orijinal adı: как закалялась сталь
yazar: nikolay ostrovski
yayım yılı : 1932
bizzat rus devrimini yaşamış yazar, eserinde kendi kızıl ordu deneyimlerini romanlaştırarak anlatıyor. dünya dillerinin birçoğuna çevrilen bu eser, günümüzde hala ilgiyle okunmaya devam ediyor.
yazar: nikolay ostrovski
yayım yılı : 1932
bizzat rus devrimini yaşamış yazar, eserinde kendi kızıl ordu deneyimlerini romanlaştırarak anlatıyor. dünya dillerinin birçoğuna çevrilen bu eser, günümüzde hala ilgiyle okunmaya devam ediyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "lock" tarafından 15.04.2021 14:06 tarihinde açılmıştır.
1.
pavka korçagin bir davaya inanmanın bir inanca sağlam gözünü budaktan sakınmadan bağlanmanın bu uğurda anadan kardeşten sevdiğinden vazgeçmenin ne demek olduğunu çok iyi gösteren bir karakterdir.her an davasına hizmet etmek için bir uğraş kovalayan cepheden cepheye koşarken sağlığını komple yitirse bile yinede yılmayan okuyarak öğrenerek sonra da yazarak hizmetine devam eden inandığı değerleri sımsıkı çelikleştirmiş bir yürektir bir idealdir. amacın istenilen hedefin gidilecek menzilin kızıl elmanın ete kemiğe bürünmüş vücut bulmuş halidir tıpkı yazarın kendisi nikolay ostrovski gibi.
devamını gör...
2.
mitka grıbçeva'nın kaleme aldığı seni halk adına ölüme mahkum ediyorum adlı romanla birlikte okuduğum en sağlam otobiyografilerden birisidir diyebilirim. evet pavka korgaçin kurgu bir karakterdir amma velâkin kendisi bizatihi ostrovskidir. başından geçenleri kurgusal bir karakter aracılığıyla ve edebi bir tercihle yansıtmayı seçmiştir. fakat bu kitapla ilgili temel sıkıntı şu; hiç birimiz bu kitabın gerçek halini okuma şerefine nail olamadık. oradan buradan kırpılan metinlere rağmen insanlarda iz bırakması ise şapka çıkarılacak cinsten. aslında ostrovski'nin ilk yazdığı metinlerde kurgu karakterlerden çok direkt olarak gerçek yaşamdan isimlere yer verdiği ve hikâyenin gidişatını da, bu şekilde yönlendirdiğinden bahsediliyor. ancak sonrasında devrim kendi evlatlarını yemeye başlayınca ve adı zikredilen devrimcilerin bazıları hain ilan edilince bu isimler kitaptan çıkarılmak durumunda kalıyor. 1936 yılına kadar olan basımlarda o isimler yer alırken sonrasında, pufff!!! yok olup gidiyorlar.
mesela bunlardan bir tanesi iona yakir'miş, troçkist olmakla suçlanıp, arkasından nazi yanlısı yaftası yapıştırılarak kurşuna diziliyor. onun gibi bir kaç karakter daha var ve ne yazık ki, bu kitapta eksik kalan yönleri tamamlayabilmek için 1937 yılı öncesi basımları okumak lazım. benim rusçam olmadığı için böyle bir imkanı haiz değilim. işte bu noktada şu soru ortaya çıkıyor; kesilen, biçilen, sansürlenen metinlerin yokluğunda biz aslında gerçekten ostrovski'yi mi okuduk? aslında beğendiğimiz kitap, bize gösterilen şey, bir dayatmanın ürünü. pavka korgaçin yaşadıkları yok edilerek günümüze gelen bir kahraman. yıllar boyunca çeviri metinlerde eksilerek ve silinerek okuyucunun karşısında arzı endam etmiş. işte bu üzücü duruma rağmen karşımızdaki karakter etkileyiciliğini yitirmiyorsa, hikâyenin tamamına vakıf olsak neler olacaktı kim bilir? algımızı yamultmuş olsalar da güzel kitaptır.
mesela bunlardan bir tanesi iona yakir'miş, troçkist olmakla suçlanıp, arkasından nazi yanlısı yaftası yapıştırılarak kurşuna diziliyor. onun gibi bir kaç karakter daha var ve ne yazık ki, bu kitapta eksik kalan yönleri tamamlayabilmek için 1937 yılı öncesi basımları okumak lazım. benim rusçam olmadığı için böyle bir imkanı haiz değilim. işte bu noktada şu soru ortaya çıkıyor; kesilen, biçilen, sansürlenen metinlerin yokluğunda biz aslında gerçekten ostrovski'yi mi okuduk? aslında beğendiğimiz kitap, bize gösterilen şey, bir dayatmanın ürünü. pavka korgaçin yaşadıkları yok edilerek günümüze gelen bir kahraman. yıllar boyunca çeviri metinlerde eksilerek ve silinerek okuyucunun karşısında arzı endam etmiş. işte bu üzücü duruma rağmen karşımızdaki karakter etkileyiciliğini yitirmiyorsa, hikâyenin tamamına vakıf olsak neler olacaktı kim bilir? algımızı yamultmuş olsalar da güzel kitaptır.
devamını gör...
3.
nikola ostrovski'nin otobiyagrafik nitelikteki başyapıtıdır.
özellikle bugünlerde, tüm ukraynalılar ve rusların yeniden okumaları gereken, içinde bulundukları anlamsızlığın aksine nasıl bir müşterekliğin çocukları olduklarını yeniden görmeleri gereken bir roman.
romain rolland'ın kitabın sunuş bölümünde de söylediği gibi nikola ostrovski çocukluğunda, voinitch'in italyan devrimcilerinin hayatlarını anlattığı ovod kitabını okumuştu. bu hayatların ona verdiği ilham, kendisi için de bambaşka bir hikayenin kapılarını aralayacaktı.
savaşçı, bir mücadele sonunda kazanan ya da kaybeden kimse değildir. savaşçı, ne olursa olsun direnen, koşullara teslim olmayandır.
pavel kolçagin ya da küçümseme anlamındaki kullanımıyla pavka ya da onu sevenlerin ona seslendiği adıyla pavluşa, bir öğrenim sürecinin ya da teorik okumaların ortaya çıkardığı bir karakter değildir. pavka, pratiğin içinde kendini bulmuş, bu pratikler üzerinden kendi teorik çizgisini oluşturabilmiş bir karakterdir.
kitapla ilgili iddia edilen siyasi müdaheleler veya ilk basımındaki teknik hatalar vs. bunlar, kitabın asli özüyle ilgili meseleler değildir. çelik, çok çeşitli işlenme süreçlerinden geçer ancak asıl sertlik özelliğini, en yüksek sıcaklık derecesindeyken suya temas ettirilmesiyle kazanır. bu çelik, aldığı suyu unutmaz. ostrovski de bu iç savaş sürecinde asıl benliğini ve kimliğini bulmuştur.
kitapta, rus iç savaşında bolşeviklerin mücadele verdiği birden çok cephe vardır. beyaz ordu, almanlar, karşı devrimciler, polonya destekli çeteler vs... iç savaşın fondaki gerçekliği, dönemin koşullarıyla ilgili önemli bilgiler içeriyor. fakat haklılık ve inanç, her cephede ihtiyaç duyulan en önemli güç, en etkili mühimmatır. bedensel bütünlüğünü ya da sağlığını kaybettiği noktada kalemiyle çarpışacağı cephelere koşan savaşçıları olur.
"kişisel hiçbir şey, ebedi olamaz."
büyük ve zorlu sosyal değişimler, aktörü olan halk tabakaları için yüklü anlamlar ve derin bir içselleştirme ifade eder. bu halk tabakalarının ileriki sosyal ve sanatsal kültürleri, bu anlamlara göre şekillenir. bu anlamda "ve çeliğe su verildi" sadece ostrovski'nin hikayesi değil, rus iç savaşında çarpışmış tüm bolşeviklerin hikayesidir.
özellikle bugünlerde, tüm ukraynalılar ve rusların yeniden okumaları gereken, içinde bulundukları anlamsızlığın aksine nasıl bir müşterekliğin çocukları olduklarını yeniden görmeleri gereken bir roman.
romain rolland'ın kitabın sunuş bölümünde de söylediği gibi nikola ostrovski çocukluğunda, voinitch'in italyan devrimcilerinin hayatlarını anlattığı ovod kitabını okumuştu. bu hayatların ona verdiği ilham, kendisi için de bambaşka bir hikayenin kapılarını aralayacaktı.
savaşçı, bir mücadele sonunda kazanan ya da kaybeden kimse değildir. savaşçı, ne olursa olsun direnen, koşullara teslim olmayandır.
pavel kolçagin ya da küçümseme anlamındaki kullanımıyla pavka ya da onu sevenlerin ona seslendiği adıyla pavluşa, bir öğrenim sürecinin ya da teorik okumaların ortaya çıkardığı bir karakter değildir. pavka, pratiğin içinde kendini bulmuş, bu pratikler üzerinden kendi teorik çizgisini oluşturabilmiş bir karakterdir.
kitapla ilgili iddia edilen siyasi müdaheleler veya ilk basımındaki teknik hatalar vs. bunlar, kitabın asli özüyle ilgili meseleler değildir. çelik, çok çeşitli işlenme süreçlerinden geçer ancak asıl sertlik özelliğini, en yüksek sıcaklık derecesindeyken suya temas ettirilmesiyle kazanır. bu çelik, aldığı suyu unutmaz. ostrovski de bu iç savaş sürecinde asıl benliğini ve kimliğini bulmuştur.
kitapta, rus iç savaşında bolşeviklerin mücadele verdiği birden çok cephe vardır. beyaz ordu, almanlar, karşı devrimciler, polonya destekli çeteler vs... iç savaşın fondaki gerçekliği, dönemin koşullarıyla ilgili önemli bilgiler içeriyor. fakat haklılık ve inanç, her cephede ihtiyaç duyulan en önemli güç, en etkili mühimmatır. bedensel bütünlüğünü ya da sağlığını kaybettiği noktada kalemiyle çarpışacağı cephelere koşan savaşçıları olur.
"kişisel hiçbir şey, ebedi olamaz."
büyük ve zorlu sosyal değişimler, aktörü olan halk tabakaları için yüklü anlamlar ve derin bir içselleştirme ifade eder. bu halk tabakalarının ileriki sosyal ve sanatsal kültürleri, bu anlamlara göre şekillenir. bu anlamda "ve çeliğe su verildi" sadece ostrovski'nin hikayesi değil, rus iç savaşında çarpışmış tüm bolşeviklerin hikayesidir.
devamını gör...