beni duygulandıran başlık.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

türkiye'de yanlış bilinen kavramlardan birisidir. işin tuhaf yanı ateistler de "ben hümanist değilim abi" diye gezerler. kimse de demez ki "biz hümanist değilsek neden ateistiz?" diye.

bir felsefi akım olarak insancıllık. insanları çok sevelim değil mevzu, insanı baz almak söz konusu. yani doğa üstü güçlerle ilgilenmez, seküler bir duruşu vardır. her türlü otorite karşısında insanı özgürleştirme çabasıdır. ama bunun yanında insanı diğer canlılardan üstün tutmaz, doğa ve hayvan sevgisi de esastır.

hümanizme göre insan da bir hayvandır. tek farkı, doğru yanlış kriterlerini koyabilme becerisi sayesinde toplumsal bir düzen oluşturabilmiş olmasıdır. benzer bir düzen şempanzelerde de var ama tarif edemedikleri için bizim kadar gelişkin değil. hümanizm işte bu becerimiz sayesinde oluşturduğumuz düzeni istisnasız bir biçimde herkese uygulayalım der. katilse cezasını çekmeli. suçluysa hapislerde yatmalı. bunun aksini kim savunuyor? hayali bir hümanizm garabeti yaratmışsınız, toplumdaki bütün ikiyüzlülükleri onunla ilişkilendirmişsiniz, kendi straw man'inizi kötüleyip duruyorsunuz.

çünkü hümanizm, ırkçı, renkçi, kafatasçı, bazı insanları insan olarak görmeyen, oligarşist, kendini beğenmiş, kibirli, kendini diğerlerinden akıllı ve bir bok zanneden kim varsa hepsinin karşısında olan, bu yüzden de hepsinin ortakça nefret ettiği bir düşünce biçimidir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ışık ve doğum
ruh ve ömür
önce gönül
derman olur hele bir gül
arar bulur eğer görür ise göz
biter vuslat
bitmez dense de tez
her şeye karşı kaya
ona karşı tüy
şükran hayata
mucizeyi şakıyor bülbül.
devamını gör...

hanımeli çiçeği (latince adı lonicera periclymenum), caprifoliaceae familyasına ait sarmaşıkgillerden bir bitkidir. genellikle sarı ve beyaz renkte karşımıza çıkan ama pembesi de ayrı bir alımlı olan adı gibi zarif ve hoş kokulu bir çiçektir. çiçeğin yaprakları, zarif hanımların ince parmaklarına benzetildiğinden dolayı böyle bir isimle anılmaktadır.

zarif olmasının yanı sıra önce nazlı sonra arsız bir bitkidir. diktiğinizde hemen size çiçek vermeyecektir, köklenmek isteyecektir. toprağa usulca tutunup yeşermeye başladığında size olan tüm nazı geçmiş olacak, sabırla bekleyin.

yoldan geçeni kendine çeken, "dur bir kokusuna bakayım, oh mis" dedirten çiçeğimizin düzenli budaması yapılmadığı takdirde, türünün hakkını vererek bütün bahçeye yayılmaya başlayacaktır; sonra bir bakmışsınız her yer çiçek. şikayetçi miyiz? asla. ama yine de kulağımıza küpe olsun.

her çiçeğin anlamı gibi hanımeli çiçeğinin de anlamı hoştur. toprak ayırt etmeden tutunabilen, soğuk sıcak demeden büyüyebilen, sadece suyunu eksik etmemeniz şartıyla bütün güzelliğini ayaklarınızın altına seren çiçeğimiz bağlılık anlamı taşımaktadır. bu sebeple birçok evlilik teklifi hanımeli çiçekleri ile donatılmış ortamlarda yapılmaktadır. sevdiğinizin zarif ellerinden tutarak dillendireceğiniz bağlılık yemini için sanırım fena bir alternatif sayılmaz.
devamını gör...

ne güzeldik oysa biz..
voca.ro/171kQG2YHU85
devamını gör...

zamanında oldukça ses getiren martin scorsese'nin isa'yı anlattığı mükemmel film. özellikle hristiyan aleminde hem filmin hem de esinlenildiği kitabın yasaklanmasının sebebi ise kutsallıktan hatta iddiaya göre gerçek hikayeden uzak, "uydurma" oluşudur. filme gelecek olursak isa, kutsallıktan uzak hatta neredeyse şizofreni bir insan olarak anlatılıyor. her ne kadar tanrı'nın oğlu(ya da tanrı) olsa da kusursuz olmadığı, acizliği, korkusu, şüphesi ve gelgitleri yansıtılıyor, en kuvvetli duygu olan korkunun eşiğinde zaman zaman kendisinin bu görevi hak edip etmediğini sorgularken zaman zaman mucizeler yaratmaya, görevini yapmaya çalışmaya devam ediyor. buraya kadar cüretkarlık çok abartı seviyede olmasa dahi, en sonunda çarmıha gerildiği sırada "koruyucu meleği" ile tanışmasıyla olaylar doruk noktasına ulaşıyor. sonrasında isa'nın da sıradan biri gibi kolayı seçen insani yönlerini göstererek - benim açımdan-en cüretkar isa filmi olmayı başarıyor. tabii burada willem dafoe'nin tek kelimeyle mükemmel oyunculuğunu da es geçmemek gerek. aciz, korkak, güçsüz ve şizofreni bir isa herhalde en iyi bu şekilde oynanabilirdi. bu sebeplerle kesinlikle izlenmesi gereken bir filmdir.
devamını gör...

cinsiyetçi ve genellemeler içeren başlıkların çoğalması ile gerçekleşen durum.
her 'yenile' ye tıkladığımda karşıma çıkıyor bu tarz başlıklar, eminim ki bu durumdan rahatsız olan tek ben değilimdir.
(bkz: ev yapımı rakı yapmasını bilen kız)
(bkz: erkek adam ev işi yapar mı sorunsalı)
ve daha niceleri.
umarım burası gün geçtikçe ekşi sözlüğe dönmez ve bir şeyler yapılır.
devamını gör...

vatandaşı olmasan aslında eğlenceli ülke.
devamını gör...

müstehcen yazmayan yazarların gitmesiyle beraber ortalığın müstehcen yazarlara kalması durumu.
devamını gör...

yaz mevsimlerinin vazgeçilmezi olan, kalorisi düşük sütlü bir tatlı. bunaltıcı sıcak havalarda serinlemek isteyenlerin gözdesi. sütlü sade dediğimiz vanilyalı dışında, çikolatalı, çilekli, vişneli, limonlu, karamelli ve başka varyasyonları da mevcut. lezzetinin yanı sıra doğal meyvelerden yapılan dondurma, insan vücudu için büyük bir sağlık kaynağı. ama gülün dikeni misali de şekeri yüzünden de yerken aşırıya kaçılmaması gereken bir besin. bizim dondurma ile tanışmamız ise cumhuriyet dönemine dayanıyor. dondurma gelene kadar, anadolu'da yaz aylarında harareti gidermek için şerbetler içilir ve kar helvası kaşıklanırmış. kışın yağan karlar, yüksek bölgeler ve yaylalarda dağ oyuk ve mağaralarında kar depolamak için yapılmış tahta evlerde izole edilerek saklanırmış. yaz aylarında da bu karlar bloklar halinde kesilip şehir, köy ve kasabalara arabalar ile getirilirmiş. sonra büyük bardak ve kaseler karla doldurulup üzerine vişne şerbeti, çeşitli meyve marmelatları, pekmez dökülerek kaşık kaşık yenirmiş. bu güzel ve sağlıklı beslenme yer yer anadolu'da devam etmektedir. kar helvası, bu yüzden dondurmanın atası kabul edilebilir. dünya değiştikçe ve hayatın içine şeker dahil olunca da dondurma ön plana çıktı.
devamını gör...

sevdiklerimizi ihmal etmemek ve sevildiklerini hissettirmek anlamında insana enerji veren bir söz.

edit: internette birçok sayfada mevlana’ya ait olduğu söyleniyor ben de öyle biliyordum ama tam olarak bir kitapta kaynağı ile rastlamadım ve adorno nın uyarısı ile düzeltiyorum. mevlana sözleri içeren bir pdf indirdim eğer kör olmadan bitirebilir veya sözü kaynağı ile bulabilirsem eklerim.(swh) bulanlar veya bilenler varsa da bilgilendirirse sevinirim.
devamını gör...

para para para mı? üstüme iyilik sağlık ömrümde böyle şey görmedim! hadi inşallah!(bkz: sısısısı)
devamını gör...

bugün intihar ederdim, maksat artistlik olsun. ayrıca beklemekten de hoşlanmam.
devamını gör...

hep destek tam destek fikrine gönülden bağlı bir yazarımız. seri oylarıyla fazladan karma puanı ve mutluluk sebebi.*
devamını gör...

1 saat kadar önce online toplantım olduğunu öğrenip apar topar eve geldim. evimin kapısının önünde yaklaşık bir 10 saniye eve giremedim.
sorsanıza neden diye... evet o kadar zekiyim ki arabanın kumandasını çelik kapıya tutup tuşa basıyorum ve kapının açılmasını bekliyorum. açılmayan kapıya bakarak "acaba kumandanın pili mi bitti?" diye düşünüyorum.
neden bu kadar zekiyim ha?
devamını gör...

istanbul'da sokağa çıkma kısıtlamasında tem otoyolu'nda iki grup, yol verme tartışması nedeniyle tekme ve yumruklarla birbirine girdi. kaynak

videoyu seyreden kocalarından şiddet görmüş kadınların "yiyin birbirinizi ete para vermeyin,....." diye yorum yapmaları dikkat çekti.
devamını gör...

kaşgarlı mahmut tarafından yazılmış eserdir. 7500 kelimelik bir sözlüktür amacı araplara türkçeyi öğretmek türkçenin zengin bir dil olduğunu göstermek maksadıyla arapça olarak ele alınmıştır. ayrıca bu sözlüğün tek nüshasının bulunma hikayesi vardır ki pek keyiflidir. ali emiri diye bir muhterem sahaflar çarşısında gezerken divanı lügatı türkün tek nüshasını buluyor kendisi çok okumuş bilgili bir insan olduğu için kitabın ne kadar değerli olduğunu anlıyor. görünce eli ayağı birbirine dolanıyor. ne kadar bu diye soruyor kitapçı bey 30 altın diyor. ali emiri hemen cepleri yokluyor bir bakıyor 15 altın eyvah diyor eve gidip para alsam ben gidip dönene kadar kitap satılırsa naparım diye korkuyor. allahım sen yardım et bir dost gönder diye dua ediyor. tabi ali emiri bey çok mübarek bir zat olacak ki kafasını bir çeviriyor kankası fellik fellik dolaşıyor. hop birader allah aşkına bir 20 altın borç ver bana diyor. kitabı alıyor eve gidiyor yemeden içmeden kesiliyor saatlerce okuyor. bu eser hakkında türklük türk dili bu kitap sayesinde başka bir revnak kazanacaktır diyor. derste taze gördüğüm için keyifli bir tanım oldu benim için. ayrıca hikaye türk dil kurumunda mevcuttur bir yerimizden sallamıyoruz yani okuduğunuz için teşekkür ederim.
devamını gör...

çok fazla detay verilmiş, bu bana göre değil tabi ama yeni kayıt olacak yazar için gayet iyi düşünülmüş.

bazı videolarda ses kısık, onların ses ayarını yapıp tekrar yüklemek iyi olabilir.

yoldaşın sesi kötü demiyorum, ses iyi ama tonlamak, vurgulamak bunlar ayrı şeyler.
profesyoneller burada farkını ortaya koyuyor zaten.
kurumsallık için daha önce normal sözlük reklam videosunu seslendiren kişiye iş verilseymiş iyi olabilirmiş.
belki de gitmişsinizdir, o da uçuk fiyat çekmiştir bilemiyorum tabi detaylarını.

devamını gör...

üşümekten ve kışlık kıyafet giymekten neden zevk aldıklarına anlam veremediğim insanlardır. aralarından bazıları battaniye altında dizi izlerken, yağmur yağdığında kahve içerken story atmadan duramazlar. kar yağdığında sanki havadan para yağmış gibi sevinirler. kışın gelen doğalgaz faturaları içlerine oturmaz, popolarının donması umurlarında olmaz. gariplerdir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim