tanım girmek istememek
son derece normal olan durumdur. insan sürekli tanım girecek diye bir şey yok. bazen okuma modunda bazen yazma modunda oluyor.
tanım girmek istemiyorsan tanım okuyabilirsin.
tanım girmek istemiyorsan tanım okuyabilirsin.
devamını gör...
elde ettikten sonra erkeklerin kadınlara yaptığı şeyler
cepte görüp başka kadınlara salça olması.
devamını gör...
sevilmeyen insan davranışları
tanımadan yargılayan insanlar çok yaralar beni.
devamını gör...
munis
“cana yakın, uysal, sevimli” anlamına gelen kelime.
devamını gör...
the confession killer
amerikalı seri katil (bkz: henry lee lucas)'ı odağına alan netflix belgesel dizisi.
henry lee'ye ilgim; (bkz: nick cave) reyizin, ex yengemiz pj harvey il yaptığı düet ile başlamıştı. internetteki kaynaklarda; kimi zaman tek başına kimi zaman da ortağı ottis toole ile işledikleri vahşi cinayetlerini, yamyamlıklarını, nekrofili, pedofili gibi iğrenç uygulamalarını okumuştum. yaşam hikayesi ile ilgili yazılanları okuyunca da azıcıkta olsa acımıştım adama. (bkz: henry portrait of a serial killer) filmini izleyince de bi kafam karışmıştı tabi o da ayrı. neyse; spoiler vermemek için belgesel bittikten sonraki hislerimi şimdilik yazmayacağım. izleyenler turunculandırsın tartışalım.
ama şunu söylemek isterim ki; bu belgeselde bir seri katili odağa alarak, o zaman ki abd hukuk sistemini, kolluk kuvvetlerini, seri katil olmayan insanların seri katillerden daha da iğrençleşebileceğini anlıyorsunuz. bu bakımdan çok şaşırtıcı ve şoke edici bir belgesel oldu benim için. seri katillerin hikayelerine ilgisi bulunan bendeniz; epey değişik düşüncelere gark olmuştum. izleyiniz, izlettiriniz efenim. ayrıca soundtrack müziği de efsane güzeldir.
the confession killer netflix ıntro | soundtrack
henry lee'ye ilgim; (bkz: nick cave) reyizin, ex yengemiz pj harvey il yaptığı düet ile başlamıştı. internetteki kaynaklarda; kimi zaman tek başına kimi zaman da ortağı ottis toole ile işledikleri vahşi cinayetlerini, yamyamlıklarını, nekrofili, pedofili gibi iğrenç uygulamalarını okumuştum. yaşam hikayesi ile ilgili yazılanları okuyunca da azıcıkta olsa acımıştım adama. (bkz: henry portrait of a serial killer) filmini izleyince de bi kafam karışmıştı tabi o da ayrı. neyse; spoiler vermemek için belgesel bittikten sonraki hislerimi şimdilik yazmayacağım. izleyenler turunculandırsın tartışalım.
ama şunu söylemek isterim ki; bu belgeselde bir seri katili odağa alarak, o zaman ki abd hukuk sistemini, kolluk kuvvetlerini, seri katil olmayan insanların seri katillerden daha da iğrençleşebileceğini anlıyorsunuz. bu bakımdan çok şaşırtıcı ve şoke edici bir belgesel oldu benim için. seri katillerin hikayelerine ilgisi bulunan bendeniz; epey değişik düşüncelere gark olmuştum. izleyiniz, izlettiriniz efenim. ayrıca soundtrack müziği de efsane güzeldir.
the confession killer netflix ıntro | soundtrack
devamını gör...
bir filmin tamamını anlatan tek repliği
devamını gör...
anunnakiler
ilk başta çok saçma gelen, fakat biraz araştırma yapılınca insanın kafasını kurcalayan, " lan yoksa..!?!" dedirten hipotez.
şimdi anunnakilerin dünyayı tohumladığını ve burada köle olarak kullanmak üzere bir ırk yarattıklarınına inanılıyor. 12 bin yıllık mumyada kol saati bulunması da bu konuları biraz daha çekici kılıyor. bu güçlü gelişmiş varlıklar, uzak geçmişte dünya’yı terk ettiler; bir gün, dünya’ya döneceklerine söz vererek. tuhaf bir şekilde, dünyanın dört bir yanındaki eski kültürlere bakarsak, "tanrılarının çoğu dünya’yı terk edip bir gün döneceğine söz verdi." şeklinde yazıtlara ulaşırız. bazı araştırmacılara ve yazarlara göre anunnaki, spiritüel uyanışı ve insan bilincinin evrimini hızlandırmak için “yanlış yaptıklarını düzeltmek” amacıyla dünya’ya dönecek.
bazı bilim insanları anunnakilerin bir dönemde dünyaya döneceklerini düşünüyor. sümer mitolojisinde anunnaki, dünya’ya gelen ve sonunda insan ırkını yaratan iyi ve kötü tanrı ve tanrıçalar grubuydu. dünya çapında birçok yazar tarafından anunnakilerin dünyaya gelmiş olduğuyla ilgili sayısız kaynak toplandı. antik bir geçmişte dünyaya gelen anunnakiler, araştırmacılar tarafından uzun bir süreden beri tartışılıyor. varlıkları ve dünya gezegenine gelişleri farklı kültürlerde sayısız metinde işleniyor, ancak bu metinlerin görmezden gelindiği anunnaki araştırmacıları tarafından iddia ediliyor.
bazı afrika kültürlerinde, dünya dışı varlıkların on binlerce yıl boyunca dünya’yı ziyaret ettiğine inanılıyor. örneğin, zulu efsanelerinde yıldızlardan gelen ziyaretçilerin altın ve diğer doğal kaynakları çıkardığını, bu kaynakların çıkarılması için köleler yarattıklarını söylüyor.
bazı kaynaklar bu tanrıların niburu’dan geldiğini söylüyor. asuriler ve babiller gezegeni ‘marduk’ olarak adlandırıyorlar. sümerler, nibiru’da bir yılın dünya’da 3.600 yıla eşdeğer olduğunu söylüyor. niburu’nun var olup olmadığı ise büyük bir tartışma konusu. güneş sisteminin dışında muazzam bir gezegenin olduğunu gösteren çok sayıda bilgi mevcut. bilim insanları bu gezegene planet x ismini verdiler.
washington post’a göre: “muhtemelen samanyolundaki dev gezegen jüpiter kadar büyük ve bu güneş sisteminin bir parçası olan, orion takımyıldızının yönünde, yeni bir gezegen abd’deki bir teleskop tarafından bulundu. ıras akademisyeni gerry neugebauer ortaya çıkan bulgulara dair, “size söyleyebileceğim tek şey, bunun ne olduğunu bilmediğimiz “dedi.
r. harrington, 1988’de astronomical journal’da çok ilginç bir yazı yazdı. harrington, dünya’dan üç ya da dört kat daha büyük bir gezegenin var olduğunu ve pluto’ya göre güneşten üç ya da dört kat uzakta bir yerde olduğunu söyledi. sunulan matematiksel modellere göre,niburu ya da planet x olarak isimlendirilen gezegen 30 derecelik son derece eliptik bir yörüngeyle hareket ediyor.
2008’de japon araştırmacılar, hesaplamalarına göre, dünya gezegeninin üçte ikisine kadar bir büyüklüğe sahip yaklaşık 100 au uzaklıkta bir “keşfedilmemiş” gezegen bulunması gerektiğini açıkladı.
birçok araştırmacı tarafından niburu’nun var olduğu öne sürülüyor. eski metinlere göre anunnaki’nin ortalama ömrünün 120 sar olduğuna, yani 120 x 3.600 ya da 432.000 yıl olduğuna inanılmaktadır. sümerlerde ortaya çıkan kral listesinde binlerce yıl boyunca hükmeden krallardan söz etmektedir. metinde, “krallığın cennetten inmesinden sonra krallık eridug’daydı. eridug’da, alulim kral oldu; 28.800 yıl hükmetti. alaljar 36.000 yıl hükmetti. 2 kral; 64.800 yıldır hükmetti. ” ibareleri bulunuyor.
sümer kral listesi hakkında en ilginç ayrıntılardan biri, ilk listenin, dünya üzerinde 241.200 yıl boyunca hüküm süren sekiz kralın, orijinal krallığın ‘cennetten’ aşağı indiği zamana dek “büyük tufan”, bu topraklarda süpürüldüğünü ve bir kez daha gökten indiklerini belirtmesi.
anunnakilerin yarattığı insan ırkıyla ilgilide araştırmacıların bazı iddiaları bulunuyor. kazakistandan bazı araştırmacıların ortaya attığı hipotez, daha gelişmiş bir dünya dışı medeniyetin farklı dünyalarda yeni hayat tohumladığı ve dünyanın da sadece onlardan birisi olduğu yönündedir.
araştırmacılar, “dna’da gördüğümüz şey, iki versiyondan, dev bir yapılandırılmış koddan ve basit veya basit koddan oluşan bir program.” araştırmacılar, dna kodumuzun ilk bölümünün dünya üzerinde yazılmadığına ve onlara göre doğrulanabilir olduğuna inanmaktadır. ikincisi ve en önemlisi, genlerin tek başına evrim / ani evrim sürecini açıklamak için yeterli olmadığı ve ‘oyunda’ bir şey daha olması gerektiği yönünde. araştırmacı makukov’a göre “er ya da geç,” “dünyadaki tüm yaşamların dünyevi kuzenlerimizin genetik kodunu taşıdığını ve evrimin bizim düşüncemiz olmadığını kabul etmeliyiz” dedi. bu bilimsel bulguların sonuçları, insanlara benzeyen uzaylılarla temas kurduğunu iddia eden diğer kişiler ve gözlemciler tarafından ortaya atılan iddiaları güçlendiriyor. insan benzeri uzaylılar insan evrimi için gerekli bazı genetik materyali dünya insanı için sağlayabilir.
amerikalı bir new age edebiyat yazarı olan ve 2012 olayı hakkında yazan ve yeryüzünün manyetik kutupluluğunun tersine döneceği iddiasıyla kaydedilen greggbraden’e göre, sadece “açık” kodumuzda bulunan 64 kodundan 20’sine sahibiz. biri, “neden yaratılışın kaynağı, dna’nın çoğunu kapatarak genetik yeteneklerimizi sınırladı” diye sormalı. ortaya atılan bir teoriye göre dna’mız anunnaki yaratıcılar tarafından kontrol içerisinde kalabilmemiz için sınırlandırıldı.
birçok araştırmacı anunnaki’nin milyonlarca yıldır ‘bizi kontrol eden’ kişiler olduğuna inanıyor ve insanoğlunun gerçek genetiğini onların bildiğini düşünüyor. çoğu yazar, bir gün dönmeyi vaat eden sayısız kültürde bahsedilen tanrı olabilecek anunnaki’nin, insanın yaratıcıları oldukları için bizi tamamen kontrol edebildiğini iddia ediyor.
şimdi anunnakilerin dünyayı tohumladığını ve burada köle olarak kullanmak üzere bir ırk yarattıklarınına inanılıyor. 12 bin yıllık mumyada kol saati bulunması da bu konuları biraz daha çekici kılıyor. bu güçlü gelişmiş varlıklar, uzak geçmişte dünya’yı terk ettiler; bir gün, dünya’ya döneceklerine söz vererek. tuhaf bir şekilde, dünyanın dört bir yanındaki eski kültürlere bakarsak, "tanrılarının çoğu dünya’yı terk edip bir gün döneceğine söz verdi." şeklinde yazıtlara ulaşırız. bazı araştırmacılara ve yazarlara göre anunnaki, spiritüel uyanışı ve insan bilincinin evrimini hızlandırmak için “yanlış yaptıklarını düzeltmek” amacıyla dünya’ya dönecek.
bazı bilim insanları anunnakilerin bir dönemde dünyaya döneceklerini düşünüyor. sümer mitolojisinde anunnaki, dünya’ya gelen ve sonunda insan ırkını yaratan iyi ve kötü tanrı ve tanrıçalar grubuydu. dünya çapında birçok yazar tarafından anunnakilerin dünyaya gelmiş olduğuyla ilgili sayısız kaynak toplandı. antik bir geçmişte dünyaya gelen anunnakiler, araştırmacılar tarafından uzun bir süreden beri tartışılıyor. varlıkları ve dünya gezegenine gelişleri farklı kültürlerde sayısız metinde işleniyor, ancak bu metinlerin görmezden gelindiği anunnaki araştırmacıları tarafından iddia ediliyor.
bazı afrika kültürlerinde, dünya dışı varlıkların on binlerce yıl boyunca dünya’yı ziyaret ettiğine inanılıyor. örneğin, zulu efsanelerinde yıldızlardan gelen ziyaretçilerin altın ve diğer doğal kaynakları çıkardığını, bu kaynakların çıkarılması için köleler yarattıklarını söylüyor.
bazı kaynaklar bu tanrıların niburu’dan geldiğini söylüyor. asuriler ve babiller gezegeni ‘marduk’ olarak adlandırıyorlar. sümerler, nibiru’da bir yılın dünya’da 3.600 yıla eşdeğer olduğunu söylüyor. niburu’nun var olup olmadığı ise büyük bir tartışma konusu. güneş sisteminin dışında muazzam bir gezegenin olduğunu gösteren çok sayıda bilgi mevcut. bilim insanları bu gezegene planet x ismini verdiler.
washington post’a göre: “muhtemelen samanyolundaki dev gezegen jüpiter kadar büyük ve bu güneş sisteminin bir parçası olan, orion takımyıldızının yönünde, yeni bir gezegen abd’deki bir teleskop tarafından bulundu. ıras akademisyeni gerry neugebauer ortaya çıkan bulgulara dair, “size söyleyebileceğim tek şey, bunun ne olduğunu bilmediğimiz “dedi.
r. harrington, 1988’de astronomical journal’da çok ilginç bir yazı yazdı. harrington, dünya’dan üç ya da dört kat daha büyük bir gezegenin var olduğunu ve pluto’ya göre güneşten üç ya da dört kat uzakta bir yerde olduğunu söyledi. sunulan matematiksel modellere göre,niburu ya da planet x olarak isimlendirilen gezegen 30 derecelik son derece eliptik bir yörüngeyle hareket ediyor.
2008’de japon araştırmacılar, hesaplamalarına göre, dünya gezegeninin üçte ikisine kadar bir büyüklüğe sahip yaklaşık 100 au uzaklıkta bir “keşfedilmemiş” gezegen bulunması gerektiğini açıkladı.
birçok araştırmacı tarafından niburu’nun var olduğu öne sürülüyor. eski metinlere göre anunnaki’nin ortalama ömrünün 120 sar olduğuna, yani 120 x 3.600 ya da 432.000 yıl olduğuna inanılmaktadır. sümerlerde ortaya çıkan kral listesinde binlerce yıl boyunca hükmeden krallardan söz etmektedir. metinde, “krallığın cennetten inmesinden sonra krallık eridug’daydı. eridug’da, alulim kral oldu; 28.800 yıl hükmetti. alaljar 36.000 yıl hükmetti. 2 kral; 64.800 yıldır hükmetti. ” ibareleri bulunuyor.
sümer kral listesi hakkında en ilginç ayrıntılardan biri, ilk listenin, dünya üzerinde 241.200 yıl boyunca hüküm süren sekiz kralın, orijinal krallığın ‘cennetten’ aşağı indiği zamana dek “büyük tufan”, bu topraklarda süpürüldüğünü ve bir kez daha gökten indiklerini belirtmesi.
anunnakilerin yarattığı insan ırkıyla ilgilide araştırmacıların bazı iddiaları bulunuyor. kazakistandan bazı araştırmacıların ortaya attığı hipotez, daha gelişmiş bir dünya dışı medeniyetin farklı dünyalarda yeni hayat tohumladığı ve dünyanın da sadece onlardan birisi olduğu yönündedir.
araştırmacılar, “dna’da gördüğümüz şey, iki versiyondan, dev bir yapılandırılmış koddan ve basit veya basit koddan oluşan bir program.” araştırmacılar, dna kodumuzun ilk bölümünün dünya üzerinde yazılmadığına ve onlara göre doğrulanabilir olduğuna inanmaktadır. ikincisi ve en önemlisi, genlerin tek başına evrim / ani evrim sürecini açıklamak için yeterli olmadığı ve ‘oyunda’ bir şey daha olması gerektiği yönünde. araştırmacı makukov’a göre “er ya da geç,” “dünyadaki tüm yaşamların dünyevi kuzenlerimizin genetik kodunu taşıdığını ve evrimin bizim düşüncemiz olmadığını kabul etmeliyiz” dedi. bu bilimsel bulguların sonuçları, insanlara benzeyen uzaylılarla temas kurduğunu iddia eden diğer kişiler ve gözlemciler tarafından ortaya atılan iddiaları güçlendiriyor. insan benzeri uzaylılar insan evrimi için gerekli bazı genetik materyali dünya insanı için sağlayabilir.
amerikalı bir new age edebiyat yazarı olan ve 2012 olayı hakkında yazan ve yeryüzünün manyetik kutupluluğunun tersine döneceği iddiasıyla kaydedilen greggbraden’e göre, sadece “açık” kodumuzda bulunan 64 kodundan 20’sine sahibiz. biri, “neden yaratılışın kaynağı, dna’nın çoğunu kapatarak genetik yeteneklerimizi sınırladı” diye sormalı. ortaya atılan bir teoriye göre dna’mız anunnaki yaratıcılar tarafından kontrol içerisinde kalabilmemiz için sınırlandırıldı.
birçok araştırmacı anunnaki’nin milyonlarca yıldır ‘bizi kontrol eden’ kişiler olduğuna inanıyor ve insanoğlunun gerçek genetiğini onların bildiğini düşünüyor. çoğu yazar, bir gün dönmeyi vaat eden sayısız kültürde bahsedilen tanrı olabilecek anunnaki’nin, insanın yaratıcıları oldukları için bizi tamamen kontrol edebildiğini iddia ediyor.
devamını gör...
enkondrom
sıklıkla el ve ayakların küçük kemiklerini tutan,hyalin kıkırdak üreten benign tümörlerdir.
intraosseoz(kemik içi) kıkırdak tümörlerinden en sık görülen tümördür.
multipl enkondromla karakterize rahatsızlıklara ollier hastalığı ve mafucci sendromu örnek olarak verilebilir.
intraosseoz(kemik içi) kıkırdak tümörlerinden en sık görülen tümördür.
multipl enkondromla karakterize rahatsızlıklara ollier hastalığı ve mafucci sendromu örnek olarak verilebilir.
devamını gör...
birey olmak
diğer insanlardan bağımsız olarak karar verebilmek, verdiği kararların sorumluluğunu üstlenebilme ve bunların sonucunda toplum içerisinde konumunu belirleyerek toplumdaki insanlardan bağımsız bir şekilde ayakta kalabilme olgunluğuna erişebilme olarak tanımlayabiliriz.
devamını gör...
23 aralık 2020 t24 normal sözlük röportajı
t24 de yayımladığımız röportajdır.
--- alıntı ---
öncelikle yoldaş benjamin franklin kimdir? bize kendinizden bahseder misiniz?
kendileri; putin'in türkiye'de avrasyacı gençler yetiştirmek için özel olarak yetiştirip fonladığı, bir sözlük kurucusudur. ancak kendisi verilen fonu ankara pavyonlarında çatır çatır yediği için şimdilerde kgb tarafından aranan, işbu sebepten köşe bucak saklanmakta olan, tanısanız pek seversiniz insanıdır.
kafa sözlük’ü kurma amacınız nedir, hikayesini bize biraz anlatır mısınız?
kurucu yazarlarımızın birçoğu, x sözlükte uzun yıllar yazıp çizmiş kimseler. ben de keza öyleyim. 10 seneden uzun bir sözlük yazarlığı maceram var.
zamanında; hem bilgilenerek hem eğlenerek yazdığımız, açılın ben x sözlük yazarıyım diyerek kalp masajı yapabildiğimiz, gençliğimize renkler katmış bu sözlük ne olduysa çizgisinden sapmaya başladı. önceleri tolere edilebilir gibi dursa da bir süre sonra baktık ki "yöneten" kişilerin böyle bir gayesi yokmuş aslında. kapitalizmin o sıcak, şehvetli bakışlarına kanmış yarim.
daha önce deneyimlemediği bir ürünü dahi, 20 tl karşılığında kötüleyen; bazı e-ticaret platformlarında 150 tl'ye sınırsız hesabı satılan, siyasi partilerin gençlik kolları hesaplarının ve trollerin cirit attığı bir ortamı kucağımızda görünce "hadi ama dostum, bu kadarı da gerçekten fazla" diyerek birçok yazar arkadaşımla beraber x sözlük maceramızın sonuna geldik.
yeni bir şeyler yapalım, kendimiz yazıp çizerken eğlenelim istedik. imece usulü bir gayret ile herkes bir şeyler koydu. benjamin de kafa sözlük'ü yayına alan kişi oldu. hikayemiz böyle.
kafa sözlük’ü diğer interaktif sözlüklerden ayıran şey nedir?
her şeyden önce kafa sözlük ticari menfaatler ile kurulmadı. reklam yok mesela sözlüğümüzde. motivasyonumuzun para olmaması yönetim ekibine çok ciddi bir özgürlük alanı sunuyor ve biz de bu alanı kullanıyoruz. kafa sözlük küfürsüz ve her kesimden insanın rahatlıkla yazıp, kendisini ifade edebileceği, kutuplaşmanın olmadığı bir sözlük. hedefimiz; çevresine karşı duyarlı, birtakım handikapları ortadan kaldırmak için çabalayan bir sivil dayanışma platformu yaratmak. bu alanda çok kısa sürede yüksek katılımlı yardım etkinlikleri düzenledik, devam da ediyoruz.
küfür olmadığını ifade ettiniz. günümüzde herkes kendisini özgürce ifade edebileceği platformlara yöneliyor. kafa sözlük’te küfür olmamasının özgürlük anlayışını kısıtladığını düşünüyor musunuz?
önce şuradan başlamak isterim. kurucu yazarlar ve yönetim ekibi olarak bizler, günlük hayatlarında küfür kullanmayan, pürpak kimseler değiliz. küfür hayatın bir gerçeği ve bizler de gündelik yaşantılarımızda, karşı tarafın ufkunu açabilecek derecede argo söylemlerde bulunabiliyoruz. yalnızca kafa sözlük'ü bundan muaf tutmak istedik. dürüst cevap vermem gerekirse, küfürün olmamasının ifade özgürlüğünü kısıtlayabileceği ile alakalı başlarda benim de endişelerim yok değildi. ancak pratikte bu endişelerim kayboldu diyebilirim.
küfür kullanmadan kendini ifade etmenin insanın bazı yönlerini geliştirdiğine, yaratıcılığı çok daha fazla öne çıkardığına defalarca kez şahitlik ettik. şimdilik herkes bu durumdan pek memnun gözüküyor.
şu an kafa sözlük’ü nerede konumlandırıyorsunuz ve gelecekteki hedeflerinizden bahseder misiniz?
kafa sözlük henüz 1.5 ayını yeni doldurdu. bu kısa zamanda çok ciddi talep gördü. yukarıda anlattığım sebepler de bu talebin oluşmasında etkili oldu diyebilirim. insanlar kutuplaşmadan, kavga gürültüden, trollerden ve göz bozukluğuna varacak seviyeye ulaşmış reklamlardan çok sıkıldı. burasını nefes alacakları bir mecra olarak görüyorlar. bu durum ne kadar bizleri mutlu etse de bir anda büyümekten de çekiniyoruz. kontrollü ve yavaş bir büyümeyi yeğleriz. işbu sebepten oldukça yakın bir zamanda yeni yazar alımını filtreye sokup yavaşlatacak bir çaylaklık sistemini getireceğiz.
hali hazırda geçtiğimiz hafta, batman'da bir köy okulu kütüphanesinin oluşmasında önemli bir rol oynadık. oraya 400 üzerinde kitap ulaştırdık. şu anda koruncuk vakfı’nın bolulu köyü’nde yer alan 25 kız çocuğu öğrencimize yılbaşı hediyeleri ve eğitimleri için gerekli malzemeler ulaştırıyoruz. standart bir sözlük sitesi olmanın dışına çıkmak, çevresine karşı duyarlı bir platform olma gayretimiz var. bunu gerçekleştirmek için çabalıyoruz.
sizlere çok teşekkür ederim. son sözü sizlere bırakmak isterim. buradan okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
kafa sözlük herhangi bir kişiye, zümreye ya da bir ideolojiye ait bir mecra değildir. yayın hayatı boyunca da olmayacaktır. küfürsüz bir şekilde herkesin kendisini ifade edebileceği samimi, yardımsever ve en önemlisi özgür bir platformdur.
kafa sözlük sizi sever, kucaklar, kalbinize ve tansiyonunuza iyi gelir.
siz değerli t24 ekibinin de izni ile hemen aşağıya linkimizi bıraktım. bizlere oradan ulaşabilirsiniz.
kafasozluk.com
--- alıntı ---
--- alıntı ---
öncelikle yoldaş benjamin franklin kimdir? bize kendinizden bahseder misiniz?
kendileri; putin'in türkiye'de avrasyacı gençler yetiştirmek için özel olarak yetiştirip fonladığı, bir sözlük kurucusudur. ancak kendisi verilen fonu ankara pavyonlarında çatır çatır yediği için şimdilerde kgb tarafından aranan, işbu sebepten köşe bucak saklanmakta olan, tanısanız pek seversiniz insanıdır.
kafa sözlük’ü kurma amacınız nedir, hikayesini bize biraz anlatır mısınız?
kurucu yazarlarımızın birçoğu, x sözlükte uzun yıllar yazıp çizmiş kimseler. ben de keza öyleyim. 10 seneden uzun bir sözlük yazarlığı maceram var.
zamanında; hem bilgilenerek hem eğlenerek yazdığımız, açılın ben x sözlük yazarıyım diyerek kalp masajı yapabildiğimiz, gençliğimize renkler katmış bu sözlük ne olduysa çizgisinden sapmaya başladı. önceleri tolere edilebilir gibi dursa da bir süre sonra baktık ki "yöneten" kişilerin böyle bir gayesi yokmuş aslında. kapitalizmin o sıcak, şehvetli bakışlarına kanmış yarim.
daha önce deneyimlemediği bir ürünü dahi, 20 tl karşılığında kötüleyen; bazı e-ticaret platformlarında 150 tl'ye sınırsız hesabı satılan, siyasi partilerin gençlik kolları hesaplarının ve trollerin cirit attığı bir ortamı kucağımızda görünce "hadi ama dostum, bu kadarı da gerçekten fazla" diyerek birçok yazar arkadaşımla beraber x sözlük maceramızın sonuna geldik.
yeni bir şeyler yapalım, kendimiz yazıp çizerken eğlenelim istedik. imece usulü bir gayret ile herkes bir şeyler koydu. benjamin de kafa sözlük'ü yayına alan kişi oldu. hikayemiz böyle.
kafa sözlük’ü diğer interaktif sözlüklerden ayıran şey nedir?
her şeyden önce kafa sözlük ticari menfaatler ile kurulmadı. reklam yok mesela sözlüğümüzde. motivasyonumuzun para olmaması yönetim ekibine çok ciddi bir özgürlük alanı sunuyor ve biz de bu alanı kullanıyoruz. kafa sözlük küfürsüz ve her kesimden insanın rahatlıkla yazıp, kendisini ifade edebileceği, kutuplaşmanın olmadığı bir sözlük. hedefimiz; çevresine karşı duyarlı, birtakım handikapları ortadan kaldırmak için çabalayan bir sivil dayanışma platformu yaratmak. bu alanda çok kısa sürede yüksek katılımlı yardım etkinlikleri düzenledik, devam da ediyoruz.
küfür olmadığını ifade ettiniz. günümüzde herkes kendisini özgürce ifade edebileceği platformlara yöneliyor. kafa sözlük’te küfür olmamasının özgürlük anlayışını kısıtladığını düşünüyor musunuz?
önce şuradan başlamak isterim. kurucu yazarlar ve yönetim ekibi olarak bizler, günlük hayatlarında küfür kullanmayan, pürpak kimseler değiliz. küfür hayatın bir gerçeği ve bizler de gündelik yaşantılarımızda, karşı tarafın ufkunu açabilecek derecede argo söylemlerde bulunabiliyoruz. yalnızca kafa sözlük'ü bundan muaf tutmak istedik. dürüst cevap vermem gerekirse, küfürün olmamasının ifade özgürlüğünü kısıtlayabileceği ile alakalı başlarda benim de endişelerim yok değildi. ancak pratikte bu endişelerim kayboldu diyebilirim.
küfür kullanmadan kendini ifade etmenin insanın bazı yönlerini geliştirdiğine, yaratıcılığı çok daha fazla öne çıkardığına defalarca kez şahitlik ettik. şimdilik herkes bu durumdan pek memnun gözüküyor.
şu an kafa sözlük’ü nerede konumlandırıyorsunuz ve gelecekteki hedeflerinizden bahseder misiniz?
kafa sözlük henüz 1.5 ayını yeni doldurdu. bu kısa zamanda çok ciddi talep gördü. yukarıda anlattığım sebepler de bu talebin oluşmasında etkili oldu diyebilirim. insanlar kutuplaşmadan, kavga gürültüden, trollerden ve göz bozukluğuna varacak seviyeye ulaşmış reklamlardan çok sıkıldı. burasını nefes alacakları bir mecra olarak görüyorlar. bu durum ne kadar bizleri mutlu etse de bir anda büyümekten de çekiniyoruz. kontrollü ve yavaş bir büyümeyi yeğleriz. işbu sebepten oldukça yakın bir zamanda yeni yazar alımını filtreye sokup yavaşlatacak bir çaylaklık sistemini getireceğiz.
hali hazırda geçtiğimiz hafta, batman'da bir köy okulu kütüphanesinin oluşmasında önemli bir rol oynadık. oraya 400 üzerinde kitap ulaştırdık. şu anda koruncuk vakfı’nın bolulu köyü’nde yer alan 25 kız çocuğu öğrencimize yılbaşı hediyeleri ve eğitimleri için gerekli malzemeler ulaştırıyoruz. standart bir sözlük sitesi olmanın dışına çıkmak, çevresine karşı duyarlı bir platform olma gayretimiz var. bunu gerçekleştirmek için çabalıyoruz.
sizlere çok teşekkür ederim. son sözü sizlere bırakmak isterim. buradan okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
kafa sözlük herhangi bir kişiye, zümreye ya da bir ideolojiye ait bir mecra değildir. yayın hayatı boyunca da olmayacaktır. küfürsüz bir şekilde herkesin kendisini ifade edebileceği samimi, yardımsever ve en önemlisi özgür bir platformdur.
kafa sözlük sizi sever, kucaklar, kalbinize ve tansiyonunuza iyi gelir.
siz değerli t24 ekibinin de izni ile hemen aşağıya linkimizi bıraktım. bizlere oradan ulaşabilirsiniz.
kafasozluk.com
--- alıntı ---
devamını gör...
oryantalizm
19 yy ikinci yarısında itibaren batılı sanatçıların doğuyu yakından görüp doğu şehirlerini inceleyip eserlerinde realist bir şekilde yansıtmaya gittikleri akımdır.özellikle ressamları çoğu resimlerde vaha,çöl,harem sahneleri, yiğitliği yansıtan savaş ve av sahneleri gibi doğuya özgü konulara ağırlık vermişlerdir.
örnekler;


örnekler;


devamını gör...
aşırı kitap okumanın kişiyi dünyadan koparması
dünya ile anlamlı bağ kuramayan insanın kitaplarla bağ kurması.
devamını gör...
normal sözlük rezaleti
selam dostlar. eskiler bilir ben heileksisozluk.
sözlük kurulduğundan bu yana bu nickle devam etmekteydim. fakat daha ilk dakikalardan beri uyarılar başladı diyebilirim. bu uyarı mahiyetindeki şeyleri pek önemsemesem de sonrasında işler mobbing’e kadar vardı. entry silmeler vs.
“o nicki sileceksin ,müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız . nutellanı da al git.
hanım evladı seni burda üzerler bak sorumluluk kabul etmeyiz .dikkat çekiyorsun ” minvalde tacizler sürdü.
tabii biz bu külhanbeyi vari hareketlere karnımız tok olduğu için hayat boyu kolay lokma olmadığımız için pabuç bırakmadım .. usulune uygun olup da silinen entrilerimi ilgili mercilere dilekçeyle bildirdikten sonra paşa paşa geri yüklediler. bu hareketim sanırım birilerinin canını sıkmış olacak. sözlükten silik yemem için kollanan fırsatları göğsümde yumuşatıp yavaşca kendi ağlarına tıkırdattım.
fakat bu kutlu mücadelem dün itibariyle onların yani güçlünün zaferiyle sonuçlandı.
artık sevenlerim entrilerimin yollarını gözleyen sevgili takipçilerim üzülmesin ve şaşırmasın diye bu bildiriyi yayınlamak istedim.
sözlük kurulduğundan bu yana bu nickle devam etmekteydim. fakat daha ilk dakikalardan beri uyarılar başladı diyebilirim. bu uyarı mahiyetindeki şeyleri pek önemsemesem de sonrasında işler mobbing’e kadar vardı. entry silmeler vs.
“o nicki sileceksin ,müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız . nutellanı da al git.
hanım evladı seni burda üzerler bak sorumluluk kabul etmeyiz .dikkat çekiyorsun ” minvalde tacizler sürdü.
tabii biz bu külhanbeyi vari hareketlere karnımız tok olduğu için hayat boyu kolay lokma olmadığımız için pabuç bırakmadım .. usulune uygun olup da silinen entrilerimi ilgili mercilere dilekçeyle bildirdikten sonra paşa paşa geri yüklediler. bu hareketim sanırım birilerinin canını sıkmış olacak. sözlükten silik yemem için kollanan fırsatları göğsümde yumuşatıp yavaşca kendi ağlarına tıkırdattım.
fakat bu kutlu mücadelem dün itibariyle onların yani güçlünün zaferiyle sonuçlandı.
artık sevenlerim entrilerimin yollarını gözleyen sevgili takipçilerim üzülmesin ve şaşırmasın diye bu bildiriyi yayınlamak istedim.
devamını gör...
din istismarını önlemenin yolları
din ve devlet işlerinin ayrılması. (bkz: laiklik)
devamını gör...
nymphe (yazar)
kibarlığı ve tanımlarıyla kesinlikle bir sözlük markasıdır. var olsun.
devamını gör...
kürt böreğinin kürtlerden yapılmaması
kare kesilip sunumu yapılmasından mütevellit aslında gerçek adının küt böreği olduğu söylenen, bol tereyağlı, üstüne de pudra şeker gezdirilen hamur işidir. bu sebepten başlığı açan yazar arkadaşımı şoke etmeyi bir borç bilirim.
edit: böyle bir başlığa niye böyle bir tanım girdiğimi ben de anlamadım ama bebek yağı da bebeklerden yapılmıyor, bilesiniz.
edit: böyle bir başlığa niye böyle bir tanım girdiğimi ben de anlamadım ama bebek yağı da bebeklerden yapılmıyor, bilesiniz.
devamını gör...
kuzguncuktaki vişne
yazıları ile sözlüğü güzelleştirenler yazarlardan.
devamını gör...
gop çocuğu
güney doğu anadolu projesine destek veren çocuklar da olabilirler.
devamını gör...

