sorgu meleğine öyle bir şey söyle ki seni cennete alsın
enjoy, ı'm vaccinated.
devamını gör...
bartleby sendromu
franz kafka'nın yaşadığı sendrom.
hastalığına kadar dünyadaki en başarılı romanlardan birkaçına imza atmayı başaran yazar, artık yazmak istemediğini ve ölmeye hazır olduğunu anladığında yazım hayatına nokta koyan yazar en yakın arkadaşı ve yayıncısı max brod’a tüm yazılarını emanet edip onları yakmasını ister! ama max brod o yazıları yakmayacak ve bize kafka’yı armağan edecektir…
tolstoy'da yaşamının son kısmında edebiyatta bir uğursuzluk olduğuna inandığını söyler ve bir daha yazmamaya karar verir.
hastalığına kadar dünyadaki en başarılı romanlardan birkaçına imza atmayı başaran yazar, artık yazmak istemediğini ve ölmeye hazır olduğunu anladığında yazım hayatına nokta koyan yazar en yakın arkadaşı ve yayıncısı max brod’a tüm yazılarını emanet edip onları yakmasını ister! ama max brod o yazıları yakmayacak ve bize kafka’yı armağan edecektir…
tolstoy'da yaşamının son kısmında edebiyatta bir uğursuzluk olduğuna inandığını söyler ve bir daha yazmamaya karar verir.
devamını gör...
tafra teorisi
cismin mesafenin bir bölümünü sıçrayarak geçtiğini söyleyen teori. teoriyi öncelikle hişam bin hakem(v.795) kullanmış fakat günümüze gelen haliyle mu'tezile kelâmcılarından olan nazzâm(v. 845) tarafından geliştirilmiştir.
şöyle ki nazzâm, nesnelerin bölünmeyen parçalar(yani atomlar)dan oluştuğu düşüncesini reddetmiştir. o, nesnelerin zihnen bölünebileceğini söylemiştir. böylelikle kelâmcıların çoğunun benimsediği bir nesnenin bir yerdeki bulunuşunun önceki bir bulunuşu ile öncelenmemesi düşüncesini de reddetmiştir. nazzam'a göre, bir cisim zihnen sonsuza kadar bölünebilmekteyse, bu durumda var sayılacak herhangi bir mesafe de sonlu olmayacaktır. o zaman hareketi açıklamak da imkânsızlaşacaktır.
nazzâm'a göre bunu aşmak için mesafenin bir bölümünü cisim sıçrayarak geçmelidir. çünkü cisim hareket sırasında sonsuza kadar bölünebilecek olan parçaları katedemez. o zaman hareket eden şey de mesafenin bir bölümünü sıçrayarak kateder. örneğin iki fare düşünelim. bu fareler kedi yiyen fare olsunlar.* engellerle dolu kısa bir yol var. bu fareler ikisi de bu engelleri aşarak yolu geçip kediye ulaşacaklar. tamam böyle bir örnek vahşet dolu olacak. hadi tamam peynire ulaşacaklar. sonra bir fare engelleri düz bir şekilde geçmek yerine, farklı bir şekilde, mesela üçgen şeklinde hareket ediyor. böylelikle engelleri de kolay aşıyor olsun. diğer fare ise engelleri düz bir şekilde geçsin. hangisi peynire ilk varan olacaktır? tabi ilk fare yani üçgen bir biçimde hareket eden fare, kendine bir taktik belirlemiştir ve buna göre hareket etmiştir. diğeri düz bir şekilde engelleri aşmaya çalışmıştır. buna göre ilk fare çabuk varmıştır. yani ilk fare, bazı engelleri sıçrayarak peynire ulaşmıştır.
kelâmcıların çoğu, bir cisim, ikinci yere gitmeden üçüncüye varamaz diyerek tafra görüşüne karşı çıkmışlardır.
şöyle ki nazzâm, nesnelerin bölünmeyen parçalar(yani atomlar)dan oluştuğu düşüncesini reddetmiştir. o, nesnelerin zihnen bölünebileceğini söylemiştir. böylelikle kelâmcıların çoğunun benimsediği bir nesnenin bir yerdeki bulunuşunun önceki bir bulunuşu ile öncelenmemesi düşüncesini de reddetmiştir. nazzam'a göre, bir cisim zihnen sonsuza kadar bölünebilmekteyse, bu durumda var sayılacak herhangi bir mesafe de sonlu olmayacaktır. o zaman hareketi açıklamak da imkânsızlaşacaktır.
nazzâm'a göre bunu aşmak için mesafenin bir bölümünü cisim sıçrayarak geçmelidir. çünkü cisim hareket sırasında sonsuza kadar bölünebilecek olan parçaları katedemez. o zaman hareket eden şey de mesafenin bir bölümünü sıçrayarak kateder. örneğin iki fare düşünelim. bu fareler kedi yiyen fare olsunlar.* engellerle dolu kısa bir yol var. bu fareler ikisi de bu engelleri aşarak yolu geçip kediye ulaşacaklar. tamam böyle bir örnek vahşet dolu olacak. hadi tamam peynire ulaşacaklar. sonra bir fare engelleri düz bir şekilde geçmek yerine, farklı bir şekilde, mesela üçgen şeklinde hareket ediyor. böylelikle engelleri de kolay aşıyor olsun. diğer fare ise engelleri düz bir şekilde geçsin. hangisi peynire ilk varan olacaktır? tabi ilk fare yani üçgen bir biçimde hareket eden fare, kendine bir taktik belirlemiştir ve buna göre hareket etmiştir. diğeri düz bir şekilde engelleri aşmaya çalışmıştır. buna göre ilk fare çabuk varmıştır. yani ilk fare, bazı engelleri sıçrayarak peynire ulaşmıştır.
kelâmcıların çoğu, bir cisim, ikinci yere gitmeden üçüncüye varamaz diyerek tafra görüşüne karşı çıkmışlardır.
devamını gör...
akıllı telefonlardan önce gençlerin yaptıkları şeyler
arkadaşlarımla yürüyüş, gezi gibi etkinlikler düzenlerdik. yüzümüz telefona dönük değil de birbirimize dönük olurdu.
tv izler, müzik dinler, sohbet ederdik. kahve içer, kek yapar, gelecekten bahsederdik. güzel günlerdi.
tv izler, müzik dinler, sohbet ederdik. kahve içer, kek yapar, gelecekten bahsederdik. güzel günlerdi.
devamını gör...
celal şengör
ateistlerin kadir popcorn'u
ikisininde delilik raporları vardır.
ikisininde kanser kitlesi vardır.
ikiside her konuda muazzam bilgi sahibidir ve kanallara çıkıp bağırırlar.
ikisininde delilik raporları vardır.
ikisininde kanser kitlesi vardır.
ikiside her konuda muazzam bilgi sahibidir ve kanallara çıkıp bağırırlar.
devamını gör...
rimbaud
canım güzel yazar, didem madak diyor ya "ben sizin ruhunuza çiçek aşısı yapayım da çiçekler açsın ruhunuz." işte tam olarak bunu yapmak istedim. hayatın inişleri olduğu gibi çıkışları da bulunuyor. inişinde bize öğrettiği illaki güzel şeyler olur. insanız karamsarlık sarıyor illaki ama lütfen siz bu durumdayken beni ne iyi eder, diye düşününüz. biz sizi seviyoruz, şu an kocaman sarılmak istiyorum. iyi ki varsınız. lütfen her şeye rağmen gülümseyiniz, ağlayınız ama canınız size emanet. sevgiler, kocaman öpücükler gönderdim.
devamını gör...
celebrant sorularınızı yanıtlıyor
1-) hep sen mi ağladın?
2-) hep sen mi yandın?
3-) sen beni gönlünce mutlu mu sandın?
sevgili celebrant cevaplarsa sevinirim.
2-) hep sen mi yandın?
3-) sen beni gönlünce mutlu mu sandın?
sevgili celebrant cevaplarsa sevinirim.
devamını gör...
go oyunu
bu oyuna sardım saralı yılların satranç oyuncusu olarak satranca burun kıvırıyorum.set evde duruyor çevrede oynayabileceğim babayiğit yok düşünmeye sıkılıyor insanlar. online oynayacak arkadaş varsa yazabilir. epey zaman oldu oynamayalı.
not : şöyle bir söz aklımda kalmış "satranç tüccarların , go ise filozofların oyunudur" şibumi kitabı ,trevanian
not : şöyle bir söz aklımda kalmış "satranç tüccarların , go ise filozofların oyunudur" şibumi kitabı ,trevanian
devamını gör...
burhan altıntop replikleri
devamını gör...
mesajınız var turuncusu
geneli itibariyle bilgilendirici, motive edici, farklı bakış açıları sunan, girdiğim tanımlar üzerine fikir alışverişi yaptığımız mesajlar geliyor. beni kadın sanıp yürümeye çalışanlar da oldu tabii* ama çoğunlukla iyi niyetli, açık görüşlü insanların yazdığını söyleyebilirim. var olsunlar.
devamını gör...
muvaffakiyet
sizleştiriverebilemeyeceklerimizdenmişsinizcesine şeklinde tamamlanırsa dilimizdeki en uzun kelime olabilen isim.
devamını gör...
kitap okuma aşkını kazandıran kitabın ismi
amin maalouf - semerkand
alıntılar ;
''hiçbir şeye şaşırma, hakikatin de insanların da iki yüzü vardır. ''
aklı başında olmayı da bilirim, delirmeyi de.
sevimli biri de olabilirim , iğrenç biri de..."
ayağa kalk uyumak için önümüzde sonsuzluk var
cennet de cehennem de senin içinde
ve daha niceleri.
alıntılar ;
''hiçbir şeye şaşırma, hakikatin de insanların da iki yüzü vardır. ''
aklı başında olmayı da bilirim, delirmeyi de.
sevimli biri de olabilirim , iğrenç biri de..."
ayağa kalk uyumak için önümüzde sonsuzluk var
cennet de cehennem de senin içinde
ve daha niceleri.
devamını gör...
zenci pipisi
türk erkeklerine aşağılık duygusu yaratır, oh olur kendilerine.
devamını gör...
blitz
lol isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.
kelime anlamı "yıldırım"dır.
aynı zamanda "beklenmedik bir anda yapılan hava saldırısı" anlamına gelen askeri terimdir.
kelime anlamı "yıldırım"dır.
aynı zamanda "beklenmedik bir anda yapılan hava saldırısı" anlamına gelen askeri terimdir.
devamını gör...
öldürmeyip süründüren şeyler
(bkz: şüphe)
devamını gör...
tanımlarını okuyarak bir yazara aşık olmak
böyle bir şey olmaması daha makbuldür. sözlükten keyif alamazsınız valla. aşkım boşver tanımı ya gel beni tanımla falan der uğraş dur.
devamını gör...
gereksiz abartılan şeyler
starbucks
devamını gör...
şeker portakalı
32 yaşındayım ve böyle bir kitabın neden çocuk kitabı olduğunu anlamadım hala. ben bile her okuduğumda içim sızlıyor anlatımı konusu beni bilr sarsıyor çocuklar için uygun olduğunu düşünmüyorum
devamını gör...
kaldırımlar
ı
sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
yolumun karanlığa saplanan noktasında,
sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
in cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
içimde damla damla bir korku birikiyor;
sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.
kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
iki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.
ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
ıslak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...
ıı
başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi,
etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!
fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
onun taşı erimiş, senin kafatasında.
ikinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.
yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur...
ne senin anladığın kadar, kaldırımları...
ııı
bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.
simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der
ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.
bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.
arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.
varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
bana rahat bir döşek serince yerin altı,
bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan...
[necip fazıl kısakürek]
ilk aşık olduğum şiiridir kendisi , ilk okula giderken okurdum , ve bana göre en anlamlı şiirdir.
devamını gör...
