haydar dümen
kendine gelen ahrazlık kokan sorulara verdiği bilgece ve komik cevaplarla ünlü olmuş seksolog.örneklerden bir tanesi buyrun;
3-pul biberle büyür mü?
18 yaşındayım. cinsel organım 10 santim. pul biberin çok işe yaradığını biliyorum. her gün pul biber sürsem penisim büyür mü?
cevap
değerli okurum, aman oğlum, büyüteceğim derken kavurur, küçültürsün. ne olur ne olmaz, ateşle oynamaya gelmez. pul biberin içeriden bazı kimyasal yararları olur. kana bazı olumlu katkıları da bulunur. ama dışarı atılırken de öcünü alır. senin için tersi olmasın. öcünü ufaklıktan almasın. ortalığı kasıp kavurmasın. seninki olduğu yerde kalsın. çünkü o işini görecek. ne yaptığını iyi bilecek. senden daima bir adım ileri gidecek. sen kendine değil, ona inan.
3-pul biberle büyür mü?
18 yaşındayım. cinsel organım 10 santim. pul biberin çok işe yaradığını biliyorum. her gün pul biber sürsem penisim büyür mü?
cevap
değerli okurum, aman oğlum, büyüteceğim derken kavurur, küçültürsün. ne olur ne olmaz, ateşle oynamaya gelmez. pul biberin içeriden bazı kimyasal yararları olur. kana bazı olumlu katkıları da bulunur. ama dışarı atılırken de öcünü alır. senin için tersi olmasın. öcünü ufaklıktan almasın. ortalığı kasıp kavurmasın. seninki olduğu yerde kalsın. çünkü o işini görecek. ne yaptığını iyi bilecek. senden daima bir adım ileri gidecek. sen kendine değil, ona inan.
devamını gör...
ahmet kaya şarkılarındaki ölümcül cümleler
hep sonradan gelir aklım başıma hep sonradan.
devamını gör...
normal sözlük'ün sevgiye aç yazarları
bu sıralar fark etmişsinizdir nickaltı başlıkları arttı. peki niye? çünkü sevgiye açız. sevilmeye muhtacız. ilk zamanlar ben de kızıyordum bu muhabbete. şimdilerde nickaltı girilince mutlu oluyorum. anonim de olsak birbirimizi sevelim, sevilelim.
devamını gör...
1990 doğumlu teyzeler
31 yaşındaki kadına teyze deniyorsa sözlüğü ergenler basmış demektir.. teyze değillerdir..
devamını gör...
sözlük radyosu güzin abla köşesi
merhabalar arkadaşlar nasılsınız keyifler nasıl? biliyorsunuz artık canlı yayınlara başlıyoruz. ben ve pek sevgili yayın ortağım quinn ile yayınlarımıza “güzin abla” konsepti uygulamayı düşünüyoruz. eğer sever ve benimserseniz, bu konsepti siz değerli yazarlarımızdan sorular almayı ve yayınlarımızda bir güzin abla köşesi yapıp, sorularınıza burada yer vermeyi planlıyoruz. burada hem, interaktif bir yayın yapmayı, hem daha samimi bir ortam oluşturma amacı ile sizi de yayınlarımızın bir parçası yapmayı planlıyoruz. ilişkinize veya ilişkilere dair sorularınız varsa bu başlık altına yazabilirsiniz. sorularınızı bu başlık altında yazılanlardan toplayacak ve elimizden geldiği kadar üzerinde durmaya çalışacağız. herkese iyi günler, keyifli sözlükler.
devamını gör...
sivas’ta her 5 kızdan birinin göbeğini açması sorunsalı
haber neden "sivaslı bir kız" olarak yurtdışına göç ettiğimi açıklamaktadır.
devamını gör...
seksten daha fazla zevk veren aktivite
seks öncesi cilveleşmeler. seksin yolunu yapmak diyeyim. burdaki heyecan seksten alınan haz kadar güzel.
devamını gör...
lgbti birey
son yıllarda daha çok kabul edilmeleri gerekirken, şu sıralar daha bir ötekileştirilmeye çalışılan topluluk.
onlar arasında arkadaşlarım var ve bilinçli güzel insanlar.
umarım ülke olarak bir gün bizde bu bilince sahip oluruz.
onlar arasında arkadaşlarım var ve bilinçli güzel insanlar.
umarım ülke olarak bir gün bizde bu bilince sahip oluruz.
devamını gör...
ekşi sözlük alerjisi
yıllarca çaylak olmayı denemeyip sadece okuyan bünyemde oluşan alerji. giremiyorum bile her yer bembeyaz. yeşili çok seviyorum ve bana iyi geliyordu oradaki insanların yaşadıklarını okumak. şimdi sadece gözüme batıyor. onca yılın hatrına eskaza düştüğüm bomboş bir anımda belki yeniden sar… sarmaz artık ya. aaaah o eski yazarlar şimdi nerede demeyeceğim zira onlar kemale erdi.
vakit bizimdir.
vakit bizimdir.
devamını gör...
yaşlı hakim olmaması
"usul esasa mukaddemdir." yani usul esastan önce gelir. neden yazdım bunu?
çünkü adil yargılamanın en temel şartı usul kaidelerine uyulmasıdır. lâkin günümüzde usul kaideleri hallaç pamuğu gibi bir kenara atıldı.
ve bunun en büyük sebebi genç ve deneyimsiz hukukçulardır. mesleki anlamda kendisini yıllar boyu yetiştirmiş ve tecrübe sahibi olmuş hukukçuların, son yıllarda meslekten elini ayağını çekmesi, bu sıkıntının en büyük sebebidir.
bu nedenle size katılamıyorum. asıl şu dönemde deneyimli hakimlere çok ihtiyacımız vardı.
çünkü adil yargılamanın en temel şartı usul kaidelerine uyulmasıdır. lâkin günümüzde usul kaideleri hallaç pamuğu gibi bir kenara atıldı.
ve bunun en büyük sebebi genç ve deneyimsiz hukukçulardır. mesleki anlamda kendisini yıllar boyu yetiştirmiş ve tecrübe sahibi olmuş hukukçuların, son yıllarda meslekten elini ayağını çekmesi, bu sıkıntının en büyük sebebidir.
bu nedenle size katılamıyorum. asıl şu dönemde deneyimli hakimlere çok ihtiyacımız vardı.
devamını gör...
dünya tarihinin en kısa savaşı
1896 yılında ingiltere ile zanzibar * arasında 38 dakika süren savaş.
1890'da ingiltere ile almanya arasında heligoland - zanzibar antlaşması imzalanır. böylece tanzanya almanya tarafından kontrol edilecekken, ona bağlı olan zanzibar da ingiltere'ye verilir. elbette ingiltere işini şansa bırakmak istememektedir. kendisi adına çalışacak, kukla gibi yönetebileceği birini görevlendirmek ister. böylece hamad bin thuwaini bu şerefe(!) layık görülür. 3 sene sonra beklenmedik bir şekilde ölür.
hamad'ın, khalid bin barghash adlı kuzeni tarafından zehirlendiği düşünülmektedir. zira bu kuzen, ingilizler tarafından kendisine görev verilmediği halde bir anda hamad'ın yerine geçer ve sultan olur. tabii ki ingiltere buna izin verecek değildir. khalid, geri çekilmesi ve görevi bırakması konusunda uyarılır ve pek tabii ki uyarılara aldırmaz. onun yerine, saraya kendi kuvvetlerini * toplamaya başlar.
ingiltere de boş durmamakta ve savaş gemilerini limana yığmaktadır bu arada. bölgede bulunan baş diplomata tam yetki verilir. gerekli bulduğu ve başarıyla sonuçlanacağından emin olduğu her türlü eylemi yapabileceğine dair izin çıktığına, ingiliz hükümetinin "hep destek, tam destek" modunda olduğuna ilişkin bir telgraf alır.
27 ağustos sabah saat 09.00'a kadar khalid'in çekilmesi konusunda kendisine ültimatom verilir. khalid, saat 08.00'de "hiç niyetimiz yok. zaten bize ateş açacağınızı da sanmıyorum" minvalinde bir yanıt gönderir. fakat sandığı gibi olmaz ve saat 09.02'de ingiliz bombardımanı başlar. aslında 2 dakika içerisinde saray da, 3000 savaşçı da çoktan bozguna uğratılmıştır ama 09.40'a kadar ateş devam eder. khalid arka kapıdan kaçmış, 500 adamı da yaralanmış yahut ölmüştür. ingiltere yine kendisi hesabına çalışacak birini sultan olarak saraya yerleştirir.
khalid alman konsolosluğu'na kaçmayı başarır. ingilizler iade talep etse de istedikleri olmaz ve khalid tanzanya'ya kaçırılır. 1916'da yakalanarak sürgüne gönderilir ama daha sonra doğu afrika'ya geri dönmesine izin verilir ve başlattığı savaş da tarihe "en kısa savaş" olarak geçer.
1890'da ingiltere ile almanya arasında heligoland - zanzibar antlaşması imzalanır. böylece tanzanya almanya tarafından kontrol edilecekken, ona bağlı olan zanzibar da ingiltere'ye verilir. elbette ingiltere işini şansa bırakmak istememektedir. kendisi adına çalışacak, kukla gibi yönetebileceği birini görevlendirmek ister. böylece hamad bin thuwaini bu şerefe(!) layık görülür. 3 sene sonra beklenmedik bir şekilde ölür.
hamad'ın, khalid bin barghash adlı kuzeni tarafından zehirlendiği düşünülmektedir. zira bu kuzen, ingilizler tarafından kendisine görev verilmediği halde bir anda hamad'ın yerine geçer ve sultan olur. tabii ki ingiltere buna izin verecek değildir. khalid, geri çekilmesi ve görevi bırakması konusunda uyarılır ve pek tabii ki uyarılara aldırmaz. onun yerine, saraya kendi kuvvetlerini * toplamaya başlar.
ingiltere de boş durmamakta ve savaş gemilerini limana yığmaktadır bu arada. bölgede bulunan baş diplomata tam yetki verilir. gerekli bulduğu ve başarıyla sonuçlanacağından emin olduğu her türlü eylemi yapabileceğine dair izin çıktığına, ingiliz hükümetinin "hep destek, tam destek" modunda olduğuna ilişkin bir telgraf alır.
27 ağustos sabah saat 09.00'a kadar khalid'in çekilmesi konusunda kendisine ültimatom verilir. khalid, saat 08.00'de "hiç niyetimiz yok. zaten bize ateş açacağınızı da sanmıyorum" minvalinde bir yanıt gönderir. fakat sandığı gibi olmaz ve saat 09.02'de ingiliz bombardımanı başlar. aslında 2 dakika içerisinde saray da, 3000 savaşçı da çoktan bozguna uğratılmıştır ama 09.40'a kadar ateş devam eder. khalid arka kapıdan kaçmış, 500 adamı da yaralanmış yahut ölmüştür. ingiltere yine kendisi hesabına çalışacak birini sultan olarak saraya yerleştirir.
khalid alman konsolosluğu'na kaçmayı başarır. ingilizler iade talep etse de istedikleri olmaz ve khalid tanzanya'ya kaçırılır. 1916'da yakalanarak sürgüne gönderilir ama daha sonra doğu afrika'ya geri dönmesine izin verilir ve başlattığı savaş da tarihe "en kısa savaş" olarak geçer.
devamını gör...
gelen moderatörlük teklifini reddetmiş olmam
(bkz: tabi lan manyak mısın?)
devamını gör...
musicbuddy
yaşasın 90'lar pop.
devamını gör...
geceye bir türk sanat müziği şarkısı bırak
devamını gör...
gottlob frege
okunması ve hakkında yazılması en zor filozoflardan biridir frege. analitik felsefenin babası. özetle anlatmak imkansız.
aritmetigin temellerini mantıkta olduğunu söylemiş ve matematik felsefesinde çığır açmıştır. frege kant'ın matematik ve mantık anlayışının bir antitezidir. matematik ve matematik nesnelerin insan zihninin ürünü olması fikrini eleştirmesi suretiyle analitik felsefenin yolunu açmıştır. (bkz: sentetik a priori)frege'ye göre kant'ın bu yorumu ''psikolojizm''e sebebiyet vermekte. buradaki psikolojizmi şu anlamdadır: matematik ve mantığın insan zihninde ortaya çıktığını, temellendiğini söyleme hatasına düşmek. kant tabiki zaman ve mekan kavramlarını böyle düşünmedi. ancak buna ihtimal doğurması, frege'yi bir temel bulma çabası içinde 'dil'e itmiş oldu. 'aritmetiğin temelleri' adlı eserinde bu psikolojizme vermiş veriştirmiştir. (yapıkredi yayınları'ndan çıktı bu kitap. ayrıca bülent gözkan'ın harika da bi önsözü var.) öbür yandan cantor'un kümeler teorisi'de matematiğe olan güveni azaltmışken, frege, peano, russell, whitehead gibi amcalar aritmetiği belirli bir mantıksal çerçeveye oturtmaya çalışıyordu.
frege'ye göre matematiksel ve mantıksal nesnelerin sahip oldukları anlamlar ile birlikte varlıklarını yalnızca analitik a priori önermeler zemininden almak durumundalardı. hatta bunun çözümü için yazdığı ''aritmetiğin temelleri'' adlı eserini, bertrand russell'ın bulduğu paradoksla(bkz: russell paradoksu)yeniden yapılandırmak zorunda kalmıştır. çünkü kurduğu sistem daha temelden çökmüştür. hatta frege'nin kitabı tamamlamasına az kaldığı sırada russell'dan mektup gelmiş ve içinde bu paradokstan söz etmekteymiş. adamın anasına sövseler bu kadar koymaz. bi mektup, bi paradoks bütün her şeye baştan başlatmış.
evet devam ediyoruz, frege'nin sorusu şudur : eğer matematik ve mantık nesneleri, aralarındaki yasalarla birlikte insan zihninin ortaya çıkardığı şeyler değillerse, bu durumda sahip oldukları anlamlara nasıl ve nerede sahip oluyorlar? bu platon'un sorduğu soruyla temelde aynıdır ancak bağlamları farklıdır. (hatta bu sebeple bir diğer matematikçi alfred north whitehead bütün felsefe tarihinin platon'a düşülmüş dipnotlardan başka bir şey olmadığını söylemiştir. ) frege'nin bu sorulara yanıt ararken karşılaştığı, aritmetiğin nesnel temellerinin formel dil üzerinden elde edilmesi sürecinde ortaya çıkan ‘anlam sorunu'nu, anlam ile öznel tasarım arasında ayrım yaparak çözmeye çalışır. amacı anlamın nesnelliğini kurtarmaktır. dolayısıyla nesnelliğin ve nesnel yapıdaki aritmetik nesnelerin temellerini, zihinsel ve olgusal olanın dışındaki uzam-zaman dışı bir düşünceler aleminde konumlandırmıştır.
aslında frege'yle beraber anlatılması gereken bir husserl gerçeği var ama onu da sonraya bırakalım.
aritmetigin temellerini mantıkta olduğunu söylemiş ve matematik felsefesinde çığır açmıştır. frege kant'ın matematik ve mantık anlayışının bir antitezidir. matematik ve matematik nesnelerin insan zihninin ürünü olması fikrini eleştirmesi suretiyle analitik felsefenin yolunu açmıştır. (bkz: sentetik a priori)frege'ye göre kant'ın bu yorumu ''psikolojizm''e sebebiyet vermekte. buradaki psikolojizmi şu anlamdadır: matematik ve mantığın insan zihninde ortaya çıktığını, temellendiğini söyleme hatasına düşmek. kant tabiki zaman ve mekan kavramlarını böyle düşünmedi. ancak buna ihtimal doğurması, frege'yi bir temel bulma çabası içinde 'dil'e itmiş oldu. 'aritmetiğin temelleri' adlı eserinde bu psikolojizme vermiş veriştirmiştir. (yapıkredi yayınları'ndan çıktı bu kitap. ayrıca bülent gözkan'ın harika da bi önsözü var.) öbür yandan cantor'un kümeler teorisi'de matematiğe olan güveni azaltmışken, frege, peano, russell, whitehead gibi amcalar aritmetiği belirli bir mantıksal çerçeveye oturtmaya çalışıyordu.
frege'ye göre matematiksel ve mantıksal nesnelerin sahip oldukları anlamlar ile birlikte varlıklarını yalnızca analitik a priori önermeler zemininden almak durumundalardı. hatta bunun çözümü için yazdığı ''aritmetiğin temelleri'' adlı eserini, bertrand russell'ın bulduğu paradoksla(bkz: russell paradoksu)yeniden yapılandırmak zorunda kalmıştır. çünkü kurduğu sistem daha temelden çökmüştür. hatta frege'nin kitabı tamamlamasına az kaldığı sırada russell'dan mektup gelmiş ve içinde bu paradokstan söz etmekteymiş. adamın anasına sövseler bu kadar koymaz. bi mektup, bi paradoks bütün her şeye baştan başlatmış.
evet devam ediyoruz, frege'nin sorusu şudur : eğer matematik ve mantık nesneleri, aralarındaki yasalarla birlikte insan zihninin ortaya çıkardığı şeyler değillerse, bu durumda sahip oldukları anlamlara nasıl ve nerede sahip oluyorlar? bu platon'un sorduğu soruyla temelde aynıdır ancak bağlamları farklıdır. (hatta bu sebeple bir diğer matematikçi alfred north whitehead bütün felsefe tarihinin platon'a düşülmüş dipnotlardan başka bir şey olmadığını söylemiştir. ) frege'nin bu sorulara yanıt ararken karşılaştığı, aritmetiğin nesnel temellerinin formel dil üzerinden elde edilmesi sürecinde ortaya çıkan ‘anlam sorunu'nu, anlam ile öznel tasarım arasında ayrım yaparak çözmeye çalışır. amacı anlamın nesnelliğini kurtarmaktır. dolayısıyla nesnelliğin ve nesnel yapıdaki aritmetik nesnelerin temellerini, zihinsel ve olgusal olanın dışındaki uzam-zaman dışı bir düşünceler aleminde konumlandırmıştır.
aslında frege'yle beraber anlatılması gereken bir husserl gerçeği var ama onu da sonraya bırakalım.
devamını gör...
elimde belgeler var konuşursam sözlük karışır
(bkz: sen bir arkaya gelsene hele)
devamını gör...
cemal süreya dizeleri
günlerce konuşmaz,yazmaz,aramaz,sormaz;sonra gelir bir "merhaba" der,yine o kazanır.
devamını gör...


