fransa'nın güneyinde yer alan pont-saintesprit adlı köyde yaşayanlar 60 yıl önce başlarına gelen tuhaf olayların sebebini sonunda anladı. köylüler, yıllar önce bir gün aniden halisülasyonlar görmeye başlamış, bazılarının sonu akıl hastanesinde bitmiş, bazıları ise yaşamını yitirmişti. olayın arkasındansa abd istihbarat örgütü cıa çıktı.

amerikalı bir gazeteci tarafından yapılan bir araştırma sonucunda 60 yıl önce fransa'da meydana gelen ilginç olayın ardında cıa'in bir deneyi olduğu ortaya çıktı. araştırmaya göre, cıa, köylülerin ekmeğine halisünasyon ve histeriye yol açan lsd( lsd, medikal alanda bilinen en etkili uyuşturuculardan biridir. 25 milligram lsd, bir insanı yarım gün boyunca sersemletebilir.) katmış. 16 ağustos 1951'de yaşanan ve "lanetli ekmek" olarak tarihe geçen olayda beş kişi ölmüş ve yüzlerce kişi korkunç halüsinasyonlar görerek çıldırmıştı. gazeteci h.p albarelli yaptığı araştırma sonucunda elde ettiği belgelere dayanarak, cıa'in lsd'nin etkilerini test için bu olaya yol açtığını söylüyor. gazeteciye göre cıa'in suistimallerine dair 1975 tarihli bir beyaz saray raporunda bu olay atıfta bulunuluyor.

gazeteci, olayın cıa'in "zihin kontrolü" kapsamında yaptığı bir deney iddiasını ortaya attı. buna göre, cıa, köyün ekmeklerine bilerek lsd adı verilen sentetik uyuşturucu katmış ve neler olacağını görmek istemişti. albarelli'ye göre bu deney abd ordusunun özel operasyonlar birimi tarafından yapıldı. köylüler, o kadar etkilenmiş ki, biri yılanların onu yediğini düşündüğünü söylemiş. halk polise, sürekli ejderha gördüklerini, kendilerine saldırdığını söylüyormuş. bir çocuk bıçakla büyük annesine saldırmış. bir diğeri "ben uçağım" diyerek kendini ikinci kattan aşağı atmış. doktora koşan biri ise, "kalbim çıktı, ne olur yerine takın" diye yalvarmış. sokaklar çıldıran insanlarla dolmuş. olayda 5 kişi ölmüş, 300 kişi yaralanmış. uzmanlar o dönem, bu olaya, ekmeğin içindeki uyuşturucu etkisi yapan bir yaban mantarının neden olduğunu söylemiş.

mağdurlarsa daha fazla cevap istiyor. 71 yaşındaki charles granjoh, "neredeyse ölüyordum' nedenini bilmek istiyorum" diyor.


fil üzerinde yapılan lsd deneyi

bilim dünyası ve özellikle tıp alanında çalışanlar bir dönem lsd ile deyim yerindeyse kafayı bozmuşlardı. lsd'nin insan zihni üzerinde etkilerini çok merak eden bilimadamları olayı daha ileriye taşıyarak bunu hayvanlar üzerinde de denediler. fil tusko üzerinde şsd deneyi yapılan talihsiz hayvanlardan biriydi.

1962 yılında, oklahoma city'de bulunan lincoln hayvanat bahçesi direktörü, warren thomas, tusko isimli bir file bir insana verilebilecek lsd dozajının 3000 katını enjekte etti. aşırı dozda lsd enjekte edilen tusko, bu işlemden kısa bir süre sonra yere yıkıldı ve titreyerek öldü.
devamını gör...

hamsi yiyor diye karadenizlileri de avlayalım o zaman dedirtir.
devamını gör...

tam kapanma marketlerin, kahvecilerin gel al açık olduğu, ekmek alanın 7 düvel gezebildiği olandı diğmi?
devamını gör...

peki o zaman neden piknik yapmıyoruz?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

saniyede 144 kere ekrandaki görüntüyü yenileyen monitörlerdir. hz zaten bildiğiniz üzere hertz'in kısaltması olup bir saniyede bir şeyin kaç kere yapıldığını belirtir.
konu oyun oynamak olunca şunu söyleyebilirim ki 60hz ile 144hz gerçekten çok farklı. normalde 60hz akıcı geliyor ancak 144hz ile bir kez oynayınca oyun o kadar akıcı geliyor ki geri 60hz'e dönmeniz çok zor. akıcılığın yanı sıra responsiveness (hızlı tepki verme) de artıyor. böylelikle yaptığınız hareketler ekrana daha çabuk yansıyor ve bu size rekabetçi oyunlarda bir avantaj sağlıyor. rekabetçi olmayan oyunlarda da avantaj sağlamasa dahi oyunu çok daha zevkli hale getiriyor. şimdi buna küçük bir bakış atalım.

varsayımlar: karelerin ekran kartı tarafından eşit zamanlarda üretildiği (frame pacing'i görmezden geliyorum), 144 fps alabildiğiniz.

bu durumda 60hz bir ekran 16.6msde bir yeni görüntü üretecektir. 144hz bir monitör ise yaklaşık 7msde bir yeni bir görüntü üretecektir. buradan yaklaşık bir 9.5ms fark var. bunun yanında 60hz olan bir ekranın yüksek ihtimalle 5ms tepki süresine ve 144hz olanın da 1ms tepki süresine sahip olacağını varsayarsak o zaman 4ms de buradan ekleniyor ve size 13.5mslik bir fark oluşuyor. peki bu 13.5ms neye yarar? hiçbir şeye. ancak aşırı rekabetçiyseniz bu farkı hissedebilirsiniz ancak aksi durumlarda pek hissetmezsiniz bu kadar kısa bir zaman farkını. yine de bu, 144hz bir monitör kullanınca ekranın çok daha hızlı tepki verdiğini ve çok daha akıcı bir görüntü sunduğunu değiştirmiyor. eğer imkanınız varsa 144hz monitör deneyimlemelisiniz.
devamını gör...

üzerindeki kıyafetin fiyatı. eğer bu konuyu kendi başlatmışsa kaçarak uzaklaşmanız önerilir.
devamını gör...

ilişkiye girdiği seks işçisini merak ettiren haber.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

(bkz: william-adolphe bouguereau) bu tabloyu çizerken (bkz: dante)nin (bkz: ilahi komedya)sından ilham almıştır ve 9 katlı cehennemin 8. katını tasvir etmektedir. bu katta sahtekarlar, dolandırıcılar, rüşvet yiyenler ve din sömürücüleri yer almaktadır. tabloya ilk baktığımız zaman biraz ürpertici ve rahatsız edici olduğunu fark ederiz. ön planda duran ve kavga eden iki kişi görürüz. bu kişilerden kızıl saçlı olanı gianni schicci, diğeri ise simyacı capocchio’dur.

resimde gianni, capocchio’nun kolunu sımsıkı kavradıktan sonra diziyle tekme atmış, tırnaklarını da capocchio’nun kaburgalarına geçirip boynunu ısırmaktadır. gianni'nin tutuşundaki detaylar bize sanatçının anlatmak istediği olayları daha da etkili biçimde göstermektedir. dikkatli bakılırsa vahşi bir hayvanın avını tuttuğu gibi tutmaktadır gianni. capocchio ise çaresizlikle beline aldığı darbenin acısı yüzünden gianni’nin kızıl saçlarını çekmeye çalışmaktadır. insan anatomisi neredeyse kusursuz bir biçimde işlenmiştir.

resmin birazcık sol kısmına baktığımız zaman birisi beyaz birisi kırmızı kıyafet içerisinde iki kişi görürüz.kırmızı şapkası ve kırmızı yeleğiyle gözümüze çarpan kişi dante, başında defne yaprağı olan pelerinli kişi ise virgil’dir. her ikisi de olayın şaşkınlığı içinde oldukça korkmuş görünmektedir. dante, virgil’in omzuna dokunup cesaret almaya çalışırken, virgil şaşkınlığını gizlemek için peleriniyle ağzını örtmüştür.

kavga eden kişilerin hemen arka ve üstünde kalan kanatlı kişi zebanidir. yüzündeki gülüşten ordaki tek zevk alan kişi olduğu anlaşılmaktadır. zebaninin ve resmin en arka planında kalan ve göze çok çarpmayan insanlar aynı şekilde bir kavga içerisindedir.


sanat tarihinin belki de en gerçekçi resmi olan bu eser şu anda paris’te (bkz: orsay müzesi)’nde sergilenmektedir. eğer yolunuz düşerse mutlaka görmelisiniz.
devamını gör...

aynı görüşte olmadığın kişi konuşurken sözünü kesmeden sabırlı bir şekilde dinleyebiliyor ve karşı argümanlarını şahsa veya fikirlere saldırmadan, ağzından köpükler saçmadan sunabiliyorsan sen o'sun, olgun kişi. hayatımda senin gibileri olsun çok isterim.
devamını gör...

idealisttir.
evlenmek çoluk çocuğa karışmak ona göre değildir.
bakmakla yükümlü olduğu ailesi vardır.
veyahut hayatını yaşamayı seviyordur.
manevi aşkı maddi aşka tercih etmiş olabilir.
devamını gör...

asit yağmuru değilse kaçmadığımdır. sabun muyum alüminyum neden kaçayım? (bkz: iğrenç espriler)
devamını gör...

“para konuşur” sözünün yanlış yorumlandığını ifade eden bir deyiştir.
paran varsa insanlar seni tanır. paran yoksa sen insanları tanırsın.
1974 tarihli it’s alright, ma -i’m only bleeding adlı parçasında “money doesn’t talk, it swears” (para konuşmaz, küfreder) demişti bob dylan... şiddetin ve birçok toplumsal sorunun kaynağının para olduğunu vurgulamıştı.
çevremizde zenginliğin verdiği gururla yaşayan bazı insanları görürüz… geceleri paralarını saymaktan, gündüzleri de gariban işçileri ezmekten başka bir şey düşünemezler…gittikleri her yere önce paralarını sererler…“ye kürküm ye, ye kürküm ye” misali.
unuttukları bir şey vardır:
ingilizce’de para kelimesinin (money) kökeni para tanrısı olarak kabul gören mammon putudur. en belirgin özelliği ise konuşamaması sadece küfretmesidir.
günlük hayatımızda “para konuşur” desek de para bitince paranın gerçekte küfrettiğini anlarız. çevremizde dost gözüken 100 insandan 1 tane kalır.
para insanı avlamak için en iyi yemdir. (thomas fuller)
devamını gör...

1976 yılında çıkan çizgi filmdir.

--! spoiler !--

galyalıların, romalılar tarafından tanrı olduğunun iddia edilmesi üzerine, ispat edebilmek için asterix ve oburix'e 12 görev verilir.

--! spoiler !--

devamını gör...

benim favorim kupa kızı ve sinek valesi.. klibi ile olsun sözleri ile olsun halen dinlerim o döneme bir gider gelirim.
devamını gör...

antibesinler; vücudun kalsiyum, demir, potasyum, magnezyum gibi temel besinleri emme veya kullanma kabiliyetini azaltan glukozinolat gibi herhangi bir bileşiği ifade etmek için kullanılan bilimsel bir terimdir.

antibesinler, bitkilerde; böceklere, parazitlere, bakterilere ve mantarlara karşı bir savunma mekanizması olarak evrimleşmiştir. örneğin, bazı antibesinler, bir yiyeceğe acı tat vererek hayvanların onu yemesini engelleyebilir. bazı antibesinler ise, yenen tohumların sindirimini engeller. sindirilmemiş tohumlar, hayvanın dışkısından doğaya dağılır ve bu sayede yeni bitkiler çoğalmaya devam eder. bu hayatta kalma taktiklerinin her ikisi de bitki türlerinin büyümesine ve yayılmasına yardımcı olur.

bu bileşikler, belirli minerallerin ve diğer faydalı bileşiklerin vücut tarafından emilimini bir dereceye kadar azaltsalar da, tamamen engellemezler. "antibesin" kelimesi kulağa her ne kadar korkutucu gelse de, araştırmalar, antibesinlerin aşırı miktarlarda tüketilmedikçe endişe verici olmadığını, aksine sağlık açısından oldukça faydalı olduklarını gösteriyor.
devamını gör...

oladabilir olmayadabilir. her şey ihtimal dahilindedir.
devamını gör...

ödemiyorum. karşılığını almak için beğenenler de beğenmesin bir zahmet.
devamını gör...

nerede ince ve güzel düşünülmüş bir iş orada kafa sözlük ,emeği geçenleri kutlarım.
devamını gör...

kimsenin sevmesini yada katlanmasını beklemediğim müzik türü.

yalnız eğer john "bonham" bonzo ve lemmy kilmister olmasaydı şu an olduğum kişi olamazdım.

zira zor bir çocukluk geçirdim ailem dahil sürekli dik kafalıydım bonzo'us montreux ile perküsyon ile tanıştım lisedeki arkadaşları tiner çekip , sigara içerken ben ücretsiz bateri kursu kovalıyordum. lemmy kilmister ise dik kafalı, geri adım atmayan duruşu ile bana hayatım ile ilgili ergenken kendim ile ilgili aldığım kararlar ile bana güç verdi. yaşım 37 hala bangır bangır metal dinliyorum.

son olarak kendimi tanımladığım motto ise (bkz: married with headbangers)

dönemlik müzik falan diye saydıranlara da söyleyeceğim şey şu sizin için dönemlik olabilir, bunalımlarınız olabilir buna çıkış sağlamış olabilir lakin eninde sonunda yaşam biçimi değil müziktir.

devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim