kim bilir kimin feyki.
ben bilmem mesela.
devamını gör...

bu işlerin bu kadar anlamsız şekilde dallanıp budaklanmasını mantıksız bulan kadın.

git at imzanı bitti gitti işte. ne gerek var tantanaya? resmen başkaları için yapılan ve anlamsız derecede pahalı olan, sıkıcı bir organizasyon. bir düğünde eğlenen kişi bence cindir.

bir şey daha yazacaktım da vazgeçtim. trollük sınırından girmiş olurum sanırım onu da yazarsam *
devamını gör...

yemek yemek, su içmek, sigara içmek, tükürmek vs. uzar gider.
devamını gör...

ah keşke 60larda yaşasaydım da malum grupların, insanları başka galaksilere gönderdiği kişiler arasında olsaydım dedikten sonra bu arzumu , gençliğimin doruğuna denk gelip müziğini icra ederek tatmin eden çoklu enstrümantalist kevin parker isimli uzaylının sahne ismi.

edit: her bir parçası için ayrı başlıkları hak eden müzisyen.
devamını gör...

kaliteli şarkıları olan, yıllar geçse de eskimeyecek bir grup.
devamını gör...

kitap okumayı seviyorsa, ondan mutlusu olmaz. hayattaki tüm şansını çekilişte kullanmış kişidir aynı zamanda.*
devamını gör...

şahsım ifadesinin benzerleri;

(bkz: ingiltere)
(bkz: almanya)
(bkz: fransa)

ayrıca bazı vatandaşlar şahsım devletinin var olup olmadığını sorgulamaktadır

(bkz: şahsım devleti)

şahsım ifadesini keşfeden kişinin konuşması
devamını gör...

aşı karşıtlığı ve red pill gibi amerika orijinli olan saçma sapan akım.

yalnız fark ettiğim bir durum var. amerikan çıkışlı akımlara biz çoğu ülkeden çok daha rahat adaptasyon sağlıyoruz. o da enteresan yani...

son olarak; düzlüğü kanıtlamak için önerimi sunup kaçıyorum: arkadaşlar dünya yuvarlak olsaydı eğer arjantinliller aşağı düşerlerdi, hint okyanusu falan aşağıya dökülürdü. dökülmüyor çünkü dünya düz düz... ayrıca yuvarlak olsaydı uçaklar uzaya çıkardı atmosferi delip... çıkamıyorlar neden ? çünkü dünya düz...

üstte yazdıklarıma inanacak, anadolu irfanı ile yoğrulup büyümüş 250.000 insan bulabilirim. buna dair inancım tam.
devamını gör...

yeni sözlüklerin bel kemiği z kuşağıdır. örneğin ekşi sözlük kurulduğunda gelenlerin çoğu 18-19 yaşında olan insanlardı, 18 yaş altı da fazlasıyla vardı. onlar büyüdükçe, fikirleri olgunlaştıkça sözlük de kendini geliştirdi.

burası da gelişme aşamasında olan bir yer, o yüzden z kuşağına ihtiyaç var. gerçi her gün sayfalarca nick altı girilmesine bakılırsa yakında hatıra defterine dönüşecek gibi ama hadi neyse.
devamını gör...

o benim işte.
zeze’ ye çok ağladım şeker portakalında.topkapı fatih arası minibüsteydim.okula vardığımda herhalde gözlerim hafiften şişmişti.
gerek yok tabii bu kadar hassas olmaya, hayat yorar insanı yoksa.
annem gibi olsam mesala; ama ne çare.düğün,dernek cenaze, film demeden kocaman yaşlar akıtan babama benzemişim.
devamını gör...

hayatındaki herkes sana zarar verecek, sen sadece kimin acıya değer olduğunu bulmalısın.
devamını gör...

kankacılıktan rahatsız olan herkes kankası gitti diye yangın yapıyor. durup dururken gittiler gibi davranılıyor. ayıp. hem bir şeylerden şikayet ediliyor hem şikayet edilen yapılıyor.

sözlük yönetiminden üç beş kişiye küsersin anlarım. sözlüğe küsmek ne demek. niye böyle bir şey yapılıyor. ulan ben seni takip ediyorum, keyifle okuyorum, gülüyorum, bilgileniyorum. neden küsüp gidiyorsun ben ne yaptım sana.
sen kendini sözlüğün allamesi zannedip neden gidiyorsun. sözlüğü kendinle tehdit etmeye çalışıyorsun. gel ben seni okumak istiyorum belki. bir kişi okumak istiyor belki ne yani.

bu yönetim ve arkadaşları gerizekalı değilse hiçbir yazarı küstürmeye çalışmazlar.
tavuk döner dükkanı açmışsın. müşteriler yemesin diye küstürmeye çalışıyorsun. böyle bir şey olmaz.

ben gidiyorum bir posta daha kuralları okuyacağım. gözden kaçırdığım bir detay kalmasın.

not: hiçbir yazarı veya kişiyi kastetmiyorum. genel duruma sitem ediyorum.
devamını gör...

kimseye söyleyememişsem eğer burada da yazmam haliyle. akşam ağlayarak günlüğüme yazarım artık napalım?
devamını gör...

kuzey amerika'da yaşayan, kiowa tanoan dili konuşan bir kızılderili kabilesidir.
eskiden göller bölgesi civarında yaşıyorken, bugünkü wyoming, south dakota bölgesine gelmiş ve at sahibi olduktan sonra bizon avlayarak, ova kızılderili kabilelerinin kültürünü yaşamışlardır.
onlardan sonra doğudan gelen cheyenne, arapaho ve en son sioux kabileleriyle, av alanları için savaşmışlar ve yenilerek, bugünkü kansas ve texas civarlarına yerleşmişlerdir.
texas, 1845'te a.b.d eyaleti olduktan sonra artan beyaz nüfus, av alanlarına büyük çiftlikler kurulması ve yiyecek kaynakları olan milyonlarca bizon'un avcılar tarafından öldürülmesi üzerine, dostları comanche'ler ve eski düşmanları olan güneyli cheyenne ve arapaho'larla birlikte, beyaz bizon avcılarına ve a.b.d ordusuna karşı savaş vermişlerdir.
a.b.d ordusunun yoğun saldırıları karşısında 1875'te teslim olmak zorunda kalmışlardır. reisleri ve bazı savaşçıları bugünkü florida'ya sürgüne gönderilmiş ve oraya sürgün giden çoğu kızılderili gibi, çoğu sıtma hastalığından ölmüştür.
florida'ya gönderilmeyen kabile üyeleri ise bugünkü oklahoma eyaletindeki rezervasyona sürülmüştür ve bugün hala orada yaşamaktadırlar.
devamını gör...

normal sozluk yazarlarinin haksiz saldirilarina ugramis, girilerin aksine son derece usta isi bir dizi. herkese hitap etmeyebilir ve agir ilerliyor olabilir ama kesinlikle ne sıkıcı ne de amatörce. herkese hitap etmeyebilir dedigim yani, bunalimlar falan... bende çivi çiviyi söker misali bir seyler oldu şöyle ki:

dun falandi galiba. depresyonum azmisti. bunu izledim, kendime geldim. hem politik, hem dramatik, hem komik, hem gercek, hem absurt, hem rock... muhtesem bir sey.

dizi bir havaalanı sahnesi ile başlıyor. oktay'ı görüyoruz, akli bir karis havada. daha sonra ogreniyoruz ki sacma sapan bu sekuler hayattan bikmis ve kafayi siyirmak sinirlarinda. ama hayat durur mu? hic firsat vermeden ustune ustune geliyor...

dizinin ilk bolumu gercekten yapmacik ve kotu basliyor ama sonradan toparliyor hatta bagimli yapiyor.

haluk bilginer zaten harika oynuyor fakat karakteri daha bir harika.

günday, ayrintilari ve satir aralarini kullanmaktan geri durmamis ama yerin yedi kat altina gommemis bunlari.

yer yer beni kahkahalara bogan sahneleri oldu. oktay in kizinin bilge olmasi gercekten cok tuhaf ama estetik. esi de estetik.

babasi ile arasindaki catismanin yani sira oktayin bunaliminin verdigi davranislari bence doğal.

belki entel dantellere sapladigi icin sevilmemistir hedef kitlesi de enteller oldugundan belki kendine saplamistir ama kotu degil. kotu bir seyler izlemek istiyorsaniz televizyonu acabilirsiniz bol bol var ama bu dizi onlardan degil.

yazarin sis diye bir romani vardi galiba. istanbul' a sis cokmesinin bununla bi' alakasi var mi acaba?
devamını gör...

üst üste olan ufak yaralanmalar sonucu, kemiğin yorgunluğa bağlı hassas olması sebebiyle, hiç zorlanmayan bir zamanda oluşan çatlak şeklindeki kırıklardır.

genellikle ayak tarak kemiğinde ya da kaval kemiğinde görülür. tarak kemiğinde olanını balerinler sık yaşar. uzun süredir spor yapmayan kişilerde de zorlama (mesela fazla uzun yürüyüşler) sonucu görülmektedir. yanlış ayakkabı seçimi de bu kırıklara sebep olabilir.

normal kırığın iyileşme süresinin iki katı iyileşme süresi vardır. zorlayıcıdır. tarak kemiğinde olanı merdiven çıkarken canınıza okur.
devamını gör...

takvim gazetesinden müzik seti
akşam gazetesinden 37 ekran tv
sabah gazetesinden çakma nes oyun konsolu (90 kupona)
arcopal yemek takımı
ana britanica ansiklopedi seti ama yarım kaldı.
daha neler neler. bir zamanlar online alışveriş gibi birşeydi :)
devamını gör...

ön yargılı yaklaştığımız insandır.
birinin hakkında ilk bakışta veya yeni tanıyınca yorum yapmak bir fikre sahip olmak son derece gereksizdir.
zaten tanıdıkça karar veririz.
devamını gör...

felsefeci, yazar. varolsun, çok yaşasın, çok yazsın insanı.
iyi ki yazıyor dediğim insanlardan, üstkurmaca* üstadı uzun ihsan efendi.
benim için üstadın ustalık eseri "suskunlar" kitabıdır.
bundan 13 sene evvel 18-19 ekim gibi 2007'de çıkmıştı. 20 veya 21 ekim'de pazar günüydü ve o gün izmit'ten kadıköy'e gitmiştim ve ilk işim kitabın birinci baskısını almak olmuştu.
hatta şu detayı da unutmuyorum, birinci baskısı 40.000 adet yapılmıştı.
ve ilginç bir şekilde en uzun kitabı da yine benim ustalık eseri dediğim suskunlar'dır 7 kitabın içerisinde.

tüm kitaplarını hem de sırasıyla okumuş biri olarak şu puanlamayı verebilirim;
-puslu kıtalar atlası / 10 üzerinden 8
(238 s) (1995)
-kitab-ül hiyel / 10 üzerinden 7,5
(144s) 1996)
-efrâsiyâb'ın hikâyeleri / 10 üzerinden 7
(245s) 1997)
-amat / 10 üzerinden 8,5
(235s) 2005)
-suskunlar / 10 üzerinden 10
(269s) 2007)
-yedinci gün / 10 üzerinden 4
(240s) 2012)
-galîz kahraman / 10 üzerinden 5
(181s) 2014

bu kadar yazdık, o zaman suskunlar girizgahını alalım bari kitabın;
"kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür."*

bir de;
(bkz: kulak çağı)*

ve tabi son olarak muhteşem karakter;
alessandro perevelli*

puanlama bana aittir. herkesin beğenisi de saygı görür bende.
devamını gör...

o kadar entryden 1 tane türkçe parça var o da buray
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim