17 mayıs 2021 esnaf destek paketi
esnaf komedi paketidir. şaka mı bu parayla esnaf bırakın kirayı dükkanına malzeme bile alamaz.
devamını gör...
pame radyo yayını
teşekkür ediyorum. şu an kendimi hissettiğim ortam şöyle

görsel: it's wonderful life (1946)
kaynak:buradan

görsel: it's wonderful life (1946)
kaynak:buradan
devamını gör...
128 milyarı sormak ihanetin ve melanetin maskesidir
hasta bu herif. vatandaş o paranın hesabını sormayacaksa niye seçim yapılıyor ülkede? o paranın hesabı sorulmayacaksa niye koca koca adliye binaları var? allah kahretsin seni ya. midemi bulandırıyor.
devamını gör...
yazarların çocukken en çok korktuğu şeyler
sarilinca hamile kaliniyor zannediyordum. yorganima her sarildigimda sabaha hamile kalarak uyanirim diye korkuyordum.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
hala bir mucize olsun diye bekliyorum, aniden gelecek olan güzel şeyleri bekliyorum. çocuk musun kızım ne kandırıyorsun kendini, diye de kızıyorum arada kendime.
devamını gör...
birden fazla kitabı beraber okumak
son zamanlarda yaptığım metodtur. kitap türleri farklıysa çok daha iyi olur, daha eğlenceli oluyor kitap okumak
devamını gör...
bir ülkenin gelişmişlik seviyesini gösteren detaylar
olyposlu ve tolgame yazarlara katılmakla birlikte.
o ülkenin kadınları geceleri rahat dolasabiliyor mu ? istediği gibi giyinip gezebiliyor mu ?
o ülkenin kadınları geceleri rahat dolasabiliyor mu ? istediği gibi giyinip gezebiliyor mu ?
devamını gör...
geceye bir çelişki bırak
ülkemizin biz gençlerin gezip görmesini, dünya kültürünü tanımasını, sanatsal çalışmalara katılmasını istemesi;
ama bunun için hiçbir imkan tanımaması. *
ama bunun için hiçbir imkan tanımaması. *
devamını gör...
yapılmış en aptalca dalgınlık
otobüste ineceğim durağa yaklaşınca "inecek var!" demek yerine o sırada birini aramayı düşündüğüm için "aloo!!" diye bağırmam.
devamını gör...
yazarların çocukluk travması
çocukken küçük bir taş attığım ve isabet ettirdiğim kocaman kurbağayı hala unutamadım.bir şey olmadı inceden bir ses çıktı ama yine de gereksizdi.af dilerim senden tombul kurbağacık.
devamını gör...
hırs mı daha iyidir azim mi sorunsalı
azim, benim için kararlılıktır. bir hedefe ulaşmak için adilce, adım adım, hevesle ilerlenen yoldur. kimseyi incitmez, rahatsız etmez, kişinin kendisine zarar vermez. düştüğünde elinden tutar, yol gösterir, kişiyi sabırlı bir insan yapar.
hırs ise öfkeden gözünün önünü görmeni engeller, çünkü gözlerini tek bir noktaya yani hedefine odaklamıştır, onu kırptırmaz. o öfkeyle hem insanı hem de çevresini incitir. hırs, kişiyi bir yarışa tabi tutar.
işte tüm bu sebeplerden ötürü azim daha iyidir, insanın yüreğini rahat tutar ve onu incitmeden hedefine ulaştırır.
hırs ise öfkeden gözünün önünü görmeni engeller, çünkü gözlerini tek bir noktaya yani hedefine odaklamıştır, onu kırptırmaz. o öfkeyle hem insanı hem de çevresini incitir. hırs, kişiyi bir yarışa tabi tutar.
işte tüm bu sebeplerden ötürü azim daha iyidir, insanın yüreğini rahat tutar ve onu incitmeden hedefine ulaştırır.
devamını gör...
enes kara'nın intiharı üzerinden ezanlar sussun istiyorlar
ya gidip hepsine kesss diyip agızlarına tokadı patlatmak istiyorum.
devamını gör...
sesler ve küller
behçet aysan'ın kaleminden çıkmış en güzel şiirlerden biri. yoksulluğun şiiridir sesler ve küller; haksızlığın, eşit olmayan şartların, işçi sınıfının, ankara'nın şiiridir. sivas katliamında bir kibrit alevi ile yanıp kül olmuş bir şairin, insanların görmek istemediği karanlığa ışık tutmasıdır bir nevi. şiir aynı zamanda aysan'ın; "yüz yıldır ülkemizde güzel bir gelecek için seslere ve küllere, zincirlere ve ölümlere bütün acılara..." cümleleri ile başlayan şiir derlemesine de ismini vermiştir. ne zaman okusam onlarca jilet çiğniyormuşum gibi keskin bir kan tadı geliyor ağzıma. yanmış insan etinin kokusunu, geçmekten ürktüğümüz mahallerin rutubetini soluyorum. belki bilmeden ya da utanmadan parçası olduğumuz bu adaletsizliğin ağırlığı biniyor üzerime. suni ve anlık hatta belki tamamen ikiyüzlüce ama aysan'ın dediği gibi, yok başka cehennem yaşıyoruz işte.
orada duruyorsun, fırtınalar tanığımdır
terkedilmiş
beyaz ve nazlı,
yorgun bir hallacın
attığı
yünler
gibi
dokunaklı.
git diyorlar gidiyorsun
kal diyorlar
ne bir ses
ne bir şarkı.
ey saçlarına ak kuşlar üşüştüren
yüzünü peçesine saklamış
ayın altında
çam dalına asılan
gümüş
gölgesi
göle düşmüş.
kendine bıçaklar bileyen
devrilmiş
kağnı
gibi
yolda kalmış
sevgilim.
altın benekli
fundalıklarda
pusuya düşürülen
geceleyin gözleri bağlı
götürülen
karaca.
inilmedik ne bir deniz
çıkılmadık ne bir dağ
uğranmadık han
bırakmayan
yaralı koşma
sevdalı
im
halkım, sevgilim.
saz yok
mızrap yok
hep konmuş
hem göçebe
hem balık hem kuş
hem ingin hem yokuş
yanık otlar gibi
kavrulmuş
esmer ve yoksul.
iner şafağın alacasında
karıncalar ordusu
şehre
kenar
mahallelerden
yürüyerek
ve trenlerle.
su satan çocuklarıyla
kapılarında vagonların
çamaşırcı
kadınlarıyla
iner
şehre
sincan'dan
iner mamak'tan
battal gazi
destanı ve
kan kalesi
ve kılıcıyla alinin
mızraklı ilmihalle.
yok başka bir cehennem
yaşıyorsun işte
ellerine
bulaşmış
kara incirin sütü
ve kardeşinin
kanı
habil ile kabilin.
yaşıyorsun
sarışın
onurlu ve aşık
karasevdalar
içinde
aydınlık.
yok senin kayan bir yıldızın
puslu
seken dizin
çolpanın
görünmüyor.
bu gökyüzü
sana
bana dar
telliturnam uçamaz
gelinkuşum konamaz.
tel örgüyle
çevrilmiş
onlara
mavi ve alabildiğine
geniş.
hasretin çırağı
gurbetin
kalfası
ve aydınlıkların
ustasısın
sönünce
mum
sönünce
çarağı
karanlıklara
çarpan
pervanem.
halkım
sevgilim
yanar
güneşte etin kehribar
bir üzüm
çıngılı
gibi.
çıkrık iner
çıkar
çıkrık
varılmaz
dibi görülmedik
korkuyum.
süngerdedir
vurgun yemiş
tütün
düzer
inci
gibi.
karabükte
duman olur
savrulur
gıslavette işçi.
yıllar yılı
bilirim
döne döne
yıllar yılı
aynı
kitabı okur
adı acılarbilgisi
adı acılarbilgisi
acılarbilgisi.
orada duruyorsun, fırtınalar tanığımdır
terkedilmiş
beyaz ve nazlı,
yorgun bir hallacın
attığı
yünler
gibi
dokunaklı.
git diyorlar gidiyorsun
kal diyorlar
ne bir ses
ne bir şarkı.
ey saçlarına ak kuşlar üşüştüren
yüzünü peçesine saklamış
ayın altında
çam dalına asılan
gümüş
gölgesi
göle düşmüş.
kendine bıçaklar bileyen
devrilmiş
kağnı
gibi
yolda kalmış
sevgilim.
altın benekli
fundalıklarda
pusuya düşürülen
geceleyin gözleri bağlı
götürülen
karaca.
inilmedik ne bir deniz
çıkılmadık ne bir dağ
uğranmadık han
bırakmayan
yaralı koşma
sevdalı
im
halkım, sevgilim.
saz yok
mızrap yok
hep konmuş
hem göçebe
hem balık hem kuş
hem ingin hem yokuş
yanık otlar gibi
kavrulmuş
esmer ve yoksul.
iner şafağın alacasında
karıncalar ordusu
şehre
kenar
mahallelerden
yürüyerek
ve trenlerle.
su satan çocuklarıyla
kapılarında vagonların
çamaşırcı
kadınlarıyla
iner
şehre
sincan'dan
iner mamak'tan
battal gazi
destanı ve
kan kalesi
ve kılıcıyla alinin
mızraklı ilmihalle.
yok başka bir cehennem
yaşıyorsun işte
ellerine
bulaşmış
kara incirin sütü
ve kardeşinin
kanı
habil ile kabilin.
yaşıyorsun
sarışın
onurlu ve aşık
karasevdalar
içinde
aydınlık.
yok senin kayan bir yıldızın
puslu
seken dizin
çolpanın
görünmüyor.
bu gökyüzü
sana
bana dar
telliturnam uçamaz
gelinkuşum konamaz.
tel örgüyle
çevrilmiş
onlara
mavi ve alabildiğine
geniş.
hasretin çırağı
gurbetin
kalfası
ve aydınlıkların
ustasısın
sönünce
mum
sönünce
çarağı
karanlıklara
çarpan
pervanem.
halkım
sevgilim
yanar
güneşte etin kehribar
bir üzüm
çıngılı
gibi.
çıkrık iner
çıkar
çıkrık
varılmaz
dibi görülmedik
korkuyum.
süngerdedir
vurgun yemiş
tütün
düzer
inci
gibi.
karabükte
duman olur
savrulur
gıslavette işçi.
yıllar yılı
bilirim
döne döne
yıllar yılı
aynı
kitabı okur
adı acılarbilgisi
adı acılarbilgisi
acılarbilgisi.
devamını gör...
mizofoni
okb'nin içinde bulunan lanet sese duyarlılık hastalığıdır. çocukluğumdan beri pençesindeyim. öğretmen tahtaya bir şeyler yazarken çıkan tık tık sesi, klavyede yazı yazarken çıkan tuş sesleri, ağız şapırdatma, çekirdek çitleme, nefes sesleri beni en çok rahatsız edenler arasında. senelerdir tedavi görüyorum. ilaçlarla biraz dindirebildim ancak hala bazı zamanlar beni deli ediyor. kulak tıkacı takmaktan kulaklarımda yara çıkarttırdığı dönemlerde olmuştur. umarım en az rahatsızlık seviyesine tüm hastalar olarak ulaşabiliriz.
devamını gör...
1 trilyon verseler tuvalet fırçası yalar mısın sorusu
fırçayı sadece yalamakla bırakmam. öyle söyleyeyim.
devamını gör...
imrenilen sözlük yazarları
insanları gereksiz yere aşağılamayan, bencil olmayan ve güzel yazan yazarlara her zaman hayranım lakin ukalalık yapıp milletin kusurunu bulmaya çalışan yazarlara da ziyadesiyle kılım. sözlük huzurunu bozmaktan başka bir şey yapmıyorlar.
devamını gör...
kamp yapmak
gerekli bütün ekipmanlar ile beraber gidilirse eğer evden bile rahat hissettiren aktivite. soğuğa daha dayanıklı çadırlar seçmek akıllıca olacaktır, fazla büyük olması gerekmez orta büyüklükte bir çadır yeterli hatta daha iyi bir tercihtir. sadece uyku tulumu rahat hissettirmez, sabah deli gibi bir sırt ağrısı ile uyanmak istemiyorsanız mat almayı unutmayın. kamp için özel olarak satılan matlardan tercih edin mümkünse çünkü pilates veya yoga matları ile aynı kalınlıkta değildir. ne olur ne olmaz konserve götürmek akıllıca olacaktır, şartlara güvenmeyin. merkeze çok uzak bir mesafede kamp yapacaksanız, gitmeden arabanızı kontrol ettirin orada sıkışıp kalmak hoş hissettirmiyor. mümkünse çakı hatta çok yönlü el baltaları almayı unutmayın. ip ne alaka demeyin ihtiyacınız olacak. mevsim farketmez, kalın kıyafetler götürün ve sinekleri kovmak için ilaç almayı unutmayın. kolay ateş yakabileceğiniz ama birden tutuşup yayılmayacak bir kaç madde götürmek makul olacaktır. arabayı kamp çadırınızdan biraz uzağa bırakın ve yiyeceklerinizi mümkünse arabada muhafaza edin. kamp yakınlarında yiyecek bulundurmak vahşi hayvanları oraya çekebilir. kamp için üretilen çantalardan kullanın çok daha fazla eşya alma kapasitesi vardır, birden fazla çanta götürmek yerine daha az çanta götürmek iyi bir tercih.
devamını gör...
evde tost yapıp iş yerine getiren kişi
amerika'da insanlar restoranlarda yemek yediğinde ve yemeği arta kaldığında restoran çalışanları yemeğin paketlenip eve götürebileceğini söyler. veya insanlar amerika'da iş yerlerine giderken evde hazırladıkları yemeklerini sefertasına koyarlar ve işyerindeki mikro dalgaları kullanarak öğle yemeklerini yerler. ancak başlık sahibi dışarıdan yemek getirmeyi varoşluk olarak görüyor ama kendisinden kat ve kat daha ileride olan (gerek ekonomik, gerek siyasi gerek beceri ve yeteneklilik olarak)amerikalıları bu mantığa göre varoş insanlar olarak nitelendirmiştir.
evet arkadaşlar 3 deyince kahkaha atıyoruz
evet arkadaşlar 3 deyince kahkaha atıyoruz
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
orhan gencebay'ın 1983 yılındaki zulüm isimli filminde annesi rolünü oynayan sanatçı yıldız kenter filmin bir sahnesinde tecavüze uğruyor fakat sansür kurulu "devlet sanatçısına tecavüz edilemez" diyerek bu sahneleri kesiyor.
devamını gör...
