savaş ya da kaç
ilk olarak walter bradford cannon tarafından tanımnlanmıştır. ingilizce olarak fight or flight response ve aynı zamanda akut stres tepkisi olarak da bilinir.
savaş ya da kaç tepkisinin ortaya çıkabilmesi için bir uyarıcı gerekir. aslında basitçe, korku duyabileceğimiz tehlikeli bir durum ile karşılaştığımızda otomatik olarak verdiğimiz fiziksel tepkiyi ifade eder. koşu yaparken ormanın içinden aniden fırlayan bir hayvana karşı tepkimizi düşünebiliriz belki. bu tepki çoğunlukla eski insan atalarının herhangi bir tehdit karşısında sahip olduğu seçenekler ile ilişkilendirilir.
herhangi bir tehlike algılandığında sempatik sinir sistemi aktif hale gelir ve tam olarak bu tepki insanı savaşmak ya da kaçmak arasında bir seçime hazırlar. bu anlamda hayatta kalmaya yönelik evrimsel bir mekanizma olduğunu da söyleyebiliriz. korku belki de hayata tutunabilmek için sahip olunan en iyi özelliklerden biridir. tehlikelerin farkına varma, korkma ve onlardan kurtulabilme yetisi insan ve doğru şeylerden korkan hayvanlar için canlılığın devamı için önemli olmuştur.
tehlikeli bir anda bu tepki ortaya çıkarken birçok farklı fiziksel reaksiyona sebep olabilir. kaslar sanki bir an önce hareket etmeye hazır bir şekilde gerilebilir. kalp atışı ve solunum hızı artar. gözbebekleri daha fazla ışığın girmesi için genişler. aslında tüm bunlar korkan bir insanın resmi gibidir. korktuğumuzda ya da şok etkisi altında neden ağzımızı açtığımız da bununla ilişkilidir. yine benzer sebeplerden, örneğin hızlı alıp verilen nefesin kontrolünü sağlamak için gelişen bir refleks olarak, korktuğumuzda açılan ağzımızı elimizle kapatmamız da bununla bağlantılıdır.
otomatik olarak gerçekleşen savaş ya da kaç tepkisi her zaman doğru şekilde ortaya çıkmaz. ama yine de tehlikenin farkına varamayan ve korkmayan daha güçsüz canlılar gibi daha güçlü canlılara yem olmaktansa, kendi gölgesinden bile korkup saklanacak yer arayan canlılar olmak her zaman daha iyidir. bu bakımdan aynı pareidolia etkisinde olduğu gibi, ışık ve gölge cisimlerini insan yüzü olarak algılayıp yanılgıya düşmek nasıl insanı tehditlere karşı koruyucu olarak gelişmiş bir özellik ise bu tepki de böyle düşünülebilir.
savaş ya da kaç tepkisinin ortaya çıkabilmesi için bir uyarıcı gerekir. aslında basitçe, korku duyabileceğimiz tehlikeli bir durum ile karşılaştığımızda otomatik olarak verdiğimiz fiziksel tepkiyi ifade eder. koşu yaparken ormanın içinden aniden fırlayan bir hayvana karşı tepkimizi düşünebiliriz belki. bu tepki çoğunlukla eski insan atalarının herhangi bir tehdit karşısında sahip olduğu seçenekler ile ilişkilendirilir.
herhangi bir tehlike algılandığında sempatik sinir sistemi aktif hale gelir ve tam olarak bu tepki insanı savaşmak ya da kaçmak arasında bir seçime hazırlar. bu anlamda hayatta kalmaya yönelik evrimsel bir mekanizma olduğunu da söyleyebiliriz. korku belki de hayata tutunabilmek için sahip olunan en iyi özelliklerden biridir. tehlikelerin farkına varma, korkma ve onlardan kurtulabilme yetisi insan ve doğru şeylerden korkan hayvanlar için canlılığın devamı için önemli olmuştur.
tehlikeli bir anda bu tepki ortaya çıkarken birçok farklı fiziksel reaksiyona sebep olabilir. kaslar sanki bir an önce hareket etmeye hazır bir şekilde gerilebilir. kalp atışı ve solunum hızı artar. gözbebekleri daha fazla ışığın girmesi için genişler. aslında tüm bunlar korkan bir insanın resmi gibidir. korktuğumuzda ya da şok etkisi altında neden ağzımızı açtığımız da bununla ilişkilidir. yine benzer sebeplerden, örneğin hızlı alıp verilen nefesin kontrolünü sağlamak için gelişen bir refleks olarak, korktuğumuzda açılan ağzımızı elimizle kapatmamız da bununla bağlantılıdır.
otomatik olarak gerçekleşen savaş ya da kaç tepkisi her zaman doğru şekilde ortaya çıkmaz. ama yine de tehlikenin farkına varamayan ve korkmayan daha güçsüz canlılar gibi daha güçlü canlılara yem olmaktansa, kendi gölgesinden bile korkup saklanacak yer arayan canlılar olmak her zaman daha iyidir. bu bakımdan aynı pareidolia etkisinde olduğu gibi, ışık ve gölge cisimlerini insan yüzü olarak algılayıp yanılgıya düşmek nasıl insanı tehditlere karşı koruyucu olarak gelişmiş bir özellik ise bu tepki de böyle düşünülebilir.
devamını gör...
çaylaklıktan kolgeneralliğe terfi
bıraksaydın da biz kendimiz farketseydik dedirten olay.
devamını gör...
şirinler
socialist men under red father baş harfleri smurf yapar.
orjinal adı the smurfs zaten. komünist propaganda yapıyor laflarını destekler bir rastlantıdır.
biraz birinin 40 yaparına benziyor ama.....
orjinal adı the smurfs zaten. komünist propaganda yapıyor laflarını destekler bir rastlantıdır.
biraz birinin 40 yaparına benziyor ama.....
devamını gör...
halkların demokratik partisi
içinde demokrasi hariç her şeyin bulunduğu parti.
he pkk'ya oy vermişsin he hdp'ye oy vermişsin hiç bir farkı yok. evet.
he pkk'ya oy vermişsin he hdp'ye oy vermişsin hiç bir farkı yok. evet.
devamını gör...
1000 numaralı normal sözlük yazarı
şanslı kişinin kim olacağını merak ediyorum. şu an 900e yaklaşmaktayız tahminen 1-2 gün içerisinde 1000 numaralı yazar aramıza katılacaktır.
devamını gör...
temiz kalpli insan
ne arkadaşım arttı, ne yakınım. ne sevenim oldu, ne merak edenim. ne arayanım oldu, ne soranım. ismim bile unutuldu gitti.
onun için hiç tavsiye etmem dostlar...
onun için hiç tavsiye etmem dostlar...
devamını gör...
erkeklerin masaj için özellikle masöz tercih etmesi
masaj sağlık ve rahatlamak için yapılır. bu durumda gittiğiniz merkezde, yapanın cinsiyetinin farketmemesi gerekir. tıpkı randevu alırken doktor’un kadın veya erkek olmasına bakmadan, direk uzmanlığıyla ilgilendiğimiz gibi. etken seçme nedeni tecrübesi olmalıyken, erkeklerin özellikle masöz olsun tercihine anlam veremiyor ve altında art niyet aramama neden oluyor.
ön edit: hayır masöz değilim.
ön edit: hayır masöz değilim.
devamını gör...
virüs yüzünden gerçekleştirilemeyen istekler
hangi birini sayayım a dostlar?
devamını gör...
türk milletinin gereksiz kutsallaştırdığı şeyler
kesinlikle rakı ve edebiyatı,bu kadar kötü bir içkinin bu kadar metaforlaşması çok saçma.
devamını gör...
cahil kesimin aşırı anlam yüklediği şeyler
evlilik
devamını gör...
geceye bir kuş bırak
devamını gör...
z kuşağı bir kanser türüdür
her nesilde olduğu gibi z kuşağında da iyi ve kötü kitleler var. bunu inkar edemeyiz ama bunu sadece z kuşağına indirgemek de doğru olmaz dostlar. her kuşağın, her dönemin kendine göre zorlukları, iyi yönleri, kötü yönleri vardi. bütün suçu z kuşağına yüklemeyelim zira daha önümüzde yeni kuşaklar da var.*
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
demek vakit geldi.
olmaz ya, hadi olsun bakalım.
olmaz ya, hadi olsun bakalım.
devamını gör...
cinsiyetçi reklamların artması
ürünleştirilmiş bir dünyada bazen açık açık bazen gizliden gizliye cinsiyetçiliğe başvurulur. pek çok reklamda insanların değil, sadece bu işle ilgilenenlerin görebileceği gizli cinsiyetçi pekiştirme unsurları da mevcut. bu kadınlarla veya erkeklerle değil, ürünlerle ilgili bir durum. çikolata, dondurma yerken kendinden geçen çekici kadınları hepimiz biliyoruz. eeee. sigara tüketicisi arasına katılsın diye kadınlara eşitlik, kadınların da erkeklerle eşit olduğunu sigara içerek gösterebilecekleri fikrini aşılayan sigara şirketlerini nereye koyacağız? düşüncelerin de ürünleştirilmiş hali yaşanıyor.
günümüzde reklam ile yönlendirme özellikle piyasa ürünleri için tercih edilmiyor. herkesin bir fikri, değeri, dünyası var ve reklam da o dünyanın içinde tercih edilebilir olma yönünde bir adım. yine de agresif reklam politikası yok diyemeyiz ama bu şimdinin konusu değil. o dünyanın içinde ne değerliyse reklam onu hedef alır. meyve suyu reklamlarında gelişmiş ülkelerde doğa, orman ile doğallık vurgusu yapılırken az gelişmiş ülkelerde fabrika ve üretim tesislerinin gösterilmesi de hedef kitleye hitap edebilmek içindir. (not: bu meyve suyu örneği ünsal oskay hocaya ait.)
bütün bunlar reklamcılık ve reklamlarda cinsiyetçiliğin kendini tekrarlamadığı gibi bir sonuca çıkmıyor. ancak reklam hiçbir zaman masum değildir. cinsiyetçi reklamlarda bir artış söz konusuysa bu, hedef kitlesinin cinsiyet ayrımlarının daha belirgin olmasını arzulamasıyla da yakından ilgili olabilir. bu durumda reklamlar kadar ürün ve hizmetlerin hedefindeki ürünler de günah keçisi olabilir.
günümüzde reklam ile yönlendirme özellikle piyasa ürünleri için tercih edilmiyor. herkesin bir fikri, değeri, dünyası var ve reklam da o dünyanın içinde tercih edilebilir olma yönünde bir adım. yine de agresif reklam politikası yok diyemeyiz ama bu şimdinin konusu değil. o dünyanın içinde ne değerliyse reklam onu hedef alır. meyve suyu reklamlarında gelişmiş ülkelerde doğa, orman ile doğallık vurgusu yapılırken az gelişmiş ülkelerde fabrika ve üretim tesislerinin gösterilmesi de hedef kitleye hitap edebilmek içindir. (not: bu meyve suyu örneği ünsal oskay hocaya ait.)
bütün bunlar reklamcılık ve reklamlarda cinsiyetçiliğin kendini tekrarlamadığı gibi bir sonuca çıkmıyor. ancak reklam hiçbir zaman masum değildir. cinsiyetçi reklamlarda bir artış söz konusuysa bu, hedef kitlesinin cinsiyet ayrımlarının daha belirgin olmasını arzulamasıyla da yakından ilgili olabilir. bu durumda reklamlar kadar ürün ve hizmetlerin hedefindeki ürünler de günah keçisi olabilir.
devamını gör...
5 nisan 2021 emekli amirallerin gözaltına alınması
bildiri yayınlayan 103 emekli amiralin evine polis baskın yaptı. kadir sağdıç, cem gürdeniz, atilla kezek ve ergun mengi gözaltına alındı.
üzerine yoruma gerek yok, çünkü hala cevaplanması gereken, üstü bu yolla örtülmeye çalışılan sorular ve gerçekler var:
sorular:
(bkz: para nerede),
(bkz: 450 milyon doları kime sattınız),
(bkz: bu değirmenin suyu nereden geliyor).
gerçek:
(bkz: 128 milyar doların buhar olması).
haber müyesser yıldız’a dayandırılıyor.
müyesser yıldız tweet seli.
üzerine yoruma gerek yok, çünkü hala cevaplanması gereken, üstü bu yolla örtülmeye çalışılan sorular ve gerçekler var:
sorular:
(bkz: para nerede),
(bkz: 450 milyon doları kime sattınız),
(bkz: bu değirmenin suyu nereden geliyor).
gerçek:
(bkz: 128 milyar doların buhar olması).
haber müyesser yıldız’a dayandırılıyor.
müyesser yıldız tweet seli.
devamını gör...
istemem eksik olsun
cyrano de bergerac’tan, “istemem eksik olsun” isimli bir tirattır.
rüştü asyalı (a.k.a. keloğlan) çok güzel seslendirmiştir.
ne yapmak gerek peki?
sağlam bir arka mı bulmalıyım?
onu mu bellemeliyim?
bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi
önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı?
istemem!
herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım le bret?
sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım?
bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip,
taklalar mı atmalıyım?
istemem! eksik olsun!
her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli?
sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli?
istemem! eksik olsun böyle bir şöhret!
eksik olsun!
ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli?
eleştiriden mi çekinmeli?
“adım mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı?
istemem!
istemem! eksik olsun!
korkmak, tükenmek, bitmek…
şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek.
dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek?
istemem! eksik olsun!
istemem! eksik olsun!
ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek…
tek başına…
özgür olmak…
dünyaya kendi gözlerinle bakmak…
sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak…
bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak…
ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek,
isteyince ay’a bile gidebilmek.
başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.
demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın.
varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar.
yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?
– dök içindeki öfkeyi dostum. ama saklama benden seni sevmediğini.
– sus… ”
edit:alıntıdır.
rüştü asyalı (a.k.a. keloğlan) çok güzel seslendirmiştir.
ne yapmak gerek peki?
sağlam bir arka mı bulmalıyım?
onu mu bellemeliyim?
bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi
önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı?
istemem!
herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım le bret?
sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım?
bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip,
taklalar mı atmalıyım?
istemem! eksik olsun!
her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli?
sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli?
istemem! eksik olsun böyle bir şöhret!
eksik olsun!
ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli?
eleştiriden mi çekinmeli?
“adım mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı?
istemem!
istemem! eksik olsun!
korkmak, tükenmek, bitmek…
şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek.
dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek?
istemem! eksik olsun!
istemem! eksik olsun!
ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek…
tek başına…
özgür olmak…
dünyaya kendi gözlerinle bakmak…
sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak…
bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak…
ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek,
isteyince ay’a bile gidebilmek.
başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.
demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın.
varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar.
yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?
– dök içindeki öfkeyi dostum. ama saklama benden seni sevmediğini.
– sus… ”
edit:alıntıdır.
devamını gör...
nude atan yazarlar veri tabanı
(bkz: nerede lütfen söyleyin)
devamını gör...
hatır çeki
sosyal ilişkileri kuvvetli bir toplum olmamızdan mütevellit ticaret hayatında da dayanışmamız eksik değildir.
bir mal veya hizmet aldığımızda karşılığında para, senet veya çek veririz. işte bizde ki bu ilişkilerden dolayı mal veya hizmet almamamıza rağmen hatırı olan bir müşterimize, arkadaşımıza, komşumuza sıkıntısını halletmesi için çek düzenler veririz. işte bu çek hatır çekidir. genelde vadesi geldiğinde ödenmesi yada iade edilmesi gerekmektedir. fakat ülkemizde bu asla olmamaktadır ve çek aynı gün bozdurulur, para bir güzel ezilir vadesi geldiği gün hayırlısı allahtan..
bir mal veya hizmet aldığımızda karşılığında para, senet veya çek veririz. işte bizde ki bu ilişkilerden dolayı mal veya hizmet almamamıza rağmen hatırı olan bir müşterimize, arkadaşımıza, komşumuza sıkıntısını halletmesi için çek düzenler veririz. işte bu çek hatır çekidir. genelde vadesi geldiğinde ödenmesi yada iade edilmesi gerekmektedir. fakat ülkemizde bu asla olmamaktadır ve çek aynı gün bozdurulur, para bir güzel ezilir vadesi geldiği gün hayırlısı allahtan..
devamını gör...
sözlüğün bir vakit kaybı olduğu gerçeği
yapması gereken bir iş, ödev, çalışması gereken bir sınav olup da burada takılanlar için doğru olabilecek önerme. onun dışında kalanların burada ne yaptığına bakmak lazım.
sadece başlıklarda boş yapıp tek kelime bir şey katmayan varsa kendine, bana göre de vakit kaybediyordur ama önemli olan o kişinin bu konuda ne düşündüğü. kendisi bunu vakit kaybı olarak değil bir çeşit kafa dağıtma, oyalanma aracı olarak görüyor olabilir. belki stresini atıyordur ki zamanımızın en önemli sorunu stres olduğuna göre, sözlükte atabiliyorsa ne mutlu ona! strese sebep olan her şeyden bu kadar kolay bir yöntemle kurtulmayı kim istemez ki?
bazılarına garip gelebilir ama ben sözlükte takılırken bir yandan da kitap okuyorum. ara başlıklara ya da belirlediğim bir paragrafın başına gelince biraz durup buraya biraz takılıp kaldığım yerden devam ediyorum okumaya. dolayısıyla aralarda kafayı dinlendirip kitapta yazanları sindirmeme vakit tanıdığı için bence pek de vakit kaybı olmuyor burası. benzer şeyi python çalışırken de yapıyorum.
sonuç; buraya gelen herkes halinden memnun olmalı ki bir şekilde yazmaya devam ediyoruz. hal böyle olunca çok da fazla irdelememek gerekiyor sanırım.
sadece başlıklarda boş yapıp tek kelime bir şey katmayan varsa kendine, bana göre de vakit kaybediyordur ama önemli olan o kişinin bu konuda ne düşündüğü. kendisi bunu vakit kaybı olarak değil bir çeşit kafa dağıtma, oyalanma aracı olarak görüyor olabilir. belki stresini atıyordur ki zamanımızın en önemli sorunu stres olduğuna göre, sözlükte atabiliyorsa ne mutlu ona! strese sebep olan her şeyden bu kadar kolay bir yöntemle kurtulmayı kim istemez ki?
bazılarına garip gelebilir ama ben sözlükte takılırken bir yandan da kitap okuyorum. ara başlıklara ya da belirlediğim bir paragrafın başına gelince biraz durup buraya biraz takılıp kaldığım yerden devam ediyorum okumaya. dolayısıyla aralarda kafayı dinlendirip kitapta yazanları sindirmeme vakit tanıdığı için bence pek de vakit kaybı olmuyor burası. benzer şeyi python çalışırken de yapıyorum.
sonuç; buraya gelen herkes halinden memnun olmalı ki bir şekilde yazmaya devam ediyoruz. hal böyle olunca çok da fazla irdelememek gerekiyor sanırım.
devamını gör...

