babaların garip huyları
evin içinde yürürken durup bağırarak şarkı söylemeye başlaması. bu yaşıma geldim hala anlamlandırmaya çalışıyorum. arada bana gelen deliliğin sebebi babam olabilir.*
devamını gör...
yayladağ lokumu
bu arkadaş sağ olsun geçenlerde beni kabuğumda ters döndürdü. uzun bir müddet sözlüğe girmemiştim, sözlüğe girdiğim anda yazdığı bir tanıma denk geldim. tanımı okudum, kimdir nedir diye düşünürken, diğer tanımlarına baktım ve tatam; tanımlarda ''efem!'' kalıbı kullanılıyordu. meğer bizim kuşçu olmuş yayladağ lokumu. mahlasını değiştirmiş. hayır iyi de okuyucuyumdur nasıl gözümden kaçtı bu yazar diye de hayıflandım resmen boş yere.
neyse işin latifesi bir yana, ben kendisinin açtığı başlıkları ve yazdığı tanımları okumayı seviyorum. güzel konular seçer. bazıları ilgi alanıma girer. onlarda da muhakkak bir kaç kelam eder öyle çıkarım başlıktan. okunası yazarlardandır. biraz kıskanç olduğu söyleniyor ama olsun.* kendisini okutuyor. kıskançlığına değil yazdıklarına odaklanalım derim ben. daim olsun.
neyse işin latifesi bir yana, ben kendisinin açtığı başlıkları ve yazdığı tanımları okumayı seviyorum. güzel konular seçer. bazıları ilgi alanıma girer. onlarda da muhakkak bir kaç kelam eder öyle çıkarım başlıktan. okunası yazarlardandır. biraz kıskanç olduğu söyleniyor ama olsun.* kendisini okutuyor. kıskançlığına değil yazdıklarına odaklanalım derim ben. daim olsun.
devamını gör...
tantuni
tantuuuuğniii yiyesim geldiii. en son artıkparlamayanyıldız ile yemiştik. canım çektiii. mükemmel ötesi bir yiyecek.
devamını gör...
like a stone
audioslave grubu ve chris cornell'in en iyi şarkısı.
kimilerine göre ölümü bekleyen yaşlı bir adamı anlatır. bu adamın, tüm arkadaşları ve ailesi ondan önce bu dünyadan göçmüş ve evinde artık kendi ölümünü bekler hale gelmiştir. tek beklentisi kendi ölümü sonucunda onlarla yeniden bir araya gelmesidir. sözlerdeki şu kısım başka neyi çağrıştırabilir olabilir?
in your house i long to be
room by room patiently
i'll wait for you there
like a stone
i'll wait for you there
alone
hayatının büyük kısmını depresyonda geçiren chris cornell belki de kendi hayatını anlatmış bu şarkıda?
kimilerine göre ölümü bekleyen yaşlı bir adamı anlatır. bu adamın, tüm arkadaşları ve ailesi ondan önce bu dünyadan göçmüş ve evinde artık kendi ölümünü bekler hale gelmiştir. tek beklentisi kendi ölümü sonucunda onlarla yeniden bir araya gelmesidir. sözlerdeki şu kısım başka neyi çağrıştırabilir olabilir?
in your house i long to be
room by room patiently
i'll wait for you there
like a stone
i'll wait for you there
alone
hayatının büyük kısmını depresyonda geçiren chris cornell belki de kendi hayatını anlatmış bu şarkıda?
devamını gör...
güne bir film repliği bırak
'neden savaşlar oluyor biliyor musun? çünkü dünya insansız başladı ve de onsuz bitecek.'
-kar ve kaplan
-kar ve kaplan
devamını gör...
sevgiyi belli etme yöntemleri
kişi bunu soruyorsa eğer karşı taraf için duyguları net değil demektir. kendinden şüphe duyuyordur.
çünkü gerçek bir sevgi olsa bundan şüphe duymaz. kendiliğinden belli olur zaten. bir bakıştan bir dokunuştan bir sözden...
duygular varsa vardır; yoksa da yoktur.
var olduklarını kanıtlamak için başka şeylere gereksinim duymaz onlar.
sevginin ispata ihtiyacı var mı? - kayıp şeyler dükkanı
çünkü gerçek bir sevgi olsa bundan şüphe duymaz. kendiliğinden belli olur zaten. bir bakıştan bir dokunuştan bir sözden...
duygular varsa vardır; yoksa da yoktur.
var olduklarını kanıtlamak için başka şeylere gereksinim duymaz onlar.
sevginin ispata ihtiyacı var mı? - kayıp şeyler dükkanı
devamını gör...
ölürüm yoluna yine de boyun eğmem diyen kadınlar
öyle kadınlardır ki lügatlarında zor yoktur, imkansıza güler geçerler.. sevdiklerinde bunu kolayca söyler, sonuna kadar giderler. cesaret ve dürüstlükleri hep şaşırtır. ne dobra olmak için kabalaşır, ne de kendilerinden ödün verirler. tek sınırları kendileriyle olan barış ve eğilmez başları olan kadınlardır. vardır sizin de çevrenizde, şöyle bir baktığınızda...
misal, belki bu konuda en önde bayrak sallayanlardanım biri de benim. gurur duyarım eğilmez başımdan ama ölecek kadar cesur bir yüreğimin oluşundan da... selam olsun, canı ağzına gelene kadar seven, ama gururunu da ayaklar altına aldırmayan, kendini, kendinden ödün vermeden sevebilen kadınlara...
misal, belki bu konuda en önde bayrak sallayanlardanım biri de benim. gurur duyarım eğilmez başımdan ama ölecek kadar cesur bir yüreğimin oluşundan da... selam olsun, canı ağzına gelene kadar seven, ama gururunu da ayaklar altına aldırmayan, kendini, kendinden ödün vermeden sevebilen kadınlara...
devamını gör...
ezilenler
nobel ödüllü, mısırlı, 70 yıllık yazarlık kariyeri boyunca 340’tan fazla hikaye, 30’dan fazla roman yayımlamış, yeri gelmiş hakkında ölüm fetvaları verilmiş usta yazar (bkz: necib mahfuz)’un bir kitabıdır.
kitap, odaklanma problemi olanlar için takip edilmesi zor bir kitap çünkü; baştan sona ilerleyen bir hikaye içerisinde çok fazla karakter girip çıkıyor hikayeye. bazıları kısa ömürlü oluyor bu karakterlerin, bazıları sayfalar boyu devam edebiliyor. ama yine de tüm bu zorluğuna rağmen çok beğendiğim bir eserdir ezilenler.
kalemine hakim olduğum bir yazar necib mahfuz. misal; daha öncesinde okuduğum (bkz: cebelavi sokağı’nın çocukları) isimli kitabı da bunun gibiydi. hatta birbirine çok benzettiğim iki kitaptır bu iki kitap.
her biri farklı huyları, farklı mizaçları olan bir sürü karakter geliştirip dahil ediyor hikayelerine. yani kitabın başıyla sonu arasına düz bir çizgi çeksek; bu çizgi üzerinde hiç değilse 30’dan fazla karakter okuyacaksınızdır kitabın sonuna kadar, çok garip…
kitap bir derviş tekkesinin önüne bırakılan kundakta bir bebekle başlıyor. hiçbir karakterini ebediyete kadar yaşatmamaya yemin etmiş yazarımızın kitaptaki bir çok karakteri de , işte bu bebeğin soyundan geliyor.
özetle biz de kitap boyunca bu sülalenin başından geçen destansı, acınası, zenginlik, açlık ve yoksulluk ihtiras, hırs vb. gibi bir sürü durumun olduğu olayların içine giriyor, çözümlemelerde bulunuyor, derdiyle dertleniyor, sevinciyle gülüyoruz. bazen sürgün oluyoruz, bazen sürgün ediyoruz. kabilelerle savaşıyoruz, dostluklar kuruyoruz.
okuyucusundan okuyucusuna farklılık gösteren bu kitap yukarıda anlattığım nedenlerden ötürü çok çabuk sıkılmaya meyilli kimselere tavsiye etmeyeceğim türden bir kitaptır.
ilgilisi ise kesinlikle beğenecektir…
kitap, odaklanma problemi olanlar için takip edilmesi zor bir kitap çünkü; baştan sona ilerleyen bir hikaye içerisinde çok fazla karakter girip çıkıyor hikayeye. bazıları kısa ömürlü oluyor bu karakterlerin, bazıları sayfalar boyu devam edebiliyor. ama yine de tüm bu zorluğuna rağmen çok beğendiğim bir eserdir ezilenler.
kalemine hakim olduğum bir yazar necib mahfuz. misal; daha öncesinde okuduğum (bkz: cebelavi sokağı’nın çocukları) isimli kitabı da bunun gibiydi. hatta birbirine çok benzettiğim iki kitaptır bu iki kitap.
her biri farklı huyları, farklı mizaçları olan bir sürü karakter geliştirip dahil ediyor hikayelerine. yani kitabın başıyla sonu arasına düz bir çizgi çeksek; bu çizgi üzerinde hiç değilse 30’dan fazla karakter okuyacaksınızdır kitabın sonuna kadar, çok garip…
kitap bir derviş tekkesinin önüne bırakılan kundakta bir bebekle başlıyor. hiçbir karakterini ebediyete kadar yaşatmamaya yemin etmiş yazarımızın kitaptaki bir çok karakteri de , işte bu bebeğin soyundan geliyor.
özetle biz de kitap boyunca bu sülalenin başından geçen destansı, acınası, zenginlik, açlık ve yoksulluk ihtiras, hırs vb. gibi bir sürü durumun olduğu olayların içine giriyor, çözümlemelerde bulunuyor, derdiyle dertleniyor, sevinciyle gülüyoruz. bazen sürgün oluyoruz, bazen sürgün ediyoruz. kabilelerle savaşıyoruz, dostluklar kuruyoruz.
okuyucusundan okuyucusuna farklılık gösteren bu kitap yukarıda anlattığım nedenlerden ötürü çok çabuk sıkılmaya meyilli kimselere tavsiye etmeyeceğim türden bir kitaptır.
ilgilisi ise kesinlikle beğenecektir…
devamını gör...
bayram temizliği
bayram temizliği felsefesi henüz bulunamamış bir ritüeldir. evin var olmayan köşeleri keşfedilir. temizliğin vücuda olan etkileri test edilir. kim ne der fikri için yapılmadığı pandemi sürecinde kanıtlanmıştır. peki milyonların kafasında tek soru, madem öyle neden yapılır ve neden bayramdan önce, hiç bir fikrim yok. ben atalar olsam herkes gelsin gitsin, ev iyice batsın normale dönmek için bayram temizliğini sona koyardım.
ya da bayramda bir farklılık olsun kim kime gidip gelecekse karşılıklı birbirinin evini temizlesin. aynı eşyalara sürekli temizlik yapmak evden soğutuyor insanı. yalnız temizlikten vazgeçemiyorum, o temizlik olacak...
ya da bayramda bir farklılık olsun kim kime gidip gelecekse karşılıklı birbirinin evini temizlesin. aynı eşyalara sürekli temizlik yapmak evden soğutuyor insanı. yalnız temizlikten vazgeçemiyorum, o temizlik olacak...
devamını gör...
ibrahim üzülmez
her şeyi tamdı. bir tek kafasını kaldırıp orta açmayı bilmiyordu. zaten onu da yapsam milan da oynarım gibilerinden bir laf etmişti zamanında.
devamını gör...
aşk oyunları için yaşlı hissetmek
aşk oyunları için yaşlı hissetmek insanı noksan hissettiren bir his değildir. olgunluk ve dinginlik içinde olmanın nesi kötü hem? bu durum, yanlış bedenlerde yanlış zamanlarda aşkı aramanın kaçınılmaz sonucudur.
hayat denilen hatalarla dolu bu simülasyonun yaş ilerledikçe, okudukça, gezdikçe hatta kazık yedikçe bizlere bir getirisi oluyor: öğrenmek
öğrenen insan haliyle aynı hataya düşmemek için daha temkinli oluyor. * ancak buna binaen yılmışlık ve ataletin kime niçin faydası olsun? şahsi konuşayım; bana yıllardır hiçbir faydası olmadı. aşk da tıpkı felsefe gibi, cevaba ulaşmak değil; cevabı arayışımız kıymetli olan.
hakeza cevap aramak her çiçekten bal almak değil. ama boynumuzu büküp sonumuzu izlemek de pek hayırlı değil. * *
hayat denilen hatalarla dolu bu simülasyonun yaş ilerledikçe, okudukça, gezdikçe hatta kazık yedikçe bizlere bir getirisi oluyor: öğrenmek
öğrenen insan haliyle aynı hataya düşmemek için daha temkinli oluyor. * ancak buna binaen yılmışlık ve ataletin kime niçin faydası olsun? şahsi konuşayım; bana yıllardır hiçbir faydası olmadı. aşk da tıpkı felsefe gibi, cevaba ulaşmak değil; cevabı arayışımız kıymetli olan.
hakeza cevap aramak her çiçekten bal almak değil. ama boynumuzu büküp sonumuzu izlemek de pek hayırlı değil. * *
devamını gör...
yavaş konuşan insan
dayanamadığım insandır. çok hızlı konuşana da dayanamıyorum gerçi orası ayrı bir konu da. yavaş konuşan biri var ise karşımda bazen kendimi tutamayıp, belki saygısızlık edip, demek istediğini özetliyorum. mutabık kalıyor isek, devam edebiliriz.
devamını gör...
zeigarnik etkisi
hikayesi;
bir gün bluma zeigarnik bir kafede oturur ve sipariş verir. oradan buraya koşuşturan garsonların sadece teslim etmediği siparişleri hatırladığını farketmiş. bir siparişi teslim ettikten sonra beyin o siparişle ilgili her şeyi unutuyormuş. bunun üzerine araştırmalar yapmaya başlamış. en sonunda kendi adını verdiği etkiyi açıklamış.
bir gün bluma zeigarnik bir kafede oturur ve sipariş verir. oradan buraya koşuşturan garsonların sadece teslim etmediği siparişleri hatırladığını farketmiş. bir siparişi teslim ettikten sonra beyin o siparişle ilgili her şeyi unutuyormuş. bunun üzerine araştırmalar yapmaya başlamış. en sonunda kendi adını verdiği etkiyi açıklamış.
devamını gör...
yeni bir şeye adım atmak
hayatımızda yeni bir şeye adım atmak istiyorsak onu gerçekleştirecek tek kişi biziz. insanların bizden pek hoşlanmayacağı veya bizi reddedeceği zamanlar olacaktır. kendimizi kabul etmek, sevmek hayatımızda yeni bir şeylere adım atmakta bize yardımcı olur. eğer istediğimiz şey bize iyi hissettiriyorsa bunu yapalım ve istediklerimize kavuşalım.
devamını gör...
7 mayıs 2021 bazı marketlerin ped satışını durdurması
sanki dünyanın yarısı kadın değil. sanki ülkenin yarısı bu döngüyü geçirmiyor. zaten bu kadar pahalı olmaları bile saçmayken şimdi de ihtiyaç dışı mı sayılıyor! hangi kafada bu insanlar hâlâ aklım almıyor.
devamını gör...
yolda yürürken bir bakar mısınız diyen insana yapılabilecekler
bu soruyu çok sormuşluğum ve cevap vermişliğim oldu. belki sizin fark etmediğiniz bir durum var ve karşınızdaki sizi uyarmaya çalışıyor, belki cüzdanınızı düşürdünüz, belki freni patlamış bir araba üzerinize geliyor ve siz farkında değilsiniz, belki de dilenci, tinerci, anketör de olabilir, istemediğiniz bir talepte bulunursa nazikçe reddedersiniz ama hiç bakmamak bence büyük bir risk...
devamını gör...
bullet journal
asla yapamayacağım kadar güzel olan defter kullanım tarzı. defter ya da ajanda almak gerçekten alışkanlık gibi bi şey bende ama bullet journal hazırlayabilmek çok fazla çizim yeteneği gerektiriyor bana göre. umarım bi gün o tarz bi hediye alır/hazırlar birisi ya da hazır olarak satan bi yer bulabilirim.*
devamını gör...




