karbonik anhidraz enzimini inhibe eden bir diüretik(idrar söktürücü) ajandır.
bu tür ajanlar idrarı alkalize ederek ürik asit ve sistin taş tedavisinde,tümör lizis sendromu,alkaloz,glokom,akut dağcı hastalığı ve absans nöbet tedavisinde kullanılır.

yan etki olarak kanda asidoz yapar.
idrarı alkali hale getirdiği için kalsiyum taşları çökerek böbrek taşı yapabilir.
renal kanlanmayı azaltır buna bağlı gfr'yi azaltır.
devamını gör...

hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlar.

"the quick brown fox jumps over the lazy dog".
ingilizce için
devamını gör...

bi'çay koysana bana.
devamını gör...

prezervatif. şunun iyisini bedava yapın da her önüne gelen dünyaya gelmesin.
devamını gör...

geri gelen mektup şiirine bayılırım, bu müzik eklenmiş halinin arka müziğini de seviyorum. ancak ikisi bir arada bir türlü olmuyor gibi geliyor; ama siz yine de bakmayın şiir yeterince iyi. bu gece için teşekkürler benmutlusengaripdünyagüzel.
devamını gör...

the dig filminde konusu geçen 6yy'den olduğu tespit edilen önemli, geçmişi vikings'lerden önce olduğu bilinen anglosaksonlara dayanan değerli hazineye verilen isimdir.

halka ilk kez kazının yapıldığı yere sahip olan edith pretty'in ölümünden 9 yıl sonra sunulmuştur.

bu kazıyı yapan ve keşfeden kişi basil brown'dur ancak ilk sergilendiği zaman ismi geçmemiştir.
ancak son zamanlarda eşsiz katkılarının olduğu resmi olarak kabul edilmiştir.

the sutton hoo ikinci dünya savaşı sırasında güvenli bir şekilde londra yeraltı merkezinde saklanmıştır.

filmdeki kazı ve keşfedilen yerin çizimi şeklinde bir resim aşağıdan bakabilirsiniz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

son olarak bu resimden sonra filmi izlerseniz ya da tam tersi filmi izledikten sonra bu resime bakarsanız daha tanıdık geleceğini ve filmi izlemenizi tavsiye ettiğimi naçizane belirtmek isterim.
devamını gör...

fikir ile var olan aslında ete kemiğe bile bürünmekte zorluk çeken doğaüstü özelliklere sahip maskeli bir adam. onun bu vaziyete gelmesine sebep olan hazin hikayesi. zorbalıktan, acıdan, haksızlıktan, adaletsizlikten içi ve dışı yanan isyankar bir ruh. fikirlere aşık olan bir kadın. özellikle o adam ile bütün bir ruh olabilmesi için onun geçtiği yollardan geçmesi beni çok etkiledi. sadece aynı yerlerden geçip aynı izlere sahip olan insanlar birbirlerini anlarmış. o aydınlanmayı yaşayanlar ancak kendine ve topluma yardım edebilirmiş..
insanlık adına adanan yüreklerin, ölümlerin en coşkulu ifadesiydi maskeli adam. en güzel temsiliydi.

film de o kadar güzel replikler vardı ki.. hepsi bam teline basıyor.

fikirlere kurşun işlemez bu sözlerin söylendiği sahne de gözüme toz kaçmış olabilir.

"bir insan yenilgiye uğrayabilir, yakalanabilir, öldürülebilir veya unutulabilir. ama bir fikir 400 yıl sonra bile hala dünyayı değiştirebilir.”

bir direniş hikayesi..
devamını gör...

evde piknik yaptık. bayağı eğlenceli oldu.
devamını gör...

helal olsun adama, iki konuşmanın aynı olduğunu farkettiği için değil iki konuşmayı dinleyebilecek kadar sabırlı olduğu için.
devamını gör...

formülü çoğumuzun bildiği gibi 'nacl' olan bir çeşit tuzdur.
yemek tuzu olarak da bilinir. ayrıca yolların buzlanmasını önlemek için kullanılır.
devamını gör...

yanlış olan önermedir.

daha geçen gün konuştum kendisiyle, ben erzincansporluyum dedi.
devamını gör...

daddy 50 tane oy atmadan rahat edemiyor,el bolluğuyla kimse eline su dökemez çalışıyor adam.işini büyük bir ciddiyette yapıyor.
devamını gör...

küçükken karınca yiyordum.
devamını gör...

bezgin, yılgın, motivasyonsuz hissetmeye verilen genel isim. her şeyi çabucak tüketen günümüz insanının artık tüketecek bir şeyi kalmadığında yaşama devam etmenin manasız olduğu fikrine kapılmasıdır. genelde kısa sürer fakat, belirtiler devam ederse ilerleyen süreçte depresyon ve daha sonra major depresyona kadar uzanabilir. çağımızın bireyi niçin yaşadığı gibi temel bir soruya dahi cevap üretemeyince yabancılaşma ve boşluk duyguları da kaçınılmaz oluyor tabii.
devamını gör...

hiçbir şey mutlak değildir. her şey değişir, her şey hareket eder, her şey döner, her şey uçar ve gider.”

frida kahlo.
devamını gör...

bizzat içinde olduğum bir fıkranın nesnesi. *
işe yeni girdiğim gün, kadın patronum
-zeki'nin imalathanesine gittim bu gün dedi.
beni dışımda herkes gülüyor. bende bir an,
- hayırlı olsun, dedim.
bir şekilde ortama dahil olayım kıyıda köşede kalmayayım diye.
herkesi aldı bir gülme. patronun kuzeni
-şu mübarek kadına*, kaçak içki imalatı içinde hayırlı olsun dedirttin ya, seni allah bildiği gibi yapsın, dedi patrona.
ben uyandım olana bitene ve başladım gülmeye. yaklaşık beş dakika güldüm.
iş ortamına da hemen adapte oldum.
devamını gör...

kendime kattığım tek şey kilo oldu sanırım
devamını gör...

ense köküme yatar. alır yere koyarım. sonra tekrar çıkar. bi daha yere koyarım. bu ben pes edinceye kadar sürer. kedi ense seviyor.
devamını gör...

yıldız tilbe'nin tilbe'si ve deli:
uygur metinlerden itibaren "tilwe" olarak geçmektedir. hatta erzurum ağzında tilbe, tilve şekilleri hâlâ mevcutmuş. anlamı aynı, pek bir değişikliğe uğramamış. kaşgarlı abimiz "telü oğuzcadır" demiş, tilwe'yi belirttikten sonra. dede korkut'ta da "delü" şeklindedir. bkz. delü dumrul
devamını gör...

kolektif bilinçaltında yer alan eski deneyimlerimiz, tekrar eden temalar veya kalıplar aracılığıyla ortaya çıkar. carl gustav jung buna arketip adını verir. arketipler, sonraki nesillerde de tekrarlanarak kişiliğimize [jung kişiliğie psyche der] damgalanır. 4 arketip vardır, bunlar; persona, anima, animus ve shadow'dur.

persona, kendimizi ifade etme ve dünyaya sunma biçimimizdir. kendimizi başkalarına tanıtmak için giydiğimiz halka açık bir maskedir. bu arketip, insanların toplumdaki rol oynama ihtiyaçları nedeniyle gelişir.
çeşitli gruplar ve durumlar arasında taktığımız tüm farklı sosyal maskeler personadır. egoyu olumsuz imajlardan korumak için hareket eder. çünkü, toplumun beklentilerine ve normlarına uymak için belirli şekillerde davranmamız gerektiğini öğreniriz.

örnek:
- aile/arkadaş/iş ortamlarında farklı tutum/davranış sergilememiz
- başkaları tarafından ''centilmen'' olarak nitelendirilen kişinin evde eşine şiddet uygulaması.

persona aşırı kullanılırsa kendine yabancılaşma sendromu [self alienation syndrome] ortaya çıkar. bu kişiler asla doğru benliklerini diğerlerine gösteremez.

jung'un persona'sı dışında, edebiyatta ise yazar tarafından belirli bir amaç için seçilen sestir. yazarın sesidir ama yazardan farklıdır. persona, eserdeki bir karakter veya isimsiz bir anlatıcı olabilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim