181.
" insanlar arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yok "
stefan zweıg -bilinmeyen bir kadının mektubu
devamını gör...
182.
''vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. devrim'i satın alamazsınız. devrim'i yapamazsınız. devrim olabilirsiniz ancak. devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir.'

konuşmasını bitirirken, yaklaşan polis helikopterlerinin gürültüsü sesini boğmaya başladı."

mülksüzler / ursula k. le guin
devamını gör...
183.
"nefret ettiğim bir şey daha varsa, o da insanların kendinizi berbat hissettiğinizi bildikleri halde neşeyle hatırınızı sorup, 'iyiyim' demenizi beklemeleridir."

(bkz: sırça fanus)
devamını gör...
184.
"hangi ay olduğunu anımsamıyordum, hatta yılını bile. yalnızca bu anının içimde yaşadığını biliyordum; mutlu geçmişin kusursuzca mumlayanmış bir parçası; yaşamlarımızın dönüştüğü bu gri, boş tuvale atılan rengârenk bir fırça darbesi."
uçurtma avcısı - khaled hosseini
devamını gör...
185.
"çalıkuşu, haydi yat artık, gece ve yorgunluk zavallı gözlerini ağrıtıyor. seherden sana ne? seher, ta uzaklarda uykuya ve daha başka şeylere kanmış sarı çiçeklerin mesut gözlerini açacakları vakittir."
çalıkuşu - reşat nuri güntekin
devamını gör...
186.
"insanların ortak kusurudur: iyi havada fırtınayı hesaba katmamak."

prens - niccolo machiavelli
devamını gör...
187.
"belki de dünya, başka bir gezegenin cehennemidir."

cesur yeni dünya, aldous huxley
devamını gör...
188.
"bu gece günceme yazacağım.”
“neyi?”
“ateşten eli yanan çocuğun ateşi sevdiğini.”

dorian gray'in portresi, oscar wilde
devamını gör...
189.
ilk yalanı söyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan.*
oğuz atay-tutunamayanlar
devamını gör...
190.
ben... bu kirli yalnızlık içinde utanmayı tamamen unuttum, insanın ruhunu parçalayan ve kemiklerinden iliğini emen bu lanet olası ülkede.
-amok koşucusu-
devamını gör...
191.
"istemeden varım ve istemeden öleceğim. olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum."

huzursuzluğun kitabı-fernando pessoa
devamını gör...
192.
olmamasına razıyım. oluyormuş gibi olmasın yeter.
(bkz: franz kafka)
devamını gör...
193.
insanı dolu günleri değil, boş günleri dolduruyor..
(bkz: sait faik abasıyanık)
devamını gör...
194.
her şeyden önce, erkeğin doğası gereği aşkta vefasızlığa, kadının ise sürekli sadakata eğilimli olduğu gerçeği vardır. erkeğin aşkı, doyum bulduğu andan itibaren belirgin bir biçimde azalır: hemen hemen bütün öteki kadınlar onu, sahip olmuş olduğu kadından daha fazla çekerler: erkek değişiklik özler. kadının aşkı ise, özellikle o andan sonra artmaya başlar. bu, türü koruyup onun varlığını sürdürmeye, bu bakımdan da olabildiğince fazla çoğalmaya yönelik doğanın amacının bir sonucudur. bildiğimiz gibi erkek, kendisine yeterince kadın sunulduğu takdirde, kolayca yılda yüz çocuk meydana getirebilir: kadın ise, istediği kadar çok erkeğe sahip olsun, ikiz ihtimalini hesaba katmazsak, yılda sadece bir çocuk dünyaya getirebilir. bu nedenle erkeğin gözü hep başka kadınlardadır; kadın ise buna karşılık tek bir erkeğe sımsıkı sarılır: çünkü doğa onu içgüdüleri gereği ve hiç düşünmeden, gelecekteki doğumun besleyicisi ve koruyucusunu yanında tutup korumaya sürükler. bundan ötürü erkeğin eşine sadakati yapaydır, kadının ki doğaldır; dolayısıyla da, kadının ihaneti, nesnel olarak, sonuçları bakımından olduğu kadar, öznel olarak doğaya aykırılığı bakımından da erkeğinkinden çok daha az bağışlanabilir bir ihanettir.

arthur schopenhauer/aşkın metafiziği
devamını gör...
195.
insanların dünya karşısındaki kayıtsızlığını da işte tam bu anda kendi zihninde yakaladı ve babasının sözlerine bir anlam vermeyi başardı: bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir âlem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı. oysa uzun ihsan efendi, dünya'nın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi. her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı. kuran'ın kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun ardında giden herkes, dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve bunları başkalarına aktarmalıydı, dünyaya şahit olmanın yolu ise maceranın kendisinden başka bir şey değildi. yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu dünya'nın şahidi olmaktı.
ihsan oktay anar- puslu kıtalar atlası.
devamını gör...
196.
hiçbir yolun sonunda kimse bayram ı beklemiyor.
devamını gör...
197.
“her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır demiş atalarımız. her yiğit canının çektiği biçimde yoğurt yemeli ama yüzüne gözüne bulaştırmamalı. sanatın hemen her dalında canının çektiği gibi tadını çıkara çıkara yoğurt yiyen sanatçılar ister.”

rıfat ılgaz - cart curt
devamını gör...
198.
"karşılıklı kuşkulara karşın,onu ne denli sevdiğini bilmeden göçüp gitmemesi için ona bir ancık daha olsun bağışlamasını dilemişti tanrı'dan; birbirlerine söyleyemedikleri her şeyi söylemek, geçmişte yaptıkları kötü şeyleri yeniden daha iyi yapmak için, onunla sürdürdüğü yaşama yeniden başlamak için dayanılmaz bir istek duydu içinde. ama ölümün uzlaşmazlığı karşısında boyun eğmek zorunda kaldı. o andan başlayarak rahat yüzü görmedi, ama acısının bir belirtisi gibi görülebilecek her davranıştan kaçındı."

(bkz: kolera günlerinde aşk)
devamını gör...
199.
evet ve hayırlarla durum başka, ben yol aldıkça onlar yeniden bana dönecekler ve bende üzerlerine bir kuş gibi sıçacağım ayrım gözetmeden.

adlandırılamayan, beckett.
devamını gör...
200.
neden onların gücü var? çünkü bu gücü onlara siz veriyorsunuz. ve sizler korkak olduğunuz müddetçe onların gücü hep olacaktır. sizler boyun eğdiğiniz, belki paçamı kurtarabilirim dediğiniz müddetçe, onları can evinden vurmak yerine, onlara itaat ettiğiniz müddetçe, sizler sadece bir kölesiniz ve bunu da hak ediyorsunuz demektir.

mecburiyet/stefan zweig



tanım: kitap alıntılar paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kitap alıntıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim