öne çıkanlar | diğer yorumlar

t: orijinal adı la giornata d'uno scrutatore olan, ilkin 1963'te yayımlanan bir italo calvino romanı.

roman olarak anılmasına karşın daha çok kısa bir hikaye gibidir. neyse, yetkili biri açıklar.
bir komünist partili amerigo armea adlı abimizin, 1950'li yıllarda bir seçim günü tanık oldukları ve genel olarak hayat, ilişkiler, doğa, politika gibi konulardaki düşünceleri anlatılır. kitaptaki seçmenlerin ve politikacıların tutumları günümüz türkiye'siyle oldukça benzerdir.
kısa olmasına rağmen, biraz da abartarak söyleyeyim, neredeyse anlamsız hiçbir yeri yoktur. bu arada pek calvinovari bir roman değil, alışık olduğumuz ironik, mizahi ve çıtırdan absürt dili bu kitapta mevcut değil. daha çok bir "düşünce" yapıtı gibi.


"tabii insan denildiği zaman, bütün yeteneklerine sahip bir insan değil, bir "cottolengo" insanı kastedilince (amerigo elinde olmadan eski parti üyelik kartlarındaki iriyarı, heykel gibi, atletik yapılı, prometeus'u andıran resimleri düşündü), en geçerli tutum dinsel tutumdu: yani kendi sakatlığıyla evrensel bir bütünlük ve uyum arasında bir ilişki kurmak (tanrı'yı çarmıha gerilmiş bir insanda bulmanın anlamı bu muydu?). demek ki ilerleme, özgürlük, adalet sadece sağlam kimselerin (ya da -başka şartlar altında- sağlam sayılabileceklerin) yani ayrıcalıkların düşünceleriydi, evrensel değildiler."

"'cottolengo'ya ne yapmaya gelmişti? yasaya saygı gösterilmesini sağlamaktan başka? laf ola beri gele! işe en baştan, sıfırdan başlanmalıydı; en zavallı insanların haklı olarak bir araç, bir eşya gibi kullanılmamak isteğini saptamak için, sözcüklerin ve kurumların temel anlamlarının ne olduğunu tartışmak gerekirdi. bu da, bugünkü durumda, 'cottolengo'daki seçimlerin halk iradesi sayıldığı bu noktada, o kadar uzak bir hayaldi ki gerçekleşmesi için ancak kıyamet kopması gerekirdi."
devamını gör...
italo calvino kitabıdır.

zorla sandık görevlisi yapıldığım son seçimlerde bir köyde görevlendirilmiştim. tam olarak ne yapacağımı, ne ile karşılaşacağımı, başıma neler geleceğini bilmeden gittiğim köyde çok iyi karşılandığımı ancak calvino’nun yaşadıklarının kendi ülkeme uyarlanmış hallerini yaşadığımı söylemeliyim. demek ki tuhaflıklar kültürlere göre değişiklik gösterse de eninde sonunda aynı şeyleri yaşıyoruz bu yorgun dünyanın bütün ahalisi olarak.

hem demokrasi üzerine derin tartışmalar yaşamıştım kendi içimde hem de demokrasi ile hiç alakası olmayan konulara dalmıştım can sıkıntımı gidermek için ve o dünyada en özgür hissettiğim an salondan çıkıp sigara molası verdiğim andı. sigara anlarında içerideki en büyük dert muhtarı seçmekti ve muhtar adayları etrafta kendini sevdirmeye çalışan köpek yavruları gibi dolaşırken onların taraftarları pitbull olmuş diş göstermekle meşguldü. kalan herkes bambaşka dünyalarda bambaşka şeyler düşünerek aynı işlerle uğraşmakta ve herkesin aklından geçen tek şey bugünü bir an önce bitirmek idi. demokrasi o an, o köylerde çok da demokratik bir durum değildi.

benim anlatacak hikayelerim var elbette ama calvinonun lafı üstüne laf edemem. bana yakışmaz.

iyisi mi siz bu kitabı alın ve bir solukta okuyun.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sandık gözlemcisinin uzun günü" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim