fotoda keder var fotoda umutsuzluk var.
kara kara düşünüyorlar.
bunun bi tık üstü kayalıklarda içmek.
onun da bi tık üstü köprü altında içmek.
genç yaşta dert tasa sahibi olmuşlar üzüldüm. nasıl da elleri çenelerinde mahmur bakıyorlar.
devamını gör...

şu anki verilere göre ülkemizde altı yüz bin alzheimer vakası varmış ve bunların da üçte ikisi de kadınmış.

bu hastalardan birini de eypio’nun klibinde görüyoruz. #974797

veriler için şurdan
devamını gör...

on ay kadar önce yeni bir eve taşındık. ilk taşındığımız sıralarda bulaşık makinesini boşaltırken tencerenin birini yanlış yere koymuşum. o gün bu gün kızım* bana ona göre davranıyor.

b: kızım hadi bakalım uyku saati. bu gece ben yatırıcam seni.
k: olmaz. annem uyursun.
b: neden?
k: çünkü sen tencereleri yanlış yere koyuyorsun.

xxxxxxx

b: kızım hadi parka gidelim.
k: olmaz annemle gidicem ben. sen tencereleri yanlış yere koyuyon.

xxxxxxx

geçenlerde bir arkadaşımızla konuşurken duydum.
x teyze: biliyo musun babam tencereleri hep yanlış yere koyuyor.

*
devamını gör...

okan bayülgen'in bir ara geceyarısı sunduğu programda bununla ilgili skeci vardır. çekirdek yiyiciler isimli skeçte, bayülgen ve yanında oturan oyuncu hem konuşuyorlar hem de hızlı hızlı çekirdek çitliyorlar, çekirdek kabukları da dağ gibi birikip boylarını geçiyor.
devamını gör...

çok özledim. çok. kelimelerle tarif edemem. o yüzden uğraşmayacağım boşuna.

nereye gitti bilmiyorum. bir yere gitti mi onu da bilmiyorum. bu dünyada olmadığını, bir daha onunla olamayacağımı artık alıyor aklım. ne kadar zamanım kaldıysa geriye, yanımda, yöremde olmayacağını artık, biliyorum. onu bir daha göremeyeceğimi, ne kadar özlersem özleyeyim ona bir daha sarılamayacağımı, bir daha onunla tartışamayacağımı, her defasında yemek arasında almak zorunda olduğu ilacı unutması yüzünden ona yarı şaka yarı ciddi takılamayacağımı, şarkı söylemesini, kuran okumasını dinleyemeyeceğimi, spor müsabakalarında çocuk gibi heyecanlanmasını izleyemeyeceğimi, kokusunu duyamayacağımı kabul ettim. ettim etmesine ama içimdeki boşluğu neyle dolduracağımı hala bilmiyorum. bu boşlukla yaşamıma devam etmek zorundaysam buna nasıl alışacağımın, bunun alışılabilir bir şey olup olmadığının cevabını hala arıyorum.

fotoğraflarına baktım bugün. moralim bozuktu, modum düşüktü. bir iki video var. son zamanlarından. onlara bakmadım bilerek. eski fotoğraflarına, kocaman gülümsemesine, herkese neşe saçan, herkesi yükselten hallerine baktım. iyi gelmedi. yokluk, hiçlik, bir daha asla durumu öyle anılarla, fotoğraflarla falan hafifleyen bir şey değil. değilmiş. zamanla zaten anılar da silinecek kafamdan biliyorum. sesini, kokusunu, mimiklerini, teninin dokusunu unutacağım. belki zorlayacak buna rağmen hatırlayamayacak kadar uzun süre yaşayacağım.
ya boşluk? boşluğunu da unutabilecek miyim? bu boşlukla barışabilecek miyim?
devamını gör...

etik, sözlükte "insanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı birtakım tutum ve davranışların tümü." şeklinde tanımlanır. ama bugün bizim değineceğimiz konu tanımdan daha çok bunu nasıl oluşturmamız veya oluşturacağımız üzerine.
oluşturacağınız bireysel bir etik için öncelikle oluşturduğunuz her şeyi yıktıktan sonra gerçekleşebilir. burada (bkz: fredrich nietzsche) devreye girer ve "tanrı öldü" der.
nietzsche tanrı öldü derken kastı sadece dini veya (bkz: teoloji)'yi öldürmek değildir.
kendisinden önce var olan bütün sistemleri ve kültürleri yıkmaktır.
nietzsche, nihilizm(hiççilik) için uğranılması gereken bir uğraktır der. yani ilk önce hiç olmadan yeni biri olamayız der. bunun için de "yeniden dirilişler ancak mezarlıklarda görülür." diye ekler.

peki, bu yıkım ve hiçe gidiş kavramlarına nasıl ulaşabiliriz? tabii bu çok acılı bir süreç olacaktır. eğer bir şeyi yıkmak istiyorsanız önce ondan şüphe(bkz: septisizm) etmelisiniz. ailenizden,düşüncelerinizden,inanışlarınızdan ve hatta kendinizden. (bkz: descartes) kendi varlığının kanıtı bu şekilde bulmuştur. her şeyinden ve şüphe edip yıkarak ve onları tekrar inşa ederek en sonunda da "düşünüyorum o halde varım demiştir".
nietzsche bu yıkım ve hiçliğe uğramak konusunda bizlere şu aforizmasını söyler.
"kendini yakmak istemelisin kendi ateşinde, nasıl yeniden doğmak isteyebilirsin ki, önce kül olmadan."

işte şimdi her şeyi yıktıktan sonra artık inşa etmek başlar her şeyi yeni baştan.
öncelikle yeni etik sistemimizi kurmaya kabullenmekle başlamalıyız. insan doğası ve biyolojisine aykırı bir etik sistem kurmak, sizi çok fazla ilerletmeyecek, eninde sonunda tökezlettirecektir. öncelikle insan doğasının temelinin tamamen bencilliğe dayandığını kabullenmeniz gerekir. bütün niyetiniz ve eylemleriniz tamamen sizin bencilliğinizden kaynaklanır. kuracağımız yeni etik sistemi bu temel taşın üzerinde yükselecektir. bencillik kavramını açıklamak için bu durumu örneklendirecek olursak.
iki tane anne ve çocuk düşünelim iki grupta aç ve tek kişiye yetecek kadar yemekleri var. bir anne yemeğini çocuğuna yedirirken, diğer anne yemeği kendisi yer. özüne baktığınızda ikisi de bu eylemi bencillikten yapar. bir anne için açlık dürtüsü yerine çocuğunun aç kalmasının vicdan azabı daha ağır geldiğinden yemeği çocuğuna verir. diğer anne'de ise açlık dürtüsü daha baskın gelir ve yemeği kendisi yer. birinde manevi bir bencillik söz konusu iken diğerinde maddi bir bencillik söz konusudur.
bu anlamda bencillik iyi veya kötü değil mutlaktır.

ikinci olarakta iyi ve doğru kavramlarını analiz etmekle ilerlemeliyiz. ikisi de birbirinden çok farklı iki kavramdır. bize hep birbirlerine yakın gözükseler bile iyi olan, çoğu zaman doğru olmaz. mesela bir eylemden haz almanız o eylemi sizin için iyi yapsada onu doğru yapmaz. iyi, duygularla ayırt edilebilirken, doğru ancak akılla ayırt edilebilir. o yüzden etik sistemimizin temelini hislerimize göre değil aklımıza göre kurmalıyız. hazlar çoğaldıkca alınan haz yerini ızdıraba bırakır, fazla seks yapmak sizin için iyi olarak görülse bile sizin için ardından gelecek ızdırap ve boşluk yüzünden doğru değildir.

duygular, akla kanalize edilmek için vardır. temel bir dürtü ve motivasyon kaynağıdır. duyguların iyi veya kötü olmasının bir önemi yoktur. her iki durumda da kanalize edilmelidir. ve buna göre ilerlenmelidir. kötü olanı ancak saf bir irade ile aklımıza kanalize edebiliriz. irade ve disiplin bireysel ahlakın temelidir. bu ahlaka sahip insanlar duygularına kapılıp hareket etmeyeceği gibi herhangi bir şeyi yapmak için de motivasyon bekleyen zayıf bir karaktere de sahip değillerdir. bu heriflerin tek olayı saf bir disiplin ve üst düzey bir iradedir bundan ötürü herhangi bir işlerini ertelemez, kötü bir duyguya kapılıp ritüellerini bozmazlar ve hayatta hep bir ivme kazanırlar. olumsuz duygular onlar için denizde gittikleri bir gemiye vuran dalgalardır, yeterince sağlam bir iradeniz varsa yani geminiz, su almaz ve batmazsınız.
su almadıktan sonra da vuran dalgaların şiddettinin bir önemi yoktur. iradesiz ve disiplinsiz bir hayat eninde sonunda büyük bir boşluğa ve ızdıraba mahkumdur.

etik sistemi biyolojik istençle temellendirip aklın üzerine inşa edip irade ve disiplin tuğlalarıyla yükselttikten sonra devreye (bkz: søren kierkegaard) girer ve var oluşsal bir boşluk ve hayatı anlamlandıramamaktan kurtulmak adına inancı ortaya atar.
her şeyi akılla algılayamayız ve açıklayamayız bazı şeylere inanmak durumunda kalır ve bununla boşluk ve anlamsızlık duygusundan kurtuluruz. bu duruma biraz faydacı (bkz: pragmatizm) bakmak gerekir. inançtan kasıt illa din veya tanrı değildir fakat bunlarda olabilir. siz sanata, doğaya veya evrenede inanabilirsiniz. aklın açıklayamadığı noktada devreye inanç girer ve sizi anlamsızlıktan kurtarır.
devamını gör...

ıstiklal caddesinde bir sokak
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

mahlası ile daima midemin kazınmasına neden olan yazar. bir şaka yaptım kendisine, olgunlukla karşıladı gönlümü fethetti.* sonrasında barıştık sarıldık tatlıya bağladık arkadaş olduk. uzun yıllar yazsın efendim ben midemin kazınmasına razıyım. *
devamını gör...

her ne kadar muhabbetimiz olmasa da, denk geldikçe tanımlarını severek okuduğum yazar.

özellikle kitaplar hakkında yorumları (çoğu benim de okuduğum kitaplar) aynı duyguları hissetmek çok güzel. kalemine sağlık *
devamını gör...

kendi nickaltını açma guzum çarpılırsın ella.
tanım: fena da olmayan henüz çözme aşamasında olduğum yazar.
devamını gör...

sosyalizmin şu üç özelliği bile hayatı baştan aşağı değiştirir:
1) herkese ücretsiz eğitim ve sağlık hizmeti
2) herkese iş (8 saat)
3) herkese ev
bunu sovyetler ve diğer sosyalist ülkeler başardı.
devamını gör...

türbanlı hakime değil, adaletin olmadığı yerde hiçbir hakime güvenmem!
devamını gör...

peygamberden üstün adamları tarih boyunca siz icat ettiniz, en son tayyip erdoğan'a peygamberde olmayan, tanrının vasıflarını siz sıraladınız, onu ilah yaptınız. sizden daha kötü kara mizah mı olur ? sizden daha kötü kalp mi olur ?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

az ama öz seven kişidir. yığınla arkadaş yerine ; dertleşecek, eğlenecek, tavla oynayacak, kahve yapacak her an anlaşabileceği tek tük insanları seviyordur. tek bir yakın arkadaşım var ve bu durumu seviyorum. ne demişler 10 tane 10 kuruş da 1 lira eder 2 tane 50 kuruş da...
devamını gör...

nerdesin baba?
devamını gör...

başka şansı kalmayan insandır. sadece sevgi ile bazen hiçbir şey çözülmüyor. özellikle tek taraflı bir sevgi ile
devamını gör...

1998 yılında çıkan madonna şarkısı.
devamını gör...

birisi, kabuk tutmuş yaralarımızı okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve oluk oluk kanamaya başlıyor yeniden. birine teslim olduğumuzda ve içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıveriyor. o yüzden değil mi, içimizde tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta tedirgin ve gergin dolanmalarımız?
"anlatsam mı, anlatmasam mı?" kararsızlığımız..
"bu sevgi beni acıtır mı?" kuşkularımız.. her zaman seni üzen birileri olacaktır. tek yapmamız gereken; sevginin bize vadettiklerine güvenmeyi sürdürmek, ama kime ikinci defa güveneceğimizi de iyi seçmek.
(bkz: closer (2004)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim