orhan pamuk'un veba geceleri isimli romanında atatürk ile alay ettiği tartışmasına sebep olan isim. kitaptan bununla ilgili paragraf :

" kolağası kamil'in çocukken evinin bahçesinde kargaları kovaladığı da araya sıkıştırılmıştır! hala anlamayanlar için, vebanın korkunç boyutlara geldiği bir gün kamil postaneyi basar, bütün telgraf sistemine el koyar ve daha sonra bir rum eczacının amblemini taşıyan komik bir bayrağı sallayarak komutan kamil olur... daha sonra da cumhurbaşkanıdır artık... "

burada durum açık ve net biçimde anlaşılmış. kamil, mustafa kemal atatürk, salladığı komik bayrak da türk bayrağı oluyor.
devamını gör...

sevgili quinn,
satırlarıma başlamadan önce oralarda havalar nasıl diye sormak istiyorum. esiyor mu?* buralar hiç esmiyor.
mektup havasında yazmak istedim sana. bana eski zamanların nahifliğini hatırlatıyorsun. hadi bir kahve yap içelim. bakalım ne çıkmış üç vakde kadar. güzel şeyler söyle ama takmayayım kafaya.. belki bir türkü mırıldanırsın mesela mihriban. hayırlısı be kuzum der geçiştiririz an be an. sözlüğün kattığı güzel insanlardansın vesselam..

selamlar, sevgiler vişneden..
devamını gör...

kendi halimde tanımlar yaparak katıldığım yazarlar grubu.hayır yani kimin hali için yazılar yazması bekleniyor ki insanların zaten.
devamını gör...

varım dediğim başlıktır.
devamını gör...

buranın ekşi sözlük gibi olmasından korktuğum durumdur.hiç bi b*k beğenmeyen,her şeyi herkesi ötekileştiren,insanlara klavye arkasından rahatça şöyleyse güzeldir böyleyse çirkindir diye yazabilen ''çirkin yürekli'' insanlardan arınması gerek buranın. biz buraya farklı,samimi,doğru ve güzel işler yapacağız diye geldik.moderasyon lütfen el atsın,sözlüğümüz bozulmasın.
devamını gör...

cemal el durra'nın 11-12 yaşlarında olan filistinli oğlu muhammed el durra'nın babasının kucağında israil askerleri tarafından katledilmesi olayıdır. olay 2000 senesinde gerçekleşti. muhammed, 1989 doğumlu, mülteci bir ailenin çocuğuydu. mülteci kampında, orta halli bir ailenin çocuğuydu ve öğrenciydi. babası cemal şöyle der,

muhammed yüzmeyi ve futbol oynamayı seven bir çocuktu. israil askerlerinin hemen her gün kampa düzenlediği baskınlara şahit olması sebebiyle filistin kimliği güçlenmişti ve bu yüzden komutan olmak istiyordu.

30 eylül 2000 tarihinde cemal, oğlu muhammed ile araba almak için gazze'deki bir oto pazarına giderler ama istedikleri arabayı bulamazlar. eve dönerken israil askerlerinin rastgele mermilerine maruz kalırlar. selahaddin caddesine varırlar ve israil askerlerinin yağdırdıkları mermilerin ortasında kalırlar. cemal, oğlu ile birlikte sığınmaya çalıştığı metal blokun yanından bağırmasına rağmen israil askerleri mermi yağdırmaya devam eder. cemal, elinden ve ayağından vurulur ve vücuduyla oğluna siper olmaya çalışır. ama muhammed önce sağ bacağı, sonra da karnından vurularak şehid olur.

cemal, oğlunun bağırarak kendisine "baba, bize neden ateş ediyorlar?" dediğini söyler. ve şöyle der:

ben ellerimle işaret ediyor ve bağırıyordum. fakat mermiler yağmur gibi üzerimize yağıyordu ve çocuğumu kurtaramadım. o sahne çok acıydı. ama halkımıza yönelik katliamlar yapan ve yapmaya devam eden işgal devleti için bu hiç de yeni bir durum değildi.

babasının, çocuk var, ateş etmeyin diye bağırmasına rağmen şehid edilir muhammed. cemal, bir süre sonra oğlunun kanlı bedenini görünce, muhammed'in şehid olduğunu anladı. ve, çocuk öldü, çocuk öldü. dedi.

muhammed şimdi yaşasa, 31-32 yaşlarında olacaktı.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

katılmaktan onur duyduğum yardım kampanyasıydı.teşekkürler değerli yazarlar ve rakipsiz kafa sözlük.
devamını gör...

sadece türklerin değil orada gördüğüm kadarıyla da amerikalıların da büyük bir eğlencesidir bence hakketen eğlencelidir ayrıca biz çok paramız olduğunda da kuzu keser çeviririz, bizim sorunumuzun parayla ilgili olduğunu düşünmüyorum.
devamını gör...

yazıma başlamadan önce okuyacak yazarlar için bir konuda uyarı yapmam gerekmektedir.
yazacaklarım bir önsöz niteliğinde okunmalıdır çünkü nickaltını geçici süreliğine işgal ettiğim yazarımız adeta bir kitap gibidir.
bünyesinde kara büyüden aşka, seri katilden çocuk yetiştirmeye kadar bir çok konuda bilgi barındırmaktadır.
vazgeçmediyseniz buyurun devam edin yazımı okumaya.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

erken uyandığım bir gündü kahvaltıyı dışarıda yapayım dedim ve bizim börekçiden karışık bir şeyleri paket yaptırdım. pakette şunlar vardı.
-250 gram kıymalı börek
-250 gram peynirli börek
-250 gram su böreği
-2 adet karaköy poğaça


"paket için poşet ister misin abi" dedi. beyin bedava poşete hiç 25 kuruş verir miyim diye düşünürken "abi para istemez elin yansın istemiyorum" dedi. kurnaz böreklerim sıcacık ve taptaze demeye getiriyor sanki anlamadık neyse oradan çıktım doğruuu....
eve gideceğimi sandınız değil mi tabi ki değil. evden daha çok vakit geçirdiğim sözlük kahvesine doğru yol aldım.
taburemi attım kahvenin önüne, açtım böreklerimin kutularını masaya, çaycıdan boğazımın kuruluğunu alsın diye de bir şeyler istedim
" abi köyden teyzemler harika bir ot gönderdiler içiyorsun ne dert kalıyormuş ne tasa" dedi.en az 15 marka borcum da var çaycıya hayır desem ayıp olur vicdan yaparım. "tamam getir" deme gafletinde bulundum. sanki kabul edeceğimi çoktan biliyormuş gibi uçarak önüme koydu su bardağında. su bardağında çay içmeyi sevdiğimi de biliyor köftehor. getirdiği şeyden bir kaç yudum almış, iki dilim kıymalı böreği midem indirmiştim ki masanın öbür tarafında ki taburede şöyle bir canlının oturmuş olduğunu gördüm.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

içimden felak,nas ne varsa bildiğim tüm duaları okumaya başladım.hayır hepsini tam da bilmiyorum remix benzeri bir şey oldu ettiğim dualar allah günah yazmasın. gece olsa kesin aklım kalırdı orada. gözlerimi ovuşturuyorum yok efendim karşımda bana böyle dik dik bakıyor.kendi kendime deliriyor muyum acaba ulan çaycı ne içirdin sen bana diyorum. sonra parmağıyla börekleri gösterdi bende elimle yemesini işaret ettim. efendim sanki bu arkadaşa bir haftadır yemek vermemişler gibi tüm nevaleyi silip süpürmesin mi? bildiğiniz aç kaldım o sabah. korkudan yerimden de kalkamıyorum börekleri ağzında çiğnerken gözlerini kırpmadan beni izliyor. sonra ileriden böyle ufak tefek biri koşarak yanıma geldi hemen boş olan diğer tabureye oturdu. bir kişi daha olsa hesabına okey atacağız sabah sabah hay allah'ım diyorum içimden. neyse efendim başladı anlatmaya bu arkadaş onun evladıymış çok seviyormuş.anlayacağınız bu canlı hakkında sunum yaptı bir saat.
tr.wikipedia.org/wiki/Cadı_...
kıymalı börekleri öyle bir keyifle yemişti ki oradan etçil olduğunu anlamam gerekirdi.

mahlasını sordum , yanıma gelip evladı hakkında bilgi veren bu yazarımıza "evcil cadı maki civcivi" yanıtını aldım. herkes onu evde oturmayı seven bir "cadı" olarak bilirmiş hatta yeri gelince akdeniz bitki örtüsü olan makilerde yaşayan bir civciv olduğunu sanırmış. meğer gerçekler çok farklıymış ve şu iletisinde zaten anlatmış durumu.#706380mahlası "evcil" "cadı maki" " civciv" üçlemesinden oluşan bir esermiş. aslında kendini güzelce özetlemiş şu iletisi ile #1060952 fakat biz daha detaylı bir tanım yapacağız yazarımızla ilgili. evladından bahsederken konu konuyu açtı ve anlatmaya devam etti. işte o sabah olan konuşmadan satır başlıkları.

-sabah rutinlerinden bahsetti biraz.kendisinden kötü durumda olanları görünce motivasyonu artıyormuş ve intikam konusunda keyif alıyormuş.#299893 #1069682.

- gerçekten çok tatlı ve bir o kadar ilginç özelliklere sahipmiş.kesinlikle şu iletileri okuyun gülebilirsiniz ama dalga geçtiğiniz için değil hoşunuza gideceği için. #300061 #675166 #838611

- konu nasıl buraya geldi bilmiyorum ama youtube videoları izlemek gibi geçti sohbetimiz. hangi videoyu izlemek için geldim hangi videoyu izlerken buldum kendimi dersiniz.

-gök bilim hakkında olan kısıtlı bilgimden dolayı yerden yere mi vurulmadım. hayır ben evladını beslemişim o beni yerden yere vuruyor.evladı böreklerimi ,kendisi sabah sabah yaşama arzumu bitirdi. napabilirim gezegenler,solucan delikleri ve galaksiler hakkında yeterli bilgim yoksa. ben insan değil miyim efendim aaaa. #299808 #665611

- güney kore sinemasına hakimdir#300271#703082.ayrıca filmler konusunda çok güzel analizleri vardır.#300271#730441

-kıvanç tatlıtuğ ile kokoreç arasında seçim yapma konusunda çelişki yaşadığını anlattı. tamam da ben napabilirim sevgili civciv? ben olsam kıvanç'ı seçerdim şu halimle diyorum, kendisi kokoreç bir adım önde diyor. #300425#675298

-durup dururken aile kültürlerinden bahsetmeye başladı. çerkes kültürü hakkında merakım olduğunu saklayamam fakat aç karnına bu hikaye ne bileyim garip geldi.#302496. işin ilginç tarafı hikayede "bu iki güzel kültür ölüyor ki önlem almak lazım." diyor fakar tepsiyle bekleyen kişi kendisi olsa sanırım 10 saniye sonra o tepsi misafirlerden birinin kafasına inerdi.kültür böylece ölür giderdi.

- bir şeylerden örnek verirken kullandığı en küçük sayı dört haneli olur. "senin gibi 2587 tane insanla konuşmuşumdur" cümlesindeki gibi.

- emekçinin dostudur.hizmet sektörü çalışanlarına ayrıca saygı ve sevgi gösterilmesini ister. #306890 #324674#703315.

-efendim konu nasıl buralara geldi bilemiyorum fakat evlilikten bahsetmeye başladı. gelinliğim ve hazır büyümüş evladım var dedi.#665164 bir erkekte aradığı özellikleri saymaya başladı.#696853#742590#871605
buyurun hoşlandığı erkek modeli. "sarı saruhan"
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

-evlilik konusunda muhteşem olamayabilir diye düşünüyorum #1058576 fakat muhteşem bir anne olabileceğini düşünüyorum.#720883#1063634#1058497ayrıca herkesin isteyeceği bir arkadaştır kendisi.ne durumda olursa olsun size yardımcı olacaktır ve ne zaman zora düşseniz arayabileceğiniz kızılayınızdır.#1058209#300572 ah bir de kilo almamak için iskenderin altındaki tereyağ ve soslu tırnak lavaşları yemiyor ise benim için aradığım bulamadığım cevherdir kendileri.

-ayrıca merdiven ile ilgili sürekli kafama takılan bir soruya cevap vererek beni büyük bir çıkmazdan kurtarmıştır.çok teşekkür ederim.#310031

- baktım ben bu yazara laf yetiştiremem hemen bir anlaşma yaptım. sözlü kavgada kendisi, fiziksel kavgada ben orantısız güç kullanmış olacağımdan kavga kelimesinin aramızda geçemeyeceği konusunda fikir birliğine vardık. fiziksel kavga dediysem ben bir şey yapacağımdan değil kendisi bana vurmaya çalışırken kendisine zarar verir diye korktuğum için.ayrıca teoride şöyle bir iddiasıda mevcuttur. #1030811

-seri katil olmak isterse bu konuda hiç sıkıntı yaşamayacağını düşünüyorum.#316212 #694635 #717669 #715410 #942804 #915474 allah şerrinden korusun.

-kendini övebileceği gibi çok kolay bir şekilde gömebilirde.#653600#1015607#1015451

- işin gücün şekil şukul.bari ölürken şekil yapma eyyy cadı makigillerden evcil civciv. #653520

- bazen sırf sesi karşıdan yankı yapsın diye orada olduğunuzu düşündürebilir. sesli şekilde düşünmesine yardımcı olmak için oradasınızdır. siz a dersiniz o a diyecek olsa bile hemen b der. patates dersiniz o domates der. inattır. #651302

- yüzde kaçı iyilik yüzde kaçı kötülük bilemediğim bir konsantreye sahip meyve suyu gibidir. karar sizin efendim. #649844#300393#648081#675464 #855656

-o kadar ilginçliğin yanında nasıl duygusal olabilir diyorsunuz. evet gerçekten duygusal biridir. #645851 #654220

-kendisi ile evlenecek arkadaşa duyurulur. ev değil geniş ve ışığı bol bir mutfak al yazarımıza. orada hayatını hiç dert etmeden ölene kadar geçirebilir. #671158

-gıcık huyları sürüsüne bereket vardır.kendi deyimiyle "2456545 tanedir." #665485

-diline düşerseniz eyvah eyvah hemen kaçın uzaklaşın, telefonu ve sizinle iletişim sağlayabileceği her şeyi kapatın. aksi durumda mariana çukurundan yer beğenin çünkü sizi oraya gömecektir.#661523 #1065150

-sonra diyorlar ki erkekler zeki kızlardan neden kaçarlar.kaçmayıp ne yapacaksınız efendim. leb demeden leblebiyi anlayan, bakışlarınızdan aklınızdan geçeni anlayan birinin hayatınıza hükmetmesi düşüncesi bile korku verici.#661390 #701573

-çok ilginç hikayelere sahiptir.#846087#845816#841855 #924581

-bekarlıkla ilgili tüm hukukları yazabilir. bekarlığın anayasası, bekarlık ceza kanunu, bekarlık yargılama usül kanunu vb. #841617

- bir ali'ye bir okan'a ilginç bahaneler ile yazabilecek kişidir. bahane üretme konusunda çok yaratıcıdır.#744414#1060898

-dik dik bakarsanız bir daha başka birine bakamaz duruma gelebilirsiniz. size neler neler yapabilir. #1030688

- eğer bir gün tartışırsam kesin şunları yapacağım sinir etmek için. hep o mu gıcıklık yapacak değil mi efendim. #1025393

lise mezuniyet günlüğümüz burada bitmektedir efendim. ayrıca "evcil cadi maki civcivi" başlıklı makaleme burada nokta koyuyorum.bu satırdan sonra yazacağım satırlar kaynaksızdır ve tamamen kişisel görüşlerimdir.

bana anımsattığı prenses "mulan" dır. bilgi için
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

" taca ihtiyacı olmayan ama yine de onun kadar zarif, güçlü ve cesur"

"biraz asi ve erkek fatma gibi. iç çeken ebeveynlerinin isteklerine rağmen, iyi bir küçük itaatkar eş olmaya hiç ilgi duymuyor."

"her zaman cesur ve gözüpek olan sevgi dolu bir kız. ülkesinin en çok ihtiyacı olduğunda, erkek kılığına girip savaşmaya gidiyor. cesaret ve kararlılık kullanıyor. günü kazanmak için."

"ne olursa olsun kendine sadık olması gereken hayat dolu bir asi olarak, mulan mükemmel bir kadın"


mulan için söylenen bu sözler yazarımıza da çok uymaktadır.

ayrıca laf soktuğu zaman " bak laf soktum" diyebilecek kadar koca yüreklidir. düşünerek zaman kaybetmeyin kendinizi yormayın diye söyler bunları.

kendisiyle konuşmak isterseniz randevu defterinden yer ayırt etmeniz gerekli bilginize.inanılmaz bir hayal gücü vardır o kadar derin ve geniş ki hayran kalmamak elde değil.

kendisini anlatmaya çalışsam sanırım bu yazı bitmeyecek bir yerde nokta koymam gerekli diye düşünüyorum. şu müzik ile nokta koymak istiyorum zira kendisiyle ne zaman konuşsam kafamda çalmaya başlıyor ve anlatmak istediklerimi çok güzel bir şekilde özetliyor.
#299770

221b baker street'te görüşmek dilekleriyle iyi dinlemeler.



kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

fatih altaylı'nın, yangınlar sürerken düğüne giden thk kayyım heyeti başkanı'na yönelik söylemidir. resmen bilezik gibi geçirmiştir.


habertürk yazarı fatih altaylı, 21 yangınla mücadele edildiği gün düğüne giden türk hava kurumu kayyım heyeti başkanı cenap aşçı'ya ilişkin olarak, "keşke bir de tarağı olsaydı. ülke yanarken taranırdı" dedi.

altaylı, peş peşe çıkan yangınlarla ilgili olarak, "dün aynı anda 20 yerde yangın var. bakanlık ise 3 uçakla müdahale edildiğini söylüyor. thk uçakları ise hala yerde. 'bakanlık kiralamıyor, bari biz kiralayalım' diye arayan belediye başkanı ise kayyum yönetimindeki thk’da bir yetkiliye ulaşamıyor. zaten belediyenin aramasına gerek yok. orada biraz liyakatli biri olsa yapacağı belli. 'ulan memleket yanıyor' diyecek ve kendi karar verip bu uçakları uçuracak. yangına gönüllü müdahale edecek. o koltukta ben oturuyor olsam, yapacağım net bu. isterse suç olsun, isterse ceza alacak olayım. 'orman yanacağına ben yanarım' deyip o uçakları bakan’a rağmen uçururum" dedi.


buradan
devamını gör...

yukarıda yazılarda bahsedilmiş. rönesans, ''yeniden doğuş'manasına gelir. ne ifade eder peki? italya'da sanat ve yazı alanındaki canlanışı ifade eden bir kavram.
ilk olarak, giorgio vasari denilen bir adam kullanmış bu lafı.
kullandığı yer ise, le vite de piu eccelenti architetti, pittori, et scultori italiani isminde bir kitap.
konudan bağımsız dipnot: kitap sanatçıların hayat hikayelerini anlatmakta olan, ilk baskısı 1550'de ve ikinci baskısı 1568'de yazılmış bir kitap.
vasari'ninde bir ressam olduğunun altını da çizelim. tr.wikipedia.org/wiki/En_M%...
şimdi arkadaşlar bu hareket italya'da başlıyor, eski grek yada roma kültürüne yöneliş, hümanizm, bireycilik, efenime söyleyim; geometrik uyum. bu döneme damgasını vurmuştur...
bence tarihte, insanlığın geliştiği , pik yaptığı dönemler ekonomik olarak insanların belli bir refah seviyesine eriştiği dönemlerdir. işte 15,16 yy'da italya'nın şehir devletleri olması, ticaretten kaynaklı gelişme ''yeniden doğusu'' hızlandırmıştır.
bu sebeple italya'da başlayan rönasans hareketleri, tüm avrupa'ya yayılacaktır.
başta italya olmak üzere zenginleşmiş ve sanatı destekleyen aileler çoğalacaktır.
italyadaki ünlü medici ailesi buna en iyi örnektir.
bunun dışında, aragon, sforza, este, gonzaga aileleri için ünlü ressam, yazar çizer, heykeltraşları, statü göstergesi olarak tabiri caiz ise ''onlarla bir fotoğraf çektirebilmek'' için evlerine davet edecek ve bu italya'da muazzam bir dönemin ilerlemesini sağlayacaktır.
bu aileler tarafından, eski roma kalıntıları üzerine kazılar yapılacak, sanatçıların eski roma'yı inceleme fırsatı bulmasına neden olacaktır.
bu dönemde, özellikle resim sanatçıları, sembolizmi terk etmiş, natüralizme dönmüşlerdir.
resim alanında natüralizmin başlangıcını giotto di bondone atmıştır diyebiliriz. masaccio, uccello,mantegna dönemin ilklerinden sayılabilecek ressamlardır.
donatello, michelangelo ise; zaman yolculuğu yapabilsek, ''pietanın ağıdını''yapışını izleyebilsek diye, iç geçirdiğimiz heykel sanatçılarıdır.
yukarıda, antik roma ve grek döneminin etkili olduğunu ve bunun nedenlerine değinmiştik. mimarların burada baz aldığı en önemli eser, vitruvius'un mimarlık üzerine on kitabı isimli eski olacaktır. bu kitap simetri ve orantı konulu idi. (m.ö 70-80)
bu sebeple bu dönemin mimarları, görsel düzen denge ve her şeyin merkezi insan öğelerini eserlerine yansıtmışlardır.
dönemin önemli mimarları, brunelleschi, alberti,bramante vss
döneme damgasını vuran isimlerse, kuşkusuz leonardo da vinci, raffaello, michelangelo'dur.
devamını gör...

bir oruç aruoba eseridir.

iki kitaptan oluşur bunlar tavşan besleyene kılavuz ve özlem çekene kılavuzdur.

oruç aruoba eserinde bol bol sorgulamalar yapmış ve okurken düşünmemizi istemiş. okurken baya düşündüğüm konular oldu. özlem denilen kavram ve başka kavramlarla ilişkisi kafamı çok kurcaladı.
yazar hem nefis gözlemlerini paylaşıyor hem düşünmeye sevk ediyor.

kendine ait üslubu ve yazım şekli diğer kitaplarında olduğu gibi devam ediyor.
yazar kağıdı kalemi önüne koyup düşünmüş, düşündüklerini aktarmış.

her kitabında hissettiğim gibi yine garip şeyler hissettim.
hayatımızda olup biten şeylerin farkında olmadığımı hissettiren bir eserdi.

mesela bir olay oluyor ve biz onun farkında olmuyoruz. oruç aruoba çıkıp öyle bir anlatıyor ki “aaa cidden öyle” diyoruz.
okurken sık sık bu hisse kapıldım. her kitabında kapılıyorum.

ayrıca yazar bir konu üzerinde yazarak düşünürken sık sık alıntılar paylaşmış. özlem ilgili bir şeyler anlatırken çıkıp şule gürbüz örneği vermiş.
bazı şairlerin şiirlerini eklemiş. neden öyle düşündüğünü açıklamaya çalışmış.
bilmiyorum bir kavram üzerine bu kadar düşünmek ve yazmak bana çok sıra dışı geliyor.
oruç aruoba düşünme ve ifade etme konusunda çok ilerde birisi ve bunu bir kere daha göstermiş. *

yazarı seviyorsanız ve şiirsel metinlerine hayranlığınız varsa mutlaka okumanız gereken bir eser.

bu arada kitap yazarın diğer kitapları gibi metis yayınlarından çıkmış.
müthiş bir alıntıyla yazımı bitiriyorum. okuyacaklara iyi okumalar.


özlem, şimdi gidip uyuman konusunda da, ikircikliliğindir: "o, şimdi uyuyor mu - uyuyor olsa da yarın yorulmasa..." "o şimdi uyumuyor mu: uyumuyorsa, beni düşünüyor olsa -bende gidip uyumasam...
devamını gör...

başlık olarak kalması dahi başlı başına züldür.

gerçek hayatta neler yaşıyorsunuz evladım siz ?

acil şifalar dilerim.
devamını gör...

rakı'nın en büyük etken olduğunu düşünüyorum.
bütün dünya'ya aşı ile çipi takacaktı. baktı ki türkler baş kaldırıyor.
anadolu çocuğu yer mi bill beyyyy? hemen büyük resmi gördük, aşını reddettik.
saha araştırması yaptırmış, çıkan sonuçlar ise şöyle;
başkan, uzun lider, islam, cemaat, liyakatsizlik, dolandırıcılık ve en dikkat çekici sonuç rakı.
rakı'ya kadar olan kavram ve tanımlamara hakim fakat rakı, nedir bu, insan mı mezhep mi?
özel uçakla bir ekip yollamış rakı incelemesine ve en iyisinin getirtilmesini istemiş.
yapılan çalışmalar ışığında, trakya bölgesinde insanların çok daha mutlu bir hayat sürdüğünü öğrenmiş.
ayrıca ilerlemiş yaşlarına rağmen trakya'da yaşayan insanların hala rakı içiyor olmaları, lan acaba ölümsüzlük iksiri midir bu? şüphesine düşürmüş, mr.gates'i....
daha uzun yaşamak ve mutlu olmak için adamcağız, akp-mehabe ittifakına rağmen trakya'ya yerleşecek.
muazzam bir çiftlik kuracağı ve haftasonları rakı-mangal etkinlikleri düzenleyeceği söylentiler arasında.
o kadar çok isterdim ki haftasonu partilerine katılmayı, fakat paşam, sadece windows kullanıcılarını ağırlayacakmış.
ios kullanıcıları olarak ege'de, lucien arkas'ın çiftliğinde şarap partilerine katılmaya mecbur kaldık.
neyse arkas bey ile deniz taşımacılığı üzerine ve 20.000 parçalık kütüphanesi üzerine saatlerce muhabbet ederiz artık.....
hem ben hala kitaplara sığınan ve ticarete inanan bir insanım, anlamam ben endüstri 4.0 lardan, artificial science'lerden..
sofia'yı ürettiler de ne oldu, suudilier aldı ve vatandaş yaptılar. kadına utanmasalar türban takacaklar.
demek ki neymiş, bilim ve teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, kadının adı akp ile 2013'de geldi denilirse denilsin hiç bir şey değişmiyor.
devamını gör...

belki bu kitap sayesinde hayatımı tiksinti duymadan hatırlayabileceĝim.

jean paul sartre- bulantı.
devamını gör...

beni dovduler abi dedim kimse gelip seylerin elinden almadi beni. bu yuzden olusan bi sessizlikti ama gecti artik mesela dun aksam bir erkek yazarin baska erkek yazardan nude istemesi ve talebinin yerine gelmesi sonucu sozluk sessizligini erol tas kahkahalarimla bozdum.
devamını gör...


"beni anlamıyorlar.
ben, bu kulaklara göre ağız değilim."
devamını gör...

belirgin bir cinsiyetçilik ve hak yenmesi.
devamını gör...

türkiye afganistan'dır.

edit: özür dilerim, tamam. türkiye afganistan değildir, türkiye olsa olsa afganistancıktır.
devamını gör...

rivayete göre denizlerin ermişi ilyas ile karaların ermişi, darda kalanların yardımcısı hızır’ın buluşacağı gecedir. hızır'ın ölümsüzlük suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüz olduğu ve bu günlerde insanlar arasında olup bolluk ve sağlık dağıtan, yardım eden bir veli veya nebî (peygamber) olduğuna inanılır. özellikle orta asya, anadolu ve balkanlar'da kutlanan mevsimlik bayramdır. unesco, 'insanlığın somut olmayan kültür mirası listesi'ne alınması için çalışmaktadır. ülkemizin genelinde kutlansa da edirne'de kakava şenlikleri adıyla romanların kültürel etkisi ve uluslararası katılımla kutlanmaktadır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ben küçükken babaannem sürekli "hızır aleyhisselam" diye bahsederdi anlattığı hikayelerde, o yüzden bir peygamber olduğunu düşünürdüm fakat kesin değilmiş bu. kuran'da adı geçmez fakat hz. musa'ya yardım eden ve bu nedenle kendisine ilim verilen bir gençten bahsedilir ve bu genç hadislerde hızır olarak anılırmış.

yaz dileğini bağla gül ağacına;
bu sefer olmazsa bir dahaki bayrama
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim