brothers düğüm salonu reunion : makarna
20:03 itibariyle kalkışa geçiyor, @miko'nun elleriyle açtığı ıspanaklı makarnayı yiyoruz ahali. ıspanaklı ricottalı tortelloni.
baaak! tortellini değil! tortelloni! o ile!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
olayların kısa bir özeti.
giriş, gelişme, sonuç.
devamını gör...

işte o gecedeyim. yarın kızıl bir şafağa uyanacağım. şeytanın orduları üzerime ilerlerken ben sadece beklemekteyim, ya zaferimi ya hezimetimi. ama öleceksemde onurla gururla öleceğim, ardımdan gelenler son güne kadar çalıştı ama o bile şeytanı alt edemedi diyecekler. ve adım her daim anılacak hüzünlü şiirlerde.
devamını gör...

haklı yazar talebi. çıkarın üzerinizdekileri ne dediğiniz anlaşılmıyor.
devamını gör...

4 duvarın bir sınır olmadığını, asıl duvarların içimizde barındığını, eğer yıkılacak bir duvar varsa da onları yıkmamız gerektiğini.
devamını gör...

konuşmayı unutmuş biri olabilir. insan konuşmaya konuşmaya unutuyor haliyle ve konuşmak isteyince de kelimeler birbirine girebiliyor. bu da konuşma fobisini doğuruyor.
gerçekten acı bir durum.
devamını gör...

dertsiz, tasasız ve hiçbir şeyi umursamadan dışarı çıkıp dolaşmak anlamına gelen tayca kelime.
devamını gör...

bu başlığı da açtım ya, bir şey demiyorum.*

aylardan temmuz. regl dönemim. ağrıdan geberiyorum. havada cehennem sıcağı. saat gece 2. "ne yapıyorsun?" diye soruyor. "yatıyorum çok ağrım var" diyorum. telefonum çalıyor ardından. açıyorum.

" muratgilin damından atlayamadıkkkkkkk
muratgilin damından atlayamadık"


diye bir ses. iki dakika boyunca şarkı söylüyor. sonra yüzüme şak diye kapatıyor. karnım ağrıyor ama bu sefer kahkaha atmaktan.*

az önce sebepsiz bir şekilde aklıma gelen şarkıdır dostlar. alın dinleyin. benim için oldukça özel bir halini paylaşıyorum.*
devamını gör...



sözleri ahmed arif'e ait olan, sevdiğim bir şarkı.
devamını gör...

17 ağustos 1999 tarihinde saat 03.02 'de gerçekleşen ve 20.000 'in üzerinde insanın ölümüne, yüzbinlerce insanın evsiz kalmasına yol açan büyük deprem. türk halkının bilinçaltına işleyen ve bir neslin en büyük korkusunun deprem olmasına neden olan doğa felaketi.

yaklaşık 45 saniye sürmüş, gece saati olduğu için hemen herkesi uykusunda yakalamış, deprem bilinci olmaksızın daha çok para kazanmak için yapılan dayanıksız evler yüzünden ölü ve yaralı sayısı çok fazla olmuştur.

türkiye 'nin yaşadığı en büyük travmadır..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tesbih ve bileklik yapımında da kullanılan bir çeşit taştır.
devamını gör...

süryaniler, eski çağlardan beri ortadoğu'da yaşamış ve bugün dünyanın her yerinde bulunabilen bir halktır.

eski zamanlarda medeniyetleri, kalıntıları şu anda kuzey ırak'ta bulunan asur (aşur olarak da bilinir) kentinde merkezlenmişti. şehrin asur veya ashur olarak da adlandırılan bir tanrısı vardı. süryanilerin kontrol ettiği bölge, zaman zaman ırak'ın güneyinden akdeniz kıyılarına kadar uzanabiliyordu.

asur şehri bağımsızlığını yaklaşık 4000 yıl önce kazandı. bağımsızlıktan önce şehir sümer halkı tarafından kontrol ediliyordu ancak sümer medeniyeti geriledikten sonra bağımsızlığını kazandı.
devamını gör...

sahip olmak istediğim ev eşyası.
şöyle en yoğun kırmızısından, yeşilinden olsa fena mı olur?
salona sersem onu.
üstünde otursam, çay içsem kitap okusam, tv izlesem vb.
var bizim de bir hayalimiz elhamdülillah.
devamını gör...

edebiyatsever olduğu açıkça belli olan, çiçeği burnunda bir yazarımız.
hoş geldiniz, tanımlarınız daim olsun efenim.
devamını gör...

midemi kötü üşütmem sebebiyle uzun süreli otobüs yolculuğumda 7-8 kez kusmuştum.ders kaydı var zorunlu gitmem de gerekiyor. ne yolda inebiliyorum ne de geri dönebiliyorum.özellikle yanımda oturan ve yakın olan tüm yolculardan çok utanmıştım. elimden de bir şey gelmiyor.bitip bitip tekrar başlıyor,rezaletti.
girne asker hastanesinde refakatçi kaldığım günlerde(emir üzerine) gördüklerim de iğrençti.hasta askerlerle tuvalete gir,kusana poşet tut vs...
devamını gör...

toplum normlarına, çoğunluğa uymayan her şeye ‘psikiyatrik hastalık’ yaftası yapıştırıldığı için aynı şeye maruz kalan ama heteroseksüellik ya da başka bir cinsel eğilim kadar normal olan durumdur.
tercih değildir, doğuştan gelir ama kimsenin buna karışmaya hakkının olmamasının sebebi doğuştan gelmesi, değiştirilememesi değildir. tercih olsa da olmasa da, bir insanın kimi seveceği, kiminle seks yapmak istediği, kiminle aynı yatakta uyumak istediği, kiminle ilişki içinde olmak istediği yalnızca kendisini ilgilendirir.
eşcinsellik yüzünden ‘terapi’ alan insanların maruz kaldığı şey psikolojik şiddettir. bu psikolojik şiddeti hayatlarının başka alanlarında da sürekli olarak hissediyorlar. bu yüzden evden atılan, toplumdan dışlanan, fiziksel şiddete maruz kalan hatta öldürülen birçok insan var. asıl rahatsızlık eşcinsellere bunu yapan, yapılmasını normalleştiren homofobik insanlardadır, bir an önce terapiye başlamalarını diliyorum.
devamını gör...

olması gerekendir, üzmemelidir ancak bir ricam vardır;

yoldaş allah, buda, tao artık neye inanıyorsan, onun aşkına trendyol reklamı alma, gözünü seveyim.

migros olur, spotify olur, d&r olur, bok gibi ama exxen bile olur ama lütfen hepsi burada ve trendyol olmasın. valla gına geldi!
devamını gör...

hayatın bir gerçeği olan ve günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız bu gerçeği neden sözlük olarak reddediyorsunuz acaba diye düşündürendir. hayır hayatınızda hiç mi küfür etmediniz? hiç mi küfür duymadınız? nedir bu iyi aile çocuğu tripleriniz?
devamını gör...

bir haruki murakami kitabıdır.

haruki murakami nobel edebiyat ödülü alması beklenen yazarlardan biridir. şahsi görüşüm bu ödülün yazara ağır geleceği yönündedir ama yine de edebiyat dünyasında böyle bir beklenti vardır yıllardır.

yukarıda bahsettiğim konu; yani yazarın nobel ödülünü hak edip etmediği konusu gibi onlarca tartışmanın nesnesi konumunda olan yazar bu kitabında bu tartışmaların tamamen dışında durmaya çalıştığını anlatıyor çoğu bölümde.

on bir bölümden oluşan kitapta yazarlık serüvenini ilk başladığı yıllardan günümüze kadar samimi bir şekilde anlatmış yazar.

kitabı okurken yazarın derin bir tevazu içinde olduğu hemen fark edilse de zaman zaman bu fazla tevazunun kibirden olup olmadığını düşündüm açıkçası.

ama yazar bana çok içten geldi. çok yetenekli olmadığını ama çok çalıştığını, yazmayı bir meslek olarak gördüğünü ve bu çerçevede çalışmalar yaptığını anlatan yazar, bugünlere gelene kadar aldığı bütün eleştirilere de kendi bakış açısından mantıklı cevaplar vermiş kitapta.

tabii ki sadece eleştirileri cevaplamak için yazılmış bir kitap değil bu. çok bilmişlik yapmadan genç yazar adaylarına oldukça yerinde tavsiyelerle dolu bir kitap.

bence kesinlikle okunmaya değer.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim