hayatınızın mottosu olan sözler
azıcık aşım ağrısız başım..
diyojen misali.. biraz arınma ve soyutlanma gerektirecektir. her yiğidin harcı değil gibi görünüyor.çünkü insan'a hiçbir şey yetmiyor.
arada bu teknikle uzaklaşmalı ve teslimiyete karşı savaşmalı. sonrası yine hayat mücadelesi yine saçma sapan hırslar ve yine kendini bulamayışlar.. aramaya devam.. sadelikle..
diyojen misali.. biraz arınma ve soyutlanma gerektirecektir. her yiğidin harcı değil gibi görünüyor.çünkü insan'a hiçbir şey yetmiyor.
arada bu teknikle uzaklaşmalı ve teslimiyete karşı savaşmalı. sonrası yine hayat mücadelesi yine saçma sapan hırslar ve yine kendini bulamayışlar.. aramaya devam.. sadelikle..
devamını gör...
the haunting of hill house
en başarılı netflix yapımlarından biri kesinlikle.şimdi nasıl övsem bile bilemiyorum,övülmesi,dikkat edilmesi gereken o kadar çok nokta var ki birini övsem diğeri eksik kalacakmış gibi.en basitinden tepedeki ev sahnelerinde çok dikkat etmeyeceğiniz sürece göremeyeceğiniz arkada görülen hayaletlere ne demeli?
ben normalde korku izlemezdim ama bu dizi korkudan ziyade çok güçlü bir drama.ha;bununla korkutmadı anlamı çıkmasın.eğri boyunlu kadın,luke'nun gördüğü bastonlu hayalet gibi çok çeşitli korku tiplemeleri olduğu gibi aniden bir şeyler fırlayıp sizi korkutma konusunda da usta.hele sekizinci bölüm de kızların arabada olduğu sahnede çıkan şey!anlık felç geçirdiğimi zannettim,yemin ederim.dizi korkutuyor gayet de ama esas istediği korkutmak ziyade çok güçlü bir aile draması ile size pek çok alt metin vermek.bunu da gayet başarılı bir sekilde yapıyor.karakterlerin her birinin derinliği var,her birini kendi gözünden ayrı ayrı izliyoruz ve hepsini,hepsinin korkularını,zaaflarını,bugün geldikleri durumu çok iyi kavrıyoruz.bu cidden müthiş bir şey çünkü tek bir karakteri esas almak yerine her karakteri ayrı ayrı görmek dizinin derinliğini kat be kat arttırıyor.mesela neden o duruma geldiğini gördüğümüz;izlediğimiz için luke karakterine hiç kızılmadığını,hatta aksine en sevilen karakterlerden biri olduğunu fark ettim.işte bu dizinin başarısıdır;normalde kızılacak bir karakteri en derinine kadar anlatıp insanların sempati duymasını sağlamak...
benim de en sevdiklerim luke ve nell oldu.ıkisinin arasındaki kardeşlik ilişkisi apayrı güzeldi ama gerçek olduğu için diğer kardeşlik ilişkilerini de sevdim.kardeşler bazen birbirlerine karsi bencildi,duyarsızdı ve birbirlerini anlamıyorlardı ama nell'in dediği gibi,birbirlerini tüm kalpleriyle sevdiler ve hepsi buydu.beş kardeşin yas aşamalarını temsil etmesi ise mükemmel bir metafor çünkü bu hikaye aslında yıllardir suren bir yası anlatmakta.korku adı altında bitmeyen bir yası,bu yasın tüm karakterlere etkisini ve yıllar sonunda bir olayla nihayet kabullenmelerini izliyorsunuz.daha ne olsun be diyesim geliyor.
en sevdiğim detaylardan biri de farklı karakterlerin gözünden izlediğimiz bölümlerde olayların birbirini tamamlaması.yani önce olayı tam anlamıyla kavramıyorsun,sonra o karakterin bölümü geldiğinde tamamıyla anlıyorsun.puzzle yerleştirme gibi mükemmel bir mantıkla yapılmış.
oyuncu seçimleri de son derece başarılı.çocuk oyuncular inanılmaz yetenekli ve küçücük yaşlarına rağmen çok güzel bir iş ortaya çıkarmışlar.tepedeki ev sahnelerine zaten inanılmaz özenilmiş,o sahnelerde apayrı bir büyü var.
kısacası mükemmel ve son derece gerçek bir aile draması,bitmeyen bir yasın ardından özgürleşme hikayesi istiyorsanız sizi buraya alalım efenim,pişman olmayacaksınız.
ben normalde korku izlemezdim ama bu dizi korkudan ziyade çok güçlü bir drama.ha;bununla korkutmadı anlamı çıkmasın.eğri boyunlu kadın,luke'nun gördüğü bastonlu hayalet gibi çok çeşitli korku tiplemeleri olduğu gibi aniden bir şeyler fırlayıp sizi korkutma konusunda da usta.hele sekizinci bölüm de kızların arabada olduğu sahnede çıkan şey!anlık felç geçirdiğimi zannettim,yemin ederim.dizi korkutuyor gayet de ama esas istediği korkutmak ziyade çok güçlü bir aile draması ile size pek çok alt metin vermek.bunu da gayet başarılı bir sekilde yapıyor.karakterlerin her birinin derinliği var,her birini kendi gözünden ayrı ayrı izliyoruz ve hepsini,hepsinin korkularını,zaaflarını,bugün geldikleri durumu çok iyi kavrıyoruz.bu cidden müthiş bir şey çünkü tek bir karakteri esas almak yerine her karakteri ayrı ayrı görmek dizinin derinliğini kat be kat arttırıyor.mesela neden o duruma geldiğini gördüğümüz;izlediğimiz için luke karakterine hiç kızılmadığını,hatta aksine en sevilen karakterlerden biri olduğunu fark ettim.işte bu dizinin başarısıdır;normalde kızılacak bir karakteri en derinine kadar anlatıp insanların sempati duymasını sağlamak...
benim de en sevdiklerim luke ve nell oldu.ıkisinin arasındaki kardeşlik ilişkisi apayrı güzeldi ama gerçek olduğu için diğer kardeşlik ilişkilerini de sevdim.kardeşler bazen birbirlerine karsi bencildi,duyarsızdı ve birbirlerini anlamıyorlardı ama nell'in dediği gibi,birbirlerini tüm kalpleriyle sevdiler ve hepsi buydu.beş kardeşin yas aşamalarını temsil etmesi ise mükemmel bir metafor çünkü bu hikaye aslında yıllardir suren bir yası anlatmakta.korku adı altında bitmeyen bir yası,bu yasın tüm karakterlere etkisini ve yıllar sonunda bir olayla nihayet kabullenmelerini izliyorsunuz.daha ne olsun be diyesim geliyor.
en sevdiğim detaylardan biri de farklı karakterlerin gözünden izlediğimiz bölümlerde olayların birbirini tamamlaması.yani önce olayı tam anlamıyla kavramıyorsun,sonra o karakterin bölümü geldiğinde tamamıyla anlıyorsun.puzzle yerleştirme gibi mükemmel bir mantıkla yapılmış.
oyuncu seçimleri de son derece başarılı.çocuk oyuncular inanılmaz yetenekli ve küçücük yaşlarına rağmen çok güzel bir iş ortaya çıkarmışlar.tepedeki ev sahnelerine zaten inanılmaz özenilmiş,o sahnelerde apayrı bir büyü var.
kısacası mükemmel ve son derece gerçek bir aile draması,bitmeyen bir yasın ardından özgürleşme hikayesi istiyorsanız sizi buraya alalım efenim,pişman olmayacaksınız.
devamını gör...
yengesiyle birlikte olan joe biden'in oğlu
devamını gör...
yazarların kendilerini teselli etmek için kullandığı cümleler
ay bi kendine gel artık yeter bu ne ya*.
devamını gör...
1945
mor ve otesinin ''seslendirdiği'' muazzam sarkidir. her konumda ve şartta dinlenesi bir ,sadece bir şarkı demeye dilim varmasa da, şarkıdır. her sene turlu acılarının doğum günlerini kalplerinden kutlayıp gülen gözlerle hayata bakanlar adına;
ve ümitleri çiçeklerden, acıları tarihlerden,
senin gibi, benim gibi onlar da hep insandılar,
ve sevgiye inandılar ve saygıya inandılar,
senin gibi, benim gibi...
onlar biraz terkedilmiş biraz küskün çocuktular!
sanki biraz incitilmiş
sanki yetersiz sevilmiş
sanki utandılar kavgadan ve sustular...
ve ümitleri çiçeklerden, acıları tarihlerden,
senin gibi, benim gibi onlar da hep insandılar,
ve sevgiye inandılar ve saygıya inandılar,
senin gibi, benim gibi...
onlar biraz terkedilmiş biraz küskün çocuktular!
sanki biraz incitilmiş
sanki yetersiz sevilmiş
sanki utandılar kavgadan ve sustular...
devamını gör...
sevmek
sevmek bu dünyadaki en güzel iştir. ve bazı insan -çok az insan- çok güzel sever. böyle bir kalbin bahçesinde kök salan çiçeğe selam olsun. o çiçeğin suyuna, güneşine selam olsun. o güzellikle çoğalan tüm zamanlara da...
devamını gör...
çarşamba
sevmediğim gereksiz gün.hafta,altı gün olsa da olurdu.
devamını gör...
utanılarak dinlenilen şarkılar
teoman-duş. tabi yaşımız daha ufakken utanıyorduk şaun da değil.
devamını gör...
14 şubat 2021 sözlük store indirimi
2 gün önce kişisel ileti özelliğini açtım bilseydim bugün indirimle açardım.
devamını gör...
nesimi
14. yy'ın ikinci yarısı ve 15. yy'ın başlarında yaşamış türk edebiyatı şairlerindendir. hurufilik tarikatına mensuptur. bu tarikatın savunduğu görüşler din alimleri tarafından şiddetle eleştirilmiştir. nesimi sonunun ölüm olacağını bildiği halde inandığı davadan vazgeçmeyip korkusuz bir dil ile şiirlerini insanlara ulaştırmak için çabalamıştır. bazı rivayetlere göre derisi yüzülmüş, olay birçok insan tarafından izlenmiştir.
hatta devrin müftüsü konumundaki adam gaza gelerek şehadet parmağını kaldırmış “bu öyle bir kâfirdir ki kazara pis kanı insanın bir uzvuna temas etse orasını kesmek lâzım gelir.” diyerek onu lanetlemişti. tam da o sırada derisi yüzülen nesimi’nin bir damla kanı adamın şehadet parmağına sıçramıştı. izleyenlerden biri müftünün parmağının kesilmesini söylemiş fakat müftü kendisiyle çelişerek parmağını yıkamıştı. bunun üzerine nesimi şu beyiti söylemişti:
‘‘zahida bir parmağın kessen dönüp haktan kaçar
gör bu miskin aşığı serpa sayarlar ağlamaz”
*zahid: dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren anlamına gelen
*sarpa sayarlar: baştan aşağı soyarlar.
bir başka rivayete göre ise derisinin yüzülmesi bitince nesimi ayağa kalkmış, derisini bir örtü gibi sırtına alıp izleyenlerin dehşet dolu bakışları arasında yürüyerek gitmiştir. nereye gittiği tam olarak bilinmemekle birlikte halep’in 12 kapısında bekleyen kapıcıların her biri kendi bulundukları kapıdan çıktığını iddia etmişlerdir. bu yüzdendir "nesimi 12 kapıdan aynı anda çıkıp sırlara karıştı" denmesi.
ayrıca, insanın yalnızca kendi günahlarından sorumlu olduğunu, diğer insanların hayatına burnumuzu sokmamamız gerektiğini anlatan çok güzel dizeler bırakmıştır geride:
"....
gâh giderim medreseye
ders okurum hak için
gâh giderim meyhaneye
dem çekerim kime ne
sofular haram demişler
bu aşkın şarabına
ben doldurur ben içerim
günah benim kime ne
...."
ruhu şad olsun diyelim.
hatta devrin müftüsü konumundaki adam gaza gelerek şehadet parmağını kaldırmış “bu öyle bir kâfirdir ki kazara pis kanı insanın bir uzvuna temas etse orasını kesmek lâzım gelir.” diyerek onu lanetlemişti. tam da o sırada derisi yüzülen nesimi’nin bir damla kanı adamın şehadet parmağına sıçramıştı. izleyenlerden biri müftünün parmağının kesilmesini söylemiş fakat müftü kendisiyle çelişerek parmağını yıkamıştı. bunun üzerine nesimi şu beyiti söylemişti:
‘‘zahida bir parmağın kessen dönüp haktan kaçar
gör bu miskin aşığı serpa sayarlar ağlamaz”
*zahid: dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren anlamına gelen
*sarpa sayarlar: baştan aşağı soyarlar.
bir başka rivayete göre ise derisinin yüzülmesi bitince nesimi ayağa kalkmış, derisini bir örtü gibi sırtına alıp izleyenlerin dehşet dolu bakışları arasında yürüyerek gitmiştir. nereye gittiği tam olarak bilinmemekle birlikte halep’in 12 kapısında bekleyen kapıcıların her biri kendi bulundukları kapıdan çıktığını iddia etmişlerdir. bu yüzdendir "nesimi 12 kapıdan aynı anda çıkıp sırlara karıştı" denmesi.
ayrıca, insanın yalnızca kendi günahlarından sorumlu olduğunu, diğer insanların hayatına burnumuzu sokmamamız gerektiğini anlatan çok güzel dizeler bırakmıştır geride:
"....
gâh giderim medreseye
ders okurum hak için
gâh giderim meyhaneye
dem çekerim kime ne
sofular haram demişler
bu aşkın şarabına
ben doldurur ben içerim
günah benim kime ne
...."
ruhu şad olsun diyelim.
devamını gör...
normal sözlük dertleşecek yazarlar veri tabanı
#1552286 nolu tanımı giren kankama , sonuna kadar katılıyorum.
branş önemli.
ben aile içi dertleri ve iş ortamı dertlerini dinlerim.
bana da teknik dertleri dinleyecek yazar lazım.
telefon arızaları, araç arızaları, beyaz eşya arızaları gibi.
derdimi dinleyecek, benimle dertlenecek, sonra makul ve mantıklı çözüm önerecek.
hadi inşallah.
branş önemli.
ben aile içi dertleri ve iş ortamı dertlerini dinlerim.
bana da teknik dertleri dinleyecek yazar lazım.
telefon arızaları, araç arızaları, beyaz eşya arızaları gibi.
derdimi dinleyecek, benimle dertlenecek, sonra makul ve mantıklı çözüm önerecek.
hadi inşallah.
devamını gör...
gom for vendetta büyük patlama
tavsan cetesini yanlis tanitiyorsun kosovali, hos mu bu yaptigin? tum sozluk benden nefret edecek simdi, gitti itibar.
kendisine yeni bir skill daha acan gomercan’i 3 evetle ugurluyoruz.
sözlük radyosu kalbinize, kulaginiza ve ruhunuza iyi gelir.*
sagol sagol sagol!
eline emegine saglik, ccc reis ccc*
kendisine yeni bir skill daha acan gomercan’i 3 evetle ugurluyoruz.
sözlük radyosu kalbinize, kulaginiza ve ruhunuza iyi gelir.*
sagol sagol sagol!
eline emegine saglik, ccc reis ccc*
devamını gör...
21 ocak 2021 fatih karagümrük beşiktaş maçı
devamını gör...
belki üstümüzden bir tır geçer
tırı kuşa tercih etmiş yazar. iyi de yapmış. gereksiz romantizme karşı tavrımız tavrındır. "üzerimizden belki tır geçer ve birlikte ölürüz" demek isteyerek ne kadar romantik olduğu konusunda da bizlere ipucu vermiş. daim olsun.
(bkz: belki üstümüzden bir kuş geçer)
(bkz: belki üstümüzden bir kuş geçer)
devamını gör...
peki zeki müren de bizi görecek mi
görse halimizden utanırdı dedirten bir devirdeyiz
devamını gör...
atma ziya
neşeli günler'de palavracı, eğlenceli amca karakteri.
benim da var böyle bir amcam,
ben küçükken hollanda hikayeleri anlatır, justin timberlake dinlerdi.
efendim bir gün bu amcam çatı işçiliği yapıyor, keser, çivi sesleri... o sırada telefon geliyor, arayan sevgilisi.
kadın bu sesler ne diye sorarkan, şöyle diyor amcam, "villamda tadilat var da.."
yine bir dönem amcam otelde çalışıyor, o sırada bir kadınla tanışıyor, kadına, villası tadilatta olduğu için otelde kaldığını söylüyor. şu an çocuğu var o kadından, ancak villa.. villa yok, kirada oturuyor.
biraz da psikolojisi bozuktur, ben küçükken babannemin evinde eline bir ip alıp banyoya kendini asmaya gitmişti, kapıyı da kilitlemiş, kapı önünde yalvarıyordum yapma amca diye, oysa dik dursa kafası tavana vuruyor.
lakabı da doktor, hatırlarım, babannemin evinde, ocaklığın üzerinde, yılın doktoru nobeli oscarı ödülü var sembolik olarak.
benim da var böyle bir amcam,
ben küçükken hollanda hikayeleri anlatır, justin timberlake dinlerdi.
efendim bir gün bu amcam çatı işçiliği yapıyor, keser, çivi sesleri... o sırada telefon geliyor, arayan sevgilisi.
kadın bu sesler ne diye sorarkan, şöyle diyor amcam, "villamda tadilat var da.."
yine bir dönem amcam otelde çalışıyor, o sırada bir kadınla tanışıyor, kadına, villası tadilatta olduğu için otelde kaldığını söylüyor. şu an çocuğu var o kadından, ancak villa.. villa yok, kirada oturuyor.
biraz da psikolojisi bozuktur, ben küçükken babannemin evinde eline bir ip alıp banyoya kendini asmaya gitmişti, kapıyı da kilitlemiş, kapı önünde yalvarıyordum yapma amca diye, oysa dik dursa kafası tavana vuruyor.
lakabı da doktor, hatırlarım, babannemin evinde, ocaklığın üzerinde, yılın doktoru nobeli oscarı ödülü var sembolik olarak.
devamını gör...
çavdar tarlasında çocuklar
bilinen ilk adı gönülçelen oda, salinger'a ait bir romandır. romanı bizzat ana karakterin dilinden okuyorsunuz. ana karakterin içsel yolculuğuna birlikte çıkıyorsunuz da denilebilir. karakterin peşinde olduğu şey ise samimiyettir. ben kitabı okurken birçok yerde kopup gitmiştim, bazı sayfaları yeniden okumuştum. tüm bunlara rağmen kitap sürükleyici ve akıcıydı. zaten salinger hikayelerini seviyorsanız dile de rahatlıkla adapte oluyorsunuz.
devamını gör...

