trabzon
ayasofya
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

happy birthday tooo meeee.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

radyo yayınında lucifer'a sarf ettiğim ve yarı meşhur olduğunu şimdi gördüğüm cümle.

bol keseden salladım, evet. yapabilir miyim bilemiyorum, hiç denemedim. bir gün başarılı olursam ve ölmeden önce şahsın elinden "ölümümden kimse sorumlu değildir." yazısını almayı başaramazsam, cezaevinden editlerim.

edit: yazıyı vermek için gönüllü biri varmış. yakında başsağlığı dileriz kendisine.
devamını gör...

süleyman kerkaya. doğu batı sentezi ile çok kaliteli mixler hazırlayan dj, müzisyen. kerkayas olarak biliniyor. bu adam gerçekten sanatını çok güzel icra ediyor. anadolu'nun harika eserlerini ve yabancı eserleri aynı anda dinleme olanağı sunuyor. bu tarz mixleri sevenlere ısrarla tavsiye ediyorum. şuraya bir icrasını bırakalım o halde.
devamını gör...

modern dünyada uygulanmasının (bkz: insan hakları evrensel beyannamesi) ile kesinlikle yasaklandığı, çok eski çağlara ait olan bu aşağılık sistem, şimdilerde dolaylı yoldan sıklıkla uygulanmaktadır. #240980 numaralı tanımda da anlattığım gibi köle, hiçbir hakkı olmayan, sahibinin emrinde çalışmak zorunda olan, para biriktiremeyen ve kabaca karın tokluğuna çalışmak şeklinde ifade edilen biçimde çalışan kişilere verilen sıfattır. hani o çok büyük gördüğümüz, özendiğimiz, oldukça modern gözüken büyük devletler, bu sistemi yasal olmayan bir şekilde özellikle afrika gibi az gelişmiş ancak yeraltı kaynakları ve özellikle tarımsal açıdan verimli topraklara sahip olan bölgelerde uygulamaktadır.
devamını gör...

başlarda ünlülerin sorunlarını falan güzel işlediler, iyi gidiyordu. tadında bırakmadılar işte.
devamını gör...

hatırladınız değil mi gereksiz egoyu? kaçtı değil mi tadınız? bunun bir de şeyi var (bkz: öğrenci işleri)
devamını gör...

yok öyle bir hikaye. salladım bir yerden işte.
devamını gör...

sözlüğe tekrar üye olsam alacağım nick (bkz: sayın bezmenler lütfen açar mısınız efendim kapıyı)
devamını gör...

bu şarkının aynı zamanda doğrudan medyayı hedef alan satirik bir parça olduğunu ve “ne habersin ne türksün” derken direkt olarak habertürk’ü kastettiğini biliyor muydunuz?

(bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler)
devamını gör...

aşk, bir arada olunca güzel kokan, dağılınca baharatlar gibi toz olup savrulmak gibidir.

vaaaay ne laf ettim ama.
devamını gör...

az evvel kategori başlıklarını tek tek inceleyerek bir çıkarım yaptığımda en çok tanımı kürk mantolu madonna kitabının aldığını gördüm. bunu ikinci sırada sadakatsiz dizisi ve üçüncü sırada behzat ç. dizisi takip ediyor. durum böyle fakat kategori başlıkları arasında henüz tek tanım ile kalmış çok değerli bulduğum kitaplar ve az izlenmiş olduğunu tahmin ettiğim kaliteli filmler mevcut. umarım zamanla onlar da faydalı tanımlar alır ve keyifle okuyabiliriz.
devamını gör...

bu başlığın altına birinin 'insan' yazmasını beklerdim.* benim karşılaştığım en vahşi hayvan da bir yılandı, upuzun. ama ölmüştü.
devamını gör...

