çeviri en kısa tanımıyla diller ve kültürler arası, herhangi bir dildeki bildirimin diğer bir dile anlamsal ve kullanımsal eşdeğerini sağlayarak yapılan bilgi aktarımıdır.

her dilin kendine özgü bir yapısı olması, kültürel-toplumsal nedenler bilgi yitimine sebep olabilmektedir.

çeviri yapılan diller birbiriyle çakışmadığı sürece bilgi aktarımının aksamasına ve bilgi kaybının giderilmesinin olanağı yok gibidir. aynı şekilde anlam bakımından eşdeğerli sözcüklerin, de sözlük karşılıklarının sözcüğü sözcüğüne çevirisinde de anlam yitimi söz konusudur. zira sözcüklerin kimikez başka anlamları da vardır .örneğin: слабый пол= (güçsüz yer), сильный пол= (güçlü yer). bu nedenle çevirmen, çeviri yaparken sadece tek tek sözcüklerle değil, bağlam içindeki sözcüklerle de uğraşmalıdır.

diller arası yapısal olarak tam anlamıyla eşdeğerlik söz konusu olmadığından çeviri süresince anlamsal ve kullanımsal eşdeğerliği sağlamak çeviride önemli bir yere sahiptir.

eşdeğerlik konusunda birçok görüş bulunmaktadır. bu konuda newmark (1981) kültürel, işlevsel ve betimsel eşdeğerlikten söz ederken bassnett (1980:25) popoviç'ten yaptığı bir alıntıda dilbilimsel, dizisel, biçimsel ve metinsel eşdeğerlikten söz etmektedir. en yaygın olarak gördüğümüz şekilde eşdeğerlik türleri sözcük ve sözcük üstüdüzeyde eşdeğerlik, dilbilgisel eşdeğerlik, anlamsal eşdeğerlik, kullanımsal eşdeğerlik ve metinsel eşdeğerliktir.

sözcük ve sözcük üstü düzeyde eşdeğerlik: sözcük dilin tek başına kullanılabilen en küçük birimidir. bir dilden başka bir dile çeviri sırasında sözcük ve sözcük-üstü düzeyde görülen eşdeğerliktir.

çevirmen kaynak dili çözümlemeye başladığında ilk önce metin ya da söylem gibi daha üstdüzeylerle değil,sözcüklerle karşılaşır. bu nedenle çevirmenin öncelikle gözönünde bulundurması gereken düzey,sözcüksel (lexical) düzeydir. ancak,

bir sözcük bazen farklı dillerde farklı anlamlar içerdiğinden, çevirmen,sözcüğü ele alırken sayı, cins ve zaman gibi birçok faktöre dikkat etmek durumundadır. sözcük-üstüdüzeyde ise eşdizimler, sabi tifadeler ve deyimler çevirmeni ilgilendirmektedir.

dilbilgisel eşdeğerlik:

dillerin gramer kuralları sık sık değişiklik arz ettiğinden kaynak dilin doğrudan eşdeğerini hedef dilde bulmak güçleşir. dahası, bu farklılıktan dolayı kaynak dildeki bilgi veya mesaj hedef dilde önemli değişikliklere uğrayabilir. hedef dilde kaynak dildekini karşılayacak dil bilgisel araçların bulunmaması durumunda çevirmen bazı bilgileri hedef dilde ekleme veya çıkartma yoluna gidebilir; bu da zorunlu olarak masajın birtakım ayrıntılarının hedef dilde kayba uğramasına neden olabilir. çeviride problem oluşturan dil bilgisel araçlar arasında sayı, zaman, görünüş, kip, şahıs ve cinsiyet konuları üzerinde odaklanmaktadır.

anlamsal eşdeğerlik: anlamsal eşdeğerlik farklı kelimelerle bir cümledeki anlamı diğer dilde de sağlayabilmektir. kimi çevirmenler kelimesi kelimesine çeviri yapılması gerektiğini savunurken kimileri daha önemli olanın anlamı vermek olduğunu düşündüğünden serbest şekilde değişikler yapılması gerektiğini savunurlar.

metinseleşdeğerlilik:
metinsel eşdeğerlilik, kaynak ve hedefdildek imetinlerin bilgi ve tutarlılık açısından eşdeğer olmasın ıifadeetmektedir. metinseldoku, çeviride son derce önemli bir özelliktir, çünkü çevirmene özgül bir bağlamda hedef kültür izleyicisi için bağlaşık ve bağdaşık bir metin üretme çabasında yardımcı olan kaynak metnin alışılması ve çözümlenmesine yönelik yararlı kılavuzlar sunar.

kullanımsal eşdeğerlilik:

kullanımsal eşdeğerlilik, çeviri sürecinde sezdiriler ve kaçınma stratejilerine işaret eder. sezdiri, açıkça söylenenle değil, imlenenle ilgilidir. bu yüzden çevirmen, kaynak metnin iletisini aktarabilmek için çeviride imlenen anlamları ifade etmek durumundadır. çevirmenin rolü, yazarın niyetini başka bir kültürde, hedef kültür okuyucularının açık bir şekilde anlayabilmesini sağlayacak şekilde yeniden oluşturmaktadır.

diller ve kültürler arası bir aktarım olarak nitelediğimiz çeviriyi bütün çağlarda karşımıza çıkan bir etkinlik, çeşitli uygarlıklar arasında köprü kuran, değişik toplumlardan bireyleri birbirine yaklaştıran, her türden ekinsel değeri, içinde oluşturduğu tarihsel-toplumsal çevrenin dışına taşıyan, o çevreden olmayan kişilerin yararlanmasına sunan, uygarlıklar, ekinler arası bir iletişim, bildirişim aracı olarak tanımlamaktadır.

semantik alan:

bir dilin söz varlığı bir dizi kavramsal alanlara gönderme yapan sözcük dizelerinden meydana gelir.
sözcüklere ait bu kavramsal alanlar, anlambilimciler tarafından “semantikalanlar” (semantic fields) olarak adlandırılmıştır.

semantik alan bir dizi sözcüğün belli bir anlamsal alana dahil edilmesini öngören soyut bir kavramdır. bitkiler, hayvanlar, araçlar birer anlam alanlarıdır. her bir anlamalanı da “sözcük dizilerini'' içermektedir. sözcük dizileri, anlam alanlarının alt birimleridir.türkçe’de “konuşma” anlam alanlarının alt birimleri “söylemek, demek, belirtmek, mırıldanmak, fısıldamak, homurdanmak, dırdır etmek, vırvır etmek, zırvalamak, gevelemek” gibi sözcük dizilerini içermektedir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çeviribilim" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim