yeni anayasa için bir madde yaz
“- milletvekili maaşı 4 asgari ücretten fazla olamaz.
- bakan maaşı 5 asgari ücretten fazla olamaz.
- cumhurbaşkanı maaşı 6 asgari ücretten fazla olamaz.”
şeklinde maddelerin aklıma geldiği başlık.
- bakan maaşı 5 asgari ücretten fazla olamaz.
- cumhurbaşkanı maaşı 6 asgari ücretten fazla olamaz.”
şeklinde maddelerin aklıma geldiği başlık.
devamını gör...
geceye anlam katan sözler
"tepeden tırnağa değiştim. aynı insan değilim artık."
jean paul sartre.
jean paul sartre.
devamını gör...
bulantı
ana karakter roquentin'in dünyaya ve insana karşı duyduğu mide bulantısını son sayfalara kadar sartre'ın bir şekilde kelimelerle kusmasını beklediğimiz kitap. fakat işin inceliği aslında burada yatıyor; sonsuz bir tiksinti, bitmek bilmeyen bir bulantı...
dibe batıp çıkmaktan ziyade insana sonu olmayan bir düşüş gibi hissettiriyor. bir noktada yere çakılmak gerekecek belki ama asla zemine çarpmayacağınızı biliyorsunuz. işte tam olarak kitabı okurken deliliğin sınırlarında geziyor gibi hissetmenizin temel nedeni sanıyorum ki bu. selahattin hilav çevirisini önermekle beraber aslında roquentin'in kendine bu denli yabancılaşmasını bence sartre'ın kendi kelimeleri ile okumak daha çarpıcı olacaktır.
--- alıntı ---
je n'ai pas besoin de faire des phrases. j'écris pour tirer au clair certaines circonstances. se méfier de la littérature. ıl faut tout écrire au courant de la plume sans chercher les mots.
je n'avais pas le droit d'exister. j'étais apparu par hasard, j'existais comme une pierre, une plante, un microbe. ma vie poussait au petit bonheur et dans tous les sens.
--- alıntı ---
edit: imla.
dibe batıp çıkmaktan ziyade insana sonu olmayan bir düşüş gibi hissettiriyor. bir noktada yere çakılmak gerekecek belki ama asla zemine çarpmayacağınızı biliyorsunuz. işte tam olarak kitabı okurken deliliğin sınırlarında geziyor gibi hissetmenizin temel nedeni sanıyorum ki bu. selahattin hilav çevirisini önermekle beraber aslında roquentin'in kendine bu denli yabancılaşmasını bence sartre'ın kendi kelimeleri ile okumak daha çarpıcı olacaktır.
--- alıntı ---
je n'ai pas besoin de faire des phrases. j'écris pour tirer au clair certaines circonstances. se méfier de la littérature. ıl faut tout écrire au courant de la plume sans chercher les mots.
je n'avais pas le droit d'exister. j'étais apparu par hasard, j'existais comme une pierre, une plante, un microbe. ma vie poussait au petit bonheur et dans tous les sens.
--- alıntı ---
edit: imla.
devamını gör...
kitap alıntıları
çağdaş insan, uyanık olduğuna ve de doğru düşündüğüne inanmak istiyor. ama bu tür inanç ve düşünceler bizi karabasanlara soktu -akıl aynalarımızda, art arda işkence odalarını gördüğümüz karabasanlardı onlar. bu karabasandan çıktığımızda, uyanık durumda düş gördüğümüzü ve usçu düşlerimizin dayanılmaz düşler olduğunu belki de fark edeceğiz. ve ondan sonra, belki de gözlerimizi kapayıp yeniden düş görmeğe başlayacağız.
yalnızlık dolambacı / octavio paz
yalnızlık dolambacı / octavio paz
devamını gör...
limonluekşilisalata
ooo bir ana.
oo bir neşe kaynağı.
o onu nasıl anlatayım bilemedim.*
ortak özelliğimiz var kendisiyle her ne kadar besleyici olsakta ekşiyiz biz. ee hep tatlı olacak değiliz. salata'dan bir kaşık da ben almaya geldim. yavaş yavaş yazdıklarını tatmaya geldim.
oo bir neşe kaynağı.
o onu nasıl anlatayım bilemedim.*
ortak özelliğimiz var kendisiyle her ne kadar besleyici olsakta ekşiyiz biz. ee hep tatlı olacak değiliz. salata'dan bir kaşık da ben almaya geldim. yavaş yavaş yazdıklarını tatmaya geldim.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
çok güzel düşünülmüş bir anma programı. emeği geçen herkese teşekkürler. o hisleri anlamak zor belki ama, kayıplarımızı unutmamak gerek. nefret işte böyle korkunç şeylere sebep oldu, olmaya da devam ediyor. can alma hakkı kimsede değildir, olamaz da. çok üzücü, çok acı.. hepsi çok kıymetli insanlardı. ruhları şad olsun.
devamını gör...
depresyon belirtileri
aydınlık yerlerin rahatsızlık vermeye başlaması, gülme yetisini kaybetmek, neden yalnızım neden yanımda kimse yok gibi sorular sormak.
devamını gör...
wifi
türkçe'ye "kablosuz bağlantı bölgesi/alanı" olarak çevrilmiş bağlantı yapısıdır.
günümüzde neredeyse tüm cihazlarda bulunan bir yapı olmakla beraber; data aktarımı ve internet bağlantısı gibi başlıca amaçlar için kullanılır. en yaygın olarak, ieee 802.11a standardı üzerinden protokolleşir. frekans olarak 2.4 ghz veya 5 ghz üzerinden sağlanır. 5 ghz'lik bağlantı daha sağlıklı ve akıcı olduğundan; 2,4 ghz ise menzil olarak bir tık daha geniş olduğundan tercih edilebilir.
özellikle bir lisanslamaya ihtiyaç duymaması, hat kurulurken kablo ihtiyacının olabildiğince indirgenmiş olması ve kriptoloji'nin armağanı, kablosuz şifreleme yöntemlerinin çoğunu kullanabilmesi sebebiyle tercih edilen bir bağlantı tipidir.
osi referans modeli'nin 2. katmanı olan bağlantı katmanında bulunur ve donanım ile ağ katmanlarını birbirine bağlayarak iletişime geçmelerini sağlar.
beacon ve access point'lar sayesinde menzili genişletilebilir ve ağ şekillendirmeleri sağlanabilir. aynı şekilde router, repeater ve bridge gibi yapılar ile de desteklenebilir.
en son 2019'da güncellenen wi-fi 6e ile 6 ghz kanal üzerinden 9,6 gbit'e kadar bağlantı sunabilmektedir.
kendisi gibi ancak daha çok yeni olan kablosuz bağlantı tipi li-fi'a öncüllük yapmıştır.
günümüzde neredeyse tüm cihazlarda bulunan bir yapı olmakla beraber; data aktarımı ve internet bağlantısı gibi başlıca amaçlar için kullanılır. en yaygın olarak, ieee 802.11a standardı üzerinden protokolleşir. frekans olarak 2.4 ghz veya 5 ghz üzerinden sağlanır. 5 ghz'lik bağlantı daha sağlıklı ve akıcı olduğundan; 2,4 ghz ise menzil olarak bir tık daha geniş olduğundan tercih edilebilir.
özellikle bir lisanslamaya ihtiyaç duymaması, hat kurulurken kablo ihtiyacının olabildiğince indirgenmiş olması ve kriptoloji'nin armağanı, kablosuz şifreleme yöntemlerinin çoğunu kullanabilmesi sebebiyle tercih edilen bir bağlantı tipidir.
osi referans modeli'nin 2. katmanı olan bağlantı katmanında bulunur ve donanım ile ağ katmanlarını birbirine bağlayarak iletişime geçmelerini sağlar.
beacon ve access point'lar sayesinde menzili genişletilebilir ve ağ şekillendirmeleri sağlanabilir. aynı şekilde router, repeater ve bridge gibi yapılar ile de desteklenebilir.
en son 2019'da güncellenen wi-fi 6e ile 6 ghz kanal üzerinden 9,6 gbit'e kadar bağlantı sunabilmektedir.
kendisi gibi ancak daha çok yeni olan kablosuz bağlantı tipi li-fi'a öncüllük yapmıştır.
devamını gör...
sivas katliamı
insanları diri diri yaktılar ve izlediler. bugünü asla unutmayın. elinde bidon, ateşi körükleyen adamı! ahmet dede! deyip, sırtını sıvazlayarak tahliye ettiler.
devamını gör...
pahalı olan şey kaliteli midir sorunsalı
eskilerin; "pahalıdır vardır hikmeti, ucuzdur vardır illeti" sözünü akla getiren sorunsal.
fakat ne var ki bu sözün geçerli olduğu dönemlerde insanlar; kompleks ilişkiler nedir bilmiyor, salatalığı çekirdekli yiyor, en ağır tribün lafının "hakem gözüne gözlük!" olduğunu düşünüyor, "plastik" denen malzemeyi muhtemelen yeni çıkmış bir "ağrı kesici" sanıyor ve insan ağırlamak için ellerindeki imkanları sonuna kadar kullanıp, onları mutlu etmeye çalışıyorlarmış.
günümüzde vefat eden emekli annesinin kılığına girip maaşını alanlar bile herhangi bir kasabadan çıkabiliyor ise, bu fiyat/performans dengesini tekrar düşünmek gerekebilir.
o sebeple -önceden bir referans yoksa- kesinlikle "fiyat", kriter olarak kabul edilmemelidir.
fakat ne var ki bu sözün geçerli olduğu dönemlerde insanlar; kompleks ilişkiler nedir bilmiyor, salatalığı çekirdekli yiyor, en ağır tribün lafının "hakem gözüne gözlük!" olduğunu düşünüyor, "plastik" denen malzemeyi muhtemelen yeni çıkmış bir "ağrı kesici" sanıyor ve insan ağırlamak için ellerindeki imkanları sonuna kadar kullanıp, onları mutlu etmeye çalışıyorlarmış.
günümüzde vefat eden emekli annesinin kılığına girip maaşını alanlar bile herhangi bir kasabadan çıkabiliyor ise, bu fiyat/performans dengesini tekrar düşünmek gerekebilir.
o sebeple -önceden bir referans yoksa- kesinlikle "fiyat", kriter olarak kabul edilmemelidir.
devamını gör...
sözlüğü bırakmak
son iki gündür düşündüğüm eylem. gerçekten yok yere tanım silinmesi insanı sinirlendiriyor. zaten favori yazarımın uçurulması ayrı bi' soğuttu ortalığı.
"acaba fazla mı üzerine gidiyoruz sözlüğün" diye düşünmedim değil. sonuçta daha yeni ve illa ki garip tipler olacak. nerede güzel ortam var ki, gelip bir sözlükten de o ortamı isteyelim değil mi?
polyanacılık da bir yere kadar. lucifer hala başlık açabiliyor. bu bile yeterli bıkmak için.
"acaba fazla mı üzerine gidiyoruz sözlüğün" diye düşünmedim değil. sonuçta daha yeni ve illa ki garip tipler olacak. nerede güzel ortam var ki, gelip bir sözlükten de o ortamı isteyelim değil mi?
polyanacılık da bir yere kadar. lucifer hala başlık açabiliyor. bu bile yeterli bıkmak için.
devamını gör...
hisler ve auralar hakkında eşsiz bilgiler
daha önce bir empati sanatçısı olduğumu söylemiştim. hisleri ve auraları algılayabilmek ve tanımlayabilmek için empati konusunda master level olmalısınız.
günlük hayatta pek çok insanla etkileşime geçeriz, bazılarının yanında iyi yada pozitif şeyler hissederken, bazı insanların yanında ise kötü yada negatif hislerle dolarız.
buna kendini kötü hissetmekte diyebiliriz. bu hissiyat iki aşamadan oluşur; birincisi yanında olduğunuz kişi hakkındaki ön yargılarınız, ikincisi onun sizin hakkında olduğu varsayılan ön yargıları.
dışarı nasıl bir imaj veriyorum kaygısı ve karşımdaki beni x biçimde algılıyor olabilir endişesi. bu denklemleri çoğunuz analiz etmiştir. işin birde algı düzeyini yükseltmek var. daha yüksek bir eşikten olayları gözlemleyebilmek için, o an hissedilenleri organize bir şekilde tanımlayıp çözümlemeliyiz bu yetenek otomatik bir yeti haline geldiğinde insanların yanında hislerinizi görüyor yada kokusunu tanıyor ve ayırt ediyor gibi algılamaya başlarız.
işin aslına ve doğru kavramlarla yeniden tanımlamaya başlayabiliriz. insanların aurasını yani etrafındakilere yansıttığı şey hisler değil düşüncelerdir. bunlara iyi kötü pozitif negatif demek yerine önyargılar ve endişeler diyebiliriz.
misal "x kişisinin yanındayken çok kötü hissediyorum, beni küçük görüyormuş gibi tavırları var" yada tam tersi " x kişisinin yanında çok iyi hissediyorum bana güvendiğini düşünüyorum."
ilk örnekte, karşısındakinin tavırlarını küçümseyici bulmaktan doğan bir huzursuzluk yani endişe var, bunun alt metninde "ben küçümsenecek biri değilim, bana böyle olduğumu hissettiriyor, değersiz biri gibi görünmek endişe verici" gibi bir mesaj var.
ikinci örnekte, karşısındakinin kendisine güvendiğini düşündüğü için yanında iyi hissetme durumu var. burda ise ön yargı yada ön kabul var. alt metninde ise, "insanların bana güvenmesi fikri bana iyi geliyor" gibi bir mesaj var.
özetle, yanınızdaki insanın sizin hakkınızdaki muhtemel fikirleri sizin auranız oluyor. sizin yanınızdaki insan hakkındaki fikirlerinizde onun aurası oluyor.
her insan çevresinde karşılaştığı insanlar hakkında eylemlerden ve dış görünüşten bir takım çıkarımlar yapar ve kafasında o insanlar hakkında yargılar oluşturur. bunu neye göre yaptığı kişiseldir ve konumuzun dışındadır. bir takım insanlar hakkında da endişeler duyar. bunun sebebi ise kendi yaptığı şeyi diğer insanlarında yaptığını bilinç düzeyinde olmasada iç güdüsel olarak bilir. bu akıl okumaya benzeyen bir yetidir fakat bilinçli kullanılmaz. kendini onun yerine koyup onun gözünden kendini yargılamak ve tanımlamak ön yargılara veya endişelere sebep olur.
hayli karmaşık bir denklemler yığını olduğu için anlamlandırmanız biraz güç olabilir. işte bu cümle anlattığım her şeyi özetleyen bir cümle oldu. anlattıklarımı karmaşık bulacağınızla ilgili ön yargılarım ve endişelerim olduğunun bir göstergesi. bu yetenekte ustalaşmak bir hayli pratik gerektiriyor içgüdüsel mekanizmaları bilinç düzeyine çıkarıp daha derin analizler ve gözlemler yapabilirsiniz bunun yanında kendinizi gözlemleme fırsatınızda olur.
günlük hayatta pek çok insanla etkileşime geçeriz, bazılarının yanında iyi yada pozitif şeyler hissederken, bazı insanların yanında ise kötü yada negatif hislerle dolarız.
buna kendini kötü hissetmekte diyebiliriz. bu hissiyat iki aşamadan oluşur; birincisi yanında olduğunuz kişi hakkındaki ön yargılarınız, ikincisi onun sizin hakkında olduğu varsayılan ön yargıları.
dışarı nasıl bir imaj veriyorum kaygısı ve karşımdaki beni x biçimde algılıyor olabilir endişesi. bu denklemleri çoğunuz analiz etmiştir. işin birde algı düzeyini yükseltmek var. daha yüksek bir eşikten olayları gözlemleyebilmek için, o an hissedilenleri organize bir şekilde tanımlayıp çözümlemeliyiz bu yetenek otomatik bir yeti haline geldiğinde insanların yanında hislerinizi görüyor yada kokusunu tanıyor ve ayırt ediyor gibi algılamaya başlarız.
işin aslına ve doğru kavramlarla yeniden tanımlamaya başlayabiliriz. insanların aurasını yani etrafındakilere yansıttığı şey hisler değil düşüncelerdir. bunlara iyi kötü pozitif negatif demek yerine önyargılar ve endişeler diyebiliriz.
misal "x kişisinin yanındayken çok kötü hissediyorum, beni küçük görüyormuş gibi tavırları var" yada tam tersi " x kişisinin yanında çok iyi hissediyorum bana güvendiğini düşünüyorum."
ilk örnekte, karşısındakinin tavırlarını küçümseyici bulmaktan doğan bir huzursuzluk yani endişe var, bunun alt metninde "ben küçümsenecek biri değilim, bana böyle olduğumu hissettiriyor, değersiz biri gibi görünmek endişe verici" gibi bir mesaj var.
ikinci örnekte, karşısındakinin kendisine güvendiğini düşündüğü için yanında iyi hissetme durumu var. burda ise ön yargı yada ön kabul var. alt metninde ise, "insanların bana güvenmesi fikri bana iyi geliyor" gibi bir mesaj var.
özetle, yanınızdaki insanın sizin hakkınızdaki muhtemel fikirleri sizin auranız oluyor. sizin yanınızdaki insan hakkındaki fikirlerinizde onun aurası oluyor.
her insan çevresinde karşılaştığı insanlar hakkında eylemlerden ve dış görünüşten bir takım çıkarımlar yapar ve kafasında o insanlar hakkında yargılar oluşturur. bunu neye göre yaptığı kişiseldir ve konumuzun dışındadır. bir takım insanlar hakkında da endişeler duyar. bunun sebebi ise kendi yaptığı şeyi diğer insanlarında yaptığını bilinç düzeyinde olmasada iç güdüsel olarak bilir. bu akıl okumaya benzeyen bir yetidir fakat bilinçli kullanılmaz. kendini onun yerine koyup onun gözünden kendini yargılamak ve tanımlamak ön yargılara veya endişelere sebep olur.
hayli karmaşık bir denklemler yığını olduğu için anlamlandırmanız biraz güç olabilir. işte bu cümle anlattığım her şeyi özetleyen bir cümle oldu. anlattıklarımı karmaşık bulacağınızla ilgili ön yargılarım ve endişelerim olduğunun bir göstergesi. bu yetenekte ustalaşmak bir hayli pratik gerektiriyor içgüdüsel mekanizmaları bilinç düzeyine çıkarıp daha derin analizler ve gözlemler yapabilirsiniz bunun yanında kendinizi gözlemleme fırsatınızda olur.
devamını gör...
ofsayt
kötü anlatanlar yüzünden anlamayanların bolca bulunduğu futbol kuralı. bu kural anlatıldıktan sonra kuralın neden konduğu. amacı ve bu kural olmazsa futbolun nasıl içinden çıkılmaz bir hâle gelip, gol atmanın zorlaştığı anlatılarak pekiştirilmeli.
kuralı anlatayım; bir futbolcu kendi gerisindeki bir takım arkadaşından pas alırken, top arkadaşının ayağından çıktığı anda pası alan futbolcunun kendi hizasında veya önünde en az iki rakip futbolcu olmak zorundadır. şimdi bu tanımdan kafası karışmış olanlar varsa ''kendi hizasında'' kısmını çıkartıp cümleyi öyle okusun. hazır yazılmışı var; top arkadaşının ayağından çıktığı anda pası alan futbolcunun önünde en az iki rakip futbolcu olmak zorundadır. eğer olmazsa offside olmuş olur. ingilizce offside, adı üstünde off durumdaki yani pasif durumdaki alan. yani futbolcu oynanmayan alanda olduğu için oynayamaz.
bunu türkçe yazarken ofsayt yazarlar ben böyle bir başlık açmadım. gerek görmedim.
şimdi gelelim bu kuralın önemine; öncelikle oynamayanlar için şunu belirteyim aslında futbol sahası göründüğünden büyük bir alan. oynayanlar ya da sahaya çıkanlar bilirler bir taraftan diğer tarafa antremansız bir insanın koşması yorucudur. göbekli bir insan maç gibi bir stres anında koşarken kalp krizi bile geçirebilir. futbolcular ise sürekli antreman ve iyi beslenme ile bu alanları rahatça katederler. ama bu iki taraf için de geçerlidir. çıplak gözle izlediğiniz bir maçta savunma hattının kendi yarı sahasının ucuna kadar geldiğini görürsünüz. rakip savunmada açılmaktadır. bu savunma hattının arkasında kalan alan rakip için bir nevi gidilmesi yasak olan alandır. eğer gider ve pas alırsa offside'a düşmüş olur. yani futbol genelde görünen sahanın daha küçük bir yerinde oynanır. öne çıkan bu savunma hattı sayesinde daha fazla adamla hücum yapabilirsiniz. rakip savunması da açıldığı için boşluklar bulabilirsiniz. ama offside kuralı olmasaydı savunma hattı ileri açılamadığı için az adamla hücum yapardınız. bunun yanında savunmanın sağ ve sol kanadındakiler şimdiki futbolda hücuma belirli ölçülerde katılıyor. onlar da hücuma katılamaz olur. rakip savunma da kendi kalelerinin önünde çakılı duracağı için az adamla hücum yapar ve rakip sahada boş alan bulamazsınız. savunma oyuncuları sürekli oradadır. bu nedenle gol çok zor atılır. eğer futbol böyle olsaydı. ileride nasıl stratejiler izlenirdi. futbol ne hâle gelirdi bilmiyoruz. ama tatsız bir oyun olacağı kesin. son olarak. offside alanı rakip yarı sahada geçerlidir. rakip savunma açılarak sahayı ortadan bölen çizgiyi geçmişse savunma hattının arkasında kalan bölgenin sadece kendi yarı sahalarındaki alanı offside olur. bir futbolcu kendi yarı sahasında offside'a düşemez.
basketbolda'da bir kural var. kuralın adını bilmiyorum ama eğer o kural olmazsa basketbol olmaktan çıkar. oynanamaz. şöyle ki top rakip potaya doğru giderken inişe geçtiği sırada rakip oyuncu topu keserse o sayı alınır. yani biri potanın önünde bekleyip gelen tüm topları kesemez. eğer keserse oyun oynanamaz. bu kuralda savunma oyuncusuna sürekli kendi potanın önünde duramazsın deniliyor. offside kuralında ise sürekli rakip kalenin önünde duramazsın deniliyor. ikisi de oyunun oynanmasını devam ettirmek için çıkan kurallar. bu oyunlardan bu kuralları çıkarırsanız kriptonit tutulan süpermen gibi olurlar.
kuralı anlatayım; bir futbolcu kendi gerisindeki bir takım arkadaşından pas alırken, top arkadaşının ayağından çıktığı anda pası alan futbolcunun kendi hizasında veya önünde en az iki rakip futbolcu olmak zorundadır. şimdi bu tanımdan kafası karışmış olanlar varsa ''kendi hizasında'' kısmını çıkartıp cümleyi öyle okusun. hazır yazılmışı var; top arkadaşının ayağından çıktığı anda pası alan futbolcunun önünde en az iki rakip futbolcu olmak zorundadır. eğer olmazsa offside olmuş olur. ingilizce offside, adı üstünde off durumdaki yani pasif durumdaki alan. yani futbolcu oynanmayan alanda olduğu için oynayamaz.
bunu türkçe yazarken ofsayt yazarlar ben böyle bir başlık açmadım. gerek görmedim.
şimdi gelelim bu kuralın önemine; öncelikle oynamayanlar için şunu belirteyim aslında futbol sahası göründüğünden büyük bir alan. oynayanlar ya da sahaya çıkanlar bilirler bir taraftan diğer tarafa antremansız bir insanın koşması yorucudur. göbekli bir insan maç gibi bir stres anında koşarken kalp krizi bile geçirebilir. futbolcular ise sürekli antreman ve iyi beslenme ile bu alanları rahatça katederler. ama bu iki taraf için de geçerlidir. çıplak gözle izlediğiniz bir maçta savunma hattının kendi yarı sahasının ucuna kadar geldiğini görürsünüz. rakip savunmada açılmaktadır. bu savunma hattının arkasında kalan alan rakip için bir nevi gidilmesi yasak olan alandır. eğer gider ve pas alırsa offside'a düşmüş olur. yani futbol genelde görünen sahanın daha küçük bir yerinde oynanır. öne çıkan bu savunma hattı sayesinde daha fazla adamla hücum yapabilirsiniz. rakip savunması da açıldığı için boşluklar bulabilirsiniz. ama offside kuralı olmasaydı savunma hattı ileri açılamadığı için az adamla hücum yapardınız. bunun yanında savunmanın sağ ve sol kanadındakiler şimdiki futbolda hücuma belirli ölçülerde katılıyor. onlar da hücuma katılamaz olur. rakip savunma da kendi kalelerinin önünde çakılı duracağı için az adamla hücum yapar ve rakip sahada boş alan bulamazsınız. savunma oyuncuları sürekli oradadır. bu nedenle gol çok zor atılır. eğer futbol böyle olsaydı. ileride nasıl stratejiler izlenirdi. futbol ne hâle gelirdi bilmiyoruz. ama tatsız bir oyun olacağı kesin. son olarak. offside alanı rakip yarı sahada geçerlidir. rakip savunma açılarak sahayı ortadan bölen çizgiyi geçmişse savunma hattının arkasında kalan bölgenin sadece kendi yarı sahalarındaki alanı offside olur. bir futbolcu kendi yarı sahasında offside'a düşemez.
basketbolda'da bir kural var. kuralın adını bilmiyorum ama eğer o kural olmazsa basketbol olmaktan çıkar. oynanamaz. şöyle ki top rakip potaya doğru giderken inişe geçtiği sırada rakip oyuncu topu keserse o sayı alınır. yani biri potanın önünde bekleyip gelen tüm topları kesemez. eğer keserse oyun oynanamaz. bu kuralda savunma oyuncusuna sürekli kendi potanın önünde duramazsın deniliyor. offside kuralında ise sürekli rakip kalenin önünde duramazsın deniliyor. ikisi de oyunun oynanmasını devam ettirmek için çıkan kurallar. bu oyunlardan bu kuralları çıkarırsanız kriptonit tutulan süpermen gibi olurlar.
devamını gör...
toplu taşıma araçlarında gıcık olunan tipler
aslında görgü kurallarına uymayıp bacaklarını açarak oturan, yüksek sesle konuşan ve özel hayatın gizliliğinden bihaber olup telefonunuza gözlerini diken tipler diyecektim ancak hepsi dendiği için bir tip daha eklemek isterim;
özellikle ön sıralara oturduysanız size muavin gibi davranan tiplerdir.
"şuradan bir kişi uzatır mısın?"
"buradan da iki kişi bir öğrenci"
"şoför beye söyler misin köşede inicem"
"benim para üstü gelmedi neden acaba" (yedim çünkü)
özellikle ön sıralara oturduysanız size muavin gibi davranan tiplerdir.
"şuradan bir kişi uzatır mısın?"
"buradan da iki kişi bir öğrenci"
"şoför beye söyler misin köşede inicem"
"benim para üstü gelmedi neden acaba" (yedim çünkü)
devamını gör...
dünyanın en başarısız bilim dalının tıp olması
o tıp olmasa ömrünün çok daha kısa olacağından ve diğer hiçbir şeye vakti kalmayacağından bihaber yazarın açtığı başlık.
devamını gör...
sevilen kızın bir şirket sahibiyle konuşmaya başlaması
yaz dizisi senaryosu.
devamını gör...

