yazarların bugünkü mutsuzluk sebebi
düşmek.
yokuş aşağı olan bir kaldırımdaki güya engelliler için olan ve kaldırımın bittiğini gösteren, üstelik kaymayı engellemesi gereken o sarı noktalı kısımlar ayağımı kaydırdı ve yere çakıldım. çizilen karizmama mı yoksa canımın yanmasına mı üzüleyim bilemiyorum. şu an bir sıkıntı yok gibi ama bende bu tip şeylerin acısı sonra çıkıyor.
belki hızlı yürüdüğüm için kayıp düştüm ama umarım yaşlı, hasta ya da engelli bir kişinin başına aynı şey gelmez.
yokuş aşağı olan bir kaldırımdaki güya engelliler için olan ve kaldırımın bittiğini gösteren, üstelik kaymayı engellemesi gereken o sarı noktalı kısımlar ayağımı kaydırdı ve yere çakıldım. çizilen karizmama mı yoksa canımın yanmasına mı üzüleyim bilemiyorum. şu an bir sıkıntı yok gibi ama bende bu tip şeylerin acısı sonra çıkıyor.
belki hızlı yürüdüğüm için kayıp düştüm ama umarım yaşlı, hasta ya da engelli bir kişinin başına aynı şey gelmez.
devamını gör...
almanya’dan çok ileri olmamız
çok fazla diplomalı amele var diye övünüyor adam.
merkel birde üf falan demiş, üff dedi herhalde bunlar bu kafayla giderse böyle ben daha çooooook yol alırım diye düşünmüştür kadın.
yapacağınız siyasetinde, yöneteceğiniz ülkeninde......*
merkel birde üf falan demiş, üff dedi herhalde bunlar bu kafayla giderse böyle ben daha çooooook yol alırım diye düşünmüştür kadın.
yapacağınız siyasetinde, yöneteceğiniz ülkeninde......*
devamını gör...
franz kafka
kadınlardan çok iyi anladığı düşünülen, almanca konuşan bohemyalı roman yazarıdır. 20. yüzyıl edebiyatının en önemli figürlerinden biridir. diğer çeşitlerinden farklı olarak, insanların her gün gördükleri fakat düşünemedikleri bazı durumların gerisindeki gerçekleri, hayaller ve bir takım olağanüstülüklerle gösteren hikayeler olan modern hikayeciliğin dünya edebiyatındaki kurucusudur.
devamını gör...
sonuçta bir insana vurmadım hayvana vurdum bunun suç olduğunu bilmiyordum
gayet güzel bir şekilde fikrini, motivasyonunu özetlemiş kendisi.
asıl idrak etmek gereken bu hayvanlara konuşamadıkları için bunları yapanlar, ortaya çıkmayacağını bilseler kimlere neler yaparlar. bu potansiyeli görmek gerek hayvanlarla ilgili koruyucu tedbirlerin olması için.
kameralar da iyi ki varlar. hani teknoloji güzel olan her şeyi bitirdi diyoruz, hatta bazen ifşa kültürüne kızıyoruz ya işte böyle olaylar olunca farklı düşünüyorum.
asıl idrak etmek gereken bu hayvanlara konuşamadıkları için bunları yapanlar, ortaya çıkmayacağını bilseler kimlere neler yaparlar. bu potansiyeli görmek gerek hayvanlarla ilgili koruyucu tedbirlerin olması için.
kameralar da iyi ki varlar. hani teknoloji güzel olan her şeyi bitirdi diyoruz, hatta bazen ifşa kültürüne kızıyoruz ya işte böyle olaylar olunca farklı düşünüyorum.
devamını gör...
kitap alıntıları
gregor samsa bir sabah garip rüyalarından uyandığında,kendini yatağında devasa bir böceğe dönüşmüş olarak buldu
devamını gör...
su tasarrufu için öneriler
her ne kadar bugün istanbul'a yağmur yağmış olsa da, istanbul'daki kuraklık sorunu hâlâ bir olasılık. bunun için de yazarlarımızı ve okurlarımızı, su tüketimi konusunda daha dikkatli davranmak adına birkaç noktaya dikkat etmeye çağırıyorum.
her ne kadar istanbul için yazılıyor olsa da, kuraklık gelecek zamanların en büyük sorunu. su sonsuz değil arkadaşlar. evet.
1- diş fırçalarken suyu kapatmak. hatta suyu neden açar insanlar onu hiç anlamıyorum. dümdüz fırçala, sonra da çarkala ağzını geç. suyu boşa akıtmayın.
2- erkek yazarlar, tıraş olurken suyu boşa akıtmasak mı?
3- meyve ve sebze yıkamak. derinliği olan bir kapta, daha az su tüketerek yıkamak, evet.
4- duş alırken suyu az açmak. evet, tazyik çok güzel, vücuda değince falan ama su bayağı boşa gidiyor. dikkat edelim. hatta mümkünse kova ile yıkanalım.
5- bulaşık yıkarken, ön yıkama olayından kaçınalım. suyla yıkamak yerine, fırça ya da bez yardımıyla fazlalık olan yemekleri sıyırmak daha az su tüketmeyi sağlar.
6- bulaşık makinesini iyice doldurup yıkayalım.
7- çamaşır makinesi de aynı şekilde, daha dolu bir şekilde yıkayalım.
şimdilik aklıma gelen, su tüketimini azaltmamızı sağlayacak basit öneriler bunlar. su hepimiz için önemli, dikkatli kullanalım.
her ne kadar istanbul için yazılıyor olsa da, kuraklık gelecek zamanların en büyük sorunu. su sonsuz değil arkadaşlar. evet.
1- diş fırçalarken suyu kapatmak. hatta suyu neden açar insanlar onu hiç anlamıyorum. dümdüz fırçala, sonra da çarkala ağzını geç. suyu boşa akıtmayın.
2- erkek yazarlar, tıraş olurken suyu boşa akıtmasak mı?
3- meyve ve sebze yıkamak. derinliği olan bir kapta, daha az su tüketerek yıkamak, evet.
4- duş alırken suyu az açmak. evet, tazyik çok güzel, vücuda değince falan ama su bayağı boşa gidiyor. dikkat edelim. hatta mümkünse kova ile yıkanalım.
5- bulaşık yıkarken, ön yıkama olayından kaçınalım. suyla yıkamak yerine, fırça ya da bez yardımıyla fazlalık olan yemekleri sıyırmak daha az su tüketmeyi sağlar.
6- bulaşık makinesini iyice doldurup yıkayalım.
7- çamaşır makinesi de aynı şekilde, daha dolu bir şekilde yıkayalım.
şimdilik aklıma gelen, su tüketimini azaltmamızı sağlayacak basit öneriler bunlar. su hepimiz için önemli, dikkatli kullanalım.
devamını gör...
bir şey bedavaysa ürün sizsiniz
her şeyi bildiğini sanan bazı gerizekalılar tarafından sık kullanılan cümle. kim tarafından söylendi bilinmiyor ama orjinalı" bir ürüne para ödemiyorsanız,ürün sizsinizdir." instagram,facebook,whatsapp gibi platformların ücretsiz olmasını buna bağlıyorlar. yani verilerimizin satıldığını iddia ediyorlar. haklı olabilirler.
edit:(bkz: ot) alınmayın lütfen sizi kastetmedim.
edit:(bkz: ot) alınmayın lütfen sizi kastetmedim.
devamını gör...
kadınların ekonomi hakkında hiç yakınmaması
bu tür başlıklar çok sinir bozucu olmaya başladı yok kadınların şunu yapamaması bunu becerememesi. erkeklere de aynı başlıklar açılıyor elbette ama kadınlar için çok daha fazla açılıyor ya da ben kadın olduğum için bana bu başlıklar daha fazla batıyor, her neyse.
bu başlığa da takıldım çünkü şu sıralar herkes yaşam mücadelesi veriyor yeteri kadar. başlıktan ve iş yerinize gelen azınlıktan tüm kadınlar için böyle bir genelleme çıkarmak hoş değil bence.
farkındayız bizlerde her şeyin merak etmeyin. bir de minikte bir tavsiye* hiç bir kadın aynı değildir*. hepsi eşlerinin parasını harcamaz, makyaj kuyruklarında beklemez. bu kalıplaşmış cümleleri kafanızdan atarsanız* bence çok daha kaliteli bir hayata geçiş yapabilirsiniz.
bu başlığa da takıldım çünkü şu sıralar herkes yaşam mücadelesi veriyor yeteri kadar. başlıktan ve iş yerinize gelen azınlıktan tüm kadınlar için böyle bir genelleme çıkarmak hoş değil bence.
farkındayız bizlerde her şeyin merak etmeyin. bir de minikte bir tavsiye* hiç bir kadın aynı değildir*. hepsi eşlerinin parasını harcamaz, makyaj kuyruklarında beklemez. bu kalıplaşmış cümleleri kafanızdan atarsanız* bence çok daha kaliteli bir hayata geçiş yapabilirsiniz.
devamını gör...
psikoloğa giden psikoloğa gidilir mi sorunsalı
esas ona gidilir,
psikoloğa sadece sağlıksız insanlar gitmez, sağlıklı insanlar da gider, hatta psikoloğa gitmek sağlıklı birşeydir,
nasılki arada bir kan, idrar tahlili yaptırırsın, şeker, demir, vitamin vs baktırırsın, onun gibi, psikolog da psikoloğa gidebilir.
ayrıca, bir tanıdığımızın oğlu uzman psikolog olarak çalışmaya başladı özel bir hastanede, sanırım 1-2 yıl oldu, psikologların da mesleki olarak düzenli gitmesi gerektiği için, kendiside terapiye başlıycaktı, yani profesyonel bir hareket bu arkadaşım.
psikoloğa sadece sağlıksız insanlar gitmez, sağlıklı insanlar da gider, hatta psikoloğa gitmek sağlıklı birşeydir,
nasılki arada bir kan, idrar tahlili yaptırırsın, şeker, demir, vitamin vs baktırırsın, onun gibi, psikolog da psikoloğa gidebilir.
ayrıca, bir tanıdığımızın oğlu uzman psikolog olarak çalışmaya başladı özel bir hastanede, sanırım 1-2 yıl oldu, psikologların da mesleki olarak düzenli gitmesi gerektiği için, kendiside terapiye başlıycaktı, yani profesyonel bir hareket bu arkadaşım.
devamını gör...
sözlüğü hep akıştan takip etmek
çoğu zaman tercih ettiğim kısım.
devamını gör...
kadın yazarların takipçi sayısının çok olması
pandemiden önce istanbul’da yazarlar ile söyleşiler olurdu. genelde üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının organize ettiği bu etkinliklerde yazarın cinsiyeti gözetilmeksizin söyleşinin konusuna göre katılımcı gelirdi.
gerçek hayatta hal böyle iken; sözlükler gibi anonim bir ortamda -hele erkeklerin kolaylıkla kadın nicki, kadınların da erkek nicki alması düşünüldüğünde- takipçi sayısı yazarın cinsiyetine bağlı değildir.
lakin videodaki liseli delikanlıların kızlara bakışından görüleceği gibi; liselilerin sözlüğe geldiğinde kadın yazarları daha çok takip etmeleri olasıdır. *
kadını "zayıf cins" olarak tanımlamak bir iftiradır ve erkeklerin kadınlara karşı yaptığı haksızlıktır. eğer güçten kastedilen kaba kuvvet ise elbette kadınlar erkeklerden daha az vahşidir. ancak güç eğer ahlaki bir güçse, o zaman kadınlar erkeklerden tarif edilemez derecede üstündür. kadınlar bizden daha fedakar, daha cefakar, zorluklara çok daha fazla dayanan, daha cesur insanlar değil mi? kadınlar olmadan erkekler olabilir mi? kim bir kadından daha fazla gönle hitap edebilir? mahatma gandhi.
gerçek hayatta hal böyle iken; sözlükler gibi anonim bir ortamda -hele erkeklerin kolaylıkla kadın nicki, kadınların da erkek nicki alması düşünüldüğünde- takipçi sayısı yazarın cinsiyetine bağlı değildir.
lakin videodaki liseli delikanlıların kızlara bakışından görüleceği gibi; liselilerin sözlüğe geldiğinde kadın yazarları daha çok takip etmeleri olasıdır. *
kadını "zayıf cins" olarak tanımlamak bir iftiradır ve erkeklerin kadınlara karşı yaptığı haksızlıktır. eğer güçten kastedilen kaba kuvvet ise elbette kadınlar erkeklerden daha az vahşidir. ancak güç eğer ahlaki bir güçse, o zaman kadınlar erkeklerden tarif edilemez derecede üstündür. kadınlar bizden daha fedakar, daha cefakar, zorluklara çok daha fazla dayanan, daha cesur insanlar değil mi? kadınlar olmadan erkekler olabilir mi? kim bir kadından daha fazla gönle hitap edebilir? mahatma gandhi.
devamını gör...
her daim yanında şiir okuyan sevgili
allahım,sen nasip etme..
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
çok saçma bir şekilde kafa sözlüğü buldum. kafa dergisi için bir mektup yazdım, nasıl gönderirim diye kafa dergisinin instagram adresini aratırken kafa sözlük karşıma çıktı, bir tıkladım pir tıkladım. kitap hediyesi falan yazıyordu ki kitaba zaafım olduğundan dur bir bakayım derken üye oldum. o gün bugündür buralardayım. daha önce hiç sözlük deneyimim olmamıştı. ilk göz ağrımsın kafa sözlük seni tesadüfen buldum ama iyiki bulmuşum. burası benim zihnimi toparlamama yardımcı oluyor. sağ olsun, var olsun. *
devamını gör...
insanın anlam arayışı
önce kitabın yazarından biraz bahsedelim.
viktor emil frankl
avusturyalı yazar. nöroloji ve psikiyatri alanında eğitim görmüş. viyana’da psikanaliz alanında bugün eğitim vermeye devam eden “logoterapi” okulunu kurmuştur. viyana üniversitesinde, daha yakından tanıdığımız bir isimden eğitim almıştır. (bkz: sigmund freud)
ancak frankl’i, diğer yazarlardan ayıran özellik ise, 1942-1945 yıllarında dachau ve ausschwitz toplama kampında esir olarak bulunmasıdır. tüm ailesini toplama kamplarında kaybeden frankl, ikinci dünya savaşının sona ermesiyle bu ölüm kamplarından sağ olarak kurtulanlar arasındadır.
yaşadığı tecrübeyi bilim ile birleştirip kitaplarına aktarmıştır. yıllar önce almancası “trotzdem ja zum leben sagen” kitabını okumuştum. ingilizceye “man's search for meaning” olarak çevrilen kitap yine ingilizceden türkçeye “insanın anlam arayışı” olarak çevrilmiştir.
ancak buraya bir dipnot düşeyim; kitap türkçeye ingilizceden çevrilmiştir. bu biraz bana sol elle sağ kulağı tutmak gibi geliyor ama henüz türkçe çevirisini okumadığım için bu konuda yorum yapmayayım. çeviri meselesine takık biri olarak, kafka’nın kitaplarına yapılan zulmü okumuş ve “bu ne lan” gibi gayet samimi bir tepki göstermiştim. konudan uzaklaşmayalım. başka bir yazımızda çeviri hatalarından bahsederiz.
kitabı okumanızı öneriyorum ancak sakın ola kitabı, şu saçma “kişisel gelişim” türünden sanmayın. yaşanmış bir tecrübenin, bilimsel bakış açısıyla ortaya konulduğu bir kitaptır. frankl, insanın anlam arayışının adresini “sevgi” olarak gösterir. yazımızı kısa bir alıntıyla bitirelim.
“sevmediği sürece hiç kimse, bir başka insanın özünün tam olarak farkına varamaz.”
victor emil frankl - “insanın anlam arayışı”
okunacak kitaplar listenize ekleyin.
viktor emil frankl
avusturyalı yazar. nöroloji ve psikiyatri alanında eğitim görmüş. viyana’da psikanaliz alanında bugün eğitim vermeye devam eden “logoterapi” okulunu kurmuştur. viyana üniversitesinde, daha yakından tanıdığımız bir isimden eğitim almıştır. (bkz: sigmund freud)
ancak frankl’i, diğer yazarlardan ayıran özellik ise, 1942-1945 yıllarında dachau ve ausschwitz toplama kampında esir olarak bulunmasıdır. tüm ailesini toplama kamplarında kaybeden frankl, ikinci dünya savaşının sona ermesiyle bu ölüm kamplarından sağ olarak kurtulanlar arasındadır.
yaşadığı tecrübeyi bilim ile birleştirip kitaplarına aktarmıştır. yıllar önce almancası “trotzdem ja zum leben sagen” kitabını okumuştum. ingilizceye “man's search for meaning” olarak çevrilen kitap yine ingilizceden türkçeye “insanın anlam arayışı” olarak çevrilmiştir.
ancak buraya bir dipnot düşeyim; kitap türkçeye ingilizceden çevrilmiştir. bu biraz bana sol elle sağ kulağı tutmak gibi geliyor ama henüz türkçe çevirisini okumadığım için bu konuda yorum yapmayayım. çeviri meselesine takık biri olarak, kafka’nın kitaplarına yapılan zulmü okumuş ve “bu ne lan” gibi gayet samimi bir tepki göstermiştim. konudan uzaklaşmayalım. başka bir yazımızda çeviri hatalarından bahsederiz.
kitabı okumanızı öneriyorum ancak sakın ola kitabı, şu saçma “kişisel gelişim” türünden sanmayın. yaşanmış bir tecrübenin, bilimsel bakış açısıyla ortaya konulduğu bir kitaptır. frankl, insanın anlam arayışının adresini “sevgi” olarak gösterir. yazımızı kısa bir alıntıyla bitirelim.
“sevmediği sürece hiç kimse, bir başka insanın özünün tam olarak farkına varamaz.”
victor emil frankl - “insanın anlam arayışı”
okunacak kitaplar listenize ekleyin.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sevgili proletarya. patron uyur, işçi uyumaz. açtık mı bilgisayarları?
devamını gör...
stresten uzak durmak
türkiye'de mümkün değildir.
devamını gör...
anın fotoğrafı

çocuklara yerli malını, tutumlu olmayı anlatıyorum, tam dedim ki "çocuklar ülkemizde bir sürü meyve sebze yetişir bu yüzden çok şanslıyız. kendi ürünlerimizin tadı çok güzel ve sağlıklıdır bu nedenle yerli üretim olan yiyecekleri yemeli yerli malı kullanmalıyız...."
daha cümlemi bitirmeden gelen cevap "öğretmenim ne dedddiiiiiin mal dediiiin. hani sınıfta mal demek yasaktı!!"*
"hayır çocuğum o mal o mal değil, her mal aynı mal değil. yani insana mal denmez ayıp. yiyecek ve eşya için kullandım ben onu. ne diyorum yahu ben?" *
bazen kendimi hababam sınıfındaki müfettiş gibi hissediyorum sözlük.
"çocuğum karıştırıyorsun. roma'yı yakan hz.şaban'dır. ilk halife..imparator neron.. yani padişah neron roma'da, hz.şaban'la beraber ananı günde 1453 kere kanunen.. afedersiniz mahmut bey, ben biraz karıştırdım galiba."
devamını gör...
sözlükteki bitmez vedaların yazarları
süleyman s. tarzı yazarlar. süleyman s. da yapıyor, cb otur oturduğun yerde diyor.
bulaşmamak lazım arkası güçlü olabilir
ben öyle yapıyorum. sedat peker olan video yayımlasım.
bulaşmamak lazım arkası güçlü olabilir
ben öyle yapıyorum. sedat peker olan video yayımlasım.
devamını gör...

