normal sözlük'teki kaos ortamı
olur öyle arada bir. her gün baklava börek yenmez ya! arada bir de işte şalgam, limon falan...
(bkz: sen yine de anamı karıştırma)
(bkz: sen yine de anamı karıştırma)
devamını gör...
madalyası olmayan bir yazarı ciddiye almak
madalyası olmayan bir editörü ciddiye almak gibidir, ama almayabilirsiniz de tabii.*
devamını gör...
bir öğrencinin gece 12'de öğretmenine soru sorması
sonuç olarak öğretmenin de bir ailesi, bir hayatı, bir düzeni var. bütün hafta zaten bu tür şeylerle uğraşıyordur, bir de pazar günü saat gecenin on ikisinde yazılınca böyle tepki vermesi normal.
saat 22.00'dan sonra, bu tür şeyler için kimseye yazılmaması görüşündeyim.
saat 22.00'dan sonra, bu tür şeyler için kimseye yazılmaması görüşündeyim.
devamını gör...
kürtajın yasaklanması gerekliliği
--- alıntı ---
yani neredeyse ben olmayacaktım.
--- alıntı ---
peki ya senin neredeyse olmayacak olmandan kime ne dediğim bir parça laf öbeği.
hamile her kadın çocuğu doğurmak zorunda değil sonuçta doğurmak istememenin de herkesçe bir nedeni vardır. belki tecavüze uğradı, belki karnındaki yavrunun sakat ya da çok hasta doğacağını öğrendi ve buna dayanamadı, belki hamilelik kendi sağlığı için çok riskli ve işin sonunda ölüm var? nereden biliyoruz ki? iyi veya kötü her ne olursa olsun kimseyi bir şey yapması için zorlayamayız. herkes kendi davranışlarının sorumluluğunu alabilmeli, dayatmalarla bir yere varılmaz.
yani neredeyse ben olmayacaktım.
--- alıntı ---
peki ya senin neredeyse olmayacak olmandan kime ne dediğim bir parça laf öbeği.
hamile her kadın çocuğu doğurmak zorunda değil sonuçta doğurmak istememenin de herkesçe bir nedeni vardır. belki tecavüze uğradı, belki karnındaki yavrunun sakat ya da çok hasta doğacağını öğrendi ve buna dayanamadı, belki hamilelik kendi sağlığı için çok riskli ve işin sonunda ölüm var? nereden biliyoruz ki? iyi veya kötü her ne olursa olsun kimseyi bir şey yapması için zorlayamayız. herkes kendi davranışlarının sorumluluğunu alabilmeli, dayatmalarla bir yere varılmaz.
devamını gör...
şebnem ferah'ın en güzel şarkısı
asla seçemeyeceğim şarkıdır.
o kadar kaliteli bir kadın ki, bütün eserleri eşsiz bir mücevher gibi. en güzelini seçemem hepsi mükemmel bir sanat eseri. her şarkısı apayrı bir dünya aralıyor insanın ruhuna.
keşke şebom ölümsüz olsa.*
o kadar kaliteli bir kadın ki, bütün eserleri eşsiz bir mücevher gibi. en güzelini seçemem hepsi mükemmel bir sanat eseri. her şarkısı apayrı bir dünya aralıyor insanın ruhuna.
keşke şebom ölümsüz olsa.*
devamını gör...
yemek yapabilen insan
bugün yemek konusunda çok becerikli hissettiğim için kendimi şımartıyorum sadece büyütülecek bir şey yok.
tanım: öğrencilik yıllarında makarnadan gına gelince zalimin talim ettiği yola minnet eylemeyi reddederek yemek yapmayı öğrenen insandır.
tanım: öğrencilik yıllarında makarnadan gına gelince zalimin talim ettiği yola minnet eylemeyi reddederek yemek yapmayı öğrenen insandır.
devamını gör...
diş fırçalarken evin içinde dolaşmak
istemsizce beş dakika boyunca hem diş fırçalama hem de evi tavaf etme olarak vuku bulan olay. yapmaktan vazgeçemediğim alışkanlıklarımdan birisi.
devamını gör...
yazarların bedava olmasını istediği 3 şey
1. eğitim hakkı.
2. sağlık
3. barınma
2. sağlık
3. barınma
devamını gör...
68 65 78 61 64 65 63 69 6d 61 6c
amin.
devamını gör...
hoca bana taktı
çözdüğü yanlış problemi yüzüne vurduğum için orta 1’de matematik hocasının bana yapmış olduğudur. 3 sene dersimize o girdi ve cehennemi yaşattı bana kadın.* ama ben de onunla uğraşmaktan vazgeçmedim, haklıydım.
devamını gör...
yazarları korkutan unsurlar
geriye dönüp baktığımda yapmadığım şeylerden pişman olmaktan korkarım, geri dönüşü yok çünkü. bir de mutsuz, hayattan zevk almayan bir insana dönüşmekten çok korkuyorum.
devamını gör...
ferhan şensoy
kitaplarını okurken hem hüzünlendirir hem de kahkahalara boğulurdum. ve bir o kadar da düşündürürdü esprileriyle. çok üzgünüm. cennet olsun, ışık dolsun gittiğin yer.
devamını gör...
iş görüşmesi
bazen dumur eden olaylar yaşatır.
eski şirketimde(yazılım sektörü) teknik konulardaki mülakatı ben yapıyordum. bir gün sabah telefon geldi "saat 1'e görüşme alsak uygun mudur?" dediler, "uygundur" dedim. görüşmeden yaklaşık 1 saat önce aday arkadaşın cv'sini alıp inceledim. farklı hiçbir şey görmedim gayet bizler gibi sıradan bir insan ve yazılım geliştirici.
görüşme saati geldi. gelen arkadaşı bekleme kısmından almak için kapımı açtım ve anne, baba ve bahse konu arkadaşın oturduğunu gördüm. birkaç saniye dondum denebilir. o arada cv'yi gözümün önüne getiriyorum. "acaba başka bir şehirde yaşıyordu da ailesiyle mi geldi?", "acaba bir rahatsızlığı mı vardı?", "acaba özel bir durumu mu vardı?"
birkaç saniyelik şoktan sonra bahse konu arkadaşa bakarak "buyrun görüşelim" dedim. babası elindeki yarım çayı bırakarak "hadi bakalım" diyerek kalktı. bütün aileyi içeri alırken danışmadaki arkadaş ilk kez gördüğüm bir yüz ifadesiyle yüzüme bakıyordu.
"acaba kamera şakası falan mı bu?" gibi düşüncelere kapılırken baktım herkes gayet ciddi. 4 kahve söyledim. köy hayatından, doğal sebze yetiştiriciliğinden, galatasaray ve türk futbolundan, teknolojinin ne kadar ilerlediğinden bahsedip görüşmeyi bitirdik. *
hala zaman zaman düşünürüm "acaba bir çeşit şaka mıydı?" diye.
eski şirketimde(yazılım sektörü) teknik konulardaki mülakatı ben yapıyordum. bir gün sabah telefon geldi "saat 1'e görüşme alsak uygun mudur?" dediler, "uygundur" dedim. görüşmeden yaklaşık 1 saat önce aday arkadaşın cv'sini alıp inceledim. farklı hiçbir şey görmedim gayet bizler gibi sıradan bir insan ve yazılım geliştirici.
görüşme saati geldi. gelen arkadaşı bekleme kısmından almak için kapımı açtım ve anne, baba ve bahse konu arkadaşın oturduğunu gördüm. birkaç saniye dondum denebilir. o arada cv'yi gözümün önüne getiriyorum. "acaba başka bir şehirde yaşıyordu da ailesiyle mi geldi?", "acaba bir rahatsızlığı mı vardı?", "acaba özel bir durumu mu vardı?"
birkaç saniyelik şoktan sonra bahse konu arkadaşa bakarak "buyrun görüşelim" dedim. babası elindeki yarım çayı bırakarak "hadi bakalım" diyerek kalktı. bütün aileyi içeri alırken danışmadaki arkadaş ilk kez gördüğüm bir yüz ifadesiyle yüzüme bakıyordu.
"acaba kamera şakası falan mı bu?" gibi düşüncelere kapılırken baktım herkes gayet ciddi. 4 kahve söyledim. köy hayatından, doğal sebze yetiştiriciliğinden, galatasaray ve türk futbolundan, teknolojinin ne kadar ilerlediğinden bahsedip görüşmeyi bitirdik. *
hala zaman zaman düşünürüm "acaba bir çeşit şaka mıydı?" diye.
devamını gör...
fransızca cümle bırak
içimden defalarca kez "fransızcaya olan ilgimi belli etmemeliyim!" dememe rağmen kendimi bulduğum yere bakar mısınız? neyse efendim, geceye ingilizce bir cümle bırak başlıklarından özenerek oluşuma sunduğum başlıktır. güzel cümleler bırakacağımdır.
“ıl n'y a pas de raccourcis pour les endroits qui valent le coup.”
“gitmeye değer yerler için hiçbir kestirme yol yoktur.”
-helen keller
“ıl n'y a pas de raccourcis pour les endroits qui valent le coup.”
“gitmeye değer yerler için hiçbir kestirme yol yoktur.”
-helen keller
devamını gör...
levent gültekin
bu ülkenin yetiştirdiği değil, kendi kendisini yetiştirmiş, demokrat yazar.
insanın en zorlandığı şey kendi düşüncelerinden bağımsız, objektif bakarak, karar alabilmesidir bence. levent gültekin bunu sıklıkla uygulamış bir kişi. sadece dine, siyasete ve insanlara bakış açısında değil, kendisini aynalarken de uygulamıştır.
dürüst ve iyi insandır. her insan gibi hataları, eksikleri vardır. bazılarını çok net görüyor ama bazılarını kendisi bile bilmez. insandır çünkü. fakat gördüğü her hatasını mutlaka kabul eder ve özrünü diler. özür dilemeyi bir bilgelik olarak görür. bunları onu şahsen tanıyan bir kişi olarak yazıyorum.
yaygın kanının aksine atatürk'e, türk milletine herhangi bir düşmanlığı yoktur. derdi sadece vatana, millete yapılan ihanetlerdir. atatürk'ün felsefesini çok iyi kavramış ve inandığı kavramları (bkz: laiklik) misyon olarak vatanın her köşesinde insanlara anlatmaya çalışmıştır. pandemide de halk tv'deki iki yorum programında murat sabuncu ile bu misyonu devam ettirmektedirler aslında.
mahalle değişimini bırakın kendi dönüşümünü her şeyin önüne koymuş, inandıklarını savunurken, dönüşümünü ve eskiden içinde bulunduğu ortamın sakilliğini anlatırken, kendi sağlığından olma riskini göze almış cesur bir sestir. ahmet hakan'la uzaktan yakından karakter benzerliği olmadığını da kanıtlamıştır. eski siyasal islamcı diye aynı kefeye koymak büyük hatadır.
zaten ülkenin temelindeki sorun bu. ötekileştirme. levent gültekin kimileri için eski islamcı, kimileri için yeni muhalif. ama çok az bir kesim gözlüklerini çıkarıp levent gültekin'i kimliğin veya mahallenin parçası olarak değil, özgün düşünceleriyle değerlendiriyor. bunu kendisi de biliyor ve yine de konuşmaya, anlatmaya devam ediyor. risk budur :)
gerek islamcı kesimde, gerek demokrat rolü yaparak özgürlükleri kısıtlamış eski yönetimlerdeki hataları çok iyi bilip, deneyimlediği için bugün kendisi geçtim iktidarı, muhalefete en keskin eleştirileri yapan isimlerdendir. çoğu izleyicisi kendisine kızıyor fakat onun söylediği her şey muhalefeti daha iyiye taşımak, dolayısıyla önümüzdeki 2023 seçimlerinde bu demokrasi savaşını kazanmak adınadır.
sözlerimi burada sonlandırırken sabredip okuyanlara iki önerim olacak, naçizane;
1. kendisini sevin, sevmeyin ama kitap okuma alışkanlığınız varsa lütfen onurlu çıkış'ı alın, okuyun. orada çok samimi bir özeleştiri göreceksiniz, ondan sonra sevmemeye devam edebilirsiniz ama en azından kimi sevmediğinizi bilirsiniz.
2. yazının bir yerinde kendisine "iyi insan" dedim. iyi insan tanımı için kendisinin en sevdiğim bi kahve yayınını paylaşıyorum. ilk 10 dakikasını izlerseniz yeterli olur. (iyi insan olduğunu düşünüyorum fakat umarım bu yazımı görmez, görürse de umarım iyi insan olduğuna inanmaz ve çabası daha da mütevazi bir şekilde devam eder.)
insanın en zorlandığı şey kendi düşüncelerinden bağımsız, objektif bakarak, karar alabilmesidir bence. levent gültekin bunu sıklıkla uygulamış bir kişi. sadece dine, siyasete ve insanlara bakış açısında değil, kendisini aynalarken de uygulamıştır.
dürüst ve iyi insandır. her insan gibi hataları, eksikleri vardır. bazılarını çok net görüyor ama bazılarını kendisi bile bilmez. insandır çünkü. fakat gördüğü her hatasını mutlaka kabul eder ve özrünü diler. özür dilemeyi bir bilgelik olarak görür. bunları onu şahsen tanıyan bir kişi olarak yazıyorum.
yaygın kanının aksine atatürk'e, türk milletine herhangi bir düşmanlığı yoktur. derdi sadece vatana, millete yapılan ihanetlerdir. atatürk'ün felsefesini çok iyi kavramış ve inandığı kavramları (bkz: laiklik) misyon olarak vatanın her köşesinde insanlara anlatmaya çalışmıştır. pandemide de halk tv'deki iki yorum programında murat sabuncu ile bu misyonu devam ettirmektedirler aslında.
mahalle değişimini bırakın kendi dönüşümünü her şeyin önüne koymuş, inandıklarını savunurken, dönüşümünü ve eskiden içinde bulunduğu ortamın sakilliğini anlatırken, kendi sağlığından olma riskini göze almış cesur bir sestir. ahmet hakan'la uzaktan yakından karakter benzerliği olmadığını da kanıtlamıştır. eski siyasal islamcı diye aynı kefeye koymak büyük hatadır.
zaten ülkenin temelindeki sorun bu. ötekileştirme. levent gültekin kimileri için eski islamcı, kimileri için yeni muhalif. ama çok az bir kesim gözlüklerini çıkarıp levent gültekin'i kimliğin veya mahallenin parçası olarak değil, özgün düşünceleriyle değerlendiriyor. bunu kendisi de biliyor ve yine de konuşmaya, anlatmaya devam ediyor. risk budur :)
gerek islamcı kesimde, gerek demokrat rolü yaparak özgürlükleri kısıtlamış eski yönetimlerdeki hataları çok iyi bilip, deneyimlediği için bugün kendisi geçtim iktidarı, muhalefete en keskin eleştirileri yapan isimlerdendir. çoğu izleyicisi kendisine kızıyor fakat onun söylediği her şey muhalefeti daha iyiye taşımak, dolayısıyla önümüzdeki 2023 seçimlerinde bu demokrasi savaşını kazanmak adınadır.
sözlerimi burada sonlandırırken sabredip okuyanlara iki önerim olacak, naçizane;
1. kendisini sevin, sevmeyin ama kitap okuma alışkanlığınız varsa lütfen onurlu çıkış'ı alın, okuyun. orada çok samimi bir özeleştiri göreceksiniz, ondan sonra sevmemeye devam edebilirsiniz ama en azından kimi sevmediğinizi bilirsiniz.
2. yazının bir yerinde kendisine "iyi insan" dedim. iyi insan tanımı için kendisinin en sevdiğim bi kahve yayınını paylaşıyorum. ilk 10 dakikasını izlerseniz yeterli olur. (iyi insan olduğunu düşünüyorum fakat umarım bu yazımı görmez, görürse de umarım iyi insan olduğuna inanmaz ve çabası daha da mütevazi bir şekilde devam eder.)
devamını gör...
wason seçim görevi
wason(kart) seçim görevi, isminden de anlaşılacağı üzere peter catcarth wason isimli bir bilişsel psikolog tarafından geliştirilip ilk kez kullanılan deneysel bir paradigmadır.
bu görevde insanların önüne ön ve arka yüzlerinde birtakım bilgiler içerdiği söylenen dört adet kart sunulur. görevin amacı, karar alma ve akıl yürütme becerilerini incelemek olduğundan bu görevde insanlardan önlerinde bulunan kartlardan yola çıkarak verili kuralın ihlal edilip edilmediğini sınamaları istenir. işleri daha da karmaşıklaştırmadan bir örnek verelim:
kural: kartın ön yüzündeki rakam tek ise arka yüzündeki renk kırmızı olmalıdır.

bu kuralı sınamak için mümkün olan en az sayıda kartın arka yüzünü çevirmeniz istenmektedir.
hangi kartın veya kartların arka yüzünü çevirirdiniz?
yanıtınız 1. ve 4. sıradaki kartlar ise bildiniz! ancak yanlış yanıt verdiyseniz de insanların böyle soyut problemlerde epey zorlandığını belirtmekte fayda var. şimdi yanıtın neden 1 ve 4 numaralı kartlar olduğunu açıklayalım:
•(p) 1 numaralı kartın görünür yüzünde 3 rakamı yer almaktadır. kurala göre arka yüzündeki renk kırmızı olmalıdır. bir başka deyişle, bu kartın arka yüzündeki renk turuncu ise kural ihlal edilmiş demektir. öyleyse, kuralın ihlal edilip edilmediğini bulmak için ters çevirmemiz gereken ilk kart 1 numaralı karttır.
•(p’) 2 numaralı kartın ise ön yüzündeki rakam 8 ve kural çift sayılarla ilgilenmiyor.
•(q) 3 numaralı kart kırmızı renkte. kural kırmızı renkli kartın arka yüzündeki rakama dair bir önerme içermiyor.
•(q’) 4 numaralı kartın ön yüzündeki renk turuncudur. kurala göre turuncu renkli bir kartın arka yüzünde bir tek sayı yer alamaz. dolayısıyla, turuncu kartın arkasındaki rakamın tek mi yoksa çift mi olduğunu bulmak için kartı kesinlikle ters çevirmeliyiz.
şimdi biraz ısındıysak daha eğlenceli bir örneğe geçebiliriz:
bir kafede olduğunuzu hayal edin. göreviniz bu kafede 18 yaşından küçük olup bira içen biri olup olmadığını tespit etmek.
kural: bir kişi bira içiyorsa 18 yaşından büyük olmalıdır.

hangi kartın veya kartların arka yüzünü çevirirdiniz?
yanıtınız yine 1 ve 4 ise tebrikler! tahmin ediyorum ki bu problemi çözerken hiç zorlanmadınız. yanıtı açıkladıktan sonra neden bu denemede çok daha hızlı ve başarılı olduğunuz üzerine birtakım fikirleri inceleyeceğim.
•(q’) 1 numaralı kart bize kişinin 16 yaşında olduğunu söylüyor. kurala göre 16 yaşındaki bir kişi asla bira içemez. öyleyse, kuralın ihlal edilip edilmediğini sınamak için ters çevirmemiz gereken ilk kart 1 numaralı karttır.
•(q) 2 numaralı kart bize kişinin 21 yaşında olduğunu söylüyor. 21 yaşındaki bir kişinin gazoz veya bira içebileceği düşünüldüğünde bu kartın da ters çevrilmesine gerek olmadığı görülebilir.
•(p’) 3 numaralı kart bir kişinin gazoz içtiğini gösteriyor. gazoz içen bir kişinin yaşı kural açısından bir önem taşımaz.
•(p) 4 numaralı kartın üzerinde ise bira var. kural bira içen bir kişinin yaşının en az 18 olması gerektiğini söylüyor. öyleyse kuralı sınamak için bu kartın arkasını çevirip içen kişinin kaç yaşında olduğunu bilmemiz gerekli olacaktır.
evrimsel psikologlar cosmides ve tooby (1992) bu sonuçları şöyle açıklıyor: ultra sosyal bir tür olarak insan, türdeşleriyle iş birliği yapmaya fazlasıyla yatkındır. bu yatkınlığın sebebinin ise aslında yalnız başına oldukça zayıf olan insanın ancak birlikte olduğu takdirde doğadaki kıt kaynaklara erişim sağlayabilmesi olduğu öne sürülür. bu türden iş birliklerini kurarken en önemli öncüllerden biri de insanlar arası ilişkileri düzenleyen kuralların(sosyal kontratlar) koyulmasıdır. hayatta kalmanın dahi zor olduğu atasal çevrede -ki bu belirli bir tarih olmasa bile pleistosen dönemden (~2 milyon yıl önce) günümüze kadar herhangi bir zamandaki çevreye işaret edebilir bkz. environment of evolutionary adaptedness- sosyal kontratlara uymayan bir hileci elde edebileceği avantajlarla grubun kalanını tehlikeli bir durumda bırakabilir. örneğin kaynağın eşit paylaşılacağı kuralı ile yola çıkan bir grup insanın besin kaynağına ulaştıktan sonra kuralı ihlal eden bir hileci yüzünden bütün kaynağı kaybettiğini düşünün. işte cosmides ve tooby (1992) “hileciyi tespit mekanizması” (cheater detection mechanism) adı verilen ve böyle durumların önüne geçmek için özelleşmiş ve evrimsel seçilim baskıları tarafından şekillendirilmiş bir zihinsel modül olduğunu öne sürerler. sonuç olarak, diyebiliriz ki ilk örnekteki renk ve rakamları içeren kuralı sınamanın ikinci örnekteki sosyal kuralı sınamaktan daha kolay olmasının sebebi “hileciyi tespit mekanizması” olabilir (konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için; cosmides, 1989).
daha önce dikkatinizi çektiyse wason kart görevinde kullanılan problemlerin kurulma biçimi aynı ve p ise q biçimindedir. buradan hareketle doğru yanıt da daima p ve q' 'ni içeren ifadelerden oluşur. işte tam da bu nokta evrimsel psikologların en sağlam argümanına dayanak olur.
evrimsel psikoloji içerisinde en çok araştırılmış hipotezlerden biri olan hileciyi tespit mekanizması wason seçim görevinin birçok farklı varyantı ile desteklenmiştir. diğer yandan belirtmek gerekir ki günümüzde bu hipotez tartışmalı bir konumdadır. bu tartışma ile ilgili bilgi için evrimsel psikoloji başlığı altında önermiş olduğum mehmet elgin'in makalesinin yeterince kapsayıcı olduğunu düşündüğümden burada da tekrar önerme gereği duyuyorum.
kaynakça:
wason, p. c., (1966) reasoning. ın b. m. foss (ed.) new horizons in psychology (pp. ). penguin.
cosmides, l. (1989). the logic of social exchange: has natural selection shaped how humans reason? studies with the wason selection task. cognition, 31(october 1988), 187–276.
tooby, j., & cosmides, l. (1992). the psychological foundations of culture. ın j. barkow, l. cosmides, & j. tooby (eds.), the adapted mind: evolutionary psychology and the generation of culture. new york: oxford university press.
wason, p. c. (1968). quarterly journal of experimental reasoning about a rule. quarterly journal of experimental psychology, (july 2012), 37–41.
wikipedia: en.wikipedia.org/wiki/Wason...
bu görevde insanların önüne ön ve arka yüzlerinde birtakım bilgiler içerdiği söylenen dört adet kart sunulur. görevin amacı, karar alma ve akıl yürütme becerilerini incelemek olduğundan bu görevde insanlardan önlerinde bulunan kartlardan yola çıkarak verili kuralın ihlal edilip edilmediğini sınamaları istenir. işleri daha da karmaşıklaştırmadan bir örnek verelim:
kural: kartın ön yüzündeki rakam tek ise arka yüzündeki renk kırmızı olmalıdır.

bu kuralı sınamak için mümkün olan en az sayıda kartın arka yüzünü çevirmeniz istenmektedir.
hangi kartın veya kartların arka yüzünü çevirirdiniz?
yanıtınız 1. ve 4. sıradaki kartlar ise bildiniz! ancak yanlış yanıt verdiyseniz de insanların böyle soyut problemlerde epey zorlandığını belirtmekte fayda var. şimdi yanıtın neden 1 ve 4 numaralı kartlar olduğunu açıklayalım:
•(p) 1 numaralı kartın görünür yüzünde 3 rakamı yer almaktadır. kurala göre arka yüzündeki renk kırmızı olmalıdır. bir başka deyişle, bu kartın arka yüzündeki renk turuncu ise kural ihlal edilmiş demektir. öyleyse, kuralın ihlal edilip edilmediğini bulmak için ters çevirmemiz gereken ilk kart 1 numaralı karttır.
•(p’) 2 numaralı kartın ise ön yüzündeki rakam 8 ve kural çift sayılarla ilgilenmiyor.
•(q) 3 numaralı kart kırmızı renkte. kural kırmızı renkli kartın arka yüzündeki rakama dair bir önerme içermiyor.
•(q’) 4 numaralı kartın ön yüzündeki renk turuncudur. kurala göre turuncu renkli bir kartın arka yüzünde bir tek sayı yer alamaz. dolayısıyla, turuncu kartın arkasındaki rakamın tek mi yoksa çift mi olduğunu bulmak için kartı kesinlikle ters çevirmeliyiz.
şimdi biraz ısındıysak daha eğlenceli bir örneğe geçebiliriz:
bir kafede olduğunuzu hayal edin. göreviniz bu kafede 18 yaşından küçük olup bira içen biri olup olmadığını tespit etmek.
kural: bir kişi bira içiyorsa 18 yaşından büyük olmalıdır.

hangi kartın veya kartların arka yüzünü çevirirdiniz?
yanıtınız yine 1 ve 4 ise tebrikler! tahmin ediyorum ki bu problemi çözerken hiç zorlanmadınız. yanıtı açıkladıktan sonra neden bu denemede çok daha hızlı ve başarılı olduğunuz üzerine birtakım fikirleri inceleyeceğim.
•(q’) 1 numaralı kart bize kişinin 16 yaşında olduğunu söylüyor. kurala göre 16 yaşındaki bir kişi asla bira içemez. öyleyse, kuralın ihlal edilip edilmediğini sınamak için ters çevirmemiz gereken ilk kart 1 numaralı karttır.
•(q) 2 numaralı kart bize kişinin 21 yaşında olduğunu söylüyor. 21 yaşındaki bir kişinin gazoz veya bira içebileceği düşünüldüğünde bu kartın da ters çevrilmesine gerek olmadığı görülebilir.
•(p’) 3 numaralı kart bir kişinin gazoz içtiğini gösteriyor. gazoz içen bir kişinin yaşı kural açısından bir önem taşımaz.
•(p) 4 numaralı kartın üzerinde ise bira var. kural bira içen bir kişinin yaşının en az 18 olması gerektiğini söylüyor. öyleyse kuralı sınamak için bu kartın arkasını çevirip içen kişinin kaç yaşında olduğunu bilmemiz gerekli olacaktır.
evrimsel psikologlar cosmides ve tooby (1992) bu sonuçları şöyle açıklıyor: ultra sosyal bir tür olarak insan, türdeşleriyle iş birliği yapmaya fazlasıyla yatkındır. bu yatkınlığın sebebinin ise aslında yalnız başına oldukça zayıf olan insanın ancak birlikte olduğu takdirde doğadaki kıt kaynaklara erişim sağlayabilmesi olduğu öne sürülür. bu türden iş birliklerini kurarken en önemli öncüllerden biri de insanlar arası ilişkileri düzenleyen kuralların(sosyal kontratlar) koyulmasıdır. hayatta kalmanın dahi zor olduğu atasal çevrede -ki bu belirli bir tarih olmasa bile pleistosen dönemden (~2 milyon yıl önce) günümüze kadar herhangi bir zamandaki çevreye işaret edebilir bkz. environment of evolutionary adaptedness- sosyal kontratlara uymayan bir hileci elde edebileceği avantajlarla grubun kalanını tehlikeli bir durumda bırakabilir. örneğin kaynağın eşit paylaşılacağı kuralı ile yola çıkan bir grup insanın besin kaynağına ulaştıktan sonra kuralı ihlal eden bir hileci yüzünden bütün kaynağı kaybettiğini düşünün. işte cosmides ve tooby (1992) “hileciyi tespit mekanizması” (cheater detection mechanism) adı verilen ve böyle durumların önüne geçmek için özelleşmiş ve evrimsel seçilim baskıları tarafından şekillendirilmiş bir zihinsel modül olduğunu öne sürerler. sonuç olarak, diyebiliriz ki ilk örnekteki renk ve rakamları içeren kuralı sınamanın ikinci örnekteki sosyal kuralı sınamaktan daha kolay olmasının sebebi “hileciyi tespit mekanizması” olabilir (konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için; cosmides, 1989).
daha önce dikkatinizi çektiyse wason kart görevinde kullanılan problemlerin kurulma biçimi aynı ve p ise q biçimindedir. buradan hareketle doğru yanıt da daima p ve q' 'ni içeren ifadelerden oluşur. işte tam da bu nokta evrimsel psikologların en sağlam argümanına dayanak olur.
evrimsel psikoloji içerisinde en çok araştırılmış hipotezlerden biri olan hileciyi tespit mekanizması wason seçim görevinin birçok farklı varyantı ile desteklenmiştir. diğer yandan belirtmek gerekir ki günümüzde bu hipotez tartışmalı bir konumdadır. bu tartışma ile ilgili bilgi için evrimsel psikoloji başlığı altında önermiş olduğum mehmet elgin'in makalesinin yeterince kapsayıcı olduğunu düşündüğümden burada da tekrar önerme gereği duyuyorum.
kaynakça:
wason, p. c., (1966) reasoning. ın b. m. foss (ed.) new horizons in psychology (pp. ). penguin.
cosmides, l. (1989). the logic of social exchange: has natural selection shaped how humans reason? studies with the wason selection task. cognition, 31(october 1988), 187–276.
tooby, j., & cosmides, l. (1992). the psychological foundations of culture. ın j. barkow, l. cosmides, & j. tooby (eds.), the adapted mind: evolutionary psychology and the generation of culture. new york: oxford university press.
wason, p. c. (1968). quarterly journal of experimental reasoning about a rule. quarterly journal of experimental psychology, (july 2012), 37–41.
wikipedia: en.wikipedia.org/wiki/Wason...
devamını gör...
aynı evde yaşıyormuş gibi entryler
ama artık yani kim giydi yine benim gömleğimi?
devamını gör...
geceye yaşamak için bir sebep bırak
ingilizce de çok sevdiğim bir sözcük var;
nothing (hiçbir şey)
nothing (hiçbir şey)
devamını gör...
neden ünlü olduğu bilinmeyen ünlüler
"işte böyle, yavaş yavaş ve derinden, profil resmi yoluyla sözlüğün kime ait olduğunu bulacağız." diyen çiçeği burnunda yazar. *
devamını gör...
pavyona düşsem daha kolay kurtulurdum denilen bağımlılıklar
football manager bağımlılığıdır.
rüyamda yetiştirdiğim oyuncularla sohbet ediyorum. oyuncularıma kararlı olun cesur olun diye bağırıyorum. 30 şut atıp 0-1 kaybedince kafamı duvarlara vuruyorum.
rüyamda yetiştirdiğim oyuncularla sohbet ediyorum. oyuncularıma kararlı olun cesur olun diye bağırıyorum. 30 şut atıp 0-1 kaybedince kafamı duvarlara vuruyorum.
devamını gör...