çocuğunun yaşını ay olarak söyleyen ebeveyn
çocuğunun yaşı sorulduğunda 4,5 yaşında demek yerine 54 aylık diyerek size ufak çaplı bir beyin fırtınası yaptırtan ebeveyndir. hadi 2 yaşa kadar ay hesabı olarak söylemelerini anlayabiliyorum ama 3 4 yaştan sonrasına ay olarak cevap verdiklerinde oturup hesap yapmak zorunda kalıyorum.
devamını gör...
pentagram
dinlenir dinlenir en son denilir ki ben bir daha dinliyim bi ya. ayrıca pentagram aslında bir semboldür. daire içerisinde el çizimi yıldızdır. satanik olduğu da bilinir.*
devamını gör...
marilyn monroe
intihar ettiği yıl abd'de intihar oranını %12 arttırmış ünlü şahıs.
devamını gör...
yaş ilerledikçe amatör sevgili bulmanın zorlaşması
sen şuna "her bakan gözümden ne menem bir tip olduğumu anlıyor, fesatlığımı saklayamıyorum." desene...*
devamını gör...
doğurduğu bebeği bıçaklayarak öldüren anne
bu ülkede çocuk olarak, öğrenci olarak, işçi olarak, kadın olarak yaşamak çok zor. kolay olan tek şey psikopatın, ruh hastasının teki olmak; silahla bıçakla elini kolunu sallaya sallaya gezmek. böyleleri daha rahat yaşıyor. etme-bulma dünyası diyorlar ya işte o dünya bu dünya değil maalesef.
devamını gör...
korku koşullanması deneyi
emory üniversitesi'nden doktor brian g dias ve doktor kerry j ressler korkunun genetik yollarla yavru bireye aktarılıp aktarılmadığını öğrenmek adına korku koşullanması deneyini yaptılar.
asetofenon adındaki bir hoş kokuyu erkek kobay farelerine koklattılar. canlı kokuyu alır almaz patisine orta şiddette şok verdiler. aynı işlemi birkaç kez tekrarladılar ve canlı bir süre sonra patisine şok verilmediği halde asetofenonu koklayınca ondan korkar hale geldi. yani canlıda bir tür korku koşullanması algısı oluşturdular.
iki hafta sonra, bu canlıları daha önce karşılaşmadıkları başka dişi laboratuvar fareleri ile çiftleştirdiler. onlardan doğan yavru bireylere de (b:asetofenon) koklatıldı.
nature neuroscience dergisinde yayımlanan sonuca göre; yavru canlılarda asetofenondan korkmuştu. araştırmacıların dediğine göre;
--- alıntı ---
tehlikelere karşı hayatta kalmaya yardımcı olduğu için korkular genetik yolla aktarılır.
--- alıntı ---
asetofenon adındaki bir hoş kokuyu erkek kobay farelerine koklattılar. canlı kokuyu alır almaz patisine orta şiddette şok verdiler. aynı işlemi birkaç kez tekrarladılar ve canlı bir süre sonra patisine şok verilmediği halde asetofenonu koklayınca ondan korkar hale geldi. yani canlıda bir tür korku koşullanması algısı oluşturdular.
iki hafta sonra, bu canlıları daha önce karşılaşmadıkları başka dişi laboratuvar fareleri ile çiftleştirdiler. onlardan doğan yavru bireylere de (b:asetofenon) koklatıldı.
nature neuroscience dergisinde yayımlanan sonuca göre; yavru canlılarda asetofenondan korkmuştu. araştırmacıların dediğine göre;
--- alıntı ---
tehlikelere karşı hayatta kalmaya yardımcı olduğu için korkular genetik yolla aktarılır.
--- alıntı ---
devamını gör...
erkekleri itici yapan detaylar
bahsedilen detaylar okununca erkek olmadığına karar verdiğim insandaki detaylar.
ulan hangi erkek çocuk gibi davranır, her dakika mesaj atar, günde altı sefer arar bir de utanmadan duygusal olur?
kedidir lan o.
ulan hangi erkek çocuk gibi davranır, her dakika mesaj atar, günde altı sefer arar bir de utanmadan duygusal olur?
kedidir lan o.
devamını gör...
sözlükte bol beğeni alma yolları
niye ki? bol beğeni almak hoş bir şey de bunun için taktik geliştirmek falan biraz şey değil mi? influencer mı olacaksınız büyüyünce youtuber mı?
devamını gör...
diş ağrısı
kafayı kesip kol altında gezdirme hissi uyandıran ağrı. allah düşmanımın başına versin efenim. böylece dünyası kararacak bir eli sürekli çenesinde olacak anlık mentolün verdiği rahatlama için bir elde fırça bir elde macun hababam diş fırçalayacak belki kolonya ya da saf alkol damlatmaktan alkolik olup kafayı bulacak ve benimle uğraşamayacaktır.
durum acilse paraya kıyın ve çevredeki geç saatlere kadar açık bir klinik arayın. izmirde avrupadent var. denize düşen yılana sarılır misali gitmiştim çünkü adamlar gece 12 ye kadar açıklar. ben rahatladım ama banka hesabım rahatsızlanmıştı. olsundu dünyalar benimdi o an.
durum acilse paraya kıyın ve çevredeki geç saatlere kadar açık bir klinik arayın. izmirde avrupadent var. denize düşen yılana sarılır misali gitmiştim çünkü adamlar gece 12 ye kadar açıklar. ben rahatladım ama banka hesabım rahatsızlanmıştı. olsundu dünyalar benimdi o an.
devamını gör...
pavlov'un göbeği
sararmış efenim. yeni yöneticimiss.
hayırlı olsun.
hayırlı olsun.
devamını gör...
tanrı paradoksu
tarafları dinledim ve anladım. çıkmazlara sürüklediniz beni zalımlar.
devamını gör...
korsan film cd satıcısıyla alışveriş yapmak
vcd playerların revaçta olduğu 2000 li yılların başında çokça yaptığımız alışveriş türüydü bu. şaka maka özledim be. en çokta hatırlattıkları anılar özlememizi sağlıyor bence.
neyse şimdi bununla ilgili bir anımı anlatayım da tam olsun.
sene 2002. köyde yaşayan dayımın bir oğlu -benden 4-5 yaş büyük olur- çalışmaya gelirdi bulunduğumuz şehre. bir sürü akrabadan bizi tercih edip bizde yatılı kalması bizi sevindirirdi.
yaz tatili olduğu için dayı oğluyla beraber takılırdık. özellikle de akşamları. gündüzleri ben sanayide çalışırdım o inşatta. akşamları çarşıya gider kafa dağıtırdık. ben 18 iken 23 yaşındaydı.
antalya doğu garajı mevkiinde festival çarşısı diye bir yer vardı. şimdilerde yok tabii ama o zaman vardı ve akşamları en canlı olan yerlerden biriydi. çarşının tam karşısında iki üç işhanı vardı önleri olduğu gibi otobüs durağıydı.
korsan cd işi yapan emektar abilerimiz orada sıra sıra dizilir küçük küçük tezgahlarını sıralarlardı. tezgah dedim ama dik konulmuş bir sandık üzerine konmuş bir karton, kartona üç beş sıra dik yaslanmış yüzlerce cd. sıranın biri muhakkak full mp3 cdsi, bir sırası aksiyon, diğeri macera, diğeri korku ve son sıradakiler ise mikili film cdsi.
cdlerin ilk dört sırası rengarenk kağıtların bulunduğu jelatinli poşetlerle satılırken son sıradaki miki filmler ya beyaz kağıtla kaplanıp konurdu jelatine ya da tamamen kağıtsız.
dayıoğlu film alalım diye tutturunca rastgele bir tezgaha yanaştık ve filmlere bakmaya başladık. tezgahtar abi başladı; “abi porno var vereyim mi?” demeye. dayıoğlu daha önce izlemiş ve üç odalı kalabalık evimizde izleyemeceğimizi düşünmüş ki hiç yeltenmedi o sıraya.
tezgahtar biz normal filmlere baktıkça coştu. adam ısrarla o filmlerden vermek istedi. biz cevap vermedikçe de utandığımızı düşünerek ısrarına devam etti durdu. bu arada ben seçtiğim üç filmi almak üzere pazarlığa koyuldum ve tanesi 2,5 milyon olan filmlerin üçünü 6 milyona aldım.
tam parayı uzattığım anda da tezgahtarın o efsane teklifi geldi:
“abi hayvanlı var verim mi?”
neyse şimdi bununla ilgili bir anımı anlatayım da tam olsun.
sene 2002. köyde yaşayan dayımın bir oğlu -benden 4-5 yaş büyük olur- çalışmaya gelirdi bulunduğumuz şehre. bir sürü akrabadan bizi tercih edip bizde yatılı kalması bizi sevindirirdi.
yaz tatili olduğu için dayı oğluyla beraber takılırdık. özellikle de akşamları. gündüzleri ben sanayide çalışırdım o inşatta. akşamları çarşıya gider kafa dağıtırdık. ben 18 iken 23 yaşındaydı.
antalya doğu garajı mevkiinde festival çarşısı diye bir yer vardı. şimdilerde yok tabii ama o zaman vardı ve akşamları en canlı olan yerlerden biriydi. çarşının tam karşısında iki üç işhanı vardı önleri olduğu gibi otobüs durağıydı.
korsan cd işi yapan emektar abilerimiz orada sıra sıra dizilir küçük küçük tezgahlarını sıralarlardı. tezgah dedim ama dik konulmuş bir sandık üzerine konmuş bir karton, kartona üç beş sıra dik yaslanmış yüzlerce cd. sıranın biri muhakkak full mp3 cdsi, bir sırası aksiyon, diğeri macera, diğeri korku ve son sıradakiler ise mikili film cdsi.
cdlerin ilk dört sırası rengarenk kağıtların bulunduğu jelatinli poşetlerle satılırken son sıradaki miki filmler ya beyaz kağıtla kaplanıp konurdu jelatine ya da tamamen kağıtsız.
dayıoğlu film alalım diye tutturunca rastgele bir tezgaha yanaştık ve filmlere bakmaya başladık. tezgahtar abi başladı; “abi porno var vereyim mi?” demeye. dayıoğlu daha önce izlemiş ve üç odalı kalabalık evimizde izleyemeceğimizi düşünmüş ki hiç yeltenmedi o sıraya.
tezgahtar biz normal filmlere baktıkça coştu. adam ısrarla o filmlerden vermek istedi. biz cevap vermedikçe de utandığımızı düşünerek ısrarına devam etti durdu. bu arada ben seçtiğim üç filmi almak üzere pazarlığa koyuldum ve tanesi 2,5 milyon olan filmlerin üçünü 6 milyona aldım.
tam parayı uzattığım anda da tezgahtarın o efsane teklifi geldi:
“abi hayvanlı var verim mi?”
devamını gör...
ermeni soykırımı iddiası
(bkz: hamidiye alayları)
türkiye "karşılıklı arşivleri tarihçilere açalım herkes ne olduğunu görsün" şeklinde bildirimde bulunmasına rağmen ermeni tarafının asla buna yanaşmadığı henüz yakın tarihte defalarca kez yaşanmışken ermeni soykırımı vardır demek biraz komik oluyor. neymiş adamları fizana sürmüşüz, e ne yapacaktık? her gün komşunuzun oğlunun katıldığı çetenin sizi boğazlamasıyla karşı karşıya kaldığınız bir ortamda yaşadınız mı hiç? ben yaşadım. gidin doğu'nun ücra köşelerinde görev yapmaya çalışan öğretmenlere sorun onlar size anlatır ki şimdi yaşadığımız bozuk da olsa bir devlet düzenine rağmen gerçekleşiyor. bilmem kaç cephede savaşan devletin topraklarında iç karışıklık çıkarıp, milletin evine, karısına, çocuğuna, ülkesine göz koyarsan değil deyrizor kuala lumpur'a sürülseniz sesinizin çıkmaması lazım.
ha ermeni devleti nefret üzerine kurulu bir devlettir, o yüzden bu iddialarından asla vazgeçmeyecekler. devletlerinin başka bir dayanağı yok, salt nefret ve ırkçılık ile ayakta duruyor. bizim ülkede yaşayanlar neden bu kadar ısrarcı bu olayların soykırım olduğu konusunda bir fikrim var da yeri değil.
türkiye "karşılıklı arşivleri tarihçilere açalım herkes ne olduğunu görsün" şeklinde bildirimde bulunmasına rağmen ermeni tarafının asla buna yanaşmadığı henüz yakın tarihte defalarca kez yaşanmışken ermeni soykırımı vardır demek biraz komik oluyor. neymiş adamları fizana sürmüşüz, e ne yapacaktık? her gün komşunuzun oğlunun katıldığı çetenin sizi boğazlamasıyla karşı karşıya kaldığınız bir ortamda yaşadınız mı hiç? ben yaşadım. gidin doğu'nun ücra köşelerinde görev yapmaya çalışan öğretmenlere sorun onlar size anlatır ki şimdi yaşadığımız bozuk da olsa bir devlet düzenine rağmen gerçekleşiyor. bilmem kaç cephede savaşan devletin topraklarında iç karışıklık çıkarıp, milletin evine, karısına, çocuğuna, ülkesine göz koyarsan değil deyrizor kuala lumpur'a sürülseniz sesinizin çıkmaması lazım.
ha ermeni devleti nefret üzerine kurulu bir devlettir, o yüzden bu iddialarından asla vazgeçmeyecekler. devletlerinin başka bir dayanağı yok, salt nefret ve ırkçılık ile ayakta duruyor. bizim ülkede yaşayanlar neden bu kadar ısrarcı bu olayların soykırım olduğu konusunda bir fikrim var da yeri değil.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
hala evanescence dinliyorum bazen. fallen çok iyi albüm bence.
devamını gör...
kadın çantasında bulunanlar
telefon, şarj aleti, cüzdan, manikür ve makyaj malzemesi -far paleti -ayna-tarak vb, parfüm, deodorant, nadir de olsa saç düzleştirici, biber gazı varsa elektroşok cihazı, hijyenik bakım ürünü, sigara-çakmak, kulaklık, nemlendirici krem, dudak nemlendirici vb. kremler, ıslak mendil, hepsinde olmaz ama gördüğüm üzere söylüyorum 6.35'lik ateşli silah (tabanca) ve roman (kitap) daha da sayılabilir ama en nadir görüleni de 6.35'lik tabancadır
devamını gör...
günün ünlüsü olamayan yazar
ne dünün ne bugünün ne de yarının ünlüsü olacağım. (bkz: sözlüğün düz yazarları)
devamını gör...
dinlemekten bıkmayacağınız şarkılar
hayatımın hangi yaşında olursam olayım her koşulda bıkmadan, usanmadan dinleyeceğim şarkı.
vazgeçilmez depresyon şarkım olur aynı zamanda.
vazgeçilmez depresyon şarkım olur aynı zamanda.
devamını gör...
özer atik
1977 doğumlu, boğaziçi üniversitesi mezunu ses sanatçısı. tolga çevik ile yaptığı programlarda "minik" olarak tanınır.
devamını gör...

