yazarların ruh halini tanımlayan renk
griye döndü maviye dönmesi umuduyla.
devamını gör...
kadınların çok kolay aşık olması
buna aşık olmak diyemeyiz. kolay hoşlanabilir denebilir ancak. ama bunu da bu şekilde genellemek doğru değil. üstelik bu 2-3iltifattan olmaz. iltifatı, ilgilenilmesi seviyordur, devam etmen için öyle gibi gözüküyordur, bu hoşlandığı anlamına bile gelmez. kendi adıma insanlardan hoşlanmam kolaydır ve duygularımı hype yaşadığım için de çoğu zaman kendimi aşık zannetmişimdir. ancak hoşlantıdan sonraki aşamaya hiçbir zaman geçemem. bir şekilde o insana olan ilgim biter. kadınlar için böyle genelleniyorsa ozaman erkekler için de aynısı söylenebilir. biri yukarıda 2-3iltifatlar günde 15 kız düşürüyorum demiş. demek ki sen de kolay beğeniyor, hemen hepsine iltifat ediyorsun. onların düşmesi senin egonu tatmin ediyor. karşıdaki de aynı şekilde ilgi görmekten hoşlanıyor. onun da egosu o şekilde tatmin oluyor. bu sadece karşılıklı ego tatminidir. ne onlar sana aşık olmuş olur, ne de sen onlara. böyle bir genelleme yapılması, bir de bunun adına aşk denmesi hepten saçma olmuş. kötü bir tespitti. bir dahakine birazcik daha uğraşın.
devamını gör...
geceye büyük bir lider bırak
hz. nuh benim dikkatimi hep çekmiş ve beni hayran bırakmıştır. yaklaşık 950 sene yaşamış, 120 yıl bir geminin inşaasıyla uğraşmış ve hayırlı olan herkesi tufan zamanında bünyesinde toplayarak insanlığı kurtarmış bir liderdir. sadece insanları degil, etinden sütünden faydalandığımız tüm hayvanlar da onun sayesinde kurtulmuştur. güçlüdür, zekidir ve sabırlıdır. üzüm bağlarından şarap imal eden ve insanların rahatlaması gayesiyle o içkiyi içime sunan ilk insandır *. tüm kutsal kitaplarda adından sıkça söz edilen ve şu an yaşamdaki her insanın hz. nuh soyundan geldiği sabittir. bir nevi dedemizdir. atamızdır. geminin tufandan sonra indiği rivayet edilen ağrı dağı eteğindeki yerine gitmişliğim vardır.
devamını gör...
erta ale
etiyopya'nın kuzeydoğusunda, afar bölgesindeki danakil çöküntüsü'nde bulunan, ismi "tüten dağ" anlamına gelen yanardağ.
biraz ilginç bir dağ bu. aktif lav göllerinin sayısı bazen 2 iken bazen 1'e düşüyor. türünün dünyadaki 8 örneğinden biri.
foto
yer kabuğunun birbirinden ayrıldığı ve rift adı verilen bir jeolojik yapı nedeniyle burada bir yarık oluşmuş. bu yarık, manto katmanını göreceğimiz şekilde kabuğu soymuş denebilir ve ortaya da bu görüntü çıkmış:
biraz ilginç bir dağ bu. aktif lav göllerinin sayısı bazen 2 iken bazen 1'e düşüyor. türünün dünyadaki 8 örneğinden biri.
foto
yer kabuğunun birbirinden ayrıldığı ve rift adı verilen bir jeolojik yapı nedeniyle burada bir yarık oluşmuş. bu yarık, manto katmanını göreceğimiz şekilde kabuğu soymuş denebilir ve ortaya da bu görüntü çıkmış:
devamını gör...
30'unda metalci olmak
hayatımın şu anki evresinde içinde bulunduğum ilginç durum. metal müzik dinlemem gereken ergenlik yıllarımda türkü filan dinliyordum. bildiğin neşet ertaş filan takılıyordum. en marjinal müzik tarzım teoman ve şebnem ferah idi. metal müziğe filan haram gözüyle bakıyordum. metallica dinleyen arkadaşlarıma filan ''yahu örf ve ananelerimize uygun şarkılar dinlemek daha münasip olmaz mı?'' diye buyurduğumda ''ananemi karıştırma lan'' diye çıkışıyorlardı.
derken hayatımın şimdiki merhalesinde içimde tutamadığım bir enerji var. bu enerjiyi bir şekilde atmanın yollarını ararken sözlük'te tanıştığım ismini vermek istemeyen (cidden sordum, gerek yok dedi) bir yazar arkadaşımız exodus'un strike of the beast parçasını dinlememi önerdi. şarkı bittiğinde (tabii ne ana kaldı ne bacı, bir kulak arkamız kaldı) ''sen bu zamana kadar nerdeydin deli?'' diyecek noktaya kadar geldim. ardından oturdum pentagram'ın 2007'deki 1 saatlik konserinin kaydını çizgi film izler gibi izledim. kafası iyi geldi.
evet şu an bu satırları headbang yaparak yazıyorum...
derken hayatımın şimdiki merhalesinde içimde tutamadığım bir enerji var. bu enerjiyi bir şekilde atmanın yollarını ararken sözlük'te tanıştığım ismini vermek istemeyen (cidden sordum, gerek yok dedi) bir yazar arkadaşımız exodus'un strike of the beast parçasını dinlememi önerdi. şarkı bittiğinde (tabii ne ana kaldı ne bacı, bir kulak arkamız kaldı) ''sen bu zamana kadar nerdeydin deli?'' diyecek noktaya kadar geldim. ardından oturdum pentagram'ın 2007'deki 1 saatlik konserinin kaydını çizgi film izler gibi izledim. kafası iyi geldi.
evet şu an bu satırları headbang yaparak yazıyorum...
devamını gör...
osmanlı döneminde sözlük olsaydı alınabilecek nickler
hatice'nin halini hiç beğenmiyorum.
devamını gör...
bir erkeği ılık yapan detaylar
teşekkür ediyorsa , nazikse, kitap okuyorsa , ılıktır bu memlekette.
allah yardımcısı olsun.
allah yardımcısı olsun.
devamını gör...
aklınla bin yaşa
ortaya konulan bir düşünceyi takdir etmek ve bu düşünceyi ortaya koyan kişinin zekasını övmek amacıyla kullanılan cümle.
genelde başına "hay" eklenerek söylenir.
"hay aklınla bin yaşa"
bu karikatür "karikatürleri özledim" diye mesaj atan canım güneş ve tesadüfen fark ettiğim #1130955 tanımına istinaden sevgili lilium için gelsin.*
genelde başına "hay" eklenerek söylenir.
"hay aklınla bin yaşa"
bu karikatür "karikatürleri özledim" diye mesaj atan canım güneş ve tesadüfen fark ettiğim #1130955 tanımına istinaden sevgili lilium için gelsin.*
devamını gör...
türkiye’de insanların sinirli olmasının nedenleri
en büyük neden sekstir. insanlar cinsel sorunlarından dolayı bu kadar sinirli. cinsel hayatında sorun yaşamayan insan sakin ve rahat oluyor.
devamını gör...
bir üniversiteli öğrenci arkadaşıma burs vereceğim
benim için çok değerli olan bir arkadaşımın yapmış olduğu güzide etkinlik.
kendisine hem güzel yüreği için hem de sözlüğün ilk zamanlarında vermiş olduğu sıkı destek için teşekkürü borç bilirim.
umuyorum ki bu tür etkinlikler kafa sözlük içerisinde gün geçtikçe artacak.
edit : pek yakında burs organizasyonu için ayrı bir başlık açıp ; bağışçılarla burs ihtiyacı olan öğrencileri aynı başlık altında toplayacağız.
ayrıca, şeffaf bir şekilde bursların sözlükte görünebilmesinden yanayım.
yakında gerekli düzenlemeleri yapmış olurum.
kendisine hem güzel yüreği için hem de sözlüğün ilk zamanlarında vermiş olduğu sıkı destek için teşekkürü borç bilirim.
umuyorum ki bu tür etkinlikler kafa sözlük içerisinde gün geçtikçe artacak.
edit : pek yakında burs organizasyonu için ayrı bir başlık açıp ; bağışçılarla burs ihtiyacı olan öğrencileri aynı başlık altında toplayacağız.
ayrıca, şeffaf bir şekilde bursların sözlükte görünebilmesinden yanayım.
yakında gerekli düzenlemeleri yapmış olurum.
devamını gör...
uzun entrylerin okunmaması
burada da ekşi'deki sorunun aynısı var. geçenlerde yoldaş burasıyla ilgili uzun bir açıklama yazmıştı, orada söylüyordu; şu anda sözlük aleminin türkiye'deki en büyük ikinci sözlüğüyüz diye.
öyle olunca, akış çok hızlı akıyor. ve ben dahil pek çok kişi ilk sayfanın ötesine geçmeye eriniyoruz. akıştaki ilk sayfada ne varsa o. böylece nice yazılar ve yazarlar arada kaynayıp gidiyor. hep şikayet edilen 'kankacılık' 'müessesesi'* olmasa, neredeyse kimse kimseyi oylamayacak.
mart ayına bir şey kalmadı. yoldaş diyor ya hani, mart ayında büyük değişiklikler olacak diye, heh işte, her yazının ayrı ayrı okunma sayıları da olsun burada. lütfen bunu da ekleyin mutlaka, eğer yapması çoook zor değilse.
takibe aldığım yazarların hemen hepsi çok iyi yazarlar ve uzun ve katkıda bulunan yazılar yazıyorlar, bu nedenle takip sekmesi de çok önemli.
burası da küçük bir türkiye modeli sayılır. hani hep derler ya, ne kadar ekmek, o kadar köfte. sözlüğün içinde amaçları çeşit çeşit olan binlerce insan var. uzun yazıları okuyan da var, yalnızca kısa olanları da. hiçbirini okumayan bile vardır. ben yine de buradan, ola ki okurlarsa, bana katkıda bulunan bütün yazarlara teşekkür ediyorum.
öyle olunca, akış çok hızlı akıyor. ve ben dahil pek çok kişi ilk sayfanın ötesine geçmeye eriniyoruz. akıştaki ilk sayfada ne varsa o. böylece nice yazılar ve yazarlar arada kaynayıp gidiyor. hep şikayet edilen 'kankacılık' 'müessesesi'* olmasa, neredeyse kimse kimseyi oylamayacak.
mart ayına bir şey kalmadı. yoldaş diyor ya hani, mart ayında büyük değişiklikler olacak diye, heh işte, her yazının ayrı ayrı okunma sayıları da olsun burada. lütfen bunu da ekleyin mutlaka, eğer yapması çoook zor değilse.
takibe aldığım yazarların hemen hepsi çok iyi yazarlar ve uzun ve katkıda bulunan yazılar yazıyorlar, bu nedenle takip sekmesi de çok önemli.
burası da küçük bir türkiye modeli sayılır. hani hep derler ya, ne kadar ekmek, o kadar köfte. sözlüğün içinde amaçları çeşit çeşit olan binlerce insan var. uzun yazıları okuyan da var, yalnızca kısa olanları da. hiçbirini okumayan bile vardır. ben yine de buradan, ola ki okurlarsa, bana katkıda bulunan bütün yazarlara teşekkür ediyorum.
devamını gör...
yazarların bugün insanlık için yaptığı şeyler
nefes aldım. ölsem birkaç kişi üzülür herhalde. daha ne yapayım?
devamını gör...
gülmenin faydaları
oxford üniversitesi bilim insanlarına göre gülme ve kahkaha, yalnızca mutlu olmamızı sağlayan endorfinin salgılanmasına yol açmıyor, aynı zamanda ağrıyı ve stresi de azaltıyor. alman dr. heiner uber, ”gülme prensibi” adlı kitabında bu faydalardan geniş bir biçimde bahsetmiştir.
kalp damar hastalıklarının daha az görülmesi, hafızanın iyi durumda olması gülme ile yakından ilişkilidir.
güler yüzlü olmak kendinize güvendiğinizi gösterir, etrafınızdaki insanlarla daha sağlıklı ilişkiler kurabilirsiniz.
içinizde tuttuğunuz duyguları serbest bırakmanın en iyi yolu iyi bir kahkaha atmaktan geçer. kahkaha doğal antihistaminikler salgılaması için vücudu uyarır. ayrıca, vücutta üretilen doğal bir antibiyotik gibi görev yapan t-hücrelerini aktive eder. bu bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olur.
gülmenin hipertansiyon sorunu yaşayan insanlar için çok yararlı olduğu kanıtlanmıştır. kan basıncını normale düşürmeye yardımcı olur. gülmek kan dolaşımını artırır, böylece oksijen ve gerekli besinler vücudun tüm parçalarına dağılır.
gülmek karın, sırt, bacak ve yüz kasları için iyi bir egzersizdir. bağırsakları ve iç organları çalıştırır, karın kaslarını güçlendirir. bu aktivite sindirim ve besin emilimi için avantajlıdır.
gülmek kalori yakmaya da yardımcı olur. bir kişi günde 10 dakika kahkaha atarsa 30 kalori yakar.
güçlü bir gülümseme diyaframı titreştirir, derin nefes almak da daha fazla oksijen almayı sağlar bu nedenle gülmek en iyi solunum egzersizlerinden biridir.
uzun yıllar genç ve güzel görünmek için bol bol kahkaha atmak uzmanların önerileri arasında yer alır. yaşlılığa bağlı kırışıkları azaltan kahkaha, cildin çok daha pürüzsüz görünmesini sağlar.
gülmek, kasları gevşettiği için uyku sağlığını da olumlu etkiler, şeker hastalığına karşı korur, öfke duygusunu ortadan kaldırır,
japonya'daki doktorlar bir keresinde yaşlı insanlara hem fiziksel çalışmalar hem de gülme terapisi içeren kapsamlı tıbbi programlar sağladılar. faydalananlardan yaklaşık %92'si programa katıldıktan sonra yıllık tıbbi harcamalarının %30 oranında düştüğünü bildirdi.
gülmek beynin çok daha yaratıcı olmasını sağlar ve sanatsal üretimi destekler, cinsel yaşamda başarı sağlar.
insanların acıyla başa çıkmasına, kötü huylu tümörlerin yok edilmesine yardımcı olur.
samimiyet, yakınlık gibi hisleri harekete geçirir. güleryüzlü insanlar, karşı cins tarafından çekici bulunur.
her şey siz gülümsedikten sonra, gözünüze, daha iyi ve daha kolay görünecektir.
gülmek insanın ”en iyi doktoru” dur.
güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer. lev tolstoy.
kalp damar hastalıklarının daha az görülmesi, hafızanın iyi durumda olması gülme ile yakından ilişkilidir.
güler yüzlü olmak kendinize güvendiğinizi gösterir, etrafınızdaki insanlarla daha sağlıklı ilişkiler kurabilirsiniz.
içinizde tuttuğunuz duyguları serbest bırakmanın en iyi yolu iyi bir kahkaha atmaktan geçer. kahkaha doğal antihistaminikler salgılaması için vücudu uyarır. ayrıca, vücutta üretilen doğal bir antibiyotik gibi görev yapan t-hücrelerini aktive eder. bu bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olur.
gülmenin hipertansiyon sorunu yaşayan insanlar için çok yararlı olduğu kanıtlanmıştır. kan basıncını normale düşürmeye yardımcı olur. gülmek kan dolaşımını artırır, böylece oksijen ve gerekli besinler vücudun tüm parçalarına dağılır.
gülmek karın, sırt, bacak ve yüz kasları için iyi bir egzersizdir. bağırsakları ve iç organları çalıştırır, karın kaslarını güçlendirir. bu aktivite sindirim ve besin emilimi için avantajlıdır.
gülmek kalori yakmaya da yardımcı olur. bir kişi günde 10 dakika kahkaha atarsa 30 kalori yakar.
güçlü bir gülümseme diyaframı titreştirir, derin nefes almak da daha fazla oksijen almayı sağlar bu nedenle gülmek en iyi solunum egzersizlerinden biridir.
uzun yıllar genç ve güzel görünmek için bol bol kahkaha atmak uzmanların önerileri arasında yer alır. yaşlılığa bağlı kırışıkları azaltan kahkaha, cildin çok daha pürüzsüz görünmesini sağlar.
gülmek, kasları gevşettiği için uyku sağlığını da olumlu etkiler, şeker hastalığına karşı korur, öfke duygusunu ortadan kaldırır,
japonya'daki doktorlar bir keresinde yaşlı insanlara hem fiziksel çalışmalar hem de gülme terapisi içeren kapsamlı tıbbi programlar sağladılar. faydalananlardan yaklaşık %92'si programa katıldıktan sonra yıllık tıbbi harcamalarının %30 oranında düştüğünü bildirdi.
gülmek beynin çok daha yaratıcı olmasını sağlar ve sanatsal üretimi destekler, cinsel yaşamda başarı sağlar.
insanların acıyla başa çıkmasına, kötü huylu tümörlerin yok edilmesine yardımcı olur.
samimiyet, yakınlık gibi hisleri harekete geçirir. güleryüzlü insanlar, karşı cins tarafından çekici bulunur.
her şey siz gülümsedikten sonra, gözünüze, daha iyi ve daha kolay görünecektir.
gülmek insanın ”en iyi doktoru” dur.
güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer. lev tolstoy.
devamını gör...
haydar ergülen
2 yıl evvel kütüphanede elimi bir kitaba attığımda önsözünde şu yazıyordu'' nar' ın babası''...
hayret etmiştim, 65 yıllık ömrünü yazmak yerine yalnızca ama yalnızca kendisini nar' ın babası olarak gören bir adama, babaya... nar' ın babası olmanın her şeye bedel olduğunu...
kendisini o zamandan beri ilgiyle takip eder, kaleminden kağıda akan her ne varsa okumaya çalışırım bu 14 ekim 1956 doğumlu türk şairi...
yarın gece gideceğim bu kentten
bir ırmağa yolcuyum sular çekiyor beni
yüreğimden başka taşıyacak yüküm yok
sayılmazsa göğsümden düşen kuş ölüleri
sözüm yok işte yüzüm işte akşam
sesimde anıların sessizliği
içimde acıyla yürüyorum yolları
çoktandır yolumu ayırdığım bu kentten
yorulsam da bir daha binmem o trenlere
kimse karşılamasın istasyonlarda beni
kuşsuz bir kent gizli uzayan saçlarımda
aşktan ve anılardan bir avuç külüm şimdi
ardımda usulca akan küçücük sular
bir onlar uğurluyor varacağım ırmağa
sözüm yok işte yüzüm işte akşam
sesimde anıların sessizliği
sonunda bir soru gibi kaldım yine kendimle
kentin kırık aynasında eksildikçe düşlerim
söyle benim ömrüm bu kente uğradı mı
sahi ben hiç ömrümü kendime yaşadım mı?
hayret etmiştim, 65 yıllık ömrünü yazmak yerine yalnızca ama yalnızca kendisini nar' ın babası olarak gören bir adama, babaya... nar' ın babası olmanın her şeye bedel olduğunu...
kendisini o zamandan beri ilgiyle takip eder, kaleminden kağıda akan her ne varsa okumaya çalışırım bu 14 ekim 1956 doğumlu türk şairi...
yarın gece gideceğim bu kentten
bir ırmağa yolcuyum sular çekiyor beni
yüreğimden başka taşıyacak yüküm yok
sayılmazsa göğsümden düşen kuş ölüleri
sözüm yok işte yüzüm işte akşam
sesimde anıların sessizliği
içimde acıyla yürüyorum yolları
çoktandır yolumu ayırdığım bu kentten
yorulsam da bir daha binmem o trenlere
kimse karşılamasın istasyonlarda beni
kuşsuz bir kent gizli uzayan saçlarımda
aşktan ve anılardan bir avuç külüm şimdi
ardımda usulca akan küçücük sular
bir onlar uğurluyor varacağım ırmağa
sözüm yok işte yüzüm işte akşam
sesimde anıların sessizliği
sonunda bir soru gibi kaldım yine kendimle
kentin kırık aynasında eksildikçe düşlerim
söyle benim ömrüm bu kente uğradı mı
sahi ben hiç ömrümü kendime yaşadım mı?
devamını gör...
sokak hayvanlarına selam veren insan
hepsine vermiyorum, net hayvan seçiyorum.
4 sene önce bir tanesi ısırmıştı beni.
o doğurdu sonra yavruları kocaman oldu.
anneleri ısırdı diye onlara değil selam günahımı vermem mesela.
4 sene önce bir tanesi ısırmıştı beni.
o doğurdu sonra yavruları kocaman oldu.
anneleri ısırdı diye onlara değil selam günahımı vermem mesela.
devamını gör...
biz çocukken
ben posta kutularını açar, herkesin faturalarını, evraklarını birbirine karıştırırdım. birinci kattaki teyzenin göz büyütmelerine rağmen defalarca ve korkusuzca balkonuna top kaçırır, düşme pahasına balkonuna çıkardık. iki apartman arasına ip bağlar, yol ortasında araba kornalarına inat voleybol oynardık. mahalle bizimdi sanki. teyzeler amcalar bize kızar, yeter kafa bırakmadınız derdi ama dizimi yaralayıp bir ağlamaya başlasam hepsi telaşlanır, ah yavrum deyip başıma gelirlerdi. ben süslendim deyip bütün boncukları kulağıma tıkıştırdığımda, beni ilk hastaneye götüren komşumuz vesile teyzeydi. dedem beni gördüğünde 'vay eşşek sıpası, yine ne yapmış bizim kız' diye gülerek, o anki korkumun yönünü değiştirmişti.
hava karardığında annem adımla mahalleyi inletirdi. her gün aynı korkuyla dalga geçerdim. basamakları inşallah bugün çok azar işitmem diyerek titreyerek çıkar,bir yandan da mahalledeki köpek için yaptığım besteyi söylerdim. bazen babamı bekler ona annemi şikayet edip mağdur rolü oynardım. bakkala gidip, kaç defa şeker zehirlenmesi yaşadığımı ayrıntılarıyla anlatmak istemem.
şimdi ne mi değişti? geri dönüşüm oluyor. o mahalledeki binalar teker teker yıkılıyor. en son önünden geçtim sitenin bizim binada yıkılmaya başlamış. ağlamadım ama bir hüzünlendim. dönüşüyoruz artık dedim bir de ben galiba, o çocukluğumdaki umursamazlığı özledim. korkak oldum ben gün geçtikçe. zamanımı keyfince yaşamamaya başladım. kendimi bir kutunun içine aldım. oysa eskiden koca mahalle benimdi ve ben istediğimi oynardım. oyun bitti, heves gitti... keşke dönüşmeseydik...
hava karardığında annem adımla mahalleyi inletirdi. her gün aynı korkuyla dalga geçerdim. basamakları inşallah bugün çok azar işitmem diyerek titreyerek çıkar,bir yandan da mahalledeki köpek için yaptığım besteyi söylerdim. bazen babamı bekler ona annemi şikayet edip mağdur rolü oynardım. bakkala gidip, kaç defa şeker zehirlenmesi yaşadığımı ayrıntılarıyla anlatmak istemem.
şimdi ne mi değişti? geri dönüşüm oluyor. o mahalledeki binalar teker teker yıkılıyor. en son önünden geçtim sitenin bizim binada yıkılmaya başlamış. ağlamadım ama bir hüzünlendim. dönüşüyoruz artık dedim bir de ben galiba, o çocukluğumdaki umursamazlığı özledim. korkak oldum ben gün geçtikçe. zamanımı keyfince yaşamamaya başladım. kendimi bir kutunun içine aldım. oysa eskiden koca mahalle benimdi ve ben istediğimi oynardım. oyun bitti, heves gitti... keşke dönüşmeseydik...
devamını gör...
bir kadının kocasına ismiyle hitap etmesinin edepsizlik olması
kocamla aramda ast üst ilişkisi olduğunu ve edepsiz olduğumu öğrendim çok şükür. istiyorlar ki kadın evde otursun, yatılı hizmetçileri olsun, cahil kalsın. biraz farkındalığı olan bir kadın bu zihniyetin yanında 5 dk kalmayacak çünkü.
onedio.com/haber/-bir-kadin...
onedio.com/haber/-bir-kadin...
devamını gör...
cahil insanların ortak özellikleri
bilgisizliklerini bastırabilmek için çok konuşurlar, bağırarak konusurlar. karşıdaki insan sakinken ona saldırmaya başlarlar, alakası olmadığı halde karşıdaki kişinin değerlerine laf söylerler ve bu böyle gider..
devamını gör...

