arkadaşlar saçmalamayın ben benim, benjamin benjamin. yani benjamindir herhalde :d ama benim ben olduğumdan eminim.
devamını gör...

hala girip bakan var mı demekten kendimi alamadığım iktidarsız platform.
devamını gör...

kartezyen düşüncenin özne/nesne dualizmini aşma çabası felsefenin adeta bi kanseri haline gelmişti. holistik bi anlayış sevdasıyla nice yiğitler bu yolda can vermiş, niceleri de ajdar'ın müziğinde dans eden müslüm gibi ciğerci kedisi misali konuya uzak kalmışlardı. işte böyle bir zamanda ortaya leibniz çıkıp özne/nesneyi, bilim/dini ve kültür/doğayı birleştirecek bir kelepçe bulduğunu iddia edecek, lakin kant gelecek 'hoop hemşerim nereye' diyecek ve özellikle leibnizci zaman/mekan anlayışının üzerine kurulu olan monadı tarihin tozlu, leş gibi sayfalarına gönderecek.

leibniz kartezyen düşüncenin aksine nesneye gerçeklik atfetmez. hatta töz de değildir*. (daha sonra kant leibniz'e seri töz getirecek)
maddenin gerçekliği ile ilgili descartesci metafizik konuyu yeterince temellendiremez ve doyurucu açıklama vermez. leibniz'e göre maddenin ana özelliği öyle yer kaplama falan değil, korunum vardır. yani ne demek bu, kartezyen anlayışa göre kuvvet hareketin niceliğidir. madde uzamsaldır ve dolayısıyla tüm gerçekliğin ölçümü yapılabilir. kuvveti hareketi ve hareketin niceliğine indirgenebilmesi mümkündür. tanrı tarafından da korunan hareketin toplamıdır madde dediğimiz şey ve biz bu sayede bilim yaparız.(m.v =p) klasik mekaniğin atası descartes..

ancak leibniz, madde hareketin niceliğine indirgenemez, maddenin esasında nitelik olarak kuvvet vardır, der. yani korunan m.v'nin karesidir. yani uzun lafın kısası skolastik düşünceyle descartesci fiziği uzlaştırma çabası gibidir biraz bu hareket. kant'ın da ömrünün yirmi iki senesini verdiği ve boşa kürek çektiğini farkettiği fizik ve metafiziği kapsayıcı bir felsefi sistem oluşturma çabası, leibniz için de asli motivasyon kaynağıdır. o sebeple leibniz olmadan kant eksik anlaşılır.

aslında burada leibniz'in töz anlayışı da çokomelsiz çok önemli, özellikle spinoza'dan ayrıldığı noktalar önemli ancak başlık töz başlığı değil yapacak bi şey yok.

sahi monad neydi.. monad şerefti, haysiyetti.. monad ramazan pidesiydi.. bayram çikolatasıydı.. ama asıl olarak bölünemezlerin toplamından ibaret olan bileşiklere giren bölünemez cevherdir. atomla falan karışmasın, monadlar atom değildir, elektron değildir, kuark, nötrino, foton hiç değildir. gerçi fiziksel atom diye bi şeyden ne kadar bahsedebiliriz o da ayrı konu. neyse monadların önünde tartışmayalım. monadlar sadece bir takım nitelikler itibariyla farklılıklar arz edebilir ve bu farklılıklar sayesinde maddedeki değişim gerçekleşir. onun haricinde bildiğimiz cevherdir monadlar. ayrıca leibnizci mantıkta da her doğru önermenin nesnesidir.
devamını gör...

gelip geçenler diyecek merhaba!
merhaba! ey güzel çiçek.

1 mayıs işçi bayramı kutlu olsun.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

her yol sevişmeye mi çıkar??
gizliden olacağına makul zaman da söylerse..
karşıdaki de ona göre şekillenir..
bir de neden hep erkek kişisi düşünecek gibi yazılmış..
ne kadınlar var.. size denk gelmemiş..
devamını gör...

biri de bucadan gelen acı haber. sonra belediye başkanınız çıkar piyasaya. instagramdan üzünçlü paylaşımda bulunur. halbuki aynı başkan 3 gün önce çevik 1 meydanda belediye adına düzenlenen, kuryenin taksiciye sosyal mesafeli sopayla iftar kumanyası verme temalı reklamı için en işlek caddenin trafiğini kilitleyeceği paraları destek amaçlı kullansaydı belki böyle bir sonuç olmayacaktı.
devamını gör...

yunanlı galip gelseydi ne hilafet ne saltanat yıkılacaktı, ne medreseler kaldırılacaktı. yani, yunan yönetiminde çok güzel yaşayacağını sanmış bunu söyleyen.
yani bir halk, esaret içinde yaşayacak. kadınların, çocukların yunan askerlerinin tecavüzüne uğraması, yunan mezalimi altında inim inim inlemesi, daracık bir bölgeye koyun sürüsü misali sürülmesi bunlar için pek önemli değil ama hilafet, saltanat, medreselerin kaldırılması önemli. tabiki de yunan yönetiminde gül gibi, mesut bir şekilde yaşamak önemli.
devamını gör...

pazarlık işi bana devredilirse 50 liradan alabileceğim hesaptır.
devamını gör...

“her şeyi ben bilirim” havasında olan insanların dahil olduğu her türlü muhabbet.
devamını gör...

kuşku.

kaygının kardeşidir; ruhu kemirir. insan psikolojisini oradan oraya sürükleyebilecek ve süründürebilecek güce sahiptir.
devamını gör...

sponsor işini falan boşverelim bence ama gerçekten birbirimizi artılasak hoş olabilir. insan artılanınca içindeki yazma isteği alevleniyor, motive oluyor, mutlu oluyor. yazdığım bir tanım artı almayınca kendimi yazdıklarımı duvara anlatmışım gibi hissediyorum, kimsenin ilgisini çekememişim, kimse tarafından onaylanmamışım, umursanmamışım. pek de iyi hissettirmiyor artılanmamak yani. tahminimce diğer yazar arkadaşlarım da aynı hissediyordur. etkileşim güzel şey, sözlükte yazmaktan daha önemli şey yazılanları okumak zaten bence. bence tabii.
devamını gör...

üniversite öğrencisi olduğum dönemde bedenimde var olan öfke. taki eş cinsel bir arkadaşım olana kadar.

edit. arkadaşlığım can yoldaşlığım devam ediyor. banane cinsel eğiliminden. ben dostluğuna bakarım.
devamını gör...

doktor emmet brown'un m. mcfly'a " geçmişe gittiğinde yaptıklarınla zamanda kırılmaya sebep oldun", deyip çizimle anlattığı sahne. çocuk aklımla nasıl da kafama yatmıştı, "geçmişte yapılanlar değişirse, geleceğin de değişir" fikri.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çocukluğumu hatırlıyorum. masum değildim. her şeyin farkındaydım. çocuklukta ne düşünüyorsam şuanda da onların üstüne katarak düşünmeye devam ediyorum. burda ki masum olmamaktan kasıt kötü olduğum değil farkında olduğumdur. ama bazı çocukları şu kötü tanımına da uyuyor gerçekten. hayat insanı kötü olmaya zorluyor anlıyorum. ama daha her şeyin başındayken kötü olmak neden? ben de çocuktum, ailem sorunluydu, cevremde her türlü kötülük vardı. ama ona rağmen bencil ve kötü olmadım. daha 5,6 yaşlarında ailemden görmedigim sevgiyi dışarda aramamdan, arkadaşlarım beni sevsin diye ekstra çaba harcamaktan dolayı kullanıldığımı hatırlıyorum yaşıtlarım tarafından. sen daha o yaşta birni kullanmayı nerden öğrendin,insanları aptal yerine koymayı nerden öğrendin diye sorarım onlara. ve şuan kişiliklerinin yansımaları bir hayat yaşıyorlar. ama hala aklım almıyor o yaştaki insanlar nasıl bu kadar şeytan olabilir?
devamını gör...

topla şu saçlarını evin her yeri saç oluyor.
devamını gör...

christopher nolan isimli ünlü ve sinsi yönetmen tarafından çekilen, oyuncu kadrosu ve senaryosuyla aşırı etkileyici film.

hugh jackman ve christian bale’in oyunculukları mükemmeldir. her sahnesi etkileyici ve özeldir. filmin sonunda da bir kafa karışıklığıyla ortada bırakır nolan yine. ne olduğunu çözemeden biter film. ne olduğunu anlamadan birkaç dakika boş boş bakmanıza neden olur etrafınıza.

david bowie’li tesla ayrıntısı da filmi mükemmel yapan detaylardan biridir.
devamını gör...

ay hadi bakalım. elinize emeğinize sağlık*
devamını gör...

tinerci gibi içime çeke çeke nefessiz kalıyorum...... bu kadar kahve aşığı olmak beni bazen yoruyor.....
devamını gör...

-var salın bizi
l&m
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim