641.
"iyi ki dediğim o kadar çok olumsuzluk oldu ki hayatımda.
iyi ki diyemesem, nasıl devam edebilirim ki yoluma?
yeniden nasıl sevebilirim ki?
yeniden nasıl umut bağlayabilirim ki?
yeniden nasıl mutlu olabilirim ki?
iyi ki diyebilmek güç veriyor.
yoksa korkardım.
yoksa kapana kısılmış hissederim.
ayaklarıma prangalar bağlanmışcasına yaşamama neden olur iyi ki diyemediğim her şey.
yaşadıklarım güvenmemeyi öğretmedi, kendime nasıl güveneceğimi öğretti.
hayalkırıklıklarım kaçmayı değil, kırılganlığımla baş etmeyi öğretti.
bu bana yeniden ayağa kalkmayı öğretti ve sonrasında hiç düşürmedi hayalkırıklıklarım.
iyi ki "iyi ki" diyebiliyorum."
ziya ünlütürk
devamını gör...
642.
kaçarak, korkarak, saklayarak, bitmez tükenmez can sıkıntılarından mürekkep bir hayatı yaşamak, yaşamak değildir. insan ki eşref-i mahlûkattır; bir nebat gibi hissiz yaşamak ona yakışmaz.
pinhan, elif şafak
devamını gör...
643.
"kendiliklerinden vazgeçişin yarattığı terörü yaşamamış olan çocuklar, dış dünyaya olumlu, merak dolu ve hoşnutlukla yaklaşan yetişkinler haline gelirler. bir bebeğin veya bir çocuğun duyguları ve algılayışları onu büyüten bir anne-baba tarafından onaylanmadığı için, yaşamındaki ilk deneyimlere tehlike altında olma duygusu damgasını vurmuşsa, durum çok farklı olur. o zaman çocuk dış dünyaya karşı kucaklayıcı değil, sakınma ve savunmaya dönük bir tutum geliştirir. öfke ve saldırganlık bu var oluşun özü haline gelir ve böylece tehditkâr bir dünyada yaşıyor olma duygusu daha da pekişir. algılayış daralır. çevrede teşvik, gelişme olasılıkları ve uyarım görmek yerine, dikkat tehlikelere yönelir. savunma, hayatta kalmanın özü haline gelir. kişi kendisini yeryüzünde evinde hissedemez, bildik bir ortamın içinde korunmuşluk duygusunun eksikliği söz konusudur. bunun yerine tedirginlik baskındır. yabancı merak uyandırmak yerine korku ve güvensizlik yaratan bir şeydir ve bu yüzden de yeni ve farklı olan her şeye karşı direnç geliştirilir. bu tür insanlar neyin güvenilir neyin tehditkâr olduğunu ayırt etmekte zorlanırlar."
-arno gruen

"insan neden en çok sevdiklerini acıtır" merak edenler için makalenin tamamı burada
devamını gör...
644.
neden bu kadar duyarlıyım?
neden bu kadar hassasım?
neden bu kadar insanlar için üzgünüm?
neden acıma duygum bu kadar yüksek?
neden? nedenn? needeenn?
bu sorular senin hayatını anlatan sorular mı?
işte bu benim diyor musun?
o zaman fark etmen gereken bir şeyi anlatmam gerekiyor sana.
şimdi çocukluğunu hatırlamanı istiyorum.
2 tür ebeveyn ile büyümüş olma ihtimalin var. yani bu iki ebeveyn türü, senin bugün olduğun kişi olma konusunda etki etmiştir.
1. ebeveyn; üzgün ebeveyn. hassas, zayıf, sorunlarla baş etmede güçsüz. senin sorunların karşısında hemen üzülen, korkan ve kaygılanan bu ebeveyninle ilişkinde, hep onu düşünmeyi öğrenirsin. üzmemeliyim onu diyerek hareket edersin. hem üzmemeye çalışarak hem de üzüntüsünü çözmeye çalışarak bir ilişki geliştirirsin. eğer böyle bir ebeveynle büyümüş isen; insanlar üzülmesin diye yaptıklarını bırakmalı ya da yapmaktan vazgeçtiklerini yapmalısın. ve kurtarıcı olmayı bırakıp, kendini mağdur etmekten vazgeçmelisin.
2. ebeveyn; öfkeli, suçlayıcı, cezalandırıcı ve baskıcı ise o zaman ona karşı kendini korumak için kendini kontrol altına alıp, her neye öfkeleniyorsa, ne bekliyorsa onları öğrenip öyle davranmaya başlarsın. benim yüzümden öfkelenmemeli diyerek onun tepkilerini içselleştirirsin. yapman gereken ise; onun öfkesinin sorumlusu olmadığını anlaman. ve öyle bir ebeveynle yetişmediğinde nasıl biri olurdun bunu hisssetmen ve öyle olman.
klinik psikolog ziya ünlütürk
devamını gör...
645.
"hayır hayır hayır, ölemem ben! yaşayan, var olan bir kimse ölür; bense yokum; var olmadığıma göre nasıl ölebilirim? ölümsüzüm ben! tek ölümsüzlük; benim gibi ne doğmuş ne de var olmuş bir yaratığın ölümsüzlüğüdür. bir hayal yaratığı bir fikirdir, fikirse ölümsüzdür daima."

miguel de unamuno, sis

"sesli sesli ağlamak istedim ama ağlayamazdım. gözyaşı akıtmak için fazlasıyla yaşlanmış, deneyimlerden geçmiştim. dünyada gözyaşı dökülemeyecek üzüntüler vardır işte. bunu kimseye anlatamayacağınız gibi, anlatsanız bile kimsenin anlayamayacağı türden şeylerdir. o üzüntü şekli hiç değişmeden, rüzgarsız bir gecede yağan kar gibi sessizce yüreğinizde birikir durur."

haruki murakami, haşlanmış harikalar diyarı ve dünyanın sonu
devamını gör...
646.
'doğruyu buldum,' demeyin, bunun yerine şöyle söyleyin: 'bir doğru buldum.'
halil cibran/ ermiş
devamını gör...
647.
tanrı’yla yaptığım anlaşmanın şartları böyleydi: ben farklı olduğum için acı çekmeliydim ve acıma karşılık bütün evren benim etrafımda dönmeliydi.
robert silverberg - içeriden ölmek
devamını gör...
648.
"zaman ne kadar geçerse geçsin, bazı konularda hiçbir şeyi değiştirmez. elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar ölmezsin. bunları yine edinebilirsin. ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, işte buna çare yoktur."

cengiz aytmatov | gün olur asra bedel.
devamını gör...
649.
''ölüm değil, yalnızlık, asıl korkunç olan! ruhunun kurtulacağı umudunun bile olmadığı yalnızlık! canlı canlı cehenneme düşmüşsün gibi. cehennem tam da budur işte: sonsuz karanlıkta, içinde hiçbir umudun olmadığı, kaskatı bir yalnızlık.''

aleksey n. tolstoy- aelita
devamını gör...
650.
"rüzgar selim’e, “öldür beni,” diye yalvarıyordu. selim, bu beklemediği cevap karşısında şaşkına dönmüş, ne yapacağını bilmez bir halde bekliyordu. rüzgar, “öldür beni,” diye tekrarladı. babası öldüğünde on yedi yaşında olan selim, aslında sineğe bile zarar vermekten imtina eden biriydi. üniversiteyi bitirdiği gün, geçen ay annesi onu paris’ten geri, yanına çağırmış, babasının intikamını almasını ve o öldükten sonra dağılan çeteyi tekrar faaliyete geçirmesini emretmişti. on iki yaşından beri avrupa’da çeşitli şehirlerde yaşayan selim, kendini birden çete reisi olarak bulmuştu. mecburen itaat etmişti, yıllardır bugünü bekleyen annesine. ilk görevi rüzgar’ı öldürmekti; ama işte yapamıyordu. adam öldürmek istemiyordu. rüzgar, “lütfen beni öldür, şu an,” diye yalvarıyor; selim rüzgar’ı ne öldürebiliyor ne de bu iş için adamını kullanabiliyordu. etkilenmişti rüzgar’dan. gözlerini, bu kendinden on beş yaş büyük, yakışıklı adamdan alamıyordu. “karını ve çocuklarını öldüreceğim,” diye bağırdı selim. rüzgar ne dediyse, kendini öldürtmeyi beceremedi. "

yağmur yağacak gibi
devamını gör...
651.
güçlüsün, ama yüreğinin bir yerindeki çatlaktan bu güç akıp gidiyor. bu çatlağı kapamayı başaramazsan gücünü tamamen yitireceksin, zavallı biri olacaksın. bu çatlaktan ne sızıyor dışarıya, biliyor musun? her an patlamaya hazır, tehlikeli, kocaman bir duygu balonu. neden böyle bir balon büyüttün içinde? yaşamlarından memnun, mutlu insanları görünce neden durup dururken sinirleniyorsun? onları bu kadar çok küçümsemenin nedeni ne, niye onları incitmek istiyorsun? tamam seni anlıyorum, onların hepsinin aptal olduğunu düşünüyorsun, onları küçümsüyorsun; çünkü sen onlar yüzünden başarısız ve öfkeli biri oldun, onların ahlak anlayışları ve mutlu olma yöntemleri bu kocaman dünyayı yönettiği için sen onlara yenik düştün. bu düşüncelerin beynini işgal etmesine izin vermemelisin, çünkü senin asıl düşmanın bir kurşun kadar yok edici olabilen bu kötü düşüncelerdir. kurşunlar, kurbanlarını seçip onları hemen öldürdükleri için çok acı vermezler. ama senin içinde yalnızca kurşun değil, bakteriler de var. bakteriler insanı birden öldürmezler; onu yavaş yavaş yıpratarak en sonunda bir ucubeye dönüştürürler, bu ucubenin yaşamak için tek şansı vardır, o da küçümseme ve nefretle bilenmiş oklarını çevresine rasgele fırlatmaktır. bir sürü şeye sahip olabilir bu ucube; ama hayatta hiç başarılı olamaz, çünkü kendi kendisinin düşmanı olduğu için sahip olduğu şeyler ile mutlu olmayı hiçbir zaman beceremez. soğukkanlılıkla - truman capote
devamını gör...
652.
"gözümüzün önünde büyük hazineler olduğu zaman asla göremeyiz onları.peki,neden bilir misin?çünkü insanlar hazineye inanmazlar."

paulo coelho-simyacı
devamını gör...
653.
"çünkü harika bir şekilde gençsiniz. bu dünyada elde tutmaya değer tek şey de gençliktir."

"bana hiç öyle gelmiyor, lord henry."

"yok, şimdi öyle gelmez. bir gün gelecek ama, ihtiyarlayıp buruştuğunuz, çirkinleştiğiniz zaman; düşünceler alnınızda izler açtığı, şehvetin korkunç yangını dudaklarınıza damga vurduğu zaman size de öyle gelecek, hem de acı acı."

dorian gray'in portresi
devamını gör...
654.
dünya insanın çözemeyeceği kadar çelişkilerle dolu tuhaf bir yerdi.
ama işler tam da bu yüzden yoluna giriyordu.
o çılgın şiirde de aynen böyleydi.
"her yer karanlıktı ay ışıldarken, yeşil kırlar buzla örtülürken yıldırım hızında bir araba, usulca köşeyi döndü..."
~48 saat = andreas gruber~
devamını gör...
655.
"nesneler bizim onlara yüklediğimiz anlamlardan ibarettir, insanlar da öyle." görme biçimleri / john berger
devamını gör...
656.
"insan niçin yaşadığını bilmezse günü gününe yaşamakla kalıyor; günün geçmesini, gecenin gelmesini beklemekten başka zevki olmuyor. bugün nasıl yaşadım, sorusuna cevap vermeden uykuya dalıyor, ertesi gün gene aynı hayat."

oblomov
devamını gör...
657.
ehl-i ilim ve hikmet:
“iki kişi arasındaki iyilik kuralı şudur: birinin verdiğini hemen unutması, diğerinin aldığını hiç unutmaması”

yaptığımız iyilikleri unutalım, bize yapılan iyiliklere ise nankörlük etmeyelim.
devamını gör...
658.
"dinamik bir güç olan islâm,sadece geçmişte kalmış bir medeniyet değil, aksine geleceğin inşasında bugün de katkı sunabilecek bir enerji barındırıyor kendisinde."
geleceğimize islâm var- roger garaudy
devamını gör...
659.
"ölüm ve yaşam ciddi şeylerdir ama sandığınız kadar da değil."

henüz yeni bitirip yayınevlerine göndermeye başladığım "tanrı öldüyse ben kiminle berabere kaldım ya da ölüler aptallar ve diğer adam." adlı romanımdan alıntı yaptım. kitap isminin alıntıdan uzun olması yasak değildir umarım.

yayımlanmamış kitaba tasarladığım kitap kapağını da ekleyeyim nasıl bir ruh hastasıyla karşılaştığınızı anlayın.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
660.
depresyona kimileri daha yatkındır yapı olarak.
bu yatkınlıklarının kökenine bakacak olursak ailede psikolojik rahatsızlıklar yaşayan ebeveynler olması etkili. bu tür bir ortamda yetişen çocuklar gerekli bakım ve ilgiyi alamayabiliyorlar. çocuk bakıma muhtaçken yaşadığı psikolojik rahatsızlıklardan kaynaklı ebeveyni kendine bile bakım veremeyebiliyor.
ebeveynin yaşadığı bu duygusal buhranlarına maruz kalan çocuk kendi duygusal dengesini düzenleyemiyor. ya çok hassas bir kişilik geliştirip ebeveyni gibi oluyor yada kendi duygularını yalıtıp kendini bu şekilde korumaya alıyor.
otoriter, kaygılı, eleştirel, tutarsız, kayıtsız( ilgisiz), şiddetin ve alkolün olduğu aile ortamında yetişmiş çocuklarda ilerde yaşadıkları en ufak olumsuzluklarda ve hatta kendi karamsar düşünceleri ile sürekli depresyona girebiliyorlar. hatta kimileri hiç çıkmıyor depresyondan.
bağımlı kişilik yapıları olan kişilerin depresyona ve diğer psikolojik rahatsızlıklara çok daha yatkın olduklarını görüyorum.
bu şartlarda yetişmeyen kişiler bile ileride yaşadıkları ile depresyona girebilirler. travmalar, iflas, kayıplarda depresyon nedenlerinden.
ilişkiler de narsist eşler ve insanlar buna en çok zemin hazırlayan insanlar oluyor.
tabi benim bu yazmaya başlamama neden olan hayatımızda ki önemli kişilerin bizdeki etkileri ile depresyona girmemiz.
kendimizi gerçekleştirmek için gerekli alana sahip olmamızı engelleyen kişiler yavaş yavaş bizi depresyona itebilirler. sinsi sinsi işgal eden kişiler vardır. genelde bizim iyiliğimizi istediklerini iddia ederek bunu yaparlar.
karşı çıktığımız da ise öfkeli, saldırgan yanlarını açığa çıkarırlar.
bir şekilde karşısındakini sindirmeye çalışırlar.
eğer zayıf bir kişiliğimiz var ise boyun eğeriz. ve depresyon kaçınılmaz olur. ama kendimizi koruyabiliyor ve ifade edebiliyorsak (karşıdakinin anlamasına gerek yok) depresyon yerine belki normal bir üzüntü ile atlatabiliyoruz. yapmamız gereken artık bir kurban rolünden çıkıp, kafamızda ki korkularımız kafamızda yenmek. bizim içimizde var olan korkuları başkaları keşfedip bizi bununla kontrol etmeye başlarlar. eğer korkularımız yoksa kimse korkutarak bizi kontrol altına alamaz.

ziya ünlütürk
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kitap alıntıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim