nüzhet gökdoğan
türkiye'nin ilk kadın gökbilimcisi ve ilk kadın dekanıdır.
türkiye'nin ilk bilim kadınlarından olan gökdoğan, 1954-1956 ve 1978-1980 yılları arasında istanbul üniversitesi fen fakültesi dekanlığı yapmıştır. 1958 yılından itibaren 22 yıl astronomi kürsüsü başkanlığı yapmıştır. aynı zamanda istanbul üniversitesi fen fakültesi astronomi kürsüsü'nün ilk türk doçenti olma unvanını da taşır. fen fakültesi kayıtlarındaki bir numaralı doktora tezi nüzhet gökdoğan'a aittir.
nüzhet gökdoğan, tübitak ulusal gözlemevi'nin kuruluş aşamasında aktif rol almıştır. yaşamı boyunca 6 ders kitabı çevirip 3 ders kitabı da yazmıştır. akademik yaşamında 13 bilimsel makalesi yayınlanmıştır.
24 nisan 2003 tarihinde vefat etmiştir.
türkiye'nin ilk bilim kadınlarından olan gökdoğan, 1954-1956 ve 1978-1980 yılları arasında istanbul üniversitesi fen fakültesi dekanlığı yapmıştır. 1958 yılından itibaren 22 yıl astronomi kürsüsü başkanlığı yapmıştır. aynı zamanda istanbul üniversitesi fen fakültesi astronomi kürsüsü'nün ilk türk doçenti olma unvanını da taşır. fen fakültesi kayıtlarındaki bir numaralı doktora tezi nüzhet gökdoğan'a aittir.
nüzhet gökdoğan, tübitak ulusal gözlemevi'nin kuruluş aşamasında aktif rol almıştır. yaşamı boyunca 6 ders kitabı çevirip 3 ders kitabı da yazmıştır. akademik yaşamında 13 bilimsel makalesi yayınlanmıştır.
24 nisan 2003 tarihinde vefat etmiştir.
devamını gör...
aşk yeniden
mekan: bir araba. nereye gittiğini hatırlamıyorum.
zaman: gece saatleri. 2 gibi sanırım. her yer karanlık dolayısıyla.
radyoda bu şarkı çalıyor. ben yarı uyanık bunu dinliyorum. çok hoşuma gidiyor.
bir iki yıl sonra kafama dank ediyor, aklımda kalan sözleri google amcaya soruyorum ve şarkının ismini öğreniyorum. güzel şarkıdır vesselam.
zaman: gece saatleri. 2 gibi sanırım. her yer karanlık dolayısıyla.
radyoda bu şarkı çalıyor. ben yarı uyanık bunu dinliyorum. çok hoşuma gidiyor.
bir iki yıl sonra kafama dank ediyor, aklımda kalan sözleri google amcaya soruyorum ve şarkının ismini öğreniyorum. güzel şarkıdır vesselam.
devamını gör...
gülombayır dostluk ve kaynaşlık derneği
yılmaz erdoğan’ın yazıp yönettiği organize işler sazan sarmalı filminde geçen ve ismiyle gönüllerde taht kurarken bir yandan da göreni hafiften bir işkillendiren kurgusal mekandır.
türkiye’de neredeyse hiçbir dayanışma derneği insanların dayanışması için kurulmamıştır. evet; okey, batak, ihale oynayarak insanlar dayanışmalarını pekiştirebilir belki ama bu bana çok da mantıklı gelmez. zaten günün sonunda bunları büyük bir çoğunluğunun ruhsatsız kumarhaneler olduğu ortaya çıkar ve bu şaşırılacak bir şey değildir.
gülombayır dostluk ve kaynaşlık derneği de aslında bir kumarhanedir ama kapıya açık açık kumarhane yazamayacakları için böyle bir isim tercih edilmiştir. gülombayır diye bir yer yoktur ama dayanışmak için gelen hemşehri sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.
sanchez bu derneğin çok önemli bir üyesidir. mekanın müdavimlerinin arasında çekiliş dolandırıcıları olduğunu da ondan öğreniriz. kendisi güler yüzlü ve sevimli bir insan olarak derneğin reklam yüzü gibidir. pokemon abisini basit bir soru ile şaşırtabilecek matematik bilgisine de sahiptir.
şimdi siz otuz altının kare kökünü düşünün, ben de çekilişten kazandığınız ipad’i paketleyeyim.
türkiye’de neredeyse hiçbir dayanışma derneği insanların dayanışması için kurulmamıştır. evet; okey, batak, ihale oynayarak insanlar dayanışmalarını pekiştirebilir belki ama bu bana çok da mantıklı gelmez. zaten günün sonunda bunları büyük bir çoğunluğunun ruhsatsız kumarhaneler olduğu ortaya çıkar ve bu şaşırılacak bir şey değildir.
gülombayır dostluk ve kaynaşlık derneği de aslında bir kumarhanedir ama kapıya açık açık kumarhane yazamayacakları için böyle bir isim tercih edilmiştir. gülombayır diye bir yer yoktur ama dayanışmak için gelen hemşehri sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.
sanchez bu derneğin çok önemli bir üyesidir. mekanın müdavimlerinin arasında çekiliş dolandırıcıları olduğunu da ondan öğreniriz. kendisi güler yüzlü ve sevimli bir insan olarak derneğin reklam yüzü gibidir. pokemon abisini basit bir soru ile şaşırtabilecek matematik bilgisine de sahiptir.
şimdi siz otuz altının kare kökünü düşünün, ben de çekilişten kazandığınız ipad’i paketleyeyim.
devamını gör...
karanlık
devamını gör...
melekler şehri
güzel filmdir. filmin genel özelliklerine insanolunbiraz zaten değinmiş. ben filmin hoşuma giden başka bir yönüne dikkat çekmek istiyorum. şimdi efendim nicolas cage'in oynadığı seth karakteri aslında filmin temel taşı. film vermek istediği mesajı bana göre bu karakter üzerinden veriyor. bu şeytanımsı meleklerin türlü türlü özellikleri var. misal bu arkadaşlar insan hayatının her evresine müdahil oluyorlar. insanların beyinlerini okuyorlar. duygu ve düşüncelerini çözümleyebiliyorlar. her insan başına bunlardan bir tane verilmiş. bildiğiniz insanları manipüle etmeye çalışıyorlar. işin daha ilginç tarafı bu zevat kütüphane de yaşıyor. orası da hiç hayra alamet değil. evet bütün bilgilere vakıflar. istedikleri her dili konuşuyorlar. birbirlerinden habersiz iş yapmıyorlar. yani özetle gizli tarikat gibi bir şey bunlar. güçleri ruhani olduğu içinde bunlarla baş edebilmek mümkün değil. insanlar onların varlığından bile habersiz. canları isterse, insanlara görünüp nanik yapıyorlar, istemezse de öyle ortalarda görünmeden geziniyorlar.
tüm mevzu da meggie ile başlıyor. seth, meggie'ye aşık olunca, ruhundaki pranganın farkına varıyor. lan diyor; ''ben nasıl bir örgütün içine düşmüşüm. her şey önceden kararlaştırılmış, verilen görevleri yapıyorum, sorgulama morgulama hak getire, benim bu ruhani ve ebedi varlığımda doğaçlamaya izin yok!'' işte bunu fark ettiği an zaten isyan meşalelerini yakıyor. bunu daha net görmesini sağlayan da nathaniel adındaki düşmüş bir melek.
aralarında şöyle bir sohbet geçiyor;
nathaniel: o, bu salaklara -insanları kast ediyor- evrenin en büyük hediyesini vermiş. bize vermez mi sanıyorsun?
seth: nedir o?
nathaniel: özgür irade!
bu farkındalığı yaşadıktan sonrada en büyük çabası iradesini özgürleştirmek üzerine oluyor. elbette o kısımla ilgili ipucu vermeyeceğim ki, filmi izlemeyenlerin tadı kaçmasın. bana kalırsa bu nokta filmin altını çizmek istediği en önemli nokta. insan acizdir, insan kolay manipüle edilir, insan hatalar silsilesidir vesaire vesaire... amma velâkin tüm bunlarla başa çıkabilmek için elinde önemli bir güç vardır. eğer farkına varır ve bu gücü kullanırsa, sürüdeki koyun olmaktan kurtulur ve kendisinin çobanı olur. bu filmin en sevdiğim yanı içinde ince ince barındırdığı mesajlar ve ''özgür irade'' göndermesidir.
izlenesi bir filmdir ama hepiniz özgür irade sahibi insanlarsınız izleyip, izlememek size kalmış. aslında yarınız mı desem. bilemedim yahu şimdi. kahir ekseriyet deyip yükü üzerimden atayım. * farkındalık güzel şeydir gerisini boş verin.
tüm mevzu da meggie ile başlıyor. seth, meggie'ye aşık olunca, ruhundaki pranganın farkına varıyor. lan diyor; ''ben nasıl bir örgütün içine düşmüşüm. her şey önceden kararlaştırılmış, verilen görevleri yapıyorum, sorgulama morgulama hak getire, benim bu ruhani ve ebedi varlığımda doğaçlamaya izin yok!'' işte bunu fark ettiği an zaten isyan meşalelerini yakıyor. bunu daha net görmesini sağlayan da nathaniel adındaki düşmüş bir melek.
aralarında şöyle bir sohbet geçiyor;
nathaniel: o, bu salaklara -insanları kast ediyor- evrenin en büyük hediyesini vermiş. bize vermez mi sanıyorsun?
seth: nedir o?
nathaniel: özgür irade!
bu farkındalığı yaşadıktan sonrada en büyük çabası iradesini özgürleştirmek üzerine oluyor. elbette o kısımla ilgili ipucu vermeyeceğim ki, filmi izlemeyenlerin tadı kaçmasın. bana kalırsa bu nokta filmin altını çizmek istediği en önemli nokta. insan acizdir, insan kolay manipüle edilir, insan hatalar silsilesidir vesaire vesaire... amma velâkin tüm bunlarla başa çıkabilmek için elinde önemli bir güç vardır. eğer farkına varır ve bu gücü kullanırsa, sürüdeki koyun olmaktan kurtulur ve kendisinin çobanı olur. bu filmin en sevdiğim yanı içinde ince ince barındırdığı mesajlar ve ''özgür irade'' göndermesidir.
izlenesi bir filmdir ama hepiniz özgür irade sahibi insanlarsınız izleyip, izlememek size kalmış. aslında yarınız mı desem. bilemedim yahu şimdi. kahir ekseriyet deyip yükü üzerimden atayım. * farkındalık güzel şeydir gerisini boş verin.
devamını gör...
kadın memesi
bakalım kaç sayfa tanım girilecek memedir. rekor gelir mi ne dersiniz dostlar? sonuca şaşırabilirsiniz. (bkz: swh)
devamını gör...
bulmacayı etrafındakilere çözdüren kişi
bulmacayı sen mi çözüyorsun biz mi dedirten kişidir, bulmaca çözemeyip etrafındakilerle bir etkileşime girmiş ve bir yerden sonra herkesin bulmacayı çözmeye başlamasına vesile olan kişidir.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
ben aslında düşündüğünüz gibi biri değilim.
devamını gör...
başarısız yemek yapma anısı
irmik helvası yapayım derken yanlışlıkla kocaman bir kaya parçası yapmam.
devamını gör...
ya kebikeç
eskiden yazma eserlerin sayfa başlarına veya kapaklarına güve ve kurt kemirmesin diye yazılan kelime.
devamını gör...
kendisiyle dalga geçebilen insan
benn.
öyle ki kimsenin benimle dalga geçmesine gerek kalmaz.
kendimi gömer gömer çıkarırım.
sonrada severim.
öyle ki kimsenin benimle dalga geçmesine gerek kalmaz.
kendimi gömer gömer çıkarırım.
sonrada severim.
devamını gör...
atatürk ve eşi latife hanım'ın en net görüntüleri
aşağıdan izlenebilecek görüntülerdir.
devamını gör...
gece sözlükte oluşan elit ortam
zeki insanlar geç uyur önermesini destekler nitelikte bir başlık. beni de aranıza alır mısınız? çünkü uyudum, uyandım.
devamını gör...
hayvanların mesleği olsaydı kim ne olurdu sorusu
develer tellal, pireler berber olurdu *.
devamını gör...
datça’da turistlere bakıp denize giren vatandaşa ceza
eşitlik ilkesinin bozulması, ayrımcılık yapılmasıdır. hukukun ve adaletin temel eşitlik prensibine aykırıdır.
devamını gör...



