uğur mumcu
haklıdan yana değil, güçlüden yana olan korkak ve kaypak olurlar.güç merkezi değiştikçe dönerler;fırıldak olurlar. sözünün sahibidir.
devamını gör...
göğe bakma durağı
seviniriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi aferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat.
devamını gör...
ölümcül bir hastalığa verilecek ilk tepki
2006 yılında 8 ay ömür biçilmiş bir adam olarak yazayım.
en sevdiğim çocukluk arkadaşımın yanına gidip, cem bana 8 ay ömür biçtiler demiştim. aklımda ise anne babaya bunu nasıl söyleyeceğim endişesi vardı.
söylemedim.
sonrasında sevgilimle paylaştım, o gün terk etti.
uzun süre yükü üzerimde taşıdım. işi bıraktım, birkaç farklı doktor görüşü aldım, ciddi para harcadım. en son bulgaristan göçmeni devlet hastanesinde bir hekim, olm sen ms hastası olamazsın, ms'in bir tipolojisi var ve sen o tipolojiye uygun değilsin dedikten sonra bıraktım peşini.
geçen yıllara rağmen ms plağı zannedilen plaklar çoğalmadı, teşhis yalan oldu.
ilk teşhis konulduğunda, korkudan çok bir sükunet ve kabulleniş vardı ama aileme nasıl söylerim kısmı gerçekten yıkıcıydı.
özellikle annemin sürekli gelip, oğlum kötü bir şeyin yok değil mi diye tekrar tekrar sorması ve her seferinde yalan söyleyip, ya ben iyiyim, birşeyim yok demek ama her gün eve bel mr'ı boyun mr'ı beyin mr'ı vb bir yığın hastane evrakıyla gelmek onları endişelendiriyordu.
en sevdiğim çocukluk arkadaşımın yanına gidip, cem bana 8 ay ömür biçtiler demiştim. aklımda ise anne babaya bunu nasıl söyleyeceğim endişesi vardı.
söylemedim.
sonrasında sevgilimle paylaştım, o gün terk etti.
uzun süre yükü üzerimde taşıdım. işi bıraktım, birkaç farklı doktor görüşü aldım, ciddi para harcadım. en son bulgaristan göçmeni devlet hastanesinde bir hekim, olm sen ms hastası olamazsın, ms'in bir tipolojisi var ve sen o tipolojiye uygun değilsin dedikten sonra bıraktım peşini.
geçen yıllara rağmen ms plağı zannedilen plaklar çoğalmadı, teşhis yalan oldu.
ilk teşhis konulduğunda, korkudan çok bir sükunet ve kabulleniş vardı ama aileme nasıl söylerim kısmı gerçekten yıkıcıydı.
özellikle annemin sürekli gelip, oğlum kötü bir şeyin yok değil mi diye tekrar tekrar sorması ve her seferinde yalan söyleyip, ya ben iyiyim, birşeyim yok demek ama her gün eve bel mr'ı boyun mr'ı beyin mr'ı vb bir yığın hastane evrakıyla gelmek onları endişelendiriyordu.
devamını gör...
kitap yardımımızın ulaşması
şehidimizin adının geçmesi de güzel bir detay olmuş.
devamını gör...
ak benek
gözün saydam tabakasında travmadan veya yaralardan ileri gelen kalıcı beyaz leke.
devamını gör...
yalan
aşk nefrete ne yakınsın? ve uzak düşmüşüm kendimden, aklım fikrimden kısımlarını pek sevdiğim; athena grubunun bir şarkısı.
devamını gör...
delirmekten korkmak
başlık aklıma şu klişe sözü getirdi: "müziğin sesini duymayanlar, dans edenleri deli sanırlar."
(bkz: friedrich nietzsche)
(bkz: friedrich nietzsche)
devamını gör...
tıkanma
ayrıca 2008 yapımı filmini de izleyebilirsiniz.
film ismi choke.
victor mancini'ye selamlar.
film ismi choke.
victor mancini'ye selamlar.
devamını gör...
matematik
göreceliliği, sıfıra yakın tek bilim dalıdır. aynştayn bile gelip üçgenin iç açıları toplamı 190 derecedir diyemez.
bir bilim adamından duymuştum, "eğer bir din kitabı yollayacak olsam bunu matematik dilinde yollardım" demişti. ilmihale, hacıya, hocaya, tesvire, yoruma, yanlış anlamaya mahal bırakmaz, ne diyorsa odur.
bir bilim adamından duymuştum, "eğer bir din kitabı yollayacak olsam bunu matematik dilinde yollardım" demişti. ilmihale, hacıya, hocaya, tesvire, yoruma, yanlış anlamaya mahal bırakmaz, ne diyorsa odur.
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
mehmet akif ersoy'un oğlu emin ersoy hayatının son kısımlarını sokaklarda geçirmiştir. bence oldukça düşündürücü bir konudur.
devamını gör...
yakın arkadaşının olmaması
birkaç yakın arkadşım var içlerinden bir tanesi benim tüm mallıklarıma rağmen ne kırılır ne de gücenir. bilir ne mal olduğumu, 'geçti mi öfken, canım benim daha da saçmalayacaksan bekleyebilirim, az daha saçmala tam rahatla.' der.
.....
keşke sen de tanıyabilseydin. ben öyle kötü biri değilim ya. sadece fevri çıkışlarım var. yanlış anladım seni, öfke anımda, eşşek saatim bir saat; o geçince hic alakam olmaz o agresif ahmakla.*
gel de özür dileyebileyim. af beklemiyorum, sadece seni kırmış olmak üzmek çok ağır geliyor.
.....
keşke sen de tanıyabilseydin. ben öyle kötü biri değilim ya. sadece fevri çıkışlarım var. yanlış anladım seni, öfke anımda, eşşek saatim bir saat; o geçince hic alakam olmaz o agresif ahmakla.*
gel de özür dileyebileyim. af beklemiyorum, sadece seni kırmış olmak üzmek çok ağır geliyor.
devamını gör...
canlı yayın açılış programı
kesinlikle zevkle izleyeceğimi düşündüğüm yayın olacaktır.
devamını gör...
sıfır takipçisi olan bir yazarı ciddiye almak
takipçisinden daha çok başlığa getirdiği farklı bakış açısını tercih ederim.
devamını gör...
semerkant
"zamanın iki yüzü var, iki boyutu. uzunluğunu güneşin seyri belirliyor, derinliğini ise tutkular."
amin maalouf'un muhteşem bir eseridir semerkand. öyle bir kitaptır ki okuyucuya bir zaman yolculuğu sunar adeta. 1072'de ömer hayyam'ın rubaiyat adlı eserini yazmasından başlayan yolculuk, 1912'de titanic'de son buluyor. maalouf bu romanında; ömer hayyam, hasan sabbah ve nizamülmülk gibi üç önemli şahsiyeti buluşturuyor.
bir anda kendinizi iran devrimi'nde bulurken başka bir anda ömer hayyam'ı rubaileri yazarken izliyorsunuz. hasan sabbah'ı, nizamülmülk'ü, haşhaşileri adeta gözlerimizin önüne seriyor amin maalouf.
ilk sayfasından itibaren sıkılmadan okuduğum, bitmesin istediğim mükemmel bir romandı. kitapta tasvirler ve anlatım okuyucuyu adeta semerkand sokaklarında gezintiye çıkarıyor. tarihsel bağlantılar ve hayyam, hasan sabbah, nizamülmülk gibi büyük tarihi şahsiyetler harika bir şekilde kurgulanmış. tüm bunların ışığında kesinlikle okunması gerektiğini düşündüğüm bir kitap diyebilirim.
bu kitaptan sonra karakterler üzerinden ilerlemek isteyenlerin ömer hayyam'ın rubailer eserini, nizamülmülk'ün siyasetnamesi'ni ve vladimir bartol'un fedailerin kalesi alamut adlı eserlerini okumalarını tavsiye etmek isterim.
amin maalouf'un muhteşem bir eseridir semerkand. öyle bir kitaptır ki okuyucuya bir zaman yolculuğu sunar adeta. 1072'de ömer hayyam'ın rubaiyat adlı eserini yazmasından başlayan yolculuk, 1912'de titanic'de son buluyor. maalouf bu romanında; ömer hayyam, hasan sabbah ve nizamülmülk gibi üç önemli şahsiyeti buluşturuyor.
bir anda kendinizi iran devrimi'nde bulurken başka bir anda ömer hayyam'ı rubaileri yazarken izliyorsunuz. hasan sabbah'ı, nizamülmülk'ü, haşhaşileri adeta gözlerimizin önüne seriyor amin maalouf.
ilk sayfasından itibaren sıkılmadan okuduğum, bitmesin istediğim mükemmel bir romandı. kitapta tasvirler ve anlatım okuyucuyu adeta semerkand sokaklarında gezintiye çıkarıyor. tarihsel bağlantılar ve hayyam, hasan sabbah, nizamülmülk gibi büyük tarihi şahsiyetler harika bir şekilde kurgulanmış. tüm bunların ışığında kesinlikle okunması gerektiğini düşündüğüm bir kitap diyebilirim.
bu kitaptan sonra karakterler üzerinden ilerlemek isteyenlerin ömer hayyam'ın rubailer eserini, nizamülmülk'ün siyasetnamesi'ni ve vladimir bartol'un fedailerin kalesi alamut adlı eserlerini okumalarını tavsiye etmek isterim.
devamını gör...
kaynanasına aşık olan damat
ben damadına aşık olan kayınpeder haberini okumuştum. tosunum diye şiir yazmıştı damadına... ne günlere kaldık.
devamını gör...
kitap alıntıları
bu dert onu ağır ağır kemiriyor, biliyorum.kendini tutmaya çalışıyor; avunmayı da derdinin içine gömülmeyi de beceremiyor bu yüzden.
jean paul sartre
la nausee
jean paul sartre
la nausee
devamını gör...



