mauna loa gözlemevleri
amerikanın hawaii eyaletinin büyük hawaii adasındaki mauna kea dağının zirvesinde bulunan, evrenin geri kalanına dünyanın bağlantısı olarak görülen ve on bir ülkenden gök bilimciler tarafından işletilen teleskoplarla dünyanın en büyük gözlemevi tesisidir.
tesisteki teleskopların ışık toplama gücü, 1948-1993 yılları arasında dünya'nın en büyük teleskobu sayılan palomar rasathanesinden 15 kat, hubble uzay teleskobunundan ise 60 kat daha fazladır.
tesis, karanlık gökyüzü, atmosferdeki düşük nem, berrak hava, iyi astronomik görüş alanı gibi özellikleri ile ideal bir konumdadır. tesiste, 9'u dünyadaki en büyük optik / kızılötesi astronomi teleskopları, 3'ü dünyanın en büyük milimetre altı dalga boyu astronomisi teleskopları ve 1'i radyo astronomisi teleskobu olmak üzere 13 aktif teleskop bulunmaktadır.
burası önemli arkadaşlar;
350 ppm co² seviyesinin aşılması halinde, ortalama sıcaklıktaki artışın kritik eşiğin üzerine çıkması anlamına geldiğini söyleyen mauna loa bilim adamları, yaptıkları araştırmalar ve ölçümler sonucunda son 5 yıl içerisinde atmosferde ölçtükleri co² oranlarının endişe verici boyuta ulaştığını bildirdiler. 1965 yılından bu yana 415.5 ppm ile dünya üzerinde görülen en yüksek co² seviyesinin ölçüldüğünü söyleyerek korkuttular ve ' bu bizim bildiğimiz gezegen değil ' yorumunda bulundular.
bu bilgiler ışığında kyoto protokolü, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin önemini göz ardı etmememiz gerektiğini düşünmekteyim..
edit1
#401749
edit2
arkadaşın vermiş olduğu (bkz: manua kea) değil (bkz: mauna kea) olmalıydı demem üzerine olanlar :)
bu bir icazet değildir. bunu icazet olarak tanımlayan bu gibi tipler ilgili fakat bilgisizdir.
tesisteki teleskopların ışık toplama gücü, 1948-1993 yılları arasında dünya'nın en büyük teleskobu sayılan palomar rasathanesinden 15 kat, hubble uzay teleskobunundan ise 60 kat daha fazladır.
tesis, karanlık gökyüzü, atmosferdeki düşük nem, berrak hava, iyi astronomik görüş alanı gibi özellikleri ile ideal bir konumdadır. tesiste, 9'u dünyadaki en büyük optik / kızılötesi astronomi teleskopları, 3'ü dünyanın en büyük milimetre altı dalga boyu astronomisi teleskopları ve 1'i radyo astronomisi teleskobu olmak üzere 13 aktif teleskop bulunmaktadır.
burası önemli arkadaşlar;
350 ppm co² seviyesinin aşılması halinde, ortalama sıcaklıktaki artışın kritik eşiğin üzerine çıkması anlamına geldiğini söyleyen mauna loa bilim adamları, yaptıkları araştırmalar ve ölçümler sonucunda son 5 yıl içerisinde atmosferde ölçtükleri co² oranlarının endişe verici boyuta ulaştığını bildirdiler. 1965 yılından bu yana 415.5 ppm ile dünya üzerinde görülen en yüksek co² seviyesinin ölçüldüğünü söyleyerek korkuttular ve ' bu bizim bildiğimiz gezegen değil ' yorumunda bulundular.
bu bilgiler ışığında kyoto protokolü, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin önemini göz ardı etmememiz gerektiğini düşünmekteyim..

edit1
#401749
edit2arkadaşın vermiş olduğu (bkz: manua kea) değil (bkz: mauna kea) olmalıydı demem üzerine olanlar :)
bu bir icazet değildir. bunu icazet olarak tanımlayan bu gibi tipler ilgili fakat bilgisizdir.
devamını gör...
tanrıçaların yıkandığı limyra antik kenti
antalya il sınırları finike ilçesi yakınlarında bulunan limyra antik kenti m.ö. 5. yüzyılda kurulmuştur.
likyalı perikles, perslere karşı likya birliği'ni kurmak için limyra'yı başkent olarak kullanmış, likya'nın sönmeyen özgürlük meşalesinin ateşini bu kentte yakmıştır. geçmişte bir liman kenti olan limyra günümüzde denizden 5 km. içeride kalmıştır. dağdan çıkan şifa dolu su kaynağı sütunlar arasında doğal ve berrak bir havuz oluşturur. mitolojiye göre tanrıçalar bu havuzda yıkanıp daha da güzelleşirlerdi. amerikalı sanatçı margaret ross tolbert, anadolu’nun su kültürünü ele alan kapsamlı bir belgesel ve kitap projesi için limyra'ya gittiğinde orada su perisi sirena'nın olduğunu hissettiğini açıklamıştır.

“sirena en güzel, en doğal, en leziz ve billur gibi akan su kaynaklarını seviyor. ama sular kirlenince sirena ve bereket de gider” diyerek su kaynaklarımızı kirletmemiz konusunda yetkilileri uyarmıştır.
likyalı perikles, perslere karşı likya birliği'ni kurmak için limyra'yı başkent olarak kullanmış, likya'nın sönmeyen özgürlük meşalesinin ateşini bu kentte yakmıştır. geçmişte bir liman kenti olan limyra günümüzde denizden 5 km. içeride kalmıştır. dağdan çıkan şifa dolu su kaynağı sütunlar arasında doğal ve berrak bir havuz oluşturur. mitolojiye göre tanrıçalar bu havuzda yıkanıp daha da güzelleşirlerdi. amerikalı sanatçı margaret ross tolbert, anadolu’nun su kültürünü ele alan kapsamlı bir belgesel ve kitap projesi için limyra'ya gittiğinde orada su perisi sirena'nın olduğunu hissettiğini açıklamıştır.

“sirena en güzel, en doğal, en leziz ve billur gibi akan su kaynaklarını seviyor. ama sular kirlenince sirena ve bereket de gider” diyerek su kaynaklarımızı kirletmemiz konusunda yetkilileri uyarmıştır.
devamını gör...
cüneyt özdemir
ana akım medyanın çöp olduğu, gazetecilerin hapiste olduğu türkiye'de bir nebze takip edilebilir bir gazetecidir.
türkiye gibi ya benimsin ya da hainsin tavrı benimsendiği bir ülkede ortada durmaya çalışıyor.
iş yapabilmek için biraz akp'nin suyuna gidiyor.
muhalefete yönelik bazı yorumları ise akıllara zarar.
türkiye gibi ya benimsin ya da hainsin tavrı benimsendiği bir ülkede ortada durmaya çalışıyor.
iş yapabilmek için biraz akp'nin suyuna gidiyor.
muhalefete yönelik bazı yorumları ise akıllara zarar.
devamını gör...
istanbul arkeoloji müzesi
ayasofyayı'yı artık müze kategorisinden çıkarttığımız için en sevdiğim müzedir arkeoloji müzesi. özellikle sonbahar'da haffif kapalı havalarda avlusunda dolanmak bile aşırı keyiflidir. ilk türk arkeoloğu olan osman hamdi bey tarafından kurulmuştur.
içindeki onca eserin yanında sadece iskender lahdi ve kadeş antlaşmasını görmek için bile gidilebilir.
dip not: muhteşem bir avlusu olmasına rağmen cafe hizmeti oldukça zayıf!
içindeki onca eserin yanında sadece iskender lahdi ve kadeş antlaşmasını görmek için bile gidilebilir.
dip not: muhteşem bir avlusu olmasına rağmen cafe hizmeti oldukça zayıf!
devamını gör...
çorapla uyuyan insan
yanında biri uyumuyorsa kimseye hesap vermek zorunda olmayan insandır, ayakları üşüyen insandır ve yine birilerine dert olan insandır.
devamını gör...
beni boğdu boğdu duvara attı
bana paspasla adam öldürttünüz.
devamını gör...
kıskançlık denince akla gelenler
komik bir iş anım.
yeni işe başladığım sıra, bana işi anlatan arkadaş ve eşi ile çalışmıştık.
lan demiştim, ne tatlı kadın, ben çekinmeyeyim diye bize eşlik ediyor.
meğer, kadın kocasını benden kıskanıyormuş.
sonrasında, üç arkadaş resim çekilip, iş whatsapp gurubuna atmıştık.
iki kız arkadaş ve o erkek arkadaş çekilmiştik.
o erkek arkadaşın eşi
-kim onlar erdem, diye yazdı guruba.
- nevin,biziz kız dedim.
-a siz misiniz, tanıyamadım, dedi.
-kız adam kendini alain delon sanacak, kıskanma şunu bu kadar dedim.
3 yıldır tanıdığım insanlar, kadın hala kıskanıyor.
adam sevdiğim bir arkadaşım, ama zerre numarası yok. nesini kıskanıyor hiç anlamıyorum.
hoş ben, kıskanmayı hiç bir zaman anlamadım.
insan, sevdiği bir insanı, ne diye kıskanır.
sevdiği insanı, başkalarınında sevmesi iyi bir şey değil mi?
kimsenin sevmediği bir insanı, sevmek daha mı iyi?
bilemedim.
yeni işe başladığım sıra, bana işi anlatan arkadaş ve eşi ile çalışmıştık.
lan demiştim, ne tatlı kadın, ben çekinmeyeyim diye bize eşlik ediyor.
meğer, kadın kocasını benden kıskanıyormuş.
sonrasında, üç arkadaş resim çekilip, iş whatsapp gurubuna atmıştık.
iki kız arkadaş ve o erkek arkadaş çekilmiştik.
o erkek arkadaşın eşi
-kim onlar erdem, diye yazdı guruba.
- nevin,biziz kız dedim.
-a siz misiniz, tanıyamadım, dedi.
-kız adam kendini alain delon sanacak, kıskanma şunu bu kadar dedim.
3 yıldır tanıdığım insanlar, kadın hala kıskanıyor.
adam sevdiğim bir arkadaşım, ama zerre numarası yok. nesini kıskanıyor hiç anlamıyorum.
hoş ben, kıskanmayı hiç bir zaman anlamadım.
insan, sevdiği bir insanı, ne diye kıskanır.
sevdiği insanı, başkalarınında sevmesi iyi bir şey değil mi?
kimsenin sevmediği bir insanı, sevmek daha mı iyi?
bilemedim.
devamını gör...
insanı mutlu eden bedava şeyler
yağmur ve sonrasındaki mis gibi toprak kokusu..
devamını gör...
semiha berksoy
semiha berksoy 1910 doğumlu sanatçıdır.
tarihte ilklerle anılan türk kadınlarından biridir.
annesi fatma saime ressam ve heykeltraş, babası rıza cenap berksoy şairdir. okullarının tamamını birincilikle bitirmiştir. annesini erken yaşta kaybeden berksoy, babasının tekrar evlenmesi üzerine amcasının yanında yaşadı.
ilk öykülerini ilkokulda yazmaya başladı...ortaokulda ise bir şan hocasından şan dersleri aldı...
liseyi istanbul kız lisesinde okudu... o sıralarda istanbul konservatuvarı kurulunca orada şan çalıştı...
1929 da ilk konserini verdi bu konserde nikolay rimski korsakov'un sadko operasından değişik aryalar seslendirken kendisine eşlik eden isim cemal reşit rey dir.
aynı dönemde güzel sanatlar akademisini de kazandı. resim, heykel ve seramik çalıştı...
sahne sanatlarına ağırlık verince güzel sanatlara ara vermek zorunda kaldı...
tepeden tırnağa sanatçı olan bu kadının hayatının asıl dönüm noktası olan operayla tanışması ise şöyledir.
darülbedayide tiyatro sınavını kazandı...1931'da muhsin ertuğrul ''istanbul sokakları'' filmini çekmektedir. bu ilk sesli türk filmidir. kendisi semiha rolünü oynamaktadır... çekimler için paris'e gidince orda bir opera dinledi ve operaya aşık oldu...
bu arada darülbedai'yi'de bitirmiştir. okulun mezun ettiği tek kız öğrencidir.
bu aşamadan sonra bir çok müzikal, tiyatro da sahne aldı...
ama asıl önemli olayı ise avrupa'da opera sahnesine çıkan ilk türk sanatçı ünvanını aldığı oyundur. bakınız altını çizerim; kadın demiyorum sanatçı diyorum.
1939 yılında berlin operasında ariande auf naxos isimli eserde rol alarak avrupada opera sahnesine çıkan ilk türk olmuştur.
ilk türk operası olan oyundada kendisi oynamıştır. tr.wikipedia.org/wiki/%C3%9...
nazım hikmetin yazdığı bir çok oyunda yer aldı. hatta nazım kendisi için bir rüyadır isimli eseri yazdı.. tabiki başrolünü kendisi oynadı...tosca operasında başrolken nazımın cezaevinde ziyaretine gitti...
nazımla mektuplaşmaları ''nazım hikmet ve toscası semiha berksoy'' ismiyle kitaplaştı...
daha resim çalışmalarına devam etti o işide hakkını vererek yaptı...
yani arkadaşlar bu kadının hayatı böyle yazmakla bitmez...
geriside imece usulü gelir zaar...
şimdilik benden bu kadar...
''
''
tarihte ilklerle anılan türk kadınlarından biridir.
annesi fatma saime ressam ve heykeltraş, babası rıza cenap berksoy şairdir. okullarının tamamını birincilikle bitirmiştir. annesini erken yaşta kaybeden berksoy, babasının tekrar evlenmesi üzerine amcasının yanında yaşadı.
ilk öykülerini ilkokulda yazmaya başladı...ortaokulda ise bir şan hocasından şan dersleri aldı...
liseyi istanbul kız lisesinde okudu... o sıralarda istanbul konservatuvarı kurulunca orada şan çalıştı...
1929 da ilk konserini verdi bu konserde nikolay rimski korsakov'un sadko operasından değişik aryalar seslendirken kendisine eşlik eden isim cemal reşit rey dir.
aynı dönemde güzel sanatlar akademisini de kazandı. resim, heykel ve seramik çalıştı...
sahne sanatlarına ağırlık verince güzel sanatlara ara vermek zorunda kaldı...
tepeden tırnağa sanatçı olan bu kadının hayatının asıl dönüm noktası olan operayla tanışması ise şöyledir.
darülbedayide tiyatro sınavını kazandı...1931'da muhsin ertuğrul ''istanbul sokakları'' filmini çekmektedir. bu ilk sesli türk filmidir. kendisi semiha rolünü oynamaktadır... çekimler için paris'e gidince orda bir opera dinledi ve operaya aşık oldu...
bu arada darülbedai'yi'de bitirmiştir. okulun mezun ettiği tek kız öğrencidir.
bu aşamadan sonra bir çok müzikal, tiyatro da sahne aldı...
ama asıl önemli olayı ise avrupa'da opera sahnesine çıkan ilk türk sanatçı ünvanını aldığı oyundur. bakınız altını çizerim; kadın demiyorum sanatçı diyorum.
1939 yılında berlin operasında ariande auf naxos isimli eserde rol alarak avrupada opera sahnesine çıkan ilk türk olmuştur.
ilk türk operası olan oyundada kendisi oynamıştır. tr.wikipedia.org/wiki/%C3%9...
nazım hikmetin yazdığı bir çok oyunda yer aldı. hatta nazım kendisi için bir rüyadır isimli eseri yazdı.. tabiki başrolünü kendisi oynadı...tosca operasında başrolken nazımın cezaevinde ziyaretine gitti...
nazımla mektuplaşmaları ''nazım hikmet ve toscası semiha berksoy'' ismiyle kitaplaştı...
daha resim çalışmalarına devam etti o işide hakkını vererek yaptı...
yani arkadaşlar bu kadının hayatı böyle yazmakla bitmez...
geriside imece usulü gelir zaar...
şimdilik benden bu kadar...
''
''
devamını gör...
mutsuzum ama keyfim yerinde
brokoli gibiyim, sağlıklıyım ama tadım tuzum yok demek gibi bir şey sanırım.
devamını gör...
kolay harcanan şeyler
iyi niyet.
devamını gör...
sir came a lot
birmingham sarayı'nda konulu bir yetişkin filmi çekersem bu ismi vereceğim: "everyone came but the sir came a lot" *
t: adını her gördüğümde fonetiğiyle okuyup gülmeme sebep olan yazar kişisidir. takipteyiz.
t: adını her gördüğümde fonetiğiyle okuyup gülmeme sebep olan yazar kişisidir. takipteyiz.
devamını gör...
mahsup
hesap edilmiş, kapatılmış hesap. yani hak edilmiş olan, ödenmesi ve tamamlanması gereken hesap anlamında da kullanılır.
devamını gör...
deliderviş
ey ahali,
duyduk duymadık demeyin, başınızı öne eğmeyin... yeni gelmiş bir bektaşi
var selamınızı esirgemeyin. yalnız bir ricam olacak kendisinden fıkraları olsun en damardan fikirleri olsun içimizi en sarandan.
bende nezaketen bir bektaşi fıkrasıyla geldim:
adamın biri, sohbetlerinde gündelik yaşamdaki olumsuzluklardan örnekler vererek:
-böyle giderse kıyamet kopacak, dünyanın altı üstüne gelecek..... diyerek hiç durmadan çevresindeki insanları karamsarlığa itiyormuş. bu konuşmalardan birisini duyan bektaşi dayanamayıp cevap vermiş:
-gelsin imanım demiş, şu dünyanın haline bak, belki altı üstünden iyidir.
hoş gelmişsiniz.
duyduk duymadık demeyin, başınızı öne eğmeyin... yeni gelmiş bir bektaşi
var selamınızı esirgemeyin. yalnız bir ricam olacak kendisinden fıkraları olsun en damardan fikirleri olsun içimizi en sarandan.
bende nezaketen bir bektaşi fıkrasıyla geldim:
adamın biri, sohbetlerinde gündelik yaşamdaki olumsuzluklardan örnekler vererek:
-böyle giderse kıyamet kopacak, dünyanın altı üstüne gelecek..... diyerek hiç durmadan çevresindeki insanları karamsarlığa itiyormuş. bu konuşmalardan birisini duyan bektaşi dayanamayıp cevap vermiş:
-gelsin imanım demiş, şu dünyanın haline bak, belki altı üstünden iyidir.
hoş gelmişsiniz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
ve ben yine yollardayım. yollar, iyi ki var... bir çanta, üç-beş parça kıyafet ve önüme gelen ilk otobüs; ısparta.
eğirdir gölü ve çevre yerleşimini yol üstünde bir kaç kere görmüştüm. şimdi, kendimi dağıtıp, toplamak için oraya gidiyorum. yollar iyi ki var. ne derler bilirsiniz "yolcudur abbas". kendimle bir ufak meselem var, çözüp geleceğim.
eğirdir gölü ve çevre yerleşimini yol üstünde bir kaç kere görmüştüm. şimdi, kendimi dağıtıp, toplamak için oraya gidiyorum. yollar iyi ki var. ne derler bilirsiniz "yolcudur abbas". kendimle bir ufak meselem var, çözüp geleceğim.
devamını gör...
ruhların kaçışı
oldukça güzel hikayesi olan bir filmdir. ailesiyle birlikte kaybolan chihiro'nun büyülü bir dünyada kendini bulmasıyla başlar olaylar. aslında oldukça ürkek bir kızdır. anne babasının domuza dönüşmesiyle birlikte tek başına kalır ve korktuğu bu dünyada hayatta kalması gerekir.
mücadele ettiği onca şeyden sonra ise artık cesurdur. ailesini kurtarmak için elinden geleni yapar. bu karakter değişimi çok iyiydi. acele etmeden yavaş yavaş işlediler. bir de koşulsuz bir sevgi vardı filmde. haku ve sen arasında. çok keyif alarak izledim.
filmin sonundaki şarkı
mücadele ettiği onca şeyden sonra ise artık cesurdur. ailesini kurtarmak için elinden geleni yapar. bu karakter değişimi çok iyiydi. acele etmeden yavaş yavaş işlediler. bir de koşulsuz bir sevgi vardı filmde. haku ve sen arasında. çok keyif alarak izledim.
filmin sonundaki şarkı
devamını gör...
başı kapanan öğrencinin beyni çalışır
gün geçmiyor ki, ülkemde yine bazı yüksek yerlere gelmiş şahıslar, -nasıl oraya bu beyinle geldikleri belirsiz- kadının ne giymesi gerektiği hakkında saçmalamasınlar..
saçlarım açıkken veya kapalıyken, şortla, etekle, pantolonla, dilediğim her kıyafet içinde istediğim her meslek konusunda uzmanlaşırım, beynimin çalışmasını bunlar etkilemez, bunu anaokuluna giden çocuk dahi bilir!!!
ama bunlara aptala anlatır gibi anlatmak gerekir.
bu gibi şahıslar ülkemin değerli akademisyenlerini de zan altında bırakıyorlar.
avrupa'da zamanında reform olduğu ve kiliseye karşı çıkıldığı gibi türkiyede de böyle bir reform gelmesi gerekiyor gerçekten, nasıl geri geri gittik bu kadar anlamıyorum.
inanın içime oturuyor böyle açıklamalar görmek, ruhum daralıyor, öfkeden deliye dönüyorum, benim güzel ülkem bu hale mi gelecekti, seveni bile soğuttunuz.
saçlarım açıkken veya kapalıyken, şortla, etekle, pantolonla, dilediğim her kıyafet içinde istediğim her meslek konusunda uzmanlaşırım, beynimin çalışmasını bunlar etkilemez, bunu anaokuluna giden çocuk dahi bilir!!!
ama bunlara aptala anlatır gibi anlatmak gerekir.
bu gibi şahıslar ülkemin değerli akademisyenlerini de zan altında bırakıyorlar.
avrupa'da zamanında reform olduğu ve kiliseye karşı çıkıldığı gibi türkiyede de böyle bir reform gelmesi gerekiyor gerçekten, nasıl geri geri gittik bu kadar anlamıyorum.
inanın içime oturuyor böyle açıklamalar görmek, ruhum daralıyor, öfkeden deliye dönüyorum, benim güzel ülkem bu hale mi gelecekti, seveni bile soğuttunuz.
devamını gör...


