istikamet net olarak belirtildiğinde daha anlaşılır olacak, son derece haklı bir söylem.*

ortaçağa doğru büyük bir kararlılıkla ilerliyoruz ama o biçim bir kararlılık diyim yani siz anlayın; freni patlamış kamyon gibi böyle. e avrupalıların zamanda geriye gitmeye çalışan birilerini görünce şaşırması normal.
devamını gör...

altın küre ödüllü dizidir.
-en iyi mini dizi
-mini dizi dalında en iyi kadın oyuncu

(bkz: 78. altın küre ödülleri)
devamını gör...

içten bir tebessüme sahipse aksesuara ihtiyacı yoktur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

insanı anlık dumura uğratır. sol parmağınızdaki yüzüğü ani bir hareketle amerikan selamıvari biçimde kaldırarak gözüne sokabilir veyahut bekârsanız da belki bir şans vermek isteyebilirsiniz.
devamını gör...

kara deliklerin etrafında bulunan ve bir kez içine düşüldüğünde bir daha geri dönülemeyeceğini düşündüğümüz sınır.

kara delikler, kütle çekimsel güçleri sınırsız ya da sonsuz olan cisimler değil. bir kara deliğin olay ufkunun hemen dışında sağlam kalmak mümkün ama olay ufkundan içeriye düşmeye başladığınızda bundan kaçabilmenizin tek bir yolu var: ışıktan hızlı hareket etmek. bu da -en azından bildiğimiz kadarıyla- mümkün değil.

bir kara deliğin olay ufku civarında neler oluyor, buradaki yapı nasıl ortaya çıkıyor? basitçe anlatmaya çalışayım.

olay ufkunun hemen dışında biriken maddelere birikim diski diyoruz. bunlar kara deliğin etrafına nasıl yığılıyor?

diyelim ki kara deliğe doğru yaklaşan bir gaz kütlesi var. bu kütle kara deliğe yaklaşır yaklaşmaz olay ufkundan içeriye düşmez. önce, kütle çekim etkisi nedeniyle kara deliğe yaklaştıkça hızlanır, ondan uzaklaştıkça yavaşlar. tipik bir yörünge hareketine benzer bu hareket. yine diyelim ki, kara deliğe yaklaşan tek gaz kütlesi bu değil. başka bazı yönlerden de farklı gaz kütleleri geliyor. bu gaz bulutları birbirleriyle çarpışabilir ve kinetik enerji kaybı yaşarlar. enerji kaybeden bulutların hızı düşer. hızı düşen bulutlar kara delikten fazla uzaklaşamamaya başlar ve onun etrafında eliptik bir yörüngeye yerleşir.

her yönden gelen bu gaz bulutları arasında kaos ve çarpışma ortamı sürekli olarak devam eder. gaz bulutları arasındaki çarpışmalar ne kadar çok olursa, hız kaybı da o kadar sık yaşanır. hız düştükçe yörüngeler eliptik olmaktan çıkarak daireselleşmeye başlar. bu sırada enerji vardan yok olmayacağı için, kaybedilen kinetik enerji, ısı enerjisine dönüşür. birikmekte olan gaz kütlelerinin sıcaklığı gittikçe yükselir. şimdi artık kara deliğin etrafında dairesel yörüngede dolanan sıcak bir bulutumuz var.

gaz bulutlarının iç kesimleri kara deliğe daha yakın olduğundan, tıpkı yörünge hareketinde olduğu gibi, daha hızlı hareket eder. bunun neticesi, iç kısımdaki gazla dış kısımdaki gaz arasında ortaya çıkan sürtünme kuvvetleri ve enerji kayıplarıdır. iç kısımdaki gazlar bu etkiler nedeniyle gittikçe daha küçük yörüngelere otururlar. işte birikim diski dediğimiz şey budur.

birikim diski orada öylece kalır mı?

diskteki madde gittikçe ısındığı ve yörünge büyüklüğünü değiştirdiği için, diskin toplam açısal momentumu sürekli olarak diske yeniden dağılır (çünkü korunumlu bir fiziksel özelliktir.) bahsi geçen madde viskozitesi nedeniyle spiral bir hal alır yavaş yavaş ve gittikçe küçülen yörüngelerin bir sonucu olarak kara deliğe doğru hızla düşmeye başlar. işte bundan geri dönüş yoktur. bu noktadan sonra parlak, sıcak madde görünmez olur ve karanlık bir görüntü ortaya çıkar. işte bu noktaya olay ufku deriz.

***

kaçış hızı ya da kurtulma hızı olarak adlandırdığımız bir özellik var. kısaca uzaydaki bir cisim üzerinden kurtulup uzaya çıkabilmek için gereken hız limiti olarak tanımlanabilir. örneğin saniyede yaklaşık 11,2 kilometre hıza sahipseniz, dünya yüzeyinden kurtulup uzaya çıkabilirsiniz. ancak kara deliklerde bu sınır ışık hızıdır. bu yüzden olay ufkundan ışık bile kaçamaz denir ki bunu çoğunuz duymuştur mutlaka. buna rağmen kara deliklerden de madde kaçışı olabilir. bunun için (bkz: hawking radyasyonu)

***

2019 yılında olay ufkunun fotoğrafını çekmeyi başardık.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, forbes. com'dan alıntıdır.)

aslında fotoğrafta gördüğümüz ortada bulunan karanlık "şey" kara deliğin kendisi değil "gölgesi" çünkü onu doğrudan görme şansımız yok. etrafındaki birikim diski ise tam da modellemelere uygun şekilde yakalanmış. bu fotoğrafın çekilebilmesi için dünya boyutlarında bir teleskop gerekirdi. böyle bir teleskobu doğrudan inşa etmek mümkün değil. bu nedenle dünyanın çeşitli bölgelerindeki teleskoplar ile tek bir teleskop gibi çalışan bir ağ kuruldu ve böylece bu efsanevi fotoğrafı yakalama şansını elde ettik.

bu fotoğraf, messier 87 adlı galaksinin merkezindeki süper kütleli kara deliğin olay ufkuna ait. ilerleyen zamanlarda kendi galaksimizdekinin de bir fotoğrafını çekmek için çalışmalar sürüyor.

galaksimizdeki kara delikle ilgili bilgi için (bkz: sagittarius a)
devamını gör...

fibonacci dizisinde bulunur. ardışık iki fibonacci sayısını oranlarsanız altın oranı elde edersiniz. örneğin 610/377=1,6180... şeklinde ilerler. bu oranı ne kadar büyütürseniz, o kadar altın orana yaklaşır. altın oran ilk kez yunan matematikçilerde görülmüştür.
altın oranın doğada birçok örneği olduğuna inanılır ama bu tamamen doğru değildir. örneğin; deniz kabukları ile fibonacci spiralini üst üste koyduğunuzda uymadığını fark edersiniz. benzeyen sadece spiral şeklidir.
kaynak
devamını gör...

gelecekte olursa eğer kızımın / kızlarımın ismini bırakmak isterim.
eylül ve arven
devamını gör...

alevi, sünni, türk, kürt ayırımı yapmamayı ne zaman öğreneceğiz gerçekten biz, dilerim bir gün tüm insanlık olarak birleşir ve bu ayrımı yapmayız, bu başlığa diyeceğim tek şey bu.
devamını gör...

pek küfür etmeyen bir erkek olarak, selamlaşmayı dahi asgari seviyeye indireceğim kadın türüdür. kesinlikle yakışmaz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

fotoğraf yarışmamız sonuçlandı!
oylama sonucunda yarışmayı kazanan, ''umut'' isimli fotoğrafıyla nikimyok oldu, tebrikler!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel bir sonraki etkinliğimizde görüşmek üzere!
devamını gör...

diğer ülkelere örnek olmasını temenni ettiğim durumdur. bazı ülkelerde ped alamadığı için evde kalmak zorunda olan insanların, kız çocuklarının varlığını öğrendikten sonra gerekliliğini savunduğumdur. regl ve kadın pedinin öcü olmadığı, normal birşey olduğu böyle böyle öğrenilecektir.
devamını gör...

ömründe kadın görmemiş yazar beyanı.

siz trafik polis misiniz ki kadınları yönlendiriyorsunuz. ayrıca bu kadınlar hangi sanayide hangi torna tezgahından çıkıyor, bilelim de bize uygun olanlarını gidip alalım. kadınlar böyle fütursuzca genellendiğine göre hepsi tek tip demek ki.
devamını gör...

bu entry çokça spoiler içerebilir!

orhan pamuk’un mükemmel eseri. bir renk çığlığı, eski istanbul’un daracak sokaklarına sığınan nakkaşların asırlar sonrasına seslenişi, polisiye roman, tarihi roman.

açıkcası orhan pamuk’u ilk kez okumaya başladığımda (kar ile başlamıştım) beklentilerim çok yüksekti. beklentilerimi karşıladı mı ? bir konu hariç evet, beklentilerimi sonuna kadar karşıladı. bu kitapta da aynısı oldu. orhan pamuk’un kitaplarında beklentilerimi karşılamayan tek konu karakter derinliği oldu, oluyor. hiçbir romanında karakterlerin derinine inemedim, onlar gibi düşünemedim. çünkü o kadar çok fikir değiştiriyorlar, o kadar arada kalıyorlar ki, hızlarına yetişemiyorum, bu da onları anlamamı zorlaştırdığı gibi, onlar gibi düşünmemi de zorlaştırıyor. örneğin bu romandaki şeküre’yi ele alalım. şeküre kimi tercih edeceği konusunda öylesine kararsız kalıyor ki, bir paragrafta o kadar çok fikir değiştiriyor ki onun ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum. şeküre’ye tamam, dul bir kadın ikinci evliliğinde daha güvende olmak istiyor diyelim ancak diğer karakterlerde de aynı tadı alıyorum. uzatmayayım, orhan pamuk’un romanlarının karakterlerini pek özümseyemediğimi söyleyebilirim.

artılarına gelirsek.

orhan pamuk, romanlarını gerçekten inanılmaz kurguluyor. romanın geçeceği tarihleri öylesine iyi araştırıyor, öylesine iyi özümsüyor ki, yazdığı eserlerin kurgusunda hiçbir eksik kalmıyor. bu kitap içinde aynısı geçerli. kitabın geçeceği dönemi, nakkaşları o kadar iyi biliyor ki, romanı kurgulamakta hiç mi hiç zorlanmadığını düşünüyorum. orhan pamuk yalnızca romanlarının kurgusu için bile okunur.

dil konusuna gelirsek.
açıkcası kitabın dilini çok zor, anlaşılmaz bulduğumu söyleyemeceğim. yer yer nokta koyulmadan bitirilen sayfalar sıksa da orhan pamuk gayet anlaşılır bir dille yazmış bence. (dil bilgisi bilgimin biraz kıt olduğu gerçeğini bilmenizi isterim.)
dil konusunda kara kitap’ın sanırım biraz önünde, onu da belirteyim. (ruh halimin berbat olduğu bir dönemde okumaya çalıştığım kara kitap’ı 50. sayfaya gelmeden bırakmamın nedeni dilidir, bunun bilinmesini isterim. o yüzden kara kitap’a bir şans daha vereceğimi bilmenizi istiyorum.)

uzatmayayım efenim, karakter derinliği pek sevemedim, kurgusuna ve karınca misali üzerine çalışması, işlenmesine hayran kaldım, dili de fena bulmadım.
devamını gör...

amerikalı hiciv ustası kurt vonnegut tarafından yazılmış olan savaş romanı. ozark vonnegut göndermeleri ile beni darlamaya başlayınca şart oldu bu başlığa yazmak.* eserin orijinal adı slaughterhouse-five olarak geçmektedir. aslında tamamen savaş romanı demek zor, daha çok biraz bilim-kurgu biraz da yarıotobiyografik bir eser olarak tanımlamak daha makul muhtemelen. ikinci dünya savaşı sırasında dresden'de savaş esiri olarak bulunan billy pilgrim zamanında onunla aynı kaderi paylaşmış olan yazarın anılarının çarpık bir yansıması olarak okuyucuya sunulurken aynı zamanda kitabın başka bir karakteri olan başarısız bilim-kurgu yazarı kilgore trout ise yine vonnegut'ın alter egosu olarak okuyucunun karşısına çıkar. zamandan tamamen kopmuş olan pilgrim kitap boyunca düzensiz bir biçimde sürekli farklı zaman aralıkları arasında geçiş yaparak ilerler bundan ötürü heller'ın catch 22 eseri ile benzerlikler gösterir mezbaha-5 fakat burada düzensiz zaman geçişleri tamamen kitap boyunca tekrarlanan zaman algısını aktarmak için bu şekilde yazılmıştır. yine başka bir benzerlik cümle tekrarlarıdır ki mezbaha-5 bunu kitapta bahsedilen her ölümden sonra not düşülen so it goes deyimi ile yapar. ne abartıldığı kadar iyi ne yerildiği kadar kötü bir kitap ek olarak yazarın mother night isimli eserinin ana karakteri olan howard campbell karakteri de kitapta kısa süre görünür ve kitabın finali hakkında açıkça spoiler barındırır bu yüzden önce mother night okunsa daha iyi olur bence. vonnegut ne savaşı dramatize eder -çünkü bakınca zaten çılgınlık olan bir şeyi olduğundan daha da dramatikleştirmek mümkün değildir- ne de onun insan üzerindeki etkisini küçümser. kitap genel bir eleştiri barındırır özünde, oldukça ince bir hiciv vardır mezbaha-5'in satır aralarında. ek olarak bu sadece bir teori olsa bile criminal minds'ın 2. sezon 22. bölümünde* kurbanlarını katletmek için mezbahaya kapatan bir katil mevcuttu ve mezbahanın demir kapısının üzerinde büyük kırmızı harfler ile 5 numarası düşülmüştü, muhtemelen tesadüf değildir çünkü ondan bir önceki bölüm vonnegut ile ilgiliydi. oldukça şık bir referans olmuş. kitabın 1972 yılında george roy hill tarafından çekilmiş bir filmi de mevcut ama vasat bir film olmaktan öteye gidemiyor ne yazık ki.


“there is no beginning, no middle, no end, no suspense, no moral, no causes, no effects. what we love in our books are the depths of many marvelous moments seen all at one time.”

“all time is all time. ıt does not change. ıt does not lend itself to warnings or explanations. ıt simply is. take it moment by moment, and you will find that we are all, as ı've said before, bugs in amber.”
devamını gör...

takipçilerimin takip etmediğine yemin edebilirim ama kanıtlayamam. mesela birinin gönderisini beğeniyorum sonra o kişi gelip benim son 3 ya da 4 gönderimi beğeniyor. okumadan beğendiklerine yemin edebilirim ama kanıtlayamam.*.
instagramda da vardı aynı olay ben senin fotoğrafını beğendim sen benimkini beğenmedin. şimdi bakıyorum burda da aynı çukura düştüm. beğeniyorsam okuyorumdur. takip ediyorsam beğeniyorumdur.
illa takipçi mi istiyorsunuz, son gönderileri beğen takip et, dönerse senindir dönmezse hiç senin olmamıştır.
sevgili yazarlardan ricamdır, ben beğeniyorum diye dönüp beğenmek zorunda değilsiniz. bırakın ben 3-4 beğeni ile de mutluyum. *
sözüm asla bazı yazarlara değildir. sözüm gerçekten meclisten dışarıdır.
devamını gör...

örnek verilen avrupa’da cinsel eğitim anaokulunda başlayıp düzenli devam eden, kadınların kadınlıklarından utanmadığı, erkeklerin ise erkekliklerini “kaç kadını becerdikleriyle” ölçmediğini, avrupa’nın kenarından kıyısından geçmeyenlerin bilemeyeceği durum.

ayrıca bir diğer nokta, avrupa’da “zorla” 18 yaşından küçükler, 40-50-60 yaşlarındaki şerefsizlerle evlendirilmiyor, bunun da kanunları mevcut.

yani avrupa’da bulunan bu durumun, ortadoğu’nun bir ülkesinde dert edilmesi kadar saçma bir şey yoktur.
devamını gör...

yalnızlığımızın görkemli kalelerinden çıkabilecek kadar cesur olamadığımız için.
devamını gör...

ismail abi ile erdal bakkal yarışır.
devamını gör...

çok hızlı göz attım, detaylıca okumadan ama galiba yazan yok; bilimsel bir şeyler fena olmazdı. yani buna talep edebiyata falan olduğu kadar çok olmayacak büyük ihtimalle ama birileri benim gibilere de hitap etse iyi olurdu...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim