60 percent
tanışma hikayemizi eksik anlatmış yazardır.
kendisi çok başarılı bir mühendisken ben de yedek parçacı olarak sanayide kendi halinde, aç bırakmayan bir dükkanın sahibiydim. albay emeklisi dedemin adam olması için zorla gönderildiği sanayi aynı zamanda. kendisini çok sever, saygı duyarım hâlâ. dedemin bir sözünü hiç unutmam “sanayide içtiğin çayın tadını hiçbir starbucks’ta arama torunum.”
dedemin bu sözlerinin de etkisiyle franchising üzerinden starbucks açmaya çalışsam da bütçem yetmedi, hem çocuğuz daha o zamanlar, nerede gezer o kadar para? ben de ilerleyen zamanlarda sanayide, hem sanayi çayının tadını unutmamak adına hem de dedeme olan saygımdan dolayı yedek parçacı açtım. bir de küçük bir atölyem var, orada da zor bulunan parçaların dökümünü yapıyorum.
hafta sonu saat 4-5 civarı evimde uzanırken hükümet kanadından sevdiğimiz bir ağabey aradı. “yardım göndereceğimiz kargo uçağının bir parçası eksik, eğer mümkünse bugün içerisinde dökebilir misin?” diye bir ricada bulundu. parçaya ait verileri gönderirseniz neden olmasın diyerek o gün açmadığım dükkana gidip, kalıbı çıkartıp dişliyi bir güzelce döktüm. 3-4 saat içerisinde de hazır edip dişliyi benden isteyen kişiyi aradım. gece 11’den sonra kadife sokak karga’ya bir mühendislerini göndereceklerini söyleyip bir de fotoğrafını gönderdiler. ben de dişliyi kaybetmemek adına anahtarlığıma taktım ve aç olan karnımı doyurmak için bir yere gittim. saat yaklaşmıştı ve hemen karga’nın yolunu tuttum. nihayet erkenden gelebilmiştim.
karga’ya girip gözlerimle mühendisi bir yokladım ama yok, daha gelmemişti. barda oturup bir şeyler içerken anahtarlığı da elimde bir o yana bir bu yana sallamaya başladım. derken beklenildiğinden tamamen habersiz, fotoğrafından çıkarttığım mühendis geldi. dönüp selam verdim ve oturabileceğini söyledim. yaptığı işlerden, gezdiği yerlerden ve ayakkabılarımdan bahsetti. sonra da dişliye gözü takılıp içerisinde bulunduğu sorundan bahsetti. zaten haberimin olduğundan, dişliyi bu sabah döktüğümden ya da ülkenin imkansızlıklarından bahsetmedim. dedemin hikayesini ve bu dişlinin de onun bir anısı olduğunu söyledim. ödünç istedi ama ben zaten o dişliyi kendisi için, hediye olarak yapmıştım. dişliyi verdim ve kalkması gerektiğini söyleyerek kalktı. tekrar görüşmek için sözleştik fakat gelemeyeceğini zaten biliyordum. hükümet kanadındaki ağabeyden sürekli kendisi hakkında bilgileri alıyordum. ara sıra karga’ya da uğruyordu ama sürekli düşünceliydi. hepsinden haberdardım.
işte tanışma hikayemizin aslı budur kendisiyle. eğer dedemi dinlemeyip starbucks açsaydım hem sanayi çayının tadını hem de böyle bir insan olmam gerektiğini unuturdum. sanayi çayı tadında, samimi ve iyi niyetlerle dolu bir tanışmaydı bizimkisi.
kendisi çok başarılı bir mühendisken ben de yedek parçacı olarak sanayide kendi halinde, aç bırakmayan bir dükkanın sahibiydim. albay emeklisi dedemin adam olması için zorla gönderildiği sanayi aynı zamanda. kendisini çok sever, saygı duyarım hâlâ. dedemin bir sözünü hiç unutmam “sanayide içtiğin çayın tadını hiçbir starbucks’ta arama torunum.”
dedemin bu sözlerinin de etkisiyle franchising üzerinden starbucks açmaya çalışsam da bütçem yetmedi, hem çocuğuz daha o zamanlar, nerede gezer o kadar para? ben de ilerleyen zamanlarda sanayide, hem sanayi çayının tadını unutmamak adına hem de dedeme olan saygımdan dolayı yedek parçacı açtım. bir de küçük bir atölyem var, orada da zor bulunan parçaların dökümünü yapıyorum.
hafta sonu saat 4-5 civarı evimde uzanırken hükümet kanadından sevdiğimiz bir ağabey aradı. “yardım göndereceğimiz kargo uçağının bir parçası eksik, eğer mümkünse bugün içerisinde dökebilir misin?” diye bir ricada bulundu. parçaya ait verileri gönderirseniz neden olmasın diyerek o gün açmadığım dükkana gidip, kalıbı çıkartıp dişliyi bir güzelce döktüm. 3-4 saat içerisinde de hazır edip dişliyi benden isteyen kişiyi aradım. gece 11’den sonra kadife sokak karga’ya bir mühendislerini göndereceklerini söyleyip bir de fotoğrafını gönderdiler. ben de dişliyi kaybetmemek adına anahtarlığıma taktım ve aç olan karnımı doyurmak için bir yere gittim. saat yaklaşmıştı ve hemen karga’nın yolunu tuttum. nihayet erkenden gelebilmiştim.
karga’ya girip gözlerimle mühendisi bir yokladım ama yok, daha gelmemişti. barda oturup bir şeyler içerken anahtarlığı da elimde bir o yana bir bu yana sallamaya başladım. derken beklenildiğinden tamamen habersiz, fotoğrafından çıkarttığım mühendis geldi. dönüp selam verdim ve oturabileceğini söyledim. yaptığı işlerden, gezdiği yerlerden ve ayakkabılarımdan bahsetti. sonra da dişliye gözü takılıp içerisinde bulunduğu sorundan bahsetti. zaten haberimin olduğundan, dişliyi bu sabah döktüğümden ya da ülkenin imkansızlıklarından bahsetmedim. dedemin hikayesini ve bu dişlinin de onun bir anısı olduğunu söyledim. ödünç istedi ama ben zaten o dişliyi kendisi için, hediye olarak yapmıştım. dişliyi verdim ve kalkması gerektiğini söyleyerek kalktı. tekrar görüşmek için sözleştik fakat gelemeyeceğini zaten biliyordum. hükümet kanadındaki ağabeyden sürekli kendisi hakkında bilgileri alıyordum. ara sıra karga’ya da uğruyordu ama sürekli düşünceliydi. hepsinden haberdardım.
işte tanışma hikayemizin aslı budur kendisiyle. eğer dedemi dinlemeyip starbucks açsaydım hem sanayi çayının tadını hem de böyle bir insan olmam gerektiğini unuturdum. sanayi çayı tadında, samimi ve iyi niyetlerle dolu bir tanışmaydı bizimkisi.
devamını gör...
teneke
birkaç çeltik ağasının daha fazla para kazanma hırsını anlatan bir yaşar kemal eseri. tiyatroya da uyarlanmıştır.
alıntılar ;
"sen sen ol, görünüşe aldanma. insanlar ikiyüzlüdür."
"yalanın gücü, doğrunun güçsüzlüğünden değildir. yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. yalanın geleneği var, doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek."
birdenbire içinde bir şeyler duydu. ta yüreğinde... bir yerleri acıyordu. neresi ama, hiçbir yeri... ama acıyordu.
alıntılar ;
"sen sen ol, görünüşe aldanma. insanlar ikiyüzlüdür."
"yalanın gücü, doğrunun güçsüzlüğünden değildir. yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. yalanın geleneği var, doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek."
birdenbire içinde bir şeyler duydu. ta yüreğinde... bir yerleri acıyordu. neresi ama, hiçbir yeri... ama acıyordu.
devamını gör...
don't let me be misunderstood
ilk kaydı 1964 yılında yapılmış, eunice kathleen waymon* tarafından söylenmesi için yazılmış şarkıdır kendileri.
besteci ve aranjör horace ott* tarafından, sevgilisi gloria caldwell* ile yaşadığı ayrılık sonrasında bestesini yaparak temellerini attığı parça, askap* üyeleri olan bennie benjamin* ve sol marcus* tarafından son halini alacak şekilde düzenlenmiştir.
bazı kaynaklar şarkının bestecisi olarak benjamin ve marcus'un yanında horace ott yerine eşi gloria caldwell'i göstermektedir. bunun sebebi bmi* üyesi olan horace ott'un askap üyeleriyle çalışmasına izin verilmemesinden kaynaklanır.
bir çok sanatçı tarafından seslendirilen parçanın, 1965 yılında ki the animals*ın blues rock yorumu ve 1977 yılında ki santa esmeralda*nın disko flamenko yorumu nina simonedan sonra ki en iyi iki yorumdur.
kimsenin yanlış anlaşılmaması dileğiyle..
besteci ve aranjör horace ott* tarafından, sevgilisi gloria caldwell* ile yaşadığı ayrılık sonrasında bestesini yaparak temellerini attığı parça, askap* üyeleri olan bennie benjamin* ve sol marcus* tarafından son halini alacak şekilde düzenlenmiştir.
bazı kaynaklar şarkının bestecisi olarak benjamin ve marcus'un yanında horace ott yerine eşi gloria caldwell'i göstermektedir. bunun sebebi bmi* üyesi olan horace ott'un askap üyeleriyle çalışmasına izin verilmemesinden kaynaklanır.
bir çok sanatçı tarafından seslendirilen parçanın, 1965 yılında ki the animals*ın blues rock yorumu ve 1977 yılında ki santa esmeralda*nın disko flamenko yorumu nina simonedan sonra ki en iyi iki yorumdur.
kimsenin yanlış anlaşılmaması dileğiyle..
devamını gör...
parfüm olup şişelense satın alınacak kokular
anne kokusu.
devamını gör...
oruç aruoba
hayatınızın sonuna kadar yalnızca tek bir yazarın, şairin kitaplarını okuyacaksınız deseler hiç düşünmeden seçeceğim yazardır.
vefat ettiğini öğrendiğimde ailemden birini kaybetmiş kadar üzülmüştüm, hayatımda ilk defa yalnız kalmış gibi hissettim. insanlara hayranlık beslemek gibi bir olayım hiç olmadı, en fazla çok sevip takip ederim. ama onun yazdıkları bir başkadır, defalarca kez hayranlıkla okumama sebep olan dizeleri vardır. bir kitabını özellikle en derinlerimde sırrım olarak saklarım. ancak tüm kitaplarını okumuş olan ve beni bir nebze olsun tanıyan biri bu sırrı çözebilir...
sallan yuvarlan yürüdüğüm bu hayat yolumda bana kaleminden dökülenlerle eşlik ettiği için kendimi şanslı hissediyorum. lise çağlarımda daha küçücükken kesişmişti yolum kitaplarıyla, şu an olduğum insanda büyük etkisi vardır; büyütmüştür, öğretmiştir, geliştirmiştir kim bilir farkında bile olmadan daha kaç kalbin elinden tutmuştur.
"yol bitmez. insan ölür, o yolun bir yerinde kalır." yoluma bir oruç aruoba dizesi olarak devam edeceğim, o yolun bir yerinde kalana kadar...
vefat ettiğini öğrendiğimde ailemden birini kaybetmiş kadar üzülmüştüm, hayatımda ilk defa yalnız kalmış gibi hissettim. insanlara hayranlık beslemek gibi bir olayım hiç olmadı, en fazla çok sevip takip ederim. ama onun yazdıkları bir başkadır, defalarca kez hayranlıkla okumama sebep olan dizeleri vardır. bir kitabını özellikle en derinlerimde sırrım olarak saklarım. ancak tüm kitaplarını okumuş olan ve beni bir nebze olsun tanıyan biri bu sırrı çözebilir...
sallan yuvarlan yürüdüğüm bu hayat yolumda bana kaleminden dökülenlerle eşlik ettiği için kendimi şanslı hissediyorum. lise çağlarımda daha küçücükken kesişmişti yolum kitaplarıyla, şu an olduğum insanda büyük etkisi vardır; büyütmüştür, öğretmiştir, geliştirmiştir kim bilir farkında bile olmadan daha kaç kalbin elinden tutmuştur.
"yol bitmez. insan ölür, o yolun bir yerinde kalır." yoluma bir oruç aruoba dizesi olarak devam edeceğim, o yolun bir yerinde kalana kadar...
devamını gör...
ankara'nın en güzel yanı
(bkz: mansur yavaş)
devamını gör...
vergilius'un ölümü
bir hermann broch romanıdır.
bu hacimli kitap modern dünya edebiyatının en büyük ve en iyi örneklerinden biri sayılır. benim için de kesinlikle en iyi ilk on roman içerisindedir.
roman milattan önce 70 yılında galya’da doğan ve milattan sonra 19 yılında yaşlı bir adam olarak italyan brindisinde ölen vergilius dünyanın gelmiş geçmiş en büyük şairlerinden biri olan vergilius’un hikayesidir. bence başyapıtı olan aenis ile dünyadaki ölümsüzlüğünü garantilemiş olan ozan’ı dante de hocası sayar.
(bkz: ilahi komedya) da cehennemi ve araf’ı birlikte gezerler. cennete giremez vergilius bu kitapta ama belki gerçekte cennettedir. hermann broch’un kitabında ise vergilius’un son 18 saati anlatılır.
büyük şairin son 18 saatine ve ölümüne şahitlik ettiğimiz roman okunması çok zor ve yorucu olsa da sonunda insanın verdiği bütün emeklere değiyor.
kitabın çevirmenin iki gözüm ahmet cemal. kitabı bir çeviri şaheseri haline getirmek için tam kırk yıl uğraşmış usta çevirmen ve bence çeviri tarihine adını silinemeyecek şekilde de kazımıştır.
geniş bir zamanda ve odaklanarak okumanız gereken bu kitabı okurken yazarın ve çevirmenin kararlaştırdığı tempoya uymaya dikkat edin bence.
bu hacimli kitap modern dünya edebiyatının en büyük ve en iyi örneklerinden biri sayılır. benim için de kesinlikle en iyi ilk on roman içerisindedir.
roman milattan önce 70 yılında galya’da doğan ve milattan sonra 19 yılında yaşlı bir adam olarak italyan brindisinde ölen vergilius dünyanın gelmiş geçmiş en büyük şairlerinden biri olan vergilius’un hikayesidir. bence başyapıtı olan aenis ile dünyadaki ölümsüzlüğünü garantilemiş olan ozan’ı dante de hocası sayar.
(bkz: ilahi komedya) da cehennemi ve araf’ı birlikte gezerler. cennete giremez vergilius bu kitapta ama belki gerçekte cennettedir. hermann broch’un kitabında ise vergilius’un son 18 saati anlatılır.
büyük şairin son 18 saatine ve ölümüne şahitlik ettiğimiz roman okunması çok zor ve yorucu olsa da sonunda insanın verdiği bütün emeklere değiyor.
kitabın çevirmenin iki gözüm ahmet cemal. kitabı bir çeviri şaheseri haline getirmek için tam kırk yıl uğraşmış usta çevirmen ve bence çeviri tarihine adını silinemeyecek şekilde de kazımıştır.
geniş bir zamanda ve odaklanarak okumanız gereken bu kitabı okurken yazarın ve çevirmenin kararlaştırdığı tempoya uymaya dikkat edin bence.
devamını gör...
gıybet
serdar ortaç baş yapıtlarından bir tanesi olan şarkı. çekemiyollaaağ bissiii kıskanıyolllaağ bissi
devamını gör...
kaç yaşıma gelirsem geleyim
güzel olana insana, hoş olan insana bakacağım.
devamını gör...
ikinci el araba piyasası
bütün araçların serdar bey'e opsiyonlanmış olduğu piyasa.
devamını gör...
elminster the wise
ilk konuştuğum sözlük yazarıdır kendisi. (hala konuşuyoruz başının belası, ruhunun ışığı olma yolunda) ne kadar bilgili, kibar ve naif ruhlu olduğunu bilemezsiniz. çoğu konu hakkında bilgi birikimi olan kıvrak zekalı ve yazdığı tanımlarda bunu belli edecek biridir gözümde. benim gibi geveze sürekli sorular soran insanı bile sabırla dinleyip sorularıma cevap verdiği için teşekkür ederim ona. şimdilerde daha çok beni sevdiğinden dinlediğini ve birlikte güzel şeyler paylaştığımız için ruhuna dokunmama izin verdiğini biliyorum. ilanı aşk edeceğim birazdan az kaldı. gecenin ışığı olmaktan mutluyum. insanları ötekileştirmeden sadece düşüncelerine odaklanabildiğin için seni seviyorum. iyi ki arkadaşım, iyi ki ışığın oldum.
-fazla yakın olmanızı tavsiye etmem biraz kıskancım.
-fazla yakın olmanızı tavsiye etmem biraz kıskancım.
devamını gör...
ekşi sözlük
doğuşu, gelişimi ve çöküşü açısından tam bir ak partidir.
2008 top noktalarıydı, ben de pek keyif alarak yazar çizerdim. 2011'e kadar yine fena değildi, ana akım medyada kendine ciddi yerler bulmaya başlamıştı.
bu döneme kadar açılın ben ekşi sözlük yazarıyım nidalarıyla az ekmek de yemedik hani.
sonraları sözlük gitgide büyüyen ve ciddi rakamlara ulaşan dijital reklam pastasından daha çok nemalanmak istedi, yazar kadrosunu genişletip arama motorlarından daha çok ziyaretçi kazanıp bannerlarının reklam değerini arttırmak istedi. büyümeyi de
e hali ile büyüdükçe de kalite düştü. vasıfsız aptal saptal yazarlarla doldu taştı sözlük. sonra trollere müsade edildi, cinsiyetçi başlıklar, ırkçılık o bu derken şimdi tamamen rezil rüsva bir halde. aykut kocaman ersun yanal sözlükteki en büyük bilimsel tartışma halini aldı.
parayla tanım satın alan mankenler, oyuncular, şirketler, her başlıkta fink atan marketing hesapları falan cidden kusası geliyor artık insanın.
2008 top noktalarıydı, ben de pek keyif alarak yazar çizerdim. 2011'e kadar yine fena değildi, ana akım medyada kendine ciddi yerler bulmaya başlamıştı.
bu döneme kadar açılın ben ekşi sözlük yazarıyım nidalarıyla az ekmek de yemedik hani.
sonraları sözlük gitgide büyüyen ve ciddi rakamlara ulaşan dijital reklam pastasından daha çok nemalanmak istedi, yazar kadrosunu genişletip arama motorlarından daha çok ziyaretçi kazanıp bannerlarının reklam değerini arttırmak istedi. büyümeyi de
e hali ile büyüdükçe de kalite düştü. vasıfsız aptal saptal yazarlarla doldu taştı sözlük. sonra trollere müsade edildi, cinsiyetçi başlıklar, ırkçılık o bu derken şimdi tamamen rezil rüsva bir halde. aykut kocaman ersun yanal sözlükteki en büyük bilimsel tartışma halini aldı.
parayla tanım satın alan mankenler, oyuncular, şirketler, her başlıkta fink atan marketing hesapları falan cidden kusası geliyor artık insanın.
devamını gör...
tarihe adını yazdırmış başarılı kadınlar
üst edit: lan fotoğraflar bile aynı olmuş yanlışlıkla, okumadan mı beğeni atıyorsunuz insafsızlar.
semiha es - ilk türk kadın savaş muhabiri ve fotoğrafçısı

semiha es 1912 istanbul doğumludur. küçüklüğünde evinde bulunan bir makine ile fotoğraf çekmeye başladı. o zamanlarda, cumhuriyet gazetesinin düzenlediği bir güzellik yarışmasına başvurur ama yaşı küçük olduğu için kabul edilmez. umutsuz bir şekilde dönerken hayatının aşkı, o dönemin ünlü gazetecisi hikmet feridun es ile karşılaşır. türk filmini andıran bu hikaye, semiha'nın annesinin ona zengin birini bulmasıyla ve semiha'nın da evden kaçıp, büyük aşkına gitmesiyle yani evlilikle son bulur. eşi ona fotoğraf çekmeyi öğretir ve dünyayı gezmeye başlarlar. hollywood starlarından, afrika yerlilerine daha sonra da kore savaşının fotoğraflarını çekmeye başlar. kore'de 3 yıl, vietnam'da ise 5 yıl savaş fotoğrafçılığı yapar. hürriyet gazetesindeki yazısı dikkat çeker ve okuyucuları bir sonraki yazıyı merakla bekler. türkiye'nin ilk kadın savaş fotoğrafçısı olan semiha es'in hikayesi böyledir. eşi 1992'de, kendisi ise 2012 yılında hayatını kaybeder.
marie curie - nobel fizik ödülü alan ilk kadın

babasının fizik öğretmeni olmasıyla, bilime ilgi duyan fransız bilim insanı marie curie, 1893'te fizik bölümünü 1894'te ise matematik bölümünü birincilik ile bitirdi. doktorasını yaparken, uranyumla yaptığı deneyler sonucu radyoaktiviteyi keşfeden marie curie, 1903 yılında fransa'da gelişmiş bilim alanında doktora unvanını alan ilk kadın oldu. aynı yıl marie doktora hocası olan antoine henri becquerel ile paylaştığı nobel fizik ödülü'nü alarak, tarihte nobel ödülü alan ilk kadın oldu. üstelik ödülü aldığı törende konuşma yapmasına izin verilmeyip, konuşmayı eşi pierre curie yaptı.
remziye hisar - ilk türk kadın kimyager

1902 yılında üsküp'te dünyaya gelen remziye hisar, cumhuriyet döneminin çağdaş bilimin öncülerinden ve kimya mesleğinin ilk kadın öncüsüdür. darülfünun'da fen bilimleri eğitimi alan ve sorbonne üniversitesinden doktoro derecesiyle mezun olan ilk türk kadındır. bu kimya bölümünden üç kadın öğrenciden sadece birisidir. kimya alanında bu kadar başarılı olmasının altında kendi deyimince; buluşlarda keşifler hep yabancı isimlerin yer alması onu üzmesi ve bu dalda başarılı olursa bir türk isminin yer almasını sağlayabileceğini düşünmesiydi.
rosa parks - amerikalı insan hakları savunucusu

rosa parks terzilik yapan siyahi bir kadındı. 1955 yılında otobüslerde beyazlara yer verme kuralına uymadığı için tutuklandı. parks'ın çıkardığı bu isyan birçok şeyin başlangıca neden oldu.. kamu düzenini bozmak suçundan dolayı tutuklanan parks, kefalet parası ödenince serbest bırakıldı. 5 aralık günü rosa parks mahkemeye çıkarıldı. aynı gün montgomery'de neredeyse bütün siyahilerin katıldığı bir otobüs boykotu gerçekleştirildi. bir yıldan uzun bir süre devam eden bu eylem, 1956 yılının aralık ayında otobüslerdeki bu uygulamaya son verilmesiyle eylem başarıya ulaşmış oldu.
anne frank - günlük yazarı

nazi almanya'sının simge isimlerinden biri olan anne frank almanya doğumlu olup, nazilerin almanya'yı kontrol altına almasıyla ailesiyle birlikte hollanda'ya gitmişlerdir. 2. dünya savaşı sebebiyle hollanda'daki yaşamını yazdığı günlüğü ile tanınmaktadır. daha sonra almanların hollanda işgaliyle amsterdam'da mahsur kalan aile, evdeki kütüphanenin gizli bir odasına saklanmışlardı. aile nazi toplanma kamplarına gönderildi. hayallerini ve yaşadığı her şeyi günlüğüne yazan anne, bu günlüğü bir kitap haline getirmek istiyordu. tifüse yakalanmasıyla savaşın bitimine 2 ay kalan hayatını kaybetti. ailelerinden bir tek babasının kamptan kurtulmasıyla, kızının günlüğüne ulaşıp, 1947 yılında günlüğü anne frank'in hatıra defteri ismi ile kitap haline getirtilmiştir.
leman bozkurt altınçekiç - ilk türk kadın jet pilotu

leman bozkurt altınçekiç ilk türk kadın jet pilotudur. liseyi bitirmesiyle türkkuşu inönü tesisleri'nde planör eğitimi aldı. 1954 yılında ise silahlı kuvvetlere, kadınların alınmasıyla ilgili karar çıkınca, izmir hava harp okuluna başvurup, 1955 yılında eğitime başladı. 1958'de eskişehir'deki jet eğitim filosuna katılıp, eğitimini tamamladı. nato kuvvetlerinde ilk ve uzun zaman boyunca tek kadın jet pilotu olmasıyla anılıyor.
selma rıza - ilk türk kadın gazeteci

1872'de dünyaya gelen selma rıza, tanzimat döneminin ilk türk kadın gazetecisidir. ailesinden gizlice kaçarak paris'e jön türk hareketine katılan abisinin yanına gitmişti. sorbonne üniversitesi'nde eğitimini tamamladı. ittihat ve terakki cumhuriyeti'nin tek kadın üyesi ve kızılay'ın kurucularındandır. istanbul'da müslüman osmanlı kadınları için okullar açılaması için mücadele etmiştir.
amelia earhart - atlas okyanusu'nu tek başına geçen ilk kadın pilot

atlas okyanusu'nu uçakla tek başına geçen ilk kadın pilottur. 1. dünya savaşı sırasında hastanelerde hemşirelik yaptı. 1932'de newfoundland'dan irlanda'ya uçarak atlas okyanusunu geçmiştir. abd'nin bir ucundan diğer ucuna geçtiği uçuşundan sonra, 1935'te newfoundland- irlanda arasındaki mesafeden daha uzun olan hawaii-california arasını tek başına uçan ilk kişidir. 1937'de fred noonan ile birlikte dünya turuna çıktı. yolculuğun üçte ikisi tamamlandığı sırada, atlas okyanusu'nun ortalarında kayboldu. 1937'de kaybolup 1938'de öldüğü ilan edildi. ama ne uçak parçalarına ne de herhangi bir ize rastlanılmadı.
lale orta - ilk türk fıfa kokartlı kadın hakemi

dünyada ve türkiye'de futbol organizasyonları üzerine analitik bir yaklaşım tezi ile kadın futbol doktorası olan lale orta, türkiye'nin ilk kadın futbol takımı olan dostlukspor'da kaleci ve kaptan olarak yer almış. bunun yanında türkiye'nin profesyonel futbol liglerinde antrenörlük yapabilecek diplomayı alarak ilk kadın futbol antrenörü olarak tanınıyor. 1986-2005 yılları arasında futbol hakemi olarak profesyonel ve amatör toplamda 500'ün üzerinde maçta görev aldı. türkiye profesyonel birinci, ikinci ve üçüncü lig'inde maç yöneten ilk kadın hakem olmuştu. sadece ulusal değil uluslararası olarak da ismi duyulan orta 1995'te fıfa tarafından seçilen 27 ülkeden 54 kadın hakem arasına girerek "dünyanın ilk fıfa kokartlı hakemleri" arasında yer aldı.
afife jale - türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk kadın tiyatrocu

türk tiyatrosunda sahne alan ilk kadın tiyatrocu olan afife jale, 1902 yılında istanbul'da doğdu. hüseyin suat'ın "yalamar" adlı oyununda emel rolünü oynamak üzere sahneye çıktı. afife jale'nin tiyatroya olan tutkusu ve o zamanlarda müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olması nedeniyle ağır bedeller ödemiştir. 1923 yılında mustafa kemal atatürk'ün bu yasağı kaldırmasıyla sahneye çıkmaya devam etti. sahne aşkıyla hiçbir şeyden korkmadan birçok kadına ilham oldu.
coco chanel - fransız moda tasarımcısı

fransız moda tasarımcısı ve chanel markasının kurucusu coco chanel, “moda geçicidir ama stil kalır.” sözüyle modaya yepyeni bir bakış kazandırmıştır. kabarık etekler, süslü şapkalar ve diğer abartılı şıklığa rahatlık kavramını ekleyerek konforu ön planda tutan kendi tarzını yarattı. kendinden taviz vermeyen tavrı, devrimci ruhu ile kurduğu lüks moda evinin yanı sıra moda dünyasına bıraktığı izlerle mirasını yaşatmaya devam ediyor.
dorothy hodgkin - protein kristallografisi bilim dalının kurucusu

nobel ödüllü dorothy hodgkin; kolesterol, penisilin, b12 vitamini ve insülin moleküler yapılarının kaşifidir. tam 35 yıl süren çalışmalarının ardından, insülin yapısını çözmeyi başarmıştır. florence nightingale’den sonra başarılı çalışmalarından dolayı 60 yılda bir kraliyet tarafından başarı ödülü’ne atanan ikinci kadın oldu.
ındira gandhi- hindistan’ın ilk kadın başbakanı

hindistan’ın ilk kadın başbakanı olarak karşımıza çıkan ındira gandhi, göreve geldiği zamanlarda ülkesinin zor zamanlarla mücadele etmesini sağlayarak dağılmasının önüne geçiyor. ayrıca uzun bir süre başbakanlık görevini sürdüren gandhi, ikinci başbakan unvanına da sahip oluyor.
sabiha gökçen - türkiye’nin ilk kadın pilotu

türkiye’nin ilk kadın pilotu olan sabiha gökçen, aynı zamanda atatürk’ün manevi kızıdır. türk kadının her alanda başarılı olabileceğine inandığı için kendini bu alanda geliştiren askeri pilot gökçen, havacılık alanındaki başarılarından dolayı “9 numaralı murassa (iftihar) madalyası” ile ödüllendirilmiştir. 1991 yılında ise uluslararası havacılık federasyonu altın madalyası’nı almaya hak kazandı. bu sayede gökçen, abd’de düzenlenen kartallar toplantısı’nda dünya havacılık tarihine adını yazdıran 20 havacı arasından bu ödülü alan ilk kadın olma ünvanına da sahip olmuştur.
frida kahlo - meksikalı ressam

yaşamın büyük bir kısmını coyoacan’da geçiren ve burada dünyaya gelen frida kahlo, yaptığı resimler ile dönemin ikonlarından biri olmuştur. 18 yaşında geçirdiği kaza sonucu yatağa bağımlı hale gelmesi ve acılı yaşamını resmetmeyle başlayan ressamlık hayatı onu dünya tarihine ismini yazdıran kadın ressamlardan biri haline getirdi. kahlo’nun meksika’daki evi de, ülkenin en sık ziyaret edilen müzelerinden biri.
florence nightingale - istatistikçi

dönemin çok ötesinde bir görüşe sahip olan florence nightingale, italya’nın floransa şehrinde dünyaya geldi. 19. ve 20. yy’ın başlarında bir meslek olarak görülmeyen hemşireliği tüm dünyaya kabul ettirdi ve modern hemşireliğin kurucusu oldu. yaşamı boyunca içlerinde türkiye, almanya ve ingiltere bulunan çeşitli ülkelerde hemşirelik yaparak özellikle de savaş dönemlerinde pek çok askeri tedavi etti.
marilyn monroe - oyuncu

asıl ismi norma jeane montenson olan marlyn monroe, 1926 yılında los angeles’ta dünyaya geldi. 36 yaşında yaşama veda eden yıldız, hem güzelliği hem de sansasyonel hayatı ile bugün bile hala adından söz ettiren bir idol oldu. monroe’nin yaşamı boyunca ve sonrasında kapak yüzü olduğu sayısız derginin yanı sıra çeşitli kurumlardan aldığı pek çok ödül bulunuyor.
anna lee fisher - kimyager, doktor ve eski bir nasa astronotu

anna lee fisher, 1949 yılında abd’nin new york şehrinde dünyaya geldi. anna’nın tarihe adını yazdıran başarısı ise uzaya giden ilk anne olmasıydı. aslen kimyager olan astronot fisher, 1984 yılında uzaya gitti ve kadınların yaşamına bambaşka bir boyut getirdi. uzaydan döndüğünde yılın annesi ve yılın kadını seçildi. daha sonra nasa üstün hizmet madalyası’nı alarak tüm hemcinslerini ve anneleri gururlandırdı.
ve daha niceleri, unuttuğum olduysa affola.
yeryüzünde gördüğümüz her şey, kadının eseridir.
semiha es - ilk türk kadın savaş muhabiri ve fotoğrafçısı

semiha es 1912 istanbul doğumludur. küçüklüğünde evinde bulunan bir makine ile fotoğraf çekmeye başladı. o zamanlarda, cumhuriyet gazetesinin düzenlediği bir güzellik yarışmasına başvurur ama yaşı küçük olduğu için kabul edilmez. umutsuz bir şekilde dönerken hayatının aşkı, o dönemin ünlü gazetecisi hikmet feridun es ile karşılaşır. türk filmini andıran bu hikaye, semiha'nın annesinin ona zengin birini bulmasıyla ve semiha'nın da evden kaçıp, büyük aşkına gitmesiyle yani evlilikle son bulur. eşi ona fotoğraf çekmeyi öğretir ve dünyayı gezmeye başlarlar. hollywood starlarından, afrika yerlilerine daha sonra da kore savaşının fotoğraflarını çekmeye başlar. kore'de 3 yıl, vietnam'da ise 5 yıl savaş fotoğrafçılığı yapar. hürriyet gazetesindeki yazısı dikkat çeker ve okuyucuları bir sonraki yazıyı merakla bekler. türkiye'nin ilk kadın savaş fotoğrafçısı olan semiha es'in hikayesi böyledir. eşi 1992'de, kendisi ise 2012 yılında hayatını kaybeder.
marie curie - nobel fizik ödülü alan ilk kadın

babasının fizik öğretmeni olmasıyla, bilime ilgi duyan fransız bilim insanı marie curie, 1893'te fizik bölümünü 1894'te ise matematik bölümünü birincilik ile bitirdi. doktorasını yaparken, uranyumla yaptığı deneyler sonucu radyoaktiviteyi keşfeden marie curie, 1903 yılında fransa'da gelişmiş bilim alanında doktora unvanını alan ilk kadın oldu. aynı yıl marie doktora hocası olan antoine henri becquerel ile paylaştığı nobel fizik ödülü'nü alarak, tarihte nobel ödülü alan ilk kadın oldu. üstelik ödülü aldığı törende konuşma yapmasına izin verilmeyip, konuşmayı eşi pierre curie yaptı.
remziye hisar - ilk türk kadın kimyager

1902 yılında üsküp'te dünyaya gelen remziye hisar, cumhuriyet döneminin çağdaş bilimin öncülerinden ve kimya mesleğinin ilk kadın öncüsüdür. darülfünun'da fen bilimleri eğitimi alan ve sorbonne üniversitesinden doktoro derecesiyle mezun olan ilk türk kadındır. bu kimya bölümünden üç kadın öğrenciden sadece birisidir. kimya alanında bu kadar başarılı olmasının altında kendi deyimince; buluşlarda keşifler hep yabancı isimlerin yer alması onu üzmesi ve bu dalda başarılı olursa bir türk isminin yer almasını sağlayabileceğini düşünmesiydi.
rosa parks - amerikalı insan hakları savunucusu

rosa parks terzilik yapan siyahi bir kadındı. 1955 yılında otobüslerde beyazlara yer verme kuralına uymadığı için tutuklandı. parks'ın çıkardığı bu isyan birçok şeyin başlangıca neden oldu.. kamu düzenini bozmak suçundan dolayı tutuklanan parks, kefalet parası ödenince serbest bırakıldı. 5 aralık günü rosa parks mahkemeye çıkarıldı. aynı gün montgomery'de neredeyse bütün siyahilerin katıldığı bir otobüs boykotu gerçekleştirildi. bir yıldan uzun bir süre devam eden bu eylem, 1956 yılının aralık ayında otobüslerdeki bu uygulamaya son verilmesiyle eylem başarıya ulaşmış oldu.
anne frank - günlük yazarı

nazi almanya'sının simge isimlerinden biri olan anne frank almanya doğumlu olup, nazilerin almanya'yı kontrol altına almasıyla ailesiyle birlikte hollanda'ya gitmişlerdir. 2. dünya savaşı sebebiyle hollanda'daki yaşamını yazdığı günlüğü ile tanınmaktadır. daha sonra almanların hollanda işgaliyle amsterdam'da mahsur kalan aile, evdeki kütüphanenin gizli bir odasına saklanmışlardı. aile nazi toplanma kamplarına gönderildi. hayallerini ve yaşadığı her şeyi günlüğüne yazan anne, bu günlüğü bir kitap haline getirmek istiyordu. tifüse yakalanmasıyla savaşın bitimine 2 ay kalan hayatını kaybetti. ailelerinden bir tek babasının kamptan kurtulmasıyla, kızının günlüğüne ulaşıp, 1947 yılında günlüğü anne frank'in hatıra defteri ismi ile kitap haline getirtilmiştir.
leman bozkurt altınçekiç - ilk türk kadın jet pilotu

leman bozkurt altınçekiç ilk türk kadın jet pilotudur. liseyi bitirmesiyle türkkuşu inönü tesisleri'nde planör eğitimi aldı. 1954 yılında ise silahlı kuvvetlere, kadınların alınmasıyla ilgili karar çıkınca, izmir hava harp okuluna başvurup, 1955 yılında eğitime başladı. 1958'de eskişehir'deki jet eğitim filosuna katılıp, eğitimini tamamladı. nato kuvvetlerinde ilk ve uzun zaman boyunca tek kadın jet pilotu olmasıyla anılıyor.
selma rıza - ilk türk kadın gazeteci

1872'de dünyaya gelen selma rıza, tanzimat döneminin ilk türk kadın gazetecisidir. ailesinden gizlice kaçarak paris'e jön türk hareketine katılan abisinin yanına gitmişti. sorbonne üniversitesi'nde eğitimini tamamladı. ittihat ve terakki cumhuriyeti'nin tek kadın üyesi ve kızılay'ın kurucularındandır. istanbul'da müslüman osmanlı kadınları için okullar açılaması için mücadele etmiştir.
amelia earhart - atlas okyanusu'nu tek başına geçen ilk kadın pilot

atlas okyanusu'nu uçakla tek başına geçen ilk kadın pilottur. 1. dünya savaşı sırasında hastanelerde hemşirelik yaptı. 1932'de newfoundland'dan irlanda'ya uçarak atlas okyanusunu geçmiştir. abd'nin bir ucundan diğer ucuna geçtiği uçuşundan sonra, 1935'te newfoundland- irlanda arasındaki mesafeden daha uzun olan hawaii-california arasını tek başına uçan ilk kişidir. 1937'de fred noonan ile birlikte dünya turuna çıktı. yolculuğun üçte ikisi tamamlandığı sırada, atlas okyanusu'nun ortalarında kayboldu. 1937'de kaybolup 1938'de öldüğü ilan edildi. ama ne uçak parçalarına ne de herhangi bir ize rastlanılmadı.
lale orta - ilk türk fıfa kokartlı kadın hakemi

dünyada ve türkiye'de futbol organizasyonları üzerine analitik bir yaklaşım tezi ile kadın futbol doktorası olan lale orta, türkiye'nin ilk kadın futbol takımı olan dostlukspor'da kaleci ve kaptan olarak yer almış. bunun yanında türkiye'nin profesyonel futbol liglerinde antrenörlük yapabilecek diplomayı alarak ilk kadın futbol antrenörü olarak tanınıyor. 1986-2005 yılları arasında futbol hakemi olarak profesyonel ve amatör toplamda 500'ün üzerinde maçta görev aldı. türkiye profesyonel birinci, ikinci ve üçüncü lig'inde maç yöneten ilk kadın hakem olmuştu. sadece ulusal değil uluslararası olarak da ismi duyulan orta 1995'te fıfa tarafından seçilen 27 ülkeden 54 kadın hakem arasına girerek "dünyanın ilk fıfa kokartlı hakemleri" arasında yer aldı.
afife jale - türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk kadın tiyatrocu

türk tiyatrosunda sahne alan ilk kadın tiyatrocu olan afife jale, 1902 yılında istanbul'da doğdu. hüseyin suat'ın "yalamar" adlı oyununda emel rolünü oynamak üzere sahneye çıktı. afife jale'nin tiyatroya olan tutkusu ve o zamanlarda müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olması nedeniyle ağır bedeller ödemiştir. 1923 yılında mustafa kemal atatürk'ün bu yasağı kaldırmasıyla sahneye çıkmaya devam etti. sahne aşkıyla hiçbir şeyden korkmadan birçok kadına ilham oldu.
coco chanel - fransız moda tasarımcısı

fransız moda tasarımcısı ve chanel markasının kurucusu coco chanel, “moda geçicidir ama stil kalır.” sözüyle modaya yepyeni bir bakış kazandırmıştır. kabarık etekler, süslü şapkalar ve diğer abartılı şıklığa rahatlık kavramını ekleyerek konforu ön planda tutan kendi tarzını yarattı. kendinden taviz vermeyen tavrı, devrimci ruhu ile kurduğu lüks moda evinin yanı sıra moda dünyasına bıraktığı izlerle mirasını yaşatmaya devam ediyor.
dorothy hodgkin - protein kristallografisi bilim dalının kurucusu

nobel ödüllü dorothy hodgkin; kolesterol, penisilin, b12 vitamini ve insülin moleküler yapılarının kaşifidir. tam 35 yıl süren çalışmalarının ardından, insülin yapısını çözmeyi başarmıştır. florence nightingale’den sonra başarılı çalışmalarından dolayı 60 yılda bir kraliyet tarafından başarı ödülü’ne atanan ikinci kadın oldu.
ındira gandhi- hindistan’ın ilk kadın başbakanı

hindistan’ın ilk kadın başbakanı olarak karşımıza çıkan ındira gandhi, göreve geldiği zamanlarda ülkesinin zor zamanlarla mücadele etmesini sağlayarak dağılmasının önüne geçiyor. ayrıca uzun bir süre başbakanlık görevini sürdüren gandhi, ikinci başbakan unvanına da sahip oluyor.
sabiha gökçen - türkiye’nin ilk kadın pilotu

türkiye’nin ilk kadın pilotu olan sabiha gökçen, aynı zamanda atatürk’ün manevi kızıdır. türk kadının her alanda başarılı olabileceğine inandığı için kendini bu alanda geliştiren askeri pilot gökçen, havacılık alanındaki başarılarından dolayı “9 numaralı murassa (iftihar) madalyası” ile ödüllendirilmiştir. 1991 yılında ise uluslararası havacılık federasyonu altın madalyası’nı almaya hak kazandı. bu sayede gökçen, abd’de düzenlenen kartallar toplantısı’nda dünya havacılık tarihine adını yazdıran 20 havacı arasından bu ödülü alan ilk kadın olma ünvanına da sahip olmuştur.
frida kahlo - meksikalı ressam

yaşamın büyük bir kısmını coyoacan’da geçiren ve burada dünyaya gelen frida kahlo, yaptığı resimler ile dönemin ikonlarından biri olmuştur. 18 yaşında geçirdiği kaza sonucu yatağa bağımlı hale gelmesi ve acılı yaşamını resmetmeyle başlayan ressamlık hayatı onu dünya tarihine ismini yazdıran kadın ressamlardan biri haline getirdi. kahlo’nun meksika’daki evi de, ülkenin en sık ziyaret edilen müzelerinden biri.
florence nightingale - istatistikçi

dönemin çok ötesinde bir görüşe sahip olan florence nightingale, italya’nın floransa şehrinde dünyaya geldi. 19. ve 20. yy’ın başlarında bir meslek olarak görülmeyen hemşireliği tüm dünyaya kabul ettirdi ve modern hemşireliğin kurucusu oldu. yaşamı boyunca içlerinde türkiye, almanya ve ingiltere bulunan çeşitli ülkelerde hemşirelik yaparak özellikle de savaş dönemlerinde pek çok askeri tedavi etti.
marilyn monroe - oyuncu

asıl ismi norma jeane montenson olan marlyn monroe, 1926 yılında los angeles’ta dünyaya geldi. 36 yaşında yaşama veda eden yıldız, hem güzelliği hem de sansasyonel hayatı ile bugün bile hala adından söz ettiren bir idol oldu. monroe’nin yaşamı boyunca ve sonrasında kapak yüzü olduğu sayısız derginin yanı sıra çeşitli kurumlardan aldığı pek çok ödül bulunuyor.
anna lee fisher - kimyager, doktor ve eski bir nasa astronotu

anna lee fisher, 1949 yılında abd’nin new york şehrinde dünyaya geldi. anna’nın tarihe adını yazdıran başarısı ise uzaya giden ilk anne olmasıydı. aslen kimyager olan astronot fisher, 1984 yılında uzaya gitti ve kadınların yaşamına bambaşka bir boyut getirdi. uzaydan döndüğünde yılın annesi ve yılın kadını seçildi. daha sonra nasa üstün hizmet madalyası’nı alarak tüm hemcinslerini ve anneleri gururlandırdı.
ve daha niceleri, unuttuğum olduysa affola.
yeryüzünde gördüğümüz her şey, kadının eseridir.
devamını gör...
1 yazar sizi sinir etmeye başladı
troll sever biri olduğumu biliyorsunuz. bu yazarı da sevdim. komik eğlenceli biri. dozajı da iyi ayarlıyor abartmıyor. seviyorum ya ben böyle eğlenceli insanları.
devamını gör...
recep tayyip erdoğan
ülkenin başına gelenlere rağmen insanları nasıl bu kadar iyi manipüle ettiğini merak ettiğim siyasetçi. sorun sanırım ülke insanlarında diye düşünürüm.
devamını gör...
cennette söylenecek ilk söz
annem nerede?
devamını gör...
bir dizi repliği bırak
"cıvık bacım afedersin."
bizimkiler-abbas.
bizimkiler-abbas.
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu
küçük bir masa. karşımda anası kılıklı, ellerimizde sigara. arkadan sırasıyla rastgele çalan şarkılar. kafalar sarhoş ama alkolden değil. kafasını yaslamış masaya. düşünüyor, düşünüyoruz, düşünüyorum. uykumuz var ama bu düşüncelerle nasıl uyuruz? bilmiyoruz. sonra bir şarkı başlıyor bir anda.
/"bu akşam çok efkarlıyım
kalbim neden kan ağlıyor bunu bir bilsen sevgilim"/ diyor (bkz: tanju okan)
birbirimize bakıp gülümsüyoruz ve susmaya devam ediyoruz.
hasret
/"bu akşam çok efkarlıyım
kalbim neden kan ağlıyor bunu bir bilsen sevgilim"/ diyor (bkz: tanju okan)
birbirimize bakıp gülümsüyoruz ve susmaya devam ediyoruz.
hasret
devamını gör...

