yazarların bedava olmasını istediği 3 şey
elektrik su ve internettir. düşünün böyle gelişmiş bir çağda internet gibi bir nimet artık devletlerin vatandaşlarına sağlamasıyla mükellef olmalıdır.
devamını gör...
aziz sancar’dan aşı açıklaması
aşı için sıraya girerdim dediği açıklamadır. kendisi diyorsa vardır elbet bir bildiği ve haklılık payı. aşı son zamanlarda herkesin kafasında bir soru işareti oldu. olumlu / olumsuz herkesin fikri var.
--- alıntı ---
‘türk hekimlerinin tavsiyelerine uyardım’
bulaşıcı hastalıklar ve aşı konusunda uzman olmadığını belirten aziz sancar, “o nedenle bu konuda türk uzmanların söylediklerine bir katkıda bulunmam mümkün değildir. türkiye'de olsaydım türk hekimlerinin tavsiyelerine uyardım” ifadesini kullandı.
--- alıntı ---
kaynak
--- alıntı ---
‘türk hekimlerinin tavsiyelerine uyardım’
bulaşıcı hastalıklar ve aşı konusunda uzman olmadığını belirten aziz sancar, “o nedenle bu konuda türk uzmanların söylediklerine bir katkıda bulunmam mümkün değildir. türkiye'de olsaydım türk hekimlerinin tavsiyelerine uyardım” ifadesini kullandı.
--- alıntı ---
kaynak
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük...
ama öyle, sol elinde kahve kupası, sağ elinde cep telefonu, ön kamera açık ve kolu sevgiliye uzanmış gibi günaydın 'sıtori'si atan instagram fenomeni gibi; kamera arkası koşturmacalı, doğal gibi görünmek için çok fazla efor sarfedilmiş, buna rağmen o doğallığın yakalanamadığı, alttan link kaydırmalı falan bir günaydın değil elbette...
böyle, mesai haftanızın son günü, erken çıkışı kapmışsınız, gün bir an önce 'vıjjjjjt' diye geçip gitmiş de, saat birden 17:00 olmuş gibi, bu sıcak temmuz cumasında en yakın pub'a kendinizi atıp, koca bir arjantin bardakta 50'lik fıçı bira söylemişsiniz de, sıcaktan terlemiş o buz gibi bardağı tutup koca bir yudum almışsınız gibi bir günaydın...
sanal değil, reel bir günaydın...
tuzlu fıstıklı, patates ve sosis kızartmalı bir günaydın...
ama öyle, sol elinde kahve kupası, sağ elinde cep telefonu, ön kamera açık ve kolu sevgiliye uzanmış gibi günaydın 'sıtori'si atan instagram fenomeni gibi; kamera arkası koşturmacalı, doğal gibi görünmek için çok fazla efor sarfedilmiş, buna rağmen o doğallığın yakalanamadığı, alttan link kaydırmalı falan bir günaydın değil elbette...
böyle, mesai haftanızın son günü, erken çıkışı kapmışsınız, gün bir an önce 'vıjjjjjt' diye geçip gitmiş de, saat birden 17:00 olmuş gibi, bu sıcak temmuz cumasında en yakın pub'a kendinizi atıp, koca bir arjantin bardakta 50'lik fıçı bira söylemişsiniz de, sıcaktan terlemiş o buz gibi bardağı tutup koca bir yudum almışsınız gibi bir günaydın...
sanal değil, reel bir günaydın...
tuzlu fıstıklı, patates ve sosis kızartmalı bir günaydın...
devamını gör...
ateş ölçer
pazara, bankaya, avm'ye girildiği zaman girişe diktikleri nöbetçinin elindeki minyatür saç kurutma makinesi görünümlü cihazın ismi. dayıyorlar kafaya dııttt diye ses çıkıyor.
vücut ısısı ölçen bir aletmiş. insanın vücut sıcaklığı ortalama 36,5 olduğu için ve bunun iki derece yukarısı görüldü mü "beri gel, sen potansiyel koronavirüs taşıyıcısın " deyip, hastaneye yolluyorlar.
vücut ısısı ölçen bir aletmiş. insanın vücut sıcaklığı ortalama 36,5 olduğu için ve bunun iki derece yukarısı görüldü mü "beri gel, sen potansiyel koronavirüs taşıyıcısın " deyip, hastaneye yolluyorlar.
devamını gör...
türk kadınlarının burnunun çok havada olması
artık genelleme yapmasak mı? burnu havada kadın/erkeklerin olduğu gibi olmayanları da vardır. rahatsız oluyorsan muhattap olmazsın.
devamını gör...
günün sözü
dünya üzerinde her yere gidebilirdim,ama hiçbir yere varamazdım,çünkü gittiğim her yere kendimi de götürüyordum.
aytuğ akdoğan
aytuğ akdoğan
devamını gör...
sözlük yazarlarının soymaktan hoşlandığı şey
eve yeni gelmiş kargo poşeti.
devamını gör...
yeşilçam filmleri ile büyümek
bizler insanları her şeye rağmen sevmeyi ayşecik filmlerinden, ailenin değerini münir özkul ve adile naşit ikilisinden, dede minnoşluğunu hulisi kentmen’den, arkadaşlığı, dostluğu zeki alasya-metin akpınar’dan öğrendik. aşkı da ihaneti de kadir inanır-türkan şoray’da gördük.
kemal sunal filmlerinin çoğu aslında acı bir ülke gerçeğini çarpmış yüzümüze, biz gülüp geçmişiz.
yeşilçamdan aldığım tat bir başkaydı ve sanırım hep öyle kalacak.
t. izlediklerimizin istemesek bile sosyal öğrenme yolu ile az ya da çok kişiliğimize etki etmesi olayı. *
kemal sunal filmlerinin çoğu aslında acı bir ülke gerçeğini çarpmış yüzümüze, biz gülüp geçmişiz.
yeşilçamdan aldığım tat bir başkaydı ve sanırım hep öyle kalacak.
t. izlediklerimizin istemesek bile sosyal öğrenme yolu ile az ya da çok kişiliğimize etki etmesi olayı. *
devamını gör...
boş beleş insanların yazar olması
kendinize yüklenmeyin bu kadar.
ayrıca sözlük yazarlığıyla övünmek mi? ben kimseye söylemiyorum sözlükte yazdığımı.
ayrıca sözlük yazarlığıyla övünmek mi? ben kimseye söylemiyorum sözlükte yazdığımı.
devamını gör...
camdaki kız
gülseren budayıcıoğlu furyasının azalarak bitmesi gerekiyor. hangi kanalı açsak gerçek hayat hikayesi. bizim derdimiz bize yetiyor bir de milletin çilesi kaldı. insanlar stresli sıkıntılı yapın şöyle eğlenceli, kafa dağıtmalık diziler neşemiz yerine gelsin biraz.
devamını gör...
nükhet duru
ben bu kadınla ilgili güzelliği, bir kaç şarkısı ve işveli bir kadın olması dışında hiçbir şey bilmezdim. armağan çağlayan'ın youtube da yaptığı hiçbir şeyi kaçırmadığımdan; az önce öğrendim hayatıyla ilgili sansasyonel gerçekleri, hastalığını ve tüm bunlarla bunca yıl tek başına küçücük bir çocuk, gencecik bir kız ve tek başına bir kadın olarak ve de en önemlisi her daim bu kadar güler yüzlü ve pozitif kalabilerek mücadele ettiğini, başa çıkabildiğini...
helal olsun, beni çok şaşırtan naif kadın.
helal olsun, beni çok şaşırtan naif kadın.
devamını gör...
bayramda köprü ve otoyolların ücretsiz olması
ağam eğlenir bizimle.
devamını gör...
gecikmiş seçim deneyi ve kuantum silgisi
john archibal wheeler'ın, çift yarık deneyindeki gözlemci etkisinin ne derece önemli olabileceğini anlamak adına yapılmasını önerdiği deney. bu işlere merakı olanların, konuyu daha iyi anlamak adına öncelikle çift yarık deneyi hakkında biraz bilgi edinmesi yararlı olacaktır.
*****
bu çok uzun bir entry olacak. baştan uyarayım sizleri. bana sövmeyiniz, benim bir suçum yok.
önce gecikmiş seçim deneyinden biraz bahsedeyim.
çift yarık deneyinde, elektronun geçtiği yarığı anlamak için bu yarıkların önüne bir ölçüm aleti koyulmuştu. gecikmiş seçim deneyinde bu alet, elektronun nihai durağı olan perdenin arkasına koyulmuş. yani elektron, hangi yarıktan geçeceğinin seçimini yapıp geçtikten ve perdeye düştükten, bir anlamda iş işten geçtikten sonra gözlenecekmiş. bu durumda olması beklenen şey, gözlemci etkisinden arındırılmış bir sonuç görmek çünkü gözlemci devreye, her şey olup bittikten sonra girecek.
beklentimiz 2 ihtimal üzerine kurulu: ya elektron, geçeceği yarığın seçimini etkilemeyecek bir noktada bulunan gözlemcinin varlığından etkilenmeyecek ve dalga deseni gösterecek ya da her şeye rağmen gözlemcinin varlığından etkilenip parçacık, yani kümelenme deseni gösterecek.
normal şartlarda beklentimiz 2. ihtimalin gerçekleşmesi çünkü yukarıda da dediğim gibi, gözlemci olaya dahil olmamış ve elektronun hangi yarıktan geçeceği bilgisini etkilememiş olmalı. ancak deney yapılınca görülüyor ki, elektron seçimini yapıp herhangi bir yarıktan geçtikten çok daha sonraki bir noktada bulunan gözlemciden etkileniyor.
gözlemciden etkilenen elektron, geçmişte yaptığı seçimi mi değiştirdi? ya da farklı bir şekilde sorarsak, gözlem yaptığımızda elektronun geçmişini değiştirebiliyor muyuz?
*****
bu soru, fizikçilerin "ne yapalım? cevabını bulamadık." diyerek peşini bırakacağı türden bir soru değil. bu nedenle konu hakkında deneylere devam ediyorlar ve bu kez farklı bir deney düzeneği ile şanslarını deniyorlar.
burada gerçekten bazılarınıza gereksiz gelebilecek kadar detaya girerek deneyi anlatacağım. bu kısmı (5 yıldızla başlayan diğer bölüme geçerek) atlamak isteyebilirsiniz ama türkçe kaynak bulamayıp da konuyu merak edenlerin işine yarayacak diye düşünüyorum.
önce şu resmi biraz inceleyip, anlatacaklarımı buradan takip ediniz:

- elimizde bir lazer var. a ve b yarıklarının bir tarafına bu lazeri koyuyoruz. bir de kristalimiz var, o da yarıkların diğer tarafında. lazerden gelen ışığı, yani fotonları kuantum dolanıklık ilkesine göre dolanık ikiz fotonlar haline getiriyor. bu dolanık ikizlerin hangi yarıktan geçtiğini gözlemci bilmiyor.
- herhangi bir yarığı seçerek gelen ikizler, glan-thompson prizmasından geçerken birbirinden ayrılıyor ve farklı yönlere gidiyorlar. gittikleri yerlerde bulunan dedektörler sayesinde, perde üzerinde oluşturacakları deseni izleyebiliyoruz.
şeklin en üstünde bulunan d0 dedektörüne gelen bir fotonu düşünün ve yarıklardan çıkan mavi ve pembe çizgileri takip edin. bu dedektöre, her iki yarıktan da foton gelebileceğini gördünüz. yani biz bu dedektöre gelen fotonun hangi yarıktan geldiğini bilemiyoruz. bu durumda perdede görmemiz gereken desen (çift yarık deneyinden biliyoruz ki) bir girişim deseni.
şimdilik bu bilgi aklınızın bir kenarında beklesin.
**
- prizmadan geçtikten sonra ayrılan ikizlerden yukarıdaki d0 dedektörüne gitmeyenler, alt yolu takip edecek demektir. yani bu kez önce ps prizmasından geçecekler. bu prizmaya gelen her foton da yine farklı 2 yoldan birini izleyecek. resimde pembe ve mavi çizgileri takip ederek görebilirsiniz.
sa ve sb olarak gösterdiğim şekiller birer yarı ayna. bunlara gelen fotonlar yansıyabilir de, içinden geçebilir de. %50 ihtimal var yani bu iki durum için. o nedenle 2 ihtimali de ayrı ayrı incelememiz gerekecek.
biliyorum çok karışık ama dayanın arkadaşlar! işin yarısını bitirdik.
1. ihtimal: sb yarı aynasına gelen fotonlar
şekilden takibe devam... bunlar eğer yarı aynadan yansırsa resimdeki büyük b ile gösterilen alttaki dedektöre, yarı aynadan geçerse mb olarak gösterilen tam yansıtıcı yüzeye gelecekler.
2. ihtimal: sa yarı aynasına gelen fotonlar
bunlar yarı aynadan yansırsa büyük a ile gösterilen dedektöre, yarı aynadan geçerse ma olarak gösterilen tam yansıtıcı yüzeye gelecekler.
**
şimdilik tam yansıtıcı yüzeyleri bir kenara bırakalım ve dedektörlere gelmesi ihtimali olan fotonları konuşalım. büyük a ve büyük b dedektörlerine gelen fotonların izleyeceği yolu resimden takip ederseniz şunu göreceksiniz: büyük a dedektörüne gelen fotonlar ancak a yarığından ve büyük b dedektörüne gelecek fotonlar ancak b yarığından geliyor olabilir. bu durumda biz artık hangi dedektöre hangi yoldan geldiklerini bildiğimiz, yani gözlemci etkisini devreye dolaylı da olsa soktuğumuz için, bu fotonların perdede oluşturacağı desen (yine çift yarık deneyinden biliyoruz ki) kümelenme deseni olmalı.
yansıma ihtimallerinden çıkan sonuç bu ama işin bir de yarı aynalardan geçen fotonlarla ilgili kısmı var. ona az sonra geleceğiz.
**
şimdi işlerin karıştığı ve amiyane tabirle zurnanın zırt dediği yere geldik.
en başta d0 dedektörüne giden ikizimizi hatırlayın. bu ikiz girişim deseni oluşturacaktı. büyük a ve büyük b dedektörlerinden birine düşen ikizleri ise kümelenme deseni oluşturacaktı, değil mi? ama öyle olmuyor. ikiz fotonlar, kuantum dolanık oldukları için birbirlerinin davranışından anında etkileniyorlar. d0 dedektörüne giden fotonlar, beklenenin aksine kümelenme deseni oluşturuyor. oysa o dedektöre giden yol çok daha kısa. yani hedefe önce ulaşan ikiz, sonra ulaşanın davranışından etkilenerek desenini değiştiriyor.
error veren varsa, anlayışla karşılarım.
devam ediyoruz. tuhaflıklar henüz bitmedi.
**
az önce yarı aynalardan yansıyan ikizler hakkında konuşmuştuk. şimdi gelelim yarı aynalardan geçerek yola devam edenlere.
yine resimden takip edelim. ma ve mb'nin tam yansıtıcı yüzey olduğunu söylemiştim. yalnız şekilden gördüğünüz gibi bunlardan yansıyan tüm fotonlar ortak yarı ayna olan sc'ye geliyor. bu bir yarı ayna olduğundan, fotonlar yine %50 ihtimalle yansıyacak ya da dosdoğru geçip gidecekler. burada yansıyan fotonlar büyük d, geçenler ise büyük c dedektörüne düşecek.
fakat şimdi şekildeki mavi ve pembe çizgileri izlemeye devam ederseniz göreceksiniz ki, buraya kadar hangi yarıktan geldikleri belli olan fotonların geldiği yolu yine kaybettik çünkü burada öyle bir düzenek var ki hangi yüzeyden nasıl geldikleri yine birbirine karışıyor. o halde başından beri dediğimiz gibi, perdede bir girişim deseni bekliyoruz.
bu son iki dedektöre (büyük c ve d) kuantum silgisi deniyor. bunlara ulaşan fotonların, yarıktan ilk geçişlerinde prizmayla ayrılarak d0'a giden ikizlerinin de bunlardan etkilenerek girişim deseni oluşturmasını bekliyoruz. bu son 2 dedektör, yani kuantum silgileri, fotonların geldikleri yol hakkındaki bilgiyi sildiler.
*****
fizikçiler, dolanık foton çiftinin bir üyesinin, diğerinin geçmişini etkileyip etkilemediğini uzun zamandır tartışıyor. aslına bakarsanız şaşırtıcı görünse de bir açıklaması var. 2 dedektörde oluşan desenleri üst üste bindirip diğer 2 dedektöre de aynı tarife uygulandıktan sonra bunları kıyasladığınızda, aynı deseni verdiklerini görüyorsunuz. yani toplam sonuç, çift yarık deneyindeki sonuçlar aslında aynı.
şahsi yorumum şöyle: dolanık fotonlar kullanılmasını ve bu fotonlar için zaman kavramının bizimki gibi olmadığı gerçeğini düşünürsek, çıkan sonuç belki de şaşırtıcı değil. zira biz dedektöre hangisi önce, hangisi sonra geldi tartışması yaparken, belki de fotonlar için önce-sonra kavramınınbu kadar ufak ölçekteyken bir anlamı yoktur. zira onlar ışık hızında hareket ediyor ve bildiğimiz anlamdaki zaman onlar için duruyor. sonuç olarak dedektörler arasındaki mesafe bizim için fark ediyor ama sonsuz uzun bir mesafe değil ve ışık için hiçbir anlam ifade etmiyor olabilir.
*****
bu çok uzun bir entry olacak. baştan uyarayım sizleri. bana sövmeyiniz, benim bir suçum yok.
önce gecikmiş seçim deneyinden biraz bahsedeyim.
çift yarık deneyinde, elektronun geçtiği yarığı anlamak için bu yarıkların önüne bir ölçüm aleti koyulmuştu. gecikmiş seçim deneyinde bu alet, elektronun nihai durağı olan perdenin arkasına koyulmuş. yani elektron, hangi yarıktan geçeceğinin seçimini yapıp geçtikten ve perdeye düştükten, bir anlamda iş işten geçtikten sonra gözlenecekmiş. bu durumda olması beklenen şey, gözlemci etkisinden arındırılmış bir sonuç görmek çünkü gözlemci devreye, her şey olup bittikten sonra girecek.
beklentimiz 2 ihtimal üzerine kurulu: ya elektron, geçeceği yarığın seçimini etkilemeyecek bir noktada bulunan gözlemcinin varlığından etkilenmeyecek ve dalga deseni gösterecek ya da her şeye rağmen gözlemcinin varlığından etkilenip parçacık, yani kümelenme deseni gösterecek.
normal şartlarda beklentimiz 2. ihtimalin gerçekleşmesi çünkü yukarıda da dediğim gibi, gözlemci olaya dahil olmamış ve elektronun hangi yarıktan geçeceği bilgisini etkilememiş olmalı. ancak deney yapılınca görülüyor ki, elektron seçimini yapıp herhangi bir yarıktan geçtikten çok daha sonraki bir noktada bulunan gözlemciden etkileniyor.
gözlemciden etkilenen elektron, geçmişte yaptığı seçimi mi değiştirdi? ya da farklı bir şekilde sorarsak, gözlem yaptığımızda elektronun geçmişini değiştirebiliyor muyuz?
*****
bu soru, fizikçilerin "ne yapalım? cevabını bulamadık." diyerek peşini bırakacağı türden bir soru değil. bu nedenle konu hakkında deneylere devam ediyorlar ve bu kez farklı bir deney düzeneği ile şanslarını deniyorlar.
burada gerçekten bazılarınıza gereksiz gelebilecek kadar detaya girerek deneyi anlatacağım. bu kısmı (5 yıldızla başlayan diğer bölüme geçerek) atlamak isteyebilirsiniz ama türkçe kaynak bulamayıp da konuyu merak edenlerin işine yarayacak diye düşünüyorum.
önce şu resmi biraz inceleyip, anlatacaklarımı buradan takip ediniz:

- elimizde bir lazer var. a ve b yarıklarının bir tarafına bu lazeri koyuyoruz. bir de kristalimiz var, o da yarıkların diğer tarafında. lazerden gelen ışığı, yani fotonları kuantum dolanıklık ilkesine göre dolanık ikiz fotonlar haline getiriyor. bu dolanık ikizlerin hangi yarıktan geçtiğini gözlemci bilmiyor.
- herhangi bir yarığı seçerek gelen ikizler, glan-thompson prizmasından geçerken birbirinden ayrılıyor ve farklı yönlere gidiyorlar. gittikleri yerlerde bulunan dedektörler sayesinde, perde üzerinde oluşturacakları deseni izleyebiliyoruz.
şeklin en üstünde bulunan d0 dedektörüne gelen bir fotonu düşünün ve yarıklardan çıkan mavi ve pembe çizgileri takip edin. bu dedektöre, her iki yarıktan da foton gelebileceğini gördünüz. yani biz bu dedektöre gelen fotonun hangi yarıktan geldiğini bilemiyoruz. bu durumda perdede görmemiz gereken desen (çift yarık deneyinden biliyoruz ki) bir girişim deseni.
şimdilik bu bilgi aklınızın bir kenarında beklesin.
**
- prizmadan geçtikten sonra ayrılan ikizlerden yukarıdaki d0 dedektörüne gitmeyenler, alt yolu takip edecek demektir. yani bu kez önce ps prizmasından geçecekler. bu prizmaya gelen her foton da yine farklı 2 yoldan birini izleyecek. resimde pembe ve mavi çizgileri takip ederek görebilirsiniz.
sa ve sb olarak gösterdiğim şekiller birer yarı ayna. bunlara gelen fotonlar yansıyabilir de, içinden geçebilir de. %50 ihtimal var yani bu iki durum için. o nedenle 2 ihtimali de ayrı ayrı incelememiz gerekecek.
biliyorum çok karışık ama dayanın arkadaşlar! işin yarısını bitirdik.
1. ihtimal: sb yarı aynasına gelen fotonlar
şekilden takibe devam... bunlar eğer yarı aynadan yansırsa resimdeki büyük b ile gösterilen alttaki dedektöre, yarı aynadan geçerse mb olarak gösterilen tam yansıtıcı yüzeye gelecekler.
2. ihtimal: sa yarı aynasına gelen fotonlar
bunlar yarı aynadan yansırsa büyük a ile gösterilen dedektöre, yarı aynadan geçerse ma olarak gösterilen tam yansıtıcı yüzeye gelecekler.
**
şimdilik tam yansıtıcı yüzeyleri bir kenara bırakalım ve dedektörlere gelmesi ihtimali olan fotonları konuşalım. büyük a ve büyük b dedektörlerine gelen fotonların izleyeceği yolu resimden takip ederseniz şunu göreceksiniz: büyük a dedektörüne gelen fotonlar ancak a yarığından ve büyük b dedektörüne gelecek fotonlar ancak b yarığından geliyor olabilir. bu durumda biz artık hangi dedektöre hangi yoldan geldiklerini bildiğimiz, yani gözlemci etkisini devreye dolaylı da olsa soktuğumuz için, bu fotonların perdede oluşturacağı desen (yine çift yarık deneyinden biliyoruz ki) kümelenme deseni olmalı.
yansıma ihtimallerinden çıkan sonuç bu ama işin bir de yarı aynalardan geçen fotonlarla ilgili kısmı var. ona az sonra geleceğiz.
**
şimdi işlerin karıştığı ve amiyane tabirle zurnanın zırt dediği yere geldik.
en başta d0 dedektörüne giden ikizimizi hatırlayın. bu ikiz girişim deseni oluşturacaktı. büyük a ve büyük b dedektörlerinden birine düşen ikizleri ise kümelenme deseni oluşturacaktı, değil mi? ama öyle olmuyor. ikiz fotonlar, kuantum dolanık oldukları için birbirlerinin davranışından anında etkileniyorlar. d0 dedektörüne giden fotonlar, beklenenin aksine kümelenme deseni oluşturuyor. oysa o dedektöre giden yol çok daha kısa. yani hedefe önce ulaşan ikiz, sonra ulaşanın davranışından etkilenerek desenini değiştiriyor.
error veren varsa, anlayışla karşılarım.
devam ediyoruz. tuhaflıklar henüz bitmedi.
**
az önce yarı aynalardan yansıyan ikizler hakkında konuşmuştuk. şimdi gelelim yarı aynalardan geçerek yola devam edenlere.
yine resimden takip edelim. ma ve mb'nin tam yansıtıcı yüzey olduğunu söylemiştim. yalnız şekilden gördüğünüz gibi bunlardan yansıyan tüm fotonlar ortak yarı ayna olan sc'ye geliyor. bu bir yarı ayna olduğundan, fotonlar yine %50 ihtimalle yansıyacak ya da dosdoğru geçip gidecekler. burada yansıyan fotonlar büyük d, geçenler ise büyük c dedektörüne düşecek.
fakat şimdi şekildeki mavi ve pembe çizgileri izlemeye devam ederseniz göreceksiniz ki, buraya kadar hangi yarıktan geldikleri belli olan fotonların geldiği yolu yine kaybettik çünkü burada öyle bir düzenek var ki hangi yüzeyden nasıl geldikleri yine birbirine karışıyor. o halde başından beri dediğimiz gibi, perdede bir girişim deseni bekliyoruz.
bu son iki dedektöre (büyük c ve d) kuantum silgisi deniyor. bunlara ulaşan fotonların, yarıktan ilk geçişlerinde prizmayla ayrılarak d0'a giden ikizlerinin de bunlardan etkilenerek girişim deseni oluşturmasını bekliyoruz. bu son 2 dedektör, yani kuantum silgileri, fotonların geldikleri yol hakkındaki bilgiyi sildiler.
*****
fizikçiler, dolanık foton çiftinin bir üyesinin, diğerinin geçmişini etkileyip etkilemediğini uzun zamandır tartışıyor. aslına bakarsanız şaşırtıcı görünse de bir açıklaması var. 2 dedektörde oluşan desenleri üst üste bindirip diğer 2 dedektöre de aynı tarife uygulandıktan sonra bunları kıyasladığınızda, aynı deseni verdiklerini görüyorsunuz. yani toplam sonuç, çift yarık deneyindeki sonuçlar aslında aynı.
şahsi yorumum şöyle: dolanık fotonlar kullanılmasını ve bu fotonlar için zaman kavramının bizimki gibi olmadığı gerçeğini düşünürsek, çıkan sonuç belki de şaşırtıcı değil. zira biz dedektöre hangisi önce, hangisi sonra geldi tartışması yaparken, belki de fotonlar için önce-sonra kavramınınbu kadar ufak ölçekteyken bir anlamı yoktur. zira onlar ışık hızında hareket ediyor ve bildiğimiz anlamdaki zaman onlar için duruyor. sonuç olarak dedektörler arasındaki mesafe bizim için fark ediyor ama sonsuz uzun bir mesafe değil ve ışık için hiçbir anlam ifade etmiyor olabilir.
devamını gör...
hayatta başarısız olup anne babasını suçlayan evlat
belli bir yaşa kadar haklıdır. belli bir yaştan sonra hala başarısızsa kendisi suçludur.
devamını gör...
yazılı olmayan ilişki kuralları
saygı bitti mi ilişki de biter.
devamını gör...
ailenin en büyük çocuğu
diğer çocuklara ebeveynlik yapsın diye dünyaya getirilmiş zavallı insan. evde kardeşler arasında herhangi bir şey olursa karışmamış olsa dahi ilk ondan hesap sorulur. iyi yönleri de var tabi mesela ilk göz ağrısı old. için genellikle kararlarınız veto edilmez.
devamını gör...
yanlış telaffuz edilen kelimeler
+ kapatmak -> kapamak olmalı.
+ katil -> katil sözcüğünü kullanırken a harfini uzatırız ama katil zanlısı derken katilin a'sı kısa okunmalı.
+ ikame - ikamet -> a harflerinde inceltme filan yok, a'yı hafif uzatarak kaba saba ikame, ikamet deyip geçiyoruz.
+ geleceğim, gideceğim -> artık iyice oturdu ama yine de yazalım, eze eze kasmıyoruz. gelicem, gidicem. biddi.
+ terörist -> terorist diye okunmalı.
+ kent, kendi -> e harfi kapalı: (é)
+ kimyasal -> ilk a harfini uzatıyoruz. (kimya:sal)
+ spiker, miting -> ingilizcedeki gibi ilk i'leri uzata uzata (spi:ker, mi:ting)
+ sözcük içinde ğ harfinden sonra gelen ve sonrasında sessiz harf bulunan "ı" harfini "a" diye okuyoruz:
bağış -> bağaş
yağış -> yağaş
ağır -> ağar ... gibi.
+ belirtme durum eki almış sözcükler, türkçe ise sözcükte geçen a harfi uzatılmaz.
mesela yarın sözcüğü, yaaarın diye okunmaz, yarın der geçeriz.
fakat sözcük arapça ise belirtme eki aldığında sözcük içinde geçen a harfi (çift a varsa ikinci a) uzatılır:
zarar-ı -> zara:rı
ahlak-ı -> ahla:kı
+ cümle içinde iki sesli harf arasına gelen ğ harfi okunmaz geçilir:
adamcağız -> adamca:z (bu sözcük, iki üst maddede belirttiğimiz ğ harfinden sonra gelen ı harfinin "a" olarak okunması durumuna da örnek.)
+ katil -> katil sözcüğünü kullanırken a harfini uzatırız ama katil zanlısı derken katilin a'sı kısa okunmalı.
+ ikame - ikamet -> a harflerinde inceltme filan yok, a'yı hafif uzatarak kaba saba ikame, ikamet deyip geçiyoruz.
+ geleceğim, gideceğim -> artık iyice oturdu ama yine de yazalım, eze eze kasmıyoruz. gelicem, gidicem. biddi.
+ terörist -> terorist diye okunmalı.
+ kent, kendi -> e harfi kapalı: (é)
+ kimyasal -> ilk a harfini uzatıyoruz. (kimya:sal)
+ spiker, miting -> ingilizcedeki gibi ilk i'leri uzata uzata (spi:ker, mi:ting)
+ sözcük içinde ğ harfinden sonra gelen ve sonrasında sessiz harf bulunan "ı" harfini "a" diye okuyoruz:
bağış -> bağaş
yağış -> yağaş
ağır -> ağar ... gibi.
+ belirtme durum eki almış sözcükler, türkçe ise sözcükte geçen a harfi uzatılmaz.
mesela yarın sözcüğü, yaaarın diye okunmaz, yarın der geçeriz.
fakat sözcük arapça ise belirtme eki aldığında sözcük içinde geçen a harfi (çift a varsa ikinci a) uzatılır:
zarar-ı -> zara:rı
ahlak-ı -> ahla:kı
+ cümle içinde iki sesli harf arasına gelen ğ harfi okunmaz geçilir:
adamcağız -> adamca:z (bu sözcük, iki üst maddede belirttiğimiz ğ harfinden sonra gelen ı harfinin "a" olarak okunması durumuna da örnek.)
devamını gör...
yazarların hayatlarını devam ettirme motivasyonları
ölene kadar yaşamak zorunda olmak.
devamını gör...


