safranın fizyolojik sekresyonunu değerlendirmek için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir.
iminodiasetik asit türevi bir madde verildikten karaciğer ve safra yapılarının boyanıp boyanmadığına bakılır.
akut kolesistit tanısında en iyi yöntem olarak bilinir ancak pratikte kullanımı şuan yoktur.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

afganistan’ın taliban yönetimiyle bir şerefsizlik daha vuku bulmuştur. babası 9 yaşındaki kız çocuğunu süsleyip 55 yaşındaki adama para karşılığı satmış. insan ne diyeceğini bilemiyor böyle otostop çocukluğu olur mu arkadaş? allah varsa belanızı versin ya!


20 yıllık abd yönetiminin ardından taliban kontrolüne geçen afganistan’da yaşanan maddi kriz, halkın her kesimine yansıdı. yaklaşık dört yıldır mülteci kampında yaşayan ve arkadaşlarıyla oyun oynadığı görüntüler paylaşılan 9 yaşındaki bir kız çocuğunun, öz babası tarafından 55 yaşındaki bir adama 2 bin 200 dolar karşılığındaki nakit para ve koyun karşılığında satıldığı ortaya çıktı.


kız çocuğunun görseli şudur;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sinirden elim ayağım titriyor şerefsizim!

kaynak; www.ntv.com.tr/galeri/dunya...

edit: kız çocuğu yazacaktım atlamışım modlar düzeltirse sevinirim.

edit 2: evernevergreen nikli editörüm düzeltmiş başlığı. iyi oldu böyle.
devamını gör...

kullandığı dile yeterli önemi veren insandır. bir öfke patlaması değil ama gerçekten insanın sinirlerini bozuyor. her gün kullandığınız, yazdığınız, konuştuğunuz bir dilin kurallarını öğrenmemek bana artık neredeyse bilerek yapılıyormuş hissiyatını veriyor. biraz dikkatli olmak çok da zor olmasa gerek.
devamını gör...

(bkz: rüyalar)
bugün rüyamda maske takmayı unutarak evden çıkıyordum ve nedense bu aklıma bir markete girerken geliyordu.
elimle ağzımı mı kapatsam, eve dönüp maske mi taksam yoksa acaba içeridekilere işaret edip para versem ve bana maske almalarını rica mı etsem diye kıvranıp durdum rüyamda.
tabi bu sırada insanlar dik dik bana bakıyor inanılmaz bir psikolojik baskı var üzerimde hiç sormayın.
hayır sen rüyasın yahu ne işin var maskeyle! ben önceden gezip tozduğumu ya da başıma bir iş geldiğini falan görürdüm rüyamda. şimdiyse maskesiz sokağa çıkınca başıma gelenleri görüyorum. rüyalarımı bile götürdün pandemi alacağın olsun!
devamını gör...

bazen insanı çıldırtan asalettir. karşındaki ile bir ilişki yaşamışsın, şimdi bu neyin tafrası anlamadık ki?
devamını gör...



"bahışında neler vardır
könlüm ondan haberdardır
seven aşığ intizardır
dur sen oyna el oynasın

ay gız sen oyna ince bel oynasın
ağ üzünde tel oynasın."

müziğin her türlüsü ruhun gıdasıdır.
devamını gör...

rakamlarla ifade etmek gerekirse bugün türkiye'de kişi başına düşen su tüketim miktarı 1519 m3' tür. 2030 yılında bu rakamın nüfus artışıyla birlikte 1100 m3' e düşeceği öngörülmektedir.
devamını gör...

bir metin yazma işine bile özenmiyor adamlar.

bizde liyakat sorguluyoruz.*
devamını gör...

bir john fante romanıdır.

tabii ki o yılı yaşamadım ama eminim ki john fante bu konuda haklıdır. hatta romanın başındaki yılı değiştirip onun yerine hangi yılı olursa yazsaydı yine de haklı olurdu. bence de 1933 berbat bir yıldı, ben john fante’nin yalancısıyım, siz de inanmazsanız toza sorun.

1933 yılının berbat bir yıl olduğuna karar veren kişi on yedi yaşında bir lise öğrencisi. teorik olarak hiçbir şeye sahip değil aslında. bir duvar ustasının oğlu. babası bilardo oynayarak para kazanmaya çalışan fakir bir adam. annesi babasına acıyarak onunla evlenip daha acınası bir hale düşmüş olan bir kadın. evdeki diğer bir kadın da italyayı özleyen yaşlı nine. unutmadan söyleyeyim iki tane de kardeş var. yani bu on yedi yaşındaki çocuğun hiçbir şeyi yok aslında.

sadece tek bir şeye sahip bu genç adam. viksle ovalayarak ve çalışarak çelik gibi sert bir hale getirdiği dillere destan sol kolu. ve bu kol onu ve ailesini kurtaracak. kurtarmalı başka bir seçenek yok çünkü.

her şey bu kola bağlı, zengin arkadaşının güzeller güzeli kız kardeşine olan tutkusu da, gazetelerde boy gösteren zengin bir adam olması da, annesine bir ev alabilmesi de, babasının karıştıcısını yenilemesi de.

sol kolun varlığını rağmen 1933 berbat bir yıldı, tıpkı 2021 gibi.
devamını gör...

progresif metalin tanrısı olan opeth’in progresif death metal tarzında olan 4. albümüdür. içindeki şarkıların her biri altın gibidir. serttir, bol brutal, scream barındırır.
hikâyesinin anti-hristiyan görüşler içerdiği iddiaları, mikael åkerfeldt tarafından kısmen doğrulanmıştır.
çıkış tarihi de, 18 ekim 1999 yılıdır.

albümün içindeki şarkılar şöyledir;

the moor
godhead's lament
benighted
moonlapse vertigo
face of melinda
serenity painted death
white cluster

ha bana sorarsanız benim bu albümün içinde favori olan şarkılarım bellidir. misal face of melinda var, dinlerken kendimden geçtiğim, severek dinlediğim..
serenity painted death var, brutali bol, uzun ve de keyifli dinlenesi olanlardan. black rose immortal sertliği sezmişimdir hep bu şarkıda. çok yaratıcı ve de çok şahane.
white cluster diye bir eser de var bu albümde. o eser beni derinden etkileyen şarkılardan birisi. ahengi olsun, akıcılığı olsun on numara beş yıldız. ritmine, enstrüman kalitesine değinmiyorum bile değinmiyorum çok şahane be.

opeth benim gözümde gelmiş geçmiş en iyi progresif metal grubudur. şarkılarına aşık olduğum, dinledikçe dinleyesim olanlar işte. keşke çok albüm yapsalar da alsam dinlesem, metal müziğin tadını doyasıya çıkarsam..

albümüm tamamını dinlemek isteyenler için;


ne diyelim? şahane.
devamını gör...

beni üzdün evladım. *
der, sonrayı seyrederim.
çocuklar küçükken çok pis bağırırdım, artık yapamıyorum *.
devamını gör...

hele hele cümleye bak hele.
sevse "beni neden seviyorsun" demeyecek ama sevilmemiş ya; hemen bir duygu sömürüsü, bir vicdanlı ses tonları, bi kendini acındırma cümlesi olarak kullanılmış, karşı tarafı manipüle etmelik soru.
devamını gör...

"şimdi biz mecbur kaçtık afganistan'dan iran'a. iran yol vermiş türkiye'ye geldik. şimdi türkiye yol vermiş yunanistan'a gitmek istedik yol vermiyor. sadece biz yunanistan'dan yol istiyoruz başka bir şey istemiyoruz, onları rahatsız etmek istemiyoruz. sadece yol verilsin çünkü bizim hayatımız mahvedilmiş. 28 yaşındayım, hiçbir gün hayatı bilmedim."
devamını gör...

günaydın. ben vaktiyle erken öten horoz olduğum için çok tepki yedim. şimdi başınıza gelince anladınız mı ? açtığımız başlıklar, girdiğimiz tanımlar dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı olmaksızın oluşturulmasına rağmen, hiçbir küfür, hakaret olmamasına rağmen birilerinin keyfi doğrultusunda yok ediliyor. ya arkadaş başka bir sözlükte böyle bir şeye rastladınız mı ? eski başlıkların bu kadar önplana alındığı, yeni beğenilmeyen başlıkların gizlendiği başka bir platform var mı yani ? sözlüğe zarar veriyorsunuz. sözlüğe bir yönetici olmanıza rağmen zarar veriyorsunuz. anlamadıysanız bir daha yazayım, sözlüğe zarar veriyorsunuz. yarın bir gün sözlüğün içine edip istifa ettiğiniz zamanı da göreceğiz. o zaman görürüm ben sizi.
devamını gör...

“umut, içinde bulunduğu durumdan memnun olmayan kimseler içindir.”

prison break
devamını gör...

ne bir babayım ne de bir çocuğum var, bir kız çocuğu ve pek çok sorunlu baba kız ilişkisine tanıklık etmiş biri olarak yazacağım.

kızınızı sevin, sevginizi göstermekte cömert olun. bir gün sizden görmediği sevgiyi telafi etmek için olmadık adamlar alır hayatına, üzülürsünüz. kızınız da üzülür. inanın bu sevginizi gösterirken hissedebileceğiniz minicik utangaçlıktan daha acı olur.

kızınıza birey olmayı öğretin. her an yıkılacak, başkasına yaslanmazsa hayatı son bulacak sanmasın kendini. kendine yetmeyi öğretin kızınıza, ayakları sapasağlam bassın dünyada. kendini hayatta nasıl konumlandıracağını bilsin.

olur olmaz bağırıp çağırmayın, sizi örnek alabilir ya da sizden sonra bütün dünyaya korkulu gözlerle bakabilir. her iki durumda da hem sosyal hayatında hem de iç dünyasında sorunlar yaşar.

oturup konuşun kızınızla, sizi aşılması gereken bir duvar zannetmesin. bilsin ki, derdini de sevincini de paylaşabileceği bir babası var.
fikirlerine değer verin, dinleyin kızınızı. babasının bile kulak vermediği bir çocuk tüm hayatı boyunca değersizlik duygusuyla boğuşabilir. sizinle konuşabileceğini bilsin her zaman.

bir eylemi yapıp yapmayacağına karar verirken ölçütü babasının kızıp kızmayacağı değil kendi değerleri olsun. bir gün ona kızacak bir babası olmadığında savrulur o çocuk. kendinize bağımlı yetiştirirseniz hep birilerine bağımlı yaşayabilir. bu siz olmazsanız x olur, y olur.

kızını dövmeyen dizini dövmez efendim, yok öyle bir şey. çocukluğunda babalarından şiddet görmüş pek çok tanıdığım ergenlik döneminde ciddi problemler yaşadı. lütfen şiddetin hiçbir türlüsüne başvurmayın.

son olarak, en başta söylediğimi tekrarlayacağım: sevin efendim kızınızı!
devamını gör...

sessizlik, sakinlik, gece insana huzur veren şeylerin başında gelir. bunların haricinde sevdiğin bir insanla hasbihal etmek, müzik dinlemek, kitap okumak ve en önemlisi huzurunu bozan şeyleri hayatından çıkarmaktır belki de huzurlu olabilmek adına yapılacak en doğru şey budur. *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

i
şu an kadıköy'de çok şiddetli rüzgar var. az kalsın dalgalar yakalıyordu beni. onlar kovaladı ben kaçtım. tıpkı çocukluğumuzdaki gibi. yalnız topuklu bot ile kumda koşmak çok akıllıca değil. ayrıca ellerim buz tuttu.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim