kitap alıntıları
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
başlık "mesteral" tarafından 08.11.2020 11:05 tarihinde açılmıştır.
1021.
ben kötü bir insan değildim. ne aksi bir adamım ne de uysal biriyim. ne alçağın biriyim, ne de namuslu, ne onurlu biriyim, ne bir kahramanım, ne de bir korkak. ben hiçbir şey olamadım...
devamını gör...
1022.
" ınsan, daha ölüm düşüncesine alışmadan cenaze arabasının peşine takılmak zorunda kalır."
albert camus/ yabancı
albert camus/ yabancı
devamını gör...
1023.
"yoksulluğun ilk etkisi, düşünceyi öldürmesidir."
(bkz: aspidistra)
(bkz: aspidistra)
devamını gör...
1024.
"sizi dinlemek sıkıcı. neden hep böyle neşelisiniz?"
"ama canım, neden üzgün olayım?"
"yaşam eğlenceli değildir de ondan."
"bakın, siz pek öyle yemek yemiyorsunuz. hele bir kez tıka basa yemek yemeyi deneyin. sıkıntı yeni bir buluştur. eskiden kimsenin canı sıkılmazmış."
"bırak kendini övmeyi! sanki hiç canın sıkılmaz mı?"
"yok canım, hiç sıkılmaz! can sıkıntısı nedir bilmem ben, ona zamanım yok. insan sabah uyanır; gider mutfağa, yemek hazırlatır. çay içer, kâhya gelir. sonra balık avına çıkar, işte öğle yemeği saati gelmiştir. derken, bakarsınız bir çırpıda akşam oluvermiştir... canımın sıkılmasına zaman mı kalır sanıyorsunuz?
(bkz: nikolay gogol) (bkz: ölü canlar)
"ama canım, neden üzgün olayım?"
"yaşam eğlenceli değildir de ondan."
"bakın, siz pek öyle yemek yemiyorsunuz. hele bir kez tıka basa yemek yemeyi deneyin. sıkıntı yeni bir buluştur. eskiden kimsenin canı sıkılmazmış."
"bırak kendini övmeyi! sanki hiç canın sıkılmaz mı?"
"yok canım, hiç sıkılmaz! can sıkıntısı nedir bilmem ben, ona zamanım yok. insan sabah uyanır; gider mutfağa, yemek hazırlatır. çay içer, kâhya gelir. sonra balık avına çıkar, işte öğle yemeği saati gelmiştir. derken, bakarsınız bir çırpıda akşam oluvermiştir... canımın sıkılmasına zaman mı kalır sanıyorsunuz?
(bkz: nikolay gogol) (bkz: ölü canlar)
devamını gör...
1025.
"hayatın en çetrefilli meselesi, çözülmesi en zor sırrı, gerçekte kim olduğumuzdur. çünkü herkes hayatının bir yerinde kaybolur. bazıları kendisini bulabilmek için önce çok eskiden kaybettiklerini bulmak zorundadır."
(bkz: tarık tufan)
(bkz: kaybolan)
(bkz: tarık tufan)
(bkz: kaybolan)
devamını gör...
1026.
umut ediyorum, yoksa yaşayamazdım. (bkz: doktor moreau'nun adası)(bkz: h. g. wells)
devamını gör...
1027.
neden kadınlar eskiye bağlılar ? bir erkek eskiden ne kadar ahmaklık etmiş olduğunun durmadan hatırlatılmasını istemez.
şampanyadaki zehir / agatha christie
şampanyadaki zehir / agatha christie
devamını gör...
1028.
''efendiler! bu vesileyle muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetişerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i aslîyi, çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an ferâgat etmesin.'' (nutuk 2.cild 607.sâhife)
devamını gör...
1029.
biz çok modern bir aileydik. babam da çok modern bir insandı. o yüzden beni dövmez, rencide ederdi.
alper canıgüz, gizli ajans
alper canıgüz, gizli ajans
devamını gör...
1030.
kayıp zamanın izinde - marcel proust
alışkanlık! zihnimizin haftalar boyunca geçici bir düzende azap çekmesine göz yuman alışkanlık, ama o olmasa , kendi imkanlarıyla sınırlı kalan zihnimizin bize içinde yaşanabilecek bir barınak sunamayacağı için, her şeye rağmen bulduğu zaman sevindiği, o becerikli ama ağırkanlı düzenleyici!
delta serisi s.12
alışkanlık! zihnimizin haftalar boyunca geçici bir düzende azap çekmesine göz yuman alışkanlık, ama o olmasa , kendi imkanlarıyla sınırlı kalan zihnimizin bize içinde yaşanabilecek bir barınak sunamayacağı için, her şeye rağmen bulduğu zaman sevindiği, o becerikli ama ağırkanlı düzenleyici!
delta serisi s.12
devamını gör...
1031.
başını omzuma yasladı ve evrendeki tüm taşlar yerine oturdu. - murat menteş
devamını gör...
1032.
artık hayatımın mahvolduğu kanısına varmıştım ya, her şeyi göze alabilirdim.
doktor moreau'nun adası /h. g. wells
doktor moreau'nun adası /h. g. wells
devamını gör...
1033.
altına imzamı atarak;
"ilk kez öldürdüğünde bir değil sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilan eden o delikanlıyı da zavallı bir kadının kocasını da, savaş giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... bütün bu kişileri öldürmüş olursun. ikinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişiyi öldürmüşsündür. üçüncü kez ise kimseyi öldürmüş sayılmazsın."
* *
"ilk kez öldürdüğünde bir değil sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilan eden o delikanlıyı da zavallı bir kadının kocasını da, savaş giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... bütün bu kişileri öldürmüş olursun. ikinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişiyi öldürmüşsündür. üçüncü kez ise kimseyi öldürmüş sayılmazsın."
* *
devamını gör...
1034.
"dokunmak, bir insan veya nesnenin kontrolünü
ele geçirmenin, ya da ondan yararlanmanın ilk adımıdır."
ele geçirmenin, ya da ondan yararlanmanın ilk adımıdır."
devamını gör...
1035.
ay ışığında var olamaz hiçbir acı
biliyorum , sığıntı sanıyorlar seni geceye
boşver , onlar bilmezler ki
en güzel düşler geceye aittir.
çocuk
çukurda bir sabah / hayal denizkuşu
biliyorum , sığıntı sanıyorlar seni geceye
boşver , onlar bilmezler ki
en güzel düşler geceye aittir.
çocuk
çukurda bir sabah / hayal denizkuşu
devamını gör...
1036.
hızır paşa'nın zurnazenleri zurnalarını zırıl zırıl zırıldatırlarken zırıltı zirveye varıp hitâm bulunca, ortamda sanki tâmât başlıyor, tâk tâk tâmmeleri ile köszenler tokmanlara vurup tumturâk ile kösleri tokur tokur tokurdatıyorlar, tokmaklarını sanki kâfirin beynine indirmek için tâ yukarı kaldırıp köslere acımasızca darp ederlerken, dudakları hınçla yukarı doğru büzülüyor; çevgâniler ise çın çın çıngırakları çınçılan misâli çıngır çıngır çıngırdata çıngırdata sallarlarken, davulzenler tokmaklarını güm güm indire indire davulları gümgüme ile gümbür gümbür gümbürdetiyorlardı; bu arada boruzenler de yanaklarını şişirip borularını ciğerlerinin bütün gücüyle üflemekteydiler. bu takımın galeyâna kapılan üyeleri, bazen de aşka gelerek, "yektir allah!" diye haykırmaktaydı. sanki kıyâmet kopmuştu.
ihsan oktay anar - suskunlar
ihsan oktay anar - suskunlar
devamını gör...
1037.
'özel mülkiyetin kaldırılmasıyla birlikte gerçek, güzel, sağlıklı bireycilik'e sahip olacağız. kimse hayatını bir şeyleri ya da bir şeylerin sembollerini biriktirerek boşa harcamayacak. insan yaşayacak. yaşamak dünyada en nadir rastlanan şeydir. çoğu insan sadece var olur, hepsi bu'
devamını gör...
1038.
acaba leyla'yı çadırında çoban kılığında ziyaret eden mecnun'a gölge mi olacaktım? umutsuz inançsızın ruhundaki karanlığı anlatayım diye gecenin içine mi karışacaktım? bütün cihandan kaçıp denizler aşıp, kuşlar, meyvelerle dolu bir adada huzur bulan iki sevgilinin mutluluğuna eşlik etmek isterdim! diyar-ı hind'i fethederken başına güneş geçip günlerce burnu kanaya kanaya ölen ıskender'in son anlarına gölge olmak isterdim. yoksa oğluna aşk ve hayat nasihatları veren babanın gücünü ve yaşını ima etmeye mi yarayacaktım? hangi hikayeye mana ve zarafet katacaktım?**
devamını gör...
1039.
sen bize güzel bir masal anlatırsan, dedim ona, ben de senin sayende dünyaya belki yeni bir şeyler söylerim.
korkuyu beklerken - oğuz atay
korkuyu beklerken - oğuz atay
devamını gör...
1040.
"bence günümüzde dünyanın sorunlarından bir de bu: kimse kim olduğunu bilmiyor.
herkes etrafta koştura koştura kimliğini arıyor ya da bir kimlik ödünç almaya çalışıyor ama kimse bunun farkında değil."
"müziğe kulak verdiler ve kafe planlarının üzerinden geçmeye koyuldular ve uyuşturucu kanlarında akıp gitmeye, vücutlarında yaşayan her hücreye düşler fısıldamaya devam ediyordu."
"bir rüya için asla bir ağıt olmayacağından şüpheleniyorum, çünkü biz onun için yas tutma fırsatı bulamadan o bizi mahvedecek."
"herkesin yaşamında kader ve acı var; ama arada sırada insanın kalbindeki yalnızlığı eriten bir ışık huzmesi çıkagelir ve sıcak bir çorba gibi, yumuşak bir yatak gibi, huzur verir insana."
"ve unutma sakın ha, güzellik yüzeyseldir ama çirkinlik iliğe kadar işler."
|bir rüya için ağıt - hubert selby jr.
herkes etrafta koştura koştura kimliğini arıyor ya da bir kimlik ödünç almaya çalışıyor ama kimse bunun farkında değil."
"müziğe kulak verdiler ve kafe planlarının üzerinden geçmeye koyuldular ve uyuşturucu kanlarında akıp gitmeye, vücutlarında yaşayan her hücreye düşler fısıldamaya devam ediyordu."
"bir rüya için asla bir ağıt olmayacağından şüpheleniyorum, çünkü biz onun için yas tutma fırsatı bulamadan o bizi mahvedecek."
"herkesin yaşamında kader ve acı var; ama arada sırada insanın kalbindeki yalnızlığı eriten bir ışık huzmesi çıkagelir ve sıcak bir çorba gibi, yumuşak bir yatak gibi, huzur verir insana."
"ve unutma sakın ha, güzellik yüzeyseldir ama çirkinlik iliğe kadar işler."
|bir rüya için ağıt - hubert selby jr.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106