bir kadının en çok hoşuna giden jest
hakkımda saçma sapan detayları ve söylediklerimi hatırlaması.
şanslıyım ki böyle birine sahibim, ufak tefek detayları hatırlarken (tanıştığımız gün taktığım küpeyi, ilk buluşmamızda giydiğim tişörtü falan mesela) adımı unutacak neredeyse, ama o kadar kusur kadı kızında da olur diyip itina ile seviyorum.
şanslıyım ki böyle birine sahibim, ufak tefek detayları hatırlarken (tanıştığımız gün taktığım küpeyi, ilk buluşmamızda giydiğim tişörtü falan mesela) adımı unutacak neredeyse, ama o kadar kusur kadı kızında da olur diyip itina ile seviyorum.
devamını gör...
kalubela
çok eski zaman anlamına gelen kelime.
kökeni şu olaya dayanır:
dünya ve canlılar yaratılmadan önce allah, insanların ruhlarını, ruhlar aleminde toplar. buradan huzuruna çıkan ruhlara sorar:
- ben sizin rabbiniz değil miyim!
ruhlar yanıtlar:
- evet, sen bizim rabbimizsin. ancak sana ibadet eder, senden yardım dileriz. bunun üzerine, ne derece doğru söylediklerini ortaya çıkarmak üzere onları, bir imtihan yeri olan dünyaya gönderir. konuşmanın yapıldığı bu çok eski zaman islam'da "kâlû belâ" olarak adlandırılır. türk dil kurumu kelimeyi kalubela şeklinde kabul etmiş.
edit: 1881. tanımım olmuş. bu vesileyle atatürk'ü saygıyla anıyorum.
edit 2: küçük bir düzeltme yaptım. @aristokrates'e teşekkür ediyorum uyarı için.
kökeni şu olaya dayanır:
dünya ve canlılar yaratılmadan önce allah, insanların ruhlarını, ruhlar aleminde toplar. buradan huzuruna çıkan ruhlara sorar:
- ben sizin rabbiniz değil miyim!
ruhlar yanıtlar:
- evet, sen bizim rabbimizsin. ancak sana ibadet eder, senden yardım dileriz. bunun üzerine, ne derece doğru söylediklerini ortaya çıkarmak üzere onları, bir imtihan yeri olan dünyaya gönderir. konuşmanın yapıldığı bu çok eski zaman islam'da "kâlû belâ" olarak adlandırılır. türk dil kurumu kelimeyi kalubela şeklinde kabul etmiş.
edit: 1881. tanımım olmuş. bu vesileyle atatürk'ü saygıyla anıyorum.
edit 2: küçük bir düzeltme yaptım. @aristokrates'e teşekkür ediyorum uyarı için.
devamını gör...
yargı
bu seneki tv dizileri arasında açık ara en iyisi.
gönlümde hala son yaz birincidir o ayrı. bu yeni başlayanlar arasında.
en azından konusu farklı. 25 yaşında holding sahibi oğlanla, onunla aşk yaşayacak olan bir kız yok en azından.
cinayet romanı delisi birisi olarak konusundan dolayı izlemeye başlayım bir demiştim ama öyle yüzeysel kalmadı baya sardı. oyunculukların bunda payı büyük tabii.
**insanın en yakınlarını bile tam olarak tanıyamacağını bir kez daha bu bölümde gördük.
insanın kendisine bile tam olarak güvenmemesi gerektiğini söylerim zaten hep.
aynı sebeple izlemeye başlayıp yine saran bir diğer dizi, kara para aşk esintisi aldım birazcık.
umuyorum senaryo klişeleşmez de ağız tadıyla izlemeye devam ederiz.
edit: kaan urgancıoğlu için küçük bir not bırakmadan geçemeyeceğim. iyidir hoştur, fakat konuşması beni çok yoruyor. içine içine konuşuyor adeta. dudakları bile kımıldamıyor. neyse içimde kalmasın diye dedim. yoksa o kadar kusur kadı kızında da olur.
bir de avukat kız birisine bir şey sorarken bu kadar çok bağırmasa, daha çok şey öğrenecek.
gönlümde hala son yaz birincidir o ayrı. bu yeni başlayanlar arasında.
en azından konusu farklı. 25 yaşında holding sahibi oğlanla, onunla aşk yaşayacak olan bir kız yok en azından.
cinayet romanı delisi birisi olarak konusundan dolayı izlemeye başlayım bir demiştim ama öyle yüzeysel kalmadı baya sardı. oyunculukların bunda payı büyük tabii.
**insanın en yakınlarını bile tam olarak tanıyamacağını bir kez daha bu bölümde gördük.
insanın kendisine bile tam olarak güvenmemesi gerektiğini söylerim zaten hep.
aynı sebeple izlemeye başlayıp yine saran bir diğer dizi, kara para aşk esintisi aldım birazcık.
umuyorum senaryo klişeleşmez de ağız tadıyla izlemeye devam ederiz.
edit: kaan urgancıoğlu için küçük bir not bırakmadan geçemeyeceğim. iyidir hoştur, fakat konuşması beni çok yoruyor. içine içine konuşuyor adeta. dudakları bile kımıldamıyor. neyse içimde kalmasın diye dedim. yoksa o kadar kusur kadı kızında da olur.
bir de avukat kız birisine bir şey sorarken bu kadar çok bağırmasa, daha çok şey öğrenecek.
devamını gör...
zamansız kelebek
osmangazi'de sürtmekteydim, asamı çaldırdım ama bastonum var, olur mu?* serde dönüş olmasa da bir selam vermeden kaçmak istemediğim yazar.
edit: imla
edit: imla
devamını gör...
sigaranın kendiliğinden yandığı anlar
eski sevgiliyi yeni sevgilisi ile gördüğün o an. yerin dibine girmek istenilen anlardan biridir aynı zamanda.
devamını gör...
1995 yılından hafızada kalanlar
iki saat geç başladı tutti frutti.geçende de colpo grosso'yu yayınlamadılar.o kadar bekledik.
devamını gör...
chp iktidara gelse helak olacağımız gerçeği
oğlum zaten helak olduk . ne yapacaklar bundan sonra, gelip g...zu mu s....ler ? git allasen.
devamını gör...
imkan olduğu halde kullanılmayan şeyler
nezaket ve saygı. hep hererehörörörö maşallah!
devamını gör...
hamrāhi
farsça bir kelimedir. beraber gülmekten keyif aldığın. birlikte yediğin, içtiğin, gezdiğin kişi demektir.
resimag.com/p1/ebc5c9b16c8c.jpeg
resimag.com/p1/ebc5c9b16c8c.jpeg
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
leonardo da vinci aynı anda bir eliyle yazı yazıp diğer eliyle resim yapabiliyordu.
devamını gör...
aşk acısı çeken erkek
2 gündür mensup olduğum erkek türüdür. son derece zararsız olmaları ile birlikte oldukça kırılgandırlar. bağırıp çağırsanız odasına girip pijamalarını giyer yatakta çikolata yer.
devamını gör...
unutulmayan kitap başlangıç cümleleri
zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana, sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece "daha" sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.
iki şehrin hikâyesi-charles dickens
.
iki şehrin hikâyesi-charles dickens
devamını gör...
sözlükteki kan aranıyor duyuruları
up
devamını gör...
hoşlanılan yazarın başka bir yazara nickaltında yürümesi
şüphesiz sözlük aleminin en yakıcı ve yıkıcı realitelerinden biridir.
inşallah beynimde tümör falan vardır da yanlış görmüşümdür diye düşündürür.
inşallah beynimde tümör falan vardır da yanlış görmüşümdür diye düşündürür.
devamını gör...
kaçış sendromu
en önemli belirtilerinden biri yorgunluktur. dünyada az kişide görülen bu hastalığın tıbbi tanımını yapmayacağım. ben olaya yine biraz farklı bakayım.
yorulduk!
siyasetin seviyesizliğinden, insanların ilgisizliğinden, dinci yobazların gürültüsünden, kadına şiddet uygulayan şerefsizlerden, hayvanların canına kıyan gözü dönmüşlerden, doğanın içine tüküren beşli müteahhitlerden, bitmek bilmeyen salgının yedi sülalesinden, havanın nenimden, şehirlerin oksijensizliğinden, dostların kadir bilmezliğinden, birilerinin hep görmezden gelmesinden....
yağmurun hep sağanak yağışından, insanın yavşağından, aşkın aldatmacasından, samimiyetin hiç kalmamasından, egzoz gazlarının salınımından, şarkıların hep yalan olmasından, eğitimin ezberci, düşünmenin gereksiz görülmesinden, iyiye doğruya kimsenin değer vermemesinden, vergilerin yüksekliğinden, insan hayatının ucuzluğundan, yolsuzlukların ayyuka çıkmasından, mafyanın youtube kanalından, toplumların örgütsüz yaşamlarından, sorgulamadan fikir sahibi olanlardan....
henüz 14 yaşındaki çocukların önlerine sınav koyanlardan, ayrıca soruların kazık olmasından, milli eğitimin yerle yeksan edilmesinden rahatsızlık duymayanlardan...
kapitalist sistemde borç içinde sürünerek yaşayıp, hiç bilgisi olmadan komünizme yardıranlardan, solcuyum deyip, das kapitali okumayanlardan, ekonominin serbest piyasasından, dünyada açlıktan ölen çocukları görmeyip, tv dizilerine ağlayanlardan....
rakının durmadan zamlanmasından, meze tabaklarının çok küçük olmasından, meyhanelerin hesap kabartmasından, müziğin sesinin kısılmasından, hayatında hiç türkü dinlememiş olanlardan, aydınları benzin döküp yakan yaratıklardan, gece vakti pusu kurup ali ismail korkmaza tekmeler atanlardan....
cennette huri var diye ellerini ovuşturanlardan, ırmaklarından şarap içeceğini sanan dangalaklardan, kilisenin çanından, günah çıkarma odalarının darlığından, sakalına boncuk dizen hahamlarından....
ekmeğin gramajından, balın arısından çalanlardan, gökyüzüne bakmayı unutanlardan, birilerine “nasılsın” demeyi akıl edemeyenlerden, vicdanın körlüğünden, ırkçıların söylemlerinden, futbolun şikesinden, sanatın çökmesinden, dürüstlüğün beş para etmemesinden, adaletin terazisinden, elmalı davasına bakan mahkeme heyetinin cübbesinden, bir tane bile yolsuzluk soruşturması açmayan savcıların cemi cümlesinden, insanların sahtesinden....
ve tüm bu yazdıklarıma kader diyen tek hücreli amiplerden, yarına söyleyecek sözü olmayanlardan, zulme karşı susanlardan, akıl tutulması yaşayıp, içinde yaşadığımız sorunun bir sendrom olduğunu göremeyenlerden,
yorulduk!
ve yine manas destanı gibi tanım girmişsin diyenlerden, yazabilmenin önemini küçümseyenlerden de ayrıca ben yoruldum.
(bkz: kaç kaç kaç)
kamu spotu editi: sözlüğe bir yazı girdikten sonra 10 defa düzenlemeye tık tıklayan, zaten imlayı hayatından çıkarmış ancak çok güzel cümle deviren ve harf hataları yazan, kendimden de yoruldum.
yorulduk!
siyasetin seviyesizliğinden, insanların ilgisizliğinden, dinci yobazların gürültüsünden, kadına şiddet uygulayan şerefsizlerden, hayvanların canına kıyan gözü dönmüşlerden, doğanın içine tüküren beşli müteahhitlerden, bitmek bilmeyen salgının yedi sülalesinden, havanın nenimden, şehirlerin oksijensizliğinden, dostların kadir bilmezliğinden, birilerinin hep görmezden gelmesinden....
yağmurun hep sağanak yağışından, insanın yavşağından, aşkın aldatmacasından, samimiyetin hiç kalmamasından, egzoz gazlarının salınımından, şarkıların hep yalan olmasından, eğitimin ezberci, düşünmenin gereksiz görülmesinden, iyiye doğruya kimsenin değer vermemesinden, vergilerin yüksekliğinden, insan hayatının ucuzluğundan, yolsuzlukların ayyuka çıkmasından, mafyanın youtube kanalından, toplumların örgütsüz yaşamlarından, sorgulamadan fikir sahibi olanlardan....
henüz 14 yaşındaki çocukların önlerine sınav koyanlardan, ayrıca soruların kazık olmasından, milli eğitimin yerle yeksan edilmesinden rahatsızlık duymayanlardan...
kapitalist sistemde borç içinde sürünerek yaşayıp, hiç bilgisi olmadan komünizme yardıranlardan, solcuyum deyip, das kapitali okumayanlardan, ekonominin serbest piyasasından, dünyada açlıktan ölen çocukları görmeyip, tv dizilerine ağlayanlardan....
rakının durmadan zamlanmasından, meze tabaklarının çok küçük olmasından, meyhanelerin hesap kabartmasından, müziğin sesinin kısılmasından, hayatında hiç türkü dinlememiş olanlardan, aydınları benzin döküp yakan yaratıklardan, gece vakti pusu kurup ali ismail korkmaza tekmeler atanlardan....
cennette huri var diye ellerini ovuşturanlardan, ırmaklarından şarap içeceğini sanan dangalaklardan, kilisenin çanından, günah çıkarma odalarının darlığından, sakalına boncuk dizen hahamlarından....
ekmeğin gramajından, balın arısından çalanlardan, gökyüzüne bakmayı unutanlardan, birilerine “nasılsın” demeyi akıl edemeyenlerden, vicdanın körlüğünden, ırkçıların söylemlerinden, futbolun şikesinden, sanatın çökmesinden, dürüstlüğün beş para etmemesinden, adaletin terazisinden, elmalı davasına bakan mahkeme heyetinin cübbesinden, bir tane bile yolsuzluk soruşturması açmayan savcıların cemi cümlesinden, insanların sahtesinden....
ve tüm bu yazdıklarıma kader diyen tek hücreli amiplerden, yarına söyleyecek sözü olmayanlardan, zulme karşı susanlardan, akıl tutulması yaşayıp, içinde yaşadığımız sorunun bir sendrom olduğunu göremeyenlerden,
yorulduk!
ve yine manas destanı gibi tanım girmişsin diyenlerden, yazabilmenin önemini küçümseyenlerden de ayrıca ben yoruldum.
(bkz: kaç kaç kaç)
kamu spotu editi: sözlüğe bir yazı girdikten sonra 10 defa düzenlemeye tık tıklayan, zaten imlayı hayatından çıkarmış ancak çok güzel cümle deviren ve harf hataları yazan, kendimden de yoruldum.
devamını gör...
tek cümlelik korku hikayesi
evlenmekkk.
devamını gör...
toksik yazar sorunsalı
gereksiz troll yapıp dikkat çekmek için bir taraflarını yırtan yazarlardır. ilgiye açlardır. sallamak için dil din ırk ayırt etmeksizin her türlü insanı ve her türlü değeri hedef alabilirler. yazık dedirten bir düşünce tarzları vardır. asla had bilmezler
devamını gör...