misc radyo yayını
hazır kimse bugün için radyo duyurusu girmiyorken ve "radyo ne yea spotify açar dinlerim"ciler ortalıklardan uzaklaşmışken ufak bi duyuru geçeyim. misc dinleyenlerinin yarı kadarı takipçim zaten, duyan duymayana söyler.*
pazartesi yayın var.
evet. ancak bu hafta da konuk almayı düşünmüyorum, hatta büyük bir ihtimalle podcast tarzı önce kaydet sonra yayınla yapacağım bu hafta için. neden? çünkü öyle istedim. ben, cenk, arka bahçem ve kafamdaki ziv ziv konuşan sesler olacak yine sizlerle. spotify'dan dinlemek isteyen olursa oraya da koyarız diyeceğim ama hesap aç, onaylat falan. bilirsin, üşenirim.
adiós chicas/chicos.
pazartesi yayın var.
evet. ancak bu hafta da konuk almayı düşünmüyorum, hatta büyük bir ihtimalle podcast tarzı önce kaydet sonra yayınla yapacağım bu hafta için. neden? çünkü öyle istedim. ben, cenk, arka bahçem ve kafamdaki ziv ziv konuşan sesler olacak yine sizlerle. spotify'dan dinlemek isteyen olursa oraya da koyarız diyeceğim ama hesap aç, onaylat falan. bilirsin, üşenirim.
adiós chicas/chicos.
devamını gör...
ülkeye tuvalet kağıdı kadar faydası olmayan insanlar
bi dakka bi dakka tuvalet kağadı çok pahalı bu insanlar o kadar etmez!
devamını gör...
villa alırken dikkat edilmesi gereken hususlar
'vileda' alırken dikkat edilmesi gereken hususlar diye okuduğum başlık.. ruhum fakir.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
eski nesil yazarların kullandığı msn messerger uygulamasında, dinlediğiniz müziği listenizdeki insanlara gösterebilme özelliği.
devamını gör...
ilk buluşmada kızı ciğerciye götüren varoş
sizin ciğer fiyatlarından haberiniz yok galiba?
kuzu ciğeri zaten bulunmuyor, bulunsa pirzola fiyatı ile yarışıyor, dana ciğeri et fiyatları ile aynı.
kısaca kıza değer vermiş ciğerci ye götürmüş çok güzel hareketler bunlar.
kuzu ciğeri zaten bulunmuyor, bulunsa pirzola fiyatı ile yarışıyor, dana ciğeri et fiyatları ile aynı.
kısaca kıza değer vermiş ciğerci ye götürmüş çok güzel hareketler bunlar.
devamını gör...
kafamda bir tuhaflık
nobel ödüllü,kurgu ve cümle mühendisi orhan pamuk'un altı yılda yazdığı ilk defa sıradan birinin hikayesini konu aldığı kitabı.sevilir
orhan pamuk kitapları bir bütündür.kitabin son cümlesini okuduğunuzda kitap biter.butun taşlar o zaman yerini bulur.diger yazarlar gibi hikaye örülerek ilerlemez,spiraldir.son cümlede en baştan geniş bir çember alır öyle anlamlandirirsiniz konuyu.neden bu özelliğinden bahsettim.cunku kitap tam da son cümleyi okuduğunuzda bitiyor.tum etki,çözüm son cümleye yüklenmiş.
o yüzden o bir kurgu ve cümle mühendisidir.
--- spoiler ---
sokaklarda pilav satan mevlut'un aşk ve anlam hikayesidir kafamda bir tuhaflık.
bir adamın kafasındaki tuhaflığı anlamlandırma çabası.
bir düğünde tek bir an göz göze geldiği kıza aşık olan, üç yıl o kız sanarak aslında kızın ablasına aşk mektupları yazan, bu durumu ancak kızı kacirdiktan sonra anlayan mevlut 'un hikayesi.
rayiha, kardeşinin gözleri düşünülerek yazılan mektupları kendine sanan; kendi hikayesinin bile figurani bir kadın.
hikaye o kadar dramatik ve o kadar dramatizmden uzak anlatılıyor ki orhan pamuk'a hayranliğiniz artıyor.
sahneyi düşünün:
üç yıldır biri size nasıl aşık olduğunu anlatan mektuplar yazıyor ve ilk karşılaşmanız:
rayiha:araç sokak lambalarının altından geçerken yüzünü gördüm.bana nasıl da şaşkınlıkla ve hayranlıkla bakıyordu.evet ben bu adamı seviyordum.
mevlüt: araç sokak lambalarının altından geçerken yüzünü gördüm.bu kız düğünde gördüğüm kız değildi.mektuplari bu kıza yazmamistim.
mevlut'ün gerçek aşkı kimdi?
üç yıl boyunca bir an göz göze gelip,hayalini kurarak aşk mektupları yazdığı semiha miydi?
yoksa üç yıl boyunca yazdığı o mektuplara cevap veren, onu sevmekten başka hiçbir hikayesi olmayan rayiha mıydı?
mevlut'ün kafasında taşıdığı tuhaflık bu sorunun cevabinda anlamlanacakti.
rayiha ile evlenmişti.
sevmisti de.
ama hep kafasında hep bir tuhaflık...
kader bu ya.
mevlüt semiha'yla da evlendi.
ama kafasındaki tuhaflık hiç geçmedi.
arayis,anlamlandırma çabası sürdü ve sonunda her şeyi anladı:
sehre,bir gün bile sokaklarını yalnız birakmadigi bu sokaklara, bir şey söylemek istese bu ne olurdu?
"ben bu alemde en çok rayiha'yı sevdim "
rayiha:üçüncü çocuğuna hamileyken öldü.eşinin oturduğu yerden kardeşinin aynadan yansımasını izlediğini fark etmişti.mektuplardaki güzel göz övgüsü ile kardeşinin güzel gözleri birleştiğinde her şeyi anlamıştı.
mevlut kafasındaki tuhaflığı belki çözdü ama rayiha bunu hiç bilmedi.
hep eksik sevildi.
--- spoiler ---
orhan pamuk kitapları bir bütündür.kitabin son cümlesini okuduğunuzda kitap biter.butun taşlar o zaman yerini bulur.diger yazarlar gibi hikaye örülerek ilerlemez,spiraldir.son cümlede en baştan geniş bir çember alır öyle anlamlandirirsiniz konuyu.neden bu özelliğinden bahsettim.cunku kitap tam da son cümleyi okuduğunuzda bitiyor.tum etki,çözüm son cümleye yüklenmiş.
o yüzden o bir kurgu ve cümle mühendisidir.
--- spoiler ---
sokaklarda pilav satan mevlut'un aşk ve anlam hikayesidir kafamda bir tuhaflık.
bir adamın kafasındaki tuhaflığı anlamlandırma çabası.
bir düğünde tek bir an göz göze geldiği kıza aşık olan, üç yıl o kız sanarak aslında kızın ablasına aşk mektupları yazan, bu durumu ancak kızı kacirdiktan sonra anlayan mevlut 'un hikayesi.
rayiha, kardeşinin gözleri düşünülerek yazılan mektupları kendine sanan; kendi hikayesinin bile figurani bir kadın.
hikaye o kadar dramatik ve o kadar dramatizmden uzak anlatılıyor ki orhan pamuk'a hayranliğiniz artıyor.
sahneyi düşünün:
üç yıldır biri size nasıl aşık olduğunu anlatan mektuplar yazıyor ve ilk karşılaşmanız:
rayiha:araç sokak lambalarının altından geçerken yüzünü gördüm.bana nasıl da şaşkınlıkla ve hayranlıkla bakıyordu.evet ben bu adamı seviyordum.
mevlüt: araç sokak lambalarının altından geçerken yüzünü gördüm.bu kız düğünde gördüğüm kız değildi.mektuplari bu kıza yazmamistim.
mevlut'ün gerçek aşkı kimdi?
üç yıl boyunca bir an göz göze gelip,hayalini kurarak aşk mektupları yazdığı semiha miydi?
yoksa üç yıl boyunca yazdığı o mektuplara cevap veren, onu sevmekten başka hiçbir hikayesi olmayan rayiha mıydı?
mevlut'ün kafasında taşıdığı tuhaflık bu sorunun cevabinda anlamlanacakti.
rayiha ile evlenmişti.
sevmisti de.
ama hep kafasında hep bir tuhaflık...
kader bu ya.
mevlüt semiha'yla da evlendi.
ama kafasındaki tuhaflık hiç geçmedi.
arayis,anlamlandırma çabası sürdü ve sonunda her şeyi anladı:
sehre,bir gün bile sokaklarını yalnız birakmadigi bu sokaklara, bir şey söylemek istese bu ne olurdu?
"ben bu alemde en çok rayiha'yı sevdim "
rayiha:üçüncü çocuğuna hamileyken öldü.eşinin oturduğu yerden kardeşinin aynadan yansımasını izlediğini fark etmişti.mektuplardaki güzel göz övgüsü ile kardeşinin güzel gözleri birleştiğinde her şeyi anlamıştı.
mevlut kafasındaki tuhaflığı belki çözdü ama rayiha bunu hiç bilmedi.
hep eksik sevildi.
--- spoiler ---
devamını gör...
laikliğin halka sorulmadan getirilmesi
hangi padişah halka sorularak tahta geçirildi acaba söyler misiniz.
boş yapmayın.
boş yapmayın.
devamını gör...
cağ kebabı
kebapların şahıdır. adana veya urfa kebap ancak getir götürünü yapar.
devamını gör...
origami
origami, (折り紙 origami) japonca "ori" (katlamak) ve "gami" (kâğıt) sözcüklerinin birleşiminden meydana gelmiş olup kâğıt katlama sanatına verilen addır. ismi japonca olsa da çin kaynaklı bir sanat olduğunu iddia eden kaynaklar da vardır . genellikle kare kâğıt parçalarını kesmeden ve yapıştırıcı kullanmadan, sadece katlayarak, çeşitli canlı ve cansız figürler oluşturarak yapılmakla birlikte, dikdörtgen kâğıtlardan, hatta kâğıt paralardan yapılan modeller de oldukça fazladır.
kaynak.
kaynak.
devamını gör...
türk insanının temel sorunu
hiçbir şey bilmedikleri herhangi bir konuda bile her şeyi bilmeleri,
insanların her işine karışmayı adeta kutsal bir vazife haline getirmeleri,
samimiyeti, nezaketi yanlış anlamaları,
bir işi uyanıklık, katakulli vs yollarla avantajlı hale getirip, o işten yırtmayı zeka parıltısı, kendilerini de bunu beceren birisi olarak akıl küpü sanmaları, arsızca bunu anlatmaları ve bu hareketlerinden dolayı takdir edilmeyi beklemeleri,
onlara uymayan her şeyi yanlış kabul etmeleri,
dönüp önce "ben insan mıyım?" diye kendilerine bakmadan etraftaki insanları olur olmaz yaftalamaları,
halden anlamamaları, dangıl dungul * konuşmaları,
saygısız, seviyesiz, hadsiz olmaları...
bunlar yurdumuzun en güzide insanları! gelin gelin size şarkı hediye edeceğim...
kendine gel...
sevgili sözlük yazarları;
bu insanları umursamayınız, dans ediniz...*
insanların her işine karışmayı adeta kutsal bir vazife haline getirmeleri,
samimiyeti, nezaketi yanlış anlamaları,
bir işi uyanıklık, katakulli vs yollarla avantajlı hale getirip, o işten yırtmayı zeka parıltısı, kendilerini de bunu beceren birisi olarak akıl küpü sanmaları, arsızca bunu anlatmaları ve bu hareketlerinden dolayı takdir edilmeyi beklemeleri,
onlara uymayan her şeyi yanlış kabul etmeleri,
dönüp önce "ben insan mıyım?" diye kendilerine bakmadan etraftaki insanları olur olmaz yaftalamaları,
halden anlamamaları, dangıl dungul * konuşmaları,
saygısız, seviyesiz, hadsiz olmaları...
bunlar yurdumuzun en güzide insanları! gelin gelin size şarkı hediye edeceğim...
kendine gel...
sevgili sözlük yazarları;
bu insanları umursamayınız, dans ediniz...*
devamını gör...
senden nefret ediyor olabilirim
şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor, yastayım hiç kimse bilmiyor!
devamını gör...
8 bira içip caddelerde küfretmek
lükstür. 12'den 8 bira 96 yapar. 190'da kabahatler kanunundan gürültü cezası. etti sana 286. 14'te biranın yanına cips mips. 300ü geçer. fakirseniz oturun evinizde aksiyon aramayın.
devamını gör...
kokusu yaşam sevincini artıran şeyler
çekilmiş kahve kokusu.
devamını gör...
runaway bride
1999 yapımı bir garry marshall filmidir.
julia roberts ve richard gere’nin pretty woman’dan sonra birlikte başrol oynadıkları film romantik komedinin çok da iyi olmayan bir örneği olsa da julia roberts için izlenmeye değer.

filmde üç düğünden tam evlenmek üzereyken kaçan, yani aslında hobi olarak damatları düğünde yerle yeksan eden bir kadını izliyoruz.
bu olay elbette ki bir haber değeri taşıdığı için bir haberci bu konuyu araştırmak ve dahil olan insanlarla röportaj yapmak için şehre gelir. damatlarla da görüşen haberci gelinle görüşmeye gelince bir romantik komedi filminin olmazsa olmazı gerçekleşir ve haberci ile kaçak gelin birbirlerine aşık olurlar.
ama tabii ki bu aşk ilerleyip ikili evlenme kararı aldığında iki tarafı da bir gerginlik sarar. kaçak gelinin yine kaçma ihtimali hem haberciyi hem de kaçak gelini gerim gerim gerer. ancak haberci kaçak gelinle ilgili ciddi bir bilgi sahibi olduğu için hazırlıklıdır kendince. yine de çarşı pazar karışır.
bu arada siz omletinizi nasıl seversiniz?
julia roberts ve richard gere’nin pretty woman’dan sonra birlikte başrol oynadıkları film romantik komedinin çok da iyi olmayan bir örneği olsa da julia roberts için izlenmeye değer.

filmde üç düğünden tam evlenmek üzereyken kaçan, yani aslında hobi olarak damatları düğünde yerle yeksan eden bir kadını izliyoruz.
bu olay elbette ki bir haber değeri taşıdığı için bir haberci bu konuyu araştırmak ve dahil olan insanlarla röportaj yapmak için şehre gelir. damatlarla da görüşen haberci gelinle görüşmeye gelince bir romantik komedi filminin olmazsa olmazı gerçekleşir ve haberci ile kaçak gelin birbirlerine aşık olurlar.
ama tabii ki bu aşk ilerleyip ikili evlenme kararı aldığında iki tarafı da bir gerginlik sarar. kaçak gelinin yine kaçma ihtimali hem haberciyi hem de kaçak gelini gerim gerim gerer. ancak haberci kaçak gelinle ilgili ciddi bir bilgi sahibi olduğu için hazırlıklıdır kendince. yine de çarşı pazar karışır.
bu arada siz omletinizi nasıl seversiniz?
devamını gör...
başarısız yemek yapma anısı
yedi yaşındayım kabartma tozunun arkasındaki tarif ile üzümlü kek yapmayı kafaya koydum. annem komşuya gidince fırsat bu fırsat deyip keki yapmak icin mutfaga seğirttim.
tarifte cimrilikten bir su bardagi üzüm yazmışlar. 'cimriliğin alemi yok' deyip üç şu bardağı üzümu kekime koydum. ardindan fırına verdim. o ara babam geldi. nasil gururluyum anlatamam.
kek görünürde pişti ve fırından çıkardı babam. mis gibi de kokuyor. yanina çay da demledi. keki bir kesti ki altı trileçe, üstü kek.
meğer cömertlik o kadar da iyi bir şey değilmiş. asıl sorun üzümler kuru üzüm olmalıymış. ben yaş üzüm koymuştum, onlarda pistikce şişmişler ve keke sularını salmışlar.
yine de babam yemişti o keki.*
tarifte cimrilikten bir su bardagi üzüm yazmışlar. 'cimriliğin alemi yok' deyip üç şu bardağı üzümu kekime koydum. ardindan fırına verdim. o ara babam geldi. nasil gururluyum anlatamam.
kek görünürde pişti ve fırından çıkardı babam. mis gibi de kokuyor. yanina çay da demledi. keki bir kesti ki altı trileçe, üstü kek.
meğer cömertlik o kadar da iyi bir şey değilmiş. asıl sorun üzümler kuru üzüm olmalıymış. ben yaş üzüm koymuştum, onlarda pistikce şişmişler ve keke sularını salmışlar.
yine de babam yemişti o keki.*
devamını gör...
ak parti istanbul il başkanlığı'nda 37 kişinin korona olması
kongreyi yenilesinler, olmamış o kongre.
devamını gör...
erkek çocuk doğurmayan kadını boşayan erkek
kız çocuk sevmenin güzelliğini bilmeyen ve öğrenemeyecek dallamadır.
devamını gör...
kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek
çekilen acıları ve dertleri içine atmak, belli etmemek, göstermemeye çalışmak demektir. zor meziyettir. bünye kuvvetli değilse, beden çöküşe geçecektir.
devamını gör...

