1.
2. dünya savaşında en çok çeken ülkelerden biri olan polonya'nın en büyük kahramanlarından biri.
sovyetler ve naziler arasında kalmış, düşman farketmeksizin zulüm görmüş bir ülke. işgal altındayken sovyetler tarafından katyn şehrinde 22.000 subayı, aydını, polisi toplanıp, savunmasız hale getirilip kafalarına 1'er kurşun sıkılarak öldürülmüş, naziler tarafından halkı bastırılmış, komşuları,dostları sadece yahudi doğdukları için toplama kamplarında öldürülmüş, yetmemiş ordusu sürgüne gönderilmiş, halkı direniş başlatmış ve aslanlar gibi savaşmıştır.bu kahramanca direniş içerisinde bir çok isim var ancak ben witold pilecki gibisini okumadım.
13 mayıs 1901 tarihinde, göl kenarı bir şehirde doğmuş, sonrasında karelya düzlüklerinden kalkıp polonya'ya gelmiş, 1864 polonyadaki isyandan ötürü rusyaya sürgün edilmiş, isyan damarlarındaki kanda olan leh bir ailenin çocuğudur.
2. dünya savaşı çıktığında süvarı yüzbaşısı olarak görevde olan pilecki, 1939 yılında alman işgali başladığı zaman almanlarla çatışmış, bölüğü neredeyse yok olma durumuna gelmiş ve yeni bir bölüğe geçmiştir(41. bölük). ancak sovyetlerin de polonyaya girmesi ile birlikte polonya ordusu tamamen dağılmış ve iş başa düşmüştür.başkomutan edward śmigły-rydz'in romanya üzerinden fransa'ya çekilme emrini reddetmiş, polonya'da yeraltı direnişini örgütlemek için vatanında kalmıştır.
kasım 1939'da varşova'da włodarkiewicz önderliğinde , pilecki, jerzy maringe, jerzy skoczyński, jan ve stanisław dangel kardeşler ile ''gizli polonya ordusu(tajna armia polska)'' nu kurmuşlardır. büyük leh isyanındaki ilk yapılanmalardan biri olan bu örgüt, diğer vatandaşlara da cesaret vermiş ve direniş için çeşitli örgütler kurulmaya başlanmıştır.
içerideki bir köstebek yüzünden bu örgütün bazı elemanları yakalansa da almanlar tarafındna, pilecki ve włodarkiewicz yakalanmamıştır. włodarkiewicz tarafından düzenlenen toplantıda pilecki'ye almanların yaptığı katliamları belgeleyebilmek, batının dikkatini üzerine çekip bu zülme son vermek için auschwitz'e sızma görevi verilmiştir.
bir dakika bile düşünmeden kabul etmiştir.
almanlar tarafından yakalanmak için kendini ele verdirtmiş ölen bir vatandaşın belgelerini kullanarak kendisini auschwitz'e attırmış ve efsane olacağı 4859 numaralı tutsak numarasını almıştır.
katliamları kanıtlayan çok önemli belgeler toplamış, bunları bir şekilde komutanına iletmiş, her gün türlü işkenceler görmesine rağmen hiç bir zaman yılmamış, hapisteyken savaşmış, rütbesini ve kimliğini saklamış, tutsaklara moral vermiş, gizli yemek yardımları yapmış, ölmekten bir an bile korkmamış, ülkesi ve insanları için kendini feda etmeye her zaman hazır olmuş.
yakılmaktan, gaz odasına atılmaktan, üzerinde deneylerin yapılmasından korkmadan kendini ön plana atmış.
kamp'ı içerideyken özgürleştirmek için isyan çıkartmak istemiş ancak komutanları izin vermemiş.
1943 yılında kampın köşesinde kalan fırına atandığında, alarm telini kesip çalılardan 2 arkadaşı ile kaçmışlar, ss askerleri ormanda onları arasa da bulamamış.
karargahına gittiğinde ise anlattıklarından dehşete düşen komutanları daha da çok hırslanmış ve hızlı bir örgütlenme içerisine girmişler.
1944 yılında meşhur varşova ayaklanması çıktığı zaman rütbesini saklamış, sokaklarda askerleriyle birlike karış karış savaşarak isyan etmiştir.katillere, canilere geçit vermemiş, ülkesini ve insanlarını korumak ve yaşatmak için her şeyiyle savaşmıştır.
varşova ayaklanması başarısızlıkla sonuçlandığında almanlar tarafından tutsak edilmiş ancak yine kimliğini sakladığı için almanlar kim olduklarını bilmediklerinden öldürmeye vakitleri olmamış. 1945 yılında savaş bittiğinde serbest bırakılmış ve o çok sevdiği ülkesine kavuşmuştur.peki ülkesi özgür müdür?
hayır.
rus kuklası olan o dönemin hükümeti, bizzat rusyadan gelen emirle pilecki'yi yakalamış, kahramanlarını hain olarak görerek hapise atmışlar ve en acısı, özgür bırakmak için ömrünü verdiği vatandaşları tarafından yargılanmıştır.
rus baskısı yüzünden ingiltereye ajanlık yaptığı gibi saçma sapan bir iddia ile yargılanmış ve idam edilmiştir.
2. dünya savaşının en yürekli en gözü kara kahramanlarından biridir.
kurtuluş savaşı gibi kutsal bir bağımsızlık savaşı veren bir ülkenin vatandaşı olarak bu hikaye beni öyle etkiledi ki, kim bilir bizde böyle ne hikayeler vardır diye düşünmeden edemedim. witold'un hikayesini okuduktan sonra mustafa kemal atatürk ve arkadaşlarına, gözü kara askerlerine ve halkımıza bir kez daha saygı duydum, onlarla bağdaştırdım.
ben kendisini sabaton'un ınmate 4859 buradan ile tanıdım.
''ınmate in hell or a hero in prison?
soldier in auschwitz we know his name.
locked in a cell, waging war from the prison,
hiding in auschwitz he hides behind 4859.''
sovyetler ve naziler arasında kalmış, düşman farketmeksizin zulüm görmüş bir ülke. işgal altındayken sovyetler tarafından katyn şehrinde 22.000 subayı, aydını, polisi toplanıp, savunmasız hale getirilip kafalarına 1'er kurşun sıkılarak öldürülmüş, naziler tarafından halkı bastırılmış, komşuları,dostları sadece yahudi doğdukları için toplama kamplarında öldürülmüş, yetmemiş ordusu sürgüne gönderilmiş, halkı direniş başlatmış ve aslanlar gibi savaşmıştır.bu kahramanca direniş içerisinde bir çok isim var ancak ben witold pilecki gibisini okumadım.
13 mayıs 1901 tarihinde, göl kenarı bir şehirde doğmuş, sonrasında karelya düzlüklerinden kalkıp polonya'ya gelmiş, 1864 polonyadaki isyandan ötürü rusyaya sürgün edilmiş, isyan damarlarındaki kanda olan leh bir ailenin çocuğudur.
2. dünya savaşı çıktığında süvarı yüzbaşısı olarak görevde olan pilecki, 1939 yılında alman işgali başladığı zaman almanlarla çatışmış, bölüğü neredeyse yok olma durumuna gelmiş ve yeni bir bölüğe geçmiştir(41. bölük). ancak sovyetlerin de polonyaya girmesi ile birlikte polonya ordusu tamamen dağılmış ve iş başa düşmüştür.başkomutan edward śmigły-rydz'in romanya üzerinden fransa'ya çekilme emrini reddetmiş, polonya'da yeraltı direnişini örgütlemek için vatanında kalmıştır.
kasım 1939'da varşova'da włodarkiewicz önderliğinde , pilecki, jerzy maringe, jerzy skoczyński, jan ve stanisław dangel kardeşler ile ''gizli polonya ordusu(tajna armia polska)'' nu kurmuşlardır. büyük leh isyanındaki ilk yapılanmalardan biri olan bu örgüt, diğer vatandaşlara da cesaret vermiş ve direniş için çeşitli örgütler kurulmaya başlanmıştır.
içerideki bir köstebek yüzünden bu örgütün bazı elemanları yakalansa da almanlar tarafındna, pilecki ve włodarkiewicz yakalanmamıştır. włodarkiewicz tarafından düzenlenen toplantıda pilecki'ye almanların yaptığı katliamları belgeleyebilmek, batının dikkatini üzerine çekip bu zülme son vermek için auschwitz'e sızma görevi verilmiştir.
bir dakika bile düşünmeden kabul etmiştir.
almanlar tarafından yakalanmak için kendini ele verdirtmiş ölen bir vatandaşın belgelerini kullanarak kendisini auschwitz'e attırmış ve efsane olacağı 4859 numaralı tutsak numarasını almıştır.
katliamları kanıtlayan çok önemli belgeler toplamış, bunları bir şekilde komutanına iletmiş, her gün türlü işkenceler görmesine rağmen hiç bir zaman yılmamış, hapisteyken savaşmış, rütbesini ve kimliğini saklamış, tutsaklara moral vermiş, gizli yemek yardımları yapmış, ölmekten bir an bile korkmamış, ülkesi ve insanları için kendini feda etmeye her zaman hazır olmuş.
yakılmaktan, gaz odasına atılmaktan, üzerinde deneylerin yapılmasından korkmadan kendini ön plana atmış.
kamp'ı içerideyken özgürleştirmek için isyan çıkartmak istemiş ancak komutanları izin vermemiş.
1943 yılında kampın köşesinde kalan fırına atandığında, alarm telini kesip çalılardan 2 arkadaşı ile kaçmışlar, ss askerleri ormanda onları arasa da bulamamış.
karargahına gittiğinde ise anlattıklarından dehşete düşen komutanları daha da çok hırslanmış ve hızlı bir örgütlenme içerisine girmişler.
1944 yılında meşhur varşova ayaklanması çıktığı zaman rütbesini saklamış, sokaklarda askerleriyle birlike karış karış savaşarak isyan etmiştir.katillere, canilere geçit vermemiş, ülkesini ve insanlarını korumak ve yaşatmak için her şeyiyle savaşmıştır.
varşova ayaklanması başarısızlıkla sonuçlandığında almanlar tarafından tutsak edilmiş ancak yine kimliğini sakladığı için almanlar kim olduklarını bilmediklerinden öldürmeye vakitleri olmamış. 1945 yılında savaş bittiğinde serbest bırakılmış ve o çok sevdiği ülkesine kavuşmuştur.peki ülkesi özgür müdür?
hayır.
rus kuklası olan o dönemin hükümeti, bizzat rusyadan gelen emirle pilecki'yi yakalamış, kahramanlarını hain olarak görerek hapise atmışlar ve en acısı, özgür bırakmak için ömrünü verdiği vatandaşları tarafından yargılanmıştır.
rus baskısı yüzünden ingiltereye ajanlık yaptığı gibi saçma sapan bir iddia ile yargılanmış ve idam edilmiştir.
2. dünya savaşının en yürekli en gözü kara kahramanlarından biridir.
kurtuluş savaşı gibi kutsal bir bağımsızlık savaşı veren bir ülkenin vatandaşı olarak bu hikaye beni öyle etkiledi ki, kim bilir bizde böyle ne hikayeler vardır diye düşünmeden edemedim. witold'un hikayesini okuduktan sonra mustafa kemal atatürk ve arkadaşlarına, gözü kara askerlerine ve halkımıza bir kez daha saygı duydum, onlarla bağdaştırdım.
ben kendisini sabaton'un ınmate 4859 buradan ile tanıdım.
''ınmate in hell or a hero in prison?
soldier in auschwitz we know his name.
locked in a cell, waging war from the prison,
hiding in auschwitz he hides behind 4859.''
devamını gör...