bilim insanlarının şarkıcılar kadar değer görmemesi
bilim insanları ile sanatçıları kıyaslamak doğru değildir. ikisinin de alanı ve hitap ettiği kitle farklı. lakin sanatçıların daha fazla kitleye hitap etmesi şaşırtıcı bir durum değil. bilime ilgi duymayan veya anlamayan bir insan da müzik dinler, okumuş, kültürlü insan da müzik dinler. ancak bilimin ne yazık böyle bir özelliği yoktur. yapısı gereği herkese ulaşamaz. ayrıca bilim insanları şovmen değildir. sürekli göz önünde bulunmazlar. toplum hafızası sebebiyle de unutulur ve çok ilgi görmezler. sanatçıların işi ise göz önünde olmak, sahnede olmaktır. bu sebeple piyasadan silinmedikleri sürece unutulmaları zor olacaktır. bir başka sebebi ise ana akım medyada yayınlanan bilimsel gelişmelere dair haberlerde bilim insanlarının adlarının nadiren verilmesidir. onun yerine genelleme yapılarak "ingiliz bilim insanları, isveçli bilim insanları..." gibi kalıplar kullanılır. bu noktada haberi izleyen kişi bilim insanını birey olarak algılayamadığı için "helal olsun ingilizlere" deyip geçecek ve bir daha aklına bile gelmeyecektir. bahsettiğim gibi bir çok sebep öne sürmek mümkün olsa da asıl sebebi iki alanın da birbirinden çok farklı olmasıdır. kıyaslanması bile yapılamaz.
devamını gör...
sevilen latince deyişler
ars longa, vita brevis.
devamını gör...
sapık alihan hesabının kullanıcısının gözaltına alınması
yüce twitter kolluk kuvvetleri ve yargı merci sayesinde bir şerefsiz daha hak ettiğini buluyor. alihan adlı alçak insan müsveddesi gözaltına alınmış.
buradan
buradan
devamını gör...
kız çocuklarını üniversiteye gönderen babalar cehennemliksiniz
keşke biraz da erkek çocuklarını nasıl yetiştirmeliyiz diye vaaz verilse. eminim çok daha düzgün bir nesil yetişir bu sayede. her şeyin suçlusu kadınlar olmaktan çıkar.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
bir gün, evime misafirliğe gelen arkadaşlarımla bira içip 101 oynamak üzere hazırlık yapmış, masaya oturduğumuzda, taşlardan bir tane siyah 3’ün eksik olduğunu farketmiştim. bir arkadaşımla gidip, evimin karşısındaki kahvede iki çay içip, kahveden siyah üç çalmıştık…
birkaç gün, cengiz atay’ın kumar fişi gibi elimde o siyah 3’ü tespih gibi taşıyıp; “bu benim cehenneme giriş kapım” diye ortalıkta dolaşmıştım.
birkaç gün, cengiz atay’ın kumar fişi gibi elimde o siyah 3’ü tespih gibi taşıyıp; “bu benim cehenneme giriş kapım” diye ortalıkta dolaşmıştım.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
nefret. insanlara karşı nefret. bir hava alayım diye kitabımı aldım sahile indim, çimlerde oturan epey de insan var, ben de bir yere oturdum. fakat o da ne, ülkemin pastoral kırolarından üçü ağaca hoparlör asmış, açtılar müziklerini tüm insanlara dinletiyorlar. kimse de bir şey demiyor yahu, bir ben miyim bu kadar ortak yaşam kuralları hassasiyeti olan? ben dinlemek istemiyorum senin müziğini, denizin sesini, çocukların seslerini dinlemek istiyorum ama ne mümkün. dayanamıyorum bazen insanların düşüncesizliklerine. al işte iki nefes alayım diye geldim, sinirlenip döneceğim.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
durduk yere geldi aklıma. sonra geçtim aynanın karşısına. çökmüş gözaltılarım ve dağınık saçlarımla. biraz makyaj yaptım biraz da çeki düzen verdim üstüme başıma. açtım bu şarkıyı da. missssss...
devamını gör...
yazarlardan çaylaklara tavsiyeler
çok tanım değil kaliteli tanım girin.
devamını gör...
nehc-ul belağa
hz ali (as) nin; hutbelerinin, mektuplarının ve hikmetli sözlerinin derlenip, toparlanarak kitap haline getirildiği; "ilahi mesajın altında, beşeri mesajın üstünde" başucu kitabı.
devamını gör...
kula bela gelmez hak yazmadıkça hak bela yazmaz kul azmadıkça
doğmadan önce başlayan çilem, genetik hastalıklarım, kapkaranlık bir çocukluk hayatı.
ben kimsenin hakkını yemedim ki şimdiye kadar.
kimseye zarar vermedim ki, hep mücadele ettim, hep iyiyi bekledim.
hep hayal kırıklığına uğradım, hep yıkıldım,
kimsem kalmadı.
ben kimseye kötülük etmedim ki...
ben kimsenin hakkını yemedim ki şimdiye kadar.
kimseye zarar vermedim ki, hep mücadele ettim, hep iyiyi bekledim.
hep hayal kırıklığına uğradım, hep yıkıldım,
kimsem kalmadı.
ben kimseye kötülük etmedim ki...
devamını gör...
ana dilde ibadet
kutsal bir kitabı indiği dilde öğrenmek isteyen insanların önüne set çekme eylemi.
bırakın da insanlar istediği dilde ibadet etsinler.
bırakın da insanlar istediği dilde ibadet etsinler.
devamını gör...
normal sözlük'ün en yaşlı yazarı
içinde bulunduğumu anladığım grup. bastona geçmeden önce yapılacaklar listesini doldurmaktayız.
bucket list: kafa sözlükte yazar ol, bizim zamanımızda buralar hep dutluktu başlığı aç, siz daha portakalda vitamin değilken diye devam et.
bucket list: kafa sözlükte yazar ol, bizim zamanımızda buralar hep dutluktu başlığı aç, siz daha portakalda vitamin değilken diye devam et.
devamını gör...
yumurtalı ekmek
kesinlikle az miktarda( dilim başına iki küp şeker kadar olsa kâfi) tereyağında kızartılmalıdır.
sıvı yağda olunca tuhaf bir kokusu oluyor. üstelik çok yağ emiyor.
sıvı yağda olunca tuhaf bir kokusu oluyor. üstelik çok yağ emiyor.
devamını gör...
yaşı geldiği halde evlenmeyen insan
yaşı gelmek?
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
(....)bazen metrolarda gizlice kulak kabartıyorum. veya gazoz makinelerinin basindayken kulak kabartıyorum ve biliyor musun?"
"neyi?"
"insanlar hiçbir şeyden bahsetmiyorlar"
" ah, bir şeylerden bahsediyorlardır mutlaka!"
" hayır, hiçbir şeyden bahsetmiyorlar. genellikle bir sürü araba ve giysi markası ya da yüzme havuzu firması sayıp, ne güzel diyorlar! ama hepsi aynı şeyleri söylüyor ve kimse kimseden farklı bir şey söylemiyor. kafelerde de genellikle espri makineleri çalıştırılıyor ve genellikle aynı espriler yapılıyor veya müzik duvarının ışıkları yakıliyor ve bütün o renkli desenler inip çıkıyor, ama bunlar sadece reno ve tamamen soyut. müzeler de... müzeye gittin mi hiç? tamamen soyut. artık sadece bu var.(...)"
"neyi?"
"insanlar hiçbir şeyden bahsetmiyorlar"
" ah, bir şeylerden bahsediyorlardır mutlaka!"
" hayır, hiçbir şeyden bahsetmiyorlar. genellikle bir sürü araba ve giysi markası ya da yüzme havuzu firması sayıp, ne güzel diyorlar! ama hepsi aynı şeyleri söylüyor ve kimse kimseden farklı bir şey söylemiyor. kafelerde de genellikle espri makineleri çalıştırılıyor ve genellikle aynı espriler yapılıyor veya müzik duvarının ışıkları yakıliyor ve bütün o renkli desenler inip çıkıyor, ama bunlar sadece reno ve tamamen soyut. müzeler de... müzeye gittin mi hiç? tamamen soyut. artık sadece bu var.(...)"
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
hop. bir ki. hop. üç dört. hop ki, hop dört. son. ki. son dör dün.
devamını gör...
adaletin twitter'da aranması
türkiyenin geldiği nokta.
devamını gör...
hayvan sevgisi aşılayacak film önerileri
devamını gör...

