maruz kalınmak istenmeyen sorular
kilo mu aldın sen? diye soranlardan kaçın. kimse bozmasın moralinizi.
devamını gör...
ateistlerin inançsızlıklarını yayma eğilimi
son zamanlarda sözlükte gördüğüm durum. genelleme yapmam anlamsiz tabi ama genel olarak kendilerinin ülkede rahat edemediğinden , inanan bakın dini olan demiyorum inanan kesim tarafindan yaftalanip kendilerine farklı davranildigindan , bir sürü ritüeli yobazlık olarak yorumlayıp kendilerine saygı gösterilmediginden, inanan insanların uyguladığı rituelleri anlamsız bulup bunu rahat ve dalga geçer şekilde dile getirip kendi boşluğuna yokluguna tek laf edilince özgürlüğüm diye bas bas bağıran, bir tane cahil bulup kendisine davranış şekliyle koca bir dini bagdastiran ya da bir iki tane insanların hiç dusunemedigi(!) soru bulup her inanana sorup yüzünde aptal bir siritmayla cevap bekleyen insanlardan bahsediyorum. o kadar basitsiniz ki inancınız ,düşünceniz önemli değil. insan olarak şu davranışlarınız o kadar aşağılık ki. tekrar söylüyorum lafım yukarıdaki özellikleri taşıyan insanlara, herkesin yolu kendine kalbi, inancı. bize insanlık lazım. sonradan eklenen not: yazma gereği duydum cunku tek tek aynı şeyi anlatmak istemiyorum . soru sorulmasından değil cevap beklerkenki mustehzi usluptan rahatsız olduğumu yazdım. acaba yanlış mı anlatmisim diye baktım ama yooo. neyse. herkes sorsun zaten ayrıca ama öğrenmek için, farklı bir görüş alıp sentez yapmak için , üstünlük taslamak için değil.
devamını gör...
ayakta işemek
bazı kızların" 1 günlüğüne karşı cins olsanız ne yaparsınız? "sorusuna verdiği cevaplardan herhangi biridir.
zararlı olduğu söyleniyor.
zararlı olduğu söyleniyor.
devamını gör...
nickaltı olmayan yazar
nickaltı avcılarına yakalanmamış yazardır. kokunuzu aldık geliyoruz çok yakında.*
pek severim kendilerini. okumayı da yazmayı da. ama biraz diyalog kurup tanımlarını inceledikten sonra daha iyi oluyor nickaltı girmek. aklımda var bir kaç canım yazarım nickaltı girilecek. sizleri de sıraya alabilirim. çokça yazın canlar.
pek severim kendilerini. okumayı da yazmayı da. ama biraz diyalog kurup tanımlarını inceledikten sonra daha iyi oluyor nickaltı girmek. aklımda var bir kaç canım yazarım nickaltı girilecek. sizleri de sıraya alabilirim. çokça yazın canlar.
devamını gör...
sms hakkı bitmesin diye harfleri kısaltarak sms atmak
bu benim ve ekleme yapayım: 250 kontöru 20 liraya almak ve o kontörün, kıskanç sevgiliye dert anlatacağım diye 30dk.da bitmesi... ilişkileri finanse edememek yüzünden ayrılmak... şimdiki gençler çok şanslı...
devamını gör...
ragnarok
ıklim değişikliğine yerel ve kültürel bir bakış açısından bakması dolayısıyla dur bakalım izleyelim dediğim dizidir. bu samimi yaklaşımım ilk sezon sonu ve ikinci sezon ortalarında dayanamamıştir.
kafamda lan bu neeee ? dediğim birkaç sahneden bahsedeyim. kötü adamımız çevreyi kirleten ve aynı zamanda iskandinav mitlerine göre dev olan abi ile thor olan magne kardeşimizin 1. sezon finalindeki savaşı. ağalar, beyler, hanımlar.... 2021 yılında netflix gibi bir yerde şöyle bir replik olabilir mi ? " babanı da ben öldürdüm, seni de öldürüceğnmm” bunu cüneyt arkın yapınca herkes ardiyla gülüyor, bu norveçli kekolar yapınca ses yok arkadaş. diğer bir sorun az buçuk mitoloji bilen insan magne’nin kardeşi laurices'ın loki olduğunu anlamıştır. adamlar o kadar gözümüze sokmuşlar. eveet şimdi burası çokomelli... şu yazıyı okuyan çocuk sahibi olan veya olmayan kadın yazarlara sesleniyorum. düşünün market kasiyeri size diyor ki, tamam hadi o eşyaları çıkarmana gerek yok kalsın, benden olsun amaaa büyük oğlana şöyle köprüye gidip tanrıyla tanışsın... bu diyalogdan sonra bir insan şunları düşünmez mi, ne diyor bu münafık ya da lan bizim oğlan bu kadınla ilişki mı yaşıyor bedava malzeme aldık şifre bu herhalde akşama sevişecek bunlar galiba demez mi aga??? oğlunun tanrı olma olasılığı benim ihtimallerimden milyon, milyar kat daha düşük bir olasılık. ama kadın ne yapıyor ? yia oğlum marketteki kadın tanrı dedi, köprü dedi, oğlun gitsin dedi ayhh bir şeyler dedi işte... ıçim parçalandı bu diyaloğu yazarken, sol ciğerim gel abi korona olalım değmez bu saçma dünyada yaşamaya diyor.... sevgili thor kardeşimizin çekicini gidip döktürmesi ise ayrı bir hoş tabi... magne'nin annesi ise fatmagül'ün suçu ne ? dizisindeki fatmagül'ün abisinin aynısı lan. aynı polyanacilik var kadında. sen gidiyorsun kadının kocasına diyorsun ki, yia işte biz senle şu tarihte sevişmiştik hatırlıyorsun, he işte laurice senin oğlun. bu adamın karısı sizi ezmeye çalışıyor ve diyorsun ki hayır bilerek yapmadııı kiiii ....
diziye samimi olarak birkaç artı puan vererek başladım izlemeye, çünkü mitoloji sever bir insan olarak ve işlediği konunun ikok değişikliği olması sebebiyle.... gelin görün ki bu iyi duygulariimin üzerinde resmen bal şarabı içip halay çektiler ....
kafamda lan bu neeee ? dediğim birkaç sahneden bahsedeyim. kötü adamımız çevreyi kirleten ve aynı zamanda iskandinav mitlerine göre dev olan abi ile thor olan magne kardeşimizin 1. sezon finalindeki savaşı. ağalar, beyler, hanımlar.... 2021 yılında netflix gibi bir yerde şöyle bir replik olabilir mi ? " babanı da ben öldürdüm, seni de öldürüceğnmm” bunu cüneyt arkın yapınca herkes ardiyla gülüyor, bu norveçli kekolar yapınca ses yok arkadaş. diğer bir sorun az buçuk mitoloji bilen insan magne’nin kardeşi laurices'ın loki olduğunu anlamıştır. adamlar o kadar gözümüze sokmuşlar. eveet şimdi burası çokomelli... şu yazıyı okuyan çocuk sahibi olan veya olmayan kadın yazarlara sesleniyorum. düşünün market kasiyeri size diyor ki, tamam hadi o eşyaları çıkarmana gerek yok kalsın, benden olsun amaaa büyük oğlana şöyle köprüye gidip tanrıyla tanışsın... bu diyalogdan sonra bir insan şunları düşünmez mi, ne diyor bu münafık ya da lan bizim oğlan bu kadınla ilişki mı yaşıyor bedava malzeme aldık şifre bu herhalde akşama sevişecek bunlar galiba demez mi aga??? oğlunun tanrı olma olasılığı benim ihtimallerimden milyon, milyar kat daha düşük bir olasılık. ama kadın ne yapıyor ? yia oğlum marketteki kadın tanrı dedi, köprü dedi, oğlun gitsin dedi ayhh bir şeyler dedi işte... ıçim parçalandı bu diyaloğu yazarken, sol ciğerim gel abi korona olalım değmez bu saçma dünyada yaşamaya diyor.... sevgili thor kardeşimizin çekicini gidip döktürmesi ise ayrı bir hoş tabi... magne'nin annesi ise fatmagül'ün suçu ne ? dizisindeki fatmagül'ün abisinin aynısı lan. aynı polyanacilik var kadında. sen gidiyorsun kadının kocasına diyorsun ki, yia işte biz senle şu tarihte sevişmiştik hatırlıyorsun, he işte laurice senin oğlun. bu adamın karısı sizi ezmeye çalışıyor ve diyorsun ki hayır bilerek yapmadııı kiiii ....
diziye samimi olarak birkaç artı puan vererek başladım izlemeye, çünkü mitoloji sever bir insan olarak ve işlediği konunun ikok değişikliği olması sebebiyle.... gelin görün ki bu iyi duygulariimin üzerinde resmen bal şarabı içip halay çektiler ....
devamını gör...
çabuk sinirlenen insan
bıkmıştır! birine bişeyler anlatmaktan ve karşılığı yerine tekrar aynı hataları görmekten ama ortamlarda çabuk sinirlenen diye adlandırılır hiç bu kişi bu hale nasıl geldi diye sorulmaz.
devamını gör...
üniversiteye başlayacaklara tavsiyeler
sınıfta oluşan gruplaşmalardan birine katılmak zorunda değilsiniz ve herkesi mantıklı hareket eden insanlar olarak beklemeyin.
devamını gör...
moderatör yalakası olmak
(bkz: moderatörlerin size ne etmesi) ha bir de;

t: moderatorlere karsi ayri bir sevgi besleyen yazar beyani*

t: moderatorlere karsi ayri bir sevgi besleyen yazar beyani*
devamını gör...
sözelci biriyle ciddi ciddi konuşmak
her gün trigonometri mi çözüyoruz dediğim başlık. eşit ağırlıkçı olarak her iki tarafa eşit mesafedeyim ama sözelcilerin kurduğu cümleler daha güzel ve anlaşılır.
devamını gör...
kimse yoksa maske takmanız gerekmiyor
peki neden polis tek başına yolda yürüyen insana ceza yazıyor?
devamını gör...
yazarların aile evindeki adı
otel mi burası?
işin gücün uyku.
arabasız bir yere gidemiyor musun?
sen adam olmazsın.
işin gücün uyku.
arabasız bir yere gidemiyor musun?
sen adam olmazsın.
devamını gör...
dinin kişi ile tanrı arasında olduğunu anlayamayan insan
koşarak uzaklaşılması gereken insan tipidir. her ne kadar günümüzde böyle olmasa da kişi bir topluluğun tamamını temsil etmez. bir şahsa bakarak bir topluluğu yargılamaksa zeka geriliğidir.(ama o x topluluğunun adini kötülüyor diyenler için)
evet savunmaları 'topluluğun adına leke sürüyor' olan bu insanlar, dinin ve dini gerekliliklerin sadece kişiyle tanrı arasında olduğunu kavrayamıyor ve insanları çirkin, haddi olmayan kalıplara sokuyor.
örn : açık olup namaz kılan kız
örn: kapalı olup bilek boy pantolon giyen kız
dini gerekliliklerin ne kadarına uyup ne kadarına uymayacağı kişiye kalmıştır ve kimseyi ilgilendirmez.
evet savunmaları 'topluluğun adına leke sürüyor' olan bu insanlar, dinin ve dini gerekliliklerin sadece kişiyle tanrı arasında olduğunu kavrayamıyor ve insanları çirkin, haddi olmayan kalıplara sokuyor.
örn : açık olup namaz kılan kız
örn: kapalı olup bilek boy pantolon giyen kız
dini gerekliliklerin ne kadarına uyup ne kadarına uymayacağı kişiye kalmıştır ve kimseyi ilgilendirmez.
devamını gör...
örnek vatandaş (yazar)
nick yazar uyumu diye buna derim adamım.
devamını gör...
halil cibran
yıllar önce çok severek okuduğum düşünür, yazar, şair, ressam. o kadar yoğun okudum ki, güçlü şiirsel dili, şiirlerime, denemelerime sızmaya çalışmıştır yer yer.* yazma işi ile ilgili iseniz aralıklı okumanızı öneririm efenim.
aldığım notlardan bir kaçı;
"o sessizlik gözyaşlarının ve feryatların üstüne çıkar, yüceliğiyle talihsizliğe daha fazla saygı ve ıstırap katar; o sessizlik ruhların dağların tepesinden uçurumların dibine düşmesine neden olur. o sessizlik fırtınanın gelmekte olduğunu ilan eder. ve fırtına gelmez, çünkü sessizlik fırtınadan da güçlüdür."
"güzelliğin şarkısını söylersen eğer, çölün ortasında tek başına olsan bile bir dinleyicin olacaktır. "
"ve ceviz gibiyiz, kırılıp açılmamız gerekiyor. zımpara kağıdı da aynı işi görür ama uzun zaman alır! yumuşak bir dokunuş uyandırmaz insanları."
"ruhumu kavrayan bu yumuşak ve kaba gizli eller nedir; yüreğimi kaplayan bu acı sevinç ve tatlı keder şarabı nedir?
baktığım bu görünmeyen, merak ettiğim açıklanamayan, hissettiğim hissedilemeyen şey nedir? hıçkırıklarımda kahkahanın yankısından daha güzel, sevinçten daha mutluluk verici bir keder var.
neden kendimi beni öldüren ve sonra şafak sökene kadar tekrar dirilten, hücremi ışığa boğan bu bilinmeyen güce veriyorum?
uyanıklık hayaletleri kurumuş gözkapaklarımın üstünde titreşiyor ve taştan yatağımın etrafında düş gölgeleri uçuşuyor.
aşk diye seslendiğimiz şey nedir? söyleyin bana, bütün anlayışlara sızan ve çağlarda gizli olan o sır nedir?
başlangıçta olan ve herşeyle sonuçlanan bu anlayış nedir?
yaşam 'dan ve ölüm 'den, yaşam 'dan daha acayip, ölüm 'den daha derin bir düş oluşturan bu uyanıklık nedir?
söyleyin bana dostlar, içinizde yaşam 'ın parmakları ruhuna dokunduğunda yaşam uykusundan uyanmayan biri var mı?"
"dostum, göründüğüm gibi değilim. görünüş sadece giydiğim bir elbisedir. senin sorgularından beni, benim kayıtsızlığımdan seni koruyan, özenle örülmüş bir elbise. benim içimdeki ‘ben’, sessizlik içinde oturur, sonsuza dek kalacak orada, doyulmaz, erişilmez.
ne söylediklerime inanmanı, ne de yaptıklarıma güvenmeni isterim çünkü sözlerim senin aklından geçenlerin dile getirilmesinden, yaptıklarımsa umutlarının eylemleştirilmesinden başka bir şey değildir. denizlerde gezen düşüncelerimi anlayamazsın, zaten anlamanı da istemem. bırak denizimle baş başa kalayım. senin için gündüz olduğu zaman dostum, benim için gecedir. çünkü sen ne karanlığımın türkülerini duyabilir, ne de yıldızlara çarpan kanatlarımı görebilirsin. görmemenden, duymamandan hoşnudum ben. bırak gecemle baş başa kalayım."
"ruhum bana vazetti ve ne cücelerden daha büyük, ne de devlerden daha küçük olduğumu gösterdi.
ruhum bana vazedene kadar insanlığı iki kişi olarak görürdüm: biri acıdığım güçsüz, diğeri izlediğim ya da direndiğim güçlü.
ama şimdi her ikisi de olduğumu ve ikisinin aynı maddeden yapıldığını biliyorum. kaynağım, onların kaynağı; bilincim, onların bilinci; kavgam onların kavgası; haccım, onların haccı.
onlar günahkarsa, ben de günahkarım. onlar iyiyse bundan ben gurur duyarım.yükselirlerse onlarla yükselirim. hareketsiz kalırlarsa tembelliklerinden utanırım.
ruhum benimle konuştu ve dedi ki, ''taşıdığın fener senin değildir, söylediğin şarkı senin yüreğinde bestelenmedi, ışığı taşısan bile ışık olmazsın, lutun tellerini titreterek lut çalamazsın.''
ruhum bana vazetti, kardeşim ve çok şey öğretti. çünkü sen ve ben biriz, benim içimdekileri hemen ortaya dökmem ve senin içindekini bir sır gibi gizlemen dışında, aramızda bir fark yok. ama senin sır saklamanda bir çeşit erdemdir."
aldığım notlardan bir kaçı;
"o sessizlik gözyaşlarının ve feryatların üstüne çıkar, yüceliğiyle talihsizliğe daha fazla saygı ve ıstırap katar; o sessizlik ruhların dağların tepesinden uçurumların dibine düşmesine neden olur. o sessizlik fırtınanın gelmekte olduğunu ilan eder. ve fırtına gelmez, çünkü sessizlik fırtınadan da güçlüdür."
"güzelliğin şarkısını söylersen eğer, çölün ortasında tek başına olsan bile bir dinleyicin olacaktır. "
"ve ceviz gibiyiz, kırılıp açılmamız gerekiyor. zımpara kağıdı da aynı işi görür ama uzun zaman alır! yumuşak bir dokunuş uyandırmaz insanları."
"ruhumu kavrayan bu yumuşak ve kaba gizli eller nedir; yüreğimi kaplayan bu acı sevinç ve tatlı keder şarabı nedir?
baktığım bu görünmeyen, merak ettiğim açıklanamayan, hissettiğim hissedilemeyen şey nedir? hıçkırıklarımda kahkahanın yankısından daha güzel, sevinçten daha mutluluk verici bir keder var.
neden kendimi beni öldüren ve sonra şafak sökene kadar tekrar dirilten, hücremi ışığa boğan bu bilinmeyen güce veriyorum?
uyanıklık hayaletleri kurumuş gözkapaklarımın üstünde titreşiyor ve taştan yatağımın etrafında düş gölgeleri uçuşuyor.
aşk diye seslendiğimiz şey nedir? söyleyin bana, bütün anlayışlara sızan ve çağlarda gizli olan o sır nedir?
başlangıçta olan ve herşeyle sonuçlanan bu anlayış nedir?
yaşam 'dan ve ölüm 'den, yaşam 'dan daha acayip, ölüm 'den daha derin bir düş oluşturan bu uyanıklık nedir?
söyleyin bana dostlar, içinizde yaşam 'ın parmakları ruhuna dokunduğunda yaşam uykusundan uyanmayan biri var mı?"
"dostum, göründüğüm gibi değilim. görünüş sadece giydiğim bir elbisedir. senin sorgularından beni, benim kayıtsızlığımdan seni koruyan, özenle örülmüş bir elbise. benim içimdeki ‘ben’, sessizlik içinde oturur, sonsuza dek kalacak orada, doyulmaz, erişilmez.
ne söylediklerime inanmanı, ne de yaptıklarıma güvenmeni isterim çünkü sözlerim senin aklından geçenlerin dile getirilmesinden, yaptıklarımsa umutlarının eylemleştirilmesinden başka bir şey değildir. denizlerde gezen düşüncelerimi anlayamazsın, zaten anlamanı da istemem. bırak denizimle baş başa kalayım. senin için gündüz olduğu zaman dostum, benim için gecedir. çünkü sen ne karanlığımın türkülerini duyabilir, ne de yıldızlara çarpan kanatlarımı görebilirsin. görmemenden, duymamandan hoşnudum ben. bırak gecemle baş başa kalayım."
"ruhum bana vazetti ve ne cücelerden daha büyük, ne de devlerden daha küçük olduğumu gösterdi.
ruhum bana vazedene kadar insanlığı iki kişi olarak görürdüm: biri acıdığım güçsüz, diğeri izlediğim ya da direndiğim güçlü.
ama şimdi her ikisi de olduğumu ve ikisinin aynı maddeden yapıldığını biliyorum. kaynağım, onların kaynağı; bilincim, onların bilinci; kavgam onların kavgası; haccım, onların haccı.
onlar günahkarsa, ben de günahkarım. onlar iyiyse bundan ben gurur duyarım.yükselirlerse onlarla yükselirim. hareketsiz kalırlarsa tembelliklerinden utanırım.
ruhum benimle konuştu ve dedi ki, ''taşıdığın fener senin değildir, söylediğin şarkı senin yüreğinde bestelenmedi, ışığı taşısan bile ışık olmazsın, lutun tellerini titreterek lut çalamazsın.''
ruhum bana vazetti, kardeşim ve çok şey öğretti. çünkü sen ve ben biriz, benim içimdekileri hemen ortaya dökmem ve senin içindekini bir sır gibi gizlemen dışında, aramızda bir fark yok. ama senin sır saklamanda bir çeşit erdemdir."
devamını gör...
tiktok'un yasaklanması gerekliliği
tamam.
devamını gör...
okuduğun bir kitabı pudra şekerine uyarla
bin muhteşem pudra şekeri.
devamını gör...
elmalı çocuk istismarı davası
kimse 'kuranda anlatılan allah var' demesin. olsa buna müdahale ederdi. hani o allah, rahman ve rahim'di?
devamını gör...
online oyuna para yatıran insan
herhangi bir hobiye para yatırmaktan çok da farklı iş yapmayan insan. kimi insan dergilere, kitaplara para harcar, kimisi kafelerde oturmaya, kimisi giyim kuşama... hoşlandığınız şeyi yapmak için harcarsınız paranızı genellikle. oyun da onlardan biri.
tabi evli barklıysanız ama işi hırsa bindirip çoluğun çocuğun rızkını oyuna yatırıyorsanız, onun kumar oynayıp evi barkı yıkmaktan bir farkı yok, onu da söylemiş olayım. her şeyin aşırısı zarar...
tabi evli barklıysanız ama işi hırsa bindirip çoluğun çocuğun rızkını oyuna yatırıyorsanız, onun kumar oynayıp evi barkı yıkmaktan bir farkı yok, onu da söylemiş olayım. her şeyin aşırısı zarar...
devamını gör...
