patates sözlük
çok daha iyi bir isim olabilirdi. hem kızartması da güzel oluyor. ayrıca komunizmle patates arasındaki ince güzel ilişkiyi bilmeyen de yoktur.
devamını gör...
hükümetin yanlışını söylemek dini açıdan sakıncalıdır
kırk yıllık müslümanım böyle bir din duymadım.
devamını gör...
sevgililer günü
kapitalist sistemin bayram ettiği bir gündür. lakin her şeye rağmen güzeldir. adında sevgi olan bir günün çirkin olması mümkün mü?
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının favori yara izleri
yüzümde olsun isterdim şaka değil.
elimde bulunan izdir.
bazı kadınlar yara izlerini çekici buluyorlarmış.
savaşlar ve cinsel seçilim yüzünden kadınları yükseltiyormuş.
düşünsenize erkek gidiyor ve kaplan avlayıp geliyor akşam yiyorsunuz.
mücadele ederken kaşında kaplanın açtığı yara var.
çok havalı.
elimde bulunan izdir.
bazı kadınlar yara izlerini çekici buluyorlarmış.
savaşlar ve cinsel seçilim yüzünden kadınları yükseltiyormuş.
düşünsenize erkek gidiyor ve kaplan avlayıp geliyor akşam yiyorsunuz.
mücadele ederken kaşında kaplanın açtığı yara var.
çok havalı.
devamını gör...
sermet bey
ilk nickaltı açılımı benden. *
gelir gelmez yazdığınız şiirle neşem kat kat arttı. elinize sağlık, devam devam. *
iyi pişmeler, keyifli sözlükler. *
gelir gelmez yazdığınız şiirle neşem kat kat arttı. elinize sağlık, devam devam. *
iyi pişmeler, keyifli sözlükler. *
devamını gör...
bildirimleri tek tek kontrol etmek
sık sık yaptığımdır. üstte bir turuncu görünce hemen tıklıyorum, kimmiş beğenen, ne yazmışım da beğenmiş, o neler yazmış, kadın mıymış, at at at mesaj at hemen.
devamını gör...
sözlük yazarlarının evdeki konumu
devamını gör...
tanım beğenmek
okuduğum, beğendiğim ve bana bir şeyler kattığını düşündüğüm çoğu tanımdan artımı eksik etmem. bazı tanımlar öyle güzel oluyor ki, teşekkür edesim bile geliyor paylaştıkları için böyle güzel bilgileri, düşünceleri ve fikirleri. takibinizdeyim bol bol okuyorum.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
--! spoiler !--
ben orda, akşamına orospular dadanan
camlarında pis sinekler gezinen, ben orda
eskimiş bir tutuşla şarabını içiyor
kadınlarda oluyor kadınsız bakışlarla
başıyla öne düşmüş yüreğiyle beraber
ya tanrıya inanır ya da isyana.
kimseye vermiyor ki acılardan artarsa
kuytular çıkarıyor sevişmeler onlardan
bu nasıl bir bakış ki dünyaya intiharla
ya da hep kar yağıyor da düşünmesi siyahtan
öyle ya kim sevişirdi acıları olmasa
kim bakardı uzağa köpekleri saymazsam.
orası bir ölümdür şarabımı doyuran
ölünen yüzler gibi bir bütündür adamlar
vaftizi gün ışığında bir garip protestan
tanrısıyla sevişir, herkes bilir sevişmeyi o kadar
kim ne derse desin ben bu günü yakıyorum
yeniden doğmak için çıkardığım yangından.
edip cansever, phoenix
--! spoiler !--
ben orda, akşamına orospular dadanan
camlarında pis sinekler gezinen, ben orda
eskimiş bir tutuşla şarabını içiyor
kadınlarda oluyor kadınsız bakışlarla
başıyla öne düşmüş yüreğiyle beraber
ya tanrıya inanır ya da isyana.
kimseye vermiyor ki acılardan artarsa
kuytular çıkarıyor sevişmeler onlardan
bu nasıl bir bakış ki dünyaya intiharla
ya da hep kar yağıyor da düşünmesi siyahtan
öyle ya kim sevişirdi acıları olmasa
kim bakardı uzağa köpekleri saymazsam.
orası bir ölümdür şarabımı doyuran
ölünen yüzler gibi bir bütündür adamlar
vaftizi gün ışığında bir garip protestan
tanrısıyla sevişir, herkes bilir sevişmeyi o kadar
kim ne derse desin ben bu günü yakıyorum
yeniden doğmak için çıkardığım yangından.
edip cansever, phoenix
--! spoiler !--
devamını gör...
yazarların planları
tüm ülkeleri gezmek.
devamını gör...
geceye bir şarkı sözü bırak
“aramızda dağlar yollar yıllar var iken
beni sana sımsıkı sarılı görenler olmuş
sargın yaprakmışım dallarına
yangın toprakmışım yağmurlarına
türkü olmuşsun, umudummuşsun
sevdama yarınlarıma”
yeni türkü’den dinlemek isterseniz buyursunlar efenim
beni sana sımsıkı sarılı görenler olmuş
sargın yaprakmışım dallarına
yangın toprakmışım yağmurlarına
türkü olmuşsun, umudummuşsun
sevdama yarınlarıma”
yeni türkü’den dinlemek isterseniz buyursunlar efenim
devamını gör...
ruhumuzun hala analog olması
benimki hata veriyor bir açıp kapatabilir miyiz?
devamını gör...
açılın ben doktorum
büyük bir hevesle kullanmayı beklediğim sözdür. ben genelde arkadaşlar arasında şaka yollu kullanıyorum ama.
devamını gör...
yaşama uğraşı
italyan yazar/şair cesare pavese'in 1952 yılında basıma sunulan, günlük türünün örneklerinden biri olan kitabı.
gençliğini geçirdiği köyü ve oradaki yaşantısını yansıttığı bu kitap, yazarın kişiliğine dair ipuçları vermekle birlikte; bugün dahi esiri olduğumuz duyguları yansıtmakta. liseye yeni başladığım zamanlarda okumuştum, geçenlerde tekrar okudum ve daha önce anlamadığım şeyleri anladım. günlük olduğu belli oluyor ve bazı yerlerde istemsiz sıkıyor insanı fakat yazar öyle cümleler yazmış ki... neyse, devam edelim.
yazılanları okumaya başladığınız zaman içten içe "ulan ortada intiharlık ne var?" diye düşünmeden edemiyorsunuz. ben okurken böyle düşündüm, inkar edemem çünkü yazar gayet bilgi birikimli ifadelerle şiirden bahsediyor, okuduğu şair/yazar kişileri eleştiriyordu fakat kelimelerin sihrini çözünce işin sandığınız gibi olmadığını anlıyorsunuz. pavese, cümlelerinin içinde aslında manevi olarak çöküşünün üzerinde oluşturduğu boşluğu sıklıkla dile getiriyor. özellikle 1937 yılının altı kasımında, ki 1936 bana göre manevi çöküşün başladığı yıl ya da gün yüzüne çıktığı, 1937 ise yükselişi.
söylenene göre şair ülkesinin büyük edebiyat ödüllerinden birini kazandıktan sonra intihar etti ve bu intihar beklenmedik bir eylemdi. hatta can yayınları kitabın arkasına "başarılı bir hayat" diye not düşmüştü ancak pavese'in istediği büyük büyük ödüller, ünlü olmalar yahut benzerleri bir şey değildi. kendisi de açıkça "asıl başarısız insan mutlu bir evlilik dahi yapmayı başaramamış biridir" demiş, başarısızlığını tek cümlede göstermişti.
zaten aldatılması, sevdiği kadın tarafından yüz üstü bırakılıp diğer kadınlara da düşman olmuş olması bize ön bilgi tadında bir şeyler söylemişti. bilemiyorum, belki de fazla derin düşünüyorumdur fakat şundan eminim ki pavese kendince başarısızdı. hayatının bir anlamı yoktu. o da günlüklerin başlarında bahsettiği "kendini yok etmek" eylemini devreye soktu. başka ne yapılabilirdi, bir kadın tarafından sevilmemişti bile.
dedektif gibi her cümlenin altında bir anlam arayınca okunması hayli zevkli olan bir kitaptı. okumanızı öneririm, böylece yaşadığımız hayatın anlamını yitirmesi bize neler yaptırır görmüş olursunuz. şimdiden keyifli okumalar dilerim.
biraz karamsar ve nihilist tarzda yazılmış. okurken kendinizi tezer özlü'yü okuyormuş gibi hissediyorsunuz çünkü ikisinin karamsar duruşu birbirine çok benziyor lakin her sayfasında olmasa bile iki sayfada bir altını çizebileceğiniz muazzam cümleler görüyorsunuz.
mesela;
"cömertçe, başkalarının acılarını paylaşarak yaşayamayan insan, kendi acısını dayanılmaz bir yoğunlukta duymakla cezalandırılır."
"başka bir insan olmaya çalışmak boş bir çaba. insan için ilginç olan, o eski kişiliğin yeni yaşantılara nasıl bir tepki göstereceğidir."
edit: imla.
gençliğini geçirdiği köyü ve oradaki yaşantısını yansıttığı bu kitap, yazarın kişiliğine dair ipuçları vermekle birlikte; bugün dahi esiri olduğumuz duyguları yansıtmakta. liseye yeni başladığım zamanlarda okumuştum, geçenlerde tekrar okudum ve daha önce anlamadığım şeyleri anladım. günlük olduğu belli oluyor ve bazı yerlerde istemsiz sıkıyor insanı fakat yazar öyle cümleler yazmış ki... neyse, devam edelim.
yazılanları okumaya başladığınız zaman içten içe "ulan ortada intiharlık ne var?" diye düşünmeden edemiyorsunuz. ben okurken böyle düşündüm, inkar edemem çünkü yazar gayet bilgi birikimli ifadelerle şiirden bahsediyor, okuduğu şair/yazar kişileri eleştiriyordu fakat kelimelerin sihrini çözünce işin sandığınız gibi olmadığını anlıyorsunuz. pavese, cümlelerinin içinde aslında manevi olarak çöküşünün üzerinde oluşturduğu boşluğu sıklıkla dile getiriyor. özellikle 1937 yılının altı kasımında, ki 1936 bana göre manevi çöküşün başladığı yıl ya da gün yüzüne çıktığı, 1937 ise yükselişi.
söylenene göre şair ülkesinin büyük edebiyat ödüllerinden birini kazandıktan sonra intihar etti ve bu intihar beklenmedik bir eylemdi. hatta can yayınları kitabın arkasına "başarılı bir hayat" diye not düşmüştü ancak pavese'in istediği büyük büyük ödüller, ünlü olmalar yahut benzerleri bir şey değildi. kendisi de açıkça "asıl başarısız insan mutlu bir evlilik dahi yapmayı başaramamış biridir" demiş, başarısızlığını tek cümlede göstermişti.
zaten aldatılması, sevdiği kadın tarafından yüz üstü bırakılıp diğer kadınlara da düşman olmuş olması bize ön bilgi tadında bir şeyler söylemişti. bilemiyorum, belki de fazla derin düşünüyorumdur fakat şundan eminim ki pavese kendince başarısızdı. hayatının bir anlamı yoktu. o da günlüklerin başlarında bahsettiği "kendini yok etmek" eylemini devreye soktu. başka ne yapılabilirdi, bir kadın tarafından sevilmemişti bile.
dedektif gibi her cümlenin altında bir anlam arayınca okunması hayli zevkli olan bir kitaptı. okumanızı öneririm, böylece yaşadığımız hayatın anlamını yitirmesi bize neler yaptırır görmüş olursunuz. şimdiden keyifli okumalar dilerim.
biraz karamsar ve nihilist tarzda yazılmış. okurken kendinizi tezer özlü'yü okuyormuş gibi hissediyorsunuz çünkü ikisinin karamsar duruşu birbirine çok benziyor lakin her sayfasında olmasa bile iki sayfada bir altını çizebileceğiniz muazzam cümleler görüyorsunuz.
mesela;
"cömertçe, başkalarının acılarını paylaşarak yaşayamayan insan, kendi acısını dayanılmaz bir yoğunlukta duymakla cezalandırılır."
"başka bir insan olmaya çalışmak boş bir çaba. insan için ilginç olan, o eski kişiliğin yeni yaşantılara nasıl bir tepki göstereceğidir."
edit: imla.
devamını gör...
ernest hemingway
kanser dahil birçok badireyi tokatlamış, azrail'in beceremediğini onunla dalga geçer gibi kendi becermiş yazar.
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
“insan mutlu olmak ister; bu yüzden berbat haldedir.”
freud.
freud.
devamını gör...
homeless olmaya bir adım kala rte'yi destekleyen kesim
erdoğan'ın seçim mucizesinin arkasında seçmenlerle kurduğu duygusal bağ vardır. muhalefet, ecevit'i ayrı tutarak tabii ki, seçmenlerle duygusal bir bağ kuramadı. ve eğer siz de duygusal bir yakınlık hissediyorsanız, bir insanın yaptığı kötü işleri de iyi görürsünüz. bu çok basit bir zaafiyettir ve mükemmel biçimlerde yönetilebilir. erdoğan'ın söylediği bir sözü kötüye yoramamak, eğer sözü erdoğan söylemişse tersi bir durumu kabul edememek veya söylenenleri olduğu gibi kabul etmek en basit örnekleri olabilir. bu bağı kurmalarında etkili olanları zaten biliyorsunuz; islam, biat kültürü, ideolojiler vs.
millet kıraathaneleri çok tartışmalı bir konuydu. böyle bir vaat verilmeseydi bile erdoğan'ın seçmeni oyunu yine erdoğan'a verecekti. çünkü seçmeni kararını zaten vermişti ve konunun vaatlerle de alakası yoktu, vaatler kulağa hoş geldiği için saçmalığını kimse sorgulamadı bile. yani olayların geneli duygusal bağ çerçevesinde şekilleniyor diyebiliriz.
son olarak da türker hocamın konuyla alakalı söylediği şu sözleri bırakıyorum sizlere: hiçbir ''doğru''; insana sevdiğinden daha ''güzel'' değildir.
millet kıraathaneleri çok tartışmalı bir konuydu. böyle bir vaat verilmeseydi bile erdoğan'ın seçmeni oyunu yine erdoğan'a verecekti. çünkü seçmeni kararını zaten vermişti ve konunun vaatlerle de alakası yoktu, vaatler kulağa hoş geldiği için saçmalığını kimse sorgulamadı bile. yani olayların geneli duygusal bağ çerçevesinde şekilleniyor diyebiliriz.
son olarak da türker hocamın konuyla alakalı söylediği şu sözleri bırakıyorum sizlere: hiçbir ''doğru''; insana sevdiğinden daha ''güzel'' değildir.
devamını gör...
balkonda kitap okuyan tip
pandemide balkon nimettir, hele ki havalar güzelleşmeye başlamışken. hem kitap okur hem bedava ekstra d vitamini alır hem de höpürdetetek bir şeyler içersin. değmeyin o kişinin keyfine durumu resmen.
devamını gör...
corpus callosum
beynin her iki hemisferini * birbirine bağlayan anatomik bölgedir. hemisferler arasında bir duble yol, bir ara bulucu gibi görev yapar. oldukça fazla nöral liflere sahiptir.
devamını gör...