thedansözkiller
daha çok artı tanrıçası. ara ara da olsa illa artısını görüyorum. teşekkür ederim klavyesine kuvvet.
devamını gör...
suudi arabistan'da ezanın sesinin kısılması
arkadaşlar herşeyin fazlası zarar.
ben hristiyanım, bana saygı duyacaksın diyip, kafanın dibinde kulak zarını patlacırsanıza çan çalsam, saygısızlığı yapan kim olur merak ediyorum
kulağınızı patlatan ben mi , masum masum evinizde oturan siz mi
birde her cami aynı değil, insan gibi açıyor çoğu, bunda bir problem yok ama bazıları yan ilçedeki cami sesini basıtırcasına açıyor, birde dünyanın en kötü hoparlörünü kullanıyorlar.
o kadar kötü kü, allah yeni bir vahiy gönderip , kullarıma bunu yapmayın diyecek
ben hristiyanım, bana saygı duyacaksın diyip, kafanın dibinde kulak zarını patlacırsanıza çan çalsam, saygısızlığı yapan kim olur merak ediyorum
kulağınızı patlatan ben mi , masum masum evinizde oturan siz mi
birde her cami aynı değil, insan gibi açıyor çoğu, bunda bir problem yok ama bazıları yan ilçedeki cami sesini basıtırcasına açıyor, birde dünyanın en kötü hoparlörünü kullanıyorlar.
o kadar kötü kü, allah yeni bir vahiy gönderip , kullarıma bunu yapmayın diyecek
devamını gör...
intihar
kişinin kendi hayatına son vermesi eylemi. hakkındaki tarihi görüşler hayli ilginçtir.
intihar tartışmalı bir konu olduğundan, greko-roman dünyasının hemen hemen bütün okullarında tartışılırdı. her düşünce okulu konu hakkında kendi yaklaşımını geliştirmiştir. örneğin stoizm'de, intihara daima bir özgür irade meselesi olarak yaklaşılmıştır. nihayetinde çoğu yunan intiharı kahramanca bir hareket olarak görmüştür. kişinin kendi seçimiyle ölmesinde bir büyüleyicilik vardır.
bir başka yaygın görüş de, intiharın yalnızca tanrılar tarafından söylendiği takdirde ahlaki olarak kabul edilebilir oluşudur. tanrısı tarafından hayatına son verebileceği söylenen insan, hayattaki görevini ve amacını yerine getirmiştir, kendi dileğinin de doğrultusunda huzurlu bir ölüme layık görülür, öteki hayatta cezalandırılmaz. sokrates bu duruşun büyük bir destekçisi ve örneğidir.
bunu örneklemek gerekirse, pratikte sokrates de bu şekilde intihar etmiştir. intihardan bu şekilde bahseder: "tanrı'nın aidiyetlerinden birisi olan insan, tanrı buyurana dek kendisini öldürmemelidir." kendisinin de dediği gibi, sokrates tanrı direktifi olmadığı sürece intiharı yanlış olarak değerlendirmiş, intihar etme eyleminin kişiyi lanetlediğini düşünmüştür. sokrates yönetim tarafından ölümle cezalandırılmış olsa bile, reddetme ve kaçma şansı ve imkanı mevcuttu. zehri içmeyi kendisi seçmiştir. bunun sebebi o zamanlarda mevcut olan ve sokrates'in de tabii olduğu, yönetimin tanrıların sesi olduğu inancıdır.
intihar tartışmalı bir konu olduğundan, greko-roman dünyasının hemen hemen bütün okullarında tartışılırdı. her düşünce okulu konu hakkında kendi yaklaşımını geliştirmiştir. örneğin stoizm'de, intihara daima bir özgür irade meselesi olarak yaklaşılmıştır. nihayetinde çoğu yunan intiharı kahramanca bir hareket olarak görmüştür. kişinin kendi seçimiyle ölmesinde bir büyüleyicilik vardır.
bir başka yaygın görüş de, intiharın yalnızca tanrılar tarafından söylendiği takdirde ahlaki olarak kabul edilebilir oluşudur. tanrısı tarafından hayatına son verebileceği söylenen insan, hayattaki görevini ve amacını yerine getirmiştir, kendi dileğinin de doğrultusunda huzurlu bir ölüme layık görülür, öteki hayatta cezalandırılmaz. sokrates bu duruşun büyük bir destekçisi ve örneğidir.
