çok fazla vardır benim için. küçük bir liste yapayım:

1) temiz havada yürüyüş yapmak.

2) sevdiğim müzikleri dinlemek.

3) kitap okumak.

4) kafa sözlükte okumak ve yazmak.

5) sevdiğim insanlar ile konuşmak.



tanım: bizleri iyi hissettiren şeyleri paylaştığımız başlık.
devamını gör...

söz konusu bu devletse çok da bir şey olmazdı . katiller ,tecavüzcüler elini kolunu sallaya sallaya geziyor. halk kendi adaletini kendi sağlasa daha güvende oluruz
devamını gör...

ben sizin bilmediğiniz veya az duymuş olduğunuz bir şarkısının bir iki satırını bırakayım.
aman petrol, canım petrol
şimdi sana sana aşığım petrol.
tarihi eser bir kişiden ancak bu şarkı sözleri gelir, inşallah doğru hatırladım.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu tipte gibi hissedip, böyle dinliyorum*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

az evvel annemde yaptığım şahane kahvaltıdır.
evet bir patates kızartmasını bile başka yapan, domatesi bile daha bir güzel kesen anne elinden yenirse, tadına doyulamayan kahvaltıdır.
herkese mutlu pazarlar, dumanı üzerinde sucuklu yumurtalar..
devamını gör...

aspiratör.
devamını gör...

bir tunç okan filmidir.

1975 yılında yayınlanan filmin senaristliğini de yapan tunç okan filmde rol de almıştır. birçok uluslararası ödül kazanan filmin don quijote ödülü kazanması türkiye’de yıllarca yasaklı kalan bir film için oldukça anlamlı bence. film aynı zamanda tunç okan’ın oyunculuktan yönetmenliğe geçiş yaptığı filmdir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yol filmleri konusunda ne kadar yetkin bir yönetmen olabileceğinin izlerini bulduğumuz film aynı zamanda yönetmenliğini yine tunç okan’ın yaptığı sarı mercedes’in de habercisidir.

tam bir başrol söylemek mümkün olur mu bilemiyorum film için ama tuncel kurtiz, aras ören ve tunç okan’ı sayabiliriz sanırım başrol oyuncuları için.

film daha önce köylerinden dışarı hiç çıkmamamış, küçücük dünyalarında yaşamaya çalışan insanların bir insan kaçakçısı tarafından isveç’e götürülmesini anlatıyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin otobüste geçen kısmı oldukça etkileyici olsa da asıl hikaye kaçak göçmenlerin isveç’e vardıktan ve ellerinde avuçlarında hiçbir şey kalmadıktan, pasaportlarını da kaptırdıktan sonra yaşadıkları kısımda başlıyor.

görsel olarak çok iyi bir film olmasa da sinema dili, anlatımı ve oyunculukları ile takdire şayan bir filmdir. modern bir köyden indim şehire yorumu olarak da okuyabileceğimiz filmde çaresizlik, yeni karşısında duyulan şaşkınlık, büyük bir dünyaya ayak uydurma çabasını tüketiciliği müthiş işlenmiştir filmde.

az sayıdaki tunç okan filmlerinden biridir ve bence mutlaka izlenmelidir.
devamını gör...

odadan kastettiği yüreği olabilir, hayatı olabilir, mecaz bir anlam olduğu kesin. kireçli oda aydınlık olur insanın içine ferahlık verir. kara talihim ne yapsam aydınlanmıyor, işlerim yoluna girmiyor demek istemiş de olabilir.
devamını gör...

sabır sabır ya sabır... her güne uygun bir şarkı bırakıyorum. açın açın dinleyin bazen sabah akşam bazen günde bir kez tabii canınızdan bezersenizde doktorunuza başvurmanızda fayda var. ne demişler sabreden derviş bana da sabretmeyi öğretsene. sabır taşı olanlara saygıyla eğilir hürmetlerimi sunarım... (kendime de saygım sonsuzdur)
devamını gör...

bir sabah uyandığınızda artık kulağınızın duymadığını düşünün. işte böyle bir şeydir ani işitme kaybı.

acil vakadır. idiopatiktir. iç kulakta bulunan işitme organı olan koklea'nın işitme hücrelerinin bir şekilde hasar görmesi sonucu meydana gelir. bazen vertigo, nistagmus ve tinnitus semptomları da eşlik edebilir.

genellikle kortizon ve hiperbarik oksijen tedavisi uygulanır ama bu tedavilerin beklemeden hemen yapılması gerekir. işitme kaybı tamamen olmasa da bir miktar kalacak şekilde düzeltilir ya da hiç düzelemez.
devamını gör...

aşının zorunlu tatbik edilmesi durumu, uygulaması hakkında; bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek bilinenlerin yanlış olması durumunda özne olan durum, kimi zaman pratiklerdir.

öncelikle başlığın ve konunun ne kadar hassas olduğunu bilerek açtığımı, aynı veya karşıt fikir olmamız önemsiz şekilde sonuna kadar okumanızı, daha sonra bu entry hakkında yorum yapmanızı rica edeceğim kıymetli arkadaşlarım.

bu konu ve paralel konuları hakkında belki de sözlüğe entry giren ilk kişilerden biriyimdir. zira o günler * bana bugünlere ışık tutmuş ve aşı uygulaması hakkında bu konuları konuşacağımızı hissediyor gibiydim.
(bkz: zorunlu aşı) (bkz: anayasa mahkemesinin halime sare aysal kararı) (bkz: serdar özgüldür)

bu konu ve pratiği tabii ki anayasanın 17. maddesi özelinde incelenip, kişinin vücut bütünlüğü hakkının dokunulmazlığı bağlamında öz iradeye bırakılması gereken, kişiye tıbbi müdahale ve türevleri yapılmaması gereken durumdur. fakat, burada bir hukukçu olarak sizlerle paylaşmak istediğim, aşının aslında otoritelerin iradesiyle şu an bile zorunlu kılınabilecek oluşudur. evet, belki çok az kişinin bahsettiği ya da bahsetmekten çekindiği durum olsa da durum budur. ve ben bu görüşe katılmaktayım.

şöyle ki, anayasa mahkemesinin halime sare aysal kararı'nda bahsettiği, zorunlu aşıyı uygun bulmaması durumu salgın öncesi yaşantımıza ve o şartlar altındaki mevzuatın incelemesine ilişkindir. ve o dönemde isabetlidir. zira diğer kaynaklar ve sonunda anayasamız zorunlu aşıya cevaz vermemektedir. 1593 sayılı kanun'un 72/2'de zorunlu aşı tatbiki pratiğini düzenlemektedir ve sağlık bakanlığına yetki vermektedir. burada 72.madde giriş cümlesinde 57.madde de sayılan hastalıklara ilişkin olarak, numerus clasus ilkesiyle düzenlenmiş olan bu maddedeki hastalıklara 72'de * ki uygulamaları yapabilme yetkisi vermiştir. ve 57.madde de kanunun çıktığı dönemde doğal olarak 2019-ncov * olmadığı için sayılmamıştır. bu mantıkla baktığımızda hem zorunlu aşı bu hastalığa ilişkin uygulanamaz ve anayasa mahkemesinin kararı uygundur deriz, değil mi? evet, öyle. fakat o iş öyle değil. aynı kanunun 64. maddesi şu şekildedir: madde 64 – 57 nci maddede zikredilenlerden başka her hangi bir hastalık istilai şekil aldığı veya böyle bir tehlike baş gösterdiği takdirde o hastalığın veya her hangi bir hastalık şeklinin memleketin her tarafında veya bir kısmında ihbarı mecburi olduğunu neşrü ilâna ve o hastalığa karşı bu kanunda mezkür tedabirin kaffesini veya bir kısmını tatbika sıhhat ve içtimai muavenet vekaleti salahiyettardır. bu demektir ki salgın hastalıklarda, 57.maddede sayılmamış olsa bile zorunlu aşı uygulaması yapılabilir, yani 72.maddede ki eylemler uygulanabilir, yetkilidir. kim bu bakanlık? sağlık bakanlığı.

bu bağlamda lafı çok daha fazla uzatmadan benim yasama ve yürütme'ye tavsiyem dün olduğu gibi, bugünde acilen kanunu düzenleyip kafalardaki soru işaretini giderip, meşruiyeti sağlamalarıdır. zira aşı uygulamanın kaçınılmaz olduğu bir durumdayız ve tüm dünya pcr ya da aşı denklemine gidiyor.
(bkz: aşı olmayanlara pcr testi zorunlu tutulması)

şu haliyle bile sağlık bakanlığı ve otoriteler aşıyı zorunlu kılma yetkisine sahiptir. ilgili uygulama, kanunilik testinden geçmiş bir düzenlemedir. burada benim ve hukukçuların talebi buna özel kanun çıkarılması ya da 1593 sayılı kanunun düzenlenmesidir. buradaki talep ise ölçülülük ve meşruiyete ilişkin taleplerdir.
#71254 burada taa 30 kasım'da yazdığım bilgilerde durmaktadir, kısmen de olsa benzerdir.

değerli fikirleriniz ve vaktinizi ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim sevgili yazarlar. umarım kimseyi incitmeden, üzmeden kanun ve uygulamaya ilişkin fikirlerimi anlatabilmişimdir. zira bir hukukçu olarak, bunu sizlere borç bilirim.
devamını gör...

hititlerin yediği antik beddualar yüzünden iki yakası bir araya gelmeyen şehirdir.

dev yüzölçümüne rağmen üç yüz elli küsur bin insan yaşar. köy ekonomisi döner, elle turulur doğru düzgün bir sanayi kolu yoktur. dibindeki kayseri ve malatya'dan ve hatta elazığ'dan birkaç yy. geride kalmıştır. aslında yerel halkı karun gibi zengin olup dışarıda çalışanı çoktur. ancak memleketlerinı kalkındıracak yatırımı yapmak yerine ev falan alıp parayı betona gömerler.

sınır komşusu olduğu tüm illerin aksine ağaç falan da yoktur sivas'da.. bozkırda sonsuz bir hiçliğe bakarsın. gölleri de marsın yüzeyinde bulunan su gibidir. ölüye diriye bi faydası yoktur.

memur ve öğrencinin şehridir sivas. onlar da zaten fırsatını bulunca topuklar. her yere ve her şeye uzak kalmış bozkırın ortasında umutsuz bir kara parçasıdır.
devamını gör...

ingiliz kraliyet ailesi tarafından da oldukça sevildiğini düşündüğüm, ingiltere kültürü ve politikalarında önemli olan çoğu yapımda yer alan ingiliz aktördür. inanılmaz güzel bir aksanı olmakla birlikte, penguen kelimesini diyememesiyle insanları güldüren de bir kişidir.
devamını gör...

yayımlandığı dönemde, time tarafından ingilizce yazılmış en iyi 100 kitap arasında yer alan bu romanın arka kapağından…

"yatılı okul hailsham'ın öğrencileri, bahçe duvarının arkasındaki karanlık ormandan çok korkarlar. hafta sonları veya tatillerde evlerine gitmez, hailsham'dan önceki yaşamlarını hatırlamazlar. dış dünyayla bağlantıları yoktur. öğretmenler değil, gözetmenler tarafından eğitilirler. spor ve sanata büyük önem veren gözetmenler, hailsham öğrencilerine sürekli özel olduklarını hatırlatır ve bedenlerine çok iyi bakmaları gerektiğini tekrarlar. "

kazuo ishiguro’nun merak uyandırıcı bu kitabını okurken şu sorularının da cevabını bulursunuz..
yıkıma götüreceğini bile bile insan kendi kaderini kabullenebilir mi?
insan nedir, insanı insan yapan nedir?
umuda ne olmuştu? bir anlık parlamadan mı ibaretti sadece? yoksa insanlar çoktan umut etmeyi bıraktılar mı?
sanat ve aşk zamanı durdurabilir mi?
hayatlarınız önceden mi kararlaştırıldı?
peki siz

“neden kaçmıyorsunuz? nedir bu kabullenmişlik ve varolanı değiştirmeye çabalamaktan kaçmak ve olduğu gibi kabullenmek, haydi kaçın, en azından deneyin”.
devamını gör...

yazısı okunan bir reçete götürün. kesinlikle şaşıracak ve etkilenecektir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

arkadaşlar iko'yu çok seviyorum çünkü çok güzel koduyor. ancak bunu görün istiyorum:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

onu biz burun farkıyla kaybettik...
(bkz: burun farkıyla kaybetmek)
(bkz: burnum olmasa güzelim aslında)
devamını gör...

venüs heykelcikleri olarak bilinen heykeller, kadın formunda, genellikle karınları şiş/hamile, göğüsleri ve kalçaları iri olarak tasvir edilmiş, taş, kil ve hatta mamut dişinden yapılmış paleolitik heykelcikler.

venüs heykelciklerinin birkaçında kolye, başlık, saç filesi, kemer, bilezik gibi unsurlar bulunsa da hepsi çıplaktır, yüzleri belirgin değildir; kaşlar, gözler, burunlar ve ağızlar yoktur. bu özellik onların kim olduklarının değil simgesel özelliklerinin altını çizer. hepsi küçük olan heykelciklerin yüksekliği 5 - 25 cm arasında değişir, bu onların kolay taşınabilir olduğunun işaretidir.

bildiğimiz en eski venüs heykelciği, 35.000 yıl öncesine tarihlenen güney almanya’daki hohle fels mağarasında bulunan fildişinden yapılmış 7 cm yüksekliğindeki venüs heykelciğidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
1983 yılında rusya’nın kostenki bölgesinde bulunan 10 cm boyutlarında, 23.000 - 21.000 yıl öncesine tarihlenen, willendorf venüsü’nü andıran venüs mamut dişinden yapılmıştı; heykel kırmızı aşı boyası ile boyanmış ve üzerinde bazı süslemeler var.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

17.000 - 12.000 yıl öncesine tarihlenen fransa’nın laugerie-basse kentinde bulunan, kolları ve başı olmayan ve fakat kalçaları, kasığı ve bacakları tanımlı fildişi/mamut dişinden yapılmış heykelcik de 7,5 cm yüksekliğinde idi. diğer venüslerden farklı olarak zayıftır, göğüsleri küçüktür, bu nedenle göğüsleri gelişmemiş genç kız olarak yorumlanır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
willendorf venüsü, 11.1 cm boyutundadır. 1908 yılında avusturya’da bulunmuştu. neredeyse hiç hasar görmeden günümüze ulaşmış, oolitik kireçtaşından yapıldığı düşünülen heykelcik günümüzden 28.000 - 25.000 yıl öncesine tarihlenir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
lausel venüsü, diğerlerinden oldukça farklı çünkü bu bir alçak kabartma. kırmızı aşıboyası ile boyanmış, düzgün ve omuzlara dökülen saçları, büyük memeleri vardır. sağ elinde yarımay şeklinde bir bizon boynuzu tutar. 42 cm boyundadır ve 25.000 yıllık bir geçmişi var.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
lespugue venüsü, müthiş ekspresif ve sitilize bir venüs heykeli. yatay ve dikey olarak simetrik olan heykecik fildişindendir ve 26.000 yıllık olduğu düşünülür. 1922'de haute-garonne'de bir mağarada bulunmuştu şu anda paris musée de l'homme'de bulunuyor. 15 cm yüksekliğindedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
fransa sınırında, balzi rossi mağaralarında bulunmuş minicik bir heykel; yarı değerli taştan yapılmıştı. 2,75 cmlik boyuyla bir kolye ucu olabileceği ihtimali var. tam 23.000 yıllık.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
günümüzden 11 bin yıl öncesine tarihlenen monruz venüsü, üst paleolitik döneme ait. son derece sade ve stilize heykelcik,1991 yılında isviçre’nin monruz bölgesinde bir otoyol inşaatı sırasında bulunmuştu. oltu taşından yapılmıştır ve minicik; 1,8 cm yüksekliğindedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
dünyada bilinen en eski seramik eserlerden biri olan dolni vestonice venüsü, günümüzden 29.000 - 25.000 yıl öncesine tarihlenir ve 11,1 cm dir. çekya'da, 1925 yılında moravia havzasında bulunmuştu.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yeşil serpantin taşından yapılmış galgenberg venüsü, avusturya'da bulundu, 30.000 yıllık geçmişi var.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şu ana kadar 200’den fazla venüs heykeli bulundu. fildişinden, kemikten veya kilden binlerce yıl önce yapılmış bu kadın figürler, doğurganlığın ve bereketin simgesiydiler.

kaynak
kaynak
kaynak
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim