arz talep meselesi. kalitesiz işler reyting yaptığı sürece, piyasada sürekli o filmlerin türevleri dolaşacak.
devamını gör...

türkçü bilinip; her yerde biz orta asyada şöyleydik böyle saygı vardı böyle medeniyet vardı, araplar gelince bozulduk diyen bir zihin teşkil etmesine rağmen, parti ismini oluşturan üç kelimeden ikisi arapça bir diğeri ise fransızca kökenli olan ve balık baştan kokar sözünü daha kendi ismiyle ispatlayan ve ofsayta düşen, fundamentalist ve bazı yönleriyle ırkçı oluşum.

millet = kökeni arapça
hareket= kökeni arapça
parti = kökeni fransızca

hadi sizleri binlerce uydurma kelimelerle yeni dil ürettiğiniz gibi kendi partinizin adınıda birlengeçli zıplangaçlı bişeyler olarak değiştirmeye davet ediyorum.

*
devamını gör...

sen rahatsız olmaya devam et.
devamını gör...

bir bardak su getirsene, ben sana geçen getirmiştim.
devamını gör...

attığım seste ciyaklamışım resmen yaaa. buna karşılık bol bol yaşar çalar umarım.. ilk yayınında başarılar bengaripsengüzeldünyaumutlu. sabırsızlıkla bekliyorumm.
devamını gör...

“yıldızların hırsızları mı var?
tutamam,tutamam,hep yeni bir gün doğar.”

seni dert etmeler-madrigal
devamını gör...

hayat müşterektir, elbette yapar dedirten başlıktır.
devamını gör...

ülkeyi hükumeti falan boş verin. binlerce yıllık medeniyet birikiminiz hala çözemedi yoksulluğu. ulan ekonomik sıkıntıların intihara yol açması ne demek ? sizin ben medeniyetinize tüküreyim.
ha bizden bakarsak hani komşusu açken tok yatan bizden değildi ? bizim de muslumanligimiza tüküreyim.
devamını gör...

üretmediğimiz için de yakın zamanda, tüketmek için birbirimizi kemireceğimizi ve başka ülkelere ağzımızı açmış bekleyeceğimizi gösteren durum.
devamını gör...

istanbul’un fatih’inde konuslanmis, ışıl kasapoğlu’nun onderliginde kurulan; serkan keskin, sezin bozacı, mustafa kırantepe, sarp aydınoğlu gibi oyunculari bunyesinde barindiran minnos tiyatro ekibi.

sahnelenen tum oyunlarini izleme sansina eristigim icin kendimi sansli sayanlardanim.

pandemi oncesine kadar mis gibi seyler yapiyorlardi, online sisteme gectilerse de sahane tabii.
devamını gör...

ona değer veren davranislarda bulunmak .
jestler yapmak .
güzelim diye seslenmek .
devamını gör...

insanlara nasihatler veriyorum.
devamını gör...

güzel entry yazdığım zaman kendimi omzumdan öpüyorum. fiziksel like.
devamını gör...

yürüyüş yaparım ben. ya da minnak ev arkadaşlarımla uğraşırım. o yana bu yana koştururuz.

şimdi fark ettim uzun zamandır üzülmüyorum ben yahu. yani şöyle hani yüreğini sıkım sıkım eden bir üzüntü olur ya heh işte tam olarak ondan bahsediyorum.

zamanında çok üzüldük. o kadar üzüldük ki vay ki vay. öyle pamuklara sarılmış bir hayatımız olmadı. çok dert çektik ohooo... şimdi bir şey olduğunda canımı sıkan beni üzen falan önce az biraz 'vay bee' diyorum. sonra 'aman banucan sen neler gördün bunlar seni yıkar mı?' diyor ve 'amannn püfff üç günlük dünya aç bir roman havası kendine gel' diyorum.

hee bak ara ara da oynarım. açarım güzel bir oyun havası göbecikler göbecikler. çok büyük bir sıkıntı yoksa ölüm kalım gibi 'bir daha mı geleceğiz dünyaya?' mode açılış.
huzurlu, mutlu ömürler canlar. kasmayın hahahahah. öpüldünüz mucukss.
devamını gör...

arkadaşlarımın yanında çenem'in düştüğü doğrudur.
devamını gör...

sözlükte sörf yapıyorum başlıktan başlığa atlıyorum begendiğim ve faydalı bulduklarımı artılıyorum.
devamını gör...

(bkz: feodalite) sisteminde toprak sahiplerine verilen sıfattır.
devamını gör...

ilk cumhurbaşkanı ve ülkenin kurucusu mustafa kemal atatürk'ün yetkilerini 80 yıldır sorgulayanların samimiyet içermeyen sözüdür.
devamını gör...

aylar oldu herhalde. açıkçası ben konuşmayı tercih ederim ama mesajlaşmanın da tadı başka tabi.
devamını gör...

gerçekten de ya çok sevilen ya da sonuna kadar abartıldığı düşünülen garip bir johann wolfgang von goethe eseri.


werther isimli duygularını insana adeta nakışla işleyen bir gencimiz var. bu genç bir kasabaya gidiyor. ilk günleri gayet sağlıklı, pozitif, hayat dolu geçiyor. bir gün allah'ın belası iki kişi onu parti gibi şen ortamlardan birine götürüyorlar, yanılmıyorsam partiydi hatta. gitmeden evvel o evdeki kızdan bahsediyorlar ve "sakın âşık olma çünkü o nişanlı." diye uyarıyorlar. genç adam önce anlam veremiyor ancak kızı görür görmez vurulmasıyla ne dediklerini gayet net anlıyor. bahsedilen genç kız yüzünden birinin delirdiğini ve de katil olduğunu unutmayalım. olaylar, şunlar, bunlar derken kız evleniyor ve werther'in o muazzam günleri sona eriyor. neşe ve heyecanla anlattığı günler sona eriyor.


okurken biraz korkarak okuduğumu söylemek isterim. kime bahsettiysem "dikkat et de çelmesin aklını" gibisinden şeyler dedi lakin bitirdikten sonra duvara boş boş bakmak dışında bir şey yapmadım. belki de aşkı bu denli yoğun yaşamadığından yahut sevdiğim kişi benden evli olacak kadar uzak olmadığından etkisi az olmuştur, bilemiyorum.

her şeye rağmen okunmaya değer, her cümlesi altın değerinde, betimlemeleri mükemmel bir kitaptı. goethe gibi yazarların neden kültleştiğini açıkça gösterdi bana. şöyle ki; insana içinde yaşadığı durumu en yalın, en içten sözlerle anlatmaktı onları değerli yapan.

altı çizilen birkaç cümle;
- "insanlar bu dünyada birbirlerini ne kadar nadir anlıyorlar!"

- "doğamız gereği, kendimizi diğerleriyle kıyaslamaya meyilliyizdir. mutluluğumuz ve acılarımız da genellikle çevremizdeki nesneler ve insanlardan kaynaklıdır. bu yüzden, hiçbir şey yalnızlıktan daha tehlikeli değildir. "

- "hayatın çiçekleri hep hayali. kaç tanesi solup gidiyor da arkasında hiçbir iz bırakmıyor."

- "dünyada sevgi kadar vazgeçilmez bir şey daha yok!"
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim