kızıl nelson olabilir. benim aklıma ilk o geliyor nedense.
devamını gör...

justin bieber, ariana grande çağında black sabbath, pink floydu anlatmak gibidir. maalesef trend bu. çağ fast food çağı, üç kelimelik tanım bakıyorsunuz 20 beğeni alıyor.

yılmadan devam edin sevgili arkadaşlar, aslolan bilgidir.
devamını gör...

mfö - sakın gelme
devamını gör...

türkiye'de inançsızların oranı hala küçük bir yüzde olsa da konda'nın araştırmalara göre bu oran geometrik olarak büyüyor gibi görünüyor. ateistlerin oranı 1'den 3'e çıkarken dindar muhafazakarların oranı korkunç derecede azalmış durumda. internetin, şehirleşmenin ve eğitim seviyesinin artması, köyden kente geçen ailelerin ikinci ve üçüncü nesilde tamamen şehirleşmesiyle bu oran daha da artacaktır.

20 yıllık akp iktidarı da müthiş bir katalizör görevi gördü. milli görüşçülere normalde oy vermeyen merkez sağ seçmen, 2001 krizinin ve yolsuzlukların da etkisiyle "bunlar çalmaz" diyerek akp'de konsolide oldu fakat gelinen nokta çalma konusunda doktora yapmış bir suç ve mafya şebekesi. bu işin süsü ise hep "allah, kitap, muhammed" oldu. medya ile bunu ne kadar kontrol etmeye çalışsalar da insanlar ilk elden hergün tecrübe ediyor. "alnı secdeye giden adam çalmaz" diye oy veren ebeveynlerinin aksine gençlerin günümüzde hiçbir ümidi yok. en basitinden memuriyet için dahi yandaş olmaları ya da torpil bulmaları gerekiyor. sonuç olarak iş bulamayan, karnını doyuramayan, evlenemeyen kitleler var ortada ve öfkeliler. aptal değiller. "allah-kitap-muhammed" üçgeniyle kafalandıklarının farkındalar. medya manipülasyonuna son derece açık olan ebeveynlerinin aksine kanmıyorlar. deist ve ateist oluyorlar. en kötü ihtimalle dini ritüelleri bırakıyorlar.

demografik yapı değişiyor, bundan kaçış yok. iktidarın ülkeyi zorla islamlaştırma çabası da bundan ileri geliyor. fakat görülüyor ki o da geri tepiyor. bu işler her yerde böyle. bugün iran'da molla rejimi çökse bir tane kapalı kadın kalmaz.
devamını gör...

bakın bir ikiyüzlülük daha. bu sözlüğe nice düzgün başlık ve tanım girmişimdir. tekinde tek tanımınız dahi yok. ama neymiş göz zevkini bozmuşmuşum. benim mizahım sana uymuyorsa engelle geç, şov yapıyorsun burada anca.

tanım: gereksiz bir başlıktır.
devamını gör...

adam değil de kadın vurmuş bizimki:anasını.

biz bunu neden yaptık ki şimdi sayın yazarlar?ben adam vurabilir miyim acaba diye mi bakıyoruz?
devamını gör...

hep onun önderliğinde hareket ettiğimi söylediğim ama her mızmızlanmamda hislerime suç attığım, ironimde boğulduğum, peşinde koştuğumu düşünüp kendi kendimi kandırdığım idealimdir.
devamını gör...

sevgili yazarlar, değerli dinleyiciler;

süresi pek belli olmamakla beraber, yayınlarımıza ara vereceğimizi bildirmek istedik sizlere.

hepinizin bildiği gibi, gündelik hayatta karşımıza çıkan birtakım yoğun dönemler olabiliyor. ekip arkadaşlarımızdan bazıları böyle bir dönemden geçtiği için, işler toparlanana kadar ara verme kararı aldık. şimdiye kadar yaptığımız programlara katıldığınız için teşekkür ediyoruz. daha ileri bir dönemde tekrar aranıza dönmek umuduyla... seviliyorsunuz.

sevgili coldboy, sevgili piyanist ve canımın içi tutankamonun laneti... sizlere de ayrıca teşekkür ediyorum bu güzel deneyim için. inşallah, tekrar buluşmak üzere...
devamını gör...

önceki dönemin başkanının tutumlarının sergilenmemesi temennileri verilen yeni başkanın yemin törenidir. umalım ki abd türkiye ilişkileri açısından da hayırlı olsun.
devamını gör...

çok tatlı ve kibar biri. geç keşfetmiş iseniz -benim gibi- girilerini tek seferde okuyup sindirebilmenizin namümkün olduğunu söylemem gerekiyor. bunun için kafa sözlükte geçirdiğim vaktin bir kısmında gandalf mesaisi yapacağım.
devamını gör...

yapmasını da içmesini de çok sevdiğim içecektir. sütlü veya sütsüz, şuruplu veya şurupsuz olarak yapılabilir. kendi adıma konuşacak olursam daha önce sütlüsünü de içtim sadesini de ancak şuruplusunu hiç içmedim.

sütlü filtre kahve mi yoksa sütsüz filtre kahveyi mi tercih edersin derseniz kesinlikle sütsüz, şekersiz filtre kahve derim.

sütlüsü veya şekerlisi damak tadıma pek uygun değil benim.

bir de mesela bu filtre kahvelerin yetiştiği ülkelere göre aromaları, tatları var. ben açıkçası bu aroma vs. işlerinden anlamıyorum ama brezilya kahvesi çok hoşuma gidiyor.

hatta marka da vereyim : ferro brezilya filtre kahve.

bu kahveyi de yeni keşfettim açıkçası, diğer filtre kahvelere oranla daha ekonomik hem de.

tadı nasıl diye soracak olursanız bence oldukça yumuşak bir tadı var, aromasını falan bilmiyorum ama.

daha önceleri kurukahveci mehmet efendi'nin kolombiya, brezilya ve etiyopya filtre kahvelerini denedim ancak pek hoşuma gitmedi onlar.

kolombiya oldukça sertti, brezilya'nın ise kömür gibi bir tadı vardı. etiyopya'yı ise neden sevmediğimi tam bilemiyorum ama sevemedim işte.

bunlara ek olarak artuk bey'in filtre kahvesini denedim. o bence fena değildi ama bir paketi 40 tl olduğu için maalesef devamlı içemedim.

tchibo'nun gold selection'ununu da denedim, o da yine fena değildi ancak biraz sertti.

bir de bazı zincir yerlerde filtre kahveler içtim starbucks, mcdonald's, kfc gibi yerlerde yani.

bilmiyorum artık damak tadım mı çok farklı yoksa kahvelerde mi bir sorun var ama bu üç yerden içtiğim kahvelerin hiç birini de beğenmedim. kfc ve mc donald's kahvelerine pek bir lafım yok çünkü burada satılan kahveler 1-2 liralık kahveler, bu sebeple pek bir şey beklememek lazım. benim gibi öğrenciler için buradaki kahveler.

ama starbucks, ayıptır be kardeşim. 10 lira para alıyorsun küçücük kahveden ve kömür gibi kahve veriyorsun millete.

bu sebeple zaten pek uğramadığım daha doğrusu uğrayamadığım starbucks'a da artık uğramama yemini ettim.

neyse bu kadar vedat milor'luk yeter. biraz da kahveyi nasıl yaptığımı söyleyeyim.

ha bu arada şunu da söylemeden geçmek istemiyorum, bana filtre kahve yapmayı sayın peneus öğretti. bu platformda kendisinden filtre kahve yapmayı öğrenene kadar hep yanlış yapıyordum kahveyi.


şimdi gelelim tarife:

not: bu tarif, 600 mililitrelik french press için geçerlidir.

malzemeler:

1 büyük demlik sıcak su

2 çorba kaşığı filtre kahve (bu miktarı isteğe bağlı olarak artırabilir veya azaltabilirsiniz ama ben bu ölçüde yapıyorum)

yapılışı:

ilk başta french pressimizi ısıtmamız gerekiyor bu sebeple öncelikle kaynar suyumuzu boş french presse dolduruyoruz.

1 dakika bekledikten sonra french pressin içindeki suyu boşaltıyoruz.

iki çorba kaşığı kahvemizi ekliyoruz.

kaynar suyumuzun kaynadıktan sonra 1 dakika bekletilmesi gerekmekte aksi halde kahvemiz yanar ve kömür gibi bir tadı olur.

kahvemizin üzerine suyumuzu yavaşça gezdirerek döküyoruz.

şimdi kahvenin en önemli kısmına geldik: demleme aşaması.

demleme süreniz kahvenizin içimini belirler. yumuşak içimli bir kahve istiyorsanız 4-5 dakika, ortami içimli bir kahve istiyorsanız 5-6 dakika; sert içimli bir kahve istiyorsanız 6-7 dakika demlemeniz gerekmekte.

ben yumuşak içimli sevdiği için 4-5 dakika aralığında bırakıyorum demleme süresini.
devamını gör...

o kadar bana benzemiyorki bir keresinde kargoya gittiğimde kimliğimi bulamadım diye okul kartımı gösterdim adam “ama bu hiç sana benzemiyor aslında vermemem lazım kargonuzu “ demişti.
devamını gör...

fransız yazar françois rabelais tarafından 1532 yılında yazılmış seri. beşinci kitabın rabelais tarafından yazıldığı şaibeli olsa bile seri beş kitaptan oluşuyor. rabelais serinin ilk kitabında -pantagruel*- kendi isminin bir anagramı olan alcofribas nasier ismini kullanmıştır fakat bu durum kitabın sorbonne ve kilise tarafından yasaklanmasına engel olamamıştır. rabelais'nin eleştiri niteliği taşıyan bu eserleri molierevari bir komedi unsuru taşıdığı düşünülse bile aslında oldukça alakasız bir güldürü niteliği taşıyor. rabelais, üzüntünün insanın içini kemirdiğini bu yüzden insanı insan yapan şeyin neşeli olmak olduğunu düşünüyordu, bir dram yaratmak yerine güldürmeyi tercih etti ve bu durum başta voltaire olmak üzere bir çok fransız düşünür tarafından ciddiyetsiz olmakla eleştirildi hatta öyle ki; voltaire, rabelais'nin zekasını boşa harcayan sarhoş bir düşünür olduğunu dile getirmiştir. yine de toplumun ve bir zamanlar mensubu olduğu kilisenin hicvini öyle döneminin üstünde bir mizah ile yapmış ki hayranlık duymamak elde değil. rabelais'nin hümanizm anlayışı ve bence biraz da hedonist tutumu eserin her noktasında gözlemlenebilir.ilk iki kitap; gargantua ve pantagruel dilimize birsel uzma tarafından çevrilmiştir fakat rabelais'nin karmaşık hatta neredeyse ağdalı bir fransızca kullanmasından ötürü tatmin edici bir çeviri değil. serinin ismi bazı kaynaklarda gargantua et pantagruel* olarak geçmektedir.

(bkz: pantagruel)*
(bkz: gargantua)*
(bkz: le tiers livre)*
(bkz: le quart livre)*
(bkz: le cinquième livre)* - rabelais tarafından yazıldığı oldukça şaibelidir, ölümünden sonra basılmıştır ve en iyi ihtimalle notlarından veya makalelerinden derlendiği düşünülüyor-


« voyez vous ce jeune enfant ? ıl n’a encor douze ans ; voyons, si bon vous semble, quelle difference y a entre le sçavoir de voz resveurs mateologiens du temps jadis et les jeunes gens de maintenant. »
l’essay pleut à grandgousier, et commanda que le paige propozast. […]
le tout feut par icelluy proferé avecques gestes tant propres, pronunciation tant distincte, voix tant eloquente et languaige tant aorné et bien latin, que mieulx resembloit un gracchus, un ciceron ou un emilius du temps passé qu’un jouvenceau de ce siecle.
mais toute la contenence de gargantua fut qu’il se print à plorer comme une vache et se cachoit le visaige de son bonnet, et ne fut possible de tirer de luy une parolle non plus q’un pet d’un asne mort.

gargantua, c.xv
devamını gör...

sevgili robnaja'nın isteği üzere favori farem tabi ki remy. çünkü aşçı!! (bkz: ratatouille)
en ünlüsüyse mickey mouse. ama remy'nin getir götürünü yapar anca arkadaşlar. kesin bilgi yayalım.
devamını gör...

(bkz: cadı)
devamını gör...

reddedilmesi zor bir teklif.

kafiye desen var, şair ruhu desen var, e milkshake pek tercih etmem ama seveni illaki vardır.

daha ne olsun.
devamını gör...

boş işlerle uğraşan birimdir. çözümsüzlük merkezidir.
devamını gör...

ağrı sızısına rağmen biontech, evet.
devamını gör...

"..insanlar adam gibi dinlemiyor birbirini. cümleyi bitirmeden otomatik cevap. her şey otomatik zaten. sonra anlaşamıyoruz, anlaşamazsın tabi!”
hakan günday'a bu dizi için teşekkür etmemiz gerekiyor.bir türk dizisinde dolu dolu enfes cümleler duyduk sayesinde. bir sahnesi bile boş olmayan akıllıca çekilmiş saygı duyulacak hikayeydi şahsiyet. bir oyuncunun güzel bir senorya ile ne kadar devleşebileceğini ve kaliteli işlere bizim de imza atabileceğimizi gördük çok ta beğendik.
devamını gör...

müzik zevklerimiz uyuşursa eğer dinlemeye değer listelerim var canlar:

janis joplin
karışık metal
zeppelin
alternatif
ruhunu rahatlatmak isteyenlere
woodstock
benim için çok özel az biraz romantik
bir de bu var ama çok güzel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim