orijinal adı: gödel, escher, bach
yazar: douglas r. hofstadter
yayım yılı: 1979
bilim, felsefe, edebiyat, müzik ve matematik alanlarında yapmış olduğu çalışmalarla tanınan pulitzer ödülü sahibi hofstadter'ın yazmış olduğu eserdir.
özellikle bilinç ve benlik kavramlarını öne çıkararak tartıştıran bu farklı kitap öykülerin yanı sıra çizimler de içerir. bir matematikçi olan kurt gödel, ressam maurits cornelis escher ve besteci johann sebastian bach'ın ortak yönleri üzerinden her birinin yetkin olduğu alana dair felsefi yaklaşımlar içerir.
yazar: douglas r. hofstadter
yayım yılı: 1979
bilim, felsefe, edebiyat, müzik ve matematik alanlarında yapmış olduğu çalışmalarla tanınan pulitzer ödülü sahibi hofstadter'ın yazmış olduğu eserdir.
özellikle bilinç ve benlik kavramlarını öne çıkararak tartıştıran bu farklı kitap öykülerin yanı sıra çizimler de içerir. bir matematikçi olan kurt gödel, ressam maurits cornelis escher ve besteci johann sebastian bach'ın ortak yönleri üzerinden her birinin yetkin olduğu alana dair felsefi yaklaşımlar içerir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "derin deniz memelisi" tarafından 15.08.2021 08:09 tarihinde açılmıştır.
1.
algoritmalar teorisi ve yapay zekayla ilgilenenlerin başucu eseri, 1979 tarihli pulitzer ödüllü kitap. üniversite yıllarımda kampüsten her çıkışımda kadıköy kabalcı'ya uğrar ve saatlerce vakit geçirirdim. sağ olsun kimse karışmaz etmez ben de rahat rahat okurdum para yetiremeyeceğim kitapları orada. ve ne zaman gitsem bu kitabı elime alır okumaya çalışırdım. çalışırdım diyorum çünkü o dönemler benim için anlaması çok bir kitaptı. bir şekilde sever, anlamak ister, anlayamazdım.
hakkında daha önce yapılmış, çok sevdiğim bir yorum:
escher'in cizimlerindeki bachın figurlerindeki sürekli devinimi surekli akma hissini ve gödelin matematik teoremlerindeki inceliklerini aktaran r. hofstadter'in etkileyici kitabı..
hakkında daha önce yapılmış, çok sevdiğim bir yorum:
escher'in cizimlerindeki bachın figurlerindeki sürekli devinimi surekli akma hissini ve gödelin matematik teoremlerindeki inceliklerini aktaran r. hofstadter'in etkileyici kitabı..
devamını gör...
2.
bilinci (zekayı değil, bilinci) karmaşıklık ve şablonsallık üzerinden tanımlayan eser.
buna göre bilincin oluşması için yeterince karmaşık (fazla sayıda değişkene dayanan, kendi içindeki sinyalleşmeye duyarlı, dışında kendinden büyük bir veri ve etki alanı olan) ve şablonlar işleiyp oluşturan (benzer yapıları tanıyıp bunlardan benzer, daha karmaşık ve çeşitli yapılar üretebilen) bir sistem bilinç sahibidir. ve elbette kendini farketmesi gerekir.
örneğin şehir trafiği karmaşıktır ve kendi içindeki sinyalleşmeye duyarlıdır (araçların tekil kararlarının birbirini etkilemesi ) ve kendi dışından veri alır (trafik ışık sistemlerinin dışarıdan yönetilmesi) ama tek boyutludur. hava olayları dışında üç boyutlu etkeni yoktur. ayrıca kendi ötesinde bir dünya ile etkileşmez.
ya da evren, yukarıdaki şartların hemen hepsini sağlar (akıl almaz alt eleman sayısı, dört fiziksel kuvvetin etkileşmesi ve üretilmesi) ancak kendi dışında bir etkileşim alanı yoktur. yapısı gereği tam kapalıdır.
kitabın büyük bölümü (özellikle ilk kısımları) şablon üreten şablonlar üzerine. bu yüzden müziğinde benzer fügleri alıp, değiştirip, ters çevirip birbirinin içine sokan bach üç ayağından biri. escher ise resimlerinde birbirini tamamlayıp dönüşen, çoğu zaman tam kapanmayan ama süreklilik hissi veren figürleri ile bilincin döngü bölümüne merkezi örnek olarak seçiliyor.
fıttırık matematikçi gödel ise gödel'in eksiklik teoremi üzerinden inceleniyor. gödel matematikteki tüm ispatların eksiksiz ve tutarlı tek bir aritmetik sistem ile yapılamayacağını bu teorem ile göstermiştir. bunun bir örneği seçme aksiyomu denilen kabuldür mesela. bu kabul matematiksel olarak doğru ya da yanlış olarak gösterilemez. kabul edildiğinde bazı yeni kuramlar, reddedildiğinde başka bir grup kuram üretilir, bunların tek sistemde doğru- yanlış olarak gösterilmesi imkansızdır. konuya dönersek, gödel'in eksiklik teoremi kendini içerme konusunu "garip döngü" olarak adlandırır. bu arada bu mesele dünyadaki tüm paradoksların temelidir, şimdi her anlamadığı şeye paradoks diyor millet o yanlış isimlendirme . douglas bilincin temel taşlarından biri olarak gördüğü kendini refere etme (bkz: düşünüyorum o halde varım) meselesini de buradan anlatır.
kitabı çoğu insan kendini üreten sistemlere giriş niteliğindeki örnekler kısmında bırakıyor. işin garibi ben daha ileride bıraktım. sonra da bölüm bölüm okudum. tek seferde bitirmememin ilk nedeni genç yaşta ağır gelmesi, sonra da konu hakkında daha çok bilgi edindikten sonra açıklamaları fazla uzun bulmamdı.
bu kitaptan sonra hala "ya siz garip döngülerin ehemmiyetini anlamadınız" diye sinir yapıp i am a stange loop kitabını yazdı.
kitap okunacak değil çalışılacak bir kitap. bu gözle bakarsanız gözünüz korkmaz. yanınızda durur, bölüm bölüm yaya yaya, kendi kitaplarınızı okurken kısa kısa çalışarak uzun bir dönemde stressiz bitirebilirsiniz.
buna göre bilincin oluşması için yeterince karmaşık (fazla sayıda değişkene dayanan, kendi içindeki sinyalleşmeye duyarlı, dışında kendinden büyük bir veri ve etki alanı olan) ve şablonlar işleiyp oluşturan (benzer yapıları tanıyıp bunlardan benzer, daha karmaşık ve çeşitli yapılar üretebilen) bir sistem bilinç sahibidir. ve elbette kendini farketmesi gerekir.
örneğin şehir trafiği karmaşıktır ve kendi içindeki sinyalleşmeye duyarlıdır (araçların tekil kararlarının birbirini etkilemesi ) ve kendi dışından veri alır (trafik ışık sistemlerinin dışarıdan yönetilmesi) ama tek boyutludur. hava olayları dışında üç boyutlu etkeni yoktur. ayrıca kendi ötesinde bir dünya ile etkileşmez.
ya da evren, yukarıdaki şartların hemen hepsini sağlar (akıl almaz alt eleman sayısı, dört fiziksel kuvvetin etkileşmesi ve üretilmesi) ancak kendi dışında bir etkileşim alanı yoktur. yapısı gereği tam kapalıdır.
kitabın büyük bölümü (özellikle ilk kısımları) şablon üreten şablonlar üzerine. bu yüzden müziğinde benzer fügleri alıp, değiştirip, ters çevirip birbirinin içine sokan bach üç ayağından biri. escher ise resimlerinde birbirini tamamlayıp dönüşen, çoğu zaman tam kapanmayan ama süreklilik hissi veren figürleri ile bilincin döngü bölümüne merkezi örnek olarak seçiliyor.
fıttırık matematikçi gödel ise gödel'in eksiklik teoremi üzerinden inceleniyor. gödel matematikteki tüm ispatların eksiksiz ve tutarlı tek bir aritmetik sistem ile yapılamayacağını bu teorem ile göstermiştir. bunun bir örneği seçme aksiyomu denilen kabuldür mesela. bu kabul matematiksel olarak doğru ya da yanlış olarak gösterilemez. kabul edildiğinde bazı yeni kuramlar, reddedildiğinde başka bir grup kuram üretilir, bunların tek sistemde doğru- yanlış olarak gösterilmesi imkansızdır. konuya dönersek, gödel'in eksiklik teoremi kendini içerme konusunu "garip döngü" olarak adlandırır. bu arada bu mesele dünyadaki tüm paradoksların temelidir, şimdi her anlamadığı şeye paradoks diyor millet o yanlış isimlendirme . douglas bilincin temel taşlarından biri olarak gördüğü kendini refere etme (bkz: düşünüyorum o halde varım) meselesini de buradan anlatır.
kitabı çoğu insan kendini üreten sistemlere giriş niteliğindeki örnekler kısmında bırakıyor. işin garibi ben daha ileride bıraktım. sonra da bölüm bölüm okudum. tek seferde bitirmememin ilk nedeni genç yaşta ağır gelmesi, sonra da konu hakkında daha çok bilgi edindikten sonra açıklamaları fazla uzun bulmamdı.
bu kitaptan sonra hala "ya siz garip döngülerin ehemmiyetini anlamadınız" diye sinir yapıp i am a stange loop kitabını yazdı.
kitap okunacak değil çalışılacak bir kitap. bu gözle bakarsanız gözünüz korkmaz. yanınızda durur, bölüm bölüm yaya yaya, kendi kitaplarınızı okurken kısa kısa çalışarak uzun bir dönemde stressiz bitirebilirsiniz.
devamını gör...