zengin bir eş bulma hayali
genelde kendini geliştirememiş, hayattaki en büyük hedefi evlilik olan kişilerdir. sonuçta en büyük hayali evlilik ise en iyi şartlarda olmalı değil mi ama? *
devamını gör...
bütün kadın yazarları takip etmek
şahsımdır.
neden erkekleri takip edeyim?
eğer biri bana bu sorunun mantıklı bi cevabını verirse hemen tüm kadın yazarları takipten çıkacağım.
pis erkekleri niye takip edeyim ben. zaten herkes av peşinde bana yürürler falan kalbim dayanmaz.
neden erkekleri takip edeyim?
eğer biri bana bu sorunun mantıklı bi cevabını verirse hemen tüm kadın yazarları takipten çıkacağım.
pis erkekleri niye takip edeyim ben. zaten herkes av peşinde bana yürürler falan kalbim dayanmaz.
devamını gör...
emily bronte
ingiliz roman yazarı ve şair. yazdığı tek roman olan uğultulu tepeler (wuthering heights) bugün ingiliz edebiyatının en önemli eserleri arasındadır. şiirdeki yeteneğinin ailesi tarafından keşfedilmesi sonucu kız kardeşleri charlotte ve anne ile beraber 1846'da ortak bir şiir kitabı yayınlamışlardır. 1847'de ise tek romanı olan uğultulu tepeler'i yayınlamıştır. emily bronte kız kardeşleri gibi sağlık konusunda şanssız bir isimdir, erkek kardeşinin cenazesinde başlayan soğuk algınlığı ilerleyerek 19 aralık 1948 yılında tüberküloz sebebiyle genç yaşta hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır. viktoria döneminde yaşadığı dikkate alınırsa, bu dönemin koşullarında uğultulu tepeler gibi kadının ön planda olduğu aşk, ihtiras, şiddet yönü bu kadar gerçekçi bir romana imza atması da şaşırtıcı ve bir o kadar takdir edilesi bir başarıdır.
devamını gör...
ii. sobekemzaf
bir antik mısır firavunu. diğer bir antik mısır firavunu olan ix. ramses döneminde mezarı hem soyuldu hem de yakıldı. ix. ramses bunu halka duyurdu ve en son soygunculardan itiraflar geldi. tabi o dönem m.ö. 1100'ler. ama sobekemzaf m.ö. 1500'lerde yaşadı. yani mezarı 400 yıl sonra soyuldu. o dönemin kaynaklarında soyulma olayından bahsedilir. amun re tapınağının taş ustalarından biri olan amenpnufer, taş ustası hapiwer ile batı thebes'teki soyluların mezarlarını soymaya alışık olduklarını, yani bunu sürekli yaptıklarını söyler. ve sobekemzaf'ın mezarını soyduklarından bahseder. tabi yanında 6 diğer suç ortağı da vardır. amenpnufer şöyle söyler,
...mezarları soymaya gittik...ve re sebnekemzaf'ın oğlu olan kral sekhemre shedtaui'nin piramidini bulduk. bu bizim soymaya alışık olduğumuz soyluların piramitleri ve mezarları gibi değildi.
bu arada sanırsam ekhemre shedtaui, ii. sebekemzaf.
amenpnufer duruşmasında şöyle söylüyor:
sonra taş(?)ları kırdık...ve bu tanrıyı (kralı) mezarında yatarken bulduk. kraliçesi nubkhaes de mezarının yanındaydı. lahitlerini ve içinde bulundukları tabutları açtık ve bu kralın asil mumyasını donatılmış bulduk. boynunda çok sayıda tılsım ve altın mücevher vardı ve kafası altının üzerindeydi. bu kralın asil mumyası tamamen altınla süslenmişti ve tabutları içte ve dışta altın ve gümüşle süslenmiş ve her türlü değerli taşla işlenmişti. altını bu tanrının asil mumyasından topladık...ve aynı şekilde onun (kraliçe) üzerinde bulduğumuz her şeyi topladık ve tabutlarını ateşe verdik. altın, gümüş ve bronzdan oluşan eşyalarını da alıp kendi aramızda böldük...sonra teb'e geçtik. ve birkaç gün sonra thebes bölge muhafızı(?) batıda hırsızlık yaptığımızı duydu ve beni yakalayıp teb başkanı(?)nın mekanına hapsettiler. ben bana düşen 20 deben altını payım olarak aldım ve onları thebes'in iniş yerine bağlı kasabanın yazarı khaemope'a verdim. ve beni serbest bıraktı ve arkadaşlarıma tekrar katıldım ve benim zararımı yine belirli bir miktarla ödediler. böylece ben, yanımdaki diğer hırsızlarla birlikte, thebes'in batısında kalan toprakların soylularının ve ölmüş halkının mezarlarını soyma uygulamasına bugüne kadar devam ettim.
hırsızlar mahkum edildiler, ölüm cezası almış olmaları muhtemel. amenpnufer kendisiyse, antik mısır'da "yalnızca en iğrenç suçlar için ayrılmış" bir ceza olan kazığa mahkum edildi. bu işkenceli bir ölüm cezasıdır.
kazık cezası böyledir:

...mezarları soymaya gittik...ve re sebnekemzaf'ın oğlu olan kral sekhemre shedtaui'nin piramidini bulduk. bu bizim soymaya alışık olduğumuz soyluların piramitleri ve mezarları gibi değildi.
bu arada sanırsam ekhemre shedtaui, ii. sebekemzaf.
amenpnufer duruşmasında şöyle söylüyor:
sonra taş(?)ları kırdık...ve bu tanrıyı (kralı) mezarında yatarken bulduk. kraliçesi nubkhaes de mezarının yanındaydı. lahitlerini ve içinde bulundukları tabutları açtık ve bu kralın asil mumyasını donatılmış bulduk. boynunda çok sayıda tılsım ve altın mücevher vardı ve kafası altının üzerindeydi. bu kralın asil mumyası tamamen altınla süslenmişti ve tabutları içte ve dışta altın ve gümüşle süslenmiş ve her türlü değerli taşla işlenmişti. altını bu tanrının asil mumyasından topladık...ve aynı şekilde onun (kraliçe) üzerinde bulduğumuz her şeyi topladık ve tabutlarını ateşe verdik. altın, gümüş ve bronzdan oluşan eşyalarını da alıp kendi aramızda böldük...sonra teb'e geçtik. ve birkaç gün sonra thebes bölge muhafızı(?) batıda hırsızlık yaptığımızı duydu ve beni yakalayıp teb başkanı(?)nın mekanına hapsettiler. ben bana düşen 20 deben altını payım olarak aldım ve onları thebes'in iniş yerine bağlı kasabanın yazarı khaemope'a verdim. ve beni serbest bıraktı ve arkadaşlarıma tekrar katıldım ve benim zararımı yine belirli bir miktarla ödediler. böylece ben, yanımdaki diğer hırsızlarla birlikte, thebes'in batısında kalan toprakların soylularının ve ölmüş halkının mezarlarını soyma uygulamasına bugüne kadar devam ettim.
hırsızlar mahkum edildiler, ölüm cezası almış olmaları muhtemel. amenpnufer kendisiyse, antik mısır'da "yalnızca en iğrenç suçlar için ayrılmış" bir ceza olan kazığa mahkum edildi. bu işkenceli bir ölüm cezasıdır.
kazık cezası böyledir:

devamını gör...
sevmiyorsan saygı duy
hiçbir şeyi ya da hiçbir kimseyi sevmek zorunda değiliz. ama çoğu durumda saygı duymalıyız. başka fikirlere, başka insanlara. bir insana sadece var olduğu için bile saygı duymamız gerekir diye düşünüyorum. ama istisnalar vardır. bazı düşüncelerin, bazı davranışların açıklaması ya da bahanesi yoktur. bunları yapan insanlara asla saygı duymam. tecavüzcüler, sapıklar gibi.
devamını gör...
bilgi içerikli tanım giremeyen yazar
halbuse bildirirken güldüren, eğlendirirken düşündüren tanımlar olsa ne kadar güzel olur ama olmayınca olmuyor. insanın canı çekmiyor.
devamını gör...
normal sözlük t-shirtleri
pazarlık yok mu?*
devamını gör...
sahaf
bulundugum yerde sadece bir tane sahaf olmasi sebebiyle sahaf dükkanının sahibi efe bey ile çok iyi dost olduk. çalan anadolu rock parçaları, müthiş kitap kokusu ve eski, güzel kitapların varlığı beni evimde gibi hissettiriyor. kitaplarınızı bu güzel sahaflardan almanızı tavsiye ederim dostlar.
devamını gör...
türkiye'de bilimin hak ettiği değeri görmemesi
türkiye de bilim derken başkanım?diye sorgulamama sebep olan başlık.
devamını gör...
ebced
arap harflerinin ilk düzenine ve harflerin taşıdığı sayı değerine verilen isim.
devamını gör...
ayağın taşa değmesin
artık ayağımıza mağma, gözümüze tsunami geldi.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
"çocuklar gibi
bende hiç tükenmez bir hayat vardı,
kırlara yayılan ilkbahar gibi.
kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
göğsümün içinde ateş var gibi.
bazı nur içinde, bazı sisteyim
bazı beni seven bir göğüsteyim,
kah el üstündeydim, kah hapisteydim
her yere sokulan bir rüzgar gibi.
aşkım iki günlük iptilalardı,
hayatım tükenmez maceralardı.
içimde binlerce istekler vardı,
bir şair, yahut bir hükümdar gibi.
hissedince sana vurulduğumu,
anladım ne kadar yorulduğumu
sakinleştiğimi, durulduğumu
denize dökülen bir pınar gibi.
şimdi şiir bence senin yüzündür,
şimdi benim tahtım senin dizindir
sevgilim, saadet ikimizindir.
göklerden gelen bir yadigar gibi.
sözün şiirlerin mükemmelidir,
senden başkasını seven delidir
yüzün çiçeklerin en güzelidir,
gözlerin bilinmez bir diyar gibi.
başını göğsüme sakla sevgilim,
güzel saçlarında dolaşsın elim
bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
sevişen yaramaz çocuklar gibi. "
sabahattin ali
bende hiç tükenmez bir hayat vardı,
kırlara yayılan ilkbahar gibi.
kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
göğsümün içinde ateş var gibi.
bazı nur içinde, bazı sisteyim
bazı beni seven bir göğüsteyim,
kah el üstündeydim, kah hapisteydim
her yere sokulan bir rüzgar gibi.
aşkım iki günlük iptilalardı,
hayatım tükenmez maceralardı.
içimde binlerce istekler vardı,
bir şair, yahut bir hükümdar gibi.
hissedince sana vurulduğumu,
anladım ne kadar yorulduğumu
sakinleştiğimi, durulduğumu
denize dökülen bir pınar gibi.
şimdi şiir bence senin yüzündür,
şimdi benim tahtım senin dizindir
sevgilim, saadet ikimizindir.
göklerden gelen bir yadigar gibi.
sözün şiirlerin mükemmelidir,
senden başkasını seven delidir
yüzün çiçeklerin en güzelidir,
gözlerin bilinmez bir diyar gibi.
başını göğsüme sakla sevgilim,
güzel saçlarında dolaşsın elim
bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
sevişen yaramaz çocuklar gibi. "
sabahattin ali
devamını gör...
35
cahit sıtkı tarancı’nın ‘dante gibi ortasındayız ömrün’ diyerek yolun yarısı olarak ifade ettiği yaşanmış yılların sayısı.
‘...
delikanlı çağımızdaki cevher,
...
gözünün yaşına bakmadan gider.’
‘...
delikanlı çağımızdaki cevher,
...
gözünün yaşına bakmadan gider.’
devamını gör...
öldüğü zaman herkesin üzüleceği ünlü
haluk bilginer.
devamını gör...
good will hunting
gus van sant tarafından yönetmenliği yapılmış, senaryosu ben affleck ve matt damon tarafından yazılmış, başrollerinde robin williams ile birlikte oynamış oldukları 1997 tarihli abd yapımı dram filmidir.
film hakkında ufak bir özet geçecek olursam eğer;
will hunting, çok zeki ve öğrenmeye merakı olan massachusetts üniversitesi'nde çalışan genç bir temizlikçidir. bir gün temizlediği bir sınıfta tahtada yazılı bir matematik sorusu görür, bu soru neredeyse çözülmesi imkansız bir sorudur. fakat will için soruyu çözmek hiç de zor olmamıştır. soruyu yazan profesör tarafından will keşfedilir.
en yakın arkadaşları ile zaman zaman mahalle kavgalarına dahil olan will, bir gün bir kavga yüzünden hapis cezasına çarptırılmıştır. bu cezadan da kurtulabilmek için profesöre ihtiyacı vardır. fakat profesör'ün bir şartı vardı. bu şart ise will'in öfkesini kontrol etmesini böylelikle de iyileşmesini sağlamaktır.
bu sayede will, terapist sean maguire ile hayatını yeniden şekillendirmeye başlamıştır ve en yakın arkadaşı chuckie sullivan ve kız arkadaşı bu süreçte ona destek olmuşlardır.
film hakkında ufak bir özet geçecek olursam eğer;
will hunting, çok zeki ve öğrenmeye merakı olan massachusetts üniversitesi'nde çalışan genç bir temizlikçidir. bir gün temizlediği bir sınıfta tahtada yazılı bir matematik sorusu görür, bu soru neredeyse çözülmesi imkansız bir sorudur. fakat will için soruyu çözmek hiç de zor olmamıştır. soruyu yazan profesör tarafından will keşfedilir.
en yakın arkadaşları ile zaman zaman mahalle kavgalarına dahil olan will, bir gün bir kavga yüzünden hapis cezasına çarptırılmıştır. bu cezadan da kurtulabilmek için profesöre ihtiyacı vardır. fakat profesör'ün bir şartı vardı. bu şart ise will'in öfkesini kontrol etmesini böylelikle de iyileşmesini sağlamaktır.
bu sayede will, terapist sean maguire ile hayatını yeniden şekillendirmeye başlamıştır ve en yakın arkadaşı chuckie sullivan ve kız arkadaşı bu süreçte ona destek olmuşlardır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çizimleri
bunu bu başlığa yapmak istemezdim diyeceğim ama hayır istiyorum.
o kadar elit ki tüm çizimler... *
bu da benim çizimim. *
iki yıldır baktığım topal kargayı veterinere götürmeden önce veterinerin fikrini almak istedim. veteriner arkadaşım;
- elma kurdu, karganın fotoğrafını çekip atar misin?
+ çekemedim ben ya.
- çizsen, tam olarak neresi onu görsem?
+ tamam öyle olsun. deyip bunu attım.

bu başladı gülmeye baktım ki dalga geçiyor. bunu attım.

o kaşındı...
o kadar elit ki tüm çizimler... *
bu da benim çizimim. *
iki yıldır baktığım topal kargayı veterinere götürmeden önce veterinerin fikrini almak istedim. veteriner arkadaşım;
- elma kurdu, karganın fotoğrafını çekip atar misin?
+ çekemedim ben ya.
- çizsen, tam olarak neresi onu görsem?
+ tamam öyle olsun. deyip bunu attım.

bu başladı gülmeye baktım ki dalga geçiyor. bunu attım.

o kaşındı...
devamını gör...


