yazarların sempati duyduğu kötü karakter
(bkz: emir kozcuoğlu)
devamını gör...
ankara
içinde nefes almama bile izin verilmeyen şehir. oysa ben onu çok sevmiştim.
devamını gör...
çağımızın hastalığı
gelecek kaygısı ve mükemmeliyetçilik
devamını gör...
siyasi başlıklara yazmaya çekinmek
bu ülkeye demokrasi getireceğiz, türbanlılar rahat edecek, kürtler kendi dillerini konuşacak, vesayeti kaldıracağız, avrupa birliğine gireceğiz dediler. yolda destek sağlamak için lgbt'e destek gösterilerinde bulundular. 28 şubatın acısını yaşamış mazlumlar gibi görünüyorlardı. her konuda ezikliği, yok sayılmışlığı yaşayan herkesin sesi olacakları düşünüldü. ben hiç bir zaman sıcak bakmadım. bir insanın yetiştiği ülkü, ideoloji veya din hiç önemli değil, ilk gençliğinin nerede geçtiği çok önemlidir benim için. ileride şekil değiştirip durumlara ayak uydurmaya çalışsanız bile, içerlerde bi yerlerde yine aynı ideolojiye hizmet edersiniz. neyse uzatmayacağım, çokça desteği bu ülkenin akademisyenlerinden, gerçek entellektüellerinden sağladılar. dönüşümü ve gücü sağlamlaştırdıkça gerçek canavar ve gerçek amaçlar ortaya çıktı. sakın haaa bütün yaşananlar, yol boyunca raslantı olarak yaşanmış gelişmelerdir diye düşünmeyin. bu bir dönüşüm hikayesidir. son 19 yılda yaşananlar, zaten yaşanacaktı; aktörlerin veya partilerin önemi yoktur. neyse çok uzattım sanırım, az buz şeyler yaşamadık arkadaşlar, bizler çok radikal değişimlerin, tam da göbeğinde kaldık. gençtik kanımız hızlı akıyordu. elimize ateş alıp şehri yakmak değildi amacımız, olanlara tepki göstermek istiyorduk. gücümüz yoktu, elimizde sadece internet vardı; twitter, ekşi, facebook ha bir de mezuniyet törenleri vardı tabi. referandum yaşadık, çıktılar dediler ki kenan evreni yargılayacağız, ilk dönem destekleyen akademisyenler yine evet dediler yargılansın. kardeşim hiç mi tarihsel bağlamda gelişmeleri okuyamıyorsunuz. kenan evrenden farklarının olmadığını anlamadınız dimi? ardından gezi geldi. amacımız belliydi, ses çıkarmak istiyorduk. hiç bir zaman yakıp yıkmak değil, fark edilmek, değişimin gerekli olduğunu vurgulamak istiyorduk. yine onda da kaybeden biz olduk. 3. günde evimize girdik mecburen. neyse biz yine internetten sesimizi çıkarmaya çalıştıkça, bi anda başlıklar silinmeye başladı, bize bizimle aynı platformdan bize karşı düşmanlar yarattırlar. cadı avına başladılar. yazmaya korkar olduk, insanlar toplanıp hapishaneye götürülüyordu. 71 öncesi, 80 öncesi gibi bir ortam yaratıldı. fakat artık insanlar yaşamlarına kıymet veriyordu. tarih bize böyle çabaların beyhude olduğunu ve sadece gençliğinin çürüyeceğini örnekleri ile gösterdi. korkmamız normal, çünkü istedikleri de bu zaten, herkes korksun ve yazamasın konuşamasın ve hatta düşünmesin. yazmaya çekinen arkadaşları çok iyi anlıyorum. haklılar, kendi hukukunu yazmış bir siyasi güç var karşımızda, ama sanırım değişim artık zorunlu yani süreç bize bunu gösteriyor. bir gün bu başlığın altında ''abi ne günlerdi, içimiz kan ağlıyordu ama yorum yapamıyorduk girişleri ve hikayeleri okuyacağız''. daldan dala atladım belki out of topic gibi görünsede hepsi birbiriyle ilintili, sadece 29 sayfa bir dönem ödevi hazırlar gibi alıntılar ve dipnotlar vermek istemedi. sonuç olarak, ''demokrasi pompalamasyonu ile yola çıkıp, herkesi muma çeviren bir yönetimin başarı öyküsüdür siyasi başlıklara yazmaktan çekinmek''. allah sonumuzu hayır etsin amin.
devamını gör...
coronayı önemsemeyen kişiler
kesinlikle benimdir. önemsememek; maske takmamak, dezenfektan kullanmamak ya da fiziksel mesafeyi korumamak anlamına gelmez. gerçekliği gözardı etmeden büyütmüyorum bu zımbırtıyı, kabulleniyorum sadece mevcut durumu. her an paranoyak gibi takılıp kafayı yemektense cümle aleme kafayı yedirtiyorum. az bile size. şu yazılanlara bakın aw.
devamını gör...
mahatma gandhi
birleşik krallık'ın tuz tekelini kırmak için yalın ayak vaziyette yaklaşık 400 kilometre yürümüştür.
devamını gör...
insan olmasaydın ne olmak isterdin sorunsalı
fotoğraf makinesi olmak isterdim kesinlikle.insanların en mutlu günlerine ya da en mutsuz oldukları hatta zorunda kaldıkları için çektirdiği fotoğraflara bakmak ama en çok da doğa manzaralarını görmek isterdim ve onları bana göre ölümsüz olan fotoğraflara çevirebilmek isterdim.
devamını gör...
tehlikeli oyunlar
"seni görmek istiyordum kısacası. insan görmekle bile bazı şeylerin ağırlığına dayanabilir, avunabilir, hayal kurmağa devam edebilir. sen anlamazsın tabii. anlamak için insanın bazı eksik yönleri olmalı."
devamını gör...
süngerbob'da patrick'in geçimini nasıl sağladığı sorunsalı
bikini bottom belediyesinde kadrolu çalışan olarak görünüyor ve hiç işe gitmeden maaş alıyor.
devamını gör...
bir öğrencinin gece 12'de öğretmenine soru sorması
yerden göğe kadar haklı bi tepkidir.veli toplantılarında her sınıfı dolaşıp tek bir şey söylüyorum.ogretmenleri akşam 7'den sonra rahatsız etmeyin her ne olursa olsun.
devamını gör...
hristiyanları kıskanmak
böyle bir başlık açtım diye şimdi burada da kutuplaşmayın. dini kimliği islam olan biriyim. tüm dinlere de saygım var.
bizim ülkede ki kafaların değişmemesi beni çok sinir ediyor. hristiyan topluluklarına baktığımda noel,cadılar,paskalya bayramı ve bilmediğim bir çok detay. bu tip günlerde sevdikleri ile birlikte çok güzel vakit geçiriyorlar. bizler gelen yeni yılı dahi yok günah yok kutlanmaz diye polemikler üretiyoruz.
şu tip kafalar bizi bir salın be hayatın tadını çıkaralım. bu coğrafyada eğlenmek gülmek yaşamın tadını çıkarmak keşke bu kadar zor olmasaydı.
sevgi ve saygılarımla
bizim ülkede ki kafaların değişmemesi beni çok sinir ediyor. hristiyan topluluklarına baktığımda noel,cadılar,paskalya bayramı ve bilmediğim bir çok detay. bu tip günlerde sevdikleri ile birlikte çok güzel vakit geçiriyorlar. bizler gelen yeni yılı dahi yok günah yok kutlanmaz diye polemikler üretiyoruz.
şu tip kafalar bizi bir salın be hayatın tadını çıkaralım. bu coğrafyada eğlenmek gülmek yaşamın tadını çıkarmak keşke bu kadar zor olmasaydı.
sevgi ve saygılarımla
devamını gör...
deliliğin dağlarında
h p lovecraft ın şaheseri. en uzun öyküsüdür. neredeyse 200 küsur sayfaydı yanlış hatırlamıyorsam. antartikaya giden bir fosil inceleme amaçlı keşif ekibinin başından geçenleri anlatır. daha antartikanın alametleri olan dikili sıradağlar ufukta göründüğünden itibaren karakterlerdeki akli dengeler yavaştan sarsılmaya ve bozulmaya başlar. içlerine ilerledikçe, adeta görünmeyen bir deliliğin etrafını atmosferin her hücresinden sardıkları hissi, h.p.lovecraftın meşhur yarı imalı kozmik dehşetleri barındıran şahane betimlemeleriyle okuyucuya verilir.
bütün çılgınlık keşif ekibi tarih önesinde sözü bile edilemeyecek kadar ilkel çağlardan, yıldız tozlarının henüz dünyaya dökülmeye başladığı dönemlerden kalma yarı bitki yarı hayvan şeklinde donuk bir organizmanın kayaçlar arasında bulunmasıyla başlar. sonraki oalyları tabi ki tek tek detayıyla anlatmayacağım ama o yarı ölü ters üçgen biçimli şeyler bir kez açığa çıktıktan sonra geri dönüşü olmayan insanlık dışı korkuların labirentine ekip girmiştir.
hele hele o taş kentin içindeki oyma kabartmalar aracılığıyla tüm eskiler'in ve shoggotların varlık mücadeleleri, korkunç evrimleri ve trajedileri öyle güzel anlatılır ki, hiçbir diyalog olmadan sadece bir fresk kabartması serisi sayesinde nasıl böyle bir öykü kurgulanabilir, nasıl tarih anlatımı yapılabilir diye şaşar kalırsınız.
hele sonlara doğru o feci kovalamacada istasyonlara yönelik o tuhaf esprinin bile sıkıştırılabildiği son sekanslar anlatılmaz yaşanır. h.p. lovecraft kimdir, kozmik korku nasıl yazılır sorularının cevabı için tam başlangıç kitabıdır.
bütün çılgınlık keşif ekibi tarih önesinde sözü bile edilemeyecek kadar ilkel çağlardan, yıldız tozlarının henüz dünyaya dökülmeye başladığı dönemlerden kalma yarı bitki yarı hayvan şeklinde donuk bir organizmanın kayaçlar arasında bulunmasıyla başlar. sonraki oalyları tabi ki tek tek detayıyla anlatmayacağım ama o yarı ölü ters üçgen biçimli şeyler bir kez açığa çıktıktan sonra geri dönüşü olmayan insanlık dışı korkuların labirentine ekip girmiştir.
hele hele o taş kentin içindeki oyma kabartmalar aracılığıyla tüm eskiler'in ve shoggotların varlık mücadeleleri, korkunç evrimleri ve trajedileri öyle güzel anlatılır ki, hiçbir diyalog olmadan sadece bir fresk kabartması serisi sayesinde nasıl böyle bir öykü kurgulanabilir, nasıl tarih anlatımı yapılabilir diye şaşar kalırsınız.
hele sonlara doğru o feci kovalamacada istasyonlara yönelik o tuhaf esprinin bile sıkıştırılabildiği son sekanslar anlatılmaz yaşanır. h.p. lovecraft kimdir, kozmik korku nasıl yazılır sorularının cevabı için tam başlangıç kitabıdır.
devamını gör...
gece yarısı sesi kökleyen beyaz şahindeki dört eleman
demincek bizim burdan geçmiş olmaları muhtemel tiplerdir.
son ses müzikle evimin önünde hafif duraksayınca bir heyecan bastı dedim acep beyaz atlı prensim mi geldi? yoo beyaz şahinli bir birey gelmiş dedim allahım inş bana gelmemiştir. bakıp bakıp gittiler. ohh bugüne de şükür dinimiz amin. *
son ses müzikle evimin önünde hafif duraksayınca bir heyecan bastı dedim acep beyaz atlı prensim mi geldi? yoo beyaz şahinli bir birey gelmiş dedim allahım inş bana gelmemiştir. bakıp bakıp gittiler. ohh bugüne de şükür dinimiz amin. *
devamını gör...
mezhep
peygamberimiz, içtihad kapısı kıyamet gününe kadar açıktır diyor. ilk zamanlar değişik yorumlar islam'a güç verirken, bir zaman sonra artık belli bir mezhep (görüş) kesin doğru görüş haline getirilmiş ve daha sonra birbirlerine düşman olmuşlardır. içtihad kapısı kapatılıp, durağanlık oluşmuştur.
devamını gör...
yazarları ağlatan şarkılar
matematiksel olarak selami şahin'e ait olma ihtimali yüksek şarkıdır.
devamını gör...
sabahattin ali
sabahattinidir o sebahattin olsa duramazsın
devamını gör...
türkiye'de seks köleliği
türkiye özellikle son yıllarda insan kaçakçılığı ve köleliğinin hızla yükseldiği ülkeler arasında. genel anlamda insan kaçakçılığı ve köleleğine dair raporlar bulunmakla birlikte seks köleliği konusunda yapılan araştırma sayısı daha az.
türkiye'de 2013 yılı itibariyle 3000 genelevde toplam 15 bin kayıtlı kadın seks işçisi çalışırken, kayıtlı olmayan kadın seks işçilerinin sayımsı 100.000'in üzerinde olduğu ve bunların yarısından fazlasının çocuk olduğu belirtilmekte.
erkek seks işçileri ve seks köleliği konusundaya detaylı çalışma yok. genelevlerde seks işçisi olarak çalışamayan erkek seks işçilerinin tamamı tıpkı 100bin kadın ve kız çocuğu seks işçileri gibi sokakta mafyanın elinde köle olarak çalışmakta. yine erkek seks işçilerinin yarısına yakınının çocuk olduğu belirtilmekte.
türkiye'de seks kölelerinin büyük bölümü doğu ve güneydoğudaki öksüzler, baltık cumhuriyetlerinden getirilen çocuklar ve son yıllarda suriyeli göçmen çocuklar.
2016 yılı insan kaçakçılığı raporlarına göre türkiye'de köle olarak bulunan kişi sayısı 480.000 ve bu kişiler kimi zaman tarım işçisi, sanayi işçisi, temizlikçi vb olarak zorla parasız köle olarak çalıştırıldıkları gibi özellikle 18 yaş altındaki kız ve erkek çocukları parasız seks kölesi olarak çalıştırılmakta.
türkiye'de köleliğe dair haberlerden bir kısmı için : buradan
türkiye'de 2013 yılı itibariyle 3000 genelevde toplam 15 bin kayıtlı kadın seks işçisi çalışırken, kayıtlı olmayan kadın seks işçilerinin sayımsı 100.000'in üzerinde olduğu ve bunların yarısından fazlasının çocuk olduğu belirtilmekte.
erkek seks işçileri ve seks köleliği konusundaya detaylı çalışma yok. genelevlerde seks işçisi olarak çalışamayan erkek seks işçilerinin tamamı tıpkı 100bin kadın ve kız çocuğu seks işçileri gibi sokakta mafyanın elinde köle olarak çalışmakta. yine erkek seks işçilerinin yarısına yakınının çocuk olduğu belirtilmekte.
türkiye'de seks kölelerinin büyük bölümü doğu ve güneydoğudaki öksüzler, baltık cumhuriyetlerinden getirilen çocuklar ve son yıllarda suriyeli göçmen çocuklar.
2016 yılı insan kaçakçılığı raporlarına göre türkiye'de köle olarak bulunan kişi sayısı 480.000 ve bu kişiler kimi zaman tarım işçisi, sanayi işçisi, temizlikçi vb olarak zorla parasız köle olarak çalıştırıldıkları gibi özellikle 18 yaş altındaki kız ve erkek çocukları parasız seks kölesi olarak çalıştırılmakta.
türkiye'de köleliğe dair haberlerden bir kısmı için : buradan
devamını gör...
doğu perinçek'in bana suikast planlandı iddiası
birincisi keşke olsaydı da sen ölmüş olsaydın sayın fırıldak.
ikincisi biri, birileri, dış güçler, ilerlememizi istemeyenler, dış minnaklar.... diyen dilini eşek arısı soksun. çık adam gibi isim ver. ama yalan senin ruhuna işlemiş.
rte’in yaveri olan ateist, kemalist, maoist, marksist, leninist, yeri gelir feminist yeri gelir kominist, bazen sosyalist ama esasen faşist kişi beyanı.
ikincisi biri, birileri, dış güçler, ilerlememizi istemeyenler, dış minnaklar.... diyen dilini eşek arısı soksun. çık adam gibi isim ver. ama yalan senin ruhuna işlemiş.
rte’in yaveri olan ateist, kemalist, maoist, marksist, leninist, yeri gelir feminist yeri gelir kominist, bazen sosyalist ama esasen faşist kişi beyanı.
devamını gör...