sen de şimdi herkes gibisin vs şimdi sen gidiyorsun ya herkes sana benzeyecek
birinci cümle ilk 1 sene doğrudur. giden kişi herkes gibi değersizleşir gözünüzde. ilk bir ay "allah belanı versin " " nerden sevdim seni bak sende herkes gibiymişsin " diye gezersiniz.
ikinci cümle ise 1 yıl sonrasında artık hissedilmeye başlanan durumdur. zaman geçtikçe aklınıza bazı detaylar gelir, özlersiniz . bir adam görürsünüz tırnağının üzerindeki beyaz leke bile aklınıza onu getirir. düşünün o kadar vahim durum... aslında herkes ona benzemez de ; siz herkeste onu görürsünüz..
ikinci cümle ise 1 yıl sonrasında artık hissedilmeye başlanan durumdur. zaman geçtikçe aklınıza bazı detaylar gelir, özlersiniz . bir adam görürsünüz tırnağının üzerindeki beyaz leke bile aklınıza onu getirir. düşünün o kadar vahim durum... aslında herkes ona benzemez de ; siz herkeste onu görürsünüz..
devamını gör...
kendini anlatamamak
karşındaki kişinin seni dinlemiyor ve anlamak istemiyor olması ile yakından ilişkili olan durumdur.
devamını gör...
musclewiki.org
siteye girdiğiniz zaman cinsiyet seçiminizden sonra ana sayfadaki insan vücudunda çalıştırmak istediğiniz kasa tıklıyorsunuz ve o kas grubu için yapılabilecek egzersizleri size gösteriyor.. evinde seti olmayan, salona gitmeyi anlamsız bulan üşengeç dostlar içinde vücut ağırlığı ile yapılabilecekleri de gösteriyor.. bokunu çıkartmak için uygulamasını da satın alabilirsiniz..
ahanda site
ahanda site
devamını gör...
atatürk'e hakaretten ceza alan akademisyenin bunu şeref madalyası olarak görmesi
bu arkadaş lord eddard stark nickli ruh hastası arkadaş değil miydi ?
hiç şaşırmadım.
hiç şaşırmadım.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
yağmur yağıyor ömür hanım...gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?
yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı ömür hanım. bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir göz bebeklerimden. sahi nedir yaşamın anlamı? geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki?
yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama değil mi yoksa?
öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise, bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...
oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir ben'e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde...bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. kim kimi ne kadar anlayabilir ömür hanım?
olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. yanılıyor muyum? olsun. yanıldığımı biliyorum ya...
yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı ömür hanım. bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir göz bebeklerimden. sahi nedir yaşamın anlamı? geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki?
yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama değil mi yoksa?
öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise, bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...
oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir ben'e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde...bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. kim kimi ne kadar anlayabilir ömür hanım?
olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. yanılıyor muyum? olsun. yanıldığımı biliyorum ya...
devamını gör...
platform
2019 yapımı, bilimkurgu- gerilim-korku
türünde -ki dram da var içinde- yayınlanan bol mesaj içerikli ispanyol filmi. ayrıca bir distopya.
dünyada üç tür insan vardır: yukarıdakiler, aşağıdakiler, düşenler
film bu sözler ile başlıyor.

son zamanların en popüler filmlerinden. anlatım biçimi oldukça sarsıcı. ama bazen mesajı daha net verebilmek için sinemada, kitapta bu yollara başvurulur. rahatsız edici görüntülerin yer aldığı filmde istenende rahatsız olmamız. mesela 1984 romanını okurkende aynı etkiye kapılıyorsunuz.
yukarıdakiler böyle olmamı istedi suçlu yöneticiler. onlar kendilerine düşen payın fazlasını yediler. bize pay vermediler. bize birbirimizi yiyin dediler. sosyal adaletsizliğin insan'ı nasıl kötü birey'e dönüştürdüğüne şahit oluyoruz. film karakteri gibi don kişot olsan bile çirkin sistem'in içinde iç güdülerine yenik düşebiliyorsun. bu çirkin düzenin içinde hayatta kalmak için insan'ın temel ihtiyacı olan yemeği yemesi gereklidir. filmde yemek sofrasının asıl mesaj'ı taşıdığını düşünüyorum. çünkü insan bu dürtüyü bastıramaz. onu bu temel dürtü üzerinden sınava tabi tutan üsttekilerdir. toplumdaki suç artışının temelinde insanın uygun olmayan koşullarda iç güdüleriyle hareket ettirilmelerine neden olup, vahşileşmesini sağlayan adaletsiz sistemdir.
filmde alt katmandaki insanların tanrı vurgusu yapması, don kişot romanına atıfta bulunulması çok yerindeydi.
bir kremalı pudingin hazırlandığı hassasiyet en alt katmadaki küçük bir çocuğa verilmiyor. ama o puding film sonunda bir don kişot sayesinde yine o çocuğun oluyor.
bir çok kişi filmin sonunu beğenmemiş ama benim için kafiydi. bence film süresince zaten anlatılmak istenen anlatılmış. ayrıca ben çocuk ile ilgili vurguyuda beğendim.
kendi çıkarlarını koruyanlar toplum'a hiçbir zaman fayda sağlayamayacaktır. ben biraz filmin mesajlarıyla ilgilendim. belki izlerken mideniz bulanacak, gerileceksiniz ama anlatılmak istenen için değer. ayrıca distopyalar vahşi gerçeklerle yüzleşmek içindir..
türünde -ki dram da var içinde- yayınlanan bol mesaj içerikli ispanyol filmi. ayrıca bir distopya.
dünyada üç tür insan vardır: yukarıdakiler, aşağıdakiler, düşenler
film bu sözler ile başlıyor.

son zamanların en popüler filmlerinden. anlatım biçimi oldukça sarsıcı. ama bazen mesajı daha net verebilmek için sinemada, kitapta bu yollara başvurulur. rahatsız edici görüntülerin yer aldığı filmde istenende rahatsız olmamız. mesela 1984 romanını okurkende aynı etkiye kapılıyorsunuz.
yukarıdakiler böyle olmamı istedi suçlu yöneticiler. onlar kendilerine düşen payın fazlasını yediler. bize pay vermediler. bize birbirimizi yiyin dediler. sosyal adaletsizliğin insan'ı nasıl kötü birey'e dönüştürdüğüne şahit oluyoruz. film karakteri gibi don kişot olsan bile çirkin sistem'in içinde iç güdülerine yenik düşebiliyorsun. bu çirkin düzenin içinde hayatta kalmak için insan'ın temel ihtiyacı olan yemeği yemesi gereklidir. filmde yemek sofrasının asıl mesaj'ı taşıdığını düşünüyorum. çünkü insan bu dürtüyü bastıramaz. onu bu temel dürtü üzerinden sınava tabi tutan üsttekilerdir. toplumdaki suç artışının temelinde insanın uygun olmayan koşullarda iç güdüleriyle hareket ettirilmelerine neden olup, vahşileşmesini sağlayan adaletsiz sistemdir.
filmde alt katmandaki insanların tanrı vurgusu yapması, don kişot romanına atıfta bulunulması çok yerindeydi.
bir kremalı pudingin hazırlandığı hassasiyet en alt katmadaki küçük bir çocuğa verilmiyor. ama o puding film sonunda bir don kişot sayesinde yine o çocuğun oluyor.
bir çok kişi filmin sonunu beğenmemiş ama benim için kafiydi. bence film süresince zaten anlatılmak istenen anlatılmış. ayrıca ben çocuk ile ilgili vurguyuda beğendim.
kendi çıkarlarını koruyanlar toplum'a hiçbir zaman fayda sağlayamayacaktır. ben biraz filmin mesajlarıyla ilgilendim. belki izlerken mideniz bulanacak, gerileceksiniz ama anlatılmak istenen için değer. ayrıca distopyalar vahşi gerçeklerle yüzleşmek içindir..
devamını gör...
pazarda dolaşan muhabirin amacı
hemen her gün özellikle haber kanallarında muhabirler soluk soluğa pazara girip pazarcılarla konuşuyorlar. bu durum canlı yayında bizlere aktarılıyor. pazarcılar tarafından fiyatların normal olduğu söyleniyor. sonra pazara gelen bir hanımefendi her şeyin aşırı pahalandığını anlatıyor. bir yaşlı teyze sürekli şikâyet ediyor. iyi de bu haber niye yapılıyor?
devamını gör...
19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı
keşke diğer bayramlara verilen önem 19 mayıs'a da verilse. her neyse bayramınız kutlu olsun. *
devamını gör...
üzüntüden uyumak
depresyona girmek kaçınılmaz olur..
devamını gör...
an itibarıyla üzerindeki tişörtte yazanlar
you will never walk alone!
devamını gör...
yengeç burcu erkeği
başkalarından ayırarak kendi tecrübemle bu burçların hak olduğunu anladım.
''yengeç, suda yaşar; ama yüzme bilmez, suyun içinde yürür.''
bazen yazılan şeylerin bu kadar nokta atışı olmasına şaşırıyorum. ama astroloji sadece güneş burcu ile bağlanmaz. herkesin haritası farklıdır bunu unutmayın; o yüzden burçdaşlar arasında farklar olabiliyor. hem bu karakterin ancak mayası olabilir, ona şekil vermek hayatın ve iradenizin elinde.
''yengeç, suda yaşar; ama yüzme bilmez, suyun içinde yürür.''
bazen yazılan şeylerin bu kadar nokta atışı olmasına şaşırıyorum. ama astroloji sadece güneş burcu ile bağlanmaz. herkesin haritası farklıdır bunu unutmayın; o yüzden burçdaşlar arasında farklar olabiliyor. hem bu karakterin ancak mayası olabilir, ona şekil vermek hayatın ve iradenizin elinde.
devamını gör...
düşün ki adolf hitler normal sözlük'te yazılanları okuyor
al şu fırçayı, tuvali, otur evinde resim yap. savaşma insanlarla popo!
devamını gör...
yazarların paraları yetmediği için alamadığı şey
zeytinlik. ya da zeytin ekebileceğim birkaç dönüm arazi. kafama göre bir yer bulamıyorum, bulunca da param ona yetmiyor. beğendiğim yere param yetse, içine bir göz oda yapacak ve toparlayacak para kalmıyor. du bakalım. evi damı satacağız olmadı.
devamını gör...
ses yalıtımı
eksikliği sadece gülme sesiyle değil daha başka seslerle uyanmanıza sebep olacak hede.
devamını gör...
açık konuşacağım
çoğu insandan nefret ediyorum . mücbir sebeplerden katlanıyoruz bir şekilde bazı insanlara ve problemlerine .
devamını gör...
yılmaz güney
bileğine değil kahpece belindeki silahına güvenip, karısının arkasına sığınıp delikanlılık yapan bir adet namussuzdur.
aynı fikirdeki rezil profiller tarafından savunulması ise şaşırtmamıştır.
öte yandan kerim korcan'ın eserindeki tatar ramazan karakterinin yanına bile yaklaşamayacak kadar karaktersiz olup işlediği cinayeti akrabasının üstüne yıkıp kaçmaya çalışan bir vatansızdır.
olsa olsa gavat ramazan olabilir.
aynı fikirdeki rezil profiller tarafından savunulması ise şaşırtmamıştır.
öte yandan kerim korcan'ın eserindeki tatar ramazan karakterinin yanına bile yaklaşamayacak kadar karaktersiz olup işlediği cinayeti akrabasının üstüne yıkıp kaçmaya çalışan bir vatansızdır.
olsa olsa gavat ramazan olabilir.
devamını gör...
katar'ın tıp fakültelerimize çökmesi
üniversiteyi emek emek kazanmayı, bitirmeyi,ardından da kpss yüzünden çile çekmeyi deneyimlemiş biri olarak, sınavsız bir şekilde başka bir ülkeden insanların gelip burada kendilerine yer bulmalarını anlamak olacak iş değil.
yarın, emek emek çalışmış gençler -belki de birçok imkansızlık yüzünden hazırlanamadıkları için binbir kaygıyla kağıdını almışlar da - olacak. bugünün belli olmadığı, yarının belli olmadığı bir çıkmaz içinde hissederek.
burada politik çıkarımlarda bulunmayacağım, zaten çoğumuz bunu anlayabilecek kadar yetkin. bunun sonuçlarını çeken yine ülkemiz insanları olacak.
hala umut taşımak istiyorum içimde geleceğe dair.gençlerimizin kaygı duymadan bir gelecek hayali kurabildiği, engellerin bir bir önlerine çıkmadığı bir gelecek.
fotoğraf, karşılaştırma amaçlı değildir : yalnızca bolca özlem içerir.
yarın, emek emek çalışmış gençler -belki de birçok imkansızlık yüzünden hazırlanamadıkları için binbir kaygıyla kağıdını almışlar da - olacak. bugünün belli olmadığı, yarının belli olmadığı bir çıkmaz içinde hissederek.
burada politik çıkarımlarda bulunmayacağım, zaten çoğumuz bunu anlayabilecek kadar yetkin. bunun sonuçlarını çeken yine ülkemiz insanları olacak.
hala umut taşımak istiyorum içimde geleceğe dair.gençlerimizin kaygı duymadan bir gelecek hayali kurabildiği, engellerin bir bir önlerine çıkmadığı bir gelecek.
fotoğraf, karşılaştırma amaçlı değildir : yalnızca bolca özlem içerir.
devamını gör...


