tiktok kullanmayanların oranının yüzde 7 olması
%7 oranında olan kisiyimdir. hiç bir zamanda yüklemeye niyetim yok.
devamını gör...
yüksek sadakat
"belki üstümüzden bir kuş geçer" isimli parçası günümüzde halen dinlenen bir müzik grubu. başka ne şarkıları var cidden bilmiyorum, arada o şarkıyı açıp bi dinliyorum o kadar.
devamını gör...
istifçilik
bir travma sonrasında, sosyal öğrenmeyle ya da yaş ilerledikçe insanların biriktirme huylarının kontrolden çıkarak bütün hayatlarını istila etmesidir.
devamını gör...
recep tayyip erdoğan'ın ülkemize faydaları
insanları sabır taşı haline getirmesidir. ülkece çok sabırlı bir millet haline geldik.
azla yetinmeyi öğrendik. israftan kaçınmayı öğrendik mecburen kaçınıyoruz.
kafamıza çay satranç fırlata fırlata reflekslerimizi geliştirdi.
daha ne olsun.
azla yetinmeyi öğrendik. israftan kaçınmayı öğrendik mecburen kaçınıyoruz.
kafamıza çay satranç fırlata fırlata reflekslerimizi geliştirdi.
daha ne olsun.
devamını gör...
iklimin insan karakteri üzerindeki etkisi
aristoteles'e göre iklim, insanlara birtakım erdemler kazandırır. bunu gözlemlemenin en iyi yolunun dünya edebiyatından geçtiğini düşünüyorum.
akla gelen ilk örnekle başlayayım. "ruslar da iklimleri gibi pek soğuk insanlar canım!" deyip geçmeyeceğim tabi.
soğuk iklimler, zor hava şartları; o iklimin insanlarını daha mücadeleci kılıyor. bu mücadeleye alıştıkları hatta bu mücadeleye doğdukları için daha cesaretli ve sorumluluk sahibi olduklarını ama duygu yönünden az geliştiklerini söyleyebiliriz.
eserlerinde kasvetli havadan, güçlüklerle dolu yaşamlardan, açlıktan, sefaletten, sürgünden bahsettiklerinde hep bir şikayet havası, yenilmişlik görüyoruz ilk bakışta. oysa tüm kavgalarını, kendi insanlarının kavgalarını, nasıl baş ettiklerini/edemediklerini anlatırlar.
duygularından arınmış sanıyoruz onları. oysa duyguyu en katı, en soğuk haliyle yüzümüze vuruyorlar. sanki tüm bunları yaşarken hissetmeye fırsat bulamamış da birileri bu mücadeleye tanık olsun, hissedilmemiş her şeyi hissetsin istemişler gibi.
sıcak iklimler ise duygusal yönü gelişmiş, kültürel gelişime açık ama daha az cesur insanlar yetiştirir. elbette bu insanların da yaşam boyu süren savaşları vardır. ancak doğayla değil kendileri gibi kanlı canlı insanlarla. işte bu noktada duyguların ne denli baskın olduğunu görürüz. insanla olan kavga en fazla insan ömrü kadardır. üstelik insan sayısı kadar değişkendir.
bir kere hepsini geçtim, bu mücadele denktir. insanın insanı yenme umudu vardır. mücadelenin kazanılması umudu vardır. oysa insan iklimini yenebilir mi? mücadelenin bitişini umabilir mi?
sıcak iklim demişken yine akla ilk gelen örneği vereyim. anlaşılan sizi pek şaşırtmak istemiyorum bugün.
sıcaksa sıcak! latin edebiyatı. marquez.
yüzyıllık yalnızlık'ta isimlerin birbirine nasıl karıştığını hatırlayın. aurelianoları birbirinden ayırt etmek için nasıl zorlanırız okurken. işte gördünüz mü? nasıl da insan dolu bir anlatım.
not: bahsettiğim "cesur" kavramını lütfen genel bir değerlendirme olarak algılamayın. yalnızca iklim etkisini göz önüne alarak değerlendirdim.
akla gelen ilk örnekle başlayayım. "ruslar da iklimleri gibi pek soğuk insanlar canım!" deyip geçmeyeceğim tabi.
soğuk iklimler, zor hava şartları; o iklimin insanlarını daha mücadeleci kılıyor. bu mücadeleye alıştıkları hatta bu mücadeleye doğdukları için daha cesaretli ve sorumluluk sahibi olduklarını ama duygu yönünden az geliştiklerini söyleyebiliriz.
eserlerinde kasvetli havadan, güçlüklerle dolu yaşamlardan, açlıktan, sefaletten, sürgünden bahsettiklerinde hep bir şikayet havası, yenilmişlik görüyoruz ilk bakışta. oysa tüm kavgalarını, kendi insanlarının kavgalarını, nasıl baş ettiklerini/edemediklerini anlatırlar.
duygularından arınmış sanıyoruz onları. oysa duyguyu en katı, en soğuk haliyle yüzümüze vuruyorlar. sanki tüm bunları yaşarken hissetmeye fırsat bulamamış da birileri bu mücadeleye tanık olsun, hissedilmemiş her şeyi hissetsin istemişler gibi.
sıcak iklimler ise duygusal yönü gelişmiş, kültürel gelişime açık ama daha az cesur insanlar yetiştirir. elbette bu insanların da yaşam boyu süren savaşları vardır. ancak doğayla değil kendileri gibi kanlı canlı insanlarla. işte bu noktada duyguların ne denli baskın olduğunu görürüz. insanla olan kavga en fazla insan ömrü kadardır. üstelik insan sayısı kadar değişkendir.
bir kere hepsini geçtim, bu mücadele denktir. insanın insanı yenme umudu vardır. mücadelenin kazanılması umudu vardır. oysa insan iklimini yenebilir mi? mücadelenin bitişini umabilir mi?
sıcak iklim demişken yine akla ilk gelen örneği vereyim. anlaşılan sizi pek şaşırtmak istemiyorum bugün.
sıcaksa sıcak! latin edebiyatı. marquez.
yüzyıllık yalnızlık'ta isimlerin birbirine nasıl karıştığını hatırlayın. aurelianoları birbirinden ayırt etmek için nasıl zorlanırız okurken. işte gördünüz mü? nasıl da insan dolu bir anlatım.
not: bahsettiğim "cesur" kavramını lütfen genel bir değerlendirme olarak algılamayın. yalnızca iklim etkisini göz önüne alarak değerlendirdim.
devamını gör...
yazarlardan çaylaklara tavsiyeler
önce haddiniz bilin. öyle her yazarla muhatap olmaya çalışmayın. yazarlık ciddi bir iştir. zırt pırt hayranlık ifadeleri içeren mesajlar atarak yazarları bunaltmayın. diye sıralayacağım tavsiyelerdir. neticede sizden 3 tanım fazla girdim ben zamanında. yazarım ben.
(bkz: ucu ucuna yazar olmak)
(bkz: ucu ucuna yazar olmak)
devamını gör...
kadın
bence dünyanın her yerinde zor olan ve gereken değeri görmeyen varlıktır.
bu resmi yapan sanatçı hindistan’ın trissur şehrinden 9.sınıf öğrencisi ajunath sindhu vinayala.
babası annesinden bahsederken sürekli ‘’o çalışmıyor, sadece ev kadını’’ dediği için ajunath bu tabloyu yaptı. annesinin boş durduğunu hiç görmediğinden babasının böyle konuşmasına çok şaşıran ajunath, annesinin günlük rutin hayatını gösteren bir resim çizip öğretmenine gösterdi. öğretmeni de bunu valiliğe yolladı. sonunda resim hindistan’ın 2020-2021 cinsiyet bütçesinin kapak resmî olarak seçildi.
bu resmi yapan sanatçı hindistan’ın trissur şehrinden 9.sınıf öğrencisi ajunath sindhu vinayala.
babası annesinden bahsederken sürekli ‘’o çalışmıyor, sadece ev kadını’’ dediği için ajunath bu tabloyu yaptı. annesinin boş durduğunu hiç görmediğinden babasının böyle konuşmasına çok şaşıran ajunath, annesinin günlük rutin hayatını gösteren bir resim çizip öğretmenine gösterdi. öğretmeni de bunu valiliğe yolladı. sonunda resim hindistan’ın 2020-2021 cinsiyet bütçesinin kapak resmî olarak seçildi.
devamını gör...
bir kadının kocasına ismiyle hitap etmesinin edepsizlik olması
kocamla aramda ast üst ilişkisi olduğunu ve edepsiz olduğumu öğrendim çok şükür. istiyorlar ki kadın evde otursun, yatılı hizmetçileri olsun, cahil kalsın. biraz farkındalığı olan bir kadın bu zihniyetin yanında 5 dk kalmayacak çünkü.
onedio.com/haber/-bir-kadin...
onedio.com/haber/-bir-kadin...
devamını gör...
barbaros hayrettin paşa
1470'li yillarda midilli'de dogdu. annesi yunan, babasi ise (arnavut yahut sirp) devsirme idi. asil ismi hizir'dir. barbaros lakabini ise buyuk kardesi oruc'tan almistir. oruc reis olmeden evvel hizir reis'den daha meshurdu. barbaros ismi italyanca "barba rossa" yani kizil sakaldan geliyor olabilecegi gibi yunanca "barbaros" yani barbardan gelmesi de mumkun. cunku uzun bir sure, oruc ve hizir yunan adalarini hristiyan kole bulup ya gemide calistirmak ya da satmak icin yagmalamistir.
yavuz sultan selim'in vaktinde osmanli'ya bagli bir korsandi (corsaire/ privateer). cezayir'i tekrar fethettikten sonra (evet tekrar fethettikten sonra ama çok uzun hikaye), cezayir sultanligini suleyman'a hediye etti. bunun uzerine kaptan-i derya oldu.
avrupa'da deniz tanrisi olarak gorunen andrea doria'yi birkac defa silkelemesine ragmen en doria karsisindaki en buyuk zaferi preveze'dir. preveze'de hacli donanmasi turk donanmasinin iki katinda daha fazla olmasina ragmen 28 eylul 1538'de barbaros kesin bir zafer almayi basarmistir. preveze deniz muharabesi sonucunda, turkiye iyonya ve ege denizlerindeki butun venedikli ve cenevizli kolonileri ele gecirmistir.
barbaros hayrettin pasa suphesiz en buyuk turk denizcisidir. maalesef ki turkler olarak tarih boyunca aslina bakarsaniz denizde cok basarili olamamisizdir. amma velakin barbaros buna bir istisnadir. abartmadan soyleyebilirim ki, akdeniz'in preveze ve lepanto arasinda neredeyse tamamen turkler tarafindan domine edilmesinin nedeni barbaros'dur.
fun fact: doneminin buyuk turk denizcileri arasinda tek yasliliktan olenidir. emekli olduktan sonra, 1546'da vefat etmistir.
yavuz sultan selim'in vaktinde osmanli'ya bagli bir korsandi (corsaire/ privateer). cezayir'i tekrar fethettikten sonra (evet tekrar fethettikten sonra ama çok uzun hikaye), cezayir sultanligini suleyman'a hediye etti. bunun uzerine kaptan-i derya oldu.
avrupa'da deniz tanrisi olarak gorunen andrea doria'yi birkac defa silkelemesine ragmen en doria karsisindaki en buyuk zaferi preveze'dir. preveze'de hacli donanmasi turk donanmasinin iki katinda daha fazla olmasina ragmen 28 eylul 1538'de barbaros kesin bir zafer almayi basarmistir. preveze deniz muharabesi sonucunda, turkiye iyonya ve ege denizlerindeki butun venedikli ve cenevizli kolonileri ele gecirmistir.
barbaros hayrettin pasa suphesiz en buyuk turk denizcisidir. maalesef ki turkler olarak tarih boyunca aslina bakarsaniz denizde cok basarili olamamisizdir. amma velakin barbaros buna bir istisnadir. abartmadan soyleyebilirim ki, akdeniz'in preveze ve lepanto arasinda neredeyse tamamen turkler tarafindan domine edilmesinin nedeni barbaros'dur.
fun fact: doneminin buyuk turk denizcileri arasinda tek yasliliktan olenidir. emekli olduktan sonra, 1546'da vefat etmistir.
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
"intikam almaya karar verdiysen iki mezar kaz. biri kendin için olsun."
bu çin deyişini taaa orta okulda okuduğumdan beri kimseyi intikam alacak kadar önemsemem. zaten intikamı hak edecek karakterde olan insan için bir de kendimi yakmam.
bu çin deyişini taaa orta okulda okuduğumdan beri kimseyi intikam alacak kadar önemsemem. zaten intikamı hak edecek karakterde olan insan için bir de kendimi yakmam.
devamını gör...
kanada
şu aralar yine kapadokya'da altın avına çıkmış olan şirketin mensup olduğu ülke.
devamını gör...
vegan
üst düzenleme: kişiye göre değişse de vegan kişi bitkiler acı çekmiyor diye vegan değildir. veganlık insanlar için doğaya ve dolayısıyla yaşam alanı olan dünyaya en zararsız yaşama biçimidir. ayrıca bitkiler acı çekiyor olsa bile bunu hayvanlar gibi anlamlandırıyorlar mı bilinmiyor. hayvanlar annelik duygusu hissedebilen, duygusal bağ kurabilen, sütünü yavrusu için üreten canlılardır. bitkilerse nesillerinin devamlılığını sağlamak için çekirdekleri diğer canlıların yiyebileceği şekilde evrilmiş tat, koku ve dokuda bulunan canlılar.
vegan kişi hayvansal gıda ve et ürünlerini hiçbir şekilde tüketmez. üretim sürecinde insana veya hayvana zulüm edilen ve doğada elde ediliş şekliyle herhangi bir şekilde ciddi tahribat yaratan ürünleri tüketmekten kaçınır. örneğin, kakao meyveleri toplanırken işçi maymunların veya çocukların kullanılmadığı çikolataları tercih etmeye çalışır. vegan olma sürecinde kişiyi, et ve süt ürünlerinin bağımlılık yaratması nedeniyle tüketme dürtüsü uyandırması zorlar. veganlar protein ihtiyacını baklagiller, yeşil mercimek gibi kaynaklardan karşılayabilir.
vegan kişi hayvansal gıda ve et ürünlerini hiçbir şekilde tüketmez. üretim sürecinde insana veya hayvana zulüm edilen ve doğada elde ediliş şekliyle herhangi bir şekilde ciddi tahribat yaratan ürünleri tüketmekten kaçınır. örneğin, kakao meyveleri toplanırken işçi maymunların veya çocukların kullanılmadığı çikolataları tercih etmeye çalışır. vegan olma sürecinde kişiyi, et ve süt ürünlerinin bağımlılık yaratması nedeniyle tüketme dürtüsü uyandırması zorlar. veganlar protein ihtiyacını baklagiller, yeşil mercimek gibi kaynaklardan karşılayabilir.
devamını gör...
recep tayyip erdoğan
her gün hortlatılan başlık.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en büyük pişmanlığı
yaşadığım sıkıntıların hayata devam etmemi engellemesine izin vermek sanırım.her şeye rağmen yoluma devam edebilseydim çok daha huzurlu olabileceğimi hissediyorum.bunu en başta da eğitimim için hissediyorum.normalde bu sene 6.sınıfa geçip mezun olacaktım bir şekilde kendi ayaklarımın üstünde durmayı başarmış olacaktım.bunu derken de hayattan beklentimin ne kadar küçüldüğünü hissettim.kendime yetebilsem yeterliydi ama olmadı.
devamını gör...
herkes 07 kullanırken 05 kullanan kişi
geçen gün annemdeki çizim kalemini alınca fark ettim ben de 0.5 uçlu kalemin çok daha güzel yazdıgını. muhtemelen kullanan kişi düzenlidir ve yazısı güzeldir. kullandıgı kalem ucu yüzünden linç yiyip, mal olmakla itham edilen arkadaşlar için üzgün oldugumu belirtmek isterim.
sözlük tuhaf bir hal almaya başladı gerçekten. evde oturup kahveni yudumlarken buraya göre "herhangi bir şey" olabiliyorsun.
sözlük tuhaf bir hal almaya başladı gerçekten. evde oturup kahveni yudumlarken buraya göre "herhangi bir şey" olabiliyorsun.
devamını gör...
tuhaf bakışlı insanlar
bana lise hayatım boyunca herkes ''alık alık bakıyorsun'',''ağlayacakmış gibi bakıyorsun'' diyordu.
normal bakıyordum aslında, niye böyle diyorlardı bilmiyorum. birazcık gözlerim aşağı doğru çekik ondan olabilir gerçi.
normal bakıyordum aslında, niye böyle diyorlardı bilmiyorum. birazcık gözlerim aşağı doğru çekik ondan olabilir gerçi.
devamını gör...
lev nikolayeviç tolstoy
--- alıntı ---
"gerçek aşk daima kişisel yarar duygusundan vazgeçme temeli üzerinde yükselir."
--- alıntı ---
sözünün sahibi insan. rus olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde... belki de gelmiş geçmiş en iyi roman olan anna karenina'nın kaşifidir (bkz: kaşif)
kendisi gözümde gerçek denilen algoritmayı çözebilen nadir kişilerdendir. zekası büyüleyicidir. bir dostoyevski tutkunu olarak söyleyeyim: belki dostoyevski'den bile zekiydi. tabii bana kalsa dostoyevski daha güzel yazıyor, o ayrı... hayatı çözmüştür kendince tolstoy. hem acı verici olduğunun farkındaydı da hep. optimistliğinin altında yatan neden sosyeteye mensup olmasıdır diyecekler olacaktır, lakin haksızdırlar. tolstoy'un hayatı her ne kadar dostoyevski'ninki kadar olmasa da, bir trajedidir. shakespeare'in o güzide trajedileri gibi.
"gerçek aşk daima kişisel yarar duygusundan vazgeçme temeli üzerinde yükselir."
--- alıntı ---
sözünün sahibi insan. rus olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde... belki de gelmiş geçmiş en iyi roman olan anna karenina'nın kaşifidir (bkz: kaşif)
kendisi gözümde gerçek denilen algoritmayı çözebilen nadir kişilerdendir. zekası büyüleyicidir. bir dostoyevski tutkunu olarak söyleyeyim: belki dostoyevski'den bile zekiydi. tabii bana kalsa dostoyevski daha güzel yazıyor, o ayrı... hayatı çözmüştür kendince tolstoy. hem acı verici olduğunun farkındaydı da hep. optimistliğinin altında yatan neden sosyeteye mensup olmasıdır diyecekler olacaktır, lakin haksızdırlar. tolstoy'un hayatı her ne kadar dostoyevski'ninki kadar olmasa da, bir trajedidir. shakespeare'in o güzide trajedileri gibi.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
sıksa da canımı bazı şeyler ben gülerim.
üzse de beni bazı şeyler ben yine gülerim.
ağlatsa da bazı şeyler ağlarken de gülerim.
çünkü bilirim, gülmek en büyük devrim.
“kahkahasız geçen bir gün, boşa geçmiş bir gündür.” - charlie chaplin *
üzse de beni bazı şeyler ben yine gülerim.
ağlatsa da bazı şeyler ağlarken de gülerim.
çünkü bilirim, gülmek en büyük devrim.
“kahkahasız geçen bir gün, boşa geçmiş bir gündür.” - charlie chaplin *
devamını gör...

