"daha bir sürü şey, şuramda darmadağınık."
devamını gör...

epsilon ve pegasus gibi yayımlardan çıkan, kapağında google görsellerde yakışıklı erkek veya güzel kız diye aratılarak bulunmuş gençlerin olduğu, renkli, ciltli ve aynı konuya sahip kitapları okumayınız; yeğeninize, öğrencinize, çocuğunuza veya herhangi bir insana da okutmayınız.
devamını gör...

pekmez ve makarna.
devamını gör...

beni üzdüğün zaman ya da gözyaşlarıma boğduğun zaman bile senin kollarında olmak istiyorum. orada ağlamak istiyorum. sen beni üzdüğünde bile seninle olmak istiyorum. ama sen o kadar aptalsın ki bunun farkına vardığında benim için hiçbir anlamı olmayacak. bana güvenmeliydin, sana göre saçma olsa bile yargısız infaz yapma hakkın yoktu. bu beni üzüyor bilmiyor musun? ya da bilerek devam ediyorsun. seninle kurduğum hayalleri yine seninle yıktım. her şey için çok teşekkür ederim. elimde olsa alırım kalbimi koyarım, sen hele bi dur derim,yapma,insanım. ağlıyorum hem içim hem gözlerim. her şeye rağmen güzeldir sevmek. olsun bazen uzaktan sevmek güzeldir, sesini, gülüşünü duymadan da severim.
devamını gör...

mona lisa tablosu gibi mi?
yoksa aldattığın kadının acı tebessümü, hangisi.
kadın tebessüm ediyorsa başınızı ellerinizin arasına alın ve düşünün, ne yaptım ben diye.
devamını gör...

geometriyi bize sevdirip öğreten adam
devamını gör...

ıspanakta demir olduğunun sanılması.
kelebeğin bir gün yaşadığının sanılması.
balıkların kısa hafızalı olduğunun sanılması.
ve benzeri pek çok örnek verebilmek mümkün.

sosyal medyanın ve internet etkileşiminin gelişmesinin, bilgiye kolay erişim sağlanacağı algısı yaratması da bu etkiye örnektir.
kullanıcı büyük kitlelerin bilgiye dolaylı(*) erişimi sağlanmıştır ama bu bilgi deforme, hatalı veya kirli bilgidir. doğrusunu öğrenmek ek uğraş gerektirir. (bkz: teyit.org)

*: internet üzerinden aramadığımız bir bilginin paylaşım platformları üzerinden bize servis edilmesi.
devamını gör...

sözlüğümüzün minnoş trollü.
çok tatlı ama.
böyle yanaklarını sık, penpiş penpiş et
devamını gör...

daha çok seks.
devamını gör...

önce nefret ettiğim sonra aşık olduğum sestir.

islamda bildiğimiz üzere ibadet saatlerini haber vermek için vardır. ben ibadet etmediğim için bir işime yaramıyordu. farkında olmadan entegre oldum ve hayatımın vazgeçilmez bir parçası oldu. dışarıda çalıştığım zamanlar duymuyorum ama evin içindeyken yakından duyuyorum ve şöyle kullanıyorum.

öğle ezanı: benim için yataktan çıkma vaktidir. ikindi ezanına kadar çalışacağım sürenin başlangıcıdır. maillere bakılır, müşteriler aranır. üstelik kışın az yazları çok çalıştığım için kendinden aradaki süreyi ayarlıyor harika! kışın az uyuyorum yazın çok uyuyorum onu bile ayarlıyor gerçekten inanılmaz.

ikindi ezanı: mesai bitimi. kediye mamişko verilir. dışarı çıkabileceğim vakti gösterir. yazın çok işe yarar. ezan güneşe bağlı olduğu için havanın tam indiği saatlere denk geliyor yine harika!! mesela bir buluşma teklifi aldım. hemen yapıştırıyorum ikindiden sonra görüşelim diye. kafa rahat.

akşam ezanı: yemek saati geldi demek benim için. düzensiz besleme olayından beni bu ezan kurtardı diyebilirim. sixpack varmış lan bende.

yatsı ezanı: hayat kurtaran hatırlatmalar yapıyor bana. gece ne içilecekse buzluğa atma vakti geldi demek. çok önce atılırsa şişeler kırılıyor patlıyor vs. geç atılırsa malum ılık lık gitmiyor. tam vakti tam. içecek yoksa tekeli arama vakti aynı zamanda. yazın saat 22:00 denk geliyor. bu kadar denk gelmez be kardeşim. lokum lokum. en sevdiğim bu. artık geceleri pişman değilim.

sabah ezanı: yatma vakti geldi demek tam gün doğuyor günün en sevmediğim saati. hocam saolsun hatırlatıveriyor yatma saatini. oyuna dalıp gün ışığında yatmam hiç iyi olmuyordu.

üstelik bu hizmet beleş. saat kurma, plan yapma derdi yok. benim gibi unutkan, programsız insanlar için bulunmaz nimet. kedimde çok mutlu ezan sesiyle evde bir koşturma sevinç çığlıkları. üstelik güneşe göre en verimli şekilde ayarlı. okunmama ihtimali yok. tek derdo ezanın merkezden gelmesi. eskisi gibi canlı canlı okusalar keşke.

gerçek islam bu muydu ? keşke daha önce haberim olsaydı.

harbiden huzur islamdaymış.
devamını gör...

özlem gibi elinizde olmayan duyguları yönlendirebilecek kadar android değilseniz yapacak bir şey yoktur bir zaman sonra kabuk bağlıyor.
devamını gör...

çilingirler aç kalır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gelecekteki ruh eşimle boracay adasında palmiyeler ve çeşitli ağaçlarla kaplı ahşap evimizde huzurlu bir yaşamdır. sabahları denizlenip akşamları kumsallandığım cool bir yaşamın peşindeyim.
devamını gör...

o gün öğlene doğru annem aradı. babamın merdivenden düştüğünü, hastanede olduklarını ve ameliyat yapılacağını söyledi. bulunduğum yerden 1 saatlik mesafede olan hastaneye gittim.

küçük bir ilçenin devlet hastanesiydi. babamın emekli olduktan sonra kafa dinlemek amacıyla bir köyden aldığı ve kazayı geçirdiği bahçeye en yakın hastane olduğu için buraya getirmişler. akşama doğru ameliyat bitti. babam hasta odasına alındı. omurgası kırılmış.

telaşe azalınca, babamı hastaneye getirirlerken yardımcı olan iki köylüyü köylerine götürme görevini üstlendim. bu olaylar bilecik ilinin civarında oluyor. yaklaşık 1 buçuk saat sonra köye varabildik.

dönüşte farklı bir yolu kullandım. gece yarısı yaklaşmıştı. söğüt ilçesinden geçerken sokaklarda hareketlilik vardı. bayraklı insanlar mehter marşları söylüyorlardı sanırım. yorulmuş, hayatın olağan akışından kopmuş ve çalışmayan zihnim ile ne olduğunu anlamlandıramadım. çok da merak etmedim. aklıma osmanlı’nın kuruluş yıl dönümü olabileceği geldi. sonuçta söğüt’ten geçiyordum ve ilkokulda öğrenmiş olduğum bilgiyi hiç unutmadım. osmanlı söğüt ve domaniç’te kurulmuştur.

hastaneye geldim. binasıyla ve iç mekanıyla eski bir hastaneydi. zaman makinesiyle doksanlı yıllara dönülmüş hissi veriyordu. biraz komünist işi. sadece hastane değil hastalar da o yıllardan kalmış gibiydiler. hasta odasının bulunduğu kata çıktım. katın girişini bekleme bölümü yapmışlar, bir de tüplü televizyon koymuşlar. kalabalıktı.

tekerlekli sandalyeliler ve bastonlarına yüklenenler. kolları, bacakları, kafaları bandajlı kadın ve erkekler. iç organlarından çıkan tüpleri ellerinde gezdirenler. serum askılıklarıyla yekvücut olmuş olanlar. yatalaklar ve bazı uzuvlarından yoksun kalmış olanlar. beyaz ve mavi önlük giymiş bezgin görünümlü çalışanlar. bir sonraki günü göremeyecek olanlar ve belki de zaten yaşamayanlar. hayalet olduğuna yemin edebileceğiniz nefes alan ruhlar. hepsi gözünü televizyona dikmişti. görmeyenler kulak kabartmıştı. ismi tijen olan sarı saçlı kadın darbe bildirisi okuyor, kendi yarınlarının belirsizliğini yaşayanlara ülkenin belirsizliği de ekleniyordu. bu ruhlar evrende bir anlam, onları hayata bağlayacak bir gerçeklik arıyor gibilerdi. ve absürdizm burada doğuyor olabilirdi.

anestezi etkisi altında olmamış olsa, kırık omurgası üzerinde televizyon karşısında olacak olan babamın odasına girdim. selalar okunuyordu. bir süre sonra ilaçlar etki etmeyi bıraktı. henüz gerçeklik algısı tam oluşmayan babam selaları anlamlandıramadı. gece gece ne selası bu diye sordu. ağzımdan çıkanlar çok ani gelişen, düşüncesiz bir şaka yapma refleksiydi. “selan okunuyor baba”. içinin ürpertisi gözlerine yansıdı. şimdi sağlıklı, şakamı hatırlamıyor.
devamını gör...

saat olması elzem açıklama. ama gün de olabilir şu cevapta sonra...

dipçe: başta başlık yanlış zannedip düzeltmek üzere geldim ama bastım kahkahayı.
devamını gör...

2000'li yılların başında, lise zamanlarımız, bizim jenerasyon sevgilisine sarılırken bile önce etrafı kolaçan ederdi.

bazı şeyler gizli kalmalıdır.

nereden nereye.
devamını gör...

“i’ll be there for you” isimli, kendiyle özdeşleşmiş, kıpır kıpır bir jenerik müziğe sahip dizidir.
devamını gör...

bir jonathan swift hikayesidir.

aslında hikayeden çok çok ötesidir. bu öykü ingiltere parlamentosuna sunulan bir tekliftir. irlandanın yüz aklarından biri olan; edebiyat dünyasında var olduğu, bize yazdığı mükemmellikleri okuma fırsatı sunduğu, bu teklifi yaparak zulme başkaldırının ne kadar gerekli olduğunu tüylerimizi diken diken ederek bize hatırlattığı için minnettar olduğumuz bir edebiyat tanrısı olan swift irlandalıdır.

bu teklifin parlamentoya sunulduğu esnada irlanda 500 yıldır ingiltere’nin yönetimi altında inim inim inleyen insanlarla doludur. swift defalarca ingiltere’ye kafa tutmuş ama istediği ve beklediği tepkiyi ancak bu teklifle alabilmiştir.

kıtlık ve kuraklık yüzünden yerle yeksan olan insanlar, bir de ingiltere’nin insanlık dışı baskıları ile uğraşmaktadır. fakirlikten kırılmaktadır halk. tam da bu anda jonathan swift’in aklına sadece jonathan swift’in aklına gelebilecek bir çözüm önerisi gelir.

parlamentoya kıtlık sorununu çözmek için, nüfus planlamasına katkıda bulunmak için, fakir insan sayısını azaltmak ve üretimi arttırmak için öyle bir öneri sunar ki insanın tüyleri hep teklifin şiddetinden hem swift’in dehasından ötürü diken diken olur.

bu teklifi okuyup değerlendirin bence ve büyük ustanın zekası ve hiciv yeteneği karşısında saygıyla eğilin.
devamını gör...

yahu ayasofya imamı doların artmasına yorum yapıyor bu ülkede, milyonların arkasında olduğu camia, toplumsal bir olay için görüş bildirmiş çok mu?

not: atibaspor
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim