ironi işareti
ters tarafa bakan soru işareti şeklindedir. ironik girdilerde açıklayıcı emoji olarak kullanılabilir.
ayrıca, (bkz: sarcasm)

ayrıca, (bkz: sarcasm)

devamını gör...
szondi kişilik testi
macar asıllı psikiyatr dr leopold szondi tarafından hazırlanan, özünü "insanlar kendilerine benzeyene karşı bir çekim kuvveti hisseder" felsefesine dayandıran ve birtakım resimlere verdiğimiz tepkinin kişiliğimizdeki bastırılmış duyguları gösterdiğini söyleyen bir çeşit kişilik testi.
söylenene göre bu test 1930'lu yıllarda freud'un çalışmaları kadar ses getirmiştir.

••
yukarıda resmini verdiğim bu sekiz kişi birer akıl hastasıdır. insanın gizli kalmış yönlerini açıklayacak biçimde tasarlanmışlardır. şimdi bu fotoğrafa bakmanızı ve sizi en çok rahatsız eden kişiyi seçmenizi istiyorum. buna göre bastırılmış duygunuzun ne olduğunu göreceksiniz. *
--! spoiler !--
birinci resim: sadist.
- eğer bu resmi seçtiyseniz muhtemelen hayatınızın bir döneminde otoriteye kuvvetli bir biçimde maruz kaldınız demektir. kendinizde fark edebileceğiniz ilk dürtü "başa çıkma" dürtüsü olabilir. normal şartlarda sevecen ve zararsızsınız.
ikinci resim: epileptik.
- bu resmi seçtiyseniz epilepsi hastalarında görülen birtakım duygulara sahipsiniz demektir; aşırı ve ani öfke, asabilik ve aşırı tepki verme gibi. kendinizi ifade edebilmeniz sizin için önemli ve bu gerçekleştiğinde oldukça huzurlu, sakin birisiniz.
üçüncü resim: katatonik.
- bu resimdeki kişiden rahatsız olduysanız bir şekilde içinizdeki hiperaktif kişiyi susturmuşsunuz demektir. baskıya maruz kaldınız, bu nedenle bazı basma kalıp fikirleriniz oluştu. soğuk biri olarak görünürsünüz, kontrolü elde tutmaktan hoşlanırsınız.
dördüncü resim: şizofreni.
- bu resimdeki kişiye karşı bir çekim hissetmişseniz tutarsız düşüncelere, bozuk bir ruh haline ve yoğun hissedilen bir duygusuzluğa sahipsiniz demektir. çocukluğunuzun bir döneminde insanlardan uzaklaşma isteği göstermiş olmanız ihtimaldir. normal şartlarda sosyal biri olarak görünmek sizin için önemli.
beşinci resim: histerik.
- sizi asıl rahatsız eden kişi buysa muhtemelen onay alma ve ilgi çekme arzunuzu bastırmışsınız. içe dönük, alçakgönüllü biri olarak görünürsünüz. içinzde birilerinin dikkatini çekme arzusu var. ilgi görmek istemektesiniz. dış görünüşünüze oldukça kıymet veriyorsunuz.
altıncı resim: depresif.
- dışa dönük, rahat biri olarak tasvir edilirsiniz ancak kimsenin özgüven eksikliği problemi yaşadığınızdan haberi yoktur. içinizde suçluluk duymak gibi bir dürtü var. mutsuzluk başlıca duygunuz.
yedinci resim: manik.
- manik kişilerin göze çarpan özellikleri kendini yüceltme, kontolsüzce dışa dönüklük gibi özelliklerdir. bu resim sizi rahatsız ettiyse içinizdeki heyecana, duyguları uçlarda yaşamaya meyilli olan o insanı susturmuşsunuz demektir. dengeli, kaostan kaçan ve kontrollü bir yapınız var.
sekinci resim: çoklu kişilik bozukluğu.
- bu resimi seçmeniz çocukluğunuzda bir kişilik sorununu saklamış olduğunuzu gösterir. cinsiyetinize bağlı bir sorun yaşamış olmanız muhtemel.
erkekseniz kaba saba tavırlar sergileyebilir, kadınsanız sürekli kadınsı tavırlar sergileyebilirsiniz.
--! spoiler !--
tarafınızı seçin! *
edit: imla.
edit2: fotoğraf güncellemesi.
söylenene göre bu test 1930'lu yıllarda freud'un çalışmaları kadar ses getirmiştir.

••
yukarıda resmini verdiğim bu sekiz kişi birer akıl hastasıdır. insanın gizli kalmış yönlerini açıklayacak biçimde tasarlanmışlardır. şimdi bu fotoğrafa bakmanızı ve sizi en çok rahatsız eden kişiyi seçmenizi istiyorum. buna göre bastırılmış duygunuzun ne olduğunu göreceksiniz. *
--! spoiler !--
birinci resim: sadist.
- eğer bu resmi seçtiyseniz muhtemelen hayatınızın bir döneminde otoriteye kuvvetli bir biçimde maruz kaldınız demektir. kendinizde fark edebileceğiniz ilk dürtü "başa çıkma" dürtüsü olabilir. normal şartlarda sevecen ve zararsızsınız.
ikinci resim: epileptik.
- bu resmi seçtiyseniz epilepsi hastalarında görülen birtakım duygulara sahipsiniz demektir; aşırı ve ani öfke, asabilik ve aşırı tepki verme gibi. kendinizi ifade edebilmeniz sizin için önemli ve bu gerçekleştiğinde oldukça huzurlu, sakin birisiniz.
üçüncü resim: katatonik.
- bu resimdeki kişiden rahatsız olduysanız bir şekilde içinizdeki hiperaktif kişiyi susturmuşsunuz demektir. baskıya maruz kaldınız, bu nedenle bazı basma kalıp fikirleriniz oluştu. soğuk biri olarak görünürsünüz, kontrolü elde tutmaktan hoşlanırsınız.
dördüncü resim: şizofreni.
- bu resimdeki kişiye karşı bir çekim hissetmişseniz tutarsız düşüncelere, bozuk bir ruh haline ve yoğun hissedilen bir duygusuzluğa sahipsiniz demektir. çocukluğunuzun bir döneminde insanlardan uzaklaşma isteği göstermiş olmanız ihtimaldir. normal şartlarda sosyal biri olarak görünmek sizin için önemli.
beşinci resim: histerik.
- sizi asıl rahatsız eden kişi buysa muhtemelen onay alma ve ilgi çekme arzunuzu bastırmışsınız. içe dönük, alçakgönüllü biri olarak görünürsünüz. içinzde birilerinin dikkatini çekme arzusu var. ilgi görmek istemektesiniz. dış görünüşünüze oldukça kıymet veriyorsunuz.
altıncı resim: depresif.
- dışa dönük, rahat biri olarak tasvir edilirsiniz ancak kimsenin özgüven eksikliği problemi yaşadığınızdan haberi yoktur. içinizde suçluluk duymak gibi bir dürtü var. mutsuzluk başlıca duygunuz.
yedinci resim: manik.
- manik kişilerin göze çarpan özellikleri kendini yüceltme, kontolsüzce dışa dönüklük gibi özelliklerdir. bu resim sizi rahatsız ettiyse içinizdeki heyecana, duyguları uçlarda yaşamaya meyilli olan o insanı susturmuşsunuz demektir. dengeli, kaostan kaçan ve kontrollü bir yapınız var.
sekinci resim: çoklu kişilik bozukluğu.
- bu resimi seçmeniz çocukluğunuzda bir kişilik sorununu saklamış olduğunuzu gösterir. cinsiyetinize bağlı bir sorun yaşamış olmanız muhtemel.
erkekseniz kaba saba tavırlar sergileyebilir, kadınsanız sürekli kadınsı tavırlar sergileyebilirsiniz.
--! spoiler !--
tarafınızı seçin! *
edit: imla.
edit2: fotoğraf güncellemesi.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının süper güçleri
süper güç mü bilmiyorum ama fil hafızam sebebiyle isimleri,tarihleri,olayları,telefon numaralarını unutmam.
ezberim oldukça iyidir.
ezberim oldukça iyidir.
devamını gör...
normal sözlük arkadaşlık ilanları
yaş 27
konum değişken
boy 2.98
kilo 90
maaş 10,000 $
ev var
araba yok
helikopter var
27,5 cm
ateşli qızlar eqlesin.
edit: kaslı ve atletik vücut
konum değişken
boy 2.98
kilo 90
maaş 10,000 $
ev var
araba yok
helikopter var
27,5 cm
ateşli qızlar eqlesin.
edit: kaslı ve atletik vücut
devamını gör...
mementomori
aramıza çok ama çok yeni katılan, kafa sözlük yazarı olma yolunda ilerleyen çaylak.
madem sözlüğü sevmiş ve geç saat olmasına rağmen hâlâ burada olduğundan mahlasını "gece bekçisi" yapmayı düşünmüş, bir hoş geldini çok görmeyelim.
hoş geldin mementomori, umarım sözlükte olduğun zamanlarda ölümü unutup hoş vakit geçirirsin*. keyifli sözlükler.
edit: gartic. io etkinliğinin pirzola canavarı olarak yoluna devam etmekte*.
#683948 etkinlik videosu açılışını kendisi yapıyor. aynı zamanda sözlük dergisi'nde ''mahallenin sadık amcası''nın da yazarı.
madem sözlüğü sevmiş ve geç saat olmasına rağmen hâlâ burada olduğundan mahlasını "gece bekçisi" yapmayı düşünmüş, bir hoş geldini çok görmeyelim.
hoş geldin mementomori, umarım sözlükte olduğun zamanlarda ölümü unutup hoş vakit geçirirsin*. keyifli sözlükler.
edit: gartic. io etkinliğinin pirzola canavarı olarak yoluna devam etmekte*.
#683948 etkinlik videosu açılışını kendisi yapıyor. aynı zamanda sözlük dergisi'nde ''mahallenin sadık amcası''nın da yazarı.
devamını gör...
cinnet geçirten yazım yanlışları
ğ harfi yerine y harfini kullananlar.
devamını gör...
sözlükte hiç arkadaşının olmaması
valla arkadaş edinmek asıl gayem değil. edinirsem ne güzel ama eksikliğini hissetmiyorum. böyle yazayım ,okuyayım ,fikirlerle harmanlanayım diye geldim. aktif sosyal medyada kullanmıyorum iyi burası böyle anonim anonim.
devamını gör...
6 ocak 2021 melih bulu'nun eylemciler ile görüşmesi
seçim ile değil atama ile gelmiş .birisi için saygı bekliyor bazıları allah akıl fikir versin bu zihniyete birde yazar olmuş bunlar. ülkenin özeti işte.
devamını gör...
ağasar
trabzonlu kadınların giymiş oldukları yöresel kıyafet. kadınlarla kız çocuklarının gündelik yaşantılarında, bayram ve yayla şenliklerinde giydikleri yöresel motif işlemeli rengarenk elbise kültürüdür.
devamını gör...
türkiye'de en fakir insanın 4 dairesi var
az önce bir internet röportajında almancı bir dayının ağzından çıkan zırvalık. hayatımda gurbetçiler kadar iki yüzlü bir insan görmedim. madem türkiye güzel ve refah seviyesi yüksek, neden dönmüyorsun ülkene? yemez değil mi? aslında siz de biliyorsunuz ülkenin boktan bir hal aldığını lakin edirne'den girdiğiniz anda paranızın 10 ile çarpılması hoşunuza gidiyor değil mi? elbet devir değişecek hem ülkemizde hem de dünyamızda. yaşadığınız ülkelerde uğrayacağınız her türlü haksızlıkta sırtınızı dayayacağınız bir kişiyi bile bulamayacağınız günler geliyor.
tanım : türkiye'de en fakir insanın bile 4 tane dairesi olduğunu iddia eden 2 yüzlü şerefsiz bir gurbetçinin beyanı. (1.59'dan itibaren izleyiniz.)
edit : link düzeltildi, 1.59'dan itibaren izleyiniz.
buradan
tanım : türkiye'de en fakir insanın bile 4 tane dairesi olduğunu iddia eden 2 yüzlü şerefsiz bir gurbetçinin beyanı. (1.59'dan itibaren izleyiniz.)
edit : link düzeltildi, 1.59'dan itibaren izleyiniz.
buradan
devamını gör...
babama selam söyle
“karlı bir akşamdı ankara'da;
son kez elele yürümüştük,
bitmesin istediğimiz yola.
kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık.
yazarsın bana demiştin.
bende yazarım sana sık sık.
ağlıyordum....
sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı.
elimi daha sıkı tuttun,
anlıyordun....
bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim,
öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin,
kelebekleri kitap arasında kurutma,
sık sık fotoğraf çektir, yolla bana,
kitaplarım sana emanet,
incitme kimseyi, kin büyütme kalbinde...
beni bekle...
yol bitti, gidiyordun artık; gittin
sokakta gördüklerimi, filmlerdeki aktörleri sen sandım bir süre,
kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
kitaplarını okudum, kelebeklerine dokunmadım,
öğrendiğim çiçek adlarına yenilerini ekledim,
en çok fesleğeni, çoban heybesini, akşam sefasını sevdim.
seni beklerken çok şey öğrendim,
yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam...
nasıl olsa bulacaktır diye, her görüşümde aynı sesle seslendim
uçak, babama selam söyle!
beni kötü rüyalardan uyandıran sevdiğim ilk adam...
bir bilsen seni nasıl özledim...
kar yağıyor şimdi, otuz yaşım bitti,
kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
selamını aldım babacığım,
kin büyütmedim kalbimde....
küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde.
uçak, babama selam söyle!
uçak, babama selam söyle! “
iclal aydın şiiri.
son kez elele yürümüştük,
bitmesin istediğimiz yola.
kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık.
yazarsın bana demiştin.
bende yazarım sana sık sık.
ağlıyordum....
sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı.
elimi daha sıkı tuttun,
anlıyordun....
bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim,
öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin,
kelebekleri kitap arasında kurutma,
sık sık fotoğraf çektir, yolla bana,
kitaplarım sana emanet,
incitme kimseyi, kin büyütme kalbinde...
beni bekle...
yol bitti, gidiyordun artık; gittin
sokakta gördüklerimi, filmlerdeki aktörleri sen sandım bir süre,
kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
kitaplarını okudum, kelebeklerine dokunmadım,
öğrendiğim çiçek adlarına yenilerini ekledim,
en çok fesleğeni, çoban heybesini, akşam sefasını sevdim.
seni beklerken çok şey öğrendim,
yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam...
nasıl olsa bulacaktır diye, her görüşümde aynı sesle seslendim
uçak, babama selam söyle!
beni kötü rüyalardan uyandıran sevdiğim ilk adam...
bir bilsen seni nasıl özledim...
kar yağıyor şimdi, otuz yaşım bitti,
kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
selamını aldım babacığım,
kin büyütmedim kalbimde....
küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde.
uçak, babama selam söyle!
uçak, babama selam söyle! “
iclal aydın şiiri.
devamını gör...
#emineyekimtecavüzetti
bu nasıl bir sapıklıktır. kanım dondu resmen.engel durumu olan masum saf bir kıza, çocuğa nasıl şehvetiniz olur. erkekliğiniz yere batsın. umarım o çok gurur duyduğunuz erkekliğiniz komple biter ,sap gibi kalırsınız. keşke ifşa edilseler . böyleleri gidip paşa paşa cezaevinde yatmamalı.
devamını gör...
otuz yıl savaşları
devamını gör...
sevmek vs sevilmek
sevişmek
devamını gör...
tanımadığı insana nickaltı giren tip
benimdir. bu sözlükte yazan kimseyi reelde tanımıyorum. ne yani şimdi gidip herkesle buluşup mu nickaltı gireyim?
devamını gör...
erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
#188575 yazar aeneas,
maalesef benimde gözlemlediğim birşeydir bu, ve çok üzülürüm, 9-10 sene önce, hatırı sayılır bir mağazalar zinciri dünya markasının, "türkiye" birşey, bilmemne müdürlüğü gibi üst düzey bir konumda yönetici bir kadınla tanıştım, arkadaşımızın arkadaşı, iş ortamı değil, bişeyler yiyip içiyoruz...
kadın 42 yaşında bekar, hiç evlilik yapmamış, yurtdışında okumuş, yaşamış çalışmış (kuzeyde baya refah bir ülke) yükselmiş etmiş, gelmiş, ev bulmuş, baba bir semtte, bakın burası çokomelli.. arkadaşı evlendiği için bekar evinin eşyalarını komple vermiş, buda almış... diyorki eşyalara bakmadım bile.. (!)
"ben nasıl olsa >evlenince< yeni eşyalar alıcam kendime,
>o zaman< istediğim gibi güzel şeyler seçerim, alırım, şimdi "niye" alıyım *..."
bakın ikinci el alınabilir, kullanılabilir, burada mevzu, kadının parası var, kendini layık görmüyor, layık olacağı günü bekliyor..
o anda bütün hayranlığımın, soru sorma isteğimin gittiğini, omuzlarımın filan düştüğünü, öylece kaldığımı hatırlıyorum...
peki dedim, başka ne konuşabilirimki kendisiyle, evlenene kadar ve evlendikten sonrası bu kadar farkeden bir insan...
şu anda, tek başınayken güzel bir hayatı hak ettiğini düşünmüyor arkadaş..
evlendiği güne kadar, evleneceği günü bekleyecek.. yani bir erkekle evli olduğunda beğendiği eşyaları alıp üstüne oturmaya hakkı olacak.. bugün hangi eşyalarla yaşadığı önemli değil.. hakkı değil, öyle sanıyor.. ne acı değilmi..
o arkadaşın maaşının 10 da birini filan alıyormuşumdur o zaman bende yalnız yaşıyorum, 40 m2 (yarısı da teras (u: ?)) minicik bir çatı katıydı ama herşeyimi yeni almıştım, ev sıfırdı ama, beyaz eşyaların yarısını ben ödedim istediğim marka olsun diye, mutfağını büyüttüm ettim, ve 2 sene sonra ev sahibine bıraktım, herkesin uygun bişey al, ikinci el ucuz bişeyler al, demesine sinir oluyordum, niye ucuz eşyalar kullanayım ya, niye değersiz eşyalar kullanayım, istediğim beğendiğim şeyleri ucuza mal etmeye çalışabilirim, o başka,
o zamanlar kafamı kurcalayan birçok şeyin adını koyamamıştım, ama bugün daha iyi biliyorumki, bize çocukluğumuzdan başlayarak öğretilen, isteyerek veya istemeyerek bilinçaltımıza sokulan birçok şey yan lış... hemde çok yanlış...
kendini iyi şeylere layık görmeyen, iyi insanlara, iyi erkeklere layık görmeyen, çalışkan başarılı, akıllı kadınların, bir yerde artık uyanması gereken bir konu bu..
bir ilişki, kadın, erkek, arkadaş, sevgili, aile.. nasıl olmalı, doğrusu nedir, kimin neye hakkı vardır, neye hakkı yoktur, bunlar bize öğretilmiyor maalesef..
kendi kendine öğrenmek de baya zaman alıyor...
"4/4 lük kadınlar görüyorum, güzellik, zerafet, şıklık, entelektüel birikim vs. fakat at hırsızı görünümlü, 100 kelime ile hayatını idame eden tiplere bağlanıp aşk acısı çekiyorlar, insan insanla sınanıyor demekki..."
nejat işler
maalesef benimde gözlemlediğim birşeydir bu, ve çok üzülürüm, 9-10 sene önce, hatırı sayılır bir mağazalar zinciri dünya markasının, "türkiye" birşey, bilmemne müdürlüğü gibi üst düzey bir konumda yönetici bir kadınla tanıştım, arkadaşımızın arkadaşı, iş ortamı değil, bişeyler yiyip içiyoruz...
kadın 42 yaşında bekar, hiç evlilik yapmamış, yurtdışında okumuş, yaşamış çalışmış (kuzeyde baya refah bir ülke) yükselmiş etmiş, gelmiş, ev bulmuş, baba bir semtte, bakın burası çokomelli.. arkadaşı evlendiği için bekar evinin eşyalarını komple vermiş, buda almış... diyorki eşyalara bakmadım bile.. (!)
"ben nasıl olsa >evlenince< yeni eşyalar alıcam kendime,
>o zaman< istediğim gibi güzel şeyler seçerim, alırım, şimdi "niye" alıyım *..."
bakın ikinci el alınabilir, kullanılabilir, burada mevzu, kadının parası var, kendini layık görmüyor, layık olacağı günü bekliyor..
o anda bütün hayranlığımın, soru sorma isteğimin gittiğini, omuzlarımın filan düştüğünü, öylece kaldığımı hatırlıyorum...
peki dedim, başka ne konuşabilirimki kendisiyle, evlenene kadar ve evlendikten sonrası bu kadar farkeden bir insan...
şu anda, tek başınayken güzel bir hayatı hak ettiğini düşünmüyor arkadaş..
evlendiği güne kadar, evleneceği günü bekleyecek.. yani bir erkekle evli olduğunda beğendiği eşyaları alıp üstüne oturmaya hakkı olacak.. bugün hangi eşyalarla yaşadığı önemli değil.. hakkı değil, öyle sanıyor.. ne acı değilmi..
o arkadaşın maaşının 10 da birini filan alıyormuşumdur o zaman bende yalnız yaşıyorum, 40 m2 (yarısı da teras (u: ?)) minicik bir çatı katıydı ama herşeyimi yeni almıştım, ev sıfırdı ama, beyaz eşyaların yarısını ben ödedim istediğim marka olsun diye, mutfağını büyüttüm ettim, ve 2 sene sonra ev sahibine bıraktım, herkesin uygun bişey al, ikinci el ucuz bişeyler al, demesine sinir oluyordum, niye ucuz eşyalar kullanayım ya, niye değersiz eşyalar kullanayım, istediğim beğendiğim şeyleri ucuza mal etmeye çalışabilirim, o başka,
o zamanlar kafamı kurcalayan birçok şeyin adını koyamamıştım, ama bugün daha iyi biliyorumki, bize çocukluğumuzdan başlayarak öğretilen, isteyerek veya istemeyerek bilinçaltımıza sokulan birçok şey yan lış... hemde çok yanlış...
kendini iyi şeylere layık görmeyen, iyi insanlara, iyi erkeklere layık görmeyen, çalışkan başarılı, akıllı kadınların, bir yerde artık uyanması gereken bir konu bu..
bir ilişki, kadın, erkek, arkadaş, sevgili, aile.. nasıl olmalı, doğrusu nedir, kimin neye hakkı vardır, neye hakkı yoktur, bunlar bize öğretilmiyor maalesef..
kendi kendine öğrenmek de baya zaman alıyor...
"4/4 lük kadınlar görüyorum, güzellik, zerafet, şıklık, entelektüel birikim vs. fakat at hırsızı görünümlü, 100 kelime ile hayatını idame eden tiplere bağlanıp aşk acısı çekiyorlar, insan insanla sınanıyor demekki..."
nejat işler
devamını gör...
nickaltı yalakalığı
abartıya kaçmamak suretiyle yazarken en çok zevk aldığım tanımlardır. samimi olduğum yazarların mahlas altına güzelleme yapmak, başka yazarların da kendi mahlas altıma iltifat vs eleştiri yapmaları, hatta dedikodumu yapmaları acayip hoşuma gider. sözlükte ciddi ve önemli meseleler dışında arada sırada yaparım böyle şeyler.
devamını gör...
yazarların mahlaslarının bir üst seviyesi
tutuk kraliçe ve sekiz dokuzlar.
*
*
devamını gör...
