dondurma (yazar)
neden bilmiyorum ama çok geç keşfettiğim, oldukça kaliteli tanımlara imza atan yazar arkadaşımız.
devamını gör...
we could be the same
kan davam sona ermedi hala arada aklıma geliyor açıp sövüyorum ulan nasıl birinci olamadık diye. ondan sonra birinci olanı açıyorum ulan bu nasıl birinci oldu diye.
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
suyun üstüne yürümeyi bile basarsanız, yüzme bilmiyor diyenler olacaktır, o yüzden insanların ne dediğini umursamayın...
devamını gör...
sivrisinek
onunla ilgili bir kehanetim olan kan emici.
havalar ısındığı halde, herkesi ısırdığı halde, beni ısırmamamışsa o sene bana hiç uğramıyor, yok eğer herkesle beraber beni de ısırmışsa bana da geçmiş olsun.
havalar ısındığı halde, herkesi ısırdığı halde, beni ısırmamamışsa o sene bana hiç uğramıyor, yok eğer herkesle beraber beni de ısırmışsa bana da geçmiş olsun.
devamını gör...
makale aranıyor duyuruları
bir üstteki yazar arkadaşımın yazdığı siteler yararlı olabilmektedir. bunun dışında önerebileceğim facebook'ta yer alan bir grup var. kuralları doğrultusunda doğru bilgiler vererek günde 2 tane makale talep edebiliyorsunuz.
erişimi olanlar paylaşımlar yaparak yardımcı oluyorlar.
linki buradan.
erişimi olanlar paylaşımlar yaparak yardımcı oluyorlar.
linki buradan.
devamını gör...
yeşil göz vs mavi göz
mavi göz bazen itici gelebiliyor ama yeşil göz'ün itici geldiğini hiç görmedim.
oyumu yeşil göz'den yana kullanıyorum.
oyumu yeşil göz'den yana kullanıyorum.
devamını gör...
sahip olmak istenilen süper güç
superman’i yüklesinler komple
devamını gör...
ilginç tatlı isimleri
tavuk göğsü . ilk duyduğumda bildiğimiz tavuğun göğsü sanmıştım. meğersem olay bambaşka bir şeymiş.
devamını gör...
dostoyevski'den alıntılar
büyük düşünceler, büyük bir zekadan çok, büyük bir kalpten doğar.
devamını gör...
bir filmin tamamını anlatan tek repliği
"insan yaşadığı yeri niye sever?
başka çaresi yoktur, onun için sever."
vizontele.
başka çaresi yoktur, onun için sever."
vizontele.
devamını gör...
yorgunum ve ağrılar
devamını gör...
v for vendetta
alan moore'nin ustalık eserlerinden birisi olan okunası çizgi romandır. en az onun kadar güzel bir de filmi vardır. v, her karşıma çıktığında aklıma şu sözleri gelir:
"beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea, mr. creedy, and ideas are bulletproof."
"beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea, mr. creedy, and ideas are bulletproof."
devamını gör...
normal sözlük'te başlıkların günlerce değişmemesi
sırf bu sebeple rastgele butonunu aşındırdığım sırada rastladığım haklı serzeniş başlığı. yazmadığım başlık bulamıyorum sözlük. ben daha çok tanımcı yazarım, eyyyy yaratıcı başlıkçı yazarlar duyun sesimi!
devamını gör...
cem karaca
" benim için bazı insanların doğum tarihleri vardır, ancak ölüm tarihleri yoktur. "
-cem karaca
-cem karaca
devamını gör...
eti cicibebe
kardeşlerimle oturup her birimize eşit bir şekilde dağıttıktan sonra süte batırıp yediğimiz atıştırmalık.
devamını gör...
yahya kemal beyatlı
şairliğine asla lafım olmamakla beraber, kişiliği hakkında hep olumsuz yorumlar duyduğum şair. bunlardan en meşhuru ve acımasızı, mina urgan tarafından kaleme alınanlardır belki de.
link
ne yazık ki, şiirlerine hayran olduğum başka bazı şairler hakkında da birinci elden çok kötü yorumlar duymuş biri olarak şunu da ekleyeyim: sanatla uğraşan her insanı ince ruhlu, hassas ve saygılı kişiler sanma yanılgısına düşmemek gerekiyor. tabi ki herkes herkesi sevmez ama bir kişi hakkında hemen hemen herkes kötü şeyler diyorsa orada durup bir "acaba?" demek gerekir.
***
bestelenmiş en ünlü şiirlerinden biri (benim de en sevdiklerimden biri):
link
ne yazık ki, şiirlerine hayran olduğum başka bazı şairler hakkında da birinci elden çok kötü yorumlar duymuş biri olarak şunu da ekleyeyim: sanatla uğraşan her insanı ince ruhlu, hassas ve saygılı kişiler sanma yanılgısına düşmemek gerekiyor. tabi ki herkes herkesi sevmez ama bir kişi hakkında hemen hemen herkes kötü şeyler diyorsa orada durup bir "acaba?" demek gerekir.
***
bestelenmiş en ünlü şiirlerinden biri (benim de en sevdiklerimden biri):
devamını gör...
alfa kuşağı
sosyologlar 1996-2010 arasında doğan ve teknolojiyle önceki kuşağa göre çok daha içli dışlı z kuşağının da ötesinde bütünüyle teknolojinin içine doğan bir kuşak olduğunu söylüyor. hatta ekran kuşağı demekten de geri durmuyorlar. z kuşağı bilginin, etkileşimin ne kadar kısa zamanda yayıldığına ilk elden tanık oldu ve gelişmeleri hayretle izledi ama 2010'dan sonra doğan alfa kuşağı için bunlar sanki evrenin varoluşundan itibaren mümkündü. henüz en yaşlı üyesi 11 yaşında olan bu nesil teknolojiye adapte olma konusunda z kuşağına fark atmakla birlikte sosyal becerileri daha az gelişmiş olacak. bu kuşağı 2025'ten itibaren beta kuşağı takip edecekmiş. ardından da gama ve delta kuşakları geliyormuş. şüphesiz dünyanın en güzel çağlarını yaşamamıza rağmen keşke bir 100-200 yıl sonra doğsaydım diyorum. şimdiden yaşlı hissetmeye başladım be içim şişti.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
açtığım başlıkların altına tanımlar girildiği zaman mutlu oluyorum.
bazen dönüp kontrol ediyorum acaba bir şey yazıldı mı diye.
bazen dönüp kontrol ediyorum acaba bir şey yazıldı mı diye.
devamını gör...
sözlükteki enteresan sessizlik
sözlükte üniversite öğrencileri epey fazla. şimdilerde sınav moduna girmişler harıl harıl ders çalışıyorlar.
sözlüklerin ilk zamanlarında tanım girenler çok olur, bir müddet sonra forum ve anketler ağırlık kazanır. tanım yazarken sözlükte daha çok online kalınırken, anket ve forumlarda birkaç kelime yazılıp çıkılır.
troller sözlüğü karıştırmak için ellerinden gelen yapıyordu, moderasyon onları yıldırmış gibi.
yazarlar da artık trollere cevap vermemeye başladı, yazar engelle seçeneği sayesinde artık trolleri görmüyoruz.
günlük hayatta ezik insanlar vardır, sözlükte klavye delikanlısı kesilip ona buna sataşırlar. yazarlığa yeni başlamış insanların hevesini kırarlar.
açılan başlıkları eleştirme, tanımları eleştirme, her şeyi eleştirme, sürekli negatif enerji yayma…
hevesi kırılan arkadaşlar unutmayın ki…
cahil insanlarla tartışmayın, zaman kaybı.
vezirin biri şair eşref’e gelir. “şair oldum, bir mısra yazdım gerisini sen tamamla” diye bir kese altın verir.
şair eşref bakar kağıda “yağdı yağmur, çaktı şimşek” yazıyor. o da kafiyeli tamamlar “sen de mi şair oldun be eşşo*şek”.
kimse sözlüğe yazarlık sertifikası ile üye olmadı ki...o yüzden genç arkadaşlarımız her olumsuz eleştiride bulunanı ciddiye almasınlar.
…usta bir ressamın çaylak öğrencisi eğitimini tamamlamış. usta ressam, öğrencisine
”yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın? resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. insanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma” demiş.
öğrenci, ustasının dediğini yapmış, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş.
resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.
üzüntüyle ustasının yanına dönmüş.
usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş. fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.
yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. öğrenci denileni yapmış.
birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. sevinçle ustasına koşmuş.
usta ressam şöyle demiş:
“ilkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
ikincisinde, onlardan yapıcı olmalarını istedin. yapıcı olmak eğitim gerektirir. hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.
kıssadan hisse sizi eleştiren yazar kim bir bakın.
ıvanmılınskı, zülal_kalender1, örnek vatandaş , freud purosu, mahlassızım, tenturdiyot gibi adlarını yazsam onlarca satır tutacak usta yazarlar mı eleştiriyor ya da “kendi himmete muhtaç dede, nerede kaldı gayriye himmet ede!” tarzında olanlar mı?
birçok yetenekli yazar görüyorum, güzel yazıyorlar ama henüz keşfedilmedikleri için az beğeni alıyorlar, ileride belki nick altı günleri düzenleriz.
ağanın eli tutulmaz derler, yoldaş benjamin franklin nick altı günlerinde kim bilir kaç puan takar çiçeği burnunda yazarlara, sözlük de canlanır.
sözlüklerin ilk zamanlarında tanım girenler çok olur, bir müddet sonra forum ve anketler ağırlık kazanır. tanım yazarken sözlükte daha çok online kalınırken, anket ve forumlarda birkaç kelime yazılıp çıkılır.
troller sözlüğü karıştırmak için ellerinden gelen yapıyordu, moderasyon onları yıldırmış gibi.
yazarlar da artık trollere cevap vermemeye başladı, yazar engelle seçeneği sayesinde artık trolleri görmüyoruz.
günlük hayatta ezik insanlar vardır, sözlükte klavye delikanlısı kesilip ona buna sataşırlar. yazarlığa yeni başlamış insanların hevesini kırarlar.
açılan başlıkları eleştirme, tanımları eleştirme, her şeyi eleştirme, sürekli negatif enerji yayma…
hevesi kırılan arkadaşlar unutmayın ki…
cahil insanlarla tartışmayın, zaman kaybı.
vezirin biri şair eşref’e gelir. “şair oldum, bir mısra yazdım gerisini sen tamamla” diye bir kese altın verir.
şair eşref bakar kağıda “yağdı yağmur, çaktı şimşek” yazıyor. o da kafiyeli tamamlar “sen de mi şair oldun be eşşo*şek”.
kimse sözlüğe yazarlık sertifikası ile üye olmadı ki...o yüzden genç arkadaşlarımız her olumsuz eleştiride bulunanı ciddiye almasınlar.
…usta bir ressamın çaylak öğrencisi eğitimini tamamlamış. usta ressam, öğrencisine
”yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın? resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. insanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma” demiş.
öğrenci, ustasının dediğini yapmış, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş.
resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.
üzüntüyle ustasının yanına dönmüş.
usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş. fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.
yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. öğrenci denileni yapmış.
birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. sevinçle ustasına koşmuş.
usta ressam şöyle demiş:
“ilkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
ikincisinde, onlardan yapıcı olmalarını istedin. yapıcı olmak eğitim gerektirir. hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.
kıssadan hisse sizi eleştiren yazar kim bir bakın.
ıvanmılınskı, zülal_kalender1, örnek vatandaş , freud purosu, mahlassızım, tenturdiyot gibi adlarını yazsam onlarca satır tutacak usta yazarlar mı eleştiriyor ya da “kendi himmete muhtaç dede, nerede kaldı gayriye himmet ede!” tarzında olanlar mı?
birçok yetenekli yazar görüyorum, güzel yazıyorlar ama henüz keşfedilmedikleri için az beğeni alıyorlar, ileride belki nick altı günleri düzenleriz.
ağanın eli tutulmaz derler, yoldaş benjamin franklin nick altı günlerinde kim bilir kaç puan takar çiçeği burnunda yazarlara, sözlük de canlanır.
devamını gör...
barbar
yunanca kökenli bir kelimedir.
henüz uygarlaşamamış kimseler için dile getirilmektedir.
henüz uygarlaşamamış kimseler için dile getirilmektedir.
devamını gör...