emmanuel macron
felsefe mezunu, katolik, fransa cumhurbaşkanı...
ilginç olarak paul ricoeur'un asistlanlığını yapmıştı. la memoire, l’histoire, l’oubli*adlı kitabın hazırlanmasında yardımcı da olmuş. ikilinin bir adet fotoğrafı bile var. kendisi klasik bir sosyal demoktattan ziyade bir 'üçüncü yol'cu gibidir. özellikle fransa'da tavan yapan muhafazakar nasyonal siyasetin içinde bi denge oluşturma çabasında. pek başarılı olduğu söylenemez. artık avrupa'da da liberallere karşı sesler yükselmeye başladı. özellikle azınlıkarın sesinin duyulduğu ülkeler için liberal demokrasi daha çok antipatiye sebebiyet veriyo. kendisi gençliğinde pek çok sosyalist hareketin içinde bulunmasına rağmen hiçbi zaman kendini sosyalist olarak tanımlamamış. daha sonra manuel valls ile muhafazakar kanatta da beraber olmuş ve kendi partisinde liberal anlayışı benimsemiş.
ilginç olarak paul ricoeur'un asistlanlığını yapmıştı. la memoire, l’histoire, l’oubli*adlı kitabın hazırlanmasında yardımcı da olmuş. ikilinin bir adet fotoğrafı bile var. kendisi klasik bir sosyal demoktattan ziyade bir 'üçüncü yol'cu gibidir. özellikle fransa'da tavan yapan muhafazakar nasyonal siyasetin içinde bi denge oluşturma çabasında. pek başarılı olduğu söylenemez. artık avrupa'da da liberallere karşı sesler yükselmeye başladı. özellikle azınlıkarın sesinin duyulduğu ülkeler için liberal demokrasi daha çok antipatiye sebebiyet veriyo. kendisi gençliğinde pek çok sosyalist hareketin içinde bulunmasına rağmen hiçbi zaman kendini sosyalist olarak tanımlamamış. daha sonra manuel valls ile muhafazakar kanatta da beraber olmuş ve kendi partisinde liberal anlayışı benimsemiş.
devamını gör...
birçok yazarın siyasi başlıklara değinmemesi
apolitiktir belki. ya da ne söylerse söylesin bir şeyin değişeceği yoktur bu yüzden kendini yormak istemiyordur.
devamını gör...
memeleri sarkmış erkek
alttan göbekle desteklerse daha dik durur, tadından yenmez vjfjvj.
devamını gör...
yeni biriyle tanışmak
belli bir yaştan sonra ister arkadaş ister sevgili, yoruyor. kendini anlat, seni tanımasına izin ver, güvenini kazan, daha önce yüzlerce kez başkalarıyla yaptığın yine aynı şeyleri onunla da yap.
of. bizde yürek, takat kalmamıştır. hatta mevcut tanıdıklarımın da bir bölümünü şutlasam, tam süper olacak.
güzelliğimle yalnız kalıp çile çekmek istiyorum.
belki de bir direğe çıkarım.
of. bizde yürek, takat kalmamıştır. hatta mevcut tanıdıklarımın da bir bölümünü şutlasam, tam süper olacak.
güzelliğimle yalnız kalıp çile çekmek istiyorum.
belki de bir direğe çıkarım.
devamını gör...
her şeyi kafaya takma sorunu
en kısa zamanda bu konuda uzmanından yardım almak istiyorum. bazen hayat gerçekten zindan oluyor. insanların üstünde bir saniye bile düşünmeyeceği şeyleri ben günler hatta aylarca kafamda yaşıyorum. kendime çok kızıyorum.
devamını gör...
sadece türkiye'de karşılaşılabileceği düşünülen şeyler
her yer ve ortamda,siyaset konuşulması ve yapılması.
devamını gör...
aşık olunan kişi reddederse alınacak pozisyon
bir penaltı kaçıran forvet, o gün için maçın seyrini değiştirememiş olabilir....
amma forvet olmayı bırakmaz, önündeki maçlara bakar, daha çok gol kovalar. sonuçta averajlar önemli, o kadar önemli ki yıl sonunda şampiyonluğu etkileyecek derecede....
amma forvet olmayı bırakmaz, önündeki maçlara bakar, daha çok gol kovalar. sonuçta averajlar önemli, o kadar önemli ki yıl sonunda şampiyonluğu etkileyecek derecede....
devamını gör...
yazarların kimlik numarası ezberleme şekline göre zeka türü
şimdi efenim ben kendimin, annemin ve kardeşimin tc'lerini ezbere biliyorum.
kendi tc'mi 3-3-2-3 şeklinde ezberledim. bu doğrultuda ''matematiksel ve sosyal'' kategorisine giriyorum.
annemin ve kardeşimin tc'lerini ise 3-3-3-2 şeklinde ezberledim ve ''müzikal ve dilbilimsel'' oluyorum.
eşit ağırlıkçı ruhum burada da kendini gösteriyor sanırım. yanına müzikal de eklenmiş tam olmuş.
kendi tc'mi 3-3-2-3 şeklinde ezberledim. bu doğrultuda ''matematiksel ve sosyal'' kategorisine giriyorum.
annemin ve kardeşimin tc'lerini ise 3-3-3-2 şeklinde ezberledim ve ''müzikal ve dilbilimsel'' oluyorum.
eşit ağırlıkçı ruhum burada da kendini gösteriyor sanırım. yanına müzikal de eklenmiş tam olmuş.
devamını gör...
geyik endişesi
baran güzel’in her kötü geceden sonra isimli, okuduğum için de müthiş bir mutluluk duyduğum öykü kitabının on altıncı sayfasında geçen ve muhteşem bir tespit içeren tanımlamasıdır.
kendine modern diyen, böyle bir sıfatı kendinde haksız bir şekilde hak gören günümüz insanın hayat dediği saçmalığı yaşarken sıklıkla duyduğu endişedir geyik endişesi.
hayatımızı her an kötü bir şey olacağına dair içimizde taşıdığımız o kusuruz tedirginlikle yaşamak bu endişe dediğim şey. sürekli diken üstünde olmak. kendini avcı zannederken ya da sadece hayatta kalmaya çalışırken bir kurbana dönüşmek. her şey birbirini kovalarken en önde gittiğini hissetmek.
bir yolda aheste aheste yürüyememek, sadece önünde uzanan yola bakarak yolculuğun tadını çıkaramamak, kendini dalgınlığın verdiği o huzurlu kayıtsızlığa bırakamamak. her an tetikte olmak, her an şeytan azapta yaşamak, içindeki korku tünellerinde ışıksız dolanmak.
modern insan diye adlandırdığımız zavallı ilkel oluşum kendi kendine yarattığı gerginlikler ve tedirginlikler sonucunda mahvetmeye and içmiş olduğu bu dünyayı yaşanmaz bir hale getirdi. şimdi de bu cehennem provası içinde bir geyik endişesi ile dolaşmakta.
kendine modern diyen, böyle bir sıfatı kendinde haksız bir şekilde hak gören günümüz insanın hayat dediği saçmalığı yaşarken sıklıkla duyduğu endişedir geyik endişesi.
hayatımızı her an kötü bir şey olacağına dair içimizde taşıdığımız o kusuruz tedirginlikle yaşamak bu endişe dediğim şey. sürekli diken üstünde olmak. kendini avcı zannederken ya da sadece hayatta kalmaya çalışırken bir kurbana dönüşmek. her şey birbirini kovalarken en önde gittiğini hissetmek.
bir yolda aheste aheste yürüyememek, sadece önünde uzanan yola bakarak yolculuğun tadını çıkaramamak, kendini dalgınlığın verdiği o huzurlu kayıtsızlığa bırakamamak. her an tetikte olmak, her an şeytan azapta yaşamak, içindeki korku tünellerinde ışıksız dolanmak.
modern insan diye adlandırdığımız zavallı ilkel oluşum kendi kendine yarattığı gerginlikler ve tedirginlikler sonucunda mahvetmeye and içmiş olduğu bu dünyayı yaşanmaz bir hale getirdi. şimdi de bu cehennem provası içinde bir geyik endişesi ile dolaşmakta.
devamını gör...
çift lavaşlı zurna dürümü yiyebilen kadın
bugün öğlen yedim daha ahshahahdhahhahaha. hem de iki tane.... ohh, çok güzeldi..
edit :buna rağmen 45 kiloyum...
edit :buna rağmen 45 kiloyum...
devamını gör...
normal sözlük'te nickaltı girme kültürünün daha oluşmaması
bence oluşması bi an önce gereklidir.şahsen ben bakıp mutlu oluyorum/merak ediyorum insanların hakkımdaki varsayımlarını-düşüncelerini.iyi kötü fark etmez sadece tanım girilmesi yeterli bi mutluluk sebebi bana.
devamını gör...
boğaziçi üniversitesi'nde yere kabe fotoğrafı serilmesi
olayları başka yere çekme ile alakası yoktur. bizzat sergiyi açan öğrenciler tarafından yapılmış ve twitterda gündem olduktan sonra yine aynı öğrenciler tarafından desteklenmiştir. demokrasi derdi oldukların söyleyenlerin bu şekilde demokratik eylemlerini insanların dini değerlerini aşağılayarak sergilemeleri komik oluyor. ayrıca söz konusu eylem açıkça tck 216’ya göre suçtur. cezalandırılmalarını temenni ediyorum
devamını gör...
adana deyince akla gelenler
tv'ye çıkan saçma sapan konuşan(yapiyürüz gibi) , kıro gibi davrananlar gerçek adanalı değil, başka şehirlerden gelenler.adana çok göç alan bir şehir.ben de adanalıyım , çevremde herkes gayet güzel türkçe konuşuyor, normal davranıyor.küfreden,kavga eden tipler yok.her şehirde o tarz mahalle ve insanlar vardır.
benim adana denilince aklıma samimi insanlar, adana kebap, adnan menderes, bici bici ve şalgam geliyor.
benim adana denilince aklıma samimi insanlar, adana kebap, adnan menderes, bici bici ve şalgam geliyor.
devamını gör...
komünizm
emek sermaye ilişkisinde emeği savunan, işçilere emekçilere haddinden fazla değer veren, özel mülkiyet olmadan herkesin eşitçe yaşamasını isteyen, kapitalizm denen foseptik çukurunu reddeden, serbest piyasa ekonomisini yerden yere vuran ve dil din ırk ayrımı gözetmeksizin barış içinde yaşamayı hedefleyen ideoloji gibi ideolojidir.
yalnız komünizm başlığına bakınca herkes aşırı derecede gömmüş, bu ideolojinin fakirliği yoksulluğu getireceği tarzında söylemlerde bulunulmuş. ulan herkesin ihtiyacı olacak şekilde yaşamayı hedefleyen bir ideoloji nasıl yoksulluk fakirlik getirsin? bir insan zaten ihtiyacı olanla yaşar fazlası ne derece mantıklı? aç gözlülük diyoruz biz buna.
eşitlikten ve adaletten neden korkuyoruz bu kadar? sanki bir insandan üstün olunca elimize ne geçecek? özel mülkiyet olmadan, belli bir gelirle yaşamanın neresi kötü? ayrıca güçlüden yana değil de güçsüzden yana olan bir ideolojidir aynı zamanda. patron işçi ilişkisinden zararlı çıkan kimdir? yine işçidir. işte komünizmde kimse zarara girmez, herkes emeğinin karşılığını ihtiyacı kadar alır.
sosyal ekonomi herkese şarttır bunu bilir bunu söylerim her zaman.
karl marx boşuna ağartmamış saçı sakalı bu yolda.
yalnız komünizm başlığına bakınca herkes aşırı derecede gömmüş, bu ideolojinin fakirliği yoksulluğu getireceği tarzında söylemlerde bulunulmuş. ulan herkesin ihtiyacı olacak şekilde yaşamayı hedefleyen bir ideoloji nasıl yoksulluk fakirlik getirsin? bir insan zaten ihtiyacı olanla yaşar fazlası ne derece mantıklı? aç gözlülük diyoruz biz buna.
eşitlikten ve adaletten neden korkuyoruz bu kadar? sanki bir insandan üstün olunca elimize ne geçecek? özel mülkiyet olmadan, belli bir gelirle yaşamanın neresi kötü? ayrıca güçlüden yana değil de güçsüzden yana olan bir ideolojidir aynı zamanda. patron işçi ilişkisinden zararlı çıkan kimdir? yine işçidir. işte komünizmde kimse zarara girmez, herkes emeğinin karşılığını ihtiyacı kadar alır.
sosyal ekonomi herkese şarttır bunu bilir bunu söylerim her zaman.
karl marx boşuna ağartmamış saçı sakalı bu yolda.
devamını gör...
augustus
varus tarafından lağvedildi.ve bu yüzden kalbi kırık olarak öldü. son sözleri; " varus bana lejyonlarımı geri ver " oldu.
devamını gör...
normal sözlük t-shirtleri
polo t-shirt kadın modeli çıktı mı? ya da herhangi bir bardak alan oldumu bilemiyorum ama ben kulaklık istiyorum. siyah - turuncu, yeni bir logo, yeni bir hayat, yeni bir kulaklık…
20 bin karmada çok yaa çoooooook. şimdiye kadar yazdığım gırla şeyi silmeseydim ulaşmıştım gerçi. nabalım bende eserikli bir manyağım, arada siliyorum bazı şeyleri. 20 bine ulaştığımda tüm tanımlarım cifli, çamaşır suyu ile yıkanıp aklanmış, püripak, tertemiz olur mu bilemiyorum. uzun yollara devam.
20 bin karmada çok yaa çoooooook. şimdiye kadar yazdığım gırla şeyi silmeseydim ulaşmıştım gerçi. nabalım bende eserikli bir manyağım, arada siliyorum bazı şeyleri. 20 bine ulaştığımda tüm tanımlarım cifli, çamaşır suyu ile yıkanıp aklanmış, püripak, tertemiz olur mu bilemiyorum. uzun yollara devam.
devamını gör...
allah'ın hiç nasıl gidiyor var mı bir sıkıntın diye sormaması
şu yaşıma geldim yaratıcı sıfatıyla bir kez bile halimi hatırımı sormadi. bir eksiğim gedigim, ihtiyacım var mı merak etmedi. oğlum niye bütün gün sözlükte sürtüyon, çık dolaş, biraz hava al demedi. aynı babam. teessüf ediyorum kendisine. kırgınım.
devamını gör...
yaşamın insani olmayan işleyişi
nobel edebiyat ödülü sahibi olga tokarczuk‘un kadimzamanlar ve diğer vakitler isimli romanında geçen bir tespittir. yazar içinde bulunduğumuz ve hiçbirimizin bu durumdan memnun olmadığı bu çağda yaşamın insani olmayan bir şekilde ilerlediğini savunur bu sözün geçtiği paragrafta. ama maalesef ki ben yazarla aynı fikirde değilim. yaşamın ilerleyişi tam da insani bir şekildedir. yazarla aramızdaki ihtilafın nedeni ise “insani” sıfatına yüklediğimiz anlamlardır ve ben artık biliyorum ki sözcükler bizim yüklediğimiz anlamlara gelir.*
insani; insanca, insana dair, insanlığa yakışır olan, iyilik olarak yapılan, merhamet ve şefkat dolu bir tavırla anlamlarına gelirken olga tokarczuk da bu tanımı kabul ederek bu şekilde bir tespitte bulunmuş ve benim itirazım da tam bu noktada. insani sözü o kadar da olumlu anlamlar içermemektedir bana göre.
insani dediğimiz duyguları genelde olumlu anlamlar içeren sözcüklerden seçiyoruz. merhamet bu duygulardan biri ama insanların en yoksun olduğu duygu da bu aslında. insanoğlunun merhamet diye düşündüğü şey aslında anlık bir acıma duygusu olmaktan öteye geçemiyor. şefkati ya bize ait olduğunu düşündüğümüz insanlara karşı ya da kendimizden güçsüz olduğunu düşündüklerimize karşı gösteriyoruz. hak bilirlik ise burda bahsedilmesine bile gerek olmayan bir duygu, bir tavır.
insani tavırlar olarak isimlendirdiklerimizin çoğu bize kısa zamanda fayda sağlayacağını umduğumuz şeyler. geri dönüşü olmayacak hiçbir iyilik insanlık için bir anlam ifade etmiyor. cesaret gösterdiğimiz anlarda bile tehlikenin boyutunu hesaplıyoruz önce. kendimizi güvende hissettiğimiz an cesur bir insana dönüşmek bize çok kolay geliyor.
insan yaptığı her şeyi insani bir şekilde yapıyor. yaşam da tam insanın hak ettiği şekilde akıp gidiyor. insani ilerleyişinde yaşam bize en çok kan ve göz yaşı sunuyor. bizim ise fazlasını istemeye hakkımız yok. bu tepetaklak yürüyüşte yaşam bize önceden yaptığımız her şey sonucunda bize ayrılmış olan koltuğa kadar eşlik ediyor. elindeki fenerle bize gösterdiği koltuk hak ettiğimiz yer, fenerin ucuz pille zayıflamış ışığı görüp görebileceğimiz tek aydınlık. yer göstermelerde bahşiş mecburi.
yaşamın insani olmayan ilerleyişinde size ait olduğu kadarını alın. üstü kalsın.
insani; insanca, insana dair, insanlığa yakışır olan, iyilik olarak yapılan, merhamet ve şefkat dolu bir tavırla anlamlarına gelirken olga tokarczuk da bu tanımı kabul ederek bu şekilde bir tespitte bulunmuş ve benim itirazım da tam bu noktada. insani sözü o kadar da olumlu anlamlar içermemektedir bana göre.
insani dediğimiz duyguları genelde olumlu anlamlar içeren sözcüklerden seçiyoruz. merhamet bu duygulardan biri ama insanların en yoksun olduğu duygu da bu aslında. insanoğlunun merhamet diye düşündüğü şey aslında anlık bir acıma duygusu olmaktan öteye geçemiyor. şefkati ya bize ait olduğunu düşündüğümüz insanlara karşı ya da kendimizden güçsüz olduğunu düşündüklerimize karşı gösteriyoruz. hak bilirlik ise burda bahsedilmesine bile gerek olmayan bir duygu, bir tavır.
insani tavırlar olarak isimlendirdiklerimizin çoğu bize kısa zamanda fayda sağlayacağını umduğumuz şeyler. geri dönüşü olmayacak hiçbir iyilik insanlık için bir anlam ifade etmiyor. cesaret gösterdiğimiz anlarda bile tehlikenin boyutunu hesaplıyoruz önce. kendimizi güvende hissettiğimiz an cesur bir insana dönüşmek bize çok kolay geliyor.
insan yaptığı her şeyi insani bir şekilde yapıyor. yaşam da tam insanın hak ettiği şekilde akıp gidiyor. insani ilerleyişinde yaşam bize en çok kan ve göz yaşı sunuyor. bizim ise fazlasını istemeye hakkımız yok. bu tepetaklak yürüyüşte yaşam bize önceden yaptığımız her şey sonucunda bize ayrılmış olan koltuğa kadar eşlik ediyor. elindeki fenerle bize gösterdiği koltuk hak ettiğimiz yer, fenerin ucuz pille zayıflamış ışığı görüp görebileceğimiz tek aydınlık. yer göstermelerde bahşiş mecburi.
yaşamın insani olmayan ilerleyişinde size ait olduğu kadarını alın. üstü kalsın.
devamını gör...

