yazarların duyduğu en efsane isim kısaltmaları
emre - emro.
devamını gör...
mustafa kemal atatürk
savaş dehası başkomutanımız.
türk'ün gücünü bütün dünyaya gösteren kutlu mareşal.
30 ağustos zafer bayramı şerefine yine yeniden yad ettiğimiz şükranla andığımız kurtarıcımız.
izin asla silinmeyecek.
sevgi saygı ve minnetle.
türk'ün gücünü bütün dünyaya gösteren kutlu mareşal.
30 ağustos zafer bayramı şerefine yine yeniden yad ettiğimiz şükranla andığımız kurtarıcımız.
izin asla silinmeyecek.
sevgi saygı ve minnetle.
devamını gör...
stefan zweig alıntıları
muhtemelen kitabı hemen elime alıp okuduğumu düşüneceksiniz. kesinlikle hayır! önce bir kitabım olmasının sevincini yaşamak istiyordum.
satranç, stefan zweig
devamını gör...
hırvatı ben yalamadım
hızlı gitti, daha yeterince aşağılayamamıştık.
üzdün yoldaş.*
üzdün yoldaş.*
devamını gör...
türklerin ırkçı olmadığı gerçeği
ermeni dölü, rum tohumu, hamsi kafalı, bilmiyorsam arap olayım...
hiç sanmıyorum efendim.
hiç sanmıyorum efendim.
devamını gör...
ahmet kaya
ruhumuza ve kalbimize şarkılarıyla nakşeden sanatçı.
devamını gör...
türklerde kölelik
türkler’de kölelik derken ne kastedildiği önemli. ilk tanımda, önerme genel hatları ile doğru olsa da, biraz karmaşa bulunmakta.
türkler’de kölelik derken, eğer türkler’in köle sahibi olması kastediliyorsa; göçebe bir toplumda kölelik olması zaten mümkün değildir. tarihte kölelik kurumu sadece gelişmiş şehirlerde ve ticaret merkezlerinde görülmüştür. türkler’de bu açıdan kölelik zaten mümkün değildi.
ne zaman şehirleşme (ticaret) osmanlı ile biraz oturur gibi oldu, hemen kölelik kurumunun da geliştiği görülecektir. bu açıdan özel mülk ile alakası türkler’de kurulamaz. zira asıl osmanlı devletinde özel mülk yoktu, hatta hala kullandığımız “adalet mülkün temelidir” sözündeki mülk devlet demektir, düşündünüz mü neden devlet yerine mülk kelimesi kullanılmış? çünkü devlet sultanın mülküdür. dolayısıyla özel mülkiyetin olmadığı, her şeyin sultana ait olduğu osmanlı’da köle kurumu ve ticareti yaygın olarak vardı.
bunula birlikte; başlıkta belirtilen, özel mülkiyetin (dolayısıyla sınıfların) oturduğu ve keskin olarak yer aldığı toplumlarda kölelik daha kurumsal ve yaygın olarak yer alır önermesi doğrudur. fakat yukarıda belirttiğim üzere türkler açısından genellemeye uymaz.
eğer başlık tanımına türklerin köle olması açısından bakarsak, burası da genel hatları ile doğru olmakla birlikte eksiktir. türkler her göçebe millet gibi özgürlüğe son derece düşkün bir millet, köleleştirmeye müsait değil. fakat koskoca memlükler devleti de gözden kaçmamalıdır. her ne kadar paralı asker gibi görünmek istense de, sonradan memlük devleti yöneticileri olan türkler aslında köle askerlerdi, diğer kölelere oranla daha prestijli olsalar da, bu onların bir köle olduğu gerçeğini değiştirmez. zaten devletin ismi de bunu açıkça ortaya koyar, memlükler yani köleler.
fakat ilginç olarak türkler köle-asker iken, zamanla bulundukları toplumun yöneticisi ve yönetici sınıfı haline gelmiştir. 200 yıl kadar da, sadece yönetici sınıfını işgal etmiş olsa da (halk çoğunluğu türk değildir) kendi çapında görkemli bir devlet sahibi olmuşlardır.
türkler’de kölelik derken, eğer türkler’in köle sahibi olması kastediliyorsa; göçebe bir toplumda kölelik olması zaten mümkün değildir. tarihte kölelik kurumu sadece gelişmiş şehirlerde ve ticaret merkezlerinde görülmüştür. türkler’de bu açıdan kölelik zaten mümkün değildi.
ne zaman şehirleşme (ticaret) osmanlı ile biraz oturur gibi oldu, hemen kölelik kurumunun da geliştiği görülecektir. bu açıdan özel mülk ile alakası türkler’de kurulamaz. zira asıl osmanlı devletinde özel mülk yoktu, hatta hala kullandığımız “adalet mülkün temelidir” sözündeki mülk devlet demektir, düşündünüz mü neden devlet yerine mülk kelimesi kullanılmış? çünkü devlet sultanın mülküdür. dolayısıyla özel mülkiyetin olmadığı, her şeyin sultana ait olduğu osmanlı’da köle kurumu ve ticareti yaygın olarak vardı.
bunula birlikte; başlıkta belirtilen, özel mülkiyetin (dolayısıyla sınıfların) oturduğu ve keskin olarak yer aldığı toplumlarda kölelik daha kurumsal ve yaygın olarak yer alır önermesi doğrudur. fakat yukarıda belirttiğim üzere türkler açısından genellemeye uymaz.
eğer başlık tanımına türklerin köle olması açısından bakarsak, burası da genel hatları ile doğru olmakla birlikte eksiktir. türkler her göçebe millet gibi özgürlüğe son derece düşkün bir millet, köleleştirmeye müsait değil. fakat koskoca memlükler devleti de gözden kaçmamalıdır. her ne kadar paralı asker gibi görünmek istense de, sonradan memlük devleti yöneticileri olan türkler aslında köle askerlerdi, diğer kölelere oranla daha prestijli olsalar da, bu onların bir köle olduğu gerçeğini değiştirmez. zaten devletin ismi de bunu açıkça ortaya koyar, memlükler yani köleler.
fakat ilginç olarak türkler köle-asker iken, zamanla bulundukları toplumun yöneticisi ve yönetici sınıfı haline gelmiştir. 200 yıl kadar da, sadece yönetici sınıfını işgal etmiş olsa da (halk çoğunluğu türk değildir) kendi çapında görkemli bir devlet sahibi olmuşlardır.
devamını gör...
troller yokken sözlüğün çok sıkıcı olması
(bkz: ermolettin fan club)
devamını gör...
sarhoşken tanım girmek
şu an yapacağım aktivitedir.
arkada müzik çalıyor yanımda şarap var köpek öldüren dedikleri şaraptan. saat 02.52 falan. kendimi şiirleri satmayan şairler gibi hissediyorum. bir barda kimsenin dinlemediği boktan sanatçılar gibiyim.
sarhoşum sözlüğe kusuyorum şu an sözlük.
kendimi çok kötü yıpranmış hissediyorum vallahi.
yorgunum uykum var ama uyuyasım yok.
depresyon denen deyyusla mı uğraşıyorum acaba.
2 dakikada yazabileceğim yazıyı 12 dakikada falan yazdım herhalde.
insanın meramını anlatmak isteyip anlatamaması çok kötü bir olay. anlatacağın şey her ne olursa olsun insanlar seni anlamayacak gibi geliyor. anlayacaklarsa bile anlamayacaklarmış hissi insanı mahvediyor.
neyse.
arkada müzik çalıyor yanımda şarap var köpek öldüren dedikleri şaraptan. saat 02.52 falan. kendimi şiirleri satmayan şairler gibi hissediyorum. bir barda kimsenin dinlemediği boktan sanatçılar gibiyim.
sarhoşum sözlüğe kusuyorum şu an sözlük.
kendimi çok kötü yıpranmış hissediyorum vallahi.
yorgunum uykum var ama uyuyasım yok.
depresyon denen deyyusla mı uğraşıyorum acaba.
2 dakikada yazabileceğim yazıyı 12 dakikada falan yazdım herhalde.
insanın meramını anlatmak isteyip anlatamaması çok kötü bir olay. anlatacağın şey her ne olursa olsun insanlar seni anlamayacak gibi geliyor. anlayacaklarsa bile anlamayacaklarmış hissi insanı mahvediyor.
neyse.
devamını gör...
siddal
her tanımı dolu dolu, uzun tanımlarını bile keyifle okutturan bir yazar.. keyifle takip ediyor, bilgileniyorum sayesinde. keyifli sözlükler.
devamını gör...
normal sözlük yazarları buluşma yemeği
(bkz: anonim kalmanın önemi) çerçevesinde katılamayacağım yemektir. katılacak olan arkadaşlara afiyet olsun dileklerimi iletiyorum şimdiden.
devamını gör...
normal sözlük'ü terk ettikten sonra geri dönen yazarlar
gider gelir, isterse 50 kere tekrar edebilir bunu isteyen kişi. özgür bir platform amma velakin gidişini aşırı göze sokan hareketleri, gidiyooorum çeşmi siyahımmm triplerine girmeleri pek sevdiğimi söyleyemicem. her şey basitçe yapılmalı bence.
devamını gör...
andy'nin nesi var
2003 -2007 yılları arasında fox kidste yayımlanan eğlenceli bir çizgi dizi. 2005'de öss'ye hazırlandığım yıllarda bunun yüzünden ders çalışamadığım zamanlar olurdu. okulundaki elemanları devamlı trolleyen bir elemandı andy. kimse anlayamazdı ama mutlaka her bölümün sonundaki 'hesap lütfen' lafı dillere pelesenk olmuş idi. good old days.
encrypted-tbn0.gstatic.com/...
encrypted-tbn0.gstatic.com/...
devamını gör...
sözlüğün kalitesinin çok düşmesi
idil biret'in çok güzel bir sözü geldi aklıma: “müzisyeni ben yetiştiririm, siz dinleyici yetiştirin bana.”
entry bu kadar...
entry bu kadar...
devamını gör...
fahrettin altun
sayın iletişim bakanımız.
öyle miydi? galiba öyleydi.
malum akpli bakanlar arada koltuk değişiyor.
kim neyi biliyor onu da bilmiyorum.
tek bildiğim akpli olduğudur.
öyle miydi? galiba öyleydi.
malum akpli bakanlar arada koltuk değişiyor.
kim neyi biliyor onu da bilmiyorum.
tek bildiğim akpli olduğudur.
devamını gör...
yazarların en ünlü etkileşimi
antalya’da bir barda tesadüf eseri pinhani’nin konserine denk gelmiştim.sahnenin önlerinde bir masaya oturup,bir arkadaşımla biraz takılır çıkarız demiştik.sonra sahnede grubun solisti sinan’ın çaktırmadan sürekli beni kestiğini farketmiştim. konseri bitirirken bana bakıp after party duyurusu yapması da ayrı bir olaydı tabi.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar
an itibariyle, dostumun tavsiyesiyle fahrenheit 451 e başladım.
devamını gör...
fakir olmanın avantajları
küçük şeylerle mutlu olabilme olasılığı yüksektir.
devamını gör...
wilkinson sword klasik tıraş makinesi
haziran ayında almıştım bu tıraş makinesini. benim yüzüm biraz hassas hatta ilk kez jilet vurduğumda(14 yaşımdaydım) bıyık kısmında baya sivilce çıkmıştı. uzun uzun araştırdım bu klasik tıraş makinelerini bir sayfa öneriyordu. diğer modelleri çok pahalıydı (250 tlden başlıyor güzel olanları)ben de denemek amacıyla bunu aldım trendyoldan 22tlye. paket içinde 5 tane de yaprak jilet vardı. uzun zamandır kullanıyorum gayet de memnunum. ama söyleyeyim ki sakalı kısa olanlar için uygun. jilete alışma gibi bir şey ve dışı plastik kaplı içi metal galiba.
edit: bu makineyi halen kullanmaktayım. dediğim gibi bu makine sakalı kısa olanlar, az çıkanlar için.
uzun zamandır kullanmama rağmen ne bir pas tutma var ne de bir hasar var. gerçekten mükemmel bir ürün.
ilk yazdığımda ''denemek için aldım'' demişim ancak iyi ki de almışım, muhtemelen çok uzun süre birlikte olacağız bu makineyle.
jilet nedense beni oldukça korkutuyor, her an yüzümü kesecekmişim gibi hissediyorum. bir de jiletle kötü bir anım var benim. ilk tıraşımı jiletle olmuştum ancak yüzümün hassas olması sebebiyle hep sivilce çıkmıştı yüzümde...
velhasıl kelam gerçekten de güzel makinedir efendim, eğer sakalınız kısaysa, çok çıkmıyorsa veya jilete alışmakta zorluk çekiyorsanız kesinlikle tavsiye ederim bu tıraş makinesini.
edit: bu makineyi halen kullanmaktayım. dediğim gibi bu makine sakalı kısa olanlar, az çıkanlar için.
uzun zamandır kullanmama rağmen ne bir pas tutma var ne de bir hasar var. gerçekten mükemmel bir ürün.
ilk yazdığımda ''denemek için aldım'' demişim ancak iyi ki de almışım, muhtemelen çok uzun süre birlikte olacağız bu makineyle.
jilet nedense beni oldukça korkutuyor, her an yüzümü kesecekmişim gibi hissediyorum. bir de jiletle kötü bir anım var benim. ilk tıraşımı jiletle olmuştum ancak yüzümün hassas olması sebebiyle hep sivilce çıkmıştı yüzümde...
velhasıl kelam gerçekten de güzel makinedir efendim, eğer sakalınız kısaysa, çok çıkmıyorsa veya jilete alışmakta zorluk çekiyorsanız kesinlikle tavsiye ederim bu tıraş makinesini.
devamını gör...
insanların sanata ihtiyaç duymalarının sebebi
(bkz: kendini ifade etme ihtiyacı)
devamını gör...