insan olun biraz (yazar)
madalyaların efendisi yazar. benim ilkokul satranç turnuvası birincilik madalyamı da evden aşırmış.
kendisini çok severim ama yakıştıramadım. lütfen madalyamı geri ver.
kendisini çok severim ama yakıştıramadım. lütfen madalyamı geri ver.
devamını gör...
atforvendetta
adam komple ifşa oldu rıza baba.
bir radyo şeysi modu olmasının yanı sıra kriz anını idare etmeyi gayet iyi bildiğini gördüm yakın vakitte.
bir radyo şeysi modu olmasının yanı sıra kriz anını idare etmeyi gayet iyi bildiğini gördüm yakın vakitte.
devamını gör...
ajdar
medyanın kullanıp bir mendil gibi kenara attığı biri.
devamını gör...
yılanların öcü
fakir baykurt 'un 1954 yılında yazdığı karakterler ve olaylar köyü, köylüyü anlatsa da türkiye gerçeklerinin romanı. su gibi aktı okurken, hem de hiç bilmediğim köyün dilini bile yadsımadan aktı.
yeri geldi gülümsediğimi fark ettim, yeri geldi dişlerimi sıka sıka okudum, dişlerimi, hatta yumruklarımı sıktığım zaman daha fazlaydı. parayı, gücü eline geçirmiş olan muhtarlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. bu muhtarlar, parası var aklı yok haceli'lerle, aklı var parası yok ırazca'larla, bayram'larla menfaatine göre oyuncak gibi oynar. yaşamlarını alt-üst eder. ırazca hem akıllı hem onurlu ırazca... yaşlıyım demez dimdik durur haksızlığın karşısına fakat en sonunda o da aklını kaybeder.
dediğim gibi son derece akıcı bir dille yazılmış fakat şimdi soruyorum kendime, nereye aktı! aktı da gitmedi sanki, kalbimin ortasına oturdu kaldı.
bir kaç alıntı da bırakayım.
yılanlar yılanken sizin gibi alçakların hakaretine dayanamadı da, siz insan olduğunuz halde bunca hakarete, bunca zulme, zillete nasıl dayanıyorsunuz behey, heheeeey...
ah el kapıları, ah!.. kapansın el kapıları!.. yakacaksın ki kapansın... başkaları da açılmasın namussuz dünyada! yokluklar yok olsun. yok olsun yoksulluklar! ille de kulun kula kulluğu kalksın!
öyle oyunlara geldik ki biz!.. biz hiçbir numarayı kolay kolay yutmayız artık! çiğdik, piştik... kördük, açıldık... uyuttulardı, uyandık!
gece bile olsa...
düşün yollara! yollara!..
yeri geldi gülümsediğimi fark ettim, yeri geldi dişlerimi sıka sıka okudum, dişlerimi, hatta yumruklarımı sıktığım zaman daha fazlaydı. parayı, gücü eline geçirmiş olan muhtarlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. bu muhtarlar, parası var aklı yok haceli'lerle, aklı var parası yok ırazca'larla, bayram'larla menfaatine göre oyuncak gibi oynar. yaşamlarını alt-üst eder. ırazca hem akıllı hem onurlu ırazca... yaşlıyım demez dimdik durur haksızlığın karşısına fakat en sonunda o da aklını kaybeder.
dediğim gibi son derece akıcı bir dille yazılmış fakat şimdi soruyorum kendime, nereye aktı! aktı da gitmedi sanki, kalbimin ortasına oturdu kaldı.
bir kaç alıntı da bırakayım.
yılanlar yılanken sizin gibi alçakların hakaretine dayanamadı da, siz insan olduğunuz halde bunca hakarete, bunca zulme, zillete nasıl dayanıyorsunuz behey, heheeeey...
ah el kapıları, ah!.. kapansın el kapıları!.. yakacaksın ki kapansın... başkaları da açılmasın namussuz dünyada! yokluklar yok olsun. yok olsun yoksulluklar! ille de kulun kula kulluğu kalksın!
öyle oyunlara geldik ki biz!.. biz hiçbir numarayı kolay kolay yutmayız artık! çiğdik, piştik... kördük, açıldık... uyuttulardı, uyandık!
gece bile olsa...
düşün yollara! yollara!..
devamını gör...
spontane radyo yayını
eeeeeefeniiim* geldi çattı üçüncü haftamız. hep pazartesi sendromu falan diyoduk ki, bu hafta 17 günlük tam kapanmanın bitişine rastladık. sevdiklerimizi özledik, kimimiz kavuştuk kimimiz uzakta kaldık hâlâ ama hiçbir şey olmasa da kesinlikle bir takım şeyler yaşandı ve de yaşanıyor.
ama önemli olan şu ki, ben sizlerle sohbet etmeyi çok özledim. pazartesiyi iple falan çektim ve sonunda geldi. azcık kaldı, çok az. umarım siz de bizimle sohbet etmekten keyif alıyorsunuzdur da yaklaşık bir buçuk saat sonra hep birlikte atarız üzerimizden tam kapanmanın ağırlığını.
not: konu biraz alengirli gibi geliyor ama biz bizeyiz, ben bütün kirli çamaşırlarımı (tamam tamam hepsini değilse de en azından bir kısmını) ortaya serip geçen haftanın stresini atma niyetindeyim. siz de yapın, güzeldir, rahatlarız. hadi baybiş.
ama önemli olan şu ki, ben sizlerle sohbet etmeyi çok özledim. pazartesiyi iple falan çektim ve sonunda geldi. azcık kaldı, çok az. umarım siz de bizimle sohbet etmekten keyif alıyorsunuzdur da yaklaşık bir buçuk saat sonra hep birlikte atarız üzerimizden tam kapanmanın ağırlığını.
not: konu biraz alengirli gibi geliyor ama biz bizeyiz, ben bütün kirli çamaşırlarımı (tamam tamam hepsini değilse de en azından bir kısmını) ortaya serip geçen haftanın stresini atma niyetindeyim. siz de yapın, güzeldir, rahatlarız. hadi baybiş.
devamını gör...
özlediğin gidip göremediğindir
özleme dair güzel tespitleri olan oruç aruoba şiiridir.
özlediğin, gidip göremediğindir;
ama, gidip görmek istediğin
özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen
özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin
özlem, gidip görmek istemen-
ama, gidememen, görememen;
gene de, istemen
özlediğin, gidip göremediğindir;
ama, gidip görmek istediğin
özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen
özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin
özlem, gidip görmek istemen-
ama, gidememen, görememen;
gene de, istemen
devamını gör...
şu an duymak istediğiniz söz
annem beni uyandırsa ve dese ki " hadi oğlum servis gelecek, kalk'ta kahvaltını et" yataktan kalksam takvime bir baksam 2002. ne kadar isterdim.
devamını gör...
bugün psg’ye yapılanlar yarın sana yapılacak
aga saçma sapan tanım girdiğini adamın kendisi kabul ediyor moderasyon ne yapsın bu konu hakkında?
devamını gör...
kitap önerileri
martı jonathan livingston
devamını gör...
obezite ile savaşmanın önemi
obeziteyi günlük alınması gereken enerji miktarının harcanan enerji miktarından daha fazla olması sonucu vücuttaki yağ oranının artması olarak tanımlayabiliriz. obezite çağımızın en önemli hastalıklarından biri olarak dünyayı ve ülkemizi tehdit etmeye devam ediyor. fast food tüketiminin artması, dengeli ve düzenli beslenmemek ve hareketsizlik başlıca nedenlerinden. peki obeziteyle nasıl savaşabiliriz bu konuya değineceğim. öncelikle her şeyde olduğu gibi obezite de genlerinizle alakalı olabilir ama bu demek olmuyor ki bu genetik bir şey ben asla değiştiremem. öncelikle bu bahanenin arkasına sığınmamalıyız. eğer genetik yatkınlığımız varsa daha dikkat etmeliyiz yediklerimize. beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. obeziteye sebebiyet veren bir diğer şey ise hareketsizlik. gün boyu hareketsiz kalıyoruz. mesela apartman dairesinde oturuyorsak asansör kullanmayı tercih ediyoruz. avm lerde yürüyen merdiveni kullanıyoruz. en yakın markete giderken bile araba kullanıyoruz. bu kötü alışkanlıkarımızı değiştirsek çok daha sağlıklı bireyler olabiliriz. spor yapamıyorsak günde 10- 15 dakikalık yürüyüşün bile sağlımız için önemi büyük.
devamını gör...
normal sözlük t-shirtleri
bir tane gece modu m alıyım please. biz bu puanları sokakta bulmadık. (bkz: swh)
devamını gör...
koklayınca geçmişi hatırlatan kokular
deniz kokusu. deniz kıyısında bir evde otururduk 14 yıl öncesine kadar. ne zaman deniz kokusu duysam balkonundan heyecanla yunusları izlediğim o anlar gelir aklıma.
devamını gör...
yazmaktan keyif almak
sıkılıyorum, bunalıyorum ve bunlara karşı yapabildiğim tek şey yazmak. kiminin hoşuna gidiyor, kiminin de gitmiyor ona yapabilecek bir şey yok. benim sıkıntım biraz olsun azalıyor ya o bana yeter.
devamını gör...
türkiye'de bilimin ilgi görmeme nedeni
ilgi gösteren insanların beyin göçüne zorlanmasıdır. daha sonra yurt dışındaki türklerin başarılarını görüp halkımız gururlanır fakat aslında düşünmek lazım neden bu insanlar bu ülkeyi bırakıp gidiyor, bu durumu nasıl değiştirebiliriz diye.
devamını gör...
1 aralık 2020 acun'un masterchef uğur açıklaması
acun bey savcı hakim olmadığı için o genci mahkemeye çıkarır gibi milletin önüne atmak ağlamasını izletmek son derece üzücü bir davranıştı. o beyefendi basın açıklaması yapar olayı kapatırdı. gerek yoktu bu kadar vahim bir durumu ortaya koymaya televizyonda 50 yıl sonra bile önüne çıkacak bir konuyu bu adama yaşatmak çok iğrenç bir davranış.
devamını gör...
lüleburgaz
bağlı bulunduğu kırklareli il merkezinden daha gelişmiş olan güzel ilçe.
ne yazık ki içinden doğayı katleden ve insan sağlığını tehdit eden bir nehir de geçmektedir. (bkz: ergene nehri)
@işimbu tarafından gönderilen mesaj üzerine ekleme: tabii ki nehir salt nehir olmakla doğaya ve insanlara zarar vermiyor. sanayi atıklarıyla acımasızca kirletilmesi sebebiyle bu noktaya gelindi.
ne yazık ki içinden doğayı katleden ve insan sağlığını tehdit eden bir nehir de geçmektedir. (bkz: ergene nehri)
@işimbu tarafından gönderilen mesaj üzerine ekleme: tabii ki nehir salt nehir olmakla doğaya ve insanlara zarar vermiyor. sanayi atıklarıyla acımasızca kirletilmesi sebebiyle bu noktaya gelindi.
devamını gör...
istanbul'a bir türlü kış gelmemesi
istanbul'da önümüzdeki bir hafta boyunca sıcaklıkların 15° ve üzerinde olduğu açıklanması üzerine aklıma gelen düşüncedir.
edit: istanbul aralık ayı sıcaklık ortalamasının 8° olması.
edit: istanbul aralık ayı sıcaklık ortalamasının 8° olması.
devamını gör...
pame radyo yayını
bir ses ne kadar tatlı olabilirse o kadar tatlı, bir yayın ne kadar güzel olabilirse o kadar güzel, şarkılar ne kadar dinlenir olabilirse o kadar dinlenebilir. canım marikaki, canım pame!
devamını gör...
üsküdar'da sabah oldu
benim çok sık kullandığım bir deyimdir, neden söylendiğini bilmeden kullanana çok rastladım. bence neden söylendiğini bilerek kullanmak daha anlamlıdır.
eskiden üsküdar’da deniz kıyısındaki valide sultan ve mihrimah sultan camilerinin müezzinleri, karşı tarafta yaşayan padişaha seslerini duyurabilmek ve ondan ihsan alabilmek, belki saray müezzinliğine yükselebilmek ümidiyle sabah ezanlarını mutlaka beşiktaş’taki cami müezzinlerinden önce okurlarmış.
bir şeyin zamanını geçirmek, geç kalmak anlamında bugün dahi kullanılmakta olan “üsküdar’da sabah oldu” deyimi vaktiyle aynı hat üzerinde olmalarına rağmen üsküdar’ın beşiktaş’tan önce okunan sabah ezanlarından kaynaklanmıştır.
eskiden üsküdar’da deniz kıyısındaki valide sultan ve mihrimah sultan camilerinin müezzinleri, karşı tarafta yaşayan padişaha seslerini duyurabilmek ve ondan ihsan alabilmek, belki saray müezzinliğine yükselebilmek ümidiyle sabah ezanlarını mutlaka beşiktaş’taki cami müezzinlerinden önce okurlarmış.
bir şeyin zamanını geçirmek, geç kalmak anlamında bugün dahi kullanılmakta olan “üsküdar’da sabah oldu” deyimi vaktiyle aynı hat üzerinde olmalarına rağmen üsküdar’ın beşiktaş’tan önce okunan sabah ezanlarından kaynaklanmıştır.
devamını gör...
