21 nisan 1955 istanbul doğumlu yazar ve şairdir.

eser listesi

mahmud ile yezida, 1980
osmanlıya dair hikâyat, 1981
“boyacıköy’de kanlı bir aşk cinayeti” (1982) (öykü)
taziye, 1982
kum saati, 1984
son istanbul, 1985
sahtiyan, 1985
cenk hikâyeleri, 1986
kırk oda, 1987
lal masallar, 1989
eski 45'likler, 1989
yaz sinemaları, 1989
mırıldandıklarım, 1990
yaz geçer, 1992
yaz geçer - özel basım, 1992
geyikler lanetler, 1992
bir garip orhan veli, 1993
oda, poster ve şeylerin kederi, 1993
omayra, 1993
kaf dağının önü, 1994
metal, 1994
murathan’95, 1996
li rojhilatê dilê min, 1996
paranın cinleri, 1997
başkasının hayatı, 1997
dağınık yatak, 1997
dört kişilik bahçe, 1997
oyunlar intiharlar şarkılar, 1997
mürekkep balığı, 1997
başkalarının gecesi, 1997
metinler kitabı, 1998
üç aynalı kırk oda, 1999
doğduğum yüzyıla veda, 1999
meskalin, 2000
soğuk büfe, 2001
erkekler için divan, 2001
yüksek topuklar, 2002
7 mühür, 2002
timsah sokak şiirleri, 2003
yabancı hayvanlar, 2003
çador, 2004
13+1, 2004
bir kutu daha, 2004
beşpeşe, 2004 (elif şafak, pınar kür, faruk ulay, celil oker ile birlikte)
eteğimdeki taşlar, 2004
elli parça, 2005
söz vermiş şarkılar, 2006
kâğıt taş kumaş, 2007
kullanılmış biletler, 2007
yedi kapılı kırk oda, 2007
dağ, 2007
kadından kentler, 2008
bazı yazlar uzaktan geçer, 2009
hayat atölyesi, 2009
eldivenler hikayeler, 2009
ikinci hayvan, 2010
gelecek, 2010
kibrit çöpleri, 2011
şairin romanı, 2011
aşkın cep defteri, 2012
bir dersim hikayesi, 2012
li rojhilate dile min/kalbimin doğusunda, 2012
tuğla, 2012
mutfak, 2013
kadınlar arasında, 2014
merhaba asker, 2014
devamını gör...

ölümcül bir yaz sıcağıyla beraber çok çılgın bi karar ile balkonda yatma kararı aldığımda başıma gelen hadisedir.
önceden uyarılsam da tecrübe edicez ya illa ansını satim. ama onlar beni soğuktan dolayı uyarmışlardı. her neyse, uykuya dalarken atmosfer müthiş... üzerimde yldızlı gök, içimde ahlak yasası hesabı. böyle self-romantic bir gecede nasıl uyanırsam beğenirsiniz. ağzımdan arı sokarak... evet ağzımdan.. evet arı.. evet sokarak...
devamını gör...

- hiç bitmeyecek mi senin okuman?
bitmeyecek

- hiç mi?
hiç.

- niyetin katip olmak mı?
hayır

- ya?
insan olmak.

türk edebiyatının usta yazarlarından biridir orhan kemal.
devamını gör...

'körlerin en fenası, görmek istemeyendir.'
paulo coelho - aldatmak
devamını gör...

bazen müşterilerin çıldırttığı durumlar da yaşanabilmektedir. eskilerden efsane bir görüşme:

devamını gör...

uçabiliyorum. kanıtlamak zorunda da değilim .
devamını gör...

göz göze gelmek.
devamını gör...

hayal kırıklığıyla sonuçlanır. daha sonra "her insan gibi sen de yalan çıktın" gibi sitemlerde bulunulur.
devamını gör...

(bkz: john lennon wall)
prag'da yer olan bu duvar, the beatles grubunun üyesi john lennon'ın vurularak hayatını kaybetmesinin ardından, onun anısına yapılan graffiti ve şiirlerle anıtlaştırılmaktadır. duvarda yer alan çizimlerle yazılar barışı ve sevgiyi temsil eder.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ayın 152. si olmuşum. nerede bu kankalar (!)
devamını gör...

herkesin en doğal hakkıdır.

buna bütün kendi inançlarım ve değerlerim ile alay edilmesi de dahildir.

sizin küçük inançcıklarınız insanların ifade özgürlüğünden değerli değil yani.*
devamını gör...

romanya metrosu

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

madem daha önce kimse söylememiş, o halde merhaba.
devamını gör...

sigarayı bırakınca bira öksüz kalır diye düşünenler çay, kahve hatta su hariç her şey için aynı şeyi düşünür. öyle gibi gelir.*
ama şöyle bir düşününce aslında birçok mekanda çayı-kahveyi ya da birayı sigarasız içmek zorunda kalıyoruz. ve anlık bir zorunluluk olduğu için o an aynı kayıp psikolojiye de girmiyoruz.
yani demem o ki sanırım o tat alınır hatta daha lezzetli gelme ihtimali bile vardır. *
devamını gör...

üç gündür bir adamın totosuna kaçan bardağı konuşuyoruz. harika vallahi. yalnız toto da totoymuş ha.
devamını gör...

evrenin hiç durmadan büyüdüğünü, sonsuzun dibindeki kara deliklerin aç bir karıncayiyen gibi önüne gelen her şeyi yalayıp yuttuğunu, bu kara deliklerin aslında kara olmadığını ve karşıt düzleminde, yokluktan aktığına inandığım medusa şelalesiyle madde dönüşümünü tamamladığını hepimiz biliyor muyuz?

muhtemelen hayır.

zaten ben de yukarıda yazılanların %37'sini uydurdum.

her nanosaniyede bir, kara deliklerin emme gücüne karşı koyamayan piko-gezegenlerin yokluğa karışıp adı geçen şelaleden partiküller halinde tekrar evrene karıştığını hayal ediyorum. oldukça olası. sahiden, plüton da cüce gezegen olmuştu değil mi?

ya da mesela bundan 12 yıl önce geldiğim bir yol ayrımı yüzünden dört milyon ışık yılı uzakta yaşayan alternatif sevişilinebilizite'nin varlığı da oldukça olası. gerçi, neden alternatif olan o ki, neden kendimi orijinal görüyorum? haha, neden ille de biri orijinal olmak zorunda!?

izlediğim dizilerin, filmlerin, okuduğum kitapların etkisindeyim. doctor who, nanopartiküllerin zaman akseleratöründe uğradığı transformasyonu açıklar ve termal tamponu havalandırıp dümen regülatörünü çalıştırarak aynı anda zyton kristallerini kızartır ve böylece asla bozulmaması gereken uzay-zaman sürekliliğini korur.

ve sevişilinebilizite, bütün bunlara anlam vermek gibi beyhude bir uğraş içinde doctor'ın ağzından çıkan her bir kelimeyi sindirmeye çabalar. müthişliğine karşı koyamamakta, doctor'ın her cümlesinde eriyip gitmektedir. muazzam çekiciliği karşısında, evrene aşık olmaktan korkar: "ya beni de yutarsa?"

evreni tanımlamanın imkansızlığını şöyle açıklayabilirim sanırım: bu amaçla yapılan her çalışma, çözüme yanaşmak şöyle dursun, zaten düğüm olmuş soru işaretlerine bir düğüm daha atmaktan başka hiçbir işe yaramaz. fakat bu durum asla umutsuzluğa düşürmez insanı; daha fazla merak, daha fazla heyecan anlamına gelir her zaman. çözülemeyen her düğüm aslında açılan yepyeni bir kapıdır. düşün dünyası uçsuz bucaksız olduğu müddet, yani bu sonsuz zaman diliminde, yani insan düşünebildiği ölçüde, yani merak ettiği sürece ya da anlamaya çalıştığı; kapılar teker teker aralanacak fakat muhtemelen evrenin büyük sırrı çözülemeyecektir. buradaki en büyük ikilem de budur; evreni araştıran adam, çözüme yakınlaştığı her an zevkten çıldıracak gibi olur fakat asla "çözdüm" demek istemez. gizem her şeydir.

düşünceye dalıyorum, dalalım mesela;

...paralel evren teorisi ya da zamanda ve mekanda yolculuk paradoksları ve aslında ben varmışım da yokmuşum durumları belki ya da doctor gibi herhangi bir zamana ait olmamak zamanın içine doğmak onu sabit noktalar barındıran bir bütün olarak görmek zamanın herhangi bir noktasına herhangi bir anda müdahale edebilme gücünü elinde tutmak ve hatta zamanın başını ve hatta sonunu görmek bilmek yine de sürprizlerle dolu evrenin kelebek etkisini yadsıyamamak her an şekil değiştiren zamanı takip etmeye çalışırken delice eğlenmek belki ve korkmak ya da kurtarılan onlarca yüzlerce binlerce insan ya da dokunulan tek bir tozun bile bilmediğin tanımadığın dünyanın öteki ucundaki bir insanın hayatını kökten etkileyeceğini bilmek bunu bile bile vazgeçememek kontrolü kolayca kaybedebileceğinin bilincinde duruma çevreye ve esasında kendine hakim olmak için bütün sinir sistemini ve aynı anda atan iki kalbinin tüm gücünü kullanmak...

astronomi ve evrenbilim ile ilgili elle tutulur hiçbir bilgim yok. henüz.

delice araştırmaya başlamadan hemen önceki andayım.

sadece başlangıç noktamı kaydetmek istiyorum.

p.s. halk dilinde evrenin "büyük yılan" anlamına geldiğini biliyor muydunuz? muazzam, kıvrımlı, korkunç ve aç. ne ironik!
devamını gör...

rus edebiyatının kurucularından ve en büyük isimlerinden biri olarak görülen aleksandr puşkin, bu kitabında haksızlık karşısında boyun eğmeyen ancak aşkı için boyun eğen dubrovski karakterini öne çıkarıyor. o dönemin toprak sahipliğine de vurgu yapması yönünden güzel bir eser.
devamını gör...

evlenmek nedir boşandım bile lan. eski eşimin de tanımlarını şikayet ettim. hesabında "kalbimiz seninle" yazıyor. nafakayı yoldaşın hesabına gönderiyorum. o iletiyor.
devamını gör...

(bkz: bitmeyen kavga)
john steinbeck'in 1930ların işçi sınıfı mücadelesini anlattığı kitabıdır.

" adı joy'du. kızıllardandı. anladınız değil mi ? bir kızıldı o. sizin gibilerin her zaman yeterli aşı ve kuru bir yatağı olması gerektiğine inananlardandı. kendisi için hiçbir şey istemezdi. o bir kızıldı." mac haykırdı. " ne olduğunu iyi anladınız mı ? pisliğin biri, devletin gözünde tehlikeli kişiydi. yüzüne dikkat edeniniz oldu mu bilmem, dövülmekten yamyassı olmuştu. aynasızlar kızıl diye onu bu hale koymuşlardı. elleri kırıktı, çenesi paramparçaydı. bir grev sırasında ön safta yeni gelen işçileri engellemeye çalışırken kırmışlardı çenesini. sonra onu içeri tıktılar. doktor geldi, onu görünce " lanet olası bir kızılı tedavi etmem," deyip çekip gitti. joy dağılmış çenesiyle orada öylece yatıyordu. tehlikeli biriydi doğru, çünkü sizin gibilerin karnı iyice doysun istiyordu." sesi gitgide alçaldı. uzman gözüyle etrafı inceledi. yüzlerin gerildiğini, ne dediğini duymak için herkesin kulak kabartarak öne doğru eğildiklerini görebiliyordu. "evet, tanırdım onu." sonra birden sesini yükseltti. " peki siz onun için ne yapacaksınız? onu ıslak bir çukura atıp üstünü çamurla mı örteceksiniz? sonra da arkanızı dönüp gideceksiniz, öyle mi ?"
kalabalığın içinde bir kadın hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
"o sizin için savaşıyordu," diye bağırdı mac. " bunu unutacak mısınız!"
kalabalıktaki işçilerden biri " tanrı aşkına, asla!" diye haykırdı.
mac bastırıyordu. " onu vurup öldürmelerine seyirci mi kalacaksınız?"
bu defa sesler koro halinde yükseldi. " haaa-yııııır!"
mac sesini alçalttı. " çamur çukuruna atıverip gidecek misiniz yoksa?"
"haaa-yııır!" artık bedenler hafifçe dalgalanmaya başlamıştı.
" kavgası sizin içindi. onu unutacak mısınız?"
"haaa-yııır!"
"şimdi yürüyerek kasabanın içinden geçeceğiz. o lanet olası aynasızların bizi durdurmalarına izin verecek misiniz?"
ortalık gürledi. " haaa-yııır!" kalabalık aynı tempoda dalgalandı. toparlanıp gereken cevaba hazırdılar.
mac bu defa ritmi bozdu. kalabalıktakiler şaşırmıştı. mac alçak sesle," bu ufacık tefecik adam hepimizin ruhudur," dedi.
"onun için dua etmeyeceğiz. onun duaya ihtiyacı yok. bizim de duayla işimiz yok. şimdi bize sopa lazım!" sy 196

"sanırım bu grevi kaybedeceğiz. fakat burada o kadar gürültü koparttık ki ,herhalde pamukta greve gerek kalmayacak. şimdi gazeteler bizim olay çıkardığımızı yazıyor. ama biz işçilere bir arada mücadele etmeyi öğrettik ; işçilerin bir araya geldiğinde gittikçe daha büyük , daha büyük bir kitle haline gelebildiğini gösterdik ,anlıyor musun? kaybetsek ne çıkar ki ? yaklaşık bin işçi burada nasıl greve gidildiğini öğrendi. bütün işçilere bir arada mücadele etmenin gerekliliğini öğrettiğimizde belki... belki torgas vadisi , bu vadinin büyük kısmı üç kişinin elinde kalmayacak artık . bir işçi daldan elma kopardı diye hapse girmeyecek ,anlıyor musun ? fiyatı yüksek tutmak için elmaları nehre dökemeyecekler . hele senin ve benim gibi insanların bağırsaklarını çalıştırmak için elmaya ihtiyacı varken , anlıyor musun ? bütüne bakmalısın london , yalnızca bu küçük greve değil." sy 244

steinbeck bu romanda özellikle örgütlü hareket etmenin önemine vurgu yapıyor. tek tek işçilerin karakterlerinin düşüncelerin çok önemli olmadığını ama büyük gruplar halinde hepsinin farklı tek bir kimliğe büründüğünü gösteriyor. bunu sağlamak için ana karakterlerimiz mac ile jimin propagandalarını bol bol görüyoruz. hatta bir bölümde mac, joya grup içinde propaganda yapmaktan vazgeçmesini ve kendi adamlarımız birbirlerini ikna etmeye daha fazla zaman harcıyor diye sitem etmesini okuyoruz. mac yine bir bölümde şartların kabul edilmeyerek grevin olabildiğince uzamasını ister, bu sayede işçiler nasıl örgütlü eylem yapılır, nasıl grev yapılır bunları daha iyi kavrayacaklarına inanır. onun için önemli olan mücadeleyi kazanmak ya da kaybetmek değildir, ki zaten kaybetmek söz konusu değildir. önemli olan mücadelenin sürekli daha büyük örgütlü gruplar halinde verilmesidir.
devamını gör...

hayır üstüne bir de takip edip mesaj atması gerekiyordu.
erkenden yola çıkmayın,sizi çok üzerler.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim