en sevdiğim isimlerden biri,kulağa hoş geliyor.
devamını gör...

patentini almalıyım, çok satabilir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

engin günaydın'ı hiçbir zaman engin günaydın olarak göremiyorum.
devamını gör...

özellikle yemek ve mutfak dilinde rastladığımız kalıp. terbiye soslu tavuk ve terbiye sossuz tavuk yazılsa daha uygun olur. malum, büyük ya da küçük, bazılarının jetonu erken düşmüyor.
devamını gör...

sunay akın'ın kurmuş olduğu müze.
bu müzede 17. ve 18.yüzyıllardan kalma farklı ülkelerden toplanmış oyuncaklar bulunuyor. mesela nazi almanyası dönemi oyuncakları gibi. çoğumuzun tasarımına yabancı olduğu oyuncaklar. bizdeki çoğu aile çocuklarına hayal dünyası gelişsin diye değil de ses yapmasınlar diye ya kız çocuklarına oyuncak bebek ya da erkek çocuklarına oyuncak tabanca alıyorlar. bunlar da ilerisi için gerek toplumsal gerek de bireysel problemlere davetiye çıkarabiliyor.
devamını gör...

80 leri 83 leri görünce ağlayarak uzaklaştım.
devamını gör...

fotoğrafta 256 metre yükseklikte ayakları sarkarak bir kiriş üzerinde oturmuş yemek yiyen on bir erkek gösterilmektedir. arka planda ise new york manzarası görünmektedir. işçilerin büyük buhran nedeniyle güvenliklerini önemsemeksizin herhangi bir işte çalışmak durumunda oldukları için güvenlik kayışı takmadıkları görülmektedir. fotoğraf rockefeller center binasının inşaatının son aylarında binanın 69. katında 29 eylül 1932 tarihinde çekilmiştir. arşivcilere göre fotoğraf anlık değil önceden ayarlanmış bir şekilde çekilmiş . bence o döneme ait başka önemli fotoğraflar da vardır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

senin kafan yanmış kardeşim.

köy insanı onlar. sizin gibi paraya tamah etmezler.

aylık gelirleri ve giderleri eşittir. yaşadıkları ev babalarından kalmadır. muhtemelen pek çoğu o evlerde çocukluğunu geçirmiştir. o evin yanması o insanların anılarını yakmaktır, gerçi siz anlamazsınız.

neyse sizin anladığınız dilden de konuşalım.

idare hukukunda sosyal risk ilkesi denen bir ilke bulunur. buna göre terör eylemlerinden kaynaklı zarara uğramış insanlar, devlete tazminat davası açıp, zararını faiziyle devletten alabilirler.

yani yok öyle, insanların hakkını gasp edip; gasp edilmeyen kısmı lütuf olarak göstermeye çalışmak.
devamını gör...

biraz da şöyle şöyle dandik başlık açalım değil mi? evet efenim favlayan yazarın asıl amacı size yanlamaktır. ne yapsın malum yasaklar geldi çattı can sıkıntısından saracak birini arıyor olabilir. ayrıca bu bir sözlük politikası da olabilir. eksi yok fav butonu var neden? neden ha? resmen çöpünüzü çatacaklar lütfen bilinçlenelim.!!111!1!1!
devamını gör...

senabdühamitisavundun: doğu perinçek
devamını gör...


"dünya güzeldi, içim de güzel olsun istedim. içimde bir suçluluk, hatta kötülük yokmuş gibi yaparsam, yavaş yavaş kötülüğü unuturdum. böylece hiçbir şey olmamış gibi yapmaya başladım. hiçbir şey olmamış gibi yaparsanız ve gerçekten de hiçbir şey olmuyorsa, hiçbir şey olmaz sonunda."


kırmızı saçlı kadın, orhan pamuk
devamını gör...

ah, tanıyorum bu sancıyı dediğim başlık!

ama ben ne yaptım, şikayet edeceğime o hayal edilen mükemmel başlığı kendim açtım, sen de benim gibi yap?

(bkz: çamurlarda yuvarlanan küçük bir domuzcuk gibi mutlu uyanmak)
devamını gör...

1977 yapımı bir david lynch şaheseri. charles bukowskinin hayatım boyunca izlediğim en iyi film ikinci bir film adı veremem size diyerek övdüğü filmdir ayrıca lynch üstadın ilk uzun metraj filmidir. film sizi içine çekerek gerçeklik algılarınızı alır uzaklaştırır. klasik bir sonradan baba olacağını öğrenip kadını yanına alma hikayesi olarak başlasa da çok farklıdır ortaya çıkan bebek bir yaratıktır konusu ama film resmen bir sürreal şölen yaşatır size düş mü gerçeklik mi anlayamazsınız bile. stanley kubrick bile bu film için arkadaşlarna muhakkak izleyin demiş ve filmde olan bebeğin nasıl yapıldığını öğrenmek için para teklif etmştir ama lynch'tan bir cevap alamamıştır. sağlam bir sabır çelik gibi bir irade ve güçlü bir mide isteyen bu filmin içerisinde klasik lynch dokunuşlarını hemen farkediyorsunuz. her filminde olduğu gibi bu filmde de baştan aslında mesajları veriyor lynch ama biz tabii ki çok sonradan anlıyoruz. imgesel dokunuşları bu kez fazlasıyla hissettiğimiz için sanki bir silgi ile beynimizi siliyor yönetmen filmin içerisinde 1977 yılında klasik sinema kurallarını altüst edip üstüne birde ayaklarının altına alıp çiğnemiştir. zamanın çok ötesinde oyunculuklar, senaryo ve makyaj ile. john nance nasıl oyunculuktur o.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


''böyle mi olmalıydı: insanın mutluluğu, aynı zamanda kederinin kaynağı mı olmalıydı?


yaşam dolu doğanın içinde yüreğimi saran içten ve sıcak duygular, beni bir zamanlar öyle sevinçlere boğuyor, çevremdeki dünyayı benim için öyle bir cennete dönüştürüyordu ki; ama şimdi bu duygular, hiçbir yerde peşimi bırakmayan dayanılmaz bir işkence, bana acı çektiren bir hayalet haline dönüştü.''
devamını gör...

nasıl başladı, nasıl gidiyor gibisinden açıklamalar olmuş. bazı üniversitelere yönelik 2 yıllık raporlar da paylaşılmış. evet bazı üniversiteler için güzel gelişmeler var ama daha gidecek çok yolumuz var güzel ülkem. uzaktan eğitimle birlikte, eğitime yönelik yaşanan başarısızlıklar da umarım gerçekçi verilerle 2020 yılına ait benzeri bir raporda sunulacaktır.

liyakatın temel alındığı durumlar artarsa farklı güzel gelişmeler de yaşanabilecektir. umarım...
devamını gör...

- dini kullanarak insanları maddi ve manevi sömüren tiplerin çoğalması
- dini kullanarak terör örgütleri kurmak ve masum insanları din adına katletmek
- kul hakkını en çok yiyenlerin nedense dindar geçinen tipler olması
devamını gör...

fransa'da "hissettiğiniz depresyon değil, kapitalizmdir" şeklinde bir duvar yazısında geçmiştir.
devamını gör...

mangaka nakaba suzuki'nin shounen, ecchi, supernatural özelliklerin ağır bastığı bir eseridir. mangasını okumadığım için animesine dönük bir yorumda bulunacağım.
anime serisinin ilk sezonundan son sezonuna doğru çizimlerde, renklendirmelerde kalite giderek düşmekte, belirgin bir şekilde özensizlik görülmektedir. şarkıları fena değildir. açılış ve kapanışları spoiler içermeleri sebebiyle biraz can sıkıyor.
konu akışına baktığımızda ilk sezon kendi içerisinde az da olsa tutarlıyken, gittikçe dağılan ve kendini yanlışlayan bir duruma evrilir. sürekli olarak bilinmezlik vardır ve bunların çoğunun bir cevabı yoktur ya da mangaka bu durumu önemsemiyor.
anime kendi içerisinde oldukça eğlenceli, komedisi ile sizi güldüren ve orijinal karakterler barındırması açısından oldukça ilgi çekici. şahsen izlerken sıkıldığım zamanlar olsa da severek izledim. devam sezonunu da soru işaretlerimi gidermek için izleyeceğim.
izleme sırası aşağıdaki gibidir ve henüz dördüncü sezonu yayınlanmamıştır:
nanatsu no taizai
nanatsu no taizai: seisen no shirushi
nanatsu no taizai: ımashime no fukkatsu
nanatsu no taizai: kamigami no gekirin
nanatsu no taizai: fundo no shinpan

shounen olmasından mütevellit hitap ettiği yaş grubunu düşünerek izleyin. bazı bazı saçma gelen, çocuksu gelen, gereksiz gelen unsurlar görmeniz çok normal olacaktır. kendi türü içerisinde değerlendirdiğiniz zaman türünü çok iyi yansıtan örneklerinden biri olduğunu göreceksiniz.


animeyi uzun bir süre meliodas için izledim ki animedeki ecchi unsurların yarısını bu karakter yaratmakta. orijinal bir karakter ve başta tavırlarını saçma bulurken mangakanın her tavrını mantığa uydurmasıyla gözümde minnoş bir hale dönüştü.
sanırım serideki en sevdiğim kişi ban. hiç bir animede ya da mangada sevdiği kadını bu derece önemseyen bir adam görmedim. korkunç bir yaşam bahşedilmiş bu adama. sevdiği kadın ölmüş ama kendisi ölümsüz. kavuşmaları imkansız ve o ölmüş olan sevgilisini diriltmenin, ölümsüz olan bir adamı öldürmenin yollarını arıyor. imkansızı arıyor ve imkansızı seviyor. benim için oldukça etkileyici bir karakter.
ve evet çoğu kişi gibi escanor un hakkının yendiğini düşünüyorum. adam çok cool ve bir o kadar pısırık bir karakter. dördüncü sezonda belki daha çok görürüz.
devamını gör...

ben erkek olsaydım; bir başıma istediğim saatte istediğim yerde olurdum.
ben erkek olsaydım; olur olmaz yerde tacize uğramazdım.
ben erkek olsaydım; sahilde bir bankta sabahlardım.
ben erkek olsaydım; ailemin değil, benim istediğim bir okulda okurdum.
ben erkek olsaydım; ailemin istediği işte değil, kendi istediğim işte çalışırdım.
ben erkek olsaydım; zorla başımı kapatamazlardı.
ben erkek olsaydım; özgürce aşık olur, o aşkı istediğim gibi yaşardım.
ben erkek olsaydım; türlü yaftalardan korkup bu yaşımda hala öpüşmemiş olmazdım.
ben erkek olsaydım; sadece bir kere zil zurna sarhoş olurdum. ​
ben erkek olsaydım; aşık olduğum ve beni seven kadının gözlerine gözyaşını haram ederdim.
ben erkek olsaydım; çocuklarıma kanat özellikle kızıma uçacağı gökyüzü olurdum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim