alman yaşam alanı. fransa almanya sınırından başlayıp kuzey doğuya doğru polonya finlandiya hariç iskandinav ülkeleri, moskova stalingrad çizgisine kadar olan sovyetler birliği topraklarını ve kafkasları içeren yaşam alanı.
bugün o alanda kurulu devletlerin yüzölçümleri ve rusya'da kalan kısımlarla toplam 3.383.453* km2.
devamını gör...
almanya'nın ülke topraklarına yeni yerler katmak amacıyla, ikinci dünya savaşı öncesi dönemde uyguladığı sömürgecilik politikasıdır.
devamını gör...
böyle bir kavramın ortaya atılmasının sebebi ise 1. dünya savaşı sonrası alman halkını doyuramama endişesidir. diğer bir ifadeyle var olan topraklarla alman halkını besleyememe düşüncesidir.
devamını gör...
özellikle nazi almanyası dönemi'nde insanların daha çok duyduğu bir kavram. "hayat alanı" anlamına gelmektedir. bu kavramı ilk ortaya atan kişi friedrich ratzel'dir. ratzel darwin'den etkilenmiş ve canlıların gelişmesinde, toplumların kendi kişiliklerini belirlemesinde doğal koşulların etkili olduğunu iddia etmiştir. ratzel insanların yaşayabilmek için en azından beslenme gibi temel gereksinimlerini karşılayabilmek için uygun doğal koşulları karşılaması gerekir ve bu da yaşam alanı mücadelesini doğurur der.

tabii insanlığı milyonlarca yıl öncesinden takip ederseniz bu çıkarım doğrudur fakat paranın icadı ile birlikte ticaret başlamış ve insanlar gerek duydukları yaşamsal malzemeleri ticaret yoluyla temin edebilmiştir.

fakat yine de bu doğanın insanın yaşamındaki, kişiliğindeki etkilerinin olmadığı anlamına gelmez.

mesela sıcak iklime sahip olan akdeniz ülkelerinin toplumlarında çabuk mayışma ve tembellik sık görülen bir durumdur. hatta mayışmanın tanımına baktığınızda "sıcaktan gevşeme durumu" yazar. bunun gibi doğal koşullar insanları etkiler ancak bu, insanları toplu bir küme içerisine alıp, onların hakkında canice bir yargıya varılmasının meşru olduğu anlamına gelmez, gelemez.

her insan bir bireydir.

ratzel idddialarını bilimsel bir düzleme oturttuğunu iddia ederek, ırkçılığın önünü açmış ve devletlerin genişlemesini, boş yere savaşmasını meşru bir zemine oturtturmaya çalışmıştır. yani yayılımcılığa, emperyalizm'e hizmet etmiştir. hatta der ki; "bir devlet ya genişler ya da küçülür." yerinde sayan, barış isteyen devletler küçülmeye mahkumdur, güçlü olmak isteyen de hep daha fazlasını istemek zorundadır der. şimdi bu adam adolf hitler'in çok ilgi duyduğu bir adam.

yani bu şu demek; adolf hitler'e danzig verilseydi, bu sefer katowice'yi isterdi, o da verilse bu sefer alsace-lorraine'i isterdi. o da verilse başka bir yeri isterdi. bu böööyle giderdi. çünkü adamlar hep daha fazlasının istenmesi gerektiğine inanıyordu. ta ki bütün dünya'yı alana kadar. hatta ondan sonra da gezegenlere filan geçiş yaparlardı. yani savaş kaçınılmazdı.
"eğer hitler’in ‘kavgam’ adlı kitabını ciddiye alarak okusaydık, ikinci dünya savaşı'nın çıkmasına engel olurduk." diyen churchill de herhalde kavgam yerine başka bir kitabı okumuş.

neyse bu lebensraum sözcüğü de yine ratzel tarafından ilk olarak 1901'de kullanılmıştır.

alman kayzeri 2. wilhelm dönemi'nde de lebensraum politikası güdülmüş, alman toplumu için yeni kaynak alanları sömürgeleştirilmiş ve doğu'da genişlemek istenmiştir. 2. wilhelm'in doğu'da genişleme istekleri nedeni ile almanların ruslarla ilişkileri bozulmuştur. bu saçma nedenle zaten 1. dünya savaşı'nda bismarck'ın kabusu dediğimiz olay gerçekleşmiştir.

bismarck'a göre almanya eğer aynı anda batı'da ve doğu'da savaşa girerse bu almanya için yıkım olur. bunun haricinde hiçbir güç almanya'yı durduramaz. bu nedenle bismarck rusya ile ilişkileri sürekli iyi tutmaya çalışmış ve rusya ile saldırmazlık paktı imzalamıştır. bismarck'ın gitmesinin ardından 2. wilhelm bu politikayı bozmuş ve almanların aynı anda iki cephede de savaşı kazanabileceğini düşünmüştür. bu bağlamda alfred von schlieffen tarafından schlieffen planı geliştirilmiştir.

buna çok güvenen 2. wilhelm ise şöyle söyler;

"öğle yemeğini paris'te, akşam yemeğini de petrograd'ta yiyeceğiz."

tabii hiç de öyle olmaz ama konu bu değil.

ratzel'e dönecek olursak ratzel bu iddiaları ile sömürgeleşmeyi gayet yaşamsal bir gereksinim olarak tanımlar fakat sömürge altındaki yaşamsal gereksinimlerini karşılayamayan insanları hiç umursamaz, hiç acımaz ve der ki;

“onlar kendi miskinliklerinin, uyuşukluklarının ve rekabet içinde olmamalarının kurbanıdırlar”.

yani ratzel'in bu iddialarının sonucu tam olarak ırkçılığa çıkar. zaten kendisi de bir süre sonra ırkların içerisindeki çürüklerin arındırılması gerektiği gibi şeyleri iddia etmiştir.

adolf hitler de ratzel'den büyük ölçüde etkilenmiştir.

ratzel'in ölümünden sonra karl haushofer onun düşüncelerini, iddialarını, yazılarını rudolf hess aracılığıyla hapishanede bulunan adolf hitler'e ulaştırmıştır. adolf hitler bu hapishanedeki 9 aylık süreçte onun düşüncelerini okuyarak, kavgam'ı yazmıştır.

zaten kavgam'a şöyle bir göz atarsanız benzer şeylerin yazdığını göreceksiniz.

yani kendisi 3. reich'ın politikalarına doğrudan yön vermiştir.

bu "çürükleri ayıklama" düşüncesini adolf hitler yahudilere, engellilere, özürlülere, homoseksüellere uygulamış ve katliamlar gerçekleştirmiştir. ama onlar bunun bilimsel bir şey olduğu kanısında oldukları için bu katliamlar onlara gayet meşru ve normal geliyordu. mesela krakow'daki auschwitz kamp'ında yapılan deneyler filan bunları hep meşru görüyorlardı. onlara göre bunlar bilimsel bir çalışma idi. kurbanların hissettikleri acılar kimsenin umrunda değildi tabii...

neyse daha sonra adolf hitler bu lebensraum kavramını bizzat kullanarak, sudetland'ı, çekoslovakya'yı, almış, avusturya'yı kendine bağlamış (tabii avusturya'nın bağlanması diğerleri ile aynı tutulamaz. çünkü avusturyalılar almandır ve alman tankları viyana'ya girerken halk gayet mutluydu.)
memel'e girmiş, saarland'ı filan almıştır.

daha sonra yine bir alman şehri olan danzig'i almak için 2. dünya savaşı'na girişmiştir. fakat almanlar savaşa girdiklerinde savaşın başlangıcında kazandıkları başarımların egosuyla ve ratzel'in "hep daha fazlasını isteme felsefi" ile lebensraum'u yani yaşam alanlarını daha da genişletmek istemişler ve sovyetler'e saldırarak tarihin en kanlı harekatlarından birini düzenlemişlerdir. onların bu hamlesi 30 milyonun üzerinde insanın ölümüne neden olmuştur.

tabii bu sırada diğer işgal ettikleri toprakları da almanlaştırmak için oradaki "çürükleri" ayıklıyorlardı. yani sistematik katliamlara devam ediyorlardı.

hatta almanlar bu çürük ayıklama işini o kadar büyütmüşlerdi ki kendi topraklarında öldürecek adam kalmayınca macaristan'dan, italya'dan yahudi, engelli filan toplamak istemişler "sizi de arındıralım" demişler. ve almışlar da...

sonuç olarak lebensraum hedefi milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanmıştır. fakat almanlar bugün eskisinden de küçük sınırlarda yaşamaktadırlar...

aslında almanların daha küçük bir toprak parçasında yaşayacak olması hitler ve avamı için pek de bir şey ifade etmiyordu çünkü onların teorilerine göre "ırklar güçsüzse küçülmeye mahkumlardır." yani almanların yenilmesi yine almanların suçudur.

hatta bilirsiniz çöküş filminde hitler "halkım bu varoluşsal savaştan güçsüz çıktı. yenilmeyi hak etti." gibi tümceler kurar. hah onlar tam olarak gerçek ifadelerdir işte.

evet, evet savaşın kaybedilmesinde hitler'in filan hiç suçu yok. (!)
devamını gör...
almanca'da yaşam alanı anlamına geliyor.
hitler'in çok sevdiği bir sözcük olup almanya sınırları ötesinde ve doğu avrupa'da yaşayan alman kökenli insanların almanya'nın egemenliği altında birleştirilmesi ve alman nüfusun bu topraklara yerleştirilmesi siyasetini amaçlamıştır. naziler daha sonra bunu sebep göstererek önce avusturya, sonra da çekoslovakya ve polonya'yı işgal etmiş ve ikinci dünya savaşı'nın fitilini ateşlemişlerdir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim