en son alınan iltifat
yaklaşık 3,4 saat önce arkadaşımla buluşmustuk ve bana " eğer bu kadar güzel olacağını bilseydim süslenir gelirdim" demişti. işte feraset,işte cesaret, iste mertlik, işte adam gibi adamlık dostlar.
devamını gör...
bir kadına okunabilecek en güzel şiir
kenetlenmişsin kalbime
ilmek ilmek...
işlenmiş gibisin
hasretinle,
yüreğime....
nereye böyle?
bileyim söyle...
-bilinmeyen bir şiirsavarın veresiye defterinden...
ilmek ilmek...
işlenmiş gibisin
hasretinle,
yüreğime....
nereye böyle?
bileyim söyle...
-bilinmeyen bir şiirsavarın veresiye defterinden...
devamını gör...
en sevilen yunan tanrısı
yunan tanrısı bildiğin, on iki olimposlu
hepsi pek yetenekli, hepsi de boylu poslu
saymakla biter mi hiç antik çağda tanrılar
athena'ya inanmayan, görür korkunç sanrılar
yine de saymak lazım, önemlidir bu konu
ne ışık ne sanat kalır, unutma apollon'u
hem ana hem kraliçe, kadının adı hera
kıskançlığı destandır, intikamı harika
çapkınlıkta yarışır wolfgang amadeus'la
antik çağda var mıdır aşık atan zeus'la
beyaz tenli olmak yakışır mı fedon'a?
denizle işin varsa danışasın poseidon'a
istesen de bozulmaz antik heykelin façası
artemis'tir avcılığın, ay ışığının tanrıçası
antik çağa bakınca gani ganidir miti
güzellikle aşk için anarız afrodit'i
hep dehşet saçtı ares, savaşla oyun oynadı
truva'yı da karıştırınca, tunç bir küpü boyladı
bulutsuz havada ötelerden görünür toros
savunma sanayiinin piridir hephaistos
nice mangas dile gelip bir amâne söylese
mümkün olmaz rastlamak yeryüzünde hades'e
her yerde kulağı var, el çabukluğudur marifeti
kurnazlıkta birincidir, aldatan olmaz hermes'i
şenliği, şarabı, şarkısı varken gerisi fostur
en sevdiğim yunan tanrısı dionysos'tur. *
hepsi pek yetenekli, hepsi de boylu poslu
saymakla biter mi hiç antik çağda tanrılar
athena'ya inanmayan, görür korkunç sanrılar
yine de saymak lazım, önemlidir bu konu
ne ışık ne sanat kalır, unutma apollon'u
hem ana hem kraliçe, kadının adı hera
kıskançlığı destandır, intikamı harika
çapkınlıkta yarışır wolfgang amadeus'la
antik çağda var mıdır aşık atan zeus'la
beyaz tenli olmak yakışır mı fedon'a?
denizle işin varsa danışasın poseidon'a
istesen de bozulmaz antik heykelin façası
artemis'tir avcılığın, ay ışığının tanrıçası
antik çağa bakınca gani ganidir miti
güzellikle aşk için anarız afrodit'i
hep dehşet saçtı ares, savaşla oyun oynadı
truva'yı da karıştırınca, tunç bir küpü boyladı
bulutsuz havada ötelerden görünür toros
savunma sanayiinin piridir hephaistos
nice mangas dile gelip bir amâne söylese
mümkün olmaz rastlamak yeryüzünde hades'e
her yerde kulağı var, el çabukluğudur marifeti
kurnazlıkta birincidir, aldatan olmaz hermes'i
şenliği, şarabı, şarkısı varken gerisi fostur
en sevdiğim yunan tanrısı dionysos'tur. *
devamını gör...
düşünüyorum o halde varım
devamını gör...
kitap okumayan insan
kendileri ile başbaşa kalamayan insanlardır okumayanlar ve farkında değillerdir ruhlarında ki hoyratlığın, sadece kitaplar ruhunu kibarlaştırır insanların.
tecrübe etmediğiniz birşeyin eksikliğini hissetmezsiniz, hiç düşündünüz mü?
bu kadar insan neden kitapları diğer bir çok şeyden daha çok seviyor ve önemsiyor, kitap okumak bir insanın kendine yapacağı en büyük yatırımdır.
benim etrafımda da çok var, hatta övünerek hayatımda hiç kitap okumadım eksikliğini de hissetmiyorum yada vaktim yok diyen bir sürü insan.
kitap sadece biseyler öğrenmek için okunmaz bu insanlara bakınca onu görebiliyorum. bazen bu insanlardan kaçmak için bile kitapların dünyasına kendini bırakır insanlar.
okumayan arkadaşlar bir çok şeyi bilebilirsiniz izleyerek yada dinleyerek de öğrenilebilir.
nerde ne şekilde ne kadar kalabaliklar da yaşarsanız yaşayın ve etrafınizda aileniz, arkadaşlarınız, dostlarınız ne kadar çok olursa olsun, her insan aslında yalnızdır. sadece ruhu özgür insanlar kitap okurlar. çünkü öyle bir dertleri vardır. digerleri farkında olmasalar da bir yerlere,birilerine hep bağımlıdır.
bu insanlar dışardan bakınca özgür, bağımsız çok biliyor gibi gibi görünüyor olabilirler ama biraz vakit geçirince anlarsınız öyle olmadıklarını.kitap okuyan insanlar mütevazı olurlar kaç yaşında olurlar ise olsunlar hiç birşeyi çok bilmezler.
hayat motto'ları sürekli yeni bişey merak etmek ve onunla ilgili bir kitap okumaktır.
tecrübe etmediğiniz birşeyin eksikliğini hissetmezsiniz, hiç düşündünüz mü?
bu kadar insan neden kitapları diğer bir çok şeyden daha çok seviyor ve önemsiyor, kitap okumak bir insanın kendine yapacağı en büyük yatırımdır.
benim etrafımda da çok var, hatta övünerek hayatımda hiç kitap okumadım eksikliğini de hissetmiyorum yada vaktim yok diyen bir sürü insan.
kitap sadece biseyler öğrenmek için okunmaz bu insanlara bakınca onu görebiliyorum. bazen bu insanlardan kaçmak için bile kitapların dünyasına kendini bırakır insanlar.
okumayan arkadaşlar bir çok şeyi bilebilirsiniz izleyerek yada dinleyerek de öğrenilebilir.
nerde ne şekilde ne kadar kalabaliklar da yaşarsanız yaşayın ve etrafınizda aileniz, arkadaşlarınız, dostlarınız ne kadar çok olursa olsun, her insan aslında yalnızdır. sadece ruhu özgür insanlar kitap okurlar. çünkü öyle bir dertleri vardır. digerleri farkında olmasalar da bir yerlere,birilerine hep bağımlıdır.
bu insanlar dışardan bakınca özgür, bağımsız çok biliyor gibi gibi görünüyor olabilirler ama biraz vakit geçirince anlarsınız öyle olmadıklarını.kitap okuyan insanlar mütevazı olurlar kaç yaşında olurlar ise olsunlar hiç birşeyi çok bilmezler.
hayat motto'ları sürekli yeni bişey merak etmek ve onunla ilgili bir kitap okumaktır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
merhaba karalama defteri,
biraz saçmalamaya geldim. anonim olmanın verdiği rahatlıkla saçmalama özgürlüğüm var diye düşünüyorum. zaten buraya geliş amacım da bu. içimi dökmek.
eskiden çok düzenli bir hayatım vardı. 12 oldu mu yatar 06.50 de uyanırdım. rahatça uyuyabilmek için haftasonunu beklerdim. şimdiyse savrulan bir yaprak gibi istediğim saatte uyuyup istediğim saatte kalkabiliyorum. kulağa hoş geldiğinin farkındayım ama değil. hele ki 2 yıldır bu şekildeyse. artık bir amacım olsun istiyorum. bir şeylere tutunmak. tamamen amaçsız değilim şuan. ama yetmiyor işte.
şu pandemi de bitsin artık allah aşkına! koronası bitmeden mutasyonlusu çıktı başımıza bir de. hayat normale dönebilir misin, bir şey deneyeceğim de?
biraz saçmalamaya geldim. anonim olmanın verdiği rahatlıkla saçmalama özgürlüğüm var diye düşünüyorum. zaten buraya geliş amacım da bu. içimi dökmek.
eskiden çok düzenli bir hayatım vardı. 12 oldu mu yatar 06.50 de uyanırdım. rahatça uyuyabilmek için haftasonunu beklerdim. şimdiyse savrulan bir yaprak gibi istediğim saatte uyuyup istediğim saatte kalkabiliyorum. kulağa hoş geldiğinin farkındayım ama değil. hele ki 2 yıldır bu şekildeyse. artık bir amacım olsun istiyorum. bir şeylere tutunmak. tamamen amaçsız değilim şuan. ama yetmiyor işte.
şu pandemi de bitsin artık allah aşkına! koronası bitmeden mutasyonlusu çıktı başımıza bir de. hayat normale dönebilir misin, bir şey deneyeceğim de?
devamını gör...
lahmacun yerken yanında ayran içen kız
bulunduğu her ortamda var olabilen kızdır. ikram edilen şeyi hangi ortamdaysa, o ortama göre usulünce yiyebilir.
yer sofrası görünce oklava yutmuş gibi eğreti durmaz. özel bir yemekte masaya racon keser gibi dirseğini dayamaz. bu şekilde varoşluk oluyorsa dibine kadar varoş olmakla da gurur duyar.
çünkü o kız; yersiz kasıntılığı saçma bulur.
yer sofrası görünce oklava yutmuş gibi eğreti durmaz. özel bir yemekte masaya racon keser gibi dirseğini dayamaz. bu şekilde varoşluk oluyorsa dibine kadar varoş olmakla da gurur duyar.
çünkü o kız; yersiz kasıntılığı saçma bulur.
devamını gör...
gravöl
vikinglerden kalan bir cenaze ritüelidir. ölen kişinin arkasından mezar birası yani gravöl içilir ve eğlenilir.
devamını gör...
sözlük yazarlarının favori normal sözlük yazarları
devamını gör...
kut
ilahi kaynaktan gelen rahmet ve bereket anlamına gelen kut tanrı tarafından türk hükümdarına verilen ülkeyi yönetme yetkisine denirdi. tanrı tarafından verilen bu kut bütün hükümdar sülalesini kapsardı. hükümdar olan kişi karizmatik olmalıydı. hakanlar insanüstü bir varlık olarak görülmezlerdi ve bütün halk onun bir tanrı değil insan olduğunun farkında olurlardı. hükümdar devleti adil bir şekilde yönetmeli, halkın ekonomik refahını ve asayişi sağlamalıdır. bunları yapamayan bir hakan olursa kutun ondan tanrı tarafından alındığı düşünülerek tahttan indirilirdi. orta asya türk devletlerinde devlet iki parçaya bölünerek yönetilirdi. güneşin doğduğu yer olan doğu hükümdarın oturduğu devletin merkezi olurdu, batıyı ise yabgu adında yine hükümdar sülalesinden birine verilirdi. hakan devleti oğulları arasında paylaştırırdı. bunun en çarpıcı örneği ise islam dinine mensup türkiye selçuklu devletinin sultanı ikinci kılıçarslan’ın daha hayattayken devleti 11 oğlu arasında paylaştırmasıdır. ayrıca türk cihan hakimiyeti ülküsü de islamiyet öncesi türk devletleri tarafından sağlanmaya çalışılıyordu. oğuz kağan destanında oğuz kağan’ın oğullarına verdiği gün, ay, yıldız, gök, dağ, deniz gibi isimler türk cihan hâkimiyetini göstermesi açısından önemlidir. bu anlayış islamiyet’ten sonra da gaza ve cihat ile harmanlanarak devam etmiştir.
devamını gör...
keremyildiz
evet yazmasından anlamalıydım, oytunkaran in kafa sözlük.
devamını gör...
damada tuzlu kahve yapan gelin
bunun kezbanlıkla bir alakası yok gençler, gelenek gibi bir şey. hoş bir anı olsun diye yapıyorlar.
ben iki kere içtim o tuzlu kahveden. ilkinde bir şey anlamadım bir daha kız istedim. gayet elit insanlardı ayrıca.
tuzlu kahvenin hikayesi eski zamanlara dayanıyor. eskiden insanlar evleneceği kişiyi ilk kez kız isteme merasiminde görürlermiş. gelin hanım hemen kahve yapmaya gidermiş. eğer damat adayını beğendiyse şeker koyarmış kahvesine, beğenmediyse tuz.
kahvesinde tuz varsa damat tarafı hemen kalkar merasimi sonlandırırmış.
demekki tuzlu kahve ile kezbanlığın bir alakası yokmuş, anlamlı bir eylemmiş.
şu zamane gençlerinde her duyduğu bilgiye, araştırmadan, atlama özelliği olmasa ülke refaha kavuşur.
ben iki kere içtim o tuzlu kahveden. ilkinde bir şey anlamadım bir daha kız istedim. gayet elit insanlardı ayrıca.
tuzlu kahvenin hikayesi eski zamanlara dayanıyor. eskiden insanlar evleneceği kişiyi ilk kez kız isteme merasiminde görürlermiş. gelin hanım hemen kahve yapmaya gidermiş. eğer damat adayını beğendiyse şeker koyarmış kahvesine, beğenmediyse tuz.
kahvesinde tuz varsa damat tarafı hemen kalkar merasimi sonlandırırmış.
demekki tuzlu kahve ile kezbanlığın bir alakası yokmuş, anlamlı bir eylemmiş.
şu zamane gençlerinde her duyduğu bilgiye, araştırmadan, atlama özelliği olmasa ülke refaha kavuşur.
devamını gör...
üstteki soruyu cevaplayıp bir soru sor
bohemian rhapsody
sonsuza kadar doğruyu söylemek mi yoksa sürekli yalan söylemek mi ?
sonsuza kadar doğruyu söylemek mi yoksa sürekli yalan söylemek mi ?
devamını gör...
nitrogliserin
nitrik asit içine gliserin konularak elde edilen, uçuk sarı renkte, yağ kıvamında, güçlü patlayıcı özelliği olan madde.
bu madde 1846 yılında ascanio sobrero tarafından elde edildi.
bu maddenin patlayıcı özelliği alfred nobel'den 20 yıl önce sobrero tarafından aydınlatıldı. fakat emniyetli bir patlayıcı olan dinamiti nobel yaptı. nitrogliserin, çok saf gliserinle, % 40 nitrat asidi, % 59,5 sülfat asidi ve % 0,5 su ihtiva eden asit karışımının reaksiyonundan elde edilir. sıcaklık 25°c'nin altında tutulur. meydana gelen nitrogliserin yüzeyde toplanır.
patlayıcı olmayan bazı maddelere emdirilerek, dinamit olarak kullanılır. nitroselüloz ile birlikte patlayıcı madde olarak kullanılır. çok düşük dozda (0,0006 g), anjinde rahatlık vermek için, ilaç olarak verilir. az miktardaki buharı, şiddetli ve inatcı baş ağrısına sebep olur.
kaynak
bu madde 1846 yılında ascanio sobrero tarafından elde edildi.
bu maddenin patlayıcı özelliği alfred nobel'den 20 yıl önce sobrero tarafından aydınlatıldı. fakat emniyetli bir patlayıcı olan dinamiti nobel yaptı. nitrogliserin, çok saf gliserinle, % 40 nitrat asidi, % 59,5 sülfat asidi ve % 0,5 su ihtiva eden asit karışımının reaksiyonundan elde edilir. sıcaklık 25°c'nin altında tutulur. meydana gelen nitrogliserin yüzeyde toplanır.
patlayıcı olmayan bazı maddelere emdirilerek, dinamit olarak kullanılır. nitroselüloz ile birlikte patlayıcı madde olarak kullanılır. çok düşük dozda (0,0006 g), anjinde rahatlık vermek için, ilaç olarak verilir. az miktardaki buharı, şiddetli ve inatcı baş ağrısına sebep olur.

devamını gör...
sevgilisi olmayan bireylerin yaptıkları
sevgili bulmaya çalışıyoruz. şaka şaka. kitap falan okuyorum, bir şeyler karalıyorumara sıra, müzik aletlerini öğrenmeye çalışıyorum. film izliyorum falan yapıyorum bir şeyler. mutlu olmak için illa da yanımızda biri olmasına gerek yok bunu unutmayın. öpüldünüzz
devamını gör...
sevgiliyle aynı boyda olma rezaleti
benim boyum 1.58. eskiden ben de takılırdım boy muhabbetine. "1.70 den uzunu eltimdir" falan derdim. eşimin 1.85 olduğunu düşününce de fazla büyük konuşmamak lazım diyorum. nasipten öte köy yok.
devamını gör...
akrabalarla ilişkiyi kesmek
akraba değil hepsi akrep..
devamını gör...
çavdar tarlasında çocuklar
jerome david salinger'dan okuduğum ilk kitaptı. oldukça akıcı, kolayca okunacak türden. sanki amerikan filmini kitaba yansıtmışlar gibi hissettirdi bana. kitapta sık sık argo sözcüklere yer verilmiş ama benim için rahatsız edici değildi. genel olarak olay örgüsü tek bir karakter üzerinde olsa da çeşitli yan karakterler sayesinde sıkmadan okunuyor.
kitabın baş karakteri olan holden caulfield'ın okuldan atılması ve başına gelen türlü maceraları anlatıyor.
16 yaşındaki holden hayatın bazı gerçeklerini görmüş ve bunları sindirmeye çalışan bir karakter. o yaştaki herkes gibi kafası sorularla dolu. holden'ın içsel sorgulamalarını okuyorsunuz. hayatı anlamlandırmaya çalışan ve gerçek bir şeyler arayan birinin iç sesiyle konuşmasını okur gibi hissettiriyor.
okuyan birçok kişiye göre holden agresif, hiçbir şeyi beğenmeyen, zengin bir ailenin şımarık çocuğu gibi görülebilir.
bence holden; insanları çok iyi bir şekilde gözlemleyen ve bu sayede insanların sahtekârlığını da kolayca anlayabilen biri.
mesela insanların arabaları taparcasına sevmesine, güzel mesleği olan birini görünce övmelerine, sigara içerek havalı gözükmeye çalışanlara karşı çok sinirli bir karakter. diğer yandan, çocuklara ve kardeşine karşı çok kibar düşünceli. kardeşine plak alıp mutlu olması ancak daha sonra kırılınca üzülmesi, karşılaştığı rahibelere yardım için para vermek için ısrar etmesi holden'ın ne kadar duygusal bir karakter olduğunu gösteriyor. holden, bana biraz şeker portakalı, biraz küçük prens'i anımsattı.
kitabın daha farklı bir sonla biteceğini düşünmüştüm. sonunda holden'a neler oldu bilmiyorsunuz. sonunu çok beğenmesem de severek okuduğum bir kitap oldu.
kitabın baş karakteri olan holden caulfield'ın okuldan atılması ve başına gelen türlü maceraları anlatıyor.
16 yaşındaki holden hayatın bazı gerçeklerini görmüş ve bunları sindirmeye çalışan bir karakter. o yaştaki herkes gibi kafası sorularla dolu. holden'ın içsel sorgulamalarını okuyorsunuz. hayatı anlamlandırmaya çalışan ve gerçek bir şeyler arayan birinin iç sesiyle konuşmasını okur gibi hissettiriyor.
okuyan birçok kişiye göre holden agresif, hiçbir şeyi beğenmeyen, zengin bir ailenin şımarık çocuğu gibi görülebilir.
bence holden; insanları çok iyi bir şekilde gözlemleyen ve bu sayede insanların sahtekârlığını da kolayca anlayabilen biri.
mesela insanların arabaları taparcasına sevmesine, güzel mesleği olan birini görünce övmelerine, sigara içerek havalı gözükmeye çalışanlara karşı çok sinirli bir karakter. diğer yandan, çocuklara ve kardeşine karşı çok kibar düşünceli. kardeşine plak alıp mutlu olması ancak daha sonra kırılınca üzülmesi, karşılaştığı rahibelere yardım için para vermek için ısrar etmesi holden'ın ne kadar duygusal bir karakter olduğunu gösteriyor. holden, bana biraz şeker portakalı, biraz küçük prens'i anımsattı.
kitabın daha farklı bir sonla biteceğini düşünmüştüm. sonunda holden'a neler oldu bilmiyorsunuz. sonunu çok beğenmesem de severek okuduğum bir kitap oldu.
devamını gör...
yapılmış en aptalca dalgınlık
yoğurdu ocağın üstüne koyup (kapta yoğurt olduğunu bilmeme rağmen) pişirmek ve beş dakika geçtikten sonra fark etmiştim bu durumu.
devamını gör...
random gülmek
en sevdiğim şeydir. aşırı zevkli bir kere ve bazı duyguları örtmek için de kullanılır.
devamını gör...