kendi kedilerimi örnek göstererek bütün kuğular beyazdır yargısı gibi rahatlıkla yanlışlayabileceğim önermedir. hayvanlar can sıkıntısından gecenin bir yarısında tüm doğa uykudayken sağdan soldan buldukları oyuncaklarını bana getirip, yüzümü de ''hadi bilader uyan'' der gibi patileyip uyandırıyorlar onları oynatmam için.
devamını gör...

(bkz: transparan)
devamını gör...

şimdiki insanların birçoğunun maymun kadar zeki olmamasından kaynaklıdır.

misal; doktor döven hasta yakını.
devamını gör...

medeniyet ve medeniyete dair ne varsa.
devamını gör...

kapak sesi istanbul'dan duyulmuştur sanırım. hanımefendinin ağzına sağlık.
devamını gör...

aklımdaki çoğu soru işaretini cevapladığım,bu sürede de saçlarıma aklar düşürdüğüm yaştır 20 yaş.

soru işaretlerini 30'umdan sonra cevaplamayı dilerdim,olmadı böyle.
devamını gör...

sınıf olarak verdiğimiz tepki ektedir:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

jefferson airplane'in '67 tarihli efsanevi albümü surrealistic pillow'daki, bol lsd ve alice's adventures in wonderland göndermeli mükemmel şarkı. sözleri ve vokalleri grace slick'e aittir. zibilyar tane grup tarafından coverlanmış olup, patti smith yorumu kanımca orijinalinden sonra en güzelidir.

işte sözleri:

one pill makes you larger
and one pill makes you small
and the ones that mother gives you
don't do anything at all
go ask alice
when she's ten feet tall

and if you go chasing rabbits
and you know you're going to fall
tell 'em a hookah smoking caterpillar
has given you the call to
call alice
when she was just small

when the men on the chessboard
get up and tell you where to go
and you've just had some kind of mushroom
and your mind is moving low
go ask alice
i think she'll know

when logic and proportion
have fallen sloppy dead
and the white knight is talking backwards
and the red queen's "off with her head!"
remember what the dormouse said;
feed your head
feed your head

------------------------

işte tarafımca yapılmış pek bir oricinal çevirisi:

bir hap seni büyütür,
bir diğeri ise küçültür,
ve annenin verdikleri ise
aslında hiç bir işe yaramaz.
bunu git alice'e sor
onun boyu on feet'e ulaşmışken

eğer tavşanların peşinden gidersen
ve düşeceğinin de farkındaysan
onlara seni nargile içen bir tırtıl'ın çağırdığını söyle
alice'i çağır
hazır boyu bu kadar küçülmüşken

satranç tahtasındaki taşlar
kalkıp sana nereye gideceğini söylüyorsa
ve daha az önce bir mantar yediysen
ve aklın ağır hareket ediyorsa
git alice'e sor
bence o * biliyordur

mantık ve simetri
dağılıp öldüğünde
ve beyaz şövalye ileri geri konuştuğunda
ve kırmızı kraliçe "vurun kellesini!" dediğinde
fındık faresinin ne dediğini hatırla:
"kafanı besle. kafanı besle. kafanı besle..."
devamını gör...

azıyla çoğuyla resme dökülmüş hali budur. büyük resmi kimse görememektedir.
devamını gör...

inio asano'nun yedi yıl süren mangası. punpun adlı ana karakterin ilkokul yıllarından yirmili yaşlarına kadar büyümesini anlatan bir "coming of age" hikayesi. punpun ve ailesi, mangadaki diğer karakterlerin aksine, bir ördek şeklinde, basitçe çizilmiş; tabii bunu sadece okuyucu biliyor. diğer karakterler onları normal insan olarak görüyor. ilk bakışta en çarpıcı özelliği bu. ama elbette ki bundan çok daha fazlası.

13 volume ve 147 sayıdan oluşan bu manganın ana hikayesi, punpun ve ilk sayıda punpun'ın okuduğu okula transfer olan aiko arasındaki aşk. bunun dışında pek çok arc var elbette. dayısının, okul arkadaşlarının, annesinin, yaşı ilerledikçe tanıştığı insanların da hikayeleri zaman zaman merkeze oturuyor. ana hikaye akıcı, sürükleyici ancak bu yan hikayelerin de çoğu iyi kotarılmış. aralarında biraz daha üstünkörü ve havada kalmış olanları da var elbette.

punpun ve aiko oldukça iyi yazılmış, çok boyutlu, kompleks, gelişen ve değişen karakterler. hikayeleri ve yolculukları boyunca ne yapacaklarını kestirmek pek mümkün olmuyor. özellikle punpun geçirdiği değişimler, hayata dair fikirleri, tepkileri çok iyi yansıtılmış, kolayca özdeşleşme sağlanıyor, pek çok açıdan oldukça uç bir karakter olsa da.

ülkemizde henüz çok popüler değil ve türkçe baskısı an itibariyle yok, daha hiçbir yayınevi haklarını alıp da çevirmedi ama yakın gelecekte çıkacaktır diye tahmin ediyorum. ingilizce baskısını edinmek mümkün fakat kur nedeniyle pahalı. internette ise hem ingilizce hem de türkçe çevirisini var. japonca aslını okumadığım için çeviriyi değerlendirmek mümkün değil ama yine de ingilizce çevirisinin akıcı ve fena olmadığını söyleyebilirim.

mangaya ya da genel olarak çizgi roman dünyasına uzak insanların da çok keyif alabileceği bir seri bu; kafada, manga deyince otomatik oluşan klişelerin çok azı mevcut. hele ki shounen klişeleri hiç yok. depresif, pesimist, gerçekçi, şok edici, hüzünlü ve oldukça kara bir tona sahip; ördek çizimler yanıltmasın. hatta fazla depresif ve dark bulup yarıda kesen okuyucu yorumları da gördüm internette.
devamını gör...

merhabalar sevgili dostlar. bir süredir gündemimizde olan, ancak bizim için oldukça üzücü olduğundan, kendi aramızda bile konuşmaktan kaçındığımız bu haberi artık sizlerle paylaşmak durumundayız zira torku’nun ecele faydası yok. *

efenim, spontane isimli güzide radyo yayınımızı, malesef bu hafta da dahil olmak üzere, belirsiz bir süre için askıya almak durumundayız. gelecek ne getirir bilinmez dostlar, ama sizinle ve yayınımızla olan geçmiş, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar güzeldi.

- peki neden a cenk? sen biliyo musun yılmaz gacesinden ayrıldı? kimden ötürü ha kimden ötürü? senden ötürü mü? benden ötürü mü?

malesef benden ötürü a dostlar. önümüzdeki süreçte kişisel gündemlerimden kaynaklı, hem sözlüğe hem de radyoya pek az zaman ayırabileceğim. buna canlı yayın saatlerimiz ve keşke hepiniz dahil olabilseniz de bizim kadar eğlenebilseniz dediğimiz, yayın hazırlık süreçlerimiz de dahil malesef.

hal böyle olunca, sizleri pazartesiye kadar bekletmeden haberdar edelim dedik. size dinleyenlerimiz diyemem. desem desem, bize kulak veren dostlar diyebilirim. hem robnaja’nın hem benim ilk yayın deneyimimiz olan bu süreçte desteğini esirgemeyen tüm dostlara, bizimle gülen bizimle ah be diyen tüm güzel insanlara, en rezil anılarımıza dahi gülümseyerek tepki veren tüm arkadaşlarımıza, modumuz düştüğü anda sezip bizi kucaklarına alıp yükselten siz mükemmel varlıklara* sonsuz teşekkür ederim. spontane ekibi olarak, bize güvenip, “yardırın arkadaşlar, siz halledersiniz şöyle süpersiniz böyle mükemmelsiniz” diye bizi gazlayan, ertesi günkü unutulmaz dinozor şarkısı esnasında dahi sadece random gülen güzel insan, superman gomercan’a sonsuz sevgiler, çiçekler ve sevimli böcekler yollarız. heykelini diksek, ehe. şey. neyse.

rob hep “veda etmek istemiyorum, bir sonraki yayın için buluşma talebiyle ayrılıyorum” diye bitirirdi programları. yine öyle yapalım, veda etmek istemiyoruz, ileride bir gün tekrar buluşmak dileğiyle. hoşçakalın dostlar.
devamını gör...

ben de 3, 5 tane olan saçlardır.

ben saçlarımı hiç boyatmadım, saçımın rengini çok sevdiğimden.
geçenlerde, günler belki aylar bana yıllar gibi gelen zamanlardan sonra anne beni biraz sevsene diyerek dizlerine yattım. ama çok tedirginim aman dengesini bozmayayım, ağır taşımasın diye, kafam sadece dokunuyor dizlerine.
neyse sevdi sevdi, elem saçların dedi durdu.
anne n'oldu dedim. beyazlamış saçların niye böyle oldu ki genceciksin dedi.
annem bizim saçlarımıza çok düşkündür. abimin saçları da uzundu benim de küçükken. bir kere kestirmişiz okurken aynı birbirimizden bi' haber. aradı, öğrenmiş abimden kestirdiğimi, sizi eve almayacağım diye ağladı epey.

sonuç olarak anne dedim yüzümde gözleri dolmuş bir gülümsemeyle hastalandın ya sen, ben çok üzüldüm belki ondan olmuştur ama sen iyi ol nedir ki beyaz saçlar, en kötü boyarız...
devamını gör...

doğanın bir parçası olan, kedigillerden bir hayvan. genelde çam ormanları ve engebeli arazileri tercih eder. avlanması pek çok ülkede yasaklanmıştır.
devamını gör...

galip derviştir.. evet biraz fazla komedi hatta absurt komedi katılmış ama türk sherlock'tur.
devamını gör...

evli, mutlu, çocuklu ve yorgun. uzun zamandır hissettiğim şey bu. yorgun ama mutlu;evli, çocuklu, mutlu ama yorgun; mutlu çünkü evli ve çocuklu gibi şekillerde belirtebilirim. kısaca yorgun desem daha iyi olacak galiba. gece deliksiz bir uykuya ve öğlen 12'ye kadar uyumak gibi lükslere sahip olmak istiyorum.

anlık olarak ruh halimizi ve/ya eylemlerimizi anlattığımız ve tanımlamaya çalıştığımız nadide yazarın, nadide başlığı. *
devamını gör...

biranın bazı mekanlarda sulu olduğu sokaktır. ayrıca kokteylleri güzel olsa da asmalı mescit fiyatlarında olduğu için cep yakar.
devamını gör...

10 yaşındaydım, kuzenim, ikizim ve ben evde tek kaldık. dolma vardı yemekte cacık ne güzel olur diye düşünüp cacık yapalım dedik. yapıyordum hiçbir sorun yoktu fakat yoğurdun kaymaklı olduğunu öğrenene kadar. * yarım saat kendimizi zorlaya zorlaya bitirmiştik dalga geçmesinler diye. bir cacık ne kadar kötü olabilir demeyin, oluyor.
devamını gör...

beni de oldukça mutlu eden mesajdır. birkaç kişiden aldım sağ olsunlar.* ben de burdan tüm sözlüğe iyi bayramlarrr diliyorumm.
devamını gör...

#1231482
bu tanıma cevap vermesini beklediğim yazar.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yitirileceği vardır. ben en yakın arkadaşlarımla kaç yıl uzaktan arkadaşlık ettim, kimi okul arkadaşımla skype whatsapp üzerinden yakınlaştım. insan ilişkileri emek ister. ondandır ki karşı taraf niyet etmiyorsa en güzeli hiç zorlanmaması.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim