normal sözlük’teki oylama alışkanlığı
düzenli olarak okuduğum yazarların kaçırdığım tanımlarını oylarım,
gözüme yeni bir nick çarparsa girer okuyabildiğim kadar okur, oy hakkım bitene kadar oylarım.
teşvik edici bir alışkanlıktır.
gözüme yeni bir nick çarparsa girer okuyabildiğim kadar okur, oy hakkım bitene kadar oylarım.
teşvik edici bir alışkanlıktır.
devamını gör...
yahudi kadının öz saygısı var mıdır sorunsalı
tamam kimsenin kendine özsaygısı yok. yeter ama dakka başı saçma başlık açılır mı?
(bkz: ateşe tapan kadının kendine özsaygısı var mı sorunsalı) başlığını da açın hocam. beklemedeyiz.
(bkz: ateşe tapan kadının kendine özsaygısı var mı sorunsalı) başlığını da açın hocam. beklemedeyiz.
devamını gör...
sevişmemek için söylenen yalanlar
en safi-sanatsal olanı karacaoğlan söylemiş olsa gerek. *
dilek-istek de diyebiliriz:
'koynunda beslemiş ayvayla narı
çözüp düğmeleri göresim gelir
ya da
'yaylanın karından ak beyaz döşün
uzanıp yanına ölesim gelir'
edit: ben olumsuzluk ekini görmemişim *
dilek-istek de diyebiliriz:
'koynunda beslemiş ayvayla narı
çözüp düğmeleri göresim gelir
ya da
'yaylanın karından ak beyaz döşün
uzanıp yanına ölesim gelir'
edit: ben olumsuzluk ekini görmemişim *
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
cinsel eğitim
verilmesi gereken eğitimdir. ayıp şist öyle sey konusulurmu gibi cümlelerin olmamasıdır.
devamını gör...
evlenip ayrıldıktan sonra çocuk olmadığı halde görüşmeye devam etmek
arkadaş olarak iyi olduklarını lakin aynı evin içinde anlaşamadıklarını gösterir.
devamını gör...
beklemediğin anda güzel bir kadından gelen mesaj
benim attığım mesajdır. arada yazıyorum sevinsin garibanlar * .
devamını gör...
filozof dedikoduları
hikayenin kahramanı lou andreas-salomé, rus asıllı bir psikanalist ve yazar.
dünyadaki ilk kadın psikanalist olma unvanını taşıyan entelektüel ve akıllı olmasının yanı sıra, narsist ve feminist karakteriyle de bilinen güzel kadın.
1882 yılının mayıs ayında friedrich nietzsche ile tanıştı. birlikte tüm toplumu, kültürü, dinleri tartışıyorlardı. salome’un özgür ruhu, güzelliği ve fikirleri nietzsche’nin aklını başından almıştı. fakat tek taraflı kalacaktı bu aşk…aşkına karşılık alamamak ve evlilik teklifinin reddedilmesi nietzsche’yi derin acılara sürükledi. onun derin acıları bugün okuduğumuz bazı muhteşem eserlere ilham kaynağı oldu…
"hangi yıldızlardan düşüp birbirimizi bulduk biz. bu kadar düz bir cümlenin bu kadar karmaşık olmasına neden olan kadın.” bu sözler, “nietzche ağladığında” isimli kitapta bahsedilen, nietzsche’nin bu aşka dair duygularını açıklayan cümleleridir.
ilerleyen zamanlarda freud da salome'ye olan hayranlığını şu cümleyle özetleyecek:"ona duyduğum aşkı ve hayranlığı açıkça söylemiş olmayı isterdim” diyerek büyük pişmanlığını dile getirecek.
dünyadaki ilk kadın psikanalist olma unvanını taşıyan entelektüel ve akıllı olmasının yanı sıra, narsist ve feminist karakteriyle de bilinen güzel kadın.
1882 yılının mayıs ayında friedrich nietzsche ile tanıştı. birlikte tüm toplumu, kültürü, dinleri tartışıyorlardı. salome’un özgür ruhu, güzelliği ve fikirleri nietzsche’nin aklını başından almıştı. fakat tek taraflı kalacaktı bu aşk…aşkına karşılık alamamak ve evlilik teklifinin reddedilmesi nietzsche’yi derin acılara sürükledi. onun derin acıları bugün okuduğumuz bazı muhteşem eserlere ilham kaynağı oldu…
"hangi yıldızlardan düşüp birbirimizi bulduk biz. bu kadar düz bir cümlenin bu kadar karmaşık olmasına neden olan kadın.” bu sözler, “nietzche ağladığında” isimli kitapta bahsedilen, nietzsche’nin bu aşka dair duygularını açıklayan cümleleridir.
devamını gör...
whatsapp'da bir saat yazıyor görünüp sadece tamam yazan insan
yazıp yazıp silen insandır. kararsızdır.
devamını gör...
ilişkide yapılan yanlışlar
birbirini dinlememek. kendi işine geldiğince anlamak. objektif olup anlamadan dinlemeden üste çıkmaya çalışmak.
devamını gör...
tanım girme rehberi
bu başlık, tanım (entry) girerken birbirimize önerdiğimiz hususları listelemek için bendeniz tarafından açılmıştır. sözlüğe yeni başlayan arkadaşlarımız veya bu konuda bilgilensem fena olmaz diyen arkadaşlarımız şimdiden yıldızlasınlar lütfen.
benim şahsi önerilerim aşağıdadır:
1. öncelikle, tanım girerken buranın sözlük olduğu unutulmamalıdır. şahsi beyanımızı paylaşırken; örneğin "çok güldüğüm durum" veya "beni etkilemiştir" gibi girişler yapalım. kesinlikle dhdkdbjssj diye içeriksiz entry girmeyelim. (liste başlığı veya forumsal başlık olsa dahi)
2. entry girerken aşağıda gördüğümüz butonları uygun yerlerde kullanmaya özen gösterelim:
-b butonu yazıyı kalın (bold) yazdırır.
-i butonu yazıyı italik yazdırır.
-bkz butonu ile malum, (bkz: bakınız) verebilirsiniz.
-gbkz butonu ile başında bkz. yazmayan bakınız verebilirsiniz.
-* butonu ile, sözlük formatına uymayan bir yazıyı çaktırmadan araya kaynatabilirsiniz. *
-alıntı butonunu, malumunuz bir yerlerden alıntı yaptığınızda kullanabilirsiniz.
-spoiler butonunu (burası çokomelli), dizi, film, kitap vs. gibi spoiler içerecek tanımlardan önce mutlaka kullanmalısınız. bunu kullanmadan spoiler verirseniz kul hakkına girersiniz, ben diyim.
-link butonu ise link vereceğiniz zaman, linki tıklanacak bir kelimeyle maskeleyen bir butondur.
3. sizden önce birisi o başlığa entry girmişse lütfen özgün olun. kimse art arda aynı şeyleri okumak istemez.
benim şahsi önerilerim aşağıdadır:
1. öncelikle, tanım girerken buranın sözlük olduğu unutulmamalıdır. şahsi beyanımızı paylaşırken; örneğin "çok güldüğüm durum" veya "beni etkilemiştir" gibi girişler yapalım. kesinlikle dhdkdbjssj diye içeriksiz entry girmeyelim. (liste başlığı veya forumsal başlık olsa dahi)
2. entry girerken aşağıda gördüğümüz butonları uygun yerlerde kullanmaya özen gösterelim:
-b butonu yazıyı kalın (bold) yazdırır.
-i butonu yazıyı italik yazdırır.
-bkz butonu ile malum, (bkz: bakınız) verebilirsiniz.
-gbkz butonu ile başında bkz. yazmayan bakınız verebilirsiniz.
-* butonu ile, sözlük formatına uymayan bir yazıyı çaktırmadan araya kaynatabilirsiniz. *
-alıntı butonunu, malumunuz bir yerlerden alıntı yaptığınızda kullanabilirsiniz.
-spoiler butonunu (burası çokomelli), dizi, film, kitap vs. gibi spoiler içerecek tanımlardan önce mutlaka kullanmalısınız. bunu kullanmadan spoiler verirseniz kul hakkına girersiniz, ben diyim.
-link butonu ise link vereceğiniz zaman, linki tıklanacak bir kelimeyle maskeleyen bir butondur.
3. sizden önce birisi o başlığa entry girmişse lütfen özgün olun. kimse art arda aynı şeyleri okumak istemez.
devamını gör...
gergin hissettirecek her şeyden kaçıp saklanmak
içinde yaşadığınız o pembe balon er geç bir gün patlıyor ve gerçek dünyayla karşı karşıya kalıyorsunuz. alışmak en iyisi. iyi de var kötü de var hayatta.
devamını gör...
ideal kiloya asla ulaşamamak
mutfağından önünden geçsem kilo alıyorum.*
devamını gör...
üniversitede yaşanmış en büyük pişmanlık
daha fazla gezmek, daha çok görmek isterdim...
devamını gör...
dobralık ile patavatsızlık arasındaki ince çizgi
dobralıkta bir süre sonra patavatsızlığa evrildiğinden benim için ikisi arasında olmayan farktır.
yeni boyattığı saçları hakkında fikir soran arkadaşına;” çok kötü olmuş. sana hiç yakışmamış. zerre beğenmedim.” diyen insan dobradır. soruyu soran kişinin ne hissedeceğinden bağımsız olarak o an düşündüğünü söyler.
patavatsız insan ise daha görür görmez;” ay ne kadar çirkin olmuş, bir de buna para mı verdin? ben olsam anında gider eski rengine dönerdim.” der ve yine karşısındakinin ne düşüneceğinden bağımsız fikrini beyan eder.
ikiside kırıcıdır ikiside düşüncesizdir yine de dobralık, patavatsızlığın daha ehlileştirilmiş halidir gibi.
yeni boyattığı saçları hakkında fikir soran arkadaşına;” çok kötü olmuş. sana hiç yakışmamış. zerre beğenmedim.” diyen insan dobradır. soruyu soran kişinin ne hissedeceğinden bağımsız olarak o an düşündüğünü söyler.
patavatsız insan ise daha görür görmez;” ay ne kadar çirkin olmuş, bir de buna para mı verdin? ben olsam anında gider eski rengine dönerdim.” der ve yine karşısındakinin ne düşüneceğinden bağımsız fikrini beyan eder.
ikiside kırıcıdır ikiside düşüncesizdir yine de dobralık, patavatsızlığın daha ehlileştirilmiş halidir gibi.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük.
bugün bir balıkçıya aşık oldum. ilk görüşte. burdan hikaye çıkar ben size diyeyim.
bugün bir balıkçıya aşık oldum. ilk görüşte. burdan hikaye çıkar ben size diyeyim.
devamını gör...
öğrencisi derse girmeyen öğretmenin ücretinin kesilmesi
evet yine olayın iç yüzünü bilmeyen herkesin "oohhh iyi olmuş, öğretmenler aldıkları parayı hak etmiyor" dediği, olayın içinde olan, öğretmenleri azıcık bile olsa anlayanların ellerini vicdanlarına koyarak tanım yaptıkları bir başlık daha.
başlığı gündüz gördüm, akşam yemek yedikten sonra sakin sakin yazayım fikirlerimi dedim ve şimdi yazıyorum. bakalım ne kadar anlatabileceğim derdimi.
şimdi bilmeyenler için ek dersin ne olduğunu anlatalım: öğretmenlerin haftalık minimum girmesi gereken bir ders saati var, bu dersi tamamladıktan sonra girdiği her ders saati başına aldığı ücrete ek ders diyoruz. bu ek ders öğretmenler derse gelmezse, raporlu/sevkli olursa ya da bir şekilde ders işlenmezse kesiliyor.-haklı olarak-
öğrenci derse gelmediğinde ders işlenmediği için de öğretmen ek ders alamıyor.
normal şartlar altında bu doğru mu? öğrencilerin derse gelmemeyi tercih etmesi öğretmenin suçu mu, öğretmen öğrencilere derse gelmeyin mi diyor ? tüm bunlar tartışılır.
normal olmayan pandemi koşullarına gelelim.
çoğu kademe zaten uzaktan eğitim yapıyor. okul öncesi, 8. ve 12. sınıflar yüz yüze eğitime devam ediyor. kendi kademem için konuşmam gerekirse benim açımdan durum şu;
1-veliler çocuklarını pandemi nedeniyle okula göndermek istemiyorlar.
2-uzaktan eğitime geçildiği takdirde öğrenciyi derse sokacaklarını söylüyorlar.
3-ancak uzaktan eğitime geçmek öğretmenin elinde değil.
4-yüz yüze eğitim devam ettiği için okula gitmek zorunda olan öğretmenin uzaktan eğitim yapması yasak.
peki ne oluyor?
öğretmen okula gidiyor, öğrenci gelsin gelmesin sınıfında duruyor. öğrencinin geldiği günler ek ders alıyor öğrencinin gelmediği günler boşa gidip oturup dönüyor.
idare tarafından deniyor ki "hocam öğrenciyi okula çağır ama olur da okulda bir bulaş olur sorumluluk sana ait çocuğu çağırdığın için" ee öğretmen ne yapsın? zaten öğrenciyi okula getirmek için elinden geleni yapmış bir de sırf ek ders almak için sık boğaz mı etsin? sık boğaz ettikten sonra öğrenci okula gelince kaptığı hastalıktan mesul mu tutulsun?
gerçekten işin içinde olmayıp atıp tutan insanlara karşı o kadar doluyum ki, keşke azıcık da olsa kendinizi bizim yerimize koyabilseniz. keşke "yahu bu insan da emek vermiş, öğretmen olmuş, işini yapmaya çalışıyor, buna rağmen itibarsızlaştırılıyor" diyebilseniz. keşke azıcık saygı duyabilseniz, keşke azıcık sesimizi duyurabilsek biz de.
tüm bunları buraya yazmakla suya yazmak arasında bir fark yok ancak içimi dökmek istedim.
ps: işbu yazı kimse hedef alınarak yazılmamış olup, günlük hayatta ve meslek hayatım boyunca -özellikle pandemi döneminde- karşılaştığım bu gibi durumlar göz önüne alınarak yazılmıştır.
başlığı gündüz gördüm, akşam yemek yedikten sonra sakin sakin yazayım fikirlerimi dedim ve şimdi yazıyorum. bakalım ne kadar anlatabileceğim derdimi.
şimdi bilmeyenler için ek dersin ne olduğunu anlatalım: öğretmenlerin haftalık minimum girmesi gereken bir ders saati var, bu dersi tamamladıktan sonra girdiği her ders saati başına aldığı ücrete ek ders diyoruz. bu ek ders öğretmenler derse gelmezse, raporlu/sevkli olursa ya da bir şekilde ders işlenmezse kesiliyor.-haklı olarak-
öğrenci derse gelmediğinde ders işlenmediği için de öğretmen ek ders alamıyor.
normal şartlar altında bu doğru mu? öğrencilerin derse gelmemeyi tercih etmesi öğretmenin suçu mu, öğretmen öğrencilere derse gelmeyin mi diyor ? tüm bunlar tartışılır.
normal olmayan pandemi koşullarına gelelim.
çoğu kademe zaten uzaktan eğitim yapıyor. okul öncesi, 8. ve 12. sınıflar yüz yüze eğitime devam ediyor. kendi kademem için konuşmam gerekirse benim açımdan durum şu;
1-veliler çocuklarını pandemi nedeniyle okula göndermek istemiyorlar.
2-uzaktan eğitime geçildiği takdirde öğrenciyi derse sokacaklarını söylüyorlar.
3-ancak uzaktan eğitime geçmek öğretmenin elinde değil.
4-yüz yüze eğitim devam ettiği için okula gitmek zorunda olan öğretmenin uzaktan eğitim yapması yasak.
peki ne oluyor?
öğretmen okula gidiyor, öğrenci gelsin gelmesin sınıfında duruyor. öğrencinin geldiği günler ek ders alıyor öğrencinin gelmediği günler boşa gidip oturup dönüyor.
idare tarafından deniyor ki "hocam öğrenciyi okula çağır ama olur da okulda bir bulaş olur sorumluluk sana ait çocuğu çağırdığın için" ee öğretmen ne yapsın? zaten öğrenciyi okula getirmek için elinden geleni yapmış bir de sırf ek ders almak için sık boğaz mı etsin? sık boğaz ettikten sonra öğrenci okula gelince kaptığı hastalıktan mesul mu tutulsun?
gerçekten işin içinde olmayıp atıp tutan insanlara karşı o kadar doluyum ki, keşke azıcık da olsa kendinizi bizim yerimize koyabilseniz. keşke "yahu bu insan da emek vermiş, öğretmen olmuş, işini yapmaya çalışıyor, buna rağmen itibarsızlaştırılıyor" diyebilseniz. keşke azıcık saygı duyabilseniz, keşke azıcık sesimizi duyurabilsek biz de.
tüm bunları buraya yazmakla suya yazmak arasında bir fark yok ancak içimi dökmek istedim.
ps: işbu yazı kimse hedef alınarak yazılmamış olup, günlük hayatta ve meslek hayatım boyunca -özellikle pandemi döneminde- karşılaştığım bu gibi durumlar göz önüne alınarak yazılmıştır.
devamını gör...
ayrılığı anlatan en güzel cümle
"gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
onlardan ruhuma sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence şimdi herkes gibisin
yolunu beklerken daha dün gece
kaçıyorum bugün senden gizlice
kalbime kalbime baktım da işte iyice
anladım ki sen de herkes gibisin
büsbütün unuttum seni eminim
maziye karıştı şimdi yeminim
kalbimde senin için yok bile kinim
bence artık sen de şimdi herkes gibisin
gönlümle gönlümle başbaşa düşündüm demin
artık bir sihirsiz nefes gibisin
şimdi taa içinde bomboş kalbimin
akisleri sönen bir ses gibisin
maziye karışıp sevda yeminim
bir anda unuttum seni eminim
kalbimde kalbine yok bile kinim
bence artık sen de herkes gibisin... "
nazım hikmet ran
onlardan ruhuma sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence şimdi herkes gibisin
yolunu beklerken daha dün gece
kaçıyorum bugün senden gizlice
kalbime kalbime baktım da işte iyice
anladım ki sen de herkes gibisin
büsbütün unuttum seni eminim
maziye karıştı şimdi yeminim
kalbimde senin için yok bile kinim
bence artık sen de şimdi herkes gibisin
gönlümle gönlümle başbaşa düşündüm demin
artık bir sihirsiz nefes gibisin
şimdi taa içinde bomboş kalbimin
akisleri sönen bir ses gibisin
maziye karışıp sevda yeminim
bir anda unuttum seni eminim
kalbimde kalbine yok bile kinim
bence artık sen de herkes gibisin... "
nazım hikmet ran
devamını gör...
ırkçılık yapanların eğitim düzeyinin düşük olması
hüseyin nihal atsız'ı bilmeyen insanları gösteren başlıktır. adam döneminin en iyi okuluna gitmiş *, yetmezmiş gibi bir de fuat köprülü'nün öğrencisi olmuştur. ancak maalesef ki ırkçıdır. çünkü yaşadığı dönem bunu gerektiriyordur. bilgisine kimse laf söyleyemez ancak ırkçılığına sonuna kadar karşı olan biri olarak çevreden aşırı etkilenmesini normal karşılıyorum. ki atsız karakterinden asla ödün vermemiş ve ırkçılığını da sonuna kadar savunmuştur.
ırkçılık kötüdür, hastalıktır. milliyetçiliği abartmayın.
ırkçılık kötüdür, hastalıktır. milliyetçiliği abartmayın.
devamını gör...