daddy (yazar)
okunmanın ve artı oy almanın güzel şeyler olduğunu unuttuğum şu sıralar, bana unutulmaya yüz tutmuş güzel duyguları hatırlatan yazar.
var olsun. *
var olsun. *
devamını gör...
konu neydi radyo yayını
eskiden yani teknoloji bu kadar gelişmemişken, seda sayan kendi program kameralarına penti 15 numara kadın çorabı geçirtirmiş. kendisinin çok net ve güzel ve kırışıksız görünmesini sağlayan yegane güç penti kadın çorabıymış, ayrıca burnu yok etmiyordu. o kadar gerçekçiydi ki hologram hak getire.....
devamını gör...
2 broke girls
gün itibariyle kendimi üç sezonunu yuttuğum dizi.
birinci sezonu tebessüm ettiren ve alıştırmalık geçmiş olmasına karşın ikinci sezonunun özellikle ikinci yarısında bir ara gülmekten can vereceğim sandım.
diziyi 2 broke kızımızdan da öte götüren iki isim var onlar da kesinlikle han ve sophie. tabii yaramaz dirty oleg ile baba earl'ün de katkıları inkar edilemez. max black karakterine gelecek olursak, sanırım senarist beni bir yerden tanıyor.
birinci sezonu tebessüm ettiren ve alıştırmalık geçmiş olmasına karşın ikinci sezonunun özellikle ikinci yarısında bir ara gülmekten can vereceğim sandım.
diziyi 2 broke kızımızdan da öte götüren iki isim var onlar da kesinlikle han ve sophie. tabii yaramaz dirty oleg ile baba earl'ün de katkıları inkar edilemez. max black karakterine gelecek olursak, sanırım senarist beni bir yerden tanıyor.
devamını gör...
frida kahlo
"sakinliğimi çalanlar beni deli olmakla suçluyor ; ne acı." sözünün sahibi. ne kadar söylemek istediğim söz varsa söylemiş ilginç.
devamını gör...
çocukluğu hatırlatan yiyecekler
salçalı ekmek
sulugöz sakız
leblebi tozu
sulugöz sakız
leblebi tozu
devamını gör...
enerjik insan
tüm gece ağlayıp sabah hiçbir şey olmamış gibi makyajını yapıp hayatına kaldığı yerden devam eden yazarınızdır.
devamını gör...
merdumgiriz_
gördüğüm en güzel doğan insanlardan bi tanesi, baya iyi doğmuş yani böyle güzel bir doğuş daha önce yeryüzünde görülmemişt... tamam tamam.
yeni yaşı kutlu olsun, mutluluklar getirsin demiyorum. bundan sonraki her yaşında mutlulukları kendine çekecektir zaten, biliyorum.
it is known khaleesi.
yeni yaşı kutlu olsun, mutluluklar getirsin demiyorum. bundan sonraki her yaşında mutlulukları kendine çekecektir zaten, biliyorum.
it is known khaleesi.
devamını gör...
bir zamanların en efsane telefonu
nokia 3310. ilk gördüğümde antensiz telefon yapmışlar oha demiştim.
devamını gör...
22 ekim 2021 sözlük mağazası indirim kampanyası
sevdiğim şairlerin karma puanlarının alıp başını gitmesi ve geri dönmemesi sebebiyle mağdur olduğum için desteklediğim kampanyadır.
sorarım size neden bir nazım hikmet ya da aziz nesin rozeti 1739037373377192199 karma olur sayın mağaza sahipleri ?*
sorarım size neden bir nazım hikmet ya da aziz nesin rozeti 1739037373377192199 karma olur sayın mağaza sahipleri ?*
devamını gör...
tayyip adlı bir şahsın küfür ve hakaret hürriyetine sahip olması
yasalar önünde herkesin eşit sayıldığı demokratik hukuk devletimizde adı tayyip olan bir şahıs canı istediğinde, istediğine küfür ve hakaret edebiliyor. mesela bugün yine birine yüzsüz ve terbiyesiz demiş. lakin şimdiye kadar ki uygulamalardan anladığimiza göre yine herhangi bir tazminat ödemeyecek. sanirim bu arkadaş mahkemelerce her türlü yasadan azade, onlardan tümüyle muaf görünüyor. ben de buradan onlara diyorum ki sağda solda sorarlarsa sakın hakimim, savciyim, hukukcuyum diye yalan söylemeyin. çünkü değilsiniz. iyi günler.
edit: onun soylediklerinin yarısını ona söyleyen kaç kişi içeride ya da kaç tl tazminat ödemis bir bakın. kalkıp ama ona da şöyle diyorlar, böyle diyorlar diye gelmeyin.
edit: onun soylediklerinin yarısını ona söyleyen kaç kişi içeride ya da kaç tl tazminat ödemis bir bakın. kalkıp ama ona da şöyle diyorlar, böyle diyorlar diye gelmeyin.
devamını gör...
zamanında ne kadar da salakmışım cümlesi
gün geçtikçe yapılan şeyleri nitelendirme gereksiniminden kaynaklı sık sık kullanılan cümle.
kişi aylar ya da yıllar sonra ne kadar salakmışım o zaman o şeyleri salaklık olarak nitelendirmişim diyebilir.
genelde sinirle birlikte nefret ve beğenmeme duygularının karışımı sonucu dillendirilen cümle.
kişi aylar ya da yıllar sonra ne kadar salakmışım o zaman o şeyleri salaklık olarak nitelendirmişim diyebilir.
genelde sinirle birlikte nefret ve beğenmeme duygularının karışımı sonucu dillendirilen cümle.
devamını gör...
pdf kitap okumak emek hırsızlığı mıdır sorunsalı
okuyorum ve o kadar uzun boyluda düşünemiyorum. bazılarını alıyorum bazılarını pdf okuyorum. o an ne eserse kafama onu yapıyorum. kitaptaki karakterlere mi yanayım emek hırsızlığına girmişim o na mı yanayım bilemedim. tercihim daha çok yazarların fikirlerini çalmaktan yana onu da belirteyim. başlığı görünce sizi gidi tatlı küçük hırsızlar diyesim geldi.*
devamını gör...
recep tayyip erdoğan’ın kızıldere marşından sözler okuması
bir twitter kullanıcısının binali yıldırım'ın 4 yıl önce yaptığı konuşmayı erdoğan'ın yapması sonrasında attığı tweet.
tweet için buradan
videoyu izlemek için
tweet için buradan
videoyu izlemek için
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
geçen hafta bugün zor bir quizim vardı. oh dedim yayın var akşama rahatlarım, kafa dağıtırım; sanki ev partisinde buluşacakmışızcasına. bir baktım ki iptal olmuş, alarm acı acı çaldı o akşam. ama bu akşam buluşacağımız o akşam artık değil mi? buluşalım lütfen, zaten vizeler de yolda... hepimizin ihtiyacı var o şarkılara ve sana!*
devamını gör...
pofuduk
türk dil kurumu sözlüğünde neden bulunmadığını anlamadığım ama olması gerektiğine canı gönülden inandığım, güncel konuşma dilinde çokça kullanılan sözcüktür. genelde çocukların kullanımında yoğun olarak rastlanan sözcük güzel bir sevgi ve beğeni ifadesi olarak kullanılmaktadır.
bir yabancı dil öğretmeni olarak bütün dillere büyük bir tutku ile bağlı olduğum için dillere katılan yeni sözcükler beni her zaman büyülemiştir. ama türkçenin resmiyette bu konuda çok tutucu olduğunu düşünüyorum. yeni sözcükler eğer mantıklı iseler dilleri güçlendirir.
sözcük aslında mantıklı bir temele oturtularak sözlüğe ve sözcük dağarcığımıza katılabilir bence.
pofurdamak diye bir sözcük vardır sözlükte. can sıkıntısını belli etmek için yanakları şişirdikten sonra havayı pof sesi ile dışarı vermek için kullanılır. pofuduk sözcüğü de burdan hareketle türemiş olabilir. zira despicable me’den hatırlayacağımız gibi agnes’in yanakları çok pofuduktur.
pofuduk kelime anlamı olarak yumuşak ve hafif, sevimli ve yumuşacık anlamına gelir. bu kadar sevimli bir sözcüğün sözlük dışında kalıp resmiyet kazanmamış olması gerçekten büyük bir kayıptır.
yanakları pofuduk olan insanlara sesleniyorum: dünyanın bütün pofudukları birleşin!
bir yabancı dil öğretmeni olarak bütün dillere büyük bir tutku ile bağlı olduğum için dillere katılan yeni sözcükler beni her zaman büyülemiştir. ama türkçenin resmiyette bu konuda çok tutucu olduğunu düşünüyorum. yeni sözcükler eğer mantıklı iseler dilleri güçlendirir.
sözcük aslında mantıklı bir temele oturtularak sözlüğe ve sözcük dağarcığımıza katılabilir bence.
pofurdamak diye bir sözcük vardır sözlükte. can sıkıntısını belli etmek için yanakları şişirdikten sonra havayı pof sesi ile dışarı vermek için kullanılır. pofuduk sözcüğü de burdan hareketle türemiş olabilir. zira despicable me’den hatırlayacağımız gibi agnes’in yanakları çok pofuduktur.
pofuduk kelime anlamı olarak yumuşak ve hafif, sevimli ve yumuşacık anlamına gelir. bu kadar sevimli bir sözcüğün sözlük dışında kalıp resmiyet kazanmamış olması gerçekten büyük bir kayıptır.
yanakları pofuduk olan insanlara sesleniyorum: dünyanın bütün pofudukları birleşin!
devamını gör...
e-girl
vaktinin çocuğunu çeşitli sosyal medya platformlarında geçiren ve kendilerine yeni bir karakter yaratmış olan kadın bireylerdir bunun erkek versiyonlarına da e-boy denmektedir.
elektronic girl/boy
elektronic girl/boy
devamını gör...
yazarların ateist olma hikayeleri
kimi ateistler allah'a şükretsinler, seküler ailelerden geliyorlar. benim gibi bazıları ise taaa homo habilis atalarımıza kadar hepsi dindar bireylerden oluşan ailelerden geliyor.
benim ailemde başı açık kadın yoktur. onların anneleri, nineleri de hep kapalıydı. erkekler de öyle... tabi başları kapalı değil, zihinleri kapalı. sülalede tunç, deniz, rüya, defne v.s. gibi isimler yoktur. isimlerin hepsi arapçadır. din ailemde öyle bir yerdedir ki dini ritüel olmadan hiç bir hareket yapılmaz. ayrıntılara girmeyeceğim... ama muhammet ve ona en çok biat eden araplar bile bizim aile kadar müslüman değildir.
neyse... efendime söyliyeyim, bir gün yine, arapça kelimelerin havada uçuştuğu dini sohbetlerin birinde çok dindar bir arkadaşım dedi ki "kertenkeleyi tek vuruşta öldürmek çok sevaptır. vuruş sayısı arttıkça sevap sayısı azalır. ters orantı yani."
-saçmalama mümin kardeşim, öyle şey olur mu? işinde gücünde bir mahluk o. o da zikir çekiyor. niye öldürelim gariban hayvanı? dedim.
-sahih hadistir ya mümin. dedi.
araştırdım. diyanet'e mektup yazdım. (başlığa arapça "bismillahirrahmanirrahim" yazarak) kendim de kütüb-ü sitte'ye baktım. gerçekten böyle bir hadis vardı. diyanet'ten de mümin kardeşimi doğrulayan bir cevap geldi. dahası köpek, doğan, şahin, kerkenez gibi hayvanların öldürülmesi de sevapmış.
yıllardır beynimi kurcalayan, müslüman beni kabuslara sürükleyen bir sürü "kafir" soru nihayet cevaplanmıştı. aslında cevap çok basitti. allah yoktu. din tamamen saçmalıktı. bunu sindirmek herhalde 1 ayımı aldı. bir ay sonra tertemiz ateisttim. sekülerlikten gelen bir ateistlik değil bu, islamı mükemmel bir şekilde biliyorum ve müslümanları çok iyi anlıyorum. çok da mutluyum ve huzurluyum elhamdülillah.
benim ailemde başı açık kadın yoktur. onların anneleri, nineleri de hep kapalıydı. erkekler de öyle... tabi başları kapalı değil, zihinleri kapalı. sülalede tunç, deniz, rüya, defne v.s. gibi isimler yoktur. isimlerin hepsi arapçadır. din ailemde öyle bir yerdedir ki dini ritüel olmadan hiç bir hareket yapılmaz. ayrıntılara girmeyeceğim... ama muhammet ve ona en çok biat eden araplar bile bizim aile kadar müslüman değildir.
neyse... efendime söyliyeyim, bir gün yine, arapça kelimelerin havada uçuştuğu dini sohbetlerin birinde çok dindar bir arkadaşım dedi ki "kertenkeleyi tek vuruşta öldürmek çok sevaptır. vuruş sayısı arttıkça sevap sayısı azalır. ters orantı yani."
-saçmalama mümin kardeşim, öyle şey olur mu? işinde gücünde bir mahluk o. o da zikir çekiyor. niye öldürelim gariban hayvanı? dedim.
-sahih hadistir ya mümin. dedi.
araştırdım. diyanet'e mektup yazdım. (başlığa arapça "bismillahirrahmanirrahim" yazarak) kendim de kütüb-ü sitte'ye baktım. gerçekten böyle bir hadis vardı. diyanet'ten de mümin kardeşimi doğrulayan bir cevap geldi. dahası köpek, doğan, şahin, kerkenez gibi hayvanların öldürülmesi de sevapmış.
yıllardır beynimi kurcalayan, müslüman beni kabuslara sürükleyen bir sürü "kafir" soru nihayet cevaplanmıştı. aslında cevap çok basitti. allah yoktu. din tamamen saçmalıktı. bunu sindirmek herhalde 1 ayımı aldı. bir ay sonra tertemiz ateisttim. sekülerlikten gelen bir ateistlik değil bu, islamı mükemmel bir şekilde biliyorum ve müslümanları çok iyi anlıyorum. çok da mutluyum ve huzurluyum elhamdülillah.
devamını gör...
the good place
(bkz: michael schur) abimizin elinden çıkma 4 sezonluk tatlı bir dizi.
tramvay problemi gibi düşündüren soruların komedi ile işlenmesiyle hem güldürdüğü hem düşündürdüğü olur.
komedi dizisi denilip geçilecek bir dizi değildir ama çok büyük beklentilerle izlenmemesi gerekir .
tramvay problemi gibi düşündüren soruların komedi ile işlenmesiyle hem güldürdüğü hem düşündürdüğü olur.
komedi dizisi denilip geçilecek bir dizi değildir ama çok büyük beklentilerle izlenmemesi gerekir .
devamını gör...
hatalarından ders çıkarmayan insan
hata yapmaktan keyiflenen insandır(utanmaz).
devamını gör...
kız istemenin kadınları aşağılaması
"kadın bir erkeğe varmaz, kadın bir erkeğe verilmez ve bir erkek bir kızı almaz. almak, vermek; bu tabirler kadını kıymetten düşüren, ona ahkar mahiyeti veren şeylerdir. ve her şeyden evvel bu zihniyeti kadınlarımız kafalarından çıkarmalıdır. bilmelidirler ki iki cins birbiriyle hayatlarını birleştirirken yuvaya getirdikleri aynı kıymette şeylerdir ve koca mal sahibi değil, hayat ortağı demektir. bu hukuk müsavatı kadınlarımızın şuurunda yer ettikten sonra onların kuvvetli ve hakiki bir insan olmak için dimağı ve fikri sahada da yükselmek isteyecekleri tabiidir. memleketimizin kadın ve erkeklerini, biri diğerini sürükleyen ve taşıyan değil, el ele ve aynı tempoda yürüyen iki mahluk olarak göreceğimiz günün uzak olmamasını dilerim."*
aklıma ilk bu sözler geldi. şahsen bu paragrafta en çok ilk cümleye katılıyorum. kadın bir erkeğe verilmez ya da ona varmaz. hatta zaten aslında kız istemede kadının fikri sorulmaksızın direkt babaya hitap edilmesi de saygıdan dolayı gösterilse de çok doğru değil aslında. ama şöyle bir şey var ki bu eski bir adet. o zamanki mantığı çok da kötü ya da aslında o zamanki mantığı işte kadınları bir malmış gibi alıp verelim olayı değildi bence. yani ben öyle olduğunu düşünüyorum. sadece büyüklere saygıdan gibi duruyor bu adet. ki zaten artık çok fazla da bir numarası kalmadı. zaten babalar değil esasında kadınlar karar veriyor yollarını birleştirmek istedikleri erkeğe. erkek de aynı şekilde. bu yüzden bu kadar büyütmeye gerek yok aslında. hani öyle eskilerden bir adet ve kötü yorumlanmadığı sürece ve kötü bir şekilde uygulanmadığı sürece çok da büyük bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. bence asıl sıkıntı zihniyette. yukarıdaki yazıda olduğu gibi bir kadının alınıp verilebileceği gibi bir zihniyet varsa asıl sorun orada. ve eğer bu adet o zihniyetlerce yanlış yorumlanıyorsa işte sıkıntı burada. yoksa artık bu adeti böyle görmeye gerek yok. formalite gibi gelip geçiliyor. bunu nasıl yorumladığınıza bağlı. hem biraz da tanışmak olsun maksat. yoksa karar zaten verilmiş. o yüzden de önemli olan adetler değil önemli olan zihniyet. bu adete de bu kadar çok takmayın derim. sonuçta artık bunun çok da bir önemi de kalmadı. ister bu adeti yerine getirin ister getirmeyin. ama artık o kadar değeri ve önemi de kalmadığı için aşağılama gibi bir durum da yok aslında. siz sadece sabahattin ali'nin sözlerine dikkat edin derim*.
aklıma ilk bu sözler geldi. şahsen bu paragrafta en çok ilk cümleye katılıyorum. kadın bir erkeğe verilmez ya da ona varmaz. hatta zaten aslında kız istemede kadının fikri sorulmaksızın direkt babaya hitap edilmesi de saygıdan dolayı gösterilse de çok doğru değil aslında. ama şöyle bir şey var ki bu eski bir adet. o zamanki mantığı çok da kötü ya da aslında o zamanki mantığı işte kadınları bir malmış gibi alıp verelim olayı değildi bence. yani ben öyle olduğunu düşünüyorum. sadece büyüklere saygıdan gibi duruyor bu adet. ki zaten artık çok fazla da bir numarası kalmadı. zaten babalar değil esasında kadınlar karar veriyor yollarını birleştirmek istedikleri erkeğe. erkek de aynı şekilde. bu yüzden bu kadar büyütmeye gerek yok aslında. hani öyle eskilerden bir adet ve kötü yorumlanmadığı sürece ve kötü bir şekilde uygulanmadığı sürece çok da büyük bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. bence asıl sıkıntı zihniyette. yukarıdaki yazıda olduğu gibi bir kadının alınıp verilebileceği gibi bir zihniyet varsa asıl sorun orada. ve eğer bu adet o zihniyetlerce yanlış yorumlanıyorsa işte sıkıntı burada. yoksa artık bu adeti böyle görmeye gerek yok. formalite gibi gelip geçiliyor. bunu nasıl yorumladığınıza bağlı. hem biraz da tanışmak olsun maksat. yoksa karar zaten verilmiş. o yüzden de önemli olan adetler değil önemli olan zihniyet. bu adete de bu kadar çok takmayın derim. sonuçta artık bunun çok da bir önemi de kalmadı. ister bu adeti yerine getirin ister getirmeyin. ama artık o kadar değeri ve önemi de kalmadığı için aşağılama gibi bir durum da yok aslında. siz sadece sabahattin ali'nin sözlerine dikkat edin derim*.
devamını gör...