bir abinizin normal sözlük gözlemleri
abimiz olduğunu iddaa eden yazarın katılmadığım tespitleridir. burası arena programı memleket meselesi dolu başlıklar açılacak ya da haber sitesimi sürekli memlekette vuku bulan olaylarla ilgili başlık açılacak onlara tanım girilip yorumlar yazılacak. varsın bir yazar 14 yaşında olsun saçmalasın da saçmalasın! bana göre sözlük deşarj olma yeri, sosyal rahatlama platformu adam günlük hayatta aman nederler aman rezilmi olurum korkusuyla baskıladığı duygularını burada dışa vurabilir, ne var bunda yani hakaret olmadığı sürece her başlığa tanıma amenna. bazen saçmalamak rezil olmak boş olmakta da güzel. şair dediği gibi ne kadar rezil olursak o kadar iyi. kafa sözlüğün kafa haber kafa güncel kafamemleketmeselesi, kafadolubaşlık, kafaentellektüeltanımlarsitesi, kafaergendışıbaşlık v.s olmaması dileğiyle.
devamını gör...
normal sözlük'teki en iyi nick
şimdi ananı laciverde boyadım
havalı bence...
havalı bence...
devamını gör...
hissettiğin yaş sorunsalı
biraz evvel mahalledeki 10-13 yaş arası cocuklarla saklambaç oynayıp geldim. söyleyeceklerim bu kadar
devamını gör...
yazarların en sevmediği şey
yalan,iftira,saygısızlık.
devamını gör...
kırmızı saçlı kadın
orhan pamuk'un okuduğum ilk kitabı. evet daha önce nasıl okumazsın nidalarını duyar gibiyim (kimden duyacaksam :d)
neyse işin şakası bir yana okuduğum yazılara bakılırsa orhan pamuk severlerinin pek sevmediği bir kitap olmuş kırmızı saçlı kadın. ama sanırım benim gibi ilk kez okuyanlar yine benim gibi sevecektir.
kitabın konusuna şöyle genel hatlarıyla bakarsak , kitap cem adında henüz lise çağındaki gencin babasının kendilerini bırakıp gitmesi sonrası annesi ile istanbul'dan gebze'ye giderek bir kuyucunun yanında çırak olarak çalışmaya başlaması ile başlıyor. cem bu süre zarfında hem baba eksikliğiyle hem babasının yerine koyduğu ustasıyla hem de bu iki karakterin üzerinde oluşturduğu otorite ile savaşırken bir de şehre tiyatro oynamaya gelen kendinden yaşça büyük kırmızı saçlı bir kadına aşık olarak daha da karmaşıklaştırıyor içini. sonrası da zaten bunun etrafında şekilleniyor ama öyle bir şekilleniyor ki hem bir oğlun babasını öldürüp annesiyle birlikte olduğu sophokles'in ''kral oidipus'unu'' okuyor hem de karşısındakinin oğlu olduğunu bilmeden oğlunu öldüren firdevsi'nin ''rüstem ve sürhab''ını.
babayı öldüren oğullar, oğlunu öldüren babalar.. bunun etrafında şekillenen efsaneler, efsanelerin bir gün gerçekleşeceğine olan inanç ve sonunda gerçekleşmesi..
bu efsanelerle cem'in babasına karşı duyduğu duygular, çok sonradan oğluna karşı duydukları..
beni esas şaşırtan nokta ise cem'in babasını aşkı olan kırmızı saçlı kadınla beraber olup ondan bir oğlu olması ve sonra oğlunun kendi katili olmasıydı. kitapta sürekli bahsettiği gibi ''efsaneler inanılırsa gerçekleşir'' çok fazla inanılan şeylerin bir şekilde gerçekleşmesi gibi.
orhan pamuk severler sevmemişler ama bence kendisini tanımaya başlamakta belki doğru olmasa da güzel bir kitap.
okuyun, okutturun..
neyse işin şakası bir yana okuduğum yazılara bakılırsa orhan pamuk severlerinin pek sevmediği bir kitap olmuş kırmızı saçlı kadın. ama sanırım benim gibi ilk kez okuyanlar yine benim gibi sevecektir.
kitabın konusuna şöyle genel hatlarıyla bakarsak , kitap cem adında henüz lise çağındaki gencin babasının kendilerini bırakıp gitmesi sonrası annesi ile istanbul'dan gebze'ye giderek bir kuyucunun yanında çırak olarak çalışmaya başlaması ile başlıyor. cem bu süre zarfında hem baba eksikliğiyle hem babasının yerine koyduğu ustasıyla hem de bu iki karakterin üzerinde oluşturduğu otorite ile savaşırken bir de şehre tiyatro oynamaya gelen kendinden yaşça büyük kırmızı saçlı bir kadına aşık olarak daha da karmaşıklaştırıyor içini. sonrası da zaten bunun etrafında şekilleniyor ama öyle bir şekilleniyor ki hem bir oğlun babasını öldürüp annesiyle birlikte olduğu sophokles'in ''kral oidipus'unu'' okuyor hem de karşısındakinin oğlu olduğunu bilmeden oğlunu öldüren firdevsi'nin ''rüstem ve sürhab''ını.
babayı öldüren oğullar, oğlunu öldüren babalar.. bunun etrafında şekillenen efsaneler, efsanelerin bir gün gerçekleşeceğine olan inanç ve sonunda gerçekleşmesi..
bu efsanelerle cem'in babasına karşı duyduğu duygular, çok sonradan oğluna karşı duydukları..
beni esas şaşırtan nokta ise cem'in babasını aşkı olan kırmızı saçlı kadınla beraber olup ondan bir oğlu olması ve sonra oğlunun kendi katili olmasıydı. kitapta sürekli bahsettiği gibi ''efsaneler inanılırsa gerçekleşir'' çok fazla inanılan şeylerin bir şekilde gerçekleşmesi gibi.
orhan pamuk severler sevmemişler ama bence kendisini tanımaya başlamakta belki doğru olmasa da güzel bir kitap.
okuyun, okutturun..
devamını gör...
ben orada değildim üstelik siz de yoktunuz
senaryolarında, dergi köşelerinde yazdıklarında, kitaplarında anlattıklarında, kullandığı dilde, ettiği beddua ve küfürlerde, aktarmak istediklerini anlatırken yaptığı şakalarda buram buram 90’lar kokusu aldığım ve çok fazla sevdiğim bir kalem burak aksak...
bu kitap da içinde yukarıda saydıklarımı fazlasıyla barındıran, onlarca mini öykü ve denemelerden oluşan bir öykü kitabı...
yermek için söylemiyorum fakat çıkaracağı işlerin hemen arefesinde; anlamsız bir ‘popüler kültür uğrunda yitirir miyiz’ endişesi taşıyorum.
nitekim, bu kitabında da endişelerimin yersiz olmadığını gördüğümü üzülerek belirtmek isterim.
burak aksak’ın mizahını seviyorum. gerçekten çok seviyorum.
dolandırmadan bodoslama konuya dalışını da seviyorum, absürt ve alışılagelenin çok dışında kurgusunu da...
lakin bu kitap biraz şey koktu burnuma okurken:
yazmış olmak için yazmış..
içinde çok beğendiğim hikayeler de var elbet. sizlerin de beğeneceğini öngörüyorum. lakin bazıları gerçekten okurken; “keşke yazmasaydın be abicim...” dedirtmedi desem yalan olur.
kitap kötü değil.
ama iyi de değil.
kitabın kalınlığına aldanmayın çünkü gayet büyük puntolarla basılmış.
illa ki yüreğinizde bir kaç yere dokunacak bir kaç satır barındırıyor içinde. bunu rahatlıkla söyleyebilirim ama;
kurban olayım burak hoca,
zorlamayla olmuyor işte sen de farkındasın, biliyorum.
yazasın yoksa yazma n’olur.
çünkü çok belli oluyor...
yine de meraklıları okuduğuna pişman olmayacaktır.
bu kitap da içinde yukarıda saydıklarımı fazlasıyla barındıran, onlarca mini öykü ve denemelerden oluşan bir öykü kitabı...
yermek için söylemiyorum fakat çıkaracağı işlerin hemen arefesinde; anlamsız bir ‘popüler kültür uğrunda yitirir miyiz’ endişesi taşıyorum.
nitekim, bu kitabında da endişelerimin yersiz olmadığını gördüğümü üzülerek belirtmek isterim.
burak aksak’ın mizahını seviyorum. gerçekten çok seviyorum.
dolandırmadan bodoslama konuya dalışını da seviyorum, absürt ve alışılagelenin çok dışında kurgusunu da...
lakin bu kitap biraz şey koktu burnuma okurken:
yazmış olmak için yazmış..
içinde çok beğendiğim hikayeler de var elbet. sizlerin de beğeneceğini öngörüyorum. lakin bazıları gerçekten okurken; “keşke yazmasaydın be abicim...” dedirtmedi desem yalan olur.
kitap kötü değil.
ama iyi de değil.
kitabın kalınlığına aldanmayın çünkü gayet büyük puntolarla basılmış.
illa ki yüreğinizde bir kaç yere dokunacak bir kaç satır barındırıyor içinde. bunu rahatlıkla söyleyebilirim ama;
kurban olayım burak hoca,
zorlamayla olmuyor işte sen de farkındasın, biliyorum.
yazasın yoksa yazma n’olur.
çünkü çok belli oluyor...
yine de meraklıları okuduğuna pişman olmayacaktır.
devamını gör...
chicxulub krateri
chicxulub kratesi, amerika kıt'asında meksika'nın yucatan yarım adası altında gömülüp kalmış olan prehistorik diye nitelendirdiğimiz bir göktaşı krateridir. kraterin merkezi, ona ismini de vermiş olan kasaba chicxulub kasabasının yakınlarındadır. bu kraterin oluşumuna yol açmış olan meteorun dünyamıza çarpmasının zamanı hakkında yapılan araştırmalara göre "kretase-paleojen sınırı" (k-pg sınırı) ile denk geldiği düşünülmekte olup, kraterin etkilerinden en büyüğünün uçma yeteneği olmayan dinozorların soyunun tükenmesine neden olduğu düşünülmektedir. ayrıca bu çarpmanın diğer bir büyük etkisi ise deprem ve haliyle 1500 kilometre ötede meydana gelen dev tsunamiler olmuştur.
kraterin çapı 110 mil yani bizim anlayacağımız tabirle 180 kilometreden fazladır. kraterin oluşumunda rol alan meteorun çarptığı yerin derinliği ise 30 kilometre civarındadır. kesinliği tespit edilmiş olan; dünyamıza çarpması sonucu olduğu doğrulanan en büyük krater yapısıdır. bu kraterin oluşmasına sebep olan meteorun çapının en az 12 kilometre (7 mil) olduğu düşünülmektedir.

chicxulub krateri, 1970'li yılların sonlarına doğru yucatan yarım adasında petrol ararken keşfedildi. jeofizikçiler antonio camargo ve glen penfield bu keşfi gerçekleştiren bilim insanları olarak tarihe isimlerini yazdırmayı başardılar. glen penfield'in, aslına bakacak olursak eğer bu devasa yapının krater olduğuna dair herhangi bir kanıt bulamadığından arayışından vazgeçtiği söylenmektedir işin başında. calgary üniversitesi yerbilimi bölümünde görevli alan r. hildebrand ile kurduğu temaslardan sonra bunun bir krater olabileceğine dair araştırmalara geri dönmüş ve bu konuya yoğunlaşmaya başlamıştır.

yapılan araştırmalara göre; oluşan bu kraterde, meteorun çarpma ekseni hakkındaki bulgular arasında şok kuvars, yer çekimi anomalileri ve çevresindeki alanlarda tektitler bulunmuştur. bu bulgular içinde, kayaçların yaşı hesaplandığı taktirde, chicxulub kraterinin oluşumuna yol açmış olan meteorun 66 milyon yıl kadar süre önce kretase diye adlandırdığımız dönemin bitmesine yakın zamanlarda bu çarpmanın meydana geldiğini göstermektedir.
görseller google'den alınmıştır.
kaynakça:
1- wikipedia
2- evrimagaci.org
3- bbc.com
kraterin çapı 110 mil yani bizim anlayacağımız tabirle 180 kilometreden fazladır. kraterin oluşumunda rol alan meteorun çarptığı yerin derinliği ise 30 kilometre civarındadır. kesinliği tespit edilmiş olan; dünyamıza çarpması sonucu olduğu doğrulanan en büyük krater yapısıdır. bu kraterin oluşmasına sebep olan meteorun çapının en az 12 kilometre (7 mil) olduğu düşünülmektedir.

chicxulub krateri, 1970'li yılların sonlarına doğru yucatan yarım adasında petrol ararken keşfedildi. jeofizikçiler antonio camargo ve glen penfield bu keşfi gerçekleştiren bilim insanları olarak tarihe isimlerini yazdırmayı başardılar. glen penfield'in, aslına bakacak olursak eğer bu devasa yapının krater olduğuna dair herhangi bir kanıt bulamadığından arayışından vazgeçtiği söylenmektedir işin başında. calgary üniversitesi yerbilimi bölümünde görevli alan r. hildebrand ile kurduğu temaslardan sonra bunun bir krater olabileceğine dair araştırmalara geri dönmüş ve bu konuya yoğunlaşmaya başlamıştır.

yapılan araştırmalara göre; oluşan bu kraterde, meteorun çarpma ekseni hakkındaki bulgular arasında şok kuvars, yer çekimi anomalileri ve çevresindeki alanlarda tektitler bulunmuştur. bu bulgular içinde, kayaçların yaşı hesaplandığı taktirde, chicxulub kraterinin oluşumuna yol açmış olan meteorun 66 milyon yıl kadar süre önce kretase diye adlandırdığımız dönemin bitmesine yakın zamanlarda bu çarpmanın meydana geldiğini göstermektedir.
görseller google'den alınmıştır.
kaynakça:
1- wikipedia
2- evrimagaci.org
3- bbc.com
devamını gör...
uzaya gönderilen türkçe mesaj
devamını gör...
hayvanların mesleği olsaydı kim ne olurdu sorusu
siyah panter - dedektif
puma - gizli ajan
kaplan - asker
domuz - siyasetçi
aslan - oyuncu
timsah - istihbaratçı
ayı - bodyguard
kedi - doktor
köpek balığı - bekçi
yunus - cankurtaran
goril - uyuşturucu karteli
puma - gizli ajan
kaplan - asker
domuz - siyasetçi
aslan - oyuncu
timsah - istihbaratçı
ayı - bodyguard
kedi - doktor
köpek balığı - bekçi
yunus - cankurtaran
goril - uyuşturucu karteli
devamını gör...
normal sözlük'e damgasını vuran yazarlar
bal porsuğu damgasını vurup imzasını atmıştır.
devamını gör...
sadece lazım olunca akla gelen şeyler
sim kartı telefondan çıkartmaya yarayan, iğneye benzer zımbırtı.
devamını gör...
çoğu müslümanın dinini bilmemesi
islam dininin tanımı %98 oranında müslümanlar için= domuz eti yememek. geri kalan herşey için tövbe kapısı açık mömin kardeşlerime.
devamını gör...
örnek vatandaş (yazar)
açtığı başlıklara hayran olduğum yazar.
devamını gör...
saygı duyulan bitkiler
devamını gör...
yeni tanışılan kişiye emoji mi atsam random mı tereddütü
karşımdaki insan ne atarsa onu atıyorum. her şekilde gülebilirim ben.*
edit: başlık başa kalmış.*
edit: başlık başa kalmış.*
devamını gör...
ankara’da nerede ne yenir
esat hassas'taki aspava'da döner dürüm,
tunalı'daki kıtır'da kumpir,
kızılay yüksel'deki sr döner'de tavuk dürüm,
herhangi bir tadım pizza'da pizza...
tunalı'daki kıtır'da kumpir,
kızılay yüksel'deki sr döner'de tavuk dürüm,
herhangi bir tadım pizza'da pizza...
devamını gör...
kanal istanbul ödemelerini sizden söke söke alırlar
bak şimdi devlet şöyle işler;
iktidar değişti o şantiyeye narkotik baskın yapar, sürekli denetleme gelir, mali denetleme gelir, çalışma bakanlığı gelir, şantiye yoluna olmayacak hız sinirlari gelir devlet engellemek isterse.engeller dahası o karadeniz feodalizminin temsilcisi beşli çete inim inim inler, zamanında yetiştiremez ihale iptal olsun diye yalvarir.
edit:bazı arkadaşlar sormuş yapılabilir mi diye evet yapılabilir hali hazırda ihaleleri istemedikleri biri dürüst bir fiyata alınca yapıyorlar bilin istedim.
iktidar değişti o şantiyeye narkotik baskın yapar, sürekli denetleme gelir, mali denetleme gelir, çalışma bakanlığı gelir, şantiye yoluna olmayacak hız sinirlari gelir devlet engellemek isterse.engeller dahası o karadeniz feodalizminin temsilcisi beşli çete inim inim inler, zamanında yetiştiremez ihale iptal olsun diye yalvarir.
edit:bazı arkadaşlar sormuş yapılabilir mi diye evet yapılabilir hali hazırda ihaleleri istemedikleri biri dürüst bir fiyata alınca yapıyorlar bilin istedim.
devamını gör...
artı oylar gizli kalsın kampanyası
artı'yı kaldır, eksi'yi getir.
negatiflik ruhumuza işlemiş...
negatiflik ruhumuza işlemiş...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
manipülasyona açık olmak... evet maalesef bazı davranışlarımızla manipülatörlerin ağına düşüyoruz, sonra da bizimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlar. mesela, kendimizi anlatma ve onaylanma isteğimiz. kendinizi her anlattığınızda sizi anlamıyormuş gibi yaparlar. muhtemelen siz iyi niyetli, saf birisiniz ve bir gün gelecek, ona kendimi anlatabileceğim ve bir gün gelecek bana hak verecek umuduyla kendinizi anlatır durursunuz ama o sizi anlamıyormuş gibi yaparak manipüle eder, ayarlarınızı bozar, dengenizi altüst eder. şimdi her seferinde aynı tongaya düşmenin anlamı ne? bu kısırdöngüden ancak kendimizi anlatmaktan vazgeçerek kurtulabiliriz. kısa cümlelerle geçiştirerek, onay beklemeden kendi arkamızda durarak manipüle edilmekten kurtuluruz. o sizin içinizdeki çocuğun onaylanma isteğinin farkında ve bunu esirgeyerek kontrolü elinde tutuyor. başkasından onay beklemeden kendi kendimizi onaylamayı öğrenirsek, o da ayarlarımızı bozamaz. manipülatörün oyununu bozmak, bizim elimizde. kendimizle* yüzleşecek kadar cesur olursak, hiç kimse bizi üzemez, yoramaz, incitemez ve manipüle edemez.
devamını gör...
