alevilerin ve kürtlerin suriyeliler kadar sevilmemesi
t: nokta atışı bir tespit.
saygı da duyulmuyor zaten kardeşim. varsan baksan toplum hümanizm meraklısı. fakat farklı olan renklerin hepsi toplum tarafından tuu kaka ilan ediliyor. yahu allah kahretsin ki halâ "ben kızımın bir aleviyle evlenmesine müsaade etmem" diyen bir zihniyet var. böyle düşünüp müslümanım diyerek dolaşanın da allah belasını versin mi? bence versin.
saygı da duyulmuyor zaten kardeşim. varsan baksan toplum hümanizm meraklısı. fakat farklı olan renklerin hepsi toplum tarafından tuu kaka ilan ediliyor. yahu allah kahretsin ki halâ "ben kızımın bir aleviyle evlenmesine müsaade etmem" diyen bir zihniyet var. böyle düşünüp müslümanım diyerek dolaşanın da allah belasını versin mi? bence versin.
devamını gör...
akrabaların normal sözlük'ü keşfetmesi
benimkiler henüz neolitik çağ'da takılı kaldılar, o yüzden benim için dert teşkil etmeyen durum.
devamını gör...
zengin gösteren şeyler
bizim nesil için kesinlikle pringles’tır.
devamını gör...
seni seviyorum sözüne karşılık verilebilecek cevaplar
şu garibi sevindirdin ya allah senden razı olsun.
devamını gör...
enteresan atasözleri
borç yiğidin kamçısıdır.
devamını gör...
köy evlerinde her odada banyo olması
banyo denince normal banyo gibi anlaşılmaması gerekir. çoğu zaman odanın bir köşesinde gider olmasıdır. safranbolu'da duvardaki gömme dolabın içindeki yarım metrekare yerdir. suyu kendiniz taşır, yalap şap gusül abdesti alıp gideri tıkarsınız. amacı budur çünkü. gideri tıkamanız da börtü böcek, yılan çiyan gelmemesi içindir.
devamını gör...
mclaren
1963 yılında yeni zellandalı yarış pilotu bruce mclaren tarafından kurulan formula 1 tarihinin en eski ikinci yarış takımı ve aynı zamanda spor otomobiller üreten ingiliz firmasıdır.. şirketin merkezi ingiltere'nin woking şehrindedir.. tarihine bakıldığında formula 1'de ferrari'den sonra en başarılı ikinci takımdır.. 182 yarış galibiyeti, 8 sürücü şampiyonu ve 8 takım şampiyonluğu bulunmaktadır.. sadece formula 1'de değil, amerika'da ve diğer ülkelerde yerel/ulusal organizasyonlarda aktif olarak katılmış ve başarılar elde etmiştir..
yıllar içinde mclaren logosunun değişimi;

takım kurulduktan sonra ilk formula 1 galibiyetini 1968 belçika grandprix'inde (spa) almış olsalar da, ilk yıldızlarının parlaması canadian-american challenge cup (can-am) isimli 1966'dan 1987'ye kadar sürmüş olan organizasyonda gerçekleşir.. bu şampiyonayı 1967-1971 yılları arasında resmen domine etmişlerdir..
bruce mclaren 1970 yılında can-am yarışları için yaptıkları mclaren m8d isimli aracı test ederken kaza yapıp hayatını kaybetmesi üzerine teddy mayer (kendisinin yarışçı geçmişi yoktur, hep yöneticilik yapmıştır) takımın başına geçmiştir ve bu galibiyetlere ek olarak bu yıllarda indianapolis 500 galibiyetleri de elde edilmiştir..


kuruluş hikayesine değinmek gerekirse;
bruce mclaren team cooper isimli formula 1 takımında pilot olarak çalışmaktaydı.. başarılı bir pilot iken australian tasmanian series yarış organizasyonuna katılmak istiyordu.. ama söz konusu organizasyon için kurallarla belirtilmiş 2.5 litrelik motorlar kullanılması gerekirken takım patronu john cooper 1.5 litrelik formula 1 standartlarına göre yapılmış motorlarını kullanmakta ısrar etmişti.. fikir ayrılığına düşen bruce mclaren reis oradan çıkmış ve formula 1'de beraber yarıştığı timmy mayer ile kendi yarış takımını kurup cooper'dan araç tedarik edip kendine göre yapıp yarışlara katılmaya başlamış.. 1964 yılında tasmanian series'te şampiyon olmuş ama takım arkadaşı timmy mayer son yarışta kaza yapıp hayatını kaybetmiş ve ortaklığı kardeşi teddy mayer ile devam etmiştir..
kullandığı formula 1 araçlarının renkleri genelde şöyledir:

formula 1'e 1966 yılında girmiş olsalar da indy 500'de kullandıkları v8 motoruyla çok da başarılı olamamışlar ve yarış sırasında sıkıntılar yaşamışlardır.. 2 yıl sonra yeni araçlarında cosworth'un geliştirdiği yılları domine etmiş meşhur dfv motoruna geçtikten sonra 1968 yılında spa'da ilk galibiyetlerini almışlardır..
bahsi geçen yeni araç ise bir mclaren m7a'dır..

1968 yılında can-am aracı dikkat çeksin diye turuncuya boyamış ve başarılarında bu rengin uğurlu olduğuna inanınca formula 1 aracını da bu renge boyamıştır.. bundan sonraki formula 1 araçları da genel olarak turuncu tema'da olmuştur..
ilk takım şampiyonluğu 1974 yılında gelir.. ek olarak bu yılda malboro sponsorluğu başlar..
1981'de ron dennis project four racing takımı ile birleştikten sonra en başarılı yılları başlar.. porsche ve honda motorları ile 7 pilot şampiyonluğu (bu şampiyonlar 1 adet niki lauda, 3 adet alain prost, ve 3 adet ayrton senna) ve 6 takımlar şampiyonluğu kazanılır.. 1990'lı yılların ortasına kadar dominant olan mclaren takımı honda'nın formula 1'den çekilmesiyle 3 yıl kadar dominantlığını kaybetmiş olsa da 1998'de mercedes motoruna geçmeleriyle, adrian newey gibi formula 1'in en başarılı mühendislerinden birini bünyelerine almalarıyla ve mika hakkinen ile birlikte 1998-1999 yıllarında tekrar şampiyon olmuşlar ve 2008'de luis hamilton ile son şampiyonluğunu alana kadar formula 1'de kafaya oynayan takımlardan biri olmuşlardır..
günümüzde formula 1'in yanı sıra hala aktif olarak indicar'da ve formula e'de de yer almaktadır..
formula 1 tarihine ek olarak mclaren 1992 yılında dünya'nın en hızlı seri üretim yol otomobili olan mclaren f1 otomobilini yapmış 1998 yılında 386 km/h hız yaparak bu rekora sahip olmuştur.. bu araçta bmw motoru bulunmaktadır ve lemans için yapılan mclaren f1 gtr versiyonu ile 1995 yılında le mans 24 saat yarışını kazanmıştır..
yıllar içinde mclaren logosunun değişimi;

takım kurulduktan sonra ilk formula 1 galibiyetini 1968 belçika grandprix'inde (spa) almış olsalar da, ilk yıldızlarının parlaması canadian-american challenge cup (can-am) isimli 1966'dan 1987'ye kadar sürmüş olan organizasyonda gerçekleşir.. bu şampiyonayı 1967-1971 yılları arasında resmen domine etmişlerdir..
bruce mclaren 1970 yılında can-am yarışları için yaptıkları mclaren m8d isimli aracı test ederken kaza yapıp hayatını kaybetmesi üzerine teddy mayer (kendisinin yarışçı geçmişi yoktur, hep yöneticilik yapmıştır) takımın başına geçmiştir ve bu galibiyetlere ek olarak bu yıllarda indianapolis 500 galibiyetleri de elde edilmiştir..


kuruluş hikayesine değinmek gerekirse;
bruce mclaren team cooper isimli formula 1 takımında pilot olarak çalışmaktaydı.. başarılı bir pilot iken australian tasmanian series yarış organizasyonuna katılmak istiyordu.. ama söz konusu organizasyon için kurallarla belirtilmiş 2.5 litrelik motorlar kullanılması gerekirken takım patronu john cooper 1.5 litrelik formula 1 standartlarına göre yapılmış motorlarını kullanmakta ısrar etmişti.. fikir ayrılığına düşen bruce mclaren reis oradan çıkmış ve formula 1'de beraber yarıştığı timmy mayer ile kendi yarış takımını kurup cooper'dan araç tedarik edip kendine göre yapıp yarışlara katılmaya başlamış.. 1964 yılında tasmanian series'te şampiyon olmuş ama takım arkadaşı timmy mayer son yarışta kaza yapıp hayatını kaybetmiş ve ortaklığı kardeşi teddy mayer ile devam etmiştir..
kullandığı formula 1 araçlarının renkleri genelde şöyledir:

formula 1'e 1966 yılında girmiş olsalar da indy 500'de kullandıkları v8 motoruyla çok da başarılı olamamışlar ve yarış sırasında sıkıntılar yaşamışlardır.. 2 yıl sonra yeni araçlarında cosworth'un geliştirdiği yılları domine etmiş meşhur dfv motoruna geçtikten sonra 1968 yılında spa'da ilk galibiyetlerini almışlardır..
bahsi geçen yeni araç ise bir mclaren m7a'dır..

1968 yılında can-am aracı dikkat çeksin diye turuncuya boyamış ve başarılarında bu rengin uğurlu olduğuna inanınca formula 1 aracını da bu renge boyamıştır.. bundan sonraki formula 1 araçları da genel olarak turuncu tema'da olmuştur..
ilk takım şampiyonluğu 1974 yılında gelir.. ek olarak bu yılda malboro sponsorluğu başlar..
1981'de ron dennis project four racing takımı ile birleştikten sonra en başarılı yılları başlar.. porsche ve honda motorları ile 7 pilot şampiyonluğu (bu şampiyonlar 1 adet niki lauda, 3 adet alain prost, ve 3 adet ayrton senna) ve 6 takımlar şampiyonluğu kazanılır.. 1990'lı yılların ortasına kadar dominant olan mclaren takımı honda'nın formula 1'den çekilmesiyle 3 yıl kadar dominantlığını kaybetmiş olsa da 1998'de mercedes motoruna geçmeleriyle, adrian newey gibi formula 1'in en başarılı mühendislerinden birini bünyelerine almalarıyla ve mika hakkinen ile birlikte 1998-1999 yıllarında tekrar şampiyon olmuşlar ve 2008'de luis hamilton ile son şampiyonluğunu alana kadar formula 1'de kafaya oynayan takımlardan biri olmuşlardır..
günümüzde formula 1'in yanı sıra hala aktif olarak indicar'da ve formula e'de de yer almaktadır..
formula 1 tarihine ek olarak mclaren 1992 yılında dünya'nın en hızlı seri üretim yol otomobili olan mclaren f1 otomobilini yapmış 1998 yılında 386 km/h hız yaparak bu rekora sahip olmuştur.. bu araçta bmw motoru bulunmaktadır ve lemans için yapılan mclaren f1 gtr versiyonu ile 1995 yılında le mans 24 saat yarışını kazanmıştır..
devamını gör...
allah
kilosu 5 lira olan elma için cennetten peygamber kovan zat.
devamını gör...
frankfurt
main nehri kıyısında kurulmuş olan bir şehirdir.
hessen eyaletinin en kalabalık şehridir.
hessen eyaletinin en kalabalık şehridir.
devamını gör...
islam'ı bilmeyen yazarların islam'ı kötüleyici başlıklar açması
öhöm öhöm, yaz kuran kurslarına gitmiş, namazını kılmış, orucunu tutmuş, arapça öğrenip, kuran okumuş biri olarak konuşma hakkım olduğuna inandığım konu. zira bence islam'ı yeterince tanıyorum, biliyorum.
öncelikli olarak islam, diğer dinler gibi dogmatiktir. bu ne demektir? bu şu demektir, islam yeniliklere kapalıdır. bir konu hariç. mucizeler. yeni bir şeyler keşfedilir, mesela big bang, sonra kuran'daki rakamlarla oynamaya başlar müslümanlar. mesela ömer çelakıl bunlardan biridir. kuran'ın burasında bu var, şurasında şu var der ve en sonunda, bir mucize çıkarır. bunu sadece müslümanlar mı yapıyor? ah keşke. hristiyanı da aynı, yahudisi de. herkes kendi kutsal kitabından, sayılarla oynayıp, sonuçlar çıkarmaya çalışıyor.
başka ne var mesela? bir ayeti gösterirsin, dersin ki, bak bu ayette bu yazıyor. sonra sana der ki, e ama öncesine bak, sonrasına bak. bu arkadaşa gidip de, yalnız bu ayetler bu sırada inmedi, şimdiki okuduğun kuran iniş sırasına göre yazılmış bir kitap değil desen, saçma sapan konuşma der. bununla beraber kuran'da pek de bir devamlılık bulunmaz. yani bir ayet göstersen, hadi önünü arkasını da göstersen, en sonunda sana diyeceği şey budur. çağın gereklilikleri buydu, o yüzden öyle deniyor, aslında anlatılmak istenen şey bu. pek, zamandan ve mekandan bağımsız olan bir tanrı, bunu düişünemedi de, benim anlatmak istediğim budur diyemedi de, sen mi anladın, dedin bunu?
sonra bir de seni çok seven bir tanrının, seni cehenneme göndermesi fikri var. ve buna da diyorlar ki, sana verilen iradeyle, sen karar verdin, sen cehenneme gitmeyi hak ettin. bu noktada benim merak ettiğim şey şu: tanrı her şeyi bilen değil mi? semavi inanışlara göre evet, tanrı her şeyi bilen. e o zaman, en başta, benim cehenneme gideceğimi zaten bilmiyor mu? yani benim tüm seçimlerim zaten ona göre çoktan olmuş değil mi? bana verilen inputlarla ve bu cuz-i irade ile, benim ne karar vereceğimi, zaten bilmiyor mu? biliyor. e o zaman beni cehenneme göndermek için neden yaratıyor? böyle bir tanrı gerçekten beni seviyor olabilir mi?
islam'a geri dönelim. islam'da alkol, zina, kumar vs yasakken, kölelik neden yasak değil? neden açık açık, köleliği yasaklıyorum diyen bir ayet yok? peki kitapta, kendi yarattığı insanlara, aşağılık maymunlar olun diyen bir tanrı neden var? ya da tuzak kuranların en hayırlısı olan?
bir ideolojiye, inanca ya da akıma, takipçileri üzerinden saldırmak asla onayladığım bir şey değildir. bence yanlıştır da. her inançta kötü kişiler olabilir. ama neden hristiyan terör örgütleri yok? neden hindu terör örgütü yok? neden hristiyanlar orta doğu ülkelerine gidip, biz artık burada yaşayacağız ha, burada da hristiyanlık kuralları ile yönetilmek istiyoruz diye yürüyüşler düzenlemiyor?
ben islam'ı biliyorum. sen islam'ı biliyor musun?
öncelikli olarak islam, diğer dinler gibi dogmatiktir. bu ne demektir? bu şu demektir, islam yeniliklere kapalıdır. bir konu hariç. mucizeler. yeni bir şeyler keşfedilir, mesela big bang, sonra kuran'daki rakamlarla oynamaya başlar müslümanlar. mesela ömer çelakıl bunlardan biridir. kuran'ın burasında bu var, şurasında şu var der ve en sonunda, bir mucize çıkarır. bunu sadece müslümanlar mı yapıyor? ah keşke. hristiyanı da aynı, yahudisi de. herkes kendi kutsal kitabından, sayılarla oynayıp, sonuçlar çıkarmaya çalışıyor.
başka ne var mesela? bir ayeti gösterirsin, dersin ki, bak bu ayette bu yazıyor. sonra sana der ki, e ama öncesine bak, sonrasına bak. bu arkadaşa gidip de, yalnız bu ayetler bu sırada inmedi, şimdiki okuduğun kuran iniş sırasına göre yazılmış bir kitap değil desen, saçma sapan konuşma der. bununla beraber kuran'da pek de bir devamlılık bulunmaz. yani bir ayet göstersen, hadi önünü arkasını da göstersen, en sonunda sana diyeceği şey budur. çağın gereklilikleri buydu, o yüzden öyle deniyor, aslında anlatılmak istenen şey bu. pek, zamandan ve mekandan bağımsız olan bir tanrı, bunu düişünemedi de, benim anlatmak istediğim budur diyemedi de, sen mi anladın, dedin bunu?
sonra bir de seni çok seven bir tanrının, seni cehenneme göndermesi fikri var. ve buna da diyorlar ki, sana verilen iradeyle, sen karar verdin, sen cehenneme gitmeyi hak ettin. bu noktada benim merak ettiğim şey şu: tanrı her şeyi bilen değil mi? semavi inanışlara göre evet, tanrı her şeyi bilen. e o zaman, en başta, benim cehenneme gideceğimi zaten bilmiyor mu? yani benim tüm seçimlerim zaten ona göre çoktan olmuş değil mi? bana verilen inputlarla ve bu cuz-i irade ile, benim ne karar vereceğimi, zaten bilmiyor mu? biliyor. e o zaman beni cehenneme göndermek için neden yaratıyor? böyle bir tanrı gerçekten beni seviyor olabilir mi?
islam'a geri dönelim. islam'da alkol, zina, kumar vs yasakken, kölelik neden yasak değil? neden açık açık, köleliği yasaklıyorum diyen bir ayet yok? peki kitapta, kendi yarattığı insanlara, aşağılık maymunlar olun diyen bir tanrı neden var? ya da tuzak kuranların en hayırlısı olan?
bir ideolojiye, inanca ya da akıma, takipçileri üzerinden saldırmak asla onayladığım bir şey değildir. bence yanlıştır da. her inançta kötü kişiler olabilir. ama neden hristiyan terör örgütleri yok? neden hindu terör örgütü yok? neden hristiyanlar orta doğu ülkelerine gidip, biz artık burada yaşayacağız ha, burada da hristiyanlık kuralları ile yönetilmek istiyoruz diye yürüyüşler düzenlemiyor?
ben islam'ı biliyorum. sen islam'ı biliyor musun?
devamını gör...
dünyayı yıkadım üç bidon su gitti
bir sokak filozofundan duyduğum cümledir.
bir gün erken saatlerde mesai öncesi kafa toplamak ve entelliğime entellik katmak için yeni nesil kahvecilerden birinde oturmuşken maruz kaldığım ve entelektüel sistemimi alt üst eden cümledir.
sabah erken bir saat olduğu için kahvecinin sigara içilebilen açık alanında tek başıma oturmuş bazı kafa sözlük yazarlarının “kız düşürmek” için yapıldığını iddia ettiği kitap okuma eylemine dalmışken önce yalnız olduğum için kafa sözlük yazarlarının beklentisini boşa çıkardığımı sonra da yanı başımda biten uçan hollandalıya benzeyen arkadaşı fark ettim.
uçan hollandalı benden para istedi tam da düşündüğüm gibi ancak verdiğim kağıt parayı kabul etmedi ben de cebimdeki olanca bozuk parayı verdim kendisine. aldı cebine attı ama gitmedi.
bir de sigara istedi benden. çıkardım verdim bir dal, yaktım da sigarasını. ama yine de gitmedi. benim de soru sormaktan başka çarem kalmadı. oturup kahve içen, cebinde parası olan ve kitap okuyan ben olduğum için daha korunaklı ve üstün bir konumda hissettiğim için kendimi. parayla ne yapacağını sordum ya içki ya sigara alacağını düşünerek. ama beklemediğim bir cevap aldım. bana dedi ki;
“ dünyayı yıkadım, üç bidon su gitti. su alacağım.”
ben yıllarca kafka okumuş adamım. felsefe ve psikoloji öğrenmek için ciltlerce kitap bitirdim. böyle bir cümle ile dumura uğramak beklediğim bir şey değildi. çantamda başka bozuk para var mı diye baktım. bulduğum birkaç bozukluğu daha verdim abiye. sigara paketini de öyle.
sokak filozofu gidince de kitabı kapattım. slavoj zizek kusuruma bakmasın artık.
bir gün erken saatlerde mesai öncesi kafa toplamak ve entelliğime entellik katmak için yeni nesil kahvecilerden birinde oturmuşken maruz kaldığım ve entelektüel sistemimi alt üst eden cümledir.
sabah erken bir saat olduğu için kahvecinin sigara içilebilen açık alanında tek başıma oturmuş bazı kafa sözlük yazarlarının “kız düşürmek” için yapıldığını iddia ettiği kitap okuma eylemine dalmışken önce yalnız olduğum için kafa sözlük yazarlarının beklentisini boşa çıkardığımı sonra da yanı başımda biten uçan hollandalıya benzeyen arkadaşı fark ettim.
uçan hollandalı benden para istedi tam da düşündüğüm gibi ancak verdiğim kağıt parayı kabul etmedi ben de cebimdeki olanca bozuk parayı verdim kendisine. aldı cebine attı ama gitmedi.
bir de sigara istedi benden. çıkardım verdim bir dal, yaktım da sigarasını. ama yine de gitmedi. benim de soru sormaktan başka çarem kalmadı. oturup kahve içen, cebinde parası olan ve kitap okuyan ben olduğum için daha korunaklı ve üstün bir konumda hissettiğim için kendimi. parayla ne yapacağını sordum ya içki ya sigara alacağını düşünerek. ama beklemediğim bir cevap aldım. bana dedi ki;
“ dünyayı yıkadım, üç bidon su gitti. su alacağım.”
ben yıllarca kafka okumuş adamım. felsefe ve psikoloji öğrenmek için ciltlerce kitap bitirdim. böyle bir cümle ile dumura uğramak beklediğim bir şey değildi. çantamda başka bozuk para var mı diye baktım. bulduğum birkaç bozukluğu daha verdim abiye. sigara paketini de öyle.
sokak filozofu gidince de kitabı kapattım. slavoj zizek kusuruma bakmasın artık.
devamını gör...
sözlük radyosu bayram sabahı yayını
bir bayramın daha kapısındayız sevgili sözlük, kimimiz sahillerde kimimiz köyde, evde ya da bir şekilde telaş içinde işinde olacak. nerede olursak olalım, geçen bayramda olduğu gibi, bu bayramın ilk sabahında da sözlük radyosu canlı bir programla karşınızda* olacak. 70'ler, 80'ler ve 90'lardan, belki biraz da 2000'lerden olmak üzere en sevdiğimiz, kıpır kıpır şarkı, türkü ve sanat müziği eserleriyle saat 09:00 - 12:00 arası eğlenmeye bekliyoruz tüm radyoseverleri. istek şarkılarınızı da mutlaka bekliyoruz elbette.
ikinci geleneksel* sözlük radyosu bayram sabahı yayını, 20 temmuz 2021 salı sabahı saat 09:00'da sözlük radyosunda!
http://radyo.kafasozluk.com
ikinci geleneksel* sözlük radyosu bayram sabahı yayını, 20 temmuz 2021 salı sabahı saat 09:00'da sözlük radyosunda!
http://radyo.kafasozluk.com
devamını gör...
artık tanımadığı erkekler tarafından da şiddete uğrayan kadınlar
artık dışarıya çıkmaya korkar olduk. her gördüğümüz insan hakkında 'acaba bana zarar verir mi?' diye düşünmekten alıkoyamıyoruz kendimizi.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
dipteyim,sondayım,depresyondayım. yalvarırım gel de kurtar.
devamını gör...
inançsız olduğu halde kötü alışkanlıkları olmayan insan
kötü alışkanlık dediğiniz şey nedir mesela? içki içmek, sigara hüpletmek, sevişmek falan mı? öyleyse bunlara kötü deyip sabahtan akşama kadar "tabulaaaar, tabulaaaar" demeniz ne kadar doğru, bilemedim.
hırsızlık, yalan söylemek vs. diyorsanız da vicdanı olan insandır derim. merhameti yapmasına izin vermiyordur -ki bu dediklerimi inançsız olan değil, vicdanı olan yapmaz. inançsızlık sadece bir terim. dini yoktur, inançsız, deriz fakat insani değeri olmayana başka şeyler deniyor. burada söyletmeyin. *
hırsızlık, yalan söylemek vs. diyorsanız da vicdanı olan insandır derim. merhameti yapmasına izin vermiyordur -ki bu dediklerimi inançsız olan değil, vicdanı olan yapmaz. inançsızlık sadece bir terim. dini yoktur, inançsız, deriz fakat insani değeri olmayana başka şeyler deniyor. burada söyletmeyin. *
devamını gör...
reaction formation
karşıt tepki oluşturma/ karşıt tepki geliştirme anlamlarına gelen kelime. sigmund freud'un psikolojik savunma mekanizmalarından biri olarak açıkladığı mekanizma.
[diğer savunma mekanizmaları: repression, denial, projection, regression, rationalization, displacement ve sublimination]
rahatsız edici bir dürtünün kişi tarafından tam tersi dürtü olarak aktif bir şekilde ifade edilmesidir. gerçek inanç kaygıya neden olduğundan kişi olumsuz bir duyguyu olumlu bir duyguya dönüştürür (tam tersi de mümkündür).
anksiyete ile savaşmak için ortaya çıkan ve bilinçsiz gerçekleşen bu savunma mekanizmasının örneklerine bakacak olursak:
- 4 yaşındaki bir çocuğun kardeşine karşı fazlasıyla sevgi gösterisinde bulunması: bebeği sıkıca tutması, kulağına yüksek sesle şarkı söylemesi, bebeğin yanaklarını güçlü bir şekilde sıkması. [düşmanlık ve kıskançlık, göze çarpmayan hareketlerinde kendini gösterir]
- ''sınıf arkadaşım emre'den nefret ediyorum, hem de çok fazla!'' [hayır ondan nefret etmiyorsun, hatta büyük ihtimal ondan hoşlanıyorsun]
- basmakalıp bir şekilde ''erkek adam" gibi davranan bireyin aslında cinsiyet kimliği konusunda endişeli ve güvensiz olması [savunmasını tam tersi şekilde, basmakalıp hareketler göstererek gerçekleştiriyor].
[diğer savunma mekanizmaları: repression, denial, projection, regression, rationalization, displacement ve sublimination]
rahatsız edici bir dürtünün kişi tarafından tam tersi dürtü olarak aktif bir şekilde ifade edilmesidir. gerçek inanç kaygıya neden olduğundan kişi olumsuz bir duyguyu olumlu bir duyguya dönüştürür (tam tersi de mümkündür).
anksiyete ile savaşmak için ortaya çıkan ve bilinçsiz gerçekleşen bu savunma mekanizmasının örneklerine bakacak olursak:
- 4 yaşındaki bir çocuğun kardeşine karşı fazlasıyla sevgi gösterisinde bulunması: bebeği sıkıca tutması, kulağına yüksek sesle şarkı söylemesi, bebeğin yanaklarını güçlü bir şekilde sıkması. [düşmanlık ve kıskançlık, göze çarpmayan hareketlerinde kendini gösterir]
- ''sınıf arkadaşım emre'den nefret ediyorum, hem de çok fazla!'' [hayır ondan nefret etmiyorsun, hatta büyük ihtimal ondan hoşlanıyorsun]
- basmakalıp bir şekilde ''erkek adam" gibi davranan bireyin aslında cinsiyet kimliği konusunda endişeli ve güvensiz olması [savunmasını tam tersi şekilde, basmakalıp hareketler göstererek gerçekleştiriyor].
devamını gör...
yazarların en sevdiği enstrüman sesi
1.keman
2.kanun
3.ud
4.ney.
bu dört enstrüman sesi olmazsa olmazımdır. gerçekten özelikle keman sesine hastayım, keşke her hangi bir enstrüman kullana bilseydim, gençlere öğütüm enstrüman kullanmayı muhakkak öğrenin, yeri gelir dert ortağınız olur, yeri gelir sizin yerinize dert anlatır, neşenize ortak olur.
2.kanun
3.ud
4.ney.
bu dört enstrüman sesi olmazsa olmazımdır. gerçekten özelikle keman sesine hastayım, keşke her hangi bir enstrüman kullana bilseydim, gençlere öğütüm enstrüman kullanmayı muhakkak öğrenin, yeri gelir dert ortağınız olur, yeri gelir sizin yerinize dert anlatır, neşenize ortak olur.
devamını gör...
pedofili
ruh hastalığıdır. benim aklımın mantığımın almadığı, hiçbir zaman da almayacağı sapıklıktır. çocukları cinsel açıdan çekici bulmak kadar vahim bir düşünce yoktur. iğrençliktir.
devamını gör...
yıldız parkı
4 mevsim boyunca hep güzel olan koru/parktır. beşiktaşta belki en huzur verici yer olabilir. tamamiyle ağaçlık ve güzel yeşillendirmeye sahip olan yerdir. son bahar aylarında gitmenizi tavsiye ederim dökülen yaprakların güzelliklerinin arasında oturup termostan kahvenizi içip sincapları izleyebilirsiniz. sabit durursanız eğer sincapların ilgisini çekme olasılığınız yüksek yakınlaşmayı çok sevmeseler de meraklı hayvanlar. onları izlemek bile çok güzel. biraz yokuş olan tırmanışları göz önüne almazsak yürüyüş, arkadaşlarla muhabbet sohbet, piknik tarzı şeyler yapılıp kendinizi mutlu edebilirsiniz. şehrin içinde böylesi güzel bir yerin olması insanı çok şanslı hissettiriyor.
(bkz: gidiş yolu üzerinde galatasaray üniversitesi,çırağan sarayı görmek mümkün.)
(bkz: gidiş yolu üzerinde galatasaray üniversitesi,çırağan sarayı görmek mümkün.)
devamını gör...
morali bozuk olunca uyuyan insan
dertleri bünyesine ağır gelen,sistemin çökmesindense kendini kapatabilen, uyku moduna alabilen insandır.
(bkz: morali bozulunca çay koyan insan)
edit:
(bkz: morali bozulunca çay koyan insan)
edit:
devamını gör...