kendi içindeki sorunları ya da hissettiği ezikliği maskelemek için kullanılan şeydir aşırı özgüven. bu bireyler de illa açık verdiğinden ve aşırı itici olduklarından laf sokmak muazzam eğlencelidir. tavsiye ederim.
devamını gör...

aklıma berkeley'in öznel idealizmini getirdi bu soru. o da "var olmak algılanmış olmaktır" demiş ve sen bir şeyi algılamıyor olsan bile en büyük zihin olan tanrı'nın algılıyor olduğunu yani o şeyin varlığını kabul ettiğini ileri sürmüştür. tabii böyle söyleyince akla şu geliyor: madem var olmak algılanmış olmaktır, tanrı'yı kim algılıyor?

ancak bunlar hep mutlak gücü sorgulayan zihinlerimizin bir sonucu. bu sorunun ardı kesilmez. tanrı'yı x yarattı denilse x'i kim yarattı diye sorulacak ve cevabı asla bilemeyeceğiz. işte bu yüzden tanrı "ilk" kabul edilir. daha öncesi yoktur. bu bir kabulleniştir; mantıklı veya değil, tamamen size kalmış. ancak daha fazlasını düşündüğünüzde kafayı yeme noktasına gelebiliyorsunuz. zaten tanrı olayında mantık aramak ne kadar akla yatkın ki?
devamını gör...

durum değiştirmektir. alışılmış, süregelen, bilindik olan risksizdir.zor olan konfor alanından çıkmaktır. bu her şey için geçerlidir. yeni bir iş , yeni şehir ,yeni insan. başarı için mutluluk için de çıkmak gerekiyor konfor alanından. bir şeyi keşfetmek, fark edilmeyeni görebilmek ya da hiç var olmamış bir şeyi icat etmek. bunlar için farklı bir yere bakman, yeni bir şeyi görmen gerekir. zordur durum, yer değiştirmek ama unutulmamalı ki tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: ya bir insan bir yolculuğa çıkar; ya da şehre bir yabancı gelir.
devamını gör...

ikiden fazla şeritli ve emniyet şeridi olmayan yollarda sağdaki araçların yolun sağına, soldakilerin ise yolun soluna yanaşarak orta kısımdan ambulansın geçişine yol vermesi şeklinde uygulanan sistem.
devamını gör...

gelme. içim kan revan.
devamını gör...

akla hayale gelmeyen şeyler.
sırf bu yüzden, kaç yıldır mindersiz, tek parça koltuk kullanıyorum.
devamını gör...

müjgan, farsça' da 'kirpik' anlamına gelir.
devamını gör...

benim çok etkilendiğim ve çok mutlu olduğum bir eylemdir.

yani okuduğum kitabı dahi almış olsalar, arkadaşlarımdan ön sayfasına not yazmasını ve tarih atmasını isterim.
hala okurum hepsini.

not: bir de ciltli alınırsa ooof koleksiyonluk...

bu arada doğum günüm.
devamını gör...

ne ara birbirinizi sevecek ya da sevmeyecek vakit buldunuz dediğim hede.
devamını gör...

genel olarak bi olay yok ama bir çocuk gördüğüm de onun bana gülümsemesi dünyanın en güzel tebessüm ettiren olayı oluyor benim için.
devamını gör...

istediğimi zannettiğim bölümün aslında istediğim olmadığını anladığım an, bölümü bırakmamış olmamdır. hazırlıktayken daha, terk etmeliydim bu bölümü. 5 yılı gömüverdim halbuki ben buraya. okuyalım bitsin olmuyormuş geç anladım.
devamını gör...

araştırmacıların üşenmeyip araştırdığı sorunsal.

bir araştırma, erkeklerin kadın seslerine farklı tepki verdiğini ortaya koyuyor. diğer erkekler konuşurken erkekler beyinlerinin bazı kısımlarında daha az aktivite gösterir. aslında, erkeklerin beyinlerinin kadınların ne dediğini çözmek ve anlamak için daha çok çalışması gerekiyor. bu, erkeklerin kadınların söylediklerinin anlamlarını ve duygularını anlamayı daha zor bulabileceği anlamına geliyor. kaynak

ayrıca araştırmanın diğer sonucu da :
--! spoiler !--
araştırmaya göre kadınların erkeklerden daha çok konuştuğu klişe bir şehir efsanesi. aslında, erkekler ve kadınlar aşağı yukarı aynı miktarda konuşuyorlar ve bağlam da aynı derecede önemli. araştırma, bazı durumlarda erkeklerin kadınlardan, bazılarında ise kadınların erkeklerden daha fazla konuştuğunu gösterdi.
--! spoiler !--
devamını gör...

makedonya - üsküp

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

1887 yılında yayınlanmış bir deney. amacı uzay boşluğunu doldurduğuna, ısı ve ışığın iletilmesini sağladığına inanılan esirin (ing: luminiferous aether) varlığını kanıtlamaktı. deney, dünya ile esirin birbiriyle göreceli bir hareket halinde olduğu hipotezine dayanıyordu. dünya, güneş ve kendi etrafında dönerken esir rüzgarı oluşmalıydı. yani ışığı taşıdığına inanılan esire karşı harekette ışık hızı daha fazla, aksi yönde daha az ölçülmeliydi. deney sonucunda ışığın her zaman ve her yönde sabit hızda olduğu görüldü. bulgular esir teorisiyle uyumsuzdu. verileri açıklamak için einstein'in özel görelilik kuramı ve ışık hızının değişmez bir sabit olduğunun anlaşılması gerekiyordu.
devamını gör...

(bkz: başlık nick uyumu)
devamını gör...

1929 doğumlu yazar, sinema tarihçisi, araştırmacı, eleştirmen, çevirmen, eğitmen ve ressam. 2016'da aramızdan ayrıldı.

sinema üzerine önemli kitapları var. aynı zamanda spekülatif kurgu türünde pek çok kıymetli eser vermiş bir isim. anısına her yıl gio ödülleri düzenleniyor.
devamını gör...

marx'ın sosyal bilimlere yaptığı bir katkı varsa, o da insan toplumlarının yapısının maddi şartlar tarafından belirlendiğini söylemesidir. tabi marx bunun tam olarak nasıl olduğunu sarih bir şekilde ortaya koyamamıştır. bu fikrin asıl geliştiricileri 20. yüzyılda kültürel materyalistler (cultural materialism) olmuştur, özellikle de marvin harris. fakat bu ekolü marksizm ile karıştırmak kendilerine yapılmış büyük bir haksızlık olur, çünkü bu ekol "sosyal bilimlerin" gerçekten bilim olabilmesi yönünde atılmış oldukça önemli bir adımdır.

marksizm ise bilimsel bir teori olmaktan çok bir ideolojidir. teleolojik bir tarih görüşüne sahiptir. yani marksizme göre tarih belirli bir yönde akar ve bu akışı sağlayan da sınıflar arasındaki mücadeledir. şimde tarihin akışının sınıflar arasındaki mücadele olduğunu söylediğinizde aslında en baştaki maddi temelin belirleyici olduğu fikrini terk etmiş oluyorsunuz ve böylece maddi temelden çok (ekoloji, coğrafya, enerji kaynakları, nüfus, teknolojik aletler vb.) toplumsal organizasyonun (toplumun sınıf konfigürasyonu) belirleyiciliğine vurgu yapmış oluyorsunuz. ve böylece toplumların sınıf konfigürasyonunu da belirleyen şeyi, yani maddi koşulları gözden kaçırmış oluyorsunuz ve maddi koşullara yapılan vurgu yerini sınıflara; yani bir takım şerefsiz, kan emici, adi, alçak burjuvalara, para babalarına vb. bırakmış oluyor. şimdi gidin türkiye'deki komünist partilerin söylemlerine bakın, hep bu şekilde, çizgi filmlerdeki gibi dünyayı ele geçirmek isteyen bir takım kötü adamlardan bahsederler. elbette marksizmin ve komünistlerin bu şekilde bir söylem tutturmasının sebebi bu ideolojiye meyilli olan insanların belirli bir psikolojik eğilimi paylaşmalarından kaynaklanmaktadır. nietzsche buna ressentiment adını vermişti ve bu ressentiment denilen şeyin ne olduğu anlaşılmadan solculuğun, marksizmin, sosyalizmin, komünizmin ne olduğu anlaşılamaz.

komünizm ve marksizm hakkında daha ayrıntılı bir tartışma için #240078
devamını gör...

1638 yılında tahtadan yaptırdığı kanatları sırtına takıp, galata kulesi'nden üsküdar'a uçtuğu söylenir. bu uçuş denemesi avrupa'da da dikkat çekmiş, bu uçuşla ilgili gravürler yapılmış.
devamını gör...

aklıma doğrudan asayişi getirmiş olan enteresan isim.
devamını gör...

beğeni aldığım yazarı kimmiş diye incelemeye alırım. tanımlarını okurum, ucundan azcık bile bir nokta beğensem artımı basarım. seri artı atmışım yo kombo yapmışım umrum olmaz. burada önemli olan sadece gerçekten yazarı okumak, emeğe saygı duymaktır. yoksa o bana seri attı ben de akabinde ona attım yapmacık oldu vs. takılmayınız bunlara.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim