eski sevgiliyi geri döndürme yolları
devamını gör...
ip adresi
windows'ta komut satırında ipconfig komutuyla bulunabilir. hatta daha spesifik olarak:
ipconfig | findstr /r /c:"ıpv4 address" (son ı harfini büyük yazmalısınız aksi halde sonuç dönmez)
ile doğrudan ipv4 adresinizin karşılığını görebilirsiniz.
not: sanal ağ adaptörünüz ya da ikincil bir bağlantınız vs. mevcutsa tek satır sonuç dönmeyecektir.
ipconfig | findstr /r /c:"ıpv4 address" (son ı harfini büyük yazmalısınız aksi halde sonuç dönmez)
ile doğrudan ipv4 adresinizin karşılığını görebilirsiniz.
not: sanal ağ adaptörünüz ya da ikincil bir bağlantınız vs. mevcutsa tek satır sonuç dönmeyecektir.
devamını gör...
fantastik risotto
#790969 biraz geç olsa da bu challenge'ı kabul ediyorum.
elinize kalem-kağıt almanıza gerek yok, linki kaydetmeniz yeterli olacaktır.* ben risottoyu 2 farklı versiyonlu denedim ve seviyorum(hiç restoranda yemedim). (bkz: mantarlı risotto) ve (bkz: karidesli risotto)
ben mantarlı olanı anlatayım ama mantar yerine karides ile aynı işlemi yapabilirsiniz. gramaj usulü yemek yapmayı sevmem damak tadıma göre yapıyorum ve el ayarıma güveniyorum. yinede sizin için bir liste toparladım.
malzemeler:
1 adet orta boy soğan
1/3 çay bardağı zeytinyağı(50-60 ml)
200 gram mantar
3 yemek kaşığı (tepeleme)
200 gram risotto pirinci
1 litre sebze suyu(arzuya göre tavuk veya et suyu)
60 gram rendelenmiş parmesan peyniri
1 çay kaşığı tuz
yapılışı ise şöyle:
çok ince doğranmış soğanı tereyağ(varsa saf zeytin yağı) ile kısık ateşte rengini döndürüyoruz(sakın yakmayın). bir yandan da martarların saplarını kesip, serçe parmağın yarısı genişliğinde çok ince olmadan kesip sote gibi tavada tereyağ ile kısık ateşe veriyoruz. pirinçlerini iyice yıkayıp duruladıktan sonra, hafif rengi dönmüş veya kendi salmışsa soğanlara ilave ediyoruz. 1-2 dakika durmadan karıştırıyoruz. buraya kadar standart bir pilav olarak ilerliyor zaten. tam bu aşamada farklılıklar ekleniyor. italyanlar bu aşamada beyaz şarap falan eklerler ama benim fantastiğime fazla* o yüzden siz sebze suyu ekleyin (et/tavuk suyu da olabilir) tencerinin 1 parmaktan az üstüne çıkacak kadar. tuzunu ekleyin ve kısıktan biraz fazla derece altını ayarlayın. 10-15dk civarıdır ama net bir şey diyemeyeceğim o yüzden pirinçlerin yumuşamasını ve suyun çekilmesine göre karar verin. pilav gibi piştikten sonra, sotelenmiş mantarı ve parmesan(çok yakışıyor bimdeki 200gr'lk paketi komple koyuyorum ben) ile birlikte karıştırın. isterseniz servis esnasında biraz kekik ile de şahane olur. (bkz: afiyet olsun)
elinize kalem-kağıt almanıza gerek yok, linki kaydetmeniz yeterli olacaktır.* ben risottoyu 2 farklı versiyonlu denedim ve seviyorum(hiç restoranda yemedim). (bkz: mantarlı risotto) ve (bkz: karidesli risotto)
ben mantarlı olanı anlatayım ama mantar yerine karides ile aynı işlemi yapabilirsiniz. gramaj usulü yemek yapmayı sevmem damak tadıma göre yapıyorum ve el ayarıma güveniyorum. yinede sizin için bir liste toparladım.
malzemeler:
1 adet orta boy soğan
1/3 çay bardağı zeytinyağı(50-60 ml)
200 gram mantar
3 yemek kaşığı (tepeleme)
200 gram risotto pirinci
1 litre sebze suyu(arzuya göre tavuk veya et suyu)
60 gram rendelenmiş parmesan peyniri
1 çay kaşığı tuz
yapılışı ise şöyle:
çok ince doğranmış soğanı tereyağ(varsa saf zeytin yağı) ile kısık ateşte rengini döndürüyoruz(sakın yakmayın). bir yandan da martarların saplarını kesip, serçe parmağın yarısı genişliğinde çok ince olmadan kesip sote gibi tavada tereyağ ile kısık ateşe veriyoruz. pirinçlerini iyice yıkayıp duruladıktan sonra, hafif rengi dönmüş veya kendi salmışsa soğanlara ilave ediyoruz. 1-2 dakika durmadan karıştırıyoruz. buraya kadar standart bir pilav olarak ilerliyor zaten. tam bu aşamada farklılıklar ekleniyor. italyanlar bu aşamada beyaz şarap falan eklerler ama benim fantastiğime fazla* o yüzden siz sebze suyu ekleyin (et/tavuk suyu da olabilir) tencerinin 1 parmaktan az üstüne çıkacak kadar. tuzunu ekleyin ve kısıktan biraz fazla derece altını ayarlayın. 10-15dk civarıdır ama net bir şey diyemeyeceğim o yüzden pirinçlerin yumuşamasını ve suyun çekilmesine göre karar verin. pilav gibi piştikten sonra, sotelenmiş mantarı ve parmesan(çok yakışıyor bimdeki 200gr'lk paketi komple koyuyorum ben) ile birlikte karıştırın. isterseniz servis esnasında biraz kekik ile de şahane olur. (bkz: afiyet olsun)
devamını gör...
gereksiz abartılan şeyler
kahraman tazeoğlu gibi şairler, müzik kalitesi olmayan şarkılar, sanatçı(?)lar.
devamını gör...
sözlükte kim kadın kim erkek anlayamama sorunsalı
regl ağrısı gibi kadın turnusolu başlıklarda dolaşıldığı takdirde kendi kendini yok ederek toz bulutuna karışacak olan sorunsaldır.
ağrıların şiddeti, kendini gösteriş şekli ve sıklığından bahseden kadınlarımız ile onlara sen palevera bırah diyerek kontra atak yapan erkeklerimiz arasındaki amansız söz dalaşını okuyarak siz de "aaa bu kadınmış, anaaa buna naber prenses yazmıştım e bu erkekmiş" tarzı aydınlanmalar yaşayabilirsiniz. üzmeyin tatlı canınızı.
ağrıların şiddeti, kendini gösteriş şekli ve sıklığından bahseden kadınlarımız ile onlara sen palevera bırah diyerek kontra atak yapan erkeklerimiz arasındaki amansız söz dalaşını okuyarak siz de "aaa bu kadınmış, anaaa buna naber prenses yazmıştım e bu erkekmiş" tarzı aydınlanmalar yaşayabilirsiniz. üzmeyin tatlı canınızı.
devamını gör...
kaliteli yazarların az takipçili olması
vay alüminyum bu akşam da kalitesiz olduk iyi mi!
devamını gör...
rakı adabı
"bardağın yarısından biraz fazla olacak şekilde rakı, üstüne de su konulur.
rakıya buz atılmaz.
rakı sofrasında siyaset konuşulmaz.
adabı vardır rakı içmenin, adap... anlıyorsun değil mi, adap!!"
hay sizin adabınızı da, sizi de... adam nasıl keyif alıyorsa içsin lan, sanırsın satranç maçına çıkıyor adam.
rakıya buz atılmaz.
rakı sofrasında siyaset konuşulmaz.
adabı vardır rakı içmenin, adap... anlıyorsun değil mi, adap!!"
hay sizin adabınızı da, sizi de... adam nasıl keyif alıyorsa içsin lan, sanırsın satranç maçına çıkıyor adam.
devamını gör...
the sopranos
birini geçenlerde olmak üzere iki kez izlediğim dizi, sanırım üçüncüye döneceğim ama şu dikkatimi çekti. artık ilk izlediğimde ergen olmamdan mı bilmem “mafya” izlemişim daha çok. ikinciyi 30 yaşından sonra izleyince en çok ilgimi çeken şey (bkz: tony soprano) ve psikolog (bkz: jennifer melfi) arasındaki diyaloglar oldu. dikkat kesilerek izledim tüm konuşmaları.
ergenken de çok güzel bulmuştum, bu yaştan sonra da çok güzel buldum. alınan tad değişmiyor, ne kadar övülse azdır.
ergenken de çok güzel bulmuştum, bu yaştan sonra da çok güzel buldum. alınan tad değişmiyor, ne kadar övülse azdır.
devamını gör...
lale-i makat
puhahahah diye güldüren başlık. teşekkürler maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim. ömrün boyunca hep gül.
devamını gör...
yazarların çocukluk travması
(bkz: kuranı yırtan kız) zannedersem dördüncü sınıftayken bir arkadaşımın tavsiyesiyle izlemiştim. sekizinci sınıfa kadar tek başıma uyumak adeta kabus olmuştu.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
derin solumak tutarken ellerimi,
hangisine nefes alsam
o tarafıdır ciğerimin güneyi..
tuvallerce resmini yaptığım renkler,
nasılsa doğurgan,
ve nasılsa anaç fırçasına.
kendim olduğumun akşamüstüsünde buldum,
kırmızımın tonunu.
solumu rüzgara verdim..sağımı dünyanın rahmine bıraktım aralığın bi perşembesinde.
_artık,
gazdaki lambanın taşları yoruluyor kırımlarında_
yeri değişti sanki saçlarımın,
yüzüm gözüm.. yeni yerinin kemiğinde.
bağışla,
bağışla beni..devasal dağlarda,
ulu ağaçları arar gibi baktı bi kere gözlerim sana..bağışla..
d.b
hangisine nefes alsam
o tarafıdır ciğerimin güneyi..
tuvallerce resmini yaptığım renkler,
nasılsa doğurgan,
ve nasılsa anaç fırçasına.
kendim olduğumun akşamüstüsünde buldum,
kırmızımın tonunu.
solumu rüzgara verdim..sağımı dünyanın rahmine bıraktım aralığın bi perşembesinde.
_artık,
gazdaki lambanın taşları yoruluyor kırımlarında_
yeri değişti sanki saçlarımın,
yüzüm gözüm.. yeni yerinin kemiğinde.
bağışla,
bağışla beni..devasal dağlarda,
ulu ağaçları arar gibi baktı bi kere gözlerim sana..bağışla..
d.b
devamını gör...
homo deus
yuval noah harari tarafından yazılan gelecek hakkında tahminlerde bulunan şahane kitaptır.
yazar öngörülerle dolu bir kitap yazarken verdiği örneklerle fikrini destekliyor ve okuyucuya başka bir bakış açısı kazandırıyor. okurken sık sık hım gerçekten bu böyle olabilirmiş dedim.
okurken düşündüren bir kitap kesinlikle okunması gereken bir kitap.
kitabı elime aldığım zaman içimden önceki kitabın parası tatlı gelmiş yeni kitap yazmış diye geçirmiştim ama beni yanılttı.
yazar önceki kitabın başarısından sonra gaza gelip çok güzel bir yazı ortaya çıkarmış ve bunu yaparken resimlerle örneklerle basit bir şekilde derdini anlatmış ve çok hoşuma gitti.
tabi ki türkçeye harika şekilde çevrildiğini ve bence muazzam bir kapakla tasarımı yapıldığını unutmamak gerekiyor kitabı bir adım öne taşıyan detaylar olmuş bunlar. kapak sade şık ve anlatmak istediğini çok net anlatıyor.
ayrıca yazar çok komik birisi olduğunu hissettiriyor yer yer güldüğüm kısımlar oldu bir tespit yaparken onu esprili bir dille anlatmaktan çekinmemiş bu kitabı sıkıcı bir kitap yapmayan detaylardan birisi.
bir kaç tane nefis alıntı bırakayım.
insanlar gerçek mutluluğa erişmek için haz arayışlarını hızlandırmamalı, aksine yavaşlatmalıdır.
özellikle bu cümle çok şey anlatıyor maalesef haz ve haz arayışı bizi delirtiyor farkında olmuyoruz olamıyoruz çok doğru ve yerinde bir söz.
dünyada artık doğal kıtlıklar kalmadı, sadece siyasi kıtlıklar var. eğer suriye, sudan ya da somali'de insanlar açlıktan ölüyorsa, bu bazı siyasetçiler böyle istediği için oluyor.
eğer bir salgın kontrolden çıkarsa bunun ilahi bir gücün hiddetinden çok insan evladının beceriksizliğinden kaynaklandığı varsayılır.
yazar öngörülerle dolu bir kitap yazarken verdiği örneklerle fikrini destekliyor ve okuyucuya başka bir bakış açısı kazandırıyor. okurken sık sık hım gerçekten bu böyle olabilirmiş dedim.
okurken düşündüren bir kitap kesinlikle okunması gereken bir kitap.
kitabı elime aldığım zaman içimden önceki kitabın parası tatlı gelmiş yeni kitap yazmış diye geçirmiştim ama beni yanılttı.
yazar önceki kitabın başarısından sonra gaza gelip çok güzel bir yazı ortaya çıkarmış ve bunu yaparken resimlerle örneklerle basit bir şekilde derdini anlatmış ve çok hoşuma gitti.
tabi ki türkçeye harika şekilde çevrildiğini ve bence muazzam bir kapakla tasarımı yapıldığını unutmamak gerekiyor kitabı bir adım öne taşıyan detaylar olmuş bunlar. kapak sade şık ve anlatmak istediğini çok net anlatıyor.
ayrıca yazar çok komik birisi olduğunu hissettiriyor yer yer güldüğüm kısımlar oldu bir tespit yaparken onu esprili bir dille anlatmaktan çekinmemiş bu kitabı sıkıcı bir kitap yapmayan detaylardan birisi.
bir kaç tane nefis alıntı bırakayım.
insanlar gerçek mutluluğa erişmek için haz arayışlarını hızlandırmamalı, aksine yavaşlatmalıdır.
özellikle bu cümle çok şey anlatıyor maalesef haz ve haz arayışı bizi delirtiyor farkında olmuyoruz olamıyoruz çok doğru ve yerinde bir söz.
dünyada artık doğal kıtlıklar kalmadı, sadece siyasi kıtlıklar var. eğer suriye, sudan ya da somali'de insanlar açlıktan ölüyorsa, bu bazı siyasetçiler böyle istediği için oluyor.
eğer bir salgın kontrolden çıkarsa bunun ilahi bir gücün hiddetinden çok insan evladının beceriksizliğinden kaynaklandığı varsayılır.
devamını gör...
kim bir şairi kırsa
kim bir şairi kırsa
şair gider uzun bir dizeyi kırar mesela
bilirim kim dokunsa şiire
eline bir kıymık saplanacak.
bilirim kırılmış dizeleri tamir etmez zaman
yorgunum oysa
durmadan kendime bir tunç uyak aramaktan
didem madak
şair gider uzun bir dizeyi kırar mesela
bilirim kim dokunsa şiire
eline bir kıymık saplanacak.
bilirim kırılmış dizeleri tamir etmez zaman
yorgunum oysa
durmadan kendime bir tunç uyak aramaktan
didem madak
devamını gör...
hızlı ve öfkeli 9
iki gün önce sinemada izleyip beğendiğim filmdir.
yani eleştirilere hak veriyorum. yarış filmi olmaktan çok uzaklaştı. saçma aksiyon sahneleri çok sıkıyor hak veriyorum. 5.filmden sonra başka bir şeye dönüştü ama severek izliyoruz eski filmler için hikaye için izliyoruz.
böyle şeyler izlemek isteyen bir kesim var. ben de öyle hissettim kendimi. izlerken rahatladım oh be dedim. detay kaygısı ve anlam kaygısı olmadan izledim. eğlenmek için. bol bol aksiyon bol bol saçma kavga sahneleri vardı keyif aldım.
eskiye dönüş sahneleri güzeldi. hikayenin bir tık o yöne dönmesi hoşuma gitti. finalden önce duygusal şeyler izleyeceğiz.
ayrıca her ne olursa olsun bir sürü karizmatik oyuncu ve karizmatik müzikler dinliyoruz. ülke ülke geziyoruz. zengin bir film hızlı ve öfkeli. para harcamadan çekinmiyorlar. seyirci keyif alıyor ve şaşırıyor.
filmin yönetmenliğini justin lin yapıyor. başrollerinde vin diesel, michelle rodriguez, jordana brewster, tyrese gibson, ludacris, nathalie emmanuel, john cena, sung kang, helen mirren ve charlize theron bulunuyor.
ayrıca sosyal medyada falan görüyorum herkes filmi ve seriyi gömüyor. kim izliyor lan bu filmi. kim izliyor?
herkes tarkovski , nuri bilge ceylan falan takılıyor sanırım.
filmde dom ve babasının gençliği sahneleri çok güzeldi zaten ilk filmde bahsedilmişti ufaktan. işin o yöne gitmesi hoşuma gitti. yedirdiler hikayeyi ve yedim gayet. han karakterinin ölmemesi olayı daha detaylı daha inandırıcı olabilirdi. saçma bir sahneydi. uzay sahneleri , mıknatıs halat sahneleri falan rezaletti. çıtayı iyice saçmalık seviyesine çıkardılar diğer filmde ne yapacaklar merak ediyorum. fiziğe ve gerçekliğe aykırı bu sahneleri biraz daha aza indirseler tadından yenmeyecek.
ayrıca son sahnede brian'ın meşhur skyline arabasıyla geldiği kısımda çok kötü oldum. arabadan falan inecek zannettim. sanırım son filmde az da olsa gösterecekler. uzaya gidecek teknolojileri var bunu da yapsınlar mutlu olalım.
filmde mekanlar çok güzeldi keyif aldım. özellikle ilk başlarda girdikleri orman gibi yer çok güzeldi. görüntüleri izlerken baya keyif aldım.
tyrese gibsen karakteri ise her zaman olduğu gibi çok komikti. çok seviyorum bu adamı izlemeyi.
sonuç olarak tavsiye ederim gidin izleyin veya internetten izleyin eğlenceli güzel bir film olmuş.
yani eleştirilere hak veriyorum. yarış filmi olmaktan çok uzaklaştı. saçma aksiyon sahneleri çok sıkıyor hak veriyorum. 5.filmden sonra başka bir şeye dönüştü ama severek izliyoruz eski filmler için hikaye için izliyoruz.
böyle şeyler izlemek isteyen bir kesim var. ben de öyle hissettim kendimi. izlerken rahatladım oh be dedim. detay kaygısı ve anlam kaygısı olmadan izledim. eğlenmek için. bol bol aksiyon bol bol saçma kavga sahneleri vardı keyif aldım.
eskiye dönüş sahneleri güzeldi. hikayenin bir tık o yöne dönmesi hoşuma gitti. finalden önce duygusal şeyler izleyeceğiz.
ayrıca her ne olursa olsun bir sürü karizmatik oyuncu ve karizmatik müzikler dinliyoruz. ülke ülke geziyoruz. zengin bir film hızlı ve öfkeli. para harcamadan çekinmiyorlar. seyirci keyif alıyor ve şaşırıyor.
filmin yönetmenliğini justin lin yapıyor. başrollerinde vin diesel, michelle rodriguez, jordana brewster, tyrese gibson, ludacris, nathalie emmanuel, john cena, sung kang, helen mirren ve charlize theron bulunuyor.
ayrıca sosyal medyada falan görüyorum herkes filmi ve seriyi gömüyor. kim izliyor lan bu filmi. kim izliyor?
herkes tarkovski , nuri bilge ceylan falan takılıyor sanırım.
filmde dom ve babasının gençliği sahneleri çok güzeldi zaten ilk filmde bahsedilmişti ufaktan. işin o yöne gitmesi hoşuma gitti. yedirdiler hikayeyi ve yedim gayet. han karakterinin ölmemesi olayı daha detaylı daha inandırıcı olabilirdi. saçma bir sahneydi. uzay sahneleri , mıknatıs halat sahneleri falan rezaletti. çıtayı iyice saçmalık seviyesine çıkardılar diğer filmde ne yapacaklar merak ediyorum. fiziğe ve gerçekliğe aykırı bu sahneleri biraz daha aza indirseler tadından yenmeyecek.
ayrıca son sahnede brian'ın meşhur skyline arabasıyla geldiği kısımda çok kötü oldum. arabadan falan inecek zannettim. sanırım son filmde az da olsa gösterecekler. uzaya gidecek teknolojileri var bunu da yapsınlar mutlu olalım.
filmde mekanlar çok güzeldi keyif aldım. özellikle ilk başlarda girdikleri orman gibi yer çok güzeldi. görüntüleri izlerken baya keyif aldım.
tyrese gibsen karakteri ise her zaman olduğu gibi çok komikti. çok seviyorum bu adamı izlemeyi.
sonuç olarak tavsiye ederim gidin izleyin veya internetten izleyin eğlenceli güzel bir film olmuş.
devamını gör...
seni seviyorum ile seviyorum seni arasındaki fark
benim için farkı olmayan söylemdir.
devamını gör...
uzay zaman bükülmesi
kara delik , yıldızların veya gezegenlerin vb. cisimlerin kütlelerinden dolayı olan çöküntüler diyebiliriz.
çöküntüden dolayı yanından geçen herhangi birşeyi kendi çöküntüsüne yuvarlayarak bir nevi dansa davet eder.
yani bir nevi çarşaf örneği doğrudur .
3 boyutlu dünyada yaşadığımız için 2 boyutta tasvir etmek doğrudur.
hatta aşağıya çok güzel anlatan bir video bırakıyorum.
çöküntüden dolayı yanından geçen herhangi birşeyi kendi çöküntüsüne yuvarlayarak bir nevi dansa davet eder.
yani bir nevi çarşaf örneği doğrudur .
3 boyutlu dünyada yaşadığımız için 2 boyutta tasvir etmek doğrudur.
hatta aşağıya çok güzel anlatan bir video bırakıyorum.
devamını gör...
franz schubert
1797-1828 yılları arasında yaşamış avusturya'lı besteci. dünyadan ayrılalı yüzyıllar olmuş ama şu parçayı yaratmış bir sanatçı dünyadan tam anlamıyla ayrılmış sayılır mı? sanmam. hele ki bugün dinlediğimde bana bir çok şey hissettirebiliyorsa.
devamını gör...


