hayatında hiç kitap okumamış insanların en çok kullandıkları kelimeler
-yani
-hani
-öyle mi?
-nasıl yani?
-aynen
-hani
-öyle mi?
-nasıl yani?
-aynen
devamını gör...
yapınca herkes sana bakıyormuş gibi hissettiren eylem
(bkz: rütbe almak) *
devamını gör...
gönlünden geçenle kalemi bir olan yazar
tarifi yazan yazar ben oluyorum galiba.
gönlümden geçiyor ki yazıyorum bazen trollüğe vuruyorum ama onda bile gerçekten samimiyim.
ciddi biriyim evet ama hayatta asla kasıntı birisi olmadım. inanmadığımı savunmadım savunduğuma yanlışta olsa inandım.
haliyle tanımlarımda da bu anlattıklarımdan esintiler görmeniz mümkündür.
samimiyet güzel şeydir, düşmansan bile onu bile arkadan dolanmadan açık seçik yapacaksın.
insan bu kafayla hareket edince kendi gibi samimi bulduklarını kolayca ayırt edebiliyor. seviyorum sizi samimi yazarlar.
gönlümden geçiyor ki yazıyorum bazen trollüğe vuruyorum ama onda bile gerçekten samimiyim.
ciddi biriyim evet ama hayatta asla kasıntı birisi olmadım. inanmadığımı savunmadım savunduğuma yanlışta olsa inandım.
haliyle tanımlarımda da bu anlattıklarımdan esintiler görmeniz mümkündür.
samimiyet güzel şeydir, düşmansan bile onu bile arkadan dolanmadan açık seçik yapacaksın.
insan bu kafayla hareket edince kendi gibi samimi bulduklarını kolayca ayırt edebiliyor. seviyorum sizi samimi yazarlar.
devamını gör...
hayatın son altı ayında değişenler
saçımı kestim, 8 kilo verdim, yıprandım, gezdim, aşık oldum, terkedildim, terkettim, sigarayı bıraktım, tekrar başladım, koleksiyonuma bir ilaç daha ekledim, çok okudum, içime kapandım, sözlüğe geri döndüm, yeni insanlar tanıdım, yeni insanlar sildim, ağlamayı unuttum, hissizleştim, kendimi sevdim...
"yedi çöl çevirdim kum saatinde. yine de gitmedi kaburgamdan ellerinin izi. "
"yedi çöl çevirdim kum saatinde. yine de gitmedi kaburgamdan ellerinin izi. "
devamını gör...
beklemek
...hala bekliyor musun?
beklemek şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız
peki ya umut?... cem adrianın herkes gider mi şarkısından. bazen hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söyleriz.
beklemek şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız
peki ya umut?... cem adrianın herkes gider mi şarkısından. bazen hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söyleriz.
devamını gör...
hayvan sevmeyen insan
babamın bir sözü vardır"sevmek zorunda değilsin ama saygı zorunluluktur. " sevmeye bilir korka bilir. ama zarar veremez onunhayatına zarar veremez hiçbir insan.
devamını gör...
dua
huzur verir.
devamını gör...
eniştesi tarafından tecavüze uğrayan adam
önce başlık yanlış açıldı bir bakıp düzelteyim*dedim ama detayına bakınca yapacak yorum bulamadığım haber.
sahi bu adam neden hala dışarda ?
sahi bu adam neden hala dışarda ?
devamını gör...
itici gelen hitap şekilleri
"ya birader, kardeş, oğlum" gibi sinir bozucu sözler söyleyen tiplerin iticilikleridir.
devamını gör...
çernozyom toprakları
zonal topraklar başlığı altında, dünyanın en verimli toprağıdır ve coğrafi olarak dünyanın yarı nemli step bölgelerinde yağışın artış gösterdiği yüksek platolarda görülürler. üzerinde bulunan gür bitki örtüsünün düşük sıcaklığa bağlı olarak ayrışamaması sebebiyle humus bakımından zengin olan koyu renkli topraklardır veya kara topraklardır da diyebiliriz.
çernozyom topraklar çok yüksek oranda humus ve yüksek oranlarda fosforik asit,fosfor ve amonyak içerirler. bu sebeple oldukça verimlidirler ve üzerinde tarım yapılması oldukça uygundur.
orta kuşakta yarı nemli bölgelerde dağ çayırlarının altında görülürler. türkiye'de doğu anadolu'da özellikle de erzurum-kars platosunda sıkça çernozyom toprağa rastlanılmaktadır. dünyada ise bu topraklara;romanya, arjantin, kanada ve abd'de rastlanılmaktadır.
dünyada iki tane çernozyom kuşağı vardır.bunlardan ilki ukrayna'nın kuzeydoğusunda bulunan siyah toprak bölgesi, ikincisi ise sibirya'nın iç kısmına doğru rusya'nın güneyi ve kanada'nın batısında bulunan kanada çayırlıkları bölgesidir diyebiliriz.
bu toprak çeşidi küçük miktarlarda türkiye, polonya, hollanda, çin'in kuzeydoğusu gibi başka yerlerde de bulunabilmektedir.
ülkemizde erzurum-kars-ardahan platosunda kil ve bazalt üzerinde oluşmuştur. çernozyom toprak; kars, göle ve sarıkamış'ta yaygındır.
çernozyom topraklar çok yüksek oranda humus ve yüksek oranlarda fosforik asit,fosfor ve amonyak içerirler. bu sebeple oldukça verimlidirler ve üzerinde tarım yapılması oldukça uygundur.
orta kuşakta yarı nemli bölgelerde dağ çayırlarının altında görülürler. türkiye'de doğu anadolu'da özellikle de erzurum-kars platosunda sıkça çernozyom toprağa rastlanılmaktadır. dünyada ise bu topraklara;romanya, arjantin, kanada ve abd'de rastlanılmaktadır.
dünyada iki tane çernozyom kuşağı vardır.bunlardan ilki ukrayna'nın kuzeydoğusunda bulunan siyah toprak bölgesi, ikincisi ise sibirya'nın iç kısmına doğru rusya'nın güneyi ve kanada'nın batısında bulunan kanada çayırlıkları bölgesidir diyebiliriz.
bu toprak çeşidi küçük miktarlarda türkiye, polonya, hollanda, çin'in kuzeydoğusu gibi başka yerlerde de bulunabilmektedir.
ülkemizde erzurum-kars-ardahan platosunda kil ve bazalt üzerinde oluşmuştur. çernozyom toprak; kars, göle ve sarıkamış'ta yaygındır.
devamını gör...
ıraksak düşünme
ıraksak düşünme, ortak düşünceden hareketle farklı düşüncelere ulaşabilmeye dayalı bir düşünme becerisidir.
ıraksak düşünme, mevcut bilgiden çoklu veya alternatif cevaplar üretmeyi içermektedir. farklı yaklaşımlar denemeyi, uzak kavramlar arasındaki bağlantıları tanımayı, bilgileri alışılmadık formlara dönüştürmeyi gerektirmektedir. aynı soruya verilen cevaplar farklı düşünce yollarıyla gelebilir, kişiden kişiye büyük ölçüde değişebilir; ancak hepsi eşit değerdedir.
ıraksak düşünme, mevcut bilgiden çoklu veya alternatif cevaplar üretmeyi içermektedir. farklı yaklaşımlar denemeyi, uzak kavramlar arasındaki bağlantıları tanımayı, bilgileri alışılmadık formlara dönüştürmeyi gerektirmektedir. aynı soruya verilen cevaplar farklı düşünce yollarıyla gelebilir, kişiden kişiye büyük ölçüde değişebilir; ancak hepsi eşit değerdedir.
devamını gör...
koronavirüs aşısı ücretsiz mi yapılacak sorunsalı
2.aşamada sorulması gerektiğini düşündüğüm sorunsal.
bu aşamaya gelmeden önce bir, içerisinde iki sorun barındıran aşama mevcut bulunuyor.
şöyle ki; insanlık olarak etkin bir aşıyı bulduk mu? bu bulduğumuz etkin aşıyı herkese zorunlu olarak uygulayacak mıyız? bu hususta mevzuatımız ne kadar doygun? zira türkiye'de zorunlu aşı için 1593 sayılı kanunun 57 ve 72. maddelere bakılır. orada da sınırlı sayma ilkesiyle düzenlendiği için kanun düzenlemesi yapılmadan sars-cov-2 virüsünün sebep olduğu covıd-19 hastalığına zorunlu aşı tatbik edilemeyecektir.
bir diğer görüş ise aynı kanunun 64.maddesinin buna cevaz vereceğidir. fakat anayasa mahkemesi halime sare aysal kararında biyo tıp sözleşmesi ve 1593 sayılı kanunu ve diğer mevzuatları değinerek, zorunlu aşıyı anayasanın 17.maddesine aykırı bulmuştu.
bu neden önemli? toplumun tümü aşılanmadıkça, bağışık hale gelmedikçe hastalığın bitme olasılığı yok. zira sizin bu sene olacağınız aşı, olmayanların vücudunda mutasyona uğrayan sars-cov-2'ye gelecek sene yanıt vermeyebilir! maku
yani emin miyiz? ve de herkese uygulayabilecek miyiz?
sonrasında para konuşulmalı bence. zira mevzuat ve içtihatlar pek uygun gözükmüyor.
para konusunda şahsi kanaatim ise, güvenli ve bağışıklık sağlayan aşının tüm herkes için (kaç doz gerekiyorsa bağışık olmak için) ilk seferde ücretsiz olması. sonraki yıllarda risk gruplarına ücretsiz sağlıklı bireylere makul ücret (2 doz ise misal, doz başı 50 tlx2:100 tl gibi) makul fiyatlara yapılabilir olması.
hani bu son ihtimal, bana göre zaten ücretsiz olması gerekir. ama olmayacaksa şayet ilk seferde kesin ücretsiz olmalı, sonraki seneler için sağlıklı bireylere makul fiyatlar.
nacizane. sevgiler.
(bkz: anayasa mahkemesinin halime sare aysal kararı) (bkz: zorunlu aşı)
edit: ücretsiz olarak uygulanmasıyla çözüme kavuşmuş sözde sorunsal.
bu aşamaya gelmeden önce bir, içerisinde iki sorun barındıran aşama mevcut bulunuyor.
şöyle ki; insanlık olarak etkin bir aşıyı bulduk mu? bu bulduğumuz etkin aşıyı herkese zorunlu olarak uygulayacak mıyız? bu hususta mevzuatımız ne kadar doygun? zira türkiye'de zorunlu aşı için 1593 sayılı kanunun 57 ve 72. maddelere bakılır. orada da sınırlı sayma ilkesiyle düzenlendiği için kanun düzenlemesi yapılmadan sars-cov-2 virüsünün sebep olduğu covıd-19 hastalığına zorunlu aşı tatbik edilemeyecektir.
bir diğer görüş ise aynı kanunun 64.maddesinin buna cevaz vereceğidir. fakat anayasa mahkemesi halime sare aysal kararında biyo tıp sözleşmesi ve 1593 sayılı kanunu ve diğer mevzuatları değinerek, zorunlu aşıyı anayasanın 17.maddesine aykırı bulmuştu.
bu neden önemli? toplumun tümü aşılanmadıkça, bağışık hale gelmedikçe hastalığın bitme olasılığı yok. zira sizin bu sene olacağınız aşı, olmayanların vücudunda mutasyona uğrayan sars-cov-2'ye gelecek sene yanıt vermeyebilir! maku
yani emin miyiz? ve de herkese uygulayabilecek miyiz?
sonrasında para konuşulmalı bence. zira mevzuat ve içtihatlar pek uygun gözükmüyor.
para konusunda şahsi kanaatim ise, güvenli ve bağışıklık sağlayan aşının tüm herkes için (kaç doz gerekiyorsa bağışık olmak için) ilk seferde ücretsiz olması. sonraki yıllarda risk gruplarına ücretsiz sağlıklı bireylere makul ücret (2 doz ise misal, doz başı 50 tlx2:100 tl gibi) makul fiyatlara yapılabilir olması.
hani bu son ihtimal, bana göre zaten ücretsiz olması gerekir. ama olmayacaksa şayet ilk seferde kesin ücretsiz olmalı, sonraki seneler için sağlıklı bireylere makul fiyatlar.
nacizane. sevgiler.
(bkz: anayasa mahkemesinin halime sare aysal kararı) (bkz: zorunlu aşı)
edit: ücretsiz olarak uygulanmasıyla çözüme kavuşmuş sözde sorunsal.
devamını gör...
her şeye anlam yükleyen insan
takıntılı bi manyak veyahut ince ruhlu bir minnoştur.
devamını gör...
zeus altarı
hera, dosdoğru yürüdü gargaran doruğuna, ida’nın en yüksek tepesiydi bu. bulutları devşiren zeus, onu gördü. görür görmez aşk sardı düşünceli kafasını. ve hera, zeus’un dokuz eşinin birincisi oldu’ diye yazmış ünlü ozan homeros ilyada destanı’nda.
eski yunanlılar savaşlarda galip gelmek, kuraklıktan, hastalıktan kurtulmak, bereketli ürün almak, felaketlerden korunmak gibi sebeplerle tanrılara kurban vermeyi adet haline getirmişlerdi. gargaran tepesi de, eski yunan kültürüne göre tanrılarına kurbanlar sunmak üzere yapılmış bulunan sunağa sahipliği yapar.zeus'un hera'ya aşık olduğu yer olarak geçer mitorolojide.
eski yunanlılar savaşlarda galip gelmek, kuraklıktan, hastalıktan kurtulmak, bereketli ürün almak, felaketlerden korunmak gibi sebeplerle tanrılara kurban vermeyi adet haline getirmişlerdi. gargaran tepesi de, eski yunan kültürüne göre tanrılarına kurbanlar sunmak üzere yapılmış bulunan sunağa sahipliği yapar.zeus'un hera'ya aşık olduğu yer olarak geçer mitorolojide.
devamını gör...
hz süleyman
süleyman,israil krallığı'nın dördüncü krallığını yapmış yahudi kral, lider ve din büyüğü. kral davut ile batşeba'nın oğludur.
yahudilikte din büyüğü, vaiz ve özdeyişlerin yazıcısı olarak; hristiyanlıkta yasa koyucu ve kral olarak; islam'da ise peygamber olarak görülür. din dışı tarihte süleyman'ın mö 970–931 yıllarında kral olduğu kabul edilir.gelelim o çok meşhur
hz.süleyman yüzüğüne;
yüzüğün üzerinde birbirine geçmiş biri ters bir düz iki üçgenden oluşan altı köşeli bir yıldız bulanmaktadır.hz süleyman mührünün cennetten gelme olduğuna inanılır. cebrail tarafından allah'ın emri ile önce hz davud'a getirilmiştir. hz davud israiloğulları'ndan bir peygamber ve hükümdar idi. o, oğullarına on hikmetli soru sordu. cevapları yalnızca hz süleyman verebildi ve böylece hz süleyman yüzüğü babadan oğla intikal etmiş oldu.
yüzük yada mührün özelliği nedir derseniz;
cinlere, rüzgarlara ve hayvanlara dahi hükmedebilecek güçlere sahip olduğu söylenir.
yahudilikte din büyüğü, vaiz ve özdeyişlerin yazıcısı olarak; hristiyanlıkta yasa koyucu ve kral olarak; islam'da ise peygamber olarak görülür. din dışı tarihte süleyman'ın mö 970–931 yıllarında kral olduğu kabul edilir.gelelim o çok meşhur
hz.süleyman yüzüğüne;
yüzüğün üzerinde birbirine geçmiş biri ters bir düz iki üçgenden oluşan altı köşeli bir yıldız bulanmaktadır.hz süleyman mührünün cennetten gelme olduğuna inanılır. cebrail tarafından allah'ın emri ile önce hz davud'a getirilmiştir. hz davud israiloğulları'ndan bir peygamber ve hükümdar idi. o, oğullarına on hikmetli soru sordu. cevapları yalnızca hz süleyman verebildi ve böylece hz süleyman yüzüğü babadan oğla intikal etmiş oldu.
yüzük yada mührün özelliği nedir derseniz;
cinlere, rüzgarlara ve hayvanlara dahi hükmedebilecek güçlere sahip olduğu söylenir.
devamını gör...
dock üfürümü
sol anterior desendan koroner arterin darlığına bağlı duyulan diyastolik üfürümdür.
devamını gör...
kedi
fiziğini kaplandan, karakterini aslandan, omuz gücünü leopardan, ses özelliklerini çitadan alan, kedigillerin little versiyonu, sevimli mi sevimli müthiş bir canlı.
devamını gör...
ilyas reis
16. yüzyılda yaşamış kahraman bir türk denizcisi. ilyas reis, rodosluların donanmalarına, savaş gemilerine karşı eski ve küçük bir gemiyle şiddetli bir çarpışmaya hazırlanıyordu. türk askerler, eski ve küçük bir gemide dikkatlice düşman gemilerinin gelişini bekliyorlardı. aniden etraflarını savaş gemileri sardı. ilyas reis korkusuzca ilk emri verdi. emre göre, evvelâ amiral gemisinin yönünü değiştirmeleri gerekti. bu sırada rodoslular, türklerin gemisine uyarı amaçlı bir top atışı yaptılar. türkler teslim olmayınca tüm gemiler, türk gemisini top atışına tutmaya başladı. ilyas reis ikinci emri vermemişti, türkler hiçbir şey yapmıyor, sadece bu atışlardan kurtulmaya çalışıyorlardı. ilyas reisten ikinci emir geldi, amiral gemisine ateş emri verdi. türkler de, muhteşem bir şekilde amiral gemisini top atışına tutmaya başladılar. amiral gemisi zarar görmeye başlarken, diğer gemilerin türk gemisini top ateşine tutmalarından mütevellit, türk gemisi de artık zararlar görmeye başlamıştı. ilyas reis, emirler yağdırıyordu. düşmanı top ateşine tutun, geminin falanca yanı yaklaştığı vakit sancakları indirin, amiral gemisine de yaklaşın - diye emirler veriyordu. daha sonra kısa ama ağır olan kılıcını çıkardı ve tekbir getirmeye başladı. bu şiddetli çarpışmada, nihayet türk gemisi, amiral gemisine yaklaşmayı başarmıştı. ilyas reis, cesurca düşmanların gemisine atladı. ardından diğer türkler de atladılar. ilyas reis, allah için vurun yiğitlerim diyerekten emirler yağdırmaya devam ediyordu. türkler, düşmanlara tüm güçleriyle vurmaya, onları kılıçtan geçirmeye başladılar. bu şiddetli çarpışmayı gören diğer düşman gemileri, türklerin bulunduğu düşman gemisinin etrafında toplandılar. türkler çok çok azdı..düşmanın sayısıysa türklerin sayısından kat-kat daha çoktu. öyle ki, sonunda kimin galip geleceği taa önceden belliydi. türkler, düşmanın sayısının bu kadar çok olmasına rağmen yiğitçe savaşmaya devam ediyordu. bulundukları gemi nerdeyse denizin dibini boylamak üzereyken, türkler kelime-i şehadet getiriyor ve teker-teker şehid oluyorlardı. düşmanlar, ilyas reisi hedef almışlardı. fakat ilyas reis tüm gücüyle düşmana karşı mücadele ediyor ve aralarından sıyrılıyordu. aralarından sıyrılıp, diğer düşmanlara karşı kılıç sallıyordu. bir anda, bir haykırış, acı dolu bir ses tüm gemiye yayıldı. ilyas reis, "öldüm ya rab!" diye haykırdı. arkasından gelen kılıç darbesinin verdiği acı onu iyice öfkelendirmişti. kendisine kılıç darbesi indiren adamın palasıyla kellesini uçurdu. ilyas reis, kendisini toparlayamamıştı. tüm vücudunu kan kaplamıştı. kelime-i şehadet getirdi ve şöyle haykırdı: ey hızır! gel, yetiş! öcümü al bu kalleşlerden!" gemi yanıyordu, fakat, ilyas reisin kardeşi, korkusuzca savaşan bir genç, hızır reis düşmanı kılıç darbesiyle yere indirdi ve abisine şöyle cevap verdi: yettim ağabeyim! ilyas reisi bulabilmek adına, düşmanların aralarından sıyrılıyor, her birini teker-teker deviriyordu..abisinin hâlini görünce dünya başına yıkıldı. bir anda, donup kaldı. bu anda, kafasından bir darbe yedi. ayağa kalkmaya çalıştı, ama tüm mızrakların, kılıçların tamda bu an kendisine yöneldiğini gördü. hızır reisi bağladılar ve rodos'a götürdüler. hızır reis birgün barbaros hayreddin paşa olarak anılacak, büyük bir denizci olacak ve abisinin intikamını alacaktı..
ilyas reis, rodos şövalyeleri tarafından sopayla vurularak şehid edilmiştir.
ilyas reis, rodos şövalyeleri tarafından sopayla vurularak şehid edilmiştir.
devamını gör...

