1.
devletin ekonomideki sınırlarının çizildiği, serbest piyasaya geçildiği; türkiye'nin ufkunu açan ve ekonomi de bir yol çizen olumlu adımlar bütünü.
bugün 41.senesi.
bugün 41.senesi.
devamını gör...
2.
türkiye'deki bütün sağ iktidarlar milliyetçilik gazıyla halkı donuna kadar soyan bir sistemin tarihidir. 1970 lerde de öyle olmuştu. devlet dışarıdan öyle bir borçlandırılmıştı ki artık kimse ülkemize allah cent borç vermiyordu. bu alınan borçlar bugünkü gibi dönem mütahhitlerini semirtmek için kullanılmıştı. milliyetçi sağ iktidarların ülkemizi yabancı devletlere daha rahat sömürtmek için daha yaratıcı yasalara ihtiyacı vardı. ama artık bu yasalar öyle bir haldeydi ki yoksul halkın donunu köy meydanında rezilce almakla kalmıyor üzerine açıkça lavman yapıyordu. sivil bir hükümetin bunu geçirmesi mümkün değildi. bu nedenle şanlı ordumuz ve mütahhitler elele 1980 darbesini yaptılar.
o zamanların en sömürgen iş adamları bu kararlar üzerinden evren'i de şanlı ordumuzu da öve öve bitiremezler. zira
tüm milliyetçi talan onları daha fazla semirtmek üzerineydi.
o zamanların en sömürgen iş adamları bu kararlar üzerinden evren'i de şanlı ordumuzu da öve öve bitiremezler. zira
tüm milliyetçi talan onları daha fazla semirtmek üzerineydi.
devamını gör...
3.
başbakan süleyman demirel'in bilmem kaçıncı döneminde turgut özal'a hazırlatılan liberalist ekonomiye geçiş kararlarıdır. bir rivayete göre 12 eylül darbesinin gerçeleştirilme sebeplerinden biri de 24 ocak kararlarının hızlıca işlenmek istemesidir fakat ne kadar doğrudur ne kadar yanlıştır bilinmez. kenan evren de bu iddiaları yalanlamıştır ama çok da mantıksız bir iddia değildir elbette.
devamını gör...
4.
bugün 24 ocak 1980 kararlarının 42nci yılı. doğrudan halkın ekonomik ve sosyal yaşamına, kazanımlarına saldıran bu kararlar, o zamanın iktidarları tarafından hayata geçirilemezdi. çünkü toplum örgütlü ve direngendi. burjuvazi, toplumun bu örgütlü ve dirençli yapısını kırmak için şerefli türk silahlı kuvvetlerini kullandı. kendi halkına karşı silah kullanmaktan bir an bile çekinmeyen tsk, örgütlediği, silah ve bomba temin ettiği paramiliter çeteler ve bazen bizzat içinde bulunduğu eylemlerle önce toplumu terörize etti. ardından "kardeş kavgasını önlemek" bahanesiyle 12 eylül'de ülke yönetimini ele geçirerek 24 ocak kararlarının hayata geçmesini sağladı. bu hizmetinin karşılığı olarak da sahibi olduğu yardımlaşma kurumu oyak, ülkenin en büyük holdinglerinden birisi yapıldı.
1961 – 1977 yılları arasında türkiye iç pazara yönelik üretim modelini uygulamaktaydı. bu yıllarda halkın refah seviyesine baktığımızda, emekli olan bir işçi ikramiyesi ile bir ev, bir araba alabilmekte ayrıca çocuklarının düğününü gerçekleştirebilmekteydi. çalışan işçiler de kooperatiflere katılarak bir ev sahibi olabiliyordu. bu refahı kazandıran tercih ise iç pazar ekonomisinin uygulanmasıdır. iç pazar ekonomisinde, üretilen ürünleri talep edecek kişiler yine üretim yapan emekçi sınıfı olduğundan işçi ve memur refahına önem veriliyordu. özel sektörde ise işçiler sabit çalışma saatlerine, düzenli ikramiyeye, sosyal haklar ve iş güvenliğine sahipti. işçiler sendikalar sayesinde bu haklarını koruyabiliyorlardı.
türk ekonomisi 1970’li yılların ikinci yarısında dış ödeme güçlükleri ve yüksek oranda fiyat artışları görünen ağır bir bunalıma sürüklendi. 1973-1977 döneminde ağırlaşan ekonomik bunalımının temel özelliği, sayısal ve niteliksel olarak önceki bunalımlardan çok daha etkili olmasıdır. daha önce türkiye’nin yaşadığı 1957-1958 ağır bunalıma baktığımızda enflasyon %20-25 seviyelerindeyken; 1975-1978 arasındaki ekonomik bunalımda enflasyon, 1957-1958’in enflasyonunun 7-8 katını bulmuştur. 1977-1980 yılları arasında ise yaşanan bunalım sonucunda, iç pazar ekonomisi talebe karşılık veremedi; bu sebeple sermaye ücretlerinde ve sosyal haklarda düzenlemelere gidildi. emekçi kesimin ve sendikaların bu düzenlemelere tepkisi ise büyük grevlerle oldu. bu grevler neticesinde neredeyse tüm büyük sanayi kuruluşlarında üretim durdu. uzun görüşmeler sonucunda işçiler haklarını geri almalarıyla fabrikalarda üretim tekrar başlanmıştır. üretimde devamlılığın sağlanamaması, opec’in dünyadaki petrol fiyatların beş katından daha fazla arttırması, kıbrıs barış harekatından sonra türkiye’ye uygulanan ambargo, savunma masraflarının artışı ve yurt dışından alınan yardımların kesilmesi, türk ekonomisine olumsuz etkisini iyiden iyiye hissettirmişti. bu gelişmeler işizliği arttırdığı gibi, yurt dışına işçi gönderememe durumu krizi büyütmüştür.
24 ocak kararları’na kadar gelinen süreçte, ithal ikameci ve devletçilik politikalarının yanlış uygulanması neticesinde; ülke karaborsa cennetine dönüşmüş, ekonomik olarak kıtlığa sürüklenmiş ve sosyal olarak kaos yaşayan bir ülke durumuna gelmiştir. serbest piyasa ekonomisinin türkiye gibi ülkelerde uygulanması iç pazara yönelik ithal ikamesi sanayileşme modeli dönemine son vermiştir. bu durum serbest piyasa ekonomisine dayalı ihracata yönelik sanayileşmeye geçmesine etken olmuştur. 24 ocak kararları’yla türkiye ekonomisinin temel taşları, kapitalist dünyaya entegre edilmeye çalışılmış; kar maksimizasyonu ve rekabetçi fiyat politikaları üzerine yeni bir anlayış başlamıştır. makroekonomik hesaplarla; özel sektörün, yabancı sermayenin önü açılmıştır. türkiye o güne kadar uyguladığı dışa kapalı devletçi politikalardan vazgeçmiş, her türlü yabancı ürünün ülkeye girişinin önü açmıştır.
istikrar önlemleriyle yaşanan değişimin faturası türk halkına %37’lik bir devalüasyon ile çıktı. ayrıca, yabancı ürünlerde vergi indirimine gidildi, tarıma destek sınırlandırıldı ve hizmet sektörüne %35 zam yapıldı. türkiye direkt geçişi günlük hayatında doğrudan hissetti.
ana hatlarıyla 24 ocak kararları’nın temel özelliklerini sıralayacak olursak,
– türkiye’nin serbest piyasa ekonomisine geçmesi hedeflenmiştir.
– yabancı sermayeye büyük teşvikler ve vergi indirimleri uygulandı.
– fiyatlar devletçilik ilkesine göre değil arz talep ilkesine göre belirlenmesi hedeflendi.
– kamunun ekonomi içinde payı azaltıldı.
– kambiyo rejimi serbestleştirilmesi hedeflendi.
– faiz oranlarını devlet değil, piyasa tarafından belirlenip reel faiz oluşması amaçlandı.
– döviz ticareti serbest bırakılmıştır.
– vergiler indirilmiş, teminatlar düşürülmüş, ithalat kolaylaştırılmıştır.
– fiyatların denetimi kaldırılmış, kamu kurumlarının ürettikleri malların fiyatları yükseltilmiştir.
24 ocak kararları türk halkına o kadar ağır geldi ki belirttiğim gibi ne dönemin başbakanı süleyman demirel ne de devlet bakanı turgut özal hayata geçirebildi. bu kararlar partilerin ve sendikaların kapatıldığı, öğrencilerin tutuklandığı, toplumu baskı altına alındığı koşullar uygulandı. kısacası itiraza göz açtırılmadığı 12 eylül askeri darbesiyle hayata geçirildi. 24 ocak kararları, türkiye’nin gelir dağılımının bozulmasında baş etkenlerinden biri olmuştur. 1980 sonrası uygulanan ekonomik politikalar ise zengini daha zengin, fakiri ise daha fakir yapmıştır. 24 ocak kararları’yla uygulanan ihracata dayalı kalkınma planı yüksek faiz tercihinin bir sonucu olarak ücretleri ve ücretlileri baskı altına alıp servetten alınan payı ücretliler aleyhine bozmuştur. 24 ocak kararları’nın sonuçları ise serbest piyasa ekonomisine geçiş yapan türkiye’nin devlet hazinesi kendi doğurduğu piyasaya mahkum olmuştur, bu durum gelir dağılımını bozan faizle beslenen bir sermaye grubu oluşturulmuştur. ekonomide yaşanan rant mantığı toplumsal gelir uçurumunu daha da büyütmüştür.
24 ocak 1980’de türkiye’nin dış borcu 20 milyar dolar iken, 2017 yılında ise türkiye’nin dış borcu 412 milyar dolar olarak hesaplanmıştır. bu borç türkiye’nin gayri safi milli hasılanın yarısından fazladır. bu borçlanma türkiye’nin sırtında oldukça tehlikeli ve ağır bir yüktür. 24 ocak’tan günümüze kadar olan süreçte özelleştirmeler tamamlanmış; çimento, şeker fabrikaları, sümerbank, tekel, tüpraş, thy, türk telekom demeden neredeyse tüm kamu iktisadi teşekkülleri özellleştirilmiştir.
devletin ana görevi olan eğitim, sağlık gibi kamu hizmetleri ticarileştirilip, paralı hale getirilmiştir. öte yandan çok uluslu firmalar türkiye’de borsa ve şirketlerde kendilerine yer edinip, yabancı yatırımcılar türkiye’ye milyar dolarlık yatırım yapmıştır. bu yatırımların neticesinde karlar bazı ülkelerin kasalarına girmiştir.
1980 – 1983 arasında ise ımf ile imzalanan stand-by’lar kamu ağırlığının azaltılması, tarım ve hayvancılıkta sübvansiyonların asgariye, esnek kur sözlerinin verilmesiyle uygulandı. krizin etkilerini yumuşatmak için yürürlüğe dönemin başbakanı tansu çiller imzalı meşhur 5 nisan kararları hayata geçirildi. 5 nisan kararları, 24 ocak kararları’nın güncel hali olarak karşımıza çıktı. 1994’ten sonra türkiye liberal ekonominin tam ortasında yer alarak günümüze kadar gelmiştir.
devamını gör...
5.
24 ocak 1980 kararları, 12 eylül 1980 darbesi'ne giden süreçte önemli bir siyasi olay olup türk ekonomisinde sosyal devlet anlayışından neoliberalizme geçildiğinin en büyük kanıtlarındandır. dönemin başbakanı süleyman demirel, askeri yönetimin başındaki kenan evren'e böyle bir direktifin verilmesini ister, evren de bu direktifi verir. 24 ocak kararları'nın en önemli özelliği, serbest piyasa ekonomisinin türkiye'de iyice yaygınlaşmasıdır.
ilgili link: 32. gün'den ''24 ocak kararları nedir? | 1980 | 32. gün arşivi'' adlı video
ilgili link: 32. gün'den ''24 ocak kararları nedir? | 1980 | 32. gün arşivi'' adlı video
devamını gör...