mutlu olmayı beceremeyen insanların ortak özellikleri
sürekli bir şeyleri şikayet etmeleri.
devamını gör...
herkesi dolandırıcı sanmak
kişi kendinden bilir işi efendim. ben de öyle sanıyorum çünkü.
devamını gör...
çekirge
uganda'da akşam olunca bazı insanlar, dört tarafı ağlar dolu bir yerden, gökyüzüne doğru projektörler tutuyor ve çekirge'lerin ışığa gelmesini sağlıyorlar.
ışığı görüp gelen çekirgeler iyice çoğalınca, ağları kapatıyorlar ve hemen kenardaki sac tava'larda patates kızartması gibi yağda kızartıyor ve yiyorlar, satıyorlar.
işin garibi, bu ülkede gıda dağıtımı yapan birleşmiş milletler çalışanları, çekirgelerin yenilmesini teşvik ediyor, çok zengin protein olduğunu söylüyorlar.
ışığı görüp gelen çekirgeler iyice çoğalınca, ağları kapatıyorlar ve hemen kenardaki sac tava'larda patates kızartması gibi yağda kızartıyor ve yiyorlar, satıyorlar.
işin garibi, bu ülkede gıda dağıtımı yapan birleşmiş milletler çalışanları, çekirgelerin yenilmesini teşvik ediyor, çok zengin protein olduğunu söylüyorlar.
devamını gör...
sözlükte hep aynı yazarları görmek
korkmayın sevgili dostlar, popüler başlıklara yazmayan ya da anketlere de yazmayan bir çok insan var. siz de diğer başlıkları bir aralasanız çok fazla insanla karşılaşma ihtimaliniz var. yalnız değilsiniz. ironi içermez. *
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği
maydanoz, biber gibi sebzeleri kendim yetiştirip yiyorum.
devamını gör...
çekyatta yatmak
ilkokuldayken kardeşimle beraber cuma günlerini iple çekerdik çünkü annemizin sabaha kadar uyanık kalmamıza izin verdiği tek gün cumaydı. özellikle kışın ayrı bir tadı vardı. akşam oldu mu pijamalarımızı giyer, çekyatta ayaklı başlı yatar, sabaha kadar da televizyon izleyip kikir kikir gülerdik. başlığı görünce birden aklıma geldi duygulandım.
devamını gör...
bir ekonomist sözü bırak
her arz kendi talebini yaratır.
devamını gör...
passamaquoddy
a.b.d'nin kuzey doğusunda yaşayan, algonkin dili konuşan bir kızılderili kabilesidir.
beyazlar geldiğinde maine eyaleti ve civarında yaşıyorlardı. wabanaki topluluğunun bir üyesi olarak, ingiliz'ler ve onların ittifakları iroquoi'lerle savaştılar. yoğun beyaz nüfus karşısında direnemeyip, önce ingilizlerle, sonra amerikalılarla anlaşıp, belli bir bölgede yaşamayı kabul ettiler.
bugün, a.b.d'nin maine ve kanada'nın new brunswick eyaletlerinde yaşıyorlar.
beyazlar geldiğinde maine eyaleti ve civarında yaşıyorlardı. wabanaki topluluğunun bir üyesi olarak, ingiliz'ler ve onların ittifakları iroquoi'lerle savaştılar. yoğun beyaz nüfus karşısında direnemeyip, önce ingilizlerle, sonra amerikalılarla anlaşıp, belli bir bölgede yaşamayı kabul ettiler.
bugün, a.b.d'nin maine ve kanada'nın new brunswick eyaletlerinde yaşıyorlar.
devamını gör...
bir yazarın en güzel yeri
henüz açılmamış başlıklarıdır.
devamını gör...
hz. ali
muhammed peygamber'den sonra en fazla ilme sahip olduğu anlatılan halife.
“zülfikar'dan keskin kılıç, ali'den büyük yiğit yoktur.” yazar kılıcının üzerinde.
“zülfikar'dan keskin kılıç, ali'den büyük yiğit yoktur.” yazar kılıcının üzerinde.
devamını gör...
gökten koç inmeseydi yaşanacaklar
bayram mesajı geldi dün. diyor ki ibrahim'deki teslimiyet bizde ne arar? biz ancak koç kesebiliyoruz. yani diyor ki rüyamda allah çocugunu kes dese ve yeterince imanlı olsam çocuğumu keseceğim. bu derece akıl ve vicdandan yoksun bir teslimiyeti arzuluyor. ulan bu din denen meret hakkaten 3 çocuğun varsa birini kes deseydi keserlerdi lan bunlar. bir de canı acımıyor allaha yükseliyor diye bahane bulurlardı. bu dinciler beni bazen gerçekten korkutuyor arkadaş. vicdan, mantık yok bazılarında. allah demiş doğrudur diye sorgulamadan dümdüz gidiyorlar.
devamını gör...
sanat sanat için midir sanat toplum için midir sorunsalı
net şekilde sanat, sanat içindir derim.
bana göre direkt toplum için yapılmış sanat, sanat olmaktan öte topluma sanatı kullanarak bir şeyler aktarmayı amaçlamaktır. sanat ise öylesine yapılan işlerde bile görülebilir. sanatçı sadece kendini anlatma ihtiyacı hissetmiş, öylesine oturmuş işinin başına yalnızca uğraşıyla meşgul olarak ortaya bir sanat çıkarmış olabilir. sanat ruha hitap eder. sanat insanın kendi yaratıcılığını, varlığını, kim olduğunu, derinlerini ortaya attığında çıkan şeydir, direkt bunların kendisidir hatta. sanatçının kendini ifade ediş yoludur. yapma amacı kendisi olabilmektir. yazar, yazarak yaşarken ressam çizerek yaşar ; müzisyen çalarak, söylerek yaşayabildiği için yapar sanatını. sanat sanatçının yaratıcılığı, yaşanmışlığı kadardır mesela ama sen düşünür üstüne anlam ekler biraz daha yaratıcılık,birikim, farklı bakış açıları katarsın. sanatın toplum içindir denilen kısmı bu kadar olmalıdır. sanatçı yapar ve kişi anladığı kadar anlar bir şeyler çıkarırsa bundan "sanat toplum içindir" sözü yerini bulmuş olur zaten. ancak toplumun kuralla, olması gerekenle, söylenilenle düzelmediğini gören sanatçılar insanın özgür hissetmesinin büyüsüne kapılmasını sağlayarak düzeni biraz olsun toparlamak ve diri tutmak adına sanatın sarhoş edici özgürlüğünü kullanmış ve insanların düşüncelerine olması gerekeni aşılayarak olması gerektiği için değil de "sanki kişi kendisi öyle düşündüğü için" yapıyormuş gibi hissetmesini sağlamışlardır. dönem dönem oldukça da yararlarını ve zararını görürüz bu taktiğin, sanat çok yararlı ve çok zararlı olabilen bir silaha dönüşebilir. kullanmasını bilmek gerekir. bunun olmasını isteyen sanatçı ise eserini belirli bir amaca, düşünceye göre şekillendireceği ve toplumun direkt bu düşünceyi algılayabilmesi açısından eserinin dilini daha basite indirgeyeceğinden ötürü yalnızca sanat olsun diye yapılan sanatlar yanında yaratıcılığı bir tık geriye alınır diye düşünmekteyim. bu sebeplerden ötürü benim nezdimde sanat sanat için olmalıdır.
bana göre direkt toplum için yapılmış sanat, sanat olmaktan öte topluma sanatı kullanarak bir şeyler aktarmayı amaçlamaktır. sanat ise öylesine yapılan işlerde bile görülebilir. sanatçı sadece kendini anlatma ihtiyacı hissetmiş, öylesine oturmuş işinin başına yalnızca uğraşıyla meşgul olarak ortaya bir sanat çıkarmış olabilir. sanat ruha hitap eder. sanat insanın kendi yaratıcılığını, varlığını, kim olduğunu, derinlerini ortaya attığında çıkan şeydir, direkt bunların kendisidir hatta. sanatçının kendini ifade ediş yoludur. yapma amacı kendisi olabilmektir. yazar, yazarak yaşarken ressam çizerek yaşar ; müzisyen çalarak, söylerek yaşayabildiği için yapar sanatını. sanat sanatçının yaratıcılığı, yaşanmışlığı kadardır mesela ama sen düşünür üstüne anlam ekler biraz daha yaratıcılık,birikim, farklı bakış açıları katarsın. sanatın toplum içindir denilen kısmı bu kadar olmalıdır. sanatçı yapar ve kişi anladığı kadar anlar bir şeyler çıkarırsa bundan "sanat toplum içindir" sözü yerini bulmuş olur zaten. ancak toplumun kuralla, olması gerekenle, söylenilenle düzelmediğini gören sanatçılar insanın özgür hissetmesinin büyüsüne kapılmasını sağlayarak düzeni biraz olsun toparlamak ve diri tutmak adına sanatın sarhoş edici özgürlüğünü kullanmış ve insanların düşüncelerine olması gerekeni aşılayarak olması gerektiği için değil de "sanki kişi kendisi öyle düşündüğü için" yapıyormuş gibi hissetmesini sağlamışlardır. dönem dönem oldukça da yararlarını ve zararını görürüz bu taktiğin, sanat çok yararlı ve çok zararlı olabilen bir silaha dönüşebilir. kullanmasını bilmek gerekir. bunun olmasını isteyen sanatçı ise eserini belirli bir amaca, düşünceye göre şekillendireceği ve toplumun direkt bu düşünceyi algılayabilmesi açısından eserinin dilini daha basite indirgeyeceğinden ötürü yalnızca sanat olsun diye yapılan sanatlar yanında yaratıcılığı bir tık geriye alınır diye düşünmekteyim. bu sebeplerden ötürü benim nezdimde sanat sanat için olmalıdır.
devamını gör...
kitap alıntıları
bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezinecekmiş, bir kaşkolu çocuğunuz boynuna dolayacakmış gibi dokur, bir binayı içinde anneniz oturacakmış gibi yaparsanız, ne o kilim eskir, ne o kaşkol solar, ne o bina yıkılır..
posta kutusundaki mızıka
posta kutusundaki mızıka
devamını gör...
oyun bitince şah da piyon da aynı kutuya atılır
dünya fani ölüm ani gibi insanı derin düşüncelere gark ettiren bir söz. herkes kendince anlamlar çıkarabilir. ben büyüttüğümüz hiçbir meselenin bir noktadan sonra hiçbir anlam ifade etmemesi gibi bir mânâ çıkarıyorum.
devamını gör...
bir erkeğin bağımlılık yapabilecek özellikleri
ilgisi. kesinlikle bu.
flörtünüz varsa ilgiye boğun onu - tabi taciz gibi değil. -
çoğu kadını etkiler.
flörtünüz varsa ilgiye boğun onu - tabi taciz gibi değil. -
çoğu kadını etkiler.
devamını gör...
hayvan çiftliği
çocuklarda okuyabilir ama kesinlikle çocuk kitabı değildir.
"hayvanlar eşittir diğerleri daha eşittir. herkesin özgürlüğü bidir" bunlar (bkz: instagram) sözleri ve (bkz: youtube) populer video yorumlarıdır. bu kısmı geçelim.
kitap, dönemin toplumsal yapısını, insan ilişkilerini vs... anlatmamaktadır. doğru anlamak, doğru bakmak lazım. bu kitap (bkz: janjan) lı kapağı yüzünden değil yazarın hayal kırıklığına uğradığı ve tabiri caizse kırıldığı sosyalizme kızgınlığını anlattığı için baş yapıttır. büyük ses getirme sebebi aslen budur. (hele hayvanlarla faşizmi anlatmış diyenler var ki kafa sözlükten önce mutlaka türkçe sözlük okumalıdırlar.)
hayvan çiftliği (bkz: sosyalizm) ve dolayısıyla (bkz: komünizm)e yapılmış çok ağır bir eleştiridir. (bkz: sscb) (bkz: george orwell) ezilen hayvanların devrimle başa geçmesinin ardından gücü eline alan devrimcilerin nasılda kapitaliste evrildiğini gözler önüne sermektedir. birileri eşek gibi çalışmakta, birileri köpekleri eline alıp kapitalistleri mumla aratmaktadır. kitabın final sahnesinde yoldaş domuz, çizmelerini çekip insanlarla pişpirik oynamaya karar götürmektedir işi. halbuki yoldaş at dışarıda eşek gibi çalışıyor. ne ala memleket. "hani sosyalisttik. kardeş... hani eşittik. hani bizim devrimimiz eşitlik üzerineydi" diye sormadan okunan bir hayvan çiftliği okunmuş sayılmaz. hayvan çiftliği kitabına başyapıt deyipte ben sosyalistim diyenleride şaşkınlık içinde izlemekteyim.
bu tavır, "ankara havaları leş gibi, dinleyen maldır." deyip (bkz: oğuz yılmaz) -allah rahmet eylesin.- müptelası olmaktan farksızdır.
not: ankara havası candır. dinledim, dinliyorum, dinleyeceğim. teşbihte hata olmaz.
"hayvanlar eşittir diğerleri daha eşittir. herkesin özgürlüğü bidir" bunlar (bkz: instagram) sözleri ve (bkz: youtube) populer video yorumlarıdır. bu kısmı geçelim.
kitap, dönemin toplumsal yapısını, insan ilişkilerini vs... anlatmamaktadır. doğru anlamak, doğru bakmak lazım. bu kitap (bkz: janjan) lı kapağı yüzünden değil yazarın hayal kırıklığına uğradığı ve tabiri caizse kırıldığı sosyalizme kızgınlığını anlattığı için baş yapıttır. büyük ses getirme sebebi aslen budur. (hele hayvanlarla faşizmi anlatmış diyenler var ki kafa sözlükten önce mutlaka türkçe sözlük okumalıdırlar.)
hayvan çiftliği (bkz: sosyalizm) ve dolayısıyla (bkz: komünizm)e yapılmış çok ağır bir eleştiridir. (bkz: sscb) (bkz: george orwell) ezilen hayvanların devrimle başa geçmesinin ardından gücü eline alan devrimcilerin nasılda kapitaliste evrildiğini gözler önüne sermektedir. birileri eşek gibi çalışmakta, birileri köpekleri eline alıp kapitalistleri mumla aratmaktadır. kitabın final sahnesinde yoldaş domuz, çizmelerini çekip insanlarla pişpirik oynamaya karar götürmektedir işi. halbuki yoldaş at dışarıda eşek gibi çalışıyor. ne ala memleket. "hani sosyalisttik. kardeş... hani eşittik. hani bizim devrimimiz eşitlik üzerineydi" diye sormadan okunan bir hayvan çiftliği okunmuş sayılmaz. hayvan çiftliği kitabına başyapıt deyipte ben sosyalistim diyenleride şaşkınlık içinde izlemekteyim.
bu tavır, "ankara havaları leş gibi, dinleyen maldır." deyip (bkz: oğuz yılmaz) -allah rahmet eylesin.- müptelası olmaktan farksızdır.
not: ankara havası candır. dinledim, dinliyorum, dinleyeceğim. teşbihte hata olmaz.
devamını gör...
temiz kalpli insan
ne arkadaşım arttı, ne yakınım. ne sevenim oldu, ne merak edenim. ne arayanım oldu, ne soranım. ismim bile unutuldu gitti.
onun için hiç tavsiye etmem dostlar...
onun için hiç tavsiye etmem dostlar...
devamını gör...


