isa'nın ilk taşı en günahsız atsın sözünü hatırlamama neden olan başlıktır.
islama göre kimin inançlı olduğunu allahtan başkası bilemez ancak kimin müslüman olup olmadığını yargılama cüretini kendinde bulanlar vardır. onlara içinizdeki en müslüman, müslüman feminist aktivistlere müslüman olmadıklarını söylesin demek lazımdır.
müslüman feminist olmaz tartışması kimi radikal islamcıların kadın haklarının savunulmasını engelleme çabasından ve kimi sözde modernlerin müslüman kadını sadece köle olarak görme çabasından başka bir şey değildir.
(bkz: müslüman olan feminist)
(bkz: hem feminist hem müslüman olunabilir mi sorunsalı)
devamını gör...

" iyi insanlar kırıldıkları zaman sevmeyi bırakmazlar, göstermeyi bırakırlar." sözünü söylemiş, insanları çözmüş üstattır.
devamını gör...

erkeklerin hayatida kadinlar olduguna göre; erkeklerin hayatida instagram oluyor.
devamını gör...

(bkz: tipitip) *

#894659 katılıyorum.
devamını gör...

bıyıklarınızı sarartıp alman pornocular gibi yahut daum gibi görünmenizi sağlar.
devamını gör...

sözlüğüm filozofu ve pek sevgili yazarı. kim demiş felsefe sıkıcıdır diye. diyenlerin ağzına biber sürecek bir yazar. eğlenmeyi de mizahı da öğrenmeyi de araştırmayı da seven bir yazar. sözlüğün filozofu denilse de, her çeşit yiyecek bulabileceğimiz açık büfe gibi profile sahip.

ayrıca, ‘allah belanı versin’ şarkısını dinleyen biri nasıl sıkıcı olabilir ki? kendisi bu şarkıyl etrafına söverken, ben de bombabomba.com ile modumu yükseltiyorum*. ifşamın nedeni de yalnız olmadığınızı bilmenizi istememdi*.

#1721446 ile ilgili de felsefenin sadece sorgulama tarafındayım. zamanında çok okudum ve hala da okuyorum. ama yazar veya kitap bazlı değil de, sadece sorgulama kapsamımı genişletsin diye. bu konuda elinize su dökemem, sadece havluyu uzatırım size*.

her gün uğramaya özen gösteriyorum profiline. kafa izninde de neler okuduğunu ve boş geçirmediğini paylaşımlarından da anlıyorum*. daim olun sevgili yazar. sevgilerimle.
devamını gör...

tanımların altında “niye böyle söylüyorsun, beni çok üzüyorsun” butonu da gelsin.
devamını gör...

bir kere gidilip tekrar gelindiğinde alınacak niclerin yazıldığı başlık.

ben gitmem, he gittim diyelim dönmem ama yine de yazayım.

ne ararsan var yazarı
ya da
kedili kadın

bir kere değiştirdim bir daha değişmez diye şey etmiyorum. bu nicki çok uzun yıllardır kullanıyorum diye seçtim ama sıkılmaya başladım.
devamını gör...

lebaleb ölüm sayıları olan intiharlar.
ne yazık ki buna yol açan, sabah akşam kurandan alıntı yapan bakara makara iktidar. kitleye cennetlik referanslar sunarken kendi dünyalığını yığınak yapanlar. ya bu memleketin %95'i müslüman değil, ya aziz nesin az söylemiş, ya da çakallarla dans ediyoruz.
devamını gör...

flörtle sözlükte mesajlaşacağimıza whatsapp'a geçeriz. böylelikle numarasını almış olurum.
ıko çek salterleri,yoldaş kapat kepenkleri, pavlov sen istatistikler de kal.
devamını gör...

yargılama faaliyeti adalet duygusunun dışında hiçbir duyguyla ilişkili olmamalıdır, ne aktörleri ne de seyircileri açısından.
(bkz: hiç kimse)
devamını gör...

hocaların "o zaman listeden kaldırayım" dediği an.
devamını gör...

başlığı açan kişinin anne ve babasının kaçak çay içtiğini düşündüren yorum.

yüksek ihtimalle anne sabah akşam din politikası, babası da siyaset, futbol laga lugasi yapıyordur. sonra bu cahil kardeşimiz de bütün 35 yaş ve üzerini aynı kefeye koyuyordur.
devamını gör...

henüz o yaşlara gelmedim ama 27-35 yaş arası gibi geliyor bana. öyle hissediyorum sanki o yaş aralığını çok sevecekmişim gibi.
devamını gör...

yagami light ukdesi.

bir dakika. aydınlandım. hiç aklıma gelmemişti bu soru benim. ne yapıyorlar ki acaba? merak ettim şimdi.
devamını gör...

bunca yoğunluğun ve yorgunluğun yarattığı tahribatı bir nebze de olsa ne giderir?
bu soruyu kendime sorduğumda aldığım cevaplardan biri olan canım yayın. içerdeyiz, bir nebze de olsa silelim diye pasımızı.
devamını gör...

her nefes alıp verişte ağzından çıkan dumana bakıyordu genç kadın. buz gibi hava ciğerlerine dek işlemişti. gözünden akan yaşların farkında değildi.
yanına biri oturdu. başını bile çevirmedi. konuşmaya başlayınca onun da bir kadın olduğunu fark etti.
- neden ağlıyorsun? dedi kadın.
sustu. içinden yanıtlamak gelmiyordu. ağladığını da o anda fark etti zaten. korkmuştu. ilk kez bu kadar çaresiz hissetmişti kendini. ve yapayalnız. içinden geçenleri anlatacağı kimsesi de yoktu. hem böylesine bir acı nasıl dillendirilir, hangi sözcük tarif edebilir bunu da bilmiyordu.
kadın tekrar konuştu.
- üzülme yavrum, bu hayatta geçmeyecek dert yoktur.
susmaya devam etti. dışarıdan nasıl göründüğünün farkında değildi. açıkçası umursamıyordu da.
"geçmeyecek dert yoktur." cümlesi kafasında dönmeye başladı. cümle bir uzaklaşıyor, aniden hızlıca dönüp üzerine çullanıyordu sanki. vardı işte.
fiziksel hiçbir acısının olmamasına rağmen bütün vücudunu sızlatan bir ağrısı varmış gibi geliyordu. en çok da kalbini... sanki bir el sıkıyor, sıkıyor, nefes almasını da engelliyordu. oysa nefes de alıyordu işte. ağzından çıkan duman bunun kanıtıydı.
elini karnına götürdü. bastırdı. acıyı hissedene dek bastırdı.
"tüm bunlar neden başıma geldi ki? bu kadar aptal nasıl olabildim. yüzüne bakamıyorum. kimsenin yüzüne bakamıyorum. biriyle yüz yüze gelsem içimi okuyacaklar diye ödüm kopuyor. başka yolu yok. hayır, başka yolu yok. beni anlamayacaklar. sadece suçlayacaklar. utanacaklar. hem de benim adıma utanacaklar. annem, babam da utanacak. insan içine de çıkamayacaklar. hele annem, üzüntüden ölebilir. bunu ona yapamam. peki bebek? ben utanmayayım diye, hayal ettiğim hayatı yaşayayım diye... bebek! sus, sus! bebek değil, o. henüz değil. sus!"
kendisiyle olan kavgası bitmiyordu. zihninde kelimeler uçuşuyor. hissettiği acı artıyordu. bir karara varması lazımdı artık. ellerini sıkıca bastırdığı karnına baktı. yavaşça kalktı oturduğu banktan. yürüdü. tabelaya baktı. muayenehane 3. kattaydı. isteksiz ama kararlı bir adım attı ilk basamağa doğru.
devamını gör...

küçük çocuk, yavru anlamına gelen sözcük.
devamını gör...

yine çarşamba, yine sözlük radyosu, yine yayınlar... diyeceğim ama maalesef bu hafta brothers düğüm salonu radyo yayını yoktu**.
amaaa öğrendik ki, imperactusve denacesbu hafta neşet ertaş yayını yapacaklarmış*. dinlemedeyiz efenim.
anılara gelirsek de...
sanırım 7-8 yaşlarımdaydım. yaşadığım yerde bi festival yapılıyordu ve şansa bak ki neşet ertaş o festivalde konser verecekti... ailecek gittik dinlemeye. sanırım o yaşıma gördüğüm en kalabalık ortam o gündü. iğne atsam yere düşmez, garanti havaya kaçardı "bu ne kılıbılık*". dediler ki, üstad geç çıkacak. biz de sahneyi çok uzaktan gören bi tepe bulduk ve oraya oturduk. bütün konser boyunca, o kadaaaar insanın olduğu yerde çıt çıkmadan insanlar neşet ertaş'ı dinliyorlardı desem yalan olmaz. çok dikkatimi çekmişti bu konu.
ayrıca şöyle de bi durum var. neşet ertaş sahneye çok geç çıkmıştı ve benim yaşım dolayı olsa gerek pek bi uykum gelmişti. ama inatla uyumamıştım. küçüktüm ama biliyordum, neşet ertaş çok önemli ve değerli biriydi. benim elime de bu şans bi daha gelmezdi, ileride çok pişman olurdum. neşet ertaş sahneden inene kadar gözlerimi ovuştura ovuştura dinledim hep. ayrıca o günden aklımda kalan çok net bir şey var; sayın ertaş'ın cahildim dünyanın rengine kandım derken ki hali... o yüzden müsaadenizle bu şarkıyı kendime istiyorum.
dinleyicilere iyi dinlemeler; yayıncılara iyi sohbetler.

sayın yazar denaces'e not:
tesadüfe bakın! 3 yıldır neredeyse her ay şehir değiştiriyorum ve geçtiğim şehirler arasında hep kırşehir de oluyor. tam da sizin dediğiniz gibi, kırşehir'den geçerken özellikle neşet ertaş dinlerim. hatta otogarda yolcu inip-binerken de özellikle inip bi kendime bi sayın ertaş adına nefes almayı kendimce ritüel haline getirmişimdir.
devamını gör...

ülkemizde çoğu insanda bulunan ruh durumu.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim