ağaç dikmek
"hoşgörüyü ağaçtan öğrenmek gerek sen ona tekme atarsın o sana çiçek saçar." çok sevdiğim bir sözdür. bu dünyadan umudu olan herkes ağaç dikmeli. bugün için, gelecek için.
devamını gör...
herkesin sevdiği sizin sevmediğiniz şey
brokoli, avokado.
devamını gör...
sözlük yazarlarının yaşları
ne fark eder? ha beş ha on beş.*
devamını gör...
pinkshinyultratambourine
kendisiyle ilk konuşmamız latince sözlük arayışıyla başlamıştı şimdi ise radyo için sürekli olarak iletişim kurduğum yazardır. kendisi ile konuşmak ve yeni fikirler üretmek benim için epey eğlenceli. yapmak istediğimiz programlar ve temalar beni fazlasıyla heyecanlandırıyor. kendisinin emeğine ve çabalarına hayran kalıyorum daima. radyo ve sanat tarihi adına güzel şeyler paylaşacağız hiç şüphem yok!
devamını gör...
toplu taşıma aracında tanımadığın birinin omzunda uyuyakalmak
yıllar önce yaşadığım bir durumdur. *
hiç uyumadığım bir gecenin sabahında ağzına kadar dolu bir araçta düşen kafamı tutamayıp bir kızın omzuna üç kere çarpıp en sonunda da güzel bir uyarı almama neden olmuştur. tutunacak yeri dahi olmayan ben, dik duramayan kafamı ve kapanan gözlerimi tutmaya çalışırken soğuk terler dökmüştüm..
hiç uyumadığım bir gecenin sabahında ağzına kadar dolu bir araçta düşen kafamı tutamayıp bir kızın omzuna üç kere çarpıp en sonunda da güzel bir uyarı almama neden olmuştur. tutunacak yeri dahi olmayan ben, dik duramayan kafamı ve kapanan gözlerimi tutmaya çalışırken soğuk terler dökmüştüm..
devamını gör...
sevgilinin zeki biri olmadığını anladığın o an
son derece ukala ve küçük gören bir üsluba sahip başlıktır kendisi. "sevgilinin zeki biri olmadığını anladığın o an" diyen kişi kendisini son derece zeki varsayarken soruyu bize yönelterek bizi de kendi safına çekip zekamıza lütufta bulunuyor.
gel gelelim zeka meselesine. zeka tek yönlü bir şey değildir. bunu lif lif örülmüş bir halata benzetebiliriz. kimisi daha kalın kimisi daha ince olabilir. kimisinin bazı lifleri daha güçlü bazıları zayıf olabilir. şöyle ki matematiksel zekası yüksek olan birinin akademik zekasının da yüksek olmasını bekleriz ama pratik zeka ya da empati gücü beklemeyiz. özellikle dahi derecesinde sanat yeteneği olan insanların bazılarında kendini ifade etmede sorun vardır yani sosyal zekası az gelişmiştir. ya da bir insan sebep sonuç ilişkisi kurmakta belki zorlanır ama çıkarları söz konusu olduğunda nerelere akıl yürüttüğünü gördüğünüzde şok olursunuz. sınırda zekalı biri hayatını gayet güzel devam ettirirken (iş sahibi, evli, çocuklu) 130 ıq'lu biri hala iş arıyor olabilir.
demem o ki birazcık alçakgönüllü olun. ne kendinize iğne batırın ne başkasına çuvaldız batırın. bu tip yalandan "ben harikayım canım" alt mesajları içeren cümlelerle kendinizi kandırmayın. velev ki zekisiniz; dahi değilsiniz, normal zeka ile aranızda aşılabilir bir puan farkı var ve siz bu zeka ile cern'de çalışmıyorsunuz. ayrıca ikili ilişkilerde zeka hem çoook sonlarda gelen bir kıstastır hem de anlaması çoook zordur. çünkü sosyal çevremiz benzerlerimizden oluşur ve büyük ölçüde denklik içerir. birine, hele de sevgilinize bok atarken bir daha düşünün.
gel gelelim zeka meselesine. zeka tek yönlü bir şey değildir. bunu lif lif örülmüş bir halata benzetebiliriz. kimisi daha kalın kimisi daha ince olabilir. kimisinin bazı lifleri daha güçlü bazıları zayıf olabilir. şöyle ki matematiksel zekası yüksek olan birinin akademik zekasının da yüksek olmasını bekleriz ama pratik zeka ya da empati gücü beklemeyiz. özellikle dahi derecesinde sanat yeteneği olan insanların bazılarında kendini ifade etmede sorun vardır yani sosyal zekası az gelişmiştir. ya da bir insan sebep sonuç ilişkisi kurmakta belki zorlanır ama çıkarları söz konusu olduğunda nerelere akıl yürüttüğünü gördüğünüzde şok olursunuz. sınırda zekalı biri hayatını gayet güzel devam ettirirken (iş sahibi, evli, çocuklu) 130 ıq'lu biri hala iş arıyor olabilir.
demem o ki birazcık alçakgönüllü olun. ne kendinize iğne batırın ne başkasına çuvaldız batırın. bu tip yalandan "ben harikayım canım" alt mesajları içeren cümlelerle kendinizi kandırmayın. velev ki zekisiniz; dahi değilsiniz, normal zeka ile aranızda aşılabilir bir puan farkı var ve siz bu zeka ile cern'de çalışmıyorsunuz. ayrıca ikili ilişkilerde zeka hem çoook sonlarda gelen bir kıstastır hem de anlaması çoook zordur. çünkü sosyal çevremiz benzerlerimizden oluşur ve büyük ölçüde denklik içerir. birine, hele de sevgilinize bok atarken bir daha düşünün.
devamını gör...
aşıklar bayramı
kemal varol'un kaleminden bir roman okuyoruz. konusu aslında çok bizden. bir baba ve oğlun yıllar sonra ansızın karşılaşması ve beraber bir yolculuk yapmalarını anlatıyor. böyle diyince çok basit geldi değil mi? ama işte öyle bir anlatıyor ki o yormayan üslubu, sade kelimeleri, betimlemeleri ile siz karakterlere bürünüp de okuyorsunuz. dertlerini dertleniyorsunuz. eh o zaman bu konuyu biraz daha açalım ama spoiler içerir şimdiden benden söylemesi.
spoiler alarmı
bir gece tam da uykuya dalacakken kapınız çalıyor. ses yok ufak bir tıkırtı. kim olabilir? zaman sonra açıyorsunuz kapıyı karşınızda 25 yıldır görmediğiniz babanız. ahşap bavulu, üç telli sazı ile kapınızda bekliyor. ne tepki verirdiniz? bir çoğumuz gibi yusuf da şaşırıyor ama sonra içeri buyur ediyor babasını. tam 25 yıl . babasız geçen çeyrek asırlık ömür, artık geldiği kırklı yaşlar. aklında binlerce soru ama diline dökülmeye cesareti olmayan kelimeler. ne tepki verecek nasıl davranacağını bilmediğin biri canının parçası karşında. geçerken uğradım yarın yola çıkacağım diyen baba. ve yılların yarasını kanatmak istemeyen oğul. her şey de burda başlıyor aslında . hayatında hiç olmamış bir babayı yıllar sonra hayatına nasıl sokar bir insan? ama artık bir kez gelmiş çıkarabilir mi tekrar? hep bırakıp geri dönmeyi düşünüp hep de tekrardan yanında onunla yolculuğa çıkar işte. diyarbakır ‘dan kars ‘a uzanan bir yolculuk. üç telli sazını elinden bırakmayan yılların âşığı heves ali. çok hasta ve ölmeden önce tek istediği karsta yapılacak aşıklar bayramına gitmek. yolculuk uzun ve yorucu ve yolda duraklar var. heves ali’nin durakları hayatından geçen her bir kadın, mezarları veya evleri. hastaneler, meşkler ve kadınlardan oluşan duraklar. aklında binlerce soru ile yusuf aklından ne geçtiğini hic bilmediğimiz heves ali.
işte bu size bir sürü duyguyu hissettirecek, yusuf gibi aklınızdaki sorularla gezecek, heves ali gibi sonda takacak, hastalığı derinden hissedecek o soğuk havada yolculuk yapacak her bir kadında sorgulayacak bir sürü soruna değinecek yer yer de göz yaşlarınızı tutamayacaksınız.
spoiler bitmiştir
kemal varolla ilk kez tanıştım ve o kadar mutlu oldum ki. kendisi dönemimizin yaşar kemal ‘i diyeyim siz anlayın. derdi bizim derdimiz, anlattığı bizim coğrafyamız, insanı bizim insanımız. ve ben hala duygularım selken, hakkında saatlerce konuştuğum bu kitabı rafa kaldırırken yüreğimde hala kaldıramıyorum. işte bu yüzden kemal varol’u muhakkak okuyun. okuyun ki kendi edebiyatımızın yaşayan güzel kalemlerini hayatımıza alalım, yaşarken daha çok yaşatalım. kalemine sağlık, yüreğine sağlık iyi ki sizi ve bu baba oğlu tanıdım.
spoiler alarmı
bir gece tam da uykuya dalacakken kapınız çalıyor. ses yok ufak bir tıkırtı. kim olabilir? zaman sonra açıyorsunuz kapıyı karşınızda 25 yıldır görmediğiniz babanız. ahşap bavulu, üç telli sazı ile kapınızda bekliyor. ne tepki verirdiniz? bir çoğumuz gibi yusuf da şaşırıyor ama sonra içeri buyur ediyor babasını. tam 25 yıl . babasız geçen çeyrek asırlık ömür, artık geldiği kırklı yaşlar. aklında binlerce soru ama diline dökülmeye cesareti olmayan kelimeler. ne tepki verecek nasıl davranacağını bilmediğin biri canının parçası karşında. geçerken uğradım yarın yola çıkacağım diyen baba. ve yılların yarasını kanatmak istemeyen oğul. her şey de burda başlıyor aslında . hayatında hiç olmamış bir babayı yıllar sonra hayatına nasıl sokar bir insan? ama artık bir kez gelmiş çıkarabilir mi tekrar? hep bırakıp geri dönmeyi düşünüp hep de tekrardan yanında onunla yolculuğa çıkar işte. diyarbakır ‘dan kars ‘a uzanan bir yolculuk. üç telli sazını elinden bırakmayan yılların âşığı heves ali. çok hasta ve ölmeden önce tek istediği karsta yapılacak aşıklar bayramına gitmek. yolculuk uzun ve yorucu ve yolda duraklar var. heves ali’nin durakları hayatından geçen her bir kadın, mezarları veya evleri. hastaneler, meşkler ve kadınlardan oluşan duraklar. aklında binlerce soru ile yusuf aklından ne geçtiğini hic bilmediğimiz heves ali.
işte bu size bir sürü duyguyu hissettirecek, yusuf gibi aklınızdaki sorularla gezecek, heves ali gibi sonda takacak, hastalığı derinden hissedecek o soğuk havada yolculuk yapacak her bir kadında sorgulayacak bir sürü soruna değinecek yer yer de göz yaşlarınızı tutamayacaksınız.
spoiler bitmiştir
kemal varolla ilk kez tanıştım ve o kadar mutlu oldum ki. kendisi dönemimizin yaşar kemal ‘i diyeyim siz anlayın. derdi bizim derdimiz, anlattığı bizim coğrafyamız, insanı bizim insanımız. ve ben hala duygularım selken, hakkında saatlerce konuştuğum bu kitabı rafa kaldırırken yüreğimde hala kaldıramıyorum. işte bu yüzden kemal varol’u muhakkak okuyun. okuyun ki kendi edebiyatımızın yaşayan güzel kalemlerini hayatımıza alalım, yaşarken daha çok yaşatalım. kalemine sağlık, yüreğine sağlık iyi ki sizi ve bu baba oğlu tanıdım.
devamını gör...
barış manço şarkılarında geçen etkileyici sözler
o kada fazladır ki seç seçebilirsen
dört duvarı ören çatısını kapatıp içerden kitlemiş kapıyı
bir döşek de sana serelim buyur diyen yok
kardeşlik ve eşitlik üstüne uzun uzun nutuklar çekip
niye senin derin benden daha koyu diyen çok
kaşının altında gözün var diye silahlanıp ölüme koşarken
kalan dul ve yetim ne yer, ne içer soran yok(bkz: hemşerim memleket nire)
ellerimle büyüttüğüm
solar iken dirilttiğim
çiçeğimi kopardın sen, ellere verdin(bkz: dağlar dağlar)
gözlerimden süzülen birkaç damla anıda
senin sıcaklığın var, anlıyorsun değil mi?(bkz: anlıyorsun değil mi)
dört duvarı ören çatısını kapatıp içerden kitlemiş kapıyı
bir döşek de sana serelim buyur diyen yok
kardeşlik ve eşitlik üstüne uzun uzun nutuklar çekip
niye senin derin benden daha koyu diyen çok
kaşının altında gözün var diye silahlanıp ölüme koşarken
kalan dul ve yetim ne yer, ne içer soran yok(bkz: hemşerim memleket nire)
ellerimle büyüttüğüm
solar iken dirilttiğim
çiçeğimi kopardın sen, ellere verdin(bkz: dağlar dağlar)
gözlerimden süzülen birkaç damla anıda
senin sıcaklığın var, anlıyorsun değil mi?(bkz: anlıyorsun değil mi)
devamını gör...
elimize bir kalem geçtiğinde ilk yazdığımız kelime
adımı yazarım ilk sonra da bulut ya da yıldızları falan çizmeye çalışırım hep tuhaf da olsa alışkanlık oldu her seferinde aynı şeyleri karalıyorum gerçekten de .
devamını gör...
anneye söylenip babaya söylenmeyen şeyler
anneye söylendiyse baba kesin duyar. ama ne zaman onu bilemem.
devamını gör...
2023 seçimlerini yine erdoğan'ın kazanacağı gerçeği
ya siz başka evrende mi yaşıyorsunuz? hadi hiç esnafla muhabbet etmediniz. ya eşiniz dostunuz da mı yoktu akpli? onların bile oy vermeyeceğim dediğini duymuyor musunuz?
bir de yazmış dış politikayı iyi yönetiyor. ulan hangi dış politika? 1 tane destekçi ülken yok. mısır bile atar gider yapıyor. amerika kara sınırına yığmış 800 tane tank. sesin çıkmıyor.
hata da bende kendi kendimi sinirlendiriyorum. bir aktrolle cevap veriyorum.
bir de yazmış dış politikayı iyi yönetiyor. ulan hangi dış politika? 1 tane destekçi ülken yok. mısır bile atar gider yapıyor. amerika kara sınırına yığmış 800 tane tank. sesin çıkmıyor.
hata da bende kendi kendimi sinirlendiriyorum. bir aktrolle cevap veriyorum.
devamını gör...
akp'den sonra yaşanacaklar
huzur dolu türkiye.
devamını gör...
seni sevmiyorum demenin farklı şekilleri
görmezden gelmektir, hiç var olmamış gibi hissettirmektir.
devamını gör...
birini unutmanın en iyi yolu
gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş.
devamını gör...
uludağ sözlük’ten gelen yazarlar
hoş gelmiş yazarlardır ve kapımız sonuna kadar açıktır lakin geldikleri yerdeki cinsiyet aşağılayıcı, insanları rahatsız edici tutumlarınızı, küfürlerinizi ve benim kullanıcı adımı orada sildiler minvali yazılarınızı lütfen kapı önünde bırakması gereken yazarlardır.
küfürsüz şekilde espri yapılabileceğimiz, eğleneceğimiz, fikirleri paylaşıp tartışabileceğimiz bir platform oluşturma gayesinde olduğumuzdan bu gibi kriterlere önem gösterilmesi bizi ve sükunet seven diğer yazarlarımızı memnun edecektir.
küfürsüz şekilde espri yapılabileceğimiz, eğleneceğimiz, fikirleri paylaşıp tartışabileceğimiz bir platform oluşturma gayesinde olduğumuzdan bu gibi kriterlere önem gösterilmesi bizi ve sükunet seven diğer yazarlarımızı memnun edecektir.
devamını gör...
mahlasını t-shirt'üne baskı yaptırıp gezmek
sol üst köşesine minik bi arı detayıyla siyah t-shirt’e çok güzel olacağını düşünüyorum şuan ya çok istediimm*.
devamını gör...
ahlat ağacı
derinlemesine izlenirse çok güzel mesajları olan filmdir. film demek biraz ayıp oluyor aslında. bildiğin sanat eseri çünkü. diyaloglar, çekim kareleri, karakterler, senaryo... her biri özenle oluşturulmuş, üzerine baya kafa patlatılmış şeyler. izlemeyene şiddetle tavsiye ederim. hayat üzerine düşünmeyi, insanları gözlemlemeyi filan seviyorsanız bu filme bayılacaksınız. ancak böyle şeyleriniz yoksa filmden nefret bile edebilir ve yarıda çıkabilirsiniz. işte! kim olduğunuzu öğrenmeniz için harika bir fırsat!
devamını gör...
hafızadan çıkmayan reklam jingleları
getiir bi mutluluk getir bi mutluluk
devamını gör...
trollük
(bkz: ortalığı karıştırma sanatı)
devamını gör...
