kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(adalar tarafından batan güneş, yalova, 2013 ya da 2014)
devamını gör...

başrollerinde jennifer aniston ve adam sandler'in olduğu, 2019 yapımı netflix prodüksiyonu olan komedi-gizem filmi. beklentiye girmeden çerezlik bir film olarak izledim. 7/10

fragmanı için buradan
devamını gör...

canım yazarlarımıza güzel bir liste bırakıyorum.

halihazırda dijital kitap, pdf erişimine izin veren belediye kitaplıkları.

1. zeytinburnu belediyesi kitaplığı
t.co/Qp7kLAdCBA

2. çorum belediyesi kitaplığı
t.co/eCclWoyghw

3. üsküdar belediyesi kitaplığı
t.co/qqaqKmvXwj

4. kocaeli büyükşehir belediyesi kitaplığı
t.co/Cn5vYAgJ0o

5. ordu büyükşehir belediyesi kitaplığı
t.co/80a3pcMbSc

6. denizli büyükşehir belediyesi kitaplığı
t.co/vzgLKCXQWB

7. şanlıurfa büyükşehir belediyesi kitaplığı
t.co/0ZYs85uXyZ

8. kayseri büyükşehir belediyesi kitaplığı
t.co/oL45uRHTxQ

9. sivas belediyesi kitaplığı
t.co/16cQB2GMin

10. esenler belediyesi kitaplığı
t.co/HaB2TMGviJ

11. bağcılar belediyesi kitaplığı
t.co/v3d5YosH7E

12. fatih belediyesi kitaplığı
t.co/Fa0PQToR00 (anasayfada "yayınlarımız" kategorisinde)

13. beyoğlu belediyesi turabiba kitaplığı
t.co/iVWM4e2dEu

14. ilaveten: ismek kitaplığı
t.co/k9ygClnjQZ

ayrıca:

türk tarih kurumu kütüphanesinde yer alan 29.483 adet nadir eser çevrimiçi ortama aktarılarak halkın hizmetine sunuldu. ücretsiz pdf indirme imkanı da mevcut.

erişim linki:

kutuphane.ttk.gov.tr
devamını gör...

tam şarkıların etkisine girip büyüleneyip duygusala bağlayacağım reklaamm diye bir ses işitiyorum. tüm ortamın büyüsü bozuluyor. sonra bi gülme geliyor. kahkaha atıyorum. güldürürken ağlatan, ağlatırken güldüren radyo yapmışlar.

aradığınız radyo kafanıza geldi
devamını gör...

geçtiğimiz 13 nisanda doğum günü olan rahmetli şairimiz. onun şiirleri hep başkadır ,farklıdır bence . anlatılamayanı anlatmaya çalışan ve oldukça değerli bir şairdi. şiirlerinde süslü olmayı reddetmiş gayet yalın bir anlatım ile duygulara tercüman olmuştur. benim için anlatamıyorum ve istanbul'u dinliyorum şiirlerinin ayrı yeri vardır . huzur içinde uyusun .

ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?

bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.

bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum.
devamını gör...

çocukken amak-ı hayal'de okuduğum, hz. ali'ye ait olduğu söylenen şiirden alıntı:

katlanılmaz bir kötülük gelirse eğer başına,
suskun kayalar gibi dur ve diren tek başına,
rahat günler de gelir geçer, zor günler de,
sabırlı ol, dünya harcı değmez gözyaşına.

en bilge insan, eksiğini kusurunu bilen kişidir,
sözünü tutan, bencil tutkuları silen kişidir, kötülüklere yüz vermeyen, iyiliklerle güzelleşen, dünya yıkılsa, kendi değerlerini söyleyen kişidir.
devamını gör...

adı bile karizma;
(bkz: slow loris)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

devamını gör...

(bkz: imkansız)

şarkılar onu söylüyor, ben ne yapabilirim?
devamını gör...

aklıma aydemir akbaş'in " yüzme bilmiyorsan ne işin var ağaçta " filmini getirmiş başlık.
devamını gör...

gece vakti sözlüklerde gezerim,
başlıklarda kötü niyet sezerim.
troll tayfa usanmadan yazdıkça
"illallah!" der, ben canımdan bezerim.

uludağ'a baktım, çok olay olmuş.
herkes kızgın; birileri pek dolmuş.
densiz biri fotoğrafını koymuş,
"çüş!" deyip de buna bir yuh çekerim.

or'dan vardım eski evim kulzos'a
mesaj atmış, cevap yazdım bir dosta.
sitem ettim, dert anlattım bir posta.
küstürdüler, or'dan da vazgeçerim.

mega'ya da girmezsem hat'rı kalır.
top list'imde ikinci sıradadır.
sözlük gibi sözlüktür, aklım kalır.
kafa gibi, orayı da severim.

ekşi'ye uğradım, ihmal etmedim,
sol frame'e bakış attım, "peh!" dedim.
oldum ola o sözlüğü sevmedim.
çaylak olur, bir gün çeker giderim.

***

pek atışma sayılmaz ama içimden geldi. idare edin *
devamını gör...

formülü çoğumuzun bildiği gibi 'nacl' olan bir çeşit tuzdur.
yemek tuzu olarak da bilinir. ayrıca yolların buzlanmasını önlemek için kullanılır.
devamını gör...

ne çıkar yanımda olmasan
kalbim senden ibaret değil mi
uzaktan sevmek zor demişsin
etme sevdam
görmeden sevmek ibadet değil mi


|cemal süreya
devamını gör...

insanlara olan inancımı ve muhabbetimi dibe çeken gelişme. birkaç kere başıma geldi. artık herkesi kendi haline bırakıyor ve kimseye ulaşmıyorum. allahsızlar.
devamını gör...


skolastik, latince “scola” yani okul sözcüğünden
üretilmiştir. “okulda öğretilen felsefe” anlamına
gelmektedir. 800 yıl boyunca oluşturulan hristiyan
dogmasının temellendirilmesi ve sistematik bir
biçimde derlenip toparlanması yönündeki
çabaların bir ürünüdür. skolastik felsefenin içeriğini tamamen hristiyan
doktrini oluşturmaktadır.

skolastik felsefe 3 evreye ayrılmaktadır:
• 1- erken skolastik:
(9.-10. yy’lardan 12. yy’ın sonuna kadar)

• genel olarak 9. yy’a kadar biriktirilen hristiyan
doktrininin derlenip toparlandığı, sistemli bir hale
getirildiği, yöntemin oluşturulduğu dönemdir.
• 12. yy bu doktrinin akıl ile açıklanmasının yöntemlerinin geliştirildiği bir dönem olmuştur. felsefe gerçek anlamını bu yüzyılda bulmuştur.
• anselmus (1033-1109) ve abelard (1079-1142) salt akıl yürütme ve mantık ile dinsel dogmayı temellendiren skolastik’in yönteminin oluşturulmasında önemli rol oynamışlardır. bu yüzyıllar (11. ve 12. yy) yavaş yavaş süren bir birikimin somut ürünlerini vererek kendisini “yeni bir şey” olarak ifade ettiği dönem olmuştur. erken skolastik’in dayanak noktaları ve görüşü:
• erken skolastik esas olarak augistinciliğe dayanmaktadır. konusu, tanrı ve onun ruh aracılığıyla dünya ile olan ilişkisidir. bu dönemde felsefenin yapmak istediği de akıl ile düşünerek, otoritelerin
uzlaşmakta olduklarını tanımlayıp doğanın sistematik olarak temellendirilmesiydi.
bu dönemin başlıca filozofları:
• lanfranc (öl.1089)
• anselmus (öl.1109)
• gilbert de la porrée (öl.1154)
• abelard (öl.1142)
• skolastik felsefe “ilé de france” diye bilinen paris ve çevresinde doğup gelişmiş ve 13. yüzyılın ortalarına kadar da esas olarak bu küçük bölgede varlığını sürdürmüş, daha sonra tün avrupa’ya buradan yayılmıştır.
• 12. 13. ve belli ölçülerde de 14. yüzyıllar boyunca avrupa’da kültürel liderliği fransa’nın yaptığı konusunda birçok tarihçi uzlaşmaktadır.

• 2- yüksek skolastik:
(13. yüzyıl): yüksek gotik dönemi’dir. mimaride
yükselmenin esas alındığı dönemdir. chartres katedrali ile anlatımını bulan yüksek gotik, amiens katedrali (1220’de başlanmıştır) ile en üst noktasına, biçemin “klasikliğine” ulaşmıştır.amiens katedrali’nde amaç, yükseklik ve düşey hareketlilik olmuş konstrüksiyon son sınırlarına kadar rafine edilip gereksiz görülen öğelerden arındırılmış, nef arkadına oturan duvarları tamamen pencereler haline getirilmiştir.

• 1- arap felsefesiyle tanışma:
12. yüzyılın sonunda batı dünyası arap felsefesinin en önemli yapılarıyla tanışmıştır. bu yapıtlardan, özellikle aristoteles’i geniş kadrosuyla tanıma
olanağı elde edilmiş ve bu da skolastik düşüncenin yükseliş dönemini besleyen başlıca kaynak olmuştur. aslında islam felsefesi de batı felsefesi gibi başlıca platon ve aristoteles’e dayanmaktadır. kilise, her zaman antik filozoflara ve yapıtlarına karşı çok seçici davranmış, sadece “uygun” gördüklerini almıştır. islam düşünürleri ise antik çağ’ı daha iyi
değerlendirmişlerdir. aristoteles’i bütünüyle ele almışlardır. islam dünyasının elinde bulunan birçok yapıt, arap ve yahudi yorumcuları katkılarıyla latinceye çevrilmiş ve yaklaşık bir yüzyıl süren bu çeviri çalışmalarıyla batı’da aristoteles’in ikinci “yeniden doğuş”u yaşanmıştır.
• ibni sina (980-1037): aristo’yu araplara tanıtan en önemli düşünür.
• ibni rüşd (1126-1198): arap felsefesinin batı dünyası için en önemli düşünürü.
• batı’da arap felsefesinin etkilerine ilk olarak chartres okulunda rastlanmaktadır. aristotales’in yeni eserleri, giderek üniversitelerde ve iki büyük tarikat olan dominiken ve fransisken tarikatlarında işlenmiştir.
• 2- skolastik yöntemin doruğu:
• 13. yüzyıl, skolastik felsefenin en üst noktasına ulaştığı, yetkinleştiği dönemdir. yüksek skolastik olarak adlandırılan bu dönem felsefenin başlıca ereği, içinde tüm varlıkların yer alacağı, hıristiyan görüş ve anlayışına uygun bir dünya ve doğa tablosunu düşüncede kurmaktır. dönemin önemli düşünürlerinden albert magnus (1193-1280), tepe noktasında tanrı’nın yer aldığı ve tüm evreni kapsayan bir sistem, bir evren modeli oluşturmaya
çalışmıştır.
• summa’lar: (summa sözcüğü, 12. yüzyılın sonlarına kadar “özet, kısa sunuş” anlamında kullanılmıştır. 13. yy’da din öğretisinin esaslarını bir araya toplayan geniş kapsamlı ve sistematik sunuşlara
bu ad verildi) bu dönemin tipik kitapları, gerek içerikleri, gerekse sunuş biçimleri ile önceki dönemin /erken skolastik) yazınının tipik örneği olan özdeyişler kitaplarından (libri sentantiarium) oldukça
farklı olan summalardır. içerik olarak, “gerçeğin tamamını” kapsamak savında olduklarından, çok geniş kapsamlı, büyük boyutlu idiler.
• alexander hales’in 1231 yılında yazdığı summa theologian önemlidir.
• 13. yüzyılda skolastik düşünce tüm toplumda egemen bir düşünce biçimi olmuştur, çok geniş bir etki alanına ulaşmış, tüm diğer düşünce çığırlarını gölgede bırakmıştır.
• yüksek skolastik’in en önemli düşünürleri fransisken ve dominiken tarikatlarında yetişmişlerdir.
skolastik felsefe’nin özellikleri:
• ortaçağ’da romanesk dönem, gotik dönem ve erken rönesans dönemi esas alındığında, söz konusu incelenen dönemlerin belirli bir tarihsel süreç içerisinde felsefe ile sanat arasındaki paralellikler
ve benzerliklerin saptanması olduğundan, incelenen dönemin felsefesi olan skolastik’in (deyim yerindeyse resmi ideoloji’nin) özellikleri de, esas olarak sanatla bağıntısı açısından ele alınmalıdır.
sanat üzerinde etkili olan, tek tek filozofların söylediklerinden çok, belli bir dönemin düşünür ve aydınlarının oluşturduğu çağın düşünsel atmosferidir. sanatçı, izleyici ve eseri sipariş veren, bilinçli veya farkında olmayarak bu atmosferden etkilenmektedir.
• özellikle 12. ve 13. yüzyılların kültürünü biçimlendiren skolastik, dönemin sanatı ve sanat felsefesi üzerinde de hem içeriğe ilişkin özellikleri, hem de yönteme ilişkin özellikleri ile etkili olmuştur.
• esas olarak düşünce dinsel içeriklidir. yani hristiyan doğmasını esaslarına göre kendi anlamını belirler.
• sanat “dinsel içerik” ile sınırlandırılmıştır.
• ortaçağ kültürünün ana teması dinsel kültürdür.

• 3- geç skolastik:
(14. yy başlarından 15. ve hatta 16. yy’lara kadar)

skolastik’in yeniliği:
• içeriğinde değil, söylemek istediğini anlatırken
nasıl bir “yöntem” kullandığı esas alınmalıdır.
dönemin bütünüyle kültürü ve dolayısıyla sanatı
üzerinde belirgin bir etkisi olan da esas olarak
bu yöntemdir. bu nedenle skolastik felsefenin
özellikleri dönemin sanatı ile ilişkileri açısından
incelenirken, esas olarak onun ne söylediği
değil- zaten bu, bütünüyle hristiyan doktrininin
ne söylediğini anlatmak anlamına gelirdi- nasıl
söylediği, yani onun ayırt edici özelliği olan
yöntemi ele alınmalıdır.
• 1- dinsel nitelik
• 2- düzenleme, sistemleştirme
• 3- tümcü dünya görüşü
• 4- akılcılık ve soyutluk
• 5- dogmatizm
• 6- doğadan kopukluk ve bilim karşıtlığı
• 7- insanın “kişi”leşememiş olması
• 8- açık seçik anlatım
• 9- farklılıkların uyumlulaştırılması
• dogmatik: deney bilgisini, deneye dayanan
kanıtları hiçe sayarak, kanılarını inanç
öğretilerinden çıkaran (düşünce biçimi)
devamını gör...

kendini yazarak ifade etmek için dış motivasyona ihtiyacı olmayan yazardır. bravo!
devamını gör...

bir kere bu gaflete düştüm. intihara meyilli otuz küsur yaşında adamın ağlamalarını dinlemek zorunda kaldım. tövbe daha.
devamını gör...

eski sevgilim olmadığı için bana hiç gelmeyen istektir.
devamını gör...

kilise kapısından adımını dışarı attığında kıyameti izlemekten başka bir düşünce yoktu aklında. kendi kişisel kıyametini yaşadıktan sonra evrensel bir kıyameti göğüslemek o kadar kolay geliyordu ki ona kilisenin yıkılırken çıkardığı çatırtıları bile umursamadı. geriye dönüp baktığında kilisenin yerinde birkaç dua tortusu kalmıştı sadece. kilise kalıntısı birkaç duayı arkasına alıp evrensel kıyametin törensel şamatasını izlemek için şehir merkezine doğru yürümeye başladığında kimsenin kimseyi tanımadığını fark etti ve bunun kıyamet öncesinde de farklı olmadığını düşünerek adımlarını yavaşlattı. yürüme hızı ile hatırlamak ve unutmanın organik bağının farkında olduğu için yavaşlatmıştı adımlarını ancak daha büyük bir sorun vardı kafasını kurcalayan; neyi hatırlaması gerektiğini bir türlü hatırlayamıyordu. hatırlayamadıkça yürüyüş hızını artırmaya başladı ve hızlandıkça unutmak ağır basmaya başladı. bu döngü içinde asla hatırlayamayacağını anladı. elini cebine soktu, belki hızını kesmek için. ve parmakları sivri ve soğuk bir şeylere dokundu. çıkarıp baktığında dört tane çivi gördü. neden cebinde dört çivi olsundu ki? dört çivi ile ne yapılabilirdi ki? acaba işiyle ilgili bir şey miydi? acaba ne iş yapıyordu? ya da bir işi var mıydı? kim olduğunu bile tam anımsamadığına aydığında kıyamet aydınlığı, dünya dedikleri bu zindandan hallice kutunun altını üstüne getirmekle meşguldü.
devamını gör...

sene 1995, del*. * yazıp tüm dosyaları silmiştim. o gün bu gün bilgisayarla bir şey yaparken korkarım.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim