nefretini dışarıya yansıtmadan olabilecek durumdur.

s git istediğin kadar nefret et ama dışarıya yansıtma.
dışarıya nefret kusmaya kimsenin hakkı yok çünkü.
devamını gör...

aşiret düğünü takıları gibi madalyaları olan, bence kat kat fazlasını bile hak eden, müthiş bir okur (yazar demiyorum bakın burası önemli)...

''yani okur olacaksak böyle okur olalım yahu!'' dedirtiyor...
imrendiriyor...
kıskandırıyor...bu kıskançlık da öyle alelade bir kıskançlık değil hanımlar beyler...
atsız'ın ''mehtaplı yüzün tanrı'yı kıskandırıyordur'' dizesindeki gibi bir kıskançlık hem de...
içinde negatif barındırmayan, pozitif yönde kamçılayan bir kıskançlık...

hani ''odadaki en zeki insansan, yanlış odadasındır'' denir ya;
bu yazarın olduğu her odada olmayı isterim, net...

sadece 3-4 madalyalı kitap incelemesini okuyarak vardım bu kanıya. sözlükte geçireceğim önümüzdeki bir kaç günün, tanım oluşturmadığım zaman dilimlerini, onun tanımlarını okuyarak, okumadığım kitapları not alıp ilk fırsatta edinip okuyarak değerlendireceğim. bu yüzden daha şimdiden teşekkür borçlu olduğum bir yazar...
devamını gör...

sözlükte yazılanları okumaya layık görmemekle alakalı herhalde.

kimi yazarlar görüyorum 4 günde 300-400 entri girmiş. hiç beğendiği giri de yok; 0 oylama. emeğine sağlık yememiş içmemiş okumamış yazmış demek ki. kitap için yazıyor belli, kitap okuyacak. kitabı alsınlar durmazlar burda...
devamını gör...

(bkz: mahmut özay)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
buraya ihtiyar elma ağacı kitabından bir alıntı bırakayım da ne kadar güçlü bir kaleme sahip olduğu belli olsun.


''ürperdi, titredi ihtiyar elma ağacı en uçtaki dallarına kadar. demek şunun şurasında birkaç aylık ömrü kalmıştı. güz aylarının sonunda bir gün bir adam çıkıp gelecekti elinde baltası ile… idam hükmünü yerine getirmek için haydar gürer’in. direnemez, karşı koyamazsın! neyinle, nasıl savunursun ki? sen, bir ağaçsın nihayet! yalvarsan kim duyar, dur desen kim dinler!… beş on, bilemedin çok çok yirmi kere vurdu muydu adam kaldırıp da ağır keskin baltasını koca gövde çatır çatır yıkılıverecekti yere… serin bir güz rüzgârı esecek, öteki ağaçlar sararmış yapraklarını pıtır pıtır dökeceklerdi gözyaşları gibi!''
devamını gör...

bu sabah beklediğim kar. sabah kahve eşliğinde izleyeceğim ve içimi ısıtacak.
devamını gör...

"arkadaşlık" anlamına verilen önem doğrultusunda değişebilecek durumdur. genç yaşlarda insanın gönlü hafiften kayabiliyor yani orası ayrı bir konu, hepimiz yaşamışızdır. "neden hiç aramıyorsun, ben arıyorum-sen aramıyorsun" gibi triplerle karşılaşmadığım arkadaşlıklarım oldu. ne zaman arasak sanki arada mesafeler yokmuşcasına konuşabileceğimiz, nikah şahidi bile olabileceğimiz * arkadaşlıklar ku-ra-bi-li-riz. yeter ki arkadaşlıktan beklentimiz ve isteğimiz belli olsun. hemcinslerimizle olan aynı tür muhabbet ve düşünce yapısından da biraz uzaklaşmış olur, yeni şeyler öğrenebiliriz. her şeyde niyet önemli, niyet.
devamını gör...

angela merkel. ulan uzun şu karıya az yüz versen bu halde olmazdık be.
devamını gör...

cam üstünde yapılması daha bir hissettirir bunu. gözlerinizi kapayıp sol eli kulağa kapatabilirsiniz. lakin dikkatli olun ezana geçiş yapmayın ya da uzun havaya.
devamını gör...

rahatsızlığınız ciddi değilse de ciddi boyuta çıkartacak eylemdir.
devamını gör...

sayın üstteki yazar; hayatın planladığın gibi gitsin, dileklerin en güzel şekilde gerçekleşsin, sağlığın sıhhatin hiç bozulmasın, işin gücün rast gitsin. çok sevenin olsun, çok saygı duyanın olsun. *
devamını gör...

edit: yazar arkadaş ile anlaştık. niyetinin farklı olduğunu anladım. niyetini açıkladığı için teşekkür ederim. ama girdiyi silmeyeceğim çünkü aranızda aşağıda belirttiğim gibi düşünenler olduğunu biliyorum.

başlığı açan yazarımız "her kadın annelik ister" demiş ama yok öyle bir şey. bıkmadınız mı bu genellemelerden? hiçbir kadın anne olmak zorunda değil. karşısında güvendiği biri olsa da bir insan doğurmak istemeyebilir. "bir insan çocuk istemiyorsa mutlaka sorunu vardır" nasıl bir düşünce tarzıdır allah aşkına. 21. yüzyılda uğraştığımız şeylere bakın saçımı başımı yolmak istiyorum artık. yıkın şu "kadın=anne" algınızı.
devamını gör...

ben hoffman'ın ilk olarak ''küçük zaches namıdiğer zinnober'' adlı kitabını okumuştum. yazarın orada yarattığı fantastik gerçeklik çok hoşuma gitmişti. anlatım tekniğinin de tek kelimeyle mükemmel olduğunu söyleyebilirim. bu kitaptan sonra da ''şeytanın iksirlerini'' okudum. medardus üzerinden verdiği bilinçaltı çarpışması ziyadesiyle hoşuma gitti. elbette bir lovecraft hissiyatı yaratmıyor ama okuru yeterince tatmin ediyor. günahın günahı tetiklemesi, çaresiz çırpınışlar, insan fıtratının en karanlık yönlerinin ele alınış tarzı falan tam kıvamında. zaten şu kilise göndermelerine ve onun üzerinden yürüyen bu tarz yüzleştirmelere bayılırım. hoffman bunu öyle bir yapıyor ki, insanın içinin yağları eriyor resmen. yalnız bu kitapta biraz soğuk bir anlatım var. yani sanki hoffman bu kitabı duygularını bir kenara bırakıp, buz adam kıvamında yazmış ya da bende yarattığı his bu oldu bilemiyorum.

kitap, gotik/gerilim ögeleri taşısa da bence tam bir yargılama kitabı. aslında kitabın birçok yerinde ''suçlu ayağa kalk!'' diye bas bas bağırıyor yazar ama ayağa kalkan kim olur o kısmı muamma *. cidden okunası bir kitaptır. naçizane önerim; lovecraft tarzı bir anlatım beklentisi ile açmayın kitabın kapağını. yazık edersiniz güzelim kitaba. boş levha bakış açısı ile başlayın. kitap bitene kadar kendi özgünlüğü ile sizi doldurur zaten.
devamını gör...

maddi durumu el veren herkese onerebilecegim ev tipidir. bunu hayati boyunca apartman dairelerinde yasamis, son birkac aydir yeni aldigi mustakil evinde yasayan biri olarak soyluyorum.
ozellikle apartmanda yasadigim son donemde pandeminin bir sonucu olarak herkesin evlerinde daha fazla vakit gecirmesi sonucunda komsularin birbirine fazlasiyla batmaya baslamasi durumunu gozlemledim. farkindaligi yuksek insanlar artik saygisiz komsulardan kurtulmak istiyorlar. bunun da tek yolu mustakil evlerde yasamaktan gecer.
sehirlerarasi yolculuk yaptiginizda farkedersiniz ki guzel ulkemizde arazi acisindan bir kitlik durumu bulunmamaktadir. dolayisiyla insan haklari ihlali ile es tuttugum bu apartmanda yasama konusundaki israr anlamsiz gorunmektedir.
alt, ust komsu gurultusu olmadan, eger varsa bahcenize cikip nefes alabileceginiz bir mustakil ev candir.
devamını gör...

acayip sinir bi kişilik bu ya. harbiden bazen dalga geçtiğim ironi yaptığım bir şeyi ciddiye alıp salak salak şeyler yazan var. ironi dili ve edebiyatı dersi verilse keşkem de gerginlik yaşanmasa.
devamını gör...

"would you love me more, if i killed someone for you?"
"eğer senin için birini öldürürsem, beni daha çok sever misin?"
devamını gör...

yürümez ulan yürümez. cinsel ilişki olmayacaksa neden ilişki yaşıyoruz? ulan ben sevdiğim insana dokunamayacaksam neden ilişki yaşıyorum?
incir reçeli senaryosu mu yazıyoruz neden cinsel ilişki yaşamıyoruz.

sevişeceksin hayvanlar gibi için içine sığmayacak sevgiden kafayı sıyıracaksın. sevgilinle cinsel hayatını keşfedeceksin mimiklerini tenini ezberleyeceksin.
cinsellik olmayan ilişki yürümez. hatta sağlıklı bir cinsellik olmayan ilişki yürümez. bir taraf diğer tarafı tatmin edemiyorsa yine o ilişki yürümez.

sevdiğin insanı şefkatle okşayamayacaksan sevemeyeceksen ilişkinin bir manası yoktur.
devamını gör...

kısaca duygu, düşünce ve davranışlardaki "anormal"likleri inceler diyebiliriz. psikoloji bölümlerinde "anormal psikolojisi" dersi adı altında da okutulmaktadır. duygu, düşünce ve davranışın anormal olup olmadığı değerlendirilirken dikkate alınan bazı özellikler vardır: istatistiki seyreklik, toplumsal norm ihlali, kişisel rahatsızlık hissi, beklenmedik olma, yeti yitimi ya da günlük işlevselliğin bozulması. ancak kavramlar ve toplumsal yapı zaman içerisinde değiştiği için anormalliği kapsayacak basit bir tanım yapılamamaktadır. bu yüzden bıçaksırtı bir araştırma dalıdır kanaatimce.
devamını gör...

beş kişilik ailemin dördü solak . diyaneti sol elle tokatlarız .
devamını gör...

kına gecesinde gelin hanım kızı ağlatmak için çalınan 2 gereksiz parça versusu.
aga insanları mutlu gününde neden ağlatmak gibi bi istek var lan içinizde. şahsen ağlamayı planlamıyorum. porselen makyajıma yazıque.
devamını gör...

"ayın 13'ünün cuma gününe denk gelmesi" korkusudur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim