kamehameha dalgası
dragonball adlı animede son goku’nun gerçekleştirdiği özel skill’in adı.
devamını gör...
altruizm
latince kökenli bir kavram olup, başkalarına fayda sağlama, hiçbir beklenti içinde olmadan başka kişiyi kötülükten ve zararlardan koruma amaçlı yardım davranışıdır.
bir çeşit ahlak davranışı ve dünya görüşü olup auguste comte tarafından ortaya atılmıştır. başka insanların mutlu olmasına önem vermek en yüce ahlak ilkesidir.
bir çeşit ahlak davranışı ve dünya görüşü olup auguste comte tarafından ortaya atılmıştır. başka insanların mutlu olmasına önem vermek en yüce ahlak ilkesidir.
devamını gör...
kalınlığı yüzünden göz korkutan kitaplar
hukuk kitapları en son yazin bir tane gordum neredeyse agirligi benim kilom kadardi ki kalinligi siz dusunun. tabi agirliginin icindeki kanun maddelerinden oldugunuda dusunebiliriz.
devamını gör...
normal sözlük'e eksileme butonu gelsin kampanyası
insanlar eleştirilmeden kendilerini rahatça ifade edebildikleri bu ortamda eksi butonu geldiğinde sürekli tepki görmekten çekinip rahatça kendilerini ifade edemeyecekler. bu durum gerçekten mantıklımı?
devamını gör...
yazarların duymuş olduğu en garip isim
heycan
şeker
fincan
pilav
samuray
şeker
fincan
pilav
samuray
devamını gör...
kafa store'a recep tayyip erdoğan rozeti gelsin kampanyası
yalnız uzun adamı rozet yapıp sonra da troll davranırsanız bu size ve dininize yakışmaz.
dininiz diyorum çünkü aamir khan’ın dediği gibi,
iki tane tanrı var
birisi yaratan, diğeri sizin yarattığınız...
dininiz diyorum çünkü aamir khan’ın dediği gibi,
iki tane tanrı var
birisi yaratan, diğeri sizin yarattığınız...
devamını gör...
sözlüğün durduk yere duygusala bağlaması sorunsalı
hayatta çok sıkıldığım şeylerden birisi, duygusal tema.
çok bayık, sıkıcı bunaltıcı.
yok ağlamak, yok sarılmak. bu ne kardeşim ?
sevgi pıtırcığı minnoş yazarlar olduğunuzu bu kadar belli etmeye neden ihtiyaç duyuyorsunuz. gerçek hayatta da bu kadar duygusal ve drama kraliçesi gibi yaşıyorsanız üzülmeye mahkumsunuz zaten.
silkelenin kendinize gelin, sert olun. hep duygusal hep duygusal.
aşırı sıkıcısınız gerçekten, başlıkları okuyarak bile baydım kaldı ki o tanımlarınız ne sıkıcıdır kim bilir.
çok bayık, sıkıcı bunaltıcı.
yok ağlamak, yok sarılmak. bu ne kardeşim ?
sevgi pıtırcığı minnoş yazarlar olduğunuzu bu kadar belli etmeye neden ihtiyaç duyuyorsunuz. gerçek hayatta da bu kadar duygusal ve drama kraliçesi gibi yaşıyorsanız üzülmeye mahkumsunuz zaten.
silkelenin kendinize gelin, sert olun. hep duygusal hep duygusal.
aşırı sıkıcısınız gerçekten, başlıkları okuyarak bile baydım kaldı ki o tanımlarınız ne sıkıcıdır kim bilir.
devamını gör...
sözlükten evlenmek
evlenecektik ama konuştuğum kişi son anda erkek olduğunu söyledi.
devamını gör...
az bilinen yazım yanlışları
tdk’ye göre;
doğru olarak, hiçbir yerde durmadan, duraksızca anlamına gelen “direkt” kelimesini “direk”- ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek- olarak kullanılması yanlıştır.
yapmayın etmeyin!*
sözlükte de görüyorum o kadar güzel tanım yazıp yazım hatalarından ciddiye alamıyorum.
doğru olarak, hiçbir yerde durmadan, duraksızca anlamına gelen “direkt” kelimesini “direk”- ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek- olarak kullanılması yanlıştır.
yapmayın etmeyin!*
sözlükte de görüyorum o kadar güzel tanım yazıp yazım hatalarından ciddiye alamıyorum.
devamını gör...
sözlüğün bu gece çökmemiş olması
(bkz: belediye çalışıyor)
devamını gör...
normal sözlük'te türkçe öğretmeni aramak
virgül yanlış, üstten ayraç olmalı mı, de ,da yı bitişik yazmışsın diyen biiir sürü öğretmen var burda, neden bu kadar zorlandınız bulmakta acaba ?
devamını gör...
kırılmış kalbin ilacı
aklıma japonların kintsugi sanatını getiren başlıktır. acı çekmiş insan bundan ders almalı ve eskiye göre de güçlü olması gerekir. sözde kolaydır ama bunu hangimiz gerçekleştirebiliyoruz orası meçhul. yapabiliyorsanız tamir edin kalbinizi japonların yaptıkları gibi, bir porselen değil kalp ama kırıldıktan sonra iyileşmiyor sanki.
devamını gör...
medine vesikası
islam devletinin ilk anayasasıdır. bu anayasa hz. muhammed önderliğinde hazırlanmış, 47 maddelik kısa bir metindir. bazı tarihçiler bu anayasanın tarihteki bilinen ilk yazılı anayasası olduğunu söyler. eğer öyle değilse bile, her halükarda ilk anayasalardan biridir. ayrıca şunu da söyleyeyim ki, bu anayasa, kur'an-ı kerim yargıları gibi olmayıp, zamanın şartlarına göre değişikliğe uğraması mümkün olmuş olan bir anayasadır.
ayrıca bu vesikanın maddelerini yazmadan önce, maddelerde geçen bazı kabile isimleri hakkında yazmak daha iyi olur. çünkü eğer maddeleri okursanız, tam bir şekilde anlayabilmeniz içindir bu. bu anayasa, hz. muhammed'in önderliğinde, medine halkı için hazırlanmış bir anayasa olup, daha o dönem tek bir yönetim altında olmayan arabistan'daki medine şehri halkını ayrı bir millet yapmıştır. böylelikle bu anayasa, hz. muhammed'in gelecekte kuracağı ilk islam devletinin de temellerini atmıştır.
vesikanın maddelerini anlamanıza yardımcı olacak, bazı sözlerin anlamı;
kureyş - hz. muhammed'in de mensup olduğu, ileri gelen arap kabilelerinden bir tanesi. kurucusu hz. muhammed'in büyük dedelerinden olan kusay bin kilab'dır. bu kabile, hz. muhammed'in mensup olduğu bir kabile olsa bile, müslümanların en çok savaştığı kabile olarak kabul edilir.
muhâcir - hz. muhammed ile mekke'den medine'ye göç eden sahabiler topluluğudur. başka anlamları da vardır.
benu avf - hz. muhammed zamanındaki arap kabilelerinden biridir. onlar yahudilerin hükmettiği bir bölgeye geçmek istiyorlardı. fakat o bölgenin halkı buraya yerleşebilmeleri için yahudiliğe geçmelerini şart koştu. benu avf kabilesi, bu şartı kabul etti ve burdan medine'ye doğru hareket ettiler.
adı geçen buraya yazmadığım diğer 3 kabile hz. muhammed dönemindeki arap kabilelerinden biridir.
benu'n-neccâr - hz. muhammed zamanındaki arap kabilelerinden biridir. müslümandırlar.
benu amr ibn avf - medine'deki 2 büyük kabileden biri olan evs'in bir koludur.
benu'l-evs - medine'de ensarı oluşturan bir kahtani asıllı 2 arap kabileden biri.
benu sâ'lebe - adnani ve kahtanilere mensup bazı kabilelerin ismidir.
cefne ailesi - sa'lebe'nin bir kolu.
benu'ş-şuteybe - hz. muhammed zamanındaki arap kabilelerinden biri.
--
medine vesikası maddeleri:
"bismillahirrahmanirrahim.
1. bu kitap (yani yazı), muhammed peygamber tarafından kureyşliler ve yesribli (medineli) müminler ve müslümanlar, ve bunlara tabi olanlarla yine onlara daha sonrasından katılmış olanlar ve onlarla da beraber cihad edenler için düzenlenmiştir.
2. işte bu kimseler, diğer insanlardan ayrı bir ümmettirler (toplulukturlar).
3. kureyş'den olan muhâcirler, kendi aralarında âdet olması bakımından kan diyetlerini ödemeye katılırlar ve onlar savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
4. benu avflar, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye katılacaklardır ve müslümanların oluşturduğu her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini müminler arasında makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
5. benu hârisler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her bir tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasında makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
6. benu sâideler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasında makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
7. benu cuşemler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
8. benu'n-neccârlar, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
9. benu amr ibn avflar, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
10. benu'n-nebîtler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
11. benu'l-evsler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır...
12. müminler, kendi aralarında ağır malî sorumluluklar altında bulunan hiç kimseyi bu halde bırakmayacaklar, kurtuluş fidyesi yahut kan diyeti gibi borçlarını makul bilinen esaslara göre vereceklerdir.
12 * . hiçbir mümin, diğer bir müminin mevlâsına (yani kendisinin akdî kardeşlik rabıtası kurmuş olduğu kimse) muhalefet edemez. (bu maddenin diğer bir versiyonu, hiçbir mümin, diğer bir müminin mevlâsı ile onun aleyhinde olmak üzere bir anlaşma yapmayacaktır).
13. takva sahibi müminler, kendi aralarında haddi aşan ve haksız bir fiil vukuunu tasarlayan veya bir suç veya hakka tecavüz yahut da müminler arasında bir karışıklık çıkarma kasdını taşıyan kimseye karşı olacak, ve bu kimse onlardan birinin evladı dahi olsa, hepsinin elleri onların aleyhine kalkacaktır.
14. hiçbir mümin bir kafir için, bir mümini öldüremez ve bir mümin aleyhine hiçbir kafire yardım edemez.
15. allah'ın himaye ve teminatı (zimmeti) tektir, müminlerin en ehemmiyetsizlerinden birinin tanıdığı himaye onların hepsi için bir hüküm ifade eder. zira müminler, diğer insanlardan ayrı olarak birbirlerinin mevlâsı (kardeşi) durumundadırlar.
16. yahudilerden bize tabi olanlar, zulme uğramaksızın ve onlara karşı olanlarla yardımlaşılmaksızın, yardım ve arka çıkmamıza hak kazanacaklardır.
17. barış, müminler arasında bir tekdir. hiçbir mümin, allah yolunda girişilen bir savaşda, diğer müminleri hariç tutup, bir barış anlaşması akdedemez, bu barış, ancak onlar (müminler) arasında genellik ve adâlet esasları üzere yapılacaktır.
18. bizimle beraber savaşa katılan bütün askerî birlikler, birbirleriyle nöbetleşeceklerdir.
19. müminler, birbirlerinin allah yolunda (uğrunda) akan kanlarının intikamını alacaklardır.
20. takva sahibi müminler, en iyi ve en doğru yol üzerinde bulunurlar.
20. * . hiçbir müşrik, bir kureyşlinin malını ve canını himâyesi altına alamaz ve hiçbir mümine bu hususta engel olamaz (yani, kureyşliye hücum etmesine mani olamaz).
21. herhangi bir kimsenin, bir müminin ölümüne sebep olduğu kesin delillerle sâbit olur da, maktûlün velîsi (yani hakkını müdafaa eden) rızâ göstermezse, kısas hükümlerine tabî olur; bu halde bütün müminler ona karşı olurlar. ancak bunlara, sadece bu kaidenin tatbiki için hareket etmek helâl (doğru) olur.
22. bu sahîfenin (yani yazının) muhteviyatını kabul eden, allah'a ve ahiret gününe inanan bir mü'minin bir katile yardım etmesi ve ona sığınacak bir yer temin etmesi helâl (doğru) değildir; ona yardım eden veyahut sığınacak bir yer gösteren kıyamet günü allah'ın lânet ve gazabına uğrayacaktır ki, o zaman artık kendisinden ne bir para ödemesi ne de bir tavîz alınacaktır.
23. üzerinde ihtilâfa düştüğünüz bir şey, allah'a ve muhammed'e götürülecektir.
24. yahudiler, müminler gibi, muharebe devam ettiği müddetçe kendi harp masraflarını karşılamak mecburiyetindedirler.
25. benu avf yahudileri, müminlerle birlikte (diğer bir versiyona göre, müminden) bir ümmet (topluluk) teşkil ederler. yahudilerin dinleri kendilerine, müminlerin dinleri kendilerinedir. buna gerek mevlâları ve gerekse bizzat kendileri dahildirler.
25. * . yalnız kim ki haksız bir fiile girişir veya bir suç işler, o sadece kendine ve aile fertlerine zarar vermiş olacaktır.
26. benu'n-neccâr yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.
27. benu'l-hâris yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.
28. benu sâ'ide yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.
29. benu cuşem yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.
30. benu'l-evs yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.
31. benu sa'lebe yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır. yalnız kim ki haksız bir fiile girişir veya bir suç işler, o sadece kendini ve aile fertlerini zarara uğratmış olacaktır.
32. cefne ailesi, sa'lebenin bir koludur, bu bakımdan sa'lebeler gibi mülâhaza olunacaklardır.
33. benu'ş-şuteybe de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır. kaidelere muhakkak riayet edilecek, bunlara aykırı hareket olmayacaktır.
34. sa'lebenin mevlâları, bizzat sa'lebeler gibi mülâhaza olunacaklardır.
35. yahudilere sığınmış olan kimseler, bizzat yahudiler gibi mülâhaza olunacaklardır.
36. bunlardan (yahudiler) hiçbir kimse müslümanlarla birlikte askerî sefere, muhammed'in müsaadesi olmadan çıkamayacaktır.
36 * . bir yaralamanın intikamını almak yasak edilmeyecektir. muhakkak ki bir kimse bir adam öldürecek olursa neticede kendini ve aile fertlerini mes'ûliyet altına sokar; aksi halde haksızlık olacaktır (yani bu kaideye uymayan bir kimse haksız durumda olacaktır). allah bu yazıya en iyi riâyet edenlerle beraberdir.
37. bir harp vukuunda yahudilerin masrafları kendi üzerine ve müslümanların masrafları kendi üzerinedir. muhakkak ki bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimselere harp açanlara karşı, onlar kendi aralarında yardımlaşacaklardır. onlar arasında hayırseverlik ve iyi davranış bulunacaktır. kaidelere muhakkak riayet edilecek, bunlara aykırı hareketler olmayacaktır.
37 * . hiçbir kimse müttefikine karşı bir suç işleyemez. muhakkak ki zulmedilene yardım edilecektir.
38. yahudiler müslümanlarla birlikte, beraberce harp ettikleri müddetçe masrafa bulunacaklardır.
39. bu sahîfenin (yazının) gösterdiği kimse lehine yesrib vâdisi dahili (cevf), harâm (mukaddes) bir yerdir.
40. himâye altındaki kimse, bizzat himaye eden kimse gibidir; ne zulmedilir ve ne de (kendisi) suç işleyecektir.
41. himâye verme hakkına sahip kimselerin izni müstesnâ, bir himâye hakkı verilemez.
42. bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimseler arasında zuhurundan korkulan bütün öldürme yahut münazaa vak'alarının allah'a ve resûlullah muhammed'e götürülmeleri gerekir. allah bu sahîfeye (yazıya) en kuvvetli ve en iyi riâyet edenlerle beraberdir.
43. ne kureyşliler ve ne de onlara yardım edecek olanlar, himâye altına alınmayacaklardır.
44. onlar (yani müslümanlar ve yahudiler) arasında, yesrib'e hücum edecek kimselere karşı yardımlaşma yapılacaktır.
45. şayet onlar (yahudiler), (müslümanlar tarafından) bir barış akdetmeye veya bir barış akdine katılmaya davet olunurlarsa, bunu doğrudan doğruya akdedecekler veya ona katılacaklardır. şayet onlar (yahudiler), (müslümanlara) aynı şeyi teklif edecek olurlarsa, mü'minlere karşı aynı haklara sahip olacaklardır; din mevzuunda girişilen harp vak'aları müstesnâdır.
45 * . her bir zümre, kendilerine ait mıntıkadan (gerek müdafaa, gerek sair ihtiyaçlar konusunda) mes'uldür.
46. bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimseler için oluşturulan şartlar, aynı şekilde evs yahudilerine, yani onların mevlâlarına ve bizzat kendi şahıslarına, bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimseler tarafından sıkı ve tam bir muhafazakârlık ile tatbik olunur. (kaidelere) muhakkak riâyet edilecek, bunlara aykırı hareket olmayacaktır. ve haksız şekilde kazanç temin edenler, sadece kendi nefsine zarar vermiş olurlar. allah bu sahîfede (yazıda) gösterilen maddelere en doğru ve en mükemmel riâyet edenlerle beraberdir.
47. bu kitap (yazı), bir haksız fiil işleyen veya suç işleyen ile cezâ arasına engel olarak giremez. kim ki bir harbe çıkar, emniyette olur veya kim ki medine'de kalırsa yine emniyet içindedir; haksız bir fiil veya cürüm vukuu halleri müstesnâdır. allah ve resûlullah muhammed himayelerini, (bu sahîfeyi) tam sadakat ve dikkat içinde muhafaza eden kimseler üzerinde tutacaklardır.
ayrıca bu vesikanın maddelerini yazmadan önce, maddelerde geçen bazı kabile isimleri hakkında yazmak daha iyi olur. çünkü eğer maddeleri okursanız, tam bir şekilde anlayabilmeniz içindir bu. bu anayasa, hz. muhammed'in önderliğinde, medine halkı için hazırlanmış bir anayasa olup, daha o dönem tek bir yönetim altında olmayan arabistan'daki medine şehri halkını ayrı bir millet yapmıştır. böylelikle bu anayasa, hz. muhammed'in gelecekte kuracağı ilk islam devletinin de temellerini atmıştır.
vesikanın maddelerini anlamanıza yardımcı olacak, bazı sözlerin anlamı;
kureyş - hz. muhammed'in de mensup olduğu, ileri gelen arap kabilelerinden bir tanesi. kurucusu hz. muhammed'in büyük dedelerinden olan kusay bin kilab'dır. bu kabile, hz. muhammed'in mensup olduğu bir kabile olsa bile, müslümanların en çok savaştığı kabile olarak kabul edilir.
muhâcir - hz. muhammed ile mekke'den medine'ye göç eden sahabiler topluluğudur. başka anlamları da vardır.
benu avf - hz. muhammed zamanındaki arap kabilelerinden biridir. onlar yahudilerin hükmettiği bir bölgeye geçmek istiyorlardı. fakat o bölgenin halkı buraya yerleşebilmeleri için yahudiliğe geçmelerini şart koştu. benu avf kabilesi, bu şartı kabul etti ve burdan medine'ye doğru hareket ettiler.
adı geçen buraya yazmadığım diğer 3 kabile hz. muhammed dönemindeki arap kabilelerinden biridir.
benu'n-neccâr - hz. muhammed zamanındaki arap kabilelerinden biridir. müslümandırlar.
benu amr ibn avf - medine'deki 2 büyük kabileden biri olan evs'in bir koludur.
benu'l-evs - medine'de ensarı oluşturan bir kahtani asıllı 2 arap kabileden biri.
benu sâ'lebe - adnani ve kahtanilere mensup bazı kabilelerin ismidir.
cefne ailesi - sa'lebe'nin bir kolu.
benu'ş-şuteybe - hz. muhammed zamanındaki arap kabilelerinden biri.
--
medine vesikası maddeleri:
"bismillahirrahmanirrahim.
1. bu kitap (yani yazı), muhammed peygamber tarafından kureyşliler ve yesribli (medineli) müminler ve müslümanlar, ve bunlara tabi olanlarla yine onlara daha sonrasından katılmış olanlar ve onlarla da beraber cihad edenler için düzenlenmiştir.
2. işte bu kimseler, diğer insanlardan ayrı bir ümmettirler (toplulukturlar).
3. kureyş'den olan muhâcirler, kendi aralarında âdet olması bakımından kan diyetlerini ödemeye katılırlar ve onlar savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
4. benu avflar, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye katılacaklardır ve müslümanların oluşturduğu her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini müminler arasında makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
5. benu hârisler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her bir tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasında makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
6. benu sâideler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasında makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
7. benu cuşemler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
8. benu'n-neccârlar, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
9. benu amr ibn avflar, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
10. benu'n-nebîtler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.
11. benu'l-evsler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır...
12. müminler, kendi aralarında ağır malî sorumluluklar altında bulunan hiç kimseyi bu halde bırakmayacaklar, kurtuluş fidyesi yahut kan diyeti gibi borçlarını makul bilinen esaslara göre vereceklerdir.
12 * . hiçbir mümin, diğer bir müminin mevlâsına (yani kendisinin akdî kardeşlik rabıtası kurmuş olduğu kimse) muhalefet edemez. (bu maddenin diğer bir versiyonu, hiçbir mümin, diğer bir müminin mevlâsı ile onun aleyhinde olmak üzere bir anlaşma yapmayacaktır).
13. takva sahibi müminler, kendi aralarında haddi aşan ve haksız bir fiil vukuunu tasarlayan veya bir suç veya hakka tecavüz yahut da müminler arasında bir karışıklık çıkarma kasdını taşıyan kimseye karşı olacak, ve bu kimse onlardan birinin evladı dahi olsa, hepsinin elleri onların aleyhine kalkacaktır.
14. hiçbir mümin bir kafir için, bir mümini öldüremez ve bir mümin aleyhine hiçbir kafire yardım edemez.
15. allah'ın himaye ve teminatı (zimmeti) tektir, müminlerin en ehemmiyetsizlerinden birinin tanıdığı himaye onların hepsi için bir hüküm ifade eder. zira müminler, diğer insanlardan ayrı olarak birbirlerinin mevlâsı (kardeşi) durumundadırlar.
16. yahudilerden bize tabi olanlar, zulme uğramaksızın ve onlara karşı olanlarla yardımlaşılmaksızın, yardım ve arka çıkmamıza hak kazanacaklardır.
17. barış, müminler arasında bir tekdir. hiçbir mümin, allah yolunda girişilen bir savaşda, diğer müminleri hariç tutup, bir barış anlaşması akdedemez, bu barış, ancak onlar (müminler) arasında genellik ve adâlet esasları üzere yapılacaktır.
18. bizimle beraber savaşa katılan bütün askerî birlikler, birbirleriyle nöbetleşeceklerdir.
19. müminler, birbirlerinin allah yolunda (uğrunda) akan kanlarının intikamını alacaklardır.
20. takva sahibi müminler, en iyi ve en doğru yol üzerinde bulunurlar.
20. * . hiçbir müşrik, bir kureyşlinin malını ve canını himâyesi altına alamaz ve hiçbir mümine bu hususta engel olamaz (yani, kureyşliye hücum etmesine mani olamaz).
21. herhangi bir kimsenin, bir müminin ölümüne sebep olduğu kesin delillerle sâbit olur da, maktûlün velîsi (yani hakkını müdafaa eden) rızâ göstermezse, kısas hükümlerine tabî olur; bu halde bütün müminler ona karşı olurlar. ancak bunlara, sadece bu kaidenin tatbiki için hareket etmek helâl (doğru) olur.
22. bu sahîfenin (yani yazının) muhteviyatını kabul eden, allah'a ve ahiret gününe inanan bir mü'minin bir katile yardım etmesi ve ona sığınacak bir yer temin etmesi helâl (doğru) değildir; ona yardım eden veyahut sığınacak bir yer gösteren kıyamet günü allah'ın lânet ve gazabına uğrayacaktır ki, o zaman artık kendisinden ne bir para ödemesi ne de bir tavîz alınacaktır.
23. üzerinde ihtilâfa düştüğünüz bir şey, allah'a ve muhammed'e götürülecektir.
24. yahudiler, müminler gibi, muharebe devam ettiği müddetçe kendi harp masraflarını karşılamak mecburiyetindedirler.
25. benu avf yahudileri, müminlerle birlikte (diğer bir versiyona göre, müminden) bir ümmet (topluluk) teşkil ederler. yahudilerin dinleri kendilerine, müminlerin dinleri kendilerinedir. buna gerek mevlâları ve gerekse bizzat kendileri dahildirler.
25. * . yalnız kim ki haksız bir fiile girişir veya bir suç işler, o sadece kendine ve aile fertlerine zarar vermiş olacaktır.
26. benu'n-neccâr yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.
27. benu'l-hâris yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.
28. benu sâ'ide yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.
29. benu cuşem yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.
30. benu'l-evs yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.
31. benu sa'lebe yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır. yalnız kim ki haksız bir fiile girişir veya bir suç işler, o sadece kendini ve aile fertlerini zarara uğratmış olacaktır.
32. cefne ailesi, sa'lebenin bir koludur, bu bakımdan sa'lebeler gibi mülâhaza olunacaklardır.
33. benu'ş-şuteybe de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır. kaidelere muhakkak riayet edilecek, bunlara aykırı hareket olmayacaktır.
34. sa'lebenin mevlâları, bizzat sa'lebeler gibi mülâhaza olunacaklardır.
35. yahudilere sığınmış olan kimseler, bizzat yahudiler gibi mülâhaza olunacaklardır.
36. bunlardan (yahudiler) hiçbir kimse müslümanlarla birlikte askerî sefere, muhammed'in müsaadesi olmadan çıkamayacaktır.
36 * . bir yaralamanın intikamını almak yasak edilmeyecektir. muhakkak ki bir kimse bir adam öldürecek olursa neticede kendini ve aile fertlerini mes'ûliyet altına sokar; aksi halde haksızlık olacaktır (yani bu kaideye uymayan bir kimse haksız durumda olacaktır). allah bu yazıya en iyi riâyet edenlerle beraberdir.
37. bir harp vukuunda yahudilerin masrafları kendi üzerine ve müslümanların masrafları kendi üzerinedir. muhakkak ki bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimselere harp açanlara karşı, onlar kendi aralarında yardımlaşacaklardır. onlar arasında hayırseverlik ve iyi davranış bulunacaktır. kaidelere muhakkak riayet edilecek, bunlara aykırı hareketler olmayacaktır.
37 * . hiçbir kimse müttefikine karşı bir suç işleyemez. muhakkak ki zulmedilene yardım edilecektir.
38. yahudiler müslümanlarla birlikte, beraberce harp ettikleri müddetçe masrafa bulunacaklardır.
39. bu sahîfenin (yazının) gösterdiği kimse lehine yesrib vâdisi dahili (cevf), harâm (mukaddes) bir yerdir.
40. himâye altındaki kimse, bizzat himaye eden kimse gibidir; ne zulmedilir ve ne de (kendisi) suç işleyecektir.
41. himâye verme hakkına sahip kimselerin izni müstesnâ, bir himâye hakkı verilemez.
42. bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimseler arasında zuhurundan korkulan bütün öldürme yahut münazaa vak'alarının allah'a ve resûlullah muhammed'e götürülmeleri gerekir. allah bu sahîfeye (yazıya) en kuvvetli ve en iyi riâyet edenlerle beraberdir.
43. ne kureyşliler ve ne de onlara yardım edecek olanlar, himâye altına alınmayacaklardır.
44. onlar (yani müslümanlar ve yahudiler) arasında, yesrib'e hücum edecek kimselere karşı yardımlaşma yapılacaktır.
45. şayet onlar (yahudiler), (müslümanlar tarafından) bir barış akdetmeye veya bir barış akdine katılmaya davet olunurlarsa, bunu doğrudan doğruya akdedecekler veya ona katılacaklardır. şayet onlar (yahudiler), (müslümanlara) aynı şeyi teklif edecek olurlarsa, mü'minlere karşı aynı haklara sahip olacaklardır; din mevzuunda girişilen harp vak'aları müstesnâdır.
45 * . her bir zümre, kendilerine ait mıntıkadan (gerek müdafaa, gerek sair ihtiyaçlar konusunda) mes'uldür.
46. bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimseler için oluşturulan şartlar, aynı şekilde evs yahudilerine, yani onların mevlâlarına ve bizzat kendi şahıslarına, bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimseler tarafından sıkı ve tam bir muhafazakârlık ile tatbik olunur. (kaidelere) muhakkak riâyet edilecek, bunlara aykırı hareket olmayacaktır. ve haksız şekilde kazanç temin edenler, sadece kendi nefsine zarar vermiş olurlar. allah bu sahîfede (yazıda) gösterilen maddelere en doğru ve en mükemmel riâyet edenlerle beraberdir.
47. bu kitap (yazı), bir haksız fiil işleyen veya suç işleyen ile cezâ arasına engel olarak giremez. kim ki bir harbe çıkar, emniyette olur veya kim ki medine'de kalırsa yine emniyet içindedir; haksız bir fiil veya cürüm vukuu halleri müstesnâdır. allah ve resûlullah muhammed himayelerini, (bu sahîfeyi) tam sadakat ve dikkat içinde muhafaza eden kimseler üzerinde tutacaklardır.
devamını gör...
sözlük mesajına iq testi gelsin önerisi
düşük iq'lu arkadaşlarla uğraşmak istemeyen yazar önerisi. mesaj atıp sonra engel falan da atıyorlar. ben bu internete para veriyorum para, böyle tiplerle zaman harcamak istemiyorum.
yetkililere duyurulur.
yetkililere duyurulur.
devamını gör...
ayıp olmasın diye yapılanlar
kendi elimle kendi boğazımı sıkıyormuş gibi hissettiren davranışlardır. aileden geçen travmatik meselelerden olsa gerek ama işte aileden geçtiği için ayıp olur yapmak lazım ¡
devamını gör...
hayatında hiç sevgilisi olmamış kişi
hiç sevgilim olmadı,sevildiğime hiçbir zaman inanmadım.sadece tek bir kişinin sevgisine inanmak istedim,sadece babamın beni sevmesini,bana kızıymışım gibi davranmasını istedim.insanın ilk hayal kırıklığının babası olması çok kötü bir durummuş..
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
herkes seni hayal kırıklığına uğratabilir.
devamını gör...
erkek yazarlardan kadın yazarlara tavsiyeler
üzmeyin yeter. yoksa hepiniz baş tacısınız.
devamını gör...



