yazarların itiraf köşesi
bence...
itiraf edecek, edilecek bir durum yok.
insanın hayat felsefesi şimdi ve sonra mutlu olma çabasıdır, eylemleri çıkarıları doğrultusunda olsa da başkasının aksi düşüncesine sebep olacağını bildiği için, başkasının zaaf-zayıf yanını bencil duygu ve egolarına kurban edebilir.
bu aynı zamanda kimseyi kaybetmek istemediği ve birilerinin kendilerine zıt eylemin farkına varıp küçük düşürmemesi. aşağılamaması adına saklar ve buna sır der.
netice sonucu eğer hata yapmışsa. veya planladığı biçimde sona ermemişse kullandığı iyi niyetlerin tahrip ihtimaline karşı kendinde gizler-susar gerçeği açıklama gereği korku ve endişeye sebep olur.
bu duyguyu olay ve kişiler ile alakası olmayan. kişilerin susacağı veya hak vereceği biçimde tek taraflı anlatarak gururunu okşatır bir sonraki şahsi çıkar eylemi için farklı bir senaryo kurmasına zemin hazırlamaktan başka amacı yoktu.
itiraf iki tanımlıdır.
1 özgüvensiz olmak
2 hatanın açtığı tahribatın suçluluğunu istemsizce kabul edip anlatamamak.
itiraf diye bir şey yoktur (korku) vardır.
itiraf edecek, edilecek bir durum yok.
insanın hayat felsefesi şimdi ve sonra mutlu olma çabasıdır, eylemleri çıkarıları doğrultusunda olsa da başkasının aksi düşüncesine sebep olacağını bildiği için, başkasının zaaf-zayıf yanını bencil duygu ve egolarına kurban edebilir.
bu aynı zamanda kimseyi kaybetmek istemediği ve birilerinin kendilerine zıt eylemin farkına varıp küçük düşürmemesi. aşağılamaması adına saklar ve buna sır der.
netice sonucu eğer hata yapmışsa. veya planladığı biçimde sona ermemişse kullandığı iyi niyetlerin tahrip ihtimaline karşı kendinde gizler-susar gerçeği açıklama gereği korku ve endişeye sebep olur.
bu duyguyu olay ve kişiler ile alakası olmayan. kişilerin susacağı veya hak vereceği biçimde tek taraflı anlatarak gururunu okşatır bir sonraki şahsi çıkar eylemi için farklı bir senaryo kurmasına zemin hazırlamaktan başka amacı yoktu.
itiraf iki tanımlıdır.
1 özgüvensiz olmak
2 hatanın açtığı tahribatın suçluluğunu istemsizce kabul edip anlatamamak.
itiraf diye bir şey yoktur (korku) vardır.
devamını gör...
coco
9 yaşın altındaki çocukların izlemesi konusunda bence dikkat edilmesi gereken bir filmdir. animasiyon olsa da ölümden, ölülerden bahsedilen bir film ve küçük yaş çocukları için korkutucu olabilir. ayrıca yine çocuklarla izleniyorsa islam inancına aykırı bir ölüm ve ölümden sonra hayat tahayyül edildiği belirtilmelidir. tabiki akabinde farklı kültürlere de saygı duymak zorunda olduğumuzu anlatalım.
devamını gör...
hallederiz
bakarız'ın bir boy büyüğü. "gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda en ufak bir fikrim yok ama seni şimdilik idare etmek zorundayım" anlamına gelir. hallederiz kadir tarafından sıkça kullanılır. ve örnekten de anlaşılacağı gibi, hiçbir zaman halledilemez.
devamını gör...
yazarların unutamadıkları dizi replikleri
jilet ahmet sevdiğimiz bir abimizdi. janti adamdı, adabı giyinmeyi çok iyi bilirdi. mesela ben bilmem.
çok gülerdi, ben gülmem.
bu kapıdaki arkadaş abi köye para dediğinde sırtını dönerdi. ben dönmem.
agop, abi beni kapıdan al dediğinde dalga geçerdi. ben geçmem
jilet ahmet sevdiğimiz bir abimizdi ama parayı da bi tuhaf dağıtırdı.
ne varsa elinde gene döner dolaşır onun elinde kalırdı. benim kalmaz.
bizde para masaya konur. herkes ihtiyacı kadarını alır.
jilet abim silahını adamına taşıtırdı. ben silahımı saklamam.
abim bu masaya şöyle fiyakalı, ama biraz da yamuk otururdu. ben arkamı arkadaşlara verince, şöyle yaslanırım bi geriye.
koltuk sende kalsın kardeş, arkamda durma yeter.
(bkz: ezel)
çok gülerdi, ben gülmem.
bu kapıdaki arkadaş abi köye para dediğinde sırtını dönerdi. ben dönmem.
agop, abi beni kapıdan al dediğinde dalga geçerdi. ben geçmem
jilet ahmet sevdiğimiz bir abimizdi ama parayı da bi tuhaf dağıtırdı.
ne varsa elinde gene döner dolaşır onun elinde kalırdı. benim kalmaz.
bizde para masaya konur. herkes ihtiyacı kadarını alır.
jilet abim silahını adamına taşıtırdı. ben silahımı saklamam.
abim bu masaya şöyle fiyakalı, ama biraz da yamuk otururdu. ben arkamı arkadaşlara verince, şöyle yaslanırım bi geriye.
koltuk sende kalsın kardeş, arkamda durma yeter.
(bkz: ezel)
devamını gör...
polonya
2010 yılında “katin katliamı” nı anma törenleri için, devlet zirvesini rusya’ ya taşıyan uçağın düşmesiyle yakın tarihinin en büyük faciasını yaşamış ülke.
bu elim kazada 96 kişi hayatını kaybetti ve ölenler arasında cumhurbaşkanı ve eşi, genelkurmay başkanı, merkez bankası başkanı, dışişleri bakan yardımcısı ve meclis başkan yardımcısı gibi üst düzey devlet yöneticileri vardı.
hatta kazayı rusya’nın düzenlediğine dair komplo teorileri gündemi bir süre işgal etti.
bu elim kazada 96 kişi hayatını kaybetti ve ölenler arasında cumhurbaşkanı ve eşi, genelkurmay başkanı, merkez bankası başkanı, dışişleri bakan yardımcısı ve meclis başkan yardımcısı gibi üst düzey devlet yöneticileri vardı.
hatta kazayı rusya’nın düzenlediğine dair komplo teorileri gündemi bir süre işgal etti.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
öğleden sonraları hep bi afallarım
hemen koşar kahvemi alırım
etraftan ürkek ceylan olarak anılmaya başladım
kanma, yanılırsın delikanlım.
hemen koşar kahvemi alırım
etraftan ürkek ceylan olarak anılmaya başladım
kanma, yanılırsın delikanlım.
devamını gör...
thales
thales, milattan önce 7. yüzyılda yaşamış bir filozoftur. thales aydın ili çevresinde olan miletos okulunun kurucusudur. ve tarihte ilk filozof olarak bilinir. kendisi filozof, matematikçi, denizci ve tüccardır. matematik, astronomi, ticaret ve geometri üzerine çalışmalar yapmıştır.
yukarıda özet olarak bir çok özelliğin bahsettim. bahsetmediğim thalesin arke nedir sorusuna verdiği cevaptır. bunu uzun bir şekilde aşağıda anlatacağım. kısaca söylemek gerekirse thales arkhe nedir* sorusuna "su" cevabını vermiştir.
thales, yunan filozofu olan sokrates öncesi filozofların ilkidir. miletos okulunun kurucusu olduğundan bahsetmiştim. bu okuldan çıkan 3 önemli filozof daha vardır. bunlar thalesin öğrencisi olan anaksimandros, ve anaksimandros'un öğrencisi olan anaksimenes'dir. bu iki filozofun ise arkhe problemine farklı cevapları vardır.
thales neden ilk filozof olarak biliniyor. bunu basitçe şöyle anlatabilirim. yazıyı ilk bulan uygarlık hangisiydi. evet sümerlerdi. peki başka uygarlıklar yazıyı bulmamış mıydı. belki diğer kıtalarda kilometrelerce uzaktaki diğer uygarlıklar da yazıyla ilgili gelişmeler yapmıştı. ama bizim en eski bulduğumuz yazı sümerlere ait olduğu için yazıyı bulan uygarlığın sümerler olduğunu biliyoruz.* thalesin ilk filozof olarak seçilmesi de böyledir. thalesten daha eski felsefik kaynakları bulamadığımız için en eski felsefik görüşe sahip olan kişiyi yani thalesi ilk filozof olarak kabul ediyoruz.
thales döneminde bulunan diğer bilginlere göre çok farklıydı. thalesi farklı yapan ise felsefik soruları doğayı inceleyerek cevaplamaya çalışmasıydı. hatta şöyle anlatılır. thales bir gün yolda yürürken kuyuya düşmüş. bir köle kadın thalese "sürekli göklere bakmaktan ayağının altındaki görmüyorsun" diyerek çıkışmış. ne de olsa o dönemdeki bilginler asosyal, dünyayla bağlantısını koparmış sürekli kağıtlara bakmaktan gözlerine karalar inmiş kişiler olarak bilinirdi. ama thales farklıydı.
thales sürekli denizde yolculuk eder mesleği olan ticaret işiyle uğraşırdı. ve gittiği her yerdeki bilgileri öğrenir toplar ve kendi memleketine getirirdi. diğer uygarlıklar bilgileri toplaması uğraş verici ve önemli bir şeydi. yaptığı yolculuklarda mısırdan, babilden ve fenikeden önemli bilgiler elde etmişti. işte bu noktada arkhe problemine geçiş yapmanın zamanı geldiğini düşünüyorum.
thales mısır'a yaptığı yolculuklarda mısır kahinlerinin öğrencisi olmuştu. mısır'daki öğrencilik yıllarında öğrendiği şeylerden birisi mısırlıların dünyayı ve ayı yaratan şeyin güneş olduğuna inanmasıydı. yani mısır uygarlığı güneşi tanrı (yaratıcı) olarak görmekteydi. thales bu bilgiyi kendi süzgecinden geçirerek, güneşin bir yaratıcı olmadığını ve güneşinde dünyayı oluşturan maddelerden oluştuğunu öne sürmüştü. hatta ayda dünyanın maddeleri ile oluşmuştu. thalesin düşünme şekli böyleydi. "kim" yerine "ne" sorusuna odaklanıyordu. dünyayı kim oluşturdu değil dünyayı ne oluşturdu, dünyayı oluşturan madde neydi gibi sorulara odaklanıyordu.
babile yaptığı yolculuklarında öğrendiği şeylerden birisi ise babil halkının dünyayı oluşturanın tiamat ana olduğuna inanmalarıydı. thales sular tanrısı tiamatın dünyayı yaratmadığını düşünüyordu. ama buradan etkilenmiş olmalı ki her şeyi oluşturan maddenin su olduğunu düşünmüştü. çünkü su yaşamın kaynağıydı. su girdiği kabın şeklini alabiliyordu, o zaman her şekle girebilen bir madde dünyadaki her şeyi de oluşturabilirdi. hem su olmayan yerde yaşamda olmazdı. işte bu yüzden thales arkhe problemine su cevabını vermişti. ve daha uygun başka bir madde bulamamıştı.
thales her maddenin sudan oluştuğunu ve maddelerin yoktan var olmadığını, vardan da yok olmadığını söylüyordu. su hem katı hem sıvı hemde gaz halinde bulunabilir. bunu değişim geçirerek yaptığını öne atmıştı.fark ettiyseniz günümüz biliminde hiçbir maddenin yoktan var olmadığı ve vardan yok olmadığı söylenir. felsefe bir şekilde bilimin gelişimine de katkı sağlıyordu.
miletos okulunda yer alan diğer filozoflara gelecek olursak onları uzun uzun anlatmayacağım.* ama kısa bir şekilde arkhe problemine verdiği cevapları söylemek gerekirse; thalesin öğrencisi anaksimandros arkhenin apeiron yani sonsuzluk olduğunu söylemişti. bunun nedeni o zamanlar bilim hızla gelişiyordu ve insanlar yeryüzünü aşıp gökyüzünü öğrenmeye başlamıştı. gökyüzünde sonsuz bir evren vardı. anaksimandros ancak her şeyi oluşturan maddenin sonsuz olacağını düşünmüştü. su olamazdı çünkü suların oluşturduğu denizlerin ve okyanusların bile bir kıyısı, sınırı vardı.
anaksimenes ise hocası anaksimandros'un bile anlatamadığı sonsuzluğu kabul etmemişti. anaksimenes ise arkhenin hava olacağını söylemişti. çünkü hava dünyayı dolduruyordu. bulutlar, yağmur, kar, dolu hepsi havadan oluşuyordu. su buharlaşıp hava oluyordu yine ağaç yanıp duman yani hava oluyordu. anaksimenes hava taneciklerinin birbirine yaklaşarak ve uzaklaşarak diğer maddeleri oluşturduğu söylemişti. o günlerde en küçük taneciğin kum olduğu sanılırdı. anaksimenes kumdan küçük taneciklerin olduğunu sezmiş olmalı.
yukarıda özet olarak bir çok özelliğin bahsettim. bahsetmediğim thalesin arke nedir sorusuna verdiği cevaptır. bunu uzun bir şekilde aşağıda anlatacağım. kısaca söylemek gerekirse thales arkhe nedir* sorusuna "su" cevabını vermiştir.
thales, yunan filozofu olan sokrates öncesi filozofların ilkidir. miletos okulunun kurucusu olduğundan bahsetmiştim. bu okuldan çıkan 3 önemli filozof daha vardır. bunlar thalesin öğrencisi olan anaksimandros, ve anaksimandros'un öğrencisi olan anaksimenes'dir. bu iki filozofun ise arkhe problemine farklı cevapları vardır.
thales neden ilk filozof olarak biliniyor. bunu basitçe şöyle anlatabilirim. yazıyı ilk bulan uygarlık hangisiydi. evet sümerlerdi. peki başka uygarlıklar yazıyı bulmamış mıydı. belki diğer kıtalarda kilometrelerce uzaktaki diğer uygarlıklar da yazıyla ilgili gelişmeler yapmıştı. ama bizim en eski bulduğumuz yazı sümerlere ait olduğu için yazıyı bulan uygarlığın sümerler olduğunu biliyoruz.* thalesin ilk filozof olarak seçilmesi de böyledir. thalesten daha eski felsefik kaynakları bulamadığımız için en eski felsefik görüşe sahip olan kişiyi yani thalesi ilk filozof olarak kabul ediyoruz.
thales döneminde bulunan diğer bilginlere göre çok farklıydı. thalesi farklı yapan ise felsefik soruları doğayı inceleyerek cevaplamaya çalışmasıydı. hatta şöyle anlatılır. thales bir gün yolda yürürken kuyuya düşmüş. bir köle kadın thalese "sürekli göklere bakmaktan ayağının altındaki görmüyorsun" diyerek çıkışmış. ne de olsa o dönemdeki bilginler asosyal, dünyayla bağlantısını koparmış sürekli kağıtlara bakmaktan gözlerine karalar inmiş kişiler olarak bilinirdi. ama thales farklıydı.
thales sürekli denizde yolculuk eder mesleği olan ticaret işiyle uğraşırdı. ve gittiği her yerdeki bilgileri öğrenir toplar ve kendi memleketine getirirdi. diğer uygarlıklar bilgileri toplaması uğraş verici ve önemli bir şeydi. yaptığı yolculuklarda mısırdan, babilden ve fenikeden önemli bilgiler elde etmişti. işte bu noktada arkhe problemine geçiş yapmanın zamanı geldiğini düşünüyorum.
thales mısır'a yaptığı yolculuklarda mısır kahinlerinin öğrencisi olmuştu. mısır'daki öğrencilik yıllarında öğrendiği şeylerden birisi mısırlıların dünyayı ve ayı yaratan şeyin güneş olduğuna inanmasıydı. yani mısır uygarlığı güneşi tanrı (yaratıcı) olarak görmekteydi. thales bu bilgiyi kendi süzgecinden geçirerek, güneşin bir yaratıcı olmadığını ve güneşinde dünyayı oluşturan maddelerden oluştuğunu öne sürmüştü. hatta ayda dünyanın maddeleri ile oluşmuştu. thalesin düşünme şekli böyleydi. "kim" yerine "ne" sorusuna odaklanıyordu. dünyayı kim oluşturdu değil dünyayı ne oluşturdu, dünyayı oluşturan madde neydi gibi sorulara odaklanıyordu.
babile yaptığı yolculuklarında öğrendiği şeylerden birisi ise babil halkının dünyayı oluşturanın tiamat ana olduğuna inanmalarıydı. thales sular tanrısı tiamatın dünyayı yaratmadığını düşünüyordu. ama buradan etkilenmiş olmalı ki her şeyi oluşturan maddenin su olduğunu düşünmüştü. çünkü su yaşamın kaynağıydı. su girdiği kabın şeklini alabiliyordu, o zaman her şekle girebilen bir madde dünyadaki her şeyi de oluşturabilirdi. hem su olmayan yerde yaşamda olmazdı. işte bu yüzden thales arkhe problemine su cevabını vermişti. ve daha uygun başka bir madde bulamamıştı.
thales her maddenin sudan oluştuğunu ve maddelerin yoktan var olmadığını, vardan da yok olmadığını söylüyordu. su hem katı hem sıvı hemde gaz halinde bulunabilir. bunu değişim geçirerek yaptığını öne atmıştı.fark ettiyseniz günümüz biliminde hiçbir maddenin yoktan var olmadığı ve vardan yok olmadığı söylenir. felsefe bir şekilde bilimin gelişimine de katkı sağlıyordu.
miletos okulunda yer alan diğer filozoflara gelecek olursak onları uzun uzun anlatmayacağım.* ama kısa bir şekilde arkhe problemine verdiği cevapları söylemek gerekirse; thalesin öğrencisi anaksimandros arkhenin apeiron yani sonsuzluk olduğunu söylemişti. bunun nedeni o zamanlar bilim hızla gelişiyordu ve insanlar yeryüzünü aşıp gökyüzünü öğrenmeye başlamıştı. gökyüzünde sonsuz bir evren vardı. anaksimandros ancak her şeyi oluşturan maddenin sonsuz olacağını düşünmüştü. su olamazdı çünkü suların oluşturduğu denizlerin ve okyanusların bile bir kıyısı, sınırı vardı.
anaksimenes ise hocası anaksimandros'un bile anlatamadığı sonsuzluğu kabul etmemişti. anaksimenes ise arkhenin hava olacağını söylemişti. çünkü hava dünyayı dolduruyordu. bulutlar, yağmur, kar, dolu hepsi havadan oluşuyordu. su buharlaşıp hava oluyordu yine ağaç yanıp duman yani hava oluyordu. anaksimenes hava taneciklerinin birbirine yaklaşarak ve uzaklaşarak diğer maddeleri oluşturduğu söylemişti. o günlerde en küçük taneciğin kum olduğu sanılırdı. anaksimenes kumdan küçük taneciklerin olduğunu sezmiş olmalı.
devamını gör...
yaşar kemal
türk edebiyatı'nın en iyi romancısı, van'dan adana'ya göçerek çukurova'nın yoğun zenginliğine kendini kaptırmış büyük yazar. vasat şair.
devamını gör...
ukde doldurmak
bir ara yapmaya çalıştığım ama ilgi ve bilgi sahibi olmadığım ukde konularının çoğunluğu nedeniyle artık pek yapamadığım eylem.
bu arada, yalan yanlış açılmış başlıklar var ukde olarak bırakılan. daha doğrusu hatalı başlıklar var. örneğin "ukde bırakmak" başlığını ukde olarak bırakmaya çalışan ama "ukde p brakmak" gibi yanlış yazarak başlığın açılmasını imkânsız hale getiren arkadaşlar var (örnek olarak salladım. tam olarak bu şekilde bir başlık yok, benzerleri var.) bazıları çoktan açıldığı halde orada hâlâ ukde var olan benzer başlıklar da var.
moderatörlere biraz daha iş bindirmek istemem ama o listenin biraz temizlenmesi gerekiyor sanırım.
bu arada, yalan yanlış açılmış başlıklar var ukde olarak bırakılan. daha doğrusu hatalı başlıklar var. örneğin "ukde bırakmak" başlığını ukde olarak bırakmaya çalışan ama "ukde p brakmak" gibi yanlış yazarak başlığın açılmasını imkânsız hale getiren arkadaşlar var (örnek olarak salladım. tam olarak bu şekilde bir başlık yok, benzerleri var.) bazıları çoktan açıldığı halde orada hâlâ ukde var olan benzer başlıklar da var.
moderatörlere biraz daha iş bindirmek istemem ama o listenin biraz temizlenmesi gerekiyor sanırım.
devamını gör...
erkeğe yakışmayan şeyler
ben genel olarak iki cinsiyete de tespih sallamayı ve bulundurmayı yakıştıramıyorum ya, garip bir şekilde itici geliyor bana.
devamını gör...
yazarların bıktığı durumlar
sıkılmaktan, beklenen değişimin gelmemesinden, dönüp dolaşıp aynı yere gelmekten, aynı şeyleri yapmaktan, aynı kelimeleri kullanmaktan, şu an bunları yazmaktan...
devamını gör...
sinirli kadınları sakinleştirme yolları
bir süre yanına yaklaşmayın, sonra ufak ufak özürler ve lütfen!* minik adımlarla yanına yürümeye başlayın.
devamını gör...
eyluling
kendisine öyle yanarlı dönerli içkiler yerine bomonti filtresiz ile talip olabileceğim, talipleri çok olan davşan kişisi.*
edit: bomonti filtresiz sevmiyormuş, uzlaşamadık.*
edit: bomonti filtresiz sevmiyormuş, uzlaşamadık.*
devamını gör...
dış görünüşünü beğendiğine ayrı beğenmediğine ayrı davranan insan
hiç sevmem, nefret ederim hatta.
beğendiği kişiye ballı ballı cümleler söylerken sizi beğenmediyse zoraki konuşur.
kapıları ardına kadar beğendiğine açarken size açtığı kapıyı bırakır şlak diye yüzünüze çarptırır.
dile geldiğinde ayhh dış görünüşe göre insan ayırmam ben diye konuşur ama ortama güzel bir kadın/erkek geldiğinde bu dediklerinden eser kalmaz.
çok sığ buluyorum böyle insancıkları.
neye açlar neden böyle davranıyorlar bilmiyorum.
beğendiği kişiye ballı ballı cümleler söylerken sizi beğenmediyse zoraki konuşur.
kapıları ardına kadar beğendiğine açarken size açtığı kapıyı bırakır şlak diye yüzünüze çarptırır.
dile geldiğinde ayhh dış görünüşe göre insan ayırmam ben diye konuşur ama ortama güzel bir kadın/erkek geldiğinde bu dediklerinden eser kalmaz.
çok sığ buluyorum böyle insancıkları.
neye açlar neden böyle davranıyorlar bilmiyorum.
devamını gör...
yazarların başına gelen en ihtimal dışı olay
her zamanki gibi geç kaldığım dershaneye gitmek için evden çıktım. hızlı hızlı yürürken, bir anda ilk önce sol ayağım bir şeye takıldı, tık diye bir ses geldi. bir adım daha attıktan sonra ayaklarım düğüm oldu, caddenin ortasında ahtapot gibi can çekişerek yere düştüm. yere oturduğum anda iki ayağımın birden plastik ambalaj çemberinin * içine girdiğini gördüm. çok geniş olmayan çembere bakarak ''adımlarımı geniş aralıklarla atmama rağmen nasıl iki ayağımın bu çembere girmiş olduğunu'' düşündüm.
gerçekten o dar çembere iki ayağımın girmiş olması mantık dışıydı. elbette insanların böyle bir çemberi çöpe değil de sokağın ortasına atması ayrı bir skandaldı. o çemberin kesici özelliği olduğunu, adım atmaya çalışırken kanayan bileğim yüzünden tecrübe ettim. hızlıca eve dönüp, kafa tatili yaptım.
en bilinen haliyle eşya taşınırken kutuların açılmaması için kullanılan plastik kalın ip diyebiliriz.
buradan
(bkz: yolda yürürken yaşanan garip durumlar)
gerçekten o dar çembere iki ayağımın girmiş olması mantık dışıydı. elbette insanların böyle bir çemberi çöpe değil de sokağın ortasına atması ayrı bir skandaldı. o çemberin kesici özelliği olduğunu, adım atmaya çalışırken kanayan bileğim yüzünden tecrübe ettim. hızlıca eve dönüp, kafa tatili yaptım.
en bilinen haliyle eşya taşınırken kutuların açılmaması için kullanılan plastik kalın ip diyebiliriz.
buradan
(bkz: yolda yürürken yaşanan garip durumlar)
devamını gör...
chinese li hua kedisi
--- alıntı ---
chinese li hua, adında da anlaşıldığı gibi çin’de görülen bir kedi türüdür. ancak adı li hua (lee-wah) olarak telaffuz edilmektedir. sebebi ise çin’in gayri resmi kedi türü olmasıdır. ayrıca yüzyıllardır çin’de yaşadığı bilinmekte olup, chinese li hua kedisi en eski kedi türlerinden bir tanesi olduğu varsayılmaktadır. ancak son zamanlarda bir cins olarak görülmektedir.
chinese li hua kedisi şubat 2010 yılı itibari ile cat fanciers association tarafından miscellaneous class sınıfı kedi olarak kabul edilmiştir. doğal bir ırk olma özelliğine sahip olan chinese li hua kedisi aynı zamanda li mao, lu hua mau, li hua, fragon li, li hua mau ve chinese li hua olarak adlandırılmaktadır.
chinese li hua kedisi oldukça akıllı, sadık ve sevecen kişilikleri ile insan ilişkileri bir hayli kuvvetli bir kedi türü olarak bilinmektedir. ancak asıl onları ünlü yapan fare ve haşerelere karşı avcı bir yeteneğinin bulunması ve kemirgenleri dahi alma becerisi olmaktadır.
rivayete göre chinese li hua kedisinin sabah saatlerinde gazeteyi almayı öğrendiği iddia edilmektedir. ayrıca chinese li hua sahibi olan çinlilerin onlar için bir tören düzenlediği söylenmektedir.
chinese li hua kedisi kısa ve kalın tüy yapısı ile oldukça sağlıklı bir görünüme sahiptir. tüy yapısında yer alan farklı renk tonları ile chinese li hua genellikle kökten siyah, ortası açık sarı ve uçları kahve tonlarına sahiptir. bazen mouse coat olarak da tarif edilmektedir.
chinese li hua yüz yapısı altıgeni andırmaktadır. ağzın üst köşesinde yer alan siyah lekeler li hua’ya gülümseme görünümü katmaktadır. gözleri ise oldukça parlak ve büyük olup yeşil, sarı ve kahverengi tonlarına sahiptir. olgunlaşma süreci oldukça yavaş ilerleyen chinese li hua kedisi yaklaşık olarak 3 yaşına kadar gelişimini tamamlaması sürmektedir.
--- alıntı --- buradan


chinese li hua, adında da anlaşıldığı gibi çin’de görülen bir kedi türüdür. ancak adı li hua (lee-wah) olarak telaffuz edilmektedir. sebebi ise çin’in gayri resmi kedi türü olmasıdır. ayrıca yüzyıllardır çin’de yaşadığı bilinmekte olup, chinese li hua kedisi en eski kedi türlerinden bir tanesi olduğu varsayılmaktadır. ancak son zamanlarda bir cins olarak görülmektedir.
chinese li hua kedisi şubat 2010 yılı itibari ile cat fanciers association tarafından miscellaneous class sınıfı kedi olarak kabul edilmiştir. doğal bir ırk olma özelliğine sahip olan chinese li hua kedisi aynı zamanda li mao, lu hua mau, li hua, fragon li, li hua mau ve chinese li hua olarak adlandırılmaktadır.
chinese li hua kedisi oldukça akıllı, sadık ve sevecen kişilikleri ile insan ilişkileri bir hayli kuvvetli bir kedi türü olarak bilinmektedir. ancak asıl onları ünlü yapan fare ve haşerelere karşı avcı bir yeteneğinin bulunması ve kemirgenleri dahi alma becerisi olmaktadır.
rivayete göre chinese li hua kedisinin sabah saatlerinde gazeteyi almayı öğrendiği iddia edilmektedir. ayrıca chinese li hua sahibi olan çinlilerin onlar için bir tören düzenlediği söylenmektedir.
chinese li hua kedisi kısa ve kalın tüy yapısı ile oldukça sağlıklı bir görünüme sahiptir. tüy yapısında yer alan farklı renk tonları ile chinese li hua genellikle kökten siyah, ortası açık sarı ve uçları kahve tonlarına sahiptir. bazen mouse coat olarak da tarif edilmektedir.
chinese li hua yüz yapısı altıgeni andırmaktadır. ağzın üst köşesinde yer alan siyah lekeler li hua’ya gülümseme görünümü katmaktadır. gözleri ise oldukça parlak ve büyük olup yeşil, sarı ve kahverengi tonlarına sahiptir. olgunlaşma süreci oldukça yavaş ilerleyen chinese li hua kedisi yaklaşık olarak 3 yaşına kadar gelişimini tamamlaması sürmektedir.
--- alıntı --- buradan


devamını gör...
soul
2020 pixar ve walt disney yapımı olup pete docter tarafından yönetilen harika bir dram, komedi animasyonudur. kişinin hayat amacını bulmasıyla ilgili hoş bir eser olarak pek çok kişiye ilham olabilecek bir yapım. yönetmenin önceki eserleri "yukarı bak, ters yüz " adlı animasyonları izleyenler sanırım buna da bayılacak. görselliği gerçekten harıka olup konusuyla da etkileyici.
devamını gör...


