sevgi vs aşk
sevgi aşktan üstündür, aşk sevgiden güçlü.
devamını gör...
merdivenaltı_müzisyen ile ufak tefek müzikoloji
yoğun (0 kişi) istekten sonra bir başka projeye girişeyim dedim. bu üst başlıkta da müzikolojiye dair ufak tefek şeylere değineceğim. yine yazdıkça ekleyeceğim, git gide büyüyecek bir başlık. takipte kalın.
ayrıca (bkz: merdivenaltı_müzisyen ile müzik teorisi 101).
dönemler -- bu başlıklar altında o dönemin gelenekleri hakkında bilgi vereceğim.
(bkz: ortaçağ müziği)
(bkz: rönesans müziği)
(bkz: barok müziği)
önemli / ilginç eserler:
(bkz: miserere mei deus)
(bkz: rappresentatione di anima et di corpo)
(bkz: spem in alium)
(bkz: lamentationes jeremiae prophetae)
(bkz: madonna, il poco dolce)
(bkz: l'antica musica ridotta alla moderna prattica)
(bkz: les folies d'espagne)
(bkz: concerto delle donne) (üç soprano ve basso continuo için 12 madrigal, luzzaschi)
(bkz: musica prisca caput)
(bkz: 1812 overture)
(bkz: vivaldi four season (müzik))
önemli besteciler:
(bkz: eric whitacre)
(bkz: jean sibelius)
(bkz: antonín dvořák)
(bkz: dmitri shostakovich)
(bkz: béla bartók)
(bkz: tchaikovsky)
(bkz: franz liszt)
(bkz: joseph haydn)
(bkz: johann sebastian bach)
(bkz: george frideric handel)
(bkz: antonio vivaldi)
(bkz: niccolo paganini)
(bkz: wolfgang amadeus mozart)
(bkz: ludwig van beethoven)
(bkz: emilio de' cavalieri)
(bkz: nicola vicecntino)
(bkz: girolamo frescobaldi)
(bkz: john dowland)
(bkz: luzzasco luzzaschi)
(bkz: claudio monteverdi)
(bkz: carlo g)
...
müzikal formlar:
(bkz: fugue)
(bkz: fantasia)
(bkz: cantata)
(bkz: toccata)
(bkz: aria)
....
edit: geç bastı, her bir besteciyi her türü yazmak zor iş. akla geldikçe yazın ekleyeyim olmadı.
----eklenecek----
(bkz: romantik dönem müziği)
(bkz: klasik dönem müziği)
(bkz: çağdaş müzik)
ayrıca (bkz: merdivenaltı_müzisyen ile müzik teorisi 101).
dönemler -- bu başlıklar altında o dönemin gelenekleri hakkında bilgi vereceğim.
(bkz: ortaçağ müziği)
(bkz: rönesans müziği)
(bkz: barok müziği)
önemli / ilginç eserler:
(bkz: miserere mei deus)
(bkz: rappresentatione di anima et di corpo)
(bkz: spem in alium)
(bkz: lamentationes jeremiae prophetae)
(bkz: madonna, il poco dolce)
(bkz: l'antica musica ridotta alla moderna prattica)
(bkz: les folies d'espagne)
(bkz: concerto delle donne) (üç soprano ve basso continuo için 12 madrigal, luzzaschi)
(bkz: musica prisca caput)
(bkz: 1812 overture)
(bkz: vivaldi four season (müzik))
önemli besteciler:
(bkz: eric whitacre)
(bkz: jean sibelius)
(bkz: antonín dvořák)
(bkz: dmitri shostakovich)
(bkz: béla bartók)
(bkz: tchaikovsky)
(bkz: franz liszt)
(bkz: joseph haydn)
(bkz: johann sebastian bach)
(bkz: george frideric handel)
(bkz: antonio vivaldi)
(bkz: niccolo paganini)
(bkz: wolfgang amadeus mozart)
(bkz: ludwig van beethoven)
(bkz: emilio de' cavalieri)
(bkz: nicola vicecntino)
(bkz: girolamo frescobaldi)
(bkz: john dowland)
(bkz: luzzasco luzzaschi)
(bkz: claudio monteverdi)
(bkz: carlo g)
...
müzikal formlar:
(bkz: fugue)
(bkz: fantasia)
(bkz: cantata)
(bkz: toccata)
(bkz: aria)
....
edit: geç bastı, her bir besteciyi her türü yazmak zor iş. akla geldikçe yazın ekleyeyim olmadı.
----eklenecek----
(bkz: romantik dönem müziği)
(bkz: klasik dönem müziği)
(bkz: çağdaş müzik)
devamını gör...
bir masum mor menekse
entrysini gördüğüm an engellemeye karar verdiğim ilk aktroll yazar
devamını gör...
kafamıza göre radyo yayını
kendimce güzel danslar etmemi, kulağımın pasını silen ve beni mutlu eden bir yayın olmuş ve devam ediyor.
çok güzel. keşke yazar arkadaşlarımla dans edebilseydik çok daha güzel olurdu. can sağlığı olsun. teşekkür ediyorum yayını yapan yazarımız oblomovreis'e.
çok güzel. keşke yazar arkadaşlarımla dans edebilseydik çok daha güzel olurdu. can sağlığı olsun. teşekkür ediyorum yayını yapan yazarımız oblomovreis'e.
devamını gör...
echo
yunan mitolojisi tanrılar ve tanrıçalar yanında nice mistik kahraman ve karakter ile doludur. bunlardan biride perilerdir. nypmheler, yani periler genellikle hikayeleri güzellikleri üzerine anlatılagelen uzun ömürlü, güzel, genç kişilerdir. bugün anlatmak istediğim peri ise bir oread, yani bir dağ perisi. isimini kayalarda yankılanan seslerden veyahut narcissus'a olan aşkından duyduğumuz: echo
echo, yunan mitolojisinde cithaeron dağında ikamet eden bir dağ perisidir. hakkında pek çok hikaye anlatılan echo'ya ait en bilinenlerden biri ile başlayalım: baş tanrı zeus bilindiği üzere güzel periler ile birlikte olmayı severdi. karısı hera ise duyduğu kıskançlıkları ve cezalandırılmaları ile ünlüydü. zeus'un bu sefer ki ilişkisi dağ perisi echo ileydi. bundan şüphelenen hera, ikiliyi basmak için olimpos'a gitti. echo, zeus'un kendine emrettiği üzere, zeus'u korumak için hera'nın gazabına uğradı. echo bundan sonra sadece; kendisine söylenen son sözleri söyleyebilir, tekrar eder, hale gelmişti. ovid'in metamorphoses eserinde ise hikaye biraz daha değişik. roma tanrıları ile anlatılmış olsa da yunan mitolojisindeki isimler ile deam ediyorum: burada hera yine kıskanç ve cezalandırmak için fırsat kovalayan bir rolde. fakat echo, hera ne zaman zeus'u yakalamaya kalksa gevezelik ederek onun dikkatini dağıtıyor ve hera bunu fark ettikten sonra onu cezalandırıyor. kendisine söylenen son sözleri tekrar etmesine mahkum ediyor echo'yu.
bir başka hikaye'yi de yaşamı hakkında pek bilgi sahibi olmadığımız yazar longus'un daphnis ve chloe eserinde okuruz. denizde süzülen ikiliden chloe daha önce hiç yankı duymadığı için yakınlarda tekrar eden bir şarkı karşısında çok şaşırır ve daphnis, echo'nun hikayesini anlatmaya başlar. periler ile birlikte dans eden, şarkılar söyleyen -yaşayan- echo tüm müzik aletlerini öğrenmiştir ve bu tanrı pan'i kızdırır. echo'nun virtüözlüğünü kıskanan pan, onun canını alır. ve rivayete göre echo'nun hala şarkı söyleyen bedeni dünyaya dağıtılmıştır. ve herhangi bir dünyevi şeyin sesini taklit ederek şarkı söylemeye devam edecektir. dünyanın her noktasında eko dediğimiz ses yansımasının olmasını buna bağlayanlar da bulunur.
başka başka hikayeler de tabii ki mevcuttur fakat bir diğer ilgi çekici nokta da echo'nun narcissus'a olan aşkıdır. ovid'in metamorphuses eserinde, 12. yüzyıldan kalan the lay of narcissus yazmasında veyahut 13. yüzyıl şairi guillaume de lorris'in the romance of the rose şiirinde işlenmiş olan bu tema farklı anlatımlara sahiptir. bu hikayelerin bazılarında echo bir peri değil asilzadedir, narcissus'un da önemsiz bir role sahip olduğu anlatılar bulunur. gelelim mitolojik anlatıya, tekrar ediyorum fakat; ovid'in metamorphuses eserinde çıkardığı düşünülen bu anlatı yine zeus ile başlıyor, daha doğrusu jupiter ile. ve yine karısı juno -hera- tarafından cezalandırılan, sadece cümlelerinin sonlarını söyleyebilen güzel sesi peri echo ile devam ediyor.
echo lanetlendikten bir süre sonra, avcı arkadaşları ile geyik avlayan yakışıklı birine rastlıyor: narcissus. ona aşık olan echo laneti yüzünden hiçbir şey diyemeden onu izlemeye devam etmiş. yalnız kaldığı bir an narcissus, ''orada kimse var mı'' diye seslenmiş ve peri tekrar etmiş. narcissus ''buraya gel'' diye tekrar seslenmiş fakat karşısına kimse çıkmamış. duyduğu tek şey söylediklerinin tekrarıymış. ''bu taraftan, bir araya gelmeliyiz'' diyerek tekrar seslendiğinde echo kendinden geçmiş bir şekilde ''bir araya gelmeliyiz'' demiş. kollarını açarak narcissus'a koşan echo'ya karşı narcissus dehşete kapılmıştı ve onu reddetti. bilirsiniz ki narcissus'un tek ve en büyük aşkı kendisiydi. bunun üzerine aşağılanmış hisseden echo oradan kaçtı. narcissus, kendi yansımasına aşık olarak eriyip gittiğinde, echo onun için yas tuttu ve sonra o da kaybolmaya başladı. güzelliği soldu, derisi buruştu ve taşa dönüştü. ondan geriye sadece sesi kaldı. vücudunun kayaları, sesinin de bu kayalar arasında yankılanan ekoyu oluşturduğu da rivayet edildi. ve narcissus için kendini feda etmiş tek kişi echo değildir. ameinias isimli genç bir adam da narcissus'a olan aşkından dolayı kendi canına kıymıştı.
bu arada bahsetmek gerekirse narcissus'un sonu, su içmek için eğildiği suda kendi yansımasına aşık olması ve onu izlemekten kendini kaybetmesi ile oluyordu. tabii bu anlatılardan biri, nicaea'lı parthenius'a veyahut conon'a göre narcissus kendi hayatına kıyıyordu. pausanias'un anlatısında ise narcissus kendisine değil, ikiz kız kardeşine aşık oluyordu. farklı hikayelerin birleşim noktası ise nergis çiçeğinin kaynağı olmasıydı. ilginçtir ki bu olay mitoojide şöyle anlatılır: bir deniz perisi olan thespia'lı liriope'nin oğlu olan narcissus doğduktan sonra, onun geleceğinden endişelenen liriope, kahin teiresia'yı görmeye gitmişti. ve kahin ona, çocuğun yaşlılığa ereceğini söylemişti fakat bir şartı vardı: kendisini tanımamalıydı.
echo'ya ait farklı kaynaklarda da anlatılar vardır. aristophanes, thesmophoriazusae eserinde; şarkı söyleyen perilerin arasında giren dionysus ile echo'nun da ilgilendiğini yazar. lemnos'lu philostratus da paskalya perilerinin pan'ı yakalyıp bağladıklarını. onun sakalını kestiklerini ve ona hakaret etmesi için echo'yu çağırdıklarından bahseder.
echo, yunan mitolojisinde cithaeron dağında ikamet eden bir dağ perisidir. hakkında pek çok hikaye anlatılan echo'ya ait en bilinenlerden biri ile başlayalım: baş tanrı zeus bilindiği üzere güzel periler ile birlikte olmayı severdi. karısı hera ise duyduğu kıskançlıkları ve cezalandırılmaları ile ünlüydü. zeus'un bu sefer ki ilişkisi dağ perisi echo ileydi. bundan şüphelenen hera, ikiliyi basmak için olimpos'a gitti. echo, zeus'un kendine emrettiği üzere, zeus'u korumak için hera'nın gazabına uğradı. echo bundan sonra sadece; kendisine söylenen son sözleri söyleyebilir, tekrar eder, hale gelmişti. ovid'in metamorphoses eserinde ise hikaye biraz daha değişik. roma tanrıları ile anlatılmış olsa da yunan mitolojisindeki isimler ile deam ediyorum: burada hera yine kıskanç ve cezalandırmak için fırsat kovalayan bir rolde. fakat echo, hera ne zaman zeus'u yakalamaya kalksa gevezelik ederek onun dikkatini dağıtıyor ve hera bunu fark ettikten sonra onu cezalandırıyor. kendisine söylenen son sözleri tekrar etmesine mahkum ediyor echo'yu.
bir başka hikaye'yi de yaşamı hakkında pek bilgi sahibi olmadığımız yazar longus'un daphnis ve chloe eserinde okuruz. denizde süzülen ikiliden chloe daha önce hiç yankı duymadığı için yakınlarda tekrar eden bir şarkı karşısında çok şaşırır ve daphnis, echo'nun hikayesini anlatmaya başlar. periler ile birlikte dans eden, şarkılar söyleyen -yaşayan- echo tüm müzik aletlerini öğrenmiştir ve bu tanrı pan'i kızdırır. echo'nun virtüözlüğünü kıskanan pan, onun canını alır. ve rivayete göre echo'nun hala şarkı söyleyen bedeni dünyaya dağıtılmıştır. ve herhangi bir dünyevi şeyin sesini taklit ederek şarkı söylemeye devam edecektir. dünyanın her noktasında eko dediğimiz ses yansımasının olmasını buna bağlayanlar da bulunur.
başka başka hikayeler de tabii ki mevcuttur fakat bir diğer ilgi çekici nokta da echo'nun narcissus'a olan aşkıdır. ovid'in metamorphuses eserinde, 12. yüzyıldan kalan the lay of narcissus yazmasında veyahut 13. yüzyıl şairi guillaume de lorris'in the romance of the rose şiirinde işlenmiş olan bu tema farklı anlatımlara sahiptir. bu hikayelerin bazılarında echo bir peri değil asilzadedir, narcissus'un da önemsiz bir role sahip olduğu anlatılar bulunur. gelelim mitolojik anlatıya, tekrar ediyorum fakat; ovid'in metamorphuses eserinde çıkardığı düşünülen bu anlatı yine zeus ile başlıyor, daha doğrusu jupiter ile. ve yine karısı juno -hera- tarafından cezalandırılan, sadece cümlelerinin sonlarını söyleyebilen güzel sesi peri echo ile devam ediyor.
echo lanetlendikten bir süre sonra, avcı arkadaşları ile geyik avlayan yakışıklı birine rastlıyor: narcissus. ona aşık olan echo laneti yüzünden hiçbir şey diyemeden onu izlemeye devam etmiş. yalnız kaldığı bir an narcissus, ''orada kimse var mı'' diye seslenmiş ve peri tekrar etmiş. narcissus ''buraya gel'' diye tekrar seslenmiş fakat karşısına kimse çıkmamış. duyduğu tek şey söylediklerinin tekrarıymış. ''bu taraftan, bir araya gelmeliyiz'' diyerek tekrar seslendiğinde echo kendinden geçmiş bir şekilde ''bir araya gelmeliyiz'' demiş. kollarını açarak narcissus'a koşan echo'ya karşı narcissus dehşete kapılmıştı ve onu reddetti. bilirsiniz ki narcissus'un tek ve en büyük aşkı kendisiydi. bunun üzerine aşağılanmış hisseden echo oradan kaçtı. narcissus, kendi yansımasına aşık olarak eriyip gittiğinde, echo onun için yas tuttu ve sonra o da kaybolmaya başladı. güzelliği soldu, derisi buruştu ve taşa dönüştü. ondan geriye sadece sesi kaldı. vücudunun kayaları, sesinin de bu kayalar arasında yankılanan ekoyu oluşturduğu da rivayet edildi. ve narcissus için kendini feda etmiş tek kişi echo değildir. ameinias isimli genç bir adam da narcissus'a olan aşkından dolayı kendi canına kıymıştı.
bu arada bahsetmek gerekirse narcissus'un sonu, su içmek için eğildiği suda kendi yansımasına aşık olması ve onu izlemekten kendini kaybetmesi ile oluyordu. tabii bu anlatılardan biri, nicaea'lı parthenius'a veyahut conon'a göre narcissus kendi hayatına kıyıyordu. pausanias'un anlatısında ise narcissus kendisine değil, ikiz kız kardeşine aşık oluyordu. farklı hikayelerin birleşim noktası ise nergis çiçeğinin kaynağı olmasıydı. ilginçtir ki bu olay mitoojide şöyle anlatılır: bir deniz perisi olan thespia'lı liriope'nin oğlu olan narcissus doğduktan sonra, onun geleceğinden endişelenen liriope, kahin teiresia'yı görmeye gitmişti. ve kahin ona, çocuğun yaşlılığa ereceğini söylemişti fakat bir şartı vardı: kendisini tanımamalıydı.
echo'ya ait farklı kaynaklarda da anlatılar vardır. aristophanes, thesmophoriazusae eserinde; şarkı söyleyen perilerin arasında giren dionysus ile echo'nun da ilgilendiğini yazar. lemnos'lu philostratus da paskalya perilerinin pan'ı yakalyıp bağladıklarını. onun sakalını kestiklerini ve ona hakaret etmesi için echo'yu çağırdıklarından bahseder.
devamını gör...
sözlüğe fotoğraf yüklemek
şöyle ki:
google görsellere giriyorsun. entrye eklemek istediğin resme tıklıyorsun. sağ tarafta açılıyo ya. sonra ona sağ tıklayıp resim adresini kopyala diyip yapıştırıyosun.
eğer link, datalı hayvan gibi uzun bişeyse resmin üstüne tıkla, sayfasına git. oradan aynısını yap.
google görsellere giriyorsun. entrye eklemek istediğin resme tıklıyorsun. sağ tarafta açılıyo ya. sonra ona sağ tıklayıp resim adresini kopyala diyip yapıştırıyosun.
eğer link, datalı hayvan gibi uzun bişeyse resmin üstüne tıkla, sayfasına git. oradan aynısını yap.
devamını gör...
nickaltı başlığı bile açılmamış ezik yazar
biri ezik demiş biri hatıra defteri bomboş olan yazar demiş bir diğeri de çıtayı allahu ekber dağlarına çıkarıp köylü demiş kötü hissetmemek elde değil. şahsımca birilerinin kalbine dokunmamış olan yazardır. ne olmuş yani nickaltımız açılmadıysa sözlüğü satmadık ya!
devamını gör...
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
içimdeki çocuk uzun bir zamandır depresyonda kendine bir şey yapmasından korkuyorum.
devamını gör...
haftalık burç halleri
her burcun hali ahvali.
burçlara inananlara gelsin.
burçlara inananlara gelsin.
devamını gör...
kalbinizi en çok kıran cümle
yetersiz bakiye
devamını gör...
tuhaf takıntılar
yapılması yanlış olduğu bilinen fakat kafamızdan atamadığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki fikirler, tavırlar, hareketler bütünüdür.
önümde yürüyen insanları geçme çabam var. sürekli tempolu yürüyorum bu yüzden. dilim dışarıda soluk soluğa nefes almaya kadar gidiyor bu iş bazen. (burası şaka tabi.) yanlarından geçerken de dönüp yüzlerine bakıyorum. manyakça bir haz bu. yürüyüşe çıktığım zamanlar hızımı alamayıp şunu da geçeyim bunu da geçeyim derken hiç gitmediğim yerlere kadar gidiyorum bazen. (özellikle bu durum kafam bozuk, canım sıkkınken çok oluyor.) altın da bir travma mevcut büyük ihtimalle. bu ara travmalarım üzerine yoğunlaşmaya çalışıyorum ama henüz buna sıra gelemedi. durumun vahametini siz düşünün artık.
önümde yürüyen insanları geçme çabam var. sürekli tempolu yürüyorum bu yüzden. dilim dışarıda soluk soluğa nefes almaya kadar gidiyor bu iş bazen. (burası şaka tabi.) yanlarından geçerken de dönüp yüzlerine bakıyorum. manyakça bir haz bu. yürüyüşe çıktığım zamanlar hızımı alamayıp şunu da geçeyim bunu da geçeyim derken hiç gitmediğim yerlere kadar gidiyorum bazen. (özellikle bu durum kafam bozuk, canım sıkkınken çok oluyor.) altın da bir travma mevcut büyük ihtimalle. bu ara travmalarım üzerine yoğunlaşmaya çalışıyorum ama henüz buna sıra gelemedi. durumun vahametini siz düşünün artık.
devamını gör...
anneyle olan ilişki
kendi annemle olan ilişkime benzemesin diye kırk dereden su getirdiğim ilişki.
şeker gibi bir anneyim
kızım aynı annem gibi.
ben 14 yaşına iniyorum,o 50 yaşına çıkıyor,
kesişemiyoruz.
ya ben talihsizim ya da herkesin olduğu bir alan var ordan öteye gidilmiyor.
şeker gibi bir anneyim
kızım aynı annem gibi.
ben 14 yaşına iniyorum,o 50 yaşına çıkıyor,
kesişemiyoruz.
ya ben talihsizim ya da herkesin olduğu bir alan var ordan öteye gidilmiyor.
devamını gör...
sabah sabah tat kaçıran şeyler
sevilen bir şahsın vefat haberi.
örneğin ferhan şensoy.
örneğin ferhan şensoy.
devamını gör...
okuyana ilaç olacak sözler
üzülme, her kalp kendi hüznünü kavrar. (farabi)
devamını gör...
intihar etmeyi düşünmek
elbette kimse bu düşünceye kolay kolay kapılmaz. zaten çok kısa olan ömrümüzde ölüm anımız göz açıp kapayıncaya kadar gelicektir. sonsuz değil hiçbir şey, hayat acı olsada , gün batımını, çiçeğin her bahar doğuşunu izleyerek teselli aramaya çalışılmalı. zaman yaraları sarmazsa da ölüm her gün size geliyor zaten. ölüm en kötü kaderi de, en iyi kaderide sonlandıracaktır.
devamını gör...
tefrika roman
gazeteler aracılığıyla yapılan roman yayıncılığı türü. daha önce basılmış veya ilk defa okurun karşısına çıkacak olan romanların bir bölümü her gün gazete sayfasında yayımlanırdı. gazeteyi alan, haberi okumasa bile, her gün o romanı takip ederdi. bu gelenek, türk edebiyatı için önemli eserlerin ve yazarların kazanılmasına yol açmıştır. sonra bu geleneğe devam edilmemiş ve sonlandırılmıştı.
devamını gör...
canını acıtan en kötü şey
gidemeyişim.
sevmediğim bi yerde, denk gelmek istemediğim insanlara maruz kalışım. sıkıştım. şu yaşıma kadar başıma gelen her şeyin altından kendim kalktım. kimseye yaslanmadan. derdimi durup düşünmek için dinlenemeden çözümünü bulmakla uğraştım hep. onca derdin arasında süregelen en büyük kaosum, sıkıştığım araftı.
yeniden ayağa kalkmak zorunda olduğumu bildim hep. hala aynıyım. ne kadar dipte hissetsem de, ne kadar artık gücüm kalmadı, umutlarım bitti desem de, ne yaşama hevesiymiş lan arkadaş diye hayretler edip, değmeyecek bi yaşantıyı el mahkum idare ettiriyorum işte. bir daha bu yaşıma gelemeyeceğim, bir daha bu savaşları vermeyeceğim. yeni savaşlar ekleneniyor her yeni gün. bıktım. çözdüm dediğim hayatın akışına kapılmaktan. yoruldum anlıyor musun?
sevmediğim bi yerde, denk gelmek istemediğim insanlara maruz kalışım. sıkıştım. şu yaşıma kadar başıma gelen her şeyin altından kendim kalktım. kimseye yaslanmadan. derdimi durup düşünmek için dinlenemeden çözümünü bulmakla uğraştım hep. onca derdin arasında süregelen en büyük kaosum, sıkıştığım araftı.
yeniden ayağa kalkmak zorunda olduğumu bildim hep. hala aynıyım. ne kadar dipte hissetsem de, ne kadar artık gücüm kalmadı, umutlarım bitti desem de, ne yaşama hevesiymiş lan arkadaş diye hayretler edip, değmeyecek bi yaşantıyı el mahkum idare ettiriyorum işte. bir daha bu yaşıma gelemeyeceğim, bir daha bu savaşları vermeyeceğim. yeni savaşlar ekleneniyor her yeni gün. bıktım. çözdüm dediğim hayatın akışına kapılmaktan. yoruldum anlıyor musun?
devamını gör...
boş yapmak
60 yaşında olan anneden duyulunca garip hissettiren söylem.
anneme durduk yere hediye almam sonucunda "paranı neden böyle şeylere harciyorsun" vs diye saydirirken birden ağzımdan "boş yapma" çıktı. annemde anlamını ısrarla sordu bende "boş konuşmak, boş anlamsız hareketlerde bulunmak" olarak açıkladım. aradan yarım saat geçtikten sonra tlc izleyen anneme hala bu kanalı mi izliyorsun sorusuna "boş yapma" cevabını almamla dumura uğradım. bunu söylerken tonlamasini tam olarak doğru yaptı ve asla gözünü televizyondan ayırmadı. kusursuz bir andı. bir süre sessizce oturmak zorunda kaldım.
hala kendime gelebilmiş değilim.
anneme durduk yere hediye almam sonucunda "paranı neden böyle şeylere harciyorsun" vs diye saydirirken birden ağzımdan "boş yapma" çıktı. annemde anlamını ısrarla sordu bende "boş konuşmak, boş anlamsız hareketlerde bulunmak" olarak açıkladım. aradan yarım saat geçtikten sonra tlc izleyen anneme hala bu kanalı mi izliyorsun sorusuna "boş yapma" cevabını almamla dumura uğradım. bunu söylerken tonlamasini tam olarak doğru yaptı ve asla gözünü televizyondan ayırmadı. kusursuz bir andı. bir süre sessizce oturmak zorunda kaldım.
hala kendime gelebilmiş değilim.
devamını gör...
hobi edin diyen tip
hobi ile uğraşıp kendini tedavi edemezsin, derdini azaltabilirsin.örneğin
bibliyoterapi kitaplarla yapılan terapidir.
bunu dışında günlük yazmak, film izlemek, yürüyüş,yüzme,el sanatları,müzik,...
bir şeylerle uğraşmak veya üretmek sürecinde kişi kendini dinler,dinlenir, düşünür,dengelenir ve daha iyi karar verir.böylece yanlış davranışladan uzak olur.
bibliyoterapi kitaplarla yapılan terapidir.
bunu dışında günlük yazmak, film izlemek, yürüyüş,yüzme,el sanatları,müzik,...
bir şeylerle uğraşmak veya üretmek sürecinde kişi kendini dinler,dinlenir, düşünür,dengelenir ve daha iyi karar verir.böylece yanlış davranışladan uzak olur.
devamını gör...
