çok fazla olasılık var
hepsinde de birer boşluk
tıpkı rüyadan uyanmak gibiydi gidişin
bir vardı bir yok oluş.
devamını gör...

siyasetin bizimle ilgilenmesi gerekmiyor mu? yok ya o öyle bir şey değildi.

gram umrum değil. ruhuma birde bu yükü alamam.
devamını gör...

şu görüntüde durumun vahametini net olarak görebileceğimiz yangındır.



aynı zamanda, adadan tahliyeler de başlamıştır.

devamını gör...

söyleniş şekline göre beğendiğim kelime.
devamını gör...

vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı.
devamını gör...

diğer yedi ren geyiğinin bu yıl hediye dağıtımını coşkusuz yapacağı durumdur.

geyik 1 :oğlum bizimkine kötü bi şey olmasın lan. geçen gördüm noel baba kocaman bi bıçağı bileyliyordu.
geyik 3 :ağzından yel alsın lan.
geyik 4 :yok be aga ne olacak, biraz üşütmüştür. baytar getiritir bi fitamin iğne miğne bi şey yapar, kalkar o.
geyik 5 :beyler muhabbetinizi bölmek istemezdim ama siz her yavaşladığınızda kırbacı biz yiyoruz. hatırlatayım dedim!!??!
geyik 7 :aynen beyler hediye bitsin konuşuruz, şimdi biraz tempolu gidelim
noel baba : bırrrrssssst!! durun hele ben bi şu bacaya atlayıverem.
geyik 2 : aman dikkat et babuş ya..
geyik 4 : sizce ne hediye verir dersiniz? şu koca paket mi?
geyik 5 : ben biraz yokladım o paketi. muhtemelen pleysteyşın var abi
geyik 4 : hep aynı şeyler.
devamını gör...

üst edit: başlık düzenlenmiştir.
şimdi ben diyeceğim ki "şey" her zaman ayrı yazılır, siz diyeceksiniz ki"ayy buna mı takıldın gerçekten? yazar, mis gibi başlık açmış, üstüne güzel bir tanım yapmış. ama sen kalk bir yazım hatasına takıl! olacak iş değil!"

şimdi bu tanımı yazıyorum. yazıyorum değil mi? evet. ne dedim? yazım yanlışı. şey. ayrı yazılır. ben bunu yazarken veya yazdıktan sonra moderasyon ekibi büyük ihtimal başlıktaki hatayı düzeltecekler. peki ben niye bunu yazdım? amacım ne? hiçbir şey. sadece;
(bkz: gece gelen saçmalama isteği)
iyi geceler sözlük.
t: örnek alınması ayrıca tebrik edilmesi gereken insandır.
devamını gör...

katkım olmayacak ama belki okurum. güzel bir çalışma.
devamını gör...

''abd'de connecticut üniversitesi alerji ve immünoloji bölümünde görevli prof derya unutmaz, çin aşısı coronavac'ı değerlendirdi ve aşının güvenilirliğinin henüz kanıtlanmadığını söyledi.

genel olarak aşılarla ilgili güvenlik ve etkinlik bildiriminin gerekli olduğuna, üçüncü faz sonuçlarının tamamlanmış olması zorunluluğuna dikkat çeken unutmaz, "faz 3 çalışmaları faz 1-2'den çok farklı. çünkü üçüncü fazda enfekte olan kişileri bekliyorsunuz. bir aşı fazla bir yan etki göstermeyebilir ama enfekte olanlarda belki bir artış bile olabilir. bunları bilmiyorsunuz. koruyuculuğu bilmemiz lazım. çünkü etkili olması lazım ve bu bakımdan on binlerce kişiye yapılıyor." dedi.''

haber detay
devamını gör...

hermann hesse tarafından yazılıp 1919'da yayımlanan eser.

çoğu insan bilmediği bir yoldan gitmek istemez çünkü üzerinde yürüyerek eskittiği ve dolayısıyla her karışını ezbere bildiği yol güven verir ona. izlediğimiz bir filmi tekrar izlememiz, gittiğimiz mekanlara tekrar tekrar gitmemiz bundandır. geçmiş, güven verir.

aynı şekilde, insan başkasını arar durur, bir başkasının peşinden gitmek kolay gözükür çünkü. yol bellidir. peki ya hiç bilmediğimiz bir yol ve hiç bilmediğimiz bir kişiyi arıyorsak? ya kendimizi bulmaya dair içimizde bir yolculuğa çıkıyorsak?

hesse, bu zorlu yolculuğu demian kitabıyla gözler önüne seriyor, demian: emil sinclair'in gençliğinin hikayesi... eğer bir kere arayış içine girmişseniz, bir şeylerin farkındasınızdır fakat anlamını bulmakta zorluk çekersiniz. yolu zorlaştıran ve kimi zaman çekilmez kılan da budur zaten. hiç bilmediğiniz bir yol ve o yolun üzerindeki anlam arayışınızdır. fakat bilinmezliklerle dolu hayatta anlam arayışı fazla zorlu ve sancılı olabiliyor. umarım yeteri kadar gücü kendimizde hissettiğimizde incinmeden bu yola çıkıp adım atabiliriz.

--- alıntı ---
ama biliyorum ki, insanın kendini kendisine götüren yolu izlemesi kadar dünyada nefret ettiği başka bir şey daha yoktur.
devamını gör...

beynin, nörotransmitterlerin ve biyolojimizin düşüncelerimizi ve duygularımızı nasıl etkilediğini analiz eden psikoloji dalıdır.
bu alandaki araştırmaların uzun bir geçmişi olsa da (ilk filozofların zamanına kadar uzandığı söyleniyor) biyopsikoloji 20. yüzyıla kadar bir disiplin haline gelmemiştir.

pinel, j. p. j. (2010) biopsychology, 8th edition, p:3.
devamını gör...

küfretmeyince ölecek hastalığı.
devamını gör...

zamlar siyasi iken(iyi yönetememek)
kadın cinayetleri (erk devlet)
doğa talanı(ihaleler)
savaşlar(silah, uçak ihaleleri) varken siyaset konuşmasın kimse.

lan ben olimposa tatil hayali kurarken bile işin içinde siyaset var.
o yüzden gerçekleşmiyor.

eve sipariş ettiğin pizza bile siyasi.

tipe bak. neymiş siyaset olmasınmış.

kafasozluk bile bir siyaset sonucudur.
devamını gör...

bu hiyerarşik düzeni kınıyorum (!) açıklamam bitmiştir.
devamını gör...

naziler'in imha politikası.
alman tarihi kültüründe martin luther'den beri yahudilere suçlu olarak bakan bir yaklaşım söz konusudur. bundan dolayı da antisemit örgütlenme en barbar haliyle almanya'da gerçekleşti ve benzerine rastlanmayacak bir imha siyaseti izlendi. bu tahribat, çingenelere de yönelmiştir. en nihayetinde işgal edilen ülkelerde, hiç rastlamadıkları, hayatlarında görmedikleri yahudi ve çingene topluluklarını kamplarda toplayacak derecede raydan çıkmışlardır.
devamını gör...

kadınbudu köfte..
devamını gör...

'en kıymetlim' sonunda 3, 5 kalp, çiçek falan var.

kelimenin, kavramın tam anlamını karşılayan insan.
devamını gör...

öncelikle belirtmem gerekir ki, romanı iki kez bitirmiş birisi olarak bu filmi övmekten çok yermek istiyorum.

filmin kitapla bağı olduğu kadar alakası olmayan çok fazla kısmı da mevcut. en başta film ciddi anlamda doyuymuyor, iki saati birkaç dakika geçmiş süreye sahip bu filmin daha doyurucu olmasını bekliyorsunuz ama ilk kırk dakikada zaten her şey oldu bittiye geliyor. dahası da, tiyatral olma kısmı o kadar zorlanmış ki, birçok insanın aksine gary oldman'ın drakula rolünü hiç beğenmedim. kitaptaki drakula ile filmdekinin arasında dağlar kadar büyük farklar mevcut, filmi izler iken defalarca "hani bram stoker'ın drakulasıydı lan bu?!" diye serzenişlerde bulundum.

evet sahne genişleri, gotik atmosfer, müzikler, oyuncuların kıyafetleri, şehir dekoru insanı ciddi anlamda içine çekiyor ama bu filmde nedense bir o kadar itici bir şey de mevcut idi, sanıyorum ki kitap ile olan alakasız kısımlar yüzünden istediğimi, doğrusu beklediğimi bulamadım.

bir zamandan sonra insan ister istemez, "ulan bram stoker'ın kan donduran, gerim gerim geren, bir sonraki sayfada acaba ne olacak diye fırtınalar kopardığın romanı siz nasıl olur da vıcık bir aşk filmine çevirebilirsiniz?!" diye düşünüyor, lakin ne zaman bir filmde bunun gibi bol yıldıza denk gelsem, o filmden istediğimi bulamadığımı fark ediyorum, beklediğimi alamıyorum.

en iyi uyarlanan dracula eseri olmasına ise sözüm ona gülüyorum bazen. 1958 yapım dracula çok çok çok daha iyi uyarlanmış bir eserdi, ek olarak filmi izleyenler bilirler, winona ile sinemadayken bir film izliyorlar ya, o film 1931 yapım, tod browning'in drakulası ki o en şahanesi... aynı zamanda en "doğru" uyarlananı. doğru kelimesi yanlış aslında, en "sadık" uyarlananı!

ayrıca tod browning'i nereden biliyoruz? kendisi mark the vampir isminde müthişin de ötesinde bir vampir filminin yönetmenidir. bu tarz gotik korku öykülerini sinemaya dökecek iseniz, ford coppola gibi gişe odaklı hollywood yönetmenlerini değil de, gotik korku öğeleriyle bezenmiş filmler çeken yönetmenlere vermek lazım.

şu an aşırı gaza geldim, gidip üçüncü kez romanı bitireceğim.
çok yaşa bram stoker!
allah belanı versin francis ford coppola!
devamını gör...

yaşam sevinci.
ama yinede halimize şükürler olsun her zaman beterin beteri vardır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim