edinilmiş en kıymetli hayat tecrübesi
az insan çok huzur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarını engelleyen en ünlü kişi
(bkz: benjamin netanyahu)
2014 yılında israil'in gazze'ye düzenlediği koruyucu hat operasyonu sırasında israil başbakanına tamamen geyiğine ''benjamin yeter yahu'' diye mention atmıştım, o da anında engellemişti.
2014 yılında israil'in gazze'ye düzenlediği koruyucu hat operasyonu sırasında israil başbakanına tamamen geyiğine ''benjamin yeter yahu'' diye mention atmıştım, o da anında engellemişti.
devamını gör...
domuz eti yemiş sözlük yazarları
hakkında yanlış algı yapılan hayvanın etini yiyen sözlük yazarlarının oluşturduğu veritabanıdır.
domuz eti kendi pisliğini yemez, kendi pisliğinde yaşadığı için öyle var sayılır.
tavuklar da 2 m2 kümeste kendi pislikleri arasında yaşıyor.
domuz eti kendi pisliğini yemez, kendi pisliğinde yaşadığı için öyle var sayılır.
tavuklar da 2 m2 kümeste kendi pislikleri arasında yaşıyor.
devamını gör...
karşımdakine saygım yok davranışları
geçen gün apartmanımızda bir cenaze oldu. üzerinden bir kaç gün geçtiği halde sabah hastaneden dönüşte apartman otoparkında girerken babamın uyarısıyla araçtaki müziği kıstım. üstelik dışarıdan duyulacak bir seviyede de değil ve camlar neredeyse kapalı.
bu akşam ölenin yeğeni saat 22'yi geçmişken arabaya inmiş sonuna kadar sesi açmış aracın kapısı camı açık bas bas bağırtıyor. aklı sıra efkar yapıyor aklını ......im.
biri geldi yakındaki bir apartmandan, en son sesini duyuramayınca sesini yükseltti "kardeş, bebeğimi uyandırdın kıs şunu" dedi.
bu yeğen olacak hayvanoğlu hayvan neredeyse adama saldıracak. bir taraflarını sıkıyorlar gibi böğürüyor.
biri bana böyle bağırıp efelenecek eğer haklı isem tartışmanın konusunda, allah orada ya bana ya ona verir.
adam korkudan sindi. baktım şöyle bir o ecdadını tümden silktiğim güzel insan!'ın hâl ve hareketlerine de şimdi küfür yasak olduğu için şöyle diyeyim ; e be ..............'nı ........ 'min ...'u e be ........ 'nun evladı, e be doğduğun günün ..... 'na ..........'ğum dedim .
başkası girse müzikle "cenazemiz var" diyerek efeleneceksin ama senin kendi cenazene saygın yok, e be ........'nın ......'na ..........'un evladı.
kudurdum o naif adamın böyle zorbalıkla haksız duruma düşüp özür dilemesine ben de müdahil oldum olaya.
işte bu, ne kendine ne karşıdakine ne de herhangi bir şeye saygısı olmayan bir yaratığın davranışıdır.
bu tipler mesela insan gibi konuşmaktan, empatiden, medeniyetten anlamazlar. öncelikle; medeni konuştuğunda seni ezebileceklerini sanırlar. bu hataya düşmeleri kısmına özellikle bayılıyorum.
o yüzden bunları yatı....'p bir güzel s.....in. böyleleri bir yudum suya muhtaç kalsa o bir damla suyu verirsem de beni s...ler.
bak yazarken bile yine gerildim.
hırsım geçmiyor editi: küfür...........ağır küfür.........çok çok ağır küfür...............kabile boyu küfür.
kusura bakmayın, ben aşırı sinirlendim bu hadiseye. böyle p..çler hayatım boyu nefretle bakıp düşmanlık güttüğüm insan tiplerinden biridir.
edit 2: ve maalesef bu şerefsizi çok uzun zamandır tanırım. onunla ilk kavgam bu itoğlusunun bizim apartman görevlisinin oğlu ile ısrarla dalga geçip küçümseyip bunu fiziki saldırıya çevirdiģi an olmuştu. yeter ulan deyip patlamıştım, ben de buna daldım girdik birbirimize.
bu akşam ölenin yeğeni saat 22'yi geçmişken arabaya inmiş sonuna kadar sesi açmış aracın kapısı camı açık bas bas bağırtıyor. aklı sıra efkar yapıyor aklını ......im.
biri geldi yakındaki bir apartmandan, en son sesini duyuramayınca sesini yükseltti "kardeş, bebeğimi uyandırdın kıs şunu" dedi.
bu yeğen olacak hayvanoğlu hayvan neredeyse adama saldıracak. bir taraflarını sıkıyorlar gibi böğürüyor.
biri bana böyle bağırıp efelenecek eğer haklı isem tartışmanın konusunda, allah orada ya bana ya ona verir.
adam korkudan sindi. baktım şöyle bir o ecdadını tümden silktiğim güzel insan!'ın hâl ve hareketlerine de şimdi küfür yasak olduğu için şöyle diyeyim ; e be ..............'nı ........ 'min ...'u e be ........ 'nun evladı, e be doğduğun günün ..... 'na ..........'ğum dedim .
başkası girse müzikle "cenazemiz var" diyerek efeleneceksin ama senin kendi cenazene saygın yok, e be ........'nın ......'na ..........'un evladı.
kudurdum o naif adamın böyle zorbalıkla haksız duruma düşüp özür dilemesine ben de müdahil oldum olaya.
işte bu, ne kendine ne karşıdakine ne de herhangi bir şeye saygısı olmayan bir yaratığın davranışıdır.
bu tipler mesela insan gibi konuşmaktan, empatiden, medeniyetten anlamazlar. öncelikle; medeni konuştuğunda seni ezebileceklerini sanırlar. bu hataya düşmeleri kısmına özellikle bayılıyorum.
o yüzden bunları yatı....'p bir güzel s.....in. böyleleri bir yudum suya muhtaç kalsa o bir damla suyu verirsem de beni s...ler.
bak yazarken bile yine gerildim.
hırsım geçmiyor editi: küfür...........ağır küfür.........çok çok ağır küfür...............kabile boyu küfür.
kusura bakmayın, ben aşırı sinirlendim bu hadiseye. böyle p..çler hayatım boyu nefretle bakıp düşmanlık güttüğüm insan tiplerinden biridir.
edit 2: ve maalesef bu şerefsizi çok uzun zamandır tanırım. onunla ilk kavgam bu itoğlusunun bizim apartman görevlisinin oğlu ile ısrarla dalga geçip küçümseyip bunu fiziki saldırıya çevirdiģi an olmuştu. yeter ulan deyip patlamıştım, ben de buna daldım girdik birbirimize.
devamını gör...
kafa podcast
sesine, teknolojisine güvenen 2 veya 3 arkadaş bu işe el atsa ya?
haftalık en çok beğenilen girdi'leri değerlendirirler, magazinsel bir yayın olur.
başka bir ekip film incelemesi yapar. haftalık spor gündemide olabilir.
maksat kafa ekibinin spotify playlistlerinde de yer alması. nacizene bir öneri korsan abinizden.
şayet gönül vererek girişen arkadaşlara denk gelirsem, bende kılıcımı kuşanıp dahil olabilirim podcastlere.
edit: nasıl yaparız? katılabilir miyim? diyenler olmuş. ilgi için çok teşekkür ederim. sözlük podcast'i olacağı için duruma sözlük sahipleri el atmalı ve ekibe dair gerekli bilgileri vermelidir. aksi takdirde podcast yapıp kafa sözlük'te paylaşan bir ekip olunur.
ben fikri ortaya attım, düzenleme işi yöneticilerin. sözlüğün hazırda youtube hesabı olduğundan pek o toplara girmemek daha doğru. spotify bu iş için çok daha uygun
not: skype üzerinden görüşme kaydedilip bilgisayara indirilebiliyor.
-grafik tasarımcı arkadaşlar podcast cover'ını tasarlar
-basit bir ses programı ile 10 saniyelik giriş müziği kesilip eklenebilir.
-sözlükte düblaj sesi olan yazarlar varsa, podcast ismini kaydederek intro açıklama ekleyebilir.
-ses kayıt ve düzenlemeden anlayan yazarlar podcast'de ki ''ıaaagghh, şeyy aaaa''' gibi gereksiz cümleleri kesebilir.
-diğer bir arkadaşda bu işleri spotify'da yayınlama işini üstlenir.
bunca işi tek bir telegram grubu altında toplanabilir ve zengin içerikler çıkacağını düşünüyorum.
haftalık en çok beğenilen girdi'leri değerlendirirler, magazinsel bir yayın olur.
başka bir ekip film incelemesi yapar. haftalık spor gündemide olabilir.
maksat kafa ekibinin spotify playlistlerinde de yer alması. nacizene bir öneri korsan abinizden.
şayet gönül vererek girişen arkadaşlara denk gelirsem, bende kılıcımı kuşanıp dahil olabilirim podcastlere.
edit: nasıl yaparız? katılabilir miyim? diyenler olmuş. ilgi için çok teşekkür ederim. sözlük podcast'i olacağı için duruma sözlük sahipleri el atmalı ve ekibe dair gerekli bilgileri vermelidir. aksi takdirde podcast yapıp kafa sözlük'te paylaşan bir ekip olunur.
ben fikri ortaya attım, düzenleme işi yöneticilerin. sözlüğün hazırda youtube hesabı olduğundan pek o toplara girmemek daha doğru. spotify bu iş için çok daha uygun
not: skype üzerinden görüşme kaydedilip bilgisayara indirilebiliyor.
-grafik tasarımcı arkadaşlar podcast cover'ını tasarlar
-basit bir ses programı ile 10 saniyelik giriş müziği kesilip eklenebilir.
-sözlükte düblaj sesi olan yazarlar varsa, podcast ismini kaydederek intro açıklama ekleyebilir.
-ses kayıt ve düzenlemeden anlayan yazarlar podcast'de ki ''ıaaagghh, şeyy aaaa''' gibi gereksiz cümleleri kesebilir.
-diğer bir arkadaşda bu işleri spotify'da yayınlama işini üstlenir.
bunca işi tek bir telegram grubu altında toplanabilir ve zengin içerikler çıkacağını düşünüyorum.
devamını gör...
luseres
bazı tanımlarında kendimi bulduğum, bazılarında da bilgilendiğim yazar arkadaşımız.
hoş gelmiş sefalar getirmiş.
nice güzel tanımlara.
hoş gelmiş sefalar getirmiş.
nice güzel tanımlara.
devamını gör...
gereksiz abartılan şeyler
konuşanlar adlı youtube talk showudur.
devamını gör...
browni ıslak kek
şimdi bir önceki tanımında havuçlu tarçınlı kek tarifini verince browni ıslak kek tarifi vermekte boynumun borcu oldu. bir aydınlanma yaşadım hemen ablamı arayıp tarifini mesaj yoluyla aldım ve kafadaşlarıma iletmek üzere başlığı açmaya geldim. efendim tarifi aşağıya bırakıyorum. şahsen hiç denemedim ama ablamın ellerinden defalarca yedim. kusursuz bir lezzet. ben de ilk defa bu akşam deneyeceğim. maşallah diyin.
malzemeler:
3 adet yumurta
1 su bardağı süt
2/1 çay bardağı sıvı yağ
1,5 su bardağı un
3 yemek kaşığı kakao
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
sosu için:
2 su bardağı süt
3 yemek kalığı kakao
2/1 çay bardağı sıvı yağ
1 su bardağı toz şeker
isteyen üzerine çikolata sosuda dökebilir. ablam kakao ile yaptığı için ben bu tarifi verdim.
yapılışı: kek yapımı diğer keklerle aynı. önce şeker ve yumurtalar çırpılıyor sonra diğer malzemeler ekleniyor. yumurtanın dışarıda beklemiş olması ve şekerle köpürene kadar çırpılması kekin iyi kabarmasını sağlıyor. mümkünse un elenenilirse daha iyi olur ama ben o kadar sabırlı olmadığımdan ve bu kek- börek işlerini pek sevmediğimden o kadar detaya yoğunlaşamıyorum. sonra tüm malzemeler eklenip, yağlanmış tepsiye dökülerek 180 derecede yine 35 dk pişiriliyor. sosu bir tencerede sürekli karıştırarak ve kaynayana kadar pişiriyoruz ve 5 dk dinlenmiş kekin üzerine boşaltıyoruz. sosu çekmesi iki üç saat sürüyor ve sonra buz dolabında bir gece bekletiyoruz. ben sıcakken yemeyi seviyorum o ayrı. afiyet olsun.
malzemeler:
3 adet yumurta
1 su bardağı süt
2/1 çay bardağı sıvı yağ
1,5 su bardağı un
3 yemek kaşığı kakao
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
sosu için:
2 su bardağı süt
3 yemek kalığı kakao
2/1 çay bardağı sıvı yağ
1 su bardağı toz şeker
isteyen üzerine çikolata sosuda dökebilir. ablam kakao ile yaptığı için ben bu tarifi verdim.
yapılışı: kek yapımı diğer keklerle aynı. önce şeker ve yumurtalar çırpılıyor sonra diğer malzemeler ekleniyor. yumurtanın dışarıda beklemiş olması ve şekerle köpürene kadar çırpılması kekin iyi kabarmasını sağlıyor. mümkünse un elenenilirse daha iyi olur ama ben o kadar sabırlı olmadığımdan ve bu kek- börek işlerini pek sevmediğimden o kadar detaya yoğunlaşamıyorum. sonra tüm malzemeler eklenip, yağlanmış tepsiye dökülerek 180 derecede yine 35 dk pişiriliyor. sosu bir tencerede sürekli karıştırarak ve kaynayana kadar pişiriyoruz ve 5 dk dinlenmiş kekin üzerine boşaltıyoruz. sosu çekmesi iki üç saat sürüyor ve sonra buz dolabında bir gece bekletiyoruz. ben sıcakken yemeyi seviyorum o ayrı. afiyet olsun.
devamını gör...
sözlük yazarlarının öğrencilik dönemleri
ben sınıfın sessiziydim genelde. köşede oturur kitap okurdum.
ha bide sınıfın resimcisiydim.
gerçi hala böyleyim ama galiba artık sınıfın en çok uyuyan tipiyim.*
ha bide sınıfın resimcisiydim.
gerçi hala böyleyim ama galiba artık sınıfın en çok uyuyan tipiyim.*
devamını gör...
toplu taşıma araçlarında gıcık olunan tipler
telefonda bağıra bağıra konuşanlar. kulaklığı dışarıya ses verenler ve yer tartışması yapanlar.
devamını gör...
sketchtoy'da çizilen normal sözlük nickleri
devamını gör...
bir avuç dolar

bir sergio leone filmidir. başrolünü clint eastwood’un oynadığı film 1964 yapımı spagetti western filmidir.
dolar üçlemesi diye geçen üçlemenin ilk filmi olma özelliğini taşır. serinin diğer filmleri birkaç dolar için (1965) ve iyi kötü ve çirkin (1966) bu üç film dolar üçlemesi diye geçmektedir. filmin yapımcıları arrigo colombo ve giorgio papi’dir.
filmin senaryo koltuğunda sergio leone, a. bonzzoni, victor andrés catena, jaime comas gil oturmaktadır.
serinin ilk filmi dahil bütün filmleri ispanya’da çekilmiştir. filmin oyuncu kadrosunda jose calvo, joseph egger, marianne koch, gian maria volente, sieghart rupp, antonio prieto, wolfgang lukschy, margarita lozano, bruno carotenuto, daniel martin bulunmaktadır.
filmin müziklerini tabii ki ennio morricone yapmıştır. kendisi ve sergio leone ayrılmaz ikililer. müthiş filmler, müthiş müzikler yapan ikili bir araya geldiklerinde ortaya böyle filmler çıkarıyorlar.
ennio morricone hakkında ne desem bilemiyorum. kendisi muhteşem bir sanatçı o olmasa bu filmler asla bu seviyelere çıkamazdı. her filmde unutulmayacak müzikler yapıyor. her sahneye keyif katıyor. sergio leone’nin başarısındaki en büyük etkenlerden birisi. muhteşem bir sanatçı.
filmin içeriğine gelecek olursak. bir kasabaya gelen amerikalı ve yaşadıkları anlatılıyor. dönemin durumu ve kasabalardaki gruplaşmalar çok güzel gösteriliyor. aynı kasabada birbirine düşman iki aile ve kasabaya yeni gelen amerikalıyı izliyoruz.
film düşük bütçeli bir film her sahnede bunu anlıyoruz ama rahatsız etmiyor. böyle filmleri dönemine göre izlemek ve yorum yapmak bana daha mantıklı geliyor. usta yönetmen mekanları verimli şekilde kullanmış. oyuncular, kostümler, silahlar hepsi çok verimli şekilde kullanılmış. kendisi bu yüzden usta bir yönetmen.
clint eastwood ve karizması filmin en güzel yönlerinden birisi. çok karizmatik bir performans sergilemiş. ağzında purosu, renkli gözleri, yürüyüşü, kıyafetleri, diyalogları hepsi şahaneydi. filmden aldığım zevki gerçekten arttırdı.
filmin eksikliği kan olmamasıydı. bildiğimiz kan yok lan filmde. çatışma oluyor insanlar ölüyor ama kan akmıyor. keşke sete birkaç paket ketçap bıraksalarmış.
film bence zekanın önemini anlatıyor. kovboylar genelde kaba kuvvetle anılırlar. başrol oyuncumuz öyle birisi değil. çok zeki ve kurnaz. iki aileyi birbirine düşürüp kendi lehine şeyler yapıyor. bunları tabii ki para için yapıyor.
ayrıca filmde başrol oyuncusunun ismi yok. adam isimsiz kahraman gibi bir şey. gerçi pek kahraman sayılmaz ama olsun. adama sürekli film süresince gringo dediler amigo ve americano dediler.
filmin başrol oyuncusu clint eastwood bu film sayesinde sinemaya giriş yapmıştır. bu filmden sonra efsane bir oyuncu olup kariyerine devam etmiştir. hak etmiş bir puro insana bu kadar mı yakışır müthiş gerçekten. uzun zamandır böyle nefis bir oyunculuk performansı izlememiştim. her diyaloğu, her anı müthişti. role felaket girdiğini düşünüyorum. filmin açılış sekansı ve kapanış sekansını da çok başarılı buldum. ilk sahne muhteşem bir müzik. son sahne harikulade bir müzik. ve son.
filmde karşılıklı çatışmanın çıktığı ilk sahnede taramalı tüfekle adam her yeri tarıyor. bütün insanlar ölüyor ama atlar ölmüyor. yahu bir kaç at ölseymiş keşke daha gerçekçi olacakmış. zaten kan dediğimiz olay filmde asla yok. ayrıca iki aile güzel yaratılmasına rağmen keşke daha çok işlenseymiş. çok hoş olurmuş. merak ettim. neden birbirleriyle düşmanlar. neden araları bozuk gibi şeyler kafamı kurcaladı.
size keyif veren bir film olacağından eminim. bu tarzı seviyorsanız kesinlikle izlemelisiniz. sevmiyorsanız en azından şans vermelisiniz. bu eserin ortaya çıkmasında üç efsane adam var sonuçta. sergio leone, clint eastwood (ve purosu) son olarak ise efsane müzikleriyle ennio morricone.
sağ olun bu güzel film için.
devamını gör...
atatürk'ün kadınlar hakkında söylediği sözler
nasıl bir lider olduğunu gösteren sözlerdir.
nasıl bir insan olduğunu gösteren sözlerdir.
izindeyiz atam.
nasıl bir insan olduğunu gösteren sözlerdir.
izindeyiz atam.
devamını gör...
litosfer
taş küre anlamına gelmektedir. yerkürenin katılaşmış üst kısmı, yer kabuğudur.
(kaynak: coğrafya defterim.)
(kaynak: coğrafya defterim.)
devamını gör...
birini kaybetmekten korkmak
bazen
kaybetmekten korkarsın, korktukça
kaybedersin, biraz daha korkar, biraz daha kaybedersin.
kaybetmekten korkarsın, korktukça
kaybedersin, biraz daha korkar, biraz daha kaybedersin.
devamını gör...
günaydın sözlük
sisli yayla modundaki ankara'dan
günaydın sözlük.
tek avuntum havanın ılık olması.
siz başka başka avuntular bulun.
ben ılık hava ile iyiyim.
tam bu havalara göre bir türkü gelsin
ayşegül'den
ordu'nun dereleri
günaydın sözlük.
tek avuntum havanın ılık olması.
siz başka başka avuntular bulun.
ben ılık hava ile iyiyim.
tam bu havalara göre bir türkü gelsin
ayşegül'den
ordu'nun dereleri
devamını gör...
otobiyografi
maksim gorki üçlemesini kesinlikle okumanız gerektiğini tavsiye ettiğim edebi türdür.
devamını gör...
uzun saç
bakımı zulümdür. ama severiz.
saçlar bel hizasını geçeli çok oldu, biraz kısaltılması lazım. kuaförüm bulunduğum yerde değil, başkasına gidemiyorum. covid falan da derken, rapunzele doğru gidiyor iş.
saçlar bel hizasını geçeli çok oldu, biraz kısaltılması lazım. kuaförüm bulunduğum yerde değil, başkasına gidemiyorum. covid falan da derken, rapunzele doğru gidiyor iş.
devamını gör...
bibliyoterapi
"biblion"(kitap ) ve "therapeo"(iyileşme ) kelimelerinin birleşmesinden oluşan "kitap yoluyla iyileşme" anlamına gelir.
bu terim ilk kez 1916'da samuel grother tarafından kullanılmış.
yalnız kitapların iyileştirici etkisi geçmişten günümüze bir şekilde fark edilmiştir.
örnek olarak nicola tesla'yı verebiliriz.
tesla, çocukluk dönemlerinde birkaç ağır hastalık geçirir.
okumaya olan düşkünlüğünden dolayı hastalık süresince kendisine bir kütüphane tarafından sürekli kitaplar gönderilir.
bu kitaplar arasında, mark twain'in romanları da bulunmaktadır.
tesla'ya göre kendisini iyileştiren mark twain'in romanlarıdır:
"bir gün elime birkaç kitap tutuşturdular. daha önce hiç böyle kitaplar okumamıştım, bana içinde bulunduğum umutsuz durumu unutturacak kadar etkileyiciydiler. bunlar mark twain'in, okumamı izleyen mucizevî iyileşme dönemimi de borçlanmış olabileceğim ilk eserleriydi."
çok sonraları bu ikili iki iyi arkadaş olurlar neyse bu da başka bir başlığın konusu.
daha da eskiye gidersek, eski yunan'da kütüphaneler okuma, dinlenme ve düşünme yeri olarak tasarlanmıştır.
kitabın iyileştirici etkisini fark eden eski yunan'lılar kütüphanelerinin girişine " ruhun şifa yeri" yazmışlardır.
peki nedir bibliyoterapinin faydaları?
bir makaleye göre bibliyoterapinin faydaları ve amaçları şunlardır:
(1) bireyin kendini tanımasına ve keşfetmesine yardımcı olabilme,
(2) kendi sorunlarına benzer sorunları olan kişilerin de olduğunu fark edebilmelerine yardımcı olabilme.
(3) kendine ve başkalarına ilişkin farkındalık sağlayabilme.
(4) bireyin daha olumlu bir benlik duygusu geliştirmesine yardım edebilme.
( 5) sorunlarının çözümüne ilişkin içgörü kazanabilmelerini sağlayabilme.
(6) duygusal boşalım ve zihinsel stresten kurtulmasını sağlayabilme.
(7) bir sorunun farklı çözüm yolları olduğunu görebilmelerini
sağlayabilme.
(8) yeni değerler, tutumlar ve davranışlar geliştirmelerini sağlayabilme.
(9) başkaları ile empati kurmalarını ve olaylara diğerlerinin gözü ile bakmalarını sağlayabilme, (10) yaşanılan toplumun değerlerine farkındalık sağlayabilme.
( 11) farklı ve yeni durumlara uyum sağlamalarına yardımcı olabilme.
(12) bireylerin kendilerini dürüstçe değerlendirmelerini sağlayabilme.
(13) anne, baba ve çocuk arasındaki çatışmaların çözü-münü sağlayabilme.
(14) çocuk ve gençlerin gelişimsel ihtiyaçlarıyla baş edebilmelerini sağlayabilme.
(15) alternatif çözüm önerileri geliştirebilme.
(16) bireylerin tutum ve davranışlarını analiz edebilmeleri için onlara yardım edebilme.
(17) danışanın kendi sorunları ile başkalarının sorunları arasındaki benzerlikleri görebilmesine yardım edebilme ve danışanın
toplumla çatışma yaşamadan uyum sağlayabilmesine yardım edebilmektir.
bu terim ilk kez 1916'da samuel grother tarafından kullanılmış.
yalnız kitapların iyileştirici etkisi geçmişten günümüze bir şekilde fark edilmiştir.
örnek olarak nicola tesla'yı verebiliriz.
tesla, çocukluk dönemlerinde birkaç ağır hastalık geçirir.
okumaya olan düşkünlüğünden dolayı hastalık süresince kendisine bir kütüphane tarafından sürekli kitaplar gönderilir.
bu kitaplar arasında, mark twain'in romanları da bulunmaktadır.
tesla'ya göre kendisini iyileştiren mark twain'in romanlarıdır:
"bir gün elime birkaç kitap tutuşturdular. daha önce hiç böyle kitaplar okumamıştım, bana içinde bulunduğum umutsuz durumu unutturacak kadar etkileyiciydiler. bunlar mark twain'in, okumamı izleyen mucizevî iyileşme dönemimi de borçlanmış olabileceğim ilk eserleriydi."
çok sonraları bu ikili iki iyi arkadaş olurlar neyse bu da başka bir başlığın konusu.
daha da eskiye gidersek, eski yunan'da kütüphaneler okuma, dinlenme ve düşünme yeri olarak tasarlanmıştır.
kitabın iyileştirici etkisini fark eden eski yunan'lılar kütüphanelerinin girişine " ruhun şifa yeri" yazmışlardır.
peki nedir bibliyoterapinin faydaları?
bir makaleye göre bibliyoterapinin faydaları ve amaçları şunlardır:
(1) bireyin kendini tanımasına ve keşfetmesine yardımcı olabilme,
(2) kendi sorunlarına benzer sorunları olan kişilerin de olduğunu fark edebilmelerine yardımcı olabilme.
(3) kendine ve başkalarına ilişkin farkındalık sağlayabilme.
(4) bireyin daha olumlu bir benlik duygusu geliştirmesine yardım edebilme.
( 5) sorunlarının çözümüne ilişkin içgörü kazanabilmelerini sağlayabilme.
(6) duygusal boşalım ve zihinsel stresten kurtulmasını sağlayabilme.
(7) bir sorunun farklı çözüm yolları olduğunu görebilmelerini
sağlayabilme.
(8) yeni değerler, tutumlar ve davranışlar geliştirmelerini sağlayabilme.
(9) başkaları ile empati kurmalarını ve olaylara diğerlerinin gözü ile bakmalarını sağlayabilme, (10) yaşanılan toplumun değerlerine farkındalık sağlayabilme.
( 11) farklı ve yeni durumlara uyum sağlamalarına yardımcı olabilme.
(12) bireylerin kendilerini dürüstçe değerlendirmelerini sağlayabilme.
(13) anne, baba ve çocuk arasındaki çatışmaların çözü-münü sağlayabilme.
(14) çocuk ve gençlerin gelişimsel ihtiyaçlarıyla baş edebilmelerini sağlayabilme.
(15) alternatif çözüm önerileri geliştirebilme.
(16) bireylerin tutum ve davranışlarını analiz edebilmeleri için onlara yardım edebilme.
(17) danışanın kendi sorunları ile başkalarının sorunları arasındaki benzerlikleri görebilmesine yardım edebilme ve danışanın
toplumla çatışma yaşamadan uyum sağlayabilmesine yardım edebilmektir.
devamını gör...
