1.
m.ö. 3'cü yüzyılda mısır'da kurulmuş antik bir kütüphane. kaynaklara göre bu kütüphanede 900.000 veya 100.000 ya da 150.000 cilt el yazması vardı. beni şaşırtan tarafı, m.ö. 3'cü yüzyılda bile bu kadar çok el yazmasının bulunmasıdır. kütüphanenin kurucusuysa büyük iskender'dir. kütüphane maalesef günümüzde yok, neden yok, çünkü yakıldı. bu çok üzücü bir olaydır, yani düşünsenize 2300 yıl öncesine ait el yazmalar, kütüphaneyle birlikte yok oldu. belki de tarihin bilmediği büyük bir yazarın yazdığı yazılar da, bu kütüphaneyle birlikte gittiler. belki de muhteşem eserleriyle tanınanacak olan nice yazarlar, bu kütüphanenin yakılmasıyla birlikte, unutulmaya mahkum bir hale geldiler. ayrıca, kütüphanenin hz. ömer tarafından yakıldığına dair de yanlış bir bilgi vardır.
m.s. 300'lü yılların sonlarında mısırın valisi theophilos (ö.412(?)), mısır'da yer alan hristiyanlara ait olmayan, osiris tapınağına ait bir bölgeyi, kilise inşa etmeleri için hristiyanlara verir. burda kazılar yapılır ve bir taş bulunur, ki taşın üzerinde bazı yazılar vardır (belli ki çok eski dönemlere ait yazıtlar bulmuşlar). bunun üzerine şakalaşıp, dalga geçmeye başlarlar. bu putperestleri kızdırır ve bir isyan başlatır. bir savaş gerçekleşir, ve insanlar "topluluklar halinde" öldürülürler. imparator, theophilos'a "neden hâlâ eski dine mensup insan sayısı bu kadar çok?" diye sorunca, o da sebebi iskenderiye kütüphanesi olarak açıklar. o burda eski putperestlik geleneğini devam ettiren yazıtların olduğunu söyler. imparator da, bu yazıtların hepsinin yok edilmesini ister. kütüphanedeki tüm eserler yakılır ve böylece insanlık tarihi için çok büyük bir felaket gerçekleşmiş olur.
ayrıca şunu da söylemek de fayda vardır ki, m.ö. 48 yılında, sezar'ın askerlerinin yanlışlıkla kütüphanenin bir kısmını yaktığı da söylentiler arasındadır. * *
m.s. 300'lü yılların sonlarında mısırın valisi theophilos (ö.412(?)), mısır'da yer alan hristiyanlara ait olmayan, osiris tapınağına ait bir bölgeyi, kilise inşa etmeleri için hristiyanlara verir. burda kazılar yapılır ve bir taş bulunur, ki taşın üzerinde bazı yazılar vardır (belli ki çok eski dönemlere ait yazıtlar bulmuşlar). bunun üzerine şakalaşıp, dalga geçmeye başlarlar. bu putperestleri kızdırır ve bir isyan başlatır. bir savaş gerçekleşir, ve insanlar "topluluklar halinde" öldürülürler. imparator, theophilos'a "neden hâlâ eski dine mensup insan sayısı bu kadar çok?" diye sorunca, o da sebebi iskenderiye kütüphanesi olarak açıklar. o burda eski putperestlik geleneğini devam ettiren yazıtların olduğunu söyler. imparator da, bu yazıtların hepsinin yok edilmesini ister. kütüphanedeki tüm eserler yakılır ve böylece insanlık tarihi için çok büyük bir felaket gerçekleşmiş olur.
ayrıca şunu da söylemek de fayda vardır ki, m.ö. 48 yılında, sezar'ın askerlerinin yanlışlıkla kütüphanenin bir kısmını yaktığı da söylentiler arasındadır. * *
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://cdn.oggito.com/images/full/2019/6/iskenderiye.jpg)
devamını gör...
2.
günümüzde internet ortamının ileri seviyeye yükselmesiyle birlikte, bilgiye çabuk erişim sağlandığından dolayı kütüphanelere olan ilgi ve merak azalmış durumda. eski dönemlerde kütüphane demek, ilim irfan deryası demekti. insanlar kütüphanelerdeki kaynaklara ulaşabilmek için yıllarını veriyor, bunun için binlerce kilometre öteden dahi geliyorlardı. bu sebeple iskenderiye kütüphanesi de, döneminin ihtişamı ile birer tarih olarak kalmıştır. milattan önce 300 yıllarında mısır'ın iskenderiye şehrinde kurulmuş, bu isimle bilinmiş. 150 bine yakın cildi dolduracak kitaplara ev sahipliği yapan bu kütüphane pagan inanışına karşı olan hıristiyanlar tarafından yıkılmıştır.
devamını gör...
3.
"eğer zamanda geriye gidebilseydik, ilk geleceğim yer burası olurdu."
carl sagan
900.000 kadar esere ev sahipliği yapmış iskenderiye kütüphanesi, antik çağın en büyük kütüphanesidir. içinde o devirde bilinen bütün bitki ve hayvan türlerinin birer örneğinin bulunduğu bir müzeye, anatomi salonuna, tercüme bölümüne, rasathaneye, ve aynı anda 2500 kişiye çalışma imkanı veren bu kütüphane adeta devrinin bilim merkezi olmuştur. ne yazık ki yobazlık ve savaşlar bu insanlık mirasının sonunu getirmiştir.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://r.resimlink.com/ebcUa.jpg)
iskenderiye şehri, büyük iskender tarafından kurulmuştur. iskender, burada geçirdiği zamanda gün batımından çok etkilenmiş ve mimarlarına buraya bir şehir kurulmasını emretmiştir. önceleri küçük bir balıkçı kasabası olan iskenderiye, daha sonraları döneminin bilim ve kültür merkezi olacaktır. iskender'in ölümünden sonra şehir ptolemaios'un eline geçmiştir. ptolemaios, iskender'in kumandanlarından lagus'un oğludur. ptolemaios, savaştan hoşlanmamaktadır ve hiçbir zaman ülkesinin sınırlarını genişletme çabasında olmamıştır. o savaşa değil bilime ve edebiyata düşkün bir kral olarak hüküm sürmüştür. ptolemaios, mısır'ın gelenek ve göreneklerini benimsemiş, eski kanunları ve dini törenleri korumuştur. hatta bununla kalmayıp kendisine firavun unvanını da alarak halkın sevgisini kazanmıştır.
firavun, iskenderiye şehrini onarıp, geliştirerek devrin en meşhur başkenti haline getirmiştir. bu başkentin en önemli eseri ise iskenderiye kütüphanesi'dir. saraya yakın bir konuma yapılmış olan kütüphane içinde, müze, rasathane, botanik bahçesi ve anatomi salonu da bulundurmaktadır. sahip olduğu 900 bin eser ile antik çağın en büyük kütüphanesi unvanını da elde etmiştir. bu kütüphane, bulabileceği her yazılı eseri alma yetkisine sahiptir. hatta şöyle ki, mısır'a giren her kitap önce kütüphaneye getirilir bir örneği alındıktan sonra sahibine teslim edilirdi. döneminin bilim ve kültür merkezi olan bu kütüphane, devrin en önemli bilim insanlarını da ağırlamıştır. matematik bilgini öklid, mekanik bilimci arşimet, tıp bilimci herofilos, gök bilimci batlamyus ve daha niceleri. filozof, matematikçi ve astronom hypatia da bu kütüphanede dersler vermiştir.
kütüphanenin sonu ise maalesef ki oldukça hüzünlü olmuştur. kütüphane ilk olarak sezar şehri kuşattığında ortaya çıkan bir yangın ile zarar görmüştür. kütüphanenin sonunu getiren olay ise dini yobazlıktır. iskenderiye'de bir dönem halkın bir bölümü pagan inancına sahip iken çoğunluk ise hristiyandı. bu iki grup arasında sürekli devam eden bir çatışma söz konusuydu. bir gün hristiyanların, pagan inancına ait bir dini metinle alay etmesi üzerine büyük bir ayaklanma ortaya çıktı. iki taraftan da insanlar kılıçtan geçirildi. bu durum üzerine imparator ı. theodosius, iskenderiye'de pagan inancın neden bu kadar yaygın olduğunu öğrenmek istedi. valinin, kütüphanedeki metinleri hedef olarak göstermesi üzerine imparator kütüphanenin yok edilmesini emretti. kütüphanedeki tüm eserler şehrin hamamlarına dağıtılarak yakılmıştır. bu öylesine büyük bir hazinedir ki hamamlarda günlerce sadece metinler yanmıştır. ve insanlık tarihinin bilim ve kültür hazinesi böylesine bir yobazlık ile yok olmuştur. araştırmacıların, eğer bu metinlere ulaşabilseydik şu an insanlık olarak bambaşka bir noktada olurduk diye bahsettiği bu eserler, işte böyle kaybolup gitmiştir. cehaletin ve yobazlığın bu dünyadaki en büyük hastalık, en zorlu düşman olduğunu bu olay ile bir kez daha görmüş oluyoruz. bizler sahip olduğumuz bir kitabın bir yaprağını katlamaktan çekinirken, insanlık din adı altında bu mirasları yok etmiştir. bağdat, bergama, iskenderiye ve nicesi. o metinlere şu an sahip olsaydık belki de insanlık olarak hayal bile edemeyeceğimiz bir noktada olacaktık.
carl sagan
900.000 kadar esere ev sahipliği yapmış iskenderiye kütüphanesi, antik çağın en büyük kütüphanesidir. içinde o devirde bilinen bütün bitki ve hayvan türlerinin birer örneğinin bulunduğu bir müzeye, anatomi salonuna, tercüme bölümüne, rasathaneye, ve aynı anda 2500 kişiye çalışma imkanı veren bu kütüphane adeta devrinin bilim merkezi olmuştur. ne yazık ki yobazlık ve savaşlar bu insanlık mirasının sonunu getirmiştir.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://r.resimlink.com/ebcUa.jpg)
iskenderiye şehri, büyük iskender tarafından kurulmuştur. iskender, burada geçirdiği zamanda gün batımından çok etkilenmiş ve mimarlarına buraya bir şehir kurulmasını emretmiştir. önceleri küçük bir balıkçı kasabası olan iskenderiye, daha sonraları döneminin bilim ve kültür merkezi olacaktır. iskender'in ölümünden sonra şehir ptolemaios'un eline geçmiştir. ptolemaios, iskender'in kumandanlarından lagus'un oğludur. ptolemaios, savaştan hoşlanmamaktadır ve hiçbir zaman ülkesinin sınırlarını genişletme çabasında olmamıştır. o savaşa değil bilime ve edebiyata düşkün bir kral olarak hüküm sürmüştür. ptolemaios, mısır'ın gelenek ve göreneklerini benimsemiş, eski kanunları ve dini törenleri korumuştur. hatta bununla kalmayıp kendisine firavun unvanını da alarak halkın sevgisini kazanmıştır.
firavun, iskenderiye şehrini onarıp, geliştirerek devrin en meşhur başkenti haline getirmiştir. bu başkentin en önemli eseri ise iskenderiye kütüphanesi'dir. saraya yakın bir konuma yapılmış olan kütüphane içinde, müze, rasathane, botanik bahçesi ve anatomi salonu da bulundurmaktadır. sahip olduğu 900 bin eser ile antik çağın en büyük kütüphanesi unvanını da elde etmiştir. bu kütüphane, bulabileceği her yazılı eseri alma yetkisine sahiptir. hatta şöyle ki, mısır'a giren her kitap önce kütüphaneye getirilir bir örneği alındıktan sonra sahibine teslim edilirdi. döneminin bilim ve kültür merkezi olan bu kütüphane, devrin en önemli bilim insanlarını da ağırlamıştır. matematik bilgini öklid, mekanik bilimci arşimet, tıp bilimci herofilos, gök bilimci batlamyus ve daha niceleri. filozof, matematikçi ve astronom hypatia da bu kütüphanede dersler vermiştir.
kütüphanenin sonu ise maalesef ki oldukça hüzünlü olmuştur. kütüphane ilk olarak sezar şehri kuşattığında ortaya çıkan bir yangın ile zarar görmüştür. kütüphanenin sonunu getiren olay ise dini yobazlıktır. iskenderiye'de bir dönem halkın bir bölümü pagan inancına sahip iken çoğunluk ise hristiyandı. bu iki grup arasında sürekli devam eden bir çatışma söz konusuydu. bir gün hristiyanların, pagan inancına ait bir dini metinle alay etmesi üzerine büyük bir ayaklanma ortaya çıktı. iki taraftan da insanlar kılıçtan geçirildi. bu durum üzerine imparator ı. theodosius, iskenderiye'de pagan inancın neden bu kadar yaygın olduğunu öğrenmek istedi. valinin, kütüphanedeki metinleri hedef olarak göstermesi üzerine imparator kütüphanenin yok edilmesini emretti. kütüphanedeki tüm eserler şehrin hamamlarına dağıtılarak yakılmıştır. bu öylesine büyük bir hazinedir ki hamamlarda günlerce sadece metinler yanmıştır. ve insanlık tarihinin bilim ve kültür hazinesi böylesine bir yobazlık ile yok olmuştur. araştırmacıların, eğer bu metinlere ulaşabilseydik şu an insanlık olarak bambaşka bir noktada olurduk diye bahsettiği bu eserler, işte böyle kaybolup gitmiştir. cehaletin ve yobazlığın bu dünyadaki en büyük hastalık, en zorlu düşman olduğunu bu olay ile bir kez daha görmüş oluyoruz. bizler sahip olduğumuz bir kitabın bir yaprağını katlamaktan çekinirken, insanlık din adı altında bu mirasları yok etmiştir. bağdat, bergama, iskenderiye ve nicesi. o metinlere şu an sahip olsaydık belki de insanlık olarak hayal bile edemeyeceğimiz bir noktada olacaktık.
devamını gör...
4.
insanlığın yakılarak yok edilen, o ana kadar ki hafıza sarayı.
devamını gör...
5.
insanlık tarihindeki önemli yerlerden birisidir. eğer ki m.s. 3. yüzyılda hristiyan fanatikler tarafından paganlığın ve şeytanlığın merkezi olarak ilan edilip yakılmasaydı bugün belki de medeniyetimiz çok daha ileri noktalara ulaşabilecekti. ne yazıktır ki iskenderiye kütüphanesinde nice matematik, coğrafya, felsefe ve tarih ile alakalı kitap yandı. çok azı ulaşabildi. ulaşabilmiş olanıyla bu noktaya gelebildik bir de yanmasaydı nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyor insan. tabi bir de, iskenderiye kütüphanesini anıp, insanlık tarihindeki en entelektüel kadınlardan birisi olan hypatia'yı anmamak olmaz.
hristiyanların iskenderiye kütüphanesini yakışı ve moğollar'ın bağdat kütüphanesini yakışı... medeniyet tarihimizdeki iki kara noktadır. tabi bunu çeşitlendirmek de mümkündür. iskender'in persepolis'i yakması... amerikalıların ırak'ta sümer ve babil eserlerini yağmalayışı... ispanyol fatihlerin maya kodekslerini pagan işi deyip yok etmesi...
insan merak ediyor yarın bir gün griler gezegeni istila etse nasıl birlik olacağız sdklfs
hristiyanların iskenderiye kütüphanesini yakışı ve moğollar'ın bağdat kütüphanesini yakışı... medeniyet tarihimizdeki iki kara noktadır. tabi bunu çeşitlendirmek de mümkündür. iskender'in persepolis'i yakması... amerikalıların ırak'ta sümer ve babil eserlerini yağmalayışı... ispanyol fatihlerin maya kodekslerini pagan işi deyip yok etmesi...
insan merak ediyor yarın bir gün griler gezegeni istila etse nasıl birlik olacağız sdklfs
devamını gör...
6.
halife ömer tarafından yaktırıldığı da iddialar arasındadır ama yaygın kanı hristiyanlar tarafından yaktırıldığı yönündedir
devamını gör...
7.
iskenderiye kütüphanesi, ünlü yunan komutanı büyük iskender tarafından m. ö. 3. yüzyılda mısırın iskenderiye şehrinde kurulmuştur. bu kütüphane, antik dünya'nın en büyük ve görkemli kütüphanelerinden birisiydi. öyle ki iskenderiye kütüphanesi'nin içinde her konuda cilt cilt tonlarca el yazması kitaplar vardı ve buradan hypatia gibi çok önemli bilim insanları yetişmişti. iskenderiye kütüphanesi'nin ilk yarısını iskenderiyeli aziz kiril'in kıptileri, ikinci yarısını ise halife ömer'in ordu komutanı amr bin as ve arap müslümanlar yaktı. bu insanlık dışı yobaz olayı asıl başlatanlarsa hristiyanlardır. ah keşke tarihte iskenderiye kütüphanesi gibi insanlığın hafızası, din yobazları tarafından yakılmasaydı insanlık olarak şu an her yönden çok daha ilerideydik :(
ilgili linkler:
1) arkeofili.com/buyuk-iskende...
2) listelist.com/iskenderiye-k...
3) dusunbil.com/yeryuzunun-en-...
4) medium.com/@atakantokgz/bil...
5) odatv4.com/yazarlar/a-mumta...
6) wannart.com/icerik/8823-bil...
mısır'ın iskenderiye şehrindeki iskenderiye kütüphanesi
ilgili linkler:
1) arkeofili.com/buyuk-iskende...
2) listelist.com/iskenderiye-k...
3) dusunbil.com/yeryuzunun-en-...
4) medium.com/@atakantokgz/bil...
5) odatv4.com/yazarlar/a-mumta...
6) wannart.com/icerik/8823-bil...
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2023/08/05/ftyknvh5ksxcsde6-t.jpg)
devamını gör...
8.
kral katili güncesi’nde yer alan üniversite arşivinin esinlenildiğini düşündüğüm kütüphane.
devamını gör...
9.
mısır piramitleri, göbekli tepe vb gibi tarih öncesi medeniyetlerin ve eserlerin sırları belki de burada yatıyordu. hatta kim bilir belki de varoluş gizemiyle ilgili ipuçları bile burada bulunuyordu.
devamını gör...
10.
halife ömer tarafından yakılmasıyla ilgili şöyle bir hikaye anlatılır:
ömer bu kitaplarda anlatılanlar kuran'da varsa bu kitaplara gerek yoktur, o halde burayı yakın. eğer anlatılanlar kuran'da yoksa bunlar dine karşıdır. o halde burayı yakın. ve kütüphanedeki tüm kitapları yakarlar.
ancak kütüphanenin kalıntıları üzerinde yapılan radyokarbon testleri buranın tek bir kez yangın geçirdiğini, onun da m.s. 350 civarında olduğunu söylüyor. bu durumda halife ömer'e atfedilen hikaye yanlıştır.
ya da: halife ömer'le mısırlı vali aynı kişidir. nitekim ömer'in halifelik yaptığı dönem, ms342 yılları. mekke medine gibi minyatür bir arap topluluğunun, o kadar iç karışıkların içinde mısır'ı alacak kadar büyüyebilmesi mümkün değildir. ya da ortada zaten gelişkin bir devlet vardır. sonuçta islam tarihi sil baştan ele alınmalıdır.
ömer bu kitaplarda anlatılanlar kuran'da varsa bu kitaplara gerek yoktur, o halde burayı yakın. eğer anlatılanlar kuran'da yoksa bunlar dine karşıdır. o halde burayı yakın. ve kütüphanedeki tüm kitapları yakarlar.
ancak kütüphanenin kalıntıları üzerinde yapılan radyokarbon testleri buranın tek bir kez yangın geçirdiğini, onun da m.s. 350 civarında olduğunu söylüyor. bu durumda halife ömer'e atfedilen hikaye yanlıştır.
ya da: halife ömer'le mısırlı vali aynı kişidir. nitekim ömer'in halifelik yaptığı dönem, ms342 yılları. mekke medine gibi minyatür bir arap topluluğunun, o kadar iç karışıkların içinde mısır'ı alacak kadar büyüyebilmesi mümkün değildir. ya da ortada zaten gelişkin bir devlet vardır. sonuçta islam tarihi sil baştan ele alınmalıdır.
devamını gör...