kafa sözlük sineması gelişmeye devam ediyor. mellisho çok yakışıklı olmuş, görünce elimde olmayan sebeplerden ötürü çayı ekrana püskürttüm. filmin yoldaşı aşırı karizmatik göstermesi haricinde bir falsosu yok. ziyadesi ile güldürdü.

bu arada bir son dakika haberi vereyim. yoldaş yine sandalyeden düşmüş. yürüyemez haldeymiş. hastaneye kaldırmışlar ondan gelip yazamamış yoksa gelip sandalyeden düştüm diye yazardı, lakin fiziki şartları şu an buna elverişli değilmiş. kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
devamını gör...

sözleri nazım hikmet'in mavi liman adlı şiirine aittir. nazım hikmet moskova'da sürgündeyken yazmış, cem karaca da yıllar sonra almanya'da sürgün yıllarında şiiri besteleyip çıkarmış olduğu ikinci albümü die kanaken'a son parça olarak koymuş. bu şarkı dışında diğer bütün parçalar almanca olup almanya'daki göçmen işçiler konu edilmiştir.

cem karaca da nazım hikmet gibi aynı şeyleri yaşadığını hissettirir. son şarkı olması, alakasız bir albüme sıkıştırılmasının bir anlamı olduğunu düşünürüm. artık memleketine dönme umudunu tam manasıyla yitirmiş birinin elvedası gibi.

gerçeklemesini ummadığı şey gerçek olmuş albümden dört yıl sonra türkiye'ye dönebilmiştir. oh be adlı şarkısında da geçmiş sürgün yıllarına atıfta bulunur.
devamını gör...

victor hugo'nun izmir hakkında yazdığı şiirin adı.

izmir bir prensestir

"izmir bir prensestir çok güzel küçük şapkasıyla.
mutlu ilkbaharlar durmaksızın onun çağrısına yanıt verir.
nasıl vazo içindeki çiçekler gülümseyen günbatımı gibiyse,
o da denizler arasından ışıldar.
hatta arşipel' in yaratılışından çok daha tutkulu...."
vıctor hugo (la captıve)
devamını gör...

din ve inanç denen olgunun insan beynini ne kadar yıkayabileceğinin ispatı nitelikte. be beyinsiz, sana tecavüz eden adamdan da şikayetçi olma o zaman nede olsa allah zaten kaderini böyle yazdı değil mi? allah zaten önceden her şeyi biliyor değil mi, o zaman öldürürlen kadınların yada tecavüze uğrayan çocukların kaderini de biliyordu allah? senin o susuluktan ölmesin diye afrikada yardım etmeye çalıştığın çocukların kaderini böyle yazdı belki allah? bırak ölsünler o zaman kadere müdahale edip niye şirke giriyorsun?
işte siz atatürkü bu yüzden hak etmiyorsunuz. teba ile, kulluk ile kaderine razı gelip, boyun eğme ile doldurulan boş kafalara ne anlatabilirsin ki?
devamını gör...

ella fitzgerald & louis armstrong - ısn't this a lovely day
bu saatlerde giden en tatlı şarkılardan..

devamını gör...

bana kafayı yedirten durumdur. zaten yabancı biri tarafından dokunulmaktan nefret ettiğim gibi, bir de konuşmasıyla senkronize kah hızlı kah yavaş dürtmeler beni delirtmektedir.*
devamını gör...

olabildiğince şehirlere göç edilmeli(!)
kırsal kesim hayvanlara bırakılmalı(!)
herkez üniversite okuyup masa başı işi sahibi olmalı(!)
köyde bulunan evlenme çağındaki kızlar asla köyden evlenmemeli, şehirli eşi olmalı(!)
televizyonda yeni inşaat ve site reklamları arttırılıp insanlar şehirlerde yaşamaya özendirilmeli(!)
modern tarım aletleri derhal yok edilmeli(!)
tarımla ilgili kitaplar yakılıp yok edilmeli(!) tarımla ilgili üniversiteler hemen kapatılmalı(!)
köyden şehire göç etmeyenler idam edilmeli(!)
köylüler aşağılanmalı, insan yerine konmamalı(!)
ithalat şu anki durumun 1000 katına çıkarılmalı(!)
evinde küçücük saksı olan derhal yargılanmalı(!)
yurtta hiç toprak kalmıyacak şekilde üzerine beton dökülmeli(!)
yurtta son toprak parçası betonlaşana kadar mücadele edilmeli(!)

yukarıda belirtilenler yapılsın, 1 yılda rekor kırılır(!)
devamını gör...

belgeselde gördüğüm ve çok acayip bulduğum bir sürüngen türü. merak edip araştırdıktan sonra şunlara ulaştım.

boomslang olarak da bilinen dispholidus typus zehirli ağaç yılanları, sahra altı afrika'sına özgü bir tür. kısmen orantısız büyüklükteki gözleri ve erkeklerinde parlak açık yeşil, dişilerinde ise kahverengi deri bulunuyor.

bu yılan ömrünün çoğunu ağaçların üzerinde geçiriyor ve kertenkeleleri, kurbağaları, bukalemunları, fareleri ve kuşları avlayıp onlarla besleniyor. eğer yutamayacağı büyüklükte bir şeyle karşılaşırsa, oradan o kadar hızlı uzaklaşıyor ki, genellikle yutamayacağı o hayvanın, yılanın orada olduğundan haberi bile olmuyor. ayrıca bu tür, yılanlar dünyasının "kedisi" denebilir, çünkü genellikle kuşların korunaklı yuvalarının etrafında dolanıyor ve kış uykusuna yatması gerektiği zaman bu kuşların yuvalarının içine kıvrılıveriyor. son derece utangaç ve saldırgan olmayan bir tür. bu saldırgan olmayan eğilimleri bir yana, bu yılanlardan biri tarafından ısırılmak inanılmaz ama inanılmaz şansız olduğunuz anlamına geliyor.

çünkü zehrinin asıl etkisi pıhtılaşma önleyici yapısında gizli. zehir bir tür hemotoksin yani kırmızı kan hücrelerini öldürüyor, kan pıhtısını azaltıyor ve organlarla dokuların bozulmasına neden oluyor.

hatta kan bulabildiği bir delikten sızmaya çalışıyor. bu delikler arasında damağımızdaki delikler, burun delikleri hatta derimizdeki ufacık kesikler bile yer alıyor. bu yılan tarafından sokulmanız halinde vücudunuzun her yerinden oluk oluk kan akabilir.

yeşil erkek ve dişi kahverengi:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ülkedeki zeka seviyesini düşüren uygulama.
devamını gör...

olay gerçekten üzücü ama bu olayı kadınlara yapılan şiddetle karşılaştırmak oldukça anlamsız ve kötü niyetli. 100 erkekten biri böyle bir şeye denk geliyorsa 10 kadından biri (istatistiğe bakmadım daha yüksektir muhtemelen) şiddet görüyor. üstelik kadınlara fiziksel şiddet uygulanması toplumumuzda ne yazıkki alışılagelmiş bir olay. her gün kaç tane kadının partnerleri tarafından öldürüldüğü de biliyoruz. hal böyleyken hala erkeğe şiddet demek ise pek doğru bir davranış değil.
devamını gör...

iyice soğuk biri oldun
devamını gör...

hala minibüste tek kalınca sürekli sağa sola dikkatlice bakındığım, rehberimde birini aramak için telefonumu hazırda bekletmemin nedenidir.
katilin/lerin cehennemde yanıyordur, sen rahat uyu.
devamını gör...

nerede bir karpuz görsem cezalandırmak istiyorum, tutamıyorum kendimi.
devamını gör...

ve hala okulları açma derdine düşen malum yönetim ve özel eğitim kurumları.

her şey para zaten sizler için.
devamını gör...

birinci dünya savaşı başlayınca ingiliz'ler, güney afrika'da zorunlu yada gönüllü asker toplamışlar.
osmanlı devleti tarafından, güney afrika'ya gönderilen islam alimi ebubekir efendi'nin, ingiliz eşinden olan torunları ise, türkiye'ye gelip gönüllü olmuşlardır.
fuat ataullah, çanakkale savaşı'nda savaşmıştır.
abisi ebubekir rüştü atala ise, ırak'ta kut'ül amare savaşı'nda savaşmıştır.
devamını gör...

buz üzerinde demlik çarpıştırmaca oyunu. kayarak gelen oyuncu kendi demliğini çarptırmak sureti ile diğer demlikleri uzaklaştırıp kırmızı hedefe kendi demliğini kondurmaya çalışır. demlik atanın kankaları araba süpürgesiyle buzu fırçalayıp demliğin hızı arttırır veya azaltır. türkiye curling federasyonu oyundan bir kesit
devamını gör...

sanat eserlerinden bağımsız bir sanat kavramı var mıdır sorusunu sormayı zorunlu kılan soru. yapılan her tanıma yönelik tanımın kapsamına uymayan bir sanat eseri örneği verebileceği için (sağolsun avangartlar) sanat nedir sorusunun "bir şey ne zaman sanat eseridir?" sorusundan itibaren şekillenen hayli analitik bir yanıtı var. (ben demiyorum, sanat teorisyenleri diyor)

"x bir sanat eseridir ancak ve ancak;
-malzemeye biçim vermek suretiyle x’i ortaya çıkartan bir fail (insan) varsa
-x, bir tavır ya da bakış açısı ortaya koyuyorsa
-x’te retorik (genellikle metaforik) eksiltmeler varsa
-bu eksiltme ve boşlukların doldurulması - yorumlanması konusunda izleyici katılımına gereksinim duyuyorsa
-x’i yorumlarken sanat tarihsel bağlama gereksinim duyuluyorsa." (noel carroll)

bu durumda tanıma uyan sanat yapıtı - sanatçı - izleyici üçgenin oluşturduğu organizasyona sanat denebilir.
devamını gör...

nick seçimi konusunda gülümseten yazar ancak nickinini tanımlamaktan çok söylemek istediğim başka şeyler var.
ben henüz sözlüğe yeni üye olmuşken, nickaltı başlığımı açan, yazdıklarımı değer verip okuyan, yazma konusunda motive eden inanılmaz tatlı ve enerji dolu bir insan. öyle sıcak biri ki onunla konuşurken kendinizi eski bir dostunuzla sohbet ediyor gibi hissediyorsunuz. hep buralarda olmasını diliyorum.*
devamını gör...

türkiye kültürüne işlemiş bir element olan bakır'ın kullanıldığı tüm şehirlerin eski çarşısının bir yanının ait olduğu
çarşıdır.
trabzon' da çarşının denize doğru bakan bir sokağında sağlı sollu dükkanlardan ibaret olan çarşının adıdır.
çocukluğumda çekiç seslerinden yıkılırdı.
şimdi aksesuar olarak kullanılabilecek eşyaların satıldığı,
bakırların kalaylandığı bir çarşı olarak hizmet vermektedir.
zamanında bakır ustalığı yapanlar da geçinebilmek için istanbul'a gitmek zorunda kaldılar.
çarşının içinde, eskiden kalan restore edilip yöresel sanatların eğitimi için kullanılan alacahan halk eğitim merkezi bulunmaktadır. alacan'ın önünde dev bakır ibrik ve dev bakır kazan bulunmaktadır.
devamını gör...

başlık açmak üzere arama yapıldığında yalnızca “ukde bırakıldı” yazmakta. bunun yerine ukdeyi bırakan kullanıcının mahlasının da yazması iyi olacaktır. böylece kişi ukde bırakıldığının farkına vararak doldurduğu başlıkta, ukdeyi bırakanı da anacaktır. yoksa 93 sayfalık ukde listesinde o ukdeyi arayıp kimin bıraktığını bulmakla uğraşmaz ayrıca bulamayabilir de.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu sözlük kütüphanesi online yazarlar kulüpler yazarak kitap kazan puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim