bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
hayat boyu mutluluklar dostlar.
(bkz: merdumgiriz_)
(bkz: merdumkaptan)
not: ben mi dedim bacım git istifayı bas diye?
(bkz: merdumgiriz_)
(bkz: merdumgiriz_)
(bkz: merdumkaptan)
not: ben mi dedim bacım git istifayı bas diye?
(bkz: merdumgiriz_)
devamını gör...
kış aylarının eskisi gibi olmaması
''kış, saadetimizi tamamlamak için geliyor. bahar, aşkımızı tazelemek için..'' demiş sait faik.
artık hep bir bahar havasındayız sanki. bu yüzden benim alerji de mevsimlere yayılmaya başladı lakin konumuz bu değil. hep bir bahar havasındayız ve yağmurlu, karlı günlere hasret kaldık. çok soğuk havayı hem dışarıdaki hayvanlar hem de evsiz insanlar için sevmiyorum fakat 4 mevsime de ihtiyacımız olduğu da bir gerçek. tamamlanamamış bir saadetin içerisindeyiz. eskiye büyük bir özlem duymamızın nedenlerinden biri de budur belki.
artık hep bir bahar havasındayız sanki. bu yüzden benim alerji de mevsimlere yayılmaya başladı lakin konumuz bu değil. hep bir bahar havasındayız ve yağmurlu, karlı günlere hasret kaldık. çok soğuk havayı hem dışarıdaki hayvanlar hem de evsiz insanlar için sevmiyorum fakat 4 mevsime de ihtiyacımız olduğu da bir gerçek. tamamlanamamış bir saadetin içerisindeyiz. eskiye büyük bir özlem duymamızın nedenlerinden biri de budur belki.
devamını gör...
gelin ata binmiş ya nasip demiş
allah’ın işine karışılmayacağı, sonucun ne olacağı hiç bir zaman belli olmayacağı anlamındaki atasözü.
bu gün öyle birden aklıma takıldı.
açık anlamı:
gelinin baba evinden ata bindirilerek hazırlanan yeni evine giderken, bütün her şeyin hazır olduğu, bütün işlemlerin tamamlandığı bir pozisyonda dahi evlenip evlenmeyeceği kesin değildir.
hindistan'da bu duruma örnek teşkil edecek düğünler duyuyoruz son zamanlarda.
aslında hindistan'a kadar gitmeye gerek yok. internetin icatıyla ulaşılması kolaylaşan sosyal medya sayesinde sadece yazışmaların devrinin hakim olduğu, bu dönem için söylenmiş bir atasözü gibidir.
hiç belli olmaz anlamına da gelir.
bu gün öyle birden aklıma takıldı.
açık anlamı:
gelinin baba evinden ata bindirilerek hazırlanan yeni evine giderken, bütün her şeyin hazır olduğu, bütün işlemlerin tamamlandığı bir pozisyonda dahi evlenip evlenmeyeceği kesin değildir.
hindistan'da bu duruma örnek teşkil edecek düğünler duyuyoruz son zamanlarda.
aslında hindistan'a kadar gitmeye gerek yok. internetin icatıyla ulaşılması kolaylaşan sosyal medya sayesinde sadece yazışmaların devrinin hakim olduğu, bu dönem için söylenmiş bir atasözü gibidir.
hiç belli olmaz anlamına da gelir.
devamını gör...
avustralya
eskiden aborjin'lerin yaşadığı bir ülkeyken, sonradan britanya imparatorluğu tarafından koloni yapılmıştır.
başkenti canberra, yüzölçümü 7.692.024 km²'dir.
1970'lere kadar beyaz olmayanların göçmen olması yasaktı.
başkenti canberra, yüzölçümü 7.692.024 km²'dir.
1970'lere kadar beyaz olmayanların göçmen olması yasaktı.
devamını gör...
acaba bir simülasyonun içinde miyiz sorunsalı
simülasyonun tam ortasındayız, baksana gelen geçen bize çarpıyor, vuruyor, saplanıyor.
devamını gör...
fotosfer
yıldız atmosferinin bir bölümü. ışık küre olarak da bilinir.
fotosfer, bir yıldızın görünen yüzeyidir.
güneş'in fotosferi yaklaşık 100 km kalınlığında bir katmandır. güneş lekeleri ve güneş üzerindeki birçok yüzeysel yapı, fotosfer üzerinde gözlenir.

görselin linki
ayrıca (bkz: yıldız atmosferi)
fotosfer, bir yıldızın görünen yüzeyidir.
güneş'in fotosferi yaklaşık 100 km kalınlığında bir katmandır. güneş lekeleri ve güneş üzerindeki birçok yüzeysel yapı, fotosfer üzerinde gözlenir.

görselin linki
ayrıca (bkz: yıldız atmosferi)
devamını gör...
cumhuriyet halk partisi
t: sorunun yalnızca akp ve mhp'de değil kendilerinde de olduğunu bir türlü fark etmeyen parti.
başında kılıçdaroğlu varken de fark etmeyecekler gibi görünüyor. toplumun büyük bir kesiminde hiçbir karşılıkları yok, defalarca mağlup oldular, yine de aynı politikaları güttüler. 20 yıl sonra imamoğlu ve mansur yavaş ortaya çıkınca anca bir şeyleri başarabildiler. ayrıca bu başarı da parti vaatleriyle kazanılmadı, imamoğlu'na sırf soyadı yüzünden ve namaz kıldığı için oy veren insanlar vardı. yavaş'ta ise artık gökçek iyice sıyırmıştı. yani, demek istediğim chp'nin ittirmesiyle bir şeyler değişmedi, hayatın olağan akışında değişti bunlar. bir de -az da olsa- seçmen bilinçlenmişti. işbu olağan akış 20 yıla mâl oldu.
türkiye'nin eğitimsiz/bilinçsiz seçmen kitlesine mantıkla hitap etmeye çalışınca bir şey elde edemiyorsun, e o zaman bunun tam tersini uygula. madem olay başa geçip durumları "düzeltmek" ise salakla salak olmak en mantıklısı. cahile akıllı muamelesi yapınca kendini hakir görüyor çünkü.
başında kılıçdaroğlu varken de fark etmeyecekler gibi görünüyor. toplumun büyük bir kesiminde hiçbir karşılıkları yok, defalarca mağlup oldular, yine de aynı politikaları güttüler. 20 yıl sonra imamoğlu ve mansur yavaş ortaya çıkınca anca bir şeyleri başarabildiler. ayrıca bu başarı da parti vaatleriyle kazanılmadı, imamoğlu'na sırf soyadı yüzünden ve namaz kıldığı için oy veren insanlar vardı. yavaş'ta ise artık gökçek iyice sıyırmıştı. yani, demek istediğim chp'nin ittirmesiyle bir şeyler değişmedi, hayatın olağan akışında değişti bunlar. bir de -az da olsa- seçmen bilinçlenmişti. işbu olağan akış 20 yıla mâl oldu.
türkiye'nin eğitimsiz/bilinçsiz seçmen kitlesine mantıkla hitap etmeye çalışınca bir şey elde edemiyorsun, e o zaman bunun tam tersini uygula. madem olay başa geçip durumları "düzeltmek" ise salakla salak olmak en mantıklısı. cahile akıllı muamelesi yapınca kendini hakir görüyor çünkü.
devamını gör...
tübitak ulusal gözlemevi
1997'de antalya bakırlıtepe'de kurulmuş olan rasathane. birçok yer adayı içerisinden en uygunu burası olarak seçilmiştir. rus-türk ortak çalışmaları yapılmaktadır ve hd 208897 b adlı öte gezegenin keşfi de bu rasathanedeki teleskopla yapılan çalışmalarla gerçekleşmiştir.

foto için alternatif link

foto için alternatif link
devamını gör...
zeki olmanın dezavantajları
hayat zekiler için cehennemdir.
devamını gör...
oje bağımlılığı
sürekli oje alma durumu. tırnaklarınızı sevdiğiniz renklerde görmek mutlu ettiği için frenlemenin zor olduğunu yaşayan bilir.
devamını gör...
eş cinselliğin çocuklar için teşvikini yasaklayan yasa
escinsellik karşıtı ya da homofobik değilim. ancak tesvikin özellikle son yıllarda bombardıman halinde olduğu noktasında hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. gayet yerinde bir karardır.
devamını gör...
fakir baykurt
asıl adı tahir baykurt'tur. postacının tahir sözcüğünü fakir diye söyleyişini benimseyerek adını 1927 yılında fakir baykurt olarak değiştirmiştir.
yılanların öcü, yazarımızın ilk romanı ve aynı zamanda ırazca üçlemesi'nin ilk cildidir. romanda muhtarın haksızlıklarına karşı direnen yoksul köy halkı işlenir. eser cumhuriyet gazetesi'nde tefrika edilir. hatta yunus nadi roman yarışmasında birincilik bile almıştır fakat romanın oyun haline getirilmiş versiyonu devlet tiyatrosu'nca oynanması engellenmiş ayrıca film sansür kurulunca engellenmek istenmiş. dönemin cumhurbaşkanı cemal gürsel'in kişisel buyruğu sayesinde sinemalarda gösterime girmesi sağlanmışsa bile ankara'da ulus sineması'ndaki gala gecesinde film ve yazar el altından kışkırtılan kişiler tarafından gazoz şişeleri atılarak saldırya uğramıştır.. protestolar piyeste ve filmde "müstehcen fıkra" olduğu için yapılmıştır amma velakin filmde ve piyeste herhangi bir "müstehcen fıkra" söz konusu bile değildir. eylemlerin asıl nedeni siyasi ve toplumsal nedenlere bağlanabilir.
fazla söze gerek yok.. fakir baykurt eserlerinde ankara'nın bitmiş köylerinde dolaşrken gördüğü bozkır köylerini onların yağmura aç otlarını hayvanlarını ve halka sırt çeviren yönetimini anlatmıştır.
yılanların öcü, yazarımızın ilk romanı ve aynı zamanda ırazca üçlemesi'nin ilk cildidir. romanda muhtarın haksızlıklarına karşı direnen yoksul köy halkı işlenir. eser cumhuriyet gazetesi'nde tefrika edilir. hatta yunus nadi roman yarışmasında birincilik bile almıştır fakat romanın oyun haline getirilmiş versiyonu devlet tiyatrosu'nca oynanması engellenmiş ayrıca film sansür kurulunca engellenmek istenmiş. dönemin cumhurbaşkanı cemal gürsel'in kişisel buyruğu sayesinde sinemalarda gösterime girmesi sağlanmışsa bile ankara'da ulus sineması'ndaki gala gecesinde film ve yazar el altından kışkırtılan kişiler tarafından gazoz şişeleri atılarak saldırya uğramıştır.. protestolar piyeste ve filmde "müstehcen fıkra" olduğu için yapılmıştır amma velakin filmde ve piyeste herhangi bir "müstehcen fıkra" söz konusu bile değildir. eylemlerin asıl nedeni siyasi ve toplumsal nedenlere bağlanabilir.
fazla söze gerek yok.. fakir baykurt eserlerinde ankara'nın bitmiş köylerinde dolaşrken gördüğü bozkır köylerini onların yağmura aç otlarını hayvanlarını ve halka sırt çeviren yönetimini anlatmıştır.
devamını gör...
sevda sözleri
cemal süreya'nın şiiir kitaplarının birleştirilmesi ile oluşturulmuş eser. ilk olarak can yayınları tarafından basılmıştır. şu anda yapı kredi yayınları tarafından basılmaktadır. al, kafana göre aç bir sayfa ve oku.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
bugün ailecek oturduk yemek yiyeceğiz. kardeşim yoğurda şeker koydu karıştırdı. ( arada yapar bunu yoğurda şeker koyup yer)
"yok artık pidenin yanında şekerli yoğurt mu yiyeceksin" dedim.
"hayır pide yiyip üstüne tatlı niyetine bunu yiyeceğim " dedi.
kombinasyonu düşünüp yüzümü buruşturdum. "nasıl bir miden var bilmiyorum ki midesizsin" dedim.
bana verdiği cevap "kavurma varken semizotu yiyen insan mı söylüyor bana bunu? inekler yiyor senin o yediğini biz doğrudan inek yiyoruz. sensin midesiz."
"bana bak çocuk alırım seni ayağımın altına, ne biçim konuşuyorsun ablanla bacak kadar boyunla!!" diyemedim. birincisi adam benden uzun boyu karıştırırsam ben zararlı çıkarım ikincisi de bu cümleyi duyunca gülesim geldi ciddi kalamadım be sözlük. *
"yok artık pidenin yanında şekerli yoğurt mu yiyeceksin" dedim.
"hayır pide yiyip üstüne tatlı niyetine bunu yiyeceğim " dedi.
kombinasyonu düşünüp yüzümü buruşturdum. "nasıl bir miden var bilmiyorum ki midesizsin" dedim.
bana verdiği cevap "kavurma varken semizotu yiyen insan mı söylüyor bana bunu? inekler yiyor senin o yediğini biz doğrudan inek yiyoruz. sensin midesiz."
"bana bak çocuk alırım seni ayağımın altına, ne biçim konuşuyorsun ablanla bacak kadar boyunla!!" diyemedim. birincisi adam benden uzun boyu karıştırırsam ben zararlı çıkarım ikincisi de bu cümleyi duyunca gülesim geldi ciddi kalamadım be sözlük. *
devamını gör...
çağrı merkezi çalışanına bağırmak
yüz yüze iletişimde başarısız olanların isteklerini telefon aracılığıyla daha kolay dile getireceğini düşünmesinin sonucu.
bağırarak işlemlerini daha kolay yaptıracaklarını sanmaktalar.
nedense çağrı merkezinde çalışanların eğitimsiz ya da vasıfsız olduğu düşünüldüğü için bir ego tatmin etme çabası da var.
oysa çağrı merkezinde çalışan pek çok kişi çok çok vasıflı.
bağırarak işlemlerini daha kolay yaptıracaklarını sanmaktalar.
nedense çağrı merkezinde çalışanların eğitimsiz ya da vasıfsız olduğu düşünüldüğü için bir ego tatmin etme çabası da var.
oysa çağrı merkezinde çalışan pek çok kişi çok çok vasıflı.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının meslekleri
uzaktan öğrenci
devamını gör...
evlilik
altı çok doldurulan bir kavram. kendilerine bir yaş belirleyip o yaşlara yaklaştıkça bunaltmaya başlıyorlar. bir de yok mu "evde kaldın" demeler. evlenseniz bu sefer de çocuk ne zaman diye başlıyorlar. sanki sizin değil onların uzaktan yönettiği bir hayat. aynı evde yaşamanız için şart koşuyorlar. gözünüzde o kadar büyütüyorlar ki artık insan korkmaya başlıyor. yaşlandığınızı hissediyorsunuz. ayrıca 18 yaş bir tek bana mı bu kadar küçük geliyor evlilik için. liseyi daha yeni bitirmiş birisi nasıl çocuk büyütmeye bu kadar istekli oluyor? küçük bir çocuk gibi hissetmiyor musunuz kendinizi? babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?
devamını gör...
kitap önerileri
(bkz: madde 22 (kitap))
joseph heller'dan şahane bir roman. antimilitarist, eğlenceli ve düşündürücü bir eser. kitaba ismini veren madde 22 mevzusu şöyledir: yossarian isimli karakterimiz bir savaş pilotudur, uçuş görevlerinin bitip evine döneceği günü iple çekmektedir. ancak problem şudur ki genç pilot ne zaman gerekli uçuş sayısını tamamlamaya yaklaşsa sayı artmaktadır. ayrıca kilit bir madde 22 vardır. eğer bir kişi deliyse savaşmak zorunda değildir, ancak deli olduğunu kabul ettirmek için başvuru yapması gerekmektedir. ama yine madde 22'ye göre bir kişi deli olduğunun farkındaysa deli değildir. kısacası bu madde kendi kuyruğunu yiyen bir yılan gibidir. yossarian ne zaman eve dönmeye yaklaşsa karşısında anlamsız bürokrasi ve madde 22 olacaktır.
joseph heller'dan şahane bir roman. antimilitarist, eğlenceli ve düşündürücü bir eser. kitaba ismini veren madde 22 mevzusu şöyledir: yossarian isimli karakterimiz bir savaş pilotudur, uçuş görevlerinin bitip evine döneceği günü iple çekmektedir. ancak problem şudur ki genç pilot ne zaman gerekli uçuş sayısını tamamlamaya yaklaşsa sayı artmaktadır. ayrıca kilit bir madde 22 vardır. eğer bir kişi deliyse savaşmak zorunda değildir, ancak deli olduğunu kabul ettirmek için başvuru yapması gerekmektedir. ama yine madde 22'ye göre bir kişi deli olduğunun farkındaysa deli değildir. kısacası bu madde kendi kuyruğunu yiyen bir yılan gibidir. yossarian ne zaman eve dönmeye yaklaşsa karşısında anlamsız bürokrasi ve madde 22 olacaktır.
devamını gör...