edebiyat ne işe yarar sorunsalı
sabahattin ali'nin denk geldiğim gibi çok sevdiğim bir sözü edebiyatın ne işe yaradığı konusunda, bende ivedilikle bir şeyler yazma ihtiyacı uyandırdı, bu vesileyle edebiyat'ın ne işe yaradığını/en azından benim için ne anlam ifade ettiğini birkaç cümleyle ifade etmeye çalışacağım.
öncelikle belirttiğim söz; "unuttum diyemem ama üzerimde bir tesirin kalmamış artık."
bu sözü ilk okuduğumda evet edebiyat bu işte, edebiyat'ın işe yarar kısmı budur dedim. çünkü; bu söz, benim belki sürekli olarak içimde/aklımda bir duygu olarak varlık taşıyan, sürekli dolaşan; ama kelimelere asla dökülemeyen o sözdü. yüreğime su serpmiştir, beni bir duyguda tamamlamış, azad etmiştir. sözgelimi, bir benzetme yapacak olursam, dilimde sürekli dolaşan ama aklıma asla gelmeyen o şarkıya bir yerde rastlamam gibidir bu. anlık da olsa o şarkıyı artık bulmuş olmam beni rahatlatır, bana eşlik ettirir. edebiyat'ın işe yarar kısmı da budur işte, insanın tamamlayamadığı, anlam veremediği, eksik kaldığı o duygunun karşılığıdır.
ve dünya tarihi boyunca insanlar hep benzer hisleri yaşamışlardır, sabahattin ali gibi kıymetli insanlar da bunları sadece yaşamamış; söylemiş, yazmış, bunlara sözcüklerle dokunmuş ve bize kadar ulaştırmış. elbette bu tür duyguların ifade edilmis olması derdimize tamamen derman degil, hiçbir zaman da olmayacak belki ama en azindan bu hislerimizin bir tanımının olduğu, bu hislerin insanlık tarihi boyunca ortaklarının olduğu bilgisi bir nebze de olsa derdimizi hafifletiyor. bu anlamda ben edebiyat'a da sabahattin ali gibi isimlere de her zaman duacıyım. duacı kalacağım.
öncelikle belirttiğim söz; "unuttum diyemem ama üzerimde bir tesirin kalmamış artık."
bu sözü ilk okuduğumda evet edebiyat bu işte, edebiyat'ın işe yarar kısmı budur dedim. çünkü; bu söz, benim belki sürekli olarak içimde/aklımda bir duygu olarak varlık taşıyan, sürekli dolaşan; ama kelimelere asla dökülemeyen o sözdü. yüreğime su serpmiştir, beni bir duyguda tamamlamış, azad etmiştir. sözgelimi, bir benzetme yapacak olursam, dilimde sürekli dolaşan ama aklıma asla gelmeyen o şarkıya bir yerde rastlamam gibidir bu. anlık da olsa o şarkıyı artık bulmuş olmam beni rahatlatır, bana eşlik ettirir. edebiyat'ın işe yarar kısmı da budur işte, insanın tamamlayamadığı, anlam veremediği, eksik kaldığı o duygunun karşılığıdır.
ve dünya tarihi boyunca insanlar hep benzer hisleri yaşamışlardır, sabahattin ali gibi kıymetli insanlar da bunları sadece yaşamamış; söylemiş, yazmış, bunlara sözcüklerle dokunmuş ve bize kadar ulaştırmış. elbette bu tür duyguların ifade edilmis olması derdimize tamamen derman degil, hiçbir zaman da olmayacak belki ama en azindan bu hislerimizin bir tanımının olduğu, bu hislerin insanlık tarihi boyunca ortaklarının olduğu bilgisi bir nebze de olsa derdimizi hafifletiyor. bu anlamda ben edebiyat'a da sabahattin ali gibi isimlere de her zaman duacıyım. duacı kalacağım.
devamını gör...
girift radyo yayını
sebebini bilmem; keyifsizken nazan dinleyesim gelir.
o sebeple, 21.00 da hep birlikte nazan öncel dinleyelim diye aykut ve ben sizleri bekliyor olacağız.

blog.normalsozluk.com/
www.instagram.com/sozlukrad...
twitter.com/RadyoSozluk
o sebeple, 21.00 da hep birlikte nazan öncel dinleyelim diye aykut ve ben sizleri bekliyor olacağız.

blog.normalsozluk.com/
www.instagram.com/sozlukrad...
twitter.com/RadyoSozluk
devamını gör...
devlet memurları bu ülkenin kanayan yarası kamburu kanseridir
bu ülkedeki kanayan yarada, kanserli olan tek hücrede malum yönetimdir ve onlara oy veren mabadların da kıl olmaya dünden razı olan zihniyettir.
öyle bir gün öğretmenleri bir gün memurları göz önüne getirerek bu gerçeği kimse değiştiremez.
en güzel mevkilerde makamlarda malum beyefendinin hısım akrabaları var, bunları gözünüz görmüyor da memura öğretmene gelince mi aslan kesiliyorsunuz?
öyle bir gün öğretmenleri bir gün memurları göz önüne getirerek bu gerçeği kimse değiştiremez.
en güzel mevkilerde makamlarda malum beyefendinin hısım akrabaları var, bunları gözünüz görmüyor da memura öğretmene gelince mi aslan kesiliyorsunuz?
devamını gör...
mutlu bir evlilik için ilk şart
empati ve özel alana saygıdır.
devamını gör...
güzel kadın isimleri
neden ismimi yazmadınız?
devamını gör...
edip cansever
"sevda bir ateş buldu sende, eğilip öptü seni
artık kimse denizi bilmiyor.
dirseklerini masaya koyuşundan belli
gelip geçen bir günü bitirmek istemediğini
sevda bir umut buldu sende.
ey bir yolcu listesinde bir ölüyü arayan
artık kimse gözlerini bilmiyor.
şunu imzala
bir mektup, bir telgraf alındısı değil
unutulmuş bir sevdadır kapısını çalan
ve sevimsiz bir terlik gibi duran odan
kimse artık bir şey giymek istemiyor.
sonra bir pencereden kendine
ayışığı gibi vuran sen
ne sana na başkasına benziyor.
ve işte bir dip balığı su boşluğunda
çırparaktan yüzgeçlerini
hiç kimseye uymayan bir mevsim öneriyor."
artık kimse denizi bilmiyor.
dirseklerini masaya koyuşundan belli
gelip geçen bir günü bitirmek istemediğini
sevda bir umut buldu sende.
ey bir yolcu listesinde bir ölüyü arayan
artık kimse gözlerini bilmiyor.
şunu imzala
bir mektup, bir telgraf alındısı değil
unutulmuş bir sevdadır kapısını çalan
ve sevimsiz bir terlik gibi duran odan
kimse artık bir şey giymek istemiyor.
sonra bir pencereden kendine
ayışığı gibi vuran sen
ne sana na başkasına benziyor.
ve işte bir dip balığı su boşluğunda
çırparaktan yüzgeçlerini
hiç kimseye uymayan bir mevsim öneriyor."
devamını gör...
baş parmaklar aşağı

şahsiyet dizisinde bu tablo ile harika bir replik geçer. yazıma başlamadan önce ilk olarak o sözü paylaşmak isterim sizlerle.
‘’aslında bu tablo diyor ki: eğer bir suç işlemek istiyorsan ama suçlanmak istemiyorsan, tek yapman gereken etrafına bir kalabalık toplamak. çünkü bir suçu yeterince büyük bir kalabalıkla birlikte işlersen o artık suç değildir.”
1872 yılında jerome tarafından çizilen bu tablo döneminin toplum yapısını harika bir şekilde aktarıyor bizlere. bilindiği üzere antik roma döneminde insanlar collesium'u doldurarak adeta kendilerinden geçerek gladyatör dövüşlerini izliyorlardı. dönemin en büyük eğlence organizyonu olan bu dövüşlerde insanlar birbirlerine karşı ya da vahşi hayvanlara karşı dövüştürülüyordu. gladyatörler genel olarak savaş esiri ve kölelerden oluşmaktaydı. ilerleyen zamanlarda ise kendi isteği ile gladyatör olan kişiler de olmuştur. bu gladyatörlerin seçim şansı yoktu. hayatta kalmak için yapması gereken şey dövüşü kazanmaktı. işte bu noktada gladyatörün hayatını tek bir parmak hareketi belirliyordu. dövüş sırasında imparator baş parmağını yukarı kaldırırsa, gladyatörün hayatı bağışlanıyordu. eğer baş parmağını aşağı indirirse bu gladyatör için ölüm demekti. tabii bu hareketi aynı zamanda seyirciler de yapmaktaydı. yani halk gün içinde onlarca insanın ölümüne karar verip daha sonra hiçbir şey yokmuş gibi evlerine dönmekteydi. yani kimin ölüp kimin yaşayacağına karar verecek bir toplum. eğlence için çok sıradan bir şekilde insanların hayatını sonlandıran bir toplum. kim bilir belki de modern dünyadan da izler bulabiliriz bu tabloda.
devamını gör...
hatay'da alevi olduğu için saldırıya uğrayan öğretmen
terör eylemidir. evet tam olarak öyle. sorumlusu da bunu yapan cahil pislikten ziyade, her gün nefret ve kin saçan malum zihniyettir!!.
devamını gör...
reflasyon
yeniden makul oranlı enflasyona dönmek anlamında kullanılan bir iktisadi terimdir.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu
o artık polis.
edit : öyle polis değil ulen.
kafa sözlük polisi.
edit : öyle polis değil ulen.
kafa sözlük polisi.
devamını gör...
bibliyofil
kitapları ve kitap okumayı çok seven, kitaplara düşkün kimse anlamına gelen kelime.
devamını gör...
okunması gereken kitaplar
monte kristo kontu kesinlikle listemde ilk sırayı alır.evet tuğla gibidir konu yavaş ilerler ama okuyun derim kesinlikle pişman olmazsınız.
devamını gör...
pozitif olmak
bu dünya da zor be kurban olduğum!!!
devamını gör...
1 mayıs 2021 normal sözlük mobil görünümünün güncellenmesi
elim ayağım karışıyo arkadaşlar. neyin nerden geldiğini anlayamıyorum dediğim başlık.
devamını gör...
bir yazar neden yeşil nick alır sorunsalı
(bkz: yeşil nick alınca havalı olduğunu sanan yazar)
(bkz: renkli mahlas alıp kendini üstün zannetmek)
(bkz: yeşil nickli yazarları beğenmiyoruz kampanyası)
biraz daha yaratıcılık artık, lütfen...
(bkz: renkli mahlas alıp kendini üstün zannetmek)
(bkz: yeşil nickli yazarları beğenmiyoruz kampanyası)
biraz daha yaratıcılık artık, lütfen...
devamını gör...
kitap okuyan insanı belli eden detaylar
empati yapabilme, rahat odaklanabilme, iyi bir dinleyici olma, geniş ve farklı fikirlere açık olabilme
devamını gör...
beğeni alınca mutlu olan yazar
çok güzel bir duygu yanlız değilsin hissi veriyor.
devamını gör...


