insanlar gülüyordu de
trende, vapurda, otobüste
yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle
hep kahır, hep kahır, hep kahır
bıktım be...
devamını gör...

birsürü havalı kişiye hepsi dinleterek görevimi yerine getirdim. herkese teşekkürler, iyi geceler.
devamını gör...

müthiş bir pembe dizidir.

kalın kalın kitaplar okuyup ödüllü ödüllü filmler izleyip derin derin düşüncelere daldığım üniversite yıllarımda tlc için bulunmaz bir nimet olabilecek teyzemle yaşayarak evdeki domestos kokusunu ciğerlerime çeke çeke kendimi gerçekleştirmek için büyük ve acımasız bir savaş veriyordum.

yeni tanıştığım yazarlarla samimiyeti ilerletmeye çalışmak ve filozoflardan anlayabildiğimi anlamak, anlamadıklarımı sabaha bırakmak çabası içinde kıvranırken bir gün teyzemle vahşi güzeli izlerken buldum kendimi. birikimlerim eyjafjallajökull yanardağı gibi coştuğu, ya da ben öyle hissettiğim ya da kız arkadaşım olmadığı için teyzemin dizisi ile dalga geçe geçe dizinin ilk bölümünü izledim.

boş gezenin boş kalfası olmak üzere eğitildiğim okulum bana çok bir şey ifade etmediği için, yukarıda da belirttiğim gibi o dönem sevgilim olmadığı için, milagros da fiziksel olarak kafka ve diğerlerinden daha çekici olduğu için ikinci, üçüncü ve hatta - inanmayacaksınız belki ama- dördüncü bölümü de izledim.

tabii her seferinde teyzemin zoruyla ve söylene söylene izledim. sonra bir gün teyzem patchwork kursuna gidip evdeki bütün kumaşları birbirine ulayıp yeni bir kumaş ortaya çıkarmaya karar verdiğinde vahşi güzel macerası benim için bitme noktasına geldi.

ama anlayacağınız gibi bitmedi. teyzem yokken de milagros’u izleyip kendi kendime sosyal bir deney yaptığımı söyleyip durdum. hala da merak ederim o sosyal deneyin sonuçlarını ama kesinlikle o dönem sevgilim yoktu.
devamını gör...

jules verne. hayalgücümü borçlu olduğum yazardır kendisi.
devamını gör...

ben niye yana yakıla iş arıyorum? bak derdim yokmuş. kız şahane söylesenize bunu insana.
devamını gör...

içindeki kelebeklerin tırtıla dönüştüğü sancılı bir an.


'herkesin bir umudu vardır,
bir savaşı,
bir kaybedişi,
bir acısı,
bir yalnızlığı,
bir hüznü…
çünkü herkesin bir gideni vardır…
içinden bir türlü uğurlayamadığı…'


turgut uyar- herkesin bir gideni vardır
devamını gör...

başlık başına kalmış spawn, güle güle kullan.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

-bir kokteylde ya da açık büfe verilen bir davette kullanılan bardaklar defalarca yeniden kullanılıyor. "şöyle bir" sudan geçiriliyor sadece.
-yine bu tarz davetlerin olduğu yerlerde gelen catering şirketi tuvalet hariç her yeri mutfağa dönüştürme potansiyeline sahip. çalışanlar genelde üniversite öğrencileri oluyor ve çok büyük bir çoğunluğu günlük çalışıyor. hijyene ne kadar önem verirler siz düşünün.
-organik, hakiki limonata, portakal suyu gibi şeyler yazan her ürün asla öyle değildir. hadi asla demeyelim de %99 diyelim.
-bir kahvaltı mekanında tükettiğiniz çoğu şey bimden alınmıştır. verdiğiniz fiyatların karşılığı ürünler değildir.
devamını gör...

sözlükte "katı, sert bir nesneden kırılırken çıkan ses ya da böyle iki nesne birbirine çarptığında çıkan ses." anlamına gelen sözcüktür.
devamını gör...

aşko.
devamını gör...

agama bi nickaltı girelim

son zamanlarda bol bol artılamasıyla gönlümü çelmiş olan yazar.
devamını gör...

ya başka bir derdin yokmuş gibi bir de ince telli saçların var. saçların sağlıklıyken bile yeterince sağlıklı görünmez. genel olarak şekilleri yoktur. nereye çekersen oraya gider bu saç, kafasına göre davranır asla senin istediğin gibi olmaz. düzgün bir görünüme sahip olmasını istiyorsan uğraşman gereken saçtır. zordur gerçekten. asla istediğin gibi olmamaya yemin etmiş gibidir. ne derdin var senin benimle, dedirtir.
t: ince, narin, hassas, kırılgan, prenses saç telidir.
devamını gör...

fragmanı olmayan..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

edward hopper'ın en meşhur tablosu. ressamın bu resmi çizmek için ernest hemingway'in the killers ya da a clean well lighted place adlı kısa hikayesinden ilham aldığı söylenir.
ressam burada istemeden de olsa büyük şehrin yalnızlığını resmettiğini söylemiştir.


nighthawks depicts not only the bitter alienation of living in a large city, but the paranoia that gripped the united states after the 1941 pearl harbor attack. anxieties over a second attack shrouded the city like the frequent blackout drills new york and its residents were subjected to.

nighthawks, yalnızca büyük bir şehirde yaşamanın acı yabancılaşmasını değil, aynı zamanda 1941 pearl harbor saldırısından sonra amerika birleşik devletleri'ni saran paranoyayı da tasvir ediyor. new york ve sakinlerinin sık sık maruz kaldığı elektrik kesintisi tatbikatları gibi ikinci bir saldırı üzerine endişeler şehri ele geçirdi.


kaynak
devamını gör...

balıkesir ve çevresinde çok sık kullanılan, gösteriş düşkünü kimselere söylenen kelime. (bkz: kovalaklık)
devamını gör...

bünyesinde silisik asit barındıran 25-60 cm yüksekliğinde nemli topraklarda yetişmeye eğimli bir bitkidir.

rivayet edildiği üzere bu silisik asit denen bileşik saçı besliyormuş ve şahsen kendimin de içinde bulunduğum saçını uzatmaya çalışanlar topluluğu tarafından talep görüyor. tabi ne derece etkilidir göreceğiz.
devamını gör...

kelime anlamı ibranice alçak yer, kaos, cehennem gibi bir anlama gelen eser.

sadece anne babaların mı çocuklarının üzerinde hakkı var; peki çocukların da anne babaları üzerinde hiç hakkı yok mu; en içtenlikle "evet var" diyebileceğimizi bize gösteren bir filmdir bu.

izlerken aşırı duygulandığım ve gerçekten bana mültecilere daha farklı bir bakış açısı kazandıran bir film olmuştur. aslında bir film gibi değil de, sanki gerçek bir yaşamı gizli kameralar ile çekmiş gibiler. öyle güzel oyunculuk, öyle gerçek kareler, öyle harika bir eser.

fragmanı bırakıyorum...

devamını gör...

1-kan grubu tayini ile kan uyuşmazlığı araştırması

2- hemogram (tam kan sayımı) ile anemi (kansızlık) araştırması

3- hbsag ve anti-hbs testi ile hepatit b virüsü araştırması

4- anti-hcv testi hepatit c virüsü araştırması

5- vdrl/rpr testi ile sifiliz (frengi) araştırması

6- hıv testi ile aıds hastalığı veya taşıyıcılığı araştırması

7- hemoglobin elektroforezi testiyle talasemi araştırması

8- akciğer röntgen filmi ile akciğer hastalıkları araştırması
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bedavadan üniversite okumaya çalışan gereksiz tiplerin yersiz serzenişi.

bizim de not tutmadığımız zamanlar oldu ama gidip adam gibi dersimizi dinleyip geçtik sınavları. ha sen önceden not verdiğin ve arkadaşın ihtiyacın olduğunu bildiği halde not vermiyorsa bu gerçekten şerefsizce sayılabilir ama sınavda kağıdını göstermiyor diyen adam muhtemelen üniversiteyle ilgisi olacak en son kişidir. sınavda kağıt göstermek ne lan? sakın gelip de 65 yaş üstü kitle geleceğimizi çalıyor demeyin; siz okul sıralarında başlamışsınız milletin emeğini çalmaya.

ayrıca bugüne kadar kopya verdiğim arkadaşlarımdan bile kopya almadım mq. aslında yapabilirdim. ticari açıdan bakınca geri ödeme almış olacağım sonuçta alt tarafı swh. benim için mesele birinin emeğini çalmayı geçtim; kendim yapamadığım bir şeyi başkasından kopya çekerek yapmanın beni deli etmesi. insanlar bunu nasıl rahatça yapabiliyor anlamış değilim.
devamını gör...

türkçenin dünyanın ilk dillerinden biri olduğunun savunulduğu (bkz: sözde) bilimsel teori. türkiyenin hangi kafa yapısıyla kurulduğunu göstermesi bakımından mühimdir. devlet ilk kurulduğunda atatürk ve dostları türkçenin içinde bulunan arapça ve farsça kelimeleri çıkarıp yerine öz türkçe kelimeleri koymaya çalıştılar. uzun süren bu çabalar (türkçeyi doğu dillerinin etkisinden kurtarmak) başarısız kalınca işte bu teori uyduruldu. teoriye göre tüm dillerin anası türkçe’dir, bütün yabancı diller türkçeden türemiştir. madem bütün diller adeta türkçenin bir koludur o halde bu dillerden türkçeye geçmiş olan kelimeleri atmamıza gerek yok. hatta bu yabancı lisanlardan yeni kelimeler dahi alabiliriz. zira hangi kelimeyi alırsak alalım özü türkçedir. örnek vermek gerekirse asya bozkırlarından göç edip amerika’yı keşfeden türkler (evet amerika’yı türkler keşfetti!) gördükleri bir nehir karşısında hayran olup “amma uzun” deyivermişler, bu kelime amerikalı türklerin (bkz: kızılderililer) ağzında dönüp dolaşıp amazon haline döndü. işte bu kafa yapısıyla hem istedikleri halkları türk ilan edebiliyorlar hemde türk dilini diğer dünya dillerinin üzerine çıkararak kendi şovenist mastürbasyonları için malzeme çıkarmış oluyorlardı. zamanın beyin yakan iddalarından bir diğeri için (bkz: mu kıtası).
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim