aylak adam
” aylak olmak dünyanın en güç işiydi.”
zannedilir ki aylak olmak kolaydır, zamanını boşa harcamak, hiçbir şeyle meşgul olmamak, çalışacak bir işe sahip olmamak… oysa aylak adam’ı okuyanlar bilir, aylak olmak zordur, hele de zengin değil de paralıysanız. yapılacak çok iş vardır. mesela gidip yemek yediğiniz lokantalada müşteri olmamak, sokak isimlerini araştırmak, karşınızda oturan insanlara bir geçmiş uydurmak ve b.yi bulabilmek…
c iseniz eğer b.yi bulmak daha zordur çünkü bilmeseniz de hep bir adım önündesinizdir onun. size her gelişinde bacaklarını da getiren kadınlar vardır hayatınızda, düzen isteyen, dahası sizi anladığını sandıkça yanılan kadınlar…ve insanlar ” dökme kalıplarına uydurmadan sizi rahat edemezler.”
eğer c. iseniz ve bir babanız varsa geçmişte kalmış olması gereken, hayat zordur ziyadesiyle, zorlar sizi yaşamak. kulağınız kaşınır biteviye. kadınlarının bacaklaından korkarsınız, gözlerine bakarsınız en çok. c.yi bulmaktır umudunuz ve c.de size daha yakın birini.
“yoksa her şey benim olmadığım yerlerde benim olmadığım yerlerde mi oluyordu?” diğer bir soru takılır zihninize tam soru işaretinin çengelinden.
insanların kurtuluşu için sizin bulduğunuz yollardan biri de sinemadır, tıpkı sesinizin yankılandığı bu yerin sakinleri gibi. dersiniz ki yusuf atılgan’ın kaleminden;
” çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor.sinemadan çıkmış insan. gördüğü film ona bir şeyler yapmış. salt çıkarının düşünen kişi değil. ama beş on dakikada ölüyor. sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleri ile onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar. bunları kurtarmanın yolunu biliyorum. kocaman sinemalar yapmalı. bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara. iyi bir film görsünler. sokağa hep birden çıksınlar.”
ve bilirsiniz “siz sevilmez, sen sevilir” ve bilirsiniz karıncalar bilmeden severler ve adako’yu ve kuyaro’yu tanırsınız, ve isimlerin insanların en alakasız yanları olduğunu öğrenirsiniz…
ve b.yi ararsınız yine, yanınızdan geçerken bile, çarpıştığınızda bile…
ve ” ah, zehra…”
zannedilir ki aylak olmak kolaydır, zamanını boşa harcamak, hiçbir şeyle meşgul olmamak, çalışacak bir işe sahip olmamak… oysa aylak adam’ı okuyanlar bilir, aylak olmak zordur, hele de zengin değil de paralıysanız. yapılacak çok iş vardır. mesela gidip yemek yediğiniz lokantalada müşteri olmamak, sokak isimlerini araştırmak, karşınızda oturan insanlara bir geçmiş uydurmak ve b.yi bulabilmek…
c iseniz eğer b.yi bulmak daha zordur çünkü bilmeseniz de hep bir adım önündesinizdir onun. size her gelişinde bacaklarını da getiren kadınlar vardır hayatınızda, düzen isteyen, dahası sizi anladığını sandıkça yanılan kadınlar…ve insanlar ” dökme kalıplarına uydurmadan sizi rahat edemezler.”
eğer c. iseniz ve bir babanız varsa geçmişte kalmış olması gereken, hayat zordur ziyadesiyle, zorlar sizi yaşamak. kulağınız kaşınır biteviye. kadınlarının bacaklaından korkarsınız, gözlerine bakarsınız en çok. c.yi bulmaktır umudunuz ve c.de size daha yakın birini.
“yoksa her şey benim olmadığım yerlerde benim olmadığım yerlerde mi oluyordu?” diğer bir soru takılır zihninize tam soru işaretinin çengelinden.
insanların kurtuluşu için sizin bulduğunuz yollardan biri de sinemadır, tıpkı sesinizin yankılandığı bu yerin sakinleri gibi. dersiniz ki yusuf atılgan’ın kaleminden;
” çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor.sinemadan çıkmış insan. gördüğü film ona bir şeyler yapmış. salt çıkarının düşünen kişi değil. ama beş on dakikada ölüyor. sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleri ile onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar. bunları kurtarmanın yolunu biliyorum. kocaman sinemalar yapmalı. bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara. iyi bir film görsünler. sokağa hep birden çıksınlar.”
ve bilirsiniz “siz sevilmez, sen sevilir” ve bilirsiniz karıncalar bilmeden severler ve adako’yu ve kuyaro’yu tanırsınız, ve isimlerin insanların en alakasız yanları olduğunu öğrenirsiniz…
ve b.yi ararsınız yine, yanınızdan geçerken bile, çarpıştığınızda bile…
ve ” ah, zehra…”
devamını gör...
29 nisan 17 mayıs arası tam kapanma
tamam kapanalım da ne yiyecek bu insanlar çalışmadan etmeden.evden çalışma olanağı olmayan insanlar var. ne destek paketi var ne de başka bir şey ,ne haliniz varsa görün demişler resmen yazık!
devamını gör...
lan bırak (yazar)
vay arkadaş neler dönmüş burada. gündüz şöyle bir bakınırken göz ucuyla görmüştüm. imkan hasıl olmadığı için de yazamamıştım. ''lan bırak böyle rütbe mi olur!'' diye söylendim hatta. nasılsın reis iyi misin diye soracaktım ama durumu düzeltmişler. reis obaları gezmeye başlamış * yalnız ben size söyleyeyim bu mevzu unutulmaz. olmadık zamanlarda reisin pardon obagezen reisin önüne çıkar. kaç asırlık tosbağayım böyle entel dantel mafyatik sözlük yazarı görmedim. kıymetini bilin. bilmezseniz topuklarınıza sıkar. * o değil de adamı az kalsın niyazi edecekmişsiniz. ucuz kurtulmuş vallahi.
devamını gör...
yere tükürenleri uyaran insan
umutlu insandır. ayrıca bu yüzden dayak yeme ihtimali olduğunu bilmemesi dolayısıyla turist olma ihtimali olan bireydir.
devamını gör...
güünnaaayydın diye mesaj atan insan
mod yükselten insandır. hayat enerjisini size de bulaştırır.
1) günaydın: pek reaksiyon almazken kuru kuruya günaydın diye karşılık verirsin.
2) güünnaaayydın: günaydııııın *
şekil a'da göründüğü gibi mod tavan,enerji müthiş gelsin güünnaaayydıncıklar. 2 ay sonra görcem sizi...
1) günaydın: pek reaksiyon almazken kuru kuruya günaydın diye karşılık verirsin.
2) güünnaaayydın: günaydııııın *
şekil a'da göründüğü gibi mod tavan,enerji müthiş gelsin güünnaaayydıncıklar. 2 ay sonra görcem sizi...
devamını gör...
pasif direniş
şiddete başvurmadan, fazla gürültü yapmadan, hatta hiçbir eylemde bulunmadan gerçekleştirilen başkaldırı eylemidir. henry david thoreau’nun sivil itaatsizlik isimli kitabında müthiş bir şekilde anlatılmış bir eylem türüdür bu.
satyagraha eylemleri esnasında haksız bir şekilde uygulanan ve halkı baskı altında tutmaya yönelik yasalara karşı pasif direniş yöntemini kullanarak sosyal adaleti sağlamak ve özgürlükleri teminat altına almak için gandhi bu yöntemi kullanmıştır. şiddet içermeyen bu eylem çok başarılı olmuştur.
edebiyat aleminde ise herman melville üstadın yazdığı katip bartleby kitabında görürüz pasif direniş eyleminin ne kadar etkili olabileceğini. çünkü bartleby her zaman sakin, her zaman soğukkanlı bir şekilde kendine söylenenleri yapmamayı tercih eder ve sonunda da kendi inadını diğerlerine kabul ettirir. katip efendi asla sinirlenmez, asla sesini yükseltmez ve asla şiddete başvurmaz, o sadece yapmamayı tercih eder.
gezi parkı direnişi esnasında gördüğümüz duran adam eylemi de çok etkili bir pasif direniş örneğidir. duran adam tepkisini ve isteklerini dile getirmek için sadece ayakta durur ve vermek istediği mesajı de layıkıyla verir.
pasif direniş çok güçlü bir silahtır ama pasif olacağım diye de direnmekten vazgeçmek anlamına gelmemelidir.
satyagraha eylemleri esnasında haksız bir şekilde uygulanan ve halkı baskı altında tutmaya yönelik yasalara karşı pasif direniş yöntemini kullanarak sosyal adaleti sağlamak ve özgürlükleri teminat altına almak için gandhi bu yöntemi kullanmıştır. şiddet içermeyen bu eylem çok başarılı olmuştur.
edebiyat aleminde ise herman melville üstadın yazdığı katip bartleby kitabında görürüz pasif direniş eyleminin ne kadar etkili olabileceğini. çünkü bartleby her zaman sakin, her zaman soğukkanlı bir şekilde kendine söylenenleri yapmamayı tercih eder ve sonunda da kendi inadını diğerlerine kabul ettirir. katip efendi asla sinirlenmez, asla sesini yükseltmez ve asla şiddete başvurmaz, o sadece yapmamayı tercih eder.
gezi parkı direnişi esnasında gördüğümüz duran adam eylemi de çok etkili bir pasif direniş örneğidir. duran adam tepkisini ve isteklerini dile getirmek için sadece ayakta durur ve vermek istediği mesajı de layıkıyla verir.
pasif direniş çok güçlü bir silahtır ama pasif olacağım diye de direnmekten vazgeçmek anlamına gelmemelidir.
devamını gör...
deniz gezmiş
yaşasın tam bağımsız türkiye! yaşasın marksizm-leninizm! yaşasın türk ve kürt halklarının kardeşliği! yaşasın işçiler, köylüler! kahrolsun emperyalizm!" şiarı için mücadele eden devrimci.
“türkiye'de gelişen gençlik hareketinin en önemli önderlerinden ve türkiye halk kurtuluş ordusu thko nun kurucu ve yöneticilerinden. 27 şubat 1947 de ankara'nın ayaş ilçesinde doğdu. öğretmen bir ailenin çocuğu olması sebebiyle ilk ve ortaöğrenimini sivas ta, liseyi istanbul da okudu. henüz lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanıştı ve kendini dönemin eylemleri içinde buldu. 1965 de türkiye işçi partisi nin üsküdar ilçe başkanlığına üye oldu. ilk kez 31 ağustos 1966'da ankara dan istanbu a yürüyen çorum belediyesi temizlik işçilerinin taksim anıtına çelenk koymaları sırasında işçileri destekleyen ve türk-iş yöneticilerini protesto eden gösteri sırasında gözaltına alındı.
7 kasım 1966'da istanbul üniversitesi hukuk fakültesine girdi. ardından 19 ocak 1967 de türkiye milli talebe federasyonu binasının yedd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda yakalandı ve bir gün sonra iki arkadaşıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. 22 kasım 1967'de öğrenci örgütlerinin düzenlediği kıbrıs mitingi sırasında (bkz: aşık ihsani) ile birlikte abd bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakıldı. hukuk fakültesi nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 ocak 1968 de devrimci hukuklular örgütünü kurdu. öğrenci eylemleri içinde etkinliği giderek artan deniz gezmiş, 12 haziran 1968'de istanbul üniversitesi nin işgal edilmesinde önderlik etti. işgal konseyi adına iü senatosu ile baltalimanı nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı; öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. işgalden kısa bir süre sonra istanbul'a gelen 6. filo'yu protesto eylemlerinde yer alan gezmiş, 30 temmuz da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 eylül'de serbest bırakıldı.
tip içinde yoğunlaşarak, ayrılıklara ve tartışmalara yol açan ideolojik sorunlarda milli demokratik devrim mdd görüşünü benimseyen deniz gezmiş, bu görüşün özellikle devrimci öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu. ekim 1968 de eylemlerde birlikte olduğu (bkz: cihan alptekin), mustafa ilker gürkan, mustafa lütfi kıyıcı, cevat ercişli, m. mehdi beşpınar, selahattin okur, saim kurul ve ömer erim süerkan la birlikte devrimci öğrenci birliği ni kurdu. 28 kasım 1968'de abd büyükelçisi kommer'in gelişi sırasında yeşilköy havaalanı'nda düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı.
istanbul üniversitesi nde faşistlerin 16 mart 1969 da girişmiş olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan gezmiş, bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 mart'ta yeniden tutuklanarak 3 nisana kadar hapis yattı. ardından 31 mayıs 1969 da iü hukuk fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. üniversitenin kapatılıp, polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan gezmiş, haziran'ın sonunda (bkz: filistin)'e gitti. filistin'e gitmeden önce 23 haziran 1969'da tmgt'nin topladığı 1. devrimci milliyetçi gençlik kurultayı'na kendisi gibi haklarında tutuklama kararı olan fkf genel başkanı yusuf küpeli ile birlikte bir mücadele programı gönderdi. eylül'e kadar filistin'de gerilla kamplarında kalan deniz gezmiş,1 eylül 1969 da, 10 haziran'da üniversiteyi işgal ettiği gerekçesiyle hukuk fakültesi'ndenatıldı.
hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi. 23 eylül 1969 da hukuk fakültesinde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan gezmiş, 25 kasım'da serbest bırakıldı. ancak yıldız devlet ve mühendislik akademisi'nde (bkz: battal mehetoğlu)'nun faşistler tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin gezmiş'e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 aralık 1969'da yakalanan gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan cihan alptekin le birlikte 18 eylül 1970 e kadar tutuklu kaldı. bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaşarak, mücadelesini değişik alanlarda sürdürdü. (bkz: sinan cemgil) ve (bkz: hüseyin inan)'la birlikte (bkz: thko)'yu kurdu. 11 ocak 1971'de thko adına ankara iş bankası emek şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı. 4 mart 1971'de dört abd'li erin balgat'taki tuslog tesisleri'nden kaçırılması eyleminde de bulundu. kaçırılan erler daha sonra serbest bırakıldı.
12 mart darbesinin ilk günlerinde (bkz: yusuf aslan) ile birlikte malatya da olan thko üyeleri ile buluşmak için sivas'a gitmekte iken motorsikletleri bozuldu. bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada aslan ile birbirlerini kaybettiler. aslan o esnada, gezmiş ise 16 mart 1971 salı günü sivas'ın gemerek ilçesinde yakalandı ve kayseri'ye getirildi. buradan ankara'ya zamanın içişleri bakanı haldun menteşoğlu'nun makamına götürüldü.
mahkemesi 16 temmuz 1971 günü altındağ veteriner okulu binası'nda tuğgeneral(bkz: ali elverdi) başkanlığında (bkz: baki tuğ) savcılığında ankara sıkıyönetim komutanlığı 1 no'lu mahkemesi'nde başladı ve 9 ekim 1971 günü bitti. deniz ve arkadaşları 16 temmuz 1971'de başlayan thko-1 davası'nda tck'nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 ekim 1971'de idam cezasına çarptırıldı.mahkemede partisini ve sosyalizmi savunan savunmasını yaptı.
idam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı. (bkz: ismet inönü)"siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek bülent ecevit ile birlikte red oyu kullanır. ama kendi partileri chp den milletvekilleri evet oyu kullanır. ap genel başkanı (bkz: süleyman demirel) ise infazdan yana oy kullanır. olaydan 15 yıl sonra, süleyman demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için:soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri yorumu yapar. cumhurbaşkanı cevdet sunay ise idamları onaylayarak özür dilemeyi reddeder.
(bkz: yusuf aslan) ve (bkz: hüseyin inan) ile birlikte 6 mayıs 1972 tarihinde, gece 1:00-3:00 arası, ankara merkez kapalı cezaevi'nde idam edildi. ''
“türkiye'de gelişen gençlik hareketinin en önemli önderlerinden ve türkiye halk kurtuluş ordusu thko nun kurucu ve yöneticilerinden. 27 şubat 1947 de ankara'nın ayaş ilçesinde doğdu. öğretmen bir ailenin çocuğu olması sebebiyle ilk ve ortaöğrenimini sivas ta, liseyi istanbul da okudu. henüz lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanıştı ve kendini dönemin eylemleri içinde buldu. 1965 de türkiye işçi partisi nin üsküdar ilçe başkanlığına üye oldu. ilk kez 31 ağustos 1966'da ankara dan istanbu a yürüyen çorum belediyesi temizlik işçilerinin taksim anıtına çelenk koymaları sırasında işçileri destekleyen ve türk-iş yöneticilerini protesto eden gösteri sırasında gözaltına alındı.
7 kasım 1966'da istanbul üniversitesi hukuk fakültesine girdi. ardından 19 ocak 1967 de türkiye milli talebe federasyonu binasının yedd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda yakalandı ve bir gün sonra iki arkadaşıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. 22 kasım 1967'de öğrenci örgütlerinin düzenlediği kıbrıs mitingi sırasında (bkz: aşık ihsani) ile birlikte abd bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakıldı. hukuk fakültesi nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 ocak 1968 de devrimci hukuklular örgütünü kurdu. öğrenci eylemleri içinde etkinliği giderek artan deniz gezmiş, 12 haziran 1968'de istanbul üniversitesi nin işgal edilmesinde önderlik etti. işgal konseyi adına iü senatosu ile baltalimanı nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı; öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. işgalden kısa bir süre sonra istanbul'a gelen 6. filo'yu protesto eylemlerinde yer alan gezmiş, 30 temmuz da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 eylül'de serbest bırakıldı.
tip içinde yoğunlaşarak, ayrılıklara ve tartışmalara yol açan ideolojik sorunlarda milli demokratik devrim mdd görüşünü benimseyen deniz gezmiş, bu görüşün özellikle devrimci öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu. ekim 1968 de eylemlerde birlikte olduğu (bkz: cihan alptekin), mustafa ilker gürkan, mustafa lütfi kıyıcı, cevat ercişli, m. mehdi beşpınar, selahattin okur, saim kurul ve ömer erim süerkan la birlikte devrimci öğrenci birliği ni kurdu. 28 kasım 1968'de abd büyükelçisi kommer'in gelişi sırasında yeşilköy havaalanı'nda düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı.
istanbul üniversitesi nde faşistlerin 16 mart 1969 da girişmiş olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan gezmiş, bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 mart'ta yeniden tutuklanarak 3 nisana kadar hapis yattı. ardından 31 mayıs 1969 da iü hukuk fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. üniversitenin kapatılıp, polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan gezmiş, haziran'ın sonunda (bkz: filistin)'e gitti. filistin'e gitmeden önce 23 haziran 1969'da tmgt'nin topladığı 1. devrimci milliyetçi gençlik kurultayı'na kendisi gibi haklarında tutuklama kararı olan fkf genel başkanı yusuf küpeli ile birlikte bir mücadele programı gönderdi. eylül'e kadar filistin'de gerilla kamplarında kalan deniz gezmiş,1 eylül 1969 da, 10 haziran'da üniversiteyi işgal ettiği gerekçesiyle hukuk fakültesi'ndenatıldı.
hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi. 23 eylül 1969 da hukuk fakültesinde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan gezmiş, 25 kasım'da serbest bırakıldı. ancak yıldız devlet ve mühendislik akademisi'nde (bkz: battal mehetoğlu)'nun faşistler tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin gezmiş'e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 aralık 1969'da yakalanan gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan cihan alptekin le birlikte 18 eylül 1970 e kadar tutuklu kaldı. bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaşarak, mücadelesini değişik alanlarda sürdürdü. (bkz: sinan cemgil) ve (bkz: hüseyin inan)'la birlikte (bkz: thko)'yu kurdu. 11 ocak 1971'de thko adına ankara iş bankası emek şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı. 4 mart 1971'de dört abd'li erin balgat'taki tuslog tesisleri'nden kaçırılması eyleminde de bulundu. kaçırılan erler daha sonra serbest bırakıldı.
12 mart darbesinin ilk günlerinde (bkz: yusuf aslan) ile birlikte malatya da olan thko üyeleri ile buluşmak için sivas'a gitmekte iken motorsikletleri bozuldu. bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada aslan ile birbirlerini kaybettiler. aslan o esnada, gezmiş ise 16 mart 1971 salı günü sivas'ın gemerek ilçesinde yakalandı ve kayseri'ye getirildi. buradan ankara'ya zamanın içişleri bakanı haldun menteşoğlu'nun makamına götürüldü.
mahkemesi 16 temmuz 1971 günü altındağ veteriner okulu binası'nda tuğgeneral(bkz: ali elverdi) başkanlığında (bkz: baki tuğ) savcılığında ankara sıkıyönetim komutanlığı 1 no'lu mahkemesi'nde başladı ve 9 ekim 1971 günü bitti. deniz ve arkadaşları 16 temmuz 1971'de başlayan thko-1 davası'nda tck'nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 ekim 1971'de idam cezasına çarptırıldı.mahkemede partisini ve sosyalizmi savunan savunmasını yaptı.
idam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı. (bkz: ismet inönü)"siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek bülent ecevit ile birlikte red oyu kullanır. ama kendi partileri chp den milletvekilleri evet oyu kullanır. ap genel başkanı (bkz: süleyman demirel) ise infazdan yana oy kullanır. olaydan 15 yıl sonra, süleyman demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için:soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri yorumu yapar. cumhurbaşkanı cevdet sunay ise idamları onaylayarak özür dilemeyi reddeder.
(bkz: yusuf aslan) ve (bkz: hüseyin inan) ile birlikte 6 mayıs 1972 tarihinde, gece 1:00-3:00 arası, ankara merkez kapalı cezaevi'nde idam edildi. ''
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
fazladan nokta koyduğum her yazar nick'ine onları birer nazar boncuğu efendim bi takım hedaaayeler olarak düşünmüştüm, eksik nokta koyduklarıma ise nokta hiç yakışmamıştı bence. yazım hatası yaptıklarım varsa ki olabilir, onların da nick'leri bence böyle çok daha güzel.
hadi elele tutuşup beni affedin bakim, hath.
hanım: az kaldı yayına.
hadi elele tutuşup beni affedin bakim, hath.
hanım: az kaldı yayına.
devamını gör...
geceye nazım hikmet'ten bir şiir bırak
yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. ama sen gitme, ben cahil kalayım.
devamını gör...
hayvanterli
nickaltima yeni tanımlar gelmiş. durduk yere mutlu oldum. sağ olun efendim.
devamını gör...
bir zamanlar moda olan şimdi yüzüne bakmadığımız şeyler
zincir takılan yırtık bol kot pantolon. allah'tan bitmiş olan bir akım.
devamını gör...
normal sözlük'ün kırk yaş üstü taş kaynaması
aslı astarı olmayan beyan.
toprak mı? hepinizi gömeriz biz be! *
toprak mı? hepinizi gömeriz biz be! *
devamını gör...
ama kafamız nasıl güzel radyo programı
konu sevmek olunca aklıma bu geldi, bu arada şairler daha güzel sevmiyor ağızları laf yapıyor, gerçek sevgi dilde değil gönülde.
devamını gör...
morali bozuk olunca uyuyan insan
morali bozuk olunca uyuyan var mı yaa? benim olan uykum da kaçıyor.
devamını gör...
geceye bir cem yılmaz repliği bırak
acun, öteki tarafta milleti, günahkârlar ve gönüllüler diye ayıracak bize de sms attıracak.*
devamını gör...
mücahit birinci'nin 5000 liralık atkısı
tepkiler üzerine kendisini sosyal medya hesabından savunan birinci, "aslında sıkıntı şu... biz kimiz de o atkıyı takabiliyoruz dimi... mütedeyyinler, maneviyata sahip insanlar kim ki... dünyanın meşru nimetlerinden tek, azınlık ama egemen düşüncenin kurşun askerleri faydalanır. bu azgın azınlığa göre biz, "bizimkiler" dizisindeki kapıcılarız" dedi.
mütedeyyin: dinine bağlı, dindar
maneviyata sahip: maddi olmayan, içsel olan, kişinin iç dünyasıyla ilgili olan şeyler'e sahip
beyefendinin kendi zümresini* tanımladığı kelimelerle boynundaki atkının fiyatı uyuşmuyor. boynundaki atkı tam da "azgın azınlığın" satın alıp kullanacağı türden bir eşya. asgari ücretin ne kadar olacağının tartışıldığı şu günlerde bu ülkenin siyasetçisinin bu tavrı hiç de naif değil. üstelik görgüsüzce, üstelik kaba.
sorun şu ki kimse kimseyi kapıcı gibi falan görmüyor. kullandığı kelimeler kişinin kendisini nasıl algıladığı ile özgüveni ve bir takım kompleksleriyle ilgili. ve bu durum maalesef ki azgınca para harcayarak değişmez. ben beş bin liralık atkı alamam, alamadığım için kendimi ezik hissetmem, alabilecek maddi gücüm olsa da almam. 330 poundluk atkı, ingiltere için de lükstür.
devamını gör...
iticilikte çığır açan sözcükler
(bkz: kocişko)
devamını gör...
en sevilen dizi çifti
ayrılsak da beraberiz dizisindeki berna ve teoman.
devamını gör...
karşı cinsten alınan son iltifat
yakında iltifat almadım sanırım. başlığı görünce aklıma geldi. kalbim çıt.
devamını gör...