ege bölgesine ait yöresel bir şivedir.

“oldukça,çok, öyle böyle değil” gibi anlamlara da gelmektedir. şivelerin karşılığını bulmak da zor olabiliyor.

örnek;
“bir kız gördüm berenarı güzel değil.”*
anlamı:bir kız gördüm çok güzell.

ilk tanım için de örnek vermek gerekirse;”hıhh berenarı iş yapıyon!”
devamını gör...

memleketim..

necati cumalı yazmış ;

urla

diyelim bir masa var önümde
elimde bardak
oturmuş içiyorum
bardak mı urla mı tuttuğum?

bardağı masaya
tak!
vurdum mu vurdum
masaya dönüyorum
urla, uzak, uzak, uzak

diyelim oturmuş yazıyorum
birden duruyor kalem
bir görüntü ak kâğıtlarda
ev ev sokak sokak
yine urla oluyor konum

bir ağız mızıkam var
üflüyorum
re mi fa sol la
bir es mi giriyor araya
-ya urla?

bardak değil o baylar
tak!
masaya vurduğum
hak arıyorum
düpedüz hak!
bütün mahpus kasabalar
küçük ölü kentler
soyulan tarla tarla
onlardan biridir urla!

yavaş yavaş sarhoş oluyorum..."


ben ona yollamışım;

o cevap vermiş;

/ şiir de şiirmiş,
urla da urla,
urla şiirmiş üzerine ne söylesen mavra.
vay canına.
/

üçgenin iç açılarının toplamı bize denkmiş, masal bu ya, ya yeni başlıyormuş ya da çoktan bitmiş?
devamını gör...

bazen o kadar popüler oluyor ki seksen milyon okunmaya ulaşıyor kitap hayali bi evrende. kürk mantolu madonna örneğin. okumadım ve kapağını gördükçe kusasım geliyor artık. ilgimi çekmiyor çekemiyor. bir yazar asla bu kadar popüler olmamalı. şöhret herkese beladır ama yazarlara ayrıca yaramaz. beyefendi tabii ki de göremedi böylesi tutulmayı öldü gitti neyse ki ama bilemiyorum ya. tiksindirici buluyorum bu halleri. edebiyat çok kişisel bir zevk. insan zamanla geliştirir okuma biçimini. bazen ağırlaşır bazen hafifler. plaj seviyesine iner ya da göklere çıkar. değişir yani.

hayvan çiftliği'ni de okumadım. 1984'ü de. şeker portakalı'nı da. merak edemiyorum bile. anlamlandıramıyorum bu ilgiyi açıkçası. ama sen de hiç marx okumadın örneğin. rand okumadın. ernst bloch okumadın. nietzsche okumadın. musil okumadın vs vs vs.

boğmayalım birbirimizi ya. binlerce kitap okusan da sadece tanıklık seviyesindesin. hayat okuyarak daha anlamlı evet ama okumayı böylesine yüceltmek, ona ilahi anlamlar yüklemek ve tek doğrunun sadece kağıtlara basılmış ve bi kurguya sıkıştırılmış olduğunu düşünmek çocukça. kitaplar güzeldir ve hepsi bu kadar. devasa bi kütüphanen olabilir ve hepsini okumuş olabilirsin o kütüphanedeki kitapların. tebrikler. peki tanıklık seviyesinden bi adım öteye geçip eylemcinin direkt kendisi olma gücün var mı? bilgin işe yarıyor mu? muhtemelen hayır. biçok insan kitap yüklü eşek. en fazla bu.
devamını gör...

yalnız zaten başlıkta "kara çarşaflı kadın" diyerek kadının giyiminden kuşamından dininin müslüman olduğu ve kafasının gerici olduğunu düşündürtmeye çalışmışsınız ki bana göre asıl saçmalık bu.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kimyacımız labaratuvarda deney yaparken yanlış bir şeyleri karıştırdığı için ufak bi patlama olmuş o günden sonra lakabı bombacı izzet olarak kaldı.
devamını gör...

ispanyol şarkıcı enrique iglesias 'ın 2014 yılında sean paul ,descemer bueno ve kübalı müzik grubu gente de zona ile çıkardığı güzel bir şarkı.
devamını gör...

12345678901
her şey mümkün.
devamını gör...

türkiye’de yapılmış, en iyi reklam filmine sahip basketbol takımı. o kadro, o süprizi ve daha fazlasını sonuna kadar hak etmişti.
(bkz: dream team)
devamını gör...

turkcell, vodafone ve türk telekomun aldığı ortak karar ile yaay, bip ve pass uygulamalarının internet kotalarından harca yapmadan kullanılabilecek olmasıdır.

whatsapp: '' ben tek siz hepiniz''


--- alıntı ---

iş birliğine yönelik konuşan turkcell genel müdürü murat erkan, “türkiye’nin teknoloji şirketleri bir araya gelerek ülkemiz için tarihi bir anlaşmaya imza attı. türk mühendislerinin geliştirdiği yerli uygulamalarımızı vatandaşlarımız artık gönül rahatlığıyla kullanabilecek. bu sayede türkiye’nin verileri ülke içerisinde güvenle kalacak. yerli mesajlaşma uygulamalarının tercih edilmesine destek sunacak bu anlaşmanın önümüzdeki dönemde bu konuda yapılacak yeni iş birliklerinin de önünü açacağına inanıyoruz. ülke insanımız adına yapılan bu iş birliğimizin türkiye’ye hayırlı olmasını diliyor, türk telekom ve vodafone türkiye yöneticileri başta olmak üzere emeği geçen tüm çalışanlara teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

--- alıntı ---


buradan
devamını gör...

yeniden salınacağı için çok da ciddiye almadığım durumdur. bu ülkede tanıdığın varsa yasalar bile önünden çekiliyor maalesef.
devamını gör...

birçoğu kitaptan kitaba değişmekle birlikte ihmal edilebilir şeylerdir. ama bir tanesi var ki sinir bozması için kitabın sadece evrensel olarak algılanabilir şeklinde olması yeterli.

bir yere uzanmış kitabınızı okuyorsunuz. okuduğunuz muhtemelen heyecanlı da bir şey ama gözleriniz hafiften kayıyor. arada göz kapaklarınızın kapandığını fark etmenize rağmen ısrarla "bari şu bölümü bitireyim" diye direniyorsunuz. o sırada, yani siz tüm dikkatinizi satırlara verdiğiniz sırada, evet tam o sırada burnunuzun üstüne paaat diye bir şey düşüyor. burnunuzun direği ve gözlük kullanıyorsanız göz çevreniz okuduğunuzun kitabın ağırlığıyla doğru orantılı olarak sızlıyor. o tok sesle birlikte sinirlenip gözlerinizi birden açıyorsunuz ki her yer karanlık, yüzünüzdeki ağırlıkla uyuyakaldığınızı fark ediyorsunuz. yüzünüzden kitabı kaldırdığınızda etraf aydınlanıyor. bütün bunlar da sadece bir iki saniye içinde olup bitiyor. inadınızın durumuna göre de bu vurdulu kırdılı sahne dört beş defa tekrarlanıyor. ne tipo'su ne çeviri hatası, şunun kadar sinir bozucu başka bir olay bilmiyorum.

sırf şu sebepten kendimi hep tavana yansıtılabilir ve el ya da baş hareketiyle çevrilebilir bir kitap düzeneği icat ederken hayal ediyorum. sonra vazgeçiyorum, kesin biri yapmıştır bunu diye. burnum yamuldu yamulacağı kadar zaten, höf. *
devamını gör...

program başlamadan önce de radyo açıktı lakin program başlar başlamaz ve ilk şarkı girer girmez birden mutsuzluk hissettim birden ama birden, belirtmek isterim...
neden mi mutsuzum? galiba bu programa denk geldiğim için. kaçmalı mıyım bilemedim. öylece tavan bana, ben tavana bakıyorum şu anda... hala dinliyorum, neden?*

şahsen mutsuzluğu, kendime pek yakıştıramam. hatta eğreti durur bende... nedendir bilmem.
bu anlarımda susmayı ve insanlardan uzak kalmayı ve kısa sürede eski neşeme kavuşmayı beklerim.
devamını gör...

spoiler! unutmusum.







ahmet caresiz bir adamdir. neden mi?

final sahnesinde temizlikci(anne figuru) olan kadinin ayaklari dibinde aglayan bir narsist olan ahmet adina sevinmis olabiliriz belki, yasadigi katarsis bizi mutlu eder. onun adina umitleniriz. kibir sonunda boyun bukmustur. guzel duygular yeşermistir.

ya da, oh olsun sana iste oyle egildin pislik, diyebiliriz. intikam almis hissederiz.

her seyden once sunu soylemek gerekir ki ahmet duygularini bastirmayi boyle biri olmayi cocukluk travmalari ve ebeveyn davranislariyla ogrenmis biridir.

peki ahmet neden caresizdir?

ahmet aslinda kucaklayici anne figurunu buldugunu sandi. intiharina az kala olmemek icin o kadinin ayaklarina kapandi.

peki ne oldu?

o kadin ahmet'e tipki kendi annesi gibi soguk, tepkisiz davrandi. ahmet katarsis yasadi ama cocukluk yarasini kapatamadi. donguyu kiramadi. idealize ettigi temizlikci kadin da onun narsistligini besleyecek sekilde davrandi. agladi ama emzik veren olmadi. kimse sesini duymadi.

ahmet ne yapmali? psikoterapi gormeli.

ahmet bence ne yapacak? bir sure daha hic degismeden yasayacak. agladigi icin utanacak, ofkelenecek, hicbir seyin degismedigini gorecek. o kadına da ofkelenecek, ayagini kaydiracak.

bir sure sonra da intihar edecek.

ahmet caresiz bir adam, cocuklugunda takilip kalmis...
devamını gör...

şuan için durdurulmuştur.
devamını gör...

uludağ ağır trolleri burda. sesimi duyun. patlamayalım. aloooo. pimi çektik bekliyoz gibiyiz.
devamını gör...

evet arkadaşlar, bugün size tarikat kurmanın püf noktalarını göstereceğim başlıktır. malzemelerimiz şunlar:

+ minimum 150 gram sakal (bu hayati derece önemli)

+ bir adet cübbe (bu da çok önemli)

+ orta düzey arapça ve din bilgisi (tarikatın hamurudur)

+ bir tutam sallama yeteneği

+ sarık veya takke (opsiyonel)

+iki su bardağı sermaye

+ başlangıç için minimum 10 adet mürit

evet arkadaşlar tüm malzemelere sahip olduktan sonra, tarikatımı oluşturuyoruz ve tüm misafirlerimize anlatıyoruz. eğer bu malzemelerin iyisine sahipseniz hepsi olmasa bile birçoğu tarikatınıza katılacaktır. bu andan sonra biriktirdiğiniz müritlerden para toplayıp, sonrasında kg var'a basabilirsiniz.

küçük bir not daha: tarikatınız büyüdükten sonra ne kadar dinin temellerinden sapıp, ne kadar şirke doğru giderseniz tarikatınız da o derece devamlı olacaktır sayın arkadaşlar. sakın ola, kuran meali falan okutturup sorgulatmayın. aman diyim batarsınız. türkiye'de o taktik tutmuyor çünkü malumunuz.
devamını gör...

daha çok itfaiye erlerinde gördüğümüz, zehirli gaz ve dumanlardan korunmak için kullanılan bir maske çeşidi.
devamını gör...

türkiye özelinde konuşacak olursak, aynısı kadınlar için de geçerli olup cinsiyetler arası kutuplaşmadan kaynaklanmaktadır.

bu noktada, ailelerin yetiştirme tarzı önemlidir.
devamını gör...

dino buzzati'nin yazdığı varoluşçu felsefe severlerin mutlaka okuması gereken efsanevi roman. buzzati 1940 yılında yazmıştır. benim için bu kitap yalnızlığın, umudun, yaşamın anlamı sorusunun kitabıdır. yaşamak için bir nedeni olan hemen hemen bütün nasıllara katlanır demiş ya nietzche işte buzzati'nin bu kitabındaki kahramanlarımıza aynen bunu yaşatmıştır. hayata dair her şey var bu kitapta: yanlış karar, direniş, umut, yalnızlık (dibine kadar), özlem, acı, ölüm, hayal kırıklığı, yaşam.. her şey dedim ya. kitabı alıp okumaya başladığınızda kendinizi o tatar çölü'nde sanki o bastiani kalesi'nde hissedeceksiniz. o askerlerle nöbet tutacak o subaylarla konuşacaksınız. hayatın anlamı üzerine sizi düşünmeye zorluyor yazar ve kahramanlar. neden yaşıyoruz, yaşama amacımız ney diye sordurtuyor. kitabı okurken bir şekilde özdeşlik kurup artık benim de kendi kalemden çıkmam lazım dedirtiyor, sizi o güvenli limandan, o konfor alanından çıkamamanın ne kadar tahribata uğratabileceğini, konfor alanından çıkabilmenin ise sizi nasıl geliştirip değiştirebileceğini hissediyorsunuz. okuyucuya kendi hayatını sorgulatıyor. ben ne yapmalıyım dedirtiyor. gerçekten benim için böyle oldu ve her istediğinde konfor alanından çıkan başına binbir olumsuzluk gelmesine rağmen iyi ki çıkmışım diyen benim için mükemmel bir içe dönüş ve kendime şükran duymamı sağlayan bir kitap oldu. varoluşu sorgulatan mutlaka size yeni kararlar aldıracak olan bir kitap.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim