çocuklara eşitlik çeşitlilik ve katılımcılık kavramlarının öğretilmesi
başlık "boop" tarafından 26.03.2021 05:01 tarihinde açılmıştır.
1.
1990'lardan bu yana dünya genelinde eşitlik, çeşitlilik ve katılımcılık konusunda bilinçlenme sonucunda çocuk eğitimide değişiyor.
kurtarılmaya muhtaç güzel prensesler, istediğini almak için savaşmak zorunda kalan yakışıklı prensler ve tek amacı hizmet etmek olan halkın yer aldığı masallar terkediliyor. yerine her karakterin birey olarak kabul edildiği, sınıf kavramının olmadığı, farklı kültürlerin yansıtıldığı ve tüm kahramanların el birliğiyle başarıyı yakaladığı kitaplar geliyor.
ilköğretimde kadının yemek yaptığı, erkeğin çalıştığı, jane'in bebekle , alex'in kamyonla oynadığı resimler yerini cinsel kimlik rollerinden uzakta herkesin parkta top ya da satranç oynadığı sahnelere bırakalı çok oldu.
çocuk oyuncakları artık kızlar için beyaz barbi bebekler ve erkekler için beyaz adamın sürdüğü kamyonla sınırlı değil. çocuk reyonları cinsiyete ve kültüre göre ayrılmıyor. siyahi, çinli, türbanlı, hintli bebekler, kamyonlar, uzay araçları, minions vb. ile birlikte.
özel kültür günlerinde farklı kültürlerden insanlar kendi çocuk müzikleri ve hikayeleriyle çocuklarla birlikte.
evimin karşısındaki anaokulunda kapalı bir türk kadınının yanı sıra, ingiliz, fransız her ırktan, cinsiyetten ve kültürel backgrounddan insan var. onur gününde geçen yıl lgbtq+ üyeleri çocuk şarkılarıyla ve danslarla çocuklara onur gününü tanıttılar.
çocuk filmlerinde sikh, beyaz, siyahi, arap bir arada.
cbc'de bugün ana sayfa haberi ailelerin çocuklarının farklı kültürlerdeki insanların ingilizce aksanını taklit etmelerinin kültürel hassasiyet anlamında neden kabul edilemez bulduklarına ayrılmış.
pek çok aile artık kızlar pembe, erkekler mavi giyer anlayışına veda ediyor.
kız ve erkek çocuklarının hepsi birey olarak görülüyor ve cinsel roller yüklenmiyor.
giymek istedikleri ve oynamak istedikleri şeyleri kendilerinin keşfetmesi amaçlanıyor.
farklılıklara saygı duymaları öğretiliyor.
türkiye'de bu noktaya gelmek neredeyse imkansız gibi görülüyor. bir transın anaokulunda çocuk şarkısı söylemesine izin verilmesini tahmin bile edemiyorum ya da kendi cinsel rolünü ve kimliğini tanımlama sürecinde çocukluktan itibaren desteklenmesini.
yetişkinler hala kişinin ne öğrettiğinden ve öğretme kapasitesinden çok anaokulundaki öğretmenin kapalı ya da açık olması yüzünden kavga çıkartmaya devam ederken, sokaktaki kadınlar ve adamlar cinsiyetleri yüzünden yetişkinler tarafından saldırıya uğrarken, bir başkası konuştuğu dil yüzünden hakarete maruz kalırken , yetişkinler hala eşitlik, çeşitlilik ve katılımcılık anlayışına sahip değilken, bu türkiye'de mümkün olmayan bir önerme.
penceremden sokağın karşısındaki anaokuluna bakıyorum, rengarenk pırıl pırıl çocuklar, ardından sözlüğe, gazetelere... kendimi paralel evrende bugün ne oldu başlığındaymışım gibi hissediyorum.
kurtarılmaya muhtaç güzel prensesler, istediğini almak için savaşmak zorunda kalan yakışıklı prensler ve tek amacı hizmet etmek olan halkın yer aldığı masallar terkediliyor. yerine her karakterin birey olarak kabul edildiği, sınıf kavramının olmadığı, farklı kültürlerin yansıtıldığı ve tüm kahramanların el birliğiyle başarıyı yakaladığı kitaplar geliyor.
ilköğretimde kadının yemek yaptığı, erkeğin çalıştığı, jane'in bebekle , alex'in kamyonla oynadığı resimler yerini cinsel kimlik rollerinden uzakta herkesin parkta top ya da satranç oynadığı sahnelere bırakalı çok oldu.
çocuk oyuncakları artık kızlar için beyaz barbi bebekler ve erkekler için beyaz adamın sürdüğü kamyonla sınırlı değil. çocuk reyonları cinsiyete ve kültüre göre ayrılmıyor. siyahi, çinli, türbanlı, hintli bebekler, kamyonlar, uzay araçları, minions vb. ile birlikte.
özel kültür günlerinde farklı kültürlerden insanlar kendi çocuk müzikleri ve hikayeleriyle çocuklarla birlikte.
evimin karşısındaki anaokulunda kapalı bir türk kadınının yanı sıra, ingiliz, fransız her ırktan, cinsiyetten ve kültürel backgrounddan insan var. onur gününde geçen yıl lgbtq+ üyeleri çocuk şarkılarıyla ve danslarla çocuklara onur gününü tanıttılar.
çocuk filmlerinde sikh, beyaz, siyahi, arap bir arada.
cbc'de bugün ana sayfa haberi ailelerin çocuklarının farklı kültürlerdeki insanların ingilizce aksanını taklit etmelerinin kültürel hassasiyet anlamında neden kabul edilemez bulduklarına ayrılmış.
pek çok aile artık kızlar pembe, erkekler mavi giyer anlayışına veda ediyor.
kız ve erkek çocuklarının hepsi birey olarak görülüyor ve cinsel roller yüklenmiyor.
giymek istedikleri ve oynamak istedikleri şeyleri kendilerinin keşfetmesi amaçlanıyor.
farklılıklara saygı duymaları öğretiliyor.
türkiye'de bu noktaya gelmek neredeyse imkansız gibi görülüyor. bir transın anaokulunda çocuk şarkısı söylemesine izin verilmesini tahmin bile edemiyorum ya da kendi cinsel rolünü ve kimliğini tanımlama sürecinde çocukluktan itibaren desteklenmesini.
yetişkinler hala kişinin ne öğrettiğinden ve öğretme kapasitesinden çok anaokulundaki öğretmenin kapalı ya da açık olması yüzünden kavga çıkartmaya devam ederken, sokaktaki kadınlar ve adamlar cinsiyetleri yüzünden yetişkinler tarafından saldırıya uğrarken, bir başkası konuştuğu dil yüzünden hakarete maruz kalırken , yetişkinler hala eşitlik, çeşitlilik ve katılımcılık anlayışına sahip değilken, bu türkiye'de mümkün olmayan bir önerme.
penceremden sokağın karşısındaki anaokuluna bakıyorum, rengarenk pırıl pırıl çocuklar, ardından sözlüğe, gazetelere... kendimi paralel evrende bugün ne oldu başlığındaymışım gibi hissediyorum.
devamını gör...
2.
cuneyt ozdemir tabiri ile (bkz: gılgamış destanı) gibi yazilmamis olsa insanin okuyasi hatta uzerine birkac soz soyleyesi olan bir konudur. lakin cok uzun ve alinti olup olmadigi bile anlasilmayinca katilim zorlasiyor
devamını gör...
3.
çocuklar düşündüğümüzde daha birçok konuyu erken yaşta öğrenmeye açıklar ve ne kadar bazı şeyleri erken öğrenirlerse hayatlarına şekil vermeleri daha kolay olabilir.
devamını gör...