eski yunanda, güreşçi müsabakalarını izlemek için bir araya gelen kalabalıkların kullandığı içki ''doop''tur.
dopingin kökeni flemenkçe olan bu kelimeden gelmektedir.
1889 yılında amerika'lı james pud galvin, beyzbol oynarken olağan üstü performans sergiliyor.
bu performansını, maymun testislerinden yapılma bir karışıma bağlı olduğunu söyleyince, washington post , ''20 yy'ın buluşu'' şeklinde de manşetlere taşıyınca, sporcular artık kokain, eter gibi maddeleri kullanmaya başlıyorlar.
hematokrit yani hct, kırmızı kan hücrelerinin hacminin, dolaşımdaki kanın hacmine oranını ifade eder. başka bir deyişle: oksijen taşıyan alyuvar hücrelerinin oranı, toplam kan hücreleri taşıyan hücrelerin hacmine oranı hemotokrittir.
şimdi, alyuvar sayısını artıran bir hormon var; adı eritroproei (epo)https://tr.wikipedia.org/wiki/eritropoetin
bu aslında anemi tedavisinde kullanılıyormuş, bu ilacı aldığınızda kandaki alyuvar sayısında artış olduğunda kanda oksijen miktarı artıyor. oksijen bolluğundan kafa güzelleşiyor.
fiziksel olarak bazı faydalar sağlıyor. örneğin;
- yorgunluk azalıyor.
-ağrı hissetmiyorsunuz yada eşik artıyor. ağrı olmayınca dha fazla antreman yapabiliyorsunuz.
- kafa güzel olunca, heyecanınız olmuyor. heyecana bağlı hatalar yapmıyorsunuz. doğal olarak konsantrasyonunuz artıyor.

şimdi çok enteresan bir hikaye anlatalım;
david epstein diye bir gzeteci var ve bu gazeteci the sports gene'de bir yazı yazıyor.
bu yazıya göre, soğuk savaş döneminde varşova paktının tüm kadın gülle sporcuların, a kendilerinden habersiz testesteron verildiğini yazdı.
tesadüfe bakın ki; o zamana kadar ki en iyi atışların 80'inden 75'i, 1971-1991 yılları artasında gerçekleşmiş. neredeyse kadınlar, erkekler kadar iyi gülle atabilmişlerdir.

gelelim kullanılmasının tespitinin zorluğuna...
55 erkek denek gönüllü oluyor . kendilerine testesteron enjekte ediliyor. 15 gün boyunca kendilerinden idrr örneği alınarak ölçüm yapılıyor. 33 kişinin idrarında tetesteron yakalanmış ancak; 17 sinde herhangibir şey belli olmuyordu.
kalıtımsal olarak 17'si testesteron aldığında kasları gelişiyordu ancak tespit edilemiyordu. o zaman anladılar ki bu adamların genlerinde testesteronu idrarda çözen bir gen eksikti.

değerli arkadaşlar; bazen arkadaşlarla konuşurken, ders çalışamıyorum, konsantre olamıyorum, tezi bitirmem gerekiyor gibi bahanelerle ilaç arayışlarına girdiklerini görüyorum. özellikle tez hazırlayan arkadaşlar aşırı derecede stres yaşıyorlar.

vücutta;
erkeklik hormonu benzeri maddelerin kalp krizi, iyi ve kötü huylu tümör oluşumu, karaciğer fonksiyon bozukluğu, kısırlık gibi rahatsızlıklara neden olduğu bilinmekte. kullanan sporcular sporu bıraktıktan sonra bile, bu maddeleri kullanma nedeniyle oluşan hastalıklardan ölmektedir.
sağlıklı kalın hoğçakalın! ben gedeyom.
www.hurriyet.com.tr/bazilar...
devamını gör...

kafa store da takipçileri görme özelliğinden sonra profile gelmesini istediğimiz özellik. ama çok pahalı olduğu için ben alamadım tabi ki. borç vermek isteyen dostlarım dm kutuma portakal atabilirler.*
devamını gör...

kötü bir son, sonsuz umutsuzluktan iyidir.
böyle düşünmüş olma ihtimali yüksek sevgi bazı şeyleri güzelleştirir , ama her şeyi düzeltmez güzelleştiremez.
devamını gör...

orijinal adı "the illustrated man" olan, amerikalı yazar ray bradbury tarafından kaleme alınmış 18 kısa bilim kurgu hikayesinden oluşan kitaptır. kitaptaki hikayeler boyunca sürekli olarak teknolojinin soğuk mekaniği ile insanların psikolojisinin çatışması işlenmektedir.
birbirinden bağımsız hikayeleri, üzerinde zamanda yolculuk yapan bir kadın tarafından yapıldığı iddia edilen 'canlı' dövmeler bulunan resimli adam birbirine bağlıyor.
kitaptaki öykülerin biri hariç tümü daha önce başka bir yerde yayınlanmıştır, ancak bradbury kitabın yayınlanması için bazı metinleri revize etmiştir.

eğer bilim kurgu ilginizi çekiyorsa (aslında çekmiyorsa bile) kesinlikle okumanızı önerdiğim bir kitaptır. rahat okunur, zaten hikayeler birbirinden ayrı olduğu için tek oturuşta bölüm bölüm okuyabilirsiniz.
devamını gör...

arkadan vuran ışıkla aynadaki su izleri daha belirgin halde diye düşündü. doğru yerden bakıldığında her zaman izleri görebilirdin. geçmişin izlerini de... eline bir bez aldı. sildi. hafiften yaklaşıp tekrar baktı. ohhh dedi, tertemiz oldu. bir adım geriye çıkınca birkaç minik izin hala olduğunu gördü. bir türlü gitmiyordu. bazı izler hiç geçmiyordu işte.
gözleri diş fırçasına takıldı sonra. elektrikli bir diş fırçası. hemen yanındaki shot bardağının içinde iki ayrı diş fırçası ucu. biri mor lastikli, diğeri sarı. iki parça, tek bir makinede buluşan. iki lastik rengi, herkesin karakteri gibi.
her şey tamam da iki fırçayı birbirinden ayırınca biri hep eksik kalacaktı. sadece bir makine, bir kişiye. bu da garip, dedi. biri hatırayı alıp onu yaşatacak, biri ise yepyeni bir fırça alacak. insan diş fırçasına üzülür mü? bağ kurar mı? belki de onu atıp ikisi de yeni bir tane almalıydı. yepyeni hayatlar...
elbette... elbette kurar. bazen bir kelimeye yükler anlamı bazen de bir nesneye. hep öyle olmadı mı zaten? yani sonuçta yüzük dediğin şey de kimisi için esareti kimisi için de kavuşmayı temsil etmiyor muydu? asla bir daha bizim bütümüz olmayacak, diye düşündü. gözünün hemen altında bir iz belirdi bu sefer.
suçlayacak kimse, yanlış olan bir şey de yoktu. eksikti işte. sisyphos gibi olmaz, dedi. biri diğerinin aynısı binlerce gün boyunca yakılmaz bu can, dedi.
yıllardır durduğu eşikten bir adım attı. bu kez dışarı doğru.
devamını gör...

insan hayatı katman katman derdi babam biz çocukken, ilk katmanı çocukluk. farkında değildik hiçbir şeyin duygularımız berrak düşüncelerimiz tertemiz. hayatımızın en uzun ama en güzel yılları gençlik aklımızın beş karış havada olduğu hayalle yatıp kaktığımız yıllar. kimimiz okumanın hayalinde, kimimiz topçu olmanın hayali kimimiz başka ne hayaller. ama bir çelmeyle yerle bir olduk kim attı o çelmeyi bozkır mı, taşra mı, yokluk mu hayat mı? dizimiz değil hayallerimiz kanadı önce. yaralarımızı aşkın sıcaklığıyla sarmaya çalıştık yirmili yaşlarda. evet yara almıştı hayallerimiz ama yine de ruhumuzu öldürmeyecek kadar umutlarımız vardı. sonra çocuklarımızın üstüne inşa ettik hayalleri, kendi yapamadıklarımızı onlar yapsın istedik. ama oralarda da tostladık tozlu paslı duvarlara. belki aceleci davrandık belki de kendi hayal kırıklıklarımızın kurbanı ettik onları. ama şunu iyice öğrendik ;hayat katman katmanmış babamın dediği gibi. çocukluk kaplumbağa hızında, gençlik rahvan bir at kıvamında. sonrası yavaş yavaş hızlanan bir kısrak gibi dört nala geçip gidermiş. biz yavaşladıkça zaman hızlanırmış sanki, geriye de olamamışlıklarımız kalırmış. bu hayatta ne öğrendiniz deseniz bana insanı öldüren şeyi öğrendim. rutin mi öldürür insanı, her gün aynı şeyleri yapmak mı, her gün aynı şeyleri yaşamak mı? bence insanı bir tek şey öldürür ;amaçsızlık, gayesizlik, hiçlik. şu uçsuz bucaksız bozkırın ortasında ben bu dünyaya bir şey için geldim demek istiyor insan, benim de dünyadaki varlık amacım buydu demek istiyor, bir şeyle gurur duymak istiyor belki. tutunacağı bir şey ile kendi için duyamadığı gururu, evladı için duymak istiyor. (link:
)
devamını gör...

hiçbir şeyi kafaya takmıyormuş gibi umursamaz davranmaları. asla tahammül edilemiyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim