lahmacunun keko yiyeceği olması
duymamış olayım. daha neler ya en sevdiğim yiyeceklerden birisi olması yetmezmiş gibi laf ettiğiniz şey lahmacun yani kendinize gelin lütfen*.
lahmacunu ne kadar sevdiğimi daha önceden de biliyorduk sanırım *.
lahmacunu ne kadar sevdiğimi daha önceden de biliyorduk sanırım *.
devamını gör...
uykusuzkahve
devamını gör...
ruh sağlığı için uzak durulması gereken şeyler
toksik insanlar
devamını gör...
girlboss
21 nisan 2017'de netflix'te ilk sezonu yayınlanan, bir sezon sonra maalesef iptal edilen komedi türündeki dizi. başrolünde britt robertson'ın oynadığı dizide johnny simmons ve ellie reed gibi oyuncular da yer alıyor. dizinin konusu ise kendi işinin patronu olmak isteyen sophia. önce çok da sevmediği bir işte, hayatını idame ettirmek için çalışıyordur. sonrasında ikinci el dükkanında bulduğu bir ceketle ebay macerasına atılan sophia bir süre sonra deli gibi para kazanmaya başlar. istediği işi, keyif alarak yapıyordur. işleri daha da büyütür ve direkt kendisine ait nasty gal adında bir butik açar.
diğer ebay satıcılarıyla çekişmeleri, kendi hayatındaki ikili ilişkileri, babasıyla ilişkisi, arkadan bıçaklanma gibi olaylarına şahit oluyoruz izlerken. biraz da 'girl power' teması kasılmış dizide ama hoş olmuş bence. bir kadının kendi ayakları üzerinde durduğunu izlemek eminim her hemcinsime hoş gelecektir. dizi, sophia amoruso adlı gerçek bir iş insanının biyografisinden uyarlanmış. bir oturuşta bitirilebilecek bir dizi olduğunu düşünüyorum. boş bir vaktinizde izlemenizi öneririm.
diğer ebay satıcılarıyla çekişmeleri, kendi hayatındaki ikili ilişkileri, babasıyla ilişkisi, arkadan bıçaklanma gibi olaylarına şahit oluyoruz izlerken. biraz da 'girl power' teması kasılmış dizide ama hoş olmuş bence. bir kadının kendi ayakları üzerinde durduğunu izlemek eminim her hemcinsime hoş gelecektir. dizi, sophia amoruso adlı gerçek bir iş insanının biyografisinden uyarlanmış. bir oturuşta bitirilebilecek bir dizi olduğunu düşünüyorum. boş bir vaktinizde izlemenizi öneririm.
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu
dergi işleri.
devamını gör...
aldatmanın normalleştirilmesi
en büyük bahaneleri insan doğası gereği tek eşli değildir demektir ki bunu genelde erkekler söyler. öyle mi? tamam o zaman sen aldattığın gibi sevgilin de aldatacak seni. ilginç gerçekten. aldatmayı coolluk sanan 15 yaşındaki bad girl/boylar gibiler ancak aldatmayı güzel bir şey sanar.
aldatmak hayatınız boyunca yapacağınız en büyük şerefsizliklerden biridir.
aldatmak hayatınız boyunca yapacağınız en büyük şerefsizliklerden biridir.
devamını gör...
gece gelen açlık hissi
neredeyse buzdolabını dürüp büküp ekmek arası yapıp yedikten sonra kahrola ola, yumruklarını sıka sıka, ağlayarak üzerine yeşil çay içip kilo almayı engellesin diye dua ettiren, sonu düşünmeden yapılan eyleme sebep olan his.
(bkz: sonunudüşünenkahramanolamaz)
(bkz: sonunudüşünenkahramanolamaz)
devamını gör...
kıraç
türk rock müziğinde gelenekten fazlasıyla izler taşıyan, eserlerini tertemiz bir türkçeyle icra eden , kafamızı ağrıtmayan, ders olarak okutulması gereken kıymetli müzisyen.
devamını gör...
ostre sledovane vlaky
türkçeye (bkz: sıkı kontrol edilen trenler (kitap)) adıyla çevirisi yapılmış kitabın yazarı bohumil hrabal'dır. eseri beyaz perdeye jiri menzel uyarlamış olup, film çek sinemasının ürünüdür. filmin yakından izlenen trenler, sıkı denetlenen trenler ismiyle de türkçe çevirileri yapılmıştır.
spoiler!
bir sahne var ki, bir karakterin repliği tüylerimi diken diken etti:
--- alıntı ---
kanatlı olan her şey uçar.
kuzgun uçar.
çocuk uçar.
zaman uçar.
tren uçar.
asker uçar.
saniyeler uçar.
ölüm uçar.
her şey uçar.
--- alıntı ---
filmin baş kahramanı milos, cinsellikle henüz tanışmamış ve bunun sıkıntısıyla boğuşan çekingen bir genç. bu problemi çözmek için farklı insanlara başvuruyor, gözlemler yapıyor. filmde milos'un bakışlarını o kadar çok gördüm ki bir süre sonra onunla empati yaparak, onun gözlerinden, tutuk ve dahil olmakta çektiği güçlüklerden bakarak izlemeye başladım filmi. milos'un yaşadığı ya da yaşayamadığı cinsellikle birlikte diğer karakterlerin cinselliği yaşama biçimleri dikkat çekici.
trajik sahneler dikkat çekici bir sadelikte, filmin bütünü bir tren istasyonunda seyrediyor. rütbeler, savaş etkileri, milos'un çekingen ama istekli dünyası, filmin şaşırtıcı sonuyla birleşince hayli etkileyiciydi.
spoiler!
bir sahne var ki, bir karakterin repliği tüylerimi diken diken etti:
--- alıntı ---
kanatlı olan her şey uçar.
kuzgun uçar.
çocuk uçar.
zaman uçar.
tren uçar.
asker uçar.
saniyeler uçar.
ölüm uçar.
her şey uçar.
--- alıntı ---
filmin baş kahramanı milos, cinsellikle henüz tanışmamış ve bunun sıkıntısıyla boğuşan çekingen bir genç. bu problemi çözmek için farklı insanlara başvuruyor, gözlemler yapıyor. filmde milos'un bakışlarını o kadar çok gördüm ki bir süre sonra onunla empati yaparak, onun gözlerinden, tutuk ve dahil olmakta çektiği güçlüklerden bakarak izlemeye başladım filmi. milos'un yaşadığı ya da yaşayamadığı cinsellikle birlikte diğer karakterlerin cinselliği yaşama biçimleri dikkat çekici.
trajik sahneler dikkat çekici bir sadelikte, filmin bütünü bir tren istasyonunda seyrediyor. rütbeler, savaş etkileri, milos'un çekingen ama istekli dünyası, filmin şaşırtıcı sonuyla birleşince hayli etkileyiciydi.
devamını gör...
ezberlenen en saçma şey
kurtlar vadisi çakır 43'te vuruluyor 45'te ölüyor
devamını gör...
iyi olmadığı halde iyiyim diyen insan
kimseyi üzmek ya da, aciz görünmek istemiyordur.
devamını gör...
sabahattin ali sözleri
bir çok sözünü yazabilirim, çoğunu ezbere bilirim ama bir tanesi var ki insanı saatlerce, günlerce belki aylarca düşündürebilir ve hayata bakış açınızı mutlaka değiştirir ..
"insan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı."
"insan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı."
devamını gör...
normal sözlük'ü satın alıp herkesin nickini değiştirmek
yoldaş bizi satmaz herhalde diyorum.*
devamını gör...
bir evi yuva yapan unsurlar
huzur ve pişen yemeğin buharıyla sımsıcacık olan bir mutfak.
devamını gör...
ingilizcedeki en güzel kelime
freedom. *
devamını gör...
bir abinizin normal sözlük gözlemleri
merhaba genç kafa'cılar,
kafa sözlüğün ilk katılımcılarından biriyim ben de, çoğunuz gibi.
burada geçen zamanda bir çok mesele gördük birlikte, çözülenler de oldu, görünen o ki, hala çözüm bekleyenler de var.
herkes, kendi görebildiği, düşünebildiği, algılayabildiği oranda isteklerle gündemde başlıklar açtı, tanımlar girdi. çünkü farklı yaş, farklı eğitim, farklı kültürlerden insanlarız hepimiz .
benim söylemim diğer bir yazara ters gelebildi , başka bir yazarın söylemi isteği de bana ki bundan doğal birşey olamaz.
3-4 bin kişinin olduğu sözlükte, insanlar artık başlıklardan birbirini tanıyor duruma geldi ki, bu da katılımcı sayısının gerçekten az olduğunun bir göstergesi.
sözlük gündemine yön veren kişiler artık belli durumda. şu bir türlü alışamadığım skor listelerine bakıldığında, neredeyse aynı kisilerin olduğunu görmek zor değil.
doğrusunu söylemek gerekirse, ne etliye ne sütlüye muhabbetini güdüyorlarsa , burda ne işleri var demek geliyor ilk etapta içimden ama demiyorum bunu, çünkü kendi adıma bunu bir sorun olarak görmek istemiyorum.
klasik güncel türk halkının bir yansıması olarak görüyorum bu durumu ben ve bu düşüncedeki insanların, katılmamasının, katılmasından daha iyi olacağını düşünüyorum.
bireysel olarak benim en çok dikkatimi çeken durum, az sayıdaki katılımcının da, lütfen yanlış anlamasınlar, çok boş, fındık kabuğu doldurmayacak, gerçek yaşamdan oldukça uzak, lay lay lom bir havada birşeyler yapmya çalıştıklarını görüyorum.
ülkede işsizlik varmış, ekonomik sorunlar varmış, özgürlükler kısıtlanıyormuş, hukuk yerlerde
sürünüyormuş , vs.vs. hiiç bunlardan bi haber tarzda başlıklar, tanımlar...
önceki gün dü sanırım, akışın anlık fotosunu alıp, ' bunların hangisine ne yazalım ' diyerek başlık açtım, anında kaydoldu gitti .
yani aslında bu az sayıdaki katılımcı da herşeyin farkında, ne kadar boş işlerle uğraşıldığını görüyorlar ama tercihlerini yine o şekilde davranmaktan yana kullanıyorlar.
bazen gerçekten zaten az sayıdaki bu gündem belirleyen katılımcıların yaşlarını çok merak ediyorum .
çünkü, okulların kapalı olmasından
da mütevellit, evde oturan lise hatta ortaokul talebeleriyle aynı yerdeyiz, hatta onlar çoğunluktalar düşüncesine kapılıyorum.
bu kesinlikle birilerini yargılama sorgulama meselesi değil, lütfen yanlış anlamayın,
bu, kendimize, yaşımıza, düşüncelerimize daha fazla uyan bir yer arayışı meselesi .
yoksa, gençlerin çoğunlukta olduğu bir yerde, gelin sabah akşam ekonomi , siyaset vs konuşalım deme gibi bir lüksümüz zaten olamaz.
ama, ucundan azıcık da olsa, ' yaa evet, burada hayata benim penceremden bakanlar da var ' demek istiyor insan bazen.
bazı yazarlar şimdi gelip, ' ya senin istediğin gibi siyaset mi, konuşalım, bize ne devlet işlerinden, biz kafa dağıtıyoruz burada ..' diyecekler veya düşünecekler ama , ne söylemeye çalıştığımı anlayacak az da olsa yazarın burada bulunduğundan da eminim doğrusu.
bunu bir tercih, kültür, kuşak çatışması biçimine dönüştürmeden,
biraz daha dişe dokunur başlıklar açacak, tanımlar yapacak yazar kapasitesi var burada, bundan eminim ben, ama onlar da baktılar olmuyor, gerçek dünya kimsenin umurunda değil, gençler burada makara peşinde, bir çoğu yazmayı bıraktı. benim bildiklerim var ki, pes ettiler .
sözlük, şu anda sözlükten çok, liseli gençlerin muhabbet ortamı gibi, kafeler kapanınca kafa sözlük kafeye döndürülmüş durumda .
burayı biraz da yönetimin ilk başlardaki tutumu bu hale getirdi.
yok 800 tanıma kitap verecez dediler, yok adınızı süsleyip instagramda orda burda gösterip sizi meşhur edeceğiz dediler,
yok haftalık puan olacak, her hafta birinci seçip, boynuna çelenk takacağız dediler,
haa kötü mü ettiler, elbette kötü etmediler ama bizim toplumun bazı şeyleri anlaması için henüz zamana ihtiyacımız olduğu gerçeğini gözardı ettiler.
3 günde 1500 tanım giren yazarlar yarattılar. bunu başka yerde görmedim de duymadım da ben .
böyle olunca da, sözlüğe benim penceremden bakanlar için, burası çekilmesi güç bir yer haline geldi kısa sürede.
benim bu eleştirilerim yıkıcı değil, yapıcı eleştiriler, bu şekilde devam edemez, ederse de belli bir seviyenin üstüne çıkamaz diyorum bütün iyi niyetimle .
aralarda sürekli iyi niyetle gözlem ve düşüncelerimi paylaşıyorum dememe rağmen, yine de birilerinin gelip, tepkisel tavır göstereceğini biliyor , tüm yazarları biraz daha dikkatli, biraz daha kayda değer başlık ve tanımlar yapmaya davet ediyorum.
tüm yazarlara ve yönetime saygıyla.
edit: - yazımda defalarca yıkıcı değil, yapıcı düşüncelerle bunları yazıyorum, amacım kimseyi tektiplestirmek değil desem de, birileri yine karşı taarruza geçmekten geri kalmıyor nedense .
- ' ağbi ' kelimesinden rahatsız olan yazarlar olmuş, kendilerini tenzih ediyorum. tamamen iyiniyetle, gönülden gelen bir yaklaşım biçimiydi benim için.
- 600 tanımım varken gidiyorum deyip, üstüne 600 tanım daha yaptığımı araştırmışlar, bulmuşlar,
bazen kişide kalması gereken özel durumlar vardır, bu da onlardan biridir, evet gidiyordum, kalmama bana göre değerli olan bir gelişme vesile olmuştur.
- ismi önemli olmayan bir sözlükte daha önce bulunduğumu bulmuş bir yazar .
bunda sorun ne anlamadım.
buradaki bir çok kişi daha önce başka başka sözlüklerdeydiler zaten, suç mu bu ? hala farklı sözlüklerde yazmaya devam edenler bile var içimizde.
haa, o ekran görüntüsündeki amaç, söz konusu sözlüğün, gidenin arkasından terbiyesizce yapıştırdığı
' turkish airlines ' yazısına atıfta bulunmak ise, yanlış bir yerden girilmiş, çünkü o sözlükte kendi isteğiyle çıkıp gidenin arkasından herkesin profiline o ifade konuyordu zaten .
ayrıca söz konusu sözlükten de , yine burada görüp, bugün de paylaştığım kronik sorunlar yüzünden kendim ayrıldım.
- bu kadar uzun bir yazıda, bazı imla hatalarına dikkat çeken değerli yazarlar olmuş, affetsinler, hata hepimize mahsus bir durum.
- farklı fikirlerin çıkması son derece normal , ancak farklı fikirlerde amaç önemlidir sayın yazarlar .
ben amacımı defalarca açıkça söyledim, eksiğim, yanıldığım yerler olabilir, ama bu , sözlükte şu an sorunlar olduğu gerçeğini değiştirmez.
mesele, sorunları görmezden gelip, hasır altı etmek mi , yoksa elbirliğiyle tedbir almak mı olmalıdır?
kafa sözlüğün ilk katılımcılarından biriyim ben de, çoğunuz gibi.
burada geçen zamanda bir çok mesele gördük birlikte, çözülenler de oldu, görünen o ki, hala çözüm bekleyenler de var.
herkes, kendi görebildiği, düşünebildiği, algılayabildiği oranda isteklerle gündemde başlıklar açtı, tanımlar girdi. çünkü farklı yaş, farklı eğitim, farklı kültürlerden insanlarız hepimiz .
benim söylemim diğer bir yazara ters gelebildi , başka bir yazarın söylemi isteği de bana ki bundan doğal birşey olamaz.
3-4 bin kişinin olduğu sözlükte, insanlar artık başlıklardan birbirini tanıyor duruma geldi ki, bu da katılımcı sayısının gerçekten az olduğunun bir göstergesi.
sözlük gündemine yön veren kişiler artık belli durumda. şu bir türlü alışamadığım skor listelerine bakıldığında, neredeyse aynı kisilerin olduğunu görmek zor değil.
doğrusunu söylemek gerekirse, ne etliye ne sütlüye muhabbetini güdüyorlarsa , burda ne işleri var demek geliyor ilk etapta içimden ama demiyorum bunu, çünkü kendi adıma bunu bir sorun olarak görmek istemiyorum.
klasik güncel türk halkının bir yansıması olarak görüyorum bu durumu ben ve bu düşüncedeki insanların, katılmamasının, katılmasından daha iyi olacağını düşünüyorum.
bireysel olarak benim en çok dikkatimi çeken durum, az sayıdaki katılımcının da, lütfen yanlış anlamasınlar, çok boş, fındık kabuğu doldurmayacak, gerçek yaşamdan oldukça uzak, lay lay lom bir havada birşeyler yapmya çalıştıklarını görüyorum.
ülkede işsizlik varmış, ekonomik sorunlar varmış, özgürlükler kısıtlanıyormuş, hukuk yerlerde
sürünüyormuş , vs.vs. hiiç bunlardan bi haber tarzda başlıklar, tanımlar...
önceki gün dü sanırım, akışın anlık fotosunu alıp, ' bunların hangisine ne yazalım ' diyerek başlık açtım, anında kaydoldu gitti .
yani aslında bu az sayıdaki katılımcı da herşeyin farkında, ne kadar boş işlerle uğraşıldığını görüyorlar ama tercihlerini yine o şekilde davranmaktan yana kullanıyorlar.
bazen gerçekten zaten az sayıdaki bu gündem belirleyen katılımcıların yaşlarını çok merak ediyorum .
çünkü, okulların kapalı olmasından
da mütevellit, evde oturan lise hatta ortaokul talebeleriyle aynı yerdeyiz, hatta onlar çoğunluktalar düşüncesine kapılıyorum.
bu kesinlikle birilerini yargılama sorgulama meselesi değil, lütfen yanlış anlamayın,
bu, kendimize, yaşımıza, düşüncelerimize daha fazla uyan bir yer arayışı meselesi .
yoksa, gençlerin çoğunlukta olduğu bir yerde, gelin sabah akşam ekonomi , siyaset vs konuşalım deme gibi bir lüksümüz zaten olamaz.
ama, ucundan azıcık da olsa, ' yaa evet, burada hayata benim penceremden bakanlar da var ' demek istiyor insan bazen.
bazı yazarlar şimdi gelip, ' ya senin istediğin gibi siyaset mi, konuşalım, bize ne devlet işlerinden, biz kafa dağıtıyoruz burada ..' diyecekler veya düşünecekler ama , ne söylemeye çalıştığımı anlayacak az da olsa yazarın burada bulunduğundan da eminim doğrusu.
bunu bir tercih, kültür, kuşak çatışması biçimine dönüştürmeden,
biraz daha dişe dokunur başlıklar açacak, tanımlar yapacak yazar kapasitesi var burada, bundan eminim ben, ama onlar da baktılar olmuyor, gerçek dünya kimsenin umurunda değil, gençler burada makara peşinde, bir çoğu yazmayı bıraktı. benim bildiklerim var ki, pes ettiler .
sözlük, şu anda sözlükten çok, liseli gençlerin muhabbet ortamı gibi, kafeler kapanınca kafa sözlük kafeye döndürülmüş durumda .
burayı biraz da yönetimin ilk başlardaki tutumu bu hale getirdi.
yok 800 tanıma kitap verecez dediler, yok adınızı süsleyip instagramda orda burda gösterip sizi meşhur edeceğiz dediler,
yok haftalık puan olacak, her hafta birinci seçip, boynuna çelenk takacağız dediler,
haa kötü mü ettiler, elbette kötü etmediler ama bizim toplumun bazı şeyleri anlaması için henüz zamana ihtiyacımız olduğu gerçeğini gözardı ettiler.
3 günde 1500 tanım giren yazarlar yarattılar. bunu başka yerde görmedim de duymadım da ben .
böyle olunca da, sözlüğe benim penceremden bakanlar için, burası çekilmesi güç bir yer haline geldi kısa sürede.
benim bu eleştirilerim yıkıcı değil, yapıcı eleştiriler, bu şekilde devam edemez, ederse de belli bir seviyenin üstüne çıkamaz diyorum bütün iyi niyetimle .
aralarda sürekli iyi niyetle gözlem ve düşüncelerimi paylaşıyorum dememe rağmen, yine de birilerinin gelip, tepkisel tavır göstereceğini biliyor , tüm yazarları biraz daha dikkatli, biraz daha kayda değer başlık ve tanımlar yapmaya davet ediyorum.
tüm yazarlara ve yönetime saygıyla.
edit: - yazımda defalarca yıkıcı değil, yapıcı düşüncelerle bunları yazıyorum, amacım kimseyi tektiplestirmek değil desem de, birileri yine karşı taarruza geçmekten geri kalmıyor nedense .
- ' ağbi ' kelimesinden rahatsız olan yazarlar olmuş, kendilerini tenzih ediyorum. tamamen iyiniyetle, gönülden gelen bir yaklaşım biçimiydi benim için.
- 600 tanımım varken gidiyorum deyip, üstüne 600 tanım daha yaptığımı araştırmışlar, bulmuşlar,
bazen kişide kalması gereken özel durumlar vardır, bu da onlardan biridir, evet gidiyordum, kalmama bana göre değerli olan bir gelişme vesile olmuştur.
- ismi önemli olmayan bir sözlükte daha önce bulunduğumu bulmuş bir yazar .
bunda sorun ne anlamadım.
buradaki bir çok kişi daha önce başka başka sözlüklerdeydiler zaten, suç mu bu ? hala farklı sözlüklerde yazmaya devam edenler bile var içimizde.
haa, o ekran görüntüsündeki amaç, söz konusu sözlüğün, gidenin arkasından terbiyesizce yapıştırdığı
' turkish airlines ' yazısına atıfta bulunmak ise, yanlış bir yerden girilmiş, çünkü o sözlükte kendi isteğiyle çıkıp gidenin arkasından herkesin profiline o ifade konuyordu zaten .
ayrıca söz konusu sözlükten de , yine burada görüp, bugün de paylaştığım kronik sorunlar yüzünden kendim ayrıldım.
- bu kadar uzun bir yazıda, bazı imla hatalarına dikkat çeken değerli yazarlar olmuş, affetsinler, hata hepimize mahsus bir durum.
- farklı fikirlerin çıkması son derece normal , ancak farklı fikirlerde amaç önemlidir sayın yazarlar .
ben amacımı defalarca açıkça söyledim, eksiğim, yanıldığım yerler olabilir, ama bu , sözlükte şu an sorunlar olduğu gerçeğini değiştirmez.
mesele, sorunları görmezden gelip, hasır altı etmek mi , yoksa elbirliğiyle tedbir almak mı olmalıdır?
devamını gör...
alfred hitchcock
ingiliz yönetmen. (1899-1980)
sinemayı seven herhangi birinin bu tombiş amcamdan hoşlanmaması beklenemez. sinemaya yepyeni bir soluk getirmiştir. gerilim filmleri ile tanınır.
en beğendiğim filmi için (bkz: rear window)
sinemayı seven herhangi birinin bu tombiş amcamdan hoşlanmaması beklenemez. sinemaya yepyeni bir soluk getirmiştir. gerilim filmleri ile tanınır.
en beğendiğim filmi için (bkz: rear window)
devamını gör...
kız yurdunda yaşanan tuhaf olaylar
kaybolan ceketimin aynısını ertesi gün yan odadaki kızda görüp"ulan çalmış olmasın" diye düşünmek ve hiç ses çıkarmamak. sonrasında oda arkadaşımın çalmış olması
devamını gör...
iş yerinde cinsel istismara maruz kalmak
ofansif mizah da bir yere kadar ama bazı şeylerin şakası olmaz.
bu ülkede her gün kadın cinayeti ya da kadın istismarı duyar olduk. duymadığımız günlerde eminim ülkenin bilmediğimiz bir köşesinde bir kadın şiddete ya da istismara uğruyordur. biz sadece sesini çıkartabilenlerin sesini duyuyoruz. toplum baskısı, aile baskısı, ekonomik özgürlük gibi nedenlerle sesini çıkartamayan ve sesini çıkartamadığı için sürekli olarak buna maruz kalan yüzlerce kadın var.
hal böyle olunca da bunları düzeltmeye uğraşmak yerine, bu şiddete maruz kalmış kişilerdeki psikolojik travmayı hiçe sayarak, bu gibi olayların üzerinden şaka yapmak doğru değil. bu durum kanunen suçtur. kanunen suç unsuru olan bir şeyin bu gibi platformlarda da mutlaka bir yaptırımı olmalıdır!
bu ülkede her gün kadın cinayeti ya da kadın istismarı duyar olduk. duymadığımız günlerde eminim ülkenin bilmediğimiz bir köşesinde bir kadın şiddete ya da istismara uğruyordur. biz sadece sesini çıkartabilenlerin sesini duyuyoruz. toplum baskısı, aile baskısı, ekonomik özgürlük gibi nedenlerle sesini çıkartamayan ve sesini çıkartamadığı için sürekli olarak buna maruz kalan yüzlerce kadın var.
hal böyle olunca da bunları düzeltmeye uğraşmak yerine, bu şiddete maruz kalmış kişilerdeki psikolojik travmayı hiçe sayarak, bu gibi olayların üzerinden şaka yapmak doğru değil. bu durum kanunen suçtur. kanunen suç unsuru olan bir şeyin bu gibi platformlarda da mutlaka bir yaptırımı olmalıdır!
devamını gör...
