şaban oğlu şaban
1977 yapımı ertem eğilmez filmi.
filmde kemal sunal, halit akçatepe, şener şen, adile naşit gibi birçok ünlü isim var.
(bkz: içerisi şampiyonlar ligi gibi)
konusu kısaca, 2 sakar asker arkadaşın, sivil hayatta nazır paşa tarafından görevlendirilerek kayıp bir elması ve onun hırsızını araması şeklinde özetlenebilir.
filmde kemal sunal, halit akçatepe, şener şen, adile naşit gibi birçok ünlü isim var.
(bkz: içerisi şampiyonlar ligi gibi)
konusu kısaca, 2 sakar asker arkadaşın, sivil hayatta nazır paşa tarafından görevlendirilerek kayıp bir elması ve onun hırsızını araması şeklinde özetlenebilir.
devamını gör...
gliese 581 d
insanlık tarihinin cevabını en çok merak ettiği sorulardan bir tanesi "evrende yalnız mıyız?" sorusudur. gliese 581 d yaşam olasılığı en yüksek gezegen olarak düşünülmektedir. bu gezegen dünya'dan yaklaşık 20 ışık yılı uzaklıktaki gliese 581 yıldızının etrafında dönmektedir. kaynak 1
nasa tarafından yapılan simülasyonlar bu gezegenin bir atmosfere ve yüzeyinde suya sahip olmasının olası olduğunu göstermiştir.
dr guillem anglada-escude “gelecek nesil teleskoplarla, doğrudan gliese 581 d'de yaşamı arayabileceğiz” diye açıklama yapmıştır. kaynak 2
2008 yılında gliese 581 d'ye "a message from earth" adlı mesaj gönderilmiştir. mesajın gezegene 2029 yılında ulaşması beklenmektedir. eğer gezegende yaşam varsa kibarca mı cevap verirler yoksa dünyamıza gelip keyif çayı mı içerler, kendileri bilir. *
nasa tarafından yapılan simülasyonlar bu gezegenin bir atmosfere ve yüzeyinde suya sahip olmasının olası olduğunu göstermiştir.
dr guillem anglada-escude “gelecek nesil teleskoplarla, doğrudan gliese 581 d'de yaşamı arayabileceğiz” diye açıklama yapmıştır. kaynak 2
2008 yılında gliese 581 d'ye "a message from earth" adlı mesaj gönderilmiştir. mesajın gezegene 2029 yılında ulaşması beklenmektedir. eğer gezegende yaşam varsa kibarca mı cevap verirler yoksa dünyamıza gelip keyif çayı mı içerler, kendileri bilir. *
devamını gör...
seni seviyorum ile seviyorum seni arasındaki fark
epey derecede büyüktür. bugün de 'seviyorum seni' denilenlere içelim.
devamını gör...
unutulmayan fakirlik anıları
kız kardeşim 5.sınıfta, ben ise ortaokuldaydım. 5. sınıflar bursluluk sınavına 10 tl gibi bir ücret karşılığı giriyordu. ben de kardeşime her zaman güvenirim, bu sınava girmesini çok istiyordum, kazanacağından emindim.
günlerce anneme dil döktüğümü hatırlıyorum, lütfen girsin vallahi kazanır diye. ama annem o 10 lirayı bir türlü vermedi. yoktu biliyorum ama isteseydi bulurdu bunu da biliyorum.
neyse efendim sınava başvurmak için son gün geldi çattı ama nasıl içim içimi yiyor, bir şeyler yapmam lazımdı.
o zamanlar bir arkadaş grubum vardı, hemen onlardan borç para istedim. ( ay çok fakir hissettim şu an yahuu)
neyse efendim bir arkadaşımda 5 tl vardı hemen verdi, diğer arkadaşım benim için annesinden istedi.
koştur koştur bankaya ücreti yatırdık, ve dekontu idareye teslim ettik.
peki sonra ne oldu?
kız kardeşim kazandı bursluluk sınavını, anneme söylemeyecektik parayı hep gizlice alıp ezecektik, çok heyecanlıydık.
ama öyle olmadı tabii bursu okuldan almaya veli gitmeliydi.
neyse ki annem gururlu biridir, o parayı hep kardeşimle beraber ezdik, yeri geldi kaynak kitap aldık.
bazen de kıyafet.
şimdi de kardeşim canımı istesin veririm aramızda ne paranın ne de başka bir şeyin lafı dahi olamaz.
günlerce anneme dil döktüğümü hatırlıyorum, lütfen girsin vallahi kazanır diye. ama annem o 10 lirayı bir türlü vermedi. yoktu biliyorum ama isteseydi bulurdu bunu da biliyorum.
neyse efendim sınava başvurmak için son gün geldi çattı ama nasıl içim içimi yiyor, bir şeyler yapmam lazımdı.
o zamanlar bir arkadaş grubum vardı, hemen onlardan borç para istedim. ( ay çok fakir hissettim şu an yahuu)
neyse efendim bir arkadaşımda 5 tl vardı hemen verdi, diğer arkadaşım benim için annesinden istedi.
koştur koştur bankaya ücreti yatırdık, ve dekontu idareye teslim ettik.
peki sonra ne oldu?
kız kardeşim kazandı bursluluk sınavını, anneme söylemeyecektik parayı hep gizlice alıp ezecektik, çok heyecanlıydık.
ama öyle olmadı tabii bursu okuldan almaya veli gitmeliydi.
neyse ki annem gururlu biridir, o parayı hep kardeşimle beraber ezdik, yeri geldi kaynak kitap aldık.
bazen de kıyafet.
şimdi de kardeşim canımı istesin veririm aramızda ne paranın ne de başka bir şeyin lafı dahi olamaz.
devamını gör...
istanbul'da sonbahar
istanbul bugün yorgun
üzgün ve yaşlanmış
biraz kilo almış
ağlamış yine, rimelleri akıyor
üzgün ve yaşlanmış
biraz kilo almış
ağlamış yine, rimelleri akıyor
devamını gör...
türbanlı hakime güvenir misiniz sorunu
ben insanları kıyafetine göre değil, bana karşı olan haline ve tavrına göre değerlendiriyorum. herkese de bunu tavsiye ediyorum. yoksa çok kazık yersiniz çok.
devamını gör...
kızıl saç
yine hakkımda atıp tutmuşsunuz.
devamını gör...
hayal edilen ölüm şekli
uyurken usul usul ölmek. yaşarken bir varlık gösteremedim. ölürken de kimseyi rahatsız etmek istemem. hiç gelmemiş gibi gitmek isterim .
devamını gör...
yazarların çocukluk travması
7 yaşındayken cehennemde yanası öz amcamın ablamı silahla vurması oldu.
ortalık kan gölüne dönmüştü ve ablam "anne vuruldum" diye acıdan inliyordu.
çocukluğum travma üstüne travmayla geçti.
ortalık kan gölüne dönmüştü ve ablam "anne vuruldum" diye acıdan inliyordu.
çocukluğum travma üstüne travmayla geçti.
devamını gör...
öjenik
almanya'da üstün, saf ırk anlamında bir dönemde uygulanan bir nevi faşizmdir.
devamını gör...
görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda
(bkz: itibardan tasarruf olmaz) diyenlerin ve (bkz: bebeğin donundan medet ummak) gafletine düşenlerin katili olduğu öğrencidir dilek özçelik.
bu lafları da yardım istediği, derdini anlattığı dönemin çevre ve şehircilik bakanı erdoğan bayraktar'ın kendisine para vermesi üzerine söylemiştir.
oysaki dilek sadece yaşamak istemişti.
sadece sağlığına kavuşmak istemişti.
sadece derdini anlatmak ve sesini duyurmak istemişti.
onlar ne yaptı:
dilek ablanın eline 50-100 lira tutuşturup milyonları cebe indirdiler.
itibardan tasarruf olmaz deyip saraylar, villalar yaptılar.
bu lafları da yardım istediği, derdini anlattığı dönemin çevre ve şehircilik bakanı erdoğan bayraktar'ın kendisine para vermesi üzerine söylemiştir.
oysaki dilek sadece yaşamak istemişti.
sadece sağlığına kavuşmak istemişti.
sadece derdini anlatmak ve sesini duyurmak istemişti.
onlar ne yaptı:
dilek ablanın eline 50-100 lira tutuşturup milyonları cebe indirdiler.
itibardan tasarruf olmaz deyip saraylar, villalar yaptılar.
devamını gör...
sözlükte kaliteli insan yok diyen insanlar
kaliteli tanım kavramının yalnızca bilgi içerikli tanımla özdeşleşmesi yanlış bence. kaliteli trollük, kaliteli eğlenceli tanımlar, kaliteli eleştiri tanımları da mümkün ve hatta var. sözlüğün kalitesi yalnızca bilgi içerikli tanımlarda değil saydığım ve sayamadığım daha bir sürü tanım tarzında kaliteli olabilmekte saklı. dolayısıyla bir yazar bilgi içerikli olmasa da kaliteli tanım yazabilir ve hatta yazıyor.
devamını gör...
maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim
(bkz: 42 yaşında olduğunu bilmiyordum özür dilerim.)
şaka bir yana , doğumgünü kutlu olsun dediğim ve kutladıĝım güzel yazar.
şaka bir yana , doğumgünü kutlu olsun dediğim ve kutladıĝım güzel yazar.
devamını gör...
engelli biriyle evlenmemek
engelli olmak için illa uzuv kaybı yada doğuştan fiziksel sorunlara sahip olmak gerekmiyor. zihinsel, ruhsal ve kronik rahatsızlıklar nedeniyle engelli statüsünde olan insanlar var. benim de hem ameliyatlar hem de kronik rahatsızlıklar nedeniyle engelli raporum var. ilişkilerim de bir dönem bu yüzden sıkıntı yaşadım. insanlar sanki ölene kadar sağlıklı yaşayacağını düşünüyor.
devamını gör...
sir came a lot
birmingham sarayı'nda konulu bir yetişkin filmi çekersem bu ismi vereceğim: "everyone came but the sir came a lot" *
t: adını her gördüğümde fonetiğiyle okuyup gülmeme sebep olan yazar kişisidir. takipteyiz.
t: adını her gördüğümde fonetiğiyle okuyup gülmeme sebep olan yazar kişisidir. takipteyiz.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
ben seninle çay içmek istiyorum.
seni duymak,
seni görmek,
seni bilmek,
seni yanımda hissetmek istiyorum.
sana şiir okumak istiyorum,…
yazmaktan bıktım, usandım.
ben artık yazıları sana söylemek istiyorum.
küçük bir evde, büyük hayaller kurmak istiyorum.
sobanın yanında, seninle birlikte,
üşüyen ellerimi çayın sıcaklığına bırakmak istiyorum.
ben aslında sevmek değil, seninle yaşlanmak istiyorum.
ben seninle birlikte, gözlerimi hayata kapatmak istiyorum.
senin konuşmanı, senin gülümsemeni, senin varlığını,
senin düşüncelerini,senin hayallerini bilmek istiyorum.
küçük bir evde, büyük bir mutluluk istiyorum,
huzur istiyorum, "huzur sensin" diyorum, susuyorum.
biliyorum,
ben çok şey istiyorum.
o yüzden susuyorum.
yazarak, şiirler gibi susuyorum.
özdemir asaf / ben seninle yaşlanmak istiyorum
seni duymak,
seni görmek,
seni bilmek,
seni yanımda hissetmek istiyorum.
sana şiir okumak istiyorum,…
yazmaktan bıktım, usandım.
ben artık yazıları sana söylemek istiyorum.
küçük bir evde, büyük hayaller kurmak istiyorum.
sobanın yanında, seninle birlikte,
üşüyen ellerimi çayın sıcaklığına bırakmak istiyorum.
ben aslında sevmek değil, seninle yaşlanmak istiyorum.
ben seninle birlikte, gözlerimi hayata kapatmak istiyorum.
senin konuşmanı, senin gülümsemeni, senin varlığını,
senin düşüncelerini,senin hayallerini bilmek istiyorum.
küçük bir evde, büyük bir mutluluk istiyorum,
huzur istiyorum, "huzur sensin" diyorum, susuyorum.
biliyorum,
ben çok şey istiyorum.
o yüzden susuyorum.
yazarak, şiirler gibi susuyorum.
özdemir asaf / ben seninle yaşlanmak istiyorum
devamını gör...
ıssız adam
çağan ırmak'ın genelde filmlerini severim ama nedense bunu sevemedim. ilk yayınlandığı gün filmin konusu hakkında hiçbir fikrim olmadan girmiştim sinemaya konusu sarmadığı için ara ara dışarı çıkmıştım. salona döndüğümde arkadaşım hüngür hüngür ağlıyordu bir anlam verememiştim. film bayağı ses getirince dur bir daha izleyeyim kaçırdığım bir şey vardır belki dedim ama yok ben bir türlü sevemedim.
devamını gör...
moonlight sonata
--- alıntı ---
rivayete göre; kötü ve mutsuz geçirdiği çocukluk dönemi, yalnızlığı, sağlık problemleri -özellikle sağır oluşu- beethoven’ı hayata küstürmüştür. intihara karar verir ve hatta vasiyetini bile hazırlar. ancak görme engelli küçük bir kız, beethoven’a yaşama bakışını tamamen değiştirecektir. gözleri görmeyen genç kızın ayışığını hiç görememiş ve göremeyecek olması bethooven’ı fazlasıyla derinden etkiler. ve yaşama yeniden bağlanmasına en büyük sebep olur.
bir gün beethoven, bir arkadaşı ile birlikte viyana sokaklarında dolaşmaya çıkmıştır. tam o esnada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve beethoven’ı büyüleyen ses oradan gelmektedir. arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler.
birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. kapıyı açan kadın, beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. beethoven, piyano sesine geldiğini, çalan kişiyi çok merak ettiğini ve muhakkak görmek istediğini söyler. kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek beethoven ve arkadaşını içeri alır. beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. annesi kıza, beethoven’ın geldiğini söyler ve küçük kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız görme engellidir. bunu gören beethoven ise, “lütfen benden bir şey isteyin.” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?” bu durumdan etkilenen beethoven, bunun üzerine piyanonun başına geçer ve ayışığı sonatı’nı(moonlight sonata), doğaçlama olarak besteler.
“bu hikaye tamamen rivayettir. gerçek olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir.”
kaynak: organik insan
--- alıntı ---
rivayete göre; kötü ve mutsuz geçirdiği çocukluk dönemi, yalnızlığı, sağlık problemleri -özellikle sağır oluşu- beethoven’ı hayata küstürmüştür. intihara karar verir ve hatta vasiyetini bile hazırlar. ancak görme engelli küçük bir kız, beethoven’a yaşama bakışını tamamen değiştirecektir. gözleri görmeyen genç kızın ayışığını hiç görememiş ve göremeyecek olması bethooven’ı fazlasıyla derinden etkiler. ve yaşama yeniden bağlanmasına en büyük sebep olur.
bir gün beethoven, bir arkadaşı ile birlikte viyana sokaklarında dolaşmaya çıkmıştır. tam o esnada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve beethoven’ı büyüleyen ses oradan gelmektedir. arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler.
birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. kapıyı açan kadın, beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. beethoven, piyano sesine geldiğini, çalan kişiyi çok merak ettiğini ve muhakkak görmek istediğini söyler. kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek beethoven ve arkadaşını içeri alır. beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. annesi kıza, beethoven’ın geldiğini söyler ve küçük kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız görme engellidir. bunu gören beethoven ise, “lütfen benden bir şey isteyin.” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?” bu durumdan etkilenen beethoven, bunun üzerine piyanonun başına geçer ve ayışığı sonatı’nı(moonlight sonata), doğaçlama olarak besteler.
“bu hikaye tamamen rivayettir. gerçek olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir.”
kaynak: organik insan
--- alıntı ---
devamını gör...
bazı kadınların yemek yapmayı hizmetçilik olarak görmesi
bazı erkeklerin ev işi şurda dursun, içtiği suyun bardağını mutfağa götürmeyi bile kılıbıklık addeddiği bir toplumda... her neyse. anlatmak istemiyorum.
devamını gör...
