okuyana kahkaha attıracak komik espriler
hep bu güzel havalarda kabahat
mezarıma gelme sabahat.
mezarıma gelme sabahat.
devamını gör...
robins (yazar)
tıpla ilgili oldukça faydalı bilgiler veren değerli bir yazar. kendilerini okudukça daha önce duymadığım kimi hastalıklar konusunda bilgi sahibi oluyorum, kaleminize sağlık efendim.
devamını gör...
mirkelam
sadece koştuğu klibinden ibaret bir sanatçı değildir, ben kendisini çok özgün ve orjinal buluyorum, hatta bazen birşeyi anlatırken, kendine has anlamında kavram olarak kullanıyorum, "mesela mirkelam gibi" diyorum.. çünkü şarkılarında anlattığı bir durum var, sahneler var dikkat ederseniz, kafanızda canlanan tiyatral şarkıları var, müzik ve düzenlemeleride çok iyi ve bildiğim kadarıyla türkiyede radyodan dinlendiğinde oluşacak ses kalitesiyle ilgili teknik detaylarada mesai ve para harcayan tek şarkıcı..
eeen sevdiğim şarkısı "asumaaan"
birde mizah da var ya şarkılarında, kliplerinde, ben çok beğenirim, severim...
eeen sevdiğim şarkısı "asumaaan"
birde mizah da var ya şarkılarında, kliplerinde, ben çok beğenirim, severim...
devamını gör...
choluteca köprüsü

ilk bakışta simülasyonda bir bugmış gibi görünen ancak bir hikayeye sahip olan köprüdür. ayrıca pek de hoş bir metafordur. keyifli okumalar dilerim.
orta amerika, honduras’ta choluteca nehri üzerinde 484 metre uzunluğunda bir köprü. honduras fırtına ve kasırgalarıyla meşhur bir bölge.
dolayısıyla, 1996 yılında choluteca nehri üzerinde yeni bir köprü inşa etmeye karar verdiklerinde şiddetli hava şartlarına dayanmasını amaçladılar. bir japon firmasıyla anlaşma yapıldı ve onlar da çok sertleşebilen doğal güçlere dayanacak şekilde tasarlanmış sağlam bir köprü inşa ettiler. günümüzün tasarım ve mühendislik harikası olan yeni choluteca köprüsü 1998’de halkın hizmetine açıldı. insanlar nehrin bir kıyısından diğerine geçerken yeni köprüye hayran kalmadan edemediler. choluteca’nın gurur ve mutluluğuydu.
o yılın ekim ayında mitch kasırgası honduras’ı vurdu. dört günde -normalde altı aylık yağışa eşit olan- 190 santim yağmur yağdı. her yerde yıkım vardı. choluteca nehri yükseldi ve tüm bölgeyi su bastı. 7 bin kişi hayatını kaybetti. honduras’taki bütün köprüler yıkılmıştı. biri hariç. yeni choluteca köprüsü ayakta kalmıştı. ama bir sorun vardı. köprü olduğu gibi dururken, ona varan ve ondan çıkan yollar yok olmuştu. önceden burada yol olduğuna dair en ufak bir işaret bile kalmamıştı. ve hepsi bu kadar da değildi. yaşanan taşkın choluteca nehrini yatağını değiştirmeye zorlamıştı. yeni bir kanal yaratmıştı ve nehir artık köprünün yanından akıyordu. altından değil, yanından. sonuçta, köprü kasırgaya dayanacak kadar sağlamdı ama hiçlik üzerindeki bir köprü haline gelmişti. hiçbir yere ulaşmayan bir köprü.
bu olay 22 yıl önce oldu. ama choluteca köprüsünden alınacak ders bugün bizim için hiç olmadığı kadar önemlidir. dünya daha önce hayal bile edemediğimiz biçimlerde değişiyor. ve choluteca köprüsü, etrafımızdaki dünya değiştikçe bize -kariyerlerimize, işlerimize, hayatlarımıza- neler olabileceğinin müthiş bir metaforu. değişime uyum sağla. yoksa…
kariyerinizi değerlendirirken, uzmanlık alanınızda sizi uzmandan daha fazlası yapan bir yola daha girmeden önce bir kez daha düşünün. o görev, o uzmanlık kısa sürede gereksiz hale gelebilir. eski ofisinizi yenilemek için para harcamadan önce bir durun. ülkenin dip bucağında bile yeni şubeler açmayı mı düşünüyorsunuz? bir daha düşünün. fiziki ofis alanları kısa süre sonra geçmişe ait bir kavram haline gelebilir.
bizim sorunumuz belli bir probleme en iyi çözümü yaratmaya odaklanmamızdır. problemin kendisinin değişebileceğini unuturuz. hepimiz en güçlü, en sofistike ürün ya da hizmeti sunmaya odaklanıyoruz. o ihtiyacın ortadan kalkması olasılığı hiç aklımıza gelmiyor. piyasa değişebilir. biz köprüye odaklanıyor ve altındaki nehrin yatağını değiştirebileceğini göz ardı ediyoruz. bunu da düşünün. “kalıcı olması için inşa et” popüler bir mantra olabilir. ama belki de doğrusu “uyum için inşa et” ilkesidir. ofisinizin duvarlarını süsleyen resimlere choluteca köprüsününkini eklemek isteyebilirsiniz. değişime uyum sağlayabilecek bir iş ve kariyer kurmayı hatırlatması için. yoksa elinizde bir choluteca köprüsüyle kalabilirsiniz. harika bir köprü. hiçliğin üstünde. hiçliğe uzanan.
kaynak
devamını gör...
daha güzeli olduğu halde o'na aşık olmak
aşkın surete (görünüşe) bağlı olmadığını gösteren, aşkı hormonlara bağlayanları yalanlayan bir gerçektir.
eğer aşk güzellikte olsaydı en güzel olan avlamaz mıydı tüm aşk denen duyguyla görenleri?
madem mecnun kuru, zapzayıf olan leyla'sına vermiş gönlünü bize ne demek düşer?
sen görmüyorsun ki leyla'yı, mecnun olmayan nerden bilsin onun aşkını?
öyleyse her şeyi görünüş sanma.
ne zamana dek sürecek surete takılı kalman?
eğer aşk güzellikte olsaydı en güzel olan avlamaz mıydı tüm aşk denen duyguyla görenleri?
madem mecnun kuru, zapzayıf olan leyla'sına vermiş gönlünü bize ne demek düşer?
sen görmüyorsun ki leyla'yı, mecnun olmayan nerden bilsin onun aşkını?
öyleyse her şeyi görünüş sanma.
ne zamana dek sürecek surete takılı kalman?
devamını gör...
dış görünüşün her şey olduğu gerçeği
biriyle tanışmak için dış görünüş her şeydir. katıldığım bir gerçektir.
ama sadece birini tanımak için kriterdir onun dışında fasaryadır.
ama sadece birini tanımak için kriterdir onun dışında fasaryadır.
devamını gör...
barlow sendromu
dünya nüfusunun% 5-10'unu etkileyen kadınlarda daha sık görülen en yaygın kalp kapak anormalliği olan mitral kapak prolapsusudur 'tıklama üfürüm sendromu' olarak da bilinir.
çoğu hasta semptom göstermez ve tedavi gerektirmez. bununla birlikte, durum yorgunluk ve ani gelen çarpıntı ile ilişkilendirilebilir.
çoğu hasta semptom göstermez ve tedavi gerektirmez. bununla birlikte, durum yorgunluk ve ani gelen çarpıntı ile ilişkilendirilebilir.
devamını gör...
amak-ı hayal
şehbenderzâde filibeli ahmed hilmi tarafından 1910 yılında yazılmış tasavvufi roman. bir tür fantastik eser sayılabildiğinden, fantastikseverler tarafından oldukça ilgi görmüş bir kitaptır. günümüz türkçesine hayal pınarları olarak çevrilmiştir. pek çok yayınevi tarafından günümüz türkçesiyle basılsa da, sadık okurları, kitabı, yazıldığı şekliyle okumayı önerirler.
roman binbir gece masalları'nda olduğu gibi bir çerçeve hikaye ve bu ana hikayeye bağlı hikayeler etrafında döner. yalnız burada bütün hikayeler romanın başkahramanı raci'nin başından geçer.
raci varlık bunalımında bir gençtir. günün birinde tanıştığı aynalı baba'dan çok etkilenir ve onunla her buluşmasında, aynalı baba'nın yaptığı kahveyi içip hayaller görmeye başlar. gördüğü her hayal onu farklı bir dünyaya götürür.
eser, tamamen tasavvuf felsefesindeki vahdet-i vücud inancını anlatmak için yazılmıştır. ve pek çok kişi tarafından tasavvufa giriş kitabı gibi nitelendirilmektedir.
roman binbir gece masalları'nda olduğu gibi bir çerçeve hikaye ve bu ana hikayeye bağlı hikayeler etrafında döner. yalnız burada bütün hikayeler romanın başkahramanı raci'nin başından geçer.
raci varlık bunalımında bir gençtir. günün birinde tanıştığı aynalı baba'dan çok etkilenir ve onunla her buluşmasında, aynalı baba'nın yaptığı kahveyi içip hayaller görmeye başlar. gördüğü her hayal onu farklı bir dünyaya götürür.
eser, tamamen tasavvuf felsefesindeki vahdet-i vücud inancını anlatmak için yazılmıştır. ve pek çok kişi tarafından tasavvufa giriş kitabı gibi nitelendirilmektedir.
devamını gör...
insana kendini güvende hissettiren şeyler
%100 şarj ile dışarı çıkmak.
devamını gör...
soğuk baklava
diyarbakır'ın meşhur tatlısıdır.
son zamanlarda çok popüler olmuştur, isminin baklava olmasına aldanmayın çünkü bildiğimiz baklavadan çok farklıdır.
sütlü şerbet, çok daha az şeker ve çok daha az hamur kullanılır.
üzerine çikolata tozu serpilir, bitter çikolatalı, sütlü çikolatalı gibi çeşitleri mevcuttur.
son zamanlarda çok popüler olmuştur, isminin baklava olmasına aldanmayın çünkü bildiğimiz baklavadan çok farklıdır.
sütlü şerbet, çok daha az şeker ve çok daha az hamur kullanılır.
üzerine çikolata tozu serpilir, bitter çikolatalı, sütlü çikolatalı gibi çeşitleri mevcuttur.
devamını gör...
filmatek
içerisindeki belgeseller gerçekten inanılmaz.
belgesel konusunda mubi ile kıyas edilmeyecek derecede iyi.
çok cüzi bir miktar ödeyerek üyelik sahibi olabiliyorsunuz.
exxen yerine 50 kere tercih edilmesi gerekilen platform.
sevin sevdirtin.
belgesel konusunda mubi ile kıyas edilmeyecek derecede iyi.
çok cüzi bir miktar ödeyerek üyelik sahibi olabiliyorsunuz.
exxen yerine 50 kere tercih edilmesi gerekilen platform.
sevin sevdirtin.
devamını gör...
insan zihnine kelepçe vuruluyor olması
gerek dillerimizin ilkelliğinden, gerekse türümüzün varlığı boyunca geliştirdiğimiz temel ortak değer ve içgüdülerin üstün zihinsel yapıya uyumsuzluğundan kaynaklanan, dönemimiz itibariyle çözümsüz bir soruna yol açar insan zihnine vurulan kelepçe.
günümüzde insanlar gerek felsefi, gerek edebi, gerekse dini olarak bir şeylerin içine, dünyasına tam olarak girmekte zorlanıyorlar. eski çağlarda kaynaklar her şey için çok daha sınırlıydı, dolayısıyla da ortalama insanın belirli temel şeylere sadık kalarak yaşayıp gitmesi daha kolaydı. ama durum bizler için öyle değil. bizim kaynaklarımız ve seçeneklerimiz ortalama insanın kaldıramayacağı kadar fazla ve bunların her birinden birer tutam karışıyor genel kültüre, medyaya, sanata. bu yüzden de derinlemesine araştırma ve keşfetme tutkusuna kavuşturulmayan ortalama insan bu çokluğun arasında tutunacak bir şey göremiyor, dolayısıyla da nihai bir varoluş krizi yaşamaya itiliyor.
prangalarını geride bıraktığına pişman bir adam gibi, aylak aylak dolaşıyor insan. kaybolmuş, içindeki boşluk yığınını tatminiyat dünyasında doldurmaya çalışıyor. ona ne mutlu ki, ekonomik sistemimiz bile bunun üzerine kurulmuş vaziyettedir, o yüzden seçeneği bol olur bu insanın. kapitalizm kocaman kollarıyla kucaklar onu. kapitalizm kesmezse de hayli kalabalık bir düşük kalite müzik piyasamız ve fahişelerimiz var. uyuşturucu, uyarıcı ürünler, içkiler daima en büyük dostumuz olmuştur. ah, unutmadan, aşk da büyük bir tatmin aracı olarak kullanılmaktadır. çoğunlukla yaşça ortalamadan daha genç olan insanlarca.
insan basittir, insan zihni basittir. hayatta kalmanın ötesinde, kendisiyle tutarlı bir inanç-değer yapısı olmaz ise, içinde bir boşlukla dolanır durur öylece.
bu, günümüzde insanoğlunun evrensel olarak yaşadığı bir karakter krizidir.
peki tamam da, kim vuruyormuş insan zihnine kelepçeyi? biz vuruyoruz, ama bilerek yapmıyoruz bunu. sadece gelişmişlik seviyemizi kaldıramayacak kadar ilkeliz. daha yeni alışıyoruz, belki alışamıyoruz, belki de hiç alışamayacağız. kendimizi oyalamayı bir bıraksak.
günümüzde insanlar gerek felsefi, gerek edebi, gerekse dini olarak bir şeylerin içine, dünyasına tam olarak girmekte zorlanıyorlar. eski çağlarda kaynaklar her şey için çok daha sınırlıydı, dolayısıyla da ortalama insanın belirli temel şeylere sadık kalarak yaşayıp gitmesi daha kolaydı. ama durum bizler için öyle değil. bizim kaynaklarımız ve seçeneklerimiz ortalama insanın kaldıramayacağı kadar fazla ve bunların her birinden birer tutam karışıyor genel kültüre, medyaya, sanata. bu yüzden de derinlemesine araştırma ve keşfetme tutkusuna kavuşturulmayan ortalama insan bu çokluğun arasında tutunacak bir şey göremiyor, dolayısıyla da nihai bir varoluş krizi yaşamaya itiliyor.
prangalarını geride bıraktığına pişman bir adam gibi, aylak aylak dolaşıyor insan. kaybolmuş, içindeki boşluk yığınını tatminiyat dünyasında doldurmaya çalışıyor. ona ne mutlu ki, ekonomik sistemimiz bile bunun üzerine kurulmuş vaziyettedir, o yüzden seçeneği bol olur bu insanın. kapitalizm kocaman kollarıyla kucaklar onu. kapitalizm kesmezse de hayli kalabalık bir düşük kalite müzik piyasamız ve fahişelerimiz var. uyuşturucu, uyarıcı ürünler, içkiler daima en büyük dostumuz olmuştur. ah, unutmadan, aşk da büyük bir tatmin aracı olarak kullanılmaktadır. çoğunlukla yaşça ortalamadan daha genç olan insanlarca.
insan basittir, insan zihni basittir. hayatta kalmanın ötesinde, kendisiyle tutarlı bir inanç-değer yapısı olmaz ise, içinde bir boşlukla dolanır durur öylece.
bu, günümüzde insanoğlunun evrensel olarak yaşadığı bir karakter krizidir.
peki tamam da, kim vuruyormuş insan zihnine kelepçeyi? biz vuruyoruz, ama bilerek yapmıyoruz bunu. sadece gelişmişlik seviyemizi kaldıramayacak kadar ilkeliz. daha yeni alışıyoruz, belki alışamıyoruz, belki de hiç alışamayacağız. kendimizi oyalamayı bir bıraksak.
devamını gör...
799. tanımı girip atı gün batımına sürmek
ya kendini red kit sanıyordur ya da akşam ayazı çıkmadan eve varmak istiyordur.
devamını gör...
müslüman yazarlara sorular
musluman yazar olarak cevaplama sorumlulugu hissetmedigim sorulardir. ateist deist kuskularla soruldugunu da zannetmiyorum,koseye sıkıstırmak olsun sizinki.sahsi sorgulama,arastirma,gerekcelendirme surecimi dusununce karsılıklı soru-cevap metodunun pek bir faydasi olmamisti.istemekle baslayabilirsiniz,gercegin ardindaki hakikati gormeyi istemekle.
devamını gör...
sözlük yazarlarının gittikleri ilk yabancı ülke
ingiltere.
uçak penceresinden baktığımda bu kadar ağacın, parkın, bahçenin bir şehirde nasıl olabileceğine inanamamıştım.oysa atatürk hava limanından kalkarken görebildiğim sadece betonların arasına sıkışıp kalmış biraz yeşillikti.
bir iş gezisi dolasıyla leicester ve londra’ya kısa bir ziyaret yapmış, mumya müzesini de dolaşma imkanım olmuştu.
aylardan kasımdı, gri bulutlu bir hava hakimdi.
uçak penceresinden baktığımda bu kadar ağacın, parkın, bahçenin bir şehirde nasıl olabileceğine inanamamıştım.oysa atatürk hava limanından kalkarken görebildiğim sadece betonların arasına sıkışıp kalmış biraz yeşillikti.
bir iş gezisi dolasıyla leicester ve londra’ya kısa bir ziyaret yapmış, mumya müzesini de dolaşma imkanım olmuştu.
aylardan kasımdı, gri bulutlu bir hava hakimdi.
devamını gör...
sabahattin ali öldürülmeseydi olabilecekler
edebiyatçıyım diye geçinenler kalemi yavaşça yere bırakırdı.
devamını gör...
çocukken kendinizi en havalı hissettiğiniz an
23 nisan programı sunmustum.
isin kötüsü o programı sunarken burnum tıkalıydı... suan düsününce cok utanıyorum ama o zaman aşırı havalı hissediyordum, koskoca programı sunmuşum sonuçta!
isin kötüsü o programı sunarken burnum tıkalıydı... suan düsününce cok utanıyorum ama o zaman aşırı havalı hissediyordum, koskoca programı sunmuşum sonuçta!
devamını gör...


