz için gerçekten kalbinizin kapkara olması lazım.
mutlu olduğum ve koşa koşa gelip yazdığım şeye bak ya..
gerçekten kötüsünüz ve kötülüğün içten geldiğine inanıyorum artık.
devamını gör...

yüzyıllarca yıl yaşayabilen tropik bölgelerde yetişen kâfur ağacının henüz genç olanlarının gövdesinde ve yapraklarında bulunan yağdan elde edilen madde.

kâfur; akciğerde, solunum yolunda ve kalpte antiseptik etki yapar. saç dökülmelerine, kepek problemlerine , zeytin yağıyla karıştırılıp bele masaj eşliğinde uygulandığında bele, yağını su ile karıştırdıktan sürüldüğünde kaşıntıya ,akneye ve topuk çatlaklarına iyi gelir.

(bkz: zehir dozdadır), bunu unutmayın. kesinlikle sade kullanmayıp su yahut bal ile karıştırın. spesifik konuda ayrıntılı kullanım bilgisi için dm.
devamını gör...

önceden olan bir takıntıydı bu, bir elim bir yere değdi diyelim, diğerinin de değmesi gerekiyormuş gibi hissediyordum. ya da bir lokmamı sırasıyla sağ ve sol dişlerimle çiğniyordum, şu an çok saçma geliyor ve bir anda o takıntım hafifledi hatta geçti gibi. duyduğuma göre insandaki adalet duygusunun fazla olmasından kaynaklanıyormuş.
devamını gör...

hoşlanmadığınız insanlarla aynı ortamda bulunmak.neresi olduğu hiç önemli değil.en iyi ortamı bile rezil eder.
devamını gör...

artık bilerek yaptığını düşündüğüm paylaşımlardan bir tanesi. kadın baktı gündem oluyo. reklamın iyisi kötüsü olmaz. yazıyo da yazıyo.
devamını gör...

sezen aksun’nun (bkz: firuze) şarkısında ;hüzün buğusu gibisin sen firuze’yi üzüm kurusu gibisin diye anlıyordum evet ben.
devamını gör...

ekmeği bölüp yemekte fayda var.

edit: başlığı alman bir kızla yemeğe çıkacaklara tavsiyeler diye açsam sıkıntı yoktu değil mi? iki yüzlüler. yine mağdur oldular.
devamını gör...

kirlilik seviyesi hızla artan, atık kimyasallar dışında mikroplastikler ile de günden güne daha fazla kirlenen yaşam kaynağı.

bulduğu her çözümün beraberinde yeni sorunlar getirmesi insanlığın en büyük laneti olabilir. hayatı kolaylaştıran plastik teknolojisi önce sudaki balıkları, sonra da bizleri zehirliyor.

ağaç dalında iyiydik be!
devamını gör...

karşıt olan iki tarafa da onların yanındaymış gibi görünmek anlamında olan bir deyimdir.
devamını gör...

balıkçı esnafının zaman zaman tombik balığını palamut diye vatandaşa çaktığını aklıma getiren başlık. arada bariz farklar vr dikkatli olunması şart.
devamını gör...

gavialis gangeticus ve hint gavyali olarak da bilinen hindistanın ganj nehrinde yaşayan bir timsah türü. dağılım olarak, hindistan, bangladeş, butan, nepal, pakistan ve myanmar'da görülmektedir. onu farklı kılan özeliği uzun ve dar bir ağız yapısına sahip olmasıdır.

tuzlu su timsahından sonra yaşayan en büyük timsahtır ve boyu 7 metreye kadar ulaşabilir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

mütevazı ve mütevazi. ilki alçak gönüllü anlamına gelirken ikincisi birbirine paralel olan anlamına gelir
devamını gör...

birinciliği nasıl kaptırmış hayret doğrusu.
devamını gör...

çiko hep kandine ağlıyon biraz da bağa ağla gerizeğalu.
devamını gör...

edit: silivri soğuk yazan arkadaşlar. helallik istemiş birisine ya helal ederiz ya da etmeme hakkına sahibiz. bunun neresinde yanlış var.
buradan
akp'li cumhurbaşkanı, helallik istemiş. hadi seçime git bakalım helal ediyor muyuz etmiyor muyuz görelim.
devamını gör...

"ilhami abi sen soyle ben baska ilde miyim?"
devamını gör...

yıllar önce bir gün sohbet ederek yürürken, bir abimizin söylediği sözdü. tamamı ise şöyleydi: "insan bir kez aşık olur olm, onunla kavuşamadıysan, diğerlerini anca seversin" o zamanlar tabii biz de aşığız, bu cümleyi çok düşünmüştük; kendimizi hazırlamamız gereken trajik bir senaryo konmuştu ortaya; eğer bu aşkı tamamına erdiremezsek bir daha asla aşık olamayacaktık.

insan bir kez aşık olurmuş, bugün bize bu cümleyi kuran abinin o zamanki yaşından daha büyüğüm, iyi anladım. insan yalnızlıktan bunalıyormuş ya da asgari düzeyde de olsa şefkate muhtaç hale geliyormuş. süreci başlatan bu gibi sebepler, tesadüfen değil, yürekte bir anda elektrik çarpmıyor artık. o yüzden en fazla sevebiliyoruz, eğer ilişkiyi kurduğumuz temel konularda bir sapma olursa buz gibi soğuyoruz ya da uzaklaşmak için türlü rezil bahaneler üretiyoruz.

senelerdir buna uyum sağlayamadım. sevgilileriyle zaman geçirmekten artık tamamen bıkmış, arkadaş ortamına yalanlar söyleyerek kaçıp gelen ve bu zamanlarından aldığı zevki, istemeden de olsa sevgilisiyle geçen zamanı şeytanlaştırarak tanımlayan insanlarla dolu ortalık. hele hele ilişkilerle alakalı toplu sitem edilen zamanlar olur ki sanırsınız savaşıyorlar da iki dakika soluklanmaya gelmişler. elbet insanlar birbirinden soğuyabilir ama bu süreci, bu çatışmayı çekilebilir kılacak olan bana göre aşktır ya da aşkla sevmektir. istisnasız her birinin ilk aşkı başka biri, her biri zamanında bir kadını kalbine gömmek zorunda kalmış. bugün ilişkiler öyle maddi beklentiler üzerine temellenmiş durumda ve bunlar o kadar zayıf temeller ki herkes birbirini aldatmak için sıraya girmiş, belli korkular olmasa aldatacak bir sürü insan var. ben bunca insan tanıdım, maalesef çevremde sadakatinden dolayı aldatmayacak 3 tane adam vardır ve bunların biri terk edildi, hiç şaşırmadım.

insan bir kez aşık olur evet ama bir defa aşık olan, bir daha ilişki kuramaz gibi bir şey yok. olaya nasıl yaklaştığımız, ne kadar samimiyetsizlikten uzaklaştığımız çok önemli. salt cinsellik için, ya da bu çekim adına kişilik beklentilerimizi sağa sola sündürerek kuracağımız ilişkiler iki tarafa da zarar verecektir. eğer işin içinde aşkın efsunu yoksa, orasa her daim berrak kalabilen bir mantık vardır. onu asla kandırmaya çalışmamalıyız.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu online yazarlar kütüphaneden kitap talep et kulüpler normal sözlük rehberi puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim