1581.
"kimsenin yağmuru seyretmediği bir dünyada yıldızları sevmenin yalnızlığı ile her gün biraz daha geri çekildim."
insanın acısını insan alır
insanın acısını insan alır
devamını gör...
1582.
belki de yeni bir başlangıç yapmanın vaktidir. yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti.
devamını gör...
1583.
seni düşünmek güzel şey
ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı
dinlemek gibi bir şey
nazım hikmet/ henüz vakit varken gülüm
ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı
dinlemek gibi bir şey
nazım hikmet/ henüz vakit varken gülüm
devamını gör...
1584.
"kelimeler duygularıma yetişemiyor"
orhan pamuk - kırmızı saçlı kadın
orhan pamuk - kırmızı saçlı kadın
devamını gör...
1585.
bazı insanlar yalnızlıktan kaçarken, bazıları yalnızlığa kaçardı.
devamını gör...
1586.
öyle haklı konuşmuş ki sevgili victor.
devamını gör...
1587.
makamımız aşk, usülümüz edeptir bizim..!
kaşımıza değil gönlümüze vuran buyursun…
şems-i tebrizi
aşk-ı ala
kaşımıza değil gönlümüze vuran buyursun…
şems-i tebrizi
aşk-ı ala
devamını gör...
1588.
kim daha temiz?
üstü başı parlayan mı?
yalan konuşmayıp yüreği ışıldayan mı?
kim dost?
yara bandı yapıştıran mı?
yaralarını öğrenmeye çalışan mı?
hangisi gerçek?
ölüm mü?
yaşam mı?
devamını gör...
1589.
"sana bunu yapmalı mıyım bilmiyorum. çekilmez bir adamım. kendimi biliyorum ve uzak tutmak istiyorum bu yüzden seni kendimden. ama tanıştığımız günden beri bencilliğime yenik düşüp seninle olmak isteyen tarafıma kulak veriyorum. diğer yandan da eğer seni gerçekten önemsiyorsam kendimden uzak tutmam gerektiğini de biliyorum. içimden bencil olmak geliyor. seni kendime saklamak... ama zarar vermekten o kadar korkuyorum ki, kaçıp gidesim var."
devamını gör...
1590.
başka insanların uykuya daldıkları saatlerde kendini sorguya çeken kişi için, düşündüğü şeyin kurtarıcı mı olduğunun, yoksa üzücü sonuçlar mı doğuracağının pek önemi yoktur. bundan dolayı, o kendine ya da başkasına yapabileceği kötülüğe aldırmaksızın, doğmuş olma talihsizliğini kurcalar durur. tehlikeli hakikatlerin baş döndürücü sarhoşluğu gece yarısından sonra başlar.
syf. 22
kendimizi öldürmeye değmez, çünkü kendimizi hep çok geç öldürürüz.
syf. 35
unutma yeteneğimiz olmasa, geçmişimiz şimdimizin üstüne öyle ağır bir yükle çökerdi ki, bir an bile kendimizi kıyıya atacak, hele orada tutunacak gücümüz olmazdı. hayat ancak düşüncesiz olanlara, kesinlikle hatırlamayanlara katlanılabilir görünür.
syf. 41
doğmuş olmanın sakıncası üstüne
devamını gör...
1591.
"fakat müzeyyen, beni hatırlamış olman canımı öylesine yaktı ki bir bilsen.
çünkü hatırlamak için önce unutmak gerekir.
senin beni unutmuş olmana katlanamıyorum."
devamını gör...
1592.
artık ne mutlu ne de mutsuzum.
her şey geçip gidiyor.
bu zamana kadar yaşadığım, soğuk bir cehennemi andıran sözde insan dünyasında tek gerçek bu.
her şey geçip gidiyor.
devamını gör...
1593.
*
devamını gör...
1594.
içim rahat ölüyorum, çünkü sen o ölümü uzaktan hissedemezsin. ölmem sana acı verecek olsaydı eğer ,o zaman ölemezdim.
*
devamını gör...
1595.
"seni anlıyorum" demek büyük bir yalandır. kocaman bir yalan. kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada...
(bkz: kinyas ve kayra - hakan günday)
(bkz: kinyas ve kayra - hakan günday)
devamını gör...
1596.
kordona köyündeki komşularının bakış açısına göre yaz kış aynı elbiseyle dolaşan toto zauung müthiş bir insandı.toto asla soğuk almaz diyorlardı.toto bir şey demiyordu.soğuk alıyordu.alamadığı tek şey paltoydu.eduarda galeneo (tepetaklak )
devamını gör...
1597.
anadolu’nun toprağı hiç olmadığı kadar hazırdı, bizim gibi asi evlatlarını yutmaya. şimdiye kadar ne kaygusuz abdallar yutmuştu! biz mi dayanacaktık karşısında? bedenlerinden önce ölmeyi kendilerine hayal edinmiş iki yaşlı çocuk mu dayanacaktı anadolu’nun çoraklığına?*
devamını gör...
1598.
"acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. acı çekmek bayılana kadar dayak yemek değildi. ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi."
~şeker portakalı~
devamını gör...
1599.
"sonsuzluk yaşadığınız her an ile benliğinizi nasıl bağdaştırdığınıza bağlıdır. goethe de aynı gerçeği faust'un ağzından duyurur: "böylesine bir hazzın sezgisiyle" der faust, sonsuzluğun şimdiki ana yansıyan varlığını hissederek.
spinoza her zaman insanların sonsuzluğun havasını soluyarak davranmasını savunmaktan hoşlanırdı. "bana göre sonsuzluk var olmak demektir. bir şeyin varlığı, mesela mutlak gerçek, bilinen zaman birimleriyle açıklanamaz." spinoza bir şeyin varlığının o şeyin özüne bağlı olduğunu ifade ederek sözlerini sürdürür. bu tez ilk bakışta göründüğü kadar anlaşılması güç değildir aslında. kişinin benliğine olayı uyarlarsak, birey ancak kendi özünden gelen davranışları gerçekleştirirse sonsuzluğun havasını yakalayabilir. demin bahsettiğimiz yazar gibi, sürekli değişen modadan veya eğilimlerden değil de bizi ayrıcalıklı bir birey yapan kişiliğimizden yola çıkarsak gerçek potansiyelimizi sonsuzluğa taşıyabiliriz."**
devamını gör...
1600.
devamını gör...