karacaoğlan’ın sübyancı olması

“…
aşına da karac'oğlan aşına
yeni girmiş on üç, on dört yaşına
ırak değil, ak pınarın başına
turna, yârin selâm saldı, gel diye”

şiirini yazan kişi için yerinde olan tespit.

peygamberden kastın muhammet ise evet o da bir sübyancıdır ve hatta yarı ensest ilişkisi vardır.
kuranda bile yazıyor evlatlığının eşi ile evlenmiş diye.

bu arada mevlana ve şems işine de bakın.
fena bir ilişkileri var.
hatta atlat ve diğer büyükbaş hayvanlarla da ilişkileri fenadır.

ahshahahs.

yine gene yeniden herr holz hewalden müthiş tespitler.
kürtler mesela bu konularda çok dikkatlidir .asiri.

o zaman öyleydi de peygamberimiz de şöyleydi de kutsala laf etme de yok işte zamanın getiri götürüsü o bu şusu
bilmem ne

bu şahsın paylaşımlarını dikkatle inceleyin. tüm paylaşımları, başta türk devletine, türk milletine, atatürk'e, türk milletinin yetiştirdiği kıymetli değerlere hakaret, küfür ve iftira dolu. bu sefer de kafaya karacaoğlan gibi bir büyük değeri takmış! ingiltere'de shakespeare'e, amiral nelson'a, arthur wellesley filan bu kadar sallasa biri, evini mi6 ajanları basar o kadar söylüyorum! hiçbir ülke kendi değerlerine bu kadar sövülmesine müsaade etmez türkiye dışında!

1600 lü yıllarda yazılmış dizeler. fazla geriye gitmeyeceğim... ananem 15 yaşında evlenmiş. (çoğunuzun ki öyledir)
18 ve üstünün evde kalmış sayıldığı dönemler
ortalama ölüm yaşının 40-50 olduğu yıllar.
15 yaşında padişah olunduğu yıllar

insan, toplum, tıp, teknoloji ve daha her şey geliştiği için o günün normaliyle günümüz normalleri bir değil artık. bu günden bakarak o günün değer olgularını yargılamak pek mantıklı değil. ilerleyen zamanlarda 22 bile olabilir reşit olma yaşı. o zaman da 18 liklere mi sübyan diyeceğiz peki?

şu tespitteki salaklığa artık söyleyecek söz bulamıyorum.
halk edebiyatının tamamında zamanın ruhuna uygun buna benzer binlerce dize vardır.
hele diyarbakır'lı celal güzelses'den derlenen bir yaş destanı vardır ki , başlangıcı 10 yaşından alır.
aman…
bir güzel ki on yaşına girince
gonca güldür henüz açılır
on birinde gonca diye koklarlar
on ikide elma deyip saklarlar
on üçünde cevrü cefa çekerler
on dördünde badem şekere benzer ey ey aman


başlığı açan salağın halk edebiyatı ile ilgili entelektüel bir birikimi olduğu için eleştiri getirdiğini sanmıyorum.
adam bildiğin güzel olan her şeye molotof atıp yakan vandal bir kültürün sözlükteki temsilcisi haliyle.
ne anlar türküden ?
ne anlar aşktan ?

her söyleyişi enseste, gayliğe ya da özetle cinselliğe bağlayan birinin dağda eşek s.en bir ermeni gerilla ordusunu savunmaması gerekir değil mi mantıken? ama oluyor işte.

(bkz: salak, yemin ederim gerizekalı bu çocuk) bunu burdan alın, bak bunu burdan alın. bunu eleştirmek için hiç yoktan bir-iki gram edebiyat bilmen lazım. ayrıca peygamber manevi evlilik yapmıştır, ilişki için evlenmemiştir. bu sadece islam açısından bakılmamalı, her hangi bir din kendi elçisinin böyle bir şey yaptığını söyleyip, savunmaz. ha sen iddia ediyorsan o da senin gerizekalılığın zaten.

üzücüdür.

''bitti mola'' adlı parçası;