arapça mani (mana, anlam) ve farsça dar (sahip olan) sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuş sıfat soylu sözcük.
günümüzde gerçek anlamıyla değil mecaz anlamıyla kullanımı yaygın. doğrudan ya da dümdüz değil de böyle lafı dolandırarak, ima ederek konuşma anlamını taşıyor. aslında farkında olarak ya da olmayarak bizler de bu türlü konuşmaları sık sık yapıyoruz. hele sözlük ortamlarında laf dokundurma cümleleri çok yaygın. ki, bence bu iyi de bir şey. daha kibarca söyleyerek, kastettiğimiz anlamın karşı tarafa ulaşmasını bekliyoruz.
hoş, bazen yalnızca susmak da manidardır.
devamını gör...

soğuk. duvar. beton. içimi uzaktan üşüten yer
devamını gör...

limbo, roma katolik kilisesi'nin ürettiği bir hipotezdir. bu hipoteze göre kişi işlediği günahlardan dolayı cehenneme bile giremeyecek şekilde lanetlenir.
devamını gör...

kesinlikle gerçektir.
çözüm bulamamış olacak ki suyu ayarlayamadan ölmüş.
devamını gör...

başlatmayın uleyn kızıl orduya. bu çalacak:
devamını gör...

bence bir deli. akıllı kafadan böyle işler çıkmaz, çıkamaz.
devamını gör...

arada hayatımda yansımasını gördüğüm etkidir. bir teyze teşekkür eder, ben tüm kötümser ruh halimden uzaklaşırım, markette ağlayan çocuğa gülümserim, o susar, annesi bana gülümser, adımlarım değişir, bir insana çarparım, tanışırız, en yakın arkadaşım olur.. kafamdan kısa bir senorya yazdım şuan ama anladınız siz bence.
devamını gör...

reşat nuri güntekin'in 1923'de yayımlanan romanıdır. yeni atanmış genç bir öğretmenin gittiği köy okulunda yaşadığı sorunları dile getirir. eğitim sistemi, köy okullarındaki fiziki yetersizlikler,atandığı yerlerdeki sosyolojik sorunlar (maalesef eleştirilen sorunların hepsi devam etmektedir.) göze çarpan ayrıntılardandır.
devamını gör...

bunca zamandır erişileceğini umduğum ancak bir türlü göremediğim yerdir.

kitap okumadığı için övünenler, sosyal medyada takılıp eğitim alanları küçük görenler, az bilgisiyle bolca fikir sahibi olanlar bir taraftan yükseltirken çıtayı; okuyup okuyup anlamayanlar, çağdaş dünyanın gereklerini “istemezük” diyerek reddedenler, bolca bilgi edinip bunları yeni fikirlere tahvil edemeyenler öteki taraftan.

cehaleti bir sınırı yoktur belki de.
devamını gör...

kızlı bir ortama girince tavırlarının değişmesi.
devamını gör...

2008 yılında yayınlanmış amerikan-iran yapımı dram filmi. fransız-iranlı gazeteci freidoune sahebjam'ın la femme lapidée adlı eserinden uyarlanan ve gerçek bir hayat hikayesine dayanan filmde hastalıklı zihniyetlerin iftiraya uğrayan bir kadını recmedişini izliyoruz.

her anımsadığımda canımı acıtan hikayeye sahip filmle ilgili yeşim yeşiloğlu'nun harika anlatımını buraya iliştiriyorum zira ben tek kelime dahi dökülemeyeceğim:



iran islam devrimi ile eski mahkûmlar bile molla olmuştur. mollaların keyfince yönetilen toplumda sorgulamak, karşı çıkmak yasaktır. kapalı bir toplum olma yolunda hızla ilerleyen iran’ın köyleri de aynı hızla kapanmakta katılaşmaktadır. dış dünyadan kopmuş durumdaki bu köylerde işlenen suçların gizli kalacağı, iletişim olmadığı için her günahın toprağa gömüleceği inancı ile masum kanı dökenler bu kez yanılmaktadır…



dört çocuk annesi soraya… dünyanın erkeklere ait olduğuna inanan kocasının isteklerini yerine getiren ama çocukları için ona karşı çıkmaktan çekinmeyen soraya… evlatlarının bir ömür boyu yarası olacak soraya…



erkek egemen toplumun en katı şeklini yaşayan iran’da hata yapmak, asi olmak, sorgulamak bile gerekmez öldürülmeniz için, kocanızın yeni bir eş istemesi yeterlidir. vicdanlarını sandıklara kaldırmış bir toplum içerisinde kimse öldürülmenize engel olmak için itiraz etmeyecektir.



soraya’nın kocası ali, bir idam mahkûmunun kızına göz koymuştur, kızı alması karşılığında idamı durduracaktır. karısına ve iki kızına bakmak isteyemeyen, kuma alması halinde soraya’nın sorun çıkaracağını düşünen, onun “fazla konuştuğunu” düşünen ali, köyün mollası ile birlikte soraya’dan kurtulmak için plan yapar. köyün muhtarı ibrahim’in planlanan oyuna “kanması” ile tüm köye yayılan yargılama başlar.



tek başınıza bir kişiyi öldürmeniz cinayettir. ama bu cinayete yanınızdakileri de ortak ederseniz artık kimse cezalandırılamayacaktır. kötülüğün kollektifleşmesi karşısında aslında cezanın da kollektifleşmesi gerekir ama bugüne kadar bunu hiç görmedik. öldürülenler toprağa, öldürenler evlerine... “medeni” dünya kanunları, linç kültürü karşısında her daim zayıf ve yetersiz kaldı.



dinsel dürtüler ile hareket ettiğini iddia etseler de aslında içlerindeki şeytanlarla hareket eden bir güruh var aramızda. tek başına harekete geçmekten korkan, topluluk haline gelince içindeki canavarı salan bir güruh. güzel, mutlu, huzurlu yaşamları öldürmekten keyif alan, kendisi dışında herkesin acı çekmesiyle tatmin olan bir güruh.



yeğeninin öldürülmesine engel olamayan zahra, bu kollektif kötülük karşısında sessiz kalmayacak, köye gelen gazeteci freidoune sahebjam'a her şeyi anlatacaktır. tüm dünya duymalı, tüm dünya bilmelidir bu acımasız cinayeti. tüm dünya bilmeli ki, bir daha hiçbir kadın, hiçbir insan şeytanlaşan insanların kurbanı olmasın.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

23:00 gibi 'nu disco' selected bir live set ile devam edecek ve 23:30 gibi de kapanış yapması planlanan yayındır.
devamını gör...

padişahların iktidar için kardeşlerini, kuzenlerini, anasını, danasını, yengesini, bacanağını, kayınçosunu, baldızını boğdurduğunu bir show tv dizisinden öğrendi bu millet! damatların durumuna hiç girmiyorum, "osmanlı'nın hiçbir döneminde damatlar huzur içinde ölmediler, berat yatsın kalksın cumhuriyete dua etsin" (alıntıdır)
devamını gör...

değişik figürlerle dans etmeleri. işe de yarıyor sanki.*

bir örnek buradan izlenebilinir.
devamını gör...

insanların ruhsal acıya dayanamadığı durumda yapmaya karar verdikleri eylem çeşidi. bunun farklı versiyonları olabiliyor, konserlerde kendine zarar vermekten tutun da insanın hayatını sonlandırmasına kadar gidebilen geniş bir skalaya sahip olabiliyor..

çözüm değil tabi ki insanın kendine zarar vermesi ve fakat insanların ruhsal acılarla baş edemediği durumlarda tercih etmeleri ve fiziksel acıya dönüştürerek bu hissi bastırmaya çalışmaları da çok insani bir durum..

çözümü ise insanın kendi üzerine çalışma yaparak farkındalığını arttırması ki bu da egoyu törpüleyebilmeyi gerektiriyor..
devamını gör...

sahile gitmek ve özgürce, istediğim kadar orada denizi koklayıp izlemek.
devamını gör...

harese nedir, bilir misin oğlum? arapça eski bir kelimedir. bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. harese şudur evladım: develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz, çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. bunun adı haresedir. demin de söyledim hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. bütün ortadoğu'nun adeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. kendi kanının tadından sarhoş olur.
- zülfü livaneli "huzursuzluk" -
devamını gör...

türkiye'ye özgü iyi dilek ifadesi. başka ülkelerde böyle bir kültürel ifade yok, o yüzden ingilizce'ye tercüme edilmesi zor olan ifadelerden biri. "good luck" ya da "may it be easy" gibi tercüme etmek mümkün aslında ama hiçbir zaman mahallede esnafın önünden geçerken şöyle ağız dolusu söylediğimiz "kolay gelsin"in tadını vermez.
devamını gör...

şaka gibi gelecek belki ama, dün şarj aletimin kablosu temassızlık yapmaya başlamıştı ve birkaç gun önce kulaklığımın tek tarafı bozulmuştu. intten alışveriş yapma huyum yok. o yüzden, bugün gider kapanma sonuna kadar idare edecek kablo ve kulaklık alırım diyordum, patladım. kendime gülüyorum yarım saattir. cenabetlik var ben de herhalde. hep böyle şeyler benim başıma gelir illa. kesin parayı bulduğum gün kıyamet kopacak ya hadi bakalım.
neyse hadi ben kabloyu bantladım, idare ederim biraz daha ama kalan temel ihtiyaç! listesini de yayınlasalardı. zaten tam kapanma diye bir şey yok. her yer vızır vızır. bir küçük esnaf kapalı. tatil yerlere lebaleb! zaten bulaşan bulaşıyor, taşıyan taşıyor. açın her yeri. yasak masak da olmasın. salın milleti ne olacaksa olsun. böyle de kafayı yedik, öyle de yeriz. işine geldiği yasaklarla korona bitmez. biz böyle yıllarca aç kapa yalama oluruz.
bir de sigara satışı var mı yahu biri desin lütfen. twitter karman çorman şu an, hiçbir şey anlamadım.
devamını gör...

ücretsiz olarak indirilebilen, keyifli ama bağımlılık yaratan bir mobil oyundur. çeşitli kafa çalıştırıcı oyunlar var. size bazı yönergeler veriyor ve onları yapmaya çalışıyorsunuz, tabi bir sürü zıpır şeyler bulmanız gerekebiliyor. örneğin; oyunun bir seviyesinde kapalı bir kapıyı açmamız bekleniyor, hemen ortamı inceliyorsunuz ve paspası çektiğinizde altında anahtarı buluyorsunuz. ** oyunda çok fazla reklam var ve merakla devam ettiğiniz için az biraz telefon ısınınca doğal olarak yavaşlatabiliyor ortamı, kötü tarafı da bu. oyunun birinci bölümü 287. seviyede bitiyor. aşırı bağımlılık yapıyor bir kere başladığınızda ve bitirmeden bırakamıyorsunuz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim