(tematik)

umut_yazar isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.

at, katır gibi hayvanlara binen insanların rahat etmesini sağlamak amacıyla kullanılan, atın sırtına yerleştirilen bir eşyadır.
devamını gör...

evrendeki her şeyi oluşturan atomların çıkış noktası.

atom dediğimiz şey, proton ve nötron adlı parçacıkların çekirdek denen bir bölgede toplanması, bu çekirdeğin dışındaki bir hacimde de elektronların dolanmasından ibaret bir yapı. o halde bu parçacıkları bir araya getirip bir atom oluşturabiliriz diyebilirsiniz ama bu öyle normal koşullar altında yapılabilecek bir şey değil. zira çekirdekteki protonlar, pozitif yüklü parçacıklar ve birbirlerini itiyorlar. bunları bir arada tutmak için büyük bir enerji gerekiyor.

çekirdekteki proton ve nötronları bu şekilde bir arada tutmak için gereken sıcaklık, 100.000.000 kelvin civarında. doğal olarak biz bunu yeryüzündeki laboratuvarlarda oluşturamıyoruz. fakat bundan çok daha yüksek sıcaklık değerleri, evrenin oluşum anında, yani büyük patlama aşamasında mümkündü.

bahsi geçen dönemde ortada atomlardan ziyade, bağımsız atom altı parçacıklardan oluşan çok yoğun bir plazma vardı. büyük patlamanın hemen akabinde gerçekleşen kozmik enflasyon sonrasında ortam biraz "soğuduktan" sonra, bu parçacıkların bazıları, yani proton ve nötronlar, birbirlerine yapışmaya başladı. böylece ilk atom çekirdeklerinin temeli atılmış oldu. zaten pozitif yük olan protonların varlığı, negatif yüklü elektronların da zamanla ortama çekilmesi anlamına gelecekti.

bu şekilde hidrojen, helyum, lityum ve berilyum oluşmaya başladı çünkü bunlar en hafif ve basit atomlardı. bu sürece "büyük patlama nükleosentezi" diyoruz.

bu hafif elementlerin ortaya çıkışından yaklaşık 100.000.000 yıl sonra yavaş yavaş ağır elementler de oluşmaya başlayacaktı çünkü artık yıldızlar yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. yıldız çekirdekleri, sıcaklığı çok yüksek olan ikinci ortamdı. böylece bu ortam, hafif elementleri birbiriyle kaynaştırıp daha büyük elementlerin oluşumunu, yani nükleer füzyonu gerçekleştirmeyi başardı. zaten yıldızların enerjisi de bu yolla üretilir.

ancak bunun da bir sınırı vardır. periyodik tabloda demir atomuna kadar olan elementler (ki yaklaşık 22 taneler) bu yolla oluşabilir. fakat demir atomlarını birbirine kaynaştıracak güç yıldızlarda bile bulunmaz.

peki bundan daha ağır elementler nereden çıktı?

bu kez devreye "nötron yakalama" adlı süreç girer. nötronlar yüksüz parçacıklar olduğundan, atom çekirdeğine girmeleri, protonların girişinden kolaydır. üstelik bozunarak proton, elektron ve elektron antinötrinosu oluşturabilirler. bunun anlamı, atomda daha fazla proton ve elektron oluşması ve daha ağır bir atomun ortaya çıkmasıdır. bu süreç çok yaşlı yıldızlarda oldukça yavaş şekilde işler. bu nedenle bu yıldızlarda çok fazla ağır element oluşamaz.

aslında evrende var olan bol miktardaki ağır elementin süpernovalarla ortaya çıktığı düşünüldü uzun süre. fakat astrofizikçilerin ağır element üretimi için son gözde adayı, nötron yıldızı çarpışmaları. aslında nötron yıldızları da süpernovaların sonucu olduğundan, ağır elementlerin süpernovalar sonrasında oluştuğu fikri çok da yanlış sayılmaz.

nötron yıldızı çarpışmalarında (birleşme de diyebiliriz) "hızlı nötron yakalama" sürecinin devreye girdiği tahmin ediliyor. gözlemler de bu tahmini destekliyor.

bir de son derece kararsız olup hemen radyoaktif bozunmaya uğrayan çok ağır atomlar var. bunların bir kısmını yapay olarak üretmek mümkün.
devamını gör...

aşırı kültürlü, zekasına hayran bıraktıran, müthiş bi karakter. kendisi iyi ki susarak şarkı paylaşmış ve benimle tanışmıştır. arkadaşlığına ihtiyacım varmış meğer, ilaç gibi gelmişti. şimdilerde yüzünü gören cennetlik. yüksek ihtimalle büyük yerlere gelirken içinde bulunduğu yoğunlukta kayboluyodur.*
devamını gör...

unutma red umut iyi birşeydir,belkide en iyisi ve iyi şeyler asla ölmez.esaretin bedeli
devamını gör...

sanki içimde deprem olmuşta bende o göçüğün altında kalmış gibi hissederim çoğu zaman.
devamını gör...

eğitim de erkek öğrencilere de türban serbestisi getirilsin. uçalım fezaya.
devamını gör...

cihan mürtezaoğlu - yüzü roman *

devamını gör...

dalgaların huzur dolu sesinde sevdiceğini düşünüyordur belki
ah nasıl yapsam da ona kavuşsam diyordur
imgelerini şiire dökmek isteyen bir şairdir belki o düşünceli tip
içini ferahlatmak için deniz kenarına da mı gelmesin ne yapsın.
ama siz de haklısınız sayın sırpski film neşenizi bozduk affedin. *
devamını gör...

açıklamalarını okuduğum ve hak verdiğim eski futbolcu. eğer mutluluğun futbolda olduğunu düşünseydi devam ederdi. adamın kafası çalışıyor ve demek ki hayatının merkezine parayı koymamış, kariyer yapmak istiyor ve ilgi duyduğu bir alanda bunu başarmak istiyor. futbolunu üniversite takımında yine oynayacaktır ve eğer profesyonel olarak devam etmek isterse okul ile birlikte mls'ten bir takımda futbol oynayabilir ve hayattaki iki tutkusunu da hayata geçirebilir.
devamını gör...

zerdüştlüğün mö 6. yüzyılda formunu tamamlamış en eski tek tanrılı dinlerden olduğu sanılır. ancak keşfedilmiş olan ketef hinnom (gümüş muska yazıtı), aynı yüzyıla tarihlendiğinden, 'formunu tamamlamış en eski tek tanrılı din' görüşü, bir iddia olarak kabul edilebilir olmuştur. zerdüşt gatalar'da insanı gerçek (asha) ile yalan (druj) arasında ruhsal mücadele veren bir varlık olarak görür. asha'nın ana konsepti zerdüştlük'ün temelini oluşturur.

buna göre insanlığın diğer bütün yaratılanlar gibi tek amacı doğruluğu muhafaza edip ayakta tutmaktır. bu amaca hayatın içinde aktif bir rol alarak ve yapıcı düşünce ve fikirlerle ulaşılabilir.

zerdüştlük bilge dini olarak adlandırılır. klasik yunan filozoflarından heraklitos'un zerdüşt'ün fikirlerinden etkilendiğine inanılı*r.

alıntıdır*
devamını gör...

mitolojinin feminist bir dille yorumlanan güzel bir sentezi. birnevi mitolojiye modern bir yorum getirmek.

peki ne anlamda feminist bir dil diyebilirsiniz. kirke yani circe yanlış bilmiyorsam mitolojinin magazinsel bir ismi değil ve bazı hikayelerde haydi bir yandan rolümü alayım şeklinde girmiş bir karakter. zaten yunan mitolojisine bakarsanız hikayeler daha çok zeus kimi götürdü ya bak şunları şunları yapma şeklinde ders niteliğinde öyküler. sonuçta mitler bir halkın aynası. feminist olmayan bir doğadan feminist bir hikaye beklemek abes. ya da zeus'un tecavüzcü halini bugüne uyarlamakta bir o kadar saçma çünkü o günün cinsellik alıgısı daha farklı. yani osmanlıda da oğlancılık varmış ama zamanla toplum değişmiş değil mi? *

neyse efendim özün sözü madeline miller kirke karakterini geçtiğimiz yüzyıldan itibaren kavrayabildiğimiz cinsiyet eşitçiliği noktasından değerlendirmiş. hikayelerin birbirine bağlanışı ve tanrı insan arasındaki ayrımlara getirilen yorum oldukça yaratıcı ve mühim ki zaten işin edebi boyutu orada taçlanmış bence. kirke'nin hikayesine böyle bir pencereden bakabilmek ve tanrı olgusunu eleştirebilmek oldukça zor olgular

tutupta siz ay ben tanrı olmayayım ölümsüz olmayayım ya diyebilir miydiniz ? ama sonunda iyi ki bunu seçmişsin kirke iyi ki diyorsunuz


bu arada nacizane tavsiyem okuyabilirseniz ingilizcesini okuyun. ha ben özellikle ingilizcesini okumalıyğğm gibi bir psikolojiye girmedim ama yurtdışındaydım o noktada elime geçti. peki çörek o zaman neden bu ingilizce oku sevdan neden diye olacaksanız çünkü rüyalarınızı ingilizce görmenizi istiyorum *. şaka şaka. ama ingilizcesini okurken yazarın gerçekten şiirsel lirik bir dili olduğunu gözlemledim ki yazar da ingilizce yazmış kitabı. yani bu da bir çeviri olsa diyeceğim ne gerek var ama bir yazıyı kendi dilinde okumak bence çok özel (rüyalarınızı ingilizce görmektende)

bugün bu ingilizce rüyamı görüyorum geyiğini çıkartan yazarımız fena sövecek bana herhalde ama olsun. kim olduğunu bllmiyorum şeker insan.cidden


kitabın ingilizcesi de zor değil öyle. ama anlatmışımdır başka bir yerde herhalde northern line hattında kitabı okurken hatları karıştırdım. yani uzun hikaye şimdi gidip bakmanız lazım ama mornington crescent charing cross hattındadır camden town ise hem oraya bağlanır hem de bank hattına. ben evimin durağını kaçırıp bu kesişim noktası durağında inince önce bank hattından gelen metroya binip dönmeye çalıştım sonra tabii ki dönemedim. geri bindim camden town a gelince bu bankle charing cross hattının durdukları alanda hep aynı olmuyor beni başkasının hattına atmış falan güzel yordu. okurken ya ne diyorsun çöreğim diyor olabilirsiniz ama northern line a binmeyene de bu nüansı anlatmak çok zor çünkü ben kendime anlatamıyorum şu an. neyse yani akıcı kitap zaten vurgu buna.

peki #1028955 yazıp burada salak gibi bu kadar yazıyı yazmama kaç puan. ama bugün daha yazasım daha çemen kusasım bir gün ondan bence ondan.* sonuçta alın okuyun be annem.
devamını gör...

sword art online reki kawahara tarafınbdan yazılan ve abec tarafından görselleştirilen bir mangadır. hikaye 2022'de geçip devasa rol yapma oyunu ve sanal gerçeklik ile birleşen bir oyunu konu almaktadır. playstation için oyunları da bulunmaktadır.

şimdi animenin hikayesine geçelim.

nerve gear isimli sanal gerçeklik oyunlarını oynatan bir cihaz vardır ve bu cihaz çok yaygındır. 6 kasım 2022 yılında sao isimli bir vrmmorpg oyunu çıkışını yapar ve oyunu sadece 10.000 kişi alabilmeyi başarmıştır. kirito isimli oyuncu da bunlardan biridir. ancak oyunda bir sorun vardır. çıkış tuşu yerinde yoktur. herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken oyunun geliştiricisi kayaba akihibo aniden herkesi başlangıç noktasına ışınlar ve oyundan çıkmanın tek yolunun 100 farklı zindan bossunu yenip oyunu bitirmenin olduğunu söyler. ayrıca eğer oyuncunun canı sıfıra inerse otomatik olarak radyasyon yayarak oyuncuyu öldürecektir.

kirito daha önce bu oyunun beta testlerinde çok fazla deneyim elde ettiği için tek başına hareket ederek oyunu çok kolayca bitirebileceğini düşünmektedir. ancak işler kirito'nun beklediği gibi gitmeyecektir çünkü oyun beta sürümünden farklıdır.
devamını gör...

kalçaları ya da memeleri kadar dikkat edilmese de aşkla bakan gözleridir.
devamını gör...

tam da bugün görmem ne kadar manidar.. hayatta en değer verdiğim insanlardan birini kaybedeli tam 1 yıl oldu. aklımda hep kötü anılar.. yapamadıklarım, soyleyemediklerim... koskoca ömründe sevildiğini gerçekten hissetti mi bilmiyorum. ama buraya yazmak istiyorum. seni çok sevdik
devamını gör...

ben ikisini de yapan tipim. okuduğum bir kitabın filmi varsa izler, izlediğim bir filmin kitabı varsa da okurum.
hayal gücü sınırsız. kişileri, mekanı, dekoru kendi kurma hakkım var ama diğer türlü sadece birinin bakış açısıyla gördüğümü izliyorum. ilk okuyup sonra da izlemeyi daha çok severim. ayrıca kitapta olan çoğu ayrıntıya da yer verilemiyor.
devamını gör...

bunu söyleyen atalar da tam bir malmış, gerçi halen kalıntıları devam ediyor.
devamını gör...

benim de garipsediğim bir durumdur. temel amaç zaten bir fikirin ortaya atılması sonrası fikirlerin beyan edilmesi olan bir mecrada -bazı durumlarda tek cümlelik bkz vermeyi vs. ayrı tutarak- doğrularınızla çelişen farklı bir fikire neden öcüymüş gibi bundan bize ne olması ve peki bundan size ne olması gibi bir bkz'nin neden ortalığa öylece bırakıldığını anlamıyorum. eğer bundan size veya bize ne ise tanım girmeyebilirsiniz, çok basit bir olgu bu. her konuda fikir belirtmek ya da farklı fikre saldırmak zorunda değil kimse. efendi uslu tartışıp olaysız dağılalım, nedir yani. çok mu zor?
devamını gör...

körpeliği kalmamış olan demektir.

kart zampara bana hep komik gelmiştir.
devamını gör...

engellediğimiz yazar zeki müren mi..
devamını gör...

hexathelidae olarak da bilinen, agelenidae familyasından çok zehirli bir örümcek türüdür. ismini ördüğü huni şeklindeki zehirli ağdan alır. 43 türü olduğu düşünülen bu örümceğin daha çok avustralya da yaşadığı bilinmektedir. ağlarına takılan böcekler ve nispeten kendine nazaran zararsız diğer örümcekler ile beslenirler.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim