bir bilim olmadığı gibi inanç da değildir.

o sebeple çürütmeye çalışma çabaları beyhudedir. öyle bir iddiası olmayan benim gibi yorumcular da mevcut. asıl mesele size özel doğum haritası verilerine göre sizin karakterinizin değerlendirilmesi, hayata farklı bir bakış açısı ve motivasyonda değerlendirmenize yardımcı olur.

ilgi meselesidir, ilgilenmeyen kişileri ilgilendirmemesi de gayet doğal.
devamını gör...

(bkz: mahlas tanım uyuşmazlığı)
devamını gör...

- hayata başkalarına güzel görünmek için gelmediniz. kendinizi nasıl seviyorsanız öyle görünmeye devam edin.
- toplumun size dayattığı ahlak, edep, namus kavramlarına sıkışıp kalmayın. ahlaksa herkese ahlak, edepse herkese edep, namussa herkese namus. elalem ne der hapishanesine hapsolmak yerine içinizden geleni yapın, yapmanın değil yapmamanın pişmanlığı daha ağırdır.
- hakkınızı aramaktan korkmayın !
- kadınların tek isteği hayatta kalabilmek olan bu günlerde kendinizi savunmaktan korkmayın. öz savunma haktır !
- " kadın, kadının kurdudur" kalıbını kırın ve kadın desteği ve dayanışmasından vazgeçmeyin.
- ve en önemlisi kendinizi ve sizi siz yapan her şeyi sevin.
devamını gör...

maskenin ardı da denebilir. iki yüzlü kimselerde bulunan ve ikincisinde olmayan bütün güzel ve özel özelliklerle bezenmiş, somuta indirgenebilen, artırılabilir yüz çeşididir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

merhaba ahali,
bildiğiniz gibi geçen hafta yapılan 65. eurovision şarkı yarışması'nı italya kazandı ve biz de buna ithafen kazanan şarkılardan bazılarını derledik. 1956'dan bu yana kazanan şarkılardan seçtiğimiz birincileri dinleyebileceğiniz eurovision saati programı cuma akşamı 20.30'da sözlük radyosunda.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sherlock holmes yazanı dövüyorlar mı?
devamını gör...

kamu ihalelerinde şeffaflığın olmaması önemli nedenlerden biridir. burada tartışılması gereken iki önemli husus vardır:

(1) ihale işlerinin nasıl olduğu ve olması gerektiğidir. ihaleler "açık maliyet" (open cost) (açık maliyet en basit tabirle, "firmaların kullandıkları girdilere yaptıkları ödemelerden kaynaklanan maliyeti ifade eder.") şeklinde yapılırsa her şey şeffaf olacağı için aslında tartışma da olmayacaktır.

(2) nihai hedefi ab'ne tam üye olmak olan bir ülkenin kamuya ilişkin alım ve/veya ihale süreçlerinin ab müktesebatı ile uyumlu olmaması ve her yıl yayımlanan ilerleme raporlarında bu hususta eleştiriler almasına rağmen hiçbir şey yapmamasıdır.

dünya ticaret örgütü (dtö) metinlerinde “government procurement”, ab düzenlemelerinde “public procurement”, anglo-american literatüründe çoğunlukla “government contracts”, “public purchasing” ya da “government purchasing”, bazı ülke düzenlemelerinde “public tender” ya da “state tender” kavramlarıyla ifade edilmek istenen “kamu alımı”, kamunun ihtiyaç duyduğu mal, hizmet ve yapım işlerinin ihale yoluyla tedarik sürecidir.

kamu alım süreci sadece ihaleye indirgenemeyecek bir süreçtir. burada açıklanması gereken nokta “kamu alımı” ve “kamu ihalesi” arasındaki ayrımın ne olduğudur. zira hemen her ülkede; kamunun ihtiyaç duyduğu mal, hizmet ve yapım işlerinin, uygulanacak belli usuller sonrasında belirlenecek bir bedel karşılığında özel kişilerden satın alınması işlemi, kamu alımları (public/government procurement) olarak nitelendirilmekte ve belli kurallara tâbi tutulmaktadır. kamu ihalesi ise, idarenin sözleşme iradesini oluşturmada uymak zorunda olduğu bir idarî usuldür.

nitekim kamu alımları ab müzakere sürecinde müstakil bir dosya olarak incelenmekte ve değerlendirilmektedir. başka ülkelerle yapılan müzakerelerde sermayenin serbest dolaşımı dosyası içinde ele alınan kamu alımları konusu, türkiye ile müzakere sürecinde ayrılmış ve başlı başına bir dosya haline getirilmiştir. açılan bu dosyalar üzerinden yürütülen türkiye’nin müzakere süreci, hazırlanan ilerleme raporları ile izlenmektedir. bir anlamda türkiye’nin bir önceki yıla göre yapılan ve/veya yapıl(a)mayan reformlarının bilançosunu bu raporlardan çıkartmak mümkündür.

ilerleme raporları incelendiğinde, türkiye’nin kamu alımları alanında yapmış olduğu düzenlemelerin, komisyon tarafından genel itibariyle yeterli görülmediği söylenebilir. örneğin 2001 raporu genel değerlendirmesinde “kamu ihaleleri ile ilgili mevcut mevzuat, müktesebat ile uyumlu değildir” denilmektedir. 2002 ilerleme raporundan 2003 yılına kadar kaydedilen gelişmelerin değerlendirildiği 2003 ilerleme raporunda ise, “kamu alımları konusunda, kamu ihale yasasında yapılan değişiklikle müktesebata uyum konusunda geriye gitmiştir” sonucuna ulaşılmıştır. ayrıca aynı raporda “kamu ihale yasasındaki değişiklikler türkiye’nin ab müktesebatına uyumunu azaltmıştır” iddiası yer almıştır. 2004 raporunda yer alan türkiye kamu ihaleleri değerlendirmesi ise kısaca şöyledir: “türkiye'nin kamu ihale yasası, ab'den ihalelere katılacaklara ayırımcılık yapılmamasını sağlayacak şekilde müktesebat ile uyumlaştırılmalıdır. mevzuatta yapılması gerekli bazı değişiklikler, uygulama alanının genişletilmesi, çok sayıda muafiyetin kaldırılması, ab mallarına ve üreticilerine karşı ayırımcılığın ortadan kaldırılması, rekabet ve tam şeffaflığa yönelik kısıtlamaların kaldırılmasını içerir.”

9 kasım 2005 tarihinde yayınlanan sekizinci ilerleme raporu, yayınlanan diğer yedi rapora göre oldukça farklı bir rapor olarak değerlendirilmiştir, çünkü rapor, 3 ekim 2005 tarihinde müzakere çerçeve belgesi’nin kabul edilmesiyle, türkiye’nin ab’ye tam üyelik katılım müzakerelerine başlaması sonrası yayınlanan ilk rapor olmuştur. 2005 ilerleme raporuna baktığımızda, kamu ihaleleri 5 numaralı fasılda değerlendirilmeye alınmıştır. raporda; “kamu ihaleleriyle ilgili müktesebat şeffaflık, eşit muamele, serbest rekabet ve ayrımcılık yapılmamasına ilişkin genel ilkeleri kapsamaktadır” vurgusu yapılmış ve türkiye’de “genel ilkeler konusunda ilerleme olmamıştır. aksine, türk kamu ihale kanununda bir dizi istisnalar yürürlüğe konmuştur” denilmiştir. ayrıca sonuç kısmında son ilerleme raporundan bu yana “kayda değer bir ilerleme meydana gelmemiştir. aksine, kamu ihale kanununda bir dizi istisna mevcuttur ve ihale kanununa yapılan ilavelerle türk ihale mevzuatı müktesebattan daha da uzaklaşmıştır. türkiye müktesebatla çelişen yeni istisnalar kabul etmekten kaçınmalıdır. şeffaf olmayan ve ayrımcı kamu ihale uygulamalarına son verilmesi ve kamu ihale kanununun müktesebata uyumlaştırılması için harekete geçilmesi gerekmektedir” değerlendirmesinin yapıldığını görmekteyiz.

2006 ilerleme raporu da bir önceki ve daha sonraki raporlar gibi, genel ilkeler alanında bir gelişme bulunmadığı yönünde tespitte bulunmuştur. şeffaflık ilkesi kapsamında ele alınabilecek olumsuz bir saptama ise şöyledir: “kamu ihale kurumunun güncellediği kamu ihale eşikleri ve mali limitleri, ab seviyesinin üstünde kalmaya devam etmektedir. bu durum, teklif veren yabancıların şansını azaltmaktadır. buna ilaveten, karmaşık ve pahalı nitelik usulleri de, kamu ihalelerine geniş çaplı katılım için bürokratik engel oluşturmaya devam etmektedir.” ayrıca 2006 raporunun işletme ve sanayi politikası başlığını taşıyan 20 numaralı faslında, şeffaflıkla ilgili önemli bir eleştiri yer almaktadır: “ihalelerde, kamuya duyurma şartları her zaman tam olarak yerine getirilmemiştir.”

2007 yılında açıklanan ilerleme raporunda da bir önceki raporlardan farksız olarak, “genel ilkeler alanında hiçbir ilerlemeden bahsedilemez” cümlesi yer almıştır. ancak bununla birlikte, şeffaflık adına olumlu bir değerlendirmeden söz edebileceğimiz açıklamaları da aynı raporda okumak mümkün: “idari kapasite konusunda ilerleme kaydedildiği söylenebilir. kamu ihale kurumu artan biçimde etkin ve verimli bir çalışma yürütmektedir. 2007 itibariyle, ihale bültenleri yalnızca elektronik formatta yayımlanmaktadır ve ücretsiz olarak internet üzerinden erişime açık bulunmaktadır.” özetle söz konusu 2007 raporunda kamu alımları faslı için, sınırlı bir ilerlemeden bahsedilmektedir.

ilerleme raporlarında da her yıl bir önceki yıla göre artan şikayetlere dikkat çekilerek türkiye uyarılmaya çalışılmıştır. 2008 ilerleme raporu’nda bu durum şu şekilde özetlenmiştir: “ihtilaf direktifine uyumda herhangi bir ilerleme sağlanmamıştır. memnun olmayanlarca yapılan şikayetlerin sayısı, verilen ihalelerin tümünün sadece % 3’ünü temsil edecek şekilde, 2003’te yaklaşık 900’den 2007’de 4000’in üzerine çıkarak son yıllarda artmıştır. gözden geçirme prosedürü uzun sürmekte ve davaların yığılmasıyla sonuçlanmaktadır.” şikâyetlerin sayısı başvuru ve şikayete ilişkin yapılan birtakım düzenleme ve değişikliklerden sonra, 2008’e kıyasla 2009’da % 47 oranında azalmıştır. memnun olmayan isteklilerce yapılan şikayet sayısı 2009 yılında 2954 iken, bu sayı 2010 yılında % 45'lik bir artış göstererek 4281'e ulaşmıştır. ilginç bir şekilde, 2009 yılında görülen şikayet başvuru sayısındaki düşüşe rağmen, 2010 yılında sanki hiç düşüş olmamış gibi 2008 yılı şikayet başvuru sayısı yeniden görülmüştür. 2012 yılında, bir önceki yılla karşılaştırıldığında, memnun olmayan isteklilerce yapılan şikâyet sayısı % 9'luk bir artış göstererek, 4281’den 4670’e çıkarken, toplam ihale sayısı % 23 oranında artmıştır. şikâyet sayısının ihale sayısına oranı % 3 olarak gerçekleşmiş olup, bu durum türkiye’deki kamu alımları sisteminin istikrarlı hale gelmekte olduğuna işaret etmektedir. ancak, türkiye’nin şikâyet inceleme mekanizmalarına ilişkin mevzuatını, ab müktesebatıyla daha fazla uyumlu hale getirmesi gerekmektedir.

2010, 2011 ve 2012 yılları ilerleme raporları birlikte incelendiğinde öne çıkan ortak değerlendirmeler şöyledir:

- genel ilkeler bakımından ilerleme kaydedilmemiş,
- yerli istekliler lehine fiyat avantajı uygulaması devam etmekte,
- eşik değer rakamları yüksek tutulmakta,
- istisna alımların kapsamının devamlı genişletilmesi,
- altyapı sektörlerine ilişkin kamu alımlarını düzenleyen birlik direktifi türk ihale mevzuatında bulunmamaktadır,
- şikayetlerin incelenmesi direktifine uyum ile ilgili olarak ilerleme kaydedilmemiştir.

tüm bu ilerleme raporlarını bütün olarak değerlendirdiğimizde, genel ilkeler konusunda ab komisyonu’nun tatmin olmadığı açıkça görülmektedir. özellikle de komisyon, kik’in yerli istekli lehine fiyat avantajı sunan 63 üncü maddesini, rekabet ilkesi kapsamında büyük bir engel görerek, raporlarında sıklıkla eleştirmiştir. eşik değerler, nerdeyse ab eşik değerlerinin iki katı seviyesinde her yıl artarak devam etmektedir. kamu idareleri eşik değerin altındaki ihalelerinde yerli isteklilerin katılımına müsaade ettiği için, yabancı istekliler eşik altındaki ihalelere katılamamaktadır. bu durum da komisyon tarafından bugüne kadar hazırlanmış hemen hemen her raporda eleştirilmiştir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: çok fena olaylar döndüğü düşünülen yerler)

aslında hiç tahmin ettiğimiz şeyler yok sanırım. daha önce bu gruplardan birine dahil olmuş biri olarak söylüyorum; sözlükteki geyiğin üçte biri dönmüyor orada. mesela şöyle;

- şu yazarı uçurun.
- ok.

ya da şöyle;
+ bunun hakkında bir bilginiz var mı?
- yok
- öğreniriz
+ ok

başka bir şey olmadığına yemin edebilirim. *
devamını gör...

bir anlamı olmayan sözler ve cümleler için kullanılan tabir.

örnek verecek olursak: "amma laga luga yaptın be kardeşim, istemiyoruz dedik ya ne uzatıyorsun?
devamını gör...

kaybetme korkusu.
devamını gör...

danimarka, isveç, izlanda, estonya ve norveç'te kullanılan para birimi. estonya daha sonra euro kullanmaya başladı.
devamını gör...

ülkelerin vatandaşlarına verdiği kişisel durumlarını gösteren resmi belgelerdir. üzerinde kişinin adı, soy adı, medeni hali, nereli olduğu v.b kişisel bilgileri bulunur. ülkemizde ve bazı ülkelerde dinini belirten bir bölümde vardır.
kimlik, kafa kağıdı, kafa koçanı, nüfus kağıdı, nüfus tezkeresi, hüviyet cüzdanı gibi isimlerle de anılır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

''kış, saadetimizi tamamlamak için geliyor. bahar, aşkımızı tazelemek için..'' demiş sait faik.

artık hep bir bahar havasındayız sanki. bu yüzden benim alerji de mevsimlere yayılmaya başladı lakin konumuz bu değil. hep bir bahar havasındayız ve yağmurlu, karlı günlere hasret kaldık. çok soğuk havayı hem dışarıdaki hayvanlar hem de evsiz insanlar için sevmiyorum fakat 4 mevsime de ihtiyacımız olduğu da bir gerçek. tamamlanamamış bir saadetin içerisindeyiz. eskiye büyük bir özlem duymamızın nedenlerinden biri de budur belki.
devamını gör...

evrenin olası sonuna ilişkin varsayımsal model.

günümüzde evrenin genişlemesinin sorumlularından biri olarak karanlık enerji görülüyor. burada karanlık enerjinin kozmolojik sabit olup olmadığına ilişkin soruya verdiğimiz cevap önemli. eğer bu doğruysa, karanlık enerjinin uzayın herhangi bir yerindeki yoğunluğu zaman içerisinde sabit kalır. ancak genişleme hızı sabit değildir. burada şöyle bir durumla karşılaşıyoruz: eğer uzaydaki her noktaya belirli yoğunlukta bir karanlık enerji düşecekse ve uzay genişliyorsa, karanlık enerjinin zaman içerisinde artması gerekir ki genişleyen her noktaya da aynı miktarda karanlık enerji denk gelebilsin. böyle bir durumda, yerel olarak yoğunluk bozulmayacağından, o bölgede bulunan galaksi gibi yapılara da bir zarar gelmemesi gerektiğini tahmin edersiniz. tabii bu durum, karanlık enerjinin kozmolojik sabit olması kabulüne dayanır. bunun doğru olabileceğine ilişkin bazı çalışmalar var.

ancak karanlık enerjinin zaman içerisinde gittikçe güçlenebileceğine ve yerel olarak yapısal bozulmalara da neden olabileceğine ilişkin bazı tahminler var. burada negatif basınç gibi konuların detaylarına girmeyeceğim. fakat şunu söylemek yeterli olur; eğer bu tahmin doğruysa, önce şu anda olduğu gibi galaksiler birbirinden uzaklaşmaya devam edecek. zamanla, karanlık enerji güçlendikçe galaksiler dağılmaya başlayacak. bunu dağılmış haldeki yıldızların ve gittikçe daha küçük ölçeğe doğru, atomlar dahil her şeyin dağılacağı bir süreç izleyecek. sonunda elimizde paramparça olmuş maddeden ibaret bir evren kalacak. hatta son olarak evrenin kendi dokusu da yırtılır.
devamını gör...

herkes hurilerle keyif yaparken aşk acısı çeken, sevdiği cehenneme düşmüş adamdır. ya da homoseksüeldir, bakir öldüğü için cennete düşmüş, ancak sonsuza kadar dayanamayacağını anlamıştır.
devamını gör...

#1331562 tanıma ithafen.. hayatım boyunca hiçbir şey için karşılık beklemedim. okumadan beğendiğim bir tane bile tanım olmadı.
söylediğiniz şey çok kırıcı. gerçekten çok kırıcı... insanları itham altında bırakmak ne kadar kolay öyle...
devamını gör...


"gerçekte insanın kendi güçlerini kullanmasından ve hissetmesinden başka hiçbir zevk yoktur ve en büyük acı, insanın güce ihtiyaç duyduğunda yokluğunu hissetmesidir." *
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim