en son babalar duyar
2002 yılında trt 1'de yönetmenliğini
sibel kocataş, funda karagöz'ün senaristliğini necmi yapıcı, metin açıkgöz, birol güven, kenan kuzan, murat aras'ın yaptığı komedi, aile dizisidir.
1 sezon trt'de devam edip final yapıp sonra star tv'ye geçiş yapmış orada yeni bir dizi gibi başlamıştır. aslında ilk sezonu keyifle izlediğim için başlayacak olması beni çok heyecanlandırmıştı fakat dizi başlayıp yeni bir formatla geldiğini başrollerin değiştiğini görünce hayaller kırık kırık.
bir anne (ayşegül atik) bir baba (ali erkazan) bir oğul (ali sunal) ve üç kızları (hatice aslan) (burçak ışımer) (cansın özyosun) hah nasıl unutulur bir de hallederiz kadir damatlarıyla (levent ülgen)
sürülen bir hayat hem de aynı evde. aile içi, dışı, konu komşu ilişkileri, diyalogları komik halleri işlenmiştir.
1. sezon 2003'te 41 bölümle efsane bir şekilde bitiş yaptı.
2003'te tekrar yayına girdi fakat bu sefer star tv'de. bölüm numarası 1 den başladı ve 4 sezonda burada devam etti. ayşegül atik, ali erkazan ve ali sunal diziden ayrıldı ve levent ülgen yani hallederiz kadir'in üzerinden konular devam etmeye başladı. yaptığı türlü türlü üçkağıtçılıklarla izleyenleri güldürmeye çalıştılar. açıkçası ben bu tavrı, tarzı pek beğenmedim. gümbür gümbür devam eden dizi gidip yerine daha çiğ bir dizi gelmişti.
kadir'in babası (selahattin taşdöğen) ve annesi (zerrin epikmen) diziye dahil olmuş ve konular onların üzerinden devam etmişti. açıkçası ben buralara pek adapte olamamış bçve izlemeyi bırakmıştım. 200 bölümle star'da final yaptı.
sibel kocataş, funda karagöz'ün senaristliğini necmi yapıcı, metin açıkgöz, birol güven, kenan kuzan, murat aras'ın yaptığı komedi, aile dizisidir.
1 sezon trt'de devam edip final yapıp sonra star tv'ye geçiş yapmış orada yeni bir dizi gibi başlamıştır. aslında ilk sezonu keyifle izlediğim için başlayacak olması beni çok heyecanlandırmıştı fakat dizi başlayıp yeni bir formatla geldiğini başrollerin değiştiğini görünce hayaller kırık kırık.
bir anne (ayşegül atik) bir baba (ali erkazan) bir oğul (ali sunal) ve üç kızları (hatice aslan) (burçak ışımer) (cansın özyosun) hah nasıl unutulur bir de hallederiz kadir damatlarıyla (levent ülgen)
sürülen bir hayat hem de aynı evde. aile içi, dışı, konu komşu ilişkileri, diyalogları komik halleri işlenmiştir.
1. sezon 2003'te 41 bölümle efsane bir şekilde bitiş yaptı.
2003'te tekrar yayına girdi fakat bu sefer star tv'de. bölüm numarası 1 den başladı ve 4 sezonda burada devam etti. ayşegül atik, ali erkazan ve ali sunal diziden ayrıldı ve levent ülgen yani hallederiz kadir'in üzerinden konular devam etmeye başladı. yaptığı türlü türlü üçkağıtçılıklarla izleyenleri güldürmeye çalıştılar. açıkçası ben bu tavrı, tarzı pek beğenmedim. gümbür gümbür devam eden dizi gidip yerine daha çiğ bir dizi gelmişti.
kadir'in babası (selahattin taşdöğen) ve annesi (zerrin epikmen) diziye dahil olmuş ve konular onların üzerinden devam etmişti. açıkçası ben buralara pek adapte olamamış bçve izlemeyi bırakmıştım. 200 bölümle star'da final yaptı.
devamını gör...
ayna testi
fransız psikolog henri wallon ve akabinde meslektaşı gordon gallup jr. ayna karşısında bebek ve hayvanların davranışlarını inceleyip, karşılaştırdığı test.
özellikle gallup şempanzeleri kullanarak öz farkındalıkları karşılaştırmıştır. buna göre şempanze ayna karşısındaki görüntüsünü algılasa bile, kısa sürede dikkati dağılmakta. yansımasıyla ilgilenmemektedir. 6 aylık bir bebek ise ayna karşısındaki yansımasına karşısında "büyülenir". bebek burada kendisi ve nesneler arasındaki farkı anlamlandırır. yetersiz haldeki yansıması karşısında kendi benliğini tanımlar. böylece "aynadaki yansısı açısından altı aylık bir insan yavrusunun, aynı yaştaki şempanzeden nasıl ayrılabileceği" gösterilir.
ayna testini ileriye götüren psikanalistin en önemli isimlerinden jacques lacan, ayna teorisi ile birlikte bu deneyi refarans göstererek bebeklikte "benliğin" oluşumunu ve imgelemini tanımlamaya çalışır.
özellikle gallup şempanzeleri kullanarak öz farkındalıkları karşılaştırmıştır. buna göre şempanze ayna karşısındaki görüntüsünü algılasa bile, kısa sürede dikkati dağılmakta. yansımasıyla ilgilenmemektedir. 6 aylık bir bebek ise ayna karşısındaki yansımasına karşısında "büyülenir". bebek burada kendisi ve nesneler arasındaki farkı anlamlandırır. yetersiz haldeki yansıması karşısında kendi benliğini tanımlar. böylece "aynadaki yansısı açısından altı aylık bir insan yavrusunun, aynı yaştaki şempanzeden nasıl ayrılabileceği" gösterilir.
ayna testini ileriye götüren psikanalistin en önemli isimlerinden jacques lacan, ayna teorisi ile birlikte bu deneyi refarans göstererek bebeklikte "benliğin" oluşumunu ve imgelemini tanımlamaya çalışır.
devamını gör...
0000 (yazar)
seçtiği kullanıcı adıyla çok düz bir insan olduğu hissi uyandıran birinci nesil yazar. hayır kim uğraşacak şimdi komikli, anlamlı falan bir kullanıcı adı seçmekle deyip basmış dört tane sıfırı. *
daim olsun.
daim olsun.
devamını gör...
faber est suae quisque fortunae
"herkes kendi talihinin mimarıdır" anlamına gelen latince deyiş.
evet.. hayat, bazı insanlar için kolay, bazıları için zor başlar. ama bir dereden geçerken basacağımız taşları biz belirleriz.
evet.. hayat, bazı insanlar için kolay, bazıları için zor başlar. ama bir dereden geçerken basacağımız taşları biz belirleriz.
devamını gör...
saç örgüsü
fransız yazar,senarist ve oyuncu laetita colombani’den -ödüllere doymak bilmeyen- , bir ilk roman;la tresse.
kitapta, toplumun onlara biçtiği rolleri kabul etmeyip, kimseye boyun eğmemeyi tercih eden 3 farklı kültürden kadının, kimi zaman ölüm-kalım savaşına dönen destansı mücadeleleri anlatılıyor.bu 3 kadın çok farklı yaşamlara da sahip olsalar üçünün de dileği aynı; hür iradeleriyle kendi yaşamlarının yegane hakimi ve kurtarıcısı olmak.
hindistan’daki aşağılık kast sistemini kırıp , kızının kaderini değiştirmek isteyen bir anne:smita,
tüm ömrünü adadığı kariyerinin hastalığı yüzünden tehlikeye düşmesine izin vermeyecek başarılı amerikalı avukat:sarah,
aile yadigarı şirketini iflasın eşiğine terk etmeye hiç niyeti olmayan italyan güzeli genç kız; giulia. bu üç kadın, tıpkı bir örgüyü oluşturan 3 tutam saç gibi hiç farkında olmadan birbirine dokunuyor.ayrıca bu kitaptaki bu üç kadının kendi dünyalarındaki mücadeleleri aslında tüm çalışan, topluma faydalı olan ve ailesine iyi birer gelecek sunabilmek adına hiçbir şeyden kaçınmayan tüm kadınların dile getirilmemiş emeklerine ve çabalarına karşı bir saygı duruşu.hem toplumsal farkındalık açısından hem de kadınlara yönelik her türlü baskı, sindirme, ayrımcılık, değersiz hissettirme gibi ne yazık ki çarpık ve kokuşmuş düzenin azimle,kararlılıkla ve elbette güçle üstesinden gelinebileceğinin hatırlatılması.*
yazarın , bu 3 kadının yaşanmışlıklarını ayrı ayrı bölümlerde hep en heyecanlı yerinde sonlandırıp sırasıyla diğer kadının hikayesine dönmesi kitabın sürükleyiciliği açısından inanılmaz bir etki yaratmış.185 sayfalık olmasına rağmen eser su gibi aktığı için vakit varsa tek seferde bile bitirilmesi mümkün olan eşsiz bir kitap.*
detaylı bilgi için
kitapta, toplumun onlara biçtiği rolleri kabul etmeyip, kimseye boyun eğmemeyi tercih eden 3 farklı kültürden kadının, kimi zaman ölüm-kalım savaşına dönen destansı mücadeleleri anlatılıyor.bu 3 kadın çok farklı yaşamlara da sahip olsalar üçünün de dileği aynı; hür iradeleriyle kendi yaşamlarının yegane hakimi ve kurtarıcısı olmak.
hindistan’daki aşağılık kast sistemini kırıp , kızının kaderini değiştirmek isteyen bir anne:smita,
tüm ömrünü adadığı kariyerinin hastalığı yüzünden tehlikeye düşmesine izin vermeyecek başarılı amerikalı avukat:sarah,
aile yadigarı şirketini iflasın eşiğine terk etmeye hiç niyeti olmayan italyan güzeli genç kız; giulia. bu üç kadın, tıpkı bir örgüyü oluşturan 3 tutam saç gibi hiç farkında olmadan birbirine dokunuyor.ayrıca bu kitaptaki bu üç kadının kendi dünyalarındaki mücadeleleri aslında tüm çalışan, topluma faydalı olan ve ailesine iyi birer gelecek sunabilmek adına hiçbir şeyden kaçınmayan tüm kadınların dile getirilmemiş emeklerine ve çabalarına karşı bir saygı duruşu.hem toplumsal farkındalık açısından hem de kadınlara yönelik her türlü baskı, sindirme, ayrımcılık, değersiz hissettirme gibi ne yazık ki çarpık ve kokuşmuş düzenin azimle,kararlılıkla ve elbette güçle üstesinden gelinebileceğinin hatırlatılması.*
yazarın , bu 3 kadının yaşanmışlıklarını ayrı ayrı bölümlerde hep en heyecanlı yerinde sonlandırıp sırasıyla diğer kadının hikayesine dönmesi kitabın sürükleyiciliği açısından inanılmaz bir etki yaratmış.185 sayfalık olmasına rağmen eser su gibi aktığı için vakit varsa tek seferde bile bitirilmesi mümkün olan eşsiz bir kitap.*
detaylı bilgi için
devamını gör...
elbisenin kadınları daha zarafet sahibi göstermesi
erkekler giyse de doğru bir karşılaştırma yapabilsek diye düşündürten başlıktır*.
devamını gör...
biraz soluklan yiğidim
aklımın kalbime sürekli söylediği sözlerden biridir.
devamını gör...
yazarların çektiği kedi fotoğrafları
işte bunlar dört serseri.


biri ürkek üçü deli.



bugün karşılaştık bu afacanlarla. kollarını, bacaklarını ısırmamak için kendimi zor tuttum. yahu nasıl sevecen nasıl güzeller. koştur koştur geliyorlar insanın üzerine. ne oluyoruz yahu dedim bir an. biraz durdum izledim onları. oyunları, hareketleri nasıl huzur veriyor insana. bir bahçem olsa dördünü alıp götürsem dedim. ileride kocaman kocaman bir bahçem olursa tüm minnakları toplamayı düşünüyorum. iyice deliye çıksın adım. aman akıllı olsak madalya mı veriyorlar sanki pehhh.
neyse çok başım ağrıyor ben yavaştan yatar. herkeslere huzurlu uykular. ben gaçtım.


biri ürkek üçü deli.



bugün karşılaştık bu afacanlarla. kollarını, bacaklarını ısırmamak için kendimi zor tuttum. yahu nasıl sevecen nasıl güzeller. koştur koştur geliyorlar insanın üzerine. ne oluyoruz yahu dedim bir an. biraz durdum izledim onları. oyunları, hareketleri nasıl huzur veriyor insana. bir bahçem olsa dördünü alıp götürsem dedim. ileride kocaman kocaman bir bahçem olursa tüm minnakları toplamayı düşünüyorum. iyice deliye çıksın adım. aman akıllı olsak madalya mı veriyorlar sanki pehhh.
neyse çok başım ağrıyor ben yavaştan yatar. herkeslere huzurlu uykular. ben gaçtım.
devamını gör...
yazarların içinde oldukları yaş ile ilgili fikirleri
hiçbir fikrim yok.
devamını gör...
journey
amerikalı rock grubu. 1981'de çıkardıkları şu şarkıyı herkes duymuş olabilir.
don't stop believin
don't stop believin
devamını gör...
bir kadının kendine yapabileceği en iyi şey
hayata duygu değil kişi ve olay bazında bakarak gereksiz beklenti ve hayalkirikligina uğramamak.
devamını gör...
sevdiği halde vazgeçen insan
vazgeçiyorsa olmayacağına inanmıştır, sorun kendinde değil karşıdadır. ömrünün sonuna kadar içinde ukte kalsa da olmayacak duaya amin demeyendir.
devamını gör...
artı oy aldıkça gaza gelen yazar
benim. artı gelince sokağa çıkıp christiano ronaldo'nun gol sevincindeki gibi seviniyorum. bazen de evde dizlerimin üstünde kayıyorum sevinçten.
devamını gör...
gül güzeli
bir leman sam klasiği.
devamını gör...
kitap hediye notu
"son sayfaya gelip bu romanı bitirsen bile, biz bu hikayeyi bitirmeyelim..."
devamını gör...
kırmızı oda sayesinde babasının tacizini ortaya çıkaran 11 yaşındaki kız çocuğu
evet umarım insanlar “türk aile yapısının” eşcinsellerle değil de başka şeylerle yozlaştığını bir şekilde anlar diyeceğim ama yobazlar yine anlamazlar...
devamını gör...
püskevit denince akla gelen
devamını gör...
ırkçılık
nazarımda ; ırkların, ırkım hakkında ki tavırlarına karşı geliştirilmiş olan ideolojidir.
türk ve türkçülük aleyhinde bulunanları ezeceğiz.
m.kemal atatürk
kişi kavmini sevmekle kınanamaz.
hz. muhammed
türk ve türkçülük aleyhinde bulunanları ezeceğiz.
m.kemal atatürk
kişi kavmini sevmekle kınanamaz.
hz. muhammed
devamını gör...

