yeşilçam'ın usta ismi, izlemeye doyamadığımız birçok filmin senaristi ve yönetmeni kartal tibet 83 yaşında aramızdan ayrıldı. kamera önünde başladığı hikayesine, kamera arkasında sayısız filmin yönetmenliğini ve senaristliğini yaparak devam etti. özellikle canlandırdığı 'tarkan' karakteri ile hafızalara kazıldı.
60'lı yıllarda başka bir sinema emekçisi göksel arsoy'un buradan askerlik sebebi ile sinemaya ara vermesinden ötürü yeni bir jön arayışına girilir. kartal tibet tekliflere hemen cevap vermeyip diretecektir. çünkü kendisi göksel arsoy'un aldığı ücreti ister. daha sonra anlaşma sağlanır ve 1965 yılında karaoğlan filmi ile kartal tibet yeşilçam'a ilk adımını atar.
ilk kez 1977' de tosun paşa filmi ile yönetmenliğe adım atmıştır. çoğunluğunda kemal sunal'ın rol aldığı birçok filmi yazıp yönetmiştir.
davoro, şabaniye, şen dul şaban*, öğretmen , deli deli küpeli gibi...
televizyon döneminin önem kazandığı doksanlarda kendisi de televizyona yönelmiş ve bir çok dizinin yönetmenliğini yapmıştır. bunlardan en bilindik olanı süper baba'dır
2002 yılında altın portakal film festivalinde yaşam boyu onur ödülüne layık görülür. 2006 yılında ise aynı ödül töreninde yıldırım önal anı ödülünün sahibi olur.
son olarak 2006 yılında ''dünya'yı kurtaran adamın oğlu'' filmini yönetmiştir.
evet, tarih 2 temmuz 2021.
kartal tibet'i sonsuzluğa uğurluyoruz.
devamını gör...

anlamı plazma içinde yer alan ağ anlamına gelen organeldir. tek zarlı bir organel olup ökaryot hücrelerde bulunur. kendisi hücre içi dolaşımından sorumludur ayrıca hücreye desteklik sağlar. ribozom taşıyıp taşımamasına göre * granüllü *granülsüz olarak ikiye ayrılır. granüllü endoplazmik retikulum protein sentezinin sık olduğu hücrelerde daha fazla bulunur. bazı proteinlerin işlenip golgi cisimciğine taşınmasını sağlar. granülsüz endoplazmik retikulum ise kas hücrelerinde kalsiyum depolanmasını;yağ,karbonhidrat, fosfolipit sentezi yapar. insan karaciğer hücrelerinde ilaçların ve zehirli maddelerin etkisizleştirilmesinde rol oynar. ayrıca golgi cisimciğini,lizozomu ve kofulu oluşturur.
*
devamını gör...

2 yastık
yeni yıkanmış çarşaflar
uykudan önce sıcak duş
devamını gör...

benimkini kutlayanları ben de nezaketen kutluyorum. ne diyeyim insanlara ben müslüman değilim kutlamayın mı diyeyim.
devamını gör...

sözlükteki en sevdiğim yazarlardan. seviyorum böyle relax güzel espri yapan samimi insanları.
devamını gör...

bugün saat bir itibariyle ilk dozumu vurularak artık benim de dahil olduğum insan topluluğu.

öncelikle aşıdan önce bir onam formu imzalıyorsunuz. ve sözlü olarak doktor tarafından aşının yan etkileri konusunda bilgilendiriliyorsunuz. belirtmeden geçemeyeceğim ama aşıda uzun kuyruk oluşmasının en büyük nedenlerinden biri de bu. altı kişi alınıyor içeri ve benim grubumda maalesef okuma yazma bilmeyen insanlar vardı. ondan yardım istiyor bundan yardım istiyor. o arada doktorun ne dediğini anlamıyor bir daha anlattırıyor. altı kişide hepi topu üç beş dakika sürecek işlem o kargaşayla yarım saat sürüyor yani.

aşının bendeki yan etkilerine gelirsek eğer, aşıdan bir saat kadar sonra, aşı yerinde hafif şişlik, sol kolumda omuza yayılan hafif ağrı ve parmaklarımda hafif karıncalanma dışında bir yan etkisini hissetmedim henüz. ki alerjik bir bünyeye sahibim. ayırca aynı gün duş almamanız gerektiği ve aşının aşırı yorgunluk hissi ile baş ve eklem ağrısı yapabileceği ve böyle bir durumda, hafif bir ağrı kesici içilebileceği bilgisi de veriliyor aşıdan önce.
devamını gör...

erol büyükburç'un olmadığı şey.
devamını gör...

günün ilk ibadeti olması en önemli faziletidir. kulun imtihanında ilk imtihan sorusu, sabah namazıdır. bu imtihanı başarıyla geçenin günü daha huzurlu geçer. uykudan kalkmamak, kalkılsa bile yerine getirmemek ve uzun süre ihmal etmek de tam tersi huzursuzluk, mutsuzluk, işte ve hayatta aksiliklere zemin hazırlar ( kendimden bilirim).
devamını gör...

bir anglus oblong kitabıdır.

eskiden çocukların masallarla arası çok iyiydi. şimdi de öyle mi bilmiyorum. ama masalların çocuklara verdiği mesajların önemli olduğuna inanıyorum. la fontaine hikayelerini mesela oldum olası sevemedim. çocukken de sevmezdim, hala da sevmem. bütün kahramanlarında bir uyanıklık, kurnazlık, sahtekarlık. karganın zaafından faydalanıp rızkını çalan tilkiden, tilkiye düz tabakta çorba ikram edip intikam alan leyleğe kadar her kahramanda kötücül duygular baskın.

masalların daha yapıcı, çocukları daha iyi bir insan olmaya teşvik eden mesajlar vermesinden yanayım ben.

ancak bu kitap öyle bir kitap değil. burada anlatılan masallar annelerin çocuklara asla anlatamayacağı türden. debbiler tarafından zorbalığa uğrayan helga’nın intikamından, aptal bir vampire dönüşen betsy’nin hikayesine kadar her öyküde hayatın gerçek yüzünü gösteren ve okuyanın yüzüne tokat gibi çarpan masallar bunlar. annesine benzememek için uğraşan rosie’nin hikayesi ise benim favorilerimden.

angus oblong bu masallarda pedagojik bir uygunluk, ahlaki mesajlar ya da mutlu sonlar vaat etmiyor. gerçeğin keskin yüzünün teninizde dolşaması için elinden geleni yapıyor sadece.
devamını gör...

başıma gelen olaydır. ergenliğimin doruklarını yaşadığım hesabım kabak gibi ortada. rezillik ya. arada açıp bakıp utanıyorum kendimden.
devamını gör...

ibrahim tatlıses'in avrupa turnesinde olduğu sırada, almanya'da kaldığı otel odasında mangal yakması.
devamını gör...

yaptığım yanlışlar zincirinin ilk halkası.
devamını gör...

uzun uzun sarılmaktır.
devamını gör...

çaycım yapmam.
devamını gör...

vasıfsız insanların ortak özellikleri'dir. bir üst versiyonları bunların kadınlarla yaşadıkları maceraları ballandırarak anlatan tiplerdir ve hep bu tiplerin arasından çıkar. artı bir özellikleride birçok trol bunların arasından çıkar,hergün gördüğünüz gibi. prim vermeyin duymayın kısaca ip-le-me-yin! kudursun vasıfsız iyi aile(!) çocukları.
devamını gör...

çocuk yapıp cami önüne bırakmak gibi bir harekettir. tam bir üşengeç profili çizer.
devamını gör...

modern liberalizmin doğduğu geliştiği yerin ingiltere olmasında benim kanaatimce yönetici elit ile halkın farklı kökenden gelmesi bir hayli etkili olmuştur. roma'nın britanya'dan çekilmesinden beri bu bölgeyi yöneten asillerle, halk çoğunlukla farklı kültürlerden gelmiştir. ango-sakson göçleri sırasında asiller bu cermen savaşçılarken, yerel briton onların tebaalarını oluşturmuştur. zamanla sakson kültürü zamanla bu kelt tebaayı asimile etmiştir, bu arada saksonlar da britonlar gibi hristiyanlaşmış böylelikle yeni bir britanya kültürü yaratılmıştır. bu yeni kültür ilk olarak danimarkalı vikinglerce sonrasında fransa'ya yerleşmiş vikinglerin yönettiği feodal normandiya düklüğünce boyunduruk altına alınmıştır.

yabancı asillerin boyunduruğu altında ingiliz halkının ve ironik bir şekilde anglo-norman asillerinin, yönetimde temsil edilmenin önemini, devlet yani mutlak güç ve tebaa arasında ilişkiyi, kral john gibi tiranların bu temsil haklarını nasıl elinden alabileceklerini öğretmiş ve bu ivmeyle libaralizme giden yol açılmıştır.

bu aşamadan sonra britanya'da ne despot mutlakiyetçi fransız kralları, rus çarları, ne faşist veya sosyalist diktatoryalar yer bulamamıştır. avrupa'nın fanatizminden uzak kalarak pax britannica'yı emin adımlarla ilerlemişlerdir.

türklerin de eğer benzer refaha kavuşması arzulanıyorsa, bu devlet ile tebaa ilişkisini anlaması, ota boka vatan sağ olsun demek yerine taleplerini iletmesi daha doğru olacaktır.

türkiye cumhuriyeti maalesef kurulduğu tarihten bu yana ne siyasi ne ekonomik refahın olduğu bir dönem yaşamıştır ancak buna karşın halk ekonomik ve siyasi belirsizliğe rağmen halk kendi talepleri doğrultusunda ülkeyi şekillendirmek yerine mutlak gücün korkarak seslerini çıkarmamışlardır.
devamını gör...

(bkz: halil inalcık) (bkz: devlet-i aliyye)
seferlerde-savaşlarda olan her şeyi bir bir bir saymış.
(bkz: ilber ortaylı) gibi yorum katmamış.
çok zengin bir kitap ama okuyamadım, bıraktım.
beni affetsin.
devamını gör...

zafer desek az gelir, destan desek yine az gelir, oyle bir savas oyle bir milli mucadeledir. oncelikle biraz savasi anlatayim; (oldukca uzun olacak)...

yaklasik 4 sene surecek olan 1. dunya savasi'na osmanli devleti, almanya'nin baskisiyla dahil olmustur. ingiltere ve fransa ozellikle istanbul'u ele gecirerek hem osmanli devletini parcalamak, hem ruslarla olan birliklerini kuvvetlendirmek hem de almanya'ya buyuk bir darbe vurma dusuncesi icerisindeydiler. bu dusunceyle istanbul'u ele gecirmek icin, donemin en guclu donanmasini olusturdular.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


iste bu deniz donanmasi, 19 subat 1915'te harekata baslamistir. yaklasik 1 ay boyunca yaptiklari saldirilarda hic beklemedikleri bir sekilde turk donanmasi tarafinca savunmayla karsilasmis ve saldirilarinda bir arpa boy yol alamamamislardir. tarih 18 mart 1915 sabahini gosterdiginde ise, cok buyuk bir donanma grubuyla uc koldan canakkale bogazi'na giris yapmislardir. donanmalari donemin en son teknolojisiyle uretilmis savas gemileri, muhripler ve mayin gemileriyle olusturulmustur. sahip olduklari bu guclu donanmayla canakkale bogazi'ni gecip istanbul'u ele gecireceklerini planlamislardir. tabi binbasi nazmi bey'in komutasindaki nusret mayin gemisinden bihaberlerdi. (17 mart 1915 gece saatlerinde ingiliz donanmasini atlatan nusret mayin gemisi bogazin bir cok alanina mayin dosemisti). ve sabahin erken saatlerinde turk donanmasi buyuk bir saldirisa gecmistir. onemli ingiliz gemilerinin bir cogu batirilmis, bir bolumu mayinlara denk gelerek patlamis, bir bolumu ise agir tahribat gorerek devre disi kalmistir. geride kalan donanma gemileri ise mayinli alanlardan kacmaya calisirken kahraman seyit onbasi devreye girmistir. (bkz: seyit onbaşı)... saldiri esnasinda topun agzina kullanilan vincin ariza yapmasi uzerine 275 kiloluk uc mermiyi ust uste tek basina kaldiran seyit onbasi sayesinde atesleme yapilmistir. bu atesleme sonunda ingiliz donanmasi icin cok onemli olan ocean zirhlisini denizin dibine gommustur. bu sayede denizden canakkale'nin gecilemeyecegini anlayan itilaf devletleri, sansini karadan deneyecektir....

bu sefer itilaf devletlerince ingiliz, fransiz, avusturyali ve yeni zelandalilardan olusan bir kara donanmasi kurulmustur. buna karsilik ise canakkale bogazi'nda buyuk bir galibiyet yakalayan kahraman turk ordusu, kara birlikleriyle de guclu bir ordu olusturmustur. ulu onder mustafa kemal ataturk ise 19. ihtiya tumeni'nin basina yarbay rutbesiyle getirilmistir. ulu onder bu savasta ilk buyuk basarisini ari burnu'na cikardigi birlikle dusmana mudahale ederek kazanmis hatta tarihcilere gore canakkale zaferinin kaderini sekillendirmistir. "ben size taarruzu degil olmeyi emrediyorum" sozunu bu zamanda soylemistir... ariburnu cikarmasiyla da galibiyet alan turk ordusu, itilaf devletleri ordusuyla aylarca suren bir catismaya girmistir. yaptigi dogru ataklarla buyuk basari yakalayan ataturk, yarbay rutbesinden albay rutbesine terfi etmistir. 19-20 aralik'ta anafartalar ve ariburnu cephesi, 8-9 ocak'ta da seddulbahir cephesi dusman birliklerince bosaltilmis ve buyuk bir bozguna ugrayarak cekip gitmislerdir. ve boylece dunya tarihinde gorulmemis bir zafer elde edilmistir. su anki savas istatistiklerine gore 1 metre kareye 6000 mermi dusmesiyle dunya tarihinde gorulmemis bir savas olmustur canakkale zaferi. ayrica ari burnu cikarmasiyla cok buyuk bir kahramanlik gosteren 57.alay komutanligi dunyanin en fazla madalya almis en kahraman alay birligi secilmistir. (o gunden beri ordumuzun 57. alay komutanligi da yoktur)... canakkale zaferimiz kisaca boyle gelismistir. kendi adima boyle bir kahraman ecdadin torunu olmak grur duyuyorum. o yuzdendir ki, ulu onder ataturk'un de dedigi gibi ne mutlu turkum diyene ve yine ne mutlu turkum diyene!..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yedi kapılı teb şehrini kuran kim?
kitaplar yalnız kralların adını yazar.
yoksa kayaları taşıyan krallar mı?
bir de babil varmış, boyuna yıkılan,
kim yapmış babil'i her seferinde?
yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar
altınlar içinde yüzen lima'nın?
ne oldular dersin duvarcılar çin seddi bitince?
yüce roma'da zafer anıtı ne kadar çok!
kimler acaba bu anıtları diken?
sezar kimleri yendi de kazandı bu zaferleri?
yok muydu saraylardan başka oturacak yer
dillere destan olmuş koca bizans'ta?

atlantis'de, o masallar diyarında bile,
boğulurken insanlar uluyan denizde bir gece yarısı,
bağırıp imdat istedilerdi kölelerinden.
hindistan'ı nasıl aldıydı tüysüz iskender?
tek başına mı aldıydı orayı?
nasıl yendiydi galyalıları sezar?
bir ahçı olsun yok muydu yanında onun?
ispanyalı filip ağladı derler
batınca tekmil filosu.
ondan başkası acaba ağlamadı mı?
yediyıl savaşını ikinci frederik kazanmış ha?
yok muydu ondan başka kazanan?

kitapların her sayfasında bir zafer yazılı.
ama pişiren kimler zafer aşını?
her adımda fırt demiş fırlamış bir büyük adam.
ama ödeyen kimler harcanan paraları?

işte bir sürü olay sana.
ve bir sürü soru.

(bkz: bertolt brecht)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim