1.
geçen günlerin birinde babamla neden iktidarın değişmesi gerektiği ile ilgili bir konuşma yapıyordum. babamda yıllardır bulunan iktidarı destekler ve kendini de hep o olmasa kim olacak diye savunur. neyse birden babam, adam tüm planlarını 2023 e göre yaptı bekle sen. şimdi bize maden işletmiyorlar, boğazdan geçen yabancı gemilerden ücret alamıyoruz, petrol bulduk çıkaramıyoruz, dışarıya bu yüzden bağımlıyız vs gibi bir sürü şey saydı neymiş lozanın süresi bitiyormuş.
bi an kendimi o kadar yorulmuş hissettim ki lozan süresi olan bir antlaşma değil diyecek hevesim bile kalmadı.
sonuç olarak lozan süresi olan ve 100 yıl sonra bitecek bir antlaşma değildir. 100 yıl sonra bitecek olsa bile büyük bir oranda dışarı bağımlı bir ülke olmamızın lozanla alakası yok. yoook. lozan o zamanın şartlarına göre kazanılmış bir antlaşmadır.
sınırlar, azınlıklar, kapitülasyonlar, dış borçlar, adalar ve boğaz sorunu lozanda görüşülen başlıca konulardandır. yani lozanın madenleri çıkarıp işleyemezsiniz diye gizli bir maddesi yok. buradan daha detaylı okuyabilirsiniz. osmanlı devletinin fazlaca çektiği kapitülasyonlar sorunu atatürk ve ismet inönü'nün dik duruşuyla tamamen kaldırılmış ve ermeni sorunu çözülmüştür.
boğazlar sorunu lozanda tam çözülmemiş olsa da 1936 da yapılan montrö boğazlar sözleşmesiyle türkiye boğazlar üzerinde tam kontrole sahip olur. barış zamanı sivil gemiler geçebilirken, karadeniz'e kıyısı olmayan ülkere ait savaş gemilerinin geçisi sınırlandırılır. tam hatırlamıyorum ama sivil gemilerin geçişleri başlarda altın frank sistemiyle ücretlendiriliyordu. günümüzde abd dolarına endeksli yapılıyor sanırsam. bununla ilgili şöyle bir yazı buldum meraklısına kaynak.
şöyle bir de video da bırakıyorum. buradan
kendimi iyi hissedersem babamada anlatıcam ama o zaman kolay kolay gelmez bana*.
bi an kendimi o kadar yorulmuş hissettim ki lozan süresi olan bir antlaşma değil diyecek hevesim bile kalmadı.
sonuç olarak lozan süresi olan ve 100 yıl sonra bitecek bir antlaşma değildir. 100 yıl sonra bitecek olsa bile büyük bir oranda dışarı bağımlı bir ülke olmamızın lozanla alakası yok. yoook. lozan o zamanın şartlarına göre kazanılmış bir antlaşmadır.
sınırlar, azınlıklar, kapitülasyonlar, dış borçlar, adalar ve boğaz sorunu lozanda görüşülen başlıca konulardandır. yani lozanın madenleri çıkarıp işleyemezsiniz diye gizli bir maddesi yok. buradan daha detaylı okuyabilirsiniz. osmanlı devletinin fazlaca çektiği kapitülasyonlar sorunu atatürk ve ismet inönü'nün dik duruşuyla tamamen kaldırılmış ve ermeni sorunu çözülmüştür.
boğazlar sorunu lozanda tam çözülmemiş olsa da 1936 da yapılan montrö boğazlar sözleşmesiyle türkiye boğazlar üzerinde tam kontrole sahip olur. barış zamanı sivil gemiler geçebilirken, karadeniz'e kıyısı olmayan ülkere ait savaş gemilerinin geçisi sınırlandırılır. tam hatırlamıyorum ama sivil gemilerin geçişleri başlarda altın frank sistemiyle ücretlendiriliyordu. günümüzde abd dolarına endeksli yapılıyor sanırsam. bununla ilgili şöyle bir yazı buldum meraklısına kaynak.
şöyle bir de video da bırakıyorum. buradan
kendimi iyi hissedersem babamada anlatıcam ama o zaman kolay kolay gelmez bana*.
devamını gör...