"yiyip, içip, s.çmaktan başka bir şey yaptığınız yok be. içinizde takla atmayan güvercinler var, kendini keklik zannedenler var. siz taklacı güvercinsiniz kardeşim. içinizde koca bir günü iki takla ile savuşturanlar var. hangilerinizden bahsettiğimi siz de çok iyi biliyorsunuz ama ben burada isim verip hiçbirinizi arkadaşlarınızın içinde şeyetmek istemiyorum. ama bu beyle gitmez kardeşim, beyle gitmez. bundan beyle takla atmayana yem de yok. yeter be! ben sizi her yere s.çasınız diye mi besliyorum? ee sen takla atma, o takla atmasın kim takla atacak? ben mi atacağım taklayı? bundan böyle takla yok yem de yok kardeşim. takla yok yem de yok, takla yok yem de yok" *

sahne için; takla yok, yem de yok...
devamını gör...

pek bi' marifet değil ya. sıradan bir şey.
devamını gör...

bende bu guruba dahil olmuş bulunuyorum.

helios'un yaptığı estetik ameliyat ile kabuğumdaki çizgiyi aldırdım.

çok rahatladım. kendisine teşekkür ediyorum.
devamını gör...

cevabını bilenin nobel alacağı soru. yani buna sözlükte yanıt aramak biraz anlamsız.

yine de 3-5 şey söyleyeyim.

evrenin tamamını göremiyoruz. hakkında bilgiler verdiğimiz galaksiler, yıldızlar, kara delikler ya da aklınıza gelebilecek tüm diğer cisimler, gözlemlenebilir evren dediğimiz kısıtlı alanda bulunuyor. bundan ötesini göremiyoruz. o yüzden ötesi var mıdır, varsa nasıldır, sonlu mudur, sonsuz mudur gibi soruların hiçbirinin cevabı yok şu an bizim için.

büyük patlama'dan öncesi de aynı şekilde bilinmiyor.

tüm bunların özeti şu; evrenimiz, başka bir evrendeki tek bir noktada yoğunlaşan herhangi bir enerji alanı nedeniyle oluşmuş olabilir. eğer bu doğruysa esas merak etmemiz gereken şey "o zaman o ana evrenin öncesinde ne vardı?" sorusu oluyor. yine benzer bir nedenden ötürü evrenimiz, bir başka evren içinde genişliyor olduğundan, bir sonu varsa dışında bahsi geçen o ana evren olmalı. yine konunun okları, içinde yaşadığımız evrenden çıkıp başka bir evrene doğru yönleniyor bu durumda.

nihai özet: bu soruların cevabını bilmiyoruz.
devamını gör...

philip morris gibi bir sigara firmasından sponsorluk alan, kazı başkanı ahmet yaraş’ın sular altında kalmaması için çok çaba sarfettiği fakat başarısız olduğu antik kent.

bu kazı sırasında hükümeti eleştirdiği için hiç bir kazıya kazı başkanı olamıyordu en son.

antik dünyanın tıp merkezi, kazıdan bana kalan yegane şey kitap ayracı.

antik kentler sular altında kalmasın...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

avustralya nüfusu güncel verilere göre 25 milyon kadardır. fakat buna karşın avustralya'da 50 milyon civarı kanguru yaşamaktadır.
devamını gör...

ben küçük yerde oturuyorum burada bim yok lutfen tadını ayrıntılı anlatır mısınız okuduğumda kadife tatlısı yemis gibi olayım
devamını gör...

az bişey merakım vardır bilinçaltı konulara... bu sözün ardındaki zihinsel durumu freud - jung ve bizden de nusret kaya'nın yaklaşımlarıyla izah etmeye çalışayım, naçizane:

her insanın içinde hem eril hem dişil yönler vardır. erkek içindeki dişil yön fazla olduğu zaman (eğer kişi dışarıya açık hayatında eşcinsel değilse) o kadınsılığı bastırmak için erkekliği sürekli abartır, "horozlanır" ve olabildiğince kadınları ve kadınlığı aşağılar. bizim toplumda çok görülür. peki içteki bu kadınsılık neden fazladır?



erkeğin içindeki kadınsılığın fazla olmasının sebebi, annesinin eşiyle (baba) olan ilişkisinde yaşadığı cinsel tatminsizliktir. bu tatminszilik, annelerin olanca enerjilerini (rahimsel enerji) oğullara yöneltmesine sebep olur. ne kadar "oğlum da oğlum, erkek oğlum" diye abartsalar da oğullar bir türlü "erkek" olamazlar. bu girdaptan da örnekteki kişi gibi çıkmaya çalışırlar.



freud "eşcinsellikten çok korkan, erkekliği abartan kişi, gizli eşcinseldir" tespiti ile ünlüdür. jung, insanların içindeki eril - dişil yönlerinden ve bunların dengesinden bahsetmiştir. nusret kaya ise kadınlardaki cinsel enerjiyi 1. rahimsel 2. vajinal olarak ayırır. rahimsel enerji anaçlığı, vajinal enerjiyse dişiliği sembolize etmektedir.



toplumumuzda (genelde islam toplumlarında) dişi olmak ayıp, günah ama "ana" olmak yüce, cennetlik, geleneklere uygun demektir. o yüzden bu toplumda kadınlığını hayat boyu yaşayamamış ama ileri derecede ana olmuş kadınlar mevcuttur, oran çok yüksektir. kocalarla yaşanamayan, daha doğrusu renklendirilmemiş, üstü kapalı, tatminsiz, "saygın" (!) yaşanmış cinsel hayat, eşlerden gittikçe soğumaya ama oğullara iyice bağlanmaya, adeta onlara "aşık" olmaya sebebiyet verir. freud'un oedipus kompleksi gibi... oğul anasının ilgisinden, aşırı sevgisinden, rahimsel enerjisinden sıyrılamaz, içindeki kadın gelişir, erkeklik güdük kalır. sonuçta o da kendi eşini / sevgilsini tatmin edemez ve bu döngü sürer gider.
kompleksli, yarım, öz güvensiz, ana kuzusu erkekler bu vahim durumlarını da kadınlara her türden ve yönden saldırarak, aşağılayarak, küfürlerde kadını aşağılayıcı sözcükler kullanarak aşmaya çalışırlar.
devamını gör...

hani bazı zamanlar olur çok ihtiyaç duyduğun bir an olur ya işte o an ihtiyaç duyduğun insan yanında olmayınca çaresizliğin ikiye katlanır. birgün seni affetsem çaresiz kaldığım anlar seni affetmez.
devamını gör...

- neden hristiyanismail?
- ismail adında bir hristiyan olmaz diye düşündüm.

bu kadar mantıklı bir argümanla mahlas almış bir insan troll olabilir mi arkadaşlar? yapmayınız.*
devamını gör...

acaba biz birilerinin bacısı olmak istiyor muyuz? sadece birey olsak yeterli olmuyor mu.
devamını gör...

tuzlu fıstığım ve biramlan orlayn olacağım yayın...
devamını gör...

ulan melting. geldin ve haber vermedin mi? yazıklar olsunnn. sonra "kuşum, bebeğim inan işim vardı" diye etrafımda dolaşırsın sen. unutma:
(bkz: intikam soğuk yenen bir yemektir)*

edit: bakınnnn yazdı bile.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu kadın bana aşık yaaaa. ama erkeklerden hoşlanıyorum melting. kusura bakma, hıhhhh.*
devamını gör...

1001 kitap- okuduğunuz veya okuyacağınız kitapları listelediğiniz bir nevi kitap paylaşım uygulaması.
isterseniz gizlilik özelliğini kullanıp kendi kitap okuma listenizi oluşturursunuz.
okuyucuların kitaplar hakkındaki yorumları ile fikir sahibi olabilirsiniz.
kendinize okuma hedefi koyabilirsiniz.
devamını gör...

yeşil kahve çekirdekleri, kahve ağacının meyvesinin içindeki çekirdeklerdir. kahve ağaçlarında kırmızı kahve meyveleri yetişir ve olgunlaşan meyveler toplanır. vişnelerin içinde, kahve satan yerlerde gördüğünüz kahveyi yapmak için kavurduğumuz yeşil çekirdekler
bulunur. bir kahve ağacında her yıl yaklaşık 2,72 kg meyve yetişir. yani, bir kahve ağacı 0,45 kg kavrulmuş kahve üretmek için bütün bir yıl
çalışır.

çay, şarap ve yemekler gibi, kahveler de lezzetlerinin büyük kısmını geldiği yerden alır.
yetiştirme bölgelerinin her birinde farklı yetiştirme koşulları ve gelenekleri vardır ve
bunlar kahvenin genel tadını etkiler.

- latin amerika: fındık, kakao ve hafif baharat lezzetleri
- afrika: narenciye, böğürtlen ve baharat lezzetleri ve çiçek aromaları
- asya/pasifik: dolgun gövdeli ve şurubumsu pürüzsüzlük, bitkisel ve topraksı lezzetler

bir kahve ağacı tam olgunluğa 3 ila 5 yıl içerisinde ulaşır. yılda 1 kez hasat yapılır (kolombiya ve kenya'da 2 kez). yasemin kokulu çiçekten, yakut kırmızısı kahve meyvelerine ulaşması 9 aydır. kahve bitkisi, hayatına bir fidanlıkta başlar ve 1 yıl sonra ise sökülüp kalıcı olan evine yani kahve tarlasına ekilir. bir kahve ağacı ticari olarak 25-30 yıl boyunca kahve üretir. iklim değişikliği, kahve pası ve haşereler kahve ağacının en büyük düşmanlarıdır.
devamını gör...

zaman zaman gözyaşları ile, zaman zaman isyan ederek çok zor izlediğim, mutlaka izlenmesi gereken gerçek hikayeden uyarlama bir dizi.

çocukların oyunculukları ayrıca müthiş.

--! spoiler !--

işi adaleti sağlamak olan insanlar tarafından adaletsizce ve tamamen uydurma bir hikaye ile ellerinde delil bile olmadan yargılanıp hem kendilerinin hem de ailelerinin hayatları karartılan 5 çocuğun çok acı hikayesi.
en acısı da kendi uydurdukları hikayeye (mantık olarak oturmayan kısımlar var diye olay akışını bile değiştirecek kadar gözleri kararmış olmaktan bahsediyorum burada) bu kadar delice bağlanıp, sonra inanmaları. buna çok zor tahammül ettim ben.

--! spoiler !--
devamını gör...

hannah arendt, adolf eichmann davası izlenimlerini ilkin yanılmıyorsam washington post'ta yayımlamıştır. gazetenin, ait olduğu yahudi cemaatinin ve kamuoyunun hatta akademik çevrelerin tüm baskılarına rağmen görüşlerinden caymamış ve titizlikle çalışmış olan arendt bir nazi askerinden ziyade savaşın planlama kısmında çalışan eichmann'ın tüm psikiyatrik incelemelerde ruhsal açıdan sağlıklı olması üzerine kafa yormuştur. eichmann yahudilere karşi olumsuz yargıları olan biri değildir. hatta uzun yıllar yahudi komşuları ile iyi geçinmiş ve düşmanlık gösterecek bir harekette bulunmamıştır. arendt'in kötülüğün sıradanlığı fikri burada başlar. kitlelerin kötülüğü nasıl normalleştirebilecekleri ve insanın düşünme, çıkarımda bulunma eksikliğinin nelere yol açabileceğini görmüştür. güç sahibi olmak bilme ve bilinçlilik halinin gerçekleştiği anlamına gelmez. hukuka atanmış mevzularda kamuoyunun gücünü kullanarak toplumsal lince meyil etmesi aynı olmasa da tehlikelere işaret eden güncel gelişmelerdir.
devamını gör...

biraz da şöyle şöyle dandik başlık açalım değil mi? evet efenim favlayan yazarın asıl amacı size yanlamaktır. ne yapsın malum yasaklar geldi çattı can sıkıntısından saracak birini arıyor olabilir. ayrıca bu bir sözlük politikası da olabilir. eksi yok fav butonu var neden? neden ha? resmen çöpünüzü çatacaklar lütfen bilinçlenelim.!!111!1!1!
devamını gör...

giyilmiş çorapları için alıcılar çıkması muhtemeldir.
devamını gör...

çocuk bir zaman sonra patlayıp uçarı bir tip olursa eğer sorunu kendilerinde araması gereken ailedir. her şeyin yol yordamı var. o kadar baskıcı olunursa sonunda çocuk da etkiye tepki patlar.. yolunu siz gösterip o yoldan gitmesi için zorlamak yerine yol gösterici olun yeterli.. kendi yolunu bırakın kendisi bulsun. siz gerekli eğitimi verirseniz zaten güzel bir karakteri, yaşantısı olacaktır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim