system error a critical error has occurred and the process must be terminated.
devamını gör...

bir dönem çok fazla tercih edilen bir durumdu. belki hala öyledir emin değilim eskisi kadar sosyal olmadığımdan kimsenin hangi boyda sevgili istediği konusuna eğilemiyorum.

neyse efem bir arkadaşım vardı. (hala var ama işte kafam pek insan kaldırmadığından en son birkaç ay önce görüştüm.) kendileriyle bir diyalogumuz olmuştu başlığı görünce o geldi aklıma.

biriyle tanışmış onun üzerine konuşuyorduk. maddi durumu konuşuldu önce sonra 'ama boyu kısa ya' dedi. 'aa kaç ki?' dedim. bilmem 1.78-1.80 falan dedi. çizgi filmlerde ağız açılır ve çene düşer ya heh işte o an ben de o oldu. ruhumun ağzı açıldı ve çenesi düştü.

'iyi de senin boyun ne ki? adamın boyuna kısa diyorsun' dedim. arkadaş benden bile kısa bakın benden diyorum. ben kısayım o bendende kısa. 1.55 falan herhalde ben 1.60'ım. 'ay canım valla ben uzun seviyorum yanımda şöyle dimdik duracak' dedi.

o zamana kadar böyle bir kriterin varlığını bilmiyordum. sonra bir kaç kişiden daha duydum bunu. tabi geneli 1.60 civarı hatunlar. bir kompleks falan herhalde bu boy olayı emin değilim? boya kadar ooo...

neyse aman banane benim manitu zaten maşallah shrek gibi hahah.
devamını gör...

gayet ironidir. örgün öğretim mezunu ile açık öğretim mezunları aynı haklara sahip sırf ab üyeliği sürecinde bakın bizim çok üniversite mezunu vatandaşımız var diyebilmek için. en basitinden askerde dahi eşit haklara sahip oluyor. o da kısa dönem yapabiliyor (ya da yedek subay) örgün öğretim mezunu da. insanlar ne okumak istiyorsa okusun, yeter ki okusun demiş yazar arkadaş. kitaptan bahsetmiyoruz, üniversiteden bahsediyoruz. ondan sonra da sistemi eleştirirsiniz. vay efendim yollar niye çöktü, vay efendim liyakat bilmem ne. sen herkesi üniversite mezunu yaparsan, sonucu da bu olur. yakın bir zamana kadar da psikoloji bölümü konuyordu az kalsın açık öğretim bünyesine. çok okumak isteyen doğru düzgün çalışır, örgün öğretime girer. yurt dışında kaliteli uzaktan eğitim veren üniversiteler yok mu? var... ama açık öğretim gibi haydi bakalım 50 soruyu çözü, yarısını doğru yap ve geç mantığı ile mezun etmiyorlar. tabii bir de şimdi pandemi yüzünden online sınav gerzekliği çıktı. millet patır kütür uzaktan bilgisayara bağlanıp, başkası yerine sınava giriyor. gayet google'dan arata arata soru çözüyor. neyse canım, kaliteli eğitim alınmasa da olur.. insanlar ne okumak istiyorsa okusun.. kopya da çeksin.. yeter ki okusun..
devamını gör...

bilmediği şeyler hakkında yorumsal tanım yapmak istemeyip, farklı düşünceleri okunmasının daha keyifli olduğunu düşünen yazar tipidir.
devamını gör...

bir kelimenin bir dile girişi ve kullanılması bir ihtiyaçtan doğar. bu husus tartışmasızdır. işbu noktada her kelimenin o dile ne zaman girdiğini ve hangi anlamda kullanıldığını bilmekte yarar vardır. (bkz: etimoloji)

resim kelimesi;

~ ar rasm رسم [#rsm msd.] 1. iz, ayak izi, işaret, simge, damga, mühür, 2. suret, 3. resmi tören, ayin < ar rasama رسم 1. ayağını yere bastı, iz bıraktı, damga bastı, 2. resim yaptı, işaret etti" anlamına gelirken; bu kelime ile ilgili türkçede tarihte yazılı en eski kaynak: resm "suret" [ aşık paşa, garib-name (1330) ] link

fotoğraf kelimesi;

~ fr photographe görüntü kaydetme cihazı ve işlemi ~ ing photograph a.a. ☼ 1839 sir john herschel, ing. fizikçi. § eyun phôs, phōt- φῶς, φωτ- ışık + eyun graphē γραφη yazı, kayıt → foto+<sup, +graf kelimelerinin birleştirilmesinden oluşmuş ve bu kelime ile ilgili türkçede tarihte yazılı en eski kaynak: fotoğraf [ namık kemal, osmanlı modernleşmesinin meseleleri (1873) ] link

her kelime tarihsel süreç olarak ortaya çıkışı ve teknik içeriği bağlamında birbirinden farklıdır. ancak bazısının kullanıldığı yerde bazısı kullanılamazken bazı durumlarda iki ayrı kelime aynı yerlerde aynı şeyleri ifade etmek için de kullanılabilmektedir. örneğin "resim" kelimesi "fotoğraf" kelimesi için aynı yerde aynı şeyi ifade etmek için kullanılabilen bir kelimeyken; "fotoğraf" kelimesi resim kelimesi yerine kullanılamaz. bunun temelinde yatan neden "resim" kelimesinin zaman içerisinde "varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri" anlamını kazanmış, fotoğrafın icadıyla da fotoğrafı da kapsayacak genel bir kelime haline gelmesiyken, fotoğraf için böyle bir durumun varlığının söz konusu olmamasıdır.

tdk güncel türkçe sözlükte "resim" kelimesini içeren bir arama yaptığımızda "resim çekmek" birleşik fiilinin yer aldığı görülür. bu birleşik fiil sözlükte "fotoğraf makinesiyle bir şeyin biçimini kâğıda geçirmek" şeklinde tanımlanmış olması nedeniyle "fotoğraf çekmek" deyimiyle aynı anlama geldiği hususu tartışmasız olur.

nitekim ingilizcede de benzer bir durum söz konusudur. "picture" kelimesi "photograph" kelimesini de kapsayan bir kelimedir. link dolayısı ile fotoğraf kelimesi yerine kullanılabilir. hatta "picture" kelimesi "film, movie" anlamında bile kullanılmaktadır: "academy award for best picture: link

ezcümle, fotoğrafa resim diyen insan hata yapan biri değildir; velev ki her iki kelimenin arasındaki teknik farkları bilmiyor olsa da.
devamını gör...

durmadan tanım yaz.
ilk 10 tanımda modearatör uyarabilir, forumsal yazma diye,
he de
yazmaya devam et
tanımlarının sonuna sevimli cümleler koy.
yazar oldun mu durma.
yazmaya devam et.
ne yaparsan aşkla yap.
devamını gör...

tanım olarak anlamı oldukça basittir;
bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek...

his olarak bunu yaşamak ve tarif etmek dünyanın en zor şeylerinden birisi olsa gerek;

özledim.
söyleyeceklerim bu kadar, kısa ve derin...*
devamını gör...

tescilli troll. bir grubu aşağılıyor, başlığı siliniyor, bu sefer başlığım silindi nerede özgürlük diyor, sonra aynı grubu zorla kendisine fikir dayatılmış gibi yüceltiyor, o da siliniyor, sonra da hiçbir şey diyemediğinden dem vuruyor. demesen de olur.
devamını gör...

bu başlık vasıtasıyla fark ettiğim durumdur. ben de çaylaklar neden güzel mesajlarıma cevap vermiyor diye içerliyordum, meğerse mesaj alımım kapalıymış... umarım bana sövmemişsinizdir güzel çaylaklar. hepinizi çok seviyorum.
devamını gör...

abd'de 11 eylül 2001 tarihinde gerçekleşen terör saldırısının düzenlendiği ikiz kulelerin bulunduğu kompleksin adıdır.
devamını gör...

karanfil, tarçın ve lavanta.
t: insanı rahatlatan bitki kokuları başlığı.
devamını gör...

'sıçrarken bir yerimize zeval gelmez inş. dinimiz amin.' diyeceğim başlıktır.
devamını gör...

22 yıllık yazılımcıyım, belirli bir yazılımı öğrenmek isterseniz ya kod ezberlemeniz gerekir yada algoritmayı kurmanız gerekir, bu sayede sadece coder olursunuz ve bir yazılım mimarının / mühendisinin altında çalışırsınız, kod ezberlemek öldürür, zaten github dan bulursun kodları, yazılım dilinin mantığını ve nasıl öğrenilmesi gerektiğini öğrenirsen gerçek yazılımcı olursun ve yeni çıkan bir yazılımı öğrenmen 1 haftanı alır, oradan web, mobil, masaüstü, dağıtık uygulama allah ne verdiyse yardırır gidersin, tüm bu dediklerim veritabanı, web service, api ve tüm connection stringler içinde geçerlidir, mantığı öğren kodu boşver..
devamını gör...

baygın baygın, duygusal bir şiir okurmuş gibi, dini bir şeyler anlatırken, ara ara kelimeleri yükseltip, düşürmeleriyle dikkat çeken insanlardir.
devamını gör...

şurada kiminle oturmak isterdiniz?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
benim aklıma kimse gelmedi.
son yılları düşündüm.
hayatımı düşündüm, hayatımda olan insanları düşündüm.
yok yok tek bir isim bile yok.

evet bir adet manit var shrek bey onla bu ara limoniyiz bu yüzden aklıma gelse de yoo nedenmiş bana ne dedim ve onu da seçmedim.

siz olsanız kimle oturur ve güneşin batışını izlerdiniz?
dometesleri kapıp gelebilse aklımda bir isim var ama oohhoo çok uzaklarda.
neysem aklınızdan ilk geçen kimse ona aitsiniz ve inandığınız o kutsal varlık her neyse sizi ona onu size bahşetsin... hadi yine iyisiniz hahah.
sevgiler..
devamını gör...

"bildiklerimi herkes bilebilir; yüreğimdir, yalnızca bana ait olan."

-goethe “genç werther’in acıları”

not: alman yazar wolfgang von goethe’nin henüz 25 yaşındayken yazdığı kitaptır. aşkı için intihar eden bir gencin hikayesidir. okunası kitaplar arasındadır. kitaba o kadar çok atıf yapılır ki, 1974 yılında “werther sendromu” aşkı için intihar edenler üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda litaratüre girer.
devamını gör...

çare istiklal mahkemesi.

haberde de bahsedildiği üzere, tahminimce eline verilen kâğıtta üzeri karalanmış bu bölümün.

ancaaaaaaaak...

burada da "gencin" en büyük hatası şudur:

bizler; istiklal marşı'nın tamamını ve hitabeyi ezbere bilirdik o yaşlarda.*

bir "genç" olarak kendi bayramı'nda böyle bir etkinliğe katılacsksa bunu ezberinden okuyabilmesi, böyle bir sansür gördüğünde de önündeki kağıdı fırlatıp ezberinden devam edebilecek onur ve haysiyet sahip olması gerekliydi.

sonra günümüz gençlerinden neden ümidimiz yok diye soruluyor..

bu şekilde kendisine dikte edilebilen bu alçaklığa ses çıkartamayan birisi, yarın düşman girse ülkeye kollarını açarak karşılayacaktır.
devamını gör...

biri de “mardin eden” yazmış. mardinli roman karakteri var mıydı diye düşündüm bir müddet.
devamını gör...

gerçek adı kintpuash'dı. california'nın kuzeyi, oregon'un güneyinde yaşayan küçük bir kızılderili kabilesi olan modoc'ların reisinin oğluydu. babası gittikçe çoğalan beyazlarla çarpışıyor ve onlardan uzak durmalarını istiyordu. fakat oğlu beyazların elbiselerini, evlerini, at arabalarını, yaşam tarzlarını seviyordu.
babası ölünce reis oldu ve beyazlara gidip çarpışmaya gerek olmadığını, onlar gibi yaşamak istediklerini söyledi. beyazlar, bizimle yaşayamazsınız, en iyisinin bir rezervasyona gitmeleri olduğunu söylediler. klamath kabilesinin rezervasyonuna gönderildiler ama oradakiler o kadar kötü davrandı ve gelen yiyecek sadece onlara verilip bunlar aç kalınca, eski topraklarına geri döndüler. a.b.d ordusu kamplarına gelip rezervasyona dönmelerini istedi. modoc'lar orada kendilerine yiyecek verilmediğini, dönmek istemediklerini söylediler ama mecburdular. silahları teslim ederken ortalık karıştı ve birkaç asker öldürüldü. kızılderililer hemen diğer kampa kaçtılar. kintpuash'ın yanına gittiler ve olanları anlattılar. reis adamlarına çatıştıkları için kızgındı, savaşmak istemiyordu, zaten küçük bir kabileydiler ve 50 savaşçıları belki vardı ama kendi halkınıda idam etmeleri için beyazlara veremezdi. bütün savaşçılar toplantı yaptı ve kintpuash ve birkaç kişi hariç, askerleri vuranlar başta olmak üzere, savaş kararı çıktı. artık modoc savaşı başlamıştı. lav yatakları olan kayalık bölgeye saklandılar ama bir zaman sonra etrafları a.b.d askerleri ile doldu. a.b.d ordusu önce toplarla vuruyor, saldırıyor ama ölenler, yaralananlar olsada, kayalık alandaki savaşçılar onları kolayca vuruyorlardı. ne kızılderililer kaçabiliyor, ne beyazlar onları yok edebiliyordu. bu yüzden beyazlar görüşme istediler ama birkaç kere toplantı olsada, birileri idam edileceği için sonuç çıkmadı. belki komutanlarını vurursak, ordu dağılır ve kaçabiliriz diyerek, toplantıya gelen general canby'i kintpuash öldürdü. gerçekten kaçtılar ama her yer a.b.d askeri doluydu zamanla yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve savaşçılar vuruldu yada yakalandılar. artık sadece etrafa dağılmış aç, perişan birkaç savaşçı kalmıştı ve sürekli yer değiştiriyorlardı. reis kintpuash'ın beyazlara vermediği, askerleri öldüren dört kişi, askerlere haber gönderdiler ve eğer affedilirlerse, reisi sağ yada ölü getireceklerini söylediler. askerler bunu kabul etti ve eski savaşçıları, askerleri reisin saklanabileceği yerlere götürdüler. sonunda bir yerde reis ve üç savaşçısını yakaladılar. kintpuash devamlı savaş isteyen, askerleri öldüren eski savaşçılarını, askerlerin yanında görünce şaşırdı. artık onlar için herşey bitmişti, 1873 yılında kintpuash ve üç adamı asıldılar.
devamını gör...

2014 yılında insan hakları derneğinin önderliğinde başlatılan girişimdir. 12-18 yaş arası çocukların devlet koruması altında olması gerekirken suça teşvik edilmeleri, istismara uğramaları, kimsesiz kalmaları ve toplumdan tecrit edilmeleri gibi sebepler sonucunda işlenen suçlardan dolayı mahkum edilmesi büyük hakkaniyetsizliktir. bu çocukların topluma kazandırılmaları şarttır. tüm bunların yanı sıra çocukların kötü cezaevi koşulları dolayısıyla yaşadıkları travmalar geri dönülemez bir hal almaktadır. bugün her ne kadar gündem olmasa da bir çok çocuk cezaevlerinde istismara uğramaktadır bu konuda yetkili kurumlar gerekli önlemleri almamaktadır. tüm bu karmaşık gündemler arasında bu memleketin kaybedecek daha fazla evladı kalmamıştır.

bu çocukların mahkum edilmeye değil terapiye ve devlet tarafından sahip çıkılmaya ihtiyacı var!

2020 yılı pandemi sürecinde dahil bu çocuklar gündem olmamış haklarında hiç bir yetkili merci tarafından açıklama yapılmamıştır.
dw'nin konu ile ilgili haberi

2018 tarihli sincan çocuk cezaevi istismar iddiası ile ilgili haber;
buradan okuyabilirsiniz

2017 tarihli diyarbakır çocuk cezaevi cinsel istismar ve şiddet iddiası;
!! geçersiz url !! 2 kez linki yeniledim urlyi eklemiyor şöyle bırakayım ;
www.gorulmustur.org/icerik/...


çocuk ceza evleri kapatılsın girişiminin konu ile ilgili açıklaması;


bizler, insan hakları ve çocuk hakları alanlarında çalışan ve aşağıda imzası bulunan sivil toplum kuruluşları olarak, bugün, ankara, izmir, diyarbakır, mersin, istanbul ceza infaz kurumları önünde “çocuk cezaevleri kapatılsın” demek ve çocuklarla görüşmemize izin verilmesini dile getirmek için toplandık.



yakın tarihte başta pozantı, şakran, kürkçüler, antalya ve en son olarak sincan çocuk ceza infaz kurumları’nda kalan çocukların işkence, kötü muamele ve diğer onur kırıcı muamelelere maruz kalmalarını insanlık adına utançla ve büyük bir kaygıyla takip ediyor ve çocuklara yapılan ihlallerin sona erdirilmesi için yetkilileri göreve çağırıyoruz.



türkiye cumhuriyeti devletinin, cezaevlerinde bulunan çocuklara karşı kamuoyuna yansıyan onur kırıcı muameleleri nedeniyle uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiği açıktır.



insan hakları sözleşmesinin, “hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz” şeklindeki 3. maddesi; çocuk haklarına dair sözleşmenin 37. maddesi’nde düzenlenen;



a. hiçbir çocuk, işkence veya diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve cezaya tâbi tutulmayacaktır.



b. hiçbir çocuk yasadışı ya da keyfi biçimde özgürlüğünden yoksun bırakılmayacaktır. bir çocuğun tutuklanması, alıkonulması veya hapsi yasa gereği olacak ve ancak en son başvurulacak bir önlem olarak düşünülüp, uygun olabilecek en kısa süre ile sınırlı tutulacaktır.



c. özgürlüğünden yoksun bırakılan her çocuğa insancıl biçimde ve insan kişiliğinin özünde bulunan saygınlık ve kendi yaşındaki kişilerin gereksinimleri göz önünde tutularak davranılacaktır. şeklindeki düzenlemeler bugünün türkiye’sinde devlet eliyle açıkça ihlal edilmektedir.



suça sürüklenen çocukların toplumsallaşmalarının alternatif tedbirlere gidilerek yine toplum içinde ve toplumla birlikte yapılması gerektiği uluslararası hukukun ve modern aklın gereğidir. ülkemiz cezaevlerinde bulunan çocuk sayısı göz önüne alındığında alternatif tedbirlerle çocuk cezaevlerini gereksiz kılacak bir yapılanma çocuklar yararına oluşturulabilir.



çocuk cezaevlerinin çocukların suça sürüklenmesinin önüne geçemediği, tahliye edildikleri süreçten sonra devletin bu çocuklara sahip çıkmadığı, devletin bu konuda herhangi bir politika ve uygulamasının söz konusu olmadığı dolayısıyla çocuk ceza adalet sisteminin amaçlarına kesinlikle ulaşılamadığı artık görülmeli ve kabul edilmelidir.



çocuklara açıkça zarar veren ve uluslararası sözleşmelerinin ihlali sonucu yaratan bu yapının kesinlikle ortadan kaldırılması ve çocuk cezaevlerinin kapatılması; alternatif olabilecek modellerin geliştirilmesi ve alt yapısının, kurum ve kuruluşlarının acilen oluşturulması zorunludur. çocuk tutukluluğuna son verilerek çocuk cezaevleri bütünüyle kapatılıncaya kadar, biz “çocuk cezaevleri kapatılsın girişimi” üyesi sivil toplum kuruluşlarına cezaevlerinin kapılarının açılmasını talep ediyoruz.



yine çocuk cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri konusunda toplumu daha duyarlı hale getirmek ve bu taleplerimizi, toplumun en geniş kapsamına yayarak öncelikle adalet bakanlığına, tbmm başkanlığına ve cumhurbaşkanlığına sunulmak üzere türkiye genelinde bir imza kampanyası başlattığımızı da buradan sizler aracılığı duyuruyoruz. imza kampanyası sürecinde kamuoyunu çocuk cezaevlerinde yaşananlar konusunda daha duyarlı hale getirmek ve bilgilendirmek için, çalıştay, konferans, kitap, broşür ve basılı eser hazırlanması, cezaevlerinde yaşananları raporlama, sinema tiyatro gösterimi, bilgilendirme masaları vs.. bir dizi etkinlik girişimimiz tarafından tüm türkiye kapsamında gerçekleştirilecektir.



bizler –şimdilik-18 ayrı sivil toplum kuruluşu olarak, çok güçlü ve ısrarlı bir biçimde bu çağrımızı yineliyoruz ve “çocuk cezaevleri kapatılsın!” diyerek çocukları görme, çocuk cezaevlerinin toplum gözetimi ve denetimine açılması talebimizi yineliyoruz. kamuoyuna saygılarımızla duyurulur!



çocuk cezaevleri kapatılsın girişimi






çocuk ceza evleri kapatılsın girişimini destekleyen dernekler;

insan hakları derneği,türkiye insan hakları vakfı, çağdaş hukukçular derneği, gündem çocuk derneği, tutuklu ve hükümlü aileleri hukuk dayanışma dernekleri federasyonu (tuhad-fed), özgürlüğünden yoksun gençlerle dayanışma derneği (öz-ge der),insan hakları ve mazlumlar için dayanışma derneği (mazlumder), ceza infaz sisteminde sivil toplum derneği (cisst), sosyal hizmet uzmanları derneği (shuder), türkiye çocuklara yeniden özgürlük vakfı,iştar kadın merkezi, uluslararası çocuk merkezi, çocuklar için adalet takipçileri, eğitim ve bilim emekçileri sendikası (eğitim sen), çakıl derneği, toplumsal dayanışma için psikologlar derneği (todap), sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası (ses), çocuk istismarını ve ihmalini önleme derneği
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim