otobüs her zaman siz tam sigarayı yaktığınızda gelir
devamını gör...

gündüz ayrı gece ayrı çorap giymek.
hem zenginim hem de 4 mevsim üşüyebilirim.
devamını gör...

hiç bir çocuk yalancı olarak doğmaz...2 ihtimal vardır; ya çevreden öğrenmiştir yada hata yaptığında aşırı tepki alıp cezalandirilmistir.(istisnalar her zaman vardır;kardes kıskançlığı vb.durumlar)bu sebepledir ki herkes çocuk yapmak zorunda değildir.bilinçsizce üremeyiniz.
devamını gör...

2014 yilinda michio kaku tarafindan kaleme alinmis ortalama 400 sayfalik nöroloji alaniyla ilgili bir kitap. yazarin kendisi aslinda bir sinirbilimci veya norolog degil, bir teorik fizikçidir. ama bu alana da merak salip yeterli duzeyde bilgi birikimini elde edince bu kitabi yazma geregi duymus. kitabin biraz iceriginden bahsedeyim; zihin, bilinc, beyin anatomisi, yapay zeka, telepati ve telekinezi, akil hastaliklari ve psikolojik rahatsizlar gibi alanlar hakkinda oldukca doyurucu ve aciklayici nitelikte bilgiler bulmak mumkun.

acikcasi kitaba ilk basladigim donemde kitap olabildigince sıkıcı gelmisti. ılk yuz kusur sayfasini zorlamasyon okudum diyebilirim. ama sonrasinda kitapta yer alan konular ve sayfalar ilerledikce zihnimde bazi konular oturdu, kitabin icerigine alistim daha da onemlisi anlamadigim icerik/ bilgi/ terimleri google'dan arastirdim. yuzeysel de olsa bilgi edinmem icerikleri daha kavramama neden oldu. kitabi anladikca da kitabi cok sevdim. baslangicta okuyan yazarlara olabildigince duragan bir kitap gibi gelebilir dogru. ama kitabin ortalarina dogru kitap cok daha akici, konular cok daha ilgi cekici gelecektir. norobilime, zihin, bilinc gibi konulara ilginiz varsa, mutlaka elinizden gecmesi gereken bir kitap diyebilirim.
devamını gör...

büyükşehirlerin, geri dönüşüm meleği olan insanları, şeytan yapmaya zorlamak.
yaşam savaşını alenen veren insanları, yaşamdan soğutmak
mazluma gücü yetmek.
ceza vereni de, ceza veren sistemi de allah ıslah etsin
devamını gör...

aykut elmas'ın vine çektiği bir konudur.

devamını gör...

ben sadece romantizm, aşk içeren filmleri bile izlerken sıkılıyorum. aşırısı gerçekten insanı boğuyor, tadında bırakmalı bazı şeyleri.
devamını gör...

agubugu agusgudjsb bugu.
devamını gör...

kişinin ileriki yaşlarında çok büyük sorunlara yer açacaktır. ailesinde yaşadığı sorunlar yüzünden hep kendini eksik hissedip sorunun kendisinde olduğunu sanacak maalesef bazı davranışlarda karşımızdakini hiç düşünmeden çok duygusuzca hareket edebiliyoruz oysaki onu yaşayan çocuğun ruhunda çok büyük bir eksiklik olacaktır. aileler bu konuda çok bilinçsiz hareket ediyor.
devamını gör...

kafasının içinde yaşayanlar.
devamını gör...

ihsan oktay anar'ın 2007 yılında iletişim yayınlarından yayınlanan romanıdır.
bu kitap mezarlıklar arasında sükuneti arayanların kitabı, hafta sonu sadece kafa dinlemeye bir mezara bakıp düşünmek için mezarlığa giden gariplerin okuyabileceği kitaptır, bunu yapmayan biriyseniz ya da bu davranış size çok garip geliyorsa hiç başlamayın derim.

eğer hala okumayı planlıyorsanız bu kitabı, hazırlıklı olmalısınız çünkü sayın ihsan oktay anar musikiyle hicvi, aşkla korkuyu, merhametle kini bir araya getirerek öyle bir karışım yapmış ki okuduğunuz her satır sizi hayretlere sürükleyecek çünkü bir paragrafta etrafta kimseler olmasa kahkaha atarım şimdi diyebileceğiniz bir satır okurken bir sonraki paragrafta ağlamak üzere olduğunuzu fark edeceksiniz…

kitapta ben en çok muhayyer hüseyin efendiyi sevdim. (muhayyer lakabını cemaat içinde kazara yellenmesi sonucu almıştır. bu kazadan sonra hem hayrete düşmesi hem de yellenirken çıkan sesin “muhayyer” perdesinde olduğunun musiki üstatlarınca tespiti, ona böyle bir lakabın takılmasına vesile olmuştu.) ve eflatunu (ona neden eflatun dendiğini de okuyun öğrenin yahu) sevdim.
devamını gör...

gemi, sahil, pusula, deniz, hedef...
hepimizin ruh halini bu gibi denizci tabirleri ile anlatabiliriz sanırım.

aylar, günler, haftalar...
yıllar hatta,
sanki hiçbiri birbirine benzemiyor,
sanki her an her şey değişecekmiş gibi,
sanki de hiçbir şey değişmeyecekmiş gibi.

bir bakmışsın en şiddetli dalgalar üzerine üzerine geliyor,
diyorsun ki işte şimdi battık!
bütün gemi okyanusun sularıyla bütünleşiyor,
ama batmıyor.
sen de ne hissedeceğini şaşırıyorsun.
"batsa iyiydi, ama batmadığına da şükür!"

sonra zaman geçiyor senin o dalga zannettiğin şey,
sana artık dalga gibi gelmiyor.
sonra diyorsun ki: evet bu geminin kaptanı benim!

o an için öyle düşünüyorsun.
sonra farklı bir dalga geliyor.
bu sefer tekrar alabora olma tehlikesi yaşıyorsun.
dertler bitmiyor yani.
ama zamanla daha iyi bir kaptan oluyorsun,
galiba.

yok yahu! yine de zor iş bu kaptanlık!
idare etmek, rota çizmek,
doğru yolu bulmaya çalışmak...

ne olurdu şöyle bulutlar gibi süzülsek...

neyse yeter bu kadar metafor.
bir rota çizildi: market.
devamını gör...

net bir şekilde sehpanın ayağıdır.
serçe parmak oraya çarptığı an hissedilen acı, cehennem azabından hallicedir.
devamını gör...

hava bi bana mı sıcak acaba..
oturduk izliyoruz.. seyir zevki güzel oyunlar ama ataklar ofsayt.. ama öyle böyle değil.. sağlı sollu adam milim ile serbest ya..
soruyoruz.. seriye bağlayacağım diyor.. bu daha hiç bi şey diyor.. neler neler diyor.. kedi diyoruz ne oldu.. diyo miri miri moro moro.. biride totem yapıyor.. yok bebek bağlamacalar... toprağa piyon gömmeceler falan.. muhabir nerede muhabir.. o da yok ortada..

uzun lafın kısası kulüp etkinliği çatısı altında düzenlenen ikinci oyunun da kazananı ofsayt osman
podyum ise şu şekildedir..
1- ofsayt osman
2- gallifreyli kedi
3- psilosibin
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ne için yaşadığını bulmak ve anlamak için yaşar.
devamını gör...

bir ihtimal daha var
o da ölmek mi dersin
söyle canım ne dersin
vuslatın başka âlem
sen bir ömre bedelsin ah
sen bir ömre bedelsin
sükût etme nazlı yâr
beni mecnun edersin
beni mecnun edersin
resul dindar
devamını gör...

yok içmeye bir şişe bile ayran
nene gerek senin taht-ı revan

maaşla gırtlak gırtlak gırtlağa rap rap
liberal, miberal malı kap, götür al rap rap
eriyor liralar, mark kap, dolar al rap rap

geleceği görmüştür büyük üstat...
devamını gör...

felsefeden anlamak genel kültürden , okumaktan geçiyor. mantı yapabilmek ise mantı kesen oklavalardan. hayır diğer türlü belin kırılır yani.
yani arasında tercih yapmak zorunda değilsiniz beyler ben oklava linkini atayım mantıyı siz yapıverin.
devamını gör...

az önce bir arkadaşımla mesajlaşırken bir yandan da buraya tanım gireyim diye sözlüğü açıp tanım gireceğim başlığı açtım.
arkadaşımla gayet güzel konuşurken yazdığı mesaja şu şekilde cevap yazdım "aaaafffeeerrrriiiiiin sanaaa şapşiiiik" ardından da gönder tuşuna bastım. sonra ne oldu bilin bakalım?
tanım gireceğim başlığın aynısını sol akışta gördüm ve o saniyede aydınlanarak "hayır bengaripsengüzeldünyaumutlu * bu kadar gerizekalı olamazsın, sen adeta mükemmelsin, mesaj atacağın cümleyi sözlüğe tanım olarak girdin." diyerek yaklaşık 3 salise içinde tanımı imha ettim. ancak az önce sol akıştaki bir başlıkta tarafımca yazılmış "aaafffeeeerrriiin sanaaaa şapşiiiiik" şeklinde bir tanım gördüyseniz bilin ki zeka problemi yaşamıyorum sevgili yazarlar, küçük bir dalgınlık, hepsi bu.
(bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)
devamını gör...

bu tam hicligindansi adlı yazarımızın söyleyeceği bir cümle.* ne zaman bize çağırsam sen gel der arada kediyi de getir der.**
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim