petrus christus, 15. yüzyılda yaşamış hollandalı bir ressamdı. 1444'ten itibaren brugge'de faaliyet gösteren ressamın, tarz benzerliği sebebiyle jan van eyck'ın öğrencisi olduğu ve hocasının ölümünden sonra onun bazı bitmemiş eserlerini tamamladığı düşünülmektedir. jan van eyck'in 1441'de ölümü ile hans memling'in 1460'ların ortalarında şehre yerleşmesine kadar geçen süre boyunca bruges'in önde gelen ressamıydı. bizler için değeri de günümüze yakın, modern sanat tarihçileri tarafından çıkarılmıştı. yüzyıllar boyunca anonim bir kişiydi.

van eyck'ın öğrencisi olduğu düşünülen ve sık sık onunla karıştırılan petrus'un, eyck'ın ölümünden sonra ustasının atölyesini devraldığı ve burada bağımsız çalıştığı düşünülmektedir. brugge vatandaşlığını da ustasının ölümünden 3 yıl sonra, 1444 yılında satın almıştır. her ne kadar öğrencisi olabileceğini söylesek de buna karşıt olarak dirk bouts, robert campin ve rogier van der weyden gibi sanatçılardan etkilendiğini de söylemek gerekir.

sanatçının italya'ya gidip gitmediği bilinmese de işlerinin çoğunun italyanlar tarafından satın alındığı bilinmektedir. milano'da bulunan bir belge onun belki şehre geldiği ve hatta italyan ressam antonello da messina ile tanışmış olabileceğini kanıtlar nitelikte olabilir. bu tanışıklık petrus'a atfedilen eserler ile antonello'nun eserleri arasındaki bazı bariz benzerliklerin açıklanmasında kilit taşı bir rol oynayabilir. italyan ressamların yağlı boyayı, kuzeyli ressamların doğrusal perspektifi nasıl öğrendiğini de açıklayabilecek bir noktadır. antonello, italya'yı yağlı boya ile tanıştıran kişiydi ve petrus'un virgin and child enthroned with saints francis and jerome eseri, doğrusal perspektif kullanılan ilk kuzeyli eseri idi.

petrus'un eserlerinde van eyck ve van der weyden etkisi bariz bir şekilde görülmektedir. bazı tabloları direkt onların eserlerine dayanır fakat figürlerde, onlarda görüldüğü gibi, içsel yaşam duygusu veya dramatik etkiler görülmez. perspektiği ise ustaca kullanmıştır. 1975 yılında hayata veda eden ressamın ünü de ölümünden sonra azalmıştır.

kaynakça ve daha fazlası: turkishpaintings.com, wikipedia, metmuseum.org, istanbulsanatevi.com, britannica.com, the oxford dictionary of art, ıan chilver, harold osborne, dennis farr
devamını gör...

aileyle gidilen bir uzun yol seyahatinde, arabadan trafiğin aktığı taraftan hiç yola bakmadan inip karşı geçmeye çalışmak, o esnada da viyk viyk diye ani fren yapan arabaları ve ay çocuk eziliyor bağırışlarını üstüne alınmamak.
bir de içimden geçiriyorum, hangi salak çocuk acaba diye.
*.*
devamını gör...

ispanya'daki insanların soyadlarının uzun olmasının sebebi hem annesinin hem de babasının soyadını almasından kaynaklanmaktadır.
devamını gör...

bir yaz başı tatlılığıdır.
hanımeli çiçeğinin başı koparılır
çiçeğin organı iyice çekilir,
dibinden gelen bir damla bal emilir.
çiçeğe iyice bakmayı ve üflemeyi unutmayınız.
devamını gör...

en çok da yağmur yağdığında seviyorum bu şehri.
herkesin yüzü ıslak, başı öne eğik. sanki herkes suçunu kabullenmiş gibi.
devamını gör...

mehmet eroğlu'nun 9,75 santimetrekare romanından uyarlanan aynı adlı filme az önce netflix'te denk geldim ve pazar aktivitesi olarak izledim. bunu neden belirtiyorum yani bir beklentim olmadan önerilmeden izlediğim bir filmdi. baş rollerinde nejat işler, funda eryiğit ve berkay ateş'in olduğu filmde ise ahmet adlı bir adamın beyin tümörü olduğunu öğrenişi bu sırada aşkı buluşu ve geçmişindeki acılarla olan savaşı işleniyor.

öncelikle belirtmem gerekiyor ki nejat işler mükemmel oyunculuk sergilemiş gerçi her rolün hakkını verdiğini biliyoruz zaten. funda eryiğit konusunda pek bir şey söyleyemeyeceğim pek oyunculuk gerektiren diyalogları yoktu zaten film genel olarak ahmet karakteri üstünden ilerliyor diğer karakterlerin psikolojik tahlilleri pek yapılmamış. belki kitapta böyle işlenmiştir orasını bilmiyorum. ama ahmet karakteri o kadar güzel yazılmış ve oynayacak oyuncu o kadar doğru seçilmiş ki karakterin hislerini ve sonda verdiği kararı iliklerime kadar hissettim. öyle bir adam ki bu ahmet acılarının içine sıkıştığı yetmemiş bir de başkalarının acılarını hayatına sığdırmayı başarmış. ve sonrasında bulduğu aşk bile bu acılarını bastırmaya, unutmaya yetmiyor.

film ezilmişlerin, mağdur edilenlerin ve dışlananların gözünden hayata bakmayı amaçlıyor diyemem ama farkındalık yaratılmaya çalışıldığı kesin. zaten 2013 taksim gezi parkı olaylarının olduğu bir zaman örgüsünde geçiyor. yine belirtmem gerekiyor çok hareketli bir film beklemeyin ağır ve sağlam ilerleyen bir film. oldukça fazla diyalog mevcut bu da yer yer sıkıcı yapıyor gizi gözükse de diyalogları irdelediğinizde çok güzel mesajlar verdiğini fark ediyorsunuz.

filme puanım 7/10.
iyi seyirler
devamını gör...

özel hayatında bunları yaşayıp, lgbti'lere nefret kusuyor, hayatı onlara dar ediyorsan herkesi ilgilendirir.
devamını gör...

akşama kadar kaç kişiyle muhattap oluyorlar, haklı isyandır.
devamını gör...

#1650529

benim yazmak istediklerime adeta tercüman olmuş yazar.

sözlük kültürü burada yazarım ben diyen bütün yazarları ezer geçer. öyle bi yazar, insan.

aylar önce yazdığımın da yineleyeyim. boş analizini görmedim. he benden onay almasına hiç mi hiç ihtiyacı da olmayan biri zaten orası net. ama böyle yazarları gördükçe -ki sayıları oldukça ama oldukça az- keyifleniyorum.
devamını gör...

ilgilenmediği konulara laf sokacak kadar vakit ayıran ilginç insanları gördüğümüz yer. eh be güzellerim! ilgilenmiyorsanız geçip gitseniz ya? niye kendinizi sıkıntıya sokuyorsunuz? benim burada hiç ilgilenmediğim yüzlerce başlık var. hiçbirine uğramıyorum. tek tek hepsine laf mı sokayım yani gidip?

2 uzun cümle kursam "kasma bu kadar" diyen adamlar bir de bunlar.

meh!
devamını gör...

"bir zaman gelecek ve bizler tüm ümitlerimizden tek tek vazgeçmek zorunda kalacağız. işte o vakit anlayacağız ki, bir zamanlar körü körüne bel bağladığımız ümitler, aslında hayatımıza daha fazla acı ve zorluk katan yanılsamalardan başka bir şey değil."
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

otizmli bir çocuk ressamdır. istanbul'da bircok sergi açmıştır. artık sergilerini youtube üzerinden gezmek mümkün. memlekette olan güzel olaylardan nadir birtanesidir. bende buradan kendisinin duyurusunu yapmak istedim. sevgili kafa sözlük yazarları aşağıda birakacağım youtube kanalına abone olarak tuna'ya ve onu örnek olan birçok otizmli çocuğumuza destek verebilir.

sergi görüntüleri için buradan tık


şuraya bir fotoğraf bırakalım;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"şiişşt çaktırma, geri git, çıkış yap çaktırma. uzaklaş!"
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gerçeklerle yaşayıp mutsuz olmayı tercih ederim.

tozpembe hayal dünyasını istemiyorum, kalsın.
devamını gör...

(bkz: öldürmeyip süründüren şeyler)
devamını gör...

sinir hucreleri arasında ve sinir hücreleri ile tepki organı arasında iletişimi düzenleyen maddeler.
bu maddeleri düzenli olarak üretip salgiliyoruz, bir kısmınıni işi bitince parcaliyoruz bir kısmını tekrar kullanıyoruz. serotonin, dopamin, histamin, noradrenalin gibi.

vücudumuza aldığımız legal veya illegal bazı maddeler (nikotin, kafein, crack, lsd, ot) bu maddeleri taklit edebilir (izomeri olabilir) ya da nörotransmitterin iki sinir hücresi arası boşlukta uzun süre kalmasina, hücreye geri dönmemesine neden olur.

kokoda olduğu gibi.
crack halini yakıp dumanını çekersen 8 saniye içinde bir süreligine yollar hep otoban oluyor.
upload download hızı süper oluyor.
bu durum tatli geliyor kuvvetli bağımlılık yapıyor.
sonra bağlantı 16kb/s düşünce sinirleniyorsun, ekrani yumruklayasin geliyor vs.


ayrıca neurotransmitter bir carbon based lifeforms şarkısı.
2003 yılında çıkmış.
albüm: hydroponic garden

downtempo, psybient, ambient sevenlere.
devamını gör...

almanların sabahattin ali'si olarak tanımladığım michael ende'nin yazdığı, hem çocuklara hem yetişkinlere okumasını tavsiye ettiğim romandır.

momo, kentin tiyatro harabelerinde yaşayan evsiz bir kız çocuğunun anlatıldığı masaldır. hayat ve zaman üstüne çok kiymetli metaforlar barındırır.
devamını gör...



bulut geçti gözyaşları kaldı çimende
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde
seher yeli eser yırtar eteğini gülüm
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
bu yıldızlı gökler
ne zaman başladı dönmeye
kimse bilmez kimse bilmez
bulut geçti gözyaşları kaldı çimende
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde
seher yeli eser yırtar eteğini gülüm
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
bulut geçti gözyaşları kaldı çimende
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde
seher yeli eser yırtar eteğini gülüm
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
bu yıldızlı gökler
ne zaman başladı dönmeye
kimse bilmez kimse bilmez
devamını gör...

icinde sonmeyen bir ozlem ates ve tarifsiz bir minnettarlik vardir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim