bir sözlüğü kalitesiz yapan detaylar
kimse darılıp alınmasın ama sözlüğün sadece "görsellerden ibaret olması" bir yerden sonra sıkıyor. tanım yazıp görsel ile destekleyenlere değil lafım, sadece tanımsız görsel atanlara.
ınstagram da caps sayfalarında geziyormuşum gibi hissettiriyor. belli başlı başlıklarda örneğin;
(bkz: sözlük yazarlarının ruh halini anlatan görseller) / (bkz: bir tweet görseli bırak)
bir nebze tolerans sağlanabilir ama her başlıkta sadece görsel atmak sözlüğün yapısına ve kurallarına ters bence.
ınstagram da caps sayfalarında geziyormuşum gibi hissettiriyor. belli başlı başlıklarda örneğin;
(bkz: sözlük yazarlarının ruh halini anlatan görseller) / (bkz: bir tweet görseli bırak)
bir nebze tolerans sağlanabilir ama her başlıkta sadece görsel atmak sözlüğün yapısına ve kurallarına ters bence.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
“kaybetmekten korktuğun her şeyin kölesi olursun.”
devamını gör...
korsan33 adlı yazarın aşırı çekici olması
(bkz: başkası adına utanmak)
devamını gör...
asker şehit olsa üzülmem
tipik düz mantığın sonucunda varılmış sonuçtur. eğer bir etnik kökenden 5 insanla karşılaşırsanız ve 5’i de size kötülük yaparsa muhtemelen o etnik kökene önyargılı yaklaşırsınız. bu örnekte de bu insan, oradaki güvenlik sağlayıcıların emir kulu olduğunu düşünmeyip direkt onlara nefret kusuyor. halbuki nefret duyması gereken kesim cengiz holding ve ona bu fırsatı tanıyan malum kişi.
ayrıca 2023 seçimlerinde bu ilçedeki sonuçlara özellikle bakacağım.
milyonlarca insanın linçlemesi de çok saçma. anlık sinirle söylenmiş bir söz abartmanın alemi yok.
ayrıca 2023 seçimlerinde bu ilçedeki sonuçlara özellikle bakacağım.
milyonlarca insanın linçlemesi de çok saçma. anlık sinirle söylenmiş bir söz abartmanın alemi yok.
devamını gör...
şort giymek mi daha günah kumar oynamak mı sorunsalı
kendimi diyanet sözlükte sanmama neden olan sorunsal.
ne çok âlim varmış burada. toplasip yeni bir mezhep çıkarın bari.
ne çok âlim varmış burada. toplasip yeni bir mezhep çıkarın bari.
devamını gör...
benim tersim pistir insanı
ters tarafını bir türlü görme şerefine erişemediğimiz ilginç insan çeşidi.
genellikle zayıf karakterli insanların karşı tarafa göz dağı vermesini umut ederek kendilerini koruma amaçlı kullandığı gülünç bir savunma mekanizması bu saçmalık.
genellikle zayıf karakterli insanların karşı tarafa göz dağı vermesini umut ederek kendilerini koruma amaçlı kullandığı gülünç bir savunma mekanizması bu saçmalık.
devamını gör...
erken boş alan çaycı
bardak daha yarımken alanı fırçalamıştım.acelen ne dursun adamın önünde,bitsin iyice!
devamını gör...
psikoloğa yalan söyleme sorunsalı
öyle bir söylerim ki psikolog bana derdini anlatmaya başlar.
devamını gör...
darbenin şifreleri
gta şifreleridir.
devamını gör...
yalnızlık şiirleri
içinde hüzün barındıran şiirlerdir.
bir tanesi şudur:
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.
(orhan veli kanık)
bir tanesi şudur:
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.
(orhan veli kanık)
devamını gör...
normal sözlük - koruncuk vakfı yılbaşı hediye ve yardım etkinliği
şu sıralar kendim doğrudan katılamasam da, eş dost arasında yayacağım kampanya. benim de bu şekilde tuzum bulunsun en azından.
teşekkürler düşünen, uygulayan ve katılan herkese.
teşekkürler düşünen, uygulayan ve katılan herkese.
devamını gör...
sokak hayvanları
sevmek zorunda değilsin… öldürme yeter!
hayvanları koruyun, kollayın, besleyinle başlayan cümlelerimiz vardı bizim. nereden nereye geldik? şimdilerde onlar için ağzımızdan çıkan tek cümle oluyor; ‘öldürme, öldürtme ne olur?’.
insanoğlunun en büyük gafleti bu dünyayı bir tek kendinin sanması. kendisinden başka canlıların yaşama hakkının olmadığını düşünmesi. onların yaşama haklarını çok rahat bir şekilde ellerinden alabileceği hissine kapılması. insan eşref-i mahluktur. yani yaratılanların en şereflisi. en mükemmeli. neden yaratılma düzenimize uygun davranmayız? neden bu mükemmelliği yaralar, bereler, zedeleriz? bizim için biçilen; ‘yaratılanların en şereflisi’ giysisini neden hakkıyla taşıyamayız?
hiçbir canlının yaşam hakkını elinden alma gücü bizim elimizde değildir. ona o canı veren ne zaman alacağını da bilir. soyunduğumuz bu cellatlık işinin belki bu dünyada cezasını çekmeyebiliriz. ama onu yaratan bu azabın karşılığını er geç verecektir. bizim dinimiz merhameti, hoşgörüyü, paylaşımcılığı öğütlerken… güçsüzü koru, ekmeğini olmayanla paylaş, cana kıyma derken bizim bu denli acımasızlığımız ne dinimize ne de insanlığımıza yakışır.
çok beklentisi yok onların bizden. ses yapıyorlar, sokaklarda dolaşıp kalabalık ediyorlar, yanından geçerken hırlıyor, kapıda duran terliğimi götürüyor vs. vs. diyerek onları öldürmeyin. belediyeleri arayarak onların ölüme götürülmesine neden olmayın. sizin götürülmesine sebep olduğunuz her bir can ya çöplüğe ya da ıssız bir ormana bırakılıyor. orada ne mi oluyor? hayal bile edemezsiniz. siz sıcak yuvalarınızda ‘oh be kurtulduk’ derken. onlar soğukta açlıktan birbirlerini yiyor. bizlerin her rahatsız olduğu canlı hanelerimize birer ölü olarak yazılıyor. ne acı değil mi?
halbuki yapmamız gereken çok basit. herkesin evinde hemen hemen her gün atılan ekmekler, dökülen yemekler olur. hem dinimiz gereği de israf haram olduğundan bunları atmayıp köşe başlarına, çöp kenarlarına bir kabın içersin de bıraksak hem açlıktan oraya buraya saldıran kedi, köpekten hem de şikayet ettiğinizde acaba nereye götürdüler vicdan azabından kurtulursunuz. mahallede kimse yapmıyor mu? örnek olun. onlara yemek verirseniz ‘mahalleye iyice dadandırdınız canım, olmuyor böyle mi?’ derler. doğruyu anlatın, vicdanlarına seslenin. göreceksiniz o sizi rahatsız eden görüntülerden, seslerden kurtulacaksınız. bir canlıyı sevindirmiş, onunla yemeğini paylaşmış olmanın vermiş olduğu mutluluk ise paha biçilemez.
yeryüzü tüm canlılara ait. yaratılanların en mükemmeli olarak bunu bilip bu mükemmelliğe uygun bir vaziyette davranmamız gerekiyor. hala daha ‘sevmiyorum ama, korkuyorum ama, şunu yaptı ama, bunu yaptı ama’ diyebiliyorsanız. bizim size diyebilecek hiçbir sözümüz kalmıyor. evinize almayın. bahçenize almayın. yüzüne bakmayın. başını okşamayın. ama allah aşkına öldürmeyin. öldürülmelerine sebep olmayın. ‘merhamet etmeyen merhamet bulamaz’ hadis-i şerifine nail olmuş bir ümmetiz biz. merhamet edelim ki merhamet bulalım… saygılar…
23.07.2013 yerel bir gazetede yayınlanan köşe yazım.
bazı sıkıntılardan dolayı daha sonra kaldırıldı.
henüz temiz yürekli, gözü açılmamış bir müslümanım. hayat insanı nerelere getiriyor yahu hayret. neysem çok şey etmiyim.
hayvanları koruyun, kollayın, besleyinle başlayan cümlelerimiz vardı bizim. nereden nereye geldik? şimdilerde onlar için ağzımızdan çıkan tek cümle oluyor; ‘öldürme, öldürtme ne olur?’.
insanoğlunun en büyük gafleti bu dünyayı bir tek kendinin sanması. kendisinden başka canlıların yaşama hakkının olmadığını düşünmesi. onların yaşama haklarını çok rahat bir şekilde ellerinden alabileceği hissine kapılması. insan eşref-i mahluktur. yani yaratılanların en şereflisi. en mükemmeli. neden yaratılma düzenimize uygun davranmayız? neden bu mükemmelliği yaralar, bereler, zedeleriz? bizim için biçilen; ‘yaratılanların en şereflisi’ giysisini neden hakkıyla taşıyamayız?
hiçbir canlının yaşam hakkını elinden alma gücü bizim elimizde değildir. ona o canı veren ne zaman alacağını da bilir. soyunduğumuz bu cellatlık işinin belki bu dünyada cezasını çekmeyebiliriz. ama onu yaratan bu azabın karşılığını er geç verecektir. bizim dinimiz merhameti, hoşgörüyü, paylaşımcılığı öğütlerken… güçsüzü koru, ekmeğini olmayanla paylaş, cana kıyma derken bizim bu denli acımasızlığımız ne dinimize ne de insanlığımıza yakışır.
çok beklentisi yok onların bizden. ses yapıyorlar, sokaklarda dolaşıp kalabalık ediyorlar, yanından geçerken hırlıyor, kapıda duran terliğimi götürüyor vs. vs. diyerek onları öldürmeyin. belediyeleri arayarak onların ölüme götürülmesine neden olmayın. sizin götürülmesine sebep olduğunuz her bir can ya çöplüğe ya da ıssız bir ormana bırakılıyor. orada ne mi oluyor? hayal bile edemezsiniz. siz sıcak yuvalarınızda ‘oh be kurtulduk’ derken. onlar soğukta açlıktan birbirlerini yiyor. bizlerin her rahatsız olduğu canlı hanelerimize birer ölü olarak yazılıyor. ne acı değil mi?
halbuki yapmamız gereken çok basit. herkesin evinde hemen hemen her gün atılan ekmekler, dökülen yemekler olur. hem dinimiz gereği de israf haram olduğundan bunları atmayıp köşe başlarına, çöp kenarlarına bir kabın içersin de bıraksak hem açlıktan oraya buraya saldıran kedi, köpekten hem de şikayet ettiğinizde acaba nereye götürdüler vicdan azabından kurtulursunuz. mahallede kimse yapmıyor mu? örnek olun. onlara yemek verirseniz ‘mahalleye iyice dadandırdınız canım, olmuyor böyle mi?’ derler. doğruyu anlatın, vicdanlarına seslenin. göreceksiniz o sizi rahatsız eden görüntülerden, seslerden kurtulacaksınız. bir canlıyı sevindirmiş, onunla yemeğini paylaşmış olmanın vermiş olduğu mutluluk ise paha biçilemez.
yeryüzü tüm canlılara ait. yaratılanların en mükemmeli olarak bunu bilip bu mükemmelliğe uygun bir vaziyette davranmamız gerekiyor. hala daha ‘sevmiyorum ama, korkuyorum ama, şunu yaptı ama, bunu yaptı ama’ diyebiliyorsanız. bizim size diyebilecek hiçbir sözümüz kalmıyor. evinize almayın. bahçenize almayın. yüzüne bakmayın. başını okşamayın. ama allah aşkına öldürmeyin. öldürülmelerine sebep olmayın. ‘merhamet etmeyen merhamet bulamaz’ hadis-i şerifine nail olmuş bir ümmetiz biz. merhamet edelim ki merhamet bulalım… saygılar…
23.07.2013 yerel bir gazetede yayınlanan köşe yazım.
bazı sıkıntılardan dolayı daha sonra kaldırıldı.
henüz temiz yürekli, gözü açılmamış bir müslümanım. hayat insanı nerelere getiriyor yahu hayret. neysem çok şey etmiyim.
devamını gör...
kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası (yazar)
beni bu gruba defalarca kez davet etti ama kabul etmemiştim. kötü bir niyeti olduğunu sanmıyorum ilk başta amaçları gerçekten eğlenceydi bence sonradan işler rayından çıkmıştır. ama bu gibi grupların sonu hep kötü biter tam da tahmin ettiğim gibi öyle bitti. diğer yazarların onun etkisi altında kaldığını ve gruplaştığını bazı yazarları topluca linçlediklerini daha önceden farketmiştim ama sonucunda zaten bu tarz bir şeyin yaşanacağını bildiğimden ses etmeye gerek duymamıştım. bence gayet de diğer kişiler kendi fikri olmadan başkalarının aklıyla hareket ediyor hepsinin hesabını bir anda dondurması bunun kanıtı. bilemiyorum ya herkesin kendi iradesi var ve bu iradeyi başkalarına teslim etmeyin bence kendi kararlarınızı kendiniz verin başkalarının direktiflerine göre yaşamayın.
devamını gör...
sözlük radyosu kaçak yayınları
şu an gerçekten karizmatik bir sesin yayın yaptığı radyo. * ses hakkında fazla yorum yapmamayım da yanlış anlaşılmasın *
dinlemedeyim. kolay gelsin bayım.
dinlemedeyim. kolay gelsin bayım.
devamını gör...
zarar vermeden sevmek
zarar vermeden seveni görmedim.. olabilitesi yok..
devamını gör...
normal sözlük yönetiminin atatürk'e saygı ile başlayan yolculuğu
eğer sözlüğün interaktif olarak kalmasını istiyorlarsa seve seve olması gerekendir. yoksa 3-5 siyasal islamcı yarım akıllı ile el ele birlikte yazar durursunuz bu mecrada.
ülkenin kurucu değerine kimsenin hakaret etme ayrıcalığı bulunmaz. or*****u çocukluğunun alemi yok. herkes akıllı olacak.
ülkenin kurucu değerine kimsenin hakaret etme ayrıcalığı bulunmaz. or*****u çocukluğunun alemi yok. herkes akıllı olacak.
devamını gör...
babadan para istemek
istemiyorum, direkt cebinden ne kadar istersem ne kadar ihtiyacım varsa alıyorum. sonra bana şakacıktan hırsız diyor. bir kere evde değildi, para bıraktı, lazım olur diye gitti, gelecek birkaç güne. ben de aldım parayı bankaya yatırdım, istedi, vermedim, çatır çatır harcadım. genelde"al bakalım harçlık, senin hakkın." demez." al parayı gez dolaş. " demez, ee ben de nerde para bıraktıysa cebime katarım, para üstlerini vermem.
devamını gör...
beni ödülle cezalandırma
öğretmen ve ailelerin okumasını tavsiye ettiğim kitap. çocuklar zaten yapması gerekenler için ödüllendirildiğinde onları sorumlulukları olduğu bir içsel pekiştirme ile değil dışsal pekiştirme ile yapıyorlar. bu bir süre sonra o çocuğa her yapması gereken için ödül vermenizi gerektirecek bir harekettir.
çocukları ödül vererek sorumluluklarından sıyrılmasına neden olunmaması gerektiğini anlatan bir kitap.
çocukları ödül vererek sorumluluklarından sıyrılmasına neden olunmaması gerektiğini anlatan bir kitap.
devamını gör...
spawn
devrem ifşa öyle olmaz. böyle olur:
siyah önlükle okula gitmiş yazardır. üstüne üstük annesinin ördüğü dantel yakayıda kullanmıştır.
onların döneminde yks yoktu. öss ve öys vardı.
devresi psilosibindir demişmiydim. *
siyah önlükle okula gitmiş yazardır. üstüne üstük annesinin ördüğü dantel yakayıda kullanmıştır.
onların döneminde yks yoktu. öss ve öys vardı.
devresi psilosibindir demişmiydim. *
devamını gör...

