küfretmeden hakaret etmek
bülent ersoy'a" bülent bey " demek.
küfür yok, hakaret hiç yok ama yiyorsa gidin bülent bey deyin.
küfür yok, hakaret hiç yok ama yiyorsa gidin bülent bey deyin.
devamını gör...
tüm yazarların karma puanlarını artırıyoruz kampanyası
abi ekmek parası, rozet alacağım
devamını gör...
günün sözü
devamını gör...
gönül dağı
sefer;
dolmuşcu olanı, yani bizim sefer.
"şu hayatta ne öğrendin derseniz bana, içime atmayı öğrendim, kabullenmeyi öğrendim. haa bir de! yalnızlığı. en çokta yalnızlığı öğrendim..."
"insan bir tek zahide'yi görüp gitse dünyadan, ben hayatımı yaşadım da gittim der ana."
en sonunda;
"özlemek için sevmişiz biz, kavuşmak ne haddimize." diyor ya;
sanki kalbimizin sesini duyduğumuz, sessizliğin ses verdiği yer.
gönlün dolduğu ve doyduğu yer.
nice dertlilerin, nice aşıkların, boş gelip dolu gittikleri yer.
belki de sözün bittiği yer...
başka türlüsüne imkan yok.
dolmuşcu olanı, yani bizim sefer.
"şu hayatta ne öğrendin derseniz bana, içime atmayı öğrendim, kabullenmeyi öğrendim. haa bir de! yalnızlığı. en çokta yalnızlığı öğrendim..."
"insan bir tek zahide'yi görüp gitse dünyadan, ben hayatımı yaşadım da gittim der ana."
en sonunda;
"özlemek için sevmişiz biz, kavuşmak ne haddimize." diyor ya;
sanki kalbimizin sesini duyduğumuz, sessizliğin ses verdiği yer.
gönlün dolduğu ve doyduğu yer.
nice dertlilerin, nice aşıkların, boş gelip dolu gittikleri yer.
belki de sözün bittiği yer...
başka türlüsüne imkan yok.
devamını gör...
mavi vatan

akdeniz'de 189 bin km,
karadeniz'de 172 bin km,
ege denizi'nde 89 km,
marmara denizi'nde 12 bin km.
toplam da 462 bin km'lik alanı kapsamaktadır.
türkiye cumhuriyeti'nin karadeniz, marmara, ege ve akdeniz'deki deniz yetki alanlarını (karasuları, kıtasahanlığı, münhasır ekonomik bölge) şekillendiren bir doktrindir. mavi vatan, 2015 sonrası türkiye'nin deniz alanlarındaki aktif ve askeri güce dayalı stratejisinin temelini oluşturmuştur.
devamını gör...
bir insanla ilişkiyi kesmek için yeterli sebepler
karşı cinsle her hangi ufak bir irtibatımın bile beni ahlâksız yapacağını sanması ve değişik ithamlarsa bulunması.
devamını gör...
anksiyete atağına iyi gelen şeyler
dideral xanax falan işe yaramıyor :( bir zamanlar çok sevdiğim bir arkadaşıma yazsam iyi hissedecektim ama sonradan yaptıkları geldi aklıma daha da kötü hissettim. bu zamanlarda insana en iyi gelen şey sevgi çok iyi anladım
devamını gör...
ismet özel
en iyi türk şairlerden biridir nezdimde. inançları, görüşleri bir yana, kelimeleri bir araya koyuşu bile ayrı bir güç, incelik taşır. teknik açıdan büyüleyici gelmiştir hep bana.
taşıdığı fikir ve değerlere yutkunacak seviyede karşı olmama rağmen yazılış şekline hayran kaldığım amentu şiiri.
iki kesit:
budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güç bela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler içinde kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
insanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
ezan sesi duyulmuyor
haç dikilmiş minbere
kafir yunan bayrak asmış
camilere, her yere öyle ise gel kardeşim
hep verelim elele
patlatalım bombaları
çanlar sussun her yerde çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere: tanrı uludur tanrı uludur
polistir babam
cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
ne godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalnız
coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
nüfus cüzdanımda tuhaf
ekmek damgası durur
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sanarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
rutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı. orada
aşk ve çocuk
birbirine katışmaz
nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
kendi tehlikesi peşinden gider insan
putların dahi damarından
aktığı güne kadar
sürdürür yorucu kovalamacayı. hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
nerde, hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan
parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
takvim yapraklarının arasını dolduran
nedir o katı şey
ki gücü
gönlün dağdağasını durultacak?
hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim.
taşıdığı fikir ve değerlere yutkunacak seviyede karşı olmama rağmen yazılış şekline hayran kaldığım amentu şiiri.
iki kesit:
budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güç bela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler içinde kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
insanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
ezan sesi duyulmuyor
haç dikilmiş minbere
kafir yunan bayrak asmış
camilere, her yere öyle ise gel kardeşim
hep verelim elele
patlatalım bombaları
çanlar sussun her yerde çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere: tanrı uludur tanrı uludur
polistir babam
cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
ne godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalnız
coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
nüfus cüzdanımda tuhaf
ekmek damgası durur
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sanarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
rutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı. orada
aşk ve çocuk
birbirine katışmaz
nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
kendi tehlikesi peşinden gider insan
putların dahi damarından
aktığı güne kadar
sürdürür yorucu kovalamacayı. hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
nerde, hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan
parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
takvim yapraklarının arasını dolduran
nedir o katı şey
ki gücü
gönlün dağdağasını durultacak?
hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim.
devamını gör...
kitap önerileri
georges perec - uyuyan adam
soren kierkegaard - baştan çıkarıcının günlüğü
jack kerouac - zen kaçıkları
william burroughs - naked lunch
j.d salinger - franny ve zooey
alejandro jodorowsky - psychomagic
john fante - toza sor
paul auster - sunset park
luis bunuel - son nefesim
pier paolo pasolini - teorama
soren kierkegaard - baştan çıkarıcının günlüğü
jack kerouac - zen kaçıkları
william burroughs - naked lunch
j.d salinger - franny ve zooey
alejandro jodorowsky - psychomagic
john fante - toza sor
paul auster - sunset park
luis bunuel - son nefesim
pier paolo pasolini - teorama
devamını gör...
don't look up
göktaşı yerine mültecileri ve dünya yerine türkiye'yi koyun. filmi öyle değerlendirin. bak bunu yapın bir kere. nasıl kafa açıyor görün.
ulan türkiye ölüyor lan. herkesin bu mültecileri konuşması lazım. kimsenin gülmemesi eğlenmemesi gündelik bir şeyle uğraşmaması lazım.
mülteciler ülkeyi sarıyorlar. üreme hızları korkunç
mülteci olmayan yabancılar da bizi talan ediyor değersiz paramız yüzünden.
ulan türkiye ölüyor lan. herkesin bu mültecileri konuşması lazım. kimsenin gülmemesi eğlenmemesi gündelik bir şeyle uğraşmaması lazım.
mülteciler ülkeyi sarıyorlar. üreme hızları korkunç
mülteci olmayan yabancılar da bizi talan ediyor değersiz paramız yüzünden.
devamını gör...
instagram tipi tanım beğenme özelliğinin kalkması gerekliliği
profil ayarları > çift tık ile tanım beğenme > kapalı.
bitti. bu kadar basit.
bitti. bu kadar basit.
devamını gör...
para kazanılan en saçma eylem
çocukken kutu kolaların kutularını ezip düz hale getirdikten sonra hurdacıya satıyordum, çok bir gelir kazanmasam da üç beş yetiyordu.
devamını gör...
canlı yayın açılış programı
iyi insanların radyosu. yolu açık olsun.
devamını gör...
amfitriti
poseidonun zorla evlendiği denizlerin dibinin tanrıçasıdır. hades ve persephone ilişkisinin bir bir benzeridir. amfitriti, posedion ile evlenmek istemez ve atlasa kaçar ancak poseidon 'nun peşine taktığı yunuslar zavallı amfitriti'yi bulur ve onu poseidona geri getirir. hikayesi son derece üzücü olan amfitriti tüm bu yaşananlara rağmen poseidon için iyi ve sadık bir eş olmuştur. zeus ile; '' en çok çocuğu kim yapacak acaba * '' gibi ebleh bir sidik yarışına giren poseidon ile şuan türkiye sınırlarında bulunan imbroz türkçe ismi ile gökçeadada denizlerin dibinde görkemli bir şatoda yaşadığına inanılmıştır ve bu evlilikten triton'u doğurmuştur.
edit; çok iyi bir iş becereren yunus; poseidon tarafından bir takım yıldızına dönüştürülerek ölümsüzleştirilmiştir.
edit; çok iyi bir iş becereren yunus; poseidon tarafından bir takım yıldızına dönüştürülerek ölümsüzleştirilmiştir.
devamını gör...
moderatörlerin hoş geldin mesajına maruz kalmış efsane nesil
ask olsun dedirten baslik.
sanki cin iskencesi uyguluyormusuz gibi maruz kalmak falan, gozyasim pit etti bak. bu modlar size ne etti kiymetli yazar arkadaslarim, ilhami abi sen soyle. biz bu aileden degil miyiz? farkli ilde mi dayak yedik de geldik biz? ayni yerdeyiz be, ayniii sozlukteyiz be. bize paspasla adam oldurtmeyin*.
sanki cin iskencesi uyguluyormusuz gibi maruz kalmak falan, gozyasim pit etti bak. bu modlar size ne etti kiymetli yazar arkadaslarim, ilhami abi sen soyle. biz bu aileden degil miyiz? farkli ilde mi dayak yedik de geldik biz? ayni yerdeyiz be, ayniii sozlukteyiz be. bize paspasla adam oldurtmeyin*.
devamını gör...
erkek adam ev işi yapar mı sorunsalı
bir kedi bile kendi pisliğini temizleyebilirken “erkek adam” neden yapamasın? eğer yapamıyorsa bu övünülecek değil utanılacak bir durumdur.
kadının kadına yaptığı en büyük kötülüklerden biri aman oğlum sen otur, sen elleme ben yaparım gibi erkek çocukları el bebek gül bebek yetiştirmektir. çok şükür bilinçli bir annem var erkek kardeşime “bir kadına” ihtiyaç duymadan kendi işlerini görebilmeyi öğretti. kadınları hizmet etmesi gereken varlıklar olarak görmüyor. *
ileride evlenirsem kişinin annesiyle olan ilişkisine çok dikkat edicem. annesi oğluna sürekli bebek gibi davranıyorsa, o da kendi kendine yetmekten acizse bir sorgularım ne yapıyorum ben diye. çünkü o kişi muhtemelen kendine eş yerine bir hizmetçi arıyordur.
kadının kadına yaptığı en büyük kötülüklerden biri aman oğlum sen otur, sen elleme ben yaparım gibi erkek çocukları el bebek gül bebek yetiştirmektir. çok şükür bilinçli bir annem var erkek kardeşime “bir kadına” ihtiyaç duymadan kendi işlerini görebilmeyi öğretti. kadınları hizmet etmesi gereken varlıklar olarak görmüyor. *
ileride evlenirsem kişinin annesiyle olan ilişkisine çok dikkat edicem. annesi oğluna sürekli bebek gibi davranıyorsa, o da kendi kendine yetmekten acizse bir sorgularım ne yapıyorum ben diye. çünkü o kişi muhtemelen kendine eş yerine bir hizmetçi arıyordur.
devamını gör...
yazarların duydukları enfes cümleler
'huzur gökyüzünde, gök yüzünde'
devamını gör...
ali nesin
4 yilda 8 kere dersine girdim.
degisik bir adam. matematik bilgisi zaten muazzam. onun disinda fazla liberal. kotu anlamda soylemedim, tespit.
muhtemelen yas grubu yuksek oldugu icin core matematik degil daha hayata baglayacak dersler veriyor. bizim gruptan onceki-sonraki cocuklari goruyordum. defter kitap giriyorlar derse.
bunun disinda kurdugu duzen guzel. sirketlere parali , ordan aldigi para ile cocuklara ucretsiz ders.
degisik bir adam. matematik bilgisi zaten muazzam. onun disinda fazla liberal. kotu anlamda soylemedim, tespit.
muhtemelen yas grubu yuksek oldugu icin core matematik degil daha hayata baglayacak dersler veriyor. bizim gruptan onceki-sonraki cocuklari goruyordum. defter kitap giriyorlar derse.
bunun disinda kurdugu duzen guzel. sirketlere parali , ordan aldigi para ile cocuklara ucretsiz ders.
devamını gör...
ay karanlık
ahmed arif'in güzel aşkı, leylim leylim dediği leyla erbil'e yazdığı şiirlerden biridir, ay karanlık. şiirdeki gece manasına gelen leyl sözcüğü de bunun bir göstergesidir. zira kimi zaman zalım leyla'sıdır kimi zaman leyl'isidir leyla erbil, ahmed arif'in.
maviye
maviye çalar gözlerin
dizeleriyle ilgili, “bu iki mısra var ya, belki bir on yıl değil, daha fazla, çok daha fazla bekledi.” der ahmed arif, bir röportajda. mavi sözcüğünü bulmak için beklediği bilinir. sırf o dizeler için mi? ne çok şey uğruna beklemiştir ahmed arif. pek çok edebiyat insanın aşık olup gönlünü kaptırdığı leyla erbil'e yıllarca mektuplar yazmış, onun için şiirler kaleme almıştır.
ayrıca, ahmed arif'in leyla erbil'e mektupları için (bkz: leylim leylim (kitap)).
maviye
maviye çalar gözlerin
dizeleriyle ilgili, “bu iki mısra var ya, belki bir on yıl değil, daha fazla, çok daha fazla bekledi.” der ahmed arif, bir röportajda. mavi sözcüğünü bulmak için beklediği bilinir. sırf o dizeler için mi? ne çok şey uğruna beklemiştir ahmed arif. pek çok edebiyat insanın aşık olup gönlünü kaptırdığı leyla erbil'e yıllarca mektuplar yazmış, onun için şiirler kaleme almıştır.
ayrıca, ahmed arif'in leyla erbil'e mektupları için (bkz: leylim leylim (kitap)).
devamını gör...
