şapşik
birkaç sene öncesine kadar oldukça trend bir sıfattı.
şapşalın yumuşatılmış hali diyebiliriz kısaca.
söylemesi de daha sempatik, öyle hakaret gibi değil.
şapşalın yumuşatılmış hali diyebiliriz kısaca.
söylemesi de daha sempatik, öyle hakaret gibi değil.
devamını gör...
halkın yüzde 91'inin suriyelilerin gitmesini istemesi
tüm partilerin seçmenlerinin ortak paydada buluştuğu konudur.
hatta bu iş sadece suriyeliler ile sınırlı kalmamalıdır. zira onlarla uğraşırken, afgan paki senegalli somalili ve ne idüğü belirsiz afrika ülkelerinden gelenler göz ardı edilmekte.
merak eden basmane'nin arka sokaklarını turlayabilir.
hatta bu iş sadece suriyeliler ile sınırlı kalmamalıdır. zira onlarla uğraşırken, afgan paki senegalli somalili ve ne idüğü belirsiz afrika ülkelerinden gelenler göz ardı edilmekte.
merak eden basmane'nin arka sokaklarını turlayabilir.
devamını gör...
salçalı makarna
öğrenci evi ya da bekar erkek yemeği. bu da yemek yapma maharetinin makarnayla sınırlı olmasından kaynaklı bir durum. bütün iş hazırlanan sos veya salçada bitiyor.
devamını gör...
yazarların unutamadığı sözler
ne kadar az bilirsen o kadar rahat uyursun.
(bkz: maksim gorki).
(bkz: maksim gorki).
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük.
az uyuduğum günlerde neden daha zinde hissettiğimi merak etmekle birlikte hiç şikayetçi değilim. günün ilerleyen saatlerinde baş ağrısı ve uykusuzluk olarak dönmezse bugünü kârlı kapatıyorum resmen. hayattan beklentimin "uyku saatinden kâr etme"ye kadar düşeceğini ben de bilmiyordum. zalim dünya.
güne puanım şimdilik 7/10.
az uyuduğum günlerde neden daha zinde hissettiğimi merak etmekle birlikte hiç şikayetçi değilim. günün ilerleyen saatlerinde baş ağrısı ve uykusuzluk olarak dönmezse bugünü kârlı kapatıyorum resmen. hayattan beklentimin "uyku saatinden kâr etme"ye kadar düşeceğini ben de bilmiyordum. zalim dünya.
güne puanım şimdilik 7/10.
devamını gör...
eski ahit
--- alıntı ---
eski ahit, eski antlaşma veya ahd-i atîk, hristiyan kutsal kitap kanonunun ilk bölümünü oluşturan, fakat esas olarak ibranice kutsal kitap'ın (veya tanah) yirmi dört cildine dayanan; hristiyanlığın, yahudiler tarafından oluşumu ve ibrani halkının (veya yahudilerin) yahveh ile antlaşmasını içeren metinler bulundurur.
--- alıntı ---
eski ahit, eski antlaşma veya ahd-i atîk, hristiyan kutsal kitap kanonunun ilk bölümünü oluşturan, fakat esas olarak ibranice kutsal kitap'ın (veya tanah) yirmi dört cildine dayanan; hristiyanlığın, yahudiler tarafından oluşumu ve ibrani halkının (veya yahudilerin) yahveh ile antlaşmasını içeren metinler bulundurur.
--- alıntı ---
devamını gör...
sapiens
yuval noah harari adlı abinin kafayı yemiş gibi anlattığı insan türüdür.
devamını gör...
geceye bir fotoğraf bırak
longoz ormanı'nda adına tabela olan kıymetli böcek kardeş.
kelime dağarcığım adını yazacak durumda değil.
kelime dağarcığım adını yazacak durumda değil.
devamını gör...
istanbul'un en yaşanılası ilçesi
e) hiçbiri
devamını gör...
aziz sancar’dan aşı açıklaması
burada sanki adam gazetecileri "gelin çok önemli bir açıklamam var" diye toplamış da bu yorumu yapmış gibi saçma değerlendirmeler var. arkadaşlar bizim basın aşıyla ilgili fikirlerini almak için gerekirse hülya avşar'ın da kapısını çalar. bu adamın da kapısına gitmişler, o da demiş ki "türkiye'de olsaydım türk hekimlerinin tavsiyelerine uyardım". ne desin adam uzmanı olmadığı konu için? canan karataylık mı yapsın?
devamını gör...
vazgeçilen olmamak için yapılması gereken şey
maalesef vazgeçen olmaktır. aksi takdirde vazgeçilen tarafındasınız demektir. çünkü insanlar ufak bir kısmı hariç acımasız ve merhametsiz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
şehrin batı kanadına gidiyorum. kuzeybatı kanadına... ama batı demeyi seviyorum.. önce eski evimizin bulunduğu mevkiye geliyorum. pencereyi açıyorum ve ofis kokulu arabam bir anda leylak kokuyor. önce derin bir ıhlamur kokusu, ardından leylak.. umduğum bu fakat henüz mevsimi değil diyorum... yine de o akasya kokularını alıyorum derinden.. bembeyaz akasya kokuyor her yer. bir yerde durdurup arabayı, akasya koparmalıyım diyorum lakin ataletim engel oluyor bana... batı kanadına gidiyorum şehrimin. dünyanın en büyük zevki bu haziran grubunun temmuzu anlatan şarkısı diyorum. her yere gidiyorum ancak yine özlüyorum şehrimin yollarını.. yağ gibi akıyor yollar diyorum. batı kanadındayım şehrin... akasya ve bahar sonu soğuğu ve bir ikindi serinliği yerini vermiş akşama diyorum gün batıyor. yollar kalabalıklaşıyor bir an ve pencereyi kapıyorum üşüyorum bu kez.. nereye gitsem özlediğim şehrimin batı kanadındayım bu kez... gün batıyor. batıyorum. şehrime aşığım belki sen olsan bile.. gezegeni terk ederim diyorum bu şehir olmasa.. akıyor yollar. kimse kimseye saygı duymuyor... umursamıyorum... gün batıyor ve özlemek üzere yine terk ediyorum şehri, vites atıyorum ardımdasın... ardımda her şey, herkes... şehrin batı kanadı diyorum ne büyük kalabalık... aşk bu akasya kokusu, bırakmış yerini klasik oto kontrol noktasına ve kokusuna.. akaryakıt istasyonları görüyorum, ceplerim oyuncak dolu.. ceplerim plastik toplar dolu.. çantam, şekerli bir dede cebi sanki. her an torununu görecek ki boş çevirmesin...
mutlu olmayı seviyorum. ve mutlu etmeyi de... ve ceplerim, hep bir şeker ülkesi.. içim kocaman jelibonlardan bir tabak sanki.. üstüne en garip bonibonlar ve yasla değil yemek şimdi.... şair içimiz hep bir hoşçakallar ülkesi derken, üstelik benim içim hep bir rengarenk şekerler ülkesi. yiyemiyorum ama dağıtıyorum. ekşi jelibonlar... yumuşak lokumlar... renkli bonibonlar... hatta ekşili sakızlar... içim bir sürü efsane şekerler ülkesi... en sevdiklerimi sona bırakıyorum. en sevdiklerim, dışı tatlı içi ekşi olanlar. tıpkı senin gibi... tıpkı benim gibi.. tıpkı hepimiz gibi.. ya da diyorum dışı ekşi, içi tatlı olanlar... hani ekşisine aldırmayanlara, katlananlara içinden vişneli, böğürtlenli dolgusu olanlar...
şehrin batı kanadı sakin, şehrin batı kanadı solgun, şehrin batı kanadı kalabalık, herkes beni yolculamaya gelmiş diyorum. şehrin batı kanadı şeker; bir ekşili, bir dolgulu... nokta değil şehrin batı kanadı.. yaz kokuyor, pırıl pırıl. noktalı virgül... şehrin batı kanadı ve şekerli içim. plastik toplarım... koleksiyonlarım ve bir akaryakıt istasyonunda, iki lira verip koleksiyona bir yenisini daha ekliyorum... şehrin batı kanadına, özlemeye gidiyorum şehri... arabam bile şeker şimdi, kıpkırmızı... gün batmış, şarkıyı değiştirmeli ve şu gps'i kapatıp bir jelibon paketi daha açmalı... her yer şeker kırıntısı...
devamını gör...
kadro işlemlerinin bütünüyle cumhurbaşkanlığına bağlanması
okurken karnıma yumruk yemiş gibi hissediyorum.
içinde "cumhurbaşkanı" geçen hiçbir cümle hayırlı olmaz mı?
içinde "cumhurbaşkanı" geçen hiçbir cümle hayırlı olmaz mı?
devamını gör...
mutfaktayken kendimize sorduğumuz sorular
-başka ne giriyordu buna?
-becerebilir miyim ki?
-kim yıkayacak bunları?
-güzel olmuş mudur?
işler istediğim gibi ilerlemiyorsa; kim bana mutfağa gir dedi ki?
-becerebilir miyim ki?
-kim yıkayacak bunları?
-güzel olmuş mudur?
işler istediğim gibi ilerlemiyorsa; kim bana mutfağa gir dedi ki?
devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
bugün okula gittim. in cin bile top oynamıyordu. o kadar boş bir alan. bir müdür, bir temizlikçi, bir öğretmen, bir öğrenci toplam nüfus. biz dersimizi işliyoruz çocuğumla, bire bir missss gibi özel ders modunda.* ders bitti. vedalaştık. ben de öğretmenler odasındayım, kitaplarımı yerleştiriyorum. öğrencim geldi.
"hocam ben gidemiyorum. biri tüm kapıları kilitlemiş. " dedi.
arayıp müdürü hocam biz okulda mahsur kalmışız, dedim.
"ayy ben sizi unutup yemeğe çıktım, kapıları da kilitledim, kusura bakmayın beş dakikaya gelirim." dedi.
önemli değil, insanlık hali dedim. çünkü nazik bir insanım. ama içimden değilim. içimde biraz daha çirkin biri var. o başka şeyler söyledi. *
"hocam ben gidemiyorum. biri tüm kapıları kilitlemiş. " dedi.
arayıp müdürü hocam biz okulda mahsur kalmışız, dedim.
"ayy ben sizi unutup yemeğe çıktım, kapıları da kilitledim, kusura bakmayın beş dakikaya gelirim." dedi.
önemli değil, insanlık hali dedim. çünkü nazik bir insanım. ama içimden değilim. içimde biraz daha çirkin biri var. o başka şeyler söyledi. *
devamını gör...
yazarların okumayı sevdiği dergiler
herhalde ortaokul 1 den beri dergi okuyucusuyum, kadıköylü olup dergi sevmemek imkansız diye düşünüyorum, nezih kitabevine girip, bütün paramı bırakacak kadar, eve zor taşıyacak kadar çok dergi aldığım olmuştur, okumayı da çok seviyorum ama, görsel işlere tasarıma hep meraklı olduğum için, moda, mimarlık, mutfak banyo, dekorasyon, inşaat ve istanbulla ilgili bütün dergileri çok severdim, uzun süredir almıyorum çünkü bir hevesle alıyorsunuz, resmen yarısı reklam, ve içerikleri çok az artık, üstelik internetten her türlü görsele anında ulaşılıyor da ama yinede arada alıyorum hala, eskiden haftalık dergiler vardı,
tempo, aktüel, istanbul life, onları çok severdim, tabiiki bizim kuşakta (70-80 arası doğanlar) cosmopolitan, marie claire okumamış, abone olmamış o testleri yapmamış yoktur...
nezih kitap evine girer girmez banko aldığım dergiler, maison franches, house beautiful, boyutu ve kağıt kalitesi çok iyi olan elle decor her zaman konuları ve fotoğraflarıyla öne geçer, trend setter diye çok güzel bir dergi vardı, hala varmı bilmiyorum, artık bu dekorasyon dergileri bana yetmediği için banyo mutfak, inşaatla ilgili sektörel dergileri de alıyorum bazen, birde start up girişimcilik le ilgili yeni çıkan dergilerde çok güzel, eskiden herşeyin olduğu gibi dergilerde çok pahalı değilmiş, 8-10 tane alabiliyorduk, şimdi 2-3 tane alıyorsunuz 100 lira oluyor zaten, ama yine de, telefondan bilgisayardan görmekten, çok daha güzel dergide görmek, birde o dergileri alıp, eve gelip ambalajını açıp bakmak okumak çok keyiflidir, birçok şeyin 2. elini alırım, kullanırım, ama dergiyi öyle matbaa kokusuyla ilk sahibi olarak açıp okumayı çok seviyorum, sanırım bu da benim şımarıklığım, başka da bir lüksüm kalmamış zaten, şimdi düşündümde :)
tempo, aktüel, istanbul life, onları çok severdim, tabiiki bizim kuşakta (70-80 arası doğanlar) cosmopolitan, marie claire okumamış, abone olmamış o testleri yapmamış yoktur...
nezih kitap evine girer girmez banko aldığım dergiler, maison franches, house beautiful, boyutu ve kağıt kalitesi çok iyi olan elle decor her zaman konuları ve fotoğraflarıyla öne geçer, trend setter diye çok güzel bir dergi vardı, hala varmı bilmiyorum, artık bu dekorasyon dergileri bana yetmediği için banyo mutfak, inşaatla ilgili sektörel dergileri de alıyorum bazen, birde start up girişimcilik le ilgili yeni çıkan dergilerde çok güzel, eskiden herşeyin olduğu gibi dergilerde çok pahalı değilmiş, 8-10 tane alabiliyorduk, şimdi 2-3 tane alıyorsunuz 100 lira oluyor zaten, ama yine de, telefondan bilgisayardan görmekten, çok daha güzel dergide görmek, birde o dergileri alıp, eve gelip ambalajını açıp bakmak okumak çok keyiflidir, birçok şeyin 2. elini alırım, kullanırım, ama dergiyi öyle matbaa kokusuyla ilk sahibi olarak açıp okumayı çok seviyorum, sanırım bu da benim şımarıklığım, başka da bir lüksüm kalmamış zaten, şimdi düşündümde :)
devamını gör...
kalender (yazar)
diğer yazarlarla gerçekleşen polemiği ilginç bir şekilde sözlüğün bold harf şekli ve akabinde de italik harf şekli ni keşfetmeme sebep oldu. kendisine buradan teşekkürlerimi sunuyorum.
devamını gör...
ağlamak
içiniz dolduysa rahatlatır.
devamını gör...

