almanca hocalarının sinirli olması
aslında sinirli değiller almanca insanı sinirli gösteren bir dildir.
(bkz: alternatif tıp gibi tanım girmek)
(bkz: alternatif tıp gibi tanım girmek)
devamını gör...
david garrett
bir saniyede 13 nota basarak adını dünyanın en hızlı keman çalan insanı olarak guinness rekorlar kitabına yazdıran, 1980 doğumlu ve dünyanın en önemli keman virtüözlerinden hatta dahilerinden biri olarak gösterilen alman keman virtüözüdür.
her ne kadar bazı kaynaklar tarafından üstün alman teknolojisiyle donatılmış olduğu rivayet edilse de*, bir konseri sırasında 1 milyon dolara satın aldığı guadagnini kemanını, müzik tarihine "guadagnini kazası" olarak geçmiş olan bir sahne kazası sonucu kırabilecek kadar da sakardır.
önemsiz bir ayrıntı ama hakkında yapılan yorumlardan edindiğim bilgiye ve şahsi fikrime göre, kendisi aynı zamanda dünyanın en yakışıklı keman virtüözü olma ünvanını da elinde bulundurmaktadır.
enfes bir sahne performansı için buyrun.
her ne kadar bazı kaynaklar tarafından üstün alman teknolojisiyle donatılmış olduğu rivayet edilse de*, bir konseri sırasında 1 milyon dolara satın aldığı guadagnini kemanını, müzik tarihine "guadagnini kazası" olarak geçmiş olan bir sahne kazası sonucu kırabilecek kadar da sakardır.
önemsiz bir ayrıntı ama hakkında yapılan yorumlardan edindiğim bilgiye ve şahsi fikrime göre, kendisi aynı zamanda dünyanın en yakışıklı keman virtüözü olma ünvanını da elinde bulundurmaktadır.
enfes bir sahne performansı için buyrun.
devamını gör...
3 yaşındaki çocuğa tecavüz ettiğini canlı yayında söyleyen mahluk
twitter.com/solcugazete/sta... geleceğimizden ümidimizi kesmeye başlıyoruz artık. bunları yetiştiren zihniyetle savaşmak gerekiyor. ayıptır zulümdür günahtır.
devamını gör...
altıncı koğuş
düşünen bir insan olgunluğa eriştiğinde ve tam bir bilinç kazandığında kendini istençsiz olarak sanki çıkışı olmayan bir tuzağın içindeymiş gibi hisseder.
devamını gör...
yazarların hatırladığı ilk hayal kırıklığı
psikolojik danışmanınız ayağınıza geldi. çocukluğunuza inelim bakalım. yaşadığınız ilk hayal kırıklığınız neydi?
benim ilk hatırlatığım 4 5 yaşlarında kapımıza siyah bir süs köpeği gelmişti. o yaşta bir kız çocuğu nasıl sever bilmiyorum ama ben bütün tokalarımı tüylerine takıp akşama kadar oynamıştım. gitmez sandım heralde tokaları çıkarmadım gece. sabah bir uyandım köpek gitmiş.. tokalarımla...
benim ilk hatırlatığım 4 5 yaşlarında kapımıza siyah bir süs köpeği gelmişti. o yaşta bir kız çocuğu nasıl sever bilmiyorum ama ben bütün tokalarımı tüylerine takıp akşama kadar oynamıştım. gitmez sandım heralde tokaları çıkarmadım gece. sabah bir uyandım köpek gitmiş.. tokalarımla...
devamını gör...
bir kadının sözlük yazarı olma nedeni
şovenist başlığa rağmen şunu diyebilirim;
ben kadın bir yazarım.
instagramda hikaye paylaşıyorum
uluslararası bir felsefe dergisinde yazarlık yapıyorum,
arkadaşlarımla dağıtmaya eğlenmeye çıkıyorum
ikinci üniversitemi okuyorum
akademik kariyer planlıyorum
yemek yapmayı çok seviyorum
aptalca erkek muhabbetlerini de
ve bilgilerimi paylaşmayı da sevdiğim ve eğlenceli bulduğum için sözlükte yazıyorum.
yani ben bir kadınım ve ne istersem onu yapıyorum.
ben kadın bir yazarım.
instagramda hikaye paylaşıyorum
uluslararası bir felsefe dergisinde yazarlık yapıyorum,
arkadaşlarımla dağıtmaya eğlenmeye çıkıyorum
ikinci üniversitemi okuyorum
akademik kariyer planlıyorum
yemek yapmayı çok seviyorum
aptalca erkek muhabbetlerini de
ve bilgilerimi paylaşmayı da sevdiğim ve eğlenceli bulduğum için sözlükte yazıyorum.
yani ben bir kadınım ve ne istersem onu yapıyorum.
devamını gör...
pame radyo yayını
2017 yazında mersin’de bir kamptayız. cumaya gitmek isteyenler için kamp alanına çektiler bir otobüs, biz de az buçuk imanlılar olarak toplandık cumaya gittik. daha ezan okunmamış, hoca vaaz veriyor: “derler ki bir şeyi yüz seksen kez tekrar edersen güzelliğini yitirir.”*
evet, pame hakkında haftalarca ve peş peşe tanım girdikten sonra beni durduran, bu sözün zihnimde yarattığı düşünce oldu. kendimi acaba bu güzelliğe bir halel mi getiriyorum diye sorarken buldum. belki abartı gelebilir kimine ancak yazdıkça yazdıklarımın değeri azalır düşüncesinden kurtulamadım.
her neyse. içerdeyiz, daima.
evet, pame hakkında haftalarca ve peş peşe tanım girdikten sonra beni durduran, bu sözün zihnimde yarattığı düşünce oldu. kendimi acaba bu güzelliğe bir halel mi getiriyorum diye sorarken buldum. belki abartı gelebilir kimine ancak yazdıkça yazdıklarımın değeri azalır düşüncesinden kurtulamadım.
her neyse. içerdeyiz, daima.
devamını gör...
günün karikatürü
bu karikatür ramazan ayı temalı karikatürlerinin içinde en sevdiklerimden biri. hem günün anlamına uygun olduğu hem de içimden bir ses sevgili balkoninsani'ını gülümset dediği için bugünün karikatürünü ona göndermek istiyorum.
peki siz iftarı nasıl açıyorsunuz?*
peki siz iftarı nasıl açıyorsunuz?*

devamını gör...
başkası adına utanmak
bazı başlıkları gördüğümde hissettiğim şey.
devamını gör...
güne bir kedi bırak
bir fotoğraftan daha fazlasını paylaşmak istediğim başlıktır. besleme bölgemde baktığım minik bir kız çocuğunun hikayesi bu. bety'nin hikayesi. bety çok güçlü bir kız çocuğu. o bir sokak canıydı. bugün benim iki oğlumun, biricik kız kardeşi oldu. benimse savaşçı, yaralı, ürkek ama yılmayan koca yürekli minnak kızım.. . hiç yılmadı, hiç vazgeçmedi. en kötü günümüzde bile oyun oynama ve beni sevin hallerindeydi. biz ondan umudumuzu kestik. ama o umudunu hiç kaybetmedi. bu hikaye bety'nin zaferiyle sonuçlanacak. lütfen iyi dilek ve dualarınızı esirgemeyin.

yoğun kar yağışı olduğu bir gün aldım yine mamalarımı tıngır mıngır başladım sahil bandında besleme yapmaya. sisli, karlı çok soğuk bir gündü. ilk görselden bir iki gün sonraydı bu bahsettiğim gün. (ilk görselde gri minnak bety) rutinimi devam ederken bir yandan mamalarımı veriyor bir yandan oralarını buralarını mıncırıyordum. (acık canlı severim ben. hele evdekilerin vay haline kollarını bacaklarını ısırır. totişlerini mıncırırım.) derken bety kızı gördüm uzaktan. boylu boyunca uzanmıştı karlara. koştum aldım kucağıma yarı baygındı. o günü o korkuyu anlatamam. hemen canım veterinerim, kıymetli abimi (bugün aramızda değil malesef.) aradım hemen gelip beni aldı. ilk teşhis ciğerlerini üşütmüş şeklindeydi. tedaviye başladık. bir iki hafta tedavisini sürdürüp sonra sahiplendirmeye karar verdik kendisini.

bir kaç gün içinde vücudunda hızla büyüyen kitleler fark ettik. henüz üç hafta olmamıştı ki göbeği artık yerleri süpürüyordu, yaralar açılıyordu göbeğinde yaraları iltihap yapıyordu. ne yaparsak yapalım ağrısını dindiremiyor, büyümeyi engelleyemiyorduk. 2 ayımız bu şekilde geçti. artık gün sayıyorduk. ölecek diye başında bekliyor, göz yaşımızı tutamıyorduk hasan abiyle. kliniğe yatıralım senin elinde ölmesin o acıyı bir kere daha yaşama dedi. (daha öncede kazalı çenesi kırık bir canımızı 4 ay tedavi etmiş sonra aniden bir gece kaybetmiştik ve bu bizi mahvetmişti.) onun psikolojisi ve iyileşme süreci için yanımda kalmasının daha doğru olduğuna karar verdik sonra. klinikte yalnız kaldığında strese girecek ve belki hastalık daha hızlı ilerleyecekti.

bir gece rutin kontrollünde bezelerin yumuşamış olduğunu fark ettim. hemen aradım hasan abiyi sevinçle karşıladı sabah koşa koşa gittik kontrole. ve mucize küçülmeye başlamıştı bezeler. bir hafta sonra asıl mucizemizi verdi abimiz. böyle giderse bayramda ameliyatımızı olacak sağlığımıza kavuşacağız diye. ameliyat gününü erteleme kararı aldım. şehir değiştireceğim abi yeğenimin nikahı var ben yokken ameliyatlı ameliyatlı kalmasın evde tek başına kuzucuk 2 hafta sonra yapalım ameliyatı dedim. olur olur hem bezeleri küçülür hem biraz daha hazır olur ameliyata dedi. zaten son sözleri bunlar oldu o hafta hasan abiyi kaybettik. bety'nin umudu, ilçemizin sokak canlarımızın babasını uğurladık böylece. bety hala ameliyat olmadı. ama durumu pek iyi. 1 haftalık ayrılık sonrası yarın kavuşuyorum yavruma. eğer hasan abimiz olsaydı c.tesi günü ameliyatını olacaktı. yine olacak tabi onu emanet edebileceğim birini bulduğumda. seni hiç unutmayacağız yüreği kocaman sokak çocuklarımızın şefkatli babası. özlemle...




yoğun kar yağışı olduğu bir gün aldım yine mamalarımı tıngır mıngır başladım sahil bandında besleme yapmaya. sisli, karlı çok soğuk bir gündü. ilk görselden bir iki gün sonraydı bu bahsettiğim gün. (ilk görselde gri minnak bety) rutinimi devam ederken bir yandan mamalarımı veriyor bir yandan oralarını buralarını mıncırıyordum. (acık canlı severim ben. hele evdekilerin vay haline kollarını bacaklarını ısırır. totişlerini mıncırırım.) derken bety kızı gördüm uzaktan. boylu boyunca uzanmıştı karlara. koştum aldım kucağıma yarı baygındı. o günü o korkuyu anlatamam. hemen canım veterinerim, kıymetli abimi (bugün aramızda değil malesef.) aradım hemen gelip beni aldı. ilk teşhis ciğerlerini üşütmüş şeklindeydi. tedaviye başladık. bir iki hafta tedavisini sürdürüp sonra sahiplendirmeye karar verdik kendisini.

bir kaç gün içinde vücudunda hızla büyüyen kitleler fark ettik. henüz üç hafta olmamıştı ki göbeği artık yerleri süpürüyordu, yaralar açılıyordu göbeğinde yaraları iltihap yapıyordu. ne yaparsak yapalım ağrısını dindiremiyor, büyümeyi engelleyemiyorduk. 2 ayımız bu şekilde geçti. artık gün sayıyorduk. ölecek diye başında bekliyor, göz yaşımızı tutamıyorduk hasan abiyle. kliniğe yatıralım senin elinde ölmesin o acıyı bir kere daha yaşama dedi. (daha öncede kazalı çenesi kırık bir canımızı 4 ay tedavi etmiş sonra aniden bir gece kaybetmiştik ve bu bizi mahvetmişti.) onun psikolojisi ve iyileşme süreci için yanımda kalmasının daha doğru olduğuna karar verdik sonra. klinikte yalnız kaldığında strese girecek ve belki hastalık daha hızlı ilerleyecekti.

bir gece rutin kontrollünde bezelerin yumuşamış olduğunu fark ettim. hemen aradım hasan abiyi sevinçle karşıladı sabah koşa koşa gittik kontrole. ve mucize küçülmeye başlamıştı bezeler. bir hafta sonra asıl mucizemizi verdi abimiz. böyle giderse bayramda ameliyatımızı olacak sağlığımıza kavuşacağız diye. ameliyat gününü erteleme kararı aldım. şehir değiştireceğim abi yeğenimin nikahı var ben yokken ameliyatlı ameliyatlı kalmasın evde tek başına kuzucuk 2 hafta sonra yapalım ameliyatı dedim. olur olur hem bezeleri küçülür hem biraz daha hazır olur ameliyata dedi. zaten son sözleri bunlar oldu o hafta hasan abiyi kaybettik. bety'nin umudu, ilçemizin sokak canlarımızın babasını uğurladık böylece. bety hala ameliyat olmadı. ama durumu pek iyi. 1 haftalık ayrılık sonrası yarın kavuşuyorum yavruma. eğer hasan abimiz olsaydı c.tesi günü ameliyatını olacaktı. yine olacak tabi onu emanet edebileceğim birini bulduğumda. seni hiç unutmayacağız yüreği kocaman sokak çocuklarımızın şefkatli babası. özlemle...




devamını gör...
şahsenem
asıl adı shohsanam qilicheva olan, eskilerden bir türk popçu ablamız. özbek asıllı kendileri, 68'li zat-ı alileri ancak kuşağından mı bilinmez. ***
o bu gece gelecek şarkısı hittir, ukte sahibi the dark knight'tır.
o bu gece gelecek şarkısı hittir, ukte sahibi the dark knight'tır.
devamını gör...
marie curie
kendisine saygımın sonsuz olduğu bilim insanıdır. ama ölüm sebebi her defasında elimi alnıma vurmama sebep olur. bilmeyenler için; cebinde radyoaktif madde taşıdığı için maruz kaldığı radyasyon onu öldürmüştür. oysa biraz daha yaşasa kim bilir bilim dünyasına ne katkıları olurdu. onun gibi biri böylesine bir ihmalde nasıl bulundu aklım almıyor.
devamını gör...
birçok konuda eksik olunduğunu fark etmek
insan zaten ben tamamım dediği zaman gaflete düşüp kendi gelişimini kendi bitirmiş demektir.
devamını gör...
erkeklerin göğüs kıllarını göstermekten zevk alması
osmanlı döneminde kabadayı raconunun bir parçasıydı. hatta bir tutam kıl bırakıp gerisini traş eder, onun da uçlarına boncuk takarlarmış. (bkz: göğüs perçemi)

devamını gör...
erkekleri itici yapan detaylar
erkek olmaları. suratlarında kıl çıkması. kaba ayı gibi cinsiz biz erkekler.
devamını gör...
tadını hiç bilmediğin bir şeyi canının çekmesi
hayatımda hiç sigara içmedim.
kokusundan nefret ederim, içilen ortamda bile bulunamam. ama bazen hangi ruh halime denk geliyor bilmiyorum anlık can çekmesi oluyor.
o an elime tutuştursalar redderim ama yine de hem tadını bilmeyip hem konusundan tiksinip hem de canının çekmesi garip bir çelişki.
kokusundan nefret ederim, içilen ortamda bile bulunamam. ama bazen hangi ruh halime denk geliyor bilmiyorum anlık can çekmesi oluyor.
o an elime tutuştursalar redderim ama yine de hem tadını bilmeyip hem konusundan tiksinip hem de canının çekmesi garip bir çelişki.
devamını gör...
bütün zamanların en geçersiz bahanesi
trafik vardı ondan geç kaldım.
devamını gör...
akit tv sunucusunun uğur şahin'in türkçesiyle dalga geçmesi
akıl kapasitesiyle doğru orantılı bir yorumdur.
devamını gör...