uyuma numarası yapmak
toplu taşıma araçlarında yaşlılara yer vermek istemeyenlerin başvurduğu numara.
devamını gör...
türk dili ve edebiyatı bölümünde okumak
doktorasını yapıyorum dediğim başlıktır.
devamını gör...
ışık hızıyla tükenen şeyler
heba olan yıllar.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
önce yüreğime geliyorsun yavaştan.
sonra aklıma doğru yürüyorsun hızlı adımlarla.
aklımı başımdan alıyorsun.
sonra gidiyorsunuz beraber.
arkanızdan akılsızca nereye diye soruyorum.
sonra aklıma doğru yürüyorsun hızlı adımlarla.
aklımı başımdan alıyorsun.
sonra gidiyorsunuz beraber.
arkanızdan akılsızca nereye diye soruyorum.
devamını gör...
the hu
moğol folk metal grubu. kendileri tarzlarını hunnu rock olarak tanımlıyorlar, haklılar da.
yuve yuve yu
wolf totem
şunu şöyle bırakayım - extended version
gerisini siz keşfedin.
yuve yuve yu
wolf totem
şunu şöyle bırakayım - extended version
gerisini siz keşfedin.
devamını gör...
meslek sayılmayan meslekler
freelance işler genelde böyle görülüyor bizim toplumda.
devamını gör...
nazır
osmanlı devletinde 19.yüzyıl başlarında yapılan hükümet reformları ile birlikte şimdiki bakanlara karşılık gelen isim. bakanlıklara karşılık gelen "nazırlık" müessesesi'de aynı dönemde hayata geçirilmiştir. o dönem bilinen nazırlıklardan bazıları şunlardır.
dahiliye nazırlığı
hariciye nazırlığı
harbiye nazırlığı
adliye nazırlığı
bahriye nazırlığı bunlardan bir kaçıdır.
dahiliye nazırlığı
hariciye nazırlığı
harbiye nazırlığı
adliye nazırlığı
bahriye nazırlığı bunlardan bir kaçıdır.
devamını gör...
mizantropi
sözlük tanımıyla; insanlardan iğrenecek kadar nefret etmek manasına gelen mizantropi*, çoğunlukla psikososyal gelişim dönemindeyken yeterince eğitim alamamış, bu dönemdeyken ruhsal olarak çağın getirileri yönünde yaralar almış çocuklarda görülebilen bir çeşit psikolojik rahatsızlıktır.
çocuk sorunlarla kapattığı yahut kapatamadığı bu dönemlerden ötürü sağlıklı bir toplum-insan ilişkisi oluşturamaz. toplum karşısında çaresiz hisseder, gitgide nefrete hatta iğrenmeye giden duyguları onu toplumdan iter, tek başına bırakır.
latince olan misos* ve anthropos* anlamlarına gelen şu iki kelimeden oluşmuştur.
geçen sefer şu tanımda [#1020427] pistantrofobi'den bahsetmiş ve insanın zamanla mizantropist olabileceğinden açmıştım konuyu. bunun herkeste aynı seyretmediğini ifade edeyim hemen; mizantropist kişiler kötülüğün insanın içerisine doğuştan eklendiğini, birinin istese de istemese kötülük yapacağını düşünür. kötülük insanın fıtratıdır, düşüncesine dayanır.
onlara göre insan yüzyıllar boyu ne yapmışsa menfaat duygusundan dolayı yapmıştır. hümanizm düşüncesinin karşıt görüşünü oluşturur.
bu kişiler insanlarla mecburiyet olmadığı sürece iletişime geçmemeyi isterler. aktivitelerden, etkinliklerden uzaktırlar.
mizantropi testi;
*insanların iğrenç varlıklar olduğunu düşünüyorum.
*etrafımda insan olabilir, sonuçta onlara muhtacım ama mümkünse benimle asla iletişime geçmesinler.
*kötü haberler beni etkilemiyor çünkü bunun insanın özü olduğunu biliyorum. onlar iticilik yapmadan durmazlar.
*ben onlardan daha üstünüm, yaradılışım farklı, tanrı beni farklı yaratmış.
*kıskanıyor işte, kıskanç yaratık, öl! senden daha iyiyim!
etrafınızda bunu sürekli yaşayan, nefret dili dediğimiz kavgacı konuşma tarzını üzerinden atamayıp her seferinde insanlara olan nefretini dile getiren biri varsa, geçmiş olsun.
çocuk sorunlarla kapattığı yahut kapatamadığı bu dönemlerden ötürü sağlıklı bir toplum-insan ilişkisi oluşturamaz. toplum karşısında çaresiz hisseder, gitgide nefrete hatta iğrenmeye giden duyguları onu toplumdan iter, tek başına bırakır.
latince olan misos* ve anthropos* anlamlarına gelen şu iki kelimeden oluşmuştur.
geçen sefer şu tanımda [#1020427] pistantrofobi'den bahsetmiş ve insanın zamanla mizantropist olabileceğinden açmıştım konuyu. bunun herkeste aynı seyretmediğini ifade edeyim hemen; mizantropist kişiler kötülüğün insanın içerisine doğuştan eklendiğini, birinin istese de istemese kötülük yapacağını düşünür. kötülük insanın fıtratıdır, düşüncesine dayanır.
onlara göre insan yüzyıllar boyu ne yapmışsa menfaat duygusundan dolayı yapmıştır. hümanizm düşüncesinin karşıt görüşünü oluşturur.
bu kişiler insanlarla mecburiyet olmadığı sürece iletişime geçmemeyi isterler. aktivitelerden, etkinliklerden uzaktırlar.
mizantropi testi;
*insanların iğrenç varlıklar olduğunu düşünüyorum.
*etrafımda insan olabilir, sonuçta onlara muhtacım ama mümkünse benimle asla iletişime geçmesinler.
*kötü haberler beni etkilemiyor çünkü bunun insanın özü olduğunu biliyorum. onlar iticilik yapmadan durmazlar.
*ben onlardan daha üstünüm, yaradılışım farklı, tanrı beni farklı yaratmış.
*kıskanıyor işte, kıskanç yaratık, öl! senden daha iyiyim!
etrafınızda bunu sürekli yaşayan, nefret dili dediğimiz kavgacı konuşma tarzını üzerinden atamayıp her seferinde insanlara olan nefretini dile getiren biri varsa, geçmiş olsun.
devamını gör...
24 ocak 2021 malatya galatasaray maçı
spor toto süper lig 21. hafta karşılaşması. maçın hakemi ali palabıyık. yardımcılıklarını kemal yılmaz ve erdinç sezertan yapacak. maçın 4. hakemi ise bülent birincioğlu. var hakemi burak şeker yardımcılığın ise serkan ok yapacak. galatasarayda falcao, oğulcan, şener, omar ve emre taşdemir sakatlıklarından dolayı diagne ise kırmızı kart cezasından ötürü forma giyemeyecek.
iki takım süper ligde daha önce 6 kez karşı karşıya geldi. 3'ünü galatsaray ikisini malatya spor kazandı. 1 karşılaşma ise beraberlikle sonuçlan.
maçın başlama saati 16:00. herşeyden önce sakatlık ve gerginlik olmadan kardeşlik havasında geçecek bir 90 dakika diliyorum.
iki takım süper ligde daha önce 6 kez karşı karşıya geldi. 3'ünü galatsaray ikisini malatya spor kazandı. 1 karşılaşma ise beraberlikle sonuçlan.
maçın başlama saati 16:00. herşeyden önce sakatlık ve gerginlik olmadan kardeşlik havasında geçecek bir 90 dakika diliyorum.
devamını gör...
sorunlarım var kızım diyen erkek
''nasıl yani, gerçekten de kız mısın?'' diye cevap verilesi erkektir.
devamını gör...
ibo show'dan oryantal didem'e sansür
aynı program ve aynı kanalda 2009 ve 2021 yılı ibo show'un oryantal dideme yaklaşımına bakalım.
oryantal didem
işte türkiye'nin kılcal damarlarına kadar işlemiş yobaz pratiklerinin tv ekranlarında ki karşılığı tam olarak budur. televizyonda dansöz görmek mi sizin amacınız ? belediye tesislerinde bira içmek çok mu büyük mesele ? kadın erkek karışık havuz istemek ne demek ? buradan karma eğitim, toplu taşımalar bu listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. yukarı da sadece 11 yıllık en azından televizyon ekranlarındaki dönüşümün videosunu bıraktım. peki bundan bir 11 yıl sonra daha nerede olacağız ?
televizyonda kadın görüp, kendini tatmin etmek isteyen ahlaksızlar bunlar. bu mu sizin tek meseleniz ?
oryantal didem
işte türkiye'nin kılcal damarlarına kadar işlemiş yobaz pratiklerinin tv ekranlarında ki karşılığı tam olarak budur. televizyonda dansöz görmek mi sizin amacınız ? belediye tesislerinde bira içmek çok mu büyük mesele ? kadın erkek karışık havuz istemek ne demek ? buradan karma eğitim, toplu taşımalar bu listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. yukarı da sadece 11 yıllık en azından televizyon ekranlarındaki dönüşümün videosunu bıraktım. peki bundan bir 11 yıl sonra daha nerede olacağız ?
televizyonda kadın görüp, kendini tatmin etmek isteyen ahlaksızlar bunlar. bu mu sizin tek meseleniz ?
devamını gör...
uranyum
ankara'da adına site yapılan element.
nasıl bir element aşkı varsa o mühendistte artık.
öyle ki semt adı olmuş.
-nereye gidiyon?
-urankente.
-oldu, selam söyle.
edit: anında aydınlatıldım.
ankara'daki urankent'in uranyumla ilişkisi yokmuş. uran sanayi, endüstri demektir. yetenekli, usta diye bir başka anlamı varmış.
bundan sonra o siteye bir başka gözle bakacam.*
nasıl bir element aşkı varsa o mühendistte artık.
öyle ki semt adı olmuş.
-nereye gidiyon?
-urankente.
-oldu, selam söyle.
edit: anında aydınlatıldım.
ankara'daki urankent'in uranyumla ilişkisi yokmuş. uran sanayi, endüstri demektir. yetenekli, usta diye bir başka anlamı varmış.
bundan sonra o siteye bir başka gözle bakacam.*
devamını gör...
taşa yazılmış yaşım 12 tecavüz ediliyorum yazısının gerçek çıkması
o taşa hoşlandığı çocuğun adını yazacağı yaşta yazdığı şeye bak ya.
o çocuğun hayallerini çalanlara yazıklar olsun.
o çocuğun hayallerini çalanlara yazıklar olsun.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının dizi önerileri
şahsiyet izlemeyen lütfen izlesin lütfen.
devamını gör...
sevgilisi olan bir erkeğe bile bile yazan kadın
sadece kadınlar değil erkekler de sevgilisi olduğunu bildiği erkeklere yazar.
misal halı saha maçı için.
misal halı saha maçı için.
devamını gör...
bugün duyduğunuz en güzel cümle
belki değil bilmemiş değerini.
devamını gör...
düğünlerdeki inanılmaz mantık hatası
düğün gereksiz bir oorganizasyondur.sade bir nikahla dünya evine girilir ve aşık olunan kişi ile çok güzel bir balayına gidilir. hayalimiz budur.
devamını gör...
arthur schopenhauer
kanımca tarihin gördüğü en büyük nihilist filozoflardan biridir. kendisine nietzsche’nin hocası denilerek haksızlık edildiği düşüncesindeyim. esasında bu tutumumun iki sebebi var;
1. sebep arthur her ne kadar nietzsche’yi etkilemiş olsa da onun fikirleri ile arasında dağlar kadar fark vardır. hatta nietzsche bir çok kitabında bu saygı duyduğu adama ağır eleştirilerde bulunur.
2. sebep ise nietzsche büyük bir filozof olsa da arthur schopenhauer’ı sadece onun hocası olarak tanımlamak arthur’un felsefiklik büyüklüğünü ve derinliğini aşağılamaktır.
onun felsefesine gelecek olursak aslında benim (bkz: nietzsche’nin nihilist olduğunun zannedilmesi) başlığına yazdığım tanımın insanın ikinci aşaması veya nihilist insan olarak tanımlanabilecek insan hakkındaki kısmına bakabilirsiniz. ancak onun felsefik derinliği bunun ötesinde hiç beklenmedik bir yere taaa hindistan’a kadar uzanıyor. bu aslında bir tesadüf değil. hindu felsefesi yaşamı insana verilmiş bir ceza olarak görür. buna göre hayatını düzgün geçirmeyen her varlık sonsuza kadar yaşama cezasına çarptırılmıştır. hristiyanlıkta bulunan sonsuz yaşam ödülü konseptinin zıttı yani. bu felsefik duruş tüm hindu dininin kökenini oluşturur. nirvanaya ulaşmak diye tarif edilen şey ise esasında dünya yaşamını yitirdi ezasından kurtulup tanrısal kata ulaşmaktır. çünkü hinduizme göre insan parçası olduğu tanrısallıktan (bkz: panteizm) uzaklaşmış ve dünyanın acı dolu sahillerinde günahkar bir yaşamla cezalandırılmıştır. yani hindu anlayışında esas cehennem dünyadır. bu felsefik tutumun hemen hemen aynısını sufi geleneğinde de görürüz. ancak bunlar arasındaki ilişki başka bir yazının konusu. işte arthur schopenhauer bu tutumdan bir nihilist olarak çok etkilenmişti. evet yaşam anlamsız, saçma ve acı dolu ancak bundan kurtuluşun yolu intihar etmek değil. intihar etmek yanlış bir şey olmasa bile anlamsız bir tavırdır. zira yaşarken kendini tamamlamamış insan intihar etse bile bu acı dolu dünyaya yine hapsolacak. bunların dışında özel olarak arthur schopenhauer benim gerçek manada okumasını yaptığım ilk filozoftur. özellikle yaşama bakışındaki gerçekçilik felsefenin ne kadar zor olduğunu ispatlayan cinsten yazıları beni derinden etkilemişti. yaşamın en ağır yönlerini, insanın nasıl doğuştan gelen yaşam iradesine boyun eğen bir varlık olduğunu, yaşamını sürdürmesinin bireysel anlamda hiç bir anlamı olmadığı acı bir şekilde yazmıştır. ancak o kendisine getirilen pesimist yakıştırmalarını hiç bir zaman kabul etmemiş ve kendini gerçekçi olarak tanımlamıştır. zira ona göre dünyanın esas gerçeği zevk değil acıdır. bebekler gülerek değil ağlayarak doğar der arthur schopenhauer.
1. sebep arthur her ne kadar nietzsche’yi etkilemiş olsa da onun fikirleri ile arasında dağlar kadar fark vardır. hatta nietzsche bir çok kitabında bu saygı duyduğu adama ağır eleştirilerde bulunur.
2. sebep ise nietzsche büyük bir filozof olsa da arthur schopenhauer’ı sadece onun hocası olarak tanımlamak arthur’un felsefiklik büyüklüğünü ve derinliğini aşağılamaktır.
onun felsefesine gelecek olursak aslında benim (bkz: nietzsche’nin nihilist olduğunun zannedilmesi) başlığına yazdığım tanımın insanın ikinci aşaması veya nihilist insan olarak tanımlanabilecek insan hakkındaki kısmına bakabilirsiniz. ancak onun felsefik derinliği bunun ötesinde hiç beklenmedik bir yere taaa hindistan’a kadar uzanıyor. bu aslında bir tesadüf değil. hindu felsefesi yaşamı insana verilmiş bir ceza olarak görür. buna göre hayatını düzgün geçirmeyen her varlık sonsuza kadar yaşama cezasına çarptırılmıştır. hristiyanlıkta bulunan sonsuz yaşam ödülü konseptinin zıttı yani. bu felsefik duruş tüm hindu dininin kökenini oluşturur. nirvanaya ulaşmak diye tarif edilen şey ise esasında dünya yaşamını yitirdi ezasından kurtulup tanrısal kata ulaşmaktır. çünkü hinduizme göre insan parçası olduğu tanrısallıktan (bkz: panteizm) uzaklaşmış ve dünyanın acı dolu sahillerinde günahkar bir yaşamla cezalandırılmıştır. yani hindu anlayışında esas cehennem dünyadır. bu felsefik tutumun hemen hemen aynısını sufi geleneğinde de görürüz. ancak bunlar arasındaki ilişki başka bir yazının konusu. işte arthur schopenhauer bu tutumdan bir nihilist olarak çok etkilenmişti. evet yaşam anlamsız, saçma ve acı dolu ancak bundan kurtuluşun yolu intihar etmek değil. intihar etmek yanlış bir şey olmasa bile anlamsız bir tavırdır. zira yaşarken kendini tamamlamamış insan intihar etse bile bu acı dolu dünyaya yine hapsolacak. bunların dışında özel olarak arthur schopenhauer benim gerçek manada okumasını yaptığım ilk filozoftur. özellikle yaşama bakışındaki gerçekçilik felsefenin ne kadar zor olduğunu ispatlayan cinsten yazıları beni derinden etkilemişti. yaşamın en ağır yönlerini, insanın nasıl doğuştan gelen yaşam iradesine boyun eğen bir varlık olduğunu, yaşamını sürdürmesinin bireysel anlamda hiç bir anlamı olmadığı acı bir şekilde yazmıştır. ancak o kendisine getirilen pesimist yakıştırmalarını hiç bir zaman kabul etmemiş ve kendini gerçekçi olarak tanımlamıştır. zira ona göre dünyanın esas gerçeği zevk değil acıdır. bebekler gülerek değil ağlayarak doğar der arthur schopenhauer.
devamını gör...
bir insandan soğumanıza neden olacak şeyler
samimiyetsiz ve dengesiz olması..
devamını gör...
