duygusal zeka eksikliği
duygusal zeka oldukça komplike bir konu. bu konuda çığır açmış insanlardan biri olan daniel goleman bunu eksiklik değil, duygusal zeka cehaleti olarak ele alıyor. eksiklik, elbette yok sayılamaz, görmezden gelemeyiz. lakin kastedilen duruma göre düşüş veya cehalet kaynaklı duygusal eğitimsizlik belki de daha iyi bir sözcük bunun için. görünürde doğrudan duygusal zeka ile ilişkili izlenimi veren pek çok deneyim aslında çevre, dönemin sosyal-siyasal-düşünsel olaylarıyla da ilişkili olabilir. bu durum, köpekbalıklarının uyanıkmış gibi uyuduğu için hiç uyumadığının zannedilmesi kadar doğal ve hataya açık bir formda bence.
ayrıca bakınız: duygusal zeka, daniel goleman.
ayrıca bakınız: duygusal zeka, daniel goleman.
devamını gör...
kırmızı peçete teorisi
evet insan ilişkilerinde de sürekli görüştüğümüz ve sevdiğimizi düşündüğümüz insanlara karşı nezaketi elden bırakıyoruz, yıpratıcı olabiliyoruz. fakat yeni karşılaştığımız birine hayatımızda olan birine nazaran çok daha saygıyla, nezaketle davranıyoruz.
bu bana da çok ilginç gelmiştir, samimiyet ilerledikçe davranışlara dikkat etmek yerine, bayır aşağı giden freni patlak araba misali langur lungur gidiyoruz.
bu bana da çok ilginç gelmiştir, samimiyet ilerledikçe davranışlara dikkat etmek yerine, bayır aşağı giden freni patlak araba misali langur lungur gidiyoruz.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
çok güzel şiir be! hadi yine iyisiniz köftehorlar.
münacaat
bu yaşa erdirdin beni,gençtim almadın canımı
ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak
büklümlerinin içten ve dışardan
sarmaladığı günlerde
bir zamandı
heves ettim gölgemi enginde yatan
o berrak sayfada gezindirsem diye
ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.
vakti vardıysa aşkın,onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
halbuki aşk,başka ne olsundu hayatın mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmış buldum sesimi.
hata yapmak
fırsatını ademe veren sendin
bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana
gençtim ve ben neden hata payı yok diyordum hayatımda
gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi
haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne
bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak
bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
tanıdım ademoğlu kimin nesiymiş
ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.
çeşme var,kurnası murdar
yazgım
kendi avcumda seyretmek kırgın aksimi.
gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur,dalların hışırtısı da
gözyaşı,çiğ tanesi,gizli dert veya verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.
vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!
yola madem
çöllerdeki satrabı yalvartmak için çıkmıştım
hava bozar,yüzüm eğik giderdim yine
yaza doğru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
yola devam ederdim.
gençtim işte şehrin o yatık raksından incinen yine bendim
gelip bana çatardı o ruh tutuşturucu yalgın
onunla ben
hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.
oysa bu sürgün yeri,bu pıtraklı diyar
ne kadar korkulu yankı bulagelmiş gizlerimizde
hani yok burda yanlışı yoklayacak hiç aralık
bütün vadilere indik bir kez öpüşmek için
kalmadı hiç bir tepe çıkılmadık
eriyeydik nesteren köklerine sindiğimizce
alıcı kuş pençesiyle uçarak arınaydık
ah,bir olaydı diyorduk vakar da yoksanaydı
doğruydu böyle kan telef olmasın diye çabalamamız
ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladık
gönendi dünya bundan istifade
dünya bayındırladı:
bir yakış,bir yanış tasarımı beride
öte yakada bir benî adem
her gün küsülü kaldık.
bunca yıl bu gücenik macera beni tutuklu kılan
artık bu yaşa erdirdin beni,anladım
gençken almadın canımı,bilmedim
demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş
çünkü hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer
çiğ tanesi sanmak ne cüret,gözyaşıymış
insanın insana raptolduğu cevher.
şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster,kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
ismet özel
münacaat
bu yaşa erdirdin beni,gençtim almadın canımı
ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak
büklümlerinin içten ve dışardan
sarmaladığı günlerde
bir zamandı
heves ettim gölgemi enginde yatan
o berrak sayfada gezindirsem diye
ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.
vakti vardıysa aşkın,onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
halbuki aşk,başka ne olsundu hayatın mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmış buldum sesimi.
hata yapmak
fırsatını ademe veren sendin
bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana
gençtim ve ben neden hata payı yok diyordum hayatımda
gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi
haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne
bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak
bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
tanıdım ademoğlu kimin nesiymiş
ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.
çeşme var,kurnası murdar
yazgım
kendi avcumda seyretmek kırgın aksimi.
gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur,dalların hışırtısı da
gözyaşı,çiğ tanesi,gizli dert veya verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.
vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!
yola madem
çöllerdeki satrabı yalvartmak için çıkmıştım
hava bozar,yüzüm eğik giderdim yine
yaza doğru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
yola devam ederdim.
gençtim işte şehrin o yatık raksından incinen yine bendim
gelip bana çatardı o ruh tutuşturucu yalgın
onunla ben
hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.
oysa bu sürgün yeri,bu pıtraklı diyar
ne kadar korkulu yankı bulagelmiş gizlerimizde
hani yok burda yanlışı yoklayacak hiç aralık
bütün vadilere indik bir kez öpüşmek için
kalmadı hiç bir tepe çıkılmadık
eriyeydik nesteren köklerine sindiğimizce
alıcı kuş pençesiyle uçarak arınaydık
ah,bir olaydı diyorduk vakar da yoksanaydı
doğruydu böyle kan telef olmasın diye çabalamamız
ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladık
gönendi dünya bundan istifade
dünya bayındırladı:
bir yakış,bir yanış tasarımı beride
öte yakada bir benî adem
her gün küsülü kaldık.
bunca yıl bu gücenik macera beni tutuklu kılan
artık bu yaşa erdirdin beni,anladım
gençken almadın canımı,bilmedim
demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş
çünkü hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer
çiğ tanesi sanmak ne cüret,gözyaşıymış
insanın insana raptolduğu cevher.
şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster,kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
ismet özel
devamını gör...
train to busan
2016 güney kore yapımı gerilim filmi.
film, annesini özleyen kızını eski eşinin yaşadığı yer olan busan'a trenle götürmeye karar veren bir babanın o sırada zombileşen yolculardan kızıyla beraber kaçmaya çalışmasını konu alıyor.
filmde 'insan kalmaya çalışmak' ve 'bencillik' çatışan iki düşünce.
bence rahatlıkla izlenebilecek zombi filmlerinden biri. hikayesi karmaşık değil ve çoğu zombi konulu film gerilimden çok uzak oluyor fakat bu film güzel dengelemiş gerilimi, araya biraz dram da serpiştirmiş, klişe olsa da yakışmış. oyunculuklar zaten enfes, başrolde gong yoo oynuyor. yan karakterlerden birinde ise parasite (film)'da evin oğlunu canlandıran choi woo shik var. bu iki enfes oyuncuyu, elbette ma dong seok'u yazmazsam haksızlık ederim, üç enfes oyuncuyu izlemek bana büyük keyif vermişti. her ne kadar filmde mantık hataları olsa da.
ilk çıktığı zamanlarda izlediğim ve fazla beklenti içinde olmadığım için baya beğenmiştim. genel olarak tek mekanda yani trende geçmesine rağmen insan izlerken uzun süre heyecan hissediyor ve merakla kalıyor. belki şimdi tekrar izlesem eleştirdiğim yönleri olurdu lakin tek mekan filmlere göre izlenebilir. son olarak trailer'ı da paylaşayım hemen.
film, annesini özleyen kızını eski eşinin yaşadığı yer olan busan'a trenle götürmeye karar veren bir babanın o sırada zombileşen yolculardan kızıyla beraber kaçmaya çalışmasını konu alıyor.
filmde 'insan kalmaya çalışmak' ve 'bencillik' çatışan iki düşünce.
bence rahatlıkla izlenebilecek zombi filmlerinden biri. hikayesi karmaşık değil ve çoğu zombi konulu film gerilimden çok uzak oluyor fakat bu film güzel dengelemiş gerilimi, araya biraz dram da serpiştirmiş, klişe olsa da yakışmış. oyunculuklar zaten enfes, başrolde gong yoo oynuyor. yan karakterlerden birinde ise parasite (film)'da evin oğlunu canlandıran choi woo shik var. bu iki enfes oyuncuyu, elbette ma dong seok'u yazmazsam haksızlık ederim, üç enfes oyuncuyu izlemek bana büyük keyif vermişti. her ne kadar filmde mantık hataları olsa da.
ilk çıktığı zamanlarda izlediğim ve fazla beklenti içinde olmadığım için baya beğenmiştim. genel olarak tek mekanda yani trende geçmesine rağmen insan izlerken uzun süre heyecan hissediyor ve merakla kalıyor. belki şimdi tekrar izlesem eleştirdiğim yönleri olurdu lakin tek mekan filmlere göre izlenebilir. son olarak trailer'ı da paylaşayım hemen.
devamını gör...
her işi yolunda giden insan
kesinlikle ben değilim, yemin edebilirim bu konuda. öyle şanssızım öyle ters gider ki işlerim, hani ağzımla kuş tutsam ağzıma s.çar.
devamını gör...
herkes hoşlandığı sözlük yazarını itiraf etsin etkinliği
(bkz: yoldaş yoldaşa yürümez)
devamını gör...
whiplash
başyapıt denebilecek derecede güzel film.
devamını gör...
yenilen en kötü tatlı
hiçbir tatlı kuru fasulye pastasından kötü olamaz.
devamını gör...
cevaben
neyzen tevfik'e atfedilen aslında mutlu çelik'e ait olan enfes bir taşlama.
yobazlara verilecek en güzel cevapları ihtiva eder:
--! spoiler !--
ne ararsın tanrı ile aramda
sen kimsin ki orucumu sorarsın?
hakikaten gözün yoksa haramda,
başı açığa niye türban sorarsın!
--! spoiler !--
bestelenmiş formları da hoştur.
yobazlara verilecek en güzel cevapları ihtiva eder:
--! spoiler !--
ne ararsın tanrı ile aramda
sen kimsin ki orucumu sorarsın?
hakikaten gözün yoksa haramda,
başı açığa niye türban sorarsın!
--! spoiler !--
bestelenmiş formları da hoştur.
devamını gör...
kanuni sultan süleyman'ın laz olması
ama olmadı şimdi.*
devamını gör...
arada sırada radyo yayını
değişik soru ve konular gelmeye devam ediyor. buradan ya da özelden fikir ve sorularınızı iletebilirsiniz arkadaşlar.
bu gece saat 00.00'ı unutmayın.
bu gece saat 00.00'ı unutmayın.
devamını gör...
şu an ne olsa mutlu olursun sorunsalı
çok eğleneceğim bir arkadaş grubuyla tatile çıkmak. evet bu.
devamını gör...
nikos vertis
1976 doğumlu yunan asıllı müzisyendir. genç yaşlarından itibaren müzik ile ilgili olan nikos vertis, her sene verdiği röportajlarda artık evlenip çocuk çocuğa karışmak istediğini de ifade ediyor. * pop müzik türünün son kalan nitelikli isimlerindendir kendisi.
albümleri şuraya ekleyeyim;
poli apotoma vradiazei (2003)
pame psichi mou (2004)
pos perno ta vradia monos (2005)
mono gia sena (2007)
ola einai edo (2009)
eimai mazi sou (2011)
protaseis (2013)
nikos vertis live tour – 10 chronia (2014)
nikos vertis (2015)
erotevmenos (2017)
an eisai ena asteri hatta bu şarkı israil asıllı müzisyen eyal golan ile ibranice-yunanca olarak düette yapılmıştı eyal golan-nikos vertis versiyonu
''αν είσαι ένα αστέρι
που φως θα φέρει στην άδεια μου ζωή
ποτέ μη σβήσεις ποτέ να μη μ'αφήσεις
ποτέ να μη χαθεί η αγάπη αυτά''
edit: şarkıyı 325. dinleyişimde düşündüm girişimi daha etkiliyor beni yoksa nakaratımı sanırım bu kısmı, duygulandım.
albümleri şuraya ekleyeyim;
poli apotoma vradiazei (2003)
pame psichi mou (2004)
pos perno ta vradia monos (2005)
mono gia sena (2007)
ola einai edo (2009)
eimai mazi sou (2011)
protaseis (2013)
nikos vertis live tour – 10 chronia (2014)
nikos vertis (2015)
erotevmenos (2017)
an eisai ena asteri hatta bu şarkı israil asıllı müzisyen eyal golan ile ibranice-yunanca olarak düette yapılmıştı eyal golan-nikos vertis versiyonu
''αν είσαι ένα αστέρι
που φως θα φέρει στην άδεια μου ζωή
ποτέ μη σβήσεις ποτέ να μη μ'αφήσεις
ποτέ να μη χαθεί η αγάπη αυτά''
edit: şarkıyı 325. dinleyişimde düşündüm girişimi daha etkiliyor beni yoksa nakaratımı sanırım bu kısmı, duygulandım.
devamını gör...
chauvet mağarası
t: fransa'da olan, dünya üzerindeki en eski resimlerin yer aldığı mağaradır. resimlerin dışında, mağarada, daha önce rastlanmayan canlı fosilleri de bulunmuştur. 1994 yılındaki tesadüfi bulunuş öyküsünü buradan okuyabilirsiniz.
2020 yılında yapılan bir karbon testi sonrasında mağaradaki en eski resmin 36.500 yıl öncesine ait olduğu saptanmıştır. (önceki yıllarda yapılan testlerde ise 27.500-32.000 yılları arasında tarihlenmiştir.)
şu linkten çevrimiçi 3d mağarayı inceleyebilirsiniz.
2020 yılında yapılan bir karbon testi sonrasında mağaradaki en eski resmin 36.500 yıl öncesine ait olduğu saptanmıştır. (önceki yıllarda yapılan testlerde ise 27.500-32.000 yılları arasında tarihlenmiştir.)
şu linkten çevrimiçi 3d mağarayı inceleyebilirsiniz.
devamını gör...
musicbuddy
devamını gör...
normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar
benim gibi adını arayanların hüsrana uğradığı başlık.
zaten iki tanım var. ah be...
zaten iki tanım var. ah be...
devamını gör...
kafa terlemesi
maske takmaya başladığım son 1 senedir başıma gelendir, soğuk soğuk terler akmasına sebep oluyor resmen duş almış gibi maske takmaktan nefret ediyorum bu yüzden.
devamını gör...
yeni neslin tüm bilgilere çabucak ulaşabilmesi
yeni neslin internet ve arama motorları sayesinde tüm bilgilere çabucak ulaşabilmesi.
eskiden insanlar farklı konularda, farklı bilgilere sahipti. bu yüzden arkadaşlıklar daha yaygındı.
artık sorular arama motorlarına soruluyor. bu durum yeni arkadaşlıkların önünü azda olsa kapatıyor.
teknolojinin faydaları göz önünde bulundurulunca bu durum çokta önemsemiyor tabi.
eskiden insanlar farklı konularda, farklı bilgilere sahipti. bu yüzden arkadaşlıklar daha yaygındı.
artık sorular arama motorlarına soruluyor. bu durum yeni arkadaşlıkların önünü azda olsa kapatıyor.
teknolojinin faydaları göz önünde bulundurulunca bu durum çokta önemsemiyor tabi.
devamını gör...
normal sözlük tanıtım videosu
tatlı mı tatlı bir eyluling sesiyle karşı karşıya kaldık, ardından bir kortkortkort beklerdik.*
devamını gör...
