popüler olmayan sözlük yazarlarının yazma amacı
yazıldıysa affola, popüler olmak.
devamını gör...
çok yorgunum
sözleri nazım hikmet'in mavi liman adlı şiirine aittir. nazım hikmet moskova'da sürgündeyken yazmış, cem karaca da yıllar sonra almanya'da sürgün yıllarında şiiri besteleyip çıkarmış olduğu ikinci albümü die kanaken'a son parça olarak koymuş. bu şarkı dışında diğer bütün parçalar almanca olup almanya'daki göçmen işçiler konu edilmiştir.
cem karaca da nazım hikmet gibi aynı şeyleri yaşadığını hissettirir. son şarkı olması, alakasız bir albüme sıkıştırılmasının bir anlamı olduğunu düşünürüm. artık memleketine dönme umudunu tam manasıyla yitirmiş birinin elvedası gibi.
gerçeklemesini ummadığı şey gerçek olmuş albümden dört yıl sonra türkiye'ye dönebilmiştir. oh be adlı şarkısında da geçmiş sürgün yıllarına atıfta bulunur.
cem karaca da nazım hikmet gibi aynı şeyleri yaşadığını hissettirir. son şarkı olması, alakasız bir albüme sıkıştırılmasının bir anlamı olduğunu düşünürüm. artık memleketine dönme umudunu tam manasıyla yitirmiş birinin elvedası gibi.
gerçeklemesini ummadığı şey gerçek olmuş albümden dört yıl sonra türkiye'ye dönebilmiştir. oh be adlı şarkısında da geçmiş sürgün yıllarına atıfta bulunur.
devamını gör...
6 kelimelik hikayeler
/ bıkmadım, haşa ondan bıkılmaz sadece yoruldum. /
devamını gör...
en garibinize giden turşu çeşidi
bazı türk annelerinin kurduğu oğul turşusu.
devamını gör...
kış geliyor diye sevinen insan
kafasını alıp karın içine sokmak istediğim insandır. yani seviyor soğuğu diye.
yoksa her insanın zevkine saygı duyarım tabi.
yoksa her insanın zevkine saygı duyarım tabi.
devamını gör...
su samuru
zamanlarının çoğunu suda geçiren sevimli mi sevimli, lutrinae alt familyasında bulunan etçil memelilerdir.
13 türü bulunan su samurları, balıklar ve omurgasızlarla beslenir.
araç gereç kullanabilme yetisine sahiptirler, oyuna düşkündürler.
su samurları hakkında edindiğim en ilgi çekici bilgi, uyurken el ele tutuşmaları sanırım.
bunun sebebi, uyurken denizde birbirlerini kaybetme korkusuymuş. başka bir neden ise eşlerini başka bir erkeğe kaptırma ihtimaliymiş.*
tabii bir diğer nedeni ise kendilerini tehlikelerden korumak.

su samurları, el ele tutuştukları kişiyi seçerken oldukça seçicidirler. herkesle el ele tutuşmazlar. el ele tutuştukları kişi genelde ya ailelerinden biri ya da dişisidir.
bir dişiye veya aileye sahip olmayan su samurları denizin tabanından yüzeye kadar büyümüş olan yosunlara sarılarak uyurmuş. *
el ele tutuşamayacak kadar küçük olan yavru su samurları ise annelerinin üstünde uyurlar.
anne ava gideceği zaman, yavrusunu yosuna sarar ve yavru anne gelene kadar hareketsiz kalırmış.

bu minnoş canlılar maalesef değerli kürkleri nedeniyle avlanarak insanoğlunun caniliğine kurban gidiyorlar.
insanoğlu dünya'nın başına gelen en kötü şey olabilir.
13 türü bulunan su samurları, balıklar ve omurgasızlarla beslenir.
araç gereç kullanabilme yetisine sahiptirler, oyuna düşkündürler.
su samurları hakkında edindiğim en ilgi çekici bilgi, uyurken el ele tutuşmaları sanırım.
bunun sebebi, uyurken denizde birbirlerini kaybetme korkusuymuş. başka bir neden ise eşlerini başka bir erkeğe kaptırma ihtimaliymiş.*
tabii bir diğer nedeni ise kendilerini tehlikelerden korumak.

su samurları, el ele tutuştukları kişiyi seçerken oldukça seçicidirler. herkesle el ele tutuşmazlar. el ele tutuştukları kişi genelde ya ailelerinden biri ya da dişisidir.
bir dişiye veya aileye sahip olmayan su samurları denizin tabanından yüzeye kadar büyümüş olan yosunlara sarılarak uyurmuş. *
el ele tutuşamayacak kadar küçük olan yavru su samurları ise annelerinin üstünde uyurlar.
anne ava gideceği zaman, yavrusunu yosuna sarar ve yavru anne gelene kadar hareketsiz kalırmış.

bu minnoş canlılar maalesef değerli kürkleri nedeniyle avlanarak insanoğlunun caniliğine kurban gidiyorlar.
insanoğlu dünya'nın başına gelen en kötü şey olabilir.
devamını gör...
ferit edgü
kendimden çok korkuyorum.
kendimi ele vermekten korkuyorum.
alanlara çıkıp bağırmaktan.
avaz avazdan korkuyorum. dize'lerinin sahibidir.
kendimi ele vermekten korkuyorum.
alanlara çıkıp bağırmaktan.
avaz avazdan korkuyorum. dize'lerinin sahibidir.
devamını gör...
pınar gültekin'i öldüren caninin iğrenç açıklaması
çünkü bir insanın, bir kadının öldürülmesi için “eskort” olması yetiyor değil mi? çünkü onlar zaten dünden razı, bu mesleği yapıyorsa bunu da göze alacak, ee zaten eskortmuş iyi olmuş, dimi sizin için? ilk ortaya çıktığında da “zaten evli adamla ilişkisi varmış” tı hatırlarsanız. kurbana hep suçlu, asıl suçluya da hep kurban gözüyle bakılıyor zaten ülkemizde. kadın damarına basmıştır, adamı alttan almamıştır, eskortluk yapmıştır, evli adamla ilişkisi varmıştır... böyle böyle sayılır. peki bunlar bir kadının,bir annenin,bir kız kardeşin ya hadi her şeyi geçtim bir insanın yakılıp üzerine beton dökülmesi,şah damarından bıçaklanması,çocuğunun gözleri önünde öldüresiye dövülmesi için haklı sebepler mi? eğer cevabınız evet’se bence en yakın karakola kendinizi teslim edin
devamını gör...
bir tweet görseli bırak

tam fakültede, sıkça oynadığım bir oyundu ve zengin de değildim, diyecektim ki bülent serttaş'ın yanıtını gördüm. bazı insanlara kabalıktan vaz geçmeleri gerektiğini asla ama asla kavratamazsın.
devamını gör...
orkid'in 34 tl olması
erkekleri de ilgilendiren sorun, hayat müşterek dir, olağan olan bir durum için insanları soymak, kadınları marketlerden ped çalmaya teşvik eder , evet ambalaj i açıyor içinden alıyor boş ambalaj i bırakıyor,zor durumda ise ve parası yoksa yapar
devamını gör...
insanları yargılamaktan sevmeye zaman bulamamak
"zaman yönetimi" konusunda eksiklerimiz olduğunu ve "zaman"ımızı daha güzel ve mantıklı "şey"lere ayırmamız gerektiğini hatırlatan eylem, seçim, durum.
çünkü bir insanı yargılamak veya sevmek için "zaman"a ihtiyaç yoktur.
çünkü bir insanı yargılamak veya sevmek için "zaman"a ihtiyaç yoktur.
devamını gör...
atatürk'ün en sevilen sözü
"yerinde duran geriye gidiyor demektir."
devamını gör...
dünyanın en güzel kokusu
bir evlat annesinin kokusunu onlarca koku içerisinden ayırt edebilir ve bir anne evladının kokusunu binlerce bebek arasından. anne ve evlat kokusu üzerine koku tanımıyorum.
devamını gör...
intihar etmek
tam bir cinnet hali. bunu dillendiren, dikkat çekmek için bile olsa konuşan kişilere dikkat edilmeli kesinlikle. bunun iyi bir yönü yok, havalı bir duygu değil. bazı gençler bunu bir oyun zannediyor ama "o an" a kadar bilemezsiniz nasıl bir duygu olduğunu.
askere gitmeden önce ve askerde olmak üzere 2 girişimim oldu, girişime girişim desem daha doğru olur galiba. 16-17 yaşlarındayken hakikaten hiç iyi değildim hiç. ergenlik bir taraftan, babam bir taraftan bana geldiler çok fena. bu yüzden bu düşünce aklıma geldiği an rahatlıyordum mesela. o zamanlarda girdi zaten ilk defa aklıma. annemin kullandığı uyku hapları vardı. küçük bir şişede 30-40 tane pembe hap. ne zaman dolaba gitsem elimi atasım geldi. ama o zamanlarda bunu yapacak toto yok bende. aklımın bir köşesinde hep dururken askere gittim.
asıl girişimim de burda oldu. zaten kafa olarak pek iyi değilken askerdeki ortamda iyice depresif biri oldum çıktım. arkadaşlarım vardı ama çarşıya falan hep yalnız çıktım hep. askerlik yaptığım yerin 10-15 metre ilerisinde ağaçlık bir alanda 2 saat öylece oturup dönerdim. bir iki defa yalnız çıkmadım sadece. görev yerimdeki yüzbaşı, sivil memurlar ve diğer askerlerin yanında hiçbir zaman "onlardan" olamadım. kavga ettim, yüzüm kan içindeyken güldüler tam karşımda bana. birileri küfür etti, gecenin bir yarısı "sen hiçsin" dendi. böyle böyle birikti hepsi. bu düşünce o günlerde alevlendi işte. gittikçe artınca psikoloji okuyan birine anlattım. biraz rahatladım ama daha sonra benim durumumu komutanlara anlattığını öğrendim. bu yüzden gata'ya psikolojik muayeneye gittim. konuşamadım ama. döndüm geldim. göz hapsindeyim yalnız, farkındayım...bir gün dolapları karıştırdım. xanax buldum 20 tane. kafam attı. diğer dolaplara baktım tek tek gündüz vakti. yaklaşık 100 tane hap aldım yanıma. geceyi bekledim. içtima oldu görev yerime gittim. yanımda haplar ve su var. uykumun gelmesini bekledim...saat gece 2 civarı uykum iyice gelince önce hapları çıkardım tek tek. suyu açtım. karar verildi, mutluluk hakim bünyeye. elime aldım önce xanaxları. öylece baktım birkaç sn...yapamadım çünkü annem geliyor aklıma. bunu o gün yapmamamın tek nedeni annem tek nedeni. hapları büyük çöp var ona attım koğuşa gittim. gözlerim dolu ama.
burda bitmiyor. aradan geçen birkaç gün sonra sivil memurun odasında uyudum. gece vakti sesler var katta. diğer sivil memurun odasının kilidini kırıyorlar benim adımı seslenip. çıksam kızacaklar. ama orda olmadığımı anlayınca benim olduğum odaya geldiler. kilidi kırmalarından önce ben açtım kapıyı. biraz ayar yedim ama bu düşüncemin birçok kişiyi korkuttuğunu öğrenmiş oldum.
askerlik bu yüzden benden çok şey alıp götürdü. insanlıktan çıkarıldım bazen. bu düşüncem sanki suçmuş gibi daha sonra görev yerim değiştirildi. hülasa bu düşünce aklınızdan çıkmıyorsa ailenizi düşünün. yapmayın.
askere gitmeden önce ve askerde olmak üzere 2 girişimim oldu, girişime girişim desem daha doğru olur galiba. 16-17 yaşlarındayken hakikaten hiç iyi değildim hiç. ergenlik bir taraftan, babam bir taraftan bana geldiler çok fena. bu yüzden bu düşünce aklıma geldiği an rahatlıyordum mesela. o zamanlarda girdi zaten ilk defa aklıma. annemin kullandığı uyku hapları vardı. küçük bir şişede 30-40 tane pembe hap. ne zaman dolaba gitsem elimi atasım geldi. ama o zamanlarda bunu yapacak toto yok bende. aklımın bir köşesinde hep dururken askere gittim.
asıl girişimim de burda oldu. zaten kafa olarak pek iyi değilken askerdeki ortamda iyice depresif biri oldum çıktım. arkadaşlarım vardı ama çarşıya falan hep yalnız çıktım hep. askerlik yaptığım yerin 10-15 metre ilerisinde ağaçlık bir alanda 2 saat öylece oturup dönerdim. bir iki defa yalnız çıkmadım sadece. görev yerimdeki yüzbaşı, sivil memurlar ve diğer askerlerin yanında hiçbir zaman "onlardan" olamadım. kavga ettim, yüzüm kan içindeyken güldüler tam karşımda bana. birileri küfür etti, gecenin bir yarısı "sen hiçsin" dendi. böyle böyle birikti hepsi. bu düşünce o günlerde alevlendi işte. gittikçe artınca psikoloji okuyan birine anlattım. biraz rahatladım ama daha sonra benim durumumu komutanlara anlattığını öğrendim. bu yüzden gata'ya psikolojik muayeneye gittim. konuşamadım ama. döndüm geldim. göz hapsindeyim yalnız, farkındayım...bir gün dolapları karıştırdım. xanax buldum 20 tane. kafam attı. diğer dolaplara baktım tek tek gündüz vakti. yaklaşık 100 tane hap aldım yanıma. geceyi bekledim. içtima oldu görev yerime gittim. yanımda haplar ve su var. uykumun gelmesini bekledim...saat gece 2 civarı uykum iyice gelince önce hapları çıkardım tek tek. suyu açtım. karar verildi, mutluluk hakim bünyeye. elime aldım önce xanaxları. öylece baktım birkaç sn...yapamadım çünkü annem geliyor aklıma. bunu o gün yapmamamın tek nedeni annem tek nedeni. hapları büyük çöp var ona attım koğuşa gittim. gözlerim dolu ama.
burda bitmiyor. aradan geçen birkaç gün sonra sivil memurun odasında uyudum. gece vakti sesler var katta. diğer sivil memurun odasının kilidini kırıyorlar benim adımı seslenip. çıksam kızacaklar. ama orda olmadığımı anlayınca benim olduğum odaya geldiler. kilidi kırmalarından önce ben açtım kapıyı. biraz ayar yedim ama bu düşüncemin birçok kişiyi korkuttuğunu öğrenmiş oldum.
askerlik bu yüzden benden çok şey alıp götürdü. insanlıktan çıkarıldım bazen. bu düşüncem sanki suçmuş gibi daha sonra görev yerim değiştirildi. hülasa bu düşünce aklınızdan çıkmıyorsa ailenizi düşünün. yapmayın.
devamını gör...
en zorlandığınız şey
anlayışsız insanlara tahammül etmekte çok zorlanıyorum. özellikle tüm detaylarıyla anlattığın halde anlamamakta ısrar edenlere. bi anlamaya çalış be güzel kardeşim..
devamını gör...
mahlassızım
en yakın arkadaşım kadar sevdiğim, tanımlarını okudukça "ulan ne güzel insanlar var" dememe sebebiyet vermiş yazar.
cidden çok seviyorum kendisini. daha önce sohbet etme fırsatınız oldu mu bilmiyorum ama olduysa ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. çocukları sevmesi ve çocukların da onu hayli sevmesi kalbinde taşıdığı saf sevginin en güzel kanıtı. ne desem ne yazsam boş gibi gelecek, o kadar güzel biri yahu! aşığım kendisine. parti kursa oy verir, tarikat oluştursa en sadık müridi olurum. *
(bkz: sen iste kurban verelim başqan)
cidden çok seviyorum kendisini. daha önce sohbet etme fırsatınız oldu mu bilmiyorum ama olduysa ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. çocukları sevmesi ve çocukların da onu hayli sevmesi kalbinde taşıdığı saf sevginin en güzel kanıtı. ne desem ne yazsam boş gibi gelecek, o kadar güzel biri yahu! aşığım kendisine. parti kursa oy verir, tarikat oluştursa en sadık müridi olurum. *
(bkz: sen iste kurban verelim başqan)
devamını gör...
afgan ve suriyeli göçmenlere izin verilmesinin asıl nedeni
1- sığınmacılar için, avrupa'dan gelen para. bu durum tüm mülteciler için geçerli görünse de afganlar için hükümet, ab ile ayrı bir antlaşmanın peşinde.
2- sığınmacılar hükümet için, ab'ye yönelik bir tehdit. "salarım bunları" tehdidi.
3- suriyeliler için esat'ın gitmesi veya ölmesi durumunda (ne gideceği var ne de ölmesi), kurulacak yeni hükümette söz sahibi olmak istemesi. (4 milyon suriyeli mültecinin sadece 110bin kadarına vatandaşlık verilmesi bunun göstergesi, ben daha fazla zannediyordum).
4- sığınmacılara ilişkin yardımları sadece biz yapmıyoruz. birleşmiş milletlerden ve çeşitli vakıflardan da yardım alıyorlar. bu yardımlar sayesinde sığınmacılar ülkede mal ve hizmete erişebiliyorlar. bunun sonucunda para dönüyor.
5- ucuz iş gücüyle türkiye'yi bir çin veya bangladeş'e dönüştürmek. bu sayede yabancı sermayeyi ülkeye çekme düşüncesi. (boş bir düşünce bence, zira yabancı sermaye de artık nitelikli işçilere ihtiyaç duyuyor).
6- transit bir ülke olduğumuzdan kaçak göç dolayısıyla dönen paranın el altından ülkeye aktarılması (kara para).
kısaca nedenler bunlar. ama bu durum ülkenin kamu düzenini bozmakta. vatandaşın huzur ve güvenliğini ihlal etmekte. ilaveten bu durum orta vadede vatandaşın silahlanmasına ve suç oranlarının artmasına neden olur. polis ve asker de her yere yetişemez. demografik yapının bozulmasıyla birlikte meclisin çıkardığı kanunlar tüm topraklarda uygulanamaz hale gelir. böylece bazı yörelerde destabil alanlar olur. bu da yeni terör örgütlerinin oluşmasına meydan verir. malum terör örgütü ile uğraştığımız yetmiyormuş gibi bir de bunlarla uğraşırız. aileler çocuklarını okullara bile gönderemez hale gelir.
bunların olmaması için sığınmacı politikası kökten değiştirilmeli !!!!. ab ile yapılan geri kabul antlaşması feshedilmelidir.
2- sığınmacılar hükümet için, ab'ye yönelik bir tehdit. "salarım bunları" tehdidi.
3- suriyeliler için esat'ın gitmesi veya ölmesi durumunda (ne gideceği var ne de ölmesi), kurulacak yeni hükümette söz sahibi olmak istemesi. (4 milyon suriyeli mültecinin sadece 110bin kadarına vatandaşlık verilmesi bunun göstergesi, ben daha fazla zannediyordum).
4- sığınmacılara ilişkin yardımları sadece biz yapmıyoruz. birleşmiş milletlerden ve çeşitli vakıflardan da yardım alıyorlar. bu yardımlar sayesinde sığınmacılar ülkede mal ve hizmete erişebiliyorlar. bunun sonucunda para dönüyor.
5- ucuz iş gücüyle türkiye'yi bir çin veya bangladeş'e dönüştürmek. bu sayede yabancı sermayeyi ülkeye çekme düşüncesi. (boş bir düşünce bence, zira yabancı sermaye de artık nitelikli işçilere ihtiyaç duyuyor).
6- transit bir ülke olduğumuzdan kaçak göç dolayısıyla dönen paranın el altından ülkeye aktarılması (kara para).
kısaca nedenler bunlar. ama bu durum ülkenin kamu düzenini bozmakta. vatandaşın huzur ve güvenliğini ihlal etmekte. ilaveten bu durum orta vadede vatandaşın silahlanmasına ve suç oranlarının artmasına neden olur. polis ve asker de her yere yetişemez. demografik yapının bozulmasıyla birlikte meclisin çıkardığı kanunlar tüm topraklarda uygulanamaz hale gelir. böylece bazı yörelerde destabil alanlar olur. bu da yeni terör örgütlerinin oluşmasına meydan verir. malum terör örgütü ile uğraştığımız yetmiyormuş gibi bir de bunlarla uğraşırız. aileler çocuklarını okullara bile gönderemez hale gelir.
bunların olmaması için sığınmacı politikası kökten değiştirilmeli !!!!. ab ile yapılan geri kabul antlaşması feshedilmelidir.
devamını gör...
adam kazandı
24 haziran 2018 cumhurbaşkanlığı seçimi gecesinde hayatımıza girmiş olan "siyasi lugat"
muharrem ince'nin, ismail küçükkaya'ya whatsapp üzerinden yazması ile viral olmuştur.
muharrem ince'nin, ismail küçükkaya'ya whatsapp üzerinden yazması ile viral olmuştur.
devamını gör...
isveçlilerin kulu'yu türkiye'nin başkenti sanmaları
vakti zamanında konya'nın kulu ilçesinden isveç'e yoğun bir göç olduğu için ve zaman içinde isveç'teki türk vatandaşlarının kahir ekseriyeti kululu olmasından dolayı oluşan bir fenomen. aynı şekilde isveçli kululular kulu'da isveç mimarisinde evler yaptırdıkları için de eğer yolunuz kulu'ya düşerse kendinizi isveç'te sanmanız işten bile değildir.
devamını gör...
