stefan zweig
zweig’ın, karısı lotte ile intiharına, hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden olmuştu. zweig'ın ebedi yolculuğuna çıkmadan önce bizlere bıraktığı o son sözler, intihar mektubu:
"özgür iradem ve açık bir bilinçle bu yaşamdan ayrılırken, son bir sorumluluk yerine getirilmeyi bekliyor: bana ve işimi yapmama huzurlu bir ortam sunan harika ülke brezilya’ya içten teşekkürlerimi sunmak. her yeni günle bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim, ruhsal anavatanım avrupa kendi kendini yok ettikten ve ana dilimin dünyası yok olduktan sonra, dünyanın hiçbir yerinde hayatımı bu kadar severek yeniden kuramazdım. ama altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. ve benim gücüm yıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekilde sonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişisel özgürlüğüm en yüce değerim oldu. bütün dostlarımı selamlarım! hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızılllığını görmek nasip olsun! ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.”
"özgür iradem ve açık bir bilinçle bu yaşamdan ayrılırken, son bir sorumluluk yerine getirilmeyi bekliyor: bana ve işimi yapmama huzurlu bir ortam sunan harika ülke brezilya’ya içten teşekkürlerimi sunmak. her yeni günle bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim, ruhsal anavatanım avrupa kendi kendini yok ettikten ve ana dilimin dünyası yok olduktan sonra, dünyanın hiçbir yerinde hayatımı bu kadar severek yeniden kuramazdım. ama altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. ve benim gücüm yıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekilde sonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişisel özgürlüğüm en yüce değerim oldu. bütün dostlarımı selamlarım! hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızılllığını görmek nasip olsun! ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.”
devamını gör...
bir erkeğin yürümesini önlemek için abi demek
erkeğe yerini bildiren harekettir.
yaşım küçük arkadaşlar. hepimiz abimsiniz. ayağınızı denk alın.
yaşım küçük arkadaşlar. hepimiz abimsiniz. ayağınızı denk alın.
devamını gör...
telefonla uğraşmak yerine yapılabilecek verimli aktiviteler
bilgisayarla uğraşmak.
devamını gör...
sen ağlama
sözleri sezen aksu ve aysel gürel’e, müziği ise onno tunç’a ait olan muhteşem şarkıdır.
sanki bu gece dinlenmek için yazılmış bir şarkı. hüzünlere bölünen saatlerde, ki tam şu anda parça parça olmuş saatler var benden çok uzakta bir yerlerde. yine de ben biliyorum ki bazı uzaklar çok yakındır.
bazen bir insan ağlar. siz görmezsiniz ağladığını ama bilirsiniz içten içe. utanmasanız siz de ağlarsınız sırf o ağladığını bildiğiniz insanın hüznüne ortak olabilmek için.
ağlamasına dayanamadığınız bir insan vardır. ağlayınca göz yaşlarını bile öpmek istediğiniz. o ağlamasın diye bir şey yapmak gelir içinizden, en çaresiz hissettiğiniz o anda, elinizden hiçbir şey gelmediğini düşündüğünüz ve öyle de olan o anda aklınıza bu sezen aksu şarkısı düşer.
aklınıza onca yükseklikten düşen her şey gibi canınızı yakar. bazı şarkılar düştüğü yeri yakar. ateş olsa cürmünden fazlasını yakar.
dışarıda yağmur yağmıyorsa da yağmaya başlar. kimse kimseye bağırmaz. sessiz bir nezakete dönüşen kırılan kalplerin içinde tuttuğu göz yaşları.
sayılı gündür geçer. her zaman da geçmiştir. bir iki göz yaşı kadar zaman geçince gerisi günlük güneşlik yepyeni bir hayat.
sen yine de ağlama.
sanki bu gece dinlenmek için yazılmış bir şarkı. hüzünlere bölünen saatlerde, ki tam şu anda parça parça olmuş saatler var benden çok uzakta bir yerlerde. yine de ben biliyorum ki bazı uzaklar çok yakındır.
bazen bir insan ağlar. siz görmezsiniz ağladığını ama bilirsiniz içten içe. utanmasanız siz de ağlarsınız sırf o ağladığını bildiğiniz insanın hüznüne ortak olabilmek için.
ağlamasına dayanamadığınız bir insan vardır. ağlayınca göz yaşlarını bile öpmek istediğiniz. o ağlamasın diye bir şey yapmak gelir içinizden, en çaresiz hissettiğiniz o anda, elinizden hiçbir şey gelmediğini düşündüğünüz ve öyle de olan o anda aklınıza bu sezen aksu şarkısı düşer.
aklınıza onca yükseklikten düşen her şey gibi canınızı yakar. bazı şarkılar düştüğü yeri yakar. ateş olsa cürmünden fazlasını yakar.
dışarıda yağmur yağmıyorsa da yağmaya başlar. kimse kimseye bağırmaz. sessiz bir nezakete dönüşen kırılan kalplerin içinde tuttuğu göz yaşları.
sayılı gündür geçer. her zaman da geçmiştir. bir iki göz yaşı kadar zaman geçince gerisi günlük güneşlik yepyeni bir hayat.
sen yine de ağlama.
devamını gör...
herr holz
kendi ismimim altına bir daha yazmam umuyorum. ama illa ki cevap hakkı doğuyor.
birincisi pkk ile bir alakam yok.
bunu ispat etmeye çalışmayacağım zira hukukta iddianın sahibi iddiayı ispatla mükelleftir.
gelelim asıl mevzuya.
sizin derdiniz benim ideolojik yaklaşımım değildir. ben bir anarşistim. bu çağda anarşist olmak elbette kolay değil. o yüzden olabildiğince anarşist diyelim.
sizin derdiniz sizi iyi ifşa ediyor oluşum.
rte, süslü süleylan, akepe, mehape... kilit kelimeler bunlar.
bunlar hakkında yazdığım hiç bir şeyi silmedim. bakabilirsiniz. peki bunlar hakkında yazdığım her hangi bir yazımı yalanlayabilecek, çürütebilecek bir yiğit var mı burada?
şu yazdığın yalandır, iftiradır diyebilir misiniz?
yok. o yüzden her zamanki gibi ucuz olan yolu seçtiniz.
adam hoşunuza gitmiyor mu?
pkkhühühüh
fedöööhhhh
hayınnn....
vatan.
bayrak.
din.....
yemezler oğlum yemezler.
benim üzerimden aklanmak olmaz.
benimle uğraşan bir kaç kişi var ki yazdıkları ortada.
alenen ışid sempatizanlığı yapıyorlar. kimse de bir şey demesin diye süslü süleyman gibi rol yapıyorlar. bakın bizim kutsala dil uzattı bla bla bla....
ayrıca hakkımda yazmak isterim ki;
ben bilime inanırım, sizin dininize değil.
ben fizikçilere, felsefecilere, iktisatçılara, matematikçilere ve ressamlara inanırım, sizin peygamber dediğiniz kişilere değil.
ben hür irademe inanırım, sizin bilmem neye bağladığınız şeylere değil.
ben dünyadaki bir ağacı kendimden kıymetsiz görmem asla. sizin gibi "insan yaratılanların en şereflisidir" yalanına değil.
ben eşitliğe inanırım, sizin gibi iki kadının şahitliği bir erkeğinkine eşittire değil.
boşuna uğraşmayın.
sizin iman ettiğiniz kuranı sizden çok okudum. sizi sizden daha iyi tanıyan biriyim. sizin içinizde büyüdüm. her türlü riyakarlığınızı, sahtekarlığınızı, hile ve oyununuzu sizin kadar iyi biliyorum.
siz gidin cüppeli hocanız gelsin kısacasası.
birincisi pkk ile bir alakam yok.
bunu ispat etmeye çalışmayacağım zira hukukta iddianın sahibi iddiayı ispatla mükelleftir.
gelelim asıl mevzuya.
sizin derdiniz benim ideolojik yaklaşımım değildir. ben bir anarşistim. bu çağda anarşist olmak elbette kolay değil. o yüzden olabildiğince anarşist diyelim.
sizin derdiniz sizi iyi ifşa ediyor oluşum.
rte, süslü süleylan, akepe, mehape... kilit kelimeler bunlar.
bunlar hakkında yazdığım hiç bir şeyi silmedim. bakabilirsiniz. peki bunlar hakkında yazdığım her hangi bir yazımı yalanlayabilecek, çürütebilecek bir yiğit var mı burada?
şu yazdığın yalandır, iftiradır diyebilir misiniz?
yok. o yüzden her zamanki gibi ucuz olan yolu seçtiniz.
adam hoşunuza gitmiyor mu?
pkkhühühüh
fedöööhhhh
hayınnn....
vatan.
bayrak.
din.....
yemezler oğlum yemezler.
benim üzerimden aklanmak olmaz.
benimle uğraşan bir kaç kişi var ki yazdıkları ortada.
alenen ışid sempatizanlığı yapıyorlar. kimse de bir şey demesin diye süslü süleyman gibi rol yapıyorlar. bakın bizim kutsala dil uzattı bla bla bla....
ayrıca hakkımda yazmak isterim ki;
ben bilime inanırım, sizin dininize değil.
ben fizikçilere, felsefecilere, iktisatçılara, matematikçilere ve ressamlara inanırım, sizin peygamber dediğiniz kişilere değil.
ben hür irademe inanırım, sizin bilmem neye bağladığınız şeylere değil.
ben dünyadaki bir ağacı kendimden kıymetsiz görmem asla. sizin gibi "insan yaratılanların en şereflisidir" yalanına değil.
ben eşitliğe inanırım, sizin gibi iki kadının şahitliği bir erkeğinkine eşittire değil.
boşuna uğraşmayın.
sizin iman ettiğiniz kuranı sizden çok okudum. sizi sizden daha iyi tanıyan biriyim. sizin içinizde büyüdüm. her türlü riyakarlığınızı, sahtekarlığınızı, hile ve oyununuzu sizin kadar iyi biliyorum.
siz gidin cüppeli hocanız gelsin kısacasası.
devamını gör...
metalci gençliğin tarihe karışması
metal müziğin klasik batı müziğine dayanmasındandır. şimdiki gençler isyanını rap ile yapıyor, yapsın tabii ergenlik zor. ama maalesef kalitesizlik moda.
devamını gör...
düğün davetiyesi
eski dönemlerde üzerinde gelin ve damat çizimlerinin olduğu insanları düğünlerine davet etme aracıyken günümüzde bir gösteriş örneği olma yolunda giden kağıt parçası.
en güzel benim, bakın en iyisi bende, paramız var bizim demek için çöpe atılacak kağıda verilen inanılmaz paralar, bu uğurda ziyan edilen ağaçlar da cabası.
en güzel benim, bakın en iyisi bende, paramız var bizim demek için çöpe atılacak kağıda verilen inanılmaz paralar, bu uğurda ziyan edilen ağaçlar da cabası.
devamını gör...
muhteş ikiliyle kafa rock radyo yayını
öncelikle iyi, keyifli bol rock'lı bir yayın diliyorum. system of a down* favorim olmak üzere korn, limpbizkit ve linkin park da dinlerdim.
tekrar keyifli olması dileğiyle, iyi yayınlar hanımlar. *
tekrar keyifli olması dileğiyle, iyi yayınlar hanımlar. *
devamını gör...
ahmed arif
beşikler vermişim nuh'a
salıncaklar, hamaklar,
havva ana'n dünkü çocuk sayılır,
anadoluyum ben,
tanıyor musun ?
utanırım,
utanırım fıkaralıktan,
ele, güne karşı çıplak...
üşür fidelerim,
harmanım kesat.
kardeşliğin, çalışmanın,
beraberliğin,
atom güllerinin katmer açtığı,
şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
kalmışım bir başıma,
bir başıma ve uzak.
biliyor musun ?
binlerce yıl sağılmışım,
korkunç atlılarıyla parçalamışlar
nazlı, seher-sabah uykularımı
hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
haraç salmışlar üstüme.
ne iskender takmışım,
ne şah ne sultan
göçüp gitmişler, gölgesiz!
selam etmişim dostuma
ve dayatmışım...
görüyor musun ?
nasıl severim bir bilsen.
köroğlu'yu,
karayılanı,
meçhul askeri...
sonra pir sultanı ve bedrettini.
sonra kalem yazmaz,
bir nice sevda...
bir bilsen,
onlar beni nasıl severdi.
bir bilsen, urfa'da kurşun atanı
minareden, barikattan,
selvi dalından,
ölüme nasıl gülerdi.
bilmeni mutlak isterim,
duyuyor musun ?
öyle yıkma kendini,
öyle mahzun, öyle garip...
nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne - üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının...
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
gör, nasıl yeniden yaratılırım,
namuslu, genç ellerinle.
kızlarım,
oğullarım var gelecekte,
herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
kaç bin yıllık hasretimin koncası,
gözlerinden,
gözlerinden öperim,
bir umudum sende,
anlıyor musun ?
muhteşem dizelerin yazarıdır.
devamını gör...
evde kot pantolonla oturmak
eve gelir gelmez ev kıyafeti giymezsem panik atak geçiriyorum resmen.
devamını gör...
sivas katliamı
bir vali, halkı eğlensin diye davet etti şehrine,
ülkenin bazı önemli aydınlarını ve sanatçılarını.
yakınları onlara dediler ki:
nesin'de şenliklerde olacakmış tehlikeli olabilir.
güldüler, bir aydın, bir sanatçı korkar mı hiç diye.
fısıltılar artmaya başlamıştı sivas'ta.
nesin gelecekmiş dediler hadi bir toplanalım.
bildiriler dağıtalım,
linç kültürünü halka yayalım da keyfimiz yerine gelsin.
böylelikle günler öncesinden kirli oyunlarına başladılar.
geldi canlarımız sivas'a,
canlarla buluşmak için.
bir kültür merkezinde; güneşli günlere,
halaylar çekildi, şiirler okundu, türküler söylendi.
bir kültür merkezinde, canlar canlar ile buluştu.
dışarda ise bir garip yaratıklar toplanmaya başlıyordu.
konuştukça değişik sesler çıkaran bu yaratıklar bir tuhaftılar.
iki caniydiler.
üç cahildiler.
saldırıya uğrayacaklarını anlayan canlarımız,
apar topar binayı terk ettiler.
kaçtılar, yaratık sürüsünden.
soluk soluğa, zor bela attılar kendilerini madımak oteli'ne.
oh dediler kurtulduk.
zavallılar bu seferde oteli sarmaya başladılar.
leş kargalarının iştahları iyice artıyordu.
insan yeyiciler, belediyenin her nasılsa,
otelin önüne koydukları taşları, canların yüreğine salladılar.
sürü artıyordu iyice, sesler kulakları sağır ediyordu.
canlarımız, o halde bile dışarıdaki insanlar için endişeleniyorlardı.
kendilerini otelde güvende sanıyorlardı.
nereden bileceklerdi kan emicilerin bu kadar kötü olabileceklerini.
içeride birbirlerine şiirler okuyan canlar,
bir yandan da giriş kapısına barikat kuruyorlardı.
insanların televizyonda olayı izlemesi gibi yöneticiler de izliyordu sadece.
şehrin belediye başkanının söylediği düşünülen şeyler kan dondurur cinstendi.
sürüye, gazanız mübarek olsun diyen başkan insanlığını orada bırakıyordu.
içeride biribirlerine sarılmış canlar türküler söylüyorlardı.
korkar mıydı hiç canlar, insan yeyicilerden.
taş atmak yetmedi sürüye.
azmettiricilerin etkisiyle kendini iyice kaybeden caniler,
madımak oteli'ni ateşe verdiler.
dumanlar yükselirken otelden içimiz kan ağlıyordu.
olaylara kimse müdahale edemiyordu.
canlar anladı olayı.
hiç ummadıkları geldi başlarına.
ama olsundu,
muhyiddin abdal'ın şu dizelerini hep birlikte söylediler.
sayılmayız parmak ile.
tükenmeyiz kırmak ile.
dumanlar içinde yanarken bile gülüyorlardı.
güçlüydüler.
çünkü çok iyi biliyorlardı ki,
tarih, yakanları değil yananları yazacaktı bir kez daha.
çünkü, çok iyi biliyorlardı ki,
kendilerinden sonra gelecek nesillerin de asla bu mücadeleyi bırakmayacaklarını.
mutluydular, kuşlar gibi hafiftiler.
gerçekleri her daim söylemişlerdi.
hiç eğilip bükülmeden dimdik yandılar.
vicdanları çok rahattı.
çünkü hiç kırmamışlardı canları.
taşla, sopayla saldıranlara, kalemle cevap vermiştiler hep.
mutlu mesut, dimdik yandılar.
canımız yandı, ciğerimiz yandı, hep beraber yandık.
küllerimizden yeniden doğmak üzere.
ülkenin bazı önemli aydınlarını ve sanatçılarını.
yakınları onlara dediler ki:
nesin'de şenliklerde olacakmış tehlikeli olabilir.
güldüler, bir aydın, bir sanatçı korkar mı hiç diye.
fısıltılar artmaya başlamıştı sivas'ta.
nesin gelecekmiş dediler hadi bir toplanalım.
bildiriler dağıtalım,
linç kültürünü halka yayalım da keyfimiz yerine gelsin.
böylelikle günler öncesinden kirli oyunlarına başladılar.
geldi canlarımız sivas'a,
canlarla buluşmak için.
bir kültür merkezinde; güneşli günlere,
halaylar çekildi, şiirler okundu, türküler söylendi.
bir kültür merkezinde, canlar canlar ile buluştu.
dışarda ise bir garip yaratıklar toplanmaya başlıyordu.
konuştukça değişik sesler çıkaran bu yaratıklar bir tuhaftılar.
iki caniydiler.
üç cahildiler.
saldırıya uğrayacaklarını anlayan canlarımız,
apar topar binayı terk ettiler.
kaçtılar, yaratık sürüsünden.
soluk soluğa, zor bela attılar kendilerini madımak oteli'ne.
oh dediler kurtulduk.
zavallılar bu seferde oteli sarmaya başladılar.
leş kargalarının iştahları iyice artıyordu.
insan yeyiciler, belediyenin her nasılsa,
otelin önüne koydukları taşları, canların yüreğine salladılar.
sürü artıyordu iyice, sesler kulakları sağır ediyordu.
canlarımız, o halde bile dışarıdaki insanlar için endişeleniyorlardı.
kendilerini otelde güvende sanıyorlardı.
nereden bileceklerdi kan emicilerin bu kadar kötü olabileceklerini.
içeride birbirlerine şiirler okuyan canlar,
bir yandan da giriş kapısına barikat kuruyorlardı.
insanların televizyonda olayı izlemesi gibi yöneticiler de izliyordu sadece.
şehrin belediye başkanının söylediği düşünülen şeyler kan dondurur cinstendi.
sürüye, gazanız mübarek olsun diyen başkan insanlığını orada bırakıyordu.
içeride biribirlerine sarılmış canlar türküler söylüyorlardı.
korkar mıydı hiç canlar, insan yeyicilerden.
taş atmak yetmedi sürüye.
azmettiricilerin etkisiyle kendini iyice kaybeden caniler,
madımak oteli'ni ateşe verdiler.
dumanlar yükselirken otelden içimiz kan ağlıyordu.
olaylara kimse müdahale edemiyordu.
canlar anladı olayı.
hiç ummadıkları geldi başlarına.
ama olsundu,
muhyiddin abdal'ın şu dizelerini hep birlikte söylediler.
sayılmayız parmak ile.
tükenmeyiz kırmak ile.
dumanlar içinde yanarken bile gülüyorlardı.
güçlüydüler.
çünkü çok iyi biliyorlardı ki,
tarih, yakanları değil yananları yazacaktı bir kez daha.
çünkü, çok iyi biliyorlardı ki,
kendilerinden sonra gelecek nesillerin de asla bu mücadeleyi bırakmayacaklarını.
mutluydular, kuşlar gibi hafiftiler.
gerçekleri her daim söylemişlerdi.
hiç eğilip bükülmeden dimdik yandılar.
vicdanları çok rahattı.
çünkü hiç kırmamışlardı canları.
taşla, sopayla saldıranlara, kalemle cevap vermiştiler hep.
mutlu mesut, dimdik yandılar.
canımız yandı, ciğerimiz yandı, hep beraber yandık.
küllerimizden yeniden doğmak üzere.
devamını gör...
uzaklara savrulalım
perdenin ardındakiler grubunun en sevdiğim parçalarından biri. her dinleyişimde beni başka diyarlara götüren bir şarkıdır kendileri. günü bu şarkıyla kapatıyorum. herkese iyi geceler, tatlı rüyalar...
buradan
buradan
devamını gör...
angela gossow
zamanında arch enemy’ i üst noktalara taşımış kadın solist. brutal ve scream vokalleriyle, erkek egemen metal dünyasına inmiş demir yumruk.
canlı izleme fırsatı da bulduğum, özellikle “nemesis” parçası ile konserde oluşmuş (bkz: headbang) kuvvetli hava akımının müsebbibi. artık sahnelerden elini eteğini çekmiştir. fakat hafızamda tam olarak bu muhteşem performansıyla kalacaktır.
we will riseeee...!
canlı izleme fırsatı da bulduğum, özellikle “nemesis” parçası ile konserde oluşmuş (bkz: headbang) kuvvetli hava akımının müsebbibi. artık sahnelerden elini eteğini çekmiştir. fakat hafızamda tam olarak bu muhteşem performansıyla kalacaktır.
we will riseeee...!
devamını gör...
takipçileri görebilmek bedava olsun kampanyası
ben neden 1500 gayme verdim o zaman sırf ermolettin'in beni takip etmediğini görmek için!
devamını gör...
çocukların zekasının yüzde 90'ının anneden gelmesi
zeka geriliği olsa anneden..
zeka fazlalığı olsa babadan..
bravo valla..
zeka fazlalığı olsa babadan..
bravo valla..
devamını gör...
saddam hüseyin
ırakla ilgili hangi konu açılırsa açılsın ilk aklıma gelen şey askerlerimizin başına çuval geçirilmesi olayı oluyor.
resmen şahsımda bir travma halini almıştır.
saddam hüseyin bile bana bunu hatırlatmaktadır
resmen şahsımda bir travma halini almıştır.
saddam hüseyin bile bana bunu hatırlatmaktadır
devamını gör...
democritus
maddenin taneciklerden meydana geldiğini savunmuş ve bölünmeyen taneciklere atom adını vermiştir. maddelerin farklılığını atom şekillerinin ve düzenlerinin farklı olmasıyla açıklamıştır.
devamını gör...
yakın arkadaşının sözlükte hangi yazar olduğunu bulmak
insanı mutlu eden, arkadaşımı ne de doğru seçmişim diye düşündürten olay
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
az önce savaşla ilgili son dakika haberlerini takip ederken şöyle bir fotoğrafa denk geldim.

savaş mağduru olan ukraynalı çocuklar sığınaklara alınmış ailelerini bekliyorlar. belki bu fotoğraf ilerleyen günlerde göreceğimiz fotoğrafların yanında iyi bile sayılacak. oradaki insanları, özellikle çocukları düşündükçe yüreğim sıkışıyor. sonra kendime kızıyorum "savaşı kınamak ya da onlar için üzülmek dışında ne yapıyorsun? " diye. sahi napıyorum, napıyoruz? daha da önemlisi ne yapacağız?

savaş mağduru olan ukraynalı çocuklar sığınaklara alınmış ailelerini bekliyorlar. belki bu fotoğraf ilerleyen günlerde göreceğimiz fotoğrafların yanında iyi bile sayılacak. oradaki insanları, özellikle çocukları düşündükçe yüreğim sıkışıyor. sonra kendime kızıyorum "savaşı kınamak ya da onlar için üzülmek dışında ne yapıyorsun? " diye. sahi napıyorum, napıyoruz? daha da önemlisi ne yapacağız?
devamını gör...
