dizilerde unutulmayan ölüm sahneleri
zamanında "aşk mı, o beni öldürür" diyen memati'nin kendi düğününde ölümü...
devamını gör...
saçı kazıtmak
bir anlık kararla gerçekleştirilendir. daha önce hiçbir arkadaşımdan "saçları kazıtmayı planlıyorum" lafını duymadım.
aksine, "kafam attı..." veya "canım sıkıldı.." diye başlayan cümlelerle saçlarını kazıttıklarını anlatırlar. ben de şu an keller ordusunun neferlerinden biriyim.
ben birine saçlarımı kestirdiğimi anlatacaksam, lafa genelde "vur dedim..." diye giriyorum.
aksine, "kafam attı..." veya "canım sıkıldı.." diye başlayan cümlelerle saçlarını kazıttıklarını anlatırlar. ben de şu an keller ordusunun neferlerinden biriyim.
ben birine saçlarımı kestirdiğimi anlatacaksam, lafa genelde "vur dedim..." diye giriyorum.
devamını gör...
dil kılıçtan keskindir
konuşmalarına dikkat etmeyen, sert ve kırıcı konuşan kişiler, sözleriyle büyük zarara yol açabilir anlamındaki atasözü.
çevresindeki insanlarda kılıç yarasından daha derin yaralar açabilir, kalpler kırılabilir ve bundan sonra tamiri de malesef olmaz.
çevresindeki insanlarda kılıç yarasından daha derin yaralar açabilir, kalpler kırılabilir ve bundan sonra tamiri de malesef olmaz.
devamını gör...
libidosu yüksek olduğu düşünülen ünlüler
hiç oturup da bir ünlünün libidosu hakkında düşünmemiştim.
esas soru şu: siz niye düşündünüz ki be!
esas soru şu: siz niye düşündünüz ki be!
devamını gör...
bir ömer hayyam rubaisi bırak
"niceleri geldi, neler istediler;
sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler."
sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler."
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
hey yabancı sen kime dersin yalancı?
hankchinaski gitmiş adanaya
ısmarlamıyor ne dürüm ne bira
çaylaklara sataşmayın, iyi ki geldiler zira.
hankchinaski gitmiş adanaya
ısmarlamıyor ne dürüm ne bira
çaylaklara sataşmayın, iyi ki geldiler zira.
devamını gör...
protetik diş tedavisi
diş hekimliğinin alt bilim dalı. adından da anlaşılacağı gibi, diş protezlerinin yapımı ve kullanımıyla ilgilidir.
devamını gör...
nedir bu kadar zor olan sorusu
bazı zamanlarda boş vermenin ve kabul etmenin zor ama gerekli olduğunu düşünüyorum. bunu yapmakta zorlanıyorum. ama boş verdiğim zaman daha mutlu oluyorum.
devamını gör...
deliderviş
nickaltının neden bu kadar boş olduğunu merak ettiğim yazar ağabey. sesin tam da tahmin ettiğim gibi hocam. derinden, pes ama etkileyici.
devamını gör...
omega stratejileri
hedef kitlenin iknasını, direncini kırarak gerçekleştirme stratejisidir. burada ürünü parlatmak yerine duygu ve düşünceyi etkileyerek davranış değişikliği oluşturulur.
insanları yönlendirmek amacıyla sadece "şunu yap" veya "bunu asla yapma" demek çoğu kez yarar sağlamaz. kişi ya da kitle söylediğinizi yapmaya mecbur değilse ikna etmede bir geçerliliği ve insanlar üzerinde bir etkisi yoktur. biri zaten yapacağımız bir şeyi yapmamızı söylediğinde yapmamanız ya da cinnet geçirerek yapmamız gibi. yine de emir kipini en çok reklamlarda görürüz; "hemen tıkla" "fırsatı kaçırma" "şimdi dene" vesaire. bunlar alıcıyı harekete geçirmek ve aksiyon almak amacıyla kullanılan ifadelerdir ve belli bir plan dahilinde sunulurlar.
bu nedenle daha planlı bir yol izlemek gerekir ki istenen davranış değişikliği yaratılsın. omega stratejilerinde bu plana duygular dahil edilir.
korku, hedef kitleyi harekete geçirmede en etkili yollardan biridir. çağlar boyunca kah yırtıcılardan kah karanlıktan kah tanrıların gazabından korkup durmuşuz, bizi daha iyi ne yönlendirebilir ki? bununla ilgili oldukça sıradan bir örnek vereceğim: bir diş macunu reklamı. bu reklamda hedef kitleyi satın alma davranışına ikna etmek için diş kaybı vurgulanıyor. kişi ister istemez korku duyup o ürüne yönelebilir. fakat bu sadece bazı insanlarda işe yarar ve kişiyi satın almaya yönlendirir ama kayıtsız kalanlar için daha gelişmiş bir yöntem gerekir.
bunun için korkunun üzerine pişmanlık eklenir ki davranış değişikliği kaçınılmaz olsun. insanlar bir davranışı yapmadıklarında duyacakları pişmanlığı göz önünde bulundururlarsa eylemlerinde değişikliğe daha yatkın olurlar. o pişmanlık duygusu elbette bir kurgudan ibarettir ve kişi hiçbir pişmanlık duymayabilir ancak bu düşünceye yönlendirildiği andan itibaren bu pişmanlığı içinde yaşatma potansiyeli taşır ve davranış değişikliği buna bağlı gelişir. hedef kitle o pişmanlığı yaşamaktan kaçınmaya çalışacaktır.
insanların pek çoğu geçerli bir dayanakları olmasa bile bir şeylere inanırlar ve bazı şeyleri reddederler. bu inancı kırabilecek şey kitlenin ürünü deneyimlediğinde neler hissedeceğini hayal ettirmektir. hassas dişlerimiz olduğunu farz edelim. televizyonda bizimle aynı sorundan muzdarip biri var ve x macunu kullanınca birden buzlu suyu dahi rahat rahat içebiliyor. aniden biz de hayal ediyoruz: "ben de x'i kullandığımda bir bardak buzlu suyu çatır çutur içsem, nasıl güzel olurdu." diye iç geçiriyoruz, olayı zihnimizde canlandırıyoruz ve bu da bizi satın almaya yönlendiriyor.
elimde iki zarf var, zarflardan birinde 100 diğerinde ise 10 tl var, sadece ikisinden birini seçebilirsiniz. eğer hiçbir seçim yapmazsanız size 50 tl vereceğim. 50 tl garanti para ve elde etmek için şansa ihtiyacınız yok. 100 tl kazanmak için ikide bir şansınız var. neden şans oyunu oynamayı tercih edersiniz?
1) 100 tl kazandığınızda yaşayacağınız mutluluğu hayal edebilirsiniz.
2) daha da önemlisi, bir tercih yapmadığınızda 100 tl'nin seçmeyi düşündüğünüz zarfta olmasının size yaşatacağı pişmanlığı göz önünde bulundurursunuz. adeta o pişmanlık içinize çöreklenir ve bundan kaçınmaya çalışırsınız.
omega stratejileri bu ve benzeri birçok yöntemle hedef kitlenin direncini kırar ve davranışta değişiklik yaratmayı hedefler. bu strateji, herhangi bir ürün, durum ya da kişi ile ilgiliyi iknayı sağlamak için sıklıkla tercih edilir.
insanları yönlendirmek amacıyla sadece "şunu yap" veya "bunu asla yapma" demek çoğu kez yarar sağlamaz. kişi ya da kitle söylediğinizi yapmaya mecbur değilse ikna etmede bir geçerliliği ve insanlar üzerinde bir etkisi yoktur. biri zaten yapacağımız bir şeyi yapmamızı söylediğinde yapmamanız ya da cinnet geçirerek yapmamız gibi. yine de emir kipini en çok reklamlarda görürüz; "hemen tıkla" "fırsatı kaçırma" "şimdi dene" vesaire. bunlar alıcıyı harekete geçirmek ve aksiyon almak amacıyla kullanılan ifadelerdir ve belli bir plan dahilinde sunulurlar.
bu nedenle daha planlı bir yol izlemek gerekir ki istenen davranış değişikliği yaratılsın. omega stratejilerinde bu plana duygular dahil edilir.
korku, hedef kitleyi harekete geçirmede en etkili yollardan biridir. çağlar boyunca kah yırtıcılardan kah karanlıktan kah tanrıların gazabından korkup durmuşuz, bizi daha iyi ne yönlendirebilir ki? bununla ilgili oldukça sıradan bir örnek vereceğim: bir diş macunu reklamı. bu reklamda hedef kitleyi satın alma davranışına ikna etmek için diş kaybı vurgulanıyor. kişi ister istemez korku duyup o ürüne yönelebilir. fakat bu sadece bazı insanlarda işe yarar ve kişiyi satın almaya yönlendirir ama kayıtsız kalanlar için daha gelişmiş bir yöntem gerekir.
bunun için korkunun üzerine pişmanlık eklenir ki davranış değişikliği kaçınılmaz olsun. insanlar bir davranışı yapmadıklarında duyacakları pişmanlığı göz önünde bulundururlarsa eylemlerinde değişikliğe daha yatkın olurlar. o pişmanlık duygusu elbette bir kurgudan ibarettir ve kişi hiçbir pişmanlık duymayabilir ancak bu düşünceye yönlendirildiği andan itibaren bu pişmanlığı içinde yaşatma potansiyeli taşır ve davranış değişikliği buna bağlı gelişir. hedef kitle o pişmanlığı yaşamaktan kaçınmaya çalışacaktır.
insanların pek çoğu geçerli bir dayanakları olmasa bile bir şeylere inanırlar ve bazı şeyleri reddederler. bu inancı kırabilecek şey kitlenin ürünü deneyimlediğinde neler hissedeceğini hayal ettirmektir. hassas dişlerimiz olduğunu farz edelim. televizyonda bizimle aynı sorundan muzdarip biri var ve x macunu kullanınca birden buzlu suyu dahi rahat rahat içebiliyor. aniden biz de hayal ediyoruz: "ben de x'i kullandığımda bir bardak buzlu suyu çatır çutur içsem, nasıl güzel olurdu." diye iç geçiriyoruz, olayı zihnimizde canlandırıyoruz ve bu da bizi satın almaya yönlendiriyor.
elimde iki zarf var, zarflardan birinde 100 diğerinde ise 10 tl var, sadece ikisinden birini seçebilirsiniz. eğer hiçbir seçim yapmazsanız size 50 tl vereceğim. 50 tl garanti para ve elde etmek için şansa ihtiyacınız yok. 100 tl kazanmak için ikide bir şansınız var. neden şans oyunu oynamayı tercih edersiniz?
1) 100 tl kazandığınızda yaşayacağınız mutluluğu hayal edebilirsiniz.
2) daha da önemlisi, bir tercih yapmadığınızda 100 tl'nin seçmeyi düşündüğünüz zarfta olmasının size yaşatacağı pişmanlığı göz önünde bulundurursunuz. adeta o pişmanlık içinize çöreklenir ve bundan kaçınmaya çalışırsınız.
omega stratejileri bu ve benzeri birçok yöntemle hedef kitlenin direncini kırar ve davranışta değişiklik yaratmayı hedefler. bu strateji, herhangi bir ürün, durum ya da kişi ile ilgiliyi iknayı sağlamak için sıklıkla tercih edilir.
devamını gör...
kadınlar camiye giremez
bilinmesi gerekir ki var olan hadis kitaplarının çoğu uydurma. ha kadınlar camiye girer. peygamber döneminde de girerdi. erkekler önde kadınlar arkada kılınırdı namazlar. şimdilerde insanlar hiç okumadan her şeyi bildiğine sanıyor. çoğu müslüman insanın cahiliye dönemindeki insanlardan farkı yok. biz atalarımızdan böyle gördük diyorlar. yahu atalarınızı şeyh olduğunu iddia eden kişiler kandırıyordu.
geceleri yeşil cübbenin altında el feneri yakarak. tabi o zamanlar insanların el fenerinden haberi yok.
yani böyle insanları kaale almayın. konuştukları zaman gözlerinin içine bakın ve saçma bir şarkıyı kafanızın içinde çalın. *
geceleri yeşil cübbenin altında el feneri yakarak. tabi o zamanlar insanların el fenerinden haberi yok.
yani böyle insanları kaale almayın. konuştukları zaman gözlerinin içine bakın ve saçma bir şarkıyı kafanızın içinde çalın. *
devamını gör...
hareket ordusu
ikinci meşrutiyetin ilanı sonrası istanbul'daki birtakım mürtecilere özgürlük ve muasırlaşma battı ve 13 nisan 1909 tarihinde (hicri 31 mart) bir isyan başlatarak istanbul'u bir hafta zapt ettiler, frenk gömleği giyen erkekleri tartakladılar. halkı kışkırtarak kinlerini üst düzey subaylara ve gazetecilere kustular; birçok masum canı katlettiler ve bu durumu yıldız'daki padişah görmezden geldi. bu olaylar sırasında hüseyin cahit yalçın'ın yazıhanesini bastılar ve cahit yalçın'a benzettikleri bir kişiyi oracıkta öldürdüler. selanik ve edirne'deki vatansever osmanlı subayları bu duruma bir çare bularak olay yerine bir ordu tayin etmeye karar verdiler. 31 mart vakası cereyan ettiğinde isyanı bastırması için istanbul'a gönderilen askeri birliğin adıdır bu "hareket ordusu". birliğe ismini hareket ordusu kurmay başkanı* kolağası mustafa kemal paşa vermiştir. birliğin başkanlığını mahmud şevket paşa üstlenmiş ve meşhur konuşmasını işte tam bu ayaklanmayı bastırmadan yapmıştır.

meşhur ses kaydı
nitekim irticacılar bastırılmış ve bazı azmettirici şahıslar infaz edilmiştir. bu olay ikinci abdülhamid'in tahttan indirilmesine ve yıldız sarayı'nın kapısının mühürlenmesine sebebiyet vermiştir.

meşhur ses kaydı
nitekim irticacılar bastırılmış ve bazı azmettirici şahıslar infaz edilmiştir. bu olay ikinci abdülhamid'in tahttan indirilmesine ve yıldız sarayı'nın kapısının mühürlenmesine sebebiyet vermiştir.
devamını gör...
sözlüğün en yakışıklı yazarı olmak
bu başlık kesin benden bahsediyor. siz beni bir de zifiri karanlıkta görün, o zaman daha da yakışıklıyımdır.
devamını gör...
yazarların yaşadıklarını hissettiği anlar
hiç beklemediğin anda beklemediğin güzel bir şeyin olduğu anlar.
devamını gör...
artıkparlamayanyıldız
bugün doğum günü olan yazar, doğum günü kutlu olsun, bu arada 13 temmuz da benim doğum günüm.
(bkz: konuşurken konuyu sürekli kendisine getiren insan)
(bkz: konuşurken konuyu sürekli kendisine getiren insan)
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
sincaplar daha sonra yemek için gömdükleri meşe palamutlarını unutup ormanların gelişmesine katkıda bulunurlar.
devamını gör...
tidsoptimist
zaman algısı bozukluğu nedeniyle geç kalmayı süreklilik haline getirmiş olan insanları tanımlayan bir sözcüktür.
isveççe kökenlidir. tid( zaman) + optimist( iyimser) sözcüklerinin birleşmesi ile oluşmuştur.bu kişiler, sahip oldukları gerçek zamandan daha fazlasına sahip olduklarını düşündükleri için istemeden de olsa her yere ve her şeye geç kalmaya meyillidirler.çevreleri tarafından bu durum çok da hoş karşılanmaz.halbuki onların zaman konusundaki bu iyimserlikleri nedeniyle oluşan bu gecikmelerinde herhangi bir kasıt , art niyet kesinlikle yoktur.
bu kişilere 5 saat de verseniz 10 saat de verseniz sonuç hiç değişmez çünkü onlar için olduğundan hep daha fazla zamanları vardır ve bu zamanı değerlendirmek için belki o an hiç akıllarında olmayan işlere girişirler.bu bir çıkmazdır ve yapılabilecek fazla da bir şey yoktur.onları olduğu gibi kabul edip, sevmeye devam etmelidir.
kaynak
not: küçük bir itiraf çok aşırı olmasa da ben bir tidsoptimistim.
isveççe kökenlidir. tid( zaman) + optimist( iyimser) sözcüklerinin birleşmesi ile oluşmuştur.bu kişiler, sahip oldukları gerçek zamandan daha fazlasına sahip olduklarını düşündükleri için istemeden de olsa her yere ve her şeye geç kalmaya meyillidirler.çevreleri tarafından bu durum çok da hoş karşılanmaz.halbuki onların zaman konusundaki bu iyimserlikleri nedeniyle oluşan bu gecikmelerinde herhangi bir kasıt , art niyet kesinlikle yoktur.
bu kişilere 5 saat de verseniz 10 saat de verseniz sonuç hiç değişmez çünkü onlar için olduğundan hep daha fazla zamanları vardır ve bu zamanı değerlendirmek için belki o an hiç akıllarında olmayan işlere girişirler.bu bir çıkmazdır ve yapılabilecek fazla da bir şey yoktur.onları olduğu gibi kabul edip, sevmeye devam etmelidir.
kaynak
not: küçük bir itiraf çok aşırı olmasa da ben bir tidsoptimistim.
devamını gör...
acıdan kaçmak
mümkün mü? mümkün olmayan bir şey varsa hayatta o da acıdan kaçmaktır.içine hapsolur, kalbine mühürlenir, hislerini ele geçirir, düşüncelerine savaş açar, kaçamazsın adeta seni sonsuzluğa kadar takip eder.
devamını gör...
başarının sırrı
offf tutturmuşsunuz bir çok çalışmak ezber gibi. çok çalışmak değil doğru şekilde çok çalışmaktır. kardeşim sen ne istiyorun? bunu bunu, bunun gerçekleşebilmesi için ne yapman gerekiyor ? e şunu şunu. e oturup yapacaksın bir zahmet. burada mesele çok fazla çalışmak değil, sadece gereklilikleri yerine getirmek. birçok insanda bunu yapabilecek azim, sabır yada kapasite olmadığı için "başarının sırrı ne lütfen söyleyin" gibi basite kaçmak, kolay yol bulmak istiyorlar ama öyle bir şey yok.
burada önemli olan ne kadar zor olduğuna bakmak değil sadece gerekeni yapmak. unutmayın, isteyen yolunu, istemeyen bahanesini bulur. herkese başarılar.
burada önemli olan ne kadar zor olduğuna bakmak değil sadece gerekeni yapmak. unutmayın, isteyen yolunu, istemeyen bahanesini bulur. herkese başarılar.
devamını gör...
