fırat üniversitesi tıp fakültesi 3. sınıfta okuyan e.k adlı öğrencidir. ardında bıraktığı mektupta kaldığı cemaat yurdundaki faşizan uygulamaları anlatmış, aile ve okul baskısından dolayı geleceğe dair umudu kalmadığını belirtmiştir. sevenlerine sabır diliyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
haber kaynağı
video
devamını gör...

dünyanın ilk çocuk hakları mitingi'ni, 1930 yılında taksim’de çocuklarla birlikte düzenleyerek, çocuk hakları bildirisini okuyan öğretmen.
1882 yılında istanbul’da doğan nakiye elgün, ilk kadın milletvekillerindendir.
devamını gör...

çok sık denk geldiğim için söylüyorum. çoğu nickaltında aaa abi sen aslında kadınmışsın veya aaa abla sen aslında erkekmişsin gibi tanımlar görüyorum.

arkadaşlar bari cinsiyetiniz net olsun, hayatın yoğun koşturmacası içinde zaten aklımızda bin türlü soru işareti oluyor, bir de cinsiyetinizden şüphelenmeyelim yani.

bakın bana delikanlı gibi nickimde ismail yazıyor, kimse de bana cinsiyetin nedir diye sormuyor özelden, direkt olarak mevzuya hacı sen ne kullanıyorsun ya filan diye giriyorlar. *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

üstteki yazar kardeşim, hayat üzülnek için kısa, bu yüzden mutlu olmak için elinden en geleni yap. her an her şey olur bu iyi ya da kötü olacaktır, sabret. ne olursa olsun kalbini hisset, şükret, umutlu ol ve gülümse. iyi ki varsın bunu unutma.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hiç bir şeyi çöpe atmamam gerektiğini öğrendim. kıyafetlerimi çöpe atmıyorum bu yüzden benim vazgeçtiğim başkasının kıymetlisi olabilir.
devamını gör...

bir düzlem üzerinde ya da uzayda herhangi bir noktanın konumunu ikili ya da üçlü sayılarla belirlemeye yarayan sistem. bu sistemdeki her nokta bir sıralı ikiliye (3 boyutluysa sıralı üçlüye) karşılık gelir. örneğin aşağıda x değeri 3'e, y değeri 4'e karşılık gelen bir nokta görülüyor:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı

bu da 3 boyutlu bir kartezyen sistemindeki noktalardan biri:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

x değeri 3, y değeri 4, z değeri ise 5'e karşılık geliyor.
görselin kaynağı
devamını gör...

zehirdir.

sevgili kıraç. niyetin iyi olabilir belki. ama her şeyin fazlası zarar derler ya. bu ülke gençleri yıllardır milliyetçilik ve islamcılık gibi tamamıyla soyut iki değerin yaylım ateşine tabi tutuluyor. bir kısım insan adeta zehirlendi. diğer bir grup milliyetçiliğin ve islamcılığın arkasına her türlü pisliğin gizlendiğini gördü, tiksindi.

bak sevgili kıraç. ben kendini ulusalcı diye tanımlayanlardan biriyim. sen de kendini atatürkçü olarak tanımlıyorsun. peki öyleyse sormak zorundayım, ne yapmıştı atatürk? savaştan sonra üniformasını çıkardı. o pırıl pırıl takım elbiselerini giydi. istese tam takım üniformasıyla orduyu arkasına alıp ittihatçılar gibi askeri diktatörlük kurardı.

ama o ne yaptı, konumuz o diye sadece müzikten örnek verelim. musiki muallim mektebini açtı, istanbul belediye konservatuarını ve ankara devlet konservatuarını kurdu. istanbul opera cemiyetini kurdu. özsoy operası bizzat onun denetimiyle yazıldı. sayısız opera, operet, müzikal, balolar ve bale gösterisi onun döneminde ülkemize girdi. onlarca saygın müzisyenin yetişmesine imkan tanıdı.

müziğe eşlik etti, dans etti, zeybek oynadı. ortadoğu diktatörleri gibi kamuflaj üstüne güneş gözlüğü takmadı. propaganda marşları ezberletmek yerine halka 'beyefendi' nedir, nasıl olunur onu öğretti. sanata saygıyı, beğeni edinmeyi, estetik zevkleri kazandırmak istedi.

ya sen ne yapıyorsun? şu yaptığın müzik hangi heyacanı, hangi coşkuyu, hangi estetik duygumuz uyandıracak içimizde allah aşkına. dandik bir ritim. içine biraz asker koyayım, biraz mehmetçik, biraz savaş, bir tutam da bayrak serpiştirdik mi tamamdır.

tamam değil kıraç kardeşim. yıllar yılı merkez sağ iktidarda. yıllar yılı bayrak ve din pompalanıyor. ama ne ekonomi toparlanıyor, ne yolsuzluğun önü alınabiliyor ne de toplumsal barış ve huzur sağlanabiliyor. gelişmiş ülkelerin çocukları her gün vatan, bayrak diye ortalıkta mı dolanıyor? elin ingilizi bayrak desenli çorap, hatta don giyiyorken senden 40 kat kaliteli hayat yaşıyor.

bu gençlik dünyayı tanıyor sevgili kıraç. artık soyut değerlerin hüküm sürdüğü romantik çağlarda yaşamıyoruz. bayrak deyip durmak karın doyurmuyor. seninse mehmetçikle bir tuttuğun topçu zaten milyonlar kazanıyor. sıkıntıyı çeken biziz yani, yapacaksan bize yap bir şarkı. yoksa da bırak iki maç izeleyecek garibanın sinirini bozma.
devamını gör...

hem kendi dinine saygı bekleyip hem de benim düşüncelerime saygısızlık eden kişidir kendisi. dinden çıktığımdan beri yakın arkadaşlarıma da birer birer söylüyordum bu durumu ve merak edenlere nedenini acikliyodum. sıra merve ye geldi ona anlatması güzel olucakti çünkü yüz yüze anlatabilecektim hem de dindar bir aileden gelen dindar bir insandı başka dindar arkadaşlarıma da söylemiştim onlar saygı duyduğu için merve de değişik bir tepki vermez diye düşündüm. dinden çıkmamın en büyük şahidi olan cep boy kuran mealini de aldım yanıma havadan sudan boş yaptık birsürü en sonunda söyledim. önce şaka yapıyorum sandı sonra inandı ama bu sefer de sanki beni ikna edebilecekmis gibi ben salakmisim da bazı şeyleri anlayamiyormusum gibi muamele yapmaya başladı. hatta şey bile dedi ben seni ş kisiyle konusturiyim o seni dogru yola sokar. merve de 20 yasinda tesettürlü bir kız yani. kendisi savunamiyor dinini baskasina yonlendiriyor. neyse oturduk bi parka açtım kuran mealini nisa suresi, yasin suresi ve ahzap suresinden ayetler okuttum. sorular sordum ona bu niye böyle fln diye bir iki mırın kırın etti ama bişey diyemedi neyse sonra vaktimiz azdı artık diğer şeyleri wp den at dedi ben de tamam dedim eve gidince kırmızı hap 1 attım ateist değilim agnostiğim ama o videoyu çok seviyorum. biraz geçince izledin mi dedim izledim dedi peki ne düşündün dedim 2 gündür cevap vermiyo hatta dün lan nerdesin 1 gün geçti yazdım iletilmis ama görülmemiş yani heralde artık muhattap olmak istemiyor. kalbim çok kırıldı ama belki de böylesi iyidir.
edit: ya ben kimseye durduk yere kuran ayeti göstermedim dinden çıktım dediğim zaman neden diye soranlara gösteriyorum sadece. sormayanlara göstermiyorum. yani öyle bak bak bu ayet çok saçma nasıl inanabiliyorsun demiyorum. gösterip bunun için çıktım dinden dedim ve kimseye de kötü muamele yapmadım. neden dinden çıktın denildiginde ya öylesine canım sıkıldı cıktim mi diyim yani ne diyim. şunu da söyliyim dindar bir insana dindar denilir başka ne denilebilir ki anlamıyorum. dindarlik kelimesini o insanlar da benimsiyolar ayrıca.
bi de şu var dinsizligi tebliğ etmiyorum ama aslında etmek isterim. dini tebliğ etmek mükemmel biseyken dinsizligi tebliğ etmek niye korkunç bişey gibi geliyor size kılıç zoruyla yapmıyorum sonuçta .d sadece anlatıyorum. bence anlatma yoluyla tebliğ güzel bişey mesela bir yahudi bir hristiyana anlatabilir bir hristiyan bir müslümana müslüman ateiste anlatabilir. sıkıntı değil ya.
devamını gör...

motosikletle gelmiş beni almaya *;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu konu hakkında bu hafta detaylı bir yazı yazma işsizliği buldum kendimde. öncelikle yazılan uzun yorumların doğru olduğunu söyleyeyim ama yetersiz gibi geldi. metaverse olayına şöyle bakabiliriz; aslında insanların hala %99,9'u ne olduğu hakkında bir şey bilmiyor geriye kalan binde birlik kesim ise olaya vakıf olsa da bunun da yarısının işlemleri pro'lar tarafından idare ediliyor. bu konuda şöyle bir örnek verebilirim; eğer bir zaman makinesi olsaydı ve bundan 100 yıl önceye, 200 yıl önceye yahut en azından ww2 dönemlerine gidebilseydik ve o zamanki insanlara internet teknolojisini anlatmaya kalksaydık, muhtemelen insanların %99,9'u anlayamayacak ve geri kalan binde birlik kesim olaya vakıf olabilse de bunların yarısı da tam olarak ne olduğunu bilemeyecekti çünkü insan böyle bir varlık ve yeteneklerimiz madden hissedebildiğimiz ölçüde bize yol gösterir. aslında felsefeye meraklı olsam da amacım felsefe yapmak da değil. kademeli olarak ilerlemeye alışkınız, öbür türlü iş mucize kapsamına girdiğinden ilahi bir kudret varlığına girer ve bu durum da tam olarak yapılan iş her ne ise onun net olarak kavranamamasına neden olur. eğer bir işi net olarak kavrayamazsan da o işi geliştiremez ve yetkinlik de kazanamazsın.

şimdi gelelim bu olaya...herkes genel ezberlik bir bilgi olarak metaverse veya türkçesiyle sanal evrenin 1992 yılında neal stephenson tarafından yazılan snow crash romanından esinlenilen bir yenilik olduğunu bilir, doğrudur ama bunu ne patlattı da bu kadar popüler oldu? işte, benim gerek bu platformda ve gerekse de diğer platformlarda ve sosyal medyada gördüğüm eksiklik bu, insanlar metaverse şudur ve şu kadar paraya şuraya yatırım yaptım dursun bir kenarda modunda...

değerli arkadaşlar; metaverse aslında apple-facebook gerginliği sonucunda facebook tarafından parlatılmıştır. bu iki şirket arasında 10 yıldır ciddi bir gerginlik olup, özellikle steve jobs hayattayken, silicon vadisinde 2010 yılında yapılan bir açık oturumda mark zuckerberg ile gizlilik ve güvenlik konusu özelinde birbirlerine girmişlerdi. bu tarihden sonra da iki şirket el altından kanlı bıçaklı bir savaş yürütüp durdu. apple bir update ile facebook'un uygulamayı kullanırken ad tracking denilen veya reklam izleme, kullanıcıyı takip etme, durumunu sınırlandırdı. bu yeni durum facebook için hiç de istenen bir davranış değildi çünkü facebook 2004'den itibaren o kadar devasa bir patlama yapmıştı ki, insanların gündelik tüm işlerine bir de facebook girmişti. paylaşımlar, duygu yoğunlukları, oyunlar ve saatlerce süren çeşitli aktivasyon... facebook bunu daha da geliştirip her insanın/kullanıcının bir sanal gardrobunun olmasını ve bu geliştirilen uygulamayla insanları sanal gerçekliğin içine daha da çekmeyi amaçlıyordu. bunu yaparken de cookilerle kullanıcı verilerini çekip, kullanıcıyı daha uzun süre uygulamada tutmak, impose ettiği fikirlerle de hayatına yön vermek başlıca amaçlarındandı.

facebook bunun en büyük rakiplerinden olan apple tarafından farkedilip, önlem alındığını görünce strateji değiştirdi. bilirsiniz ki apple ürünleri son derece kullanıcı dostu ve güvenliğin ön plana alındığı bir teknonojilerin mihenk taşlarıdır. bunu nasıl yapacaktı? bunu kendi üzerinden yapmayacaktı, bunu dışarıdan bir müdahale ile bir sanal gerçeklik yaratarak, ve gelişen teknolojiye bu sistemi entegre ederek yapacaktı. ne demek istedim? şimdi 2010 yılından sonra olağanüstü bir teknoloji devrimler dönemine girdik. buradaki en önemli iki unsur var, birincisi hız ikincisi gizlilik. insanlar bu iki olguyu elinde tutarak kendi dünyalarında yaşamak istiyor. netflix vb projelerin bu denli popüler olmasının sebebi de bu. bir arkadaşla veya aileyle oturup muhabbet yerine, netflix hesabından 3-5 dizi izleyip o evrende takılmak artık yeni moda.. işte metaversenin çıkış yeri de bu oldu.

daha da açayım; bir oyun, bir film, bir dizi, kısaca bir sanal dünya düşünün...durdurup içinde olmadığınız zamanlarda bile var olmaya devam eden bu kalıcı sanal dünyanın yanı sıra dijital ve fiziksel dünyaların özelliklerini birleştiren artırılmış gerçeklik ile karakterize edilen ve insana asla belki de ulaşamayacağı şeyleri cüzi bir miktar karşılığında ulaştırabilen veya o şeyin değerinden daha düşük bir değerle ulaştırmaya çalışan bir sanal evren... hayatta sahip olamayacağın bir mustang düşün, ve sen o mustang'i alıyorsun, bağdat caddesinde öttürüyorsun... bunu da 50 de bir fiyata yapıyorsun, hazzı yaşıyorsun yani ve o hazzı, meta bir dünyada garajına çekiyorsun, tekrar yaşamak istersen çıkarıyorsun koleksiyonundan aynı evrene girip tekrar yaşıyorsun... bir yalıda yaşamı da örnek verebiliriz. boğazda bir yalı veya dünyanın herhangi bir yerinde... şu da var; bu evrene yalnızca vr veya ar aracılığıyla erişmene de gerek yok... pc'ler, oyun konsolları ve hatta telefonlar aracılığıyla erişebiliyorsun... tüm bunlara şunu da koy, sen diğer senin gibi kullanıcıların ürün yaratabiliyorsun ve bunu satıp dijital bir ekonomiye de dönüştürebiliyorsun...aynı coinlerde olduğu gibi de meta veri deponu daha başka giysi veya araba gibi, bu sanal öğeleri bir platformdan diğerine taşıyadabiliyorsun... düşün mesela, iş görüşmesi yapacaksın, evinden kalkıp da x noktasına gitmek yerine, açıyorsun meta evrenin, ortak platformdaki bulunan şirketin oluşturduğu sanal görüşme odasına erişiyorsun ve avatarınla görüşme yapıyorsun... mükemmel...

tabi, bu işin varacağı yer ise hologram... bundan kaçınılmaz ve emin olun gideceği yer de orası, bu sadece bir başlangıç. nft projeleri bu metaverse projesinin sadece bir başlangıcı. kademeli olarak ilerleyen bir geleceğin sadece bir kademesi. nftler insanların bir dijital içeriğin tüm haklarına sahip olmayı teşvik eden ve aynı zamanda meta veri deposu fikrine alıştıran projeler değil miydi, işte metaverse de aynı. tek farkla; nftler bir resimse, metaverse bir videodur....

bu işin teknik detayına ve üst düzey bir akademik çalışmasına benim ne kalibrem ne de bilgim yeter ama bu konuda ülkemizde keşke teknik eğitimler verilse, bunun için abd işi oldukça masraflı olur, bu işle uğraşıp gelişmek isterdim ama yardımsız desteksiz ve plan programsız olmaz. en azından ben yapamam ama bir yol gösteren olsa ve bir ekip kurulsa bu konuda türkiye olarak iyi noktalara geliriz.
devamını gör...

yaklaşık 3-4 saattir durmak nedir bilmeyen yağmurdur. son bir haftadır istanbul’da havalar epey bir yağmurlu ve oldukça değişken halinde. sabahları bundan dolayı biraz serin oluyor ama öğleden sonra yağmur sizi pek üşütmez bence, en azından ben üşümüyorum. şemsiyenizi eksik etmeyin lütfen*.
devamını gör...

insan, kafasında hayal ettiği kişiye aşıktır, ta ki o hayal ettiği kişi gerçekte karşısına çıkana kadar.
devamını gör...

bir daft punk şaheseri. random access memories albümünde bulunur. anlatılmaz, yaşanır...
13 mart 2021 agora meyhanesi radyo yayınında çalan da bir şarkıydı.

sözleri öyle anlamlıdır, melodiler o kadar çok şey anlatır ki insana.*

there are so many things that i don't understand
there's a world within me that i cannot explain
many rooms to explore, but the doors look the same
i am lost ı can't even remember my name

i've been, for some time
looking for someone
i need to know now
please tell me who i am

devamını gör...

allah'ın laneti; çocuk tecavüzcüleri, sapkın ve namussuzların üzerine olsun.

eğer bir müslüman, bu zavallı çocukların başına gelenlerden ötürü kahrından ölürse; ölümü yadırganmaz!
devamını gör...

haber metinlerini yazan insanların kıt türkçe bilgileri ve dar sözcük dağarcıkları yüzünden birçok haberde maruz kaldığımız klişe cümlelerden yalnızca bir tanesidir.

beni asıl rahatsız eden nokta türkçe kıtlığı değil ama. bu tür iç burkan detay haberleri en çok iki tür haberin sunumunda karşımıza çıkıyor. ve sanki bu haberlere yeterince zaman üzülmüyormuşuz gibi davranılarak çekmemiz gereken acının katlanarak artması sağlanmaya çalışılıyor.

ilk haber türü şehit haberleri. mutlaka iç burkan detay olarak şehit olan askerin ya da devlet görevlisinin iki aylık nişanlı olduğu, düğününe üç ay kaldığı, ailesine yük olmamak için hemen askere gittiği, üç çocuğu olduğu gibi detaylar paylaşılır çünkü bir insanın ölmesi o kadar üzücü değildir. ille de bir detay eklenmelidir.

ikinci haber türü de kadın cinayetleri. yeterince üzücü olmadıkları için iç burkan detay olarak okula bitirmesine bir ay kaldığı, daha önce uzaklaştırma kararı aldırdığı, ailesinin tek çocuğu olduğu, çok başarılı ve çok çalışkan olduğu gibi detaylar sunulur önümüze. sanki bu detaylar olmasa biz üzülmeyeceğiz, tepki göstermeyeceğiz gibi.

üzülmek için iç burkan detaylara ihtiyacımız yok.
devamını gör...

kafatolog isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.

(bkz: odyoloji) uzmanlarına verilen sıfattır.
devamını gör...

dennis ritchie tarafından bell laboratuvarlarında 1972 de geliştirilmiştir. o günden bu güne çıkmış bütün işletim sistemlerinde kullanılmıştır. o kadar güçlü bir programlama dilidir ki c dışında hiçbir programlama dili olmasa idi c ile her şey yazılabilirdi . kendisi için programcılar "tanrının programlama dili" der.
eğer c olmasa idi işletim sistemleri olmazdı. dolayısı ile apple, windows ve android olmazdı ki günlük kullanılan teknolojinin %99luk kısmını bunlar oluşturuyor. oyun geliştirme motorları olmazdı dolayısı ile playstation ve xbox gibi konsollarda olmazdı. bilinen hiçbir masaüstü uygulaması olmazdı "photoshop, office etc".
yani demek istediğim dennis ritchie öyle büyük bir adamdır ki yanına ne steve jobs denen pazarlamacıyı nede bill gates denen site bebesini koyamazsınız.
devamını gör...

hayatımda hiç pastırmalı çörek yemedim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim