benzetildiğiniz hayvanlar
bir hayvana benzetilmediğimiz kalmıştı zaten alüminyum dediğim başlık.
devamını gör...
1 mart 2021 türkiye’de koronavirüs risk haritası
devamını gör...
erik
hayatım boyunca tek bir meyve yeme şansım olsaydı seçeceğim meyvedir. o ekşimsi tada bir de tuz eklenince muhteşem bir tat çıkar ortaya. bu meyveyi yemeyi nerede bırakacağınızı çok iyi ayarlamanız gerekir. fazla yeyince insanın dişleri uyuşuyor. bir de bağımlılık yapıyor bırakamıyorsun da, yedikçe yiyesi geliyor insanın. *
(bkz: başlık nick uyumu)
(bkz: başlık nick uyumu)
devamını gör...
baz
suda çözündüğünde ortama hidroksit iyonu bırakan madde. aynı zamanda "temel" anlamına da gelen bir kelime.
bazların tadı acıdır. ph dereceleri 7'den büyüktür. örneğin ince bağırsaklarımızdaki ortam baziktir.
bazlar, asitlerle birleştiklerinde tuz oluştururlar.
bazların tadı acıdır. ph dereceleri 7'den büyüktür. örneğin ince bağırsaklarımızdaki ortam baziktir.
bazlar, asitlerle birleştiklerinde tuz oluştururlar.
devamını gör...
3000 yıllık mumyanın sesi
mumyalanmış bedeni bulunan nesyamun adlı mısırlı bir rahibin, ingiliz bilim insanlarının 3 boyutlu yazıcı, hoparlör ve bilgisayar yazılımı kullanarak yaptığı bir çalışma aracılığı ile ortaya çıkarılan sesi.
ekip, mumyanın ses telleri ve gırtlak yapısınını bir görüntüsünü elde etti ve bu ortamı dijital olarak yeniden modelledi. model, yazıcı aracılığıyla basıldı ve elektronik bir gırtlak elde edilmiş oldu. ancak bedenin bazı yerleri doku kaybına uğradığından, bu durumun ortaya çıkan ses tonunu da etkilemiş olabileceği söyleniyor.
ekip, mumyanın ses telleri ve gırtlak yapısınını bir görüntüsünü elde etti ve bu ortamı dijital olarak yeniden modelledi. model, yazıcı aracılığıyla basıldı ve elektronik bir gırtlak elde edilmiş oldu. ancak bedenin bazı yerleri doku kaybına uğradığından, bu durumun ortaya çıkan ses tonunu da etkilemiş olabileceği söyleniyor.
devamını gör...
akp ve mhp oylarıyla reddedilen önergeler
aklmızda kalanları yazma köşemiz ben başlıyorum.
covid-19 aşısının halkımıza ücretsiz vurulmasını öneren önerge akp ve mhp oylarıyla reddedildi.
covid-19 aşısının halkımıza ücretsiz vurulmasını öneren önerge akp ve mhp oylarıyla reddedildi.
devamını gör...
mary ann webster
kendisi dünyanın en çirkin kadını unvanına sahip olmuş bir insan. hemşire olan mary ann webster, 29 yaşında thomas bevan ile evlendi. tam 4 çocukları oldu. bundan bir süre sonra uzuvlarında kas ağrıları, baş ağrısı gibi ağırlar hissetti. hastaneye gittiklerinde doktorlar mary’e tam olarak neler olduğunu anlayamadılar. birkaç zaman geçtikten sonra, hastalık ilerledi ve semptomlar da farklılık gösterdi. yüzünde anormal bir büyüme başladı. bu hastalığın adı akromegaliydi( vücutta aşırı miktarda büyüme hormonuna neden olan ve kemik, iç organ ve yumuşak doku büyümesine yol açan bir nöroendokrin bir bozukluk ).20. yüzyılın başlarında oldukları için bu hastalığa çözüm bulmak bir yana dursun tanı bile konamıyordu. günümüzde tedavisi mümkün ama 20. yüzyılın başında olan mary çaresiz bir durumdaydı. gitgide giden güzelliği onu harap ediyordu. eşi thomas bevan, ondan desteğini hiç esirgemedi. her zaman karısına destek oldu. tabii bir süre sonra kendisi bu dünyadan ayrılmak durumunda kaldı. mary eşi öldükten sonra 4 çocuğuna bakmakta fazlasıyla zorlanıyordu. işe girmek istiyordu ancak görünüşü nedeniyle kendisine iyi bir iş verilmiyordu.sokaklardaki insanlar kendisiyle dalga geçiyorlardı. gel zaman git zaman mary bir yarışmanın yapılacağını duydu: “dünyanın en çirkin kadın yarışması”
yarışmanın ödülü oldukça yüksek bir miktardı. bu nedenle mary, yarışmaya katılmaya karar verdi ve kazandı.yarışmadan sonra mary’nin sıra dışı yüzünden dolayı basın peşini bırakmadı.ancak mary, tüm bunlara göğüs gerdi ve durumunu gelire dönüştürdü. sirkte çalışmaya başladı. ne kadar durumuna üzülse de çocuklarına bakmak zorundaydı. baktı da, dünyanın en çirkin kadını unvanını alsa da kendisi çocuklarının gözünde en güzel anneydi. uzun bir süre sonra 1933’te 59 yaşında vefat etti.

yarışmanın ödülü oldukça yüksek bir miktardı. bu nedenle mary, yarışmaya katılmaya karar verdi ve kazandı.yarışmadan sonra mary’nin sıra dışı yüzünden dolayı basın peşini bırakmadı.ancak mary, tüm bunlara göğüs gerdi ve durumunu gelire dönüştürdü. sirkte çalışmaya başladı. ne kadar durumuna üzülse de çocuklarına bakmak zorundaydı. baktı da, dünyanın en çirkin kadını unvanını alsa da kendisi çocuklarının gözünde en güzel anneydi. uzun bir süre sonra 1933’te 59 yaşında vefat etti.


devamını gör...
süleyman soylu'nun istifa etme ihtimali
benim peygamber olup dünya çapında kabul görmemle aynı oranda olan ihtimaldir.
devamını gör...
aslında havalı olmayan şeyler
diğer insanların beğendiği şeylere b.k atmak. başkalarının beğendiği şeyi beğenmeyince havalı olmuyorsunuz
t: havalı olduğunu düşünmediğimiz şeyleri yazdığımız başlık.*
t: havalı olduğunu düşünmediğimiz şeyleri yazdığımız başlık.*
devamını gör...
bakan olsa ülkeyi kalkındıracak 6 kişi
ayhan sicimoglu kültür ve turizm bakanı olsa ülkenin tanıtımi ve imajı açısından çok etkili olabilecek kişidir.
devamını gör...
depresyon belirtileri
sürekli uyumak istemek. sosyal faaliyetlerden kaçmak. yalnız kalma isteği.
devamını gör...
türk insanının suratsız olması
çünkü hayatında spor ve seks yok. bu iki temel insanı ihtiyaç bile ülkemizde hala lüks olarak görülüyor. misal evlenmek aslında nedir ? biz seks yapacağız bunu da resmi olarak belgeliyoruzdan öte birşey değildir. ama ülkemizde evlenmek insan sırtına öyle yükler bindiriyor ki insanlar evlenince bunları düşünmekten seks hayatı olmuyor.
ikincisi spor arkadaşlar spor hatta ilk birincil insani ihtiyaçtır. insan mesaiden sonra ağırlık kaldırması boks yapması ne bileyim koşması günlük stresini azaltacaktır zaten bunlar bilimsel olarak kanıtlanmış şeyler ama ülkemizde spor hala zengin hobisi olarak görülüyor. 90 milyonluk nüfuslu ülkede olimpiyat madalyası 1 elin parmağını geçmiyor.
ikincisi spor arkadaşlar spor hatta ilk birincil insani ihtiyaçtır. insan mesaiden sonra ağırlık kaldırması boks yapması ne bileyim koşması günlük stresini azaltacaktır zaten bunlar bilimsel olarak kanıtlanmış şeyler ama ülkemizde spor hala zengin hobisi olarak görülüyor. 90 milyonluk nüfuslu ülkede olimpiyat madalyası 1 elin parmağını geçmiyor.
devamını gör...
basit bir es
#101537 no’lu tanımda bahsedildiği üzere türkiye’nin (bkz: umberto eco)’su, şiirleriyle edebiyat dünyamızın en nadide ödüllerinden cemal süreya, necatigil ödüllerini; denemeleriyle tdk ödülü alan, türkiye’nin en entelektüel kişilerinden olan (bkz: enis batur) tarafından kaleme alınan, ekim 2015’te (bkz: kırmızı kedi yayınları)’ndan yayımlanmış kitabıdır.
gün ortasında bir kafede, kahvenizi içerken;
mesai arasında 1 saatlik yemek molanızda,
yahut istanbul gibi bir şehirde, kadıköy’den ümraniye’ye trafiğin kilit olduğu bir saat diliminde yolculuk ederken bitirebileceğiniz kolaylıkta, dümdüz, sade, 84 sayfalık tuhaf bir kitap…
tuhaf çünkü şekil itibariyle değişik bir kitap...
sayfalar paragraftan oluşuyor. bu paragraflar yeri geliyor sayfanın tamamını dolduruyorken; yeri geliyor, sayfanın yarısı bile etmiyor.
yani biçim bakımından tuhaf geldi bana…
sonra çıkış noktası olarak tuhaf bir deneme…
çünkü daha kitabın başlarında şöyle bir şey karşılıyor sizi:
"eğer bir kış sabahı, trenin bir iki dakikalığına durduğu uzak bir ülkenin taşra istasyonundan binen tek yolcu, karşındaki boş koltuğa oturur ve senin yıllar önce yazdığın bir kitabı çıkarıp okumaya koyulursa, şaşırma.
bu sahne başka bir yazar tarafından senin için yazılmıştı."
yani bu denemeyi yazmaya enis batur’u iten şey bu şekilde gerçekleşen bir anı mıydı, yoksa sadece fikir olarak kafasında şekillenen bir şey miydi emin olamadım. sahneyi kafamda canlandırıp hem okurun, hem yazarın yerine koyduğumda kendimi, gerçekten çok tuhaf bir rastlantıyla tuhaf şeyler hissettim.
işte bu yüzden tuhaf bir kitap benim için…
enis batur’un kalemine hakim olmayan bir okur için tanışma kitabı diyemem, çünkü bazı cümleleri anlamlandırabilmek için defalarca okumak gerekebiliyor. evet basit bir kitap, çabuk bitiyor ama başlarda, bu 'defalarca okumak' bazı sabırsız okurları sıkabilir. işte tam o sıkılmanın başladığı anda kitap bir ivme kazanıyor aniden. bu yüzden de tuhaf bir kitap benim için. kurgu bakımından da tuhaf yani...
totale baktığımızda beğendiğim bir kitaptı. bazı cümleleri çok sevdim mesela:
‘’hayat yalnızca şimdiki zamanlardan oluşur.’’
‘’kitap , daha iyi bir dünyanın kılavuzu olabilir.’’
gibi..
deneme okurlarına tavsiyemdir.
keyifle okuyunuz.
gün ortasında bir kafede, kahvenizi içerken;
mesai arasında 1 saatlik yemek molanızda,
yahut istanbul gibi bir şehirde, kadıköy’den ümraniye’ye trafiğin kilit olduğu bir saat diliminde yolculuk ederken bitirebileceğiniz kolaylıkta, dümdüz, sade, 84 sayfalık tuhaf bir kitap…
tuhaf çünkü şekil itibariyle değişik bir kitap...
sayfalar paragraftan oluşuyor. bu paragraflar yeri geliyor sayfanın tamamını dolduruyorken; yeri geliyor, sayfanın yarısı bile etmiyor.
yani biçim bakımından tuhaf geldi bana…
sonra çıkış noktası olarak tuhaf bir deneme…
çünkü daha kitabın başlarında şöyle bir şey karşılıyor sizi:
"eğer bir kış sabahı, trenin bir iki dakikalığına durduğu uzak bir ülkenin taşra istasyonundan binen tek yolcu, karşındaki boş koltuğa oturur ve senin yıllar önce yazdığın bir kitabı çıkarıp okumaya koyulursa, şaşırma.
bu sahne başka bir yazar tarafından senin için yazılmıştı."
yani bu denemeyi yazmaya enis batur’u iten şey bu şekilde gerçekleşen bir anı mıydı, yoksa sadece fikir olarak kafasında şekillenen bir şey miydi emin olamadım. sahneyi kafamda canlandırıp hem okurun, hem yazarın yerine koyduğumda kendimi, gerçekten çok tuhaf bir rastlantıyla tuhaf şeyler hissettim.
işte bu yüzden tuhaf bir kitap benim için…
enis batur’un kalemine hakim olmayan bir okur için tanışma kitabı diyemem, çünkü bazı cümleleri anlamlandırabilmek için defalarca okumak gerekebiliyor. evet basit bir kitap, çabuk bitiyor ama başlarda, bu 'defalarca okumak' bazı sabırsız okurları sıkabilir. işte tam o sıkılmanın başladığı anda kitap bir ivme kazanıyor aniden. bu yüzden de tuhaf bir kitap benim için. kurgu bakımından da tuhaf yani...
totale baktığımızda beğendiğim bir kitaptı. bazı cümleleri çok sevdim mesela:
‘’hayat yalnızca şimdiki zamanlardan oluşur.’’
‘’kitap , daha iyi bir dünyanın kılavuzu olabilir.’’
gibi..
deneme okurlarına tavsiyemdir.
keyifle okuyunuz.
devamını gör...
how i met your mother'dan akılda kalanlar
robin in şarkılarının klipleri ve barney(tümüyle karakter olarak)
devamını gör...
iz bırakan kitap cümleleri
"islam, şam ın yeşil köşkünde, bağdat ın 1001 gece masallarını andıran hilafet saraylarında değildir.
islam, medine de kerpiçten yapılmış fakir ali (as) nin evinin olduğu muhittedir."
(fatıma fatıma dır.)
ali şeriati.
islam, medine de kerpiçten yapılmış fakir ali (as) nin evinin olduğu muhittedir."
(fatıma fatıma dır.)
ali şeriati.
devamını gör...
ortaokullarda seçmeli satranç dersinin okutulmasına karar verilmesi
asla işe yaramayacak olan projedir. türkiye'de yaşıyoruz. derste slayttan, fil çapraz gider at l gibi gider dedikten sonra matematik kitaplarınızı açın deyip dersin kalan yarım saatinde matematik işlenir. ki zaten seçmeli dersleri öğrenciler değil öğretmenler seçer. öğrenciler sadece önüne gelen matematik fen bilimleri ve tarih işaretli kağıdı annelerine imzalatıp okul idaresine teslim ederler.
dersi seçebilen ve öğretmeni dersin hakkını veren öğrenciler de şans konusunda zirve yapan öğrencilerdir. umarım çok olur böyle çocuk ne diyeyim.
dersi seçebilen ve öğretmeni dersin hakkını veren öğrenciler de şans konusunda zirve yapan öğrencilerdir. umarım çok olur böyle çocuk ne diyeyim.
devamını gör...
dekatriaparaskevifobi
"ayın 13'ünün cuma gününe denk gelmesi" korkusudur.
devamını gör...
ülkemde suriyeli istemiyorum
bir istek.
i s t e m i y o r u m
ülkemizin kültürel değerlerini bile bozan bu güruhu ülkemde istemiyorum. her geçen saniye artıyorlar. yarın öbür gün durum çok ciddileşecek.
kilis'in yüzde 81'i suriyeli. türkler ufak bir azınlık olarak varlar artık bu şehirde. bakmayın büyük şehirlerde de çoklar ama nüfus fazla olduğu için oransal olarak düşük görünüyorlar. böyle polis, asker, hükümet, medya gibi destekçileri olduğu sürece umudum yok artık.
ülkemde türk vatandaşı olarak ikinci sınıfız. alırsınız oy benden ve çevremden!
gerçi bunlar seçimi kaybetse artık plan belli. bunlara verecekler silahı, sopayı destekle beraber muhalif türk halkını katledecekler.
i s t e m i y o r u m
ülkemizin kültürel değerlerini bile bozan bu güruhu ülkemde istemiyorum. her geçen saniye artıyorlar. yarın öbür gün durum çok ciddileşecek.
kilis'in yüzde 81'i suriyeli. türkler ufak bir azınlık olarak varlar artık bu şehirde. bakmayın büyük şehirlerde de çoklar ama nüfus fazla olduğu için oransal olarak düşük görünüyorlar. böyle polis, asker, hükümet, medya gibi destekçileri olduğu sürece umudum yok artık.
ülkemde türk vatandaşı olarak ikinci sınıfız. alırsınız oy benden ve çevremden!
gerçi bunlar seçimi kaybetse artık plan belli. bunlara verecekler silahı, sopayı destekle beraber muhalif türk halkını katledecekler.
devamını gör...
fransız ihtilali
diğer adı ile fransız ihtilali. 1789 yılında yapılan monarşinin devrilip devrin en otoriter gücü olan katolik kilisesinin gücünü azaltan, reform yapmasına sebep olan devrimdir. batı dünyasında bir dönüm noktası olarak kabul edilir.
devamını gör...