öykü ve şiir kitapları dışında "argo"* ve "cinsellik"* üzerine edebi çalışmaları olan yazar, şair.
devamını gör...

başlar başlamaz oryantal yapmaya başladığım bir şarkıdır.
devamını gör...

kadının toplum içinde ötekileştirilmemesini savunan düşünce.
devamını gör...

ne oldu bizim akrabanın akıbeti? ben bile geri döndüm, bu kerata nerelerde? çıkmadı mı ortaya halen?

bu, benden de uykucu çıktı.

*şimdi gördüm. muazzez bulunmuş. sevindim. bulaşık makinesi arkası güzel seçim. mis gibi uyunur orada.
devamını gör...

lat. ölülere yedi vaaz. carl gustav jung'un 1916 tarihinde yazdığı, mistik, gnostik metin. ölümünden sonra yayınlanan metin, jung'a ruhani rehberi philemon tarafından yazdırılmıştır.

jung'un metni yazması şöyle başlamıştır:

"jung, kariyerinin ilk bölümünde yaşadığı gizemli bir ilham altında yazdığı büyük miktarda arşetipik materyalden yalnızca tek bir parçanın yayımlanmasına izin vermiştir. bu parça 15 aralık 1916 ile 16 şubat 1917 arasındaki bir tarihte, kısa bir sürece yazılmıştır. bu küçük kitabın yazılmasına tamamıyla parapsikolojik doğası olan esrarengiz olaylar öncülük etmiştir. ilk olarak, jung'un çocuklarından bir birkaçı evde hayalete benzer varlıklar görmüş ve hissetmiş, o sırada jung da kendi çevresinde tamamen tekinsiz bir atmosfer hissetmiş. çocuklardan biri hem bir melek hem de bir şeytanın olduğu dinsel içerikli ve biraz tehditkar bir rüya görmüş. daha sonra bir pazar günü öğleden sonra ön kapının zili şiddetle çalmış. zilin hızlı bir şekilde hareket ettiği görülebiliyormuş, ama görünürde hareket ettiren kimse yokmuş. bir "ruhlar" ordusu alayı, aslında evi, doldurmuş gibiymiş ve hayaletlerin istila ettiği koridorda hiç kimse normal bir şekilde nefes bile alamamış. dr. jung titrek ve rahatsız bir sesle bağırmış: "tanrı aşkına, bu da ne oluyor?" yanıt hayalet seslerinin oluşturduğu bir koro şeklinde gelmiş: "bizler aradığımızı bulamadığımız kudüs'ten geri geldik." bu sözlerle birlikte, latince başlılığı septem sermones ad mortuos olan bilimsel inceleme başlamış ve almanca olarak şu alt başlıkta devam etmiş: "ölülere yedi vaaz, doğu ile batı'nın buluştuğu şehir iskenderiye'de basilides tarafından yazılmıştır."
(bkz: stephan a. hoeller)(bkz: bilinmeyen jung)


"bu dönemdeki fantezilerin doruğa ulaşmış hali olan ölülere yedi vaaz (septem sermones ad mortuos), gnostik bir yaradılış söyleni biçimindeki psikolojik kozmolojidir. jung'un fantezilerinde ruhunda yeni bir tanrı, abraxas, yani kurbağaların oğlu olan tanrı doğar. jung'un bu konudaki anlayışı simgeseldir." sonu shamdasani (liber novus)'un sunuşunda)


jung, metni kendisi yerine gnostik olan basilides'e atfetmiştir.

[kara kitaplar'da vaazlar'ı yazdıktan sonra düzende ufak değişiklikler yaparak kaligrafi ile yazılmış bir kopyasını çıkarır.

başlığın altına şu ibareyi ekler: "ölülerin yedi öğretisi. yazan basilides, yer iskenderiye, doğu'nun batı ile buluştuğu şehir." (...) arkadaşlarına ve sırdaşlarına da birer kopya vermiş ve alphonse maeder'e verdiği kopyada şunları yazmıştı:

"ona kendi adımı veremezdim, bunun yerine hıristiyanlığın erken döneminde yaşamış ve adları hıristiyanlık tarafından silinmiş büyük zihinlerin adını verdim."] sonu shamdasani (liber novus'un sunuşunda)

vaazlardan birkaç örnek;

*her yıldız bir tanrıdır, bir yıldızın doldurduğu her alan da bir şeytan.
*bütünün boşluğu pleroma, faaliyeti abraxas'tır.
*pleroma bir varlık halini alma yeteneğine sahip olsaydı, abraxas onun tezahürü olurdu.
*güneş tanrı tarafından konuşulan hayattır; şeytan tarafından konuşulansa ölüm. ama abraxas, aynı anda yaşam ve ölüm olan, hem saygıdeğer hem de lanetlenmiş olan sözü söyler. abraxas aynı sözle ve aynı eylemle hakikati ve yalanı, iyiyi ve kötüyü, aydınlığı ve karanlığı meydana getirir.
*tanrı güneşin ardında yaşar; şeytan ise gecenin ardında. tanrının aydınlıktan meydana getirdiği, şeytanın geceye sürüklediğidir. ama abraxas kozmostur; onun başlangıcı ve sonu. güneş tanrı'nın her hediyesine şeytan kendi bedduasını iliştirir. güneş tanrı'dan dilediğiniz her şey, şeytanın eylemini meydana getirir. güneş tanrı sayesinde elde ettiğiniz her şey şeytanın fiili kudretine eklenir. işte korkunç abraxas da böyledir.
*göksel ve dünyevi tanrıların gücü arasında hiçbir fark yoktur. göksel olanlar genişler, dünyevi olanlar küçülür. her iki yön de sınırsızlığa uzanır.
*eyvah ki size de, çünkü siz tanrı'nın birliğinin yerine, bir haline gelmeyecek çeşitliliği geçirdiniz.
*bu dünyada insan abraxas'tır, kendi dünyasını yaratan ve mahveden. bu yıldız insanın tanrı'sı ve amacıdır.
*o, kendini boşlukla birleştiren tamlıktır.
o, kutsal düğündür;
o, aşktır ve aşkın katlidir;
mukaddes olandır ve ona ihanet edendir.
günün en parlak ışığı, deliliğin en derin gecesidir.
o'nu görmek körlük demektir;
o'nu bilmek hastalık;
o'na tapınmak ölümdür;
o'ndan korkmak bilgelik;
o'na karşı durmamak özgürlük demektir.
*insan onun yüzü karşısında felce uğrar. onun karşısında ne soru ne de yanıt vardır.
devamını gör...

işe güce daldığımda özlediğim sözlüktür.
devamını gör...

son melih bükücü. çalışkan başkan, ankaralıya hizmet götüren başkan. kıymetini bilin ankaralılar. beni böyle belediye başkanım olsa hergün şükrederdim.
devamını gör...

benim üstümde bir yazar olmadığına göre, cümle kurmayı size bırakıyorum.

t: yazarların, bir üstündeki yazarın mahlasını kuracağı cümle içinde yazmak/kullanmak.
devamını gör...

hep yapmak istesem de beceremediğim bir şey. hayatını sosyal medyayla geçirmek yerine kitaplarla, filmlerle, blog yazılarını yazmakla dolduran kişiyse eğer hayranlıkla baktığımdır.
devamını gör...

"bergen yok mu biri?" yok ulan yok. sorup durmayın işte. ha bir de bunun evlilik versiyonu var.
aaa şeyi unuttum.. "boyun kaç? neden bu kadar zayıfsın?" allah böyle yaratmış kanka sorma.
devamını gör...

yoldaş ile olan yaklaşık 30 dk görüşmemiz itibariyle şunu söyleyebilirim arkadaşlar, bu iş için çok emek veriliyor ve herkes ortaya kaliteli bir iş çıkması için çok çalışıyor. çok güzel işler yolda...
-merak etmeyin yoldaş sizi bulur...
devamını gör...


korsanlar tek gözünü güvertedeki aydınlığa öteki gözünü ise ambardaki karanlığa adapte etmek için göz bandı takarlardı.

(bkz: gözünü sevdiğim sözlük başlıkları)
devamını gör...

zaten lavabolar, küçültülmüş küvetler değil mi? bırakın alsın. nem çok nem!
devamını gör...

'homeos' ve 'pathos' yani 'benzer' ve 'hastalık yapan' kelimelerinden oluşmuş bir sözde tedavi yöntemidir.sık kullanılıyor olması,bir şeyin doğru olduğu anlamına gelemez elbette.
kısaca 'sulandırılmış tıp' demek ve böyle bırakmak da mümkün.ama biraz daha açıklamaya çalışacağım.
öncelikle homeopati tıpta bilimsel bir tartışma konusudur.tabiki de bir alternatif tıp seçeneğidir(fakat tıbbın alternatifi olmaz,olsa olsa 'bütüncül' denilebilir).
prensibi;hastalığa sebep olan şeylerin aynı zamanda hastalığı iyileştirebilecek şeyler olduğuna inanılmasıdır*.
18.yy'ın sonlarında ve 19.yy'ın başlarında alman doktor samuel hahneman tarafından bugünkü haliyle kullanılmaya başlanmıştır.
o yıllarda tabii mikrobiyolojiden çok uzak bir şekilde, batıl inanışlar,gözlemler ve eski uygulamalar tıbbın önemli bir kısmını oluşturuyordu.bu yüzden de hastalıkların esas sebeplerini anlamak yerine sülük,arsenik,kurşun,morfin vb ile tedavi etmeye çalışmak söz konusuydu.zaten bu nedenle de o yıllara 'kamikaze tıp dönemi' denilirmiş.
hahneman da bu türden tehlikeli ve toksik uygulamalardan korkarak daha bütüncül yöntemlerle ilgilenmeye başlamıştır. hahneman önce homeopatik ürünleri kendi üzerinde denemiş ve etkileri böyle anlamaya çalışmıştır.ilk denediği madde, sıtma ilacı olan kınakına ağacı kabuğunun çözeltisidir*.bunda da sıtma hastalığındaki gibi üşüme,titreme ,terleme vb semptomlar olduğunu görmüş ve sistematik ve tam anlamıyla bilimsel olmayan gözlem ve deneylerine devam etme kararı almış.
yani sağlam kişide belli bulgular ortaya çıkaran bir madde,aynı bulgulara sahip hasta insanlarda iyileşme sağlar,prensibi mevcuttur dolayısıyla.
homeopatide amaç,vücudun kendi iyileşme mekanizmalarını harekete geçirmek ve böylece vücudu iyileşme sürecine sokmak olduğu söylenir.*
herhangi bir sağlık durumu için homeopatiyi kullanmak adına geçerli pek de kanıt bulunmamakta,zaten fda tarafından etiketlenmiş homeopatik hiçbir ürün de bulunmamaktadır.bu da homeopatik ürünlerin etkililik ve güvenlilik açısından değerlendirilmediği anlamına gelmekte.
türkiye'de ise sağlık bakanlığı'na göre 'homeopati,her yaştan insan ve hayvana yani herkese uygulanabilir'dir.

daha ayrıntılı okuma için kaynağımı şöyle bırakayım:
yalansavar.org/2017/09/12/h...
devamını gör...

içerik olarak doğru ama yöntem olarak yanlış olan konuşma.

yüzünü göstermek istemeyen kişinin yüzü zorla gösterilmez. bunda herkes hemfikir zaten belli ki.

konuşmanın içeriğine gelince; bence haklı. ha diyebilirsiniz "kızın kendi kararı, kimseyi ilgilendirmez" ama siz yanlış yaptığını gördüğünüz gencecik bir insanın kendine zarar vermesini oturup izlemeyi içinize sindirir miydiniz, iyi düşünün. bir de böyle bir programı yıllardır sunuyor olsanız, bu tür örnekleri hemen hemen her gün işleseniz ama insanlar hâlâ sizin karşınıza bu şekilde gelmeye devam etse, tahammül sınırınızı zorlamaya başlasa toplumun içinde bulunduğu bu durum, bir noktadan sonra patlamaz mısınız? mesela müge anlı da son aylarda insanları daha fazla azarlamaya başladı. ben bunun nedeninin bilmişlik, ukalalık olduğunu düşünmüyorum. artık tahammülü kalmadı bence bu insan profiline. "yapmasın o zaman program" da diyebilirsiniz ama ben de tam o noktaya gelecektim şimdi.

bizim insanımız sanıyor ki toplumu bu programlar bozuyor. hayır efendim; toplum zaten bozuk olduğu için bu programlar bu kadar çok konu buluyor. sanıyor musunuz ki bunlar yayından kalksa kimse kendinden 20 yaş büyük evli adama kaçmayacak, kimse komşusunun karısına göz koymayacak vs? bunların hepsi aynı hızla olmaya devam edecekç sadece biz duymayacağız. ben insanların müge anlı'da, esra erol'da ya da benzer programlarda bunlar konuşulduğu için burnunu boka soktuğunu hiç ama hiç sanmıyorum. aksine! azıcık gözlerini açıp izleseler, oralara gelip de başına gelenleri anlatanlardan biraz ders alırlardı belki.

sonuç olarak kabahat ne programlarda ne sunucularda ne yayınlara izin verenlerde... kabahat toplumun ta kendisinde! insanların kendilerine layık gördükleri bu hayatlarda. okumadan, evli barklı çoluklu çocuklu adamlara kaçmak isteyenlerde, onları yetiştiren ana babalarda, bunların hiçbirine eğitim vermeyen resmi kurumlarda... yayınlar kalksa ne olacak ki? bataklığı kurutmadıktan sonra...

edit: bağıra çağıra söylediklerini düzgünce söylese kıza daha çok dokunurdu ve belki de düşünmesini sağlardı. yöntem tamamen yanlış.
devamını gör...

hemen kabul edilmemesi gereken istektir.
malum olaylardan sonra konuyu biraz açmak gerek.
birisine niyeti bozdunuz nude mi isteyeceksiniz?
bunun için belirli evrakları istemeniz gerekecektir.

1- nüfus cüzdanının ön ve arkalı fotokopisi.
2- muhtardan kaşeli ikametgah belgesi.
3- sesli veya görüntülü görüşme.
4- sicil ve sabıka kaydı.
5- anlık foto.

bu şartları yerine getirmeyen kimseye ne nude atın ne de isteyin.

hadi selametle.
devamını gör...

biraz önce hazırladığım taze çektiğim kahve çekirdekleri ardından espresso ve üstüne mikro foam köpükleri ile sütü kopurttugum latte fotoğrafım.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


ama aşkın modası geçti artık, şairler öldürdü aşkı. aşk hakkında o kadar çok şey yazdılar ki, kimse onlara inanmaz oldu; bence bu çok normal.
gerçek aşık açı çeker ve susar.





mutlu prens/ oscar wilde
devamını gör...

önsemektir. insan önemsediği şeylere değer verir, hayatında üst sıraya koyar, ona emek verir, merak eder, düşünür ve saygı duyar.
devamını gör...

erkekler zannediyor ki kız hangi konuda yetenekliyse kendini tamamen onun için kullanacak. mantı yapmayı biliyorum da bunun bir erkeği ilgilendirmediği gerçeğini ne zaman anlayacaksınız acaba çok üzülüyorum size. mantı yiyebilmek için bile başkasına ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsunuz yazık...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim