getiriyor. bir günlük sevinç kadar. paylaşabileceğin kimse yoksa içinde bir ukde kalıyor.
devamını gör...

renk, adını leylak* çiçeğinden -uçlarında hafif pembemsi bir renk tonu olan açık mor çiçek- alır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

on dokuzuncu yüzyılda avrupa'da, yasın son aşamalarını belirtmek için giysilerde soluk lila kullanılırdı. yasın başlangıç ​​aşamaları elbette siyah renkle belirtiliyordu. bir yıl sonra, beyaz, lila ve lavanta rengi elbiseler, yas tutanlar için kabul edilebilir kıyafetler haline geldi.

aşk dilinde leylaklar, sevginin ilk heyecanlarını simgeler ve genelde flörtün başında verilir. leylakların çiçek açması genellikle ilkbaharı başlattığından, sevgilinize leylak çiçekleri vermek, duygularınızın da adeta çiçekler gibi filizlendiğini gösterir.

lila, açık bir mor tonu olarak kategorize edilir. ancak farklı tonları bulunmaktadır.

zengin, soluk ve derin, lila renginin üç alt kategorisidir. soluk lila neredeyse beyazdır, derin lila ise saf mora daha yakındır.

lila genellikle şefkat, duygusallık ve besleyici olmak gibi kadınsı niteliklerle güçlü bağlantılara sahiptir. bu kadınlık, başkalarının ihtiyaçlarını kendilerinin önüne koyma, yardımseverlik ve çatışmalardan kaçınma şeklinde kendini gösterir.

leylakların uçlarındaki hafif pembemsi renk, olgunlaşmamışlığı ve kararsızlığı temsil eder.

ters bir bakımdan ise, rengin benzersizliği, öne çıkma ve kalabalığa karşı çıkma isteği anlamına gelir. duyguların veya kişiliğin ifadesi insanların fikirlerinden daha önemlidir.

kişinin duygularını ön plana çıkarması bazen duygusal kontrol kaybına neden olabilir ve bu da olgunlaşmamışlığa kadar uzanır.

renk psikolojisine göre, lila rengi genellikle dostluk, açık fikirlilik, olgunlaşmamışlık ve dışa dönüklük gibi niteliklerle ilişkilendirilir. rengin, duygusal ifadeyi teşvik ederek antisosyal davranışı ve saldırganlığı azaltmaya yardımcı olduğu söylenmektedir.

lila rengi, anı yaşamak, girişken olmak ve farklı düşünme biçimlerine açık olmak anlamına gelir. pek çok farklı bakış açısına ve öneriye açık olmak bazen kararsızlığa yol açabilir.

en sevdiğiniz renk lila ise:
* duygusal
* dışa dönük
* alışılmadık
* olgunlaşmamış ve
* dışa yönelik düşünen birisi olabilirsiniz.

mavi ve kırmızıların olduğu bir dünyada lila nadirdir ve zor bulunur. belki de bu, yılda sadece bir kez kısa bir süre çiçek açan leylak ağaçlarına olan hayranlığımızın nedeninin ta kendisidir.

kaynak
devamını gör...

erdoğan hakkında da bir çok karikatürü bulunsa da, sözlüğü kapattırmayalım şimdi durduk yere.
onun yerine kenan evren var, o da olumlu*

12 eylül-kenan evren çizimi:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

cnn eleştirisi:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir gün gene uçuyoruz...
devamını gör...

stefan zweig - satranç
victor hugo - bir idam mahkumunun son günü
ikisi de oldukça sürükleyici ve çok kısa yatırım tavsiyedir okuyun.
devamını gör...

kafalarda kese kağıdı..?
devamını gör...

nuruosmaniye camii, istanbul'daki bir selâtin camiidir. caminin en önemli özelliklerinden bir tanesi osmanlı’nın ilk barok eseri olmasıdır. ismi, “osmanlı’nın nuru” manasına gelir. kapalıçarşı’nın çemberlitaş kapısından çıkınca girilen kapının solunda rastlanabilecek, merkezi bir konumda bulunan bir camidir. caminin dış avlusunun iki kapısından biri kaplıçarşı’ya, diğeri ise çemberlitaş’a açılır. caminin inşâ edildiği konumda daha evvel osmanlı şeyhülislamlarından hoca saadeddin efendi’nin eşi fatma hatun’un mescidi bulunuyordu. ancak bu mescidin yıkılmak üzre olduğu fark edilince ı. mahmud’un emri ile buraya bir camii inşâ edilmeye başlandı. inşaat, mustafa ağa ve yardımcısı mimar simeon tarafından 1748-1755 arasında gerçekleştirilmiştir. osmanlı mimarisinde bir dönüm noktası olarak kabul edilen eserin inşâsı; devletin, batılılaşma dönemine rastlar. caminin inşâ emrini her ne kadar ı. mahmud vermiş olsa da caminin tamamlanmış halini görmeye ömrü vefa etmemiş ve kardeşi ııı. osman zamanında tamamlanmıştır. caminin isimlendirilmesinde bu etkenin de önemli bir payı olduğunu söyleyebiliriz. cami ile birlikte medrese, imarethane, kütüphane, türbe, çeşme ve sebilden oluşan bir külliye inşa edilmiştir. çevresindeki birkaç dükkân da külliyeye dahildir. barok sanatının etkisi kütüphane, türbe, çeşme ve sebilde de görülmektedir. caminin kütüphanesinde 5000’den fazla yazma ve basma eser bulunmaktadır. yüksek mermer merdivenlerle iki yönden camiye çıkılır. barok üslupta inşa edilen camii, kare plan üzerine inşa edilmiştir. harim kısmı tek bir kubbe ile örtülmüştür. iki yanda revaklı birer koridor bulunur ve bu koridorlardan harim kısmına birer giriş vardır. eteği 32 pencere ile çevrili olan ana kubbe 26 metre çapındadır. osmanlı camilerinde kullanılan en büyük kubbelerden biri olan bu kubbe, duvarların üstüne oturan kemerler tarafından taşınır. kubbe kemerlerinin duvar üzerindeki bitiminde bir kuşak halinde fetih suresi yazılıdır. kubbede ise en-nur suresi’nin 35. ayeti yer alır: “allah, göklerin ve yerin nurudur. cami, beş sıra halindeki 174 pencere ile aydınlatılır. pencereler, barok stilinde ve alçıdandır. beş kubbeli son cemaat yeri u biçimindedir. cami yazıları hattat rasim, abdülhalim, müzehhip ali, mehmet refi efendi'nindir. mihrap, çıkıntılıdır ve klasik osmanlı camilerinden farklı olarak çok köşelidir ve bir yarım kubbe ile kapanmıştır. mahfil katına, ana giriş kapısının iki yanındaki mermer merdivenlerden çıkılır. mahfil katı balkonları doğu ve batı cephelerindeki iki koridor üzerinde uzanır. hünkar mahfili, doğu koridorunun sonunda bulunur. mahfile dışarıdan, padişahın atı üstünde camiye girişine yol veren rampalı bir giriş bağlanmıştır. hünkar mahfili, günümüzde eminönü müftülüğüne hizmet verir. yapıya bitişik iki şerefeli iki minaresinin taş külahları bulunur. kurşun yerine taş alemler ilk defa bu camide kullanılmıştır. cami, revaklı ve çok köşeli bir avluya sahiptir. bu özelliği ile osmanlı mimarisinde türünün tek örneğidir. şadırvanı yoktur, önde ve arkada abdestlikleri vardır, ayrıca ek bir abdestlik giriş kapısı karşısında bodrumdadır.
devamını gör...

yüksek lisans/doktora/iş başvurularında sıklıkla istenen mektup türü.

yüksek lisans/doktora için bu mektupları okuyup rapor veren bir üniversite çalışanı olarak tavsiye vermek istedim, umarım yardımı dokunur. iğrenç, berbat, komik mektuplar yazıyor çoğu insan hem de kafasında dert ediniyor bunu. benim görevim içinde küfür/argo ifade olanları elemek üzerineydi(boş bir işti yani ama küfür yazan orijinal arkadaşlar vardı gerçekten). nitekim bu boş işi değerlendirip iyileri kendim için ayırdım. binlerce mektuptan 20 iyi belki ayırabildim 4 başvuru döneminde. şu sözlüğe yazabilen insan çok önde sıradan bir insana göre öncelikle bu konuda içiniz rahat olsun. kıyaslandığınız mektuplar çok komikler çünkü.

şimdi bu mektup sizin için fırsat, kendinizi anlatmanız için, kısa sürede güzel bir özet geçebilmeniz için bulunmaz nimet, kıymetini bilerek yazın.

yapmanız gerekenleri kısa öz anlatacağım(altta kısımda daha ayrıntılı anlatacağım yazılması gerekenleri) çünkü sıklıkla bu hatalara denk geliyorum:
+kısa cümleler kurulması mecburi.
+gerçekten dersini aldığınız ya da türkiyede saygın prof'ların sözleri veya düşüncelerine yer vermek.(steve jobs yazıyor bazı insanlar, komik duruyor.)
+hayat mottosu belirlemek, örneğin "carpe diem". bunun hocanızın bir lafı olması daha makbul. "bilmem kim hocamdan öğrendiğim ve hayatımın sonuna kadar uygulayacağım gerçek ise; 'carpe diem'" (şüpheniz olmasın okuyan çok etkilenecektir, üstteki maddeyle beraber yapılırsa daha güzel olur.)
+2 hocadan fazlasının adını geçirmeyin.
+giriş gelişme ve sonuç vs kendinize en makul geleni yapın. 4 paragraf daha iyi gözüküyor ama. birbirini tekrar eden mektuplar sağlam sırıtıyor. sizce kendinizi anlatmanız, neden oraya başvurduğunuzdan daha önemliyse onu 2. paragrafa alın vs. neticede özgün bir tarz belirleyin.
+neden oraya başvurduğunuzu yazın. oranın hakkında bilgi sahibi olduğunuzu gösterin, bilginiz yoksa bilgi edinin. (üniversitenizin bilmem ne konusunda çok iyi olduğunu biliyorum ve sürekli olarak takip ediyorum şeklide)
+2 üniversiteye aynı mektubu göndermeyin, bundan haberdar olunuyor bazı bölümlerde, özellikle aynı üniversite 2 tercih yaparken. mülakatta alay konusu olursunuz ruhunuz bile duymaz neden alay konusu olduğunuzu.
+1 paragrafta çalışmalarınızdan bahsedin, kendinizden bahsedin, eğitim hayatınızın nasıl geçtiğini anlatın, kişisel özelliklerinizden bahsedin ve şu cümleyi kurun "beni diğerlerinden ayıran özelliğimin dirseğimi yalayabilmek olduğunu düşünüyorum". çünkü bilmek istiyoruz ne konuda iyisin, ukalalık değil bu. kiminin disiplin hayatında ön plandadır, kiminin sosyal beceresi. buna göre seçilecek zaten ilgili kişi.
+sonuç kısmına; eğer kabul alırsam, üniversitenizin kültürünü benimseyeceğime şeklinde temiz cümleler yazın ve kendinizi gelecekte nerede gördüğünüzden bahsedin.
+1 paragraf bunu neden yapmak istediğinizi anlatsın.
+kimseyi ya da hiçbir şeyi kötülemeyin.
+başlığa saçma şeyler yazmayın. başlık niyet mektubu zaten. 'bilmem ne enstitüsüne' gibi başlıklar atanlar çok var, dilekçe değil güzel kardeşim bu. torpil kağıdı gibi düşün bunu.
+imzaya garip şeyler yazmayın, adres falan gibi. isim, tarih, imza olsun sadece.
+gereksiz kelime kullanmayın. "mihenk taşıdır" gibi kalıplarla yazarsanız, kimse o mektuba vakit ayırmaz. 'elzem' gibi kelimeler mesela, akademiye yakışmıyor.
+imla hatalarını bir bilen arkadaşınıza düzelttirin, imla hatası çok kötü gözüküyor(abartı bir imla istenmiyor tabi ama noktalı virgül, 2 nokta kullanmayı bilmeyen adamın mektubunu niye okuyalım diye düşünülüyor.)
---------------------------------------

şimdi asıl üst seviye dediğimiz mektuplarda gördüğümse; adamların/kadınların gerçekten özgün tarzlarının olması ve edebiyatı parçalamadan 1-2 kelime ile edebiyat yapmalarıydı. bu kişilerin yazdıklarını okurken; zaten kabul edilmeseler bile hayatlarında başarılı olacaklar diye içimden geçiriyordum.

kimseden çekinmeden, içinizdekileri doya doya yazın işte, kararlı olun, ne yaptığınızdan emin olun, neden yaptığınızdan şüpheniz olmasın. samimi bir dil kullanın, laubali de olmayın; işinize odaklanın sadece. yazmak için yazmayın. eğer bu şekilde düşünmekte zorlanıyorsanız, zaten mektubunuz kabul edilmeyecek gibi düşünün ve şansınızı öylesine deniyormuş gibi davranın bana kalırsa çünkü bu mektup iyi yazılırsa şansınız artıyor ancak kötü yazılırsa şansınızı azaltmıyor. siz sadece kötü yazarsanız bir fırsatı kaçırmış oluyorsunuz. bu her üniversitede böyle.

ayrıca güzel niyet mektubu yazan insanların ortak noktası da mezun oldukları üniversiteye başvurmamalarıydı. genelde idealist insanlar yerinde duramaz daha iyisini hedefler aynısıyla yetinmez imajı veriyorlar mektuplarında da, krizi gole çevirmek bu resmen. yani başka üniversiteye başvuranlar bu mektupla 10 adım öne geçebilirler.
---------------------------------------

cevap verilmesini istediğimiz sorular ise:

1.giriş:
-neden bu üniversiteye başvurdun? (kısa özet)
-çalışmak istediğin hoca var mı? (tek cümle)
-neden yüksek lisans/doktora yapmak istiyorsun? (tek cümle, kısa özet)
-şu anki güncel durumun nedir?(örneğin 2 senedir bilmem ne şirketinde çalışıyorum veya geçtiğimiz dönemde bilmem ne yüksek lisansından mezun oldum) (tek cümle)
-farklı üniversiteyse veya farklı bölümse neden bu şekilde bir başvuru yaptın.(tek cümle="at gözlüklerimi çıkarmak için farklı bir üniversiteye başvurdum" veya "üniversiteniz kafakopter konusunda mükemmel olduğu için üniversitenize başvurdum.")
not:4-6 cümle arası ideal; yukardakilerin sıralamasını paragraflarınızın sıralamasına göre yapın.
2.paragraf:
-yüksek lisans/doktora yapma sebeplerinizi daha uzun ifadelerle yazın. 2. paragrafın girişi kesinlikle bu olsun.
-senin için bilim nedir?
-senin hayata bakış açın nelerdir?
-okurken etkilendiğin hocam kimdir ve neyinden etkilendin, hangi sözü senin hep aklında kaldı ve bunu uyguladın ve uygulayacaksın?
-bu programa başvurmamda altta yatan düşüncen nedir? (etkili bir cümle örneği: "fizik bilimi benim için çok özeldir çünkü fizik öğrendikçe, aslında olan bilgisizliğimin çok olduğunu fark etmemdir.") ===> entropi bilgisi var, öğrenme isteği var, alçakgönüllük var, okuduğu alana hakimiyet var, var oğlu var bu cümlede.
-öğrenmeyi neden seversin? öğrenmek nedir?
-paragrafın sonunda ilgili alanda yüksek lisans/doktora yapmanın sizi çok mutlu edeceğini yazın.(aynen bu şekilde yazsanız bile kafidir.)
3.paragraf:
-lisans/yüksek lisans eğitiminde nasıl bir öğrenciydin? (hiç devamsızlık yapmayan bir öğrenciydim gibi)
-ne tür çalışmalarda bulundun, neyin üzerine tez/bitirme ödevi yaptın? ne tür etkinliklere katıldın?(sadece kendi alanınızda olanları yazın 3 etkinlikten fazlası -çok iyi etkinlikler değilse- okuyanı sinirlendirir.) örnek="yüksek lisans eğitimimde en hızlı kafakopter yapma yarışması üzerine girişimlerde bulundum." örnek="yüksek lisans tezimi at nallarının işlevselliği üzerine yazdım."
-kendi alanın dışında nelerde iyisin, neler öğrenmek için fedakarlık yaptın?(derslerde benden istenenlerin yanı sıra şunları öğrenmek için şu girişimlerde bulundum. bu girişimlerde bulunma sebeplerim rahatın batması sebebiyledir.)
-sizin için en iyi öğrenme nedir?(tek başıma çalışmak ya da usta çırak ilişkisiyle öğrenmek gibi.)
-sizi diğerlerinden ayıran özelliğiniz nedir?
-öğrendiklerim kalıcı oldu çünkü sebep sonuç ilişkisi kurdum gibi cümleler de kullanabilirsiniz. (ezbere dayalı eğitimi kötülemeyin sakın)
not:sizin olmayan bir şeyi yazmayın, disiplinli değilseniz disiplinli olduğunuzu kesinlikle yazmayın. samimiyet her zaman kazandırır ondan haberiniz olsun.(bilgisizliğin samimiyeti olmaz bunu da belirteyim. bilgisizliğin sebepleri var olabilir ama bu alanınız dışında yerlere başvuruyorsanız tolere edilir.)
4.sonuç:
-üniversitenizin saygınlığının bilince misin?
-kendini gelecekte nerede görüyorsun?
-kabul alırsanız yine bu durumun sizi mutlu edip etmeyeceğini yazın.(tekrara düşmek bazen vurguyu güçlendirir, tekrarda sakınca yok bu yüzden.)


son not: eski üniversitenizi, aldığınız dersleri, öğrendiklerini kötülemeyin. hiçbir şey hakkında "saçma" gibi ifadeler kullanmayın.
devamını gör...

istisnasız tüm tanımları ilginç ve bilgi dolu olan, kaliteli sözlük yazarı. severek okuyorum, takipteyim.
devamını gör...

bir yazarın başına gelen şey.

bana dayı diyen var, hacı diyen var... ben neyi değiştirsem de demeseler acaba?
devamını gör...

benim her cumartesi takip ettiğim yayın. bugün gereksiz bir yönlendirme yapıldı. anlayamadım. program zaten bu durumdan dolayı, her zaman ki gibi ilerlemedi. yayıncı'nın algısı dağıldı ilk defa toparlayamadı. sözlüğün yeni ismi için dinlemiyordum ben o yüzden bu ifade'ye hiç gerek yoktu benim için. flaş açıklamasıyla radyo'yu açan, mizah olarak algılamadı üzgünüm. bu niyetle açanların verdiği tepkiyi anlıyorum. iyi giden şey'leri batırma konu başlığına uygun bir gece oldu diyelim. bunlara hiç gerek yoktu. neyse yayıncı'nın toparlanıp güzel yayınlara hazırlanmasını diliyorum.
devamını gör...

şimdi çektim, umarım beğenirsiniz
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

üzüldüğüm durumdur. elalemin dediklerini bu kadar çok önemserseniz, kendinizi gereksiz yere üzmüş olursunuz. yapmayın, değmez.
kendi pisliklerini bulaştıracak birilerini aramak her zaman hobileri.
devamını gör...

keşke gördüğümüz tüm korkunçluklar bu kadar zararsız ve sıradan olsaydı dedirtir.
devamını gör...

selam sevgili gezginler;
(bkz: cözülemeyen sudoku) ile birlikte başımızdan büyük bir işe kalkıştık, kafa sözlük kamp doğa ve seyahat kulübü başkanlığına talip olduk. kulübümüze katılmanızı çok isteriz.
yaptığınız seyahat deneyimlerini, otağınız kurduğunuz yerleri, yaşadığınız deneyimleri, gezdiğiniz şehirleri, uzak durulması gereken yer ve işletmeleri paylaşmanızı dört gözle bekliyoruz.
kulübe, discord.gg/QjbPKqaP linkini tıklayıp katılabilirsiniz .
soru, öneri ve görüşleriniz için bir mesaj kadar yakınız. huzur dolu kamp ve seyahatler dileriz.
doğayla kalın!
devamını gör...

hakkında büyük ön yargılara sahip olduğumuz bu hastalığı tanımak için muazzam bir gün. düşünme, fiziksel davranış, duyularını kullanma gibi beyin aktivitesi gerektiren durumlarda görülen ciddi bozukluktur. nörobiyoloji temelleri olan bu hastalık hezeyanlar ya da halüsinasyonlarla birlikte devam eden bir sendromdur. ayrıca ankara'da şizofreni hastalarının çalıştığı mavi at kafe ön yargılarımızı kırmada oldukça yardımcı olacaktır. odtü'de düzenlenen sempozyumlardan birinde herkesin öğretim görevlisi zannettiği şizofreni hakkında konuşan katılımcılardan birisi konuşmasının sonunda şizofreni hastalığına sahip olduğunu söylerek herkesi oldukça şaşırtmıştı. psikolojik sağlığı yıpratabilen bu hastalığın tedavisinde kişilere sosyal destek ve bilinçli davranışlarla yardımcı olabiliriz.
devamını gör...

boyundan öpmek > all of them.
devamını gör...

empati sahibi ve nahif kişilerin yaşadıkları olaydır. bu kişiler, karşısındaki kişiye en başta, insan olduğu için değer verir, kalp kırmanın geri tamir edilmesinin çok zor olduğunu bilir. sırf bu yüzden sözlerini seçerek ve belki de kimi zaman kendinden ödün vererek ve alttan alarak konuşur fakat karşısındaki kişi bu hareketi belki de zayıflık olarak algılar ve kendisine ne kadar düşünceli davranıldıysa o kadar düşüncesiz ve kırıcı bir şekilde konuşur.
devamını gör...

freelance işler genelde böyle görülüyor bizim toplumda.
devamını gör...

takip et butonunun üstüne değil altına yerleştirilmesi gereken buton.

sırf üstte olduğu için takip etmek istediğim başlıkları yanlışlıkla engelliyorum çoğu zaman. eğer unutup başlıktan ayrılırsam üstüne de bir bardak soğuk su içiyorum çünkü bu sözlükte bir kere engellediğiniz bir şeyi bir daha bulmak imkansıza yakın kjkjkgjffhhchgf.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim