seyahatname'de van gölü canavarı
başlık "sonsuzluk yolcusu" tarafından 21.10.2021 00:40 tarihinde açılmıştır.
1.
evliya çelebi'nin seyahatname'nin 4.cildinde akıcı üslûbuyla asırlar önce haber verdiği canavarın sergüzeştidir. evliya olaya dair şunları anlatıyor:
''...peygamberin mekke'den medine'ye hicretinden sonra erzurum'da bir ejder çıkmış ama abdurrahman gazi hazretleri tarafından canavarın taş kesilmesi sağlanmıştı. ejderin, süphan dağı'nda bir eşi vardı ve yalnız kalan bu ejder azerbaycan ile diyarbakır taraflarını harap etti. van halkı, hazreti peygamber'in huzuruna çıkıp yardım istediler. peygamber ''ya ali, yetiş ve bu yılanı kılıcın zülfikar ile kahreyle'' buyurdu.
hazreti ali bu emir üzerine atı düldül'e binip süphan dağı'na çıktığı zaman, ejderhanın van gölü'nden su içtiğini gördü. nara atarak ejderin üzerine saldırdı ve hayli cenk ettikten sonra canavarı öldürüp leşini göle düşürmeye muvaffak oldu. sonra, ejderin yuvası olan mağaraya gitti ve yavrusunu gördü. mağaranın önünde hemen iki rekat namaz kıldı ve giriş o anda bir kaya ile örüldü. gölün sahilinde kendi kendine örülen bu duvara, o zamandan beri ''ali kayası'' adı verilir.
leşin göle düşmesinden asırlar sonra, selçuklu hükümdarı kılıçaslan, 1130 yılında erciş kalesi'ni inşa ettirirken canavarın kemiklerini çıkarttırdı ve iskeletini kulelerin arasına koydurttu. artık denizden yahut karadan gelen bütün yolcular bu kemikleri görebiliyordu. büyük cengaver timur, 1402 tarihinde kaleyi muhasara etti ama ele geçiremedi. memleketine eli boş dönmek istemeyince ejderhanın kemiklerini yanına aldı, develere yükleyip götürdü.
van'a gittiğimizde, bizi ejderin mağarada mahpus olan yavrusunun bulunduğu kayaların yakınına kadar götürdüler. bir saat kadar bekledik ama içeriden bir ses gelmedi. derken, bizimle beraber olan dostlarımızdan biri, elindeki mızrağı kayadaki oyuklardan birine soktu. içeriden gelen ses, hepimizi korkuttu. kayaların gerisinden bulutu andıran siyah ve kokulu bir duman yükseldi. canavarın yavrusunun kaçtığını anladık, biz de kaçmaya başladık fakat canavarın vücudunu göremedik. ama, van'da, ejderin kuyruğunun kayaların çatladığı yerden dışarıya 50-60 arşın kadar çıktığını söyleyip yemin eden birçok kişiye rastladım...''
tarihçi murat bardakçı'nın ise evliya çelebi'nin anlattıklarından bahisle van-erciş bölgesinde depremlerle daha önce var olan yer altı kaplıcalarının kapanmış olabileceğini, son van depremiyle ise o bölgede gözlemlenen toprağın yanması, yer altından ateş çıkması, duman tütmesi gibi olayların bu kaplıcaların yeniden ortaya çıkması anlamına gelip gelmediğinin jeologlarca araştırılmasını talep ettiği bir konudur.
''...peygamberin mekke'den medine'ye hicretinden sonra erzurum'da bir ejder çıkmış ama abdurrahman gazi hazretleri tarafından canavarın taş kesilmesi sağlanmıştı. ejderin, süphan dağı'nda bir eşi vardı ve yalnız kalan bu ejder azerbaycan ile diyarbakır taraflarını harap etti. van halkı, hazreti peygamber'in huzuruna çıkıp yardım istediler. peygamber ''ya ali, yetiş ve bu yılanı kılıcın zülfikar ile kahreyle'' buyurdu.
hazreti ali bu emir üzerine atı düldül'e binip süphan dağı'na çıktığı zaman, ejderhanın van gölü'nden su içtiğini gördü. nara atarak ejderin üzerine saldırdı ve hayli cenk ettikten sonra canavarı öldürüp leşini göle düşürmeye muvaffak oldu. sonra, ejderin yuvası olan mağaraya gitti ve yavrusunu gördü. mağaranın önünde hemen iki rekat namaz kıldı ve giriş o anda bir kaya ile örüldü. gölün sahilinde kendi kendine örülen bu duvara, o zamandan beri ''ali kayası'' adı verilir.
leşin göle düşmesinden asırlar sonra, selçuklu hükümdarı kılıçaslan, 1130 yılında erciş kalesi'ni inşa ettirirken canavarın kemiklerini çıkarttırdı ve iskeletini kulelerin arasına koydurttu. artık denizden yahut karadan gelen bütün yolcular bu kemikleri görebiliyordu. büyük cengaver timur, 1402 tarihinde kaleyi muhasara etti ama ele geçiremedi. memleketine eli boş dönmek istemeyince ejderhanın kemiklerini yanına aldı, develere yükleyip götürdü.
van'a gittiğimizde, bizi ejderin mağarada mahpus olan yavrusunun bulunduğu kayaların yakınına kadar götürdüler. bir saat kadar bekledik ama içeriden bir ses gelmedi. derken, bizimle beraber olan dostlarımızdan biri, elindeki mızrağı kayadaki oyuklardan birine soktu. içeriden gelen ses, hepimizi korkuttu. kayaların gerisinden bulutu andıran siyah ve kokulu bir duman yükseldi. canavarın yavrusunun kaçtığını anladık, biz de kaçmaya başladık fakat canavarın vücudunu göremedik. ama, van'da, ejderin kuyruğunun kayaların çatladığı yerden dışarıya 50-60 arşın kadar çıktığını söyleyip yemin eden birçok kişiye rastladım...''
tarihçi murat bardakçı'nın ise evliya çelebi'nin anlattıklarından bahisle van-erciş bölgesinde depremlerle daha önce var olan yer altı kaplıcalarının kapanmış olabileceğini, son van depremiyle ise o bölgede gözlemlenen toprağın yanması, yer altından ateş çıkması, duman tütmesi gibi olayların bu kaplıcaların yeniden ortaya çıkması anlamına gelip gelmediğinin jeologlarca araştırılmasını talep ettiği bir konudur.
devamını gör...
"seyahatname'de van gölü canavarı" ile benzer başlıklar
van gölü
17