i harfinin ı harfinden önce gelmesi
hiç önemsemediğim bilgidir banane nereden önce geliyorsa gelsin deyip geçtiğim başlıktır.
geldiği yeri bilsin yeter.
zaten alfabeyi saymayı bile bilmiyorum.
geldiği yeri bilsin yeter.
zaten alfabeyi saymayı bile bilmiyorum.
devamını gör...
tanrıya söylenmek istenen tek kelime
beni neden yarattın?
devamını gör...
evlenenlerin çatır çatır pişman olması
ince eleyip sık dokumadan yapılan evlilikler nedeniyle ortaya çıkan sonuç.
- görücü usulüyle evlenirler, pişman olurlar.
- çok küçük yaşta aile sözü dinlemeyip kaçarak evlenirler, pişman olurlar.
- yaşım geçiyor, kim olursa olsun bulup birini evleneyim derler, pişman olurlar.
- tanışırlar, birbirlerinin tam olarak ne olduğunu anlamadan 2 ayda evlenirler, pişman olurlar.
- eski sevgilisi evlenir. ona inat olsun diye evlenirler, pişman olurlar.
- akranlarım hep evlendi diye heves edip önlerine gelenle evlenirler, pişman olurlar.
- onun bunun karısına kocasına göz dikip evlilikleri yıkarlar. o kişiyle evlenerek ah alırlar. o ah tutar, pişman olurlar.
- şiddete, ahlaksızlığa meyilli insanlarla evlenirler, pişman olurlar.
- işleri güçleri yoktur. ev geçindirecek, çocuk bakacak paraları yoktur. hormonlarına yenik düşüp evlenirler, pişman olurlar.
- gezmeye tozmaya, özgürlüklerine çok meraklıdırlar. evlenip eve kapanmak zorunda kalırlar, pişman olurlar.
kaç tane var tanışıp, birbirini iyice anlayıp, gerçekten sevip "bir ömür olur bununla" diyerek evlenen çift? yahut kaç kişi var kendi karakterini iyi tanıyıp buna göre davranan insan? mesela özgürlüğüne deliler gibi düşkün olan, en ufak konuda bile hesap vermek durumunda kalınca küplere binen bir adamın evlenip çocuk yapması mantıklı mı?
mantığını kullanıp kalbinin sesiyle bunu birleştirerek evlenen kişi sayısı son derece az. o yüzden kendi isteğiyle evli kalanların sayısı da az. pişman olmak istemeyen bu işleri çok iyi düşünmeli.
- görücü usulüyle evlenirler, pişman olurlar.
- çok küçük yaşta aile sözü dinlemeyip kaçarak evlenirler, pişman olurlar.
- yaşım geçiyor, kim olursa olsun bulup birini evleneyim derler, pişman olurlar.
- tanışırlar, birbirlerinin tam olarak ne olduğunu anlamadan 2 ayda evlenirler, pişman olurlar.
- eski sevgilisi evlenir. ona inat olsun diye evlenirler, pişman olurlar.
- akranlarım hep evlendi diye heves edip önlerine gelenle evlenirler, pişman olurlar.
- onun bunun karısına kocasına göz dikip evlilikleri yıkarlar. o kişiyle evlenerek ah alırlar. o ah tutar, pişman olurlar.
- şiddete, ahlaksızlığa meyilli insanlarla evlenirler, pişman olurlar.
- işleri güçleri yoktur. ev geçindirecek, çocuk bakacak paraları yoktur. hormonlarına yenik düşüp evlenirler, pişman olurlar.
- gezmeye tozmaya, özgürlüklerine çok meraklıdırlar. evlenip eve kapanmak zorunda kalırlar, pişman olurlar.
kaç tane var tanışıp, birbirini iyice anlayıp, gerçekten sevip "bir ömür olur bununla" diyerek evlenen çift? yahut kaç kişi var kendi karakterini iyi tanıyıp buna göre davranan insan? mesela özgürlüğüne deliler gibi düşkün olan, en ufak konuda bile hesap vermek durumunda kalınca küplere binen bir adamın evlenip çocuk yapması mantıklı mı?
mantığını kullanıp kalbinin sesiyle bunu birleştirerek evlenen kişi sayısı son derece az. o yüzden kendi isteğiyle evli kalanların sayısı da az. pişman olmak istemeyen bu işleri çok iyi düşünmeli.
devamını gör...
yazarların olmak istedikleri dizi karakterleri
hannibal lecter.
devamını gör...
normal sözlük beğeni şeması
"poncik minnoş beğenisine" ilaveten bu arkadaş güzel şeyler yazıyor okudum yine zam almış işci gibi keyiflendim beğenisi ve acaba bu kişi annem mi beğenisi attığım vakidir.
devamını gör...
katharsis
purification (saflaştırma) and purgation (tasfiye) of the emotion olarak tanımlanabilir katharsis. yani "ağla ağla açılırsın" halk arasındaki tabirle.
şimdi efendim, canınızı sıkan bir durum var ise ve bunu bastırıyorsanız bu sağlığa zararlı. hep derim, "içinde kalıp kanser olacağına dışına çıksın konser olsun". işte içine içine attığın o olaylar var ya anacım, onlar gün yüzüne çıktığında kendini tutamayıp ağlamaya başlıyorsun ya hani. hah işte o katharsis.
yalnız burada ufak bir durum var. bu duygu boşalmasını olay anında yaşayamazsınız. yani şey, bastırılıp sonradan ortaya çıkmış olması lazım. o kadar bastırırsınız ki, o kadar bilinçaltına itersiniz ki bu durumu... dışarı çıkarken yırtar. işte ağlama bu yüzden (değil de, öyleymiş gibi yapıyorum şu an. gönlünüzü alacağım az sonra).
misal, çocukluk çağında tacize uğramışsındır büyük biri tarafından. hem de aile eşrafından, yakından yamacından birinden. ne kadar büyük bir travma değil mi. hah işte bunu kimseye anlatamazsın, bastırırsın bastırırsın taa korteksin dibine, hatta medulla oblongataya, elinde olsa cauda equinaya kadar gömersin (sallıyorum, takılmayın. beyni yandan düşünün, korteks beynin en üst kısmı. medulla oblongata ise beyincik. kafamızın arkasında bulunur. cauda equina ise omuriliğin bittiği yer. belimizde falan. hani gömebilsek oraya kadar derine gömeriz, magmaya indiririz anlamında. hatta bakın şu sacral yazan yerlerde bir yerler)
. üstünden 20 yıl geçer, evleneceksindir, söz olur konu gelir anlatmak zorunda kalırsın. anlatırsın ama ne anlatmak... bir yandan ağlayıp bir yandan sinirden kudurup bir yandan öfkeden delirirsin. anlatırsın da anlatırsın. bütün o bastırılmış enerji açığa çıkar, salınır, üstünden öküz kalkmışa dönersin. sonra yürüyecek gücü bulamazsın kendinde. sevdicek kucağında taşır (hehe). katharsis bu işte.
bir örnek daha verelim ki pekişsin. ebeveynlerin ölmesi de güzel bir örnek olabilir. baba vakitsiz ölür, genç yaşta evin en büyük erkeği olarak dımdızlak ortada kalıverirsin. sorumluluk artar, hatta altında ezilirsin. babanın ölümüne üzülemezsin bile. sorumluluklarını düşünürsün, küçük kardeşini düşünürsün, anneni düşünürsün. bütün üzüntünü gömersin içine. baban ölmüştür, daha birlikte bir futbol maçına gidemeden, ilk aşk acını anlatamadan, ilk kavganda kaşın patladığında 2 tokat da babandan yiyip üstüne pansuman yaptıramadan, sana tavuk döner kendine peynirli poğaça alıp parka götüremeden göçmüştür bu dünyadan. halbuki daha büyüyecektin, üniversiteye gidecektin, gururlandıracaktın babanı. evlenecektin. çocuğun olacaktı. "torunum oldu lan, ç*künü duvara asarım ben bunun" diyecekti. dede olacaktı. sen 10 yaşındayken göçtü bu dünyadan, sen de kış günü açıkta kalmış çingene g*tü gibi ortada kaldın bir anan bir kardeşinle he mi? aha öyle bir durumda üzülemezsin. üzülemiyorsun. içine atıyorsun herşeyi. sanki yüzyıllardır ölüydü, sanki annen partenogenezle doğurdu seni gibi davranıyorsun. yaşayamadığın bütün o güzel hayallere üzülmeyi bir kenara bırak, düşünmek bile aklına gelmiyor. ta ki tetiklenene kadar. belki psikiyatr tetikler, belki bir sevgili, belki ev arkadaşının babasının ölümü, belki patronun...
işte o an gelince ya oturur ağlarsın. gözlerin kuruyana kadar ağlarsın hem de. ya da 7 milyar insanı yan yana dizsek hepsini yumruklayacak kadar öfkeden yanarsın. sonunda da yorgunluktan hareket edecek gücün kalmaz.
işte katharsis budur.
"there's no "one size fits all" definition of "catharsis", therefore this does not allow a clear definition of its use in therapeutic terms." demiş powell kaynak. belki de yukarıda uzun uzadıya anlattığım herşey palavradır. belki de değildir. kim bilir.
şimdi efendim, canınızı sıkan bir durum var ise ve bunu bastırıyorsanız bu sağlığa zararlı. hep derim, "içinde kalıp kanser olacağına dışına çıksın konser olsun". işte içine içine attığın o olaylar var ya anacım, onlar gün yüzüne çıktığında kendini tutamayıp ağlamaya başlıyorsun ya hani. hah işte o katharsis.
yalnız burada ufak bir durum var. bu duygu boşalmasını olay anında yaşayamazsınız. yani şey, bastırılıp sonradan ortaya çıkmış olması lazım. o kadar bastırırsınız ki, o kadar bilinçaltına itersiniz ki bu durumu... dışarı çıkarken yırtar. işte ağlama bu yüzden (değil de, öyleymiş gibi yapıyorum şu an. gönlünüzü alacağım az sonra).
misal, çocukluk çağında tacize uğramışsındır büyük biri tarafından. hem de aile eşrafından, yakından yamacından birinden. ne kadar büyük bir travma değil mi. hah işte bunu kimseye anlatamazsın, bastırırsın bastırırsın taa korteksin dibine, hatta medulla oblongataya, elinde olsa cauda equinaya kadar gömersin (sallıyorum, takılmayın. beyni yandan düşünün, korteks beynin en üst kısmı. medulla oblongata ise beyincik. kafamızın arkasında bulunur. cauda equina ise omuriliğin bittiği yer. belimizde falan. hani gömebilsek oraya kadar derine gömeriz, magmaya indiririz anlamında. hatta bakın şu sacral yazan yerlerde bir yerler)
. üstünden 20 yıl geçer, evleneceksindir, söz olur konu gelir anlatmak zorunda kalırsın. anlatırsın ama ne anlatmak... bir yandan ağlayıp bir yandan sinirden kudurup bir yandan öfkeden delirirsin. anlatırsın da anlatırsın. bütün o bastırılmış enerji açığa çıkar, salınır, üstünden öküz kalkmışa dönersin. sonra yürüyecek gücü bulamazsın kendinde. sevdicek kucağında taşır (hehe). katharsis bu işte. bir örnek daha verelim ki pekişsin. ebeveynlerin ölmesi de güzel bir örnek olabilir. baba vakitsiz ölür, genç yaşta evin en büyük erkeği olarak dımdızlak ortada kalıverirsin. sorumluluk artar, hatta altında ezilirsin. babanın ölümüne üzülemezsin bile. sorumluluklarını düşünürsün, küçük kardeşini düşünürsün, anneni düşünürsün. bütün üzüntünü gömersin içine. baban ölmüştür, daha birlikte bir futbol maçına gidemeden, ilk aşk acını anlatamadan, ilk kavganda kaşın patladığında 2 tokat da babandan yiyip üstüne pansuman yaptıramadan, sana tavuk döner kendine peynirli poğaça alıp parka götüremeden göçmüştür bu dünyadan. halbuki daha büyüyecektin, üniversiteye gidecektin, gururlandıracaktın babanı. evlenecektin. çocuğun olacaktı. "torunum oldu lan, ç*künü duvara asarım ben bunun" diyecekti. dede olacaktı. sen 10 yaşındayken göçtü bu dünyadan, sen de kış günü açıkta kalmış çingene g*tü gibi ortada kaldın bir anan bir kardeşinle he mi? aha öyle bir durumda üzülemezsin. üzülemiyorsun. içine atıyorsun herşeyi. sanki yüzyıllardır ölüydü, sanki annen partenogenezle doğurdu seni gibi davranıyorsun. yaşayamadığın bütün o güzel hayallere üzülmeyi bir kenara bırak, düşünmek bile aklına gelmiyor. ta ki tetiklenene kadar. belki psikiyatr tetikler, belki bir sevgili, belki ev arkadaşının babasının ölümü, belki patronun...
işte o an gelince ya oturur ağlarsın. gözlerin kuruyana kadar ağlarsın hem de. ya da 7 milyar insanı yan yana dizsek hepsini yumruklayacak kadar öfkeden yanarsın. sonunda da yorgunluktan hareket edecek gücün kalmaz.
işte katharsis budur.
"there's no "one size fits all" definition of "catharsis", therefore this does not allow a clear definition of its use in therapeutic terms." demiş powell kaynak. belki de yukarıda uzun uzadıya anlattığım herşey palavradır. belki de değildir. kim bilir.
devamını gör...
askerliğin kadınlara da zorunlu olması gerekliliği
gereklilik olup olmadığı tartışılabilecek öneri.
şahsen ben giderdim sanırım. dünyanın bin türlü hali var. bazı şeyleri öğrenip bazı durumlara hazırlıklı olmak iyi olurdu.
her kadının bundan kaçacağını düşünüyorsanız epey yanılıyorsunuz demektir.
şahsen ben giderdim sanırım. dünyanın bin türlü hali var. bazı şeyleri öğrenip bazı durumlara hazırlıklı olmak iyi olurdu.
her kadının bundan kaçacağını düşünüyorsanız epey yanılıyorsunuz demektir.
devamını gör...
sözlük radyosu toplantısı
devamını gör...
insan neyle yaşar
eskiden samanyolu diye bir televizyon kanalı vardı. orada dini içerikli öğüt veren kısa filmler olurdu. tolstoy'un hikâyelerini okurken de aynı hissi yaşadım. farklı olarak yazarın yaşattığı üst düzey kaliteye erişim hissi. tolstoy her ne kadar dinsel öğütler veriyor gibi olsa da söyledikleri evrensel. dün, bugün, yarın ve yıllar sonra da geçerliliğini koruyacak öğütler. bu yüzden klasik olmamış mı zaten? ne de güzel olmuş.
insan neyle yaşar? adlı hikayede üç soru ve onun cevaplarını aramaya yönelik bir hikayedir. insanda ne vardır? insana ne verilmemiştir? insan ne ile yaşar? insanda merhamet duygusu vardır. insana neye ihtiyacı olduğunu bilme yetisi verilmemişti. insan sevgiyle yaşardı.
"insanlar sadece kendi hayatları için kaygılandıkları, kendilerini kolladıkları için yaşar sanırdım, oysa onları yaşatan tek şey sevgiymiş."
syf. 40
kıvılcımı söndürmeyen ateşi zapt edemez adlı hikayede öfkelendiğimizde ve bir husumet oluştuğunda onu uzatmamamız, her şey tazeyken ve kimse zarar görmemişken orta yolu bulmamız öğütlenir.
insana çok toprak gerekir mi? adlı hikayede ise insan ne kadar çok toprağa sahip olmak istese de en sonunda küçük bir çukurun ona yettiğini, aslında ihtiyacımız olanın düşündüğümüzden daha az olduğunu bize öğretiyor.
benim en çok etkilendiğim ve yıllar önce okuduğumda da aklımdan çıkmayan son hikayeydi. tolstoy harika bir yazar. var ol.
insan neyle yaşar? adlı hikayede üç soru ve onun cevaplarını aramaya yönelik bir hikayedir. insanda ne vardır? insana ne verilmemiştir? insan ne ile yaşar? insanda merhamet duygusu vardır. insana neye ihtiyacı olduğunu bilme yetisi verilmemişti. insan sevgiyle yaşardı.
"insanlar sadece kendi hayatları için kaygılandıkları, kendilerini kolladıkları için yaşar sanırdım, oysa onları yaşatan tek şey sevgiymiş."
syf. 40
kıvılcımı söndürmeyen ateşi zapt edemez adlı hikayede öfkelendiğimizde ve bir husumet oluştuğunda onu uzatmamamız, her şey tazeyken ve kimse zarar görmemişken orta yolu bulmamız öğütlenir.
insana çok toprak gerekir mi? adlı hikayede ise insan ne kadar çok toprağa sahip olmak istese de en sonunda küçük bir çukurun ona yettiğini, aslında ihtiyacımız olanın düşündüğümüzden daha az olduğunu bize öğretiyor.
benim en çok etkilendiğim ve yıllar önce okuduğumda da aklımdan çıkmayan son hikayeydi. tolstoy harika bir yazar. var ol.
devamını gör...
quokka
avustralya ve yeni zelanda civarlarında yaşayan şirin mi şirin bir hayvan.
kangurunun little versiyonu.
kangurunun little versiyonu.
devamını gör...
bir evin huzurlu olduğunu gösteren detay
bağırma çağırma sesleri yoksa,çay demleniyorsa huzurludur.
devamını gör...
normal sözlük kelimelik turnuvası
merhabalar sevgili kelimelik turnuvası portakalları.*
ilk turun oyunları bugün bitmiş olursa bir üst tur için yeni kuraları çekebiliriz.
tabloda ismi geçen kullanıcılar eğer kelimelik kullanıcı isimlerini doğru vermedilerse daha önceden de söylediğim gibi karşılaşacağı oyuncuya bunu belirtip düzeltme yaparlarsa süper olur.
aynı grup içinde yer alan ve davet gönderildiği halde oynamayan oyuncularımız malesef hükmen yenik sayılacaktır.
yine aynı şekilde 12 saatlik hamle süremizi sonuna kadar kullanmamaya özen gösterirsek süper olur.
son olarak maçları yaptıktan sonra net sonuçlarınızı yine tanım olarak yazınız.
eğer takıldığınız bir durum olursa bir mesaj uzağınızdayım, iyi eğlenceler diliyorum.
ilk turun oyunları bugün bitmiş olursa bir üst tur için yeni kuraları çekebiliriz.
tabloda ismi geçen kullanıcılar eğer kelimelik kullanıcı isimlerini doğru vermedilerse daha önceden de söylediğim gibi karşılaşacağı oyuncuya bunu belirtip düzeltme yaparlarsa süper olur.
aynı grup içinde yer alan ve davet gönderildiği halde oynamayan oyuncularımız malesef hükmen yenik sayılacaktır.
yine aynı şekilde 12 saatlik hamle süremizi sonuna kadar kullanmamaya özen gösterirsek süper olur.
son olarak maçları yaptıktan sonra net sonuçlarınızı yine tanım olarak yazınız.
eğer takıldığınız bir durum olursa bir mesaj uzağınızdayım, iyi eğlenceler diliyorum.
devamını gör...
üniforma alamadığı için okula giremeyen öğrenci
gerçekten kapıdan yollamak eğitim hakkını elinden almak mı çözüm? okul aile birliği ne işe yarıyor? milletten para toplayıp bir odada oturup gün yapmak mı tek işleri? sadece bu çocuk değil birden fazla çocuk varmış bu durumda. çok mu zor ihtiyaç sahibi çocukları belirleyip yardımcı olmak?
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan yazarın asıl amacı
kendimi mutlu etmek.
fotojenik biri değilim. biraz "bu sefer çok fena çıkmamışım" dediğim fotoğrafım varsa her yere onu koyup kendimi avutuyorum. *
fotojenik biri değilim. biraz "bu sefer çok fena çıkmamışım" dediğim fotoğrafım varsa her yere onu koyup kendimi avutuyorum. *
devamını gör...
clickbait
2021 netflix yapımı sekiz bölümlük bir mini dizi.

nick harika bir aile babasıdır. herkes tarafından sevilir. eşi ve çocuklarıyla olan ilişkisi toplum tarafından da takdir edilir. internete yüklenen bir videoda nick elinde bir kağıt tutar.

herkes bunun bir clickbait olduğunu düşünür. ailesi ondan haber alamayınca polis devreye girer ve araştırmalar başlar. nick'in ve ailesinin gizli hayatları gün yüzüne çıktıkça videoda nick'in suçlandığı olayın gerçek olduğuna inanmaya başlar herkes. ama işin altından kimsenin tahmin edemeyeceği bir gerçek çıkar.
neden popüler olmadığını anlamadığım, sosyal medya ve insanların henüz keşfedemediği bir dizi olduğunu düşünüyorum. çünkü sonunda açığa çıkan gerçekler beni bile şok etti. hedef şaşırtma çok güzel yapılmıştı. clickbait ismi bu diziye biçilmiş kaftan. son zamanlarda çıkan dizi ve filmlerin çoğunda olduğu gibi ana fikir yine aynı. "teknoloji çıktı mertlik bozuldu" eminim her izleyen sonunu tahmin edemez. bu kadar da iddialıyım.
ve sevgisizlik. bu dizide en çok beni üzen buydu. bu bir insanın yaptıklarını haklı çıkarmasa da iki evde yaşayan insanların birbirlerine bu kadar yabancılaşmaları, kendilerine apayrı bir dünya yaratıp facialara neden olmaları çok önemli bir nokta. mesajı bol, gerilimi düşmeyen, gizemlerle dolu mutlaka izlenilmesi gereken bir dizi.

nick harika bir aile babasıdır. herkes tarafından sevilir. eşi ve çocuklarıyla olan ilişkisi toplum tarafından da takdir edilir. internete yüklenen bir videoda nick elinde bir kağıt tutar.

herkes bunun bir clickbait olduğunu düşünür. ailesi ondan haber alamayınca polis devreye girer ve araştırmalar başlar. nick'in ve ailesinin gizli hayatları gün yüzüne çıktıkça videoda nick'in suçlandığı olayın gerçek olduğuna inanmaya başlar herkes. ama işin altından kimsenin tahmin edemeyeceği bir gerçek çıkar.
neden popüler olmadığını anlamadığım, sosyal medya ve insanların henüz keşfedemediği bir dizi olduğunu düşünüyorum. çünkü sonunda açığa çıkan gerçekler beni bile şok etti. hedef şaşırtma çok güzel yapılmıştı. clickbait ismi bu diziye biçilmiş kaftan. son zamanlarda çıkan dizi ve filmlerin çoğunda olduğu gibi ana fikir yine aynı. "teknoloji çıktı mertlik bozuldu" eminim her izleyen sonunu tahmin edemez. bu kadar da iddialıyım.
ve sevgisizlik. bu dizide en çok beni üzen buydu. bu bir insanın yaptıklarını haklı çıkarmasa da iki evde yaşayan insanların birbirlerine bu kadar yabancılaşmaları, kendilerine apayrı bir dünya yaratıp facialara neden olmaları çok önemli bir nokta. mesajı bol, gerilimi düşmeyen, gizemlerle dolu mutlaka izlenilmesi gereken bir dizi.
devamını gör...
yazar nicklerinden cümle kurmak
#1646638 yine kimse bizden bahsetmedi diye atarlanmaya geldiğim başlıkta zynpgvnbjk adlı ince ruhlu hanımefendinin yazdığı tanımı görünce gülümsemiştim...
bu tanımımla aslında sözlük ahalisine trip atmıştım fakat meja nickli düşünceli yazarın bu #1608241 düşünceli tanımını gözden kaçırmıştım.ve bunları neden öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti üslubunda anlattığımı ben de bilmiyordum.
trip atmaya geldiğim başlıkta trip yemiştim erdal kalın poe nickli kibar beyefendi de atarımı giderimi haksız çıkaran bir tanım girmişti meğersem #1564846 gözümden kaçmış deyip işin içinden sıyrılma planları kurmaya başlamıştım.
bu tanımımla aslında sözlük ahalisine trip atmıştım fakat meja nickli düşünceli yazarın bu #1608241 düşünceli tanımını gözden kaçırmıştım.ve bunları neden öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti üslubunda anlattığımı ben de bilmiyordum.
trip atmaya geldiğim başlıkta trip yemiştim erdal kalın poe nickli kibar beyefendi de atarımı giderimi haksız çıkaran bir tanım girmişti meğersem #1564846 gözümden kaçmış deyip işin içinden sıyrılma planları kurmaya başlamıştım.
devamını gör...
yazılacak kitabın ilk cümlesi
bugün yine derin bir hüzünle uyandım herhangi biri. gün aymıştı. ama baktığım gökyüzü hala kapkaraydı. ben hala yıldızları, ayı görüyordum. sen ne dersin herhangi biri? güneş herkes için aynı aydınlıkta mı doğar?
devamını gör...
turistlerin virüs taşımadığı gerçeği
dövizler pardon turistler virüs taşımadığı için devletimiz tarafından yasaklardan muaf tutuluyor, taksim ve eminönü'nde bunu apaçık bir şekilde görüyoruz.
buradan

buradan

devamını gör...