bunu örneklemek gerekirse, pratikte sokrates de bu şekilde intihar etmiştir. intihardan bu şekilde bahseder: "tanrı'nın aidiyetlerinden birisi olan insan, tanrı buyurana dek kendisini öldürmemelidir." kendisinin de dediği gibi, sokrates tanrı direktifi olmadığı sürece intiharı yanlış olarak değerlendirmiş, intihar etme eyleminin kişiyi lanetlediğini düşünmüştür. sokrates yönetim tarafından ölümle cezalandırılmış olsa bile, reddetme ve kaçma şansı ve imkanı mevcuttu. zehri içmeyi kendisi seçmiştir. bunun sebebi o zamanlarda mevcut olan ve sokrates'in de tabii olduğu, yönetimin tanrıların sesi olduğu inancıdır.
devamını gör...
türkiye'nin gençleri harcaması
masum zihinler olarak gördükleri için harcaması kolay geldiği için gerçekleştirilen boktan eylemdir. sadece türkiyede değil dünyanın hemen hemen her yerinde gençleri harcamak üzerine kurulu bir düzen vardır.
devamını gör...
albert camus
yabancı kitabıyla tanıdığım yazar.okumanızı öneririm.
devamını gör...
normal sözlük erkeklerinin aşırı kaba ve kırıcı olmaları
genel olarak insanlık olarak kaba ve kırıcıyız ama buradaki çoğu insanın öyle olmadığını düşünüyorum.
devamını gör...
psyche revived by cupid's kiss
italyan heykeltraş antonio canova'nın 1793'te tamamladığı heykel.

heykel, aşk tanrısı cupid (eros) ve kral kızı psyche'nin aşk hikayesinden bir sahneyi anlatıyor. cupid ''aşk'', psyche ise ''ruh'' anlamına geliyor.
cupid'in annesi güzellik tanrıçası venüs, dillere destan güzelliği sebebiyle psyche'i kıskanmaktadır ve ona bir çok zor iş yaptırır. son olarak psyche'den yeraltı dünyasından içinde güzellik iksiri bulunan bir şişe getirmesini ister ama bu şişeyi açmasını yasaklar. psyche meraktan şişeyi açtığında ise çıkan dumanları soluyarak ölüm uykusuna dalar. heykeltraşın çizdiği bu sahnede, cupid psyche'i uykusundan uyandırıyor ve psyche kendini cupid'in kollarına bırakıyor.
bu sahneden sonra iki aşık artık usanıp kavuşabilmek için zeus'a başvurur. ölümlü psyche ölümsüzlük iksirini içer, böylece aşk ve ruh sonunda birbirine kavuşur.
eser, neoklasik heykel sanatının en başarılı örneklerinden. louvre müzesi'nde sergileniyor.

eros ve psyche'nin hikayesi için buradan
kaynak

heykel, aşk tanrısı cupid (eros) ve kral kızı psyche'nin aşk hikayesinden bir sahneyi anlatıyor. cupid ''aşk'', psyche ise ''ruh'' anlamına geliyor.
cupid'in annesi güzellik tanrıçası venüs, dillere destan güzelliği sebebiyle psyche'i kıskanmaktadır ve ona bir çok zor iş yaptırır. son olarak psyche'den yeraltı dünyasından içinde güzellik iksiri bulunan bir şişe getirmesini ister ama bu şişeyi açmasını yasaklar. psyche meraktan şişeyi açtığında ise çıkan dumanları soluyarak ölüm uykusuna dalar. heykeltraşın çizdiği bu sahnede, cupid psyche'i uykusundan uyandırıyor ve psyche kendini cupid'in kollarına bırakıyor.
bu sahneden sonra iki aşık artık usanıp kavuşabilmek için zeus'a başvurur. ölümlü psyche ölümsüzlük iksirini içer, böylece aşk ve ruh sonunda birbirine kavuşur.
eser, neoklasik heykel sanatının en başarılı örneklerinden. louvre müzesi'nde sergileniyor.

eros ve psyche'nin hikayesi için buradan
kaynak
devamını gör...
benjamin olarak moderasyon adına yazarlara son uyarı
anladığım kadarıyla benjamini kaçırıp, ağzından tehditle doğru veya yanlış laf almaya çalışan biri açtı bu başlığı. gangsterlik bitmedi mi diye düşündürdü...
devamını gör...
internetsiz yaşamak
ara ara detoks niyetine yapılması gereken eylem. birkaç gün uzaklaşın komple, ölmezsiniz korkmayın.
devamını gör...
4 ocak 2021 boğaziçi üniversitesi protestosu
yarın da devam edecek protesto.
devamını gör...
pame radyo yayını
teşekkür ediyorum. şu an kendimi hissettiğim ortam şöyle

görsel: it's wonderful life (1946)
kaynak:buradan

görsel: it's wonderful life (1946)
kaynak:buradan
devamını gör...
yazarların en son okuduğu kitap
dostoyevski - yeraltından notlar.
devamını gör...
insan öldürmek
maide süresinin 32.ayetinde “kim bir canı, başka bir cana ya da yeryüzünde fesat çıkarmasına karşılık olmaksızın öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur.” ayetine konu olan büyük günah.
devamını gör...
zeki insanların ortak özellikleri
şunu kesin düşünmüş olmaları;
-abi şimdi sen kırmızıyı kırmızı görüyorsun bende öyle ikimizde domatese kırmızı diyoruz ya
-evet
-yani ya sen domatesi sarı görüyorsan ve sarıyı kırmızı diye biliyorsan ve bende domatesi mavi görüyorsam ve bunu kırmızı diye biliyorsam ya böyle bişi varsa?
-senin kırmızınla benimki farklımıdır yani
-olamaz mı nasıl kanıtlayabiliriz ki renkleri aynı şekilde algıladığımızı?
-canım şimdi bunların dalga boyu falan var
-ya olsun abi kırmızı ikimize görede aynı şeydir ona amenna ama aynı şekilde mi algılıyoruz yoksa farklı mı bunu çözemiyorum.
-lsd mi kullandın sen?
-yok kafam temiz gayet sadece bi huylandım kendi içimde.
-ilginç, kanıtlayacak bir yol bulursan banada haber et mutlaka.
-elbette.
-abi şimdi sen kırmızıyı kırmızı görüyorsun bende öyle ikimizde domatese kırmızı diyoruz ya
-evet
-yani ya sen domatesi sarı görüyorsan ve sarıyı kırmızı diye biliyorsan ve bende domatesi mavi görüyorsam ve bunu kırmızı diye biliyorsam ya böyle bişi varsa?
-senin kırmızınla benimki farklımıdır yani
-olamaz mı nasıl kanıtlayabiliriz ki renkleri aynı şekilde algıladığımızı?
-canım şimdi bunların dalga boyu falan var
-ya olsun abi kırmızı ikimize görede aynı şeydir ona amenna ama aynı şekilde mi algılıyoruz yoksa farklı mı bunu çözemiyorum.
-lsd mi kullandın sen?
-yok kafam temiz gayet sadece bi huylandım kendi içimde.
-ilginç, kanıtlayacak bir yol bulursan banada haber et mutlaka.
-elbette.
devamını gör...
kitap alıntıları
''türk neslinden bir güzel kız beni kendi isteğimle ölüme doğru götürmektedir. o kızın kendi fettan, gözleri de öldürücüdür. zaten türk'ün öldürücülüğü meşhur değil midir? bu kızın kardeşinin kılıcı ne kadar keskin ve öldürücü ise de bu hususta onun gözü erkek kardeşinin kılıcından daha keskindir. kardeşi aldığı esirleri azad ederse de bunun esirleri azad kabul etmez. kardeşi bazı insanların kanını dökerse de, bu, herkesin kanını dökmektedir...''
ural altay mitolojisinde arketipler ve semboller
ural altay mitolojisinde arketipler ve semboller
devamını gör...
sohbeti bitiren cümleler
hmmmmm.
devamını gör...
süper baba
1993 - 1997 yılları arası atv ekranlarında yayımlanan aile dizisi. başrollerde şevket altuğ, sümer tilmaç, jülide kural, şevval sam ve bennu yıldırımlar'ın yer aldığı ekranların en beğenilen ve uzun soluklu dizilerindendir. bu diziyle alakalı o kadar çok anım var ki bazen izleyip duygulanıyorum çocukluğum saklı o tarihlerde. *
devamını gör...
hata üzerine hata yapmak
hata üzerine yanlış yapmak diye düzenlemek istediğim başlık. ilk yapılan hata, ikinci yapılan yanlış, üçüncüsü ise tercihdir felsefesine inanan biri olarak iki veya daha fazlasının kişinin kendi isteğiyle gerçekleştiğini düşündüğüm olay örgüleri.
devamını gör...
yazılı olmayan kurallar
sözlük yönetimi her zaman haklıdır.
devamını gör...
retorik soru
kavramları bilmek çok önemli. eğer kırmızı renginin bir adı olmasaydı kırmızı bir araba hala kırmızı olacaktı ama biz bunu dillendiremeyeceğimiz için üzerine konuşup da kafa yoramayacaktık.
retorik soru anlamını bilmemiz gereken bir kavram. çünkü eğer bunu bilmiyorsanız size karşı kullanılması çok muhtemel olan bir durum.
mesela dini inançlarına dair verimizin olmadığı birine sırf içki içiyor diye “neden allaha inanmıyorsun?” demek retorik bir sorudur. yani burada görünürde bir soru varmış gibi olsa da aslında kendi fikrimizi karşımızdakine dayatmaya çalışıyoruzdur. başka bir örnekte birisine saçın bugün neden bu kadar güzel olmuş diye sorduğumuzda aslında burada sahiden bir soru sormuyoruz, yalnızca fikir beyan etmiş oluyoruz.
sağda solda röportajmış gibi görünen fakat yalnızca röportaj yapılan kişiyi öven ya da yeren söyleşiler var. bir de bunu yapan kişiler işini iyi yapıyor gibi görünüyor en çok da buna sinirleniyorum. yahu adam ya da kadın karşına gelmiş, uzmanlık alanıyla ilgili sorular sorabilecekken salak salak retorik sorular sormayı bıraksanız ne olur ki.. türkiyede soru sorma kültürü bile yok.
nuri bilge ceylan gelmiş karşısına, filme dair teknik sorular ya da çekime dair ilginçlikleri sormak varken film övmenin nasıl bir mantığı olabilir? biz senin fikirlerini mi dinlemeye geldik yoksa karşındaki kişinin düşünce yapısını öğrenmeye geldik? neyse, sinirlendim yine ehehe
retorik soru anlamını bilmemiz gereken bir kavram. çünkü eğer bunu bilmiyorsanız size karşı kullanılması çok muhtemel olan bir durum.
mesela dini inançlarına dair verimizin olmadığı birine sırf içki içiyor diye “neden allaha inanmıyorsun?” demek retorik bir sorudur. yani burada görünürde bir soru varmış gibi olsa da aslında kendi fikrimizi karşımızdakine dayatmaya çalışıyoruzdur. başka bir örnekte birisine saçın bugün neden bu kadar güzel olmuş diye sorduğumuzda aslında burada sahiden bir soru sormuyoruz, yalnızca fikir beyan etmiş oluyoruz.
sağda solda röportajmış gibi görünen fakat yalnızca röportaj yapılan kişiyi öven ya da yeren söyleşiler var. bir de bunu yapan kişiler işini iyi yapıyor gibi görünüyor en çok da buna sinirleniyorum. yahu adam ya da kadın karşına gelmiş, uzmanlık alanıyla ilgili sorular sorabilecekken salak salak retorik sorular sormayı bıraksanız ne olur ki.. türkiyede soru sorma kültürü bile yok.
nuri bilge ceylan gelmiş karşısına, filme dair teknik sorular ya da çekime dair ilginçlikleri sormak varken film övmenin nasıl bir mantığı olabilir? biz senin fikirlerini mi dinlemeye geldik yoksa karşındaki kişinin düşünce yapısını öğrenmeye geldik? neyse, sinirlendim yine ehehe
devamını gör...