"gözüne uyku giriyorsa sen aşık değilsin. boğazından lokma geçiyorsa sen aşık değilsin. sözün özü sen sende olduğun sürece aşık değilsin."
devamını gör...

tanım üzerinde farklı varyasyonlar deneyen yazardır.

ne yapmak, nereye varmak istemektedir!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

poyraz ve ayşegül.
devamını gör...

her şeyi ziyan edendir kibir. varlığı beterdir. nice üzülürüm ki kibirli insana vah haline...
devamını gör...

sırf bu fotoğrafı paylaşmak için geldim... entel miyim hayır dantelim... kimse yok sessiz sessiz bir şeyler okuyorum... insansız hava sahasından bildiriyorum burası çok güzel... ama gelmeyin :)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

60'lı yıllarda california' da kurulan, happy together, you showed me ve elenore gibi eserleriyle bilinen amerikan rock grubu.
ben, bir filmde duyduğum, melodisi bir hoş olan happy together adlı şarkı sayesinde keşfetmiştim bu grubu.*
devamını gör...

cem adrian'ın baya ayten alpman sanılmasını sağlayan şarkı.
devamını gör...

fena değil gibi.
eskiden "nasılsın?" diye sorduğum da kısa bi "iyiyim" der geçiştirirdi haspam. şimdi ise tam kapanma bizimkini nasıl vurduysa, bunaltıysa daha nasılsın demeden " sabah-ı şerifleriniz hayrolsun iyiyim whis sen nasılsın? kahvaltını balkonda mi istersin veya salona mi hazırlayayım? badem sütü kreması için ekmek kızartayım mi? " diyor.

sonra karşılıklı oturup hayatlarımızı eleştiriyoruz. eski sevgililerimizin bu kadar ah'larimizi almasına rağmen nasıl bu kadar mutlu olduklarını düşünüyoruz. konu konuyu açıyor tabi,eski dostlara geliyor konu. değmez onlar için, üzülme falan diyor çok bilmiş. sus konuşma ordan.sen abdülhamit'i savundun diyorum. gülüyor bir de gamsız *

sonra dış kapıya yöneliyor. ""sokağa çıkma yasağı var ben çevirmeye kalmadan kaçar" diyo. tenhalardan git diyorum. "tenhalarda görüşmek dileğiyle whis"diyerek göz kırpıyor avel. beni taklit ediyor. eee çok normal değil mi zaten ?

neyse hazır o gitmişken 17 günlük tam kapanma yarın bitiyor malum. gideyim de bi 17 günlük daha evde kapanma planlarımı yapayım. çatkapi gelir yine canım kendim. hazır aramiz düzelmişken bozulmasın.

ben bensem, sen bensen, biz kimiz?
devamını gör...

şaşırtmamıştır, akp ve mhp, bu ülke insanı için iyi olan her şeye karşıt, dış güçler diye eleştirdikleri, türkiye'nin önündeki en büyük engel olan pis gücün ta kendisiler.
devamını gör...

ön edit: benden önce biri doldurmuş tüh *.

vay be bir burç başlığının ilk yazarı olmak da varmış hayatta. hayattaki başarı seviyem buradan görülebilir. neyse efendim gelin tanıtayım size bu kadını.

öncelikle başak burcu erkeğinde yazdığım yazı bunlar için de geçerlidir. evet gerçekten takıntılı, psikopat ve ruh hastasıdır. aksini söyleyen yalan söylüyordur. bir tane normali yoktur.

diğer bir noktaları kişiye göre değişir. sandığınız kadar temizlik hastası değiller efendim. içlerinde pasaklı olanları da vardır. ama hepsi titizdir. bir işi yapacaksa tam yapacaktır.

mükemmeliyetçidir ve bu yüzden hasta bile olabilir.

hepsi hastalık hastası değildir. içlerinde bu konuyu aşmış olanları da vardır ya da doğuştan takmayanları.

kesinlikle detaycıdırlar. bu sebeple bütünü görmek onlar için zordur.

kişisine göre değişir ama eleştirmeyi çok severken eleştiriye gelemez. dediğim gibi ikincisi kişiye göre değişir.

tutumludur derler evet olanları vardır.

çok iyi araştırmacı olurlar.

aynı zamanda duygusaldırlar ancak size bunu göstermezler asla. ketumluk burada başlıyor. soğuk rüzgarları hissettiyseniz biraz uzak durun. her şeyi içlerinde yaşarlar.

idealist insandırlar ve doğal kusur bulucudurlar.

asla mükemmel olduklarına inanmazlar hatta kendi haklarında iyi bir şey denildiğinde şaşırırlar. psikopatlar işte.

bir işi yarım yamalak yapacağım deseler de asla yarım yamalak yapmazlar. bir şekilde içgüdüsel olarak tam yapıyorlar.

şimdilik bu kadar gerisini de siz doldurun artık isterseniz.
devamını gör...

tamam shud vakası uzun süredir çözülemeyen bir cinayet vakası, her şey avustralya’da somerton sahili’nde bulunan bir cesetle başladı.

avustralya’nın somerton sahili’nde bulunduğu için adı somerton adamı gizemi olarak anılan vaka bugün bile araştırmacıların ve meraklı insanların ilgisini çekmeye devam ediyor. avustralya, adelaide‘ın somerton sahilinde, iyi giyimli, ceketinin yakasında yarısı içilmiş bir sigara izmariti olan bir ceset bulunuyor. daha da ilginci cebinden, üzerinde sonlandırıldı, tamamlandı anlamına gelen “tamam shud” yazılı bir not çıkıyor.

günler süren araştırmalara, olay anında ve sonrasında bulunan şaşırtıcı ipuçlarına rağmen yetkililer vakanın çözümüne yaklaşamıyorlar bile. bugün, üzerinden 72 yıl geçmiş olmasına rağmen somerton adamı gizemini korumaya devam ediyor. işte somerton adamı ve tamam shud vakası hakkında her şey.

30 kasım 1948 tarihinde saat 19.00’da john bain lyons ve eşi avustralya, adelaide’ın somerton sahilinde dolaşarak eşsiz manzarasının keyfini çıkarıyordu. çift, engelli çocuklar yurdunun hemen karşısındaki dalgakırana yaslanmış halde oturan bir adam fark etti. adam ayaklarını uzatmış ve birini diğerinin üzerine atmıştı.

adam tertemiz giyinmişti, üzerinde takım elbisesi ve cilalı ayakkabıları vardı, bu kıyafetler sıcak bir yaz akşamı ve sahil için hiç de uygun görünmüyordu. çift yaklaşık 2 metre mesafeden adama seslendi, adam sağ kolunu ağzının hizasına kadar kaldırdı sonra kolu tekrar yere düştü. lyons çifti adamın sarhoş olduğu ve sigarasını yakmaya çalıştığını zannetti, geceyi mahvetmemek adına bu sarhoş adamdan uzaklaşmanın iyi bir fikir olduğuna karar verip oradan uzaklaştılar.

sahilde bulunduğu fotoğraf

aradan 30 dakika geçtikten sonra bir başka çift de dalgakırana yaslanmış halde oturan adamı gördü. sol kolu açılmış ve yere düşmüş ve yüzü tamamen sivrisineklerle kaplanmış haldeydi. çift adamın çok derin bir uykuda olduğu kanısına vardı. hatta kendi aralarında, yüzüne konan bu kadar çok sivrisinekten rahatsız olmadığına göre ölümüne uyuyor diye şakalaştılar.

ertesi sabah, 1 aralık 1948, saat 6.50 civarında sahilde ata binen bir grup insan adamın etrafını sarmıştı. önceki gün adamı fark etmiş olan john lyon, sabah yüzmesinden çıkmıştı ki eşiyle birlikte sarhoş adama rastladıkları yerde toplanan kalabalığı gördü. lyon kalabalığa yaklaştığında bir anda, dün gördükleri adamın artık ölü olduğunu fark etti.

resim 2

somerton adamı adı verilen cesedin ilk incelemesinde kesin ölüm sebebi belirlenemedi. sinekkaydı tıraş olmuş adamın vücudunda bıçak veya kurşun yarası ya da herhangi bir bere yoktu, olay yerinde hiç kana da rastlanmamıştı. ölümünün sessiz ve huzur içinde gerçekleştiği kanısı hakim oldu.

üç saat sonra, ceset adelaide kraliyet hastanesi’ne sevk edildi. dr. john barkley bennet ölüm zamanının sabah 02.00 civarı olduğunu tahmin etti. ardından cesedi patolog john matthew dwyer inceledi, o noktada ölüm katılığı gerçekleşmişti. patolog kulak arkalarındaki ve boynundaki morlukların çok derin olduklarını fark etti ve ölümün ardından bedenin yerinden oynatılmadığını belirledi. adamın kıyafetleri çok temizdi. içinde boxer short ve atlet, üzerinde beyaz bir gömlek, kırmızı bir kravat, açık kahve pantolon, kahverengi süveter ve kahverengi kruvaze bir kaban vardı. ayakkabıları cilalıydı. doktorlar ceplerinde henley beach yönüne bir tren bileti, north glenelg yönüne bir otobüs bileti, metal bir tarak, bir paket sakız, bir paket sigara, bir mendil ve bir paket kibrit buldular.
ancak adamın kıyafetlerinin iç kısmındaki tüm etiketler kesilmişti. pantolon ceplerinin biri bilinmeyen tipte turuncu bir iplikle tamir edilmişti.

bavul

çoğu kişi, kıyafetlerinden ve ceplerinden çıkan eşyalardan dolayı adamın amerikalı olduğunu düşündü. ilginç bir şekilde, somerton adamının üzerinden cüzdan çıkmadı, göğüs cebinde ise dedektif thomas cleland tarafından üzerinde “tamam shud” yazan katlanmış bir kağıt parçası bulundu. farsçada bu ifade bitti, tamamlandı anlamına geliyordu. kelimeler gösterişli bir el yazısıyla yazılmıştı ve bu kağıt parçasının, 12. yüzyıl şairlerinden ömer hayyam’ın “rubaiyat” isimli kitabının yeni zelanda baskısından yırtılmış olduğu bulundu.

adamın vücuduyla alakalı olarak dwyer, göz bebeklerinin küçük ve sıra dışı, dış hatlarının dengesiz ve boyutlarının neredeyse aynı olduğunu not etti. göz bebeklerinin bu derece küçülmesine belli ilaçlar sebep olmuş olabilirdi. sakinleştirici bir ilaç (barbitürat) buna sebep olabilirdi, ancak kesin bir bulgu yoktu. adamın midesinde kan olduğu belirlendi. dwyer, midedeki kanın sebebinin tahriş edici bir zehirden kaynaklanabileceğini söyledi ve midede herhangi bir yiyecek maddesi görmediğini ekledi.

adam orta yaşlarda, muhtemelen 40’larındaydı ve atletik bacaklara sahipti. ayakkabılar ayağını sıkmış olabileceği için ayak baş parmakları garip şekilde ezilmişti. bazıları bu ezikler sebebiyle adamın balet olabileceğini dahi düşündü.

adli tıpçı thomas cleland, digitalis ve strofantin isimli vücutta hızla çözülen ve ardından iz bırakmayan iki tür zehir kullanılmış olabileceğini öne sürdü. somerton adamına bu iki zehirden biri verilmiş ve otopsi yapılmadan önce bu zehirlerin izleri silinmiş olabilirdi.

adamın cesedi

ancak kan ve idrar tahlilleri geldiğinde her şey normal görünüyordu. sonuç olarak kalp krizi geçirdiği, somerton adamının bu yüzden öldüğü hükmüne varıldı. ancak kalp krizini tetikleyen şey büyük ihtimalle, adama isteği dışında habersiz olarak veya zorla verilmiş olan zehirdi .ardından parmak izi incelemesi yapıldı, ancak ne fbı’ın ne de scotland yard’ın veri tabanında herhangi bir eşleşme bulunamadı.

tamam shud ifadesinin ardındaki gizem
bölgedeki yerel tren istasyonunda bulunan terk edilmiş bir binadan bir telefon geldi. ertesi gün, polis adelaide tren istasyonunda kahverengi bir valizin bulunduğunu haber aldı. valizde, somerton adamının kıyafetlerinde tamir için kullanılan ipin aynısı vardı. ip son derece nadir bulunan ve avustralya’da üretilmeyen bir ip olduğu için teşhisi kolay olmuştu. dahası valizde bulunan kıyafetler tam da somerton adamının bedenindeydi ve valizdeki atlet, çamaşırhane torbası ve kravatın üzerinde “t. keane” veya “t. kean” yazısı vardı. ancak bütün bunlar da kimlik tespiti için yetersiz ipuçlarıydı.

tamam shud

bazıları valiz içerisinde bulunan kıyafetlerin kadın kıyafetleri olduğunu ileri sürdü. ancak valizde kıyafetlerin yanı sıra bir fırça, bir bıçak, tornavida, kalemler ve bir makas da bulundu. nihayetinde tüm dünya somerton adamından ve yarattığı gizemden haberdar olmuştu. birkaç ay sonra dedektiflerin ofisine bir adam geldi, elinde bulunması zor olan rubaiyat kitabının bir baskısını tutuyordu ve onun da son sayfasındaki “tamam shud” yazısı yırtılıp alınmıştı. adam, önceki yılın aralık ayında, kayın biraderi ile yola çıktıklarını ve aracı somerton plajı yakınlarında bir yere park ettiklerini söyledi.

valiz

araca geri döndüklerinde aracın zemininde değişik bir kitap olduğunu fark ettiler. her ikisi de kitabın birbirlerine ait olduğunu düşündü ve alıp torpido gözüne koydular. ancak, somerton adamı ile ilgili haberler ortalıkta dolaşmaya başlayınca kitabı incelemeye karar veren ikili, kitabın haberlerde geçen kitapla aynı olduğunu ve son sayfasının yırtılmış olduğunu hemen fark ettiler.

kitabı dedektif lionel leane inceledi ve listelenmemiş iki telefon numarası ve alan kodları olduğunu gördü. ilk telefon numarasından bir şey çıkmadı, ancak ikinci telefon numarası onları somerton plajı bölgesinde yaşayan ve jestyn olarak bilinen genç hemşireye yönlendirdi. jestyn’in ismi halka açıklanmadı, kendisiyle görüşmeye gidildiğinde somerton adamını tanımadığını söyledi. ancak somerton adamının yüz maskesini gördüğünde neredeyse bayılacaktı.

jestyn polisle konuşma konusunda isteksizdi, ancak alfred boxall isimli bir adama kitabın bir kopyasını hediye ettiğini söyledi. polis bu ipucunu takip edince alfred boxall’ın hayatta olduğunu, jestyn’in kendisine hediye ettiği kitabın da hala kendisinde olduğunu keşfetti.

hemşire jestyn ve oğlu

mor ışık altında kitapta ilginç kodlar olduğu görüldü. hiçbir anlam ifade etmeyen harfler 5 sıra halinde yan yana yazılmış, ikinci sıradaki harflerin üstü çizilmişti. ilk üç sıra, alttaki iki sıradan üzerine çift çizgi çekilmiş bir “x” işareti ile ayrılmıştı. istihbaratta çalışan şifre kırıcılar bu harflerin ne anlama geldiğini çözemedi, bunun üzerine belki amatör şifre kırıcılar bir şeyler bulur umuduyla bu satırlar gazetelerde paylaşıldı:

w [veya belki m] rgoababdwtbımpanetp
mlıabo aıaıqc
ıttmtsamstgab

gizemli kelimeler

polis somerton adamının 14 haziran 1949 tarihinde gömülmesine karar verdi. 1958 yılında adli tıp nihai raporunu açıkladı, sonuç kısmında şunlar yazıyordu: “cesedin kime ait olduğu bilinmiyor… nasıl öldüğü veya ölüm sebebi bilinmiyor.”

teoriler
son yıllarda, somerton adamı gizemi ve tamam shud ifadesi yeniden gündem oldu ve insanlar olay hakkında yeniden teoriler üretmeye başladı.

ilk popüler teori jestyn tarafından reddedilmesinin ardından somerton adamının intihar ettiği yönündeydi. ayrıca jestyn’in, tıpkı somerton adamına benzeyen, bu yüzden somerton adamından olduğu iddia edilen bir çocuğu da vardı. araştırmacılar, somerton adamının ailesi olmayan bir hayatı istemediğini bu yüzden canına kıydığını düşündüler.

somerton adamının vücudunda kavga veya cinayet olduğu izlenimi veren herhangi bir yara bere izi olmaması sebebiyle bu teorinin daha akla yatkın olduğu görüşündeydiler. ayrıca, tamam shud notunun jestyn ile bağlantısı da vardı. son olarak, vücudunda hiç zehir bulunmaması da somerton adamının kendi kendini zehirlemiş olabileceğinin bir göstergesiydi.

daha çarpıcı ikinci teori ise somerton adamının çok fazla şey bilen bir casus olduğuydu. ölüm şekli çok sıra dışıydı ve doktorların ifadesine göre kullanılan zehirler çok bilinen zehirler değildi. zehir son derece ölümcül ve bilinmeyen bir zehirdi, öyle ki verilen kişiyi anında öldürüyor, ancak birkaç saat içinde geride hiç iz bırakmayacak şekilde kayboluyordu, bu sebeple de yapılan testlerde ortaya çıkmıyordu. böyle bir zehri temin edebilmiş olması onun çevresinin çok geniş olduğuna işaret ediyordu.

resim

dahası, somerton adamının hikayesi tüm dünyada yankı bulmuşken kimse onu teşhis etmeye gelmemişti. ayrıca karmaşık harflerden oluşan şifreler ve anlam verilemeyen tamam shud ifadesi somerton adamının bir casus olduğu veya birileri tarafından öldürülmek istendiği teorilerini destekliyordu.

vaka hakkında hala ipuçları ortaya çıkıyor. avustralyalı emekli polis memuru gerry feltus, kendi yürüttüğü araştırmalar neticesinde 1959 yılında bir görgü tanığının, somerton adamını başka birinin omzunda taşıyarak plaja getirdiğini ve dalgakırana yaslayıp oturtarak gittiğini gördüğünü söylediğini ortaya çıkarmıştır. görgü tanığının somerton adamının oturtulduğunu söylediği yer tam da bulunduğu yerdir.

yeri

jestyn’in kızı da araştırmaya dair detayları toplamıştır. kendisi somerton adamının dedesi olduğuna ve annesiyle onun bir sovyet casusluk ağına dahil olduklarına inanmaktadır. jestyn’in kızı somerton adamının mezardan çıkarılıp yeniden incelenmesi talebinde de bulunmuştur. o zamana kadar konuşulacak her şey spekülasyondan öte geçmeyecektir. anlaşılan o ki bu dosya asla kapanmayacak, bir başka deyişle “tamam shud” olmayacaktır.
devamını gör...

mr.darcy - gurur ve önyargı
devamını gör...

meksikalı ünlü yönetmen alejandro gonzalez inarritu 'nun ismini dünyaya duyurduğu 2000 yapımı filmidir. film, bir araba kazasının üç farklı ve birbirini tanımayan insanın yaşamına yaptığı etkiyi anlatıyor.

filmin hem senaryosu hem de kurgusu çok başarılı. film içinde 3 tane kısa film barındırıyor. ve hepside kalite olarak çok yukarılarda, her biri için ayrı bir film rahatlıkla çekilebilir. innaritu aslında bu tarz karmaşık senaryoları alıp anlamamızı oldukça kolaylaştırarak ve aynı zamanda akıcı anlatımı koruyacak şekilde filmlerini çeken bir yönetmen. bu film de bana kalırsa bu özelliğini gösterebildiği en başarılı filmi.

filmde sevgi kavramı üzerinde çok durulmuş. bence filmin aslında görmemizi istediği şey de bu. insanların hayatları ne kadar farklı olursa olsun aslında birçok şeyleri de ortaktır.

yaratılan karakterler de gerçekten tam oturmuş. herkesin ne istediği gayet net ve hepsini gerçek hayatla bağdaştırmak kolay. karakter çeşitliliği konusundan çok başarılı.

izlemesi gayet keyifli ve akıcı olan ve türünde pek örneği olmayan bir film olarak nitelendirebilirim.
devamını gör...

günaydın :')
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

herkesin bir kalbi var ve üzülebiliyor*
devamını gör...

sevgili muazzez ilmiye çığ, sümer yaratılış efsanesinin yazılı olduğu tablet hakkında şunları söyler. " insanın yaratılışına ait efsane 150 satır kadardır. dört parçaya ayrılan tablet birleştirilerek bir metin meydana getirilmiştir."

sümer tanrıları çok tembelmiş efendim. o kadar tembellermiş ki kendi yemeklerini bile hazırlamakta güçlük çekiyorlarmış. sızlanıp duruyorlarmış. bilgelik tanrısı da duymamış onları. bir gün tanrılar, tanrıçalar toplanıp bir fikir atmışlar ortaya. nammu'ya başvurmaya karar vermişler. (nammu, evrende ilk olandır. ilk tanrıçadır. ilk tanrılar kendinden oluşmuştur. gök ve yeri doğurmuştur. kendisi uçsuz bucaksız sudur.)

tanrılara yardımcı olmak isteyen nammu, uyuyan oğlunu uyandırır. bilgelik tanrısına, diğer tanrıların üzgün olduklarından, ihtiyaçlarını karşılayamadıklarından bahsederek onlara yardımcı olmasını söyler.
bilgelik tanrısı tabii ki annesini kırmayacaktır. ve ona, anacığım bir çamur al eline, şu uçurumdan. narin güzelim ellerinle bir şekil ver der.
yalnız sümer tanrılarına da bakın. hadi diğer tanrılar tembel, sen bilgelik tanrısısın, ulu nammu'nun oğlusun, sana ne oldu da hemen kaytarmaya bakıp anneye yüklüyorsun bu işi. her neyse efendim, ana yüreği bu dayanmaz, yine erkek evladına bir kıyak geçer. çamuru eline alıp altı tane insan yapar. ve kendi nefesinden üfleyerek onlara can verir.

bir gün, tanrı enki (bilgelik tanrısı) ve nammu bir şölende epey içerler. enki, kafasının güzelliğinden mi yoksa tembelliğinden utanmasından mıdır bilinmez, annesine yardım etmek ister. çamurdan insanlar yapmaya başlar. ama vücutları orantısız ve bozuk yapar. bazıları konuşamaz, yürüyemez. bu kısım itibariyle grek mitolojisine benzer. orada da prometheus içtikten sonra insanları bozuk yapmaya başlar. her neyse insanları düzgün yapamadığı için annesinin gazabına uğrar, insanın koruyucusu enki.
her nedense iki büyük mitolojide de insanların koruyucusu lanetlenmiştir efendim.
devamını gör...

bu kadar çok seveninin olması gözümü yaşarttı zira çevrem dinlediğimi söylediğimde yüzünü ekşiten insanlarla dolu.
kariyeri boyunca aşk hayatıyla magazincilerin ağzına meze olmuş bir şarkıcı. başarıları yerine birlikte olduğu erkeklerle gündeme getirilerek ataerkinin kurbanı olmuştur zaman zaman.
son 5 yıldır falan aynı kişiyle beraber olduğundan magazinciler her gece ağlıyor.*
ayrıca 2009 mtv müzik ödüllerinde kanye west sapığının kurbanı olmuştur. taylor swift adayları arasında beyoncé'nin de olduğu bir ödülü aldığında kanye sahneye fırlayıp bunu beyoncé hak ediyordu.s.s diye zırvalamıştır. düşünün 20 yaşında sektöre hızlıca ve nispeten yeni girmiş bir genç kadının elinden mikrofonu alıp zırvalıyor. üstelik bu sadece taylor'a değil beyoncé'ye de yaptığı kocaman bir ayıp. eğer ortada savunulacak bir durum varsa beyoncé kendini savunamıyor mu? sanane lan daly... neyse sonra beyonce kendi ödül aldığında taylor'ı sahneye davet edip sözünü bitirmesini istemiştir ki bu da beyoncé'nin yüceliğini gösteriyor.
olayın videosu
devamını gör...

bir dostum zamanında şöyle demişti: filanca hatun kucağında çocukla gelse yine de onunla evlenirim. yani zamanla alışılıyor, unutmak balıklara...
devamını gör...

gelmiş geçmiş en iyi 3 cizgi dizi arasına girer.
devamını gör...

sürüye yaklaşırken çobanı ürkütmeyeceksin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim