normal sözlük hunidaşlar kulübü
yaşasın hunililer ve şoför nebahat
devamını gör...
erkan oğur'un ibrahim kalın'a aranjman yapması
edit 2: usta şöyle bir açıklama yapıp "hatasız insan olmaz" demiş. bize de tanımı güncellemek düşer.
şaşırarak öğrendiğim, beni hayal kırıklığına uğratan haberdir.
evet, yanlış okumadınız. cumhurbaşkanlığı sözcüsü ibrahim kalın'ın sözlerini yazıp bestelediği ve klibini de çektiği "hiç oldum" adlı türkünün düzenlemesini erkan oğur yapmış.
muhalif olduğunu konserlerinde dile getiren bir sanatçıydı. bana düşmez elbet ama ne oldu da böyle bir şey yaptı anlayamadım. şu dijital müzik çağında albümlerinin fiziksel kopyasını aldığım nadir sanatçılardandı. artık kendisini bu yaptığıyla da hatırlayacağım ne yazık ki.
edit 1: ohooo, iyi ki sözlükte küfür yok, olsaydı halim yamanmış. sığ düşünmekle, kutuplaştırıcılıkla eleştirenler olmuş. erkan oğur'u asalım demedim, benim gibi düşünen arkadaşlar da dememiş zaten. kendisini sevdiğimizden eleştirdik. sakin olun.
rejimin ne hale geldiği hepimizin malumu, şimdi burada uzun uzun anlatıp birbirimizi yormanın anlamı yok. ibrahim kalın da bu siyaset içinde olan en becerikli isimlerden biri belki de ama yine de bunca acıya sebep olan siyasetin bir parçasıdır benim gözümde. sanatın politik olmadığını söylemişsiniz ama sanat politiktir. biraz sanat felsefesi, biraz sanat tarihi okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. böyle bir durumda eleştirimin gayet yerinde ve dozunda olduğunu düşünüyorum. olmadık ithamlarınızı da kınıyorum :(
şaşırarak öğrendiğim, beni hayal kırıklığına uğratan haberdir.
evet, yanlış okumadınız. cumhurbaşkanlığı sözcüsü ibrahim kalın'ın sözlerini yazıp bestelediği ve klibini de çektiği "hiç oldum" adlı türkünün düzenlemesini erkan oğur yapmış.
muhalif olduğunu konserlerinde dile getiren bir sanatçıydı. bana düşmez elbet ama ne oldu da böyle bir şey yaptı anlayamadım. şu dijital müzik çağında albümlerinin fiziksel kopyasını aldığım nadir sanatçılardandı. artık kendisini bu yaptığıyla da hatırlayacağım ne yazık ki.
edit 1: ohooo, iyi ki sözlükte küfür yok, olsaydı halim yamanmış. sığ düşünmekle, kutuplaştırıcılıkla eleştirenler olmuş. erkan oğur'u asalım demedim, benim gibi düşünen arkadaşlar da dememiş zaten. kendisini sevdiğimizden eleştirdik. sakin olun.
rejimin ne hale geldiği hepimizin malumu, şimdi burada uzun uzun anlatıp birbirimizi yormanın anlamı yok. ibrahim kalın da bu siyaset içinde olan en becerikli isimlerden biri belki de ama yine de bunca acıya sebep olan siyasetin bir parçasıdır benim gözümde. sanatın politik olmadığını söylemişsiniz ama sanat politiktir. biraz sanat felsefesi, biraz sanat tarihi okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. böyle bir durumda eleştirimin gayet yerinde ve dozunda olduğunu düşünüyorum. olmadık ithamlarınızı da kınıyorum :(
devamını gör...
the amazing world of gumball vs regular show vs adventure time
gumball ve regular show. birini seçemezdim.
devamını gör...
yaşından küçük göstermek
çok kötü bir şey. bir de güya ileride faydası olacakmış. istemiyorum kardeşim. üniversite üçe giderken lise son gibi göstermek istemiyorum.
devamını gör...
motamot
fransızcadan türkçemize geçmiş bir tanımdır. fransızcada mot, kelime manasına gelir. mot à mot olarak yazılan kelimeler, bizde birleşip motamot olmuştur. fransızcası ile aynı anlamda kullanıyoruz, yani kelimesi kelimesine olarak.
devamını gör...
the blind girl
ingiliz ressam john everett millais'nin 1856 tarihli tablosu.

iki kız, muhtemelen iki kız kardeş, dinlenmek için bir kasabanın yakınlarında oturmuşlar. yağmur sonrası çifte gökkuşağı çıkmış, küçüğü çok etkilenmiş manzarayı izliyor. büyüğünün ise gözleri kapalı.
resme yaklaşıp detaylarına bakalım çünkü detaylar bize eseri daha iyi açıklıyor.

büyük kızın boynunda ''köre merhamet edin'' (pity the blind) yazısı asılı. kızın kucağında bir akordiyon duruyor ve ikisinin de kıyafetleri eski püskü. demek ki bu iki kız akordiyon çalarak geçinmeye çalışıyor.

kıyafetlerinin eski olduğunu burada daha net görebiliyoruz. bunun yanında, kör olan büyük kızın çimenleri nasıl sıkıca tuttuğuna dikkat edelim. sol eliyle de küçük kızın elini tutmuş.
arkasında muhteşem bir manzaranın olduğunu biliyor olsa gerek, küçük kız muhteşem manzararaya bakarken o manzaraya arkasını dönmüş. güneş ışığı yüzüne vuruyor, çimenlere dokunarak, belki etrafındaki hayvanların sesini dinleyerek ya da yağmur sonrası toprağın kokusunu alarak etrafı hissediyor.
kör kızın diğer duyularına yoğunlaştığını anlayabiliyoruz aslında. ressam bize kızın gözleri kapalı olduğu halde onun kör olduğunu anlatacak bir çok ipucu bırakmış.
eser ne kadar muhteşem gökkuşaklarıyla canlı renklere sahip olsa da hüzünlü bir hava veriyor. bu kızların burada ne kadar uzun süre otururlarsa otursunlar, kalkıp yola devam etmeleri gerektiğini ve hayat şartlarının ne kadar zor olduğunu az çok tahmin edebiliyoruz çünkü. bu tezatı yansıtması açısından çok başarılı bana göre.
millais'nin resmin sağ altındaki imzasına, özellikle m harfine hayran kaldım ayrıca. böyle detaylara bayılıyorum. onu da ekleyeyim buraya. çünkü neden olmasın.

iki kız, muhtemelen iki kız kardeş, dinlenmek için bir kasabanın yakınlarında oturmuşlar. yağmur sonrası çifte gökkuşağı çıkmış, küçüğü çok etkilenmiş manzarayı izliyor. büyüğünün ise gözleri kapalı.
resme yaklaşıp detaylarına bakalım çünkü detaylar bize eseri daha iyi açıklıyor.

büyük kızın boynunda ''köre merhamet edin'' (pity the blind) yazısı asılı. kızın kucağında bir akordiyon duruyor ve ikisinin de kıyafetleri eski püskü. demek ki bu iki kız akordiyon çalarak geçinmeye çalışıyor.

kıyafetlerinin eski olduğunu burada daha net görebiliyoruz. bunun yanında, kör olan büyük kızın çimenleri nasıl sıkıca tuttuğuna dikkat edelim. sol eliyle de küçük kızın elini tutmuş.
arkasında muhteşem bir manzaranın olduğunu biliyor olsa gerek, küçük kız muhteşem manzararaya bakarken o manzaraya arkasını dönmüş. güneş ışığı yüzüne vuruyor, çimenlere dokunarak, belki etrafındaki hayvanların sesini dinleyerek ya da yağmur sonrası toprağın kokusunu alarak etrafı hissediyor.
kör kızın diğer duyularına yoğunlaştığını anlayabiliyoruz aslında. ressam bize kızın gözleri kapalı olduğu halde onun kör olduğunu anlatacak bir çok ipucu bırakmış.
eser ne kadar muhteşem gökkuşaklarıyla canlı renklere sahip olsa da hüzünlü bir hava veriyor. bu kızların burada ne kadar uzun süre otururlarsa otursunlar, kalkıp yola devam etmeleri gerektiğini ve hayat şartlarının ne kadar zor olduğunu az çok tahmin edebiliyoruz çünkü. bu tezatı yansıtması açısından çok başarılı bana göre.
millais'nin resmin sağ altındaki imzasına, özellikle m harfine hayran kaldım ayrıca. böyle detaylara bayılıyorum. onu da ekleyeyim buraya. çünkü neden olmasın.
devamını gör...
avrupalılar o kadar keşif ve buluş yaparken doğulular ne yapıyordu sorunsalı
coğrafi keşifler, rönesans, reform, aydınlanma, devrimler sanayileşme batıda art arda yaşanırken, atalarımız ve daha doğudakiler tam olarak neyle meşgul oluyordu acaba. kahvede oturup tavla mı oynuyordu. neden hiçbir şeyi merak etmemiş bu adamlar.
devamını gör...
22
doğum günüm olması dolayısıyla benden her sayı tutmam istediğinde özellikle aklıma gelen sayı * aynı zamanda çok güzel bi dolu kadehi ters tut-22 şarkının da adıdır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en kötü anıları
*kışın kar da mahallenin gençleri olarak yokuş aşağı ayakta kayıyoruz. arkadaşım kayarken ondan önce kayıp yere düşene çarparak yere düştü. tabi o an bir “aaah,uuhh” sesleri.
koştuk hemen ilk varan ben oldum. çocuğu kaldırdım. burnu öyle bir kırılmışki gözünün altına monte etmişler sanki.
onu öyle görünce ben bir anda nakavt olmuşum. bir yandan onu sakinleştirmişler bir yandan beni ayıltmışlar. bok gibi gündü
koştuk hemen ilk varan ben oldum. çocuğu kaldırdım. burnu öyle bir kırılmışki gözünün altına monte etmişler sanki.
onu öyle görünce ben bir anda nakavt olmuşum. bir yandan onu sakinleştirmişler bir yandan beni ayıltmışlar. bok gibi gündü
devamını gör...
geceye bir söz bırak
eminim sen de üzülmüşsündür ama benim saçlarım ağardı.
devamını gör...
kamakura dönemi
kamakura dönemi , japonya tarihinde heian döneminden sonra başlayan, ms 1185 - 1333 yılları arasında kamakura şogunluğunun* iktidarı dönemidir. bu dönem japonya'da feodal düzenin başladığı ve samurayların yükseldiği dönemdir.
edit: imla
edit: imla
devamını gör...
emine erdoğan'ın küçük porsiyon önerisi
bazıları büyük seviyor emine hanımcım, napçazzz?
ben işlevselliğe bakıyorum, yani eğer ki o küçük porsiyon beni doyuracaksa, ben okayim.
peki ya büyük porsiyon sevenlere ne yapacaksınız?
ben işlevselliğe bakıyorum, yani eğer ki o küçük porsiyon beni doyuracaksa, ben okayim.
peki ya büyük porsiyon sevenlere ne yapacaksınız?
devamını gör...
öldürmeyip süründüren şeyler
seviyorum ama arkadaş olarak.
devamını gör...
evanescence
devamını gör...
hiçbir şey yapmak istememek
hicbir sey yapmak istememek nereye kadar ki? diri diri toprağa giremeyecegin için istemeye istemeyede olsa çarkı döndürmen gerekir.
devamını gör...



