necati şaşmaz'ın kendisini mehdi olarak görmesi
necati şaşmış.
devamını gör...
yoldaş benjamin franklin'in açtığı başlık
gayet normaldir. fatih terim'in bile maaşlı eleman olarak adlandırılıdığı yerde ki haklıdır böyle adlandırılması gayet normaldir. o maaşlı elemandır. sen de sözlüğün gönüllü elemanısın. ayrıca ne amaçla yazdığını bilemem ama art niyetli olduğu kanısında da değilim.
cumhurbaşkanı örneği verilmiş ama sap ile saman karışmış orada biraz. cumhurbaşkanı bana kendi vatandaşım diyemez zira ben türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım ve ben ya da benim gibi türkiye cumhuriyeti vatandaşları seçerek onu oraya getirdi.
ama patronum bana pek tabii işçim diyebilir. zira onun işletmesinde para karşılığı çalışıyorum. hiçbir zorunluluğum yok orada çalışmakla ilgili ve onun da beni çalıştırmakla ilgili.
ekleme: örnek verince kendimizi işçi gördüğümüzü düşünen tipler verdikleri örnekle yoldaş'ı da cumhurbaşkanı diye hayal edip diğer insanları yermek için kullandıkları kraldan çok kralcı olmuyorlar ellaam. * kimsenin işçisi de değilim savunucusu da. yoldaş'a da "şey" edecek bir durumum yok. ama sizdeki bu alınganlık hayret ettiriyor insana. takılmayın bu kadar ya hu.
cumhurbaşkanı örneği verilmiş ama sap ile saman karışmış orada biraz. cumhurbaşkanı bana kendi vatandaşım diyemez zira ben türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım ve ben ya da benim gibi türkiye cumhuriyeti vatandaşları seçerek onu oraya getirdi.
ama patronum bana pek tabii işçim diyebilir. zira onun işletmesinde para karşılığı çalışıyorum. hiçbir zorunluluğum yok orada çalışmakla ilgili ve onun da beni çalıştırmakla ilgili.
ekleme: örnek verince kendimizi işçi gördüğümüzü düşünen tipler verdikleri örnekle yoldaş'ı da cumhurbaşkanı diye hayal edip diğer insanları yermek için kullandıkları kraldan çok kralcı olmuyorlar ellaam. * kimsenin işçisi de değilim savunucusu da. yoldaş'a da "şey" edecek bir durumum yok. ama sizdeki bu alınganlık hayret ettiriyor insana. takılmayın bu kadar ya hu.
devamını gör...
porsuk
eskişehir'in ortasından geçen çayın adıdır aynı zamanda. eskiden şehrin kalbi olduğunu düşünürdüm. dikkatle dinlenildiğinde etraftaki kahkahalara, konuşmalara rağmen sesini duyacakmışım gibi gelirdi. ne zaman yalnız, umutsuz hissetsem kıyısındaki banklardan birine oturur; içimdeki huzursuzluğu suya gömmeye çalışırdım.
devamını gör...
unutulmayan aşk-ı memnu replikleri
nihal saçmalama makyajın akacak.
*
*
devamını gör...
çaylak moderatörü
sözlük kurucusunun yakın gelecekteki uygulamaya koyacağını söylediği yeni makam.
geri hizmet gibi bir şey sanırım.
geri hizmet gibi bir şey sanırım.
devamını gör...
polisiye roman
cinayet, hırsızlık gibi konuları işleyen ve genellikle sürükleyici ve karmaşık olan roman türüdür.
eğer ilk defa polisiye okuyacaksanız agatha christie'nin ''on küçük zenci'' romanını tavsiye edebilirim.
türk yazarlardan da ahmet ümit'in kitapları tavsiyemdir.
eğer ilk defa polisiye okuyacaksanız agatha christie'nin ''on küçük zenci'' romanını tavsiye edebilirim.
türk yazarlardan da ahmet ümit'in kitapları tavsiyemdir.
devamını gör...
mutlu olma yolunda en büyük engel
(bkz: tc simülasyonu)
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
eğlenmek, kül olmak kültür olmak, faydalı olmaktır.
devamını gör...
mimarlık
bugüne kadar bir şekilde dikkatimi çeken, tanımak istediğim, yaptığı işleri beğendiğim bir çok kişinin mimar olduğunu öğrenmişimdir, karikatürist, oyuncu, şarkıcı, nerde kurduğu cümleler, bakış açısı, duruşu dikkatimi çeken birisi olduysa hep mimar çıkmıştır, adını unutmadığım çok az insandan birisi olan, karikatürist salih memecan katıldığı bir programda şunu söylemişti ve çok etkilenmiştim,
"mimarlık eğitimi öyle bir şey ki, o eğitimi aldığınız zaman, her şeyi yapabileceğinizi düşünüyorsunuz..."
ben sadece binalar yada iç mekanlarla ilgili bir kavram olarak düşünmüyorum mimarlığı, çünkü dikkat ettiyseniz insanları onore etmek için yaptığı işin yanına x mimarı diye eklenir, yaratan, inşa eden, hatta var eden anlamında da kullanılır.
en bilineninden bir ev için mimarlık, bir evde nelere ihtiyaç varsa, o kadar çok boyutu hareket halinde düşünmesi gerekir, her bir boyutun bir dişli olduğunu varsayarsak, hepsini birbiriyle uyumlu dönen çarklar gibi, birbirini bozmadan yürütecek şekilde yerleştirmek de nasıl bir kafadır, mimarlık kafasıdır...
daire diye bir youtube kanalı var, orada insanların kendileri için yaptıkları çok orjinal, enteresan evler var, ve bu insanların hepsi mimar değil, o yüzden sadece ben değil tabi bunu bir çok mimardan da duydum, mimarlık bir yaşam biçimi kesinlikle, olaylara, mekanlara, herşeye o bakış açısıyla bakıyor bu tarz kişiler, mimarlık eğitimi almış, mimar olmuş yada olmamış bu kişiler, herşeyin ilerlemiş halini hesaplayabiliyorlar,
yani kesinlikle,
"mimar olunmaz, mimar doğulur"
bir de bunu farkedip eğitimini alanlar da zaten çok başarılı oluyor.
ben bu eve bayıldım...
"mimarlık eğitimi öyle bir şey ki, o eğitimi aldığınız zaman, her şeyi yapabileceğinizi düşünüyorsunuz..."
ben sadece binalar yada iç mekanlarla ilgili bir kavram olarak düşünmüyorum mimarlığı, çünkü dikkat ettiyseniz insanları onore etmek için yaptığı işin yanına x mimarı diye eklenir, yaratan, inşa eden, hatta var eden anlamında da kullanılır.
en bilineninden bir ev için mimarlık, bir evde nelere ihtiyaç varsa, o kadar çok boyutu hareket halinde düşünmesi gerekir, her bir boyutun bir dişli olduğunu varsayarsak, hepsini birbiriyle uyumlu dönen çarklar gibi, birbirini bozmadan yürütecek şekilde yerleştirmek de nasıl bir kafadır, mimarlık kafasıdır...
daire diye bir youtube kanalı var, orada insanların kendileri için yaptıkları çok orjinal, enteresan evler var, ve bu insanların hepsi mimar değil, o yüzden sadece ben değil tabi bunu bir çok mimardan da duydum, mimarlık bir yaşam biçimi kesinlikle, olaylara, mekanlara, herşeye o bakış açısıyla bakıyor bu tarz kişiler, mimarlık eğitimi almış, mimar olmuş yada olmamış bu kişiler, herşeyin ilerlemiş halini hesaplayabiliyorlar,
yani kesinlikle,
"mimar olunmaz, mimar doğulur"
bir de bunu farkedip eğitimini alanlar da zaten çok başarılı oluyor.
ben bu eve bayıldım...
devamını gör...
doğru söylüyor dedirten şarkı sözleri
geçer hayat işte böyle.
bu dünya hiç yerinde durmaz.
sanırım tüm suç bende, seçtiğim seçeneklerde.
bu dünya hiç yerinde durmaz.
sanırım tüm suç bende, seçtiğim seçeneklerde.
devamını gör...
okuduğun bir kitabı pudra şekerine uyarla
pudra şekerine övgü - ayvatmus
devamını gör...
ay hırsızı
(bkz: sunay akın)'ın 2009 yılında yayımlanan, küçük hikaye veya denemelerden oluşan ve farklı farklı insanları olmadık noktalardan birleştirerek bizi hayret düşürdüğü kitabı.
devamını gör...
köylü çocuk vs şehirli çocuk
köylü çocuk şehirli çocuk gibi konuşmak ister, kendi köy kelimelerinden utanır. üniversiteye kadar köylü olduğumu söyleyemezdim, çok güzel konuşmaya özen gösterirdim. benimle yeni tanışan insan, trabzonlu olduğumu duyunca konuşmamın güzelliğine şaşar. o güzel konuşma, aslında köylü ezikliğinden gelen bir çaba. zamanla şehirli olmanın kıt kültürlü, köylü olmanın zengin kültürlü olduğunu anlayan çoğu köylü çocuk, bundan istifade etmeye, bunun keyfini sürmeye başlar.
devamını gör...
üçüncü sayfa radyo yayını
beni heyecanlandıran bir yayın duyurusudur. istismar ve çocuğun yan yana geldiği haberleri okuduğum veya izlediğim günlerde nefret dolu oluyorum. aklım asla almıyor, gereğinden fazla empati mi demeliyiz buna veya gereğin fazla vicdan mı bilemiyorum. biz büyüdük kirlendi mi dünya yoksa her zaman mı böyleydi bilmiyorum. özellikle son beş yıl içinde haberlerde çokça karşılaşıyoruz çocuk istismarı ve cinayeti haberleriyle.
şimdiden soru alır mısınız bilmiyorum fakat aslında gözlemlediğim bir gelişme var son zamanlarda. çocuk cinayetleri haberlerinde ''istismar'' kelimesi dile getirilmemeye başlandı. bu gelişme toplumda infial oluşturmamak için mi bilmiyorum ve sebebini çok merak ediyorum. bununla alakalı olarak şunu da dile getirmek istiyorum. toplumda büyük bir kesim var ki ''ay benim psikolojim bozuluyor, böyle haberler görmek istemiyorum''cular sebebiyle mi haberlere filtre uygulanıyor.
çocuk istismarı haberleri ile ilgili müge anlı bir gün ''bunlar eskiden de vardı, sadece haberlere çıkmıyordu'' demişti. ben nedense bu çirkin gelişmelerin zamanla ve ülke gidişatıyla yükseldiğini düşünüyorum. siyasal islam tü kaka demek bir yana, bizler skandal haberlere maruz kalıyoruz. misal ''9 yaşındaki kız çocuğuna nikah kıyılabilir'' haberi vardı.
çocukluğunda istismara uğramış bireylerin ilerleyen yaşlarında bu kötü tecrübenin yarattığı travmaları atlatamadığını görüyor ve okuyoruz.
kafamda deli sorular, yazmak istediğim onlarca şey var. bu konuların alanı olan tıp, psikoloji, veya sosyaloji hakkında bilimsel hiç bir bilgim yok. ben bu konulara sadece bir izleyici ve duygusal bir vatandaş olarak yaklaşıyorum. bir bilenden dinleyecek olmak bana gerçekten iyi gelecek, şimdiden teşekkür ediyorum.
şimdiden soru alır mısınız bilmiyorum fakat aslında gözlemlediğim bir gelişme var son zamanlarda. çocuk cinayetleri haberlerinde ''istismar'' kelimesi dile getirilmemeye başlandı. bu gelişme toplumda infial oluşturmamak için mi bilmiyorum ve sebebini çok merak ediyorum. bununla alakalı olarak şunu da dile getirmek istiyorum. toplumda büyük bir kesim var ki ''ay benim psikolojim bozuluyor, böyle haberler görmek istemiyorum''cular sebebiyle mi haberlere filtre uygulanıyor.
çocuk istismarı haberleri ile ilgili müge anlı bir gün ''bunlar eskiden de vardı, sadece haberlere çıkmıyordu'' demişti. ben nedense bu çirkin gelişmelerin zamanla ve ülke gidişatıyla yükseldiğini düşünüyorum. siyasal islam tü kaka demek bir yana, bizler skandal haberlere maruz kalıyoruz. misal ''9 yaşındaki kız çocuğuna nikah kıyılabilir'' haberi vardı.
çocukluğunda istismara uğramış bireylerin ilerleyen yaşlarında bu kötü tecrübenin yarattığı travmaları atlatamadığını görüyor ve okuyoruz.
kafamda deli sorular, yazmak istediğim onlarca şey var. bu konuların alanı olan tıp, psikoloji, veya sosyaloji hakkında bilimsel hiç bir bilgim yok. ben bu konulara sadece bir izleyici ve duygusal bir vatandaş olarak yaklaşıyorum. bir bilenden dinleyecek olmak bana gerçekten iyi gelecek, şimdiden teşekkür ediyorum.
devamını gör...
seninki de dert mi diyen psikolog
uzaktan eğitimle mezun olmuştur.
devamını gör...
fakirleri avutmak için uydurulmuş şeyler
şükürdür bence. burada dini vs eleştirdiğim yok. şükür etmek bir bakıma önemlidir ama yaşam kalitesi sıfır, günün yarısından çoğunu çalışarak geçiren sözde büyük adamların küçük kararlarıyla hayatı şekillenen, hayatta kalma mücadelesiyle sürekli meşgul olmak zorunda kalıp neden yaşadığını bile bilmeyen insanlara şükür tavsiyesi vermek kör birine şu güzelliğe baksana yahu demek kadar anlamsız.
devamını gör...
müptelası olunan kokular
anne kokusu...
devamını gör...
dondurma baş ağrısı
devamını gör...
ölü başlıkları diriltme hareketi
rastgele butonu ile zaten dahil olduğum hareket.*
devamını gör...