can sıkıntısı.
eskiden canım sıkılınca takvim yaprağı okurdum
artık eve takvim yaprağı girmiyor
bende sözlüğe takılıyorum.
iş arasında oyalanmaca.
devamını gör...

sevdiğim yazarlardan birisidir. çok içten, eğlenceli ve komik yazıları var. bildirimlerini görmeyi seviyorum^^
devamını gör...

duyular yoluyla edinilen izlenimlerdir.
devamını gör...

arkadaşlarımın yanında çenem'in düştüğü doğrudur.
devamını gör...

eylül yaklaşırken gidişin beni üzdü.
buradan
özlemimi bu şarkı dindirmiyor.
sabırım %78’den hızlı bir şekilde geri load oluyor. dayanamıyorum!!!!!!
devamını gör...

yine saçma bir profil izlediğimiz atv programı.

adam askerdeyken eşini asker arkadaşının telefonundan arar. sonra o telefondan asker arkadaşı adamın karısıyla görüşmeyi sürdürür. şimdi kadın bunu, asker arkadaşıyla evlenmek için terk etmiş. buraya kadar saf adilik izledik.

kadın stüdyoya geldi. ayrılmaya çalıştığı kocası hâlâ "bana geri dön. ben seni boşamam" kafasında...

ya arkadaşlar siz ne yapıyorsunuz! bu ne çeşit bir insanlıktan çıkmak? ne aile denen kavrama saygı kalmış insanlarda ne arkadaşlık denen kavrama ne başka bir şeye. tavşan gibi fik fik yapmak uğruna karısını kocasını, çoluk çocuğunu ne kadar rahat terk ediyor bu millet? aptal gibi küçücük yaşta evden kaçıp evlenmenin, okuyup adam olmamanın sonucunda toplumun geldiği nokta bu. biz sizin gibi yozlaşmış, insanlıktan nasip almamış insanların biriktiği bir toplumun rezilliğine maruz kalmaya mecbur muyuz? allah belanızı versin be!

yok arkadaş, düzgün adam bir elin parmaklarını geçmiyor şurada.

bir de kalkıp şu programlar toplumun yapısını bozuyor diyorlar. ulan toplum bu işte zaten! siz ne sanıyorsunuz insanları? yeşilçam filmi de mi izlemediniz hiç? köy yerinde bir başına kalan gariban kadına iftira atan, onun dedikodusunu yapan ve köyün erkeklerini başına musallat eden tipleri falan hiç mi seyretmediniz? müge anlı mı vardı o zaman?

insan bu ülkede akıl sağlığını koruyarak yaşamakta zorlanıyor gerçekten.
devamını gör...

mevzuyu bilmem ama başlık, 7 senelik ekşi başlığı ile yeni mecralarda prim arama başlığıdır. uğraşmadan direk link verilebilirdi. gerçi copy-paste de uğraşmak sayılır mı bilemedim şimdi...

edit: başlık başa kalmış. şimdiden mi başladınız entr silip kaçmaya. ekran görüntüsü almak zorunda bırakmaya (almamıştım) yapmayın.
devamını gör...

çünkü malım. sabah uyanınca görcem ebeminkini neyse.
devamını gör...

ya erkekler afedersiniz ama neden y.rk kürek hareketler yapıyorsunuz.
devamını gör...

söylenen yalanı itiraf ederek dürüst konuma gelmektir.
evet bir bug buldum. yalan söyleyince yalancı oluyorsunuz ancak söylediğinizin yalan olduğunu itiraf edince dürüst oluyorsunuz.
şimdi kim bana yalancı diyebilir?
dürüstçe yalan söylediğimi söylüyorum.
devamını gör...

zamanında efsanevî milan kadrosu gibi kadro kurmuştu. yeni gelen seriler eskileri aratmıyordu ama sonra kayış bir noktadan koptu. yad edelim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

//"menzili "incelik" olanlar,
kendi değerinizi bilin.."//
devamını gör...

kısmi doğruluğu olan bir tespit.

herkesin anlatım/yazım tarzı farklı, haliyle birileri bir durumu bir iki satırla rahatlıkla anlatabilirken, bunun için bazıları daha uzun anlatmak ihtiyacı duyabilir. bazı başlıklar da vardır ki, uzun yazmaya gerek duyulmaz, bir kaç kelime ile de anlatılabilir.

ama benim gözüme hoş görünmeyen şu tür tanımlar:
başlık: barack obama
tanım: iyi adamdır.

başlık: doğaya saygı
tanım: doğayı sevmeliyiz.

başlık: tarkan
tanım: iyi şarkıcıdır.

burada amacım, kimsenin nasıl yazdığı değil. bu konudaki fikrimi açıkça söylüyorum; bunu en başta söyleyeyim. şimdi bir konuda fikrimiz olmayabilir veya o an yazacak bir şey aklımıza gelmeyebilir; benim de sıkça başıma geliyor . bazen yazmak istiyorum, yazacak bir şey bulamıyorum. benim de kısa tanımlarım var ama genele baktığınızda, en azından biraz da olsa bilgi vermeye dikkat ediyorum. yok hiç yazacak bir şeyim yoksa da başlığı boş geçiyorum.

dediğim gibi, bu sadece şahsi görüşüm. sözlük kuralları da buna müsaade ediyorsa, haliyle herkes istediği şekilde yazmakta serbesttir.
devamını gör...

orijinal adı mission civilisatrice olan,fransa önderliğinde 15.yy.dan sonra uygulanmaya başlanan, avrupa dışı ülkeleri ‘medenileştirme’ projesi.

fransızlar diyorlarmış ki, biz medeniyiz, seçilmiş ırkız, en iyi din bizimki; diğer ülkeler cahil, barbar, tü kaka. bu proje de böyle yürürlüğe girmiş. amaç barbar olarak nitelendirdikleri ülkelere, başta teknolojilerini, sonra dinlerini götürerek oraları medenileştirmekmiş(!). belki istiklal marşından bahsedilen ‘medeniyet dediğin, tek dişi kalmış canavar’ sözündeki medeniyet bu anlama geliyordur; bilemiyorum.

bunu yaymak için en iyi yöntem tabi sömürgeleştirmek. bu görevin en büyük destekçisinin papa ve kilise olduğunu söylememize gerek yok sanırım. işgal edilen bu ülkelerde amaç tek bir din altında halkı toplamaktı. fransa’nın önderliğinde başlayan bu misyonun tatlı tadını alan ingilizler de bu misyonu benimsemiş ve onlar da medeniyeti yaymak için sömürgeleştirmeye başlamışlar. amaç tabi işgal altındaki yerli halkın asimile edilmesi.

bu harekete fransa ve ingiltere kendi halkından destek almak için çeşitli propagandalar yürütmüş ve basın kanalıyla bu misyonun yüceliğinden bahsetmişler. ama karşı çıkan olmamış mı? evet olmuş. onları da vatan hainliği ve din düşmanlığı ile suçlamışlar. yani günümüzde uygulanan politika o dönem de uygulanıyormuş*.doğru söyleyen hep dokuz köyden kovuluyormuş.

bu misyonun en önemli açıklaması da şöyle:

fransa, hastalıkları, içgüdüleri, cehaleti ve despotizmi kontrol etmeyi diğer tüm milletlerden daha fazla öğrendiğine inandığından, bu kontrolü elde etmek için hala mücadele edenlere yardım etmeyi bir görev hissetti 


kaynak ve konunun daha detaylı anlatımı: www.cairn.info/revue-dix-hu...
devamını gör...

uzun sürmesi muhtemel görüşmeler esnasında dışarıya çıkıp market filan ihtiyaçlarımı görüyorum .
devamını gör...

kedi fotoğrafı paylaşın.

(bkz: kedi fotosu atayım da belki karı kız düşer)
devamını gör...

mükemmel geçmediğinin göstergesidir.
devamını gör...

10 dakika içinde gelen ilk 3 yazara çorba ısmarlanır.
şaka lan şaka, 5 dakika önce çıktım ben, hem çorbalara da zam gelmiş piii..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yılmaz erdoğan şiiri.
her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.

bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
"içinde benzetmeler olan"
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok ..

.....

sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
allah'a inanmaktır
devamını gör...

fırtınadan önceki sessizlik mi diye düşündüren bir sessizlik. ah öyle olsa keşke kaos'u özledim yemin ederim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim