renk hassasiyeti
lila ile pembeyi ayırt etmeyi öğrenerek, erkekler renk hassasiyeti kazanabilir mesela.(swh)
devamını gör...
tavukların kafası kesildiği halde ayakta durabilmesi
bu bilgiyi öğrenmek beni oldukça sarstı. tavuk bile kafasız 10 - 15 saniye ayakta durabiliyorken bazı insanların kafasız 60 yıl yaşayabilmesi ilginçmiş dediğim bilgi bu.
devamını gör...
altın gün
alicia keys'in halkalı şeker şarkıları ile yüzerken bir instagram story atması ile de bir dönem gündem konusu olmuş gruptur.
devamını gör...
depresyon belirtileri
kendinizi çekyattan atasınız geliyorsa bu bir depresyon belirtisidir.*
devamını gör...
2 yaşındaki tecavüz mağduru
başlarım insan haklarına da, yaşam özgürlüğüne de.. böyle hastalıklı, artık betimleyecek küfür bulamadığım insanların bu ilkeler yüzünden hakettiklerini bulmaması delirtiyor artık.
devamını gör...
etc.
et cetera, çoğunlukla etc. olarak kısaltılan (&c. ve &/c. arkaik kısaltmalarındandır) latince söz; "ve diğerleri" anlamındadır
devamını gör...
kasiyer kıza burası kasiyer whatsapp var mı demek
bugün çok güzel kasiyer bir kızı böyle tavladım denendi.
devamını gör...
mikrosefali
kafatasının normalden küçük olması durumudur. hamilelik döneminin son iki ayındaki bebeğin beyin gelişimini tamamlayamaması sonucu meydana gelmektedir. anne karnında geçirdiği bir hastalık, yeterli oksijen alamaması, kafatasının vaktinden önce kapanması gibi sebeplerden oluşur. olguların çoğunda zeka geriliği de görülür. ne yazık ki tedavisi yoktur. ancak erken teşhis ile bebeğin hayat kalitesi artırılabilir.
devamını gör...
orhan veli dizeleri
ah aydınlıklardan uzaktayım
kafamda dağılmayan sükûn.
ölmedim lâkin, yaşamaktayım
dinle bak vurmada nabzı ruhun.
t: güneş şiirinden bir dize.
devamını gör...
büyülü dağ
eserlerinde sıklıkla burjuvazinin yozlaşması hakkında gülünç bir acımasızlık ile eleştiri sunmuş olan thomas mann'in yine benzer bir çizgide hareket etmesinin ürünü olan ve bildungsroman ve/veya oluşum romanı geleneğinin uzantısı olan eser. dilimize büyülü dağ olarak çevrilmiştir. eserde ön plana çıkan zaman kavramı pek çok şekilde yorumlanabilir ama kitaptaki zaman akışı okuyucunun zaman algısı ile oynamaktan ziyade içeriğin bir uzantısı olarak karşımıza çıkıyor. kendini zamansızlığın içinde bulan castorp ve onun zaman algısını okuyucunun net bir şekilde kavrayabilmesi ve eserin içine girebilmesi için mann yazarken oldukça güzel bir nokta yakalamış durumda. mann eserin ilk bölümünde kısa bir zaman dilimini uzun bir süre detaylıca anlatırken hikaye ilerledikçe oldukça uzun zaman dilimleri bir kaç sayfa ve cümle ile ifade edilecek kadar hızlı bir biçimde akıp gidiyor ki bu aslında castorp'un zaman algısındaki değişimi ifade edebilmek için özellikle yapılmış durumda. ana karakter hans castorp'un bu yolculuğu sürecinde mann'in savunucu olduğu doğu-batı sentezi hakkında da zaman zaman ufak dokunuşlar mevcut. berghof sanatoryumu bir açıdan küçük avrupa olarak değerlendirilebilir esasında ki thomas mann bunu okuyucunun gözünün içine sokmaktan da pek çekinmemiştir. ve bu avrupa prototipinin içerisinde mann'in diğer eserlerinde de sıklıkla görüldüğü gibi yarattığı karakterlerin üzerinden yine kökten çürümüşlüğe ve sefa içinde kendini hepten bırakmış olan esas canavar 'burjuvaziye' eleştirel bir yaklaşım sergilenir. savaşın ayak sesleri duyulurken, korkunç bir kızıllıkta insanın burnunu yakan kan kokusunun, parçalanmış insan uzuvlarının ve korkunun havaya sis gibi çöktüğü katran karası akşamların içerisinde sevgi gerçekten galip gelebilir mi ve kendini hissettirebilir mi bilinmez ama türünün öncüsü olan bu eser mann'in ustaca ortaya koyduğu tasvirleri ile gerçek bir şaheser niteliğindedir. romanın içerisine gizlenmiş olan düşüncelerin savunulmaya değer olup olmadığı kesinlikle sorgulamaya açık ve kişisel bir mesele ama bu eserin edebi açıdan başarısını gölgelememeli. ki eser hakkında tüm bunların yanı sıra ' tüyleri diken diken eden bir hoşgörü' tanımı vardır ki bunca yıldan sonra bile aklımda.
"die analyse ist gut als werkzeug der aufklärung und der zivilisation, gut, insofern sie dumme überzeugungen erschüttert, natürliche vorurteile auflöst und die autorität unterwühlt, gut, mit anderen worten, indem sie befreit, verfeinert, vermenschlicht und knechte reif macht für die freiheit. sie ist schlecht, sehr schlecht, insofern sie die tat verhindert, das leben an den wurzeln schädigt, unfähig, es zu gestalten." ( analiz aydınlanmanın ve uygarlığın bir aracıysa iyidir: aptal kanıları sarstığı, doğal önyargıları çözümlediği ve otoritenin kuyusunu kazdığı sürece. yani, kurtardığı, yonttuğu ve insanlaştırdığı sürece iyidir; köleleri özgürlük için olgunlaştırır. eyleme engel olduğu, yaşamı kökünden zedelediği ve onu biçimlendiremediği sürece de kötüdür, çok kötüdür.) p. 353
"reizend von dir", sagte hans castorp. "was für ein nettes zimmer!" hier läßt sich gut und gern ein paar wochen hausen." "vorgestern ist hier eine amerikanerin gestorben", sagte joachim. ( "ne kadar düşüncelisin," dedi hans castorp. " ne güzel bir oda. burada bir iki hafta kalmak hoşuma gidecek." "burada geçen gün amerikalı bir kadın öldü," dedi durağan bir sesle joachim.) p.23
"die analyse ist gut als werkzeug der aufklärung und der zivilisation, gut, insofern sie dumme überzeugungen erschüttert, natürliche vorurteile auflöst und die autorität unterwühlt, gut, mit anderen worten, indem sie befreit, verfeinert, vermenschlicht und knechte reif macht für die freiheit. sie ist schlecht, sehr schlecht, insofern sie die tat verhindert, das leben an den wurzeln schädigt, unfähig, es zu gestalten." ( analiz aydınlanmanın ve uygarlığın bir aracıysa iyidir: aptal kanıları sarstığı, doğal önyargıları çözümlediği ve otoritenin kuyusunu kazdığı sürece. yani, kurtardığı, yonttuğu ve insanlaştırdığı sürece iyidir; köleleri özgürlük için olgunlaştırır. eyleme engel olduğu, yaşamı kökünden zedelediği ve onu biçimlendiremediği sürece de kötüdür, çok kötüdür.) p. 353
"reizend von dir", sagte hans castorp. "was für ein nettes zimmer!" hier läßt sich gut und gern ein paar wochen hausen." "vorgestern ist hier eine amerikanerin gestorben", sagte joachim. ( "ne kadar düşüncelisin," dedi hans castorp. " ne güzel bir oda. burada bir iki hafta kalmak hoşuma gidecek." "burada geçen gün amerikalı bir kadın öldü," dedi durağan bir sesle joachim.) p.23
devamını gör...
candan erçetin
bir ara beyazıt öztürk ile atışırlardı her hafta cuma onlari beklerdim ne güzel zamanlardı
devamını gör...
aşı
az önce alman patent li aşımı oldum da geldim.
sabah saat 10 a randevu almıştım, ama bu randevu ile bitmiyor.
ilk önce kimliğimizi ibraz edip form dolduruyor uz , sonra 6 şarlı guruplar oluşturulan sistemden telefonumuza kısa mesaj geliyor, tabiki yaklaşık 30-45 dakika kadar bir bekleme süresi oluyor( kavga gürültü olmaz ise bu süre) ben paratoner olduğum için , bir gazi ile görevliler arasında kavga çıktı ve yarım saat sürdü bayağı yumruklar konuştu, polis vardı ,güvenlik vardı , yetmedi çevik kuvvet bir ekip geldi iki vatandaşı aldı, ama maalesef görevliler susmuyor herkese gider yapmaya başladılar.
neyse aradan bir 45 dakika geçti sms geldi , ismim okundu gittim kapıda bekliyorum , arkamda beş kişi daha var, tekrar kayıt sırasında, bir kavga daha yahu diyorum şu aşımı yüzümün akıyla olup gideyim artık, orda da bir on dakika kaybettim .
en sonunda aşımı oldum , işyerine geldim, ama aşı anında fark ettirdi almanca konuşmaya, alman gibi düşünmeye, alman gibi disiplinli çalışmaya başladım.
farkındayım !! bir alman gibi olmaya başladığım andan itibaren türkiye cumhuriyeti ni kıskanıyorum..
sabah saat 10 a randevu almıştım, ama bu randevu ile bitmiyor.
ilk önce kimliğimizi ibraz edip form dolduruyor uz , sonra 6 şarlı guruplar oluşturulan sistemden telefonumuza kısa mesaj geliyor, tabiki yaklaşık 30-45 dakika kadar bir bekleme süresi oluyor( kavga gürültü olmaz ise bu süre) ben paratoner olduğum için , bir gazi ile görevliler arasında kavga çıktı ve yarım saat sürdü bayağı yumruklar konuştu, polis vardı ,güvenlik vardı , yetmedi çevik kuvvet bir ekip geldi iki vatandaşı aldı, ama maalesef görevliler susmuyor herkese gider yapmaya başladılar.
neyse aradan bir 45 dakika geçti sms geldi , ismim okundu gittim kapıda bekliyorum , arkamda beş kişi daha var, tekrar kayıt sırasında, bir kavga daha yahu diyorum şu aşımı yüzümün akıyla olup gideyim artık, orda da bir on dakika kaybettim .
en sonunda aşımı oldum , işyerine geldim, ama aşı anında fark ettirdi almanca konuşmaya, alman gibi düşünmeye, alman gibi disiplinli çalışmaya başladım.
farkındayım !! bir alman gibi olmaya başladığım andan itibaren türkiye cumhuriyeti ni kıskanıyorum..
devamını gör...
sma hastalarına yardım kampanyaları
bir hayalim var, çocuk olmak düsturuyla çıktıkları yolda kürşad ömer, annesinin deyimiyle, melek olmuştur...ailenin paylaşımı.
bi şeyler yapmalı, ama ne?
bi şeyler söylenmeli, ama ne?
öyle rezil bi hale geldik ki çocukları dahi koruyamıyoruz. toplanan miktar çok fazla, bir çocuk için o kadar para heba edilemez, diyenlere soruyorum; şu güzel çocukların halini görüp de hala konuşabiliyor olmak için ne yaşadın?
bi şeyler yapmalı, ama ne?
bi şeyler söylenmeli, ama ne?
öyle rezil bi hale geldik ki çocukları dahi koruyamıyoruz. toplanan miktar çok fazla, bir çocuk için o kadar para heba edilemez, diyenlere soruyorum; şu güzel çocukların halini görüp de hala konuşabiliyor olmak için ne yaşadın?
devamını gör...
yaban
dikkatlice okunması gereken, çok sağlam sosyolojik gözlemler içeren, kıymetli bir yakup kadri karaosmanoğlu eseri.
tanımadığı insanların canı ve namusu için gazi olmuş bir subayın,
yine o insanlar tarafından ucube muamelesi görmesini anlatır.
insanlar ne nankör, ne cahil, ne kötü niyetlidir.
vatanı için çolak kalmış bir askeri bile ötekileştirecek kadar dar görüşlüdür.
o "candan anadolu insanı" güzellemeleri ne boştur.
tanımadığı insanların canı ve namusu için gazi olmuş bir subayın,
yine o insanlar tarafından ucube muamelesi görmesini anlatır.
insanlar ne nankör, ne cahil, ne kötü niyetlidir.
vatanı için çolak kalmış bir askeri bile ötekileştirecek kadar dar görüşlüdür.
o "candan anadolu insanı" güzellemeleri ne boştur.
devamını gör...
sevgiyi bir cümleyle tanımla
tamamlanmış hissetmek.
devamını gör...
olası bir savaşta muhalefete güvenilme meselesi
ıstiklal harbinde güvenilmeyen tarafın kimler olduğuna kimlerin hangi devletlerle "mandacılık" anlaşmaları yaptığını kendileri bilmiyorsa belki abilerinden akıl hocalarından öğrenebilir.
devamını gör...



