'sıçrarken bir yerimize zeval gelmez inş. dinimiz amin.' diyeceğim başlıktır.
devamını gör...

sandalye olmak isterdim. düşünsene üstüne oturan tüm ...lere rağmen ayakta duruyorsun.
devamını gör...

dal birgün kırılır ama insanı düşürmeyecek olan kendi kanatlarıdır.
devamını gör...

koreli bir ailenin gurbet hikayesini izlediğimiz, lee ısaac chung tarafından yazılıp yönetilen dram filmidir.

film genel olarak çok güzel alt metinler içeren sakin bir film olmuş.
seyirci izlerken karakter analizi yaparken buluyor kendisini yeterince analiz edenler filmden keyif alacaklardır.
ben şahsen böyle usul usul işleyen ve bir anlam çıkarmamızı sağlayan dram filmlerine bayılıyorum hem ders alıyorum hem hüzne boğulmadan dram izliyorum.


film dediğim gibi koreli bir ailenin amerika'da bir eyalete taşınıp çiftçilik ile uğraşmasını anlatıyor.
bir gurbet ve çaresizlik hikayesi yazan ve yöneten abimiz şiirsel bir anlatımla bize aktarıyor olanları.
araları son derece negatif bir çift , kalbi hasta tatlı küçük bir çocuk , küçük yaşında sırtına fazlasıyla yük binmiş kız kardeş ve garip büyükanne.
geçim sıkıntısı yüzünden aralarında problem olan çiftimizin erkek bireyi ailesine bakma derdinde ve bunu çiftçilik yaparak yapmak ve amerika'da kore ürünleri satarak parayı kırmak istiyor.
kadın birey ise eve benzemeyen evden ve sürekli geçim sıkıntısı yaşamaktan bezmiş durumda üstelik küçük oğlu kalp hastası.
böyle kurgulanmış bir hikayenin içindeki hakikatleri aramaya çalışıyoruz filmi izlerken ayrıca güzel müzik kullanımı ve ortalama üstü bir sinematografi sunuyor.

hikayenin sonunda doğru yere ekilen minari tohumu aileye umut veriyor. gariban minari tohumu kimseden hizmet beklemeden kendi halinde büyüyor ve yetişiyor en sonunda ailenin elinde sadece minari kalıyor.
baba uğraşıyor çabalıyor ama minari tohumundan alacağı faydayı alamıyor sonuç olarak minariye kalıyor.
anne taşındıkları yeri ve o evi sevmiyor ama o çevre ailenin küçük oğlunun sağlığına kavuşmasını sağlıyor.
anneanne torununa güzel öğütler veriyor ve sabah inme iniyor sağlığını kaybediyor.
yine anneanne yanlışlıkla babanın bütün emeklerini hiç ediyor ama ailenin yan yana aynı ortamda uyumalarını sağlıyor ve aile beraber olmanın önemini anlıyor.
benim anladığım hakikatler bunlardı üstüne bol bol düşünülmesi gereken güzel bir film olmuş.



ha unutmadan film 6 dalda aday olmuş ve filmin yapımcılığını brad pitt üstlenmiş.
tavsiye edebileceğim lezzetli bir film izleyecek yazarlara iyi seyirler.
devamını gör...

vokalinin sesine bayıldığım ve hakikaten çok iyi şarkıları olan alternatif müzik grubu. yeni yeni parçalar çıkarmalarıyla değerlenmeye başladıkları döneme giriş yaptılar şu sıralar ve gerçekten daha da fazlasını hak ettiklerini düşünüyorum.





devamını gör...

önemli şahsiyettir aynı zamanda çipte taktırmayacaktır.
devamını gör...

son zamanlarda iyice artmış olan yazarcık davranışı.
sürekli şikayet eden insanları sevmiyorum.
sevmediğim şikayetçi olduğum yerden giderim.
garip garip herkes herşeyi sahipleniyor. mal mısınız ya? sarmıyorsa basar giderim banane.

sanki dersin çığır açmış gibi "tanımlarımızı sileniyoruz, gidemiyoruz." malsınız bak çok ciddi söylüyorum aşırı derecede malsınız. yazdığı tanımlara bakıyorum waow birşey yok. sanki özgün bilimsel çalışmalarını açtı buraya. "burnunu oyan kız" tanımını alıp sözlükten nasıl defolup gidemiyorsun ya?
devamını gör...

çoğu şeyi bilmiyorum. çok açığım var bilgi konusunda.
devamını gör...

omurgalı canlılardan, suda ve karada yaşayabilen yılan, kurbağa, kaplumbağa, kertenkele, timsah vb. hayvanları içine alan sınıf.
devamını gör...

amerikalı el yapımı spor araçlar üreten saleen tarafından 2000-2009 yılları arasında üretilen süpersport otomobil.. amerika menşeili 5. üretilmiş ortadan motorlu araç olarak da geçer.. motoru komple alüminyumdan saleen tarafından bizzat yapılmış, (ford'un kullandığı small block isimli motor serisinden) üst kapakta ciddi modifiyelerle 427 kübik inç (7.0 litre) olarak geliştirilmiştir ki, bu oldukça büyük bir başarıdır çünkü bu kadar yüksek hacimlerde genellikle ford fe-big block isimli büyük motor serisi kullanılır.. saleen bu modifiyelerle 7.0 litre gibi büyük bir hacime rağmen boyutları küçük bir motor geliştirmiştir ki, aracın ağırlı 1300 kg'dur.. 7.0 litre motordan turbosuz 550 hp güç elde edebilmişlerdir.. 2005 yılında, garrett marka ikiz turbo kullanarak, 750 hp gücünde s7 twin turbo modelini çıkarmışlardır..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
aracın şase komple karbon fiber'den üretilmiştir.. aerodinamisi o kadar iyidir ki, saatte 160 mph yani 260 km/h'ın üstünde araç, kendi ağırlığı kadar yere basma kuvveti uygular.. yani teorik olarak bu araç, 260 km/h'ın üzerinde bir hızla, bir tünelin tavanında, yere düşmeden gidebilir..*
atmosferik motorlu modeli'nin 0-100'ü, 2.8 saniyedir.. son hızı ise 386 km/h'tır..
twin turbo'lu modelinin ise son hızı 400 km/h'tır..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
s7 lm isimli çinli motor sporları ekibi jiangsu secco automobile technology corporation ile ortak olarak 2017 yılında geliştirilmiş bir modeli vardır.. aerodinamik güncellemeler, komple yarış odaklı iç kısım yapılmıştır.. (yarış koltukları dijital gösterge vs..) bu modelde 1300 hp güç alınmıştır.. 2019 yılında aracın gücünün 1500 hp'ye çıkarıldığı duyurulmuştur.. 0-100'ü 2.2 saniye son hızı ise 480 km/h olduğu iddia edilmektedir..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
s7r isimli çeşitli motor sporları için yapılmış yarış odaklı modeli de vardır.. le mans gibi, gt yarışları gibi organizasyonlarda başarılar elde etmiştir..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bizimkilere baklava almıştım. vizyonsuzluk budur
devamını gör...

"dünyada yaşam sona erip insanlar başka bir gezegene giderse hacca nasıl gideriz?"
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ne en zeki olan hayatta kalır, ne en güçlü olan; hayatta kalan değişime adapte olabilen ve içinde bulunduğu çevredeki değişime en iyi uyum sağlayabilendir.
charles darwin
devamını gör...

sesiyle;
nice derin aşk yaralarına merhem oldu, tanımadığı sevgilini tarif etti, hırçın duyguları dinginleştirdi, sevgiliyi affettirdi, eski aşkları hatırlattı, zamanda yolculuk yaptırdı, hüzünlendirdi, umutlandırdı. farkında değildi belki ama onu dinleme şansına sahip olanlar için çok şey yaptı.

gidişiyle;
dağıttı... boğaz düğümledi... zaman yolculuğu makinesinin fişini çekti... yaşlı hissettirdi...

ışık ve sevgiyle...
devamını gör...

italyan yazar/şair cesare pavese'in 1952 yılında basıma sunulan, günlük türünün örneklerinden biri olan kitabı.

gençliğini geçirdiği köyü ve oradaki yaşantısını yansıttığı bu kitap, yazarın kişiliğine dair ipuçları vermekle birlikte; bugün dahi esiri olduğumuz duyguları yansıtmakta. liseye yeni başladığım zamanlarda okumuştum, geçenlerde tekrar okudum ve daha önce anlamadığım şeyleri anladım. günlük olduğu belli oluyor ve bazı yerlerde istemsiz sıkıyor insanı fakat yazar öyle cümleler yazmış ki... neyse, devam edelim.

yazılanları okumaya başladığınız zaman içten içe "ulan ortada intiharlık ne var?" diye düşünmeden edemiyorsunuz. ben okurken böyle düşündüm, inkar edemem çünkü yazar gayet bilgi birikimli ifadelerle şiirden bahsediyor, okuduğu şair/yazar kişileri eleştiriyordu fakat kelimelerin sihrini çözünce işin sandığınız gibi olmadığını anlıyorsunuz. pavese, cümlelerinin içinde aslında manevi olarak çöküşünün üzerinde oluşturduğu boşluğu sıklıkla dile getiriyor. özellikle 1937 yılının altı kasımında, ki 1936 bana göre manevi çöküşün başladığı yıl ya da gün yüzüne çıktığı, 1937 ise yükselişi.

söylenene göre şair ülkesinin büyük edebiyat ödüllerinden birini kazandıktan sonra intihar etti ve bu intihar beklenmedik bir eylemdi. hatta can yayınları kitabın arkasına "başarılı bir hayat" diye not düşmüştü ancak pavese'in istediği büyük büyük ödüller, ünlü olmalar yahut benzerleri bir şey değildi. kendisi de açıkça "asıl başarısız insan mutlu bir evlilik dahi yapmayı başaramamış biridir" demiş, başarısızlığını tek cümlede göstermişti.

zaten aldatılması, sevdiği kadın tarafından yüz üstü bırakılıp diğer kadınlara da düşman olmuş olması bize ön bilgi tadında bir şeyler söylemişti. bilemiyorum, belki de fazla derin düşünüyorumdur fakat şundan eminim ki pavese kendince başarısızdı. hayatının bir anlamı yoktu. o da günlüklerin başlarında bahsettiği "kendini yok etmek" eylemini devreye soktu. başka ne yapılabilirdi, bir kadın tarafından sevilmemişti bile.

dedektif gibi her cümlenin altında bir anlam arayınca okunması hayli zevkli olan bir kitaptı. okumanızı öneririm, böylece yaşadığımız hayatın anlamını yitirmesi bize neler yaptırır görmüş olursunuz. şimdiden keyifli okumalar dilerim.
biraz karamsar ve nihilist tarzda yazılmış. okurken kendinizi tezer özlü'yü okuyormuş gibi hissediyorsunuz çünkü ikisinin karamsar duruşu birbirine çok benziyor lakin her sayfasında olmasa bile iki sayfada bir altını çizebileceğiniz muazzam cümleler görüyorsunuz.

mesela;
"cömertçe, başkalarının acılarını paylaşarak yaşayamayan insan, kendi acısını dayanılmaz bir yoğunlukta duymakla cezalandırılır."

"başka bir insan olmaya çalışmak boş bir çaba. insan için ilginç olan, o eski kişiliğin yeni yaşantılara nasıl bir tepki göstereceğidir."

edit: imla.
devamını gör...

türkiye cumhuriyeti'nde metre ölçü biriminin resmen kullanıma geçmesine kadar olan dönemde kullanılan ölçü birimidir.

osmanlı döneminde 1 arşın 70 santimetreye tekabül etmekteydi.
devamını gör...

vazgeçiyorsa olmayacağına inanmıştır, sorun kendinde değil karşıdadır. ömrünün sonuna kadar içinde ukte kalsa da olmayacak duaya amin demeyendir.
devamını gör...

buradan
her seferinde yeter dedikten sonra mutlaka daha beterine şahit olduğumuz olaylardan biri daha. ınstagramda takip ettiğim zikrettin adlı hesapta gördüm videolarını. acıdan birbirine sarılmış korkudan titreyen iki kedi. olay sakarya'da oluyor. gönüllü arkadaş, yani hesabın sahibi ahsen hanım kedileri besleme sırasında buluyor. büyücülük işi olduğu düşünülüyor. kedileri hemen istanbul'da donanımlı bir kliniğe aldırdı fakat dişi olan ertesi gün (heidi), erkek (peter) olan ise bugün enfeksiyondan öldü. ahsen'in ağlayarak çektiği video gözümün önünden gitmiyor. artık ne yapılacak bilmiyorum, gerçekten bu haberleri görmek beni cinnete sürüklemeye başladı. çıldıracak gibi oluyorum. yakalansalar bile ceza almayacaklar. bu hangi vicdana sığar? bu yasa ne zaman çıkacak? bizi yönetenler bu ülkenin gerçek sorunlarıyla ne zaman ilgilenecekler gerçekten aşırı merak ediyorum. ağlamak istiyorum. iki yavru kedinin çektiği acıda boğulun.
ilk bulundukları halin videosuburadan
devamını gör...

sonunda bu da oldu. türkiye hintli generalden de tehdit yedi.


hindistan başbakanı narendra modi'ye yakın isimlerden olan emekli general gagandeep bakshi, yunanistan ve hindistan'ın ege denizi'nde tatbikat yapabileceğini söyleyerek, hint donanmasının bir an önce ege denizi'ne gönderilmesi gerektiğini savundu. türkiye ve pakistan'ı "düşman" olarak olarak nitelendiren general, "ankara, hindistan ve yunanistan'a meydan okuyamaz. onların nihai hedefi avrupa'yı fethetmek" dedi.
buradan
bakalım daha neler göreceğiz dediğim durum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim