birincisi, yavşamak kadar itici bir kelime yok.
ikincisi, tuhaf bir mantıktır. ve saçma.
devamını gör...

mehmetçiğin kanını babasının çeşmesi zannediyorlar herhalde. 6 yıl esir düştü kafasına çuval geçirildi ateş düştüğü yeri yaktı. isteyen kendi gitsin kazıkçı filistin savaşına tutan yok. sivillere üzülüyorum ama ötesi yok. askerlerimiz başka milletlerin günlük tatmini için yoklar.
devamını gör...

hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim isimsiz meleklerim.
devamını gör...

insanlardan özellikle akrabalardan uzak olmak.
borçtan kurtulmak.
balık tutarken hissettiğim vuruşlar.
kavak ağacı yaprağı hışırtısı ve akan derenin sesi.
tavşanımı sevmek.
kuş cıvıltılarıyla uyanmak.
devamını gör...

özellikle ilk izlenim, kişiye ait kafamızda oluşturduğumuz portföyü etkilediği durumdur. göze hitap edenin her zaman kazandığı bir kumardır. kişi ile karşılaşılır, ilk yargılar oluşturulur ve ileriki evrelerde her yaşanan bu oluşturulan ilk yargılar çerçevesinde değerlendirilir. toplumsal yargılar da empoze edilmiştir, kimbilir.

gittiğimiz restoranda sandalyemizi çekerek bize hoşgeldiniz diyen bir garsona karşı sempati duyarız; gözümüze yakışıklı görünebilir, cömert ya da eğlenceli biri olabileceğini düşündürebilir. serviste sorunlar bile çıksa bunları görmezden gelebiliriz, sırf ilk anda onun zihnimizde oluşturdu olumlu şema sebebiyle. yanlışlıkla olmuştur mutlaka deriz. eğer garson bize daha ilk anda hoşgeldiniz demeseydi ve alelade bir müşteri gibi davransaydı acaba hala aynı hataları görmezden gelir miydik?

reklamlarda neden hep ünlü ve güçlü isimleri görüyoruz düşündüğünüz mü? çünkü hale etkisi sayesinde reklamı yapılan ürünün güçlü ve olumlu bir etki bırakması amaçlanır.

adını bile duymadığımız insanların medyanın ekmeğini yiyebilmek için ünlü evlilikler yapıp kısa sürede boşanmalarına ne dersiniz? yeni hayata merhaba :) akıllı insanlar vesselam...

oyunları bozmak bizim elimizde. bakın bunları anlattık; örnekle anlattık, susarak anlattık, gülerek anlattık, seninle anlattık, gereksiz bölümleri atlattık, döndük yine anlattık...

* yakışıklı olduğu için belediye baskan adayı başarılı ya da zeki sayılmaz. icraatlarına bakınız.

* sarışın olduğu için sevgiliniz aptal değildir. fikirlerine bakınız.

* kadın olduğu için çalışma arkadaşınız sizden daha az terfiyi hakediyor değildir. çabasına bakınız.

* takım elbise giyen katil mahkemede daha masum değildir. bu kez dönüp vicdanınıza bakın.

yargılamak kolaydır, neden zoru denemiyoruz? ben inanıyorum, başarabilirsiniz.
devamını gör...

başlıktaki otosansürün aksine yaşanmış olan olaydır.

türkiye'de -yukarıdaki entrylerde de görülebileceği üzere- soykırımla alakalı yapılan tartışmaların ve soykırımın inkarıyla alakalı söylemlerin büyük çoğunluğu ermeni karşıtlığı ve ermenistan'ın agresif tutumu üzerinden dönmekte, bu da tarihi bir olgu olarak ermeni soykırımı'nın önüne geçmekte haliyle.

amaç devletlerin çıkarlarından ve yersiz propagandalarından ziyade milyonlaca kişinin etkilendiği bu olayın tüm gerçekleriyle açığa çıkarılması ve tarihi bir "bilinmezi" sona erdirmek olmalıdır. zira soykırımın kabulünün ermenilerin türklere gerçekleştirdiği pogromları ve seksenlerde yaşanmış olan azeri-ermeni pogromlarını da kapsadığını düşünüyorum.

bir de "bizim atalarımız öyle şey yapmaz" tutumunun hissedildiğini düşünüyorum doğal olarak. ancak adana'da yaşananları, yeni bir türkiye burjuvazisi oluşturma gayesiyle ermenilerin mülklerine el koyulmasını, tehcir öncesi ve sonrasındaki türkleştirme hareketini ve sonucunda yaşananları yadsımak aptallık olur.

tarihini sadece görkemli günleriyle değil yaşanmış her şeyiyle kabul eden bir devlet ve toplum olabilmemiz dileğiyle.

dipnot: gerçekten objektif olduğunu düşündüğüm bir kitap var: raymond kevorkyan'dan ermeni soykırımı. şiddetle tavsiye ederim. ilerleyen günlerde erinmezsem tekrar gözden geçirip bu entry'i editleyeceğim.
devamını gör...

anladığım kadarıyla zam sağlık çalışanlarına değil doktorlara olmuş. doktor hak eder tamam güzel ama diğer sağlık çalışanlarınında maaşı hakkında düşünülmesi gerekiyor
devamını gör...

ondan çok daha zorlu rakipleri olan sentetik uyuşturuculara talep artmasına rağmen geleneksel bir bitki olarak tarlalara, bahçelerin karanlık köşelerine, ormanlık alanlara, hatta özel düzenekle ağaç tepelerine bile yerleştirilerek günümüzde de ekimi devam ediyor.
devamını gör...

brezilya’da önceleri özgürülüklerini kazanan kölelerin yaşadığı bugünlerde ise fakir nüfusun belli bir oranını barındıran gecekondu mahallelerine verilen isimdir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
favelaların en belirgin özelliği fakir insanlara ev sahipliği yapmak değildir, aslında en ayırt edici yanı suç oranının olağanın çok üstünde olmasıdır.

favelalar suç çeteleri ve bu çetelerin liderleri ya da lider ekipleri tarafından yönetilir ve bu bölgelerde adalet çok acımasız yöntemlerle uygulanır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu gecekondu mahallelerindeki geçim kaynağı genellikle gasp, kapkaç ve uyuştucu satışıdır. favelada büyüyüp suça karışmamak nerdeyse imkansızdır. çocuklar daha çok küçük yaşlardan itibaren bir çetenin mensubu olurlar ve brezilya’nın görünmeyen bu yüzünde hayatta kalmaya çalışmayı, bunun için savaşmayı öğrenirler.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bazı favelalara polisin girmesi bile mümkün değildir. kurtarılmış bölge olarak görülen bu favelaların bazıları küçük bir şehir büyüklüğündedir. en büyük favelalardan biri olan cidade de deus yani tanrı kent’in hikayesi 2002 yılında yönetmenler fernando meirelles ve katia lund tarafından muhteşem bir filmle anlatılmıştır.
devamını gör...

müzik kültürleri genelde gelişmemiştir, en sevdiği müzik sorulunca bile tereddüt ederler şunu söylesem garip olur mu diye.
ben mesela.
devamını gör...

saygı, kişilerin birbirine saygı duyması. birbirine özel alan tanımaları. birbirine saygı duyan her ortam güzelleşir, aynı görüş olmayabilir, huylar birbirine uymayabilir ama çiftlerin birbirine tanıdığı özel alan ve saygı ile her şeyin üstesinden gelinir.
devamını gör...

''beğenileriyle mutlu eden yazar'' ile ''iade-i ziyaret'' klişelerini görünce tüylerim diken diken oluyor. ikincisi hele, kankacı diye adımızı çıkaracaksınız yahu, karşılıklı düşünerek nickaltı yazan mı var da böyle bir zorunluluk hissediyorsunuz* içinizden geliyorsa yazın işte, iade-i ziyaret nedir.

neyse, bana pek yazılmıyor ama kime yazıldığını görsem içimden ağlayarak yas tutar, gün boyu aklımdan çıkarmam o yazarı. bunu hak etmiyorsunuz..
devamını gör...

yagmur sonrasi yuruyuse ciktim bugun ve ilk farkettigim sey, yagmur sonrasi toprak kokusunu alamadigim oldu. daha once hic dusunmemisim bunu, demek kisin olmuyor, sadece diger mevsimlerde gerceklesiyor bu olay. neden kisin olmaz ki?
devamını gör...

tsubasanın attığı bir şutun 2 bölüm boyunca rakip kaleye ulaşmasını beklemekle eş anlamlıdır bir yerde. ayrıca bu çocukluk yılları he man, şeker kız candy ve sailor moon gibi enteresan başyapıtları da kapsar.

ayrıca (bkz: sanal bebek)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

3 gün 3 gece sürüp 33 yazarın uçurulmasına sebep olmazsa tadı olmayacak tartışmadır.(u: hehehe(;)
devamını gör...

#597018 numaralı iletide yazılanlara sonuna kadar katılıyorum. dün burada bildiğiniz kavimler göçü yaşandı. nereye kaçacağımızı şaşırdık. hadi bende kabuk var, soktum kafamı kabuğumun içerisine, üzerimize gelen coşkun dalgaları savuşturdum. bir çok arkadaşımız bu göçten ağır yaralar alarak kurtuldu. kimi kafa iznine çıktı. kimi kendini geri çekti vesaire. çok sayıda gazimiz var anlayacağınız. bu yazarlara istiklal madalyası verseniz yeridir. bu konu ile ilgili görüşlerimi daha önce #532486 numaralı iletide dile getirmiştim. kontrolsüz büyümenin inanın kimseye faydası yok.

bu noktada benim önerim şu; çaylaklardan sorumlu ayrı bir moderasyon kolu oluşturunuz. bu arkadaşlar sadece çaylak tanımları ile ilgilensinler, yemesinler içmesinler çaylakları okusunlar. sayıları da öyle bir elin parmakları kotasına takılmasın, 8-10 arkadaşa böyle bir vazife tevdi edin ve ciddi anlamda bu platforma katkısı olacak insanları yazar yapın. yoksa biz dün gece aldığımız darbeler gibi darbeler almaya devam edersek korkarım ki pek çok arkadaş kafa iznine çıkmaya başlayacak. kafa bir kere gitti mi geri de gelmeyebilir. sözlüğü, sol tarafın akıcılığı ayakta tutmaz. orada öyle böyle geyik zaten döner/dönecektir. ama bu ortama ciddi katkı sağlayan, okunası tanımlara imza atan pek çok yazarın gölgeler arkasında yürüyüşü devam eder ve kazığını eline alan bizi vampir belleyip, kalbimize kazığı saplamaya kalkarsa yandı gülüm keten helva.

neyse daha fazla uzatmayayım; çaylak moderasyon kuvvetleri komutanlığını acilen kurmanız gerekiyor diye düşünüyorum. umarım dikkate alırsınız zira biz siperleri terk etmesek de yoğun bombardıman altındayız haberiniz olsun.
devamını gör...

genelde takip kısmına bakmayı unutuyorum ya da düzenli kontrol edemiyorum. ama düzenli olarak mutlaka gelen bildirimlerin sahibi olan yazarların profiline girerek neler yazdıklarını okuyor beğendiklerimi oyluyorum. bu tabağı boş göndermeyeyim mantığı değil, ayağına gelen fırsatı değerlendirmek bence.*
devamını gör...

acayip leş bir sigara markasıdır. boğazımı tahriş eder. ama (bkz: winston)öyle midir?
devamını gör...

bu neye inandığınıza göre değişir?
mesela benim hayatımda başıma çok kötü birsey gelecek iken ucundan,kıyısından ,köşesinden döndüğüm o kadar çok olay oldu ki.hepsi hayra döndü. halbuki o an çok kötü gibi gelmişti. yıllar geçtikçe hakkımda hayırlısı olduğuna kanaat getirdim daha doğrusu bunu gördüm.
kader kavramının ne olduğunu da mantığimiz çerçevesinde anlamaliyiz.beynimizde konumlandirmaliyiz.
ben çocuklara yapılan zulüm ,masum insanlara yapılan zulüm,hayvanlara yapılan eziyet ve bu masum varlıkların ölümü ile ilgili tanrıyı acımasız buluyorum.inanıyorum varlığına ve sorguluyorum. bazen vazgeçme eşiğine geliyorum o duruma gelmemek için bunları düşünmemeye ve kötü haberler izlememeye çalışıyorum. nitekim televizyon izlemiyorum.
birisi bana çocuk ve bebeklerin neden acı çektiği ve öldüğü ile ilgili durumu şöyle açıklamıştı :
"o çocuk ölmeseydi ileride belki çok kötü bir insan olup insanları öldürecekti. "
bana saçma geliyor.olamaz.
bu melek varlıklar eziyeti ,o anlik da olsa acı çekmeyi haketmiyorlar.
afrika 'daki çocuklar sırf orada dogduklari için ,sırf görüp de şükür edelim diye her gün ölümle pençeleşip acı çekmemeliler.
tanrı buna engel olmalı. engel olursa mantıklı beyinler tarafından daha çok sevilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim