kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dilimize arapça bsm kökünden gelen tabassum تبسّم "gülümseme" sözcüğünden geçmiştir. arapça sözcük, arapça aynı anlama gelen basm بسم sözcüğünün tefeˁˁul vezni (v) masdarıdır.
gülümseme ile aynı anlama gelse de tebessüm ben de hep 'kırık bir gülümseme' ifadesini çağrıştırır nedense. ne zaman bir yerde bu kelimeyi okusam, kişinin yüzünde hüzünle karışık bir gülümse oluştuğunu düşünürüm.
devamını gör...

temeli budizm'e dayanan öğreti. esasında bu öğretiyle ilgili birçok soru işareti var kafamda. okudum ettim ama o sorular gitmedi. felsefi bir zemine oturtamıyorum anlatılanları. ve anlatılanlara göre de felsefi bir zemine oturtmam gerekmez.

bunu da kendimce batı ve doğu felsefelerine dayandırıyorum. batı'ya dönüp de nietzschevari bir kimse olabiliriz veyahut doğu'ya dönüp budavari biri... nietzsche olursak ne olur sizce? nietzsche ne derdi? sokrates'in güzel bir biçimde işleyen çarklara attığı taştan bahsederdi. nietzsche de aslında ne kadar eleştirirse eleştirsin sokrates'in bir uzantısı. her şey daha farklı olabilirdi. ve bir bakıma doğu felsefesi bunu başarıyor. daha farklı. çünkü doğu'da sezgi vardır. ruh vardır. batı'da ise mantık. ama mantık her zaman işe yaramaz. çünkü mantık, arkasından yeni bir mantık argümanını doğurur. bu da sonsuz bir zinciri oluşturur. bir sonuca varamayız, birkaç sonuca varırız ve aralarında seçimler yapmamız gerekir. neticede ideolojilerde bu gerçekliğe dayalı. ha bir albert camus olup da hepsini reddedebiliriz. yine de bu bile bir uzantıdır. bilmem anlatabildim mi...

o yüzden doğu'ya dönmek belki de akıl sağlığı için daha iyi olur, evet. çünkü batı'da sürekli bir yoldayız. yol bitmiyor. bitiş çizgisine vardığımızı düşündüğümüz an aslında yorgunluktan dizlerimiz üzerine çöküp öldüğümüz andır. doğu'da ise yolculuğa ara verilir. yolun kenarındaki bir hana girilir ve orada kalınır. o han, inanç hanı'dır.

bu metaforu geliştirmeye çalışıyorum zamanla, öyle ya da böyle. gerçi üzerine düşünmek gerek ve bu aralar, inanın, hiç düşünesim yok.

yine de sorum şu benim bu mindfulness ile ilgili. prof. dr. zümra atalay'a zamanında sormuştum da cevap vermemişti...

anda kalmak maske takmak mıdır? bireyselleştikçe yalnızlık artar madem, o halde anda kalınan süre boyunca da avuntu artmaz mı?

bu soruya öyle düzgün bir cevap bulamadım ama kendimce bir argüman geliştirdim. hatta bunu yazarken kafamda iyice belirginleşti.

anda kalmaktaki esas mesele sanırım şey... arkada maria callas çalıyor. sesini kısayım, geliyorum.

insan zihni kendi gerçekliğine göre yaşar. yani nasıl bir gerçeklik yaratırsanız zihin o gerçekliğe göre akıl yürütür. dolayısıyla avuntu denilen şey bir nevi safsata olabilir. olamaz mı? şu an çok mantıklı bir şey söyledim. mutluyum. en azından kendimce... neyse çok yazdım. bu kadar.
devamını gör...

bir çorumlu olarak tanımları okumaya geldim .
devamını gör...

sen mutlu ol diye yaptım, senin için aldım, sen seversin diye buldum, senin sevdiğini bildiğimden ettim etc..
devamını gör...

bunlara genel kültür sınavı yapılsa, türkiye'ye bir yıl yetecek mizah çıkar.
devamını gör...

bir anısını anlatıp anlatıp, sonrasında ne yaptığını açıklayan düşünceli insan cümlesi.
devamını gör...

kurtuluş savaşı tarihinin saklıda kalmış kahramanlık örneklerinden biridir. çukurova’lı 44 kişiden oluşan yiğit yörük müfrezesinin 750 kişilik fransız taburuna karşı zaferle sonuçlanan destansı mücadelesinin adıdır.

mondros mütarekesi’nin osmanlı imparatorluğu’nu silah bırakmaya zorlamasıyla fransızlar, adana ve mersin’i ve nihayetinde 27 aralık 1918’de pozantı’yı işgal etmişlerdir. her ne kadar pozantı’nın işgali mütarekenin çizdiği sınırlara aykırı da olsa fransızlar, verdun muharebesi'nin kahramanı olarak da tanınan binbaşı pierre mesnil ve onun alman cephesindeki ünlü 412. piyade alayının 2. taburunu burada görevlendirmiştir. ayrıca, birinci dünya savaşı’nda ön saflarda yer alan binbaşı mesnil’in hemşire olan eşi edrige aubry mesnil'de, pozantı’nın işgali döneminde eşinden ayrılmamış belemedik’te almanların inşa ettiği bir binada fransız yaralıların tedavisinde görev almıştır.

bu sırada sivas kongresi’nde alınan kararlar sonrası adana ve çevresinin kuva-yi milliye örgütlenmesinin başına kod adı tekelioğlu sinan olan jandarma yüzbaşı ali ratip getirilmiştir. 1 nisan 1920’den itibaren kuva-yi milliye milislerinin yoğun saldırıları ile pozantı kuşatması başlamış aynı zamanda binbaşı mesnil’in eşi de esir edilmiştir. kuşatma esnasında tekelioğlu sinan tarafından binbaşı mesnil’e teslim olması için çağrılar gönderilmesine rağmen binbaşı mesnil teslim olmayı reddetmiştir. pozantı’da sıkışıp kalan binbaşı mesnil’in yardım talepleri ise antep direnişinde sıkıntılar yaşayan fransız komutanlar tarafından gerçekleştirilememiştir.

fransız işgal kuvvetleri komutanı general dufiex tarafından pozantı’daki binbaşı mesnil’e uçaktan atılan şişe içindeki bir mesaj ile ;

“yardım kuvvetlerimiz düşman müdafaalarını yaramadılar. bunu tekrarlayacağımıza imkân olup olmadığını bilemiyoruz. yiyecek ve mermileriniz sizi bir karar almaya mecbur ediyorsa taşınacak her şeyi imha ile bir yarma harekatı yapınız. edindiğimiz bilgiye göre kemalist kuvvetlerin çoğunluğu çamalan ve tarsus arasındadır. bu sebeple batıdan karacailyas - mersin’e doğru gitmeye çalışın, bütün düşüncelerimiz sizinledir.” talimatı verilmiştir.

25 mayıs 1920 günü binbaşı mesnil ve taburu pozantı’yı terkederek mersin’e doğru harekete geçer. yoğun çatışmalar sonrası gerçekleşen bu yarma harekatınden dolayı mesnil ve taburu yolu karıştırır ve panzinçukuru köyü mevkiinde hatice isimli bir kadın ve kumcu veli namında bir erkeği yanlarına kılavuz alırlar. daha sonra milli mücadele kahramanı olarak anılacak olan kılavuz hatice ''gülekli hatice hatun'', kumcu veli’yi fransızların yanında bırakıp fırsat kollayarak gruptan ayrılır. fransızlardan kurtulan kılavuz hatice durumu kuva-yi milliye birliklerine bildirir ve kumcu veli’nin fransızları karboğazı’na götüreceğini söyler.

haberin ulaşması üzerine tekelioğlu sinan, üsteğmen hasan akıncı’ya bir an önce müdahalede bulunması emrini verir. üsteğmen hasan akıncı ve idaresindeki yörüklerden oluşan 40 kişilik karabomba müfrezesi karboğazı mezarlık mevkiinde pusu atar. mesnil taburunun görünmesiyle birlikte karabomba müfrezesi sürekli yer değiştirerek üç cepheden fransız taburunu yoğun ateş altına alır. ağır kayıplar veren binbaşı mesnil bir tümen tarafından kıstırıldığını sanarak teslim olmaya karar verir.

binbaşı mesnil iyi derecede fransızca bilen teğmen besim tarafından karşılanır ve panzinçukuru köyü’ndeki jandarma üsteğmen hasan akıncı’ya götürülür. buradaki müzakereler neticesinde 29 mayıs 1920’de teslim protokolü imzalanır. binbaşı mesnil’i en çok hayal kırıklığına uğratan ise teslim alındığında karşısında bir tümen beklerken 44 kişilik bir müfreze bulmasıdır.

karboğazı savaşı’nda 1 binbaşı (mesnil), 3 yüzbaşı, 1 tabip yüzbaşı, 5 teğmen, 522 er ve 150 yaralı ile 3 top, 28 makineli tüfek, çok sayıda tüfek ele geçirilir.

bu büyük zafer sonrası mustafa kemal paşa’dan kuva-yi milliye birliklerine ;

"devamlı başarılarınızı tebrik eder, size ve kahraman kuvayı milliyemize selam ve teşekkür ederim." telgrafı gelir.

fransızlardan ele geçirilen tabur bayrağı ise 1930 yılında ahmet remzi bey’de bulunacak, yeni adana ve türk sözü gazetelerinin çekişmesine ve davalık olmasına sebep olacak, uzun süre ülke gündemini meşgul edecektir.

tarihçiler tarafından fransızlarla imzalanan ankara antlaşması’na giden süreçte karboğazı baskını’nın etkin rol oynadığı kabul edilir. bu antlaşma ile esir binbaşı mesnil ve hemşire eşi fransa’ya iade edilir. fransız kaynakları bu 750 kişilik taburdan fransa’ya sadece 60 kişinin dönebildiğini yazmaktadır.

binbaşı mesnil
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

tekelioğlu sinan
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kılavuz hatice
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

üsteğmen hasan akın
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

karabomba müfrezesi
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

esir alınan fransız taburu
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

karboğazı kuva-yi milliye anıtı
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kaynakça
twitter.com/SakaryaSavasi/s...
www.hurriyet.com.tr/cilgin-...
dergipark.org.tr/tr/downloa...
ataturkansiklopedisi.gov.tr...
devamını gör...

doğrusu herkesin okunma amacıyla yazdığını düşünüyorum. herkes içini dökmek ve sesini duyurabilmek için yazıyor bence o yüzden tüm sözlüğü dahil edebilirim ben buraya ama yine de yeni yazarlar*keşfetmek için güzel bi yöntem olmuş*.
devamını gör...

geçen hafta kızımın servis şoföründen telefon numarasını isteyerek dahil olduğum eylem.
servis şoförü sağ olsun, bu isteğimi nezaketle karşıladı.
"yenge sen çaldır beni, ben de kaydedeyim."
devamını gör...

bazı insanların ciddiye almadığı ve abarttıldığını düşündüğü ataklardır. ama yaşayanın hayat kalitesini düşüren, kalp krizi benzeri belirtilerle kişiyi daha da panikleten durum. bu durumdan yıllar önce kurtuldum. çünkü , 5 dakika sürecek ve beni öldürmeyecek olduğuna kendimi ikna ettim. sonsuza kadar sürmeyecek emin olun.
devamını gör...

kıçını yıkamayı bilmeyenlerinde atamla uğraşması sıktı artık. bu insandaki beyinse atamdaki neydi sorusunu sorgulamaktan bıhtım sözlük.
devamını gör...

tutmayın beni dünyadaki tüm üzüm yapraklarını sarıcam.
devamını gör...

800 tanım girmek.
devamını gör...

cemal süreya'nın bu edebiyat dergisini çıkarmak için evindeki eşyalarını-özellikle de değerli bir halısını- sattığı söylenmektedir. dönemin şartlarına göre çıkarılması için çok emek harcanmıştır.
devamını gör...

uzun açıklama yapmamıza gerek yok sanırım

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

lizeta kalimeri ve sokratis malamas düetidir. italyan ressam bernardino luini’nin rönesans döneminde oldukça popüler olan tablosu prenses salome ve vaftiz yuhanna’nın hikayesindeki salome, bu şarkıda anlatılıyor.

sanırım ilk 2017 yılında dinlemiştim. yılını biliyorum çünkü lise sona gidiyordum ve hoşlandığım çocuk ne dinlediğimi sorduğunda onunla bu şarkıyı paylaşacağım için sevinmiştim biraz. dinlemiş midir bilmiyorum ama bu şarkının beni o zamanlara götürmesinin nedenlerinden biri de bu sanırım. herhangi bir neden olmasa bile, tek kelime yunanca bilmiyorsanız dahi, acıyı insana öyle bir işliyor ki, müzik evrenseldir lafının kanıtı nitelikle resmen.
her ne kadar şu hayatta en sevdiğim ve benimsediğim şarkılardan biri de olsa ve acıklı şeyler dinlemek çok hoşuma gitse de , bu şarkıyı dinlemek çok ağır geliyor bazen.
devamını gör...

(bkz: dubaracı fan)
(bkz: dubaracı hayranı)
(bkz: dubaracı var dediler geldik)
devamını gör...

requiem for a dream
when the moon was full
devamını gör...

kız çocuğu olması önemli değil çocuk olması önemli olan. böyle kız /erkek diye ayırarak hafifleştiriyorsunuz.

geçen youtube da tecavüz mağduru biriyle röportaj yapıyorlardı. mağdur erkek çıktı acayip şaşırdım, kendimden utandım. kadınların kızların tecavüze uğramasına o kadar alıştım ki erkek olabileceği aklıma gelmedi.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim