afyon'da yakılıp çöpe atılan atatürk büstü
şuhut ilçesinde meydana gelen alçakça saldırının kurbanı olan büst.
sadece birkaç yıl önce vatandaş bağışlarıyla yapılan okullar kapatılıyor, yıkıma terk ediliyor.
bu büst de oradan alınıp bir kenara atılıyor ve yakılıyor. afyonluların tek derdi sucuktur arkadaşlar.
yemin ediyorum, sokaktaki dilenci bile "çocuklarım için bir sucuk parası" diye dileniyor.

kaynak: tr.sputniknews.com/turkiye/...
sadece birkaç yıl önce vatandaş bağışlarıyla yapılan okullar kapatılıyor, yıkıma terk ediliyor.
bu büst de oradan alınıp bir kenara atılıyor ve yakılıyor. afyonluların tek derdi sucuktur arkadaşlar.
yemin ediyorum, sokaktaki dilenci bile "çocuklarım için bir sucuk parası" diye dileniyor.

kaynak: tr.sputniknews.com/turkiye/...
devamını gör...
çok gezen mi bilir çok okuyan mı sorunsalı
dünyanın en saçma üç tartışması
bomboş beyinler için üç tartışma efendim,
(bkz: çok okuyan mı bilir çok gezen mi)
(bkz: sanat sanat için midir sanat toplum için midir)
(bkz: tolstoy mu dostoyevski mi)
muhabbet ederken bunun lafını döndürecek arkadaşlar bi ***** gidin.
bomboş beyinler için üç tartışma efendim,
(bkz: çok okuyan mı bilir çok gezen mi)
(bkz: sanat sanat için midir sanat toplum için midir)
(bkz: tolstoy mu dostoyevski mi)
muhabbet ederken bunun lafını döndürecek arkadaşlar bi ***** gidin.
devamını gör...
sözlüğün yeni sahipleri
bildiğiniz üzere dün sözlüğü katarlı bir iş adamına sattık.
adamın adı ahmad elnormal.
sözlüğün adı o yüzden normal oldu.
arkadaşlarını da mod yapmış.
çok iyi insanlar.
eski moderasyonu unutturmamak için onların nicklerini kullanıyorlar.
adamın adı ahmad elnormal.
sözlüğün adı o yüzden normal oldu.
arkadaşlarını da mod yapmış.
çok iyi insanlar.
eski moderasyonu unutturmamak için onların nicklerini kullanıyorlar.
devamını gör...
nikolaos
yunan hristiyan azizi ve piskoposu. kendisine birçok mucize atfedilir ve bu yüzden mucize yaratan olarak da bilinir. hayatı hakkında çok az şey bilinir, hayatına dair en eski kaynaklar bile ölümünden yüzyıllar sonra yazılmış olup birçok efsaneyi içermektedir. kendisi hakkında bilinen en ünlü olaylardan biri, üç kızı evlerinin penceresinden üç gece bir çuval altın atarak fuhuşa zorlanmaktan kurtarması olayıdır. kendisiyle ilgili bundan başka bir fırtınayı yatıştırdığı gibisinden hikayeler anlatılır. gençliğinde mısır ve filistin'e hacca gittiği de söylenmektedir.
fakat kendisini günümüzde dahi ünlü kılan şey, tüm bunlar olmayıp, noel baba karakterine ilham kaynağı oluşudur. şöyle ki, efsaneye göre, nikolaos'un gizli bir şekilde hediye dağıtma alışkanlığı vardı. daha sonra, çocukların koruyucu azizi olarak nam salması, sinterklaas bir diğer adıyla sint-nicolaas karakterini doğurdu. ve en son, aziz nikolaos, efsanelerde, santa claus yani noel baba olarak karşımıza çıktı.
fakat, nikolaos'u, noel baba'ya dönüştürmekte en büyük pay, hollandalılara aitti. şöyle ki; hollandalılar, new amsterdam yerleşimini kurduklarında, sinterklaas efsanesini beraberlerinde getirmişlerdi. daha sonra yıllarca "sinterklaas'ı kutlama geleneği" yapmışlar ve bu da en sonunda "noel baba" karakterinin oluşmasına sebep olmuştur. böylelikle, nikolaos ismi unutulmuş, ama "noel baba" adıyla hâlâ hatırlanmaya devam etmiştir....
nikolaos'un lahdi türkiye'de bulunmaktadır.
şu resimde, araştırmacıların anatomik keşifler ışığında yaptıkları nikolaos resmini görüyorsunuz: *


fakat kendisini günümüzde dahi ünlü kılan şey, tüm bunlar olmayıp, noel baba karakterine ilham kaynağı oluşudur. şöyle ki, efsaneye göre, nikolaos'un gizli bir şekilde hediye dağıtma alışkanlığı vardı. daha sonra, çocukların koruyucu azizi olarak nam salması, sinterklaas bir diğer adıyla sint-nicolaas karakterini doğurdu. ve en son, aziz nikolaos, efsanelerde, santa claus yani noel baba olarak karşımıza çıktı.
fakat, nikolaos'u, noel baba'ya dönüştürmekte en büyük pay, hollandalılara aitti. şöyle ki; hollandalılar, new amsterdam yerleşimini kurduklarında, sinterklaas efsanesini beraberlerinde getirmişlerdi. daha sonra yıllarca "sinterklaas'ı kutlama geleneği" yapmışlar ve bu da en sonunda "noel baba" karakterinin oluşmasına sebep olmuştur. böylelikle, nikolaos ismi unutulmuş, ama "noel baba" adıyla hâlâ hatırlanmaya devam etmiştir....
nikolaos'un lahdi türkiye'de bulunmaktadır.
şu resimde, araştırmacıların anatomik keşifler ışığında yaptıkları nikolaos resmini görüyorsunuz: *

devamını gör...
sözlük yazarlarının eğitim düzeyi
anaokulu terk.
devamını gör...
wes anderson
simetrik görüntü ve pastel tonlu filmlerin yönetmeni. sessiz, sakin karakterlerin renkli ve aynı zamanda trajik yönlerini konu edinen filmlerin altında imzası vardır. ayrıca (bkz: wes anderson filmleri)
devamını gör...
yokluğunda
leyla the band şarkısı.
devamını gör...
armysuzy
kişinin büyüdüğünü fark ettiği anlar başlığındaki tanımı ile günün ünlüsü yazarımız listesine adını yazdırdı.
(bkz: kocaman alkış)
(bkz: kocaman alkış)
devamını gör...
yolda yürürken yapılmaması gerekenler
kendi kendine gülmek.
devamını gör...
her boş vakitte okumak insanı ahmaklaştırır
alman filozof arthur schopenhauer'in 'okumak, yazmak ve yaşamak üzerine' adlı yapıtında savunduğu tez.
içeriğe biraz değinirsek salt yazar ağzıyla ve onun fikirleriyle tahayyül edersek bu bizi kısıtlar. dar bir kafa ve ezbercilikten öteye gidemez.
günümüzde (hele ülkemizde) bir lüks olsa gerek , televizyon hadi neyse de
içeriğe biraz değinirsek salt yazar ağzıyla ve onun fikirleriyle tahayyül edersek bu bizi kısıtlar. dar bir kafa ve ezbercilikten öteye gidemez.
günümüzde (hele ülkemizde) bir lüks olsa gerek , televizyon hadi neyse de
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
“ bulanık çıkmış fotoğraflar gibiyim.”
-edip cansever.
“ve gün geçtikçe belirsiz hale geliyorum.”
-benden olsun.
-edip cansever.
“ve gün geçtikçe belirsiz hale geliyorum.”
-benden olsun.
devamını gör...
beğenime beğeni atar mısın
lütfen bu hale gelmeyelim. ben okuyup beğenmediğim tanıma beğeni basmam kimse de yapmasın. beğenmediyseniz geçin. hatta böylesi daha eğlenceli oluyor. hangi yazarın hangi görüşüme katılıp hangisine katılmadığını beğenilerinden ve favorilerinden takip edebiliyorum. yoksa yalan mıydı, ha?! çıkar ilişkisi istemiyorum sözlük ahalisi! duydunuz mu? istemiyorum!
ne demiş malum şarkısında malum şarkıcı,
beni böyle sev seveceksen, olduğum gibi göreceksen*.
ne demiş malum şarkısında malum şarkıcı,
beni böyle sev seveceksen, olduğum gibi göreceksen*.
devamını gör...
kırtasiye alışverişi
insanı teee o yıllara götüren, eylül ayına daha başka bir anlam ve önem yükleyen ekonomi aksiyonu. keyfi var bu işin, arabası ve ruhu da var. caddede yürürken bir kırtasıyeye rastgelinir, beyaz tavşan takip edilir ve bir daha da nah çıkılır oradan. hiç değilse bir renkli post-it mutlaka alınır.
devamını gör...
türkiye ekonomide yeni bir şey deniyor başaracak inşallah
suyun altında nefes almayı deniyor olabilir; battı sonuçta.
yokluktan yapılan ekstrem denemeleri konu alan beyan.
yokluktan yapılan ekstrem denemeleri konu alan beyan.
devamını gör...
c++
abiler ablalar napıyorsunuz.. c#'a benzer falan demeler.. c++ dili c-like dillerin atalarından olup, ilk adam gibi nesne yönelimli programlama dillerindendir.. c# ile otur anca muhasebe programı yaz.. ya da git web application oluştur.. çekirdek katmanında bir şey yazmaya çalıştığın zaman verirler eline patates çuvalını.. pazara gidersin satarsın..
python ile kıyaslanmayacak bir dil o konu hepten fecaat. python bir kere stong-type bir programlama dili değil.. strict hiç değil.. ayrıca compilation tabanlı de değil.. interpreter tabanlı.. yavaştır.. hantaldır.. nedir mevzusu.. efendim süslü parantez yoktur.. noktalı virgül yoktur.. c++ ile gidersin canavar gibi işletim sistemi yazarsın.. linus torvalds'ın yorumunu çok da umursamayın kendisi tam bir c fanatiği. çağın gerisinde kalmış bir dilden bahsediyor. evet sistem programlama için elbette ki önemli bir dil ama hala c++'ın yapabildiği şeyleri yapamıyor malum. bu aralar rust ile bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ama yineliyorum.. şu an kullandığınız işletim sisteminin hemen her yerinde c++ var.. oyun oynarken kullandığınız opengl'den tut da directx'ine kadar hepsinde c++ var..
hayatında hiç kernel patch fix geliştirmemiş, donanım sürücüsü geliştirmemiş kimseler zor geldiği için c++'a laf eder.. onlardan olmayın.. assembly, c++, c gibi dillere şirk koşmayın..
(bkz: şüphsizki biz onları ibret olsun diye yarattık)
python ile kıyaslanmayacak bir dil o konu hepten fecaat. python bir kere stong-type bir programlama dili değil.. strict hiç değil.. ayrıca compilation tabanlı de değil.. interpreter tabanlı.. yavaştır.. hantaldır.. nedir mevzusu.. efendim süslü parantez yoktur.. noktalı virgül yoktur.. c++ ile gidersin canavar gibi işletim sistemi yazarsın.. linus torvalds'ın yorumunu çok da umursamayın kendisi tam bir c fanatiği. çağın gerisinde kalmış bir dilden bahsediyor. evet sistem programlama için elbette ki önemli bir dil ama hala c++'ın yapabildiği şeyleri yapamıyor malum. bu aralar rust ile bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ama yineliyorum.. şu an kullandığınız işletim sisteminin hemen her yerinde c++ var.. oyun oynarken kullandığınız opengl'den tut da directx'ine kadar hepsinde c++ var..
hayatında hiç kernel patch fix geliştirmemiş, donanım sürücüsü geliştirmemiş kimseler zor geldiği için c++'a laf eder.. onlardan olmayın.. assembly, c++, c gibi dillere şirk koşmayın..
(bkz: şüphsizki biz onları ibret olsun diye yarattık)
devamını gör...
rahatsız (yazar)
#1585267 hiç okumadım bu yazar arkadaşımı daha önce, tanımam da. ama yukarıdaki yazıdan sonra girdim baktım.
çok üzüldüm. çok dokundu bana.
geçmiş olsun. anneler her zaman iyi olur. olacaktır.
edit: mutlu oldum yazar arkadaşımın son verdiği haberle. kendisini okumamaya devam edebilirim ama iyi ki var. annemize de yeniden geçmiş olsun.
çok üzüldüm. çok dokundu bana.
geçmiş olsun. anneler her zaman iyi olur. olacaktır.
edit: mutlu oldum yazar arkadaşımın son verdiği haberle. kendisini okumamaya devam edebilirim ama iyi ki var. annemize de yeniden geçmiş olsun.
devamını gör...
georges bataille
fransız antropolog, filozof, yazar. 10 eylül 1897 tarihinde doğdu.
insan kurban etme mitoslarından ziyadesiyle etkilenen bataille, acéphale adlı bir gizli cemiyet kurmuş ve dönemin entelektüellerini bu cemiyetin çatısı altında toplamıştır; felsefe kaynaklı okumalarda kullanılan "başsız cemaat" imgesine büyük ölçütte acéphale'in varlığı kaynaklık etmiştir. marquis de sade ve friedrich nietzsche gibi son derece aykırı filozoflardan etkilenen bataille, ilk romanı "gözün öyküsü"nü lord auch mahlasıyla yayınlamış, hem tepki hem de beğeni uyandırmayı başarmıştır.
ancak gözün öyküsü, bataille'ı bataille yapan şeylerden sadece biri olacaktı.
"ihlal/doz-aşımı edebiyatı" olarak nitelenen bir tarzda "annem", "göğün mavisi" ve "rahip c." gibi eserler vermeye devam eden bataille, edebiyatçılık hususundaki üretkenliğine rağmen felsefeye yaptığı katkılarıyla parlamaktadır. tanrısız bir ezoterizmin, ilahın merkezde olmadığı bir metafiziğin felsefesini yaptığı "iç deney", kendisinin anlaşılması en zor mamafih en bereketli ve yaratıcı metinlerinden birisidir. erotizmin ve korkunun felsefesinin yapıldığı, arzu ile ürküntü arasındaki sınırların kurcalandığı bu enteresan metni yapı kredi yayınları türkçe'ye kazandırmıştır.
iç deney'in yanı sıra fetişizmin felsefesine de çok fazla kafa yoran bataille, "baş parmak" isimli bir makaleyi bu konuyu daha fazla aydınlatmak içni ele almış, ayaklara karşı duyulan ilginin ve tiksintinin antropolojik kökenlerini keşfetmeye girişmiştir. sanatın zalimane uygulaması isimli makalesinde ise şiddet içerikli edebiyatın ve sanatın, yaratabileceği arınma ve dehşet hissinden dolayı insanı gerçek bir şiddet eyleminden nasıl uzaklaştırabileceğini ele almıştır.
bir takım edebiyatçıları ve düşünürleri incelemeye koyulduğu "edebiyat ve kötülük" isimli metninde ise william blake, emily brontë, marquis de sade ve jean genet gibi yazarların üretimlerinin ardına yapan habislikleri ve şeytani duygulanımları bu kişilerin üretimleri ve kişilikleri bağlamında ele alarak, yazılan eserlere yeni bir soluk ve görme biçimi* kazandırmayı başarmıştır.
lanetli pay isimli kitabında ekonomiye yönelik görüşlerini ve belli başlı kurban etme eylemlerinin harcamaya uyarlanmasının nasıl bir ekonomik sistem oluşturabileceğine kafa yormuştur. bataille'a göre ekonominin artı değeri önünde sonunda üremeden uzak bir cinselliğe, sanata ve gösterilere harcanmalıdır, aksi takdirde söz konusu "lanetli pay", insanoğlu tarafından savaşa ve yıkıma harcanacaktır.
michel foucault, jacques derrida, maurice blanchot ve julia kristeva'yı etkileyen felsefesini geride bırakarak 1962'de ölmüştür.
insan kurban etme mitoslarından ziyadesiyle etkilenen bataille, acéphale adlı bir gizli cemiyet kurmuş ve dönemin entelektüellerini bu cemiyetin çatısı altında toplamıştır; felsefe kaynaklı okumalarda kullanılan "başsız cemaat" imgesine büyük ölçütte acéphale'in varlığı kaynaklık etmiştir. marquis de sade ve friedrich nietzsche gibi son derece aykırı filozoflardan etkilenen bataille, ilk romanı "gözün öyküsü"nü lord auch mahlasıyla yayınlamış, hem tepki hem de beğeni uyandırmayı başarmıştır.
ancak gözün öyküsü, bataille'ı bataille yapan şeylerden sadece biri olacaktı.
"ihlal/doz-aşımı edebiyatı" olarak nitelenen bir tarzda "annem", "göğün mavisi" ve "rahip c." gibi eserler vermeye devam eden bataille, edebiyatçılık hususundaki üretkenliğine rağmen felsefeye yaptığı katkılarıyla parlamaktadır. tanrısız bir ezoterizmin, ilahın merkezde olmadığı bir metafiziğin felsefesini yaptığı "iç deney", kendisinin anlaşılması en zor mamafih en bereketli ve yaratıcı metinlerinden birisidir. erotizmin ve korkunun felsefesinin yapıldığı, arzu ile ürküntü arasındaki sınırların kurcalandığı bu enteresan metni yapı kredi yayınları türkçe'ye kazandırmıştır.
iç deney'in yanı sıra fetişizmin felsefesine de çok fazla kafa yoran bataille, "baş parmak" isimli bir makaleyi bu konuyu daha fazla aydınlatmak içni ele almış, ayaklara karşı duyulan ilginin ve tiksintinin antropolojik kökenlerini keşfetmeye girişmiştir. sanatın zalimane uygulaması isimli makalesinde ise şiddet içerikli edebiyatın ve sanatın, yaratabileceği arınma ve dehşet hissinden dolayı insanı gerçek bir şiddet eyleminden nasıl uzaklaştırabileceğini ele almıştır.
bir takım edebiyatçıları ve düşünürleri incelemeye koyulduğu "edebiyat ve kötülük" isimli metninde ise william blake, emily brontë, marquis de sade ve jean genet gibi yazarların üretimlerinin ardına yapan habislikleri ve şeytani duygulanımları bu kişilerin üretimleri ve kişilikleri bağlamında ele alarak, yazılan eserlere yeni bir soluk ve görme biçimi* kazandırmayı başarmıştır.
lanetli pay isimli kitabında ekonomiye yönelik görüşlerini ve belli başlı kurban etme eylemlerinin harcamaya uyarlanmasının nasıl bir ekonomik sistem oluşturabileceğine kafa yormuştur. bataille'a göre ekonominin artı değeri önünde sonunda üremeden uzak bir cinselliğe, sanata ve gösterilere harcanmalıdır, aksi takdirde söz konusu "lanetli pay", insanoğlu tarafından savaşa ve yıkıma harcanacaktır.
michel foucault, jacques derrida, maurice blanchot ve julia kristeva'yı etkileyen felsefesini geride bırakarak 1962'de ölmüştür.
devamını gör...
peruk
belkide dünya'da en çok afrika'da satılıyor. kıvırcık saçlarından utanan kadın, erkek tüm siyahlar saçlarını kazıtırlar ve kadınların çoğu peruk kullanır. peruk kullanmayanlar ise saçlarını düzelttirir ve belkide bir ay saçlarım bozulacak diye başını yıkamaz yada saçları ıslanacak diye yağmur yağdığında kaçacak yer arar.
devamını gör...

