çernobil turu
eylül 2019'da katıldığım tur. hep aklımdaydı ancak (bkz: chernobyl) dizisini izledikten sonra kesin karar verdim. tabii çok çekincelerim vardı, sonuçta hala radyasyonlu bir bölge, sağlığa zarar verebilme olasılığı çok yüksek.
tüm bu tereddütlerime rağmen get your guide sitesinden 1 günlük grup turlardan satın aldım. 3 günlük olan turlar da var ancak kalmaya hiç gerek yok bence. turlar genelde 100 dolar civarında. tabii o zamanlar dolar 5,5 tl'ydi. sanki çok uzun zamandan bahsediyormuşum gibi oldu ama sadece 2 sene öncesi, neyse...
çernobil'e bireysel olarak gidermiyorsunuz çünkü o bölgeye girebilmek için izinler alınması gerekiyor ve sadece tur şirketleri alabiliyor o izinleri. bölgeye girerken de askerler, belgeleri ve pasaportları kontrol ediyorlar, sıkı bir denetim var.
kıyafetlerle ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar var hatta tur içeriklerinde de yazıyor; uzun kollu üst giyilmesi ve bacakların da tamamen kapalı olması gerekiyor. ayakkabı olarak da kapalı, kalın tabanlı sneakers ya da bot giymek gerekli. ayakkabıda kalın taban istenmesinin radyasyon dışında bir sebebi var; pripyat terk edilmiş bir bölge ve çok fazla cam kırığı ya da parçalar var. ayaklara batma olasılığı çok yüksek. ben, tur sonrasında ayakkabım da dahil tüm kıyafetlerimi çöpe attım. n'olur n'olmaz.
eğer isterseniz tur boyunca kullanabileceğiniz radyasyon seviyesini ölçen dosimeter kiralayabilirsiniz. radyasyon seviyesi, normalin üzerine çıktığında cihaz sürekli ötüyor. özellikle 4 no'lu reaktöre yani patlayan reaktöre yaklaştığımızda cihazlar deli gibi ötmeye başladı. bu kısım sinir bozucuydu cidden. bir de şöyle bir bilgi öğrendim; radyasyon belirli bölgelerde toplanabiliyor. yani durduğunuz yerde cihazı toprağa yaklaştırdığınızda 0.0020 iken, 2 adım atınca 0.00050 olabiliyor. (radyasyon ölçü birimi sievert) ya da bazı nesnelerde daha fazla olabiliyor. ama en çok topraklı bölgelerdeymiş.
tur kapsamında pripyat şehrini ziyaret ediyorsunuz. çok üzücü manzaralar var. yarım kalmış hayatlar ne demek anlayabiliyorsunuz şehirde. her şey terk edilmiş, yarım bırakılmış. kasvetli ve hüzünlü.
bir binaya ve eve girme şansımız oldu; neredeyse yıkılmış, dökülmüş bir odada tuşları kırık, çürümüş bir piyano vardı. en çok etkileyen manzaralardan biriydi.
turu alırken öğlen yemeği seçeneği olan turu almanızı tavsiye ederim. hala işleyen bir merkez var ve sanki orada çalışıyormuş da öğlen yemeği yiyormuşsunuz, sovyet zamanında yaşayan bir vatandaşmışsınız gibi garip bir his veriyor. sanırım ortamın, tabak, bardak ve çatalların 80'lerden kalmasından dolayı.
çok ilginç bir deneyimdi. tereddütlerim olsa da iyi ki katılmışım, gidip görmüşüm diyorum. (ve tabii iyi ki dolar 5 tl'yken gidebilmişim)
tüm bu tereddütlerime rağmen get your guide sitesinden 1 günlük grup turlardan satın aldım. 3 günlük olan turlar da var ancak kalmaya hiç gerek yok bence. turlar genelde 100 dolar civarında. tabii o zamanlar dolar 5,5 tl'ydi. sanki çok uzun zamandan bahsediyormuşum gibi oldu ama sadece 2 sene öncesi, neyse...
çernobil'e bireysel olarak gidermiyorsunuz çünkü o bölgeye girebilmek için izinler alınması gerekiyor ve sadece tur şirketleri alabiliyor o izinleri. bölgeye girerken de askerler, belgeleri ve pasaportları kontrol ediyorlar, sıkı bir denetim var.
kıyafetlerle ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar var hatta tur içeriklerinde de yazıyor; uzun kollu üst giyilmesi ve bacakların da tamamen kapalı olması gerekiyor. ayakkabı olarak da kapalı, kalın tabanlı sneakers ya da bot giymek gerekli. ayakkabıda kalın taban istenmesinin radyasyon dışında bir sebebi var; pripyat terk edilmiş bir bölge ve çok fazla cam kırığı ya da parçalar var. ayaklara batma olasılığı çok yüksek. ben, tur sonrasında ayakkabım da dahil tüm kıyafetlerimi çöpe attım. n'olur n'olmaz.
eğer isterseniz tur boyunca kullanabileceğiniz radyasyon seviyesini ölçen dosimeter kiralayabilirsiniz. radyasyon seviyesi, normalin üzerine çıktığında cihaz sürekli ötüyor. özellikle 4 no'lu reaktöre yani patlayan reaktöre yaklaştığımızda cihazlar deli gibi ötmeye başladı. bu kısım sinir bozucuydu cidden. bir de şöyle bir bilgi öğrendim; radyasyon belirli bölgelerde toplanabiliyor. yani durduğunuz yerde cihazı toprağa yaklaştırdığınızda 0.0020 iken, 2 adım atınca 0.00050 olabiliyor. (radyasyon ölçü birimi sievert) ya da bazı nesnelerde daha fazla olabiliyor. ama en çok topraklı bölgelerdeymiş.
tur kapsamında pripyat şehrini ziyaret ediyorsunuz. çok üzücü manzaralar var. yarım kalmış hayatlar ne demek anlayabiliyorsunuz şehirde. her şey terk edilmiş, yarım bırakılmış. kasvetli ve hüzünlü.
bir binaya ve eve girme şansımız oldu; neredeyse yıkılmış, dökülmüş bir odada tuşları kırık, çürümüş bir piyano vardı. en çok etkileyen manzaralardan biriydi.
turu alırken öğlen yemeği seçeneği olan turu almanızı tavsiye ederim. hala işleyen bir merkez var ve sanki orada çalışıyormuş da öğlen yemeği yiyormuşsunuz, sovyet zamanında yaşayan bir vatandaşmışsınız gibi garip bir his veriyor. sanırım ortamın, tabak, bardak ve çatalların 80'lerden kalmasından dolayı.
çok ilginç bir deneyimdi. tereddütlerim olsa da iyi ki katılmışım, gidip görmüşüm diyorum. (ve tabii iyi ki dolar 5 tl'yken gidebilmişim)
devamını gör...
hayatından boş arkadaşları çıkarta çıkarta hiçbir arkadaşının kalmaması
şu an farkına vardığım durum. tüm hayatıma zarar veren boş arkadaşlarımı çıkartıyorum ama hiç arkadaşım kalmadığını hissediyorum sizce doğru mu yapıyorum çok düşünüyorum bu konuyu.
devamını gör...
hemobilia
intrahepatik hepatik arter dalının bir safra kanalına kanaması sonucu oluşur.
klasik triadı bilier kolik, sarılık ve melena'dır.
perkütan transhepatik kolanjiyografi sonrası hepatik tümörler, hepatik abse ve koledokolitiazis diğer nedenler arasındadır.
klasik triadı bilier kolik, sarılık ve melena'dır.
perkütan transhepatik kolanjiyografi sonrası hepatik tümörler, hepatik abse ve koledokolitiazis diğer nedenler arasındadır.
devamını gör...
günaydın sözlük
bak, tavuklu pilav!

günaydın sözlük, günaydın diğerleri, günaydın hayatım.
amma uyumuşum ya?
şşşş, kalk çay koy bişi yap...

günaydın sözlük, günaydın diğerleri, günaydın hayatım.
amma uyumuşum ya?
şşşş, kalk çay koy bişi yap...
devamını gör...
içimizdeki şeytan
sabahattin ali' nin şaheser eseridir. insanın kendi iç dünyasıyla hesaplaşmasını çok güzel bir dille yazıya dökmüştür. okunması gereken başyapıtlardan bir tanesidir.
devamını gör...
yazarların başına gelen doğaüstü olaylar
bu başlıktaki tanımları okurken odadan küüt diye bir ses geldi. ne oluyor demeye kalmadı "annee" sesiyle fırladım tabi. boncuğum yatağından düşmüş, korkulu gözlerle bana bakıyor. hemen sakinleşti kucağına gelince. evet, onun kucağı. *
devamını gör...
kediler konuşabilse ilk söyleyecekleri sözler
beni eve tutsak etme , gökyüzünü görmek istiyorum .ozgürlüğümü geri ver
devamını gör...
4 haziran 2021'de erdoğan'ın açıklayacağı müjde
petrole, yola doyduk reis aman açıklama, aman kıskandırma şu doları bak kuduruyor şerefsiz!
devamını gör...
türkiye sadece mustafa kemal atatürk'ündür
mustafa kemal atatürk, kendisi bile böyle bir yaklaşım sergilememiş ,
' türkiye türk'lerindir' demiştir.
bu tür başlıklar, iyi niyetle de açılsa, kötü niyetlilerin eline malzeme vermekten başka bir işe yaramaz...
' türkiye türk'lerindir' demiştir.
bu tür başlıklar, iyi niyetle de açılsa, kötü niyetlilerin eline malzeme vermekten başka bir işe yaramaz...
devamını gör...
çoğu müslümanın dinini bilmemesi
islam dininin tanımı %98 oranında müslümanlar için= domuz eti yememek. geri kalan herşey için tövbe kapısı açık mömin kardeşlerime.
devamını gör...
bir zamanlar moda olan şimdi yüzüne bakmadığımız şeyler
sandalet.. çocukken ne giyerdim çorabın üstüne.
devamını gör...
kafa sözlük
yahu o değilde, lucifer'ı favoriledim ben. halen bunun şokunu yaşıyorum. tespit gibi tespittir. helal olsundur.
devamını gör...
sözlük yazarlarının yaşları
34 yaşındaki bir yazar olarak buraların aksakallısı olabilirim. beyaz sakal diyelim, "ak"ı sevmedim.
devamını gör...
sylvia plath
nefret ettiğim bir şey daha varsa, o da insanların kendinizi berbat hissettiğinizi bildikleri halde neşeyle hatırınızı sorup “iyiyim,” demenizi beklemeleridir.
sırça fanus, sylvia plath.
sırça fanus, sylvia plath.
devamını gör...
anavatanım kürdistan'dır
kürdistan bin yılı aşkındır kullanılan bir ad. nasıl ki türkler orta asyaya ana vatanım diyebiliyorsa bir kürt de kürdistan ana vatanım diyebilir, kendisi türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım da demiş zaten. kürdistan dendiğinde akla hemen "öyle bir yer yok ki" ya da "öyle bir devlet yok ki" tarzında şeyler geliyor. evet, kürdistan isminde bağımsız bir devlet yok. kürdistan isminde jeokültürel bir bölge var, orası da ortadoğunun belli yerlerini kapsıyor. bir moğolun yurdu nasıl moğolistan toprakları ise, bir türkün yurdu nasıl türkistan yani orta asya ise, bir afro-amerikalının yurdu nasıl özünde afrika ise, selahattin demirtaşın ana yurdu da kürdistandır. bunu söylemek bölücülük ya da teröristlik değildir. buna karşı çıkmak ise ayrımcılıktır. bu topraklarda 18 milyon kürt türkiye cumhuriyeti vatandaşı var. birbirimize saygı duyup uyum içinde yaşamayı öğrenmeliyiz.
devamını gör...
fuzûlî
mahlasının değişik bir hikayesi olan divan şairidir.
o dönemde fuzuli, başka bir mahlasla yazan ünlü bir şair olduğu için onun mahlasını çalan oldukça fazla insan varmış. tabii ki o zamanlar telif hakkı falan olmadığı için bir çare bulamamış bizim fuzuli de bu duruma. sonra ‘’fuzuli’’ mahlasını almaya karar vermiş. bu mahlasın anlamının ‘’gereksiz, boş iş’’ anlamına geldiğini bilen o ‘’mahlas hırsızı’’ şairler de artık bu bizim fuzuli’nin mahlasını çalmamaya karar vermişler.
oysa ki fuzuli, aynı zamanda ‘’faziletli, güzel’’ anlamına da geliyormuş.
o dönemde fuzuli, başka bir mahlasla yazan ünlü bir şair olduğu için onun mahlasını çalan oldukça fazla insan varmış. tabii ki o zamanlar telif hakkı falan olmadığı için bir çare bulamamış bizim fuzuli de bu duruma. sonra ‘’fuzuli’’ mahlasını almaya karar vermiş. bu mahlasın anlamının ‘’gereksiz, boş iş’’ anlamına geldiğini bilen o ‘’mahlas hırsızı’’ şairler de artık bu bizim fuzuli’nin mahlasını çalmamaya karar vermişler.
oysa ki fuzuli, aynı zamanda ‘’faziletli, güzel’’ anlamına da geliyormuş.
devamını gör...
nihat genç
dili herkese uzanan, ancak kendisine iki kelam edildiğinde ortalığı ayağa kaldıran ulusalcı.
sözde en muhalif odur. ancak akp'den çok chp'yi, iyi partiyi eleştirir.
sorsanız ağzından köpükler çıkarta çıkarta "çizgisini bozmayan tek kesim ulusalcılardır" der, ancak perinçek abisi adalet ve kalkınma partisi binasından çıkmazken ortalıklarda da pek yoktunuz nihat bey, nasıl yapacağız o işi ?
çizgiden bahis edecek son insan perinçek olabilir bu ülkede. işçi partisi ve perinçek'in bürünmediği kılıf, tatmadığı ideoloji kaldı mı yerkürede?
hayır insanda biraz utanma olur, daha düne kadar 100.000 imza bulamayan perinçek'in oylarını meral hanım, muharrem bey tamamlatmadı mı ? bir sorgulayın ya hu : " biz on yıllardır bir şeyler konuşuyoruz da, nasıl olur yüzbin imza dahi toplayacak bir tabanımız olmaz, bu insanlar neden bize kulak asmıyor " diye biraz kafa yorun...
sözde en muhalif odur. ancak akp'den çok chp'yi, iyi partiyi eleştirir.
sorsanız ağzından köpükler çıkarta çıkarta "çizgisini bozmayan tek kesim ulusalcılardır" der, ancak perinçek abisi adalet ve kalkınma partisi binasından çıkmazken ortalıklarda da pek yoktunuz nihat bey, nasıl yapacağız o işi ?
çizgiden bahis edecek son insan perinçek olabilir bu ülkede. işçi partisi ve perinçek'in bürünmediği kılıf, tatmadığı ideoloji kaldı mı yerkürede?
hayır insanda biraz utanma olur, daha düne kadar 100.000 imza bulamayan perinçek'in oylarını meral hanım, muharrem bey tamamlatmadı mı ? bir sorgulayın ya hu : " biz on yıllardır bir şeyler konuşuyoruz da, nasıl olur yüzbin imza dahi toplayacak bir tabanımız olmaz, bu insanlar neden bize kulak asmıyor " diye biraz kafa yorun...
devamını gör...


