despicable me 3, 2017 yapımı çocuk, macera, 3d animasyon filmidir.

pierre coffin, kyle balda ve eric guillon yönetmenliğinde, cinco paul ve ken daurio senaristliğiyle çekilmiştir.

serinin 3. ve şimdilik son filmi. gru eşi lucyle ajancılık oynarken anti-kötülüğün başkanı silas ramsbottom emekli olur ve yerine valerie da vinci gelir. valerie, gru'nun son işindeki başarısızlığı bahane ederek onu ajanlıktan kovar ve bunun üzerine lucy de istifa eder.

bu sırada esrarengiz bir adam çıkar ortaya ve gruyla konuşmaya çalışır. bu konuda tabi zorlanır çünkü gru kendisiyle konuşmaya bir türlü ikna olmaz. amacına ulaştığında gru'ya büyük sürprizi yapar. gru'nun bir ikizi vardır ve gru'yu tanışmak için kendi ülkesi özgüristan'a çağırmaktadır.

gru başta çok heyecanlanır fakat kardeşiyle tanıştığı an huzursuz olur ve gitmek ister. kardeşler arası minik kıskançlık krizleri orada devreye girer sanırım. gru'nun babası yaşadığı dönemin en kötülerindendir ve kötülük onlarda aile geleneğidir. fakat dru bu konuda pek başarılı olamamış ve babasının takdirini alamamıştır. gru'dan ona kötülüğü öğretmesini ve beraber dünyaya meydan okumayı teklif eder. babasının onunla çok gurur duyduğunu söyler. ama gru eski gru değildir. hayatına giren agnes, adith ve nargo'dan sonra çok değişmiş ve kötülüğü komple bırakmıştır.

yine de kafası karışır gru'nun ve son işinde elinden kaçırdığı balthazar bratt'ın peşine düşerler. macera böylece başlar.

bratt çocukluğunda yıldızdır. filmlerde, dizilerde oynamış oyuncakları yapılıp satılmıştır. yaramazlık yaptım söylemiyle herkeslerin hayran olduğu bratt ergenliğe girmesiyle yıldızı söner ve artık istenmez. o da bu duruma fazlasıyla içerler ve içindeki kötülüğü keşfeder. herkesten, her şeyden intikam almak ister. ve karşısında gru, dru kardeşleri bulur.

film serinin diğer filmlerine göre daha aksiyon varidir. çok fazla atraksiyon ve mekan değişikliği içerir. diğer filmleri donuk diye eleştirenler bu filmi yine eleştirmiş yine beğenememişlerdir. sanırım yeşil çamın kötü karakterlerine kafaya takmışlar ve hınçlarını gru'dan çıkarıyorlar. kim bilir.

dr. nefario bu filmde yoktur. kendini dondurmuş ve film boyunca sadece heykeli sahnelere yansımıştır. minyonlar için son damla olmuş ve sabırları taşmıştır. gru'nun iyilik meleği olmasını zaten hezmedemezken birde işten kovulduğunu öğrendiklerinde tası tarağı bırakıp gru'yu ter ederler. bu filmde biraz geri plandadırlar yani. ama sahneye girdikleri an yine yüzlerde kocaman gülümsemeler bırakırlar.

seslendirme ekibi,
gru (ali ekber diribaş)
dru (ali seyitoğlu)
lucy (arzu doğan)
trey parker ... balthazar bratt (bulut buldu)
margo (melis severcan)
edith (mısra balkan)
agnes (su elmasoğlu)
fritz / silas ramsbottom (sinan divrik)

film eleştiri oklarını üzerine çekmiş olsa da animasyon severler ve çocuklar tarafından yine sevilmiştir. ailecek izlenecek keyifli filmler arasında sayılabilir.
iyi seyirler efem.
devamını gör...

kimi zaman başıma gelen sinir bozucu hadise. bir şeyi aramak, bulmak için google'a açıyorum. sonra bir şey oluyor, google bana, ben googla bakıyorum. bu tatsız anı uzatmamak adına kapatıyorum sekmeyi.
devamını gör...

güzel bir eylemdir. özellikle zamanın farkında olunca daha güzel hale gelir. hayatımızın her gününde farketmesekde o kadar boş zamanımız oluyor ki bu zamanlarda kitap okumak yararlıdır. toplu taşıma da kitap okuyan insanlar genelde zamanının değerini bilen insanlardır.
devamını gör...

"hani herkes arkadaş
hani oyunlar sürerken
hani çerçeveler boş
hani körkütük sarhoş gençliğimizden
hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken
eskidendi, eskidendi, çok eskiden" (bkz: sezen aksu)
devamını gör...

bazı yazarların tanımlarında ve sohbetinde çok farklı güzel bir enerji var, o enerji insanı kendine çekiyor. *
devamını gör...

isimlerin dublörleridir.
devamını gör...

leyleklerin bebek getirdiği.
devamını gör...

bilgi için yazar arkadaşıma teşekkür ettiğim başlıktır. ayrıca (bkz: başlık nick uyumu)nu anımsatmıştır.

(bkz: gemi azıya almak) deyimi de bu kelimeden gelmektedir.
devamını gör...

kimseye faydasi olmayan bana gore anlamsiz bir eylem. bu eyleme ne zaman sahit olsam cogunlukla moderasyon ile bir fikir uyusmazligina giren yazarin 'vay efendim onun entarisin hakaret vardi bisey yapmadin benim entarimde argo var diye sildin bu mu adaletiniz?' ya da benzeri bi sekilde isyan edip kendisine destek arayisina girdigini goruyorum. cozum bu degil arkadaslar.

moderasyon ile bir sorun yasiyorsaniz baska bir mod ile konusmayi deneyin, o da olmuyorsa benjamin'in makamina cikin. bana gelmeyin ben teknik destek ve yazilimsal konular icin burayim, onun disinda sizler gibi arada bi acar okurum aklima geleni yazarim.

karsilikli sagduyu olmadan hic bir problemi cozemezsiniz. aranizda cozulecek bir konuyu once moderatore rencide edici mesajlar atip da sonra baslik acip melek rolune burunen arkadaslar, yapmayin etmeyin, baskalarinin huzurunu kacirmaktan baska bir getirisi yok bunun.

bunlari yetkili bir kisi olarak degil normal bir yazar olarak yaziyorum. o kadar isin gucun arasinda bana da bunu yazdirdiniz ya bravo!

son olarak, yarasi olan gocunsun.
devamını gör...

bolu belediye baskani tanju özcan'ın multecilere 10 kat su zammi aciklamasi yapmasi uzerine (bkz: bolu belediyesinin mültecilere yaptırım kararları) multeciler tarafindan twitter'da acilmis hashtag. an itibariyla twitter turkiye gundemine ilk siraya oturmus durumda. hashtag'a karsit tepkilerde cig gibi buyuyor tabi...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

uzun süre burnunuzun kaşınması ve hapşırmaya çalışmanızdan sonra hapşırdığınızda gelen rahatlama hissi.
bir de hıçkırığın geçmesi.bu biraz imkansız sanki ama .
devamını gör...

nazım hikmet ran'ın yazmış olduğu muhteşem şiir. aynı zamanda genco erkal'ın tülay günal ile birlikte oynadığı nazım hikmet'in eserlerinden oluşan oyununun da ismi. yine genco erkal ve fazıl say bu eseri çok güzel yorumlamış. ayrıca büyük ev ablukada'nın güneş yerinde şarkısında şiirin son bölümü yer almıştır.




--- alıntı ---

1

yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

1947

2

diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

1948

3

bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
"yaşadım" diyebilmen için...

--- alıntı ---
devamını gör...

bu başlıkla da biraz öyle yapılmış.

insanlar "bana ne?" demeyi öğrenmeli.
devamını gör...

hafta sonu yasağında hastaneye giden bir vatandaşın çevirmeye takılıp, cezayı ödedikten sonra söylediği sitem dolu sözlerdir.kaynak

karı koca sosyal mesafeye uyun deyip kadını arabadan indiren zihniyetin yeni eseridir. kaynak

olay şöyle gelişiyor;

çevirmeye takılan vatandaş hastaneye gideceğini söylüyor,
polis itirazlara rağmen evrakları olmadığı için cezayı kesiyor

vatandaş 3500 lirayı ödemesinin 2 ay süreceğini söylüyor ve gitmeden önce haram olsun ve böyle devletin... gibi sitem dolu sözler sarf ediyor.

ardından polisin tarzı değişiyor ve kolundan tutup azarlıyorlar ve tutanak tutacaklarını ifadeye götüreceklerini söylüyorlar.

vatandaş bakıyor söyledikleri üzerine bilmem kaç aylık çalışması kadar daha ceza bindirecek alttan almaya başlıyor.

vatandaşın çaresizliği her halinden belli gerçekten iç acıtıcı görüntüler.

yöneticiler her durumda çifte standart ile vatandaş nezdinde tiksinç bir duruma düştüler. nasıl insanların yüzüne bakıyorlar aklım almıyor.

(bkz: anarşizm)#314533
(bkz: faşizm)

ek: bu arada 3500 lira ceza nasıl bir manyaklık avrupada cezalar 100 euro civarında oluyor,

ek2: bu vatandaşın cezasının karşılanmasını çok isterim, iletişim bilgilerini bulan varsa paylaşsın lütfen.
devamını gör...

çok karışığım. bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanıyor ve heyecanını koruyor. bu iki yan arasında ben, eziliyorum.
devamını gör...

üç kişinin aynı anda konusması
devamını gör...

şarkıları deyince ben de kendi yaptığımız şarkılar sanıp geldiğim başlık.
dinlemek için
devamını gör...

insanı derin bunalıma sokar, ulan bu kadar şey var ve ben bu konular,bilgiler hakkında neredeyse pek birşey bilmiyorum. nasıl hepsini öğrenirim ? nasıl temelden başlarım ? öğrenme sürecinde soğur muyum ? gibi sorular kafayı kurcalarken bir bakmışsınız öğrenmek için harcadığınız vakti kaygılara bırakmışsınız.
lanet bir çıkmaz, herşeyi,dünyadaki bütün bilgileri öğrenme isteği bi yandan nabız yoklar diğer yandan karamsar ruh hali çöker ya öğrenemezsem kaygısıyla.
devamını gör...

harper lee eseri.
edebiyat ve okuma kulübü ile beraber okuduğumuz kitaptır.
tom'un siyahi olmasından dolayı gördüğü muamele, haksız suçlamaya maruz kalması, ırkçılık ve insanların ne kadar adaletsiz, acımasız olduğunu anlatan güzel bir eser.
atticus en sevdiğim ve gıpta ettiğim karakter oldu. çocuklarıyla olan ilişkisi, doğru olanın peşinden gitmesi, sonuçları ne olursa olsun haksızlığa uğrayanın yanında olması ve baskılara rağmen yılmaması saygı duyulası.
tom robinson'un gördüğü muamele, yapmadığı bir suçun insanlar tarafından kesin yapmıştır diye düşünülmesi, biz insanların birbirimizi ne denli acımasızca ezebileceğimizi ve birbirimize önyargıyla yaklaştığımızı göstermiştir.
atticus'un tom robinson'u cesurca savunması beni kendine hayran bırakmıştır. şu an bulunduğunuz düzende de bazı şeyleri değiştirebilmek için atticus gibi olmamız gerekir aslında. elbette zordur, bedelleri çoktur atticus gibi olmanın.
ayrıca kitabı scout'un bakış açısından okuyarak bir çocuğun masum, kendine ait düşüncelerini görmüş oluruz.
ilk okumaya başladığımda sıkıcı gelse de daha sonra akıcı şekilde ilerlediğim bir kitap oldu.
boo radley karakteri de kitapta ilgimi çeken isimlerden oldu.
"sadece bir tür insan varsa, neden birbirleriyle anlaşamıyorlar? eğer hepsi aynıysa, neden birbirlerini küçümsemek için kendi yollarından çıkıyorlar? scout, sanırım bir şeyi anlamaya başlıyorum. sanırım boo radley'in bu kadar zaman neden evde kapalı kaldığını anlamaya başlıyorum. çünkü içeride kalmak istiyor."
ayrıca bülbülü öldürmek kitabının filmi ve tespih ağacının gölgesinde adlı ikinci bir kitabı var.
kitap birçok sorunu ele alması açısından olsun, bir çocuğun bakış açısını anlamak açısından olsun kesinlikle okunması gereken bir eser. kalemine sağlık harper lee.

birkaç alıntı

"-sen zencileri mi savunuyorsun, atticus?
-elbette savunuyorum. zenci deme scout. bu kabalıktır.
-okulda herkes öyle diyor.
-bundan böyle o herkesten bir kişi eksilecek."

"atticus, sıfatları çıkarırsan gerçekler kalır dedi."

"ama bazen bir adamın elindeki incil, babanın elindeki viski şişesinden daha tehlikeli olabilir."

"insanlar genelde neyi görmek istiyorlarsa onu görürler, neyi duymak istiyorlarsa onu duyarlar."

"başka insanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim. çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır."

"gerçek olması doğru olduğu anlamına gelmez."

"küçük bir çocuğun gözünde yalan yoktur. çocuklar gördüklerinin ve hayal dünyalarının içinde yaşarlar ve onlar her şeyi yalansız görürler. bizler içimizdeki bütün kötülükleri onlara aşılamakla en büyük görevi üstleniyoruz."
devamını gör...

acaba bugün ne yafta yiyeceğim diye merak ediyordum. kültürsüz oldum. çok şükür bugünü de boş geçmedim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim