guguklu yaban arısı
zümrüt eşek arısı olarak da bilinen, karışık metalik renkli arı türü. literatürdeki ismi chrysis viridula.

(görsel, chrysis. net'ten alıntıdır. telif hakkı frank koehler'e ait)
kuzey afrika'ya kadar geniş bir bölgede rastlanabilse de, ana vatanı ingiltere ve civarındaki kuzey avrupa ülkeleri. çok büyük bir hayvan değil. 1 santimetreyi pek geçmiyor boyu.

(görsel, chrysis. net'ten alıntıdır. telif hakkı frank koehler'e ait)
kuzey afrika'ya kadar geniş bir bölgede rastlanabilse de, ana vatanı ingiltere ve civarındaki kuzey avrupa ülkeleri. çok büyük bir hayvan değil. 1 santimetreyi pek geçmiyor boyu.
devamını gör...
neden olmuyor
''her şey için en iyisini yapıyor fakat hiçbir şey onu en iyisi yapmıyor'' diye bir söz vardı. belki kişinin yaptığı iş, kendisi için en iyisi olsa da hayallerini gerçekleştirmeye yeterli değildir. olmamasının en basit nedenlerinden biri budur.
bir de kararlılık, azim, çalışmak gibi unsurların dışında dikkat edilmesi gereken iki unsur daha var:
ilki, zamanlama. her tohum her zaman ekilmez. doğru mevsim ve zamanda atılan tohumlar bizi zamanı gelince neşeyle selamlar. bu yüzden doğru zamanda doğru adım atmak, isteklerimizin olması için önemlidir.
ikincisi ise öz güven. nasıl bakarsak öyle görürüz ve ne düşünürsek bir süre sonra o kişiye dönüşürüz. kendimizi yetersiz görmek bizi bir süre sonra gerçekten de öyle bir insan yapar. kendi değerimizi, yeteneklerimizi ve yapabileceklerimizi bilmeliyiz. bu bakımdan öz güven çok önemlidir, ama boş güven değil.
bir de kararlılık, azim, çalışmak gibi unsurların dışında dikkat edilmesi gereken iki unsur daha var:
ilki, zamanlama. her tohum her zaman ekilmez. doğru mevsim ve zamanda atılan tohumlar bizi zamanı gelince neşeyle selamlar. bu yüzden doğru zamanda doğru adım atmak, isteklerimizin olması için önemlidir.
ikincisi ise öz güven. nasıl bakarsak öyle görürüz ve ne düşünürsek bir süre sonra o kişiye dönüşürüz. kendimizi yetersiz görmek bizi bir süre sonra gerçekten de öyle bir insan yapar. kendi değerimizi, yeteneklerimizi ve yapabileceklerimizi bilmeliyiz. bu bakımdan öz güven çok önemlidir, ama boş güven değil.
devamını gör...
atatürk'e sallamak için sözlüğe girmek
zaten anca sözlükte sallayabilecek kişidir. yanımda sallasın valla ense köküne koyarım tokatı atamın şeyhlere yaptığı gibi.
devamını gör...
sihir dükkanı
beyin cerrahı james r. doty tarafından yazılan, beynin gizemlerini ve kalbin sırlarını keşfetme arayışını anlatan kitap.
öncelikle dediğim gibi kitap bir doktor tarafından yazılıyor ve başından geçen olayları konu alıyor. ''sihir dükkanı'' ismini duyduğumda bunun somut olmayacağını düşünmüştüm fakat yanılmışım. yazarımız 8. sınıftayken bir sihir dükkanına giriyor ve orada ruth adlı bir kadınla karşılaşıyor. ruth ona beynini ve kalbini keşfetme konusunda bir kapı açıyor, kalbine ve beynine açılan bir kapı.. bazı yöntemler öğretiyor. bu yöntemlerden sonra yazarımızın başından geçen olayları ve doktor olma, kalbini ve beynini keşfetme yolundaki yaşadığı olayları görüyoruz.
kitap şunun vurgusunu yapıyor; her şeyin, her sorunun cevabı kalbimizin derinliklerinde fakat görebilmemizi engelleyen bir sisin içindeyiz çoğu zaman. bu cevaplara ulaşabilmek için de kalbimizi açmamız gerekiyor.
son olarak, bu kitaptan metafor alarak bangtan sonyeondan adlı müzik grubu magic shop adlı bir şarkı yapıyor. şarkının sözleri ve kitabın uyumu bu dünyadaki kalp ısıtan nadir şeylerden olabilir.
''kendimden nefret ettiğim günlerde,
sonsuzluğa yok olmak istediğim günlerde
bir kapı yapalım kalbine açılan*''
*(yazarın kalbini açması ve kendini sevmesi gerektiğini fark ettiği kısma atıfta bulunuyor).
öncelikle dediğim gibi kitap bir doktor tarafından yazılıyor ve başından geçen olayları konu alıyor. ''sihir dükkanı'' ismini duyduğumda bunun somut olmayacağını düşünmüştüm fakat yanılmışım. yazarımız 8. sınıftayken bir sihir dükkanına giriyor ve orada ruth adlı bir kadınla karşılaşıyor. ruth ona beynini ve kalbini keşfetme konusunda bir kapı açıyor, kalbine ve beynine açılan bir kapı.. bazı yöntemler öğretiyor. bu yöntemlerden sonra yazarımızın başından geçen olayları ve doktor olma, kalbini ve beynini keşfetme yolundaki yaşadığı olayları görüyoruz.
kitap şunun vurgusunu yapıyor; her şeyin, her sorunun cevabı kalbimizin derinliklerinde fakat görebilmemizi engelleyen bir sisin içindeyiz çoğu zaman. bu cevaplara ulaşabilmek için de kalbimizi açmamız gerekiyor.
son olarak, bu kitaptan metafor alarak bangtan sonyeondan adlı müzik grubu magic shop adlı bir şarkı yapıyor. şarkının sözleri ve kitabın uyumu bu dünyadaki kalp ısıtan nadir şeylerden olabilir.
''kendimden nefret ettiğim günlerde,
sonsuzluğa yok olmak istediğim günlerde
bir kapı yapalım kalbine açılan*''
*(yazarın kalbini açması ve kendini sevmesi gerektiğini fark ettiği kısma atıfta bulunuyor).
devamını gör...
terk edilmemek için yalvarmak
bir taraf ayrılmayı kafasına koyduysa artık sonuçları kaçınılmazdır. bundan sonra taraflar kabullenmelidir. terk edilenin gözünden terk eden acımasızdır. o an ne olursa olsun onu kabul etmesini ve ilişkinin devamını ister terk edilmek üzere olan kişi. kendini ve gururunu acındıracak hamleler yapması muhtemeldir. özsaygısını yitirmeyi göze alacaktır. gurur onun için sadece sıradan bir kelimedir artık. ama ne yaparsa yapsın karşısındaki kişi ayrılmaya karar verdiyse kelimenin tam manasıyla ağzında kuş tutsa bile geri dönmeyecektir terk eden. istisnalar kaideyi bozmaz. genel olarak durum böyle. giden gideceği gün ağlar içten içe. kalan ise her gün yeniden yaşarcasına ağlar. ayrılık zamansız gelir barış abinin söylediği gibi. siz siz olun özsaygınızı sizi yalvartacak kadar bile sevmeyen insanlar için kaybetmeyin. yalvarma durumuna düşmeniz bir zaman sonra ayrılıktan daha çok üzecektir sizi.
devamını gör...
asla yapamam dediğiniz meslekler
defalarca kez tecrübe edilerek diyorumki. asla demeyin, zira gün gelir alternatifiniz olmaz, sonra dönüp kendinize şöyle dersiniz! ben bunu nasıl yaptım?.
devamını gör...
yazarların kullandığı tüm cep telefonları
alcatel one touch easy
siemens c35
nokia 3310
nokia 1110
alcatel one touch one
zte blade
tp-link neffos y5
samsung galaxy j2
huawei y9 ( şimdiki kullandığım).
siemens c35
nokia 3310
nokia 1110
alcatel one touch one
zte blade
tp-link neffos y5
samsung galaxy j2
huawei y9 ( şimdiki kullandığım).
devamını gör...
asgari ücret ne kadar olmalı sorunsalı
asgari ücrete tabi ki ciddi bir zam gelmeli. hepimizin anlaması gereken şey ise, ekonomi bu şekilde devam ederse o zam da bir işe yaramayacak. şu an ekonomi freni patlayan kamyon gibi bayır aşağı iniyor. birilerinin ciddi kararlar alıp işi düzeltmesi gerekiyor. enflasyon bu şekilde devam ederse zam oranı yine bir işe yaramayacak. maalesef çok kötü zamandan geçiyoruz. çoğu insan sadece yaşayabilmek ve doyabilmek için çalışıyor. insanların hobisi, sosyal hayatı olmalı, tatile gidebilmeliler. bizde ise herkes mutsuz ve gergin. kredi kartları patlak ya da asgarisini ödeyip çevirmeye çalışıyorlar. yazık gerçekten ülkeme ve halkımıza. bir genç telefon almayı , bilgisayar almayı kendine dert etmemeli. gelecek kaygısı çekmemeli diye düşünüyorum. umarım işler hepimiz için düzelir. ben kendi adıma ülkeye doldurulan insanlardan sonra huzurlu bir ülke beklemiyorum artık. bir de herkes çok olumlu yeni seçimlere dair. ben etrafıma baktığımda inanılmaz büyük bir cehalet görüyorum. umarım herkes akıllanır ve insanca yaşayabilmeyi temenni eder.
devamını gör...
şanssız olduğunu düşünen yazarlar
benim o yazar. çölde kutup ayıları beni gangbang yaptı. isterseniz kim şanslı kim şanssız tartışmayalım.
devamını gör...
limonata
mükemmel bir içecektir.
evde yapılabilir ama birazcık zordur. babam zamanında çok güzel limonata yaparmış bu sebeple ona püf noktasını sormuştum o da limonun kabuklarını da karışıma eklemek gerektiğini söyledi.
ha şunu da söyleyeyim ki eğer marketten limonata adı altında satın alınan şeylerden alıyorsanız, vazgeçiniz. o içtiğiniz limonata gerçek limonata değil çünkü.
hatta kendim uyguladığım evde yapım tarifini de vereyim:
malzemeler:
4 adet limon
1 litre soğuk su
2 çorba kaşığı şeker (böyle yapınca biraz ekşimsi bir tadı oluyor limonatanın, bu sebeple şeker isteğe bağlı olarak artırılabilir veya azaltılabilir.)
yapılışı:
öncelikle limonlarımızı iyice yıkıyoruz ve bir limon sıkacağında sıkıyoruz, ardından süzüyoruz. limon suyu posalardan ayrılmış olmalı.
bu sıvıyı sürahiye döküyoruz.
üzerine suyumuzu ekliyoruz.
daha sonra limonlarımızın kabuklarını büyük bir şekilde rendeliyoruz.
bu rendelenmiş limon kabuklarını da sürahimize ekliyoruz.
karışımı buzdolabına koyuyoruz ve iki saat bekletiyoruz.
iki saatten sonra ister bir süzgeç yardımıyla bardaklara doldururken süzün isterseniz de komple hepsini süzün.
limonatamız hazır.
afiyet olsun.
evde yapılabilir ama birazcık zordur. babam zamanında çok güzel limonata yaparmış bu sebeple ona püf noktasını sormuştum o da limonun kabuklarını da karışıma eklemek gerektiğini söyledi.
ha şunu da söyleyeyim ki eğer marketten limonata adı altında satın alınan şeylerden alıyorsanız, vazgeçiniz. o içtiğiniz limonata gerçek limonata değil çünkü.
hatta kendim uyguladığım evde yapım tarifini de vereyim:
malzemeler:
4 adet limon
1 litre soğuk su
2 çorba kaşığı şeker (böyle yapınca biraz ekşimsi bir tadı oluyor limonatanın, bu sebeple şeker isteğe bağlı olarak artırılabilir veya azaltılabilir.)
yapılışı:
öncelikle limonlarımızı iyice yıkıyoruz ve bir limon sıkacağında sıkıyoruz, ardından süzüyoruz. limon suyu posalardan ayrılmış olmalı.
bu sıvıyı sürahiye döküyoruz.
üzerine suyumuzu ekliyoruz.
daha sonra limonlarımızın kabuklarını büyük bir şekilde rendeliyoruz.
bu rendelenmiş limon kabuklarını da sürahimize ekliyoruz.
karışımı buzdolabına koyuyoruz ve iki saat bekletiyoruz.
iki saatten sonra ister bir süzgeç yardımıyla bardaklara doldururken süzün isterseniz de komple hepsini süzün.
limonatamız hazır.
afiyet olsun.
devamını gör...
sigara içmeyen insan
çay içer
devamını gör...
görünmez heykelin 150 bin liraya satılması
bu benim nasıl aklıma gelmedi dedirten olay, yine yırtamadık.
devamını gör...
tüm gününü normal sözlük’te geçirmek
ilk günler yaptığım ve şu anda da yaptığım sanılsa da aslında yapmadığım şey.
sabah kalkınca bir bakıyorum sözlüğe. sonra pc'de başka şeylere dalıyorum ama sekme açık kalıyor tarayıcıda. arada okuyup yazıyorum da ama bazen unutuyorum sözlüğün açık olduğunu orada. pc başından kalkıyorum, başka işler yapıyorum, dışarıya çıktığım bile oluyor. dönüşte bakıyorum ki sözlük açık. yani bazı günler sürekli online görünsem de aslında burada değilim.
ben aslında yoğuuuum...
sabah kalkınca bir bakıyorum sözlüğe. sonra pc'de başka şeylere dalıyorum ama sekme açık kalıyor tarayıcıda. arada okuyup yazıyorum da ama bazen unutuyorum sözlüğün açık olduğunu orada. pc başından kalkıyorum, başka işler yapıyorum, dışarıya çıktığım bile oluyor. dönüşte bakıyorum ki sözlük açık. yani bazı günler sürekli online görünsem de aslında burada değilim.
ben aslında yoğuuuum...
devamını gör...
takip edilesi sözlük yazarları
daha öncede buna benzer bir başlık açılmış tek tek takip ettiğim yazarları belirtmiştim. copy paste yapıp döne döne aynı şeyleri yazmak istemiyorum. zaten sözlükte takip edilesi yazarlar açtıkları başlıklarla ve yaptıkları yorumlar ile kendilerini belli ediyorlar.
devamını gör...
türbanlı kadınlar
toplumda kendi olarak var olabilmek adına
toplumsal bir rol sahiplenmek için toplumsal kimliğini inşa ederken türban kullanan kadınlardır.
toplumun heterojen olmasına fayda sağlayan kadınlardır.
herkes gibi nefes alırlar, herkes gibi yemek yerler, herkes gibi kitap okurlar vb.
2000li yıllardan sonra modacıların fark ettiği kadınlardır.
2013 sonrası kamusal hayatın içinde yer almaya başlamış kadınlardır.
yakın zamanlarda dizilerde reklamlarda yer alan kadınlardır.
toplumsal bir rol sahiplenmek için toplumsal kimliğini inşa ederken türban kullanan kadınlardır.
toplumun heterojen olmasına fayda sağlayan kadınlardır.
herkes gibi nefes alırlar, herkes gibi yemek yerler, herkes gibi kitap okurlar vb.
2000li yıllardan sonra modacıların fark ettiği kadınlardır.
2013 sonrası kamusal hayatın içinde yer almaya başlamış kadınlardır.
yakın zamanlarda dizilerde reklamlarda yer alan kadınlardır.
devamını gör...
denize işemek
yakın çevredeki insanlara mikrop kaptıracak eylem. özellikle kadınlar mikrop kapmaya meyillidir bu tür durumlarda. havuzlarda zaten bankodur bu durum ama denizde de su dediğimiz şey ışık hızıyla uzaklaşıp gitmediğinden engin denizlere doğru, sizden çıkan idrarın yakınlarda bulunan insanlarla temas ihtimali vardır her zaman.
sadece kendinizi düşünürseniz belki bir sakınca bulamaz hatta yukarıdaki gibi faydalı bile bulabilirsiniz ama başkalarını da düşünmek zorundasınız.
kedinin, köpeğin bile tuvalet eğitiminin olduğu bir dünyada çişini yakındaki tuvalete kadar tutamayan insan da ne bileyim...
sadece kendinizi düşünürseniz belki bir sakınca bulamaz hatta yukarıdaki gibi faydalı bile bulabilirsiniz ama başkalarını da düşünmek zorundasınız.
kedinin, köpeğin bile tuvalet eğitiminin olduğu bir dünyada çişini yakındaki tuvalete kadar tutamayan insan da ne bileyim...
devamını gör...
mano del desierto
yapımı 1992 yılında tamamlanan ve dev el heykeli olarak da bilinen mano del desierto şilili heykeltıraş mario irarrazabel'e ait bir heykeldir. (mario irarrazabel, (b: notre dame üniversitesi)'nde felsefe ve sanat, universita gregoriana pontificia'da da ilahiyat eğitimi almış. )
temeli beton ve demirden yapılmış ola heykel, şili'de kuraklığı ile nam salmış atacama çölü'nde bulunur. (buluduğu yer konumu ile de özel bir anlama sahiptir.)

deniz seviyesinden yaklaşık 1100 kilometre yükseklikte ve boyutu yaklaşık 12 metre olan heykelin sembolik anlamı oldukça etkileyici. insanların doğaya karşı hala güçsüz olduklarını hatırlatıyor; yalnızlık, üzüntü, hüzün, pişmanlık ve çaresizlik gibi duyguları temsil ediyor. bu duygularda en baskın olanı ise insanın çaresizliği ve savunmasızlığı.

heykelin bulunduğu çöle ulaşım çok zor ve koşullar bakımından çöl aşırı sıcak olmasına rağmen her yıl binlerce turist heykeli ziyaret ediyor. ilk zamanlarda yerli halk tarafından graffiti yapılan heykel şimdilerde güvenlik önlemleri alınmış durumda ve korunuyor. el yıkama adı verilen ve ritüel haline gelmiş temizlik ile heykel yılda iki kez yıkanmaktadır.
kaynak 1: dev el heykeli
kaynak 2: mano del desierto
kaynak 3: mano dellll
temeli beton ve demirden yapılmış ola heykel, şili'de kuraklığı ile nam salmış atacama çölü'nde bulunur. (buluduğu yer konumu ile de özel bir anlama sahiptir.)

deniz seviyesinden yaklaşık 1100 kilometre yükseklikte ve boyutu yaklaşık 12 metre olan heykelin sembolik anlamı oldukça etkileyici. insanların doğaya karşı hala güçsüz olduklarını hatırlatıyor; yalnızlık, üzüntü, hüzün, pişmanlık ve çaresizlik gibi duyguları temsil ediyor. bu duygularda en baskın olanı ise insanın çaresizliği ve savunmasızlığı.

heykelin bulunduğu çöle ulaşım çok zor ve koşullar bakımından çöl aşırı sıcak olmasına rağmen her yıl binlerce turist heykeli ziyaret ediyor. ilk zamanlarda yerli halk tarafından graffiti yapılan heykel şimdilerde güvenlik önlemleri alınmış durumda ve korunuyor. el yıkama adı verilen ve ritüel haline gelmiş temizlik ile heykel yılda iki kez yıkanmaktadır.
kaynak 1: dev el heykeli
kaynak 2: mano del desierto
kaynak 3: mano dellll
devamını gör...
öleceğini bilmek rahatlatır mı korkutur mu sorunsalı
bir gün öleceğini bilmek rahatlatır.
hangi gün öleceğini bilmek korkutur
(bkz: bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?)
hangi gün öleceğini bilmek korkutur
(bkz: bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?)
devamını gör...
türkiye'nin en iyi dizisi
leyla ile mecnun.
devamını gör...
fes
tepesi düz, genellikle kırmızı, püsküllü, silindirik başlık olup adını üretim merkezi olan fas'ın fes şehrinden alır. osmanlı padişahlarından 2. mahmud döneminde 1829 da kullanılmaya başlanmış, 25 kasım 1925'te çıkartılan şapka kanunu ile takılması yasaklanmıştır.
hala batı ülkelerinde türkiye denince insanların aklına fes ve deve gelmesi nedeniyle başımızın belasıdır. ancak osmanlıya ilk geldiğinde sarık kullananlar tarafından dirençle karşılanmıştır. 2. mahmud fesi önce askeriyeye sonra da memurlara mecbur tutmuş, yaptığı diğer ıslahatlarla birlikte sırf bu yüzden halk tarafından "gavur padişah" olarak adlandırılmıştır.
fese geçilirkende, festen şapkaya geçilirken de arada neredeyse yüz yıl olmasına rağmen değişmeyen tek şey yeniliklere ayak direyen, kişisel çıkarlarını gözeten ve dini kendi amaçları doğrultusunda kullanan belli bir kesimin hep var olmasıdır.
kamu spotuda vereyim: mesele dedelerimizin mezar taşını okuyup okuyamamak değil, nokta.
hala batı ülkelerinde türkiye denince insanların aklına fes ve deve gelmesi nedeniyle başımızın belasıdır. ancak osmanlıya ilk geldiğinde sarık kullananlar tarafından dirençle karşılanmıştır. 2. mahmud fesi önce askeriyeye sonra da memurlara mecbur tutmuş, yaptığı diğer ıslahatlarla birlikte sırf bu yüzden halk tarafından "gavur padişah" olarak adlandırılmıştır.
fese geçilirkende, festen şapkaya geçilirken de arada neredeyse yüz yıl olmasına rağmen değişmeyen tek şey yeniliklere ayak direyen, kişisel çıkarlarını gözeten ve dini kendi amaçları doğrultusunda kullanan belli bir kesimin hep var olmasıdır.
kamu spotuda vereyim: mesele dedelerimizin mezar taşını okuyup okuyamamak değil, nokta.
devamını gör...