güzel erkek isimleri
ebubekir sıddık
devamını gör...
aşırı öğrenme
ıngilizce overfitting olarak geçmektedir. en temel hali ile makine öğrenmesi sırasında oluşturduğumuz modelin çalışılan veri seti üzerinde muhteşem sonuçlar verip, hiç görmediği yeni veri setleri ile yapılan tahminlerde hata payı yüksek tahminler yapması durumudur.
devamını gör...
ünlülerin ölmeden önceki son sözleri
“özgür iradem ve açık bir bilinçle bu yaşamdan ayrılırken, son bir sorumluluk yerine getirilmeyi bekliyor: bana ve işimi yapmama huzurlu bir ortam sunan harika ülke brezilya’ya içten teşekkürlerimi sunmak. her yeni günle bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim, ruhsal anavatanım avrupa kendi kendini yok ettikten ve ana dilimin dünyası yok olduktan sonra, dünyanın hiçbir yerinde hayatımı bu kadar severek yeniden kuramazdım. ama altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. ve benim gücüm yıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekilde sonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişisel özgürlüğüm en yüce değerim oldu. bütün dostlarımı selamlarım! hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızıllığını görmek nasip olsun! ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.” (stefan zweig'in intihar mektubu)
devamını gör...
eğlenmek için seks yapan kadın
sorgulayanların kendine özenmesini, onun yerinde olmak istemesini ortaya çıkardığı için suçlanan kadındır, seks yaptığı için değil.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük yeni bir gün başlıyor ve ben bu yeni güneü renklendirmek için hazırım.
devamını gör...
aksiyoloji
değerler felsefesidir. bireylerin yargılarının kaynağını araştırır. ahlaki değerler ve estetik ile ilgilenir. etik ve estetik olmak üzere iki kısımda incelenir.
devamını gör...
urgakina
urugakina , urugakine olarak da bilinen eski lagaş kralı.
o dönem için gerçekten reform olarak görülen kanunları çıkarmıştır. kanunlarda adalete ve fakirlerin haklarını korumaya çalıştığı görülmektedir. birinde diyor ki: zengin fakirin malından satın almak istiyorsa, ona gümüş vermeli. ama fakir satmak istemiyorsa güç kullanmamalı. burdan anlıyoruz ki, kanunlardan önceki dönemde fakirin malvarlığına gelişigüzel el konulabiliyormuş.
kanunları genel olarak incelediğimizde, toplumda dini görevlilerin ve zengin kesinin keyfiliğinin önüne geçilmeye çalışıldığı görünüyor.
bir fakir ölünce, onun cenaze ritüellerine herkesin katılımını sağlamaya çalışmış mesela. onlar için cenaze belli merasimle yapıldığından ve bu da belli bir maddi inkan gerektiğinden, fakir insanların bundan mahrum kalmasını istememiş.
bu kanundan bir madde:
hiçbir yerde din adamları, artık fakirin anasının bahçesine zorla giremez, eğer kralın tebâsının eşeği doğurursa, onun beyi ona “bunu senden alacağım” derse, eğer o, onunla satışa anlaşırsa, ona “istediğim parayı ver” der. o (urukagina) böyle düzenledi ve lagaşlıları hırsızlık, katil ve kuraklıktan kurtardı, hürriyeti yerleştirdi. bundan böyle kimse dul ve yetimlere haksızlık yapamaz,
din adamlarının ve zengin kesimin fakirin malına keyfi el koyması bu maddeden anlaşılıyor. en hoşuma giden madde de ‘kimse dul ve yetimlere haksızlık yapamaz’ maddesi.
dul ve öksüz artık güçlü adamın insafına kalmış değillerdi
bu kanunlarla ilgili tartışma yaratan madde, birden fazla koca alan kadının ,taşlanması yönünde olanı. önceden kadın birden fazla koca sahibi olabiliyormuş ve bu maddeyle o yasaklanmış. tevratta da bunun suçu taşlanmaktır. ama işin ilginci erkeğe verilen bir ceza yok bu konuda. tam adaletli kanun derken olmadı be*.
urukagina’nın düşüşü de şu ağıtla anlatılmış:
umma'nın adamı ( lugalzagesi ) ... ningirsu'ya karşı bir günah işledi ... girsu kralı urukagina'da suç yoktu, ama umma valisi lugal-zage-si'ye gelince , tanrıçası nisaba onu yapsın günahını boynunda taşı" (alternatif olarak - "günahını boynunda taşısın")
ah da tutmuş nitekim. bir süre sonra da lugal-zage-si sargon’a yenilmiş. sargon ayrı bir konu.
kaynak:
en.m.wikipedia.org/wiki/Uru...
ortadogu.firat.edu.tr/ortad...
o dönem için gerçekten reform olarak görülen kanunları çıkarmıştır. kanunlarda adalete ve fakirlerin haklarını korumaya çalıştığı görülmektedir. birinde diyor ki: zengin fakirin malından satın almak istiyorsa, ona gümüş vermeli. ama fakir satmak istemiyorsa güç kullanmamalı. burdan anlıyoruz ki, kanunlardan önceki dönemde fakirin malvarlığına gelişigüzel el konulabiliyormuş.
kanunları genel olarak incelediğimizde, toplumda dini görevlilerin ve zengin kesinin keyfiliğinin önüne geçilmeye çalışıldığı görünüyor.
bir fakir ölünce, onun cenaze ritüellerine herkesin katılımını sağlamaya çalışmış mesela. onlar için cenaze belli merasimle yapıldığından ve bu da belli bir maddi inkan gerektiğinden, fakir insanların bundan mahrum kalmasını istememiş.
bu kanundan bir madde:
hiçbir yerde din adamları, artık fakirin anasının bahçesine zorla giremez, eğer kralın tebâsının eşeği doğurursa, onun beyi ona “bunu senden alacağım” derse, eğer o, onunla satışa anlaşırsa, ona “istediğim parayı ver” der. o (urukagina) böyle düzenledi ve lagaşlıları hırsızlık, katil ve kuraklıktan kurtardı, hürriyeti yerleştirdi. bundan böyle kimse dul ve yetimlere haksızlık yapamaz,
din adamlarının ve zengin kesimin fakirin malına keyfi el koyması bu maddeden anlaşılıyor. en hoşuma giden madde de ‘kimse dul ve yetimlere haksızlık yapamaz’ maddesi.
dul ve öksüz artık güçlü adamın insafına kalmış değillerdi
bu kanunlarla ilgili tartışma yaratan madde, birden fazla koca alan kadının ,taşlanması yönünde olanı. önceden kadın birden fazla koca sahibi olabiliyormuş ve bu maddeyle o yasaklanmış. tevratta da bunun suçu taşlanmaktır. ama işin ilginci erkeğe verilen bir ceza yok bu konuda. tam adaletli kanun derken olmadı be*.
urukagina’nın düşüşü de şu ağıtla anlatılmış:
umma'nın adamı ( lugalzagesi ) ... ningirsu'ya karşı bir günah işledi ... girsu kralı urukagina'da suç yoktu, ama umma valisi lugal-zage-si'ye gelince , tanrıçası nisaba onu yapsın günahını boynunda taşı" (alternatif olarak - "günahını boynunda taşısın")
ah da tutmuş nitekim. bir süre sonra da lugal-zage-si sargon’a yenilmiş. sargon ayrı bir konu.
kaynak:
en.m.wikipedia.org/wiki/Uru...
ortadogu.firat.edu.tr/ortad...
devamını gör...
tüm beğenilerini geri çeken yazar
devamını gör...
seo
türkçesi arama motoru optimizasyonudur. peki nedir bu seo? arama motorlarının kullanıcıya daha alakalı daha iyi bir içerik sunmak için tasarladığı bir algoritma vardır. bu algoritmayı uygun içerikler yapmak demek paylaşımlarınıza seo uygulamak yani paylaşımlarınızı arama motoruna göre optimize etmek demektir.
peki ne işe yarar diye sorarsanız, bir yazınıza seo uygulamak, kullanıcıların arama sonuçlarında daha üst sıralarda yer almak demektir. google'ın bu konuda 200 adet seo kriteri vardır. bunların başında sayfa açılma hızı ( 3 saniyeden uzun olmamalı), mobil uyumu ( aramaların %50 si artık mobilden yapılıyor ve sayıları daha da artıyor), domain yaşı ( alan adınızın ne kadar köklü ve istikrarlı olmasıdır), başlıklarda yazıların ilk 100 kelimesinde meta açıklamasında anahtar kelimelere yer vermek... diye gidiyor. şimdilik bunlar aklıma geldi aklıma gelmeyenler de aşırı önemli değilmiş ki aklımda kalmamış.
genel olarak google'ın yaptığı sunumlarda paylaşımlarınız kullanıcı odaklı olsun diye belirtiyor. yani paylaştığınız yazıları laf olsun diye veya oradan buradan toplayarak alakasız konulardan yazarsanız google botları yazınızın kalitesinin düşük olduğuna karar verecek ve sıralamada ilk sıralara çıkarmayacaktır. google okuyucuların sitenizde ne kadar zaman geçirdiğini, başka yazılarınıza bakıp bakmadığını, aradığı şeyi bulup bulmadığını hepsini analiz edip öğrenebiliyor. eğer google'da ilk sıralara çıkmak istiyorsanız yazılarınızı gerçekten birilerine faydalı olacak şekilde kaliteli üretmelisiniz.*
peki ne işe yarar diye sorarsanız, bir yazınıza seo uygulamak, kullanıcıların arama sonuçlarında daha üst sıralarda yer almak demektir. google'ın bu konuda 200 adet seo kriteri vardır. bunların başında sayfa açılma hızı ( 3 saniyeden uzun olmamalı), mobil uyumu ( aramaların %50 si artık mobilden yapılıyor ve sayıları daha da artıyor), domain yaşı ( alan adınızın ne kadar köklü ve istikrarlı olmasıdır), başlıklarda yazıların ilk 100 kelimesinde meta açıklamasında anahtar kelimelere yer vermek... diye gidiyor. şimdilik bunlar aklıma geldi aklıma gelmeyenler de aşırı önemli değilmiş ki aklımda kalmamış.
genel olarak google'ın yaptığı sunumlarda paylaşımlarınız kullanıcı odaklı olsun diye belirtiyor. yani paylaştığınız yazıları laf olsun diye veya oradan buradan toplayarak alakasız konulardan yazarsanız google botları yazınızın kalitesinin düşük olduğuna karar verecek ve sıralamada ilk sıralara çıkarmayacaktır. google okuyucuların sitenizde ne kadar zaman geçirdiğini, başka yazılarınıza bakıp bakmadığını, aradığı şeyi bulup bulmadığını hepsini analiz edip öğrenebiliyor. eğer google'da ilk sıralara çıkmak istiyorsanız yazılarınızı gerçekten birilerine faydalı olacak şekilde kaliteli üretmelisiniz.*
devamını gör...
normal sözlük'ün en muhteşem yazarı
teşekkürler ne sandın! bana bu alemde the great gatsby derler!
devamını gör...
197770 yabancı uyruklu kişinin türkiye'yi terk etmesi
bu işin dili dini ırkı olmadığını gösteren durumdur. fırsatı olan kapağı yurt dışına atarak, kendini kurtarmaya bakıyor.
devamını gör...
ilk mesaj nasıl atılmalı sorunsalı
ey dilberi rana, ey tesadüf-ü müstesna, o mahrem suratınızı görünce size lahza-i kalpten sarsıldım, niyetim acizane-i taciz etmek değildir, bilakis efkar-i umumiyede ufak bir aile bacası tüttürmektir, sözlerim sizi temin ve tatmin edecekse şayet zevc-i izdivacınıza talibim.
devamını gör...
kitap okuma aşkını kazandıran kitabın ismi
ayşe kulin- adı: aylin
kitabı okuduğumda çok etkilenmiştim. çok sevdiğim bir ablamdan kalmıştı kitap. o zamanlar çok kitabım yoktu. daha sonra aynı kitabı birkaç kere daha okudum. bana kitap okumayı sevdiren, kitap okuma alışkanlığı kazandıran ayşe kulin'in diğer kitaplarını okusam da, hiçbiri adı: aylin kitabı gibi hissettirememişti.
2019 yılında ankara kitap fuarında kendisiyle tanışma şansımız olmuştu. ilk imzalattığım kitap da yine adı: aylin kitabıdır.
kitabı okuduğumda çok etkilenmiştim. çok sevdiğim bir ablamdan kalmıştı kitap. o zamanlar çok kitabım yoktu. daha sonra aynı kitabı birkaç kere daha okudum. bana kitap okumayı sevdiren, kitap okuma alışkanlığı kazandıran ayşe kulin'in diğer kitaplarını okusam da, hiçbiri adı: aylin kitabı gibi hissettirememişti.
2019 yılında ankara kitap fuarında kendisiyle tanışma şansımız olmuştu. ilk imzalattığım kitap da yine adı: aylin kitabıdır.
devamını gör...
halkın seçtiği cumhurbaşkanına diktatör demek
adolf hitler'in de seçimler kazandığı halde hâlen diktatör olarak anıldığını atlamış bir insan beyanı.
devamını gör...
alfred adler
“zihnine yetersiz ve beceriksiz olmaması gerektiği düşüncesini kazıyan bir çocuk, amansız mücadelesinin sonunda savaşçı bir yetişkin haline gelebilir. böyle bir birey, diğerlerine göre daha büyük bir sıkıntı içerisindedir.”
yaşama sanatı
yaşama sanatı
devamını gör...
the dragon
yazdığı biz romanı ile pek çok distopik eserin ilham kaynağı olmuş yevgeni zamyatin'in günlük yaşamları konu edinen öykülerinden oluşan koleksiyon. zamyatin'in üslubu çok sıradışı olmasa bile öykülerinde yarattığı atmosfer gerçek anlamda çarpıcı derecede iyi tasarlanmış durumda. çok bariz olmasa bile egon schiele tablolarından fırlamış grotesk bir atmosfer hakim öykülerde. schiele'nın fırçasından dökülmüş çarpık, hastalıklı vücutlar sanki etten ve kemikten bir şekil almış gibi. özellikle devrim öncesi ve sonrasında yaratılan hava schiele'nın krumau'sunu anımsatır cinsten ve hatta belki biraz da four trees ama eser bir bütün olarak bir schiele tablosu olsaydı muhtemelen dead mother öyküleri en net yansıtan tablo olurdu. her ne kadar çeviride pek çok şey yitirmiş olsa bile sıradışı benzetmeler ve detaysız görünse bile aslında oldukça ince bir özenle yazılmış betimlemeleri ile gerçekten her öykü bir diğerinden daha fazla içine çekiyor.
"dozens of ears floated around them in the dust waves; the whisper was heard, and it ran on like a spark along a gunpowder wick. alyoshka's secret message, the mysterious special clothing, the deacon's catastrophe-all this was too much. the atmosphere was charged with thousands of volts, and something was needed to discharge the electricity, to clear the air."
"dozens of ears floated around them in the dust waves; the whisper was heard, and it ran on like a spark along a gunpowder wick. alyoshka's secret message, the mysterious special clothing, the deacon's catastrophe-all this was too much. the atmosphere was charged with thousands of volts, and something was needed to discharge the electricity, to clear the air."
devamını gör...



