bazen sorunların karşısında yaptığım en rutin şey, sorunların karşısında öylece durmaktır. belli başlı aralıklarla sorunlarımı düşünür ve yine belli başlı aralıklarla işin içinden pek çıkamam. her şeyi kabullenip geçmesini beklerim.
devamını gör...

fırında olanı güzeldir.bol beşamel sosu üstüne kaşar ve olmazsa olmazı sarımsaklı yoğurt.çok güzel oldu ,afiyet olsun efendim.(yemek tarifine bağladık,vişne'nin mutfağı)
devamını gör...

düşünmek, bu şeylerin en birincisidir.
devamını gör...

o son sesi çıkarmayacaktın antuan. şimdi ağzının yerini biliyorum.

babanı öldüren bu muydu kurt?
hav hav
hayin kostok.
devamını gör...

fikir ve sanat eserleri kanunu'na* konu olabilecek eylem.

ayrıca konu ile ilgili* bir meslek birliği* üyeliği de elinizi güçlendirecektir.
devamını gör...

(bkz: sokrates'in savunması)
devamını gör...

“satranç aklın jimnastiğidir.”
(s. decker)

satranç sadece bir oyun değil, ciddi matematik bilgisinin bir oyun tahtasına yansımasıdır. nasıl mı? konuya 180 derecelik bir açıdan bakalım.

iyi satranç oyuncularının taşlara sayısal değerler verdiklerini biliyoruz. örnek olarak; iki piyonunuzu feda edip, rakibinizin kalesini alıyorsanız, rakibin kalesi üç piyon değerindedir. ancak bu değer, oyun sırasında değişebilir ve iki piyon, bir kale veya attan daha değerli olabilir. satrançı acımasız bir oyun yapanda budur. sayısal değerlerin yani matematiksel bakışın oyun sırasında değişmesidir. tam karşılığı olmasada buna “değişkenlik” diyebiliriz.

bir başka matematiksel durum ise; örüntü.
tahtanın tamamına hakim olmanız. örüntü belli değerlerde ki sayıların bir kurala uygun olarak devam etmesi demektir. satranç dinamik bir oyun ve matematiksel olarak “değişkenlik” gösterdiği için, örüntü hesabını oyun sırasında yenileyerek yapmak gerekir. iyi bir satranç oyuncusu, bu hesabı her hamle sonrası yapar. kötü bir oyuncuda bu hesabı yapar ama farkında olmaz. mesele burada kaç hamle sonrasını görüyor veya tahmin ediyor olmanızda.

satranç tahtasında 2 taraf 1 er hamle yaptığında 400 , 2 taraf 2şer hamle yaptığında  72.084 ve 2 taraf 3 er hamle yaptığında 4 milyondan fazla seçenek vardır. 2 tarafın yaptığı 4 er hamleden sonra 318 milyar seçenek vardır. hamle sayısı arttıkça, çarpan sayısı katlanır ve matematik bile çileden çıkabilir.

satranç tahtasında atın turlayabileceği 122 milyon hamle vardır. oyun başlangıcından itibaren 2. hamleden sonra mat etmenin 8 farklı yolu, 3. hamleden sonra mat etmenin 355 farklı yolu vardır. hamle sayısı arttıkça, 128 milyar dolara doğru ilerlersiniz.

ve en önemli matematiksel bakışa gelelim; olasılık!

oyun sırasında sıkça aklınızdan geçen kelime bir olasılık hesabıdır. “eğer” bu vezir şu konumda olsaydı kazanmıştım. eğer rakip hamleyi h8’e yapsaydı, şah mat. olasılık hesabı, satrançın ana fikridir demek yanlış olmaz. mesele burada bir oyunu kazanmaktan öte, kimin daha doğru ve daha çok olasılık hesabını yapmasıdır. bu oyunda şans yoktur. ya kötü oyuncu vardır ya da yanlış hamle yapmış oyuncu.

bu oyun sırasında ne kadar çok “eğer” diyorsanız o kadar iyidir. kazanmak için eğer kelimesini doğru planlarsanız, şahı öldürürsünüz.

ve son olarak; şah mat, pers dilinde “kral öldü” anlamına gelir.

matematik affetmez!
devamını gör...

t: an itibariyle tescillenmiş bir bilimsel gerçek.
vallahi billahi ya. ulan kırk yılda bir erken uyandım, sözlükte takılayım edim, girmez olaydım. yazılanlara bakınca cinnet geçirdim yemin ediyorum. sözüm meclisten içeri, gündüz oluşan ortam düşman sözlüklerin başına. sözlükte gece vakti takılan kardeşlerim, n'olur saflarınızı terk etmeyin.
ek: bazı arkadaşları tenzih ediyorum tabii ki.
devamını gör...

islamcı yobaz izlenimi aldığım yeni yazar.
devamını gör...

efenim geldik vardık zurnanın zırt dediği yere. ben başlığı açayım da vakti zamanında epsilon dediydi dersiniz.dolar psikolojik sınırı aştı. artik 9.5 lara kadar şubata kalmadan varır. o yuzden dalgalanmalarda bu başlık lazim olacak. burda dursun.beni hatırlayın.

not:yatırım tavsiyesi degil. gidip dolara basmayın para. burayi okuyup dolar alan insan bihalttan anlamayan kişidir. o yuzden elinizde patlayabilir.
devamını gör...

adını bilmediğim kırılmaz, ezilmez, esnek şarj kablosu.
rengi de kırmızı, ışıklı ışıklı hem de.
büyük oğlum sağolsun.*
devamını gör...

herkesin kutsalı olmayabilir.
kutsalımdır. benim yarı tanrı’mdır. allah biliyor. allah’a sarılamadığım gibi ona da sarılamıyorum. allahtan şefkat beklediğim gibi onun da şefkatini arıyorum bu âlemde olmasa da. ve bazen ben de tanrılığa soyunuyorum onu yeniden yaratabilmek için. buna da allah şahit.
devamını gör...

istismarın başka bir çeşidi..
o yaştaki bir çocuğun parmakları ve tırnakları boya falan olmalıydı protez tırnak değil. çocukluğunu yaşayamadan kadınsı kimliğe büründürmenin manasını anlayamadım, anlamayacağım.
bırakın şu çocukları da çocuk gibi kalsınlar.
devamını gör...

çalan son 5 şarkıdan ve alınan bilgiye göre daha çalacak birkaç şarkıdan yayıncısının da haberi olmayan, yine sürprizlenen radyo yayını.*
pavlov vallahi sırada sen vardın, hepsi gomercan'ın işi bana kızma ona kız. * ama yine de kızma, kıyamadım.*
ps: yaaa o kadar güzelsiniz ki çok teşekkür ederim hepinize, iyi ki ama iyi ki varsınız hepiniz. *
devamını gör...

dal sarkar kaltar kalkar kaltar sarkar dal kartal.
devamını gör...


bu hikaye, beni en çok heloise'in sevgisinin eriştiği olgunlukla etkiledi, ve kendisine duyulan sevgiyi yorumlayışıyla. ben de bu kadın gibi sevmeliyim dedim, birincil örneğim olmasa da, var olduğundan haberdar olduğum bu sevgi bana ilham olacak.

abelard, çağının önemli bir filozofu. aynı zamanda bir şair de. hristiyanlığı dönemin inançlarına aykırı sayılabilecek bir şekilde yorumladığı için hoş görülmüyor, ama aynı zamanda ondan ilham alan tutkulu öğrencileri var. bunlardan biri dayısı tarafından abelard'a teslim edilmiş olan heloise. heloise son derece akıllı bir kadın, abelard'dan bir şeyler öğrenmek adına sonsuz bir arzu duyuyor. bu arzu zamanla bilgiye değil, abelard'a yönleniyor, ve tabii karşılıklı olarak.
bu ilişkiye kesinlikle tahammülü olmayan heloise'in dayısı bir gün arkadaşlarıyla abelard'a saldırarak onu hadım ediyorlar.

hikaye kısaca böyle, ben içeriğinden değil, bana öğrettiklerinden bahsetmek istiyorum. bahsi geçen eser, heloise abelard'ın kurduğu manastırda rahibelik yaparken, abelard ise paris'te ders verirken, birbirlerine yazdıkları mektupların oyunlaştırılmış hali.

abelard'ın sevgisi, bir eliyle heloise'i tanrı'ya doğru koşması için özgür bırakır görünmek isteyen, diğer eliyle ise onu sımsıkı tutan ve kıskanan bir sevgi. bu benim açımdan, kendini kandırma ile, kendine ve sevdiğin kişiye eziyeti yaşatma ile dolu; iktidarı kendi elinde tutmaya çalışan ve sürekli karşısındaki insanı manipüle eden bir sevgi. kendi acizliği içten içe isterken, heloise'e ölümlüyü sevmek acizliktir diyor abelard. ah, ne diyeyim, hristiyan aşkların sorunu bu işte, acizliğin bir nimet olduğunu bilmek yerine onu ensende bir bıçak gibi taşımak.

son derece tanıdık aslında abelard'ın hapsedici sevgisi, tanrı'ya birbirleri aracılığıyla ulaşmaya çalışan aşıklar çoğu kez dünyada kendilerine cehennemi yaşatır. ben böyle olması gerektiğini düşünmüyorum. ve bence heloise de düşünmüyor, ama karşısında inancının kılıçlarını kendine döndürmüşken yürümeye çalışan bir adam var. sağlıklı bir adam değil bu, son derece bilinçli ve fedakarca sevmeye hazır heloise'e cevap veremez.

heloise ise biliyor ki, tanrı ile olan ilişkisinde abelard bir adım olmak zorunda değil, yan yana da yürüyebilirler. abelard aslında bu hastalıklı haliyle heloise'i tanrı'ya yönlendirmekten çok uzaklaştırıyor. bu uzaklığın izlerini görebiliyoruz, abelard inancı çalıyor aslında heloise'ten. buna rağmen heloise, yorgunlukla "başardım işte", diyor. tanrı'ya doğru yürüyorum, sevmiyorum artık seni. ben bu yolculuğu heloise'in biricik yolculuğu olarak gördüğüm için sevdim, iki kişilik bir aşk hikayesinden etkilendiğim için değil. onu gerçekten değerli bir kimliği olan bir kadın olarak görüyorum. "tanrı böyle sevemiyorsa, ben de sevgimi tanrı yaparım" dese dahi, benim için bir örnek, çünkü onu tanrı düşüncesi adına yanıltan abelard. ifadelerinde görüyor ki heloise, abelard'ın durumunun gayet bilincinde. ama seviyor, ondaki insan oluşu seviyor bir şekilde.

yine de biz acıklı olan bu hikayeyi bir trajedi olarak algılamayalım, heloise'i görelim, abelard'ların heloise'leştirdiklerini görelim bence.
devamını gör...

... hep sormak istemişimdir, bu veledin ucu kesildi diye kutladığınız penisi, kız çocukları regl olmasa/menstrual döngüsü yaşanmamış olsa; acep olur muydu, siz horon teper miydiniz, erkek adamın oğlu olur iğrençliğini yayacak canınız olur muydu mesela... aman kızım utancını iyi göm, göm ki yarın öbür gün kanınla canınla besleyip 9 ay tekmesini yediğin velet, kadınları aşağılasın. kirlisin, camiye dahi girme, allah huzuruna da çıkma, cadıdan farksızsın acaba regl olunca yaksak mı seni?.. işte tüm bu rezil hisleri yaşatan, yayan, hayatı zehreden insan sürüsüdür bu toplum yapıları...
ek1: efendiler, agalar, sizin bilinçaltınızda utanç görüp lekeli bulduğunuz, aforoz ettiğiniz bir mevzu olduğu için bu, kadın cinayetleri de durmaz, kadınların yok sayılması da hak ihlalleri de, ayrıca halen okuduğunu anlamayan eril zihniyet ahkam kesip baskın çıkmaya çalışıyor pes yahu... prenses senin rüyandır yazar arkadaşım, biz gerçek dünyada yaşıyoruz ayrıca prenses olamam! her döngüyü kutlayın denildiğini sanacak kadar şuur sorunu yaşanıyor vay halimize... kadın cinayetleri, erkeklerin utancıdır ama inatla cenazeyi bile kadınlara taşıtmamak için direnç gösterir erkekler, şimdi de kadınları lanetlemekten bıkmadınız mı bir durun diyen birine kadın cinayetleri var boşver bunları deme şuursuzluğu... daha 8 mart'ı emekçi ifadesiyle kullanamayıp kutlama sayan zihniyeti durduramamışken, işimiz iş haklısınız...
devamını gör...

uzun yol otobüsünde yan koltukta oturan ultra meraklı teyze/amca sorusu.
devamını gör...

çayımı içerek takip ettiğim savaşlardır. lütfen biraz daha savaşır mısınız. canım çok sıkılıyo.. bayağı..
küfür etmeyin ama, küfür yasak bak.
devamını gör...

bir hayvana eziyet edilmesini medyada duyar, üzülür ve tepki gösteririz. belki de o gün güzel kalpli biri ölmek üzere olan bir köpeği kurtarmış ve sahiplendirmiştir.

bir kadına uygulanan şiddetin haberini alıp yapanın insanlığını sorgularız. belki de o gün bir erkek sevdiği kadın için taktir edilesi şekilde fedakarlıkta bulunarak onu çok mutlu etmiştir.

bir yolsuzluk haberine köpürürüz. belki de o gün hayır sever biri büyük bir bağış ile kim bilir kaç yaraya merhem olmuştur.

kötü şeyler sansasyoneldir. güzel şeylerden daha çok haber değeri taşır. demek istediğim şu ki duymasak da güzel şeyler oluyor. bize güzel şeyler söyleyecek insanlar mutlaka var. onları farkedebilmek de bizim güzelliğimizle alakalı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim