cüzdanda fotoğraf taşımak
eşimi tanıdığım andan beri hep cüzdanımda taşıyorum fotoğrafını.
devamını gör...
dünyanın en samimiyetsiz cümlesi
ya kuzum inan hiç beklemediğin anda oluyor, allah sana daha güzelini nasip etsin
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
devletin bekasının da allah belasını versin malboronun da!
(bkz: ah o gemide ben de olsaydım)
ah muhsin ünlü
(bkz: ah o gemide ben de olsaydım)
ah muhsin ünlü
devamını gör...
akp'ye sürekli çamur atan tip
öz kardeşimdir
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en büyük fobisi
sevdiğim insanların vefat etmesi
devamını gör...
amazon kindle
e-kitap okuyucu olarak ilk kez 2007 yılında satışa çıkmış ve o zamandan bu yana 10’un üzerinde farklı modeli üretilmiş harika cihaz.
geçtiğimiz 4 yıl içerisinde paperwhite 2-3-4 modellerini farklı dönemlerde uzun süreli kullandım. modeller arasında belirgin farklılıklar olmadığını söyleyebilirim. sadece hız konusunda biraz değişiklik oluyor ancak paperwhite 2’de dahi sayfa değişme hızı bir kitap yaprağını çevirmekten daha kısa sürmekte. paperwhite 4’te ekstra olarak su geçirmezlik ve bluetooth ile kulaklık bağlayıp sesli kitap dinleme imkanı var ancak bu telefon ile de rahatça yapılabileceği için çok da matah bir özellik değil. su geçirmez olması havuzda, denizde kullanım için biraz daha kafa rahatlığı sağlıyor ama o da olmazsa olmaz değil benim için.
en önemli tavsiyem eğer eski model olanlarından biri tercih edilecekse kendiliğinden ekran aydınlatması olmasına dikkat edilmesi, yeni modeller direkt olarak ışıklı üretiliyor zaten. böylece geceleri odanın ışığı kapalıyken kitap okuma keyfi sürülebilir.
bu cihazda bir şeyler okumak tablet ile okumakla kıyaslanamaz. basılı bir kitabı okurken ne kadar gözünüz yoruluyorsa kindle ile de en fazla o kadar yorulur.
şarj konusunda diyeceğim şudur ki çoğunlukla şarj aletini kaybediyorum ve kaybettiğimi farkedene kadar kitabı bitirmiş oluyorum. tam dolu batarya ile 300-400 sayfalık bir kitap rahatça okunabilir.
içine yüklenebilen sözlükler sayesinde yabancı metinleri okurken anlamını bilmediğiniz kelimenin üzerine dokunmanız yeterli oluyor, ayrıca wi-fi’ye bağlıysanız aynı şekilde kavramların vikipedi tanımları da ekranda küçük bir pencere şeklinde beliriyor.
kindle, farklı formatları çalıştırabiliyor olsa da en uygun olanı .mobi uzantılı dosyalar. bilgisayarınıza calibre uygulamasını indirerek farklı dosya türleri arasındaki çevirme işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirebilmenin yanı sıra bu dosyaları cihazınıza da rahatça gönderebilirsiniz.
cihazınızda ayarlar kısmında görüntüleyebileceğiniz ve dilerseniz amazon hesabınız üzerinden değiştirebileceğiniz kindle’a ait kişisel e-posta adresine send to kindle olayı ile ufak tefek pdf’leri e-posta yoluyla gönderdiğinizde cihaza direkt olarak gitmesini sağlayabilirsiniz. bu işlemi telegram’daki send to kindle botlarını kullanarak çok daha efektif bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.
eğer elinizdeki kindle reklamlı bir sürüm ise amazon support’a türkiye’de bu servisin kullanımda olmadığını ve reklamların bizi alakadar etmediğini bildirirseniz çok kısa bir sürede reklamları tamamen kaldırabilirsiniz.
geçtiğimiz 4 yıl içerisinde paperwhite 2-3-4 modellerini farklı dönemlerde uzun süreli kullandım. modeller arasında belirgin farklılıklar olmadığını söyleyebilirim. sadece hız konusunda biraz değişiklik oluyor ancak paperwhite 2’de dahi sayfa değişme hızı bir kitap yaprağını çevirmekten daha kısa sürmekte. paperwhite 4’te ekstra olarak su geçirmezlik ve bluetooth ile kulaklık bağlayıp sesli kitap dinleme imkanı var ancak bu telefon ile de rahatça yapılabileceği için çok da matah bir özellik değil. su geçirmez olması havuzda, denizde kullanım için biraz daha kafa rahatlığı sağlıyor ama o da olmazsa olmaz değil benim için.
en önemli tavsiyem eğer eski model olanlarından biri tercih edilecekse kendiliğinden ekran aydınlatması olmasına dikkat edilmesi, yeni modeller direkt olarak ışıklı üretiliyor zaten. böylece geceleri odanın ışığı kapalıyken kitap okuma keyfi sürülebilir.
bu cihazda bir şeyler okumak tablet ile okumakla kıyaslanamaz. basılı bir kitabı okurken ne kadar gözünüz yoruluyorsa kindle ile de en fazla o kadar yorulur.
şarj konusunda diyeceğim şudur ki çoğunlukla şarj aletini kaybediyorum ve kaybettiğimi farkedene kadar kitabı bitirmiş oluyorum. tam dolu batarya ile 300-400 sayfalık bir kitap rahatça okunabilir.
içine yüklenebilen sözlükler sayesinde yabancı metinleri okurken anlamını bilmediğiniz kelimenin üzerine dokunmanız yeterli oluyor, ayrıca wi-fi’ye bağlıysanız aynı şekilde kavramların vikipedi tanımları da ekranda küçük bir pencere şeklinde beliriyor.
kindle, farklı formatları çalıştırabiliyor olsa da en uygun olanı .mobi uzantılı dosyalar. bilgisayarınıza calibre uygulamasını indirerek farklı dosya türleri arasındaki çevirme işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirebilmenin yanı sıra bu dosyaları cihazınıza da rahatça gönderebilirsiniz.
cihazınızda ayarlar kısmında görüntüleyebileceğiniz ve dilerseniz amazon hesabınız üzerinden değiştirebileceğiniz kindle’a ait kişisel e-posta adresine send to kindle olayı ile ufak tefek pdf’leri e-posta yoluyla gönderdiğinizde cihaza direkt olarak gitmesini sağlayabilirsiniz. bu işlemi telegram’daki send to kindle botlarını kullanarak çok daha efektif bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.
eğer elinizdeki kindle reklamlı bir sürüm ise amazon support’a türkiye’de bu servisin kullanımda olmadığını ve reklamların bizi alakadar etmediğini bildirirseniz çok kısa bir sürede reklamları tamamen kaldırabilirsiniz.
devamını gör...
ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler
zeytin kurmak. ilk toplandığında o kadar acı oluyor ve acılığının geçmesi için o kadar çok su içinde beklemesi ve suyunun değiştirilmesi gerekiyor ki yenilebilir hale gelene kadar nasıl vazgeçmediklerini merak ediyorum doğrusu.
devamını gör...
5 bin liralık telefon kullanıp millet aç demek
tabi ki avrupa'ya gidemediğim veya tatil yapamadığım için suçlayacağım. herkesin yaşam kalitesi aynı değil ki birisi iş bulmak ister diğeride girişim yapmak ister bir başkası da bilim yapacak uygun bir zeminin olmasını ister.
herkesin öncelikleri farklıdır ve hükümette buna karşılık vermek zorunda, ne yani herkes sefil gibi mi yaşasın.
herkesin öncelikleri farklıdır ve hükümette buna karşılık vermek zorunda, ne yani herkes sefil gibi mi yaşasın.
devamını gör...
25 ocak 2021 ab'nin türkiye açıklaması
avrupa birliği (ab) dış ilişkiler ve güvenlik politikaları yüksek temsilcisi ve avrupa komisyonu başkan yardımcısı josep borrell'in ab dışişleri bakanları toplantısı sonrası yaptığı basın açıklaması.
"son konsey kararları ile türkiye'nin mesajını not ettik ve jestleri gördük." şeklinde özetlenebilir.
bakalım ne yapmışız?
- türkiye ve yunanistan arasında istikşafi görüşmeler başlamış.
- ab'yi kıbrıs görüşmelerine gözlemci olarak davet etmişiz.
yani neymiş? kimse kimsenin halkının ne yaşadığı ile ilgilenmiyormuş, çıkarlar varmış, sonra yine çıkarlar varmış.
çoğu zaman gıpta ile baktığımız ab, uzunca bir süredir başı kesik tavuk gibi ortada dolanıyordu. brexit'le yedikleri darbenin acısı geçmeden, pandemi tokatı yediler. almanya olmasa birliğin dağılması bile söz konusu olabilirdi.
biden artık ne vaadettiyse özgüven dolmuş taşmış. bizimkiler de fırsat bu fırsat oltaya yemi takıp salmışlar. yani yeni bir balayı dönemi sinyali verilmiş taraflar arasında.
süreç istedikleri gibi ilerlerse ne insan hakları, ne özgür medya, ne yargı reformu, bir süreliğine hepsi sümen altı.
"son konsey kararları ile türkiye'nin mesajını not ettik ve jestleri gördük." şeklinde özetlenebilir.
bakalım ne yapmışız?
- türkiye ve yunanistan arasında istikşafi görüşmeler başlamış.
- ab'yi kıbrıs görüşmelerine gözlemci olarak davet etmişiz.
yani neymiş? kimse kimsenin halkının ne yaşadığı ile ilgilenmiyormuş, çıkarlar varmış, sonra yine çıkarlar varmış.
çoğu zaman gıpta ile baktığımız ab, uzunca bir süredir başı kesik tavuk gibi ortada dolanıyordu. brexit'le yedikleri darbenin acısı geçmeden, pandemi tokatı yediler. almanya olmasa birliğin dağılması bile söz konusu olabilirdi.
biden artık ne vaadettiyse özgüven dolmuş taşmış. bizimkiler de fırsat bu fırsat oltaya yemi takıp salmışlar. yani yeni bir balayı dönemi sinyali verilmiş taraflar arasında.
süreç istedikleri gibi ilerlerse ne insan hakları, ne özgür medya, ne yargı reformu, bir süreliğine hepsi sümen altı.
devamını gör...
yeşilçam filmlerindeki unutulmaz sahneler
benim beeennnn, yaşar usttaaaaaaa!
devamını gör...
misafir çocuğunun sürekli su istemesi
amerikan emperyalizmine hizmet eden bir davranış daha. nerede görsem tanırım. maksat su kıtlığı çıkartıp orta doğuda savaş çıkartmak ve kartların yeniden dağıtılmasını sağlamaktır. oyun kağıdı baronları ellerini ovuşturdu yine. hissediyorum.
bir diğer ihtimal çocuğun bir şey isteyince onun gerçekleştiğini görmesi hoşuna gitmiş olabilir. su istemeyi yeni öğrenmiş çocuğun mutluluğuna mani olmayın arkadaşlar, orta doğuda savaş çıkmasına sebep olsa bile.
bir diğer ihtimal çocuğun bir şey isteyince onun gerçekleştiğini görmesi hoşuna gitmiş olabilir. su istemeyi yeni öğrenmiş çocuğun mutluluğuna mani olmayın arkadaşlar, orta doğuda savaş çıkmasına sebep olsa bile.
devamını gör...
gölgede ve güneşte futbol
bir eduardo galeano kitabıdır.
eduardo galeano okumak boyut değiştirmek gibi bir eylemdir. her şeye farklı ve daha insani bir gözle bakmak. neden insan olmamız gerektiğini anlamak ve her eylemin nasıl güzelleştirilebileceğini anlamaktır.
futbol ise bir yaşam tarzıdır. sanıldığı gibi yirmi iki adamın bir topun peşinde koştuğu bir oyuna indirgenemez. bir dönem kalecilik yapmış olan albert camus’nün bildiği her şeyi futboldan öğrendiğini söylemesi gibi doğru bir şekilde izleyen ve oynayan insana çok şey öğretebilir.
hepimiz biliriz ki ‘ futbol asla sadece futbol değildir.’ galeano bu kitapta bize futbolun güzel yanlarının yanı sıra çirkin yanlarını da göstermiş. endüstriyel futbolun içimizdeki samimi futbol aşkını öldürmek için neler neler yaptığını anlatmış. bazı bölümler ise tamamen hafızalara kazınan goller üzerine.
çocukken gölgede ve güneşte oynadığımız futbolun işin içine para ve kar amacı güden şirketlerin karışması ile ne hale geldiğini hala izlemekteyiz. galeano bize başka türlüsünün olduğunu da anlatıyor.
biz iyisi mi galeano’dan okuyalım futbolu ve bizi sevenleri üzmeyelim baba.
eduardo galeano okumak boyut değiştirmek gibi bir eylemdir. her şeye farklı ve daha insani bir gözle bakmak. neden insan olmamız gerektiğini anlamak ve her eylemin nasıl güzelleştirilebileceğini anlamaktır.
futbol ise bir yaşam tarzıdır. sanıldığı gibi yirmi iki adamın bir topun peşinde koştuğu bir oyuna indirgenemez. bir dönem kalecilik yapmış olan albert camus’nün bildiği her şeyi futboldan öğrendiğini söylemesi gibi doğru bir şekilde izleyen ve oynayan insana çok şey öğretebilir.
hepimiz biliriz ki ‘ futbol asla sadece futbol değildir.’ galeano bu kitapta bize futbolun güzel yanlarının yanı sıra çirkin yanlarını da göstermiş. endüstriyel futbolun içimizdeki samimi futbol aşkını öldürmek için neler neler yaptığını anlatmış. bazı bölümler ise tamamen hafızalara kazınan goller üzerine.
çocukken gölgede ve güneşte oynadığımız futbolun işin içine para ve kar amacı güden şirketlerin karışması ile ne hale geldiğini hala izlemekteyiz. galeano bize başka türlüsünün olduğunu da anlatıyor.
biz iyisi mi galeano’dan okuyalım futbolu ve bizi sevenleri üzmeyelim baba.
devamını gör...
behzat ç.
kadro değiştiği için ve epeyce ara verdiği için eski tadı olmadığı doğrudur ancak bana göre esas kopuş savcı esra'nın ölümü ile oldu.
nasıl ki kurtlar vadisi çakır öldükten sonra eski vadi olmadı bu dizide de başrol oyuncuları arasında kimyanın tutmuş olması diziyi izlenir kılıyordu.
nasıl ki kurtlar vadisi çakır öldükten sonra eski vadi olmadı bu dizide de başrol oyuncuları arasında kimyanın tutmuş olması diziyi izlenir kılıyordu.
devamını gör...
kimse olmadığı zaman kimsin sorusu
işte o zaman tam bir buketim..
her çiçekten daha renkliyim..
yaşasın yalnizlik ve ben..
her çiçekten daha renkliyim..
yaşasın yalnizlik ve ben..
devamını gör...
tükenmez kalemin tükenmesi
pilot kalemin uçmaması..
devamını gör...
hımbıl
eskilere ait bir çocuk oyunudur. en az 3-4 kişiden bir grup oluşturulur ve kişi sayısına göre nesneler belirlenir. örneğin; kişi sayısına göre meyve isimleri belirlenir ve küçük kağıtlara her meyveden yine kişi sayısı kadar yazılır daha sonra kağıtlar katlanarak karıştırılır. kartları seçen oyuncular, ellerinde aynı meyve kağıtlarını biriktirmeye çalışırlar. aynı meyveyi biriktiren kişi orta alana elini koyarak “hımbıl” diye bağırır. sonra diğer oyuncular da biriktirdikleri aynı meyve kağıtlarına göre sırayla ellerini ortaya koyarlar. eli en üstte kalan hiç puan alamaz.
devamını gör...
yüksek sadakat
ismini "high fidelity"'nin kısaltması olan "hi-fi" teriminden almış grup.
devamını gör...
normal sözlük mesaj limiti
ben o kadar mesajlaştım, bazı günler sabahtan akşama kadar hem de. buna rağmen bir kere dahi ne bana ne de konuştuğum kişiye/kişilere gelmeyen bildirim. artık ne yapıyorsanız...
devamını gör...

