hermann'la dorothea
johann wolfgang von goethe tarafından yazılmış eser. dilimize hermann ile dorothea olarak çevrilmiştir. her bölüm ismini yunan ilham perilerinden alıyor. goethe, dönemin şartlarını bir aşk hikayesini merkeze alarak aktarıyor. hermann karakterinin babası tarafından yalnızca istediklerini gerçekleştirecek ve kendisinin hayal ettiği gibi yaşaması gereken bir figür olarak görülmesi bana günümüzdeki aile yapısını anımsattı. yetişkinler çocukları için doğru olduğunu umdukları bir yol çiziyor ve hayatları boyunca bu yolda yürümeleri için onları zorluyorlar. peki ya ne faydası var bunun? kendi hatalarını yapmadıktan sonra başkalarının doğruları ne denli mutlu edebilir insanı? okurken sorguladığımız şeylerden yalnızca biri bu.
dönemin olaylarını ve toplum yapısını ustaca kaleme almış goethe, burjuvazinin kült eseri bile diyebiliriz hatta. klasik bir zengin-fakir ilişkisini konu aldığı düşünülse bile ve üzerine inşa edildiği konu ne kadar basit duruyor olsada; karakterlerin iç dünyası, dönemin güncel olayları ve büyüleyici bir anlatım ile üst düzey bir eser. goethe kelimelerle adeta dans etmiş, dil konusundaki tüm ustalığını konuşturmuş. bu eseri ortaya koyarken goethe'nin niyeti, eski destanı ve eski yunan altılık ölçüsünü alman şiiri için verimli kılmaktı özünde. schiller, wilhelm von humboldt ve hegel bu eserin edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biri olduğunu dile getirmiştir.recai bilgin çevirisini önerebilirim, elbette o büyülü anlatım tam olarak çevrilemez ama yine de mümkün olan en iyi işi çıkarmış recai bilgin.
--- alıntı ---
"ja, mir hat es der geist gesagt, und im innersten busen / regt sich mut und begier, dem vaterlande zu leben / und zu sterben und andern ein würdiges beispiel zu geben.“ (hermann, s. 27)
--- alıntı ---
dönemin olaylarını ve toplum yapısını ustaca kaleme almış goethe, burjuvazinin kült eseri bile diyebiliriz hatta. klasik bir zengin-fakir ilişkisini konu aldığı düşünülse bile ve üzerine inşa edildiği konu ne kadar basit duruyor olsada; karakterlerin iç dünyası, dönemin güncel olayları ve büyüleyici bir anlatım ile üst düzey bir eser. goethe kelimelerle adeta dans etmiş, dil konusundaki tüm ustalığını konuşturmuş. bu eseri ortaya koyarken goethe'nin niyeti, eski destanı ve eski yunan altılık ölçüsünü alman şiiri için verimli kılmaktı özünde. schiller, wilhelm von humboldt ve hegel bu eserin edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biri olduğunu dile getirmiştir.recai bilgin çevirisini önerebilirim, elbette o büyülü anlatım tam olarak çevrilemez ama yine de mümkün olan en iyi işi çıkarmış recai bilgin.
--- alıntı ---
"ja, mir hat es der geist gesagt, und im innersten busen / regt sich mut und begier, dem vaterlande zu leben / und zu sterben und andern ein würdiges beispiel zu geben.“ (hermann, s. 27)
--- alıntı ---
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
her şey yolundaymış gibi davranıyorum halbuki hayatım pek yolunda gitmiyor.yalan söylüyorum,kendime. yani en çok kendime.bazı konularda çok şanssızım.özellikle aile konusunda.anne baba konusunda çok eksiğim.ve kendimi çok yalnız hissediyorum çevremde insanlar olsa bile. kalabalıklar içerisinde yalnızlığı yaşıyorum,kimsenin beni anlamayacağını düşünüyorum.çocukluk travmaları unutulmuyor sözlük.
devamını gör...
ucemak
sağ olsun, bu arkadaşın oyları sayesinde eski ve tozlu sayfalarda kalmış tanımlarımı tekrardan okuyup yad ediyorum.
devamını gör...
türk halkının yüzde 60'ı aptaldır
82 anayasası referandumu sonrası söylenmiş aziz nesin sözüdür. kenan evren anayasası %92 çoğunlukla kabul edildiği için, bu halkın %92’si aptaldır diyecektim de dilim varmadı der ayrıca.
devamını gör...
dengbej
şakiro der susarım.
zamanla kalmadıkları kısmı doğru değil yalnız.
zamanla kalmadıkları kısmı doğru değil yalnız.
devamını gör...
kalp kıranlara söylenecek sözler
kırdığınız kalp efendim, annenizin porselen takımı değil.
devamını gör...
kendimizi geliştirmek zorunda mıyız sorunsalı
kesinlikle evet. her yeni bilginin hayata bakış açısının genişlemesin de yardımcı olur. ben oldum tamam artık diye salmayın. okuyun, dinleyin ve
sevin.
sevin.
devamını gör...
dünyanın en samimiyetsiz cümlesi
inş canım yaa!
devamını gör...
kayıp tanrılar ülkesi
son iki kitabını okumamayı tercih etmiş birisi olarak ve bu hafta yakaladığım bir boşluk neticesinde temin edip, 2 günde bitirerek görüşlerimi paylaşmak istediğim ahmet ümit'in son romanı.
takipçilerinin bildiği üzere ahmet ümit, almanya - türkiye arasında mekik dokuyarak ve her zamanki gibi meslek ahlakıyla birlikte araştırarak ve araştırmalarına referans vererek yazdığı bu kitabını aylar öncesinden ön tanıtımlar ile okuyucularını oldukça yüksek bir beklenti içerisine soktu.
gelelim yine şahsi görüş ve spoiler niteliğindeki yorumlarıma. şöyle ki;
her şeyden önce kayıp tanrılar ülkesi; mitoloji, arkeoloji zemini üzerine oturtulmuş polisiye bir kurgu. mitoloji hakkında en ufak bilgi ve merak sahibi olmayan kişileri bile mitler dünyasına sokabilmeyi ve daha da detaylandırma isteği aşılayarak araştırmaya sevk etmeyi başarıyor ahmet ümit. fakat yaklaşık 500 sayfalık bir polisiye roman olduğu düşünüldüğünde zeus'tan yapılan alıntıların abartıldığını düşünüyorum. polisiye kurgusu içerisine mitolojiden referanslar vererek okuyucuya final tahmini yapma şansı vermeye çalışması elbette "olmazsa olmaz" lakin konudan ve kurgudan ciddi sapmalara yol açacak düzeyde kalmış. yani zeus 'un kendisine ait söylevlerini okurken bazı kısımlarda "eeee?" diyebiliyor ve konudan uzaklaşabiliyorsunuz.
kitap, bana göre bir yere oturmamış. polisiye desen çok ama çok zayıf; bilgilendirici desen yetersiz. istanbul hatırası ,beyoğlu rapsodisi gibi kitapların çıktığı bir kalemden bu nitelikte bir roman okuduğuma açıkçası üzüldüm. polisiye kurgusu olarak bana göre olmamış bir kitap. fakat ahmet ümit' in, her zaman saygıyı hak eden esas niteliklerinden olan önce bilgi sahibi olmayı, bu bilgileri referans gösterebilmesi, araştırmalarının dayanaklarını şeffaf bir şekilde yerleştirmesi yönünden çok kıymetli bir kitap. ellerine, emeklerine sağlık.
kitaba dair ise notlarım arasına aldığım en önemli olay; nürnberg stadyumu ve zeppelin tribünü 'dür. sırf cehaletime bu iki katkısı yönünden saygılar, şükranlar.
not : bergama kazısındaki eserleri, almanya'ya "satan" dönemin yöneticilerine de ayrıca selamlar...
takipçilerinin bildiği üzere ahmet ümit, almanya - türkiye arasında mekik dokuyarak ve her zamanki gibi meslek ahlakıyla birlikte araştırarak ve araştırmalarına referans vererek yazdığı bu kitabını aylar öncesinden ön tanıtımlar ile okuyucularını oldukça yüksek bir beklenti içerisine soktu.
gelelim yine şahsi görüş ve spoiler niteliğindeki yorumlarıma. şöyle ki;
her şeyden önce kayıp tanrılar ülkesi; mitoloji, arkeoloji zemini üzerine oturtulmuş polisiye bir kurgu. mitoloji hakkında en ufak bilgi ve merak sahibi olmayan kişileri bile mitler dünyasına sokabilmeyi ve daha da detaylandırma isteği aşılayarak araştırmaya sevk etmeyi başarıyor ahmet ümit. fakat yaklaşık 500 sayfalık bir polisiye roman olduğu düşünüldüğünde zeus'tan yapılan alıntıların abartıldığını düşünüyorum. polisiye kurgusu içerisine mitolojiden referanslar vererek okuyucuya final tahmini yapma şansı vermeye çalışması elbette "olmazsa olmaz" lakin konudan ve kurgudan ciddi sapmalara yol açacak düzeyde kalmış. yani zeus 'un kendisine ait söylevlerini okurken bazı kısımlarda "eeee?" diyebiliyor ve konudan uzaklaşabiliyorsunuz.
kitap, bana göre bir yere oturmamış. polisiye desen çok ama çok zayıf; bilgilendirici desen yetersiz. istanbul hatırası ,beyoğlu rapsodisi gibi kitapların çıktığı bir kalemden bu nitelikte bir roman okuduğuma açıkçası üzüldüm. polisiye kurgusu olarak bana göre olmamış bir kitap. fakat ahmet ümit' in, her zaman saygıyı hak eden esas niteliklerinden olan önce bilgi sahibi olmayı, bu bilgileri referans gösterebilmesi, araştırmalarının dayanaklarını şeffaf bir şekilde yerleştirmesi yönünden çok kıymetli bir kitap. ellerine, emeklerine sağlık.
kitaba dair ise notlarım arasına aldığım en önemli olay; nürnberg stadyumu ve zeppelin tribünü 'dür. sırf cehaletime bu iki katkısı yönünden saygılar, şükranlar.
not : bergama kazısındaki eserleri, almanya'ya "satan" dönemin yöneticilerine de ayrıca selamlar...
devamını gör...
azor dinamik yüksek basıncı
30 derece kuzey enlemlerde bulunan asor adası çevrelerinde oluşan bu yüksek basınç alanı, yıl boyunca etkilidir ancak yazın etkisi kışa göre daha belirgindir. yazın mb derinleşip etki alanını genişlettiğinde, alçalan hava hareketleri, sahra ve bitişiğindeki akdeniz bölgesinde kuraklığa yol açar. azor yüksek basıncı, yaz mevsiminde marmara, ege ve karadeniz' de kuzey yönlü rüzgarların etkili olmasına sebep olur. azor yüksek basınç alanın ortalama mb seviyesi 1022-1024 arasındadır ancak kış mevsiminde farklılıklar fazladır.

kış mevsiminde ise konumuna göre iklime farklı etkileri vardır. kışın izlanda ab alanın tamamen etkisini yitirdiğinde , yatay görünüm alarak ülkemize sıcaklık ve yağış bakımından olumsuz etkilere neden olabilir. ülkemiz üzerine konuşlandığında ise durağan ve yağışsız havalar oluşturur. rüzgar etkisini yitirdiği için bu dönemlerde hava kalitesi de düşüktür.

azor yüksek basınç alanın ülkemiz adına en doğru konumu, izlanda dab alanın davis bölgesinde sıkışması sonucu orta avrupa üzerinden yükselmesi ( ispanya-ingiltere enlemleri arası) ve italya üzerinde oluşan tepki ab alanları sayesinde dikey hareketiyle, polar koridor ve sibirya termik yüksek basıncı alanın üzerinden soğuk hava akımlarının ülkemiz enlemlerine inmesine sebep olur.

kış mevsiminde ise konumuna göre iklime farklı etkileri vardır. kışın izlanda ab alanın tamamen etkisini yitirdiğinde , yatay görünüm alarak ülkemize sıcaklık ve yağış bakımından olumsuz etkilere neden olabilir. ülkemiz üzerine konuşlandığında ise durağan ve yağışsız havalar oluşturur. rüzgar etkisini yitirdiği için bu dönemlerde hava kalitesi de düşüktür.

azor yüksek basınç alanın ülkemiz adına en doğru konumu, izlanda dab alanın davis bölgesinde sıkışması sonucu orta avrupa üzerinden yükselmesi ( ispanya-ingiltere enlemleri arası) ve italya üzerinde oluşan tepki ab alanları sayesinde dikey hareketiyle, polar koridor ve sibirya termik yüksek basıncı alanın üzerinden soğuk hava akımlarının ülkemiz enlemlerine inmesine sebep olur.
devamını gör...
menstrual cup
menstrual cup, türkçe'ye adet kabı olarak çevrilen, huni şeklinde bir regl kanı toplama ürünü. genellikle medikal silikon ve lateks olmak üzere iki çeşit materyalden üretiliyor. lateks ürünlerin fiyatı daha ucuz olmakla beraber yüksek alerji riski barındırıyor.
gelelim regl kabının regl kanını muhafaza eden diğer ürünlerden farkına. tampon da ped de kanı emerek muhafaza ediyor. bu ürünlerdeki emme fonksiyonu vajinadaki sağlıklı salgıları, bakterileri de emerek vajina florasına zarar verebiliyor. kuruluğa ve çeşitli alerjilere neden olabilmesi de cabası. ayrıca tamponda pek çok kadının korku sebebi olan toksik şok riski olduğuna dair bulgular mevcut. adet kabının mantığı ise oldukça basit, kanı kendi içinde topluyor, ilk bir iki sefer dışında sızıntı riski düşük ve kanın havayla teması gerçekleşmediği için koku ortaya çıkmıyor. vücuttan atılan kan pedde olduğu gibi sürekli tene temas etmiyor. kanamayı emmediği için vajina florasında tahribat oluşturmuyor. gerekli görüldüğünde kap boşaltılıp tekrar takılabiliyor.
bir diğer önemli nokta ise ped ve tamponlarda geri dönüşüm imkanı olmaması. düzenli regl olan bir kadın bir yılda kaç ped kullanır? ortalama regl kanaması 4 gün (bu süre genelde 3-7 gün arasında değişiklik gösterir) olan birini farz edersek, 12 ayda 48 gün regl kanaması yaşıyor. bir pedin 2-3 saatte bir mutlaka değişmesi gerekiyor. dolayısıyla günde en az 5-6 kez ped değiştirmek gerekiyor. 5 rakamını baz alarak yola çıkıyorum; bir ayda 20 ped, bir yılda ise 240 ped ile müthiş bir israf ve geri dönüştürülemeyen atık ortaya çıkıyor. buna nazaran çoğu menstrual cup beş yıl kullanım ömrüne sahip. beş yıl boyunca kullanılması muhtemel tampon ve pedi göz önünde bulundurunca maddi ve çevresel artılarıyla birlikte birçok alerjiyi ortadan kaldırmasıyla devrim niteliğinde bir ürün tanımlamasını hak ediyor bence.
regl kabının regl döneminden önce ve sonra olmak üzere temizliği kaynar suda sağlanıyor. kaynar su temizliği yapılamadığı acil durumlar içinse temizliği sağlayabilecek solüsyonlar da mevcut. genellikle iki tip regl kabı bulunuyor. vajina boyu, kişinin spor geçmişi, doğum yapıp yapmadığı, kanamasının yoğunluğu gibi doğru regl kabı seçiminde gözetilmesi gereken etkenler var. yerleştirilmesi konusunda ise birkaç teknik mevcut, ilk birkaç kullanımın ardından bu işlem de büyük ölçüde kolaylaşıyor.
ayrıca regl kabı kullanımının birçok kadının regl döneminin düzene girmesini sağlamada, adet sancısını azaltmada fayda sağladığını da ekleyeyim.
gelelim regl kabının regl kanını muhafaza eden diğer ürünlerden farkına. tampon da ped de kanı emerek muhafaza ediyor. bu ürünlerdeki emme fonksiyonu vajinadaki sağlıklı salgıları, bakterileri de emerek vajina florasına zarar verebiliyor. kuruluğa ve çeşitli alerjilere neden olabilmesi de cabası. ayrıca tamponda pek çok kadının korku sebebi olan toksik şok riski olduğuna dair bulgular mevcut. adet kabının mantığı ise oldukça basit, kanı kendi içinde topluyor, ilk bir iki sefer dışında sızıntı riski düşük ve kanın havayla teması gerçekleşmediği için koku ortaya çıkmıyor. vücuttan atılan kan pedde olduğu gibi sürekli tene temas etmiyor. kanamayı emmediği için vajina florasında tahribat oluşturmuyor. gerekli görüldüğünde kap boşaltılıp tekrar takılabiliyor.
bir diğer önemli nokta ise ped ve tamponlarda geri dönüşüm imkanı olmaması. düzenli regl olan bir kadın bir yılda kaç ped kullanır? ortalama regl kanaması 4 gün (bu süre genelde 3-7 gün arasında değişiklik gösterir) olan birini farz edersek, 12 ayda 48 gün regl kanaması yaşıyor. bir pedin 2-3 saatte bir mutlaka değişmesi gerekiyor. dolayısıyla günde en az 5-6 kez ped değiştirmek gerekiyor. 5 rakamını baz alarak yola çıkıyorum; bir ayda 20 ped, bir yılda ise 240 ped ile müthiş bir israf ve geri dönüştürülemeyen atık ortaya çıkıyor. buna nazaran çoğu menstrual cup beş yıl kullanım ömrüne sahip. beş yıl boyunca kullanılması muhtemel tampon ve pedi göz önünde bulundurunca maddi ve çevresel artılarıyla birlikte birçok alerjiyi ortadan kaldırmasıyla devrim niteliğinde bir ürün tanımlamasını hak ediyor bence.
regl kabının regl döneminden önce ve sonra olmak üzere temizliği kaynar suda sağlanıyor. kaynar su temizliği yapılamadığı acil durumlar içinse temizliği sağlayabilecek solüsyonlar da mevcut. genellikle iki tip regl kabı bulunuyor. vajina boyu, kişinin spor geçmişi, doğum yapıp yapmadığı, kanamasının yoğunluğu gibi doğru regl kabı seçiminde gözetilmesi gereken etkenler var. yerleştirilmesi konusunda ise birkaç teknik mevcut, ilk birkaç kullanımın ardından bu işlem de büyük ölçüde kolaylaşıyor.
ayrıca regl kabı kullanımının birçok kadının regl döneminin düzene girmesini sağlamada, adet sancısını azaltmada fayda sağladığını da ekleyeyim.
devamını gör...
vücudun gösterdiği tuhaf tepkiler
üzülünce burnum kanıyor.
hani ağlayamayacak kadar çok üzülür ya insan, öyle zamanlarda burnum kanar.
abimde de var aynı saçmalık.
hani ağlayamayacak kadar çok üzülür ya insan, öyle zamanlarda burnum kanar.
abimde de var aynı saçmalık.
devamını gör...
ankara grisi
şehirden tamamen ayrıldığında anlarsın artık en sevdiğin renktir.
devamını gör...
huzur
nickime ilham kaynağı da olan, muhteşem mi muhteşem, türk romanı denilince ilk akla gelen romandır huzur. geçmişi geleceği, bugunu sadece yirmidört saatin içine işleyip yazmış büyük üstad. bu romanı okuduktan sonra müzik zevkiniz de gelişecektir mutlaka. okumayanlar varsa çok geç olmadan mutlaka tanışmalısınız mümtaz ve nuran ile.
devamını gör...
biri de beni sevsin
yalnızlık çukurundan kurtulmaya çalışan bir yalnızın haykırışı.
devamını gör...
güneş (yazar)
yazdıklarıyla sözlüğe güneş etkisi yaratan, beğenileriyle de şahsen beni memnun etmiş yazarımız.
güzel yazanlar ailesinde olduğunuz için teşekkürler efendim.
güzel yazanlar ailesinde olduğunuz için teşekkürler efendim.
devamını gör...
askerde eşini hamile karısıyla aldatmak
nasıl yani?kim aldatmış, askere giden kim?
devamını gör...
de da bağlacını ayıramayanlara öğretici örnekler
(bkz: bulunma hal eki)
(bkz: bağlaç olan de)
bulunma ekleri her zaman birleşik yazılır.
örneğin;
o konuda sana katılıyorum.
bu cümleden da'yı çıkarırsak anlam bozulur.
bağlaç olan de ise her zaman ayrı yazılır.
örneğin;
o da gelecekmiş.
bu cümleden da'yı çıkarırsak anlam bozulmaz.
(bkz: bağlaç olan de)
bulunma ekleri her zaman birleşik yazılır.
örneğin;
o konuda sana katılıyorum.
bu cümleden da'yı çıkarırsak anlam bozulur.
bağlaç olan de ise her zaman ayrı yazılır.
örneğin;
o da gelecekmiş.
bu cümleden da'yı çıkarırsak anlam bozulmaz.
devamını gör...

