kapanması hangi akla hizmettir anlaşılmayan eğitim kurumları.

düşünsene bundan 60-70 yıl önce bugün eşek düdüklenen köylerde çocuklar keman çalıp beethoven falan biliyordu.
devamını gör...

cümbüş içinde binbir çiçek
bahçende bir tek bana yer yok
kimsesiz bir gece üzerimde
kapkara, adı yok

çiçeğe durmuş elma ağacı
yüreğime bir ilmek daha atmışsın sen
eskimiş dostların, anıların
arda kalan ödenmez bir bedel

beni mürekkeplerle doğur
dudaklarımızdan başlasın başka bir çağ
kördüğüm kalalım, üryan
bu tabanca patlamadan sakla
zira dünya dünya ikimize dar
devamını gör...

ve o gecenin sonunda düştüğün muazzam boşluk. bir sonraki gün ve günlerde olup olmadık yerlerde kitap karakterleriyle hesaplaşmak.
devamını gör...

onların yarısı msn koxp yapıyorlar. karma kasıyorlar.
şaka bir yana sözlüğün deep bir tarafı var.
herkes arka tarafta mesajlaşıyor.
5-10 kişi de zavallım tanım girem, başlık açam.
devamını gör...

kırmızı kan hücreleri diğer adıyla, alyuvarlar tarafından taşınır.
devamını gör...

"haram olsun. yargılanacaksın" diyerek cevap verilebilir.

çocuklarımızdan çalınanların hesabı sorulacak.
devamını gör...

anima grubu. solisti tanıdık geldi mi?
ceylan ertem'i taaa o zamanlardan bilirim ve bu tarzını çok beğenirim.

bilin bakalım ben kimim?
hem senin hem onun yerine geçerim ama kendim olamam, olamam hiç kendim.
bulmak istiyorsan beni önce bir gör kendini, içindeki haylazın sesi...
ben aslında hep senim.
ben jokerim.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

işine geliyorsa hisseder, gelmiyorsa anlamazlıktan gelir.
devamını gör...


“insan isterse her koşulda her şey yapılır. geri çekilmek, vazgeçmek yok. bütün mesele yeteri kadar isteyip istemediğimizdir. ağzınızın ucuyla değil yüreğinizle istemelisiniz.”


madalyonun içi- gülseren budayıcıoğlu
devamını gör...

durduk yere geldi aklıma. sonra geçtim aynanın karşısına. çökmüş gözaltılarım ve dağınık saçlarımla. biraz makyaj yaptım biraz da çeki düzen verdim üstüme başıma. açtım bu şarkıyı da. missssss...


devamını gör...

ekşi sözlüğün derdi beni germedi dediğim başlık. burası bağımsız bir sözlükse dışarıdan virüs taşımanın anlamı yok. aşağı mahalledeki kavga için bu mahallenin kahvesinden adam toplanması gibi.
devamını gör...

öncelikle sayın yazar armysuzy'a bu ukdeyi bıraktığı için bir teşekkürü borç bilir, saygı ve selamlarımı iletirim.

bedri rahmi eyüboğlunun abisi olan sabahattin eyüboğlu 1908 yılında trabzon'un akçaabat ilçesinde dünyaya gelmiştir. trabzon lisesi'nin son senesinde üniversiteye öğretim üyesi yetiştirmek amacıyla yapılan sınavı kazanarak fransaya gönderildi. iki yıl university of burgundy'de bir yıl ise university of lyon'da eğitim gördü. ardından 1 yıl kadar paris'te kalıp sorbonne university'de ders aldı. bir sonraki yıl ise ünlü şair ingiltere'ye ingiliz dil ve edebiyatı üzerine incelemeler yapmak amacıyla gitti. tüm bu yurtdışı macerasının hemen ardından istanbul'a gelip istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi fransız dili ve edebiyatı bölümü'nde doçent oldu. hayatına bir sürü şey sığdıran sabahattin eyüboğlu 1938 yılına kadar milli eğitim bakanlığı müfettişliği, talim ve terbiye kurulu üyeliği, tercüme bürosu başkan yardımcılığı gibi görevlerde bulundu. çok partili rejime geçildikten sonra köy enstitülerine karşı yürütülen kampanyalar esnasında tercüme bürosu'ndaki ve hali hazırda hasanoğlan köy enstitüsü görevlerinden uzaklaştırıldı. yaşananlardan sonra bir süre parise gitti. türkiye'ye geri geldiğinde milli eğitim bakanlığı müfettişliği görevini tekrardan aldı. bu sıralar istanbul üniversitesi fransız dili ve edebiyatı bölümü'nde karşılaştırmalı türk - fransız edebiyatı, itü ve istanbul tatbiki güzel sanatlar yüksekokulu'nda ise sanat tarihi dersleri verdi.
27 mayıs darbesinden sonra üniversiteden uzaklaştırılan 147 öğretim üyesi arasında o da vardı fakat yeniden göreve çağrılınca itü'deki görevine tekrardan geri döndü. 1963 yılında babeuf'un devrim yazıları adlı kitabını türkçeye çevirmesinden ötürü türk ceza kanununun 142. maddesi gereğince yargılandı. 3 yıl gibi kısa bir süre sonra aklandı. tüm bu olanlardan sonra ise 12 mart muhtırası esnasında gizli örgüt kurduğu gerekçesiyle tutuklandı. zaten kısa bir sonra da vefat etti.

eyüboğlu'nun yazarlığı 1940 yıllarında etkin olmaya başladı. tercüme, yaprak, yeni ufuklar, tanin, cumhuriyet gibi bir sürü dergi ve gazetelerde yaymladığı yazıları ile birlikte kültürün asıl maddi temellerini araştıran ve biraz da olsa halk değerlerine yönelen hümanist bir düşüncenin öncülüğünü yaptı. aynı zamanda orhan veli kanık cahit külebi ceyhun atuf kansu halikarnas balıkçısı* gibi şairlerin edebiyat anlayışlarını ele alarak tek tek değerlendirdi. kültürel yaşantıda dil devrimlerinin biraz daha etkili olmaya başladığı 1950'li yılların sonlarına doğru yazılarında emperyalizm ve kültür ilişkileri sorununa ağırlık verdi.
eyüboğlu türk kültürü konusunda diğerlerinin aksine daha farklı yaklaştı. ona göre türk kültürünü orta asya'da aramak yanlıştı çünkü ona göre türk kültürü daha önce anadolu'da yaşayanların uzantısı niteliğindeydi.

eyüboğlu eski anadolu uygarlığı hakkında 11 tane belgesel film yaptı. bu 11 tane bölümden oluşan serinin ilki* 1956 yılında berlin film şenliği'nde ikinci oldu. aynı zamanda kendisini sinemacılığa iyice kaptıran eyüboğlu 1966 yılında sinematek'in kurucularından birisi oldu. ve türk edebiyatı'nın çeviri alanında gelişmesine katkı sağlayan sanatçılarından birisi haline geldi aynı zamanda çünkü fransız, ingiliz, rus, yunan ve latin edebiyatından bir sürü klasik yapıtı çevirerek türk edebiyatına kazandırdı.
hatta çevirdiklerinden mavi ile kara deneme kitabı ataç armağanı'nı
platon'un devlet'inin çevirisi ise 1959 yılında türk dil kurumu çeviri ödülünü kazandı.
devamını gör...

ne diyeyim ki? sanki iyiye gidecek ? iyiyi unutmak ne kadar acıymış, ne kadar anlatılamazmış. o '' kalem '', işte o kalem. madem defterin sayfaları kapkara, neden yazdın ki, neden daha da ağırlaştırdın ki ?
içim bağırıyor, gözlerim bağırıyor, ruhum bağırıyor. bağırıyor da dile gelemiyor. her şeye sırt çevirmek kolay mı sanki ?
ama olmayınca olmuyor, gitmiyor bu yük artık. o kadar eziyor ki, o kadar ışığı kapatıyor ki, düş kurmaya bile kapıyı açtırmıyor.
ben zaten vazgeçtim her şeyden, zaten bitirdim içimdeki duyguları. artık bekleme zamanı benim için. en zor beklemek bu olsa gerek. çünkü en gerçek bekleme bu.

bekliyorum,
umutlar semada kaybolmuşken
gönül prangalardan kıpırdayamazken
gözden yanağa izler oluşmuşken
artık kaybedecek bir şey kalmamışken
ruhum dünyadan kopmuşken
aciz bedenim toprağa hasretken
kulaklarım bir sese hasretken
heyhat, bunca yüke rağmen yürek çırpınırken

bekliyorum....
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

+ günde bir kaç bardak içmek.
devamını gör...

her insanı, çok inandığı, koruyan-kollayan biri kandırmalı, diye düşündüğüm için açtığım başlık.
çocukluğumdan beri, beni kandıran kişi babam olmuştur.
her sorduğumuz soruya cevap verirdi. benim için baba demek, her şeyi bilen demekti.
sonradan bazı şeyleri kendinden uydurduğunu anladım. ama alıştım o güzel uyduruşlara, hala tav oluyorum.
babamla iyi geçinemem ama ona çok inanırım.
doktor olduğu için sağlıkla, psikolojiyle hatta siyasetle, ilişkiler ile ilgili her alanda ne derse inanırım.
-baba midem ağrıyor
-şu ilacı iç geçer
-baba belim ağrıyor
-şu ilacı iç geçer
-baba zayıfladım, bu kötü mü
-hayır gayet iyi, keşke ben de zayıflasam
bla bla bla.
bu gün bile beni kandırdı. kendimi iyi hissetmeye başladım.
devamını gör...

iş mı beğenmiyorlar yani bu kelimelerin koca bir şaka olmasını çok isterdim. köle arar gibi eleman arıyorsunuz sonra yok iş beğenmiyorlarmış hadi oradan. biz o kadar emek verdik ne tür zorluklarla okuduk tabi haberleri yok tek istedikleri 5 kuruş daha fazla kazanmak haram zıkkım olsun. hakkını yediğiniz tek bir insanın cezasını çekersiniz umarım. 22-23 yaşlarındaki gençleri çok kırdınız umarım allah bunu sizin yanınıza bırakmaz.
devamını gör...

başbakanlık görevinden ayrılmadan 22 gün önce örtülü ödenekten 500 milyar lira çekip zerre hesap vermeyen kişidir.
devamını gör...

şu an farkına vardığım durum. tüm hayatıma zarar veren boş arkadaşlarımı çıkartıyorum ama hiç arkadaşım kalmadığını hissediyorum sizce doğru mu yapıyorum çok düşünüyorum bu konuyu.
devamını gör...

6000. tanımımı kendisine atfetmek istediğim, benim için çok değerli olan bir insandır.

iyi ki vardır. kendisi hakkında yazacağım o kadar çok şey var ki, sığmaz buralara. ama o ne diyeceğimi bilir zaten.

iyi ki vardır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim