"devamlı" kelimesinin vücut bulmuş hali. umarım bu tanım sansürlenmez...

söz konusu ülke selameti ise, hayatımda hiçbir zaman solcu ya da sağcı diye ayrılmayı, kutuplaşmayı onaylamadım. buna rağmen ille de bir görüşe dahil edilmem gerekseydi, ille birini seçeceksin deselerdi, sağa değil sola alırlardı beni de ama hiç beğenmedim bu heykeli. gereksiz buldum. ha, fırsatım olsa "kaldırın bunu buradan" diye ortalığı ayağa kaldırıp gösteri falan yapmam. duruyorsa dursun ama açıkçası hiç yapılmasa daha iyi olurmuş.

gereksizliğini geçtim, başarılı da bulmadım çalışmayı. aklıma bunu getirdi:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, foto.haberler. com'dan alıntıdır.)

sanatı, heykeli severim ama mesela şöyle olup baktıkça bakasımı getirdiğinde:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, i.pinimg. com'dan alıntıdır.)

yani işte söz konusu olan sanatsa, heykel vaaar, heykel var...
devamını gör...

zengin depresyona girdiğinde single malt viskisini tek dikişte çakıp yarım kilo kristal viski bardağını duvara çalar, fakir depresyona girdiğinde taksitle aldığı telefonunu duvara vurup kırık ekranla hayatına devam eder.
devamını gör...

“yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. insan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.” carl gustav jung
devamını gör...

gaz kaçağını çakmakla kontrol etmek. (yanayım yanayım ateşlerde yanayım.)
elektrik kesilince karşı komşununki kesilmişmi diye pencereden bakmak.
ocaktan inen sıpsacacık çayı hüpür hüpür içmek.
misafir hadi kalkıyoruz deyip kapının ağzında bir saat konuşması muhakkak türklere aittir.
en yakın arkadaşın üstüne araba sürmek
market rafındaki yiyecek veya içeceği en arkadan almak
uzun süre dişini fırçalamayan kişinin doktara giderken fırçalaması yüzde yüz türklere aittir.
dönerle ayranı aynı anda bitirmeye çalıştığımız kadar derslere çalışmadık
devamını gör...

her akşam yatmadan önce kullandığım masal..bir kremi varmış bir merhemi yumuşacık edermiş elleri..
(bkz: reklam sloganı)
devamını gör...

"... sevgiye saplanıp kalmaya karar verdim.
nefret, taşınamayacak kadar ağır bir yük."
devamını gör...

lütfen bu muhabbeti sidik yarışına çevirmeyin. yok hitler şöyle yaptı yok stalin böyle yaptı. bu ne lan çocuk musunuz? ikisi de birer vahşi, "o diğerinden daha az pislik yaptı" diye bir savunma olamaz, olmamalı da. hem, futbol takımı tutar gibi parti/siyasetçi tutmanın yanlış olduğuna inanıyorum.

ikisi de dünyanın ağzına etti. ikisinin arkasından atarım da tutarım da. anlamıyorum, yeni akım bu galiba. özellikle liseli akranlarımda gözlemliyorum. bir yerden hitler'i övme modası çıktı. kavgam okumalar filan.
devamını gör...

aynı zamanda teoman’ın sevilen bir parçasının adıdır.

devamını gör...

"...hoşçakal demek kolay
güle güle giden için.

başımda bir bela
bu aralar ne dinlesem
ne çalınsa aklıma
hepsinde mevzu sen
dillerinden hiç, düşmedin bu şarkılar
seni tanır gibiler, seni tanır gibiler"
*
devamını gör...

hava geç kararmaya başladıysa tamam işte, yaz geldi. hele bariz bir şekilde belli olduğu zaman bir keyifleniyorum. bir de evde tüm camları açıyosun ama asla soğuk esmiyor. yaz çok güzel ya. cidden. cıvıl cıvıl. rengârenk. bayılıyorum şu mevsime.
devamını gör...

“hoyrattır bu akşamüstüler daima.
gün saltanatıyla gitti mi bir defa
yalnızlığımızla doldurup her yeri
bir renk çığlığı içinde bahçemizden,
bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
lavanta çiçeği kokan kederleri;
hoyrattır bu akşamüstüler daima.
dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
unutuşun o tunç kapısını zorlar
ve ruh, atılan oklarla delik deşik;
işte, doğduğun eski evdesin birden
yolunu gözlüyor lamba ve merdiven,
susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik
ve cümle yitikler, mağlûplar, mahzunlar...
söylenmemiş aşkın güzelliğiyledir
kağıtlarda yarım bırakılmış şiir;
insan, yağmur kokan bir sabaha karşı
hatırlar bir gün bir camı açtığını,
duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu,
çöküp peynir ekmek yediği bir taşı...
bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir.
aşklar uçup gitmiş olmalı bir yazla
halay çeken kızlar misali kolkola.
ya sizler! ey geçmiş zaman etekleri,
ihtiyaç ağaçlı, kuytu bahçelerden
ayışığı gibi sürüklenip giden;
geceye bırakıp yorgun erkekleri
salınan etekler fısıltıyla, nazla.
ebedi âşığın dönüşünü bekler
yalan yeminlerin tanığı çiçekler
artık olmayacak baharlar içinde.
ey, ömrün en güzel türküsü aldanış!
aldan, geçmiş olsa bile ümitsiz kış;
her garipsi ayak izi kar içinde
dönmeyen âşığın serptiği çiçekler.
ya sen! ey sen! esen dallar arasından
bir parıltı gibi görünüp kaybolan
ne istersin benden akşam saatinde?
bir gülüşü olsun görülmemiş kadın,
nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın;
hatıraların bu uyanma vaktinde
sensin hep, sen, esen dallar arasından.
ey unutuş! kapat artık pencereni,
çoktan derinliğine çekmiş deniz beni;
çıkmaz artık sular altından o dünya.
bir duman yükselir gibidir kederden
macerası çoktan bitmiş o şeylerden.
amansız gecenle yayıl dört yanıma
ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni.”
ahmet muhip dranas şiiri.
devamını gör...

bol bol kilo aldık ve evde otururken sitedeki çocukların zırıltısını dinledik.
devamını gör...

odada aşk acısı çekerken oturma odasından gelen hadi lan yemek yiyoz sesi kadar rahatsız edici bir sestir.

not: başlık sahibini yine kendi başlığıyla başbaşa bırakıyorum.
devamını gör...

ben hariç herkes salak kafasında olan salaklar.
devamını gör...

en iyi iki eurovision şarkımızdan genç olanıdır. diğeri için şebnem paker - dinle
devamını gör...

tanınan iki alexander dumas vardır. biri monte kristo kontu (kitap) isimli eserin yazarı olarak ünlenmişken diğeri kamelyalı kadın (kitap) eserinin yazarıdır. kamelyalı kadın'ın yazarı olan alexander, monte cristo kontu'nun yazarı olan alexander dumas'nın gayrı meşru çocuklarından biridir ve kendisine babasının ismi verilmiştir. oğul alexander'ın tiyatro eserleriyle bilinirliği artmıştır.

bu iki isim genellikle ya aynı kişi sanılmakta ya da birbirine karıştırılmakta fakat oğul alexander'ın genellikle tiyatro eserleri vermiş olmasının yanında türkçeye çevrilmiş tek eseri de kamelyalı kadın'dır.
devamını gör...

nick değiştirme işlemi yapan yazarın, bunu nick altında ilan etmesi zorunlu olmalı, iyi kötü bir çok yazar hakkında gerek rast geldiklerimiz gerekse profiline girip incelediğimiz tanımları ile ilgili aklımızda bir fikir oluşuyor, sonra bir bir mahlas görüyorsun, bu da kim yeni galiba diye giriyorsun, bir bakmışsın kalu bela'dan beri aktif, görmemiş olmam imkansız diye düşünürken profili bi hayli kurcalamadan sonra anlıyorsun ki bu falanca yazarmış, vaktiyle şu tanımı ile dikkatimi/sevgimi/öfkemi/çeken.
sevgili yönetim bizi neden bu zahmete sokuyorsun, mahlas gömlek değildir ki kolayca değiştirilsin, hadi yaptın bir kolaylık bunun ilanı şartı koymalısın.
devamını gör...

ülkenin bir ucundan diğer ucuna bisikletle seyahat imkanı tanıyacak fantastik vaat. keşke bu uçuk vaat yerine tüm şehirlerde bisiklet kullanımını özendirecek, bisikletle rahat rahat gidip gelinecek yollar yapsanız da, 8-10 kilometrelik mesafeyi araba yerine, toplu taşımada balık istifi olmak yerine bisikletle alsa insanlar. bir de niye 2023? arkadaş ne 2023 müş yahu. tüm vaatlerde 2023 vurgusu var. bilmeyen de bunları cumhuriyet sevdalısı sanacak.
devamını gör...

her geldikleri yer gibi burayı da bok edebilirler. herkesten saygı duyulmasını bekleyip kimseye saygı göstermeyen kişilerdir.
devamını gör...

doğru akım elektrik yüklerinin yüksek potansiyelden alçak potansiyele doğru sabit olarak akmasıdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim