her gün içsem bıkmam içecekleri
çay. her sabah içiyorum ve her sabah da içmeye devam edebildiğime göre de bıkmıyorum.
devamını gör...
hediye gelen borcamı hediye etmek
kalorifer tesisatı gibi devirdaim yapar. açılmadan elden ele dolaşır. sistem tıkanıklığının doğal bir sonucudur.
kardeş payı dizisinden.
kardeş payı dizisinden.
devamını gör...
çandarlı halil paşa
sultan 2. murad han ve fatih sultan mehmet dönemlerin 15 yıl sadrazamlık yapmış olan osmanlı devlet adamıdır. devşirme değildir ve dedesi kuruluş dönemi vezirlerinden kara halil hayreddin paşa babası ise yine sadrazamlık yapmış olan ibrahim paşadır.
1439 yılında sedaret makamına geldiğinde tahtta sultan 2. murad han vardı. daha sonra o ölüp yerine fatih sultan mehmet geçtiğinde babasından kalan sadrazamı değiştirmemeyi tercih etti. fakat fatih sultan mehmed'in bir önceki taht macerasından halil paşaya ciddi anlamda kin beslediğini söylemekte mümkün.
fatih sultan mehmed tahta çıkar çıkmaz istanbul'un fethi ile alakalı çalışmalar yapmaya başlayınca halil paşa şiddetli bir biçimde muhalefet yapıyordu. ona göre bizans üstüne gidilmemesi gereken ve alınması zor olan bir şehirdi. bazı tarihçiler sadrazam halil paşanın bizans ile ciddi ticaret içinde olduğundan fetih'e karşı çıktığını söylerler fakat kesin bilgi değildir.
1453 yılında istanbul'un fethinden yaklaşık 1 hafta sonra sadrazamlıktan azledilip gözlerine mil çekildi ve zindana kapatıldı. 40 gün sonrada boğularak idam edildi. osmanlı tarihinde idam edilen ilk sadrazamdır.
1439 yılında sedaret makamına geldiğinde tahtta sultan 2. murad han vardı. daha sonra o ölüp yerine fatih sultan mehmet geçtiğinde babasından kalan sadrazamı değiştirmemeyi tercih etti. fakat fatih sultan mehmed'in bir önceki taht macerasından halil paşaya ciddi anlamda kin beslediğini söylemekte mümkün.
fatih sultan mehmed tahta çıkar çıkmaz istanbul'un fethi ile alakalı çalışmalar yapmaya başlayınca halil paşa şiddetli bir biçimde muhalefet yapıyordu. ona göre bizans üstüne gidilmemesi gereken ve alınması zor olan bir şehirdi. bazı tarihçiler sadrazam halil paşanın bizans ile ciddi ticaret içinde olduğundan fetih'e karşı çıktığını söylerler fakat kesin bilgi değildir.
1453 yılında istanbul'un fethinden yaklaşık 1 hafta sonra sadrazamlıktan azledilip gözlerine mil çekildi ve zindana kapatıldı. 40 gün sonrada boğularak idam edildi. osmanlı tarihinde idam edilen ilk sadrazamdır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi
bazen sadece ismindir... cunku sozluk hesabi acarken " nasil bir mahlas" olacagi hic dusunulmemistir...
devamını gör...
sevgili
sevgi verilen varlıktır. yüzü gökyüzüdür. kendinden önce düşündüĝündür. kendinden daha çok sevdiĝin.
devamını gör...
ünlü annelerin diğer anneler üzerinde yarattığı baskı
sevgili yavrum,
sen bu satırları okurken yüksek ihtimalle ben ütü, çamaşır, bulaşık derdinde olup bana sorduğun "annnneeeğ çorabımın teki nerdeeeeee"? sorusuna "nereye koyduysan oradadır ben mi çıkardım!! zaten yorulmuşum kalkmış bana çorap soruyor " diye çemkiriyor olacağım.
ama sakın şunu unutma, ben sana ne kadar çemkirirsem, sana demet akalın'ın kızına aldığı gibi minibüsler alamasam, 15 tane yardımcısı olan ünlülerin her şeyi onlara yaptırıp "şimdi de minnoşumla oyun hamuru saati" diyemesem de seni çok sevdiğimi bil. birlikte geçirdiğimiz her anın özel olduğunu sana hissettirmeye çalışacağıma inan. önemli olanın sadece sevgi olduğunu, reklamlarla işimizin olmadığını anla. seni şimdiden çok seviyorum minnoş.
sen bu satırları okurken yüksek ihtimalle ben ütü, çamaşır, bulaşık derdinde olup bana sorduğun "annnneeeğ çorabımın teki nerdeeeeee"? sorusuna "nereye koyduysan oradadır ben mi çıkardım!! zaten yorulmuşum kalkmış bana çorap soruyor " diye çemkiriyor olacağım.
ama sakın şunu unutma, ben sana ne kadar çemkirirsem, sana demet akalın'ın kızına aldığı gibi minibüsler alamasam, 15 tane yardımcısı olan ünlülerin her şeyi onlara yaptırıp "şimdi de minnoşumla oyun hamuru saati" diyemesem de seni çok sevdiğimi bil. birlikte geçirdiğimiz her anın özel olduğunu sana hissettirmeye çalışacağıma inan. önemli olanın sadece sevgi olduğunu, reklamlarla işimizin olmadığını anla. seni şimdiden çok seviyorum minnoş.
devamını gör...
insanı bitiren şey
tek kelime ile "belirsizlik"tir.
devamını gör...
tıp vs mühendislik
tıp fakültesi okurken kimse rakibin değildir, not paylaşımı en üst noktadadır kimse kimseden notunu bilgisini saklamaz, tabi ki istisnalar mevcut, ki zaten hipokrat yemininde de bulunur bilginin karşılıksız aktarmaya olan sözümüz.
sınıf geçmek zaman zaman zorlayabilir zaten uzun olan mesleğe adımınız gecikeceği için stres altında hissedebilirsiniz kendinizi.
6.seneye geldiğinizde intörnlük denen ne olduğu belirsiz bir döneme girilir. yarı doktor yarı hemşire olursunuz , hemşirelerin yapmadığı işler ,asistanların angarya gördüğü işler ,nöbet ,hasta muayenesi , pratisyenlik için tecrübe kazanmak , düşünüyorsanız tus çalışma derken zorlu bi periyota girersiniz. tabi bu dönemin harika bir yönü vardır ; maaş almaya başlarsınız... şaka şaka ne harikası 600 lira bi şey alırsınız işte çok da şey etmeyin.
ama bu zorlu dönemin sonunda o hayallerini kurduğunuz harika gün gelir evet evet artık mezun olmuşsunuzdur. 6 senelik okulunuz bitmiş ve artık gerçekten doktorsunuzdur.. muhteşem değil mi? değil işte... şanslıysanız ilk tercihinize yerleşirsiniz dhy denen atamada. değilseniz devlet nereye atarsa belki şırnak belki diyarbakır şans işi. olsun be dersiniz en azından atandık yerimiz belli..başlarsınız göreve iki gün sonra başhekim gelir ve hop o da ne geçici görev selamun aleyküm demiş bile size..ama ev tutmuştum bu ilçeden diğeri daha uzak diyemeden imzalar atılır ve yeni hastanenize geçersiniz. toplum sağlığı merkezi veya acil serviste görev yapılır genelde. intörnlükte kimse size pratik bilgi vermediği için zorlanmanız kuvvetle muhtemeldir. maaş olarak 6civarı alırsınız. 6bin maaşı kalem kalem verdikleri için asıl maaşınız 3.5tir aslında. yani kalanı ekstradır. başakşehir çam sakurada bir dönem olduğu gibi 3.5 bine de insan hayatıyla uğraşabilirsiniz . döneri varsa hastanenizin şanslısınız 8e kadar varabilir maaş ama çoğu hastane battığı için o da zor sanırım. ha tus kazanamadıysanız geçici görev ,hastalar , verilen beyaz kodlar, gelen şikayetler ,pratisyenlik derken onunla da uğraşırsınız.
lan bi kazanayım tusu rahatım dersiniz dershaneler de bunu aşılar size verin parayı kazandıralım hayatınız kurtulsun... verirsiniz parayı çalışırsınız günde 6-7 saat kazanırsınız evet artık uzmanlığa geçiş yapmışsınızdır asistan doktorsunuzdur...herkes kazanayım mutlu olucam hayalleri kurarken mutlu olmaya zaman bulamadan ayda en az 10dan başlayan üst sınırı bulunmayan nöbetler gelir.bu nöbetlerse günde 3 saat uyursanı şanslı sayılırsınız. yaklaşık iki sene böyle devam eder.kafayı sıyırmazsanız çok şanslı sayabilirsiniz kendinizi çünkü altınıza çömez geldikçe rahatlamaya başlarsınız zira artık onlar zorlanmaya başlamıştır. uzmanlık eğitimi bitince zorunlu göreve başlarsınız maaşı pratisyen maaşından pek de farklı olmaz. bi de yan dal yapayım dersiniz binbir emek verip onu da kazanırsınız... yan dal sonrası tekrar zorunlu hizmet yaparsınız. yaşınız her sınavı ilkinde kazandığınızı hiç sınıfta kalmadığınızı her şeyin mükemmel gittiğini düşünürsek 35e dayanır. hayırlı olsun artık bir yandal uzmanısınızdır. bu kısımdan itibaren pek bilgim olmadığı için sonrasını bilemeyeceğim. ..
sonuç olarak bana sorarsanı tıp yazayım mı diye hayır yazmayın derim. siz bana tekrar tıp yazar mısın diye sorarsanız evet yazarım. samimi arkadaşlıklar hekim dayanışması ve benim karakterime uygun gelmeyen patrona yalakalık gibi muhabbetlere canınız istemediğini sürece girmezsiniz. kendi yağınızda kavrulursunuz halk sizi çok zengin sanırken. bu arada aldığınız her kuruş ananızın ak sütü gibi helaldir. bütün sağlık çalışanları için söylüyorum bunu. eksiği çok fazlası hiç yok bu maaşın. 48 saatte 40 saat insan hayatıyla uğraşmayan anlamaz bunu.
galiba dağınık yazdım ama içimden geldiği gibi planlamadan birinci sınıftan pratisyenliğime kadar olan zamanı gözümün önüne getirerek yazmaya çalıştım. sorusu olan bütün gençlere mesaj kutum açıktır.
sınıf geçmek zaman zaman zorlayabilir zaten uzun olan mesleğe adımınız gecikeceği için stres altında hissedebilirsiniz kendinizi.
6.seneye geldiğinizde intörnlük denen ne olduğu belirsiz bir döneme girilir. yarı doktor yarı hemşire olursunuz , hemşirelerin yapmadığı işler ,asistanların angarya gördüğü işler ,nöbet ,hasta muayenesi , pratisyenlik için tecrübe kazanmak , düşünüyorsanız tus çalışma derken zorlu bi periyota girersiniz. tabi bu dönemin harika bir yönü vardır ; maaş almaya başlarsınız... şaka şaka ne harikası 600 lira bi şey alırsınız işte çok da şey etmeyin.
ama bu zorlu dönemin sonunda o hayallerini kurduğunuz harika gün gelir evet evet artık mezun olmuşsunuzdur. 6 senelik okulunuz bitmiş ve artık gerçekten doktorsunuzdur.. muhteşem değil mi? değil işte... şanslıysanız ilk tercihinize yerleşirsiniz dhy denen atamada. değilseniz devlet nereye atarsa belki şırnak belki diyarbakır şans işi. olsun be dersiniz en azından atandık yerimiz belli..başlarsınız göreve iki gün sonra başhekim gelir ve hop o da ne geçici görev selamun aleyküm demiş bile size..ama ev tutmuştum bu ilçeden diğeri daha uzak diyemeden imzalar atılır ve yeni hastanenize geçersiniz. toplum sağlığı merkezi veya acil serviste görev yapılır genelde. intörnlükte kimse size pratik bilgi vermediği için zorlanmanız kuvvetle muhtemeldir. maaş olarak 6civarı alırsınız. 6bin maaşı kalem kalem verdikleri için asıl maaşınız 3.5tir aslında. yani kalanı ekstradır. başakşehir çam sakurada bir dönem olduğu gibi 3.5 bine de insan hayatıyla uğraşabilirsiniz . döneri varsa hastanenizin şanslısınız 8e kadar varabilir maaş ama çoğu hastane battığı için o da zor sanırım. ha tus kazanamadıysanız geçici görev ,hastalar , verilen beyaz kodlar, gelen şikayetler ,pratisyenlik derken onunla da uğraşırsınız.
lan bi kazanayım tusu rahatım dersiniz dershaneler de bunu aşılar size verin parayı kazandıralım hayatınız kurtulsun... verirsiniz parayı çalışırsınız günde 6-7 saat kazanırsınız evet artık uzmanlığa geçiş yapmışsınızdır asistan doktorsunuzdur...herkes kazanayım mutlu olucam hayalleri kurarken mutlu olmaya zaman bulamadan ayda en az 10dan başlayan üst sınırı bulunmayan nöbetler gelir.bu nöbetlerse günde 3 saat uyursanı şanslı sayılırsınız. yaklaşık iki sene böyle devam eder.kafayı sıyırmazsanız çok şanslı sayabilirsiniz kendinizi çünkü altınıza çömez geldikçe rahatlamaya başlarsınız zira artık onlar zorlanmaya başlamıştır. uzmanlık eğitimi bitince zorunlu göreve başlarsınız maaşı pratisyen maaşından pek de farklı olmaz. bi de yan dal yapayım dersiniz binbir emek verip onu da kazanırsınız... yan dal sonrası tekrar zorunlu hizmet yaparsınız. yaşınız her sınavı ilkinde kazandığınızı hiç sınıfta kalmadığınızı her şeyin mükemmel gittiğini düşünürsek 35e dayanır. hayırlı olsun artık bir yandal uzmanısınızdır. bu kısımdan itibaren pek bilgim olmadığı için sonrasını bilemeyeceğim. ..
sonuç olarak bana sorarsanı tıp yazayım mı diye hayır yazmayın derim. siz bana tekrar tıp yazar mısın diye sorarsanız evet yazarım. samimi arkadaşlıklar hekim dayanışması ve benim karakterime uygun gelmeyen patrona yalakalık gibi muhabbetlere canınız istemediğini sürece girmezsiniz. kendi yağınızda kavrulursunuz halk sizi çok zengin sanırken. bu arada aldığınız her kuruş ananızın ak sütü gibi helaldir. bütün sağlık çalışanları için söylüyorum bunu. eksiği çok fazlası hiç yok bu maaşın. 48 saatte 40 saat insan hayatıyla uğraşmayan anlamaz bunu.
galiba dağınık yazdım ama içimden geldiği gibi planlamadan birinci sınıftan pratisyenliğime kadar olan zamanı gözümün önüne getirerek yazmaya çalıştım. sorusu olan bütün gençlere mesaj kutum açıktır.
devamını gör...
hz. ali'den hikmetler
gıybet, acizlerin uğraşıdır.
devamını gör...
sözlükteki kan aranıyor duyuruları
devamını gör...
goril
afrika'da yaşayan en güçlü ve aynı zamanda en iri otçul maymun türü. bazıları ağırlık olarak 250-300 kiloya ulaşır. bu güçlü yapılarına rağmen sakin kalmaya çalışır. çekilen birçok belgeselde yalnızca leoparlara karşı agresif davranış sergiledikleri görülmüştür. goril, ağır olmasına karşın ağaçlara en rahat tırmanan memeli türü.
devamını gör...
agora meyhanesi radyo yayını
geliyor gelmekte olan.
devamını gör...
aptal puma sendromu
elde edeceğim şey, harcadığım emeğe değecek mi sorusunu sordutturur.bazen plansız bir şekilde belirlenen hedeflerin peşinden ısrarla koştururuz en büyük kaybın zaman olduğunu bilmeden.
devamını gör...
yangında ilk kurtarılmayacaklar
kendini kurtarmak için başkasını ateşe atmayı tercih edenler. benciller.
devamını gör...
kitap okuma aşkını kazandıran kitabın ismi
amin maalouf - semerkand
alıntılar ;
''hiçbir şeye şaşırma, hakikatin de insanların da iki yüzü vardır. ''
aklı başında olmayı da bilirim, delirmeyi de.
sevimli biri de olabilirim , iğrenç biri de..."
ayağa kalk uyumak için önümüzde sonsuzluk var
cennet de cehennem de senin içinde
ve daha niceleri.
alıntılar ;
''hiçbir şeye şaşırma, hakikatin de insanların da iki yüzü vardır. ''
aklı başında olmayı da bilirim, delirmeyi de.
sevimli biri de olabilirim , iğrenç biri de..."
ayağa kalk uyumak için önümüzde sonsuzluk var
cennet de cehennem de senin içinde
ve daha niceleri.
devamını gör...
shahram nazeri
shirin shirin ve sheyda shodam parçası olağanüstü güzellikte olan müzisyen.
devamını gör...
uyuyan kişiyi uyandırma yöntemleri
meşgule atıncaya ya da uykulu sesini duyuncaya kadar aramak.
devamını gör...
ksiloloji
odun bilimi anlamına gelen ksiloloji, ahşabın kaba ve ince yapısına odaklanan bir dendrokronoloji dalı (ağaç halkaları ile tarihleme yapma yöntemi) olarak bilinmektedir. ksiloloji evlilik hazırlıklarına girişen eş adaylarınca mecazi olarak da kullanılmaktadır.
ormancılık ve orman mühendisliği ile ilgili bir bilim dalı olan ksilolojinin kökeni yunanca ksilon - ahşap kelimesinden gelmektedir.
odun hücreleri ve dokuları ile ilgili konuları; odunların fiziksel, mekanik ve kimyasal özelliklerini inceleyen ksiloloji sanal dünyada şöyle kullanılmaktadır:
“hiç mi ksiloloji bilmiyorsun, bu bildiğin yontulmamış kütük. evlenirsen gazetelerin 3.sayfasında görürüz seni…. ne demişler kütüğü adam yapmaya çalışma… kütük tersten okununca da kütüktür”.
“mumla mı aradın bunu…ayağını çalıya çırpıya sürt daha iyi…odun bu odun, ksiloloji öğren biraz.”
”sen gepetto gibi ksiloloji uzmanı değilsin ki bu odunu pinokyoya dönüştüreceksin. karşındaki odun, iyice yontman gerekir onu”.
“bak necip fazıl demiş ki…tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur…bu mu tomurcuk açacak”.
erkekler ise “ksiloloji bilmeyiz ama odunu fazla inceltirsen kıymıkları çok olur… bir erkek ne kadar odun olursa olsun, tek bir kadın için yandığı sürece adamdır” diyerek cevap vermektedir.
ahşap, teknolojide kullanılan tüm malzemeler arasında en çeşitli, en kullanışlı, en sağlıklı ve en doğal olanıdır. oturduğunuz evlerdeki her maddenin ruhunuza ve bedeninize etkisi vardır. ahşap pozitif enerjiyi en çok veren malzemedir.
iyi bir marangoz iseniz bir kütük bile elinizde güzellikler ile dolu ahşap mobilyalara dönüşür.
çocuklar için ağaç ev bile yaparsınız.
“sokağımız arnavut kaldırımı,
evimiz ahşap iki oda.
daha iyisi de olabilirdi ya,
şükür buna da” - turgut uyar.
ormancılık ve orman mühendisliği ile ilgili bir bilim dalı olan ksilolojinin kökeni yunanca ksilon - ahşap kelimesinden gelmektedir.
odun hücreleri ve dokuları ile ilgili konuları; odunların fiziksel, mekanik ve kimyasal özelliklerini inceleyen ksiloloji sanal dünyada şöyle kullanılmaktadır:
“hiç mi ksiloloji bilmiyorsun, bu bildiğin yontulmamış kütük. evlenirsen gazetelerin 3.sayfasında görürüz seni…. ne demişler kütüğü adam yapmaya çalışma… kütük tersten okununca da kütüktür”.
“mumla mı aradın bunu…ayağını çalıya çırpıya sürt daha iyi…odun bu odun, ksiloloji öğren biraz.”
”sen gepetto gibi ksiloloji uzmanı değilsin ki bu odunu pinokyoya dönüştüreceksin. karşındaki odun, iyice yontman gerekir onu”.
“bak necip fazıl demiş ki…tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur…bu mu tomurcuk açacak”.
erkekler ise “ksiloloji bilmeyiz ama odunu fazla inceltirsen kıymıkları çok olur… bir erkek ne kadar odun olursa olsun, tek bir kadın için yandığı sürece adamdır” diyerek cevap vermektedir.
ahşap, teknolojide kullanılan tüm malzemeler arasında en çeşitli, en kullanışlı, en sağlıklı ve en doğal olanıdır. oturduğunuz evlerdeki her maddenin ruhunuza ve bedeninize etkisi vardır. ahşap pozitif enerjiyi en çok veren malzemedir.
iyi bir marangoz iseniz bir kütük bile elinizde güzellikler ile dolu ahşap mobilyalara dönüşür.
çocuklar için ağaç ev bile yaparsınız.
“sokağımız arnavut kaldırımı,
evimiz ahşap iki oda.
daha iyisi de olabilirdi ya,
şükür buna da” - turgut uyar.
devamını gör...
yoldaş benjamin franklin
#1182878 no'lu tanımda resmedilen manzaradan mütevellit benim gibi en azılı hunililerden birisine bile yoldaş'ı savundurttunuz ya pes diyorum artık.*
kendisi için bilmem ne ilkokulundan 5a sınıfı öğrencisi sünger kardeşiniz şu şiiri paylaşmakta bir beis görmemektedir:
öcü gibi korkuyorlar yoldaşımdan
gün geçtikçe ürküyorlar yoldaşımdan
kim saldırdı hele bakın
adi muhalif akın
kaçıyorlar takım takım yoldaşımdan
burjuva mevki düşkünü
yoldaş'a kin güdüşünü
korka korka ürküşünü yoldaşımdan
bir de sana yollu diyorlar
yolun yolumuzdur yoldaş!
yoldaş zulme korku saldı
beynimizde bilinç kaldı
savaşarak ilham aldı
benjamin franklin'den
yazarlar savaşacak
tüm safalar yıkılacak
muhalifler de örnek alacak yoldaşımdan!
nereden esinlendin ey sünger diye sorarsanız, ozan rençber "mao zedong yoldaşım" türküsüne bir göz atabilirsiniz.
kendisi için bilmem ne ilkokulundan 5a sınıfı öğrencisi sünger kardeşiniz şu şiiri paylaşmakta bir beis görmemektedir:
öcü gibi korkuyorlar yoldaşımdan
gün geçtikçe ürküyorlar yoldaşımdan
kim saldırdı hele bakın
adi muhalif akın
kaçıyorlar takım takım yoldaşımdan
burjuva mevki düşkünü
yoldaş'a kin güdüşünü
korka korka ürküşünü yoldaşımdan
bir de sana yollu diyorlar
yolun yolumuzdur yoldaş!
yoldaş zulme korku saldı
beynimizde bilinç kaldı
savaşarak ilham aldı
benjamin franklin'den
yazarlar savaşacak
tüm safalar yıkılacak
muhalifler de örnek alacak yoldaşımdan!
nereden esinlendin ey sünger diye sorarsanız, ozan rençber "mao zedong yoldaşım" türküsüne bir göz atabilirsiniz.
devamını gör...
zeki demirkubuz
fiyakalı kaybedenler yaratan yönetmendir.
karakterleri yalnızca yenilmezler, yenilgilerini de tekrar ederler. bir kez daha deneseler bile, daha iyi yenilmezler. bir tekerrür hali, sürer gider.
zeki demirkubuz’un karakterleri durağandır, dinamik değildir, gelişmezler. büyük iç sorgulamalar yaşamazlar, kısacası değişmezler, ama çoğunlukla kendi isteklerine yenilirler, marazi kişiliklerdir.
karakterleri yalnızca yenilmezler, yenilgilerini de tekrar ederler. bir kez daha deneseler bile, daha iyi yenilmezler. bir tekerrür hali, sürer gider.
zeki demirkubuz’un karakterleri durağandır, dinamik değildir, gelişmezler. büyük iç sorgulamalar yaşamazlar, kısacası değişmezler, ama çoğunlukla kendi isteklerine yenilirler, marazi kişiliklerdir.
devamını gör...