 24 temmuz 1923 lozan antlaşması’nın ardından, türkiye’de veya yunanistan’da doğup büyümüş yüz binlerce insan, hükümetler arası protokol gereğince, mecburî nüfus değişimine tabi tutularak doğdukları toprakları terk etmek zorunda bırakılmışlardır. “lozan konferansı’nın ilk safhasında, 30 ocak 1923’te türk ve yunan heyetleri arasında imzalanan “türk-yunan nüfus mübadelesi’ne ilişkin sözleşme ve protokol” ile yunanistan’da yaşayan müslüman nüfusla (batı trakya’dakiler hariç), türkiye’de yaşayan rum ortodoks nüfusun (istanbul’daki rumlar hariç) mübadelesi kararlaştırılmıştır.”
 aslında, lozan sözleşmesi, lord curzon’un sıklıkla ifade edilen deyimiyle “halkların ayrışması” için yasal çerçeveyi oluşturmuş ve uygulamaya koymuştur. bu süreç, daha on yıl öncesinden başlamış olup, özellikle anadolu kıyılarını etkilemiş ve osmanlı tarihinin bu son dönemine damgasını vurmuştur.
 mübadele olayı, yunanistan’da daha 1930’larda önemli bir konu sayılırken, türkiye’de ancak 1990’lardan sonra ilgi odağı olabilmiştir. bunun birçok sebebi ve saiki olmakla beraber, muhtemelen bu göç olayının iki ülkedeki farklı tarihî, siyasî önem taşımasıdır. ayrıca olaya dâhil olan iki nüfusun büyüklük ve nitelik farklılıkları başlıca etkenlerden olsalar gerekir.
 türkiye’de ise, mübadele konusundaki araştırmalar son derece yeni ve sığdır. arı’nın vurguladığı; bu gecikme ve sığlık yalnızca özel bir alan olan mübadele konusuyla ilgili değil, genel göç konularıyla da ilgili büyük bir eksikliktir.
 mübadelenin yaşandığı yıllarda, mübadillerin hatıralarının kayıt altına alınması ve geçmişin en azından kültür bağlarıyla da olsa geleceğe aktarımını esas alan esaslı bir çalışma işini yürüten kuruluş olmamıştır.
 belirtilmesi gereken bir başka konu da, türkiye için mübadelenin daha az yaralayıcı olmuş olduğudur. bunda, türk toplumunun göç olgusuna daha aşina bir toplum olması hususunun etkili olduğu söylenebilir.
 mübadele ise, özünde, on yıl önce osmanlı topraklarında yaşananların, balkan savaşları esnasında ve sonrasında, insanların kitleler halinde, âcil durum şartları altında yerlerinden edilmelerinin bir devamı gibiydi.
 genel olarak bakıldığında, türkiye’de tarihçilik, uzun süre, ülkeler arasındaki siyasî ilişkiler ve askerî tarihçilik boyutunu aşıp, toplumu ve bireyi inceleme konusu olarak algılamamıştır. bu yüzden, bireyin öznesi olduğu göç olgusuna yönelik ilginin az olması beklenir bir durumdur.
 nihayetinde türk tarih yazımında mübadele üzerinde pek durulmamış, bu konuda yazılan kısıtlı kaynakta da durumun toplumsal boyutuyla ilgilenilmemiş, ancak devlet açısından önem ve sonuçları üzerinde durulmuştur.

selanik mübadilleri hakkında yaptığım tezimden alıntılarımdır.
devamını gör...
rum mübadiller arasında andalayı olarak bilinen kelime.
devamını gör...
değiş tokuş anlamına gelen kelimedir.
devamını gör...
değişim, değişme, istibdal; değiş tokuş, takas; karşılıklı olarak (yer) değiştirme anlamlarına gelen arapça kökenli türkçeleşmiş sözcük.

ülkeler arasında nüfus mübadelesi anlaşmalarıyla karşılıklı olarak yapılan nüfus değişimi uygulaması; uluslar arasında siyasal, inançsal, etnik sebeplerle karşılıklı olarak gerçekleştirilen kitlesel göç hareketi, farklı ülkelerde yaşayan toplulukların karşılıklı olarak yer değiştirmeleri ve göç ederek kendi uluslarına yerleşmeleri.

nüfus değişimiyle bir yere yerleşen yahut yerleştirilen göçmenlere mübadil adı verilir.
devamını gör...
hadi kolaysa anlat da görelim kelimesi.

önce şarkı, en çok sevdiğim mübadilin yani anneannemin bana söylediği ilk şarkılardan, o merdiven başında yenen nohut mayalı ekmek tadında, mavi gözlü, kocaman kadının şarkısı.

kendimi bilemeyecek kadar küçükken bile bazı şeyleri hissediyordum evin, daha doğrusu sülalenin bir araya geldiği bayram günlerinde, o yüzlerdeki normal zamanlara pek yansımayan sevinç, tuhaf bir gurur, anlatılan hikayeler, illa ki gülcemal, ondan önce gelenler, tekrar geri dönenler, 1915 mübadesi, hanya, illa ki hanya, araya tek tük giren, hayatıma da tek tük giren baba figürünün selanik, olmadı drama üstelemelerine illa ki serez kahkahaları, bahçede koca taş bir fırın, kaburga dolması, bir sürü ot yemeği, kiri kirilerine yani keçilere apayrı bir sevgi, gözler hep denizden yana, ha geldi gelecek birini bekler gibi ya da haydi kalkın geri dönüyoruz muştusunu duymak için, belirsiz.

sanırım istos yayınevinin mübadele üzerine çıkardığı bir kitapta mübadillerinin birinin söylediği bir cümle vardı, "bizi kendi vatanımıza sürgün ettiler" diye, galiba en iyi açıklaması bu.
o zaman, o zamanın koşulları, haklı haksızı da geçtim, ama burada "benim giritli limon ağacım" şarkısı ile orada ise yüzlerce nea ismiyle başlayan yerleşim yeri kurulmasıyla, hüznü ile, acısı ile, hatıra diye evinin tuğlasını yanında getiren adam ile, kızının çeyizini komşularına emanet edip giden, seneler sonra adına kitap yazdıracak* kadar yer yurt sevgisi ile dolu bu insanların hüznü ve açlığı bambaşka.

çok az kaldılar artık, arada lozan mübadilleri vakfı ocağı biraz harlıyor, biraz yeniköy sahilinin en güzel abisi tanaş cimbis ile tatlanıyor o kadar.

biz istemedik, onlar istemedi, devletler vardı tarlanı bırak git diyen, koca koca siyasiler vardı hacı hristo bundan sonra söke'de yaşamayacak diyen, millet düşünülüyordu, halkın çıkarları vardı, devlet bekaa isterdi, sonrası bir fırtına, bir cümbüş.

güzel insanlardı gidenler de gelenler de, orada türk burada yunan tohumu idiler, gittikleri yerin dilini bilmezlerdi, bilmedikçe, kendilerini anlatamadıkça daha garip olanları düştü, rembetiko doğdu, biraz tuzu kuru olanlar amerikaya gitti, izmir sahilinde kendilerine verilen yerleri "buraya deniz gelir, tütün yetişmez" diye reddedip içeri kaçtılar, gelenlerin tülbentleri vardı, sandıklarda yâr bekledi, gidenlerin ikonaları vardı asılacak bir duvar ve panagia mou kelimelerini gözledi.

sonra hepsi ama hepsi arada kaldılar, arada ege vardı allahtan ona baktılar, ona baktıkça kimi kayserinin bir köyünden aldı nefesini kimi de hanyanın yıkık bir bahçe duvarının üstünden.

şimdilik / bu kadar, telos, bitti..

serseri gibi dolanma vakti artık.
devamını gör...
genç cumhuriyetin en büyük sorunlarından biridir. tüccarı, kuyumcuyu, eğitimliyi, medeniyi gönderip yerine çobanı, işsizi, çöpü aldık. bildiğin türk olmayanları da kakalamışlar bize.
devamını gör...
ülkelerin yurttaşlarını din esası üzerinden zorunlu göçe tabi tutması.

tdk'y göre; değiş tokuş demek olan kelime. zihnimdeki anlamı ise fazlasıyla hüzünlü.
devamını gör...
mübadele denince aklıma gelen "hüzünlerle dolu olan".
konuyla ilgili güzel de bir film vardır "dedemin insanları" izlemek isteyenler için linkini paylaşıyorum.
devamını gör...
devlet eliyle mecburi yer değiştirme.
devamını gör...
değiş tokuş olarak tanımlanan sözcük.
devamını gör...
mücadeleyi çağrıştıran ancak boyun eğen kelimedir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"mübadele" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim