tartışmaktan zevk almak
tartıştığın konuya göre değişir. eğer sonunda bir şeyler katacaksa bana tamam tartışalım konuşalım. ama burada kastedilen kişisel ilişkilerse fazla tartışamam. sıkılıyorum bir yerden sonra. sen şunu dedin ben bunu dedim eee yani sonuç?
tartıştığın konuya göre değişebilecek duygu durumu.
tartıştığın konuya göre değişebilecek duygu durumu.
devamını gör...
yazarların en sevdiği söz
şerefle bitirilmesi gereken en önemli görev hayattır.
devamını gör...
fakirleri avutmak için uydurulmuş şeyler
"amaan kim bilir onların ne dertleri var. azıcık aşım ağrısız başım." minvalde bir şeylerdir.
devamını gör...
bir kadının en güzel yeri
duruma göre değişir.
el ele gezdiğiniz dönemde en güzel yeri elleridir mesela. eğer öpüşüyorsanız dudakları... bebeğini doyururken şefkat dolu bakışları güzeldir. sizi mutlu ediyorsa huyu... hayat boyu birlikte yaşamak istediğiniz kadınınsa her şeyi güzeldir.
el ele gezdiğiniz dönemde en güzel yeri elleridir mesela. eğer öpüşüyorsanız dudakları... bebeğini doyururken şefkat dolu bakışları güzeldir. sizi mutlu ediyorsa huyu... hayat boyu birlikte yaşamak istediğiniz kadınınsa her şeyi güzeldir.
devamını gör...
futboldan anlayan kadın
ileride evlendiğinizde birlikte oturup futbol maçları da seyredebileceğiniz kadındır. "yine mi maç var" diye başınızın etini yemezler, sevmediğiniz bir diziyi izlemeyi dayatmazlar. *
devamını gör...
30 yaşını geçmiş ama hala sözlükte yazan insan
tecrübelerini insanlara daha kolay bir şekilde aktaracak yazardır. her sözlüğün ve biz toy yazarların böyle yaşını başını almış ,görmüş geçirmiş insanlara ihtiyacı vardır.
ayrıca 30 yaşından sonra insanlar ot gibi yaşadığını mı sanıyorsunuz arkadaşlar biz gençlerin yaptığı her şeyi yapıyorlardır.
ayrıca 30 yaşından sonra insanlar ot gibi yaşadığını mı sanıyorsunuz arkadaşlar biz gençlerin yaptığı her şeyi yapıyorlardır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının vasiyetleri
günlüğümü, anı kutumu ve telefonumu denize atın lütfen.
devamını gör...
söylemekten hoşlanılan fakat günümüzde pek kullanılmayan kelimeler
kusura bakma, özür dilerim, hatalıydım, bilmiyorum, afedersin... diye giden kelimelerdir
devamını gör...
j.r.r. tolkien
1966 senesinde bir dostuna yazdığı mektupta, efsanevi bilim kurgu serisi dune hakkında kısa da olsa bir yorumda bulunmuş yazar. tabi o zamanlar sadece ilk kitabın olduğunu en baştan belirtmek lazım. kendisi, mektubunda dune'dan söz ederken açıkça sevmediğini belirtmiş fakat, henüz ayrı kulvarlar olarak nitelendirilmeyen fantazi ve bilimkurgunun, konu edildiği eserleri yazan bir başka yazarı da aşırı şekilde eleştirmekten geri durmuştur. bunu mektubundaki şu cümlelerden anlıyoruz;
thank you for sending me a copy of dune. i received one last year from lanier and so already know something about the book. it is impossible for an author still writing to be fair to another author working along the same lines. at least i find it so. in fact i dislike dune with some intensity, and in that unfortunate case it is much the best and fairest to another author to keep silent and refuse to comment. would you like me to return the book as i already have one, or to hand it on?
neden beğenmediğine gelecek olursak; tamamen kişisel zevklerden ötürü olması ve iki yazarın dünyaya bakış açısı öne çıkan iki sebeptir bana göre. şimdi ikinci nedeni doğru kabul ederek olayı biraz daha açalım.
-ilk olarak tolkien yazdığı eserler göz önüne alınırsa, çocuk kitapları yazan birisi. dolayısıyla kullandığı dil ve anlatım da buna göre şekillenmiş. olayların masalsılığı, karakterlerin keskin denecek kadar bariz kişilikleri, kullanılan dillerin türetimi vs. buna karşılık herbert ise, bir carl gustav jung hayranı olmasından da mütevellit romanlarında genel olarak, analitik psikoloji, kuşkucu gerçeklik ve nihilizm'den bolca yaralanarak, gerçeğe yakın bir kurgusal evren yaratma yoluna gitmiştir.
-tolkien romanlarında iyiliği, iyi bir birey olmayı, dürüst amaçları yüceltme yoluna giden bir yazardır. herbert ise romanlarında gri karakterler ve bolca kötü düşünceler bulundurmayı sever. her ne kadar içten içe bir iyilik kavramı işlense de, karakterlerin genel durumu kötüye yakındır. hatta bir nevi 'iyi niyet barındıran kötü kişiler' dersek yanılmış olmayız. bunu romanında geçen şu sözlerden de anlayabiliriz;
''insanoğlunu altın yol'umdan yürütmeye karar verdiğimde, onlara hiç unutamayacakları bir ders vermeye yemin ettim. insanların sözleriyle inkar etseler de davranışlarıyla sergiledikleri derin bir davranış kalıbı var. güvenlik, huzur ve barış istediklerini söylüyorlar. ama bunu söylerken bile kargaşanın ve şiddetin tohumlarını atıyorlar.'' ki bu paragraf, romanlarını genel hatlarla tanımlar.
-tolkien ve herbert romanlarında geçmişe dair birçok gönderme ve öge barındırmasına rağmen, tolkien bunu fantazi ve iyiliğin geçmişle, bir nevi çocuklukla ilgisi olduğu için yaparken, herbert ise geçmişi geleceğe giden bir unsur olarak görür ve olayları geleceğin karanlık ve karamsar dünyasına taşır.
-bugün eseri bazı bilmeyen kesimlerce bir savaş alegorisi olarak görülen tolkien'in, aslında alegori sevmediği bilinirken, herbert ise eserlerinde bu yola çokça başvurmuştur. tolkien için bir karakter ne ise o'dur. altında, kıyısında, yöresinde başka anlam aramak gerekli değildir. herbert için ise karakterler genellikle bir durumu veya düşünceyi temsil ederler. hatta karakterlerinden biri başlı başına bir mesih alegorisi iken, genel kurgu ise her ne kadar yazıldığı zaman böyle bir durum yoksa da günümüzde 'orta doğu ilişkileri ve petrol' konusuna açık bir gönderme olarak yorumlanmakta.
-tolkien eserlerinde gerekirse yeni bir dil oluşturma yoluna giderken, herbert ise olan dili değiştirme ve geliştirme politikası izlemiştir.
tüm bu nedenler tamamen bir varsayım olmakla beraber, tolkien sadece kitaptan hoşlanmamış da olabilir. sonuçta herkesin zevki farklı.
thank you for sending me a copy of dune. i received one last year from lanier and so already know something about the book. it is impossible for an author still writing to be fair to another author working along the same lines. at least i find it so. in fact i dislike dune with some intensity, and in that unfortunate case it is much the best and fairest to another author to keep silent and refuse to comment. would you like me to return the book as i already have one, or to hand it on?
neden beğenmediğine gelecek olursak; tamamen kişisel zevklerden ötürü olması ve iki yazarın dünyaya bakış açısı öne çıkan iki sebeptir bana göre. şimdi ikinci nedeni doğru kabul ederek olayı biraz daha açalım.
-ilk olarak tolkien yazdığı eserler göz önüne alınırsa, çocuk kitapları yazan birisi. dolayısıyla kullandığı dil ve anlatım da buna göre şekillenmiş. olayların masalsılığı, karakterlerin keskin denecek kadar bariz kişilikleri, kullanılan dillerin türetimi vs. buna karşılık herbert ise, bir carl gustav jung hayranı olmasından da mütevellit romanlarında genel olarak, analitik psikoloji, kuşkucu gerçeklik ve nihilizm'den bolca yaralanarak, gerçeğe yakın bir kurgusal evren yaratma yoluna gitmiştir.
-tolkien romanlarında iyiliği, iyi bir birey olmayı, dürüst amaçları yüceltme yoluna giden bir yazardır. herbert ise romanlarında gri karakterler ve bolca kötü düşünceler bulundurmayı sever. her ne kadar içten içe bir iyilik kavramı işlense de, karakterlerin genel durumu kötüye yakındır. hatta bir nevi 'iyi niyet barındıran kötü kişiler' dersek yanılmış olmayız. bunu romanında geçen şu sözlerden de anlayabiliriz;
''insanoğlunu altın yol'umdan yürütmeye karar verdiğimde, onlara hiç unutamayacakları bir ders vermeye yemin ettim. insanların sözleriyle inkar etseler de davranışlarıyla sergiledikleri derin bir davranış kalıbı var. güvenlik, huzur ve barış istediklerini söylüyorlar. ama bunu söylerken bile kargaşanın ve şiddetin tohumlarını atıyorlar.'' ki bu paragraf, romanlarını genel hatlarla tanımlar.
-tolkien ve herbert romanlarında geçmişe dair birçok gönderme ve öge barındırmasına rağmen, tolkien bunu fantazi ve iyiliğin geçmişle, bir nevi çocuklukla ilgisi olduğu için yaparken, herbert ise geçmişi geleceğe giden bir unsur olarak görür ve olayları geleceğin karanlık ve karamsar dünyasına taşır.
-bugün eseri bazı bilmeyen kesimlerce bir savaş alegorisi olarak görülen tolkien'in, aslında alegori sevmediği bilinirken, herbert ise eserlerinde bu yola çokça başvurmuştur. tolkien için bir karakter ne ise o'dur. altında, kıyısında, yöresinde başka anlam aramak gerekli değildir. herbert için ise karakterler genellikle bir durumu veya düşünceyi temsil ederler. hatta karakterlerinden biri başlı başına bir mesih alegorisi iken, genel kurgu ise her ne kadar yazıldığı zaman böyle bir durum yoksa da günümüzde 'orta doğu ilişkileri ve petrol' konusuna açık bir gönderme olarak yorumlanmakta.
-tolkien eserlerinde gerekirse yeni bir dil oluşturma yoluna giderken, herbert ise olan dili değiştirme ve geliştirme politikası izlemiştir.
tüm bu nedenler tamamen bir varsayım olmakla beraber, tolkien sadece kitaptan hoşlanmamış da olabilir. sonuçta herkesin zevki farklı.
devamını gör...
programlamaya nereden başlanmalı sorunu
dışarıdan bakan bir bireye tüm bunların karmaşık gelmesi ile üretmiş olduğu, destek olmak isteyenlerin turuncu yakmasını beklediğim sorundur.
devamını gör...
bahçeli'nin yurt bulamayan öğrencilere terörist demesi
tam hali "devlet bahçeli'nin, yurt bulamayıp da dışarda kalan öğrencilere 'terörist' demesi" olacaktı lakin yine bir karakter sınırına takıldım.
bahçeli: "yurt diyerek banklarda yatmak da neyin nesidir? bu reziller terör örgütü bağlantılıdır. bunlar genç veya öğrenci değil, ajan provokatörlerdir. kopuklar, kaçaklar, çapulcular öğrenci falan değil düpedüz şehir eşkıyasıdır."
büyük ortaktan sonra küçük ortak da öğrencileri "terörist" ilan etmiş. bu güruha göre kendileri gibi düşünmeyen ve karşıt görüşteki herkes, çıkarlarına karşı gelebilecek olanlar dahi terörist. sayın bahçeli, tarih sizi çok kötü anacak ve bunu gayet iyi biliyorsunuz. menfaat ve çıkarlarınızı ülkenin ve ülke insanının önünde tutuyorsunuz.
tanım : emekli olup torun sevmesi gerekecek yaşta olup da menfaat ve çıkarları gereği akp'nin yanında yer alarak adeta bir "yedek lastik" görevi gören parti genel başkanının trajikomik söylemi.
kaynak 1
kaynak 2
bahçeli: "yurt diyerek banklarda yatmak da neyin nesidir? bu reziller terör örgütü bağlantılıdır. bunlar genç veya öğrenci değil, ajan provokatörlerdir. kopuklar, kaçaklar, çapulcular öğrenci falan değil düpedüz şehir eşkıyasıdır."
büyük ortaktan sonra küçük ortak da öğrencileri "terörist" ilan etmiş. bu güruha göre kendileri gibi düşünmeyen ve karşıt görüşteki herkes, çıkarlarına karşı gelebilecek olanlar dahi terörist. sayın bahçeli, tarih sizi çok kötü anacak ve bunu gayet iyi biliyorsunuz. menfaat ve çıkarlarınızı ülkenin ve ülke insanının önünde tutuyorsunuz.
tanım : emekli olup torun sevmesi gerekecek yaşta olup da menfaat ve çıkarları gereği akp'nin yanında yer alarak adeta bir "yedek lastik" görevi gören parti genel başkanının trajikomik söylemi.
kaynak 1
kaynak 2
devamını gör...
hamile karısının karnını açarak poz veren adam
bu tanımı haklı bulan yobaz, ataerkil, cahil arkadaşlarım... neden medeniyeti, namusu insanın üzerine geçirdiği iki bez parçasında arıyorsunuz? cidden üzücü biz böyle böyle büyük yol katederiz ama sadece cehalette.
devamını gör...
hypnogaja
hypnogaja, amerikalı alternatif rock grubu. los angeles'ta kurulmuştur.
kadrosu şöyledir;
jason arnold (shyboy) - lead vocals
mark nubar donikian - keyboards/piano
jeeve- guitar/bass
tim groeschel - guitar/bass
adrian barnardo - drums/percussion
kadrosu şöyledir;
jason arnold (shyboy) - lead vocals
mark nubar donikian - keyboards/piano
jeeve- guitar/bass
tim groeschel - guitar/bass
adrian barnardo - drums/percussion
devamını gör...
ışık kirliliği
şehir ışıkları gibi yapay ışıkların gökyüzünde oluşturduğu yoğun ve rahatsızlık veren etki. yeryüzünde gereğinden fazla aydınlatma kullanmanın bir sonucudur. uzay gözlemlerini olumsuz etkilediğinden, atmosfer dışına uydu gönderilmesinin nedenlerinden biridir.
şehir dışına yaklaştıkça ya da fazla aydınlatma kullanılmayan kasaba ve köylerde etkisi azalır. daha temiz bir gökyüzü izleme şansını yakalarsınız.
şehir dışına yaklaştıkça ya da fazla aydınlatma kullanılmayan kasaba ve köylerde etkisi azalır. daha temiz bir gökyüzü izleme şansını yakalarsınız.
devamını gör...
allah'a küfreden insan
"inanmasan bile saygı duy" düsturunun hatırlatılması gereken insan. kaldı ki küfür hiçbir mecrada hoş durmayan birşey.
devamını gör...
kişide kaçma isteği uyandıran muhabbetler
hemen hemen her şey. insanların kafaya takıp kendine dert ettiği ve sonrasında da çenesine vuran hemen hemen her konu, aşırı şekilde boş geliyor bana.
mesela sevgilisinden ayrılmış. ilk 1-2 konuşmada anlatırsın, dertlenirsin tamam ama yatıp kalkıp her konuyu ona getirirsen ben sıkılırım. insanlar kanserle, covidle falan mücadele ediyor, şunun derdine bak derim bir süre sonra. tamam herkesin derdi kendine büyük de, çözümü olan ya da hayat memat meselesi olmayan şeyleri de bu kadar takmayın artık.
kimi lafla sözle vatan kurtarır, kimi dine imana söver, bir başkası düşmüş ortaya sevgili arar... gerçekten mi bu kadar işsizsiniz yahu! en çok da dedikodu yapanlara deli oluyorum.
kitap okuyun onu konuşalım, belgesel izleyin bana onu anlatın, birlikte gülüp eğlenelim, film izleyelim falan... ama sonu bir yere varmayan konularla kendinizi de başkalarını da bunaltmayın. herkesin derdi kendine yetiyor zaten.
mesela sevgilisinden ayrılmış. ilk 1-2 konuşmada anlatırsın, dertlenirsin tamam ama yatıp kalkıp her konuyu ona getirirsen ben sıkılırım. insanlar kanserle, covidle falan mücadele ediyor, şunun derdine bak derim bir süre sonra. tamam herkesin derdi kendine büyük de, çözümü olan ya da hayat memat meselesi olmayan şeyleri de bu kadar takmayın artık.
kimi lafla sözle vatan kurtarır, kimi dine imana söver, bir başkası düşmüş ortaya sevgili arar... gerçekten mi bu kadar işsizsiniz yahu! en çok da dedikodu yapanlara deli oluyorum.
kitap okuyun onu konuşalım, belgesel izleyin bana onu anlatın, birlikte gülüp eğlenelim, film izleyelim falan... ama sonu bir yere varmayan konularla kendinizi de başkalarını da bunaltmayın. herkesin derdi kendine yetiyor zaten.
devamını gör...
çibörek
tıpkı karnıyarıkta olduğu gibi, yapanın el becerisine bağlı olarak, yağ çekme oranı 0'a kadar indirgenebilen hamur işi...
devamını gör...
bir alttaki yazara gereksiz bir bilgi bırak
eskişehir neyi ile meşhur diye eskişehirli birine soru sorduğunuzda o kişi "porsuk çayı, sazova parkı (masal şatosu, hayvanat bahçesi ve sualtı dünyası), balmumu heykeli müzesi, çibörek, yılmaz büyükerşen hoca, lületaşı ile meşhur" diye cevap verecektir.
devamını gör...