kız çocuklarının okutmanın saçma olması
dinci kesimin*, işsizliği azaltmak, refahı yükseltmek*, ekonomik iyileşmeyi sağlamak için 50 yıldır bulup bulabildiği tek çözüm. yazarak öne çıkarmak istemediğim, temel insan haklarından bile nasiplenmemiş bu başlık gerçekten çok can sıkıcı. bence de dincilerin okuması çok saçma. tamamen zaman, mekan ve emek israfı. bilim'i zaten anlamıyorlar*, ilim dedikleri ise fasarya. ne insanlığa ne dünyaya en ufak bir faydaları yok zaten. bir araya gelip yerde oturup en iyi yalan atan sarıklıyı dinleyip ayağını yalayıp cennet hayalleri kurmak için o kadar kaynağa gerek yok. biraz ot* yeterli.
devamını gör...
başlık açıp ilk entry'yi silip kaçmak
belki ben şikâyet etmişimdir, silinmiştir açanın entry'si*.
beni bekleyin tanımsız başlık açanlar. sizin için geliyoruuum!
beni bekleyin tanımsız başlık açanlar. sizin için geliyoruuum!
devamını gör...
evinizde bulunmasından en çok keyif aldığınız eşya
cezve ve fincan.. olmasa kahvesiz kalırım..
devamını gör...
normal sözlük yazarlık rütbeleri
sanırım maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim adlı arkadaşımıza eklenecek olan ''sakıncalı piyade'' rütbesi ile birlikte güncellenecektir. * artık başkası kurtarmaz diye düşünüyorum. adamı o hale getirdiniz *
devamını gör...
yazarların yaşadıklarını hissettiği anlar
hiç beklemediğin anda beklemediğin güzel bir şeyin olduğu anlar.
devamını gör...
sohbet ederken keyif duyulan insan tipi
onyargilari olmayan, ideolojilerinde radikallesmemis, konusmaya istekli (gecistirmeyen) ve karsidakini dinlemeyi bilen insanlarla sohbete doyum olmuyor.
devamını gör...
waris dirie
kadın sünneti ilkelliğini dünyaya ilk defa duyuran, isminin hakkını sonuna kadar veren somalili cesur aktivist. aynı zamanda model, yazar:
hizliresim.com/xSSilm
hizliresim.com/YFI16x
yerel bir isim olan varis, "çöl çiçeği" anlamına gelir. çölde açan bir çiçek kadar ışıltılı ve güzel olan model de, cehaletten, erkek egemen kültürden kaynaklı geleneklerin mahvettiği hayatlara çiçek açtırır.
küçük yaşında kadın sünnetine maruz kalan talihsiz waris, sonrasında 60 yaşında bir adamla evlendirilmek istenince çareyi ailesinden kaçmakta bulur. londra'daki akrabalarına sığınır. akrabaları somali'ye dönünce dil bilmediği bu şehirde zorluklar içinde yaşarken bir fotoğrafçı tarafından keşfedilir. bu olay, kaderini değiştirir. çocuklukta yaşadığı travmaların etkisinden kurtulamayan waris, başka çocukların da hayat boyu psikolojik ve bedensel anlamda izini taşıyacakları bu canice uygulamaya maruz kalmaması için, ününü de kullanarak kadın sünnetini dünyaya duyuran ilk insan olmayı başarır. amacı bu konuda farkındalık yaratmak, uluslararası kuruluşların dikkatini bu soruna çekmektir. başarılı da olur.
afrikalı kızların bu sistematik zulme maruz kalmamaları için birçok proje de yer alarak insanları bilinçlendirmeye çalışır. kadın sünneti ile mücadele için 2002 yılında viyana’da çöl çiçekleri vakfını kurarak hizmet vermeye başlar. 1997–2003 yılında birleşik milletler özel elçisi olarak kadın sünnetine karşı görev alır.
kendi hikayesini anlattığı "çöl çiçeği" adlı kitabının türkçe basımı mevcuttur. 2009 yılında aynı isimle hayat hikayesini anlatan bir film çekilmiştir. filmde kadın sünnetinin yıkıcı etkileri, bedene ve ruha verdiği zararlar tüm gerçekliğiyle anlatılır.
hizliresim.com/xSSilm
hizliresim.com/YFI16x
yerel bir isim olan varis, "çöl çiçeği" anlamına gelir. çölde açan bir çiçek kadar ışıltılı ve güzel olan model de, cehaletten, erkek egemen kültürden kaynaklı geleneklerin mahvettiği hayatlara çiçek açtırır.
küçük yaşında kadın sünnetine maruz kalan talihsiz waris, sonrasında 60 yaşında bir adamla evlendirilmek istenince çareyi ailesinden kaçmakta bulur. londra'daki akrabalarına sığınır. akrabaları somali'ye dönünce dil bilmediği bu şehirde zorluklar içinde yaşarken bir fotoğrafçı tarafından keşfedilir. bu olay, kaderini değiştirir. çocuklukta yaşadığı travmaların etkisinden kurtulamayan waris, başka çocukların da hayat boyu psikolojik ve bedensel anlamda izini taşıyacakları bu canice uygulamaya maruz kalmaması için, ününü de kullanarak kadın sünnetini dünyaya duyuran ilk insan olmayı başarır. amacı bu konuda farkındalık yaratmak, uluslararası kuruluşların dikkatini bu soruna çekmektir. başarılı da olur.
afrikalı kızların bu sistematik zulme maruz kalmamaları için birçok proje de yer alarak insanları bilinçlendirmeye çalışır. kadın sünneti ile mücadele için 2002 yılında viyana’da çöl çiçekleri vakfını kurarak hizmet vermeye başlar. 1997–2003 yılında birleşik milletler özel elçisi olarak kadın sünnetine karşı görev alır.
kendi hikayesini anlattığı "çöl çiçeği" adlı kitabının türkçe basımı mevcuttur. 2009 yılında aynı isimle hayat hikayesini anlatan bir film çekilmiştir. filmde kadın sünnetinin yıkıcı etkileri, bedene ve ruha verdiği zararlar tüm gerçekliğiyle anlatılır.
devamını gör...
psg (yazar)
birileri de buna gelip ,
' karışmayın herkes özgür ' diyor.
almanca sayıları tek başlık altında yazsa , özgürlük kısıtlanıyor mu , doğrusu merak uyandıran durum .
sözlükte olmaması gereken , moderasyon müdahalesi gerektiren saçma durum.
sayıların sonu yok ki , bu böyle sürecek mi ?
' karışmayın herkes özgür ' diyor.
almanca sayıları tek başlık altında yazsa , özgürlük kısıtlanıyor mu , doğrusu merak uyandıran durum .
sözlükte olmaması gereken , moderasyon müdahalesi gerektiren saçma durum.
sayıların sonu yok ki , bu böyle sürecek mi ?
devamını gör...
az kişinin bildiği muhteşem kelimeler
dem'a-riz: ağlayan.
ahlam: rüya.
serzeniş: sitem.
malihülya: kara sevda.
güzeşte: zaman bakımından geçmiş, geride kalmış.
ahlam: rüya.
serzeniş: sitem.
malihülya: kara sevda.
güzeşte: zaman bakımından geçmiş, geride kalmış.
devamını gör...
cennetiniz nasıl bir yer olurdu sorunsalı
ı’ll never get to heaven/cennete hiç gitmeyeceğim
‘cause ı don’t know how/çünkü nasıl gidildiğini bilmiyorum
(bkz: lp)
‘cause ı don’t know how/çünkü nasıl gidildiğini bilmiyorum
(bkz: lp)
devamını gör...
yeni bir insanla tanışmaya üşenmek
bi yaştan sonra kendini birine sıfırdan anlatması yorucu geliyor .
devamını gör...
mesaj atmak istediğiniz yazar tarafından engellendiğini fark etmek
öyle biri olmadı çok şükür *
devamını gör...
okunmayı bekleyen yazarlar veri tabanı
bu entryi beğenen veyahut özelden yazan yazarların yüz kadar entrysini okuyabilirim. yalnız değilsiniz.*
t: sözlükteki yazılarının, diğer yazarlar tarafından okunmasını isteyenlerin bulunduğu başlık.
t: sözlükteki yazılarının, diğer yazarlar tarafından okunmasını isteyenlerin bulunduğu başlık.
devamını gör...
sosyal fobi
tamamen ortadan kaldırmak belki mümkün değil ancak azaltmanın imkanı olduğunu düşünüyorum. öncelikle biranda çözülebilecek bir sorun değil bunu akıldan çıkarmamak lazım. yavaş yavaş ama fazlaca ertelemeden, sorunların üzerine giderek çözüm mümkün. kendimden örnek verecek olursam. her alanda sosyal fobi yaşayan birisi değilim ancak topluluk önünde konuşma konusunda ciddi anlamda sıkıntı yaşıyordum. bunun için bana fırsat yaratacak bir konuşma kulübünün olup olmadığını araştırdım. araştırmalarım sonucu toastmasters kulübünü keşfettim. asıl kuruluş amacı ingilizce konuşma kulübü olmasına rağmen. bazı şehirlerde türkçe olarakta toplantılar düzenlendiğini gördüm. çekincelerle katıldığım toplantılar sonucunda, kendimi hazır hissettiğim de katılımcılar önünde konuşmaya başladım. (kulüp üyeleri nasıl bir konuşma yapılabilir konusunda sizleri yönlendiriyor.)bu sayede topluluk önünde konuşma konusunda ilerleme kaydedebildim. kendim sorunun üzerine sabırla giderek aşama kaydedebildim. tavsiyem, sorun yaşadığınız konuyu nasıl aşacağınızı ve çözüm yollarını iyice düşünün. ilk etapta çok zorlanacağınızı, tam sorunun üstesinden geldim dediğinizde tekrar ortaya çıkacağını aklınızdan çıkarmayın. bir aşamaya geldiğinde ne kadar ilerlediğinizi fark edeceksiniz. mükemmeliyetçiliği bırakarak sadece deneyin. kişisel gelişim kitabı cümlesi gibi oldu ama başka türlü anlatmak zor.
devamını gör...
hatıra defteri
bizim yaş grubu iyi bilecektir. böyle bir defter vardı.
bu defterler kilitli olurdu genelde, sayfaları kokulu olanlar da vardı.
benim defterim yanlış anımsamıyorsam üzerinde şeker kız candy olan çok özenerek aldığım güzel bir defterdi.
sanki ilkokul sevdiklerimize kalbimiz kadar temiz bir sayfa ayırmak için çok erkendi de, lisede de onlara yetecek kadar kalbimizde temiz sayfa kalmamıştı. olsa olsa ortaokul sıralarında yazdık biz bunu ya da ilkokul biterken olabilir.
hatıra defteri yazmak ciddi bir işti ve bunu çok iyi yapanlar vardı. eminim dikkatli okursak onların kim olduklarını bile bulabiliriz.
inci gibi, tertemiz, süslü süslü yazardık. bütün sınıf birbirini sevmese de birbirinin benzeri cümlelerle sevgimizi ifade ederdik birbirimize. nasıl ki komşudan gelen tabak boş geri gönderilmez ise hatıra defteri de geri çevrilmezdi bizim zamanımızda. hatta eline tutuşturulmuş olan bu defter ile ne yapacağını bilemeyip de bir önceki kalbimiz kadar temiz sayfadan kopya çeken çok sevgili arkadaşlarımız bile olurdu. keşke standart bir yazı olsaydı da altına imza atılsaydı, sonuçta çoğu gerçekten hissetmeden yazılmış cümlelerdi. 30 kişilik sınıfın hepsini sevecek halimiz yoktu çünkü, bazılarını sever gibi yapardık, bazılarına onu bile yapmazdık.
bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar da gerçekten sevdiklerimiz vardı. hani sonraki dönemde "kanka" dediler kısaltıp. kısalınca içi de boşaldı sanki bu yakın arkadaşlığın, sırdaşlığın. işte gerçek duygular onlara yazılırdı. ama o da şöyle yapılırdı herkes yazardı, o canımız ciğerimiz arkadaşımız en son yazardı. çünkü onun yazdıkları gerçekten bize özeldi. kimse okusun istemezdik onun yazdıklarını.
ilerleyen yıllarda özledikçe açıp okuduk, bazen gerçekten görevini yapıp güzel anılara götürdü bizi bu defterler, güldürdü-ağlattı bazen de geri dönüşümler vs kaybolup gitti o anılar.
benim sakladığım bir hatıra defterim var, evet evet o candy'li olan şekerli defter.
hala kalbim kadar temiz ama artık oraya yazacak kadar temiz insanlar kaldı mı emin değilim...
sahi o insanlar nerede, yazıları uçup gitmedi oysa ki!
bu defterler kilitli olurdu genelde, sayfaları kokulu olanlar da vardı.
benim defterim yanlış anımsamıyorsam üzerinde şeker kız candy olan çok özenerek aldığım güzel bir defterdi.
sanki ilkokul sevdiklerimize kalbimiz kadar temiz bir sayfa ayırmak için çok erkendi de, lisede de onlara yetecek kadar kalbimizde temiz sayfa kalmamıştı. olsa olsa ortaokul sıralarında yazdık biz bunu ya da ilkokul biterken olabilir.
hatıra defteri yazmak ciddi bir işti ve bunu çok iyi yapanlar vardı. eminim dikkatli okursak onların kim olduklarını bile bulabiliriz.
inci gibi, tertemiz, süslü süslü yazardık. bütün sınıf birbirini sevmese de birbirinin benzeri cümlelerle sevgimizi ifade ederdik birbirimize. nasıl ki komşudan gelen tabak boş geri gönderilmez ise hatıra defteri de geri çevrilmezdi bizim zamanımızda. hatta eline tutuşturulmuş olan bu defter ile ne yapacağını bilemeyip de bir önceki kalbimiz kadar temiz sayfadan kopya çeken çok sevgili arkadaşlarımız bile olurdu. keşke standart bir yazı olsaydı da altına imza atılsaydı, sonuçta çoğu gerçekten hissetmeden yazılmış cümlelerdi. 30 kişilik sınıfın hepsini sevecek halimiz yoktu çünkü, bazılarını sever gibi yapardık, bazılarına onu bile yapmazdık.
bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar da gerçekten sevdiklerimiz vardı. hani sonraki dönemde "kanka" dediler kısaltıp. kısalınca içi de boşaldı sanki bu yakın arkadaşlığın, sırdaşlığın. işte gerçek duygular onlara yazılırdı. ama o da şöyle yapılırdı herkes yazardı, o canımız ciğerimiz arkadaşımız en son yazardı. çünkü onun yazdıkları gerçekten bize özeldi. kimse okusun istemezdik onun yazdıklarını.
ilerleyen yıllarda özledikçe açıp okuduk, bazen gerçekten görevini yapıp güzel anılara götürdü bizi bu defterler, güldürdü-ağlattı bazen de geri dönüşümler vs kaybolup gitti o anılar.
benim sakladığım bir hatıra defterim var, evet evet o candy'li olan şekerli defter.
hala kalbim kadar temiz ama artık oraya yazacak kadar temiz insanlar kaldı mı emin değilim...
sahi o insanlar nerede, yazıları uçup gitmedi oysa ki!
devamını gör...
jinekomasti
potasyum tutucu diüretiklerden biri ve aldosteron antagonisti olan spironolakton'un çokça bilinen yan etkilerinden biridir.bunun sebebi spironolakton'un androjen üretimini azaltması ,androjenlerin periferdeki etkisini antagonize etmesi ve meme glandüler dokusunda bulunan östrojen reseptörleriyle etkileşmesidir.
buraya kadarı tıp öğrencisi arkadaşların zaman kısıtlılığında hap bilgi öğrenmeleri içindi.
anlamı ise şu;
idrar sökücü olarak spironolakton kullandığınızda oluşması muhtemel yan etkilerden biri de jinekomasti,yani erkekte meme dokusunda hacim artışı olmasıdır. doktor bunu göz önünde bulundurur ilacı size yazarken, içiniz rahat olsun. bunun sebebi ise şudur, spironolakton'un sadece böbrek üzerine değil; vücutta östrojen ve erkeklik hormonu olan androjenlerin metabolizması üzerine de etki göstermesidir. ama bu temel etkisi değil;yan etkisidir.
buraya kadarı tıp öğrencisi arkadaşların zaman kısıtlılığında hap bilgi öğrenmeleri içindi.
anlamı ise şu;
idrar sökücü olarak spironolakton kullandığınızda oluşması muhtemel yan etkilerden biri de jinekomasti,yani erkekte meme dokusunda hacim artışı olmasıdır. doktor bunu göz önünde bulundurur ilacı size yazarken, içiniz rahat olsun. bunun sebebi ise şudur, spironolakton'un sadece böbrek üzerine değil; vücutta östrojen ve erkeklik hormonu olan androjenlerin metabolizması üzerine de etki göstermesidir. ama bu temel etkisi değil;yan etkisidir.
devamını gör...
yazarların çaldığı enstrüman
ney üflüyorum, uzun sap bağlama da orta seviyede çalıyorum.
devamını gör...
chuck schuldiner
death metalin babası olarak tanımlanan büyük müzik dehası.tüm riffleri, vokalleri,sözleri teker teker şaheser niteliği taşır.
çoğu albümleri progresif death metal türünde de olsa bazı şarkıları da progresif thrash türündedir (bkz: misanthrope)
boynundaki ağrıdan dolayı doktora gitmiş ve beyin tümörü olduğunu öğrenmiştir.
bunun üzerine metal camiasını büyük bir üzüntü kaplamıştır.kendisinin tedavisi için tonlarca metal müzisyeni bağış yapmış ve kampanyalar başlatılmıştır.
tümör tedavisi için kullanılan ağır ilaçlardan sonra bağışıklık sistemi zayıflamış ve zatürre'ye yakalanmıştır.2001'de maalesef aramızdan ayrıldı...
çoğu albümleri progresif death metal türünde de olsa bazı şarkıları da progresif thrash türündedir (bkz: misanthrope)
boynundaki ağrıdan dolayı doktora gitmiş ve beyin tümörü olduğunu öğrenmiştir.
bunun üzerine metal camiasını büyük bir üzüntü kaplamıştır.kendisinin tedavisi için tonlarca metal müzisyeni bağış yapmış ve kampanyalar başlatılmıştır.
tümör tedavisi için kullanılan ağır ilaçlardan sonra bağışıklık sistemi zayıflamış ve zatürre'ye yakalanmıştır.2001'de maalesef aramızdan ayrıldı...
devamını gör...

