gerçekte kimsenin yüzüne söyleyemeyeceğim ya da yapmayacağım bir şeyi buraya yazmadığım için çok da umursamadığım hadise.

"beni tanıyanlar okursa ne olur?" gibi bir kaygım yok. kendimi olduğumdan farklı göstermek gibi bir amacım da yok. "ben anonim kalmak istiyorum çünkü şu şu şu gerekçelerim var..." diyene de saygım var.

yani özetle; oyna, devam!
devamını gör...

yazarların zihinlerinde farklı bir örnek vatandaş karmaşasına sebep olmamak için, daha doğrusu hayallere darbe vurmak için başvurduğum tercih.
devamını gör...


sonra nereye gidiyorsun müge anlı buluyor

şeklinde devam eden başlıktır.
devamını gör...

en sevdiklerimden...*
"yaz dostum,
güzel sevmeyene adam denir mi?"

devamını gör...

sözlükte yaşanacak bir takım gelişmelerin bildirileceği başlıktır.
devamını gör...

bu çağda yetişiyor, bu çağda nefes alıyor, bu çağda yaşamak için çabalıyorum fakat bu çağa ait değilim, bu çağa ayak uyduramıyorum.sözlerinin sahibidir.
devamını gör...

fatoş isimli de bir parçaları vardır. aslında fatoş şarkısı fıransızların la rirette isimli bir şarkısının komikleştirilmiş, şiveleştirilmiş halidir. fransız kızlarına cinsrllik eğitimi verilirken kullanılan bir şarkı imiş. tabi grup vitamin durur mu yapıştırmış fatoşu.



şarkının orjinali:



türkçesinin sözleri:

fatoş almış orağını aman fatoş canım fatoş
fatoş almış orağını ot biçmeye gidermiş
ah ot biçmeye gidermiş

yolda dört young delikanlı aman fatoş yandım fatoş
orda dört genç delikanlı fatoşa da rastlamış
ah fatoşa da rastlamış

birincisi biraz ürkek aman fatoş yandım fatoş
birincisi biraz mahçup yanağını okşamış
ah yanağını okşamış

ikincisi biraz çapkın aman fatoş yandım fatoş
ikincisi biraz çapkın donunu da indirmiş
ah eteğini kaldırmış

üçüncüsü anasının gözü lavitey fatoş aman fatoş
üçüncüsü anasının gözü otlara da yatırmış
ah otlara da yatırmış

dördüncünün yaptıkları laviyetto aman fatoş
dördüncünün yaptıkları bu türküde söylenmez
ah bu türküde söylenmez

bu türkünün ana fikri aman fatoş canım fatoş
bu türkünün ana fikri bütün erkekler öküz
ah bütün erkekler öküz

ana fikri baba fikri aman fatoş canım fatoş
ana fikri baba fikri kızlar öküzü sever
aah kızlar öküzü sever

bu türküyü duyan kızlar aman fatoş canım fatoş
bu türküyü duyan kızlar ot biçmeye gidermiş
ot biçmeye gidermiş


fransızcası:

jeanneton prend sa faucille,
la rirette, la rirette,
jeanneton prend sa faucille,
et s'en va couper des joncs

en chemin elle rencontre,
la rirette, la rirette,
en chemin elle rencontre,
quatre jeunes et beaux garcons

le premier, un peu timide,
la rirette, la rirette,
le premier, un peu timide,
lui caressa le menton

le deuxième un peu moins sage,
la rirette, la rirette,
le deuxième un peu moins sage,
lui souleva son jupon

le troisième encore moins sage,
la rirette, la rirette,
le troisième encore moins sage,
la coucha sur le gazon

ce que fit le quatrième,
la rirette, la rirette,
ce que fit le quatrième,
n'est pas dit dans la chanson

la morale de cette histoire,
la rirette, la rirette,
la morale de cette histoire,
c'est qu'les hommes sont des cochons
la morale de cette morale,
la rirette, la rirette,
la morale de cette morale,
c'est qu'les femmes aiment les cochons

la morale de ces morales,
la rirette, la rirette,
la morale de ces morales,
c'est qu'ca fait des p'tits cochons.
devamını gör...

samimi olan bir çok insan olduğuna inanıyorum. güzel eğlenceli etkinliklerde oluyor. insan insanı görmeden de arkadaşı olabiliyormuş.
devamını gör...

kodlarında bağımlılık yapıcı maddeler barındırdığını düşündüğüm garip yer.
devamını gör...

sonuçlarının kötü olduğunu bildiğim halde sürekli yaparım.
devamını gör...

sırf birini kaybetmek istemediğin için daha fazla anlayışlı ve affedici olmaya çalıştıkça, karşındakine de hak vermeye, düzeltir sanarak konuyu kapatmaya çalıştıkça, kimse seni kaybetmekten de incitmekten de korkmamaya başlıyormuş...
devamını gör...

havanın kapalı olması.
devamını gör...

ey zavallı milletim dinle! (durur.) şu anda, hepimiz burada seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz. çünkü ey milletim, senin hakkında, az gelişmiştir, geri kalmıştır gibi söylentiler dolaşıyor. ey sevgili milletim! neden böyle yapıyorsun? neden az gelişiyorsun? niçin bizden geri kalıyorsun? bizler bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için hiç utanmıyor musun? hiç düşünmüyor musun ki, sen neden geri kalıyorsun diye durmadan düşünmek yüzünden, biz de istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz. bu milletin hali ne olacak diye hayatı kendimize zehir ediyoruz. fakir fukaranın hayatını anlatan zengin yazarlarımıza gece kulüplerinde içtikleri viskileri zehir oluyor. zengin takımının hayatını gözlerimizin önüne sermeye çalışan meteliksiz yazarlarımız da aslında şu fakir milleti düşündükleri için, küçük meyhanelerinde ağız tadıyla içemiyorlar. ey şu fakir milletim! aslında seni anlatmıyoruz. sefil ruhlarımızın korkak karanlığını anlatıyoruz. işte onun için sana yanaşamıyoruz. senin yanında bir sığıntı gibi yaşıyoruz. hiç utanmıyor muyuz? hiç utanmıyoruz.

syf. 87
oyunlarla yaşayanlar, oğuz atay.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
*
devamını gör...

özsaygı her şeydir, bir kere kaybederseniz tekrar kazanmanız çok zordur. sevgi elbet bir gün geçer ama hayatınızı sağlıklı bir şekilde devam ettirmenizi sağlayacak olan özsaygıdır.
devamını gör...

(bkz: nah) diyoruz.
devamını gör...

istisnalar dışında, bilimsel olayları masalsı ve hayali bir şekilde açıklama işlevine sahiptir.

bunu açıklamadan evvel fantazya ve sihirli gerçeklik arasındaki farka değinmek isterim. sebebi ise türkiye'de bu konudaki algı yanılmasıdır. fantastik edebiyat her anlamda farklı evrenleri, farklı isimleri ve farklı bir sürü unsuru içinde barındırır. sihirli gerçeklik ise gerçek olan bir dünyada yaşanan spiritüel ve mistik olayları konu alır. fakat ülkemizde bu eserler fantazya tarzı altında okura sunulmaktadır.

buradaki sorun ülkemizde fantazyanın ne kadar şeffaf ve geniş bir tür olduğunun perdelenmesinden kaynaklanıyor. tamam... sihirli gerçeklik gerçekten çok güzel bir tür, benimde sevdiğim eserleri olmuştur ama yayınevleri ülkemizde büyük bir yanlışa doğru koşuyor... edebiyatı endüstriyelleştiriyoruz.

bu endüstriyel edebiyatın yegane ürünleri ise illüstrasyonlu, renkli ve soyut çizgilerle çizilmiş kitapları bir köşeye kaldırıp, fotoğraf kapaklı kitaplara yönelmiş olmamız. kaslı erkekler, büyük memeli kadınlar... bütün bunlar bizi o hayal aleminden alıp, modern dünyanın aslında bize dayattığı güzellik, çirkinlik anlayışına itmiyor mu?

fakat esasında fantazya da böyle değildir. endüstriyelleşme ülkemizde fantazyanın üzerinde bir perde. belli başlı fantazya eserlerinin en önemli karakterlerinin bazılarını ele alalım.

tolkien'ın yarattığı evrendeki tom bombadil, radagast, gimli gibi karakterler pek çekici değildir. asoiaf serisinde tyrion gibi çirkin bir cüce, brandon gibi sakat bir çocuk ana karakter olabilmektedir. zaman çarkı -ki en sevdiğim fantazya eseridir- gibi bir eserde ana karakterin eli kesik olabilir, bir diğer ana karakterin gözü kör olabilir. yani imajinasyon aslında çok önemli olsa da kişilere ve benliklere olan değil. dünya ve barındırdığı düşüncelere karşı bir imajinasyon vardır. bizi roman boyunca karanlık düşüncelere düşürür, yeri geldiğinde güldürür, yeri geldiğinde bir ozan ile, bir hanın sandalyesinde şarkı söyler, şarap içeriz. ama roman boyunca karanlık düşünceler içerisinde, bir aydınlığa doğru yol alma çabasında oluruz hep.

hayatta böyledir, fantazya dünyasının bu konuda neden bu kadar elverişli olduğunu bir türlü anlatamayız ama ben dilimin döndüğünce anlatmaya çalışmak istiyorum.

ilk cümlede dediğim gibi aslında fantazya dünyası tamamen hayal gücü ve düşünceler üzerine kurulur. sihirli gerçekliğin barındırdığı, "a sokağının, 567 numaralı evinin, 5.dairesi"ne bağımlı değiliz. dünya düzenini değiştiremeyebiliriz, bizim anlatacağımız fikir o kadar büyük olabilir ki, bu insanlığın dünya üzerindeki doğasına tamamen aykırı olabilir.

işte burada fantazyanın bir diğer en önemli unsuru ortaya çıkıyor; şehadet unsuru... daha açık bir dille amaç. ama sıradan bir amaç değil, ilahi ve sonu belirleyen esas amaç. bir romansın, bir polisiyenin ve bir kişinin hayatını anlatan küçük bir novellanın yapamayacağı bir tarzda. bireye yönelik değil, topluma, hatta evrene yönelik. bu yeri geldiğinde melkor'a, yeri geldiğinde sauron'a, yeri geldiğinde karanlık varlık "shai'tan" a karşı verilen savaş oldu...

...ve imajine edilebilecek her şey, bu şehadet unsuru doğrultusunda, onlara uyumlu, o unsuru güçlendirecek ve daha fazla hissettirecek bir şekilde tasarlandı. işte fantazya budur. dünyadaki her unsurun eriyip, sadece sizin görüşlerinize ve anlatmak istediğiniz, yegane, "tek" amaç doğrultusunda tekrar oluşup, canlanması. kimi zamanda bilimin anlatılamayan, anlaşılamayan ve keşfedilmemiş, varsayımlarda kalmış yönü sihirli ve masalsı bir şekilde fantazyalarda anlatılır.

işte bu nedenle fantazya diğer edebiyat türlerinden farklı bir yolda ilerlemekte. birden fazla görüşün bir şekilde girift bir örgüyü oluşturabilme gücünü barındırdığı belki de yegane ortam olmakta.

tek cümlelik özeti; anlatmak ve öğretmek arasındaki farkı gösteren bir edinim, bir nimet…
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

salmonella is loading!
devamını gör...

üniversite yıllarında uygulamaya başladığım ve hala da zaman zaman yaptığım movie frenzy etkinliği ile eşzamanlı başlattığım etkinliktir.

book frenzy’nin movie frenzy’den daha keyifli olduğunu söyleyebilirim. tek günlük bir etkinlik olan book frenzy’yi gerçekleştirmek için kişinin ihtiyaç duyacağı şeyler bir günlük bir zaman dilimi, yeterli miktarda para ve boş bir sırt çantasıdır.

bu etkinlik için ufak bir ön çalışma olarak şehirdeki kitapevleri ve sahaflar belirlenirse daha az yorulmak mümkün olacaktır.

book frenzy için özellikle sahafları gezmeye başlıyoruz mümkün olan en erken saatte. ve beğendiğimiz kitapları satın alarak sırt çantası dolana kadar bu yolculuğa devam ediyoruz.

her görülen kitabın alınmamasında fayda var elbette çünkü etkinlik sırt çantasının kapasitesi ile sınırlı olacak. gün sonunda yeterince sahaf gezilip sırt çantası tıka basa kitapla dolduktan sonra tercihen sessiz ve tenha bir kafede ganimetler elden geçirilerek book frenzy tamamlanabilir.

insanı yenileyen ve özgür bırakan bir etkinlik olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. kafa sözlük rütbem olan bibliyofil unvanını kazanmayı hak etmemde bu etkinliğin büyük payı olduğunu söyleyebilirim.
devamını gör...

duydun mu fosil ( inci'nin dedesi) ne diyor? suyu üstüne alacakmış, hep böyle böyle. önce suyu, sonra evi, sonra apartmanı, sonra şirketi. donumuza kadar alır kız bunlar allah muhafaza. ey rabbim sen bizi koru bu kenelerden.

masumlar apartmanı, safiye .
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim