artı oy verdiğim ve desteklediğim etkinliktir. az sayıdaki bilgi-kitap-film-dizi kategorisi yazarından birisi olduğumu varsayaraktan konuşuyorum (en azından tevazuyla): pek okunan kategoriler değil bunlar. en azından benimkiler... *

örneğin, anna karenina (kitap) hakkında epey yazmak istedim geçenlerde ve yazdım da. lakin yazdığım ya gerçekten "niteliksiz" - ki insanlar beğenmiyor- ya da gerçekten nitelikli fakat insanlara "uzun" geliyor. belki kalemim ağırdır benim -olabilir ama ben bütün bu şartları da sağlayan ve dahası imlaya da dikkat eden yazılar yazmaktayım. fakat insanlar, dediğim gibi -sanırım- okumaya üşeniyorlar.

elbette okumaya üşenmeleri bir noktada anlaşılabilir: nitekim onca kitap incelemesi varken niçin gidip de piyanistin "kitap yazısı"nı okusun? inceleme demeye bile dilim varmıyor, görüyorsunuz ya. çünkü şu an ben bile buna şüpheyle yaklaşıyorum.

tabii beğenilmek bir noktada umrumda değil.
ama umrumda olan bir husus var: karma puanı.

örneğin, -benim gibi bir sürü yazar var, biliyorum- kısa tanımlar girmek huyum çok azdır. o yüzden de uğraştığımı söyleyemem kısa tanımlar için. bu da haliyle puan biriktirmeme engel oluyor... puan biriktirmek de istiyorum çünkü çok tatlı rozetler var ve alamıyorum. * aradan epey gün geçmeli uzun tanımlar girmem ve "beğenilmeyi ummam" için. çünkü, şahsen, bu uzun tanımlara epey ruhumdan da yediriyorum. bu da beni yoruyor. ve gün sonunda ruh kimsenin umrunda olmuyor hanımlar, baylar... ben başka bir gözle okusam benim de umrumda olmazdı belki. ama yazan benim işte. durum bu.

o yüzden bir "ödül" daha eklenmeli diye düşünüyorum: bilmem kaç tane karma puanı. ya da karma puanında düzenlemeye gidilmelidir ve sözüm ona "nitelikli" tanımların karma puan kazancı azaltılmalıdır. tam bir kapitalist olduk. * aşırı hızlı yaşıyoruz burada da. aynı şekilde "nitelikli varsayılabilecek" tanımların da karma puan kazancı artırılmalıdır. tabii bunun ayarlama zamazingosu epey zahmetli ve bir bakıma zor olmalıdır diye düşünüyorum. bu yüzden o bilgi-kitap-film-dizi tanımlarının karma puan kazancı da artırılabilir vs. vs.

son olarak bu yazıyı birilerini gömmek veya kendimi yüceltmek için yazmadığımı belirtmek isterim. (gerçi sanıyorum epey anlaşılırdı ya.) kimimiz sözlükte kafa store'un tamamını satın alma potansiyeline sahip. ve bu bazı isimleri epey kapitalist görüyorum. * ve - affedersiniz ama- pek nitelikli tanımlar girdikleri de yok o bazı zenginlerin. yani... durum bu şekilde işte. biraz içerlendim de ben. biraz daha içeyim en iyisi. *
devamını gör...

19:30'da biz radyodayız. bu kez sesimin mars'tan geliyormuş gibi derinlerden ve boğuk duyulmayacağını umarak sizleri de bekliyorum, bekliyoruz.
devamını gör...

neden bu kadar kötü konuşuluyor anlamıyorum. ne bekliyorsunuz? adamların çok mu deneyimi var? yapıcı eleştiri yapsanız ne olur sanki... biraz dağınık sadece ama zaten konsept de biraz dağınıklık üzerine sanırsam. yine de dayanılamayacak bir şey yok. vaktiniz yoksa dinlememek elinizde. ben sözlükte gezerken tanım girerken dinliyorum kafam dağılıyor. zamanla daha keyifli hale gelecektir eminim.
devamını gör...

yaptık bi' hata.
devamını gör...

tüm aşkların temeli ilk görüşte başlar. beyninizde aşık olabileceğiniz kişi ile ilgili bir tanım bilmeseniz de bulunmaktadır. kişiyi ilk gördüğünüz anlarda bu tanıma uydurursanız. aşık olabileceğiniz anlamına gelir.

bu his karşılıklı ve yoğun ise ya mantığınızı dinleyip daha da tanımak isteyerek zamana yayarsınız ya da duygularınızı dinler kapılıp gidersiniz. mantık ile hareket edenler daha sürdürülebilir ilişki yaşarlar. ilk görüşte aşk ve zamanla aşk sizin mantık mı? yoksa duygu mu? seçiminizdir.
devamını gör...

hangi iki pokemonun birbirine gireceğini merak ettiğim hadise.
devamını gör...

çok spesifik konularda oldukça bilgili bir yazar. cidden bir insan bu kadar bilgili olabilir mi diye düşünüyorum. felsefe profesörü mü acaba? ayrıca zannediyorum kendileri hannibal hayranı. gelecek tanımlarını ilgiyle beklediğim yazardır. teşekkürler.*
devamını gör...

açar açmaz beni kızıl ordu korosuyla karşılayan radyodur. oo şimdi de cem karaca'ya geçiş yaptık.*
devamını gör...

aşk kırıntıları

"...inan çok çalıştım bu kalpsiz dünyayı sevebilmek için. neyim var ki sanki senden başka?"
devamını gör...

oralarda da yaşam sürüp gidiyordur burada olduğu gibi.
devamını gör...

yaşadığımız çağın özelliği olduğunu düşünüyorum.
yapılan iyilikler gösteriş için yapılmaya başlandı, sözcükler anlamını yitirdi, bakışlar sahteleşti, adalet sadece kelime olarak varlığını sürdürüyor, gerçek aşk yalnızca kitaplarda ve filmlerde kaldı, artık her şey sosyal medyada paylaşılmak için yapılıyor, kısacası tarihin en sahte çağını yaşıyoruz. mutluluğu sahte şeylerde ararken, benliğimizi kaybediyoruz. neleri kaybettiğimizin farkında bile değiliz...
devamını gör...

günümüzde içgüdü adını verdiğimiz ve pek de açıklayamadığımız kavramın jung tarafından ele alınıp incelenmesi sonucunda ortaya çıkmış bir terim de denebilir arketip için. terim karşılığı yukarıda verildiği için tekrar yazmayacağım. jung'a göre bunlar kolektif bilinçdışının ürünleri olmakla birlikte her insanda görülen evrensel oluşumlardır. örneğin bir çocuk dünyanın neresinde doğarsa doğsun anne arketipi ile birlikte dünyaya gelir ya da mitler/masallar incelendiğinde görülür ki yeniden doğuşun yaşandığı yerler daima kuyu, mağara, uçsuz bucaksız bir ormandır. arketipler ve yansıma şekillerine dair örnekler elbette çoğaltılabilir. fakat jung'un özellikle üzerinde durduğu ve kişiliğin oluşumunda önemli bir rol oynadıklarını düşündüğü temel arketipler; persona, anima, animus ve gölge arketipleridir.
persona; kişinin sosyal görünümünü temsil eder. başkalarına karşı taktığımız maske de denilebilir. tabii maske deyince mutsuzken mutluymuş gibi rol kesmek değil burada kast edilen şey. daha çok üstlendiğimiz roller olarak düşünebiliriz.
anima, erkeklerin bilinçaltındaki dişil tarafı temsil ederken; animus ise kadınların bilinçaltındaki eril yanı temsil eden arketiplerdir. bu iki arketip büyük oranda aşk hayatımızdan sorumludur diyebiliriz.
gölge; insanın karanlık tarafını yansıtan arketiptir. muhtemel kötülüklerimiz bu arketipin içinde barınmaktadır. masal metinlerindeki antikahramanlar bu arketipin bir yansımasıdır.
devamını gör...

yarım saat icinde ciktigim listedir, sasirtmistir. simartmistir. *
devamını gör...

2.5 saat aralıksız, tempolu yürüyüş.
devamını gör...

her şeyin iyi gittiğine dair kendime çok yalanlar söyledim.
devamını gör...

tartıştığın konuya göre değişir. eğer sonunda bir şeyler katacaksa bana tamam tartışalım konuşalım. ama burada kastedilen kişisel ilişkilerse fazla tartışamam. sıkılıyorum bir yerden sonra. sen şunu dedin ben bunu dedim eee yani sonuç?
tartıştığın konuya göre değişebilecek duygu durumu.
devamını gör...

tipik bir nickaltı klasiğidir. "severek takip ediyoruz, iyi ki vardır " yazarak birçok yazarın nick altını dolduruyoruzdur. samimi görmek isteyene samimi gelir.samimi gelmiyorsa da isteyen istediğini düşünmekte özgürdür. (bkz: ailecek severek izliyoruz)
devamını gör...

mantı. yapımı zahmetli diye yaparken nefret ettiğim yemek.
devamını gör...

bunlar bilim insanı falan değil tüccar, bir kelimesine bile inanmadığım insan müsveddesinin yaygarasıdır.
devamını gör...

güzel az tuzlu, ağır korkmayan peynir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim