bir sebepten ötürü hayatlarımızın birbirine dokunduğu bir insanın hayatındaki olumlu / müjde gibi bir gelişmeyi anne babasından önce sizinle paylaşması..

(bkz: çok güzel lan burası)
devamını gör...

macaristan budapeşte
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

insanların bilmediği konularda konuşmaları, yazmaları. özellikle de twitter ve tartışma programları başta olmak üzere her tarafta sık sık kullanılan ‘konunun uzmanı değilim ama bence böyledir’ söylemi.
devamını gör...

bizimkiler beni, mutfaktan bir şey getirmem için sofradan kaldırdığında, ufak çaplı bir isyan çıkarasım geliyor. hatta ne ufağı, büyük çaplı.
hayır ben orada, nasıl daha kısa sürede, daha çok şey yiyebileceğimi ya da "çorbayı önce içsem iştahım kapanır mı? en iyisi çorbayı sonraya bırakayım." gibi şeyler düşünüyorum.
yemek yerken bana karışmayın ya hassas noktam.
devamını gör...

benle konuşmasınlar.
şaka ya, bir çok arkadaşım çay içmiyor.
içseler keşke ama olmazsa da olmasın.
devamını gör...

profilim>bana özel>cezalar=sicil tertemiz
gururlandım
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

iskandinav mitolojisinde, tanrılar diyarı asgardda odin tarafından yönetilen geniş, görkemli, mükemmel ötesi salonun adı. vikinglerin cenneti, hani şu savaşta ölenlerin gittiği
devamını gör...

önüne et attım, dönüp bakmadı
n'eyleyim dostlar ben böyle pisiyi?
format atam dedim, lakin olmadı
kahretsin allah'ım böyle pc'yi!
devamını gör...

imkan vermiyorlar verseler yapacağım. grup diyorlar, dc diyorlar, dedikodu diyorlar bunlar nerede? bizi neden kimse çağırmıyor?

hayır korkuyorum sözlüğü taşıyacaklar beni burada unutacaklar diye. allahtan kafada bırakmadılar sağ olsunlar hahah.

çeşitli dedikodusu olup benle paylaşmayana yazıklar olsun. ne olur be acık beni de alın aranıza lütfen ya.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kim ne derse desin önemlidir.

sadece tipten bahsetmiyorum. kıyafetler, duruş, mimikler de dahildir. oldukça güzel bir kız veya yakışıklı bir erkek olabilirsiniz lakin üzerinizdeki kıyafette, davranışlarınızdaki mantıkta sizi çirkinleştirebilir. karakter burada belli olur. dış görünüş iyiyse yani kıyafet düzgünse, kişi temiz* kokuyorsa illaki saygı duyulur.

*temiz kokmak ve güzel kokmak aynı şey değildir.
devamını gör...

tam bir cinnet hali. bunu dillendiren, dikkat çekmek için bile olsa konuşan kişilere dikkat edilmeli kesinlikle. bunun iyi bir yönü yok, havalı bir duygu değil. bazı gençler bunu bir oyun zannediyor ama "o an" a kadar bilemezsiniz nasıl bir duygu olduğunu.

askere gitmeden önce ve askerde olmak üzere 2 girişimim oldu, girişime girişim desem daha doğru olur galiba. 16-17 yaşlarındayken hakikaten hiç iyi değildim hiç. ergenlik bir taraftan, babam bir taraftan bana geldiler çok fena. bu yüzden bu düşünce aklıma geldiği an rahatlıyordum mesela. o zamanlarda girdi zaten ilk defa aklıma. annemin kullandığı uyku hapları vardı. küçük bir şişede 30-40 tane pembe hap. ne zaman dolaba gitsem elimi atasım geldi. ama o zamanlarda bunu yapacak toto yok bende. aklımın bir köşesinde hep dururken askere gittim.

asıl girişimim de burda oldu. zaten kafa olarak pek iyi değilken askerdeki ortamda iyice depresif biri oldum çıktım. arkadaşlarım vardı ama çarşıya falan hep yalnız çıktım hep. askerlik yaptığım yerin 10-15 metre ilerisinde ağaçlık bir alanda 2 saat öylece oturup dönerdim. bir iki defa yalnız çıkmadım sadece. görev yerimdeki yüzbaşı, sivil memurlar ve diğer askerlerin yanında hiçbir zaman "onlardan" olamadım. kavga ettim, yüzüm kan içindeyken güldüler tam karşımda bana. birileri küfür etti, gecenin bir yarısı "sen hiçsin" dendi. böyle böyle birikti hepsi. bu düşünce o günlerde alevlendi işte. gittikçe artınca psikoloji okuyan birine anlattım. biraz rahatladım ama daha sonra benim durumumu komutanlara anlattığını öğrendim. bu yüzden gata'ya psikolojik muayeneye gittim. konuşamadım ama. döndüm geldim. göz hapsindeyim yalnız, farkındayım...bir gün dolapları karıştırdım. xanax buldum 20 tane. kafam attı. diğer dolaplara baktım tek tek gündüz vakti. yaklaşık 100 tane hap aldım yanıma. geceyi bekledim. içtima oldu görev yerime gittim. yanımda haplar ve su var. uykumun gelmesini bekledim...saat gece 2 civarı uykum iyice gelince önce hapları çıkardım tek tek. suyu açtım. karar verildi, mutluluk hakim bünyeye. elime aldım önce xanaxları. öylece baktım birkaç sn...yapamadım çünkü annem geliyor aklıma. bunu o gün yapmamamın tek nedeni annem tek nedeni. hapları büyük çöp var ona attım koğuşa gittim. gözlerim dolu ama.

burda bitmiyor. aradan geçen birkaç gün sonra sivil memurun odasında uyudum. gece vakti sesler var katta. diğer sivil memurun odasının kilidini kırıyorlar benim adımı seslenip. çıksam kızacaklar. ama orda olmadığımı anlayınca benim olduğum odaya geldiler. kilidi kırmalarından önce ben açtım kapıyı. biraz ayar yedim ama bu düşüncemin birçok kişiyi korkuttuğunu öğrenmiş oldum.

askerlik bu yüzden benden çok şey alıp götürdü. insanlıktan çıkarıldım bazen. bu düşüncem sanki suçmuş gibi daha sonra görev yerim değiştirildi. hülasa bu düşünce aklınızdan çıkmıyorsa ailenizi düşünün. yapmayın.
devamını gör...

aşçı bahçıvanı, bahçıvan şoförü, şoför uşağı ve sonra hepsi uşağı?*

tanım: bir akp il başkanının ağır bir biçimde saçmaladığını gösteren başlık.
devamını gör...

annemin bi öğretisi vardır: “komşudan gelen tabak boş gönderilmez.” bu öğreti bazen yorucu oluyor. yorucu olsa da güzel ve ince bir öğreti. paylaşmayı öğütlüyor. paylaştıkça çoğalıyor.

yine böyle bir akşam. annem gün içinde yeterince yoruluyor. tabağı doldurma görevini yükleneyim dedim. tarifi nasıl, nereden edindik bilmiyorum. hem kek hem tart gibi. tarçın, elma, ceviz üçlüsünü seven herkes buna da bayılır.

ben kakaosuz bir şey yiyemem diyen için kakao, portakal, fındık uyumunu öneririm. hatta portakal dediğimde portakal kabuğu reçeli varsa bu ince dokunuş tarifi arşa çıkarabilir.

(bu akşam kare borcama yaptım, o yüzden bisküvi ve elma hariç tarifi aslına uygun yaptım. tarifin aslında dikdörtgen borcam vardır. tarifin aslını yazacağım. değiştirdiklerimi parantez içinde bildiririm.)

malzemeler:

* 3 adet yumurta
* 3 çay bardağı şeker
* 1 çay bardağı sıvı yağ
* 1 çay bardağı süt
* 1 paket vanilya
* 1 paket kabartma tozu
* 3 çay bardağı un
* ceviz
* 2 paket petibör bisküvi ( 1 paket kullandım.)
* 2 adet elma ( 1 adet kullandım)
* bol tarçın

yapılışı :

bisküvileri kare borcama iki sıra olacak şekilde dizelim. araları biraz açık bırakalım, kek hamuru bu boşluklara dolacak.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

elmaları ince ince dilimleyelim, cevizleri hafif iri olacak şekilde kıyalım. dilimlenmiş elmaları bisküvilerin üzerine dizelim. elmaların üzerine cevizler gelsin. cevizlerin üzerine de tarçın serpelim, bolca olsun. mis gibi koksun.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

tüm hazırlıktan sonra sırada keki çırpmak var. standart kek çırpma sahnesi. özellikle yumurtaların oda sıcaklığında olması önemli. hacimli olsun ve daha iyi kabarsın diye şekeri ve yumurtayı çırparken bir çimdik tuz katalım. iyice beyazlaşan ikiliye sırayla süt, sıvı yağı, vanilya ekleyip çırpmaya devam edelim. karışınca birkaç kaşık un koyup kabartma tozunu ilave edelim ve kalan unu da çırpma kabına boca edip kek hamuru sönmeden karıştıralım.

kek hamurumuz da hazır. hamuru borcamda bekleyen malzemenin üzerine dökelim ve kek harcının iyice yayılmasını sağlayalım.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

180 derecelik önceden ısıtılmış fırında üzeri, altı, yanı, yöresi kızarana kadar pişirelim.

ilk 25 dk. fırının kapağını açmamak önemli.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

afiyet olsun. yarın dilimlenmiş halini de atarım. *
devamını gör...

kendisi zamanında #725957 no'lu tanımında duyurduğu üzere sözlüğü bir ay boyunca protesto etmişti. o bir aylık süreçte sözlükte pek değişen bir şey olmamıştı, sözlük yine kendisinin bıraktığı gibi devam ediyordu. herkesin elbette bireysel olarak protesto hakkı vardır ancak bu protesto şekli hiçbir zaman kafama yatmadı ve yatmayacak. buna ek olarak, yazdığı metnin içeriğinden sonra burada yazmaya devam etmesi de büyük bir çelişkidir bence.

protestosu sonrası yazmaya devam ettiği süre boyunca kendisi ile ilgili kişisel bilgilerini de sözlükte paylaştı veya bu husus ile alakalı bilgileri duyduk. bu süreçte analiz ettiğim kadarıyla, kendisi siyasi statüde iltica etmesine rağmen* sürekli buradaki basit troller ile laf yarışına girmektedir ve bunu da akp tiranlığına karşı sanki tek kendisiymiş gibi bir tavır takınarak yapmaktadır. aynı zamanda bu durum kendisinin vizyonsuzluğunu da göz önüne sermektedir. sen git o kadar iltica et; dönüp dolaştığın yer anonim bir mecrada gerçek hayatta büyük bir ihtimalle görmeyeceğin troller ile laf yarışına girmek olsun. helal olsun karşim, vizyonuna şapka çıkarıyorum.

tamam sayın herr holz sözlükteki en muhalif sensin; sözlükte senden başka hiç kimse hayatı boyunca muhaliflik yapmadı, en çok bedeli sen ödedin.* bundan mütevellit "yılın en muhalif kafa sözlük yazarı" ödülü için 14 madalyamı kendisine armağan etmek istiyorum. senin için daha fazlasını yapmak isterdim de elimden ancak bu kadarı geliyor.
devamını gör...

sketchtoy.com/69883593

buyrun efendim.

kedi yiyen bir fareyi nası çiziyim lan ben.?!
devamını gör...

2+2+3+2+2
şekliyle ezberleyen ise bu tabloyu hazırlayıp milleti kandıran müptezel zeka sanırım.
devamını gör...

sık sık başıma gelen ve hakimiyeti oldukça zor olan bir durumdur.
devamını gör...

ferda anıl yarkın'in ;
o başıboş toz zerreciklerinin göz pınarlarıma kaçıp tetiklenmesine sebep olan, üzülme'sini ne zaman dinlesem başıma gelen durumdur.
devamını gör...

elektrik dünyasında kullanılan ve zamanında insanları 2'ye bölmüş olan 2 tür elektrik akımının kıyaslanması.

bu işlere merakı olan herkes bilir ki thomas edison ve nikola tesla, 19. yüzyılın sonlarında bu iki tür akım nedeniyle karşı karşıya geldiler. üstelik savaş o kadar büyüdü ki, edison alternatif akımın ne kadar tehlikeli olduğuna ve hiçbir yerde kullanılmaması gerektiğine halkı ikna edebilmek için hayvanları elektrik vererek öldürttü ve herkese izletti. peki bu kadar karalama kampanyasına rağmen ne oldu da alternatif akım, doğru akım karşısındaki savaşı kazandı?

fizikte elektrik konusuyla uğraşırken güç formülü karşımıza p = i * v olarak çıkar. yani güç = akım x voltaj

bu formüle göre bir yerden bir başka yere enerji naklederken akım ve voltaj ne kadar yüksek olursa, güç de o kadar yüksek olur. sadece voltajı ya da sadece akımı yükseltip diğerini düşük tutarak aynı miktarda gücü elde edip iletmek de yine formülden görüleceği üzere mümkündür.

elektriği iletirken kablolar kullanıyoruz. bu kabloların içerisinde belirli miktarda direnç var ve kablo ne kadar uzun olursa, elektrik akımının karşılaşacağı direnç de o kadar fazla olur. dirençle karşılaşan elektrik enerjisi, ısı enerjisine dönüşür. ne kadar çok elektrik ısıya dönüşürse, elektrik enerjisi kaybımız da o kadar yüksek olur. bu nedenle bu enerji türünde kaybı en aza indirmek için ısıya dönüşümü de en aza indirmek gerekir.

şimdi burada daha fazla formüle girip kafa karıştırmayacağım ama enerji kaybını azaltmak için yapmamız gerekeni bize yine bir formül söyler: voltajı yükseltmek. zira voltaj bu formülde paydada bulunur ve payda büyüdükçe sayının küçüldüğünü hepimiz matematikte görmüşüzdür. bu küçülen sayı, ısıdan kaynaklanan kayıp miktara karşılık gelir. yani voltaj yükseldikçe elektrik enerjisinden kayıp azalır. ancak voltajın bu kadar yüksek tutulması, evlerde, iş yerlerinde kullandığımız elektriği düşününce, bizi kavurma yapmaya yeter. bu nedenle de insanların kullanımına sunulurken bu voltajın transformatörler aracılığıyla düşürülmesi gerekir.

şu resme bakalım:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı

primer devre denilen kısım, burada bahsettiğim yüksek voltajın verildiği kısımdır. sekonder devre ise voltajın düşürülerek yeni değeriyle çıkacağı kısımdır. tersini de yapabiliriz. bu iş tamamen buradaki tellerin sarım sayısıyla ilgilidir. işte alternatif akımın galip gelmesinin en önemli nedeni budur. transformatörler alternatif akımla çalışırlar.

özellikle edison ve tesla'nın yaşadığı dönemde, doğru akımı yüksek voltaja çevirerek iletmenin bir yolu yoktu. doğru akım çok sayıda yangına neden oluyordu. daha ileri tarihlerde bunu iletmenin de yolu bulundu. çok uzun iletim hatlarında alternatif akıma kıyasla oldukça verimli olan bu yol son derece pahalı olduğundan yine de tercih edilmiyor.

her ne kadar o zamanlar bu iki bilim insanı birbirini yemiş ve alternatif akım genel olarak savaşı kazanmışsa da, günümüzde elbette her iki akımı birden kullanıyoruz ve bu iki insana da saygı duyuyoruz.

... ama yine de tesla'ya biraz daha fazla saygı duyuyoruz. en azından ben öyle yapıyorum. *

konuyla ilgili bir de film çekildi the current war adıyla. yalnız ben umduğumu bulamadım bu filmde açıkçası. yine de merak edenler ve izlememiş olanlar varsa, bu bilgiyi de eklemiş olayım buraya.

son olarak:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim