birinden soğumak için nedenler
en ufak detaylarda soğuyorum.
- yere çöp atması
- en ufak yalan söylemesi
- sokakta yürürken sigara içmesi
- dindar olması
- vs vs
- yere çöp atması
- en ufak yalan söylemesi
- sokakta yürürken sigara içmesi
- dindar olması
- vs vs
devamını gör...
ahmet nezih kök
fakülte yıllarımda adli tıp dersini kendisinden öğrenme şansı ve fırsatı bulduğum kariyeri başarılarla dolu tıp ve hukuk insanı, akademisyen.kendileri türkiye'de adli tıp alanında otorite sahibi hocalarımızdandır. atatürk üniversitesi tıp fakültesi adli tıp grup ve ana bilim dalı başkanlığı görevini yürütmektedir.
tıp hukuku derneği kuruculuğu , adli tıp derneği onur kurulu üyeliği, kariyeri boyunca yürüttüğü onlarca idari ve akademik görev, yazdığı sayısız makale ve kitap , dergi hakemlikleri gibi * kariyerine dair yazmakla bitiremeyeceğimiz meziyetlere, emeği birikimi ve zekasıyla ulaşmış gerçek bir entelektüeldir ve çok kibar bir insandır.
bir gün derste arkadaşım kendisine kusursuz cinayet var mıdır? siz bir hukuk hocası ve adli tıp profesörü olarak kusursuz bir cinayet işleyebilir misiniz ? minvalinde ders dışı bir soru sormuştu. işin tüm teknik boyutlarına şiir okur gibi değinip bizi aydınlattıktan sonra gözlerini bana dikip ''amaaa'' diye duraksamış , ''galiba ben kötü bir insan olsaydım ve cinayet işleseydim kusursuza yakın işlerdim'' demişti. kıymetli hocam, o an belli etmesem de kanımı dondurmuştunuz. *
okulu bir dönem uzattığım sene yaklaşık on bir bin feet yükseklikte bana fırça kaymışlığı da vardır. tesadüfen yan yana sıralı uçak koltukları için bilet almışız. ankara'dan henüz havalanmadan önce içimdeki uçak korkusunu bastırmaya çalışırken kendisini yanımda görmemle birlikte rahatlamıştım. bu rahatlamanın en büyük kaynağı çok saydığım ve sevdiğim birinin ölümünün yanında kendi ölümümün değersizliği hissi olmalıydı. * okulu uzattığımı anlattığımda öyle bir fırçaladı ki, ben daha önce bu kadar nazik , bu kadar etkili fırça yediğimi hatırlamıyorum.ayağımın altında kafayı gömebileceğim bir toprak parçası da yoktu üstelik.
hayatında hiç profesör gördün mü? ,diye soran olursa eğer bir gün, sigaradan sararmış bıyığıyla; alanında otorite oluşuyla ;sosyal bilimlere ve özellikle hukuk felsefesine olan ilgisi ve birikimiyle ;eşsiz üslubu ,alçakgönüllülüğü ve nezaketiyle ,ahmet nezih kök derim.
düzenleme: imlâ
sevgili bengaripsengüzeldünyaumutlu'nun dikkati ve uyarılarıyla.
tıp hukuku derneği kuruculuğu , adli tıp derneği onur kurulu üyeliği, kariyeri boyunca yürüttüğü onlarca idari ve akademik görev, yazdığı sayısız makale ve kitap , dergi hakemlikleri gibi * kariyerine dair yazmakla bitiremeyeceğimiz meziyetlere, emeği birikimi ve zekasıyla ulaşmış gerçek bir entelektüeldir ve çok kibar bir insandır.
bir gün derste arkadaşım kendisine kusursuz cinayet var mıdır? siz bir hukuk hocası ve adli tıp profesörü olarak kusursuz bir cinayet işleyebilir misiniz ? minvalinde ders dışı bir soru sormuştu. işin tüm teknik boyutlarına şiir okur gibi değinip bizi aydınlattıktan sonra gözlerini bana dikip ''amaaa'' diye duraksamış , ''galiba ben kötü bir insan olsaydım ve cinayet işleseydim kusursuza yakın işlerdim'' demişti. kıymetli hocam, o an belli etmesem de kanımı dondurmuştunuz. *
okulu bir dönem uzattığım sene yaklaşık on bir bin feet yükseklikte bana fırça kaymışlığı da vardır. tesadüfen yan yana sıralı uçak koltukları için bilet almışız. ankara'dan henüz havalanmadan önce içimdeki uçak korkusunu bastırmaya çalışırken kendisini yanımda görmemle birlikte rahatlamıştım. bu rahatlamanın en büyük kaynağı çok saydığım ve sevdiğim birinin ölümünün yanında kendi ölümümün değersizliği hissi olmalıydı. * okulu uzattığımı anlattığımda öyle bir fırçaladı ki, ben daha önce bu kadar nazik , bu kadar etkili fırça yediğimi hatırlamıyorum.ayağımın altında kafayı gömebileceğim bir toprak parçası da yoktu üstelik.
hayatında hiç profesör gördün mü? ,diye soran olursa eğer bir gün, sigaradan sararmış bıyığıyla; alanında otorite oluşuyla ;sosyal bilimlere ve özellikle hukuk felsefesine olan ilgisi ve birikimiyle ;eşsiz üslubu ,alçakgönüllülüğü ve nezaketiyle ,ahmet nezih kök derim.
düzenleme: imlâ
sevgili bengaripsengüzeldünyaumutlu'nun dikkati ve uyarılarıyla.
devamını gör...
bir erkeğin en yakışıklı olduğu an
yakışıklıysa her an öyledir bununla birlikte rütbeli subay üniforması on level birden atlatır.
devamını gör...
80'lerde çocuk olmak
mistik ne varsa alayı ile korkutulan, en çok dua bilen çocuk olmaktır.
ben demiyorum, ata demirer öyle diyor.
www.instagram.com/reel/CN19...
ben demiyorum, ata demirer öyle diyor.
www.instagram.com/reel/CN19...
devamını gör...
akraba
şu güne kadar pek yararını görmediğim hiçbir zaman iyiliğimizi istemeyen kan bağı olan kişilere verilen isim
devamını gör...
gülme
t: tam adı "gülme: gülüncün anlamı üzerine deneme", orijinal adı "le rire: essai sur la signification du comique" olan bir henri bergson eseri.
şu an piyasada ayrıntı yayınları'ndan yaşar avunç ve iş bankası kültür yayınları'ndan devrim çetinkasap'ın çevirileri mevcut.* tercih sizin.* temel olarak üç bölümden oluşur, her bölüm de kendi içinde birkaç bölüme ayrılır.
kitap çok çok çok çok kabaca* "gülünç olan nedir, nasıl güleriz, gülmeye eşlik eden duygular nelerdir" gibi sorulara cevap verir ve gülme ile ilgili birçok konuyu irdeler. açıkçası, etkileyici ve düşündürücü bir eser. özetle zihin açıcı. zamanında hakkında bir yazı yazmıştım fakat kaybettim. alıntı ritüeli*:
"gülüncün doğal ortamı kayıtsızlıktır ve gülmenin en büyük düşmanı duygulardır." *
"gülme, insanlar ve olaylardaki özel bir tür dalgınlığı öne çıkartan ve cezalandıran toplumsal bir jesttir." *
"bulabileceğiniz en önemsiz kusuru tasvir edin bana, eğer bunu, bende sempati, endişe veya acıma doğuracak şekilde yaparsanız, her şey başlamadan bitmiştir, gülecek hiçbir şey bulamam." *
şu an piyasada ayrıntı yayınları'ndan yaşar avunç ve iş bankası kültür yayınları'ndan devrim çetinkasap'ın çevirileri mevcut.* tercih sizin.* temel olarak üç bölümden oluşur, her bölüm de kendi içinde birkaç bölüme ayrılır.
kitap çok çok çok çok kabaca* "gülünç olan nedir, nasıl güleriz, gülmeye eşlik eden duygular nelerdir" gibi sorulara cevap verir ve gülme ile ilgili birçok konuyu irdeler. açıkçası, etkileyici ve düşündürücü bir eser. özetle zihin açıcı. zamanında hakkında bir yazı yazmıştım fakat kaybettim. alıntı ritüeli*:
"gülüncün doğal ortamı kayıtsızlıktır ve gülmenin en büyük düşmanı duygulardır." *
"gülme, insanlar ve olaylardaki özel bir tür dalgınlığı öne çıkartan ve cezalandıran toplumsal bir jesttir." *
"bulabileceğiniz en önemsiz kusuru tasvir edin bana, eğer bunu, bende sempati, endişe veya acıma doğuracak şekilde yaparsanız, her şey başlamadan bitmiştir, gülecek hiçbir şey bulamam." *
devamını gör...
sevdiği halde vazgeçen insan
vazgeçiyorsa olmayacağına inanmıştır, sorun kendinde değil karşıdadır. ömrünün sonuna kadar içinde ukte kalsa da olmayacak duaya amin demeyendir.
devamını gör...
2 şubat 2021 hatayspor fenerbahçe maçı
saat 16:00 da başlayacak olan spor toto süper lig maçı. her iki takıma da başarılar.
devamını gör...
nazik insan
gün içinde hem kazanır hem de kaybeder.
beni hizmet sektöründe çalışan çoğu arkadaş çok sever. garsona, müşteri temsilcisine ya da market çalışanı arkadaşlara mutlaka nasılsınız diye sorarım çünkü. cevap aldıktan sonra sipariş verir ya da çözüm için konu hakkında bilgi veririm. şartları zorlamam. konu bellidir, onu söylerim, sonra uzun uzun dinlerim. onlarda sağ olsun hem işimi sahiden çözmeye çalışır hem de ara ara ikramlarda bulunurlar. hatta çoğu ile sonra arkadaş oluruz. buraya kadar sorun yok.
ancak bu arkadaşlar dışında bi de bir kesim var, nezaketi aranmak zannediyor. bunları vahşileşsin diye sanıyorum 20 sene boyunca karanlık odaya kapatıp çiğ et ile besliyorlar ve şehir yaşamına gönderiyorlar zamanı gelince. en ufak kibarlığı adamın algılama şekli şu. bu kadın benimle konuştu o zaman benimle sevişecek.
artık eve kadar mı takip eder yoksa bir anda samimiyet kurup yavrum ile başlayan cümleler mi kuracak o tamamen karşı tarafın boş zamanı ile ilgili bir konu. sokakta adres sorup cevap verilmesine şaşırıp bir insan 20 dakika boyunca takip eder mi? bu ona göre hadi bize gidelim anlamına geliyor. ona göre kendi evinin açık adresini veriyorsun. müthiş bir sapıklık. erişilmesi zor bir kafa.
sonra türk kadınları neden suratsız diye soruyorlar. yok gülmüyorlar, adres soruyorsun cevap bile vermiyorlar, hepsi kezban, bak rus kızlarına ilik gibi neşeli diye geziyorlar sonra bizimkiler.
arkadaş nezaket bu topraklarda çoğunluk tarafından cilveleşmek olarak görülüyorsa sahiden kabalığı nereye kadar eleştirebiliriz. çok gerildim. pof.
beni hizmet sektöründe çalışan çoğu arkadaş çok sever. garsona, müşteri temsilcisine ya da market çalışanı arkadaşlara mutlaka nasılsınız diye sorarım çünkü. cevap aldıktan sonra sipariş verir ya da çözüm için konu hakkında bilgi veririm. şartları zorlamam. konu bellidir, onu söylerim, sonra uzun uzun dinlerim. onlarda sağ olsun hem işimi sahiden çözmeye çalışır hem de ara ara ikramlarda bulunurlar. hatta çoğu ile sonra arkadaş oluruz. buraya kadar sorun yok.
ancak bu arkadaşlar dışında bi de bir kesim var, nezaketi aranmak zannediyor. bunları vahşileşsin diye sanıyorum 20 sene boyunca karanlık odaya kapatıp çiğ et ile besliyorlar ve şehir yaşamına gönderiyorlar zamanı gelince. en ufak kibarlığı adamın algılama şekli şu. bu kadın benimle konuştu o zaman benimle sevişecek.
artık eve kadar mı takip eder yoksa bir anda samimiyet kurup yavrum ile başlayan cümleler mi kuracak o tamamen karşı tarafın boş zamanı ile ilgili bir konu. sokakta adres sorup cevap verilmesine şaşırıp bir insan 20 dakika boyunca takip eder mi? bu ona göre hadi bize gidelim anlamına geliyor. ona göre kendi evinin açık adresini veriyorsun. müthiş bir sapıklık. erişilmesi zor bir kafa.
sonra türk kadınları neden suratsız diye soruyorlar. yok gülmüyorlar, adres soruyorsun cevap bile vermiyorlar, hepsi kezban, bak rus kızlarına ilik gibi neşeli diye geziyorlar sonra bizimkiler.
arkadaş nezaket bu topraklarda çoğunluk tarafından cilveleşmek olarak görülüyorsa sahiden kabalığı nereye kadar eleştirebiliriz. çok gerildim. pof.
devamını gör...
yüzündeki beniyle güzel olan kadınlar
benleri ile tanıdığımız ve güzelliklerine güzelliği şu minicik şeyin kattığı kadınlardır.
marilyn monroe
marilyn monroe

devamını gör...
keşke gerçek olsa denilen şeyler
unicornlar. dünya çok daha güzel daha tozpembe olurdu.
edit: vazgeçtim olmazdı. insanlar çok kötü bu sefer de her yer unicorn kanı olurdu.
edit: vazgeçtim olmazdı. insanlar çok kötü bu sefer de her yer unicorn kanı olurdu.
devamını gör...
never give up
avustralyalı şarkıcı ve söz yazarı olan sia'nın lion (film)inde dinlediğim ve sonra da dinlemeyi bırakamadığım
çok sevdiğim bir şarkısı.
türkçe çeviri haliyle şarkıda en sevdiğim kısımlar şunlar:
denize seslendim ama o beni terketti...
ama asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim, hayır, hayır
gökyüzüne seslendim ama o bulutluydu...
ama asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim, hayır, hayır
peki bu kısımları neden çok sevdim? bir düşünün, hüzünlüsünüz ve güneşli bir havada bir deniz kenarında olsam ne kadar güzel olurdu bu bana çok iyi gelirdi diye düşünüyorsunuz. evet bu çok güzel olur ama şöyle bir durumda var; ya hava fırtınalı olsaydı, gökyüzü karanlık, deniz ise sisle kaplı olsaydı.*
beklentilerimiz ve isteklerimiz olduğu gibi gerçekleşecek diye bir kaide yok. evet doğanın insan psikolojisinde bir etkisi olduğu gerçek ama kendimizi herhangi bir şey ile kısıtlamazsak yani mutlu olmamızı, yeniden ayağa kalkmamız için bize gereken gücün dışa bağlı olduğunu düşünmez, herhangi bir madde ya da insana atfetmezsek, gereken şeyin sadece zihnimizde olduğunu düşünürsek, bunu zihnimizde halledersek ne kadar güçlü olabileceğimizi bir düşünün.
çok sevdiğim bir şarkısı.
türkçe çeviri haliyle şarkıda en sevdiğim kısımlar şunlar:
denize seslendim ama o beni terketti...
ama asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim, hayır, hayır
gökyüzüne seslendim ama o bulutluydu...
ama asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim, hayır, hayır
peki bu kısımları neden çok sevdim? bir düşünün, hüzünlüsünüz ve güneşli bir havada bir deniz kenarında olsam ne kadar güzel olurdu bu bana çok iyi gelirdi diye düşünüyorsunuz. evet bu çok güzel olur ama şöyle bir durumda var; ya hava fırtınalı olsaydı, gökyüzü karanlık, deniz ise sisle kaplı olsaydı.*
beklentilerimiz ve isteklerimiz olduğu gibi gerçekleşecek diye bir kaide yok. evet doğanın insan psikolojisinde bir etkisi olduğu gerçek ama kendimizi herhangi bir şey ile kısıtlamazsak yani mutlu olmamızı, yeniden ayağa kalkmamız için bize gereken gücün dışa bağlı olduğunu düşünmez, herhangi bir madde ya da insana atfetmezsek, gereken şeyin sadece zihnimizde olduğunu düşünürsek, bunu zihnimizde halledersek ne kadar güçlü olabileceğimizi bir düşünün.
devamını gör...
sivas'ta 30 erkeğin grup seks yaparken basılması
oradaki ortam ve koku burnuma gelmiştir.
devamını gör...
karpuz
eskiden yurtdışı ülke videolarında karpuzun dilimle satıldığını görüp eheh ehe ehe yapardık. ne demişler gülme komşuna gelir başına!
devamını gör...
borderline kişilik bozukluğu
ya her şeyim ya hiçim
sorma dünyam ne biçim
bir kördüğüm ki içim
çözdükçe dolaşıyor.
sorma dünyam ne biçim
bir kördüğüm ki içim
çözdükçe dolaşıyor.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük. güne şöyle uyandım.

nasıl mı? göbekli... üüüühhüüü
bir iki gündür mide problemlerim başladı malesef. ne yesem dokunuyor ve rahatsız ediyor. sanırım bünyem artık 'yeme ulan yeme' diyor. dinleyen var mı?
yoo ne münasebet.
yavaş yavaş yemeyi içmeyi bırakıp sakin bir hayata geçiş yapmam lazım. yıllardır yemediğim garip gurup şeyleri bu ara yemeye başladım. açıkçası aldığım kiloların bana verdiği yetkiye dayanarak ne bulsam yiyorum. püff.
bakın bu bir dramdır.


diğerlerinin rahatlıkla girip çıktığı yerlere kendisi pek girememektedir.
bayağı bir cebelleşti altında geri çıkabilmek için. hoş zaten girememişti bile.


işte cokcok gibi kapılara sıkışmamak için biran önce sağlıklı yaşam serüvenine başlamalıyım yoksa halim harap.
her şeyi geçtim mide ağrısı ve bulantısı yetiyor zaten. pazartesi gelsinde başlarız püfff.

nasıl mı? göbekli... üüüühhüüü
bir iki gündür mide problemlerim başladı malesef. ne yesem dokunuyor ve rahatsız ediyor. sanırım bünyem artık 'yeme ulan yeme' diyor. dinleyen var mı?
yoo ne münasebet.
yavaş yavaş yemeyi içmeyi bırakıp sakin bir hayata geçiş yapmam lazım. yıllardır yemediğim garip gurup şeyleri bu ara yemeye başladım. açıkçası aldığım kiloların bana verdiği yetkiye dayanarak ne bulsam yiyorum. püff.
bakın bu bir dramdır.


diğerlerinin rahatlıkla girip çıktığı yerlere kendisi pek girememektedir.
bayağı bir cebelleşti altında geri çıkabilmek için. hoş zaten girememişti bile.


işte cokcok gibi kapılara sıkışmamak için biran önce sağlıklı yaşam serüvenine başlamalıyım yoksa halim harap.
her şeyi geçtim mide ağrısı ve bulantısı yetiyor zaten. pazartesi gelsinde başlarız püfff.
devamını gör...
belki üstümüzden bir kuş geçer
bir yüksek sadakat şarkısı. bir döneme damga vuran şarkılardan biridir.
belki üstümüzden bir tır geçer kullanıcı adlı yazara ilham kaynağı olmuştur. *
belki üstümüzden bir tır geçer kullanıcı adlı yazara ilham kaynağı olmuştur. *
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
dürtme içimdeki narı üstümde beyaz gömlek var.
devamını gör...
sessizin payı
nurdan gürbilek hocanın metis yayınlarından çıkan ve kısa denemelerden oluşan eseri. ben hayatımda bu kadar ince olup, ufuk açan çok az kitap okudum. kesinlikle okunmasını tavsiye ederim.
devamını gör...
soren kierkegaard
varoluşçu felsefenin öncüsüdür. modern varoluşçulara nazaran inançlı bir filozoftur. katı bir din öğretisi almasına rağmen reformist bir hristiyan'dır. felsefesini; absürt, kaygı, korku kavramlarıyla şekillendirmiştir.
devamını gör...