sivas'ta aydınlarımız yandı.
çorum da maraş'ta katliamlar yapıldı.
turan dursun, bahriye üçok, ahmet taner kışlalı, muammer aksoy öldürüldü.

bütün bu katliamlar islam adına yapıldı.

iktidarın gücü eline geçince de kendi hayat tarzını topluma empoze etmeye çalıştı.

daha ne etsin?
devamını gör...

eserin oturduğu bağlamı incelemektir. böylece iyi eser kötü eser ya da "e bunu ben de yaparım" sorunlarından kurtululabilir. bazı eserleri anlamak için kültürel sermaye veya eser analizi gerekir.
devamını gör...

(bkz: kalk yerine yat)
devamını gör...

bir ethan coen ve joel coen filmi.

sabaha karşı üzerime battaniyemi çekerek bir bardak ayran içerek izlediğim * film.

bana yorgunluğun tanımını yap deseler llewyn'in hayatını ve yolda oluşunu anlatırdım. bir spoiler vermek istemiyorum fakat filmde senaryo o kadar düz bir şekilde yazılmış ki, sözümona kompleks yazılan bildungsroman hikayelerdeki yan öyküleri atlayarak izleyiciyi anlatımda hiç yormadan güzel ve akıcı bir anlatım sunmuş.

buradan sonrası tam spoiler olmasa da izlemediyseniz pek bakmanızı tavsiye etmem.


durum filmi olduğu için llewyn isimli işleri bir türlü düzgün gitmeyen, amiyane tabirle 'cünup' diyebileceğimiz bir pub müzisyenin hayatının bir haftalık bölümünü görüyoruz. bu sürede kendisi emeğinin karşılığını alamadığı plak şirketiyle yollarını ayırıp farklı arayışlara yöneliyor. beş parasız olduğu için otosop çekip onun bunun evinde kalıyor, kanepelerde uyuyor falan. bir ara gerçek kesit episodelarındaki "bana iş verin! iş istiyorum iş!" diyen elemen gibi bir noktada delireceğini düşünmüştüm ancak bu kadar başarısızlığa rağmen asla pes etmedi. hep yoruldu. filmin sonun kadar bir şeyler başaracağını düşündüm ama hiçbir baltaya sap olamadı llewyn. bu sebeple sinemada gördüğümüz nadir gerçekçi karakterlerden birisi diyebilirim.


hikaye anlatımı dediğim gibi başarılı. normalde coen biraderler'in filmleri 'giriş - gelişme - sonuç' doğrultusunda ilerler ve bazen yan öykülerle birlikte anlatım zenginleşir. ana hikayeyi yan hikayelerdeki karakterlerin arasında geçen ufak tefek muhabbetlerle öğreniriz. bu filmde direkt bir yerden başlamıyor, bilakis hayatın ortasından bir kesit sunuyor bize. öncesi sonrası yok yani. bu da oldukça realist bir anlatım vermiş filme.

renk tonajları ve color grading filme çok uygun bir ambiyans vermiş. renk paletinde kırmızı tonu göremedim, soğuk mavi bir coloring yapmışlar bu da sahnelerin soluk olmasına neden olmuş. çok da güzel olmuş. llewyn'in hayatında renge yer yok. filmde güneşli hava da yok mesela, sanat yönetmeni bu detaya da fazlasıyla dikkat etmiş.

dekorlar, kostümler vs. de oldukça şahane. filmi izlerken hepimiz 60'ların pesimist sokak havasını koklamışızdır herhalde. apartmanın içindeki dar koridorlar, dinlenme tesisindeki tuvaletler, depo sahneleri vs. tamamıyla dönemin havasına uygun olarak setleşmiş bakın bunu yapmak gerçekten zordur ve yüksek koordinasyon gerektirir.

kamera açıları oldukça güzel. takip kamerasını yolda oldukları sahnede çok iyi kullanmışlar. coen biraderler'in sinematografisi olduğu bir km uzaktan belli oluyor yani. övgülerin çoğunu da llewyn'in john goodman'ın arabasına otostop çekip yolda olduğu sahnelerden almış. arada birbirleriyle ettiği absürt muhabbetler, arabanın içerisinde üşüyen ve yorulan bir çift göz, hikayeye aksiyon içerisindeki hüznü ağza bir parmak bal çalar gibi yapmış. o arabanın içinde ben üşüdüm mesela.

son olarak kedinin metaforik bir obje olduğunu fark etmişsinizdir. kahramanımızın komşusuna musakka yemeye gittiği sahnede yemekten sonra yoğun ısrarlar neticesinde gitarını bir iki tıngırdattığı ve bir şeyler çalmaya zorlandığı anda çıldırması ve kedinin aslında başka kedi olduğunun anlaşılması filmin kırılış sahnesi. o kedi ilk kaçtığı anda bizim karakterin yüzü gülmedi mesela... garibanın yüzü gülür mü oldu resmen..

onun haricinde böyle chill bir film. müzikleri de oldukça güzel, insanı dinginleştirici akustik bir havası var. soğuk bir havada battaniyenin altına girip çok kafa yormadan dingin bir film durum filmi izleyeyim diyorsanız mükemmel bir film. fazla olay, hareket ve kafa karıştırıcı unsur yok. tam bir yol filmi.

bu arada unutmadan: çift prezervatif kullanın.
devamını gör...

netflix belgesel tavsiyeleri
-social dilemma
-wild wild country
-ıcarus
-cooked
-explained
-cuba and the cameraman
-dirty money
-into the inferno
-ıı. dünya savaşı'nın en önemli olayları
-dünyanın en zorlu hapishaneleri
-dark tourist
-morgan freeman ile inancın hikayesi
-eğlenceli tarih dersleri
devamını gör...

çoğu kişinin gerçekleştiremediği arzusunu gerçekleştirebilecek kadar parası var demek ki.
devamını gör...

ne için yaşadığını bulmak ve anlamak için yaşar.
devamını gör...

fyodor dostoyevski'yi bu gevşek davranışından dolayı kınıyorum. yeni yazar arkadaşımız maşallah şeref düzyatanlar olma yolunda ilerliyor kendisini tebrik ediyor ve "en işten" dileklerimle kutluyorum.
devamını gör...

eurovisionda sertap erenerin birinciliğini izledim.
devamını gör...

sezgilerimin öküz gibi kuvvetli olması* ve bu özelliğimi saçma yapan şeyin de bunu kendi hayatımda etkili bir şekilde uygulamamamdır. uygulayamamam değil, uygulamamam.*
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kayırmanın böylesine can kurban, dediğim başlık.
ancak yanlıştır. haklıya haklı denmeli, haksıza haksız.

sözlükteki oylama alışkanlığı henüz oturmamışken bu yapılmamalı. oylayacaksanız beğendiğiniz her tanımı oylayın lütfen. tanım başlıklarını, forumsal başlıklardaki aşırı mizahi tanımları vs.
hepsi ağlayarak oylanmayı bekliyor.
devamını gör...

torbacı dilinde ''çay'' içmektir. pahalıdır ama kalitelisinin iyi kafası vardır. organik olanlar için çok zararlı değil dedikleri ama içenin ucuz olsun diye tercih etmediği bir türü vardır. bana pahalı gelmeye başladığından beri (bir buçuk yıldır) ağzıma sürmediğim kafa yapan ülkemizde kullanımı ve satışı illegal olan uyuşturucu madde.
devamını gör...

(bkz: hakan yavaş ciğerimi söktün) bu bakınızı nerde kullanırım diyordum, bu başlığa nasipmiş.*
devamını gör...

cenk'in yine karizmasını konuşturduğu yayın!
devamını gör...

mezun tayfa üyesi olarak katılacağım sınav.
devamını gör...

boş konuşmalara maruz kalmak ve daha da kötüsü istemediğin/istenmediğin yerde bulunmak zorunda kalmak.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kimseye etmem şikayet,titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime.
devamını gör...

tanrı evreni hiçten yarattı ama hiç kendini belli ediyor, diyerek bu konuda son sözü soylemistir. paul valery.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim