yazarlar ilkokulda olsa açılacak başlıklar
beslenme çantasının olmazsa olmazları
devamını gör...
geceye latince bir söz bırak
devamını gör...
şuur
arapça görünen, bilinen anlamında olan 'şar' kökünden türemiş bir kelimedir. farkındalık* anlamında ki arapça kelime hissetmekle ilgilidir. ince duygu, anlayış ve bilgi sahibi olmalarından dolayı bazı insanlara şair denilmesi de aynı kök ile alakalıdır. şair, şuur sahibi anlamındadır.
günümüzde sosyologlar ve psikologlar tarafından, kişilerin kendi şahsiyetlerini, varoluş nedenlerini ve çevresini; algılamasından, kavramasından ve anlamasından sonra bu bilgiler doğrultusunda davranış ve eylemlerde bulunması hali olarak tanımlanır.
şuur kısaca kişinin varlığının farkına vardığı ve bu varlığın neler yapıp yapamayacağı hakkında düşünme sürecine girdiği bir uyanıklık halidir. toplumsal bir olgu olan şuur insanların yaşama biçimlerinin bir ürünü olarak ortaya çıkar ve kişilerin yaşama biçimini yansıtır.
terminolojide 'bilinç' olarak ifade edilen kelimenin 'şuur'un ne anlamıyla ne de türkçe grameriyle bir alakası yoktur. basitçe bilmek kökünden bilinç diye yeni bir kelime türetip bunu şuur gibi çok geniş kapsamlı bir kavramı ifade etmek için kullanmak yetersiz ve hatalıdır. aynı zamanda nörologlar ve fizyologların ifade ettiği gibi sadece bir 'uyanıklık durumu' olarak ifade etmek de yetersiz olmaktadır. içine uyanıklık halini de alan, kişinin kendi durumu, bilgisi, çevreden gelen informasyonlar ve bunların değerlendirilmesi ile kendi karar ve düşüncelerinden haberdar olması keyfiyeti olup son derece geniş bir ruhi faaliyeti gerektirir.
yıllarca 'bilinç' olmaktan ileriye gidememiş 'şuur', william james'in psikolojiyi şuurluluk halinin incelenmesi bilimi olarak tanımlamasıyla ve freud'un şuurun derinliklerini keşfetmesiyle daha geniş bir anlama hasıl olduğu anlaşılmıştır. freud'a göre şuur 3 seviyeden oluşuyordu;
1- aktif şuurluluk.
2- relatif şuurluluk.
3- tam şuursuzluk.
refleksçiler bütün şuurlu davranışları birer şartlı refleks olarak ileri sürüp, kişinin iradesini reddetmişlerdir. john broadus watson ise uyarılara verilen gelişmiş ve farklılaşmış cevaplar olarak tarif etmiştir. bu iki yaklaşımda şuuru inkar etmektedir ancak insan ve hayvan davranışlarını birbirinden ayırmada şuur'un baş rolde olması bu yaklaşımları geçersiz kılmıştır.
şuur, psikofizyolojik açıdan ele alındığında 3 temel şartın gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
1- uyanıklık.
2- merkezi sinir sisteminin sağlam olması ve dışardan gelen uyarıların beyin tarafınan idrak edilmesi.
3- idrak edilen duyumların kalitelerinin ve değerlerinin belirlenmesi.
bu 3 temel şart gerçekleştiğinde kişi kendisinden ve çevresinden haberdar olur.
alfred fessard* kişilerin şuurlu sayılabilmesi için bu 3 şartın yanında, ' haberdar olduklarından haberdar olma durumu' olarak tanımladığı 4. bir şartın da mecburi olduğunu belirtmiştir.
tekrar edecek olursak şuur, ne tek başına bir 'uyanıklık' durumu ne de basitçe bir 'bilinç' değildir..
günümüzde sosyologlar ve psikologlar tarafından, kişilerin kendi şahsiyetlerini, varoluş nedenlerini ve çevresini; algılamasından, kavramasından ve anlamasından sonra bu bilgiler doğrultusunda davranış ve eylemlerde bulunması hali olarak tanımlanır.
şuur kısaca kişinin varlığının farkına vardığı ve bu varlığın neler yapıp yapamayacağı hakkında düşünme sürecine girdiği bir uyanıklık halidir. toplumsal bir olgu olan şuur insanların yaşama biçimlerinin bir ürünü olarak ortaya çıkar ve kişilerin yaşama biçimini yansıtır.
terminolojide 'bilinç' olarak ifade edilen kelimenin 'şuur'un ne anlamıyla ne de türkçe grameriyle bir alakası yoktur. basitçe bilmek kökünden bilinç diye yeni bir kelime türetip bunu şuur gibi çok geniş kapsamlı bir kavramı ifade etmek için kullanmak yetersiz ve hatalıdır. aynı zamanda nörologlar ve fizyologların ifade ettiği gibi sadece bir 'uyanıklık durumu' olarak ifade etmek de yetersiz olmaktadır. içine uyanıklık halini de alan, kişinin kendi durumu, bilgisi, çevreden gelen informasyonlar ve bunların değerlendirilmesi ile kendi karar ve düşüncelerinden haberdar olması keyfiyeti olup son derece geniş bir ruhi faaliyeti gerektirir.
yıllarca 'bilinç' olmaktan ileriye gidememiş 'şuur', william james'in psikolojiyi şuurluluk halinin incelenmesi bilimi olarak tanımlamasıyla ve freud'un şuurun derinliklerini keşfetmesiyle daha geniş bir anlama hasıl olduğu anlaşılmıştır. freud'a göre şuur 3 seviyeden oluşuyordu;
1- aktif şuurluluk.
2- relatif şuurluluk.
3- tam şuursuzluk.
refleksçiler bütün şuurlu davranışları birer şartlı refleks olarak ileri sürüp, kişinin iradesini reddetmişlerdir. john broadus watson ise uyarılara verilen gelişmiş ve farklılaşmış cevaplar olarak tarif etmiştir. bu iki yaklaşımda şuuru inkar etmektedir ancak insan ve hayvan davranışlarını birbirinden ayırmada şuur'un baş rolde olması bu yaklaşımları geçersiz kılmıştır.
şuur, psikofizyolojik açıdan ele alındığında 3 temel şartın gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
1- uyanıklık.
2- merkezi sinir sisteminin sağlam olması ve dışardan gelen uyarıların beyin tarafınan idrak edilmesi.
3- idrak edilen duyumların kalitelerinin ve değerlerinin belirlenmesi.
bu 3 temel şart gerçekleştiğinde kişi kendisinden ve çevresinden haberdar olur.
alfred fessard* kişilerin şuurlu sayılabilmesi için bu 3 şartın yanında, ' haberdar olduklarından haberdar olma durumu' olarak tanımladığı 4. bir şartın da mecburi olduğunu belirtmiştir.
tekrar edecek olursak şuur, ne tek başına bir 'uyanıklık' durumu ne de basitçe bir 'bilinç' değildir..
devamını gör...
hiç yapılmadığı için gurur duyulan şeyler
facebook kullanmayı yıllar önce bıraktığımı
twitter ve instagramı hiç kullanmadığımı
tiktokun ne olduğunu bile bilmediğimi söyleyince çevremdekiler
şaşkınlık ve gıpta ile bakıyor
önceleri ne mana olduğunu anlamadım ama galiba bir çeşit bağımlılıktan kurtarmışım kendimi
bu da hafif bir gurur yapmıyor değil
ne şaçma
keşke daha dişe dokunur gurur kaynaklarım olabilseydi
bir çocuğu okutsaydım ya da
ölemekte olan bir kediyi veterinere yetiştirseydim
benim gibi küçük bir beyaz yakaya
bu gurur ömür boyu yeter
öyle değil mi dostoyevski
ne küçüğüz
bizi gidi insancıklar
twitter ve instagramı hiç kullanmadığımı
tiktokun ne olduğunu bile bilmediğimi söyleyince çevremdekiler
şaşkınlık ve gıpta ile bakıyor
önceleri ne mana olduğunu anlamadım ama galiba bir çeşit bağımlılıktan kurtarmışım kendimi
bu da hafif bir gurur yapmıyor değil
ne şaçma
keşke daha dişe dokunur gurur kaynaklarım olabilseydi
bir çocuğu okutsaydım ya da
ölemekte olan bir kediyi veterinere yetiştirseydim
benim gibi küçük bir beyaz yakaya
bu gurur ömür boyu yeter
öyle değil mi dostoyevski
ne küçüğüz
bizi gidi insancıklar
devamını gör...
kitabevi gezip internetten kitap alan tip
sahaf ve kitapevlerinin gereksiz tavırlarına maruz kalmak istemeyen, yüzde 50 kar elde etmeye çalışan çakallara pas atmayan kişidir. kitabevi gezdiği falan da yoktur. bütçesine göre davranan akıllı insandır.
amazonda kitaplar 5 liraya kadar düşmüşken affedersiniz de ben on katı ücret ödemeyi övemem.
amazonda kitaplar 5 liraya kadar düşmüşken affedersiniz de ben on katı ücret ödemeyi övemem.
devamını gör...
istanbul'un kademeli normalleşme sürecine geçecek olması
yahu bugün işten çıktım 18:00 civarı da yürüyerek eve gidiyorum izim kağıdım çantada, her yer polis çünkü her an biri çevirecek bekliyorum. sonra o da ne ee sokaklar hala kalabalık. hatta müptezellerin çoğu walking dead misali sokağa dökülmüş gündüz vakti eve giderken tedirgin oldum. hiç kimse de bir şey demiyor. istanbul normalleşmiş çoktan, bunları kastettiği normalleşme cafede oturup americano höpürdetmek.
devamını gör...
game of thrones replikleri
ilk akla gelen;
winter is coming.
winter is coming.
devamını gör...
la bu islam ne etti size
islam değil de islamcılar ülkenin içinden geçti.
ensar vakfında tecavüze uğrayan çocuklara da sor bu soruyu bence. cevabı beğenmeyebilirsin yalnız, uyarayım baştan.
ensar vakfında tecavüze uğrayan çocuklara da sor bu soruyu bence. cevabı beğenmeyebilirsin yalnız, uyarayım baştan.
devamını gör...
sıçtın mavisi
proje deadlineları yaklaştıkça sıklıkla rastlanan ve insanın içinin acıyarak rengini kaybetmemesini dilediği gıcık ötesi renk.
devamını gör...
sertab erener'in artık doğurmamamız gerekiyor sözleri
tam bir eski nesil kafa yapısı. kendisini çok kültürlü, özgürlükçü ve ekolojist sanan bir birey. hala birilerinin hayat algısına karışan insanları gördükçe şaşırıyorum, kendilerine sanatçı derler bir de. dünyanın sürdürülebilir olması için milletin doğum kontrole mecbur mu olması gerekiyor. lütfen herkes kendi bilgi sahibi olduğu alanda konuşsun artık. ekoloji-nüfus korelasyonunu da yüzüne elli tane estetik yapan insanlar konuşmasın.
devamını gör...
sözlüğün iyice wikipedia'ya dönmesi
haklılık payı verdiğim tanım.
devamını gör...
ikizler burcu
yazılanları okudukça üzüldüm.* hâlbuki ne kadar şirin bir insanımdır. tamam efsane kararsızlık var doğrudur. ama karaktersiz falan alınıyorum.*
devamını gör...
metotreksat
dihidrofolat redüktaz enzimini inhibe eden ve dna sentezini engelleyen bir folik asit antagonistidir.
ektopik gebelik tedavisinde tek doz kullanılır.
tedavisinin başarı şansını artıran faktörler;
b-hcg seviyesinin düşük olması,gebelik kesesinin küçük olması ve fetal kardiyak aktivitenin olmamasıdır.
uzun süreli tedavilerde yan etkisinden korunmak için lökovorinle(leucovorin) ile birlikte kullanılması önerilir.
ayriyeten romatoid artrit tedavisi gibi bircok endikasyonu bulunmaktadır.
ektopik gebelik tedavisinde tek doz kullanılır.
tedavisinin başarı şansını artıran faktörler;
b-hcg seviyesinin düşük olması,gebelik kesesinin küçük olması ve fetal kardiyak aktivitenin olmamasıdır.
uzun süreli tedavilerde yan etkisinden korunmak için lökovorinle(leucovorin) ile birlikte kullanılması önerilir.
ayriyeten romatoid artrit tedavisi gibi bircok endikasyonu bulunmaktadır.
devamını gör...
entry'i yollar yollamaz düzenleye basmak
bir tür hastalık. bu hastanın baş eşeği de benim büyük ihtimal. gönder tuşuna basar basmaz başka bir şey daha aklıma geliyor ya da yanlış bir kelime yazdığımı fark edip ışık hızında editliyorum. biliyorum aramızdasınız. siz de yapıyorsunuz bunu.
devamını gör...
yazarlardan çaylaklara tavsiyeler
kendiniz olun
özgün olun
bol bol okuyun bilgilenin
moralinizi bozmak isteyenlere takılmayın.
ne zaman derdiniz olursa yazmaktan çekinmeyin elimizden geldiğince her türlü desteği veririz.
özgün olun
bol bol okuyun bilgilenin
moralinizi bozmak isteyenlere takılmayın.
ne zaman derdiniz olursa yazmaktan çekinmeyin elimizden geldiğince her türlü desteği veririz.
devamını gör...
konya
türkiye'nin dümdüz memleketlerinden biridir. öyle düzdür ki konya ovası ufuk çizgisiyle birleşir. mevlana türbesi, alaaddin tepesi, aziziye cami, bedesten çarşısı başta olmak üzere pek çok turistik mekana ev sahipliği yapar. kente adım atar atmaz manevi bir hava sizi içine alır. kentte selçuklu kokusu ve dokusu hakimdir. kent planlaması ve belediyecilik açısından takdir edilecek bir büyükşehir. iktidarın en çok oy aldığı ve en fazla da destek verdiği, iktidarla paralel büyüme gösteren bir şehir.
olumsuz yönü ise genel anlamda insan hal ve tavırları, çok kişi insanlarının soğuk davranışlarını eleştiriyor ki bu konuda çok haklılar. aralarında kibar, insancıl, saygılı davranan da var ama bu profiller azınlıkta kalıyor. mevlana ve inanç turizmi merkezi olan ve bu sayede yerli ve yabancı turistleri çeken bir memleketin genel anlamda olumlu bir imaj çizmesi gerek. ama işte bu şehri ziyaret edenler de bu iç anadolu şehrinden bir akdeniz sıcaklığı bekliyorlar sonuç olarak da hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlik yaşıyorlar.
olumsuz yönü ise genel anlamda insan hal ve tavırları, çok kişi insanlarının soğuk davranışlarını eleştiriyor ki bu konuda çok haklılar. aralarında kibar, insancıl, saygılı davranan da var ama bu profiller azınlıkta kalıyor. mevlana ve inanç turizmi merkezi olan ve bu sayede yerli ve yabancı turistleri çeken bir memleketin genel anlamda olumlu bir imaj çizmesi gerek. ama işte bu şehri ziyaret edenler de bu iç anadolu şehrinden bir akdeniz sıcaklığı bekliyorlar sonuç olarak da hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlik yaşıyorlar.
devamını gör...
hamile kediye saldıran kadın
dünyanın "gücü gücü yetene" bir yer olduğunu ispatlayan kadın. erkek kadını döver, kadın çocuğu, hayvanı döver, böyle gelmiş böyle gider.
haber:
ankara’nın keçiören ilçesinde bir spor salonun bahçesinde iş yeri çalışanlarının beslediği hamile kedi, uyuduğu sırada kimliği belirsiz bir kadının saldırısına uğradı. güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, kadının uyuyan kediye sessizce yaklaşarak bir anda sertçe vurduğu ve uzaklaştığı görüldü.
acımasız kadın, korkuyla yerinden fırlayan kedinin yanına tekrar gelerek bu sefer de elindeki çantayı hayvanın üzerine fırlattı. çantanın kendisine geldiğini fark eden talihsiz kedi, korkulukların arasından kaçarak canını zor kurtardı. güvenlik kameralarına saniye saniye yansıyan görüntülere sosyal medya kullanıcıları da tepki gösterdi.
haberglobal.com.tr/gundem/a...
haber:
ankara’nın keçiören ilçesinde bir spor salonun bahçesinde iş yeri çalışanlarının beslediği hamile kedi, uyuduğu sırada kimliği belirsiz bir kadının saldırısına uğradı. güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, kadının uyuyan kediye sessizce yaklaşarak bir anda sertçe vurduğu ve uzaklaştığı görüldü.
acımasız kadın, korkuyla yerinden fırlayan kedinin yanına tekrar gelerek bu sefer de elindeki çantayı hayvanın üzerine fırlattı. çantanın kendisine geldiğini fark eden talihsiz kedi, korkulukların arasından kaçarak canını zor kurtardı. güvenlik kameralarına saniye saniye yansıyan görüntülere sosyal medya kullanıcıları da tepki gösterdi.
haberglobal.com.tr/gundem/a...
devamını gör...
sözlük radyosu
hayırlı olsun. ilk olarak ben şarkı söyleyecekmişim. yoldaş öyle dedi.
-iyi geceler sayın dinleyen, sizinle daha önce kafa tokuşturmuş muyduk?
-evet, değerli kafa dinleyenleri, kafa radyo burası. bu akşam da programa her zaman olduğu gibi montana çetesi'ne, hayatı ve kadınları öğrendiğimiz- hala öğrenmekte olduğumuz- kadıköy sokaklarına ve şehrin bütün kötü çocuklarına adadık. burada sizinle sabaha kadar olmak isterdik ama taktir edersiniz ki sayın dinleyenler bizim de yazar/sözlük hayatımız var. iyi geceler sayın dinleyenler, eğer tabii böyle bir şey mümkünse.
-iyi geceler sayın dinleyen, sizinle daha önce kafa tokuşturmuş muyduk?
-evet, değerli kafa dinleyenleri, kafa radyo burası. bu akşam da programa her zaman olduğu gibi montana çetesi'ne, hayatı ve kadınları öğrendiğimiz- hala öğrenmekte olduğumuz- kadıköy sokaklarına ve şehrin bütün kötü çocuklarına adadık. burada sizinle sabaha kadar olmak isterdik ama taktir edersiniz ki sayın dinleyenler bizim de yazar/sözlük hayatımız var. iyi geceler sayın dinleyenler, eğer tabii böyle bir şey mümkünse.
devamını gör...
başkaları ne der diye düşünerek yaşamak
kişinin kendi varlığını inkar etmesinin en acı yoludur.
toplum, yaşadıkları çevreyi de kendilerine benzeterek korkularını en aza indirmeye çalışan tutsak insanlarla doludur. özgür insan ise düşüncelerini normlara zincirlemiş tüm o tutsak insanlara rağmen, kendini onlardan farklı kılan tüm özelliklerine sadık kalıp doğru bildiğini ve istediğini erdemli bir şekilde yerine getirerek var olmayı başarabilmiş kimsedir. çünkü bilir ki sartre’ın da dediği gibi “cehennem başkalarıdır.”
toplum, yaşadıkları çevreyi de kendilerine benzeterek korkularını en aza indirmeye çalışan tutsak insanlarla doludur. özgür insan ise düşüncelerini normlara zincirlemiş tüm o tutsak insanlara rağmen, kendini onlardan farklı kılan tüm özelliklerine sadık kalıp doğru bildiğini ve istediğini erdemli bir şekilde yerine getirerek var olmayı başarabilmiş kimsedir. çünkü bilir ki sartre’ın da dediği gibi “cehennem başkalarıdır.”
devamını gör...
demokratik bir toplumda andımız olmaz
türküm, doğruyum, çalışkanım,- ilkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.- ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.- ey büyük atatürk!- açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.- varlığım türk varlığına armağan olsun.-ne mutlu türküm diyene
ben bir kürt olsaydım burada yazan "türküm" yerine "kürtüm" der ve yine de okurdum. küçükleri korumayı, büyükleri saymayı, yurdunu milletini çok sevmeyi, yükselmeyi, ileri gitmeyi öğütleyen bir ant neden rahatsız ediyor insanları. bunda dalga geçilecek ne var? ben anlamıyorum.
yüzyıllardır bu topraklarda yaşıyorsak, geçmişimiz, geleceğimizle birlikte bu topraklarda kök saldıysa öğütlenen ilke ve ülküler de bu toprakların insanlarına öğütlenmiştir.
insanlar kavramlara çok fazla takılıyor bence.
aidiyet nereye, neye olmalı? ya da neden olmalı? tüm dünyanın insanları bir avuç kemik biraz da kandan ibaretiz.
evimize sahip çıkalım yeter bence.
ben bir kürt olsaydım burada yazan "türküm" yerine "kürtüm" der ve yine de okurdum. küçükleri korumayı, büyükleri saymayı, yurdunu milletini çok sevmeyi, yükselmeyi, ileri gitmeyi öğütleyen bir ant neden rahatsız ediyor insanları. bunda dalga geçilecek ne var? ben anlamıyorum.
yüzyıllardır bu topraklarda yaşıyorsak, geçmişimiz, geleceğimizle birlikte bu topraklarda kök saldıysa öğütlenen ilke ve ülküler de bu toprakların insanlarına öğütlenmiştir.
insanlar kavramlara çok fazla takılıyor bence.
aidiyet nereye, neye olmalı? ya da neden olmalı? tüm dünyanın insanları bir avuç kemik biraz da kandan ibaretiz.
evimize sahip çıkalım yeter bence.
devamını gör...