perşembe akşamı alkol almak
cumaya hazır girmek için yapılan alışveriş.
devamını gör...
11 ocak 2021 fbi öngörüleri
şaşırmadığım öngörüdür. 2:47'ye dikkat edelim.
devamını gör...
inançla alay etmek
ahlâksızlık, şerefsizlik, edepsizlik cümlelerini kurup evrensel ahlak dersi vermek de epey manidarmış.
devamını gör...
yunan trajedisi
ing: greek tragedy.
trajedi, temelde iyi olan kahramanın yaptığı ölümcül hatası/hataları sonucu tanrıların isteğiyle veya ''kendi kaderi'' sonucu yaşadığı trajediyi, çöküşünü konu alır. kahraman acı çeker, seyirci ise acıma ve korku duyar.
bu oyunlar izleyici ve okuyucularına, iyiliğe, kuvvete inanan ama kadere yenik düşen trajik hikayeleri sunar. gerçek bir trajedide, kahramanın ölümü ya da düşüşü bazı kişisel hataların sonucu olarak gerçekleşir.
antik yunan'da m.ö. 6. yüzyılın sonlarında görülmeye başlayan trajedi'nin bu alandaki en bilinen önemli üç yazarı aeschylus, sophoclesve euripides'dir.
trajedi'deki bazı önemli terimler:
- hamartia: trajik kahramanın yaşadığı trajik durum. kendi hatası sonucu ortaya çıkar.
- hubris/hybris: kibir, gurur.
- peripateia: yapıttaki dönüm noktası. kahraman için olayların cehenneme doğru yol almaya başlaması*.
- fate/ destiny: kader. antik yunanlılar hayattaki her şeyin bir sebebi olduğuna ve izledikleri yolun tanrılar tarafından kendilerine yazıldığına, dolayısıyla da kaderlerinden kaçış olmadığına inanıyordu.
- anagorisis: trajik içgörü. kahramanın bilmediği trajik bilgiyi öğrenme evresi. trajik aydınlanma bence en güzel özeti.
tanımım lit100 ders notlarım ışığında yazılmıştır.
trajedi, temelde iyi olan kahramanın yaptığı ölümcül hatası/hataları sonucu tanrıların isteğiyle veya ''kendi kaderi'' sonucu yaşadığı trajediyi, çöküşünü konu alır. kahraman acı çeker, seyirci ise acıma ve korku duyar.
bu oyunlar izleyici ve okuyucularına, iyiliğe, kuvvete inanan ama kadere yenik düşen trajik hikayeleri sunar. gerçek bir trajedide, kahramanın ölümü ya da düşüşü bazı kişisel hataların sonucu olarak gerçekleşir.
antik yunan'da m.ö. 6. yüzyılın sonlarında görülmeye başlayan trajedi'nin bu alandaki en bilinen önemli üç yazarı aeschylus, sophoclesve euripides'dir.
trajedi'deki bazı önemli terimler:
- hamartia: trajik kahramanın yaşadığı trajik durum. kendi hatası sonucu ortaya çıkar.
- hubris/hybris: kibir, gurur.
- peripateia: yapıttaki dönüm noktası. kahraman için olayların cehenneme doğru yol almaya başlaması*.
- fate/ destiny: kader. antik yunanlılar hayattaki her şeyin bir sebebi olduğuna ve izledikleri yolun tanrılar tarafından kendilerine yazıldığına, dolayısıyla da kaderlerinden kaçış olmadığına inanıyordu.
- anagorisis: trajik içgörü. kahramanın bilmediği trajik bilgiyi öğrenme evresi. trajik aydınlanma bence en güzel özeti.
tanımım lit100 ders notlarım ışığında yazılmıştır.
devamını gör...
ben de aynısını kullanıyorum diyen satıcı
alacaksam dahi almayacak olmama sebep olan söz öbeği. banane kardeşim senin ne kullandığın? çokta tın yani.
devamını gör...
normal sözlük'teki kaliteli yazarların sözlüğü bırakması
ben 11 sene forumda yöneticiydim. ilk 3 sene gerçekten de çok hareketli geçti. gidenler, gelenler, forumu sabote edenler vesaire. burası da kurulalı daha 1 sene olmadı. bu tip hareketler olmaya devam edecektir. ama bir kaç sene içinde yazar kadrosu şekillenip, düzenli bir hal alacaktır. benim bu konuda şüphem yok.
dolayısıyla takılmıyorum bu tarz olaylara.
dolayısıyla takılmıyorum bu tarz olaylara.
devamını gör...
piyanist (yazar)
sözlüğün piyanisti, benim için ise redingotunu giymiş bir rasko.* kaliteli tanımlarını ve kimi zaman duygularını döktüğü yazılarını ilgiyle takip ettiğim bir yazar.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
şu an bitiş şarkıları sanki düğün bitmiş ve herkes dağılıyorken salonda kalan 3 5 sıkı dostun ortada oynamasını anımsatıyor. bu anımsatmalar için teşekkürler.
devamını gör...
melamet hırkası
kibri çıkarıp aczi giyinmektir.
devamını gör...
the lobster
kynodontas'dan sonra beni sinir hastası yapan yorgos lanthimos filmi. günümüz toplumuna ve ilişkilerine getirdiği eleştiriden dolayı bir parça sevgimi kazanmış olsa bile görüntü yönetmeninin gözlerinden öpmek dışında bu filme övgü dizemiyorum.filmekimi'nde bilet bulup son dakika aksiliği ile kaçırmıştım, film 2017 gibi aklıma düşünce evde pinekleyerek izledim belki ondan filme biraz gereksiz sinir oluyorum ama şu var ki film oldukça iyi sadece lanthimos için yetersiz kalıyor. lanthimos'un o sade ve doğal bir şekilde sunulmuş şiddeti bu filmde de var ama sanki bu sahnelerin yarısını çıkarmışlar filmden, öyle bir havası var. zekice tasarlanmış bir senaryo, iyi oyunculuklar - colin farrell için ayrı bir parantez açmak gerek, true detective sevgimden arınıp objektif bir biçimde adam rolünü oynamamış yaşamış dedirtiyor- ve iyi bir görüntü yönetmeni ama sonuç vasatın biraz üstü bir film. o distopik ortam güzel yakalanmış ama eksik ve tatsız gelen bir şey var yine de film bir noktadan sonra güzel bir ivme yakalıyor ve tamamen izleyiciye bırakılmış bir final sahnesi ile kapanıyor.
david karakteri -colin farrell etkisi ile- bize güzel bir sorgulama yaptırıyor. içine tıkılı kaldığımız sistemden sıyrılsak bile farkında olmadan yine de ona boyun eymeye devam ediyoruz ki david karakteri bunu shortsighted ablamız ile birlikteliğinde net bir şekilde gösteriyor. ( kadına ilgisinin başlama sebebinin onunda miyop olduğunu farketmesi ve daha sonra kadın kör olduğunda sistemin onaylayacağı bir birliktelik için kendi gözünü bıçakla oymaya karar vermesi buna net bir örnek.)
otelin kurallarının daha katı ve daha rahatsız edici olmasını beklerdim ama lanthimos beklediğimden daha az şiddet ögesini ön plana çıkarmış ve heartless woman olarak adlandırılan ablamızın donuk bir ifade ile bir köpeği tekmeleyerek ve karnını boydan boya keserek öldürmesi bile bu doğal vahşet noksanlığını kapatmaya yetmemiş. ayrıca bir diğer eksiklik loners dediğimiz ekibin avlanma riski olmasına rağmen inatla ormanda kalmaya devam etmesi. filmin ilerleyen dakikalarında otele karşı bir yıldırma politikası izlemeyi seçtikleri için bunu yaptıklarını öğrensek bile yine de bir eksiklik var; filmde diğer ülkelerden söz edilse bile asla aynı sistemi uygulayıp uygulamadıklarından söz edilmiyor, ee bu salaklar ne diye kaçıp başka bir ülkeye gitmiyorlar diye sorgulamaya başlıyoruz bir noktadan sonra. onun dışında muhtemelen filmin final sahnesi dışında en etkileyici sahnesi bana kalırsa david'in sevmediğimiz şeyleri seviyormuş gibi yapmanın, sevdiğimiz bir şeyi sevmiyormuş gibi yapmaktan daha zor olduğunu idrak ettiği sahneydi.
hotel manager: why a lobster?
david: because lobsters live for over one hundred years, are blue-blooded like aristocrats, and stay fertile all their lives. ı also like the sea very much.
he didn't burst into tears and he didn't think that the first thing most people do when they realise someone doesn't love them anymore is cry.
one day, as he was playing golf, he thought that it is more difficult to pretend that you do have feelings when you don't that to pretend you don't have feelings when you do.
david karakteri -colin farrell etkisi ile- bize güzel bir sorgulama yaptırıyor. içine tıkılı kaldığımız sistemden sıyrılsak bile farkında olmadan yine de ona boyun eymeye devam ediyoruz ki david karakteri bunu shortsighted ablamız ile birlikteliğinde net bir şekilde gösteriyor. ( kadına ilgisinin başlama sebebinin onunda miyop olduğunu farketmesi ve daha sonra kadın kör olduğunda sistemin onaylayacağı bir birliktelik için kendi gözünü bıçakla oymaya karar vermesi buna net bir örnek.)
otelin kurallarının daha katı ve daha rahatsız edici olmasını beklerdim ama lanthimos beklediğimden daha az şiddet ögesini ön plana çıkarmış ve heartless woman olarak adlandırılan ablamızın donuk bir ifade ile bir köpeği tekmeleyerek ve karnını boydan boya keserek öldürmesi bile bu doğal vahşet noksanlığını kapatmaya yetmemiş. ayrıca bir diğer eksiklik loners dediğimiz ekibin avlanma riski olmasına rağmen inatla ormanda kalmaya devam etmesi. filmin ilerleyen dakikalarında otele karşı bir yıldırma politikası izlemeyi seçtikleri için bunu yaptıklarını öğrensek bile yine de bir eksiklik var; filmde diğer ülkelerden söz edilse bile asla aynı sistemi uygulayıp uygulamadıklarından söz edilmiyor, ee bu salaklar ne diye kaçıp başka bir ülkeye gitmiyorlar diye sorgulamaya başlıyoruz bir noktadan sonra. onun dışında muhtemelen filmin final sahnesi dışında en etkileyici sahnesi bana kalırsa david'in sevmediğimiz şeyleri seviyormuş gibi yapmanın, sevdiğimiz bir şeyi sevmiyormuş gibi yapmaktan daha zor olduğunu idrak ettiği sahneydi.
hotel manager: why a lobster?
david: because lobsters live for over one hundred years, are blue-blooded like aristocrats, and stay fertile all their lives. ı also like the sea very much.
he didn't burst into tears and he didn't think that the first thing most people do when they realise someone doesn't love them anymore is cry.
one day, as he was playing golf, he thought that it is more difficult to pretend that you do have feelings when you don't that to pretend you don't have feelings when you do.
devamını gör...
köylü yazardan ironiler
sözlüğümüzün biricik ablası, çok sevilen yazarı köylü yazardan ironiler’in de bugün doğum günü. onunla aynı gün doğum günümü kutlayabilmek o kadar güzel kii*.kendisi gerçekten çok tatlı, samimi, güzel kalpli birisi. sözlükteki tanımlarıyla ve onu seven insanlardan hep duyduğumuz güzel şeylerle de çok yakından tanıyoruz ve seviyoruz bence hepimiz*. hayatında gerçekten çok mutlu olduğu, ailesiyle beraber huzurlu ve sağlıklı zaman geçirdiği bir yıl olur umarım onun için. en güzel dileklerim hep sizinle, iyi ki varsınız*.
devamını gör...
yabancı arkadaşlarının olması
çok faydalı ve ufuk açıcı bir deneyimdir. en yakın iki arkadaşımdan birisi afrikalı ve kendisi çok tatlı bir insan. ülkesinden ve ailesinden onbinlerce kilometre uzakta hayatta kalmasındaki cesareti ile takdirimi kazanmıştı önce. yeri geldi, yıllarca ailesinin yanına hiç gidemedi. tabii sonra da sevgimi kazandı, hem yabancı bir şehirdeki ilk hem de yıllardır yanımda olan sadık bir dostum oldu.
ama bu arkadaşım öyle formaliteden ibaret bir sınav olan yabancı uyruklu öğrenci sınavı'na giren değil, kendi ülkesinde torpil sebebiyle hakettiği bölüme giremeyen çok akıllı biri, bu da dipnot olsun. fazlasıyla önemli çünkü bu ayrıntı benim için.
hem de yabancı arkadaş türk arkadaştan yeğdir diye düşünüyorum. sizin başarınızı kıskanmaması, kötü gününüzde yanınızda olması çok önemli özellikleridir bu insanların.
her yabancıyı da arkadaş edinmeyin ama sakın. üst seviyeli, kaliteli,ufku açık biri olsun bu insan.
ama bu arkadaşım öyle formaliteden ibaret bir sınav olan yabancı uyruklu öğrenci sınavı'na giren değil, kendi ülkesinde torpil sebebiyle hakettiği bölüme giremeyen çok akıllı biri, bu da dipnot olsun. fazlasıyla önemli çünkü bu ayrıntı benim için.
hem de yabancı arkadaş türk arkadaştan yeğdir diye düşünüyorum. sizin başarınızı kıskanmaması, kötü gününüzde yanınızda olması çok önemli özellikleridir bu insanların.
her yabancıyı da arkadaş edinmeyin ama sakın. üst seviyeli, kaliteli,ufku açık biri olsun bu insan.
devamını gör...
800 tanım giren 100 yazar
an itibariyle benim de dahil olduğum grup.
devamını gör...
şamanizm
günümüzdeki tüm dinlere kıyasla daha akılcı ve doğa odaklı olan inançlar topluluğu.
arapların dinini almasaydık çok daha gelişmiş bir millet olabilirdik.
arapların dinini almasaydık çok daha gelişmiş bir millet olabilirdik.
devamını gör...
nefret ve kinden kurtulma yolları
nefret ve kinin büyümesi, vücudu ve benliği sarması artık bir süreden sonra insanı boğmaya başlar. kötü anıları ve duyguları geride bırakamazsanız, tekrarlar. içinde nefret duyan insan kendini sevmekte zorlanır, ve zaten her şey kendini sevmekte başlar.
nefretle başa çıkmak için her ne kadar zor olsa da onu kabul etmek gerekir, belki de bize verdiği acıyı kabul etmeliyizdir. bir şeyden nefret ediyorsanız, ''evet, nefret ediyorum'' deyin. nefret ettiğiniz durum veya kişi zaten nefretinizden pek etkilenmez, en büyük zararı nefreti içinde bulunduran görür hep. ağlayın, bağırın, çağırın... öfkeyle birlikte nefretinizi atmaya çalışın.
dozunda olan kinin nedeni genelde bağışlayamamaktan oluşur. bağışlayamadığınız şeyler sizi bir türlü bırakmaz ve peşinizden gelir. bana yapılan iyilikler dışındaki birçok şeyi unutmamın en iyi yönü de bu sanırım, kin tutamamam. unutuyorum çünkü*.
o kişiyi bağışlamasanız bile geçmişteki anınızı bağışlamaya çalışın. bu demek değil ki aynı şeyleri yapan kişiyi hep bağışlayın, bunu yaparsanız istismar edilmiş olursunuz. demek istediğim, zaten yaşanmış bir olayı değiştiremezsiniz, bu yüzden o anının peşinizden gelmesine izin vermeyin ya da siz onun peşinden gitmeyin. bırakın, gitsin. o olayı bir daha yaşamamak için temkinli olun yeter, nefret ve kin sadece bunu duyan kişileri yıpratır çünkü.
nefretle başa çıkmak için her ne kadar zor olsa da onu kabul etmek gerekir, belki de bize verdiği acıyı kabul etmeliyizdir. bir şeyden nefret ediyorsanız, ''evet, nefret ediyorum'' deyin. nefret ettiğiniz durum veya kişi zaten nefretinizden pek etkilenmez, en büyük zararı nefreti içinde bulunduran görür hep. ağlayın, bağırın, çağırın... öfkeyle birlikte nefretinizi atmaya çalışın.
dozunda olan kinin nedeni genelde bağışlayamamaktan oluşur. bağışlayamadığınız şeyler sizi bir türlü bırakmaz ve peşinizden gelir. bana yapılan iyilikler dışındaki birçok şeyi unutmamın en iyi yönü de bu sanırım, kin tutamamam. unutuyorum çünkü*.
o kişiyi bağışlamasanız bile geçmişteki anınızı bağışlamaya çalışın. bu demek değil ki aynı şeyleri yapan kişiyi hep bağışlayın, bunu yaparsanız istismar edilmiş olursunuz. demek istediğim, zaten yaşanmış bir olayı değiştiremezsiniz, bu yüzden o anının peşinizden gelmesine izin vermeyin ya da siz onun peşinden gitmeyin. bırakın, gitsin. o olayı bir daha yaşamamak için temkinli olun yeter, nefret ve kin sadece bunu duyan kişileri yıpratır çünkü.
devamını gör...
kadınların zeki erkek sevmemesi
valla ben kadın erkek fark etmez, insanın zeki olanını severim. çevremde tuttuğum insanlar hep zekidir.
devamını gör...
yazarları bugün mutlu eden olaylar
anlayışlı bir hocaya denk gelmek.
üniversite son sınıf öğrencisi iseniz ve tez hocanız da anlayışlı, nahif ve son derece motivasyonunuzu yükseltecek bir konuşma yaptıysa ortalıkta " x yaşındaysanız ve tez yazacaksaniz hayat gerçekten güzel" diyerek dolaşmanizi sağlar. ders sonrası da güzel bir uyku da çektiysem eğer "evet bal porsuklarııı hayat gerçekten güzel ve biz de buna değeriz ops * ".
(bkz: mutluyum ama birazdan geçer)
üniversite son sınıf öğrencisi iseniz ve tez hocanız da anlayışlı, nahif ve son derece motivasyonunuzu yükseltecek bir konuşma yaptıysa ortalıkta " x yaşındaysanız ve tez yazacaksaniz hayat gerçekten güzel" diyerek dolaşmanizi sağlar. ders sonrası da güzel bir uyku da çektiysem eğer "evet bal porsuklarııı hayat gerçekten güzel ve biz de buna değeriz ops * ".
(bkz: mutluyum ama birazdan geçer)
devamını gör...
sinirliyken kendini ifade edememek
bağırmak-çağırmak yerine; ergenken, odama çekilir walkmanden son ses müzik dinler rahatlardım... ne istikrarlıyım ki, +20 yıl geçse de ruhuma en iyi gelen şey müzik ve artık sinir yok... sadece ruhunuza en iyi gelen şeyleri bulun, tabi bunun için önce kendinizi tanımanız lazım.. çünkü o sinir vs. sadece size zarar, kimseye birşey olmuyor yani...
devamını gör...
çalışma hayatının ilk kuralı
insanları gözlemlemeden fikir beyan etmeyin.heleki liyakatın olmadığı bir yerde çalışacaksanız, yöneticinin narsist duygularını besleyen ispiyoncu, yalaka tiplerin bolca olabileceğini unutmayın.
devamını gör...